ABOUT THE SPEAKER
Pat Mitchell - Curator, connector, convener and advocate for women's leadership
Pat Mitchell is a lifelong advocate for women and girls, known for her work as a journalist, producer, television executive and curator.

Why you should listen

Pat Mitchell began her media career in print (at LOOK) and transitioned to television as opportunities opened up for women in the early 1970s. She was among the first women to anchor the news (WBZ-TV Boston) and host a morning talk show (Woman 74). She was the first woman to own, produce and host a national talk show, the Emmy-winning Woman to Woman, which also became the first television series to be placed in the archives of the Harvard-Radcliffe Schlesinger Library on the History of Women.

As the head of Ted Turner's documentary division, the programs she commissioned garnered 37 Emmys, five Peabodys and two Academy Award nominations. In 2000, she became the first woman President and CEO of the Public Broadcasting System. She led PBS through the transition to digital broadcasting, sustained government funding and added many new original series to the national schedule. As head of the Paley Center for Media in New York and Los Angeles, she guided an institution that leads discussion about the cultural, creative and social significance of media. Now as an independent consultant and curator, Mitchell advises foundations and corporations on issues of women’s empowerment and leadership development as well as media relations and governance. Mitchell is a trustee of the Skoll Foundation and Participant Media; chair of the Sundance Institute Board and Women's Media Center and a board member of the Acumen Fund.

In 2010, Mitchell launched and co-hosted the first TEDWomen and for the succeeding seven years, in partnership with the TED organization, Mitchell has curated and hosted TEDxWomen and TEDWomen conferences.

More profile about the speaker
Pat Mitchell | Speaker | TED.com
TEDWomen 2019

Pat Mitchell: Dangerous times call for dangerous women

Pat Mitchell: Tehlikeli zamanlar tehlikeli kadınlar gerektirir

Filmed:
1,039,533 views

Pat Mitchell'in kanıtlayacak hiçbir şeyi kalmadı ve kaybedecek çok az şeyi var -- o bir "tehlikeli kadın" oldu. Korkulan bir tehlikeli değil, korkusuz bir tehlike: hafife alınmaması gereken bir güç, diyor. Harekete çağıran bu güçlü konuşmada Mitchell tüm kadınları, erkekleri ve müttefikleri güvenlik, saygı ve gerçeğin, şimdiki zamanının karanlığından daha aydınlık olduğu bir dünya oluşturmada gerekli riskleri almada kendisine katılmaya davet ediyor.
- Curator, connector, convener and advocate for women's leadership
Pat Mitchell is a lifelong advocate for women and girls, known for her work as a journalist, producer, television executive and curator. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
RecentlySon zamanlarda,
0
1428
1832
Son zamanlarda beni dinleyenlere
tehlikeli bir kadın olduğumu duyuruyorum.
00:15
I've been declaringilan
to anyonekimse who would listen
1
3284
3799
00:19
that I am a dangeroustehlikeli womankadın.
2
7107
3360
00:22
(ApplauseAlkış)
3
10491
3705
(Alkışlar)
00:26
Now, declaringilan that boldlycesaretle like this
4
14220
2644
Bunu böyle cesurca duyurmak
hâlâ biraz tehlikeli geliyor
00:28
still feelshissediyor a bitbit dangeroustehlikeli,
5
16888
3357
ama aynı zamanda doğru geliyor.
00:32
but it alsoAyrıca feelshissediyor right.
6
20269
2676
Hayatımın bu döneminde,
00:35
At this time in my life,
7
23352
1821
00:37
about to be 77,
8
25197
2621
77 olmak üzereyken
00:39
I have --
9
27842
1161
(Alkışlar)
00:41
(ApplauseAlkış)
10
29027
1009
00:42
I love when you're applaudedalkışladı
for your ageyaş --
11
30060
2051
Yaşım için alkışlanmayı seviyorum.
00:44
(LaughterKahkaha)
12
32135
1025
(Gülüşmeler)
00:45
but I'll take it.
13
33184
1158
Kabul ediyorum.
00:46
(ApplauseAlkış)
14
34366
2446
(Alkışlar)
00:50
About to be 77, I realizegerçekleştirmek
that I have nothing left to provekanıtlamak,
15
38931
5109
77 olmak üzereyken kanıtlayacak
hiçbir şeyimin kalmadığını,
kaybedecek daha az şeyim olduğunu
00:56
lessaz to losekaybetmek,
16
44064
1520
00:57
and I'm more impatientsabırsız about everything.
17
45608
3797
ve her şeyle ilgili daha sabırsız
olduğumu fark ediyorum.
01:01
The truedoğru, slowyavaş pacehız towardskarşı equalityeşitlik,
18
49992
3956
Eşitliğe doğru olan gerçek ve yavaş hız;
cinsiyetçilikte, ırkçılıkta,
genç kız ve kadına karşı şiddette artış...
01:05
the riseyükselmek in sexismcinsiyetçilik, racismırkçılık,
19
53972
2682
01:08
violenceşiddet againstkarşısında womenkadınlar and girlskızlar ...
20
56678
2421
01:11
And I'm angrykızgın, too,
21
59623
2303
Çocuk ve torunlarımızdan
geleceklerini çalan
01:13
at the climateiklim deniersinkâr
who are stealingçalmak the futuregelecek
22
61950
3451
iklim değişikliği inkârcılarına
ben de kızgınım.
01:17
from our childrençocuklar and grandchildrentorunlar.
23
65425
2693
01:21
FriendsArkadaşlar, we are livingyaşam in dangeroustehlikeli timeszamanlar.
24
69035
3800
Arkadaşlar, tehlikeli
bir zamanda yaşıyoruz
01:25
And suchböyle timeszamanlar call for all of us
to be more dangeroustehlikeli.
25
73553
5132
ve böyle zamanlar, hepimizin
daha tehlikeli olmasını gerektirir.
01:31
Now, what do I mean by this?
26
79202
2206
Ne demek istiyorum?
