ABOUT THE SPEAKER
Amy Smith - inventor, engineer
Amy Smith designs cheap, practical fixes for tough problems in developing countries. Among her many accomplishments, the MIT engineer received a MacArthur "genius" grant in 2004 and was the first woman to win the Lemelson-MIT Prize for turning her ideas into inventions.

Why you should listen

Mechanical engineer Amy Smith's approach to problem-solving in developing nations is refreshingly common-sense: Invent cheap, low-tech devices that use local resources, so communities can reproduce her efforts and ultimately help themselves. Smith, working with her students at MIT's D-Lab, has come up with several useful tools, including an incubator that stays warm without electricity, a simple grain mill, and a tool that converts farm waste into cleaner-burning charcoal.

The inventions have earned Smith three prestigious prizes: the B.F. Goodrich Collegiate Inventors Award, the MIT-Lemelson Prize, and a MacArthur "genius" grant. Her course, "Design for Developing Countries," is a pioneer in bringing humanitarian design into the curriculum of major institutions. Going forward, the former Peace Corps volunteer strives to do much more, bringing her inventiveness and boundless energy to bear on some of the world's most persistent problems.

More profile about the speaker
Amy Smith | Speaker | TED.com
TED2006

Amy Smith: Simple designs to save a life

Amy Smith hayat kurtaran, basit bir tasarımı paylaşıyor

Filmed:
1,709,782 views

Gelişmekte olan ülkelerde her yıl 2 milyon çocuk kapalı alanda yemek pişirme sırasında çıkan duman nedeniyle hayatını kaybediyor. MIT mühendisi Amy Smith basit fakat heyecan verici bir çözümü paylaşıyor: çiftlik atıklarını temiz yanan kömüre dönüştüren bir araç.
- inventor, engineer
Amy Smith designs cheap, practical fixes for tough problems in developing countries. Among her many accomplishments, the MIT engineer received a MacArthur "genius" grant in 2004 and was the first woman to win the Lemelson-MIT Prize for turning her ideas into inventions. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Keşif açısından,
00:25
In termsşartlar of inventionicat,
0
640
1215
00:26
I'd like to tell you the talemasal
of one of my favoritesevdiğim projectsprojeler.
1
1880
2858
size en favori projelerimden birinin hikayesini anlatmak istiyorum.
00:29
I think it's one of the mostçoğu excitingheyecan verici
that I'm workingçalışma on,
2
4762
3293
Üzerinde çalıştıklarım içinde en heyecan verici olanının bu olduğunu düşünüyorum,
fakat en basit olanın da bu olduğunu görüyorum.
00:32
but I think it's alsoAyrıca the simplestEn basit.
3
8080
1720
Bu proje tüm dünyada çok büyük bir etki yapacak potansiyele sahip.
00:34
It's a projectproje that has the potentialpotansiyel
to make a hugeKocaman impactdarbe around the worldDünya.
4
10160
4456
Yeryüzündeki en büyük sağlık sorunlarından birini ele alıyor,
00:39
It addressesadresler one of the biggesten büyük
healthsağlık issuessorunlar on the planetgezegen,
5
14640
3416
5 yaşından küçük çocukların bir numaralı ölüm nedenini,
00:42
the numbernumara one causesebeb olmak of deathölüm
in childrençocuklar underaltında fivebeş.
6
18080
3012
yani...? Suyla bulaşan hastalıklar. İshal. Kötü beslenme.
00:46
WhichHangi is ...?
7
21640
1200
00:48
Water-borneSu kaynaklı diseaseshastalıklar?
Diarrheaİshal? MalnutritionYetersiz beslenme?
8
23680
3080
Hayır, bu ölüm nedeni kapalı alanda yemek pişirme sırasında çıkan duman--
00:52
No.
9
27200
1200
00:53
It's breathingnefes the smokeduman
from indoorkapalı cookingyemek pişirme firesyangınlar --
10
28880
3616
bunun neden olduğu akut solunum enfeksiyonları. Buna inanabiliyor musunuz?
00:57
acuteakut respiratorysolunum infectionsenfeksiyonlar
causedneden oldu by this.
11
32520
2760
01:00
Can you believe that?
12
36040
1200
Ben bu durumu şok edici ve bir bakıma da dehşet verici buluyorum.
01:02
I find this shockingşok edici
and somewhatbiraz appallingkorkunç.
13
37880
3256
Daha temiz yanan pişirme yakıtları üretemez miyiz?
01:05
Can't we make
cleanertemizleyici burningyanan cookingyemek pişirme fuelsyakıtlar?
14
41160
2616
Daha iyi ocaklar yapamaz mıyız?
01:08
Can't we make better stovessobalar?
15
43800
1936
Bu her yıl iki milyonun üzerinde ölüme nasıl yol açıyor?
01:10
How is it that this can leadöncülük etmek
to over two millionmilyon deathsölümler everyher yearyıl?
16
45760
4016
Bill Joy'un size karbon nano-tüplerin mucizeleri
01:14
I know BillBill JoySevinç was talkingkonuşma to you
about the wondersharikaları of carbonkarbon nanotubesnanotüpler,
17
49800
4336
hakkında bir konuşma yaptığını biliyorum.
Bu nedenle ben size
01:18
so I'm going to talk to you
about the wondersharikaları of carbonkarbon macro-tubesmakro borular,
18
54160
3816
karbon makro-tüpler yani kömür hakkında konuşacağım.
01:22
whichhangi is charcoalmangal kömürü.
19
58000
1216
01:24
(LaughterKahkaha)
20
59240
1976
Evet, bu kırsal Haiti'nin bir fotoğrafı. Haiti şu an yüzde 98 oranında kurak.
01:26
So this is a pictureresim of ruralkırsal HaitiHaiti.
21
61240
2176
01:28
HaitiHaiti is now 98 percentyüzde deforestedormansızlaşmış.
22
63440
3296
Adanın tüm bölgelerinde buna benzer manzaralar görebilirsiniz.
01:31
You'llYou'll see scenessahneler like this
all over the islandada.
23
66760
3096
Bu durum bütün çevresel problemlerin
01:34
It leadspotansiyel müşteriler to all sortssıralar
of environmentalçevre problemssorunlar
24
69880
2776
ve burada yaşayan insanları etkileyen sorunların kaynağıdır.
01:37
and problemssorunlar that affectetkilemek people
throughoutboyunca the nationulus.
25
72680
4256
01:41
A coupleçift yearsyıl agoönce
there was severeşiddetli floodingsu baskını
26
76960
2056
Birkaç yıl önce binlerce ölüme yol açan
çok güçlü bir sel meydana geldi.
