ABOUT THE SPEAKER
Katharine Hayhoe - Climate scientist
Katharine Hayhoe studies what climate change means to us in the places where we live.

Why you should listen

As Katharine Hayhoe writes: "I'm a climate scientist: I crunch the data, I analyze the models, and I help people like engineers and city managers and water planners prepare for the ways climate change affects all of us. I'm a professor in political science at Texas Tech University, where I direct the Climate Science Center. I'm also a lead author for the US National Climate Assessment; I host the PBS Digital Series Global Weirding; and I spend a lot of time talking to people about climate science, impacts, solutions and how they connect to our values. I've been named one of TIME's "100 Most Influential People," Fortune's "50 Greatest Leaders" and Foreign Policy's "100 Leading Global Thinkers."

"These are all tremendous honors, for which I'm enormously grateful. What means the most, though, is when just one person tells me sincerely that they had never cared about climate change before, or even thought it was real: but now, because of something they heard me say, they've changed their mind. That's what makes it all worthwhile."

More profile about the speaker
Katharine Hayhoe | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Katharine Hayhoe: The most important thing you can do to fight climate change: talk about it

Katharine Hayhoe: İklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli yolu: Bu konuda konuşmak.

Filmed:
2,790,388 views

İklim değişikliğine inanmayan bir kişiyle nasıl konuşmalıyız? Katharine Hayhoe'ın dediği gibi yıllardır tartışılan aynı verileri ve gerçekleri yeniden yorumlayarak olmamalı. İlham veren, pragmatik konuşmasında Hayhoe, gerçek bir tartışmanın anahtarının aile gibi ortak değerler üzerinde nasıl bağlantılı olduğunu gösteriyor. Toplum ve Din -- Hemen insanların iklim değişikliğini dikkate almalarını sağlamalı. "Umutsuzluğa kapılamayız." diyor. "Dışarı çıkmalı ve ihtiyaç duyduğumuz umuda bakmalı ve verdiği ilhamla hareket etmeliyiz. Ve bu umut bugünkü konuşma ile başlar."
- Climate scientist
Katharine Hayhoe studies what climate change means to us in the places where we live. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
It was my first yearyıl
as an atmosphericatmosferik scienceBilim professorprofesör
0
746
3754
Atmosferik bilim profesörü olarak
Texas Tech University'de ilk yılımdı.
00:16
at TexasTexas TechTeknik okul UniversityÜniversitesi.
1
4524
1666
00:18
We had just movedtaşındı to LubbockLubbock, TexasTexas,
2
6769
1747
Teksas Lubbock'a yeni taşınmıştık,
00:20
whichhangi had recentlyson günlerde been namedadlı
the secondikinci mostçoğu conservativemuhafazakâr cityŞehir
3
8540
3502
ki orası o sıralar tüm ABD'de
en muhafazakar ikinci şehir
olarak ilan edilmişti.
00:24
in the entiretüm UnitedAmerika StatesBirleşik.
4
12066
1800
00:26
A colleagueçalışma arkadaşı askeddiye sordu me to guestKonuk teachöğretmek
his undergraduateLisans geologyJeoloji classsınıf.
5
14902
3698
Bir meslektaşım misafir öğretmen olarak
jeoloji dersine katılmamı istedi.
00:30
I said, "Sure."
6
18624
1150
"Zevkle" dedim.
00:32
But when I showedgösterdi up,
the lectureders hallsalon was cavernouskavernöz and darkkaranlık.
7
20339
3331
Ben gittiğimde konferans salonu
mağara gibi ve karanlıktı.
00:36
As I trackedizlenen the historytarih
of the carbonkarbon cycledevir
8
24321
2193
Jeolojik zamandan günümüze kadar
00:38
throughvasitasiyla geologicjeolojik time to presentmevcut day,
9
26538
2626
olan karbon döngüsünün tarihini izlerken
00:41
mostçoğu of the studentsöğrencilerin were slumpedyığılmış over,
dozingKış or looking at theironların phonestelefonlar.
10
29188
4373
öğrencilerden bir çoğu çökmüş,
uyukluyor ya da telefonuna bakıyordu.
00:46
I endedbitti my talk with a hopefulumutlu requestistek
for any questionssorular.
11
34124
3399
Konuşmamı gelecek sorulardan
umutlu bir taleple bitirdim.
00:49
And one handel shotatış up right away.
12
37879
2952
Ve bir kişi hemen el kaldırdı.
00:53
I lookedbaktı encouragingteşvik edici, he stooddurdu up,
and in a loudyüksek sesle voiceses, he said,
13
41370
4526
Cesaret verici bir şekilde baktım, ayağa
kalktı ve yüksek sesle dedi ki,
00:57
"You're a democratdemokrat, aren'tdeğil you?"
14
45920
1817
"Sen bir demokratsın değil mi?"
00:59
(LaughterKahkaha)
15
47761
2658
(Gülüşmeler)
01:02
"No," I said, "I'm CanadianKanada."
16
50443
1935
"Hayır," dedim, "Kanadalıyım."
01:04
(LaughterKahkaha)
17
52402
2395
(Gülüşmeler)
01:06
(ApplauseAlkış)
18
54821
5426
(Alkışlar)
01:13
That was my baptismvaftiz by fireateş
19
61176
1810
Bu benim, şu sıra ABD'de
01:15
into what has now becomeolmak a sadüzgün
factgerçek of life here in the UnitedAmerika StatesBirleşik
20
63010
4075
ve giderek artan bir şekilde Kanada'da
hayatın üzücü bir gerçeği olan şeyle
01:19
and increasinglygiderek acrosskarşısında CanadaKanada as well.
21
67109
2340
zorlu bir ilk deneyimimdi.
01:22
The factgerçek that the numbernumara one predictorPredictor
22
70196
2032
Konu iklim değişikliği olduğunda
01:24
of whetherolup olmadığını we agreeanlaşmak
that climateiklim is changingdeğiştirme,
23
72252
2793
iklimin ne kadar değiştiği
konusunda hemfikir olmamız,
01:27
humansinsanlar are responsiblesorumluluk sahibi
24
75069
1714
insanların sorumlu olup olmaması
01:28
and the impactsetkiler are increasinglygiderek
seriousciddi and even dangeroustehlikeli,
25
76807
3635
ve etkilerinin giderek ciddileşerek
daha tehlikeli hâle gelmesi
01:32
has nothing to do with how much we know
about scienceBilim or even how smartakıllı we are
26
80466
4244
ne kadar bilimi anladığımızla ya da
ne kadar akıllı olduğumuzla ilgili değil
01:36
but simplybasitçe where we falldüşmek
on the politicalsiyasi spectrumspektrum.
27
84734
3374
siyasi yelpazede hangi
noktada olduğumuzla alakalı.
01:41
Does the thermometertermometre give us
a differentfarklı answerCevap
28
89585
2199
Termometre liberal ya da
muhafazakar oluşumuza göre
01:43
dependingbağlı on if we're liberalliberal
or conservativemuhafazakâr?
29
91808
2279
bize farklı cevap mı veriyor?
01:46
Of coursekurs not.
30
94111
1460
Tabii ki hayır.
01:48
But if that thermometertermometre tellsanlatır us
that the planetgezegen is warmingısınma,
31
96762
4142
Fakat termometre
bize gezegenin ısındığını,
01:52
that humansinsanlar are responsiblesorumluluk sahibi
32
100928
2191
bundan insanların sorumlu olduğunu
01:55
and that to fixdüzeltmek this thing,
33
103143
1348
ve bunu toparlamamızı,
01:56
we have to weanDoğruyu yanlışı ourselveskendimizi off
fossilfosil fuelsyakıtlar as soonyakında as possiblemümkün --
34
104515
4991
en kısa sürede fosil yakıtlarından
vazgeçmemiz gerektiğini söylediği zaman,
02:01
well, some people would ratherdaha doğrusu
cutkesim off theironların armkol
35
109530
2607
bazı insanlar, hükûmete rahat
yaşamlarını bozacak bir sebep vermek
02:04
than give the governmenthükümet
any furtherayrıca excusebahane
36
112161
2345
ve birtakım konuda talimat almaktansa
02:06
to disruptbozmak theironların comfortablerahat liveshayatları
and tell them what to do.
37
114530
3277
kollarını kesip atmayı tercih ediyorlar.
02:10
But sayingsöz, "Yes, it's a realgerçek problemsorun,
but I don't want to fixdüzeltmek it,"
38
118736
3873
Fakat, “ Evet. Bu gerçek bir sorun
ama bunu düzeltmek istemiyoruz," demek
02:14
that makesmarkaları us the badkötü guy,
and nobodykimse wants to be the badkötü guy.
39
122633
3595
bizi kötü adam yapar ve
kimse kötü adam olmak istemez.
02:18
So insteadyerine, we use argumentsargümanlar like,
"It's just a naturaldoğal cycledevir."
40
126673
4761
Onun yerine biz "Sadece doğal bir döngü."
argümanını kullanırız.
02:23
"It's the sunGüneş."
41
131458
1310
"Sadece Güneş'ten."
02:24
Or my favoritesevdiğim,
42
132792
1151
Ya da benim favorim
02:25
"Those climateiklim scientistsBilim adamları
are just in it for the moneypara."
43
133967
2626
"İklim bilimciler bunu
sadece para için yapıyor."
02:28
(LaughterKahkaha)
44
136617
1928
(Kahkahalar)
02:30
I get that at leasten az oncebir Zamanlar a weekhafta.
45
138569
2421
Bunu haftada bir kez duyuyorum.
02:34
But these are just
sciencey-soundingsciencey-sondaj smokeduman screensekranlar,
46
142489
3849
Bunlar sadece bilimsel söylemlerden uzak,
02:38
that are designedtasarlanmış to hidesaklamak
the realgerçek reasonneden for our objectionsitirazlar,
47
146362
2905
itirazlarımızın gerçek sebeplerini
maskelemek için kurgulanan
02:41
whichhangi have nothing to do with the scienceBilim
48
149291
2286
bilimle hiçbir alakası olmayan
02:43
and everything to do
with our ideologyideoloji and our identityKimlik.
49
151601
3937
ideolojimiz ve kimliğimizle
yapılan söylemler.
02:49
So when we turndönüş on the TVTV these daysgünler,
50
157131
1875
Bugünlerde televizyonu açtığınızda
02:51
it seemsgörünüyor like pundityorumcusu X is sayingsöz,
51
159030
2619
üstat X'in söylediği gibi,
02:53
"It's coldsoğuk outsidedışında.
Where is globalglobal warmingısınma now?"
52
161673
2610
"Dışarısı soğuk.
Küresel ısınma hani nerede?"
02:56
And politicianpolitikacı Y is sayingsöz,
53
164307
1743
Ve politikacı Y de der ki
02:58
"For everyher scientistBilim insanı
who saysdiyor this thing is realgerçek,
54
166074
2321
"Doğru olduğunu söyleyen
her bilim insanı için
03:00
I can find one who saysdiyor it isn't."
55
168419
1857
doğru değil diyen birini bulabilirim."
03:02
So it's no surprisesürpriz that sometimesara sıra we feel
like everybodyherkes is sayingsöz these mythsmitler.
56
170680
4283
Bu yüzden bazen bu matematiği yapan
herkes gibi hissetmemiz sürpriz olmaz.
03:07
But when we look at the dataveri --
57
175935
1869
Fakat verilere baktığımızda...
03:09
and the YaleYale ProgramProgram
on Climateİklim [ChangeDeğiştir] Communicationİletişim
58
177828
2567
Yale Üniversitesi
İklim Değişikliği İletişim Programı
03:12
has donetamam publichalka açık opiniongörüş pollingyoklama acrosskarşısında
the countryülke now for a numbernumara of yearsyıl --
59
180419
3738
son birkaç yıldır ülke genelinde yaptığı
kamuoyu anketinde,
03:16
the dataveri showsgösterileri that actuallyaslında 70 percentyüzde
of people in the UnitedAmerika StatesBirleşik agreeanlaşmak
60
184181
4129
veriler Birleşik Devletler'de
insanların yüzde 70’inin
iklim değişikliğine inandığını gösterdi.
03:20
that the climateiklim is changingdeğiştirme.
61
188334
1746
03:22
And 70 percentyüzde alsoAyrıca agreeanlaşmak
that it will harmzarar plantsbitkiler and animalshayvanlar,
62
190104
3452
Ve ayrıca bu yüzde 70
bunun bitkilere ve hayvanlara
hatta gelecek nesillere
zarar vereceğine de inanıyor.
03:25
and it will harmzarar futuregelecek generationsnesiller.
63
193580
2119
03:28
But then when we digkazmak down a bitbit deeperDaha derine,
the rubbersilgi startsbaşlar to hitvurmak the roadyol.
64
196942
4094
Ancak daha da derine indiğimizde
iş ciddileşmeye başlıyor.
03:33
Only about 60 percentyüzde of people think it
will affectetkilemek people in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
65
201887
5190
Sadece %60 kişi Birleşik Devletler'deki
insanların etkileneceğini düşünüyor.
03:39
Only 40 percentyüzde of people
think it will affectetkilemek us personallyŞahsen.
66
207101
4221
Yalnız %40 kişi ise, sadece kişisel
olarak bizleri etkileyeceğini düşünüyor.
03:44
And then when you asksormak people,
"Do you ever talk about this?"
67
212674
3967
Ve sonra insanlara sorduğunuzda
"Bu konu hakkında hiç konuşuyor musunuz?"
03:48
two-thirdsüçte iki of people in the entiretüm
UnitedAmerika StatesBirleşik say, "Never."
68
216665
4824
Birleşik Devletler genelindeki insanların
üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.
Ve daha da kötüsü “Medya da bunun
konuşulduğunu duyudunuz mu?" sorusuna.
03:54
And even worsedaha da kötüsü, when you say,
"Do you hearduymak the mediamedya talk about this?"
69
222878
3517
03:58
Over three-quartersüç çeyrek of people say no.
70
226419
2466
İnsanların dörtte üçü "Hayır" dedi.
04:02
So it's a viciouskısır cycledevir.
71
230633
1733
Bu yüzden bu bir kısır döngü.
04:05
The planetgezegen warmsısıtır.
72
233860
1376
Gezegen ısınır.
04:07
HeatIsı wavesdalgalar get strongergüçlü.
73
235260
1531
Isı dalgaları güçlenir.
04:08
HeavyAğır precipitationYağış Olasılığı getsalır more frequentsık.
74
236815
2135
Şiddetli yağış daha sık olur.
04:10
HurricanesKasırgalar get more intenseyoğun.
75
238974
1897
Kasırgalar daha da artar.
04:12
ScientistsBilim adamları releaseserbest bırakmak yethenüz anotherbir diğeri
doom-filledDoom dolu reportrapor.
76
240895
3400
Bilim insanları
yeni bir felaket raporu yayınlar.
04:16
PoliticiansPolitikacılar pushit back even more stronglyşiddetle,
77
244734
2874
Politikacılar aynı bilimsel olmayan
söylemleri tekrarlayarak
04:19
repeatingYinelenen the sameaynı
sciencey-soundingsciencey-sondaj mythsmitler.
78
247632
2759
daha sert bir şekilde geri püskürtür.
04:23
What can we do to breakkırılma
this viciouskısır cycledevir?
79
251885
2642
Bu kısır döngüyü kırmak için
ne yapabiliriz?
04:27
The numbernumara one thing we can do
is the exactkesin thing that we're not doing:
80
255085
4249
Birinci olarak yapmadığımız bir şeyi
kesinlikle yapabiliriz:
Bu konuda konuşmak.
04:32
talk about it.
81
260307
1150
Şunu diyebilirsiniz
"Ben bir bilim insanı değilim.
04:34
But you mightbelki say, "I'm not a scientistBilim insanı.
82
262851
1928
Nasıl iklim modelleri içinde
radyal kuvvetlendirme
04:36
How am I supposedsözde to talk
about radiativeışınımsal forcingzorlama
83
264803
2365
04:39
or cloudbulut parametrizationparametrelendirmeye
in climateiklim modelsmodeller?"
84
267192
2936
ya da bulut parametreleştirmesi
hakkına konuşabilirim?"
04:42
We don't need to be talkingkonuşma
about more scienceBilim;
85
270779
2211
Fazla teknik konuşmaya gerek yok,
04:45
we'vebiz ettik been talkingkonuşma about the scienceBilim
for over 150 yearsyıl.
86
273014
3063
teknik olarak zaten
150 yıldır konuşuyoruz.
04:48
Did you know that it's been
150 yearsyıl or more sincedan beri the 1850s,
87
276585
5540
İklim bilimcilerin, kömür, gaz ve
petrolü kazıp yakmamızın
04:54
when climateiklim scientistsBilim adamları first discoveredkeşfedilen
88
282149
2112
gezegenin etrafına fazladan bir örtü ören
04:56
that diggingkazma up and burningyanan
coalkömür and gasgaz and oilsıvı yağ
89
284285
3563
ısı tutucu gazlar ürettiğini ilk
keşfettiğinden bu yana
150 yıl geçtiğini
04:59
is producingüreten heat-trappingısı yakalama gasesgazlar
90
287872
1676
biliyor musunuz?
05:01
that is wrappingkaydırma an extraekstra blanketbattaniye
around the planetgezegen?
91
289572
2695
05:04
That's how long we'vebiz ettik knownbilinen.
92
292291
1601
O zamandan beri biliyoruz.
05:05
It's been 50 yearsyıl sincedan beri scientistsBilim adamları
first formallyresmen warneduyardı a US presidentDevlet Başkanı
93
293916
4177
Bilim adamlarının ilk kez resmen bir
ABD başkanını iklim değişikliği
05:10
of the dangerstehlikeleri of a changingdeğiştirme climateiklim,
94
298117
1840
tehlikeleri için uyaralı 50 yıl oldu
05:11
and that presidentDevlet Başkanı was LyndonLyndon B. JohnsonJohnson.
95
299981
2464
ve o Başkan Lyndon B. Johnson’dı.
05:15
And what's more,
the socialsosyal scienceBilim has taughtöğretilen us
96
303442
3413
Dahası sosyal bilimin bize öğrettiği
05:18
that if people have builtinşa edilmiş theironların identityKimlik
on rejectingreddetmeden a certainbelli setset of factsGerçekler,
97
306879
4946
insanlar kimliklerini net bir dizi gerçeği
reddetmek üzerine kurmuşlarsa
05:24
then arguingTartışan over those factsGerçekler
is a personalkişisel attacksaldırı.
98
312642
5157
gerçeği tartışmak kişisel bir saldırıdır.
05:29
It causesnedenleri them to digkazmak in deeperDaha derine,
99
317823
2103
Onları derine inmeye zorlarsak
05:31
and it digskazılar a trenchhendek,
ratherdaha doğrusu than buildingbina a bridgeköprü.
100
319950
3151
bu, köprü kurmak yerine,
bir hendek kazılmasına sebep olur.
05:36
So if we aren'tdeğil supposedsözde to talk
about more scienceBilim,
101
324083
2542
Eğer daha bilimsel olarak
konuşmak gerekmiyorsa
05:38
or if we don't need to talk
about more scienceBilim,
102
326649
2396
ya da daha bilimsel
konuşmamıza gerek yoksa
05:41
then what should we be talkingkonuşma about?
103
329069
2206
o halde biz ne hakkında konuşmalıyız?
05:43
The mostçoğu importantönemli thing to do is,
104
331299
1652
Yapılacak en önemli şey,
05:44
insteadyerine of startingbaşlangıç up with your headkafa,
with all the dataveri and factsGerçekler in our headkafa,
105
332975
3764
bizim aklımızdaki tüm veri ve gerçekleri
size aktarmaya çalışmak yerine
05:48
to startbaşlama from the heartkalp,
106
336763
1228
yürekten başlamak,
05:50
to startbaşlama by talkingkonuşma about
why it mattershususlar to us,
107
338633
3730
bizler için meselenin neden önemli
olduğunu konuşmaya başlamak,
05:55
to beginbaşla with genuinelygerçekten sharedpaylaşılan valuesdeğerler.
108
343708
3032
paylaşılan ortak değerlerle başlamaktır.
05:59
Are we bothher ikisi de parentsebeveyn?
109
347335
1400
Hepimiz ebeveyn miyiz?
06:01
Do we livecanlı in the sameaynı communitytoplum?
110
349296
1975
Aynı toplulukta mı yaşıyoruz?
06:03
Do we enjoykeyfini çıkarın the sameaynı outdoorAçık activitiesfaaliyetler:
hikingHiking, bikingbisikleti, fishingBalık tutma, even huntingavcılık?
111
351628
5464
Aynı aktivitelerden hoşlanıyor muyuz:
Yürüyüş, bisiklet binmek hatta avlanmak?
06:10
Do we carebakım about the economyekonomi
or nationalUlusal securitygüvenlik?
112
358215
2652
Ekonomiyi ya da ulusal güvenliği
önemsiyor muyuz?
06:13
For me, one of the mostçoğu foundationaltemel waysyolları
I foundbulunan to connectbağlamak with people
113
361660
3426
Benim için insanlarla en temel iletişim
kurmanın yollarından biri,
06:17
is throughvasitasiyla my faithinanç.
114
365110
1186
inancımdır.
06:18
As a ChristianHıristiyan, I believe that God createdoluşturulan
this incredibleinanılmaz planetgezegen that we livecanlı on
115
366705
4151
Bir Hıristiyan olarak Tanrı bu muhteşem
gezegeni biz yaşayalım diye yarattı
06:22
and gaveverdi us responsibilitysorumluluk
over everyher livingyaşam thing on it.
116
370880
4277
ve yaşayan bütün canlılarla birlikte
sorumluluğunu bize verdiğine inanıyorum.
06:27
And I furthermoreayrıca believe
that we are to carebakım for and love
117
375181
2797
Ben şuna da inanıyorum ki bizler
aramızdaki şansız insanlarla
ilgilenmeli ve onları sevmeliyiz,
06:30
the leasten az fortunateşanslı amongarasında us,
118
378002
1775
06:31
those who are alreadyzaten sufferingçile
the impactsetkiler of povertyyoksulluk,
119
379801
2718
onlar zaten yoksulluk, açlık, hastalık
06:34
hungeraçlık, diseasehastalık and more.
120
382543
1667
ve daha pek çok şeyden etkileniyor.
06:37
If you don't know what
the valuesdeğerler are that someonebirisi has,
121
385313
3629
Siz birinin değerlerinin
ne olduğunu bilmiyorsanız
06:40
have a conversationkonuşma, get to know them,
figureşekil out what makesmarkaları them tickkene.
122
388966
3611
sohbet edin, onları tanımaya çalışın,
onların neden böyle davrandığını bulun.
06:45
And then oncebir Zamanlar we have,
123
393427
2007
Sonra bunları öğrenince
06:47
all we have to do is connectbağlamak the dotsnoktalar
betweenarasında the valuesdeğerler they alreadyzaten have
124
395458
5349
bütün yapmanız gereken, sahip
oldukları değerlerle iklim değişikliğine
önem verecekleri noktalar
arasında bağ kurmak.
06:52
and why they would carebakım
about a changingdeğiştirme climateiklim.
125
400831
2524
06:55
I trulygerçekten believe, after thousandsbinlerce
of conversationskonuşmaları that I've had
126
403815
3514
Son on yılda veya daha fazla sürede
06:59
over the pastgeçmiş decadeonyıl and more,
127
407353
1992
yaptığım binlerce konuşmadan sonra
07:01
that just about everyher singletek
personkişi in the worldDünya
128
409369
2264
gerçekten inanıyorum ki
dünyadaki her bir insan
07:03
alreadyzaten has the valuesdeğerler they need
to carebakım about a changingdeğiştirme climateiklim.
129
411657
3126
iklim değişikliğini dikkate alması
için gerekli değerlere sahip.
07:06
They just haven'tyok connectedbağlı the dotsnoktalar.
130
414807
2380
Onlar sadece noktaları birleştirmediler.
07:09
And that's what we can do
throughvasitasiyla our conversationkonuşma with them.
131
417211
3454
Ve onlarla konuşmak ile
yapabileceğimiz şey bu.
07:13
The only reasonneden why I carebakım
about a changingdeğiştirme climateiklim
132
421791
2475
Değişen bir iklimi önemsememin tek nedeni,
07:16
is because of who I alreadyzaten am.
133
424290
1673
zaten kim olduğumdur.
07:18
I'm a motheranne, so I carebakım
about the futuregelecek of my childçocuk.
134
426614
2976
Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun
geleceğini önemsiyorum.
07:21
I livecanlı in WestBatı TexasTexas,
where waterSu is alreadyzaten scarcekıt,
135
429614
3158
Suyun çok az olduğu
Batı Teksas'ta yaşıyorum.
07:24
and climateiklim changedeğişiklik is impactingetkileyen
the availabilitykullanılabilirlik of that waterSu.
136
432796
3267
ve iklim değişikliği
suyun varlığını etkiliyor.
Ben bir Hristiyanım,
iklim değişikliğinden kaygılıyım
07:28
I'm a ChristianHıristiyan, I carebakım
about a changingdeğiştirme climateiklim
137
436903
2302
07:31
because it is, as the militaryaskeri callsaramalar it,
a "threattehdit multiplierçarpanı."
138
439229
3381
çünkü askeriyede dendiği gibi,
bu bir "tehdit çoğaltıcı."
07:35
It takes those issuessorunlar,
139
443109
1794
Şu konuları tartışır:
07:36
like povertyyoksulluk and hungeraçlık and diseasehastalık
and lackeksiklik of accesserişim to cleantemiz waterSu
140
444927
3610
yoksulluk, açlık, hastalık ve
temiz suya erişim eksikliği gibi
07:40
and even politicalsiyasi criseskrizler
that leadöncülük etmek to refugeemülteci criseskrizler --
141
448561
3476
ve hatta mülteci krizlerine yol açan
politik krizleri...
07:44
it takes all of these issuessorunlar
and it exacerbatesexacerbates them,
142
452061
2517
Tüm bu sorunları alır
ve onları azdırır,
07:46
it makesmarkaları them worsedaha da kötüsü.
143
454602
1333
onları daha da kötüleştirir.
Ben Rotary kulübü üyesi değilim.
07:49
I'm not a RotarianRotarianlar.
144
457046
1266
07:50
But when I gaveverdi my first talk
at a RotaryRotary ClubClub,
145
458784
2198
Ama ilk Rotary Kulübü
konuşmamı yaptığımda
07:53
I walkedyürüdü in and they had this giantdev bannerafiş
that had the Four-WayDört yönlü TestTest on it.
146
461006
4578
içeri girdim ve "Dört Yönlü Test"
yazılı dev bir afiş gördüm.
07:58
Is it the truthhakikat?
147
466800
1317
Bu gerçek mi?
08:00
AbsolutelyKesinlikle.
148
468141
1150
Kesinlikle.
08:01
Is it fairadil?
149
469611
1158
Adil mi?
08:02
HeckHeck, no, that's why I carebakım
mostçoğu about climateiklim changedeğişiklik,
150
470793
2635
Hayır, bu yüzden iklim
değişikliğini çok önemsiyorum
08:05
because it is absolutelykesinlikle unfairhaksız.
151
473452
1563
çünkü kesinlikle adil değil.
08:07
Those who have contributedkatkıda
the leasten az to the problemsorun
152
475039
2389
Probleme en az katkıda bulunanlar da
08:09
are bearingyatak the bruntdarbe of the impactsetkiler.
153
477452
1786
etkilerin sıkıntısını çekiyor.
08:11
It wentgitti on to asksormak:
154
479262
1196
Sormaya devam etti:
08:12
Would it be beneficialfaydalı to all,
would it buildinşa etmek goodwilliyi niyet?
155
480482
2722
Herkese faydalı olur mu?
İyi niyet inşa eder mi?
08:15
Well, to fixdüzeltmek it certainlykesinlikle would.
156
483228
1595
Kesinlikle düzeltmek için olurdu.
08:16
So I tookaldı my talk, and I reorganizedyeniden düzenlenmiş it
into the Four-WayDört yönlü TestTest,
157
484847
4873
Ben konuşmamı alıp onu
Dört Yönlü Teste göre organize ettim
08:21
and then I gaveverdi it to this groupgrup
of conservativemuhafazakâr businesspeopleiş adamları
158
489744
3095
ve sonra bunu Batı Teksas'taki
muhafazakar iş adamları
08:24
in WestBatı TexasTexas.
159
492863
1150
grubuna verdim.


08:26
(LaughterKahkaha)
160
494037
1080
(Kahkahalar)
Sonunda asla unutamayacağım bir şey oldu,
08:27
And I will never forgetunutmak at the endson,
161
495141
1888
yüzündeki en şaşkın bakışıyla
bir yerel banka sahibi yanıma geldi.
08:29
a localyerel bankbanka ownersahip camegeldi up to me
with the mostçoğu bemusedşaşkın look on his faceyüz.
162
497053
4129
08:33
And he said, "You know, I wasn'tdeğildi sure
about this wholebütün globalglobal warmingısınma thing,
163
501601
3623
Ve dedi ki; ''Bu bütün küresel ısınma
olayından emin değildim
08:37
but it passedgeçti the Four-WayDört yönlü TestTest."
164
505248
2620
ama Dört Yönlü Test'i geçti."
08:39
(LaughterKahkaha)
165
507892
2554
(Kahkahalar)
08:42
(ApplauseAlkış)
166
510470
3889
(Alkışlar)
08:50
These valuesdeğerler, thoughgerçi --
they have to be genuinehakiki.
167
518037
2752
Bu değerler sahici olmak zorunda.
08:53
I was givingvererek a talk at a ChristianHıristiyan collegekolej
a numbernumara of yearsyıl agoönce,
168
521345
3095
Birkaç yıl önce bir Hristiyan okulunda
konuşma yapıyordum
08:56
and after my talk, a fellowadam scientistBilim insanı
camegeldi up and he said,
169
524464
3476
ve konuşmadan sonra
bir bilim insanı geldi ve dedi ki
08:59
"I need some help.
170
527964
1201
"Yardıma ihtiyacım var.
09:01
I've been really tryingçalışıyor hardzor
to get my footayak in the doorkapı
171
529189
3321
Bölgemizdeki kiliselerin kapısından
içeri adımımı atmayı
09:04
with our localyerel churcheskiliseler,
172
532534
1773
gerçekten deniyorum
09:06
but I can't seemgörünmek to get any tractionçekiş.
173
534331
1924
fakat herhangi bir çekicilik görmüyorum.
09:08
I want to talk to them
about why climateiklim changedeğişiklik mattershususlar."
174
536279
2789
Onlara iklim değişikliğinin
önemini anlatmak istiyorum."
09:11
So I said, "Well, the besten iyi thing to do
175
539092
1842
Bende dedim ki "Yapılacak en iyi şey,
09:12
is to startbaşlama with the denominationmezhep
that you're partBölüm of,
176
540958
2739
sizin bir parçası olduğunuz
mezheple başlamak olmalı,
09:15
because you sharepay the mostçoğu valuesdeğerler
with those people.
177
543721
2491
çünkü siz o toplulukla
en fazla değeri paylaşırsınız.
09:18
What typetip of churchkilise do you attendkatılmak?"
178
546236
1871
Ne tür bir kiliseye bağlısınız?"
09:20
"Oh, I don't attendkatılmak any churchkilise,
I'm an atheistateist," he said.
179
548609
2682
"Hiçbir kiliseye bağlı değilim.
Ben bir Ateistim," dedi.
09:23
(LaughterKahkaha)
180
551315
1169
(Kahkahalar)
09:24
I said, "Well, in that casedurum,
startingbaşlangıç with a faithinanç communitytoplum
181
552508
2944
Dedim ki; "Öyleyse bir inananlar
grubuyla başlamak
09:27
is probablymuhtemelen not the besten iyi ideaFikir.
182
555476
1669
iyi bir fikir değil.
09:29
Let's talk about what you do enjoykeyfini çıkarın doing,
what you are involvedilgili in."
183
557633
3220
Neler yapmaktan hoşlandığından
nelerle ilgilendiğinden konuşalım."
09:32
And we were ableyapabilmek to identifybelirlemek
a communitytoplum groupgrup
184
560877
2168
Ve kendisine bir
grup kimliği kazandırmak için
09:35
that he was partBölüm of,
that he could startbaşlama with.
185
563069
2293
parçası olacağı bir tane belirledik.
Sonuçta bizim değişen
iklimle ilgilenmek için
09:37
The bottomalt linehat is, we don't have to be
a liberalliberal treeağaç huggersır
186
565830
2878
bir çevreci liberal olmamız gerekmez.
09:40
to carebakım about a changingdeğiştirme climateiklim.
187
568732
1919
09:42
All we have to be is a humaninsan
livingyaşam on this planetgezegen.
188
570675
3408
Yapmamız gereken tek şey,
bu gezegende yaşayan bir insan olmak.
09:46
Because no mattermadde where we livecanlı,
189
574913
2095
Nerede yaşadığımızın bir önemi yok
09:49
climateiklim changedeğişiklik is alreadyzaten
affectingetkileyen us todaybugün.
190
577032
3840
zaten iklim değişikliği
bizleri bugün bile etkiliyor.
09:54
If we livecanlı alonguzun bir the coastskıyıları,
191
582525
2261
Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak
09:56
in manyçok placesyerler, we're alreadyzaten seeinggörme
"sunny-daygüneşli gün floodingsu baskını."
192
584810
3932
çoğu yerde sürekli "gelgit selleri"
olduğunu görüyoruz.
10:02
If we livecanlı in westernbatı NorthKuzey AmericaAmerika,
193
590190
2284
Kuzey Amerika'nın batısında yaşıyorsak
10:04
we're seeinggörme much greaterbüyük areaalan
beingolmak burnedyanmış by wildfiresyangınlar.
194
592498
3445
orman yangınlarında yanan
çok büyük alanlar görüyoruz.
Eğer farklı sahil bölgelerinde yaşıyorsak
10:09
If we livecanlı in manyçok coastalsahil locationsyerleri,
195
597098
1911
Meksika Körfezi’nden Güney Pasifik’e
kadarki bölümde
10:11
from the GulfKörfez of MexicoMeksika
to the SouthGüney PacificPasifik,
196
599033
2430
10:13
we are seeinggörme strongergüçlü hurricaneskasırgalar,
typhoonstayfunlar and cyclonessiklonlar,
197
601487
4130
ısınan okyanus sebebiyle güçlenen
tayfunları, kasırgaları
10:17
poweredenerjili by a warmingısınma oceanokyanus.
198
605641
1800
ve siklonları görürüz.
10:19
If we livecanlı in TexasTexas
or if we livecanlı in SyriaSuriye,
199
607950
2611
Teksas’ta ya da Suriye’de yaşıyorsak
10:22
we're seeinggörme climateiklim changedeğişiklik
supersizeSupersize our droughtskuraklık,
200
610585
2429
iklim değişikliğinin
kuraklığımızı arttırdığını,
10:25
makingyapma them more frequentsık and more severeşiddetli.
201
613038
2098
daha sık ve ciddi hale
getirdiğini görürüz.
10:28
WhereverHer yerde we livecanlı, we're alreadyzaten
beingolmak affectedetkilenmiş by a changingdeğiştirme climateiklim.
202
616244
3302
Nerede yaşarsak yaşayalım,
iklim değişikliğinden etkileniyoruz.
10:31
So you mightbelki say, "OK, that's good.
We can talk impactsetkiler.
203
619570
2767
Şunu diyebilirsiniz, "Güzel.
Etkilerinden konuşabiliriz.
10:34
We can scarekorkutmak the pantspantolon off people,
because this thing is seriousciddi."
204
622361
4151
İnsanların canını sıkabiliriz
çünkü bu durum çok ciddi."
Gerçek. İnanın bana.
Bilim insanıyım. Biliyorum.
10:38
And it is, believe me.
I'm a scientistBilim insanı, I know.
205
626536
2238
10:40
(LaughterKahkaha)
206
628798
1454
(Kahkahalar)
10:42
But fearkorku is not
what is going to motivatemotive etmek us
207
630276
3611
Fakat korku, uzun süreliğine
bu durumu sürekli olarak
10:45
for the long-termuzun vadeli, sustainedsürekli changedeğişiklik
that we need to fixdüzeltmek this thing.
208
633911
3798
değiştirmek için gerekli
olan motivasyon kaynağı değil.
10:50
FearKorku is designedtasarlanmış to help us
runkoş away from the bearayı.
209
638680
3381
Korku, bizim ayılardan kaçmamız için var.
10:54
Or just runkoş fasterDaha hızlı
than the personkişi besideyanında us.
210
642085
2357
Ya da yanımızdaki kişiden
daha hızlı koşmak için.
10:56
(LaughterKahkaha)
211
644466
1150
(Kahkahalar)
10:59
What we need to fixdüzeltmek this thing
is rationalakılcı hopeumut.
212
647374
4518
Bu şeyi düzeltmek için
ihtiyacımız olan akılcı umut.
11:04
Yes, we absolutelykesinlikle do need
to recognizetanımak what's at stakekazık.
213
652939
3440
Evet. Kesinlikle neyin tehlikede
olduğunu bilmemiz gerekiyor.
11:08
Of coursekurs we do.
214
656403
1150
Elbette bilebiliriz.
11:10
But we need a visionvizyon of a better futuregelecek --
215
658673
3553
Fakat daha iyi bir gelecek
vizyonuna ihtiyacımız var.
11:15
a futuregelecek with abundantbol energyenerji,
216
663179
2000
Bol enerjili,
11:17
with a stablekararlı economyekonomi,
217
665814
1849
istikrarlı bir ekonomiyle,
11:19
with resourceskaynaklar availablemevcut to all,
218
667687
2133
herkesin kullanabileceği,
11:22
where our liveshayatları are not worsedaha da kötüsü
but better than they are todaybugün.
219
670218
4292
hayatımızın kötü olmadığı ama bugünden
daha iyi olduğu bir gelecek.
11:27
There are solutionsçözeltiler.
220
675747
2269
Çözümler var.
11:30
And that's why the secondikinci importantönemli
thing that we have to talk about
221
678040
4111
işte bu sebepten konuşmamız
gereken ikinci konu çözümlerdir.
11:34
is solutionsçözeltiler -- practicalpratik, viableyaşayabilir,
accessibleulaşılabilir, attractiveçekici solutionsçözeltiler.
222
682175
6492
Pratik, uygulanabilir,
erişilebilir, çekici çözümler.
11:41
Like what?
223
689307
1334
Ne gibi mi?
11:42
Well, there's no
silvergümüş bulletmermi, as they say,
224
690665
2143
Denildiği gibi gümüş bir kurşun yok
11:44
but there's plentybol of silvergümüş buckshotsaçmalar.
225
692832
2444
ama bir sürü gümüş tüfek saçması var.
11:47
(LaughterKahkaha)
226
695300
1769
(Kahkahalar)
11:50
There's simplebasit solutionsçözeltiler
that savekayıt etmek us moneypara
227
698593
2103
Bize para kazandırıp ve aynı zamanda
11:52
and reduceazaltmak our carbonkarbon footprintayak izi
at the sameaynı time.
228
700720
2357
karbon ayak izimizi azaltan
basit çözümler.
11:55
Yes, lightışık bulbsampuller.
229
703736
1412
Evet. Ampuller.
11:57
I love my plug-ineklenti cararaba.
230
705911
1466
Elektirikli arabamı seviyorum.
11:59
I'd like some solargüneş shingleszona hastalığı.
231
707841
1933
Bir güneş panelli çatı istiyorum.
12:02
But imaginehayal etmek if everyher home
camegeldi with a switchşalter besideyanında the frontön doorkapı,
232
710159
4964
Yani evinizin ön kapısının yanında
bir düğme olduğunu,
12:07
that when you left the houseev, you could
turndönüş off everything exceptdışında your fridgebuzdolabı.
233
715147
3739
siz evden ayrıldığınızda buzdolabı hariç
her şeyi kapatabildiğinizi hayal edin.
12:10
And maybe the DVRDVR.
234
718910
1225
Hatta DVR kayıt cihazını.
12:12
(LaughterKahkaha)
235
720159
1490
(Kahkahalar)
12:13
LifestyleYaşam tarzı choicesseçimler: eatingyemek yiyor localyerel,
eatingyemek yiyor loweralt down the foodGıda chainzincir
236
721673
5502
Yaşam tarzı seçimleri: yerel yemekler,
besin zinciri altından beslenmek
12:19
and reducingindirgen foodGıda wasteatık,
whichhangi at the globalglobal scaleölçek,
237
727199
3096
ve küresel ölçekte israfı azaltmak,
12:22
is one of the mostçoğu importantönemli things
that we can do to fixdüzeltmek this problemsorun.
238
730319
3991
bu problemi düzeltebilmek için yapılacak
en önemli şeylerden biridir.
12:26
I'm a climateiklim scientistBilim insanı,
239
734334
1648
Ben bir iklim bilimciyim,
12:28
so the ironyalay of travelingseyahat around
to talk to people about a changingdeğiştirme climateiklim
240
736006
4178
insanlarla değişen iklimi konuşmak için
etrafta dolaşma gerçeği
12:32
is not lostkayıp on me.
241
740208
1612
beni pek etkilemiyor.
12:33
(LaughterKahkaha)
242
741844
1291
(Kahkahalar)
12:35
The biggesten büyük partBölüm of my personalkişisel
carbonkarbon footprintayak izi is my travelseyahat.
243
743755
3466
Kişisel karbon ayak izimin
en büyük kısmı seyahatim.
12:39
And that's why I carefullydikkatlice
collecttoplamak my invitationsDavetiyeler.
244
747675
3684
Bu sebepten davetleri
dikkatlice topluyorum.
12:43
I usuallygenellikle don't go anywhereherhangi bir yer
unlessolmadıkça I have a criticalkritik masskitle
245
751383
2841
Genellikle hiçbir yere gitmem,
tabii ciddi bir kitleye sahip
12:46
of invitationsDavetiyeler in one placeyer --
246
754248
1770
bir yerdeki davetlerden başka...
12:48
anywhereherhangi bir yer from threeüç to fourdört
247
756042
1355
Farklı yerlerde 3 veya 4,
12:49
to sometimesara sıra even as manyçok as
10 or 15 talksgörüşmeler in a givenverilmiş placeyer --
248
757421
3733
bazen de 10 veya 15 konuşma olsa bile…
12:53
so I can minimizeküçültmek the impactdarbe
of my carbonkarbon footprintayak izi
249
761178
2794
Böylece karbon ayak izimin etkisini
olabildiğince en aza indirebilirim.
12:55
as much as possiblemümkün.
250
763996
1253
12:57
And I've transitionedgeçiş nearlyneredeyse
three-quartersüç çeyrek of the talksgörüşmeler I give
251
765273
3388
Ve videolardaki konuşmalarımın
neredeyse dörtte üçünü
13:00
to videovideo.
252
768685
1150
değiştirdim.
13:02
OftenKez, people will say,
"Well, we'vebiz ettik never donetamam that before."
253
770284
3134
Çoğu zaman insanlar der ki
"Bunu daha önce hiç yapmadık."
13:05
But I say, "Well, let's give it a try,
I think it could work."
254
773442
3032
Ancak ben de; "Bir deneyelim.
Sanırım işe yarayabilir," derim.
13:10
MostÇoğu of all, thoughgerçi,
255
778815
1231
Her şeyden önce,
dünyada bugün gerçekte neler
olup bittiğini konuşmamız gerek
13:12
we need to talk about what's alreadyzaten
happeningolay todaybugün around the worldDünya
256
780070
4341
13:16
and what could happenolmak in the futuregelecek.
257
784435
1928
ve gelecekte neler olabileceğini de.
13:18
Now, I livecanlı in TexasTexas,
258
786910
1524
Şimdi, Teksas'ta yaşıyorum
13:20
and TexasTexas has the highesten yüksek carbonkarbon emissionsemisyonları
of any statebelirtmek, bildirmek in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
259
788458
4341
ve Teksas, Birleşik Devletler'in en yüksek
karbon emisyonuna sahip eyaleti.
13:24
You mightbelki say, "Well,
what can you talk about in TexasTexas?"
260
792823
2913
"Teksas'ta ne hakkında konuşabilirsiniz?"
diyebilirsiniz.
13:27
The answerCevap is: a lot.
261
795760
2007
Cevap : Çok şey.
13:30
Did you know that in TexasTexas
there's over 25,000 jobsMeslekler
262
798601
4804
Teksas'ta 25.000'den fazla işin
rüzgar enerjisi endüstrisinde
13:35
in the windrüzgar energyenerji industrysanayi?
263
803429
1367
olduğunu biliyor muydunuz?
13:37
We are almostneredeyse up to 20 percentyüzde
of our electricityelektrik
264
805315
3064
Elektriğimizin neredeyse
yüzde 20'sinden fazlası, temiz,
13:40
from cleantemiz, renewableyenilenebilir sourceskaynaklar,
mostçoğu of that windrüzgar,
265
808403
2365
yenilenebilir kaynaklardan,
ve rüzgardan geliyor,
13:42
thoughgerçi solargüneş is growingbüyüyen quicklyhızlı bir şekilde.
266
810792
1619
güneş enerjisi hızla büyüyorsa da.
13:44
The largesten büyük armyordu basebaz
in the UnitedAmerika StatesBirleşik, FortFort HoodHood,
267
812917
2689
Birleşik Devletler'deki
en büyük ordu üssü Fort Hood
13:47
is, of coursekurs, in TexasTexas.
268
815630
1804
elbette Teksas'ta.
13:50
And they'veonlar ettik been poweredenerjili
by windrüzgar and solargüneş energyenerji now,
269
818175
3428
Ve şimdi rüzgar ve güneş
enerjisiyle çalışıyor,
13:53
because it's savingtasarruf taxpayersmükellefler
over 150 millionmilyon dollarsdolar.
270
821627
3747
çünkü vergi mükelleflerine 150 milyon
dolardan fazla tasarruf sağlıyor.
13:58
Yes.
271
826096
1151
Evet.
13:59
(ApplauseAlkış)
272
827271
4412
(Alkışlar)
14:04
What about those who don't have
the resourceskaynaklar that we have?
273
832445
3278
Peki bizim sahip olduğumuz
kaynaklara sahip olmayanlar?
14:07
In sub-SaharanSahra AfricaAfrika,
there are hundredsyüzlerce of millionsmilyonlarca of people
274
835747
2970
Sahra altı Afrika'da
yüz milyonlarca insan var ve
14:10
who don't have accesserişim to any typetip
of energyenerji exceptdışında kerosineParafin,
275
838741
2884
herhangi bir enerji kaynağına
erişimleri yok, gaz yağı hariç
14:13
and it's very expensivepahalı.
276
841649
1793
ve o da çok pahalı.
14:15
Around the entiretüm worldDünya,
277
843466
1825
Bütün dünyada
14:17
the fastest-growinghızlı büyüyen typetip
of newyeni energyenerji todaybugün is solargüneş.
278
845315
4928
en hızlı büyüyen enerji kaynağı güneş.
14:22
And they have plentybol of solargüneş.
279
850911
2000
Onlar buna miktarda sahipler.
14:26
So socialsosyal impactdarbe investorsyatırımcılar,
nonprofitskar amacı gütmeyen, even corporationsşirketler
280
854196
4516
Sıradan yatırımcılar, kar amacı gütmeyen
kuruluşlar hatta şirketler
14:30
are going in and usingkullanma innovativeyenilikçi
newyeni microfinancingmikrofinansman schemesdüzenleri,
281
858736
3589
bu işe girişiyor ve yeni
mikro finansman programları da
14:34
like, pay-as-you-gopay solargüneş,
282
862349
1929
güneş enerjisiyle öde şeklinde.
14:36
so that people can buysatın almak
the powergüç they need in incrementsartışlarla,
283
864981
2716
Bu yüzden insanlar kazançlarında
ihtiyaç duydukları gücü
14:39
sometimesara sıra even on theironların cellhücre phonetelefon.
284
867721
1688
cep telefonuyla bile satın alıyor.
14:41
One companyşirket, AzuriAzuri, has distributeddağıtılmış
tensonlarca of thousandsbinlerce of unitsbirimler
285
869942
3197
Azuri isimli bir şirket, on bir ülkede
on binlerce birimini
14:45
acrosskarşısında 11 countriesülkeler,
from RwandaRuanda to UgandaUganda.
286
873163
3204
Ruanda'dan Uganda'ya kadar dağıttı.
14:48
They estimatetahmin that they'veonlar ettik poweredenerjili
over 30 millionmilyon hourssaatler of electricityelektrik
287
876790
3985
Onlar tahminen 30 milyon
saatin üzerinde elektrik
14:52
and over 10 millionmilyon hourssaatler
of cellhücre phonetelefon chargingdoldurma.
288
880799
2534
ve 10 milyon saat cep telefonu şarjı için
güç kullanıyor.
14:56
What about the giantdev growingbüyüyen
economiesekonomiler of ChinaÇin and IndiaHindistan?
289
884792
3788
Peki ya Çin ve Hindistan'ın
büyüyen dev ekonomileri?
15:01
Well, climateiklim impactsetkiler mightbelki seemgörünmek
a little furtherayrıca down the roadyol,
290
889502
3016
İklime etkileri daha
yolun başında görünebilir
15:04
but airhava qualitykalite impactsetkiler
are right here todaybugün.
291
892542
2540
ama hava kalitesi üzerindeki
etkileri ortada.
15:07
And they know that cleantemiz energyenerji
is essentialgerekli to poweringGüç açık theironların futuregelecek.
292
895455
4029
Ve onlar temiz enerjinin geleceklerini
güçlendirmedeki gerekliliğini biliyorlar.
15:11
So ChinaÇin is investingyatırım hundredsyüzlerce
of billionsmilyarlarca of dollarsdolar in cleantemiz energyenerji.
293
899981
5601
Bu yüzden Çin, temiz enerjiye
yüz milyarlarca dolar yatırım yapıyor.
15:17
They're floodingsu baskını coalkömür minesmayınlar,
294
905606
1503
Kömür madenini suyla dolduruyor
15:19
and they're puttingkoyarak floatingyüzer
solargüneş panelspaneller on the surfaceyüzey.
295
907133
2819
ve üzerine de yüzen güneş
panelleri yerleştiriyor.
15:22
They alsoAyrıca have a panda-shapedPanda şeklinde solargüneş farmÇiftlik.
296
910482
1968
Panda şekilli bir güneş çiftlikleri var.
15:24
(ApplauseAlkış)
297
912474
1151
(Alkışlar)
15:25
(LaughterKahkaha)
298
913649
1460
(Kahkahalar)
15:27
Yes, they're still burningyanan coalkömür.
299
915133
1920
Evet, hala kömür yakıyorlar.
15:29
But they'veonlar ettik shutkapamak down
all the coalkömür plantsbitkiler around BeijingBeijing.
300
917395
2773
Ancak Pekin'deki tüm kömür
santrallerini kapattılar.
15:32
And in IndiaHindistan, they're looking to replacedeğiştirmek
301
920538
2331
Ve Hindistan, çeyrek milyar
15:34
a quarterçeyrek of a billionmilyar
incandescentakkor lightışık bulbsampuller with LEDsLED'ler,
302
922893
3891
akkor ampulünü LED'ler ile
değiştirmenin yolunu aramakta ki
15:38
whichhangi will savekayıt etmek them
sevenYedi billionmilyar dollarsdolar in energyenerji costsmaliyetler.
303
926808
3269
bu, enerji maliyetlerinde
yedi milyar dolar tasarruf demek.
15:42
They're investingyatırım in greenyeşil jobsMeslekler,
304
930720
2062
Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar
15:45
and they're looking to decarbonizedecarbonize
theironların entiretüm vehiclearaç fleetFilo.
305
933448
3241
ve araç filosunun tamamını
karbondan arındırmak istiyorlar.
15:48
IndiaHindistan mayMayıs ayı be the first countryülke
to industrializesanayileştirmek
306
936713
2996
Hindistan, belki de fosil
yakıtına bel bağlamadan
15:51
withoutolmadan relyingbağlı olduğu primarilyÖncelikle on fossilfosil fuelsyakıtlar.
307
939733
2800
endüstrileşen ilk ülke olabilir.
15:55
The worldDünya is changingdeğiştirme.
308
943760
1817
Dünya değişiyor.
15:57
But it just isn't changingdeğiştirme fasthızlı enoughyeterli.
309
945990
2740
Ama sadece yeterince hızlı değişmiyor.
16:01
Too oftensık sık, we pictureresim this problemsorun
310
949236
1754
Bu sorunu bir tepenin dibinde duran
16:03
as a giantdev boulderBoulder
sittingoturma at the bottomalt of a hillTepe,
311
951014
2555
dev bir kaya olarak tasvir edersek
16:05
with only a fewaz handseller on it,
tryingçalışıyor to rollrulo it up the hillTepe.
312
953593
2992
sadece birkaç el üstünde ve
tepeye doğru çıkarmaya çalışıyor.
16:08
But in realitygerçeklik, that boulderBoulder
is alreadyzaten at the topüst of the hillTepe.
313
956609
3095
Ama gerçekte, bu kaya
zaten tepenin zirvesinde.
16:11
And it's got hundredsyüzlerce of millionsmilyonlarca
of handseller, maybe even billionsmilyarlarca on it,
314
959728
3314
Ve üstündeki yüz milyonlarca
belki de milyarlarca el
16:15
pushingitme it down.
315
963066
1230
onu aşağıya itiyor.
16:16
It just isn't going fasthızlı enoughyeterli.
316
964320
2305
Sadece yeterince hızlı gitmiyor.
16:19
So how do we speedhız up that giantdev boulderBoulder
so we can fixdüzeltmek climateiklim changedeğişiklik in time?
317
967292
4420
Dev kayayı nasıl hızlandırırız ki zamanla
iklim değişikliğini düzeltebilelim?
16:24
You guessedtahmin it.
318
972641
1324
Bildiniz.
16:25
The numbernumara one way is by talkingkonuşma about it.
319
973989
2989

Bir numaralı yol bunun hakkında konuşmak.
16:29
The bottomalt linehat is this:
320
977781
1707
Sözün özü:
16:32
climateiklim changedeğişiklik is affectingetkileyen you and me
right here, right now,
321
980797
4294
iklim değişikliği şu anda
burada sizi ve beni,
16:37
in the placesyerler where we livecanlı.
322
985115
1681
yaşadığımız yerleri etkiliyor.
16:40
But by workingçalışma togetherbirlikte, we can fixdüzeltmek it.
323
988875
2603
Fakat birlikte çalışarak
bunu düzeltebiliriz.
16:43
Sure, it's a dauntingyıldırıcı problemsorun.
324
991502
1493
Şüphesiz korkutucu bir problem.
16:45
NobodyKimse knowsbilir that more
than us climateiklim scientistsBilim adamları.
325
993019
2874
Kimse bunu biz iklim
bilimcilerden daha iyi bilemez.
16:48
But we can't give in to despairumutsuzluk.
326
996458
2134
Ama umutsuzluğa teslim olamayız.
16:50
We have to go out and activelyaktif look
for the hopeumut that we need,
327
998965
3509
Dışarı çıkmalı ve ihtiyaç duyduğumuz
ve bizi harekete geçirecek
16:54
that will inspireilham vermek us to actdavranmak.
328
1002498
2092
umudu aramalıyız.
16:57
And that hopeumut beginsbaşlar
with a conversationkonuşma todaybugün.
329
1005465
4545
Ve bu umut bugünki konuşma ile başlar.
17:03
Thank you.
330
1011053
1197
Teşekkür ederim.
17:04
(ApplauseAlkış)
331
1012274
6069
(Alkışlar)
Translated by Bulent Cevik
Reviewed by Gülsüm Öztürk

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Katharine Hayhoe - Climate scientist
Katharine Hayhoe studies what climate change means to us in the places where we live.

Why you should listen

As Katharine Hayhoe writes: "I'm a climate scientist: I crunch the data, I analyze the models, and I help people like engineers and city managers and water planners prepare for the ways climate change affects all of us. I'm a professor in political science at Texas Tech University, where I direct the Climate Science Center. I'm also a lead author for the US National Climate Assessment; I host the PBS Digital Series Global Weirding; and I spend a lot of time talking to people about climate science, impacts, solutions and how they connect to our values. I've been named one of TIME's "100 Most Influential People," Fortune's "50 Greatest Leaders" and Foreign Policy's "100 Leading Global Thinkers."

"These are all tremendous honors, for which I'm enormously grateful. What means the most, though, is when just one person tells me sincerely that they had never cared about climate change before, or even thought it was real: but now, because of something they heard me say, they've changed their mind. That's what makes it all worthwhile."

More profile about the speaker
Katharine Hayhoe | Speaker | TED.com