01:33
I don't mean beingolmak fearedkorkulan.
27
81432
1777
Korkmalıyız demiyorum.
01:35
It's not that kindtür of dangeroustehlikeli.
28
83233
2421
Bu, o tür bir tehlike değil.
01:37
But I do mean beingolmak more fearlessKorkusuz.
29
85678
4124
Daha korkusuz olmalıyız diyorum.
01:42
I mean speakingkonuşuyorum the truthhakikat
30
90397
2339
Sessiz olmak çok daha güvenliyken
01:44
when silenceSessizlik is a lot saferdaha güvenli.
31
92760
2833
gerçeği söylemeliyiz diyorum.
01:47
I mean speakingkonuşuyorum up in roomsOdalar
for those who aren'tdeğil presentmevcut,
32
95617
4130
Odada bulunmayanlar adına,
onların lehine konuşmalıyız diyorum,
01:51
especiallyözellikle those roomsOdalar
where decisionskararlar are madeyapılmış
33
99771
2590
özellikle de hayatımız ve bedenlerimizle
ilgili kararların verildiği odalarda.
01:54
about our liveshayatları and our bodiesbedenler.
34
102385
2518
01:57
We need to be in those roomsOdalar,
35
105359
3143
O odalarda bulunmalıyız,
02:01
showinggösterme up for one anotherbir diğeri,
36
109288
3259
birbirimizi savunmalıyız.
02:04
challengingmeydan okuma the culturalkültürel constructinşa etmek
37
112571
2728
Bizi, özellikle kadın ve genç kızları,
yarışmaya, kıyaslamaya
02:07
that encouragesteşvik eder us,
especiallyözellikle womenkadınlar and girlskızlar,
38
115323
3537
ve eleştirmeye özendiren
kültürel yapıya karşı çıkmalıyız.
02:10
to competeyarışmak, comparekarşılaştırmak,
39
118884
2386
02:14
criticizeeleştirmek.
40
122214
1346
02:16
We have to endson this.
41
124365
2217
Bunu sonlandırmalıyız.
02:19
And speakingkonuşuyorum out
42
127547
1430
Bizi bölen
02:21
againstkarşısında the policiespolitikaları and the politicssiyaset
43
129001
2143
ve küresel kadın toplumunun,
yanımızda duran erkeklerin
02:23
that dividebölmek us and diminishazaltmak
our collectivetoplu powergüç
44
131168
4190
ve müttefiklerimizin toplam gücünü azaltan
ilke ve politikalar aleyhine konuşmalıyız.
02:27
as a globalglobal communitytoplum of womenkadınlar,
45
135382
3792
02:31
and the menerkekler and the alliesMüttefikler
46
139198
2066
02:33
who standdurmak with us.
47
141288
1540
02:35
BecomingOlma dangeroustehlikeli alsoAyrıca meansanlamına geliyor
embracingkucaklama whateverher neyse risksriskler are necessarygerekli
48
143637
5042
Tehlikeli olmak aynı zamanda
02:40
to createyaratmak a worldDünya
where womenkadınlar and girlskızlar are safekasa
49
148703
3944
kadın ve genç kızların evlerinde
ve işlerinde güvenli olduğu,
02:44
in theironların homesevler and at work,
50
152671
2476
tüm düşüncelerin ifade edildiği
ve saygı duyulduğu,
02:47
where all voicessesleri are representedtemsil
51
155171
2684
02:49
and respecteditibarlı,
52
157879
1701
tüm oyların geçerli sayıldığı
ve gezegenin korunduğu
02:51
all votesoy countedsayılır,
53
159604
2758
bir dünya oluşturmak için
gereken riskleri almak demek.
02:54
the planetgezegen protectedkorumalı.
54
162386
2104
02:57
And this is all possiblemümkün.
55
165363
1910
Bunları hepsi mümkün.
02:59
Because we're readyhazır for this.
56
167969
2063
Çünkü bunun için hazırız.
03:02
We're better preparedhazırlanmış
than any generationnesil ever before us,
57
170525
4262
Bizden önceki tüm nesillerden
daha hazırlıklıyız,
03:06
better resourcedkaynaklara, better connectedbağlı.
58
174811
2097
daha çok kaynağa sahibiz ve daha bağlıyız.
03:08
In manyçok partsparçalar of the worldDünya,
we're livingyaşam longeruzun than ever.
59
176932
3419
Dünyanın çoğu bölgesinde
önceki nesillerden daha uzun yaşıyoruz.
03:12
WomenKadınlar over 65 are amongarasında
the fastest-growinghızlı büyüyen populationspopülasyonları on earthtoprak,
60
180930
6492
65 yaş üstü kadınlar, dünyanın
en hızlı büyüyen nüfusları arasında
03:19
with the potentialpotansiyel for becomingolma
the mostçoğu powerfulgüçlü, too.
61
187446
3781
ve en güçlü nüfus olması da muhtemel.
03:24
Now --
62
192021
1193
03:25
(ApplauseAlkış)
63
193238
2744
(Alkışlar)
03:28
What a changedeğişiklik this representstemsil.
64
196006
2475
Ne büyük bir değişim göstergesi.
03:31
PostmenopausalPostmenopozal womenkadınlar like me,
not that long agoönce,
65
199030
4705
Yakın zamana kadar
benim gibi postmenopoz kadınlar
03:35
were considereddüşünülen uselessyararsız
66
203759
1781
gereksiz ve çılgın olarak görülüyordu.
03:37
or crazyçılgın.
67
205564
1348
03:39
We were valueddeğerli for caregivingbakım
and grandmotheringbüyükannelik --
68
207872
3297
Bakıcılık ve büyükanneliğimiz için
değer görüyorduk,
03:43
and I really love that partBölüm.
69
211193
2556
bunu seviyorum.
03:46
But we were pusheditilmiş asidebir kenara
70
214662
1404
Ama kenara itilmiştik,
03:48
and expectedbeklenen to retireemekli olmak
to our rockingsallanan chairssandalye.