01:43
that led to thousandsbinlerce of deathsölümler --
27
79040
1620
Bu durum, yamaçlarda toprağı tutacak
01:45
that's directlydirekt olarak attributabledayandırılabilir to the factgerçek
28
80684
1932
ağaçların olmaması ile doğrudan ilgilidir.
01:47
that there are no treesağaçlar on the hillstepeler
to stabilizedengelemek the soiltoprak.
29
82640
2976
Yağmur yağar, nehirlere doğru akar ve sel meydana gelir.
01:50
So the rainsyağmurlar come --
30
85640
1256
01:51
they go down the riversnehirler
and the floodingsu baskını happensolur.
31
86920
2440
Şimdi bu kadar az ağaç olmasının nedenlerinden biri şudur:
01:55
Now one of the reasonsnedenleri
why there are so fewaz treesağaçlar is this:
32
90440
3456
insanların pişirme ihtiyacı var ve bu nedenle
01:58
people need to cookpişirmek,
33
93920
1376
02:00
and they harvesthasat woodahşap
and they make charcoalmangal kömürü in ordersipariş to do it.
34
95320
4096
ağaçları kesip odun kömürü üretiyorlar.
Aslında insanlar çevrede yol açtıkları yıkıma kayıtsız değiller.
02:04
It's not that people are ignorantcahil
to the environmentalçevre damagehasar.
35
99440
2905
Gayet iyi biliyorlar fakat başka seçenekleri yok.
02:07
They know perfectlykusursuzca well,
but they have no other choiceseçim.
36
102369
2620
Fosil yakıtlar mevcut değil,
02:09
FossilFosil fuelsyakıtlar are not availablemevcut,
37
105013
2003
ve güneş enerjisi de yemeklerini istedikleri gibi pişirmeye olanak sağlamıyor.
02:11
and solargüneş energyenerji doesn't cookpişirmek the way
that they like theironların foodGıda preparedhazırlanmış.
38
107040
4896
02:16
And so this is what they do.
39
111960
2136
Ve bu nedenle böyle davranıyorlar.
Bu gibi ailelere rastlamanız mümkün, ormana gidip bir ağaç bulup keserek
02:18
You'llYou'll find familiesaileleri like this who go out
into the forestorman to find a treeağaç,
40
114120
4176
bundan odun kömürü yapıyorlar.
02:23
cutkesim it down and make charcoalmangal kömürü out of it.
41
118320
2880
Hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde,
02:27
So not surprisinglyşaşırtıcı biçimde,
42
122440
1216
02:28
there's a lot of effortçaba that's been donetamam
to look at alternativealternatif cookingyemek pişirme fuelsyakıtlar.
43
123680
4799
alternatif pişirme yakıtları bulmak için bir hayli çaba sarfediliyor.
Yaklaşık dört yıl önce Haiti'ye bir grup öğrenci götürdüm,
02:34
About fourdört yearsyıl agoönce, I tookaldı
a teamtakım of studentsöğrencilerin down to HaitiHaiti
44
129360
3056
ve orada Peace Corps (Barış Elçileri) ile beraber çalıştık.
02:37
and we workedişlenmiş with
PeaceBarış CorpsKolordu volunteersgönüllüler there.
45
132440
2416
02:39
This is one suchböyle volunteergönüllü
46
134880
1416
Bu bir gönüllü,
02:41
and this is a devicecihaz that he had builtinşa edilmiş
in the villageköy where he workedişlenmiş.
47
136320
3616
ve bu da çalıştığı köyde yaptığı bir alet.
02:44
And the ideaFikir was
that you could take wasteatık paperkâğıt;
48
139960
2656
Ve şöyle bir fikri var, atık kağıtları alıp,
sıkıştırarak, yakıt olarak kullanılabilecek birketler haline getirmek.
02:47
you could compresskompres it
49
142640
1216
02:48
and make briquettesbriket
that could be used for fuelyakıt.
50
143880
2656
Fakat bu aygıt çok yavaş.
02:51
But this devicecihaz was very slowyavaş.
51
146560
2016
Bu nedenle mühendislik öğrencilerimiz üzerinde çalışmaya başladılar,
02:53
So our engineeringmühendislik studentsöğrencilerin
wentgitti to work on it
52
148600
3096
ve çok basit bazı değişiklikler ile,
02:56
and with some very simplebasit changesdeğişiklikler,
53
151720
2096
02:58
they were ableyapabilmek to tripleüçlü
the throughputçıktı of this devicecihaz.
54
153840
3056
aletin verimliliğini üç katına çıkardılar.
03:01
So you could imaginehayal etmek
they were very excitedheyecanlı about it.
55
156920
2536
Sizin de hayal edebileceğiniz gibi çok heyecanlandılar.
Bu yakıtı MIT'ye test edebilmek için geri götürdüler.
03:04
And they tookaldı the briquettesbriket back to MITMIT
so that they could testÖlçek them.
56
159480
3800
Ve buldukları şeylerden biri de bunların yanmadığı oldu.
03:08
And one of the things
that they foundbulunan was they didn't burnyanmak.
57
164000
4256
Tabii bu öğrencileri biraz hayal kırıklığına uğrattı.
03:13
So it was a little
discouragingcesaret kırıcı to the studentsöğrencilerin.
58
168280
2776
03:15
(LaughterKahkaha)
59
171080
1536
Ama aslında buraya daha yakından bakarsanız,
03:17
And in factgerçek, if you look closelyyakından,
60
172640
2376
03:19
right here you can see
it saysdiyor, "US PeaceBarış CorpsKolordu."
61
175040
2600
"U.S. Peace Corps" (Amerikan Barış Elçileri) yazdığını görebilirsiniz.
Ortaya çıkan şu ki, bu köyde aslında hiç atık kağıt yoktu.
03:23
As it turnsdönüşler out, there actuallyaslında wasn'tdeğildi
any wasteatık paperkâğıt in this villageköy.
62
178640
3816
Her ne kadar bu gönüllü, devlet evraklarını
03:27
And while it was a good use
of governmenthükümet paperworkevrak
63
182480
3216
03:30
for this volunteergönüllü to bringgetirmek it
back with him to his villageköy,
64
185720
2905
köyüne taşıyarak bunları iyi değerlendirmiş olsa da,
taşıdığı mesafe 800 kilometreydi.
03:33
it was 800 kilometerskilometre away.
65
188649
2087
Ve biz de düşündük ki, alternatif bir pişirme yakıtı için
03:35
And so we thought perhapsbelki
there mightbelki be a better way
66
190760
2896
03:38
to come up with
an alternativealternatif cookingyemek pişirme fuelyakıt.
67
193680
2200
belki daha iyi bir yol bulabiliriz.
Yapmak istediğimiz şey bölgede kolay bulunur
03:41
What we wanted to do
is we wanted to make a fuelyakıt
68
196640
2256
03:43
that used something that was
readilykolayca availablemevcut on the localyerel levelseviye.
69
198920
3336
bir maddeden yakıt üretmekti.
Haiti'nin her yerinde bunları görebilirsiniz. Bunlar küçük çaplı şeker fabrikaları.
03:47
You see these all over HaitiHaiti as well.
70
202280
1776
03:48
They're small-scaleküçük ölçekli sugarşeker millsüreticiler.
71
204080
1736
03:50
And the wasteatık productürün from them
72
205840
1496
Ve şekerkamışının suyunu çıkardıktan sonra
buralardan çıkan atıklara küspe deniyor.
03:52
after you extractözüt the juiceMeyve suyu
from the sugarcaneşeker kamışı
73
207360
2416
03:54
is calleddenilen "bagasseküspe."
74
209800
1536
Başka bir kullanımı yok. Hiçbir besin değeri yok,
03:56
It has no other use.
75
211360
1216
03:57
It has no nutritionalbesin valuedeğer,
so they don't feedbesleme it to the animalshayvanlar.
76
212600
3296
bu yüzden hayvanlara da veremiyorlar.
04:00
It just sitsoturur in a pileistif nearyakın the sugarşeker milldeğirmen
untila kadar eventuallysonunda they burnyanmak it.
77
215920
4040
En sonunda yakılana dek bu atıklar şeker fabrikasının yanında bir yığın olarak bekliyorlar.
Bizim de yapmak istediğimiz şey,
04:05
What we wanted to do was
we wanted to find a way
78
221040
2296
bu atık kaynağını kullanmak ve onu bir çeşit yakıta dönüştürmek.
04:08
to harnesskoşum this wasteatık resourcekaynak
and turndönüş it into a fuelyakıt
79
223360
2976
Böylece insanlar bunu kömür gibi
04:11
that would be something
that people could easilykolayca cookpişirmek with,
80
226360
2976
yemek pişirmede kolaylıkla kullanabilecekler.
04:14
something like charcoalmangal kömürü.
81
229360
1240
Bu nedenle önümüzdeki yıllarda, ben ve öğrencilerim bir proje geliştirmek üzere çalışacağız.
04:16
So over the nextSonraki coupleçift of yearsyıl,
82
231600
1616
04:18
studentsöğrencilerin and I workedişlenmiş
to developgeliştirmek a processsüreç.
83
233240
3656
Küspeyi alıyorsunuz ve atık bir petrol varilinden kolaylıkla
04:21
So you startbaşlama with the bagasseküspe,
and then you take a very simplebasit kilnfırın
84
236920
3816
yapabileceğiniz bir fırına koyuyorsunuz.
04:25
that you can make out of
a wasteatık fiftyelli five-gallonBeş galonluk oilsıvı yağ drumdavul.
85
240760
3176
Biraz zaman geçtikten sonra, bunu ateşe koyuyor ve
04:28
After some time, after settingayar it on fireateş,
86
243960
2296
04:31
you sealfok balığı it to restrictkısıtlamak the oxygenoksijen
that goesgider into the kilnfırın,
87
246280
3976
ocağa kaçan oksijeni engellemek için kapatıyorsunuz,
ve sonra bu kömürleşmiş maddeyi elde ediyorsunuz.
04:35
and then you endson up
with this carbonizedkarbonize materialmalzeme here.
88
250280
3000
Fakat bunu yakamazsınız. Yakmak için fazla ince.
04:38
HoweverAncak, you can't burnyanmak this.
89
254080
1576
04:40
It's too fine and it burnsyanıklar too quicklyhızlı bir şekilde
to be usefulişe yarar for cookingyemek pişirme.
90
255680
4695
ve yemek pişirmede kullanmak için fazla çabuk yanıyor.
Bu nedenle bunu kullanışlı bir hale sokmak için çaba harcayıp, bir yol bulmalıydık.
04:45
So we had to try to find a way
to formform it into usefulişe yarar briquettesbriket.
91
260399
4257
Ve bu duruma uygun olarak, Gana'lı bir öğrencim
04:49
And convenientlyelverişli,
one of my studentsöğrencilerin was from GhanaGana,
92
264680
3416
annesinin ona yaptığı "kokonte" isimli bir yemeği hatırladı.
04:52
and he rememberedhatırladı a dishtabak his momanne
used to make for him calleddenilen "kokontekokonte,"
93
268120
3334
04:56
whichhangi is a very stickyyapışkan porridgehapsedilme
madeyapılmış out of the cassavamanyok rootkök.
94
271478
3458
Bu yemek, kasava (botanik bir bitki) kökünden yapılan yapışkan bir lapa idi.
04:59
And so what we did was we lookedbaktı,
95
274960
1576
Ve böylece biz de şunu fark ettik ki,
05:01
and we foundbulunan that cassavamanyok
is indeedaslında grownyetişkin in HaitiHaiti,
96
276560
3096
kasava Haiti'de de manyok ismiyle bilinen ve yetişen bir bitki.
05:04
underaltında the nameisim of "maniocmanyok."
97
279680
2136
Ve aslında, dünyanın her yerinde yetişen bir bitki--
05:06
In factgerçek, it's grownyetişkin all over the worldDünya --
98
281840
1953
yuka, tapyoka, manyok, kasava, aslında hepsi aynı şey--
05:08
yuccayuka, tapiocatapyoka, maniocmanyok, cassavamanyok,
it's all the sameaynı thing --
99
283817
3079
05:11
a very starchynişastalı rootkök vegetablesebze.
100
286920
2096
çok fazla nişastalı köklü bir bitki.
Ve bununla çok koyu ve yapışkan bir lapa yapılabiliyor.
05:13
And you can make a very thickkalın,
stickyyapışkan porridgehapsedilme out of it,
101
289040
3216
Bunu kömür parçalarını birbirine yapıştırmak için kullanabilirsiniz.
05:17
whichhangi you can use to bindbağlamak togetherbirlikte
the charcoalmangal kömürü briquettesbriket.
102
292280
4136
Biz de bunu yaptık. Haiti'ye gittik.
05:21
So we did this. We wentgitti down to HaitiHaiti.
103
296440
3176
Bunlar da "Ecole de Chabon" ya da "Kömür Enstitüsü"nün
05:24
These are the graduatesmezunları
of the first EcoleEcole dede CharbonCharbon,
104
299640
2656
ilk mezunları. Ve bunlar da--
05:27
or CharcoalKömür InstituteEnstitüsü.
105
302320
1696
(Gülüşmeler)
05:28
And these --
106
304040
1216
05:30
(LaughterKahkaha)
107
305280
1216
-- evet doğru. Ben aslında MIT'de olduğu kadar CIT'de de bir eğitmenim.
05:31
That's right. So I'm actuallyaslında
an instructoreğitmen at MITMIT as well as CITCIT.
108
306520
5976
Bunlar da yaptığımız kömür birketler.
05:37
And these are the briquettesbriket that we madeyapılmış.
109
312520
2080
Şimdi sizi başka bir kıtaya götürüyorum. Burası Hindistan,
05:40
Now I'm going to take you
to a differentfarklı continentkıta.
110
316040
2400
05:44
This is IndiaHindistan
111
319320
1216
ve bu da pişirmede en çok kullanılan yakıt: inek gübresi.
05:45
and this is the mostçoğu commonlyçoğunlukla used
cookingyemek pişirme fuelyakıt in IndiaHindistan.
112
320560
3216
05:48
It's cowinek dunggübre.
113
323800
1376
Ve Haiti'den farklı olarak, bu gübre yanarken gerçekten çok fazla duman çıkarıyor.
05:50
And more than in HaitiHaiti,
this producesüretir really smokydumanlı firesyangınlar,
114
325200
4176
Ve burada da gübre ve biyoyakıtın pişirme esnasında yakıt olarak kullanılmasının
05:54
and this is where you see
the healthsağlık impactsetkiler
115
329400
2456
05:56
of cookingyemek pişirme with cowinek dunggübre
and biomassbiyokütle as a fuelyakıt.
116
331880
4080
sağlık açısından etkilerini görebilirsiniz.
Çocuklar ve kadınlar özellikle bundan etkilenirler,
06:01
KidsÇocuklar and womenkadınlar
are especiallyözellikle affectedetkilenmiş by it,
117
336600
2216
06:03
because they're the onesolanlar
who are around the cookingyemek pişirme firesyangınlar.
118
338840
3136
çünkü yemek pişirme esnasında yakında olan onlardır.
Bu nedenle bu kömür yapma teknolojisini
06:06
So we wanted to see
119
342000
1216
06:08
if we could introducetakdim etmek
this charcoal-makingkömür verme technologyteknoloji there.
120
343240
3496
burada uygulayıp uygulayamayacağımızı merak ettik.
Ne yazık ki, burada şeker kamışı bulunmuyor.
06:11
Well, unfortunatelyne yazık ki,
they didn't have sugarcaneşeker kamışı
121
346760
2416
Kasavaları da yok fakat bu bizi durdurmuyor.
06:14
and they didn't have cassavamanyok,
122
349200
1381
06:15
but that didn't stop us.
123
350605
1200
Biz de bölgedeki kolay erişilir biyokütle kaynaklarını belirledik.
06:17
What we did was we foundbulunan what were
the locallylokal olarak availablemevcut sourceskaynaklar of biomassbiyokütle.
124
352400
3816
Ve bunlar buğday ve pirinç saplarıydı.
06:21
And there was wheatbuğday strawSaman
and there was ricepirinç strawSaman in this areaalan.
125
356240
3376
Parçaları tutturmak için de
06:24
And what we could use as a binderbağlayıcı madde
was actuallyaslında smallküçük amountsmiktarlar of cowinek manuregübre,
126
359640
3616
normalde insanların burada yemek pişirmekte kullandıkları
inek gübresini kullanabilirdik.
06:28
whichhangi they used ordinarilynormalde for theironların fuelyakıt.
127
363280
2240
Karşılaştırmalı testler yaptık. Burada
06:31
And we did side-by-sideyan yana teststestler,
128
366960
2176
06:33
and here you can see
the charcoalmangal kömürü briquettesbriket
129
369160
2576
kömür parçalarını ve inek gübresini görebilirsiniz.
06:36
and here the cowinek dunggübre.
130
371760
1216
06:37
And you can see that it's a lot cleanertemizleyici
burningyanan of a cookingyemek pişirme fuelyakıt.
131
373000
3256
Gördüğünüz gibi yemek pişirmede kullanılan yakıttan çok daha temiz yanıyor.
Ve ayrıca, suyu daha çabuk ısıtıyor.
06:41
And in factgerçek, it heatsısıtır the waterSu
a lot more quicklyhızlı bir şekilde.
132
376280
2576
06:43
And so we were very happymutlu, thusBöylece faruzak.
133
378880
2296
Buraya kadar çok mutluyduk.
Fakat bulduğumuz şeylerden biri de,
06:46
But one of the things that we foundbulunan
134
381200
1696
06:47
was when we did side-by-sideyan yana
comparisonskarşılaştırmalar with woodahşap charcoalmangal kömürü,
135
382920
2816
odun kömürü ile karşılaştırmalı yaptığımız testlerde,
06:50
it didn't burnyanmak as long.
136
385760
1616
o kadar da uzun yanmadığını gördük. Birketler pişirme esnasında ufalanıyor,
06:52
And the briquettesbriket crumbledufalanmış a little bitbit
137
387400
1905
ve küçük parçalara ayrılarak enerji kaybediyorlardı.
06:54
and we lostkayıp energyenerji as they felldüştü apartayrı
as they were cookingyemek pişirme.
138
389329
3167
Bu nedenle daha kuvvetli bir birket yapmak için bir yol bulmaya çalıştık
06:57
So we wanted to try to find a way
to make a strongergüçlü briquettebriket
139
392520
3216
07:00
so that we could competeyarışmak with
woodahşap charcoalmangal kömürü in the marketspiyasalar in HaitiHaiti.
140
395760
3600
böylece Haiti'deki pazarlardaki odun kömürü ile rekabet edebilirdik.
MIT'ye geri döndük, Instron makinesini çıkarıp,
07:05
So we wentgitti back to MITMIT,
141
400320
2016
07:07
we tookaldı out the InstronInstron machinemakine
142
402360
2216
bir birketi ondan yeterince performans alabilmek için ihtiyacınız olan
07:09
and we figuredanladım out
what sortçeşit of forcesgüçler you neededgerekli
143
404600
2696
dereceye kadar sıkıştırmak için
07:12
in ordersipariş to compresskompres
a briquettebriket to the levelseviye
144
407320
2096
ne kadar kuvvete ihtiyaç olduğunu araştırdık.
07:14
that you actuallyaslında are gettingalma
improvedgelişmiş performanceperformans out of it?
145
409440
2858
Laboratuvarda bunun üzerinde çalışan öğrencilerle eş zamanlı olarak
07:17
And at the sameaynı time that we had
studentsöğrencilerin in the lablaboratuvar looking at this,
146
412960
3296
Haiti'de de projeyi ilerletmek ve köyde yaşayan insanlar için
07:21
we alsoAyrıca had communitytoplum partnersortaklar in HaitiHaiti
workingçalışma to developgeliştirmek the processsüreç,
147
416280
6936
kolay erişilir kılmak için çalışan arkadaşlarımız vardı.
07:28
to improveiyileştirmek it and make it more accessibleulaşılabilir
to people in the villagesköyler there.
148
423240
5000
Bir süre sonra,
07:33
And after some time,
149
429160
1216
odun kömüründen daha temiz ve muhtemelen daha uzun yanan bir kömür
07:35
we developedgelişmiş a low-costdüşük maliyetli pressbasın
that allowsverir you to produceüretmek charcoalmangal kömürü,
150
430400
4816
elde etmek için, az maliyetli bir pres geliştirdik.
07:40
whichhangi actuallyaslında now burnsyanıklar not only --
151
435240
2680
07:43
actuallyaslında, it burnsyanıklar longeruzun,
cleanertemizleyici than woodahşap charcoalmangal kömürü.
152
438642
3318
Yani artık elimizde Haiti pazarlarında satılandan
07:47
So now we're in a situationdurum
where we have a productürün,
153
442400
2536
07:49
whichhangi is actuallyaslında better than what
you can buysatın almak in HaitiHaiti in the marketplacepazar,
154
444960
4296
daha iyi olan bir ürün var.
Ve bu harika bir şey.
07:54
whichhangi is a very wonderfulolağanüstü placeyer to be.
155
449280
2720
Sadece Haiti'de, her yıl yaklaşık 30 milyon ağaç kesiliyor.
07:58
In HaitiHaiti aloneyalnız, about 30 millionmilyon treesağaçlar
are cutkesim down everyher yearyıl.
156
453960
4736
08:03
There's a possibilityolasılık
of this beingolmak implementeduygulanan
157
458720
2496
Artık bu çözümü uygulamak ve
bu ağaçların önemli bir kısmını kurtarmak mümkün.
08:06
and savingtasarruf a good portionkısım of those.
158
461240
2296
Ayrıca, bu kömürden elde edilen gelir 260 milyon dolar.
08:08
In additionilave, the revenuegelir generatedoluşturulan
from that charcoalmangal kömürü is 260 millionmilyon dollarsdolar.
159
463560
6416
Bu Haiti gibi
08:14
That's an awfulkorkunç lot
for a countryülke like HaitiHaiti --
160
470000
2536
nüfusun sekiz milyonunun, ortalama gelirinin
08:17
with a populationnüfus of eightsekiz millionmilyon
161
472560
1856
400 dolardan az olduğu bir ülke için çok korkunç bir rakam.
08:19
and an averageortalama incomegelir
of lessaz than 400 dollarsdolar.
162
474440
3200
Bu yüzden kömür projemizi yürüttüğümüz yer de burası.
08:23
So this is where we're alsoAyrıca movinghareketli aheadönde
with our charcoalmangal kömürü projectproje.
163
478680
3856
08:27
And one of the things
that I think is alsoAyrıca interestingilginç,
164
482560
2656
Ve ilginç bulduğum başka bir şey daha,
UC Berkeley'de risk analizi yapan bir arkadaşım var.
08:30
is I have a friendarkadaş up at UCUC BerkeleyBerkeley
who'skim been doing riskrisk analysisanaliz.
165
485240
4296
08:34
And he's lookedbaktı at the problemsorun
of the healthsağlık impactsetkiler
166
489560
3056
Bu arkadaşım kömür yerine odun yakmanın
08:37
of burningyanan woodahşap versuse karşı charcoalmangal kömürü.
167
492640
2096
sağlığa etkileri problemine eğildi.
08:39
And he's foundbulunan that worldwideDünya çapında,
you could preventönlemek a millionmilyon deathsölümler
168
494760
4096
Ve bulduğu şu oldu: Tüm dünyada
yemek pişirmede odun yerine kömür yakıldığında,
08:43
switchinganahtarlama from woodahşap
to charcoalmangal kömürü as a cookingyemek pişirme fuelyakıt.
169
498880
2976
bir milyon ölümü engelleyebiliyorsunuz. Bu çok dikkat çekici.
08:46
That's remarkabledikkat çekici,
170
501880
1216
Fakat şimdiye kadar, ağaçları kesmeden bunu yapmanın bir yolu yoktu.
08:47
but up untila kadar now, there weren'tdeğildi waysyolları
to do it withoutolmadan cuttingkesim down treesağaçlar.
171
503120
3456
Ama şimdi bir çözümümüz var.
08:51
But now we have a way
172
506600
1216
08:52
that's usingkullanma an agriculturaltarım
wasteatık materialmalzeme to createyaratmak a cookingyemek pişirme fuelyakıt.
173
507840
3680
Yemek pişirme yakıtı üretmek için tarımsal atıkları kullanmak.
08:56
One of the really excitingheyecan verici things, thoughgerçi,
174
511960
2016
Aslında gerçekten heyecan verici bulduğum bir şey de
08:58
is something that camegeldi out of the tripgezi
that I tookaldı to GhanaGana just last monthay.
175
514000
3572
geçen ay Gana'ya yaptığım bir ziyaret sırasında ortaya çıkan şeydi.
Ve bu bence gerçekten mükemmel bir şey.
09:02
And I think it's the coolesthavalı thing,
176
517596
3419
Üstelik az önce gördüğünüzden daha da az teknolojik.
09:05
and it's even loweralt techteknoloji
than what you just saw,
177
521039
2240
Böyle bir şeyi hayal edebiliyor musunuz? İşte burada.
09:08
if you can imaginehayal etmek suchböyle a thing.
178
523303
2033
09:10
Here it is.
179
525360
1216
Peki bu nedir? Bu mısır koçanlarının kömüre dönüştürülmesidir.
09:11
So what is this?
180
526600
1200
09:13
This is corncobsMısır koçanları turneddönük into charcoalmangal kömürü.
181
528480
2576
Ve bunun güzel yanı kömür birketleri yapmak zorunda olmamanız.
09:15
And the beautygüzellik of this is
that you don't need to formform briquettesbriket --
182
531080
3143
Hazır yapılmış geliyor. Bu benim 100 dolarlık dizüstü bilgisayarım, tam burada.
09:19
it comesgeliyor readyhazır madeyapılmış.
183
534247
1329
09:20
This is my $100 laptopdizüstü, right here.
