ABOUT THE SPEAKER
Jasmine Crowe - Hunger hero
Jasmine Crowe is the creator of Goodr, a tech-enabled sustainable food waste management company that strives to eliminate hunger and save food from landfills.

Why you should listen

Jasmine Crowe is working to make the world a better place by reducing food waste and ending hunger. She has hosted events in more than 20 US cities and in the UK, South Africa and Haiti. She has collected and donated more than two million food items to causes worldwide and fed more than 80,000 people through the Sunday Soul Homeless feeding initiative. 

Through her years of work feeding vulnerable populations, Crowe saw a great opportunity for technology to solve a real problem: hunger. In January 2017, Crowe founded Goodr, a food management platform that allows users in the food industry to track and redirect surplus food. Under Jasmine's direction, Goodr has now diverted nearly two million pounds of food from landfills and serves clients including Atlanta's Hartsfield Jackson Airport, the NFL and Netflix.

More profile about the speaker
Jasmine Crowe | Speaker | TED.com
TEDWomen 2019

Jasmine Crowe: What we're getting wrong in the fight to end hunger

Jasmine Crowe: Açlık sorunuyla mücadelemizde neyi yanlış yapıyoruz

Filmed:
1,200,777 views

Tüm zamanlardan daha fazla yemek israfının olduğu bu zamanda hâlâ neden dokuz kişiden biri her gece aç uyuyor? Sosyal girişimci Jasmine Crowe, küresel açlığı bitirme mücadelemizde kökten değişim çağrısında bulunuyor, gıda güvencesizliğini çözmede alışılmış yaklaşımlarımızı yeniden düşünmemizi istiyor ve kullanılmayan gıdayı toplayıp ihtiyacı olanlara ulaştırmada teknolojiyi nasıl kullanabileceğimizi anlatıyor.
- Hunger hero
Jasmine Crowe is the creator of Goodr, a tech-enabled sustainable food waste management company that strives to eliminate hunger and save food from landfills. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
In JuneHaziran of 2017,
0
888
2326
2017 yılının Haziran ayında
00:15
I volunteeredgönüllü with a groupgrup
at a localyerel foodGıda pantrykiler
1
3238
3599
Atlanta, Georgia'nın güneyindeki
yerel bir aşevinde
00:18
on the southgüney sideyan of my home cityŞehir
2
6861
2625
bir grup insanla birlikte gönüllü oldum.
00:21
in AtlantaAtlanta, GeorgiaGürcistan.
3
9510
1439
00:23
It was a FridayCuma afternoonöğleden sonra,
4
11394
1539
Günlerden cumaydı, öğleden sonraydı,
aşevinin haftalık yemek bağışlama günü.
00:24
the day of theironların weeklyhaftalık foodGıda giveawayGiveaway.
5
12957
2228
Oraya vardığımda
insanlar gelmeye başlamıştı.
00:27
And as I drovesürdü up,
6
15209
1159
00:28
I saw people beginningbaşlangıç to arrivevarmak,
7
16392
1974
00:30
manyçok with theironların rollingyuvarlanan cartsarabaları in towkıtık,
8
18390
1922
Birçoğunun yanında market arabası vardı,
00:32
preparedhazırlanmış to receiveteslim almak
theironların foodGıda supplyarz for the weekhafta.
9
20336
2758
haftalık gıda ihtiyaçlarını
almak için hazırlardı.
00:35
As I was walkingyürüme in the doorkapı,
there were about 40 people outsidedışında
10
23118
3016
Ben içeri girerken dışarıda
sırada bekleyen kırk kadar kişi vardı.
00:38
waitingbekleme in linehat.
11
26158
1189
00:39
And I was so excitedheyecanlı,
12
27371
1450
Çok heyecanlıydım
00:40
because there are very fewaz things
I enjoykeyfini çıkarın more than givingvererek back.
13
28845
3374
çünkü vermekten daha çok
hoşlandığım çok az şey var.
00:44
But then, as I enteredgirdi the roomoda where
the volunteergönüllü meetingtoplantı was takingalma placeyer,
14
32538
4267
Ama sonra gönüllü toplantısının
olduğu odaya girdiğimde
hemen fark ettim ki o insanların hiçbirine
gerçek bir öğün vermeyecektik,
00:48
I immediatelyhemen realizedgerçekleştirilen:
15
36829
1672
00:50
we weren'tdeğildi about to give
these people any realgerçek mealsyemek.
16
38525
2489
00:53
We were essentiallyesasen just givingvererek them foodGıda.
17
41038
2246
sadece yiyecek veriyorduk.
00:55
I tookaldı my placeyer on the assemblymontaj linehat,
where -- get this --
18
43634
2804
Paketleme hattındaki yerimi aldım.
00:58
I was in chargeşarj etmek of makingyapma sure
that the WeightAğırlık WatchersWatchers DingDing DongsDongs
19
46462
3127
Görevim, her çantaya Weight Watchers'ın
Ding Dong keklerinin girmesini sağlamaktı.
01:01
madeyapılmış it into everyher family'sailenin bagsırt çantası.
20
49613
2027
Çantalar gelmeye başladığında
kendi kendime düşünüyordum.
01:04
As the bagsçantalar startedbaşladı to come around,
21
52202
2282
01:06
I'm thinkingdüşünme to myselfkendim:
22
54508
1546
01:08
What on earthtoprak are we doing here?
23
56078
1640
"Burada ne yapıyoruz?"
Her çantada şunlar vardı:
İki adet 600 ml Snapples diyet soğuk çay,
01:10
EachHer bagsırt çantası containediçeriyordu
two 20-ounce-ons dietdiyet SnapplesSnapples,
24
58234
3665
01:13
a gallongalon of barbecueBarbekü sauceSos,
25
61923
2289
3,5 litre barbekü sosu,
01:16
a bagsırt çantası of kettlesu ısıtıcısı potatopatates chipscips,
26
64236
2494
bir paket patates cipsi,
01:18
a boxkutu of superhero-shapedsüper kahraman şeklinde
vegetable-enrichedsebze zenginleştirilmiş macaronimakarna noodleserişte,
27
66754
4585
bir kutu süper kahraman şekilli
sebzeli makarna,
01:23
a boxkutu of belVitaBelvita breakfastkahvaltı barsBarlar,
28
71363
2695
bir kutu belVita kahvaltı barı,
01:26
a can of refriedrefried beansfasulye,
29
74082
2010
bir konserve fasulye püresi,
01:28
a can of sweettatlı peasbezelye,
30
76116
1741
bir konserve bezelye,
01:29
a miniatureminyatür can of cornMısır,
31
77881
1851
küçük bir konserve mısır,
01:31
I can't forgetunutmak about those DingDing DongsDongs
32
79756
2058
Ding Dong keklerini unutmadan edemem
01:33
and frenchFransızca friedKızarmış greenyeşil onionssoğan,
33
81838
1714
ve kızarmış taze soğan,
01:35
you know, the kindtür that go
on topüst of a greenyeşil beanfasulye casserolegüveç.
34
83576
3037
güveçte yeşil fasulye yemeğinin
üzerine atılan türdekilerden.
01:38
And that was it.
35
86637
1201
Bu kadardı.
01:40
We madeyapılmış over a hundredyüz
of those bagsçantalar that day,
36
88303
2650
O gün yüzden fazla çanta hazırladık
01:42
and people indeedaslında
stooddurdu in linehat to receiveteslim almak one.
37
90977
2602
ve ihtiyacı olanlar
bir tane almak için sırada bekledi.
01:45
But a feelingduygu camegeldi over me;
38
93971
1831
Ama bir duyguya kapıldım,
kötü ve biraz da kızgın hissettim.
01:47
I feltkeçe badkötü and a little angrykızgın.
39
95826
2537
Yüzden fazla aileye verdiğimiz yiyecekten
bir öğün bile çıkmayacağından eminken
01:50
It was like, how could I even feel good
about the work that I was doing
40
98387
3364
01:53
when I knewbiliyordum for a factgerçek
that not one mealyemek was to come
41
101775
2504
01:56
from the foodGıda we had just givenverilmiş
to over 100 familiesaileleri?
42
104303
3153
yaptığım işten nasıl keyif alabilirdim ki?
01:59
I mean, who wants to have
a mealyemek with barbecueBarbekü sauceSos and DingDing DongsDongs?
43
107480
3312
Demek istediğim, barbekü sosu
ve Ding Dong kekiyle kim bir öğün ister?
02:02
(LaughterKahkaha)
44
110816
1027
(Gülme sesleri)
02:03
And the realitygerçeklik is,
45
111867
1479
Gerçek şu ki hayatım boyunca
bu sürecin bir parçası oldum.
02:05
I've been partBölüm
of this processsüreç all my life.
46
113370
2411
02:07
I've participatedkatıldı in foodGıda drivessürücüler,
47
115805
1983
Yiyecek kampanyalarına katıldım,
küçüklüğümden beri konserve topladım,
02:09
I've collectedtoplanmış canskutular sincedan beri I was a kidçocuk,
48
117812
2266
sayabileceğimden daha fazla defa
marketlere bağışta bulundum,
02:12
I've donatedbağışladı in the groceryBakkal storemağaza
more timeszamanlar than I can countsaymak,
49
120102
3105
02:15
I've volunteeredgönüllü at shelterssığınak,
I've workedişlenmiş in foodGıda pantriespantries,
50
123231
3251
barınaklarda gönüllü oldum,
aşevlerinde çalıştım
02:18
and I'm sure, like me,
so manyçok of you have, too.
51
126506
2529
ve eminim ki benim gibi
çoğunuz da bunları yapmışsınızdır.
02:21
In 2013, I even createdoluşturulan
a pop-upaniden belirmek restaurantrestoran,
52
129444
3808
2013'te Sunday Soul isimli
gezici bir lokanta bile açtım.
02:25
calleddenilen SundayPazar SoulRuh.
53
133276
1420
Masa, sandalye ve masa örtüsü kiralayıp
menüler çıktı aldım.
02:26
And I rentedkiralanmış tablestablolar and chairssandalye and linensÇarşaf
54
134720
2259
02:29
and I printedbasılı out menusmenüler
55
137003
1514
Bu deneyimi sokak aralarına,
köprü altlarına ve parklara taşıdım,
02:30
and I tookaldı these experiencesdeneyimler to alleywaysgeçitler,
56
138541
2501
02:33
underneathaltında bridgesköprü and in parksparklar
57
141066
2071
evsizliği tecrübe eden kişiler
onurlu bir şekilde yemek yiyebilsin diye.
02:35
to allowizin vermek people that were
experiencingyaşandığı homelessnessevsizlik
58
143161
2732
02:37
to dineyemek with dignityhaysiyet.
59
145917
1456
Dolayısıyla uzun bir süredir
bu mücadeleye katkıda bulunuyorum.
02:39
So I've investedyatırım in this fightkavga
for quiteoldukça some time.
60
147848
2747
ABD'nin neredeyse tüm büyük şehirlerinde
aşevleri sevilen bir toplumsal kuruluş.
02:43
In almostneredeyse everyher majormajör US cityŞehir,
61
151360
2515
02:45
the foodGıda bankbanka is viewedbakıldı
as a belovedsevgili communitytoplum institutionkurum.
62
153899
3794
Muhtaçlara gıda kutuları hazırlamaları
ve gıdaları sınıflandırmaları için
02:49
CorporationsŞirketler sendgöndermek volunteersgönüllüler down
on a weeklyhaftalık basistemel
63
157717
3740
02:53
to sortçeşit throughvasitasiyla foodGıda itemsürün
and make boxeskutuları of foodGıda for the needymuhtaç.
64
161481
3411
dernekler haftalık olarak
gönüllüler gönderiyor.
Ayrıca konserve bağışları,
02:57
And can drivessürücüler --
65
165298
1173
02:58
they warmIlık, hafif sıcak the heartskalpler of schoolsokullar
and officeofis buildingsbinalar that participatekatılmak
66
166495
3778
katılan ofis binalarını
ve okulları sevindiriyor
03:02
and filldoldurmak the shelvesraflar of foodGıda banksbankalar
and foodGıda pantriespantries acrosskarşısında the nationulus.
67
170297
3837
ve ülke genelinde
aşevlerinin raflarını dolduruyor.
Açlığı sonlandırmak için böyle çalışıyoruz
03:06
This is how we work to endson hungeraçlık.
68
174158
1830
ve fark ettiğim şey şu:
03:08
And what I've come to realizegerçekleştirmek
69
176542
1725
Yanlış yapıyoruz.
03:10
is that we are doing hungeraçlık wrongyanlış.
70
178291
1678
Aynı şeyleri tekrar ve tekrar yapıyoruz
03:12
We are doing the sameaynı things
71
180385
1700
03:14
over and over and over again
72
182109
3039
ama farklı bir sonuç bekliyoruz.
03:17
and expectingbekliyor a differentfarklı endson resultsonuç.
73
185172
2038
İnsanların aylık olarak aşevlerine
ihtiyaç duyduğu bir döngü oluşturduk.
03:19
We'veBiz ettik createdoluşturulan a cycledevir
74
187545
1634
03:21
that keepstutar people dependentbağımlı on foodGıda banksbankalar
and pantriespantries on a monthlyaylık basistemel
75
189203
4110
Aldıkları gıda ise genelde dengeli değil
ve kesinlikle sağlıklı bir öğün sunmuyor.
03:25
for foodGıda that is oftensık sık not well-balanceddengeli
76
193337
2222
03:27
and certainlykesinlikle doesn't providesağlamak them
with a healthysağlıklı mealyemek.
77
195583
2760
ABD'de, iyilik yapma yaklaşımımız
yani hayırseverlik dediğimiz şey
03:30
In the US, our approachyaklaşım to doing good,
78
198848
2429
03:33
or what we call "charitysadaka,"
79
201301
1690
ciddi bir gelişim göstermemizi engelliyor.
03:35
has actuallyaslında hinderedengel us
from makingyapma realgerçek progressilerleme.
80
203015
2791
03:37
We're educatingyetiştirmek the worldDünya
on how manyçok people are foodGıda insecuregüvensiz.
81
205830
3532
Ne kadar insanın gıda güvencesi olmadığını
dünyaya öğretiyoruz.
Mücadelemizde televizyon reklamları,
billboardlar, kitlesel bağışlar
03:41
There are televisiontelevizyon commercialsreklam,
82
209386
1786
03:43
billboardsreklam panoları,
83
211196
1166
03:44
massivemasif donationsbağış,
84
212386
1283
03:45
the engagementnişan of some
of our biggesten büyük celebritiesÜnlüler in the fightkavga.
85
213693
3026
ve en tanınmış ünlülerimizden
bazılarının katılımı var
03:48
But the ever-presentHep-mevcut realitygerçeklik is that,
86
216743
2275
ama hep var olan gerçek şu ki
bunca emeğe rağmen
hâlâ aç olan milyonlarca insan var.
03:51
even with all of this work,
87
219042
1617
03:52
millionsmilyonlarca of people are still going hungry.
88
220683
2198
03:54
And we can do better.
89
222905
1321
Daha iyisini yapabiliriz.
03:56
GloballyGenel olarak, 821 millionmilyon people are hungry.
90
224623
3030
Dünya çapında 821 milyon insan aç.
Bu, dünyadaki dokuz kişiden biri aç demek.
04:00
That's one in ninedokuz people on this planetgezegen.
91
228086
2417
04:03
And here in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
92
231120
1449
Burada, ABD'de, yaklaşık kırk milyon kişi
her yıl açlığı deneyimliyor.
04:04
nearlyneredeyse 40 millionmilyon people
experiencedeneyim hungeraçlık everyher singletek yearyıl,
93
232593
3334
04:07
includingdahil olmak üzere more than 11 millionmilyon childrençocuklar
94
235951
2488
Buna, her gece aç uyuyan
on bir milyondan fazla çocuk da dahil.
04:10
that go to bedyatak hungry everyher night.
95
238463
2009
Yine de her zamankinden
daha fazla yiyecek israf ediyoruz --
04:12
YetHenüz, we're wastingisraf more foodGıda
than ever before --
96
240960
2644
04:15
more than 80 billionmilyar poundspound a yearyıl,
97
243628
1937
her yıl 36 tondan daha fazla.
04:17
to be exactkesin.
98
245589
1332
04:19
The EPAEPA estimatestahminler that foodGıda wasteatık
has more than doubledkatına
99
247492
2980
ABD Çevre Koruma Kurumu
EPA'nın tahminlerine göre
04:22
betweenarasında 1970 and 2017,
100
250496
3399
1970 ve 2017 arasında
yiyecek israfı iki kattan fazla artmış
04:25
and now accountshesapları for 27 percentyüzde
of everything in our landfillsdepolama alanları.
101
253919
3685
ve şu an atık sahalarının
%27'sini oluşturuyormuş.
04:29
And as this foodGıda sitsoturur,
it graduallykademeli olarak rotsçürür
102
257628
2557
Atık yiyecekler orada bekledikçe çürüyor
ve zararlı metan gazı açığa çıkıyor.
04:32
and producesüretir harmfulzararlı methanemetan gasgaz,
103
260209
1901
04:34
a leadingönemli contributorKatılımcı
to globalglobal climateiklim changedeğişiklik.
104
262134
2483
Bu gaz, iklim değişikliğinin ana nedeni.
04:37
We have the wasteatık of the foodGıda itselfkendisi,
105
265051
1948
Yiyeceğin kendisini israf ediyoruz,
04:39
the wasteatık of all the moneypara associatedilişkili
with producingüreten this now-wastedşimdi boşa foodGıda
106
267023
4304
israf olmuş yiyeceği üretmek için harcanan
onca parayı israf ediyoruz
04:43
and the wasteatık of laboremek
with all of the aboveyukarıdaki.
107
271351
2711
ve buna harcanan emeği israf ediyoruz.
04:46
And then there's the socialsosyal inequityeşitsizliği
108
274086
1917
Üstelik yiyeceğe muhtaç olan
ama elde edemeyen kişiler ile
04:48
betweenarasında people who really
need foodGıda and can't get it
109
276027
3375
çok fazla yiyeceği olan
ve onu kolaylıkla çöpe atanlar arasında
04:51
and people who have too much
and simplybasitçe throwatmak it away.
110
279426
2864
sosyal adaletsizlik mevcut.
04:54
All of this madeyapılmış me realizegerçekleştirmek
that hungeraçlık was not an issuekonu of scarcitykıtlık
111
282885
4071
Tüm bunlar sayesinde fark ettim ki
açlık, yiyecek yetersizliğinden değil,
lojistik sorunundan kaynaklanıyor.
04:58
but ratherdaha doğrusu a mattermadde of logisticsLojistik.
112
286980
2202
Bu yüzden 2017'de teknoloji kullanarak
açlığı sonlandırmaya koyuldum.
05:01
So in 2017, I setset out
to endson hungeraçlık usingkullanma technologyteknoloji.
113
289531
4054
05:05
After all, foodGıda deliveryteslim appsuygulamaların
had begunbaşladı to explodepatlamak on the scenefaliyet alani, sahne,
114
293984
3965
Ne de olsa yemek sipariş
uygulamaları çok yaygındı.
05:09
and I thought surelyelbette we can
reverse-engineerters mühendislik this technologyteknoloji
115
297973
3487
Düşündüm ki bu teknolojiyi
tersine çevirebilirdik.
05:13
and get foodGıda from businessesişletmeler
like restaurantsrestoranlar and groceryBakkal storesdepolar
116
301484
3362
Lokanta veya market gibi iş yerlerinden
yiyecek alıp muhtaçlara ulaştırabilirdik.
05:16
and into the handseller of people in need.
117
304870
2330
05:19
I believe that technologyteknoloji and innovationyenilik
118
307224
2214
Teknoloji ve yeniliğin, gerçek sorunları
çözecek gücü olduğuna inanıyorum,
05:21
have the powergüç to solveçözmek realgerçek problemssorunlar,
119
309462
2133
özellikle de açlık sorununu.
05:23
especiallyözellikle hungeraçlık.
120
311619
1312
05:25
So in 2017, I createdoluşturulan an appUygulamanın
121
313334
3326
Böylece 2017'de bir uygulama oluşturdum.
Uygulama, işletmenin sattığı her şeyin
envanterini tutuyor
05:28
that would inventoryenvanter everything
that a business sellssatar
122
316684
2583
05:31
and make it superSüper easykolay for them
to donateBağış this excessAŞIRI foodGıda
123
319291
2782
ve günün sonunda çöpe gidecek yiyeceği
bağışlamayı çok kolaylaştırıyor.
05:34
that would typicallytipik go to wasteatık
at the endson of the night.
124
322097
2685
Kullanıcının yapması gerek tek şey
yiyecek ögesinin üzerine basmak
05:36
All the userkullanıcı has to do now
is clicktık on an itemmadde,
125
324806
2495
05:39
tell us how manyçok they have to donateBağış,
126
327325
1890
ve ne kadar bağışlayacaklarını bildirmek.
05:41
and our platformplatform calculateshesaplar
the weightağırlık and the taxvergi valuedeğer
127
329239
2633
Platformumuz bağış sırasında yiyeceğin
ağırlık ve vergi değerlerini hesaplıyor.
05:43
of those itemsürün at time of donationbağış.
128
331896
1834
Yemeği alıp kâr amacı gütmeyen kuruluşlara
ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaları için
05:45
We then connectbağlamak with localyerel driverssürücüleri
in the sharedpaylaşılan economyekonomi
129
333754
2704
05:48
to get this foodGıda pickedseçilmiş up
and deliveredteslim directlydirekt olarak to the doorskapılar
130
336482
2915
o bölgedeki paylaşım ekonomisindeki
sürücülerle bağlantıya geçiyoruz.
05:51
of nonprofitkâr amacı gütmeyen organizationsorganizasyonlar
and people in need.
131
339421
2603
İşletmelerin yemek israfını
azaltmalarına yardım etmek için
05:54
I providedsağlanan the dataveri and the analyticsAnalytics
132
342048
2223
05:56
to help businessesişletmeler reduceazaltmak
foodGıda wasteatık at the sourcekaynak
133
344295
2613
05:58
by lettingicar them know the itemsürün
that they wasteatık repeatedlydefalarca
134
346932
3197
neyi sürekli israf ettiklerini gösteren
veri ve analizler sundum
06:02
on a regulardüzenli basistemel,
135
350153
1600
ve milyonlarca dolar tasarruf ettiler.
06:03
and they even savedkaydedilmiş millionsmilyonlarca of dollarsdolar.
136
351777
2013
06:05
Our missionmisyon was simplebasit:
137
353814
1559
Görevimiz basitti;
06:07
feedbesleme more, wasteatık lessaz.
138
355397
2090
daha çok besle, daha az israf et.
06:09
And by 2018, our clientsistemciler includeddahil
the world'sDünyanın en busiesten yoğun airporthavalimanı,
139
357511
3641
2018'de kullanıcılarımız arasında
dünyanın en işlek havalimanı olan
Atlanta Hartsfield Jackson da vardı.
06:13
Atlanta'sAtlanta'nın Hartsfield-JacksonHartsfield-Jackson,
140
361176
1960
06:15
and we were workingçalışma
with brandsmarkalar and corporationsşirketler
141
363160
2659
Hormel, Chick-fil-A ve Papa John's gibi
marka ve şirketlerle çalışıyorduk.
06:17
like HormelHormel, Chick-fil-ACivciv-fil-A and PapaBaba John'sJohn's.
142
365843
2720
06:20
We even had the opportunityfırsat
to work with the NFLNFL for SuperSüper BowlKase LIIILIII.
143
368587
4233
Hatta Super Bowl LIII için NFL ile
çalışma imkânımız bile oldu.
06:24
And over the last two yearsyıl,
we'vebiz ettik workedişlenmiş with over 200 business
144
372844
3249
Son iki yılda yaklaşık bin ton yemeği
06:28
to divertaktarma more than two millionmilyon poundspound
of edibleyenilebilir foodGıda from landfillsdepolama alanları
145
376117
3690
atık sahalarına göndermek yerine
yemeğe muhtaç kişilere ulaştırmak için
06:31
into the handseller of people
that neededgerekli it mostçoğu.
146
379831
2280
iki yüzden fazla işletme ile çalıştık.
06:34
(ApplauseAlkış)
147
382135
1707
(Alkışlar)
06:35
Thank you.
148
383866
1176
Teşekkür ederim.
06:37
(ApplauseAlkış)
149
385066
3563
(Alkışlar)
06:43
This has accountedmuhasebesi
for about 1.7 millionmilyon mealsyemek
150
391574
2911
Bu, yaklaşık 1 milyon 700 bin öğün demek.
06:46
and allowedizin us to startbaşlama to expandgenişletmek
our effortsçabaları to other citiesşehirler,
151
394509
3162
Washington, DC, Chicago, Miami,
Philadelphia gibi başka şehirlerde de
06:49
like WashingtonWashington, DCDC, ChicagoChicago,
MiamiMiami, PhiladelphiaPhiladelphia and more.
152
397695
4031
çalışmalarımızı genişletmemizi sağladı.
06:53
That's just one approachyaklaşım
that actuallyaslında tackleshalat takımı the problemsorun.
153
401750
2957
Bu, sorunun üstesinden gelmenin bir yolu.
06:56
AnotherBaşka bir was the launchbaşlatmak
of our pop-upaniden belirmek groceryBakkal storesdepolar.
154
404731
2767
Diğer bir yol, gezici marketler.
06:59
We recoverkurtarmak excessAŞIRI foodGıda from businessesişletmeler
155
407522
2376
İşletmelerin fazla yiyeceklerini alıyoruz
07:01
and setset up freeücretsiz communitytoplum groceryBakkal storesdepolar
right in the middleorta of foodGıda desertsçöller.
156
409922
3714
ve yemeğin olmadığı yerlerde
ücretsiz marketler açıyoruz.
07:05
We bringgetirmek out a chefşef,
157
413660
1286
Aşçı getiriyoruz, tadım testleri yapıyoruz
ve aileler yemek tarifleriyle ayrılıyor.
07:06
and we do on-siteYerinde taste-testingstat testleri and allowizin vermek
familiesaileleri to leaveayrılmak with recipeyemek tarifi cardskartları.
158
414970
4181
07:11
We give everyher familyaile reusableyeniden kullanılabilir groceryBakkal bagsçantalar
and allowizin vermek them to simplybasitçe shopDükkan
159
419175
3627
Her aileye çok kullanımlık torba veriyoruz
ve alışveriş yapıyorlar,
07:14
minuseksi the pricefiyat tagetiket.
160
422826
1638
sadece ücret ödemiyorlar.
07:16
We wanted to give people accesserişim to mealsyemek
161
424488
3084
İnsanların sadece yiyeceğe değil,
öğüne erişebilmelerini sağlamak istedik.
07:19
and not just foodGıda.
162
427596
1422
07:21
We wanted to changedeğişiklik the way that we think
and work to solveçözmek hungeraçlık in this countryülke,
163
429042
3994
Ülkemizdeki açlığı bitirmek için düşünme
ve çalışma şeklimizi değiştirmek istedik.
07:25
get people to believe
that we can solveçözmek hungeraçlık,
164
433060
2205
İnsanları, açlığı bitirebileceğimize
inandırmak istedik,
07:27
not as a nonprofitkâr amacı gütmeyen,
165
435289
1317
kâr amacı gütmeden veya aşevleri ile değil
07:28
not as a foodGıda bankbanka
166
436630
1254
07:29
but as a socialsosyal enterpriseKurumsal,
167
437908
1602
ama israfı azaltma ve açlığı sonlandırma
hedefi olan bir sosyal girişimle.
07:31
with the goalhedef of reducingindirgen wasteatık
and endingbitirme hungeraçlık.
168
439534
2868
Ama açlığı nasıl çözebileceğimizle ilgili
anlatım ve düşünce sürecini değiştirmek
07:34
But it hasn'tdeğil sahiptir been as easykolay as I thought
169
442426
1928
07:36
to changedeğişiklik the narrativeöykü
and the thought processsüreç
170
444378
2247
07:38
on how we think that hungeraçlık can be solvedçözülmüş.
171
446649
2261
düşündüğüm kadar kolay olmadı.
07:41
In 2016, FranceFransa becameoldu the first countryülke
172
449487
3057
2016'da Fransa, marketlerin kullanılmamış
gıdayı atmasını yasaklayan ilk ülke oldu.
07:44
to banyasak supermarketssüpermarketler
from throwingatma away unusedkullanılmamış foodGıda.
173
452568
3405
Marketler, gıdayı çöpe atmak yerine
bağışlamak zorundaydılar,
07:47
InsteadBunun yerine, they mustşart donateBağış it,
174
455997
1699
07:49
and they're finedpara cezası if they don't.
175
457720
1937
yoksa ceza kesiliyordu.
07:51
Yes.
176
459681
1156
Evet.
07:52
(ApplauseAlkış)
177
460861
3278
(Alkışlar)
07:56
In 2017, Italyİtalya followedtakip etti suittakım elbise,
178
464163
2720
2017'de İtalya bunu takip etti
07:58
becomingolma the secondikinci EuropeanAvrupa nationulus
179
466907
1945
ve yemek israfını yasaklayan
ikinci Avrupa ülkesi oldu.
08:00
to passpas an anti-food-wasteanti-gıda atık banyasak.
180
468876
2284
08:03
And they statedbelirtilen it so simplybasitçe
as it was passedgeçti throughvasitasiyla legislationmevzuat:
181
471184
3272
Açıklamaları o kadar basitti ki
sanki oy çokluğuyla kabul edilmişti.
08:06
"We have millionsmilyonlarca of poundspound
of good foodGıda going to wasteatık,
182
474480
3287
"İsraf olan milyonlarca kilo yiyeceğimiz
ve aç olan yoksul insanlarımız var."
08:09
and we have poorfakir people
that are going hungry."
183
477791
2253
08:12
That simplebasit.
184
480068
1265
Bu kadar basit.
08:13
DenmarkDanimarka now has a mandatedgörevlendirilmiş
foodGıda wasteatık groceryBakkal storemağaza.
185
481357
3164
Danimarka'nın manda altında olan
yiyecek marketi var,
08:16
Its nameisim: WefoodWefood.
186
484545
1671
ismi Wefood.
08:18
They recoverkurtarmak excessAŞIRI foodGıda
from localyerel groceryBakkal storesdepolar
187
486240
2753
Bölgedeki marketlerden
fazla yiyeceği topluyorlar
08:21
and sellsatmak it at up to
a 50 percentyüzde off discountindirim.
188
489017
2821
ve %50'ye varan indirimlerle satıyorlar.
08:23
They then use all the proceedsgelirleri
and donateBağış it to emergencyacil Servis aidyardım programsprogramlar
189
491862
4179
Daha sonra tüm gelir,
ihtiyacı olanlar için
acil yardım programlarına
ve sosyal yardım kurumlarına bağışlanıyor.
08:28
and socialsosyal need issuessorunlar
for the people in need.
190
496065
3066
08:31
It has been hailedselamladı as
"the Goodwillİyi niyet of groceryBakkal."
191
499155
3453
Bu, "Marketin iyi niyeti" olarak
takdir ediliyor.
08:34
And last yearyıl, the worldDünya got its first
pay-what-you-canöde-ne-you-can groceryBakkal storemağaza,
192
502948
4189
Ayrıca geçen yıl Toronto'da
Feed it Forward açıldığında
dünyanın ilk "ödeyebildiğin kadar öde"
marketi açılmış oldu.
08:39
when FeedBesleme it Forwardİleri openedaçıldı in TorontoToronto.
193
507161
2339
08:41
TheirOnların shelvesraflar remainkalmak stockedstoklanan
by recoveringKurtarma excessAŞIRI foodGıda
194
509524
4248
Süpermarketlerden toplanan fazla yiyecek
sayesinde marketin rafları her zaman dolu
08:45
from majormajör supermarketssüpermarketler
195
513796
1212
08:47
and allowingizin familiesaileleri
to simplybasitçe payödeme what they can
196
515032
2734
ve alışveriş yapan aileler
sadece ödeyebilecekleri kadar ödüyor.
08:49
at theironların groceryBakkal storemağaza.
197
517790
1687
08:51
This is amazingşaşırtıcı.
198
519501
1666
Bu muhteşem.
08:53
This innovationyenilik we need more of.
199
521191
2958
Bu yeniliğe daha çok ihtiyacımız var.
08:56
EveryoneHerkes can take on the rolesroller
of changingdeğiştirme the attitudestutumlar
200
524967
3201
Açlık sorununu nasıl çözeceğimizle ilgili
tutum değiştirmede herkes rol alabilir.
09:00
about how we solveçözmek hungeraçlık.
201
528192
1809
Birbirimizle iletişim kurmamızdan eğlence
anlayışımıza, yemek alımımıza kadar
09:02
When we think of how we'vebiz ettik allowedizin
innovationyenilik and technologyteknoloji
202
530025
2838
09:04
to changedeğişiklik our liveshayatları,
203
532887
1176
09:06
from how we communicateiletişim kurmak with eachher other
204
534087
1887
yenilik ve teknolojinin nasıl hayatımızı
değiştirmesine izin verdiğimizi düşününce
09:07
to how we viewgörünüm our entertainmenteğlence
205
535998
1777
09:09
to how we even receiveteslim almak foodGıda,
206
537799
1637
açlık sorununu hâlâ
çözememiş olmamız şaşırtıcı.
09:11
it's amazingşaşırtıcı that we haven'tyok
solvedçözülmüş hungeraçlık yethenüz.
207
539460
2861
09:14
We literallyharfi harfine have carsarabalar
that can drivesürücü themselveskendilerini
208
542345
2674
Kendi kendini sürebilen arabalarımız var
09:17
and millionsmilyonlarca of people
that cannotyapamam feedbesleme themselveskendilerini.
209
545043
2591
ve kendilerini besleyemeyen
milyonlarca insan var.
Gıda güvencesizliğini sonlandırmak için
bağışlanmış milyonlarca dolarla
09:20
With millionsmilyonlarca of dollarsdolar beingolmak donatedbağışladı
to endson foodGıda insecuritygüvensizlik,
210
548142
3317
09:23
we should'vevermeliydim solvedçözülmüş hungeraçlık yearsyıl agoönce.
211
551483
2124
açlığı yıllar önce bitirmiş olmalıydık.
09:25
And I askeddiye sordu myselfkendim --
212
553631
1493
Kendime şunu sordum:
09:27
(ApplauseAlkış)
213
555148
2829
(Alkışlar)
09:31
I askeddiye sordu myselfkendim, why can't we
escapekaçış this viciouskısır cycledevir?
214
559746
3086
Neden bu kısır döngüden kurtulamıyoruz?
09:34
Why haven'tyok we solvedçözülmüş this problemsorun?
215
562856
1920
Neden bu sorunu hâlâ çözemedik?
Yatırımcılarla görüştüğümü
ve fikrimi sunduğumu hatırlıyorum,
09:36
I rememberhatırlamak meetingtoplantı with investorsyatırımcılar
and pitchingatış yapacak the ideaFikir,
216
564800
2638
09:39
tryingçalışıyor to raiseyükseltmek fundspara for my business,
217
567462
1954
çalışmam için fon oluşturmaya çalışıyordum
09:41
and one of them said to me,
in truedoğru seriousnessciddiyet,
218
569440
2535
ve aralarından biri bütün ciddiyetiyle
"Açlık sorunu zaten çözülüyor." dedi,
09:43
"HungerAçlık is alreadyzaten beingolmak solvedçözülmüş,"
219
571999
1982
09:46
as if millionsmilyonlarca of people weren'tdeğildi going
to go to bedyatak hungry that very night,
220
574005
3571
sanki milyonlarca kişi o gece
aç uyumayacakmış gibi,
sanki yapacak başka bir şey yokmuş gibi.
09:49
and as if there was nothing elsebaşka to do.
221
577600
1918
Açlık sorunun zaten çözüldüğünü
düşünebilirsiniz
09:51
And the realitygerçeklik is,
222
579542
1155
09:52
one would think
that hungeraçlık is beingolmak solvedçözülmüş,
223
580721
2100
ama gerçek şu ki çözülmeye çalışılıyor.
09:54
but the truthhakikat is, it's beingolmak workedişlenmiş on.
224
582845
2165
Açlık sorununu gerçekten çözmek istiyorsak
çalışma şeklimizi değiştirmeliyiz.
09:57
If we really want to solveçözmek hungeraçlık,
225
585034
1627
09:58
then we have to changedeğişiklik
the way we'vebiz ettik been doing it.
226
586685
2437
10:01
The sameaynı actionseylemler will always
garnerGarner the sameaynı resultsSonuçlar.
227
589146
3240
Aynı davranışlar hep aynı sonucu verecek.
10:04
There are hundredsyüzlerce of socialsosyal
entrepreneursgirişimciler all over the worldDünya.
228
592410
2942
Dünya genelinde
yüzlerce sosyal girişimci var
10:07
They have a focusodak to solveçözmek
really bigbüyük problemssorunlar, like hungeraçlık,
229
595376
4014
ve açlık gibi gerçekten büyük sorunları
çözme hedefleri var
10:11
but they'llacaklar never get the sameaynı supportdestek
230
599414
1829
ama açlıkla mücadele eden ulusal kuruluş
ve aşevlerini desteklediğimiz kadar
10:13
that we give nationalUlusal hunger-fightingaçlıkla mücadele
organizationsorganizasyonlar and foodGıda banksbankalar.
231
601267
3165
onları desteklemiyoruz.
10:16
But, if givenverilmiş the opportunityfırsat,
232
604456
1785
Fırsat verilse bu sorunu çözmek için
anlayış geliştirme
10:18
they have the abilitykabiliyet to fosterbeslemek insightIçgörü
233
606265
2410
10:20
and perhapsbelki be forward-thinkingileriye dönük düşünce enoughyeterli
234
608699
1900
ve belki geleceği düşünme
yetenekleri vardır.
10:22
to solveçözmek this problemsorun.
235
610623
1418
10:24
That's why I'm travelingseyahat the worldDünya
236
612065
1628
Bu yüzden dünyayı dolaşıyorum,
10:25
and I'm really talkingkonuşma about
what hungeraçlık looksgörünüyor like in AmericaAmerika
237
613717
2976
Amerika'da açlığın nasıl olduğu
hakkında konuşuyorum
10:28
and explainingaçıklayan the differencefark betweenarasında
givingvererek people accesserişim to foodGıda
238
616717
3195
ve yiyeceğe erişmek ile öğüne erişmek
arasındaki farkı açıklıyorum.
10:31
and accesserişim to mealsyemek.
239
619936
1427
Ülke genelinde kent konseyi üyeleri
ve şehir idareciyle buluşuyorum.
10:33
I've been meetingtoplantı
with cityŞehir councilkonsey membersüyeler
240
621387
2034
10:35
and cityŞehir organizersorganizatörler acrosskarşısında the US
241
623445
2138
10:37
and tellingsöylüyorum them that technologyteknoloji
indeedaslında does have the powergüç
242
625607
3322
Teknolojinin, ihtiyaç fazlası yemeği olan
işletmelerle muhtaç kişiler arasında
10:40
to connectbağlamak businessesişletmeler with surplusartı foodGıda
243
628953
2176
bağ kurma gücüne sahip olduğunu
onlara anlatıyorum
10:43
to people in need,
244
631153
1255
10:44
and explainingaçıklayan to them
what a mealyemek can actuallyaslında mean to a familyaile.
245
632432
3434
ve bir aile için bir öğünün
ne anlama geldiğini açıklıyorum.
10:47
I've been meetingtoplantı with schoolokul boardspanoları
and schoolokul districtsİlçeler
246
635890
2705
Aç çocukları nasıl beslediğimiz
hakkında konuşmak için
10:50
to talk about how we feedbesleme hungry childrençocuklar,
247
638619
2046
okul yönetim kurullarıyla görüşüyorum.
10:52
and healthsağlık carebakım organizationsorganizasyonlar,
248
640689
1466
Sağlık organizasyonlarıyla buluşup
şu mesajı paylaşıyorum:
10:54
sharingpaylaşım the messagemesaj that foodGıda is healthsağlık,
249
642179
1988
Yiyecek sağlıktır, yiyecek hayattır
10:56
and foodGıda is life,
250
644191
1370
10:57
and that, by solvingçözme hungeraçlık,
we can solveçözmek so manyçok more problemssorunlar.
251
645585
3423
ve açlık sorununu çözerek
başka birçok sorunu da çözebiliriz.
Komşularımızın yiyecek yemeği yokken
11:01
So if we want to know
252
649564
1416
11:03
that we don't livecanlı in a nationulus
253
651004
1841
11:04
where perfectlykusursuzca good foodGıda goesgider to wasteatık
254
652869
2130
kullanılmamış yiyeceklerin çöpe gittiği
bir ülkede yaşamamak için
11:07
when our neighborsKomşular don't have foodGıda to eatyemek,
255
655023
2260
11:09
then we need to changedeğişiklik the lawsyasalar.
256
657307
2045
kanunlarımızı değiştirmeliyiz.
11:11
We need to introducetakdim etmek newyeni policiespolitikaları,
257
659376
1993
Yeni poliçeler oluşturmalıyız
11:13
and, mostçoğu importantlyönemlisi, we need to changedeğişiklik
our mindszihinler and our actionseylemler.
258
661393
3424
ve en önemlisi, düşünce
ve davranışlarımızı değiştirmeliyiz.
Yiyecek kampanyaları iyi,
aşevleri önemli bir amaca hizmet ediyor.
11:16
FoodGıda drivessürücüler are fine.
259
664841
1460
11:18
FoodGıda banksbankalar serveservis a hugeKocaman purposeamaç.
260
666325
2095
Ayrıca evet, Ding Dong kekleri
bazen benim de hoşuma gidiyor.
11:20
And yes, sometimesara sıra I like DingDing DongsDongs, too.
261
668444
2730
Ama gerçek şu ki kampanyalar
açlığı sonlandırmıyor.
11:23
But the realitygerçeklik is that foodGıda drivessürücüler
do not solveçözmek hungeraçlık.
262
671198
3623
11:26
And if we are smartakıllı
about connectingbağlantı the dotsnoktalar
263
674845
2205
Eğer gözümüzün önünde duran noktaları
birleştirecek kadar zekiysek
11:29
that are right in frontön of our nosesburunlar,
264
677074
1807
beslenmeleri için ailelere bir kutu
süper kahraman şekilli sebzeli makarna
11:30
we can do faruzak more than give a familyaile
265
678905
1986
11:32
a boxkutu of superhero-shapedsüper kahraman şeklinde
vegetable-enrichedsebze zenginleştirilmiş macaronimakarna noodleserişte
266
680915
4254
ve 3,5 litre barbekü sosu vermekten
daha iyisini yapabiliriz.
11:37
and a gallongalon of barbecueBarbekü sauceSos
267
685193
1494
11:38
to feedbesleme themselveskendilerini.
268
686711
1451
Bunun yerine onlara
onurlarını geri verebiliriz.
11:40
InsteadBunun yerine, we can
give them back theironların dignityhaysiyet.
269
688186
2112
11:42
PerhapsBelki de we can increaseartırmak
schoolokul attendancekatılım in schoolsokullar.
270
690322
3394
Belki okullarda devamlılığı artırabiliriz.
11:45
We can improveiyileştirmek the healthsağlık
outcomesçıktıları for millionsmilyonlarca.
271
693740
2719
Milyonlarca kişinin
sağlık sonucunu iyileştirebiliriz
11:48
And, mostçoğu importantlyönemlisi, we can reduceazaltmak
foodGıda wasteatık in our landfillsdepolama alanları,
272
696483
3424
ve en önemlisi, atık sahalarına giden
yiyecek israfını azaltarak
11:51
creatingoluşturma a better
environmentçevre for all of us.
273
699931
2598
hepimiz için daha iyi bir çevre
oluşturabiliriz.
11:54
The thing I love mostçoğu is that
we can feel good about it in the processsüreç.
274
702553
3984
En sevdiğim şey, bu süreçte
yaptıklarımızla ilgili iyi hissedebiliriz.
Açlığı sonlandırırsak
11:58
If we solveçözmek hungeraçlık,
275
706561
1162
kaybedecek hiçbir şeyimiz olmayacak
ve kazanacak çok şeyimiz olacak.
11:59
we have nothing to losekaybetmek
and everything to gainkazanç.
276
707747
2818
12:02
So let's do it.
277
710589
1172
Bu yüzden hadi bunu yapalım.
12:03
Thank you.
278
711785
1219
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
12:05
(ApplauseAlkış)
279
713028
2428
12:07
Thank you.
280
715480
1173
Teşekkürler.
Translated by Nevaz Mescioğlu
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jasmine Crowe - Hunger hero
Jasmine Crowe is the creator of Goodr, a tech-enabled sustainable food waste management company that strives to eliminate hunger and save food from landfills.

Why you should listen

Jasmine Crowe is working to make the world a better place by reducing food waste and ending hunger. She has hosted events in more than 20 US cities and in the UK, South Africa and Haiti. She has collected and donated more than two million food items to causes worldwide and fed more than 80,000 people through the Sunday Soul Homeless feeding initiative. 

Through her years of work feeding vulnerable populations, Crowe saw a great opportunity for technology to solve a real problem: hunger. In January 2017, Crowe founded Goodr, a food management platform that allows users in the food industry to track and redirect surplus food. Under Jasmine's direction, Goodr has now diverted nearly two million pounds of food from landfills and serves clients including Atlanta's Hartsfield Jackson Airport, the NFL and Netflix.

More profile about the speaker
Jasmine Crowe | Speaker | TED.com