71
216090
3958
emekli olup sallanan sandalyelerimize
gitmemiz bekleniyordu.
03:52
WomenKadınlar on the dangeroustehlikeli sideyan of 60
72
220590
2953
60 yaşındaki tehlikeli kadınlar
emekli olmuyor.
03:55
are not retiringemekli.
73
223567
1827
03:57
We are rewiringuyumlanma --
74
225418
2664
Biz yeniden yapılanıyoruz.
04:00
(ApplauseAlkış)
75
228106
2957
(Alkışlar)
04:04
takingalma all that we know and have donetamam --
and that is a lot --
76
232595
4679
Bildiğimiz ve yaptığımız her şeyi alıp --
ki bunlar oldukça fazla --
04:09
to redefineyeniden tanımlamak what ageyaş looksgörünüyor like,
77
237298
2853
yaşın nasıl göründüğünü,
neler yapabildiğini,
04:12
can do, can accomplishbaşarmak.
78
240175
2971
neler başarabildiğini
yeniden tanımlıyoruz.
04:15
But becomingolma dangeroustehlikeli isn't about
becomingolma a certainbelli ageyaş,
79
243756
4047
Ama tehlikeli olmak,
belli bir yaşa gelmekle ilgili değil
04:19
because at eachher endson of the ageyaş spectrumspektrum,
80
247827
2444
çünkü her yaş spektrumunda
cesur kadın ve kızlar güçleniyor,
04:22
bravecesur womenkadınlar and girlskızlar are steppingAdım up,
81
250295
3319
04:25
takingalma the riskrisk to createyaratmak changedeğişiklik.
82
253638
3739
farklılık oluşturmak için risk alıyorlar.
04:30
I becameoldu a risk-takersever
earlyerken in my life'shayatın journeyseyahat.
83
258584
3537
Hayatımın erken döneminde risk aldım,
04:34
I had to,
84
262145
1302
almam gerekiyordu.
04:35
or have my life definedtanımlanmış by the limitationssınırlamaları
85
263471
3225
Yoksa Güney taşrada yetişen parasız,
bağlantısız, etkisiz bir kızın sınırları
04:38
for a girlkız growingbüyüyen up in the ruralkırsal SouthGüney,
86
266720
2848
04:41
with no moneypara, no connectionsbağlantıları,
87
269592
2456
04:44
no influenceetki.
88
272072
2127
hayatımı belirleyecekti.
04:46
But what wasn'tdeğildi limitedsınırlı
89
274748
2149
Ama sınırı olmayan şey, o zaman
hâlâ mekânsal ayrım olan Güney'deki
04:48
was my curiositymerak about the worldDünya
beyondötesinde my smallküçük townkasaba,
90
276921
4010
04:52
beyondötesinde the smallküçük mindszihinler
of a still-segregatedhala ayrılmış SouthGüney,
91
280955
4250
küçük kasabamın, dar fikirlerin
ötesindeki dünyaya olan meraklılığımdı.
04:57
a worldDünya that I glimpsedgördüm in the newsreelshaber filmlerini
92
285229
2614
Kasabadaki tek sinema salonunda gösterilen
haber filminde gördüğüm dünyaya,
04:59
at the one moviefilm theatertiyatro in townkasaba,
93
287867
2954
sekizinci sınıf İngilizce öğretmenim
Shirley Rountree ile tanıştığımda
05:02
and a worldDünya that got a lot closeryakın to me
94
290845
2454
05:05
when I metmet MissBayan ShirleyShirley RountreeRountree,
my eighth-gradeSekizinci sınıf Englishİngilizce teacheröğretmen.
95
293323
5864
bana çok daha yaklaşan bir dünyaya.
05:12
From the minutedakika she walkedyürüdü
into the classroomsınıf,
96
300171
2211
Sınıfa adımını attığı andan itibaren
topuklu ayakkabısı ses çıkarırken
05:14
her highyüksek heelstopuk clickingtıklatma,
97
302406
1944
05:16
she was a womankadın in chargeşarj etmek,
98
304374
2562
kontrolü elinde tutan bir kadındı.
05:18
with perfectmükemmel hairsaç, signatureimza redkırmızı lipsdudaklar,
99
306960
2661
Mükemmel saçları,
imzası olan kırmızı dudakları,
05:21
colorfullyRenkli coordinatedkoordine, headkafa to toeayak.
100
309645
2158
baştan aşağı canlı bir şekilde düzenliydi.
05:23
I wanted to be her.
101
311827
2676
Onun gibi olmak istedim.
05:27
GratefullyMinnetle, she becameoldu my first mentorakıl hocası
and helpedyardım etti me becomeolmak me.
102
315381
6548
Minnettarım ki benim ilk mentorum oldu
ve kendim olmamda bana yardım etti.
05:34
With her supportdestek, I got
a scholarshipburs to collegekolej --
103
322811
3223
Onun desteğiyle üniversite bursu kazandım
-- ailemde bunu yapan ilk kişiyim --
05:38
the first in my familyaile --
104
326058
1860
05:39
and landedindi at a bigbüyük statebelirtmek, bildirmek universityÜniversite,
105
327942
2459
ve büyük bir devlet üniversitesine gittim,
05:42
right in the middleorta of two
great socialsosyal justiceadalet movementshareketler:
106
330425
4849
iki büyük sosyal adalet
hareketinin arasına:
05:47
civilsivil rightshaklar for AfricanAfrika AmericansAmerikalılar
107
335298
2651
Afrikan Amerikan sivil hakları
ve kadınlar için eşit haklar.
05:49
and equaleşit rightshaklar for womenkadınlar.
108
337973
2331
05:52
I joinedkatıldı bothher ikisi de with enthusiasmcoşku,
109
340858
3623
İkisine de büyük bir coşkuyla katıldım.
05:56
only to discoverkeşfetmek that my newfoundkeşfedilmiş activismaktivizm
110
344505
3853
Fakat fark ettim ki yeni oluşan
eylemciliğim ve gelişen feministliğim,
06:00
and my fermentingFermantasyon feminismFeminizm
111
348382
2988
06:03
would oftensık sık be in directdirekt conflictfikir ayrılığı
with my deeplyderinden embeddedgömülü need to please
112
351394
6147
içimdeki memnun etme ve popüler olma
ihtiyacıyla çoğunlukla direkt çatışıyordu.
06:10
and be popularpopüler.
113
358467
1383
06:12
In my first job as a collegekolej teacheröğretmen,
I brokekırdı the ruleskurallar,
114
360617
3801
Üniversitede hocalık yaptığım
ilk işimde kuralları çiğnedim
06:16
and I encouragedteşvik studentsöğrencilerin
to joinkatılmak me in the protestprotesto marchesyürüyüşleri.
115
364442
3775
ve öğrencilerimi protesto yürüyüşlerinde
bana katılmaları için teşvik ettim.
06:20
And when I foundbulunan out
that my maleerkek colleagueçalışma arkadaşı
116
368241
2399
Benimle aynı deneyim ve eğitime sahip
erkek iş arkadaşımın
06:22
with the sameaynı experiencedeneyim and educationEğitim
117
370664
3158
06:25
was beingolmak paidödenmiş more than me,
118
373846
2488
benden daha fazla
ücret aldığını öğrendiğimde
06:28
I mountedMonte a personalkişisel protestprotesto.
119
376358
2201
kişisel bir protesto başlattım.
06:31
When my raiseyükseltmek was deniedinkar,
120
379688
2333
Onun, ailesinin
geçimini sağladığı bahanesiyle
06:34
with the excusebahane that
he had a familyaile to supportdestek,
121
382045
4027
ücretimi artırmayı reddettiklerinde
yalnız bir anne olarak ben de
ailemin geçimini sağlıyordum.
06:38
so did I as a singletek momanne.
122
386096
3139
06:41
But I droppeddüştü my protestprotesto to keep my job.
123
389861
3932
Ama işimi kaybetmemek için
protestomu sonlandırdım.
06:46
TodayBugün, millionsmilyonlarca of womenkadınlar
are makingyapma this compromisetaviz,
124
394508
3451
Bugün milyonlarca kadın
bu şekilde taviz veriyor,
06:49
stayingkalma in theironların jobsMeslekler withoutolmadan equaleşit payödeme
125
397983
3828
eşit çalışma için eşit ücret alamadıkları
işlerine devam ediyorlar.
06:53
for equaleşit work.
126
401835
1723
06:56
And as one of the first womenkadınlar
on televisiontelevizyon in the '70s,
127
404709
3710
70'lerde televizyona çıkan
ilk kadınlardan olarak
07:00
I was warneduyardı that focusingodaklanma
on women'sBayanlar storieshikayeleri
128
408443
2778
kadınların hikâyelerine ağırlık vermemin
iş fırsatlarımı kısıtlayabileceği hakkında
uyarılmıştım, belki kısıtlamıştır da.
07:03
would limitsınır my careerkariyer opportunitiesfırsatlar,
129
411245
1959
07:05
and maybe it did.
130
413228
1803
07:07
But I got to produceüretmek and hostevsahibi
breakthroughbuluş programmingprogramlama for womenkadınlar,
131
415055
5519
Ama kadınlar için yenilikçi bir program
oluşturup onu sunmayı başardım.
Bunu yaparken aynı zamanda
cinsel taciz konusunda sessiz kalıyor
07:12
while at the sameaynı time,
132
420598
1943
07:14
remainingkalan silentsessiz
133
422565
1944
07:16
about sexualcinsel harassmenttaciz
134
424533
2846
07:19
and listeningdinleme to consultantsdanışmanları
who were hiredkiralanmış to advisetavsiye me
135
427403
3887
ve görünüşümle ilgili tavsiye vermesi için
işe alınan danışmanları dinliyordum.
07:23
about my appearancegörünüm.
136
431314
1732
07:25
"BecomeHaline a blondesarışın."
137
433070
1813
"Saçını sarıya boyat."
07:26
I did.
138
434907
1161
Boyattım.
07:28
"LowerDaha düşük your voiceses."
139
436092
1602
"Sesini alçalt."
07:29
I trieddenenmiş.
140
437718
1228
Denedim.
07:30
"LowerDaha düşük your necklinesNecklines."
141
438970
1964
"Yakanı indir."
07:32
I didn't.
142
440958
1205
İndirmedim.
07:34
(LaughterKahkaha)
143
442187
1181
(Gülüşmeler)
07:35
But I did weargiyinmek those uglyçirkin anchorÇapa suitstakım elbise
144
443392
3172
Ama kravata benzeyen atkıyla
o çıpa desenli çirkin takımlardan giydim.
07:38
with those scarveseşarplar that look
something like men'sErkeklerin tieskravatlar.
145
446588
4448
07:43
And latersonra, in the powergüç
positionspozisyonları in mediamedya,
146
451864
2582
Daha sonra medyada yönetim pozisyonunda
çoğunlukla ilk ve tek kadın olarak
07:46
oftensık sık as the first or only womankadın,
147
454470
2451
07:48
awarefarkında of beingolmak judgedkarar
throughvasitasiyla that genderCinsiyet lenslens,
148
456945
3788
toplumsal cinsiyet lensiyle
yargılandığımın farkındaydım
07:52
I struggledmücadele from time to time
149
460757
2540
ve kadınlar için bir lider olmakla
07:55
to find the right balancedenge betweenarasında
beingolmak a leaderlider for womenkadınlar
150
463321
5187
tamamen bir kadın lider olarak
tanımlanmamak arasındaki dengeyi bulmakta
08:00
and not beingolmak entirelyBaştan sona definedtanımlanmış
as a womankadın leaderlider.
151
468532
5415
zaman zaman zorlandım.
08:06
But todaybugün, I'm proudgururlu to be knownbilinen
as a womankadın leaderlider.
152
474523
4508
Ama bugün, bir kadın lider olarak
tanınmakla gurur duyuyorum.
08:11
(ApplauseAlkış)
153
479055
3376
(Alkışlar)
08:17
As an activisteylemci, advocatesavunucu, feministfeminist
154
485407
4388
Bir aktivist, savunucu ve feminist olarak,
08:21
and as a newlyYeni declaredbeyan dangeroustehlikeli womankadın,
155
489819
4906
ayrıca yeni beyan ettiğim
tehlikeli bir kadın olarak
08:26
I'm caringsempatik lessaz what othersdiğerleri say
156
494749
3216
başkalarının ne söylediğini
daha az umursuyor,
08:29
and sayingsöz more clearlyAçıkça
what I think and feel.
157
497989
4165
düşünce ve hislerimi
daha açıkça söylüyorum.
08:34
And let me be clearaçık:
158
502178
1510
Şu konuda açık olayım:
08:36
I acknowledgekabul my privilegeayrıcalık
in beingolmak ableyapabilmek to do that,
159
504355
5121
Kendi gerçeklerimi konuşabilmemde
ayrıcalığımın etkisinin farkındayım.
08:41
to speakkonuşmak my truthhakikat.
160
509500
2943
08:47
And to standdurmak here todaybugün
161
515379
1664
Kadınlar ve yetki hakkında konuşma
imkânıyla bugün burada bulunmak --
08:49
with this opportunityfırsat
162
517067
2158
08:51
to talk to you about womenkadınlar and powergüç --
163
519249
3410
08:54
noteNot I did not say "empoweredgüçlenmiş."
164
522683
4125
dikkatinizi çekerim, "yetkili" demedim.
08:58
I don't think we're waitingbekleme
to be empoweredgüçlenmiş.
165
526832
3117
Yetkilenmek için beklediğimizi
düşünmüyorum.
09:01
I think we have powergüç.
166
529973
2214
Yetkimizin olduğuna inanıyorum.
09:04
(ApplauseAlkış)
167
532211
2735
(Alkışlar)
09:08
What we need are more opportunitiesfırsatlar
to claimİddia it, to use it,
168
536317
6481
Onu istemek, kullanmak ve paylaşmak için
daha fazla olanağa ihtiyacımız var.
09:14
to sharepay it.
169
542822
1277
09:16
And yes, I know --
170
544123
1610
Evet, biliyorum,
09:17
there are womenkadınlar with powergüç
who don't use it well or wiselyakıllıca
171
545757
3528
yetkisini düzgün ve akıllıca kullanmayan,
paylaşmayan yetkili kadınlar var.
09:21
and who don't sharepay it.
172
549309
2246
09:24
I've heardduymuş, as I'm sure you have,
173
552372
2408
Şöyle başlayan hikâyeler duydum,
eminim siz de duymuşsunuzdur:
09:26
those storieshikayeleri that beginbaşla with,
174
554804
1863
09:28
"The worsten kötü bosspatron I ever had
was a womankadın ... "
175
556691
3563
"Hayatımdaki en kötü patronum kadındı."
09:32
And we could all nameisim womenkadınlar leadersliderler
who have not madeyapılmış us proudgururlu.
176
560278
4626
Ayrıca bizi gururlandırmayan
kadın liderleri hepimiz sayabiliriz.
09:36
But we can changedeğişiklik all of that
177
564928
3240
Ancak basit ama parlak bir fikirle
bunu değiştirebiliriz.
09:40
with a simplebasit but brilliantparlak ideaFikir
178
568192
3595
09:43
that I first heardduymuş from a risk-takingrisk alma,
dangeroustehlikeli congresswomanKongre üyesi from NewYeni YorkYork
179
571811
5264
Bu fikri ilk defa, risk alan
ve tehlikeli bir kadın kongre üyesi olan
09:49
namedadlı BellaBella AbzugAbzug.
180
577099
1714
Bella Abzug'dan duymuştum.
09:51
BellaBella said, "In the 21stst centuryyüzyıl,
181
579700
3293
Demişti ki "21. yüzyılda
09:55
womenkadınlar will changedeğişiklik the naturedoğa of powergüç
182
583017
3827
kadınlar, yetkinin doğasını değiştirecek;
09:58
ratherdaha doğrusu than powergüç changingdeğiştirme
the naturedoğa of womenkadınlar."
183
586868
4421
yetki, kadınların
doğasını değiştirmeyecek."
10:04
From the momentan I heardduymuş that --
184
592175
1919
Bunu duyduğum andan itibaren --
10:06
(ApplauseAlkış)
185
594118
1756
(Alkışlar)
10:07
I thought, "This is our call to actionaksiyon.
186
595898
3051
düşündüm ki "Bu, bizim harekete çağrımız.
10:10
This is our biggesten büyük opportunityfırsat."
187
598973
2917
Bu, bizim en büyük olanağımız."
10:14
And as a journalistgazeteci and an activisteylemci,
188
602871
1921
Bir gazeteci ve aktivist olarak
10:16
I've seengörüldü this ideaFikir in actionaksiyon,
189
604816
3211
bu fikrin harekete geçtiğini gördüm;
10:20
documentingbelgeleme the storieshikayeleri of womenkadınlar
on bothher ikisi de sidestaraf in long-termuzun vadeli conflictsçatışmalar,
190
608051
5236
uzun süreli tartışmalarda iki taraftaki
kadınların hikâyelerini de belgelediğini,
10:25
cominggelecek togetherbirlikte
and defyingkarşı çıkmak the officialresmi powergüç
191
613311
3976
kadınların bir araya gelip
resmi yetkiye karşı koyduğunu,
10:29
to formform alliancesittifaklar and find theironların ownkendi waysyolları
to endingbitirme violenceşiddet in theironların communitiestopluluklar.
192
617311
6933
birlik oluşturup toplumlarında şiddeti
sonlandırmak için çareler aradığını.
10:36
And as an activisteylemci,
I've traveledseyahat to placesyerler
193
624921
2864
Bir aktivist olarak kadın olarak doğmanın
tehlikeli olduğu çeşitli bölgelere gittim,
10:39
where it's dangeroustehlikeli to be borndoğmuş a womankadın,
194
627809
3679
10:43
like easterndoğu CongoKongo Cumhuriyeti,
195
631512
2053
örneğin kadınların bedenleriyle savaşılan
doğu Kongo gibi yerlere.
10:45
where a warsavaş is beingolmak wagedyürütülmesi
on the bodiesbedenler of womenkadınlar.
196
633589
4214
10:50
There, at a healingşifa and leadershipliderlik
centermerkez calleddenilen CityŞehir of JoySevinç,
197
638528
4236
Orada, Mutluluk Şehri dedikleri
iyileşme ve liderlik merkezinde
10:54
bravecesur CongoleseKongolu womenkadınlar
are transformingdönüştürme painAğrı into powergüç
198
642788
5397
cesur Kongolu kadınlar,
cinsel taciz mağdurlarını,
11:00
by trainingEğitim survivorsHayatta kalanlar of sexualcinsel assaultsaldırı
199
648209
3640
lider olarak köylerine dönmeleri için
eğiterek acıyı yetkiye dönüştürüyor.
11:03
to returndönüş to theironların villagesköyler as leadersliderler.
200
651873
3164
11:07
And at recentson climateiklim summitszirve,
201
655868
2136
Ayrıca yakın zamandaki iklim zirvelerinde
11:10
I've observedgözlenen womenkadınlar climateiklim leadersliderler
workingçalışma behindsarkaları the scenessahneler,
202
658028
4123
kadın iklim liderlerinin
kulis yaptıklarını gördüm.
11:14
out of the publichalka açık spotlightspot ışık,
203
662175
2132
Toplumun ilgisini çekmeden
11:16
makingyapma sure that the negotiationsmüzakereler
towardkarşı globalglobal climateiklim agreementanlaşma
204
664331
4897
küresel iklim uzlaşmasının
iyi yönde ilerlemesini sağlıyorlar.
11:21
continuedevam et to movehareket forwardileri.
205
669252
2198
11:23
So as we movehareket forwardileri
in our liveshayatları and work
206
671474
2933
Hayatımızda ve işimizde ilerlerken
ve yetki ve etkimiz artarken
11:26
and we have more powergüç and influenceetki,
207
674431
2423
11:28
let's changedeğişiklik the naturedoğa of powergüç
208
676878
2497
her odada ve her masada daha adil,
doğru ve eşit temsil edilmeyi savunarak,
11:31
by dismantlingsökülmesi some of the barriersengeller
that remainkalmak for those who followtakip et
209
679399
5512
arkamızdan gelenler için
hâlâ var olan engelleri ortadan kaldırarak
11:36
by advocatingsavunan and agitatingkarıştırmasız
210
684935
2340
11:39
for fairerdaha adil and truerdaha gerçek
and more equaleşit representationtemsil
211
687299
4455
11:43
in everyher roomoda and at everyher tabletablo.
212
691778
3378
yetkinin doğasını değiştirelim.
11:48
Now, be warneduyardı:
213
696220
1243
Şimdi, dikkatli olun,
11:50
if you advocatesavunucu for a womankadın
214
698447
2444
eğer bir iş imkânı veya terfi için
bir kadını desteklerseniz
11:52
for an openaçık positionpozisyon or promotiontanıtım,
215
700915
3027
11:55
you could be challengedmeydan with,
216
703966
2473
şununla karşılaşabilirsiniz,
11:58
"You're playingoynama the women'sBayanlar cardkart"
217
706463
2992
"Kadın kozunu kullanıyorsun."
12:01
or "the raceyarış cardkart"
218
709479
2440
veya beyaz olmayan
bir kadını desteklerseniz
12:03
if advocatingsavunan for a womankadın of colorrenk.
219
711943
2785
"Irk kozunu kullanıyorsun."
12:07
I've had this experiencedeneyim,
as I'm sure you have.
220
715419
3146
Ben bunu deneyimledim,
eminim ki siz de deneyimlemişsinizdir.
12:11
"Are you runningkoşu an affirmativeolumlu
actionaksiyon programprogram here at PBSPBS?"
221
719200
4530
"Burada, PBS'te, pozitif ayrımcılığa
yönelik program mı yürütüyorsunuz?"
12:15
askeddiye sordu one of my boardyazı tahtası membersüyeler
when, as a newyeni presidentDevlet Başkanı,
222
723754
3562
Yeni başkan olarak nitelikli beş kadını
işe aldığımı söylediğimde
12:19
I announcedaçıkladı my first hiresHires
as fivebeş qualifiednitelikli womenkadınlar.
223
727340
4611
bir yönetim kurulu üyesi
bana bu soruyu sormuştu.
12:23
Now, my affirmativeolumlu actionaksiyon had been
224
731975
2528
Benim bu pozitif ayrımcılığım
şöyle gerçekleşti:
12:26
to asksormak that the searcharama firmfirma
bringgetirmek me a candidateaday listliste
225
734527
3871
Araştırma ekibimden, kadınların
ve beyaz olmayanların isimlerini de içeren
12:30
that includeddahil the namesisimler of womenkadınlar
and people of colorrenk
226
738422
3009
bir aday listesi hazırlamalarını istedim
12:33
who just happenedolmuş to be, in my judgmentyargı,
227
741455
2700
ve öyle denk geldi ki kanımca mevki için
listedeki en iyi adaylar onlardı.
12:36
the besten iyi candidatesadaylar
for the positionpozisyon as well.
228
744179
4052
12:41
I say, dangeroustehlikeli womenkadınlar
229
749632
2562
Diyorum ki tehlikeli kadınlar
12:44
and our alliesMüttefikler:
230
752218
2032
ve müttefiklerimiz,
12:46
it's time to playoyun the women'sBayanlar cardkart,
231
754274
3484
kadın kozumuzu kullanma vakti,
ırk kozumuzu kullanma vakti,
12:49
playoyun the raceyarış cardkart,
232
757782
1159
tüm kozlarımızı kullanma vakti.
12:50
playoyun all our cardskartları.
233
758965
1817
12:52
(ApplauseAlkış)
234
760806
3342
(Alkışlar)
13:00
Not to winkazanmak the powergüç gameoyun,
235
768552
3350
Yetki oyununu kazanmak için değil,
13:03
but to leadöncülük etmek to better outcomesçıktıları
236
771926
2675
herkes için daha iyi sonuçlar
elde etmek için.
13:06
for everyoneherkes.
237
774625
1326
13:08
And it's time, too,
238
776596
1598
Ayrıca kıtlık teorisini
ve onun tabirlerini de unutma vakti.
13:10
to discardıskarta that scarcitykıtlık theoryteori,
239
778218
3225
13:13
the one that saysdiyor,
240
781467
1400
13:14
there's only roomoda
for one of us at the topüst,
241
782891
3298
Örneğin bir çöplükte iki horoz ötmez,
13:18
so protectkorumak your turfçim,
242
786213
2736
bu yüzden çöplüğünüzü koruyun,
13:20
don't make friendsarkadaşlar or alliesMüttefikler.
243
788973
2627
arkadaş veya müttefik edinmeyin.
13:24
ChangingDeğiştirme the naturedoğa of powergüç
244
792519
1993
Yetkinin doğasını değiştirmek;
13:26
transformsdönüşümler "protectkorumak your turfçim"
into "sharepay your turfçim,"
245
794536
3709
"çöplüğünüzü koruyun"u
"çöplüğünüzü paylaşın"a dönüştürüyor,
13:30
it encouragesteşvik eder coalitionskoalisyonlar,
246
798269
1668
koalisyona teşvik ediyor,
13:31
it buildskurar alliancesittifaklar,
247
799961
1578
birlik oluşturuyor,
13:33
it strengthensgüçlendirir and sustainsbesler friendshipsdostluklar.
248
801563
3389
arkadaşlıkları güçlendiriyor
ve sürdürüyor.
13:37
My womenkadınlar friendsarkadaşlar
are my sourcekaynak of renewableyenilenebilir energyenerji.
249
805948
5463
Kadın arkadaşlarım,
benim yenilenebilir enerji kaynağım.
(Alkışlar)
13:43
(ApplauseAlkış)
250
811982
3241
13:49
So are my mentorsmentorların, my championsŞampiyonlar,
251
817064
3276
Aynı zamanda onlar
benim mentorlerim, taraftarlarım,
13:52
my supportersdestekçileri, my sponsorssponsorlar,
252
820364
2656
savunucularım ve destekçilerim
13:55
and all of the waysyolları that we can
and do showgöstermek up for eachher other.
253
823044
5467
ve birbirimize yardım etmek için
üstlendiğimiz her roldeler.
14:01
We can becomeolmak our sourceskaynaklar
of renewableyenilenebilir powergüç
254
829400
6594
Birbirimiz için yenilenebilir
enerji kaynağı olabiliriz.
14:08
for eachher other.
255
836018
1293
14:10
And alonguzun bir the way,
256
838168
1421
Bunu yaparken de
14:12
we need to take better carebakım of ourselveskendimizi,
257
840660
2100
kendimize olabildiğince iyi bakmalıyız.
14:14
and here, I am not the besten iyi rolerol modelmodel.
258
842784
2672
Bu konuda en iyi örnek değilim.
14:18
I don't meditatemeditasyon.
259
846019
1360
Meditasyon yapmıyorum,
14:19
I don't exerciseegzersiz regularlydüzenli olarak.
260
847837
2318
düzenli olarak egzersiz yapmıyorum
14:22
But I do livecanlı aerobicallyaerobik olarak.
261
850996
3372
ama aerobik yaparak yaşıyorum.
14:26
(LaughterKahkaha)
262
854715
2838
(Kahkahalar)
(Alkışlar)
14:30
(ApplauseAlkış)
263
858225
2807
14:34
Because I believe we can't be dangeroustehlikeli
264
862776
4217
Çünkü inanıyorum ki yan çizgilerde
bekleyerek tehlikeli olamayız
14:39
from the sidelinesaralarında,
265
867017
1357
14:41
and there's just too much to be donetamam.
266
869239
3660
ve yapılacak çok fazla şey var.
14:46
So let's use all our powergüç.
267
874121
1816
Bu yüzden tüm gücümüzü kullanalım.
14:47
How about the powergüç of moneypara?
268
875961
1754
Peki ya paranın gücü?
14:50
Let's allocateayırmak more
of our philanthropichayırsever dollarsdolar,
269
878334
3984
Ekonomik ve politik
kaynağımızı artırmak için
14:54
our campaignkampanya donationsbağış,
270
882342
1805
yardımsever paralarımıza,
bağış kampanyalarımıza
14:56
our investmentyatırım fundspara,
271
884171
2062
14:58
to increaseartırmak economicekonomik and politicalsiyasi equityhisse senedi.
272
886257
3902
yatırım fonlarımıza
daha çok para ayıralım.
15:02
And let's leverageKaldıraç the powergüç
of mediamedya and technologyteknoloji
273
890872
3487
Tam anlamıyla elimizde bulunan medya
ve teknolojinin gücünü;
15:06
that we have
in our handseller, quiteoldukça literallyharfi harfine,
274
894383
3630
15:10
to elevateyükseltmek eachher other'sdiğer en storieshikayeleri and ideasfikirler;
275
898037
4714
birbirimizin hikâye
ve fikirlerini yüceltmek,
15:15
to practiceuygulama civilitynezaket;
276
903504
2113
nezaketli olmak ve gerçeği aramak için
kullanma yönünde geliştirelim.
15:17
to seekaramak the truthhakikat,
277
905641
1546
15:19
whichhangi is diminishingazalan
278
907988
1793
Gerçek git gide azalıyor
15:21
and is threateningtehdit
freeücretsiz and openaçık societiestoplumlar.
279
909805
3929
ve bu, hür ve açık toplumlar için
tehdit teşkil ediyor.
15:26
Yes, we have all that we need
to movehareket our communitiestopluluklar forwardileri.
280
914535
6620
Evet, topluluklarımızı ileri taşımak için
ihtiyacımız olan her şey elimizde.
15:34
And the besten iyi thing we have,
281
922257
2567
Sahip olduğum en iyi şey ise
15:36
and what we mustşart rememberhatırlamak,
282
924848
2292
birbirimizin yardımına koşmak,
15:39
is to be there for eachher other.
283
927164
2157
bunu unutmamalıyız.
15:42
We will movehareket forwardileri togetherbirlikte,
284
930196
2844
Birlikte ilerleyeceğiz,
15:45
willingistekli now to take more riskrisk,
285
933064
3028
daha fazla risk almaya istekli olacağız,
15:48
to be more fearlessKorkusuz,
286
936116
2549
sesimizi yükseltmek ve düşüncelerimizi
dile getirmek konusunda
15:50
to speakkonuşmak up, speakkonuşmak out
287
938689
2966
daha korkusuz olacağız
15:53
and showgöstermek up
288
941679
1770
ve birbirimizi destekleyeceğiz.
15:55
for one anotherbir diğeri.
289
943473
1368
15:57
GeorgeGeorge BernardBernard ShawShaw oncebir Zamanlar wroteyazdı
290
945782
2443
George Bernard Shaw bir keresinde
16:00
that he believedinanılır in his opiniongörüş
that his life belongedait to the communitytoplum,
291
948249
5485
hayatının, topluluklara
bağlı olduğu görüşüne inandığını,
16:05
that the harderDaha güçlü he workedişlenmiş,
the more he livedyaşamış
292
953758
3098
ne kadar sıkı çalışırsa
o kadar uzun yaşadığını
16:08
and that he wanted to be
thoroughlyiyice used up when he diedvefat etti.
293
956880
3923
ve tamamen tükenmiş olarak
ölmek istediğini yazmıştı.
16:13
He wentgitti on to writeyazmak,
294
961509
1691
Yazmaya şöyle devam etmişti:
16:15
"Life is no briefkısa candlemum to me
295
963224
3580
"Bana göre hayat, kısa bir mum değil,
16:18
but a splendidmuhteşem torchmeşale
296
966828
2194
görkemli bir meşale.
16:21
that I have got holdambar of for a momentan
297
969046
2785
Gelecek nesillere aktarmadan önce
16:23
before passinggeçen to futuregelecek generationsnesiller."
298
971855
3813
şimdilik benim tuttuğum bir meşale."
16:28
I, too, do not viewgörünüm my life
as a briefkısa candlemum,
299
976532
4470
Ben de hayatımı kısa bir mum
olarak görmüyorum,
16:33
althougholmasına rağmen I am burningyanan it at bothher ikisi de endsuçları.
300
981026
2755
durup dinlenmeden çalışıyor olsam da.
16:35
(LaughterKahkaha)
301
983805
1325
(Gülüşmeler)
16:37
And I do want it, and me,
302
985154
3315
Üstelik ben de hem hayatımı
hem de kendimi
16:40
to be thoroughlyiyice used up when I dieölmek.
303
988493
4699
sonuna kadar kullanmış olarak
ölmek istiyorum.
16:46
But at this pointpuan in my life'shayatın journeyseyahat,
304
994231
2935
Ancak hayat yolculuğumun bu döneminde
16:49
I am not passinggeçen my torchmeşale.
305
997967
2576
meşalemi sonraki nesle aktarmıyorum.
16:53
I am holdingtutma it higherdaha yüksek than ever,
306
1001247
4285
Onu her zamankinden
daha yüksekte tutuyorum,
16:57
boldlycesaretle, brilliantlyışıl ışıl,
307
1005556
2534
cesurca, ustalıkla, ışıl ışıl
17:00
invitingçekici you to joinkatılmak me
in its dangeroustehlikeli lightışık.
308
1008981
5935
ve sizi de onun tehlikeli ışığında
bana katılmaya davet ediyorum.
Teşekkür ederim.
17:07
Thank you.
309
1015710
1166
(Alkışlar)
17:08
(ApplauseAlkış)
310
1016900
2634
Translated by Nevaz Mescioğlu
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Pat Mitchell - Curator, connector, convener and advocate for women's leadership
Pat Mitchell is a lifelong advocate for women and girls, known for her work as a journalist, producer, television executive and curator.

Why you should listen

Pat Mitchell began her media career in print (at LOOK) and transitioned to television as opportunities opened up for women in the early 1970s. She was among the first women to anchor the news (WBZ-TV Boston) and host a morning talk show (Woman 74). She was the first woman to own, produce and host a national talk show, the Emmy-winning Woman to Woman, which also became the first television series to be placed in the archives of the Harvard-Radcliffe Schlesinger Library on the History of Women.

As the head of Ted Turner's documentary division, the programs she commissioned garnered 37 Emmys, five Peabodys and two Academy Award nominations. In 2000, she became the first woman President and CEO of the Public Broadcasting System. She led PBS through the transition to digital broadcasting, sustained government funding and added many new original series to the national schedule. As head of the Paley Center for Media in New York and Los Angeles, she guided an institution that leads discussion about the cultural, creative and social significance of media. Now as an independent consultant and curator, Mitchell advises foundations and corporations on issues of women’s empowerment and leadership development as well as media relations and governance. Mitchell is a trustee of the Skoll Foundation and Participant Media; chair of the Sundance Institute Board and Women's Media Center and a board member of the Acumen Fund.

In 2010, Mitchell launched and co-hosted the first TEDWomen and for the succeeding seven years, in partnership with the TED organization, Mitchell has curated and hosted TEDxWomen and TEDWomen conferences.

More profile about the speaker
Pat Mitchell | Speaker | TED.com