ABOUT THE SPEAKER
Stuart Brown - Play researcher, psychiatrist
Stuart Brown's research shows play is not just joyful and energizing -- it's deeply involved with human development and intelligence. Through the National Institute for Play, he's working to better understand its significance.

Why you should listen

Dr. Stuart Brown came to research play through research on murderers -- unlikely as that seems -- after he found a stunning common thread in killers' stories: lack of play in childhood. Since then, he's interviewed thousands of people to catalog their relationships with play, noting a strong correlation between success and playful activity. His book Play describes the impact play can have on one's life. 

With the support of the National Geographic Society and Jane Goodall, he has observed animal play in the wild, where he first concieved of play as an evolved behavior important for the well being -- and survival -- of animals, especially those of higher intelligence. Now, through his organization, the National Institute for Play, he hopes to expand the study of human play into a vital science -- and help people everywhere enjoy and participate in play throughout life.

More profile about the speaker
Stuart Brown | Speaker | TED.com
Serious Play 2008

Stuart Brown: Play is more than just fun

Stuart Brown, "oyun eğlenceden daha fazlasıdır; hayati önem taşır" diyor.

Filmed:
2,092,967 views

Oyuna dair öncü bir araştırma: Stuart Brown mizahın, oyunların, itiş-kakışın, flörtün ve fantezinin eğlencenin ötesinde şeyler olduğunu söylüyor. Çocuklukta bol bol oyun oynamak bizi mutlu ve zeki bir yetişkin yapar; bunu devam ettirmekse her ne yaşta olursak olalım bizi eskisinden de zeki kılabilir.
- Play researcher, psychiatrist
Stuart Brown's research shows play is not just joyful and energizing -- it's deeply involved with human development and intelligence. Through the National Institute for Play, he's working to better understand its significance. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
So, here we go: a flybyuçuşu of playoyun.
0
0
3000
Öyleyse başlıyoruz: Oyuna genel bir bakış.
00:19
It's got to be seriousciddi if the NewYeni YorkYork TimesKez
1
4000
4000
New York Times 17 Şubat tarihli pazar dergisine
00:23
putskoyar a coverkapak storyÖykü of theironların FebruaryŞubat 17thinci SundayPazar magazinedergi about playoyun.
2
8000
6000
kapak hikâyesi olarak oyun oynamayı koyduğuna göre bu ciddi bir şey olmalı.
00:29
At the bottomalt of this, it saysdiyor, "It's deeperDaha derine than genderCinsiyet.
3
14000
3000
En altta şöyle diyor: "Cinsiyetten daha derin.
00:34
SeriouslyCidden, but dangerouslytehlikeli funeğlence.
4
19000
3000
Ciddi anlamda ama tehlikeli derecede eğlenceli.
00:38
And a sandboxSandbox for newyeni ideasfikirler about evolutionevrim."
5
23000
4000
Evrimle ilgili yeni fikirlerle dolu bir kum havuzu."
00:43
Not badkötü, exceptdışında if you look at that coverkapak, what's missingeksik?
6
28000
4000
Hiç fena değil, ancak kapağa bir bakın, ne eksik burada?
00:47
You see any adultsyetişkinler?
7
32000
2000
Hiç yetişkin görüyor musunuz?
00:50
Well, letsHaydi go back to the 15thinci centuryyüzyıl.
8
35000
3000
O zaman, 15. yüzyıla geri gidelim.
00:54
This is a courtyardavlu in EuropeEurope,
9
39000
3000
Bu Avrupa'da bir avlu resmi ve
00:57
and a mixturekarışım of 124 differentfarklı kindsçeşit of playoyun.
10
42000
3000
burada 124 farklı oyun türü görüyoruz.
01:01
All agesyaşlar, solosolo playoyun, bodyvücut playoyun, gamesoyunlar, tauntingalay eden.
11
46000
6000
Genci, yaşlısı, tek başına oynanan oyunlar, vücut oyunları, kurallı oyunlar, alay etme.
01:07
And there it is. And I think this is a typicaltipik pictureresim
12
52000
5000
İşte bu. Sanıyorum bu gördüğümüz
01:12
of what it was like in a courtyardavlu then.
13
57000
3000
o zamanlarda avluda vakit geçirmenin nasıl bir şey olduğunu gösteren tipik bir resim.
01:16
I think we mayMayıs ayı have lostkayıp something in our culturekültür.