184
535600
2856
Ve aslında ben de Nick gibi örnekler getirdim.
09:23
And actuallyaslında, like NickNick,
I broughtgetirdi samplesörnekler.
185
538480
3016
(Gülüşmeler)
09:26
(LaughterKahkaha)
186
541520
2216
09:28
So we can passpas these around.
187
543760
1760
Bunları dolaştırabiliriz.
Bunlar tamamen fonksiyonel, sahada test edilmiş, kullanıma hazır.
09:32
They're fullytamamen functionalfonksiyonel,
field-testedsahada test, readyhazır to rollrulo out.
188
547520
4084
09:36
(LaughterKahkaha)
189
551628
1706
Ve bu teknoloji ile ilgili ayrıca ilgi çekici olan noktalardan biri de,
09:40
And I think one of the things
190
555520
1496
09:41
whichhangi is alsoAyrıca remarkabledikkat çekici
about this technologyteknoloji,
191
557040
4216
teknoloji transferinin çok kolay olması.
09:46
is that the technologyteknoloji
transferaktarma is so easykolay.
192
561280
2776
Şekerkamışı kömüründe insanlara
09:48
ComparedKarşılaştırıldığında to the sugarcaneşeker kamışı charcoalmangal kömürü,
193
564080
2136
nasıl birket haline getireceklerini öğretmek
09:51
where we have to teachöğretmek people
how to formform it into briquettesbriket
194
566240
2816
ve yapıştırıcıyı pişirmek zorundayken
09:53
and you have the extraekstra stepadım
of cookingyemek pişirme the binderbağlayıcı madde,
195
569080
2416
bunlar kendiliğinden birket halinde geliyor.
09:56
this comesgeliyor pre-briquettedÖn briket.
196
571520
1576
Ve şu an bu hayatımdaki en heyecan verici şey,
09:57
And this is about the mostçoğu excitingheyecan verici
thing in my life right now,
197
573120
2953
ve belki de hayatım hakkında üzücü bir yorum.
10:00
whichhangi is perhapsbelki
a sadüzgün commentaryyorum on my life.
198
576097
3199
(Gülüşmeler)
10:04
(LaughterKahkaha)
199
579320
2256
Fakat bir kez bunu gördüğünüzde, siz ön sıradakiler gibi, tamam,
10:06
But oncebir Zamanlar you see it,
like you guys in the frontön rowsıra --
200
581600
2536
tamam. Neyse--
10:08
All right, yeah, OK.
201
584160
1216
10:10
So anywayneyse --
202
585400
1216
(Gülüşmeler)
10:11
(LaughterKahkaha)
203
586640
2016
-- işte burada. Ve bence bu mükemmel bir örnek.
10:13
Here it is.
204
588680
1216
10:14
And this is, I think, a perfectmükemmel exampleörnek
205
589920
2456
Robert Wright'ın konuşmasında bahsettiği toplamı sıfırdan farklı şeyler için.
10:17
of what RobertRobert WrightWright was talkingkonuşma about
in those non-zero-sumolmayan sıfır toplamı things.
206
592400
5216
Sadece sağlık faydalarına değil,
10:22
So not only do you have healthsağlık benefitsfaydaları,
207
597640
2496
çevresel faydaya da sahipsiniz.
10:24
you have environmentalçevre benefitsfaydaları.
208
600160
2136
Fakat bu çok ender rastlanan durumlardan biri
10:27
But this is one
of the incrediblyinanılmaz rarenadir situationsdurumlar
209
602320
3816
şöyle ki, burada ekonomik fayda da var.
10:30
where you alsoAyrıca have economicekonomik benefitsfaydaları.
210
606160
2336
İnsanlar atıklardan kendi pişirme yakıtlarını yapabilirler.
10:33
People can make theironların ownkendi cookingyemek pişirme fuelyakıt
from wasteatık productsÜrünler.
211
608520
3056
10:36
They can generateüretmek incomegelir from this.
212
611600
2016
Bundan gelir sağlayabilirler.
10:38
They can savekayıt etmek the moneypara
that they were going to spendharcamak on charcoalmangal kömürü
213
613640
3136
Kömüre harcayacakları paradan tasarruf edebilirler
10:41
and they can produceüretmek excessAŞIRI
and sellsatmak it in the marketpazar
214
616800
2477
ve fazladan yaptıkları kömürü
kendi kömürünü yapmayan insanlara satabilirler.
10:44
to people who aren'tdeğil makingyapma theironların ownkendi.
215
619301
1955
Herhangi bir kayıp veya ödün olmaması gerçekten çok ender rastlanan bir durum,
10:46
It's really rarenadir
that you don't have trade-offsdengelemeler
216
621280
2296
sağlık ve ekonomi arasında veya çevre ve ekonomi arasında.
10:48
betweenarasında healthsağlık and economicsekonomi bilimi,
or environmentçevre and economicsekonomi bilimi.
217
623600
3216
10:51
So this is a projectproje
that I just find extremelyson derece excitingheyecan verici
218
626840
3736
Bu nedenle bu proje benim çok heyecan verici bulduğum bir proje
ve bizi nereye götüreceğini gerçekten merak ediyorum.
10:55
and I'm really looking forwardileri
to see where it takes us.
219
630600
5400
Şimdi yaratacağımız gelecekle ilgili konuştuğumuzda,
11:02
So when we talk about, now,
the futuregelecek we will createyaratmak,
220
638120
3496
bir şeyden bahsetmek bence gerekli.
11:06
one of the things
that I think is necessarygerekli
221
641640
2016
11:08
is to have a very clearaçık visionvizyon
of the worldDünya that we livecanlı in.
222
643680
3960
Bu da içinde yaşadığımız dünya hakkında net bir görüşe sahip olmak.
Ve şimdi gerçekten içinde yaşadığımız dünyayı kastetmiyorum.
11:12
And now, I don't actuallyaslında mean
the worldDünya that we livecanlı in.
223
648160
2786
11:16
I mean the worldDünya where womenkadınlar
spendharcamak two to threeüç hourssaatler everydayher gün
224
651920
4096
Kastettiğim dünya, kadınların ailelerine yemeleri için buğday öğüterek
her gün iki üç saatlerini harcadıkları dünya.
11:20
grindingbileme graintahıl for theironların familiesaileleri to eatyemek.
225
656040
2440
Kastettiğim dünya, gelişmiş inşaat malzemesinin
11:24
I mean the worldDünya
where advancedileri buildingbina materialsmalzemeler
226
659960
2376
insan eliyle yapılmış çatı kiremiti anlamına geldiği,
11:27
meansanlamına geliyor cementçimento roofingçatı tilesfayans
that are madeyapılmış by handel,
227
662360
3416
günde 10 saat çalıştığınız,
11:30
and where, when you work 10 hourssaatler a day,
228
665800
2136
11:32
you're still only earningkazanma
60 dollarsdolar in a monthay.
229
667960
2840
ayda 60 dolar kazandığınız bir dünya.
Kastettiğim dünya, kadınlar ve çocukların yılda 40 milyar saatlerini su taşımak için harcadıkları bir dünya.
11:37
I mean the worldDünya
230
672320
1216
11:38
where womenkadınlar and childrençocuklar spendharcamak
40 billionmilyar hourssaatler a yearyıl fetchingalımlı waterSu.
231
673560
6200
Bu Kaliforniya eyaletindeki tam zamanlı çalışan insanların
11:45
That's as if the entiretüm workforceişgücü
of the statebelirtmek, bildirmek of CaliforniaCalifornia
232
680520
3736
bütün bir yıl hiçbir şey yapmayıp sadece su taşımaları demek.
11:49
workedişlenmiş fulltam time for a yearyıl
doing nothing but fetchingalımlı waterSu.
233
684280
4496
Bu öyle bir yer ki, mesela, eğer burası Hindistan olsaydı,
11:53
It's a placeyer where,
for exampleörnek, if this were IndiaHindistan,
234
688800
4336
bu odada sadece üç kişinin arabası olabilirdi.
11:57
in this roomoda, only threeüç of us
would have a cararaba.
235
693160
2440
Eğer burası Afganistan olsaydı,
12:01
If this were AfghanistanAfganistan,
236
696360
1216
bu odadaki sadece bir kişi internet kullanmayı bilirdi.
12:02
only one personkişi in this roomoda
would know how the use the InternetInternet.
237
697600
3616
Eğer burası Zambiya olsaydı, aranızdan 300 kişi çiftçi olurdu,
12:06
If this were ZambiaZambiya --
238
701240
1200
12:08
300 of you would be farmersçiftçiler,
239
703520
2696
aranızdan 100 kişi AIDS veya HIV hastası olurdu.
12:11
100 of you would have AIDSAIDS or HIVHIV.
240
706240
3136
Ve yarınızdan fazlası günde bir dolardan daha az bir parayla yaşıyor olurdunuz.
12:14
And more than halfyarım of you would be livingyaşam
on lessaz than a dollardolar a day.
241
709400
3840
Bunlar çözüm bulmamız gereken konular.
12:19
These are the issuessorunlar that we
need to come up with solutionsçözeltiler for.
242
714280
4736
Bunlar, mühendislerimizi, tasarımcılarımızı, iş adamlarımızı, girişimcilerimizi,
12:23
These are the issuessorunlar that
we need to be trainingEğitim our engineersmühendisler,
243
719040
3856
12:27
our designerstasarımcılar, our business people,
our entrepreneursgirişimciler to be facingkarşı.
244
722920
3440
yüzleşmeleri için eğitmemiz gereken konular.
Bunlar bulmamız gereken çözümler.
12:32
These are the solutionsçözeltiler
that we need to find.
245
727280
2696
12:34
I have a fewaz areasalanlar that I believe
are especiallyözellikle importantönemli that we addressadres.
246
730000
6176
Üzerinde çalıştığımız alanlardan bir kaçının çok önemli olduğuna inanıyorum.
Bunlardan biri mikro-finans ve mikro-girişimi teşvik etmek için teknolojiler geliştirmek.
12:41
One of them is creatingoluşturma technologiesteknolojiler
247
736200
2056
12:43
to promotedesteklemek micro-financemikro finans
and micro-enterprisemikro işletme,
248
738280
3016
Böylece yoksulluk sınırı altında yaşayan insanlar, bundan bir çıkış yolu bulabilirler--
12:46
so that people who are livingyaşam
belowaltında the povertyyoksulluk linehat
249
741320
2856
12:49
can find a way to movehareket out --
250
744200
1536
ve bunu geleneksel sepet yapımı,
12:50
and that they're not doing it
251
745760
1381
kümes hayvanı besleme gibi yollarla yapmazlar.
12:51
usingkullanma the sameaynı traditionalgeleneksel
basketsepet makingyapma, poultrykümes hayvanları rearingyetiştirme, etcvb.
252
747165
3611
12:55
But there are newyeni technologiesteknolojiler
and newyeni productsÜrünler
253
750800
2191
Fakat küçük ölçekte yapabilecekleri
12:57
that they can make on a smallküçük scaleölçek.
254
753015
2240
yeni teknolojiler ve yeni ürünler var.
13:00
The nextSonraki thing I believe
255
755800
1216
Yapılması gerektiğine inandığım bir diğer şey de yoksul çiftçiler için teknoloji üretmek.
13:01
is that we need to createyaratmak
technologiesteknolojiler for poorfakir farmersçiftçiler
256
757040
4376
Böylece ürünleri değer kazanacaktır.
13:06
to addeklemek valuedeğer to theironların ownkendi cropsbitkileri.
257
761440
2240
Gelişim stratejilerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz,
13:09
And we need to rethinkyeniden düşünmek
our developmentgelişme strategiesstratejiler,
258
764600
2656
böylece yürüttüğümüz eğitim kampanyaları
13:12
so that we're not promotingteşvik
educationaleğitici campaignskampanyalar
259
767280
3256
13:15
to get them to stop beingolmak farmersçiftçiler,
260
770560
2376
onları çiftçi olmaktan alıkoymak
13:17
but ratherdaha doğrusu to stop beingolmak poorfakir farmersçiftçiler.
261
772960
2776
yerine yoksul çiftçi olmaktan alıkoyacaktır.
13:20
And we need to think
about how we can do that effectivelyetkili bir şekilde.
262
775760
2833
Ve bunu etkili bir şekilde nasıl yaparız diye düşünmeliyiz.
Bu toplumlarda yaşayan insanlarla beraber çalışmalıyız
13:24
We need to work with the people
in these communitiestopluluklar
263
779560
2656
ve onlara sorunlarını çözmek için ihtiyaçları olan araçları ve kaynakları vermeliyiz.
13:27
and give them the resourceskaynaklar
and the toolsaraçlar that they need
264
782240
2856
Bunu yapmanın en iyi yolu budur.
13:29
to solveçözmek theironların ownkendi problemssorunlar.
265
785120
1696
13:31
That's the besten iyi way to do it.
266
786840
1381
Bunu dışarıda durarak yapmamalıyız.
13:33
We shouldn'tolmamalı be doing it from outsidedışında.
267
788245
2291
Bu geleceği yaratmak zorundayız ve bunu yapmaya hemen başlamalıyız.
13:35
So we need to createyaratmak this futuregelecek,
and we need to startbaşlama doing it now.
268
790560
4160
Teşekkürler.
13:40
Thank you.
269
795240
1216
13:41
(ApplauseAlkış)
270
796480
5256
(Alkışlar)
13:46
ChrisChris AndersonAnderson: Thank you, incredibleinanılmaz.
271
801760
2492
13:49
StayKonaklama here.
272
804320
1200
Chris Anderson: Bize -- sorusu olan biri çıkana dek --
13:51
Tell us -- just while we see
if someonebirisi has a questionsoru --
273
806360
2896
bize üzerinde çalıştığınız başka bir konudan bahsedin.
13:54
just tell us about one of the other things
that you've workedişlenmiş on.
274
809280
3416
Amy Smith: Üzerinde çalıştığımız diğer birkaç konu da
13:57
AmyAmy SmithSmith: Some of the other
things we're workingçalışma on
275
812720
2496
düşük maliyetli su kalitesi testi yapmaya yönelik,
14:00
are waysyolları to do low-costdüşük maliyetli
waterSu qualitykalite testingtest yapmak,
276
815240
2177
böylece topluluklar kendi su sistemlerini kurabilecekler,
14:02
so that communitiestopluluklar can maintainsürdürmek
theironların ownkendi waterSu systemssistemler,
277
817441
2735
ne zaman çalıştığını ne zaman arıtacaklarını bilecekler vb...
14:05
know when they're workingçalışma,
know when they treattedavi etmek them, etcvb.
278
820200
2715
14:07
We're alsoAyrıca looking at low-costdüşük maliyetli
water-treatmentsu arıtma systemssistemler.
279
822939
2637
Biz ayrıca düşük maliyetli su arıtma sistemlerini de araştırıyoruz.
Bir diğer heyecan verici şey de güneş ışığıyla su dezenfeksiyonu konusunu araştırmak
14:10
One of the really excitingheyecan verici things
is looking at solargüneş waterSu disinfectiondezenfekte etme
280
825600
3381
ve bunu yapacak kapasiteyi geliştirmek.
14:13
and improvinggeliştirme the abilitykabiliyet
to be ableyapabilmek to do that.
281
829005
2560
CA: Bunların büyümesine engel olan darboğaz nedir?
14:17
CACA: What's the bottleneckdarboğaz
preventingönlenmesi this stuffşey gettingalma from scaleölçek?
282
832320
3936
Girişimci veya yatırımcıya mı ihtiyacınız var,
14:21
Do you need to find entrepreneursgirişimciler,
or venturegirişim capitalistskapitalistler,
283
836280
3256
veya elinizdekini büyütmek için neye ihtiyacınız var?
14:24
or what do you need to take
what you've got and get it to scaleölçek?
284
839560
4856
AS: Evet, bence gereken bu konuda çabalayan çok sayıda insan.
14:29
AS: I think it's largegeniş numberssayılar
of people movinghareketli it forwardileri.
285
844440
2770
Bu zor birşey: bu çok bölünmüş bir pazar
14:32
It's a difficultzor thing --
286
847234
1199
14:33
it's a marketplacepazar
whichhangi is very fragmentedparçalanmış
287
848457
2007
ve hiçbir geliri olmayan bir tüketici popülasyonu var.
14:35
and a consumertüketici populationnüfus with no incomegelir.
288
850488
2208
Bu nedenle ABD'de uyguladığınız modellerin aynısı
14:37
So you can't use the sameaynı modelsmodeller
that you use in the UnitedAmerika StatesBirleşik
289
852720
3256
14:40
for makingyapma things movehareket forwardileri.
290
856000
1536
burada işlerin ilermesi için kullanamazsınız.
14:42
And we're a prettygüzel smallküçük staffpersonel,
291
857560
2016
Ve biz oldukça küçük bir grubuz, sadece ben.
14:44
whichhangi is me.
292
859600
1216
14:45
(LaughterKahkaha)
293
860840
1976
(Gülüşmeler)
Bildiğiniz gibi öğrencilerle ne yapabiliyorsam onu yapıyorum.
14:47
So, you know,
I do what I can with the studentsöğrencilerin.
294
862840
2239
Sahaya giden, uygulama yapan
14:49
We have 30 studentsöğrencilerin a yearyıl
go out into the fieldalan
295
865103
2239
ve işleri ilerleten yılda 30 öğrencimiz oluyor.
14:52
and try to implementuygulamak this
and movehareket it forwardileri.
296
867366
2450
Öteki konu ise, işleri uzun bir zaman diliminde yapmak durumundasınız,
14:54
The other thing is you have to do things
with a long time frameçerçeve,
297
869840
3496
yani - sizin de bildiğiniz gibi bazı şeylerin bir veya iki yılda yapılmasını bekleyemezsiniz.
14:58
as, you know, you can't expectbeklemek to get
something donetamam in a yearyıl or two yearsyıl;
298
873360
3936
Beş veya on yıl öteye bakmalısınız.
15:02
you have to be looking
fivebeş or 10 yearsyıl aheadönde.
299
877320
2143
Fakat bunu yapacak vizyonumuz olduğu sürece ilerleyebiliriz diye düşünüyorum.
15:04
But I think with the visionvizyon to do that,
we can movehareket forwardileri.
300
879487
3200
Translated by Gonca Boluk
Reviewed by Serap Cakil

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Amy Smith - inventor, engineer
Amy Smith designs cheap, practical fixes for tough problems in developing countries. Among her many accomplishments, the MIT engineer received a MacArthur "genius" grant in 2004 and was the first woman to win the Lemelson-MIT Prize for turning her ideas into inventions.

Why you should listen

Mechanical engineer Amy Smith's approach to problem-solving in developing nations is refreshingly common-sense: Invent cheap, low-tech devices that use local resources, so communities can reproduce her efforts and ultimately help themselves. Smith, working with her students at MIT's D-Lab, has come up with several useful tools, including an incubator that stays warm without electricity, a simple grain mill, and a tool that converts farm waste into cleaner-burning charcoal.

The inventions have earned Smith three prestigious prizes: the B.F. Goodrich Collegiate Inventors Award, the MIT-Lemelson Prize, and a MacArthur "genius" grant. Her course, "Design for Developing Countries," is a pioneer in bringing humanitarian design into the curriculum of major institutions. Going forward, the former Peace Corps volunteer strives to do much more, bringing her inventiveness and boundless energy to bear on some of the world's most persistent problems.

More profile about the speaker
Amy Smith | Speaker | TED.com