14
61000
3000
Kültürümüzden bir şeyler yitirmiş olabiliriz diye düşünüyorum.
01:20
So I'm gonna take you throughvasitasiyla
15
65000
3000
Şimdi sizleri dikkate değer olduğunu düşündüğüm bir
01:23
what I think is a remarkabledikkat çekici sequencesıra.
16
68000
3000
olaylar dizisi yolculuğuna çıkaracağım.
01:27
NorthKuzey of ChurchillChurchill, ManitobaManitoba, in OctoberEkim and NovemberKasım,
17
72000
3000
Ekim ve Kasım aylarında, Kuzey Churchill, Manitoba'da
01:30
there's no icebuz on HudsonHudson BayBay.
18
75000
2000
Hudson Körfezi'nde hiç buz yok.
01:32
And this polarkutup bearayı that you see, this 1200-pound-pound maleerkek,
19
77000
3000
Yaklaşık 550 kiloluk bu erkek kutup ayısı
01:35
he's wildvahşi and fairlyoldukça hungry.
20
80000
4000
vahşi ve hayli aç.
01:39
And NorbertNorbert RosingRosing, a GermanAlmanca photographerfotoğrafçı,
21
84000
3000
Alman bir fotoğrafçı olan Norbert Rosing burada
01:42
is there on scenefaliyet alani, sahne, makingyapma a seriesdizi of photosfotoğraflar of these huskiesdış yapraklar, who are tetheredkaşif Balonlu keşif.
22
87000
6000
ipe bağlı olan kurt köpeklerinin bir dizi fotoğrafını çekiyor.
01:49
And from out of stageevre left comesgeliyor this wildvahşi, maleerkek polarkutup bearayı,
23
94000
4000
Tam o sırada, sol taraftan bu vahşi erkek kutup ayısı,
01:53
with a predatoryyırtıcı gazebakışları.
24
98000
3000
avlanma bakışıyla sahneye giriyor.
01:56
Any of you who'veettik kim been to AfricaAfrika or had a junkyardhurdalık dogköpek come after you,
25
101000
5000
Daha önce Afrika'ya gitmiş ya da öfkeli bir köpek tarafından takip edilmiş olanlarınız
02:01
there is a fixedsabit kindtür of predatoryyırtıcı gazebakışları
26
106000
3000
bilirler; sabit bir avlanma bakış vardır,™
02:04
that you know you're in troublesorun.
27
109000
2000
bu bakışla karşılaştığınızda başınızın dertte olduğunu anlarsınız.
02:06
But on the other sideyan of that predatoryyırtıcı gazebakışları
28
111000
2000
Fakat bu bakışın muhatabı
02:08
is a femalekadın huskyHusky in a playoyun bowyay, waggingdört tekerlekli yük arabası her tailkuyruk.
29
113000
5000
oyun pozisyonu almış dişi bir kurt köpeği, kuyruğunu sallıyor.
02:13
And something very unusualolağandışı happensolur.
30
118000
4000
Ve çok sıradışı bir şey oluyor.
02:17
That fixedsabit behaviordavranış -- whichhangi is rigidkatı and stereotypedkalıplaşmış
31
122000
3000
Sabit, katı, kalıplaşmış ve yemekle sonlanan
02:20
and endsuçları up with a mealyemek -- changesdeğişiklikler.
32
125000
3000
bu hareket değişiyor.
02:24
And this polarkutup bearayı
33
129000
2000
Bu kutup ayısı
02:26
standsstandları over the huskyHusky,
34
131000
3000
kurt köpeğinin başına dikiliyor.
02:29
no clawspençeleri extendedGenişletilmiş, no fangsdişleri takingalma a look.
35
134000
4000
Pençelerini göstermiyor, dişlerini çıkarmıyor; bakıyor.
02:33
And they beginbaşla an incredibleinanılmaz balletbale.
36
138000
3000
İnanılmaz bir bale gösterisi yapmaya başlıyorlar.
02:40
A playoyun balletbale.
37
145000
1000
Bale oyunu.
02:41
This is in naturedoğa: it overridesgeçersiz kılar a carnivorousetobur naturedoğa
38
146000
4000
Bu doğanın kendisinde var: Etobur bir doğaya ve
02:45
and what otherwiseaksi takdirde would have been a shortkısa fightkavga to the deathölüm.
39
150000
3000
başka türlü olsa ölümle sonuçlanacak kısa bir kavgaya ağır basıyor.
02:49
And if you'llEğer olacak beginbaşla to look closelyyakından at the huskyHusky that's bearingyatak her throatboğaz to the polarkutup bearayı,
40
154000
5000
Boğazını kutup ayısına açan kurt köpeğine yakından,
02:55
and look a little more closelyyakından, they're in an altereddeğişmiş statebelirtmek, bildirmek.
41
160000
3000
daha da yakından baktığınızda bu ikisinin başkalaşmış bir durumda olduğunu göreceksiniz.
02:59
They're in a statebelirtmek, bildirmek of playoyun.
42
164000
3000
Oyun oynama durumundalar.
03:02
And it's that statebelirtmek, bildirmek
43
167000
2000
Bu iki yaratığın mümkün olanı
03:05
that allowsverir these two creaturesyaratıklar to explorekeşfetmek the possiblemümkün.
44
170000
4000
keşfetmelerini sağlayan ise işte bu durumdur.
03:09
They are beginningbaşlangıç to do something that neitherne would have donetamam
45
174000
3000
İkisi de oyun sinyalleri verilmemiş olsa yapmayacakları
03:12
withoutolmadan the playoyun signalssinyalleri.
46
177000
3000
bir şeyi yapmaya başlıyorlar.
03:16
And it is a marvelousharika exampleörnek
47
181000
3000
Bu, her birimizin içinde olan doğal bir sürecin
03:19
of how a differentialdiferansiyel in powergüç
48
184000
3000
güç uyumsuzluğuna nasıl ağır bastığını gösteren
03:22
can be overriddengeçersiz kılındı by a processsüreç of naturedoğa that's withiniçinde all of us.
49
187000
4000
harika bir örnek.
03:26
Now how did I get involvedilgili in this?
50
191000
3000
Peki, ben bunun nasıl bir parçası oldum?
03:29
JohnJohn mentionedadı geçen that I've donetamam some work with murdererskatiller, and I have.
51
194000
3000
John, daha önce katillerle çalışmalar yapmış olduğumdan söz etti; doğrudur.
03:32
The TexasTexas TowerKule murdererkatil openedaçıldı my eyesgözleri,
52
197000
3000
Geriye dönüp baktığında, oyun oynamanın önemiyle ilgili olarak
03:35
in retrospectgeriye doğru bakıldığında, when we studiedokudu his tragictrajik masskitle murdercinayet,
53
200000
5000
yaptığı trajik katliam üzerinde çalıştığımız
03:40
to the importanceönem of playoyun,
54
205000
2000
Teksas Kulesi katili gözlerimi açtı.
03:42
in that that individualbireysel, by deepderin studyders çalışma,
55
207000
3000
Yapılan derin incelemeler sonucunda,
03:45
was foundbulunan to have severeşiddetli playoyun deprivationyoksunluk.
56
210000
2000
bu şahsın ağır oyun yoksunluğundan mustarip olduğu bulundu.
03:47
CharlesCharles WhitmanWhitman was his nameisim.
57
212000
2000
Bu şahsın adı Charles Whitman'dı.
03:49
And our committeeKurul, whichhangi consistedoluşuyordu of a lot of hardzor scientistsBilim adamları,
58
214000
3000
Çok sayıda ampirik bilimciden oluşan komitemiz,
03:52
did feel at the endson of that studyders çalışma
59
217000
2000
bu çalışmanın sonunda, oyunun yokluğunun ve gelişimsel açıdan
03:54
that the absenceyokluk of playoyun and a progressiveilerici suppressionbastırma of developmentallygelişimsel olarak normalnormal playoyun
60
219000
6000
normal kabul edilen oyunların giderek artan bir şekilde bastırılmasının
04:00
led him to be more vulnerablesavunmasız to the tragedytrajedi that he perpetratedişlenen.
61
225000
5000
bu şahsın bu trajediyi yaratmaya daha eğilimli olmasına sebep olduğunu hissetti.
04:05
And that findingbulgu has stooddurdu the testÖlçek of time --
62
230000
3000
Bu bulgu zamana yenik düşmedi; hatta
04:09
unfortunatelyne yazık ki even into more recentson timeszamanlar, at VirginiaVirginia TechTeknik okul.
63
234000
4000
ne yazık ki yakın geçmişte Virginia Tech olaylarında da kendini gösterdi.
04:13
And other studiesçalışmalar of populationspopülasyonları at riskrisk
64
238000
3000
Risk altındaki nüfuslara ilişkin diğer çalışmalar da
04:16
sensitizedduyarlı me to the importanceönem of playoyun,
65
241000
3000
beni oyun oynamanın önemine karşı duyarlılaştırdı,
04:20
but I didn't really understandanlama what it was.
66
245000
2000
ancak bu önemin ne olduğunu tam olarak anlayamıyordum.
04:22
And it was manyçok yearsyıl in takingalma playoyun historiesgeçmişleri of individualsbireyler
67
247000
5000
Bunu tam olarak anlamadığımın farkına ancak
04:27
before I really beganbaşladı to recognizetanımak that I didn't really have a fulltam understandinganlayış of it.
68
252000
6000
yıllar boyu kişilerin oyun tarihlerini çıkardıktan sonra başlayabildim.
04:33
And I don't think any of us has a fulltam understandinganlayış of it, by any meansanlamına geliyor.
69
258000
4000
Hiçbirimizin bunu tam olarak anlayabildiğini düşünmüyorum. Hiçbir şekilde böyle düşünmüyorum.
04:37
But there are waysyolları of looking at it
70
262000
2000
Ancak size, hepimize kazandırabileceğimi düşündüğüm bazı bakış açıları var;
04:39
that I think can give you -- give us all a taxonomytaksonomisi, a way of thinkingdüşünme about it.
71
264000
5000
bir sınıflandırma, bir düşünme biçimi.
04:44
And this imagegörüntü is, for humansinsanlar, the beginningbaşlangıç pointpuan of playoyun.
72
269000
5000
Bu görüntü, insanlar açısından, oyunun başlangıç noktası.
04:49
When that motheranne and infantbebek lockkilitlemek eyesgözleri,
73
274000
3000
Bu anneyle bebeğin gözleri birbirine kilitlendiğinde,
04:52
and the infant'sBebek oldeski enoughyeterli to have a socialsosyal smilegülümseme,
74
277000
3000
eğer bebek sosyal bir gülümsemeye sahip olacak kadar büyümüşse
04:55
what happensolur -- spontaneouslykendiliğinden -- is the eruptionErüpsiyonu of joysevinç on the partBölüm of the motheranne.
75
280000
4000
anne bir anda bir mutluluk patlaması yaşar.
04:59
And she beginsbaşlar to babblegevezelik and cooCOO and smilegülümseme, and so does the babybebek.
76
284000
4000
Hem anne hem de bebek agulanmaya, oynaşmaya ve gülümsemeye başlarlar.
05:03
If we'vebiz ettik got them wiredtelli up with an electroencephalogramelektroansefalo,
77
288000
4000
Onları bir elektroensefalograma bağlayacak olsak
05:07
the right brainbeyin of eachher of them becomesolur attunedattuned,
78
292000
5000
beyinlerinin sağ yarıları birbirlerininkiyle uyum sağlar.
05:12
so that the joyfulneşeli emergenceçıkma of this earliesten erken of playoyun scenessahneler
79
297000
5000
İşte oyun sahnelerinin ilkinin böyle mutluluk verici bir şekilde ortaya çıkışı
05:17
and the physiologyfizyoloji of that is something we're beginningbaşlangıç to get a handlesap on.
80
302000
4000
ve bunun fizyolojisi yeni hakim olmaya başladığımız bir konu.
05:22
And I'd like you to think that everyher bitbit of more complexkarmaşık playoyun
81
307000
4000
Sizlerden, biz insanlar için, daha karmaşık oyunların her parçasının işte bu temelin
05:26
buildskurar on this basebaz for us humansinsanlar.
82
311000
4000
üzerine bir ekleme niteliğinde olduğunu düşünmenizi istiyorum.
05:30
And so now I'm going to take you throughvasitasiyla sortçeşit of a way of looking at playoyun,
83
315000
4000
Şimdi sizlere bir tür oyuna bakış açısı göstereceğim, ancak
05:34
but it's never just singularlysingularly one thing.
84
319000
4000
hiçbir zaman tek bir bakış açısından söz edemeyiz.
05:38
We're going to look at bodyvücut playoyun,
85
323000
3000
Bir vücut oyununa bakacağız.
05:41
whichhangi is a spontaneousdoğal desirearzu etmek to get ourselveskendimizi out of gravityyerçekimi.
86
326000
6000
Bu, spontane bir kendini yerçekiminden kurtarma isteği.
05:47
This is a mountaindağ goatkeçi.
87
332000
2000
Bu gördüğünüz bir dağ keçisi.
05:49
If you're havingsahip olan a badkötü day, try this:
88
334000
2000
Kötü bir gün geçiriyorsanız bir de zıplamayı,
05:51
jumpatlama up and down, wiggleOynat around -- you're going to feel better.
89
336000
3000
dönüp durmayı deneyin. Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
05:54
And you mayMayıs ayı feel like this characterkarakter,
90
339000
2000
Kendinizi bunu sırf yapmış olmak için yapan
05:56
who is alsoAyrıca just doing it for its ownkendi sakeuğruna.
91
341000
3000
bu kişi gibi hissedebilirsiniz.
05:59
It doesn't have a particularbelirli purposeamaç, and that's what's great about playoyun.
92
344000
3000
Belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur.
06:02
If its purposeamaç is more importantönemli
93
347000
3000
Bir şeyin amacı, o şeyi yapmaktan daha önemliyse
06:05
than the actdavranmak of doing it, it's probablymuhtemelen not playoyun.
94
350000
3000
o zaman o şey muhtemelen bir oyun değildir.
06:08
And there's a wholebütün other typetip of playoyun, whichhangi is objectnesne playoyun.
95
353000
4000
Bir de bundan tamamen farklı bir oyun türü var, bir nesne oyunu.
06:12
And this JapaneseJaponca macaquemakak has madeyapılmış a snowballKartopu,
96
357000
3000
Bu gördüğünüz Japon makağı bir kar topu yapmış,
06:15
and he or she's going to rollrulo down a hillTepe.
97
360000
3000
şimdi o kar topunu tepeden aşağı yuvarlayacak.
06:18
And -- they don't throwatmak it at eachher other, but this is a fundamentaltemel partBölüm of beingolmak playfuloynak.
98
363000
4000
Kar topunu birbirlerine atmıyorlar; ama zaten oyuncu olmanın temel unsurlarından biri budur.
06:22
The humaninsan handel, in manipulationhile of objectsnesneleri,
99
367000
4000
Nesnelerle oynayan insan eli
06:26
is the handel in searcharama of a brainbeyin;
100
371000
3000
beyin arayışında olan bir eldir.
06:29
the brainbeyin is in searcharama of a handel;
101
374000
2000
Beyin kendine bir el aramaktadır ve
06:31
and playoyun is the mediumorta by whichhangi those two are linkedbağlantılı in the besten iyi way.
102
376000
5000
oyun, bu ikisini mümkün olan en iyi şekilde birbirine bağlayan araçtır.
06:36
JPLJPL we heardduymuş this morningsabah -- JPLJPL is an incredibleinanılmaz placeyer.
103
381000
6000
Bu sabah öğrendik ki harika bir yer olan JPL
06:42
They have locatedbulunan two consultantsdanışmanları,
104
387000
3000
iki danışman işe almış.
06:45
FrankFrank WilsonWilson and NateNate JohnsonJohnson,
105
390000
3000
Frank Wilson ve Nate Johnson.
06:48
who are -- FrankFrank WilsonWilson is a neurologistnörolog, NateNate JohnsonJohnson is a mechanicmakinist.
106
393000
4000
Frank Wilson bir nörolog, Nate Johnson ise mekanik teknisyeni.
06:52
He taughtöğretilen mechanicsmekanik in a highyüksek schoolokul in Long BeachBeach,
107
397000
3000
Long Beach'te bir lisede mekanik öğretmenliği yapmış ve
06:55
and foundbulunan that his studentsöğrencilerin were no longeruzun ableyapabilmek to solveçözmek problemssorunlar.
108
400000
5000
öğrencilerinin artık problemleri çözemez hâle geldiğini fark etmiş.
07:01
And he trieddenenmiş to figureşekil out why. And he camegeldi to the conclusionSonuç, quiteoldukça on his ownkendi,
109
406000
3000
Sonra da bunun nedenini bulmaya çalışmış. Kendi başına vardığı sonuçsa
07:04
that the studentsöğrencilerin who could no longeruzun solveçözmek problemssorunlar, suchböyle as fixingsabitleme carsarabalar,
110
409000
4000
araba tamir etmek gibi sorunları çözemez hâle gelen öğrencilerin
07:08
hadn'tolmasaydı workedişlenmiş with theironların handseller.
111
413000
2000
ellerini kullanarak çalışmamış olduklarıymış.
07:10
FrankFrank WilsonWilson had writtenyazılı a bookkitap calleddenilen "The HandEl."
112
415000
3000
Frank Wilson "The Hand (El)" adlı bir kitap yazmış.
07:13
They got togetherbirlikte -- JPLJPL hiredkiralanmış them.
113
418000
3000
Bu iki kişi bir araya geldi; JPL onları işe aldı.
07:16
Now JPLJPL, NASANASA and BoeingBoeing,
114
421000
3000
Şimdi JPL, NASA ve Boeing'in araştırma ve geliştirme
07:19
before they will hirekiralama a researchAraştırma and developmentgelişme problemsorun solverÇözücü --
115
424000
3000
sorunları çözme elemanlarını işe almadan önce baktığı bir şey var.
07:22
even if they're summasumma cumCum laudelaude from HarvardHarvard or CalCal TechTeknik okul --
116
427000
4000
Harvard'dan veya Cal Tech'ten en yüksek onur derecesiyle mezun olmuş kişilerin bile
07:26
if they haven'tyok fixedsabit carsarabalar, haven'tyok donetamam stuffşey with theironların handseller earlyerken in life,
117
431000
3000
araba tamir etmemişlerse, daha önceden ellerini kullanarak bir şeyler yapmamışlarsa
07:29
playedOyunun with theironların handseller, they can't problem-solvesorunu çözmek as well.
118
434000
3000
veya ellerini kullanarak oyun oynamamışlarsa sorun çözmede de başarılı olamayacaklarını düşünüyorlar.
07:32
So playoyun is practicalpratik, and it's very importantönemli.
119
437000
3000
Öyleyse oyun hem kullanışlı hem de çok önemli.
07:36
Now one of the things about playoyun is that it is borndoğmuş by curiositymerak and explorationkeşif. (LaughterKahkaha)
120
441000
6000
Oyunla ilgili diğer bir şeyse merak ve keşiften doğması. (Kahkahalar)
07:42
But it has to be safekasa explorationkeşif.
121
447000
3000
Ama bu keşfin kazasız belasız gerçekleştirilmesi gerekir.
07:45
This happensolur to be OK -- he's an anatomicallyAnatomik olarak interestedilgili little boyoğlan
122
450000
3000
Burada kabul edilebilir bir durum var; anatomiye ilgi duyan bir oğlan çocuğu
07:48
and that's his momanne. Other situationsdurumlar wouldn'tolmaz be quiteoldukça so good.
123
453000
4000
ve onun annesini görüyoruz burada. Böyle olmasa durum fena olurdu.
07:52
But curiositymerak, explorationkeşif, are partBölüm of the playoyun scenefaliyet alani, sahne.
124
457000
3000
Merak ve keşif oyun sahnesidir bir parçasıdır.
07:55
If you want to belongait, you need socialsosyal playoyun.
125
460000
3000
Aidiyet duyabilmek için toplumsal oyunlara ihtiyacımız var.
07:58
And socialsosyal playoyun is partBölüm of what we're about here todaybugün,
126
463000
3000
Toplumsal oyunlarsa bugün burada sözünü ettiğimiz şeyin bir parçası olduğu kadar
08:01
and is a byproductyan ürünü of the playoyun scenefaliyet alani, sahne.
127
466000
3000
oyun sahnesinin de bir yan ürünüdür.
08:05
RoughKaba and tumbletakla playoyun.
128
470000
2000
Boğuşma oyunu.
08:07
These lionesseslionesses, seengörüldü from a distancemesafe, lookedbaktı like they were fightingkavga.
129
472000
3000
Bu dişi aslanlara uzaktan bakıldığında kavga ediyorlarmış gibi görünüyor.
08:10
But if you look closelyyakından, they're kindtür of like the polarkutup bearayı and huskyHusky:
130
475000
3000
Ancak daha yakından baktığınızda deminki kutup ayısıyla kurt köpeğini andırıyor gibiler.
08:13
no clawspençeleri, flatdüz furkürk, softyumuşak eyesgözleri,
131
478000
4000
Pençe yok, tüyler havaya dikilmemiş, bakışlar yumuşak,
08:17
openaçık mouthağız with no fangsdişleri, balleticballetic movementshareketler,
132
482000
3000
ağız açık ama dişler gösterilmemiş, baleyi andırı hareketler,
08:20
curvilineareğrisel movementshareketler -- all specificözel to playoyun.
133
485000
3000
eğrisel hareketler: her biri oyun oynamaya özgü.
08:23
And rough-and-tumbleyuvarlanmak playoyun is a great learningöğrenme mediumorta for all of us.
134
488000
4000
Boğuşma oyunu her birimiz için çok iyi bir öğrenme aracıdır.
08:27
PreschoolOkul öncesi kidsçocuklar, for exampleörnek, should be allowedizin to divedalış, hitvurmak, whistleDüdük,
135
492000
4000
Okul öncesi çağdaki çocukların örneğin, dalmalarına, vurmalarına, ıslık çalmalarına,
08:31
screamçığlık, be chaotickarmakarışık, and developgeliştirmek throughvasitasiyla that a lot of emotionalduygusal regulationdüzenleme
136
496000
7000
çığlık atmalarına, kaotik davranmalarına ve bu sayede boğuşma oyununun bir parçası olarak ortaya çıkan
08:38
and a lot of the other socialsosyal byproductsyan -- cognitivebilişsel, emotionalduygusal and physicalfiziksel --
137
503000
5000
çok sayıda duygusal düzenleme ve bilişsel, duygusal veya fiziksel başka toplumsal
08:43
that come as a partBölüm of roughkaba and tumbletakla playoyun.
138
508000
2000
yan ürünler geliştirmelerine izin verilmelidir.
08:46
SpectatorSeyirci playoyun, ritualayin playoyun -- we're involvedilgili in some of that.
139
511000
4000
İzleyicili oyunlar, ayinsel oyunlar; biz de bunların bir kısmına katılıyoruz.
08:50
Those of you who are from BostonBoston know that this was the momentan -- rarenadir --
140
515000
4000
Aranızda Bostonlu olanlar bilirler; bu gördüğümüz, pek nadiren yaşansa da
08:54
where the RedKırmızı SoxSox wonwon the WorldDünya SeriesSerisi.
141
519000
4000
Red Sox'un Dünya Ligi'ni kazandığı andır.
08:58
But take a look at the faceyüz and the bodyvücut languagedil of everybodyherkes
142
523000
3000
Bu flu resimdeki kişilerin yüzlerine ve vücut dillerine baktığınızda
09:01
in this fuzzybelirsiz pictureresim, and you can get a senseduyu that they're all at playoyun.
143
526000
3000
hepsinin oyun oynamakta oldukları hissine kapılabilirsiniz.
09:05
ImaginativeYaratıcı playoyun.
144
530000
1000
Hayal ürünü oyunlar.
09:06
I love this pictureresim because my daughterkız evlat, who'skim now almostneredeyse 40, is in this pictureresim,
145
531000
5000
Bu resmi hem şimdi neredeyse 40 yaşına gelmiş olan kızımın resmi olduğu için
09:11
but it remindshatırlatır me of her storytellinghikaye anlatımı and her imaginationhayal gücü,
146
536000
4000
hem de bana onun hikaye anlatıcılığını, hayal gücünü ve daha o yaşında, okul öncesi çağda,
09:15
her abilitykabiliyet to spinçevirmek yarnsiplikler at this ageyaş -- preschoolokul öncesi.
147
540000
5000
neler uydurabildiğini hatırlattığı için seviyorum.
09:20
A really importantönemli partBölüm of beingolmak a playeroyuncu
148
545000
3000
Oyuncu olabilmenin gerçekten de çok önemli bir bölümü
09:23
is imaginativeyaratıcı solosolo playoyun.
149
548000
3000
tek başına oynanan hayal ürünü oyunlardır.
09:26
And I love this one, because it's alsoAyrıca what we're about.
150
551000
4000
Bunu da seviyorum çünkü bu da konumuzla ilgili.
09:30
We all have an internal narrativeöykü that's our ownkendi inner storyÖykü.
151
555000
4000
Hepimizin kendi içsel öyküsünü oluşturan bir iç hikayesi var.
09:34
The unitbirim of intelligibilityanlaşılabilirlik of mostçoğu of our brainsbeyin is the storyÖykü.
152
559000
5000
Beyinlerimizin çoğunun anlaşılabilirlik birimi bu hikayedir.
09:39
I'm tellingsöylüyorum you a storyÖykü todaybugün about playoyun.
153
564000
3000
Bugün sizlere oyun hakkında bir hikaye anlatıyorum.
09:42
Well, this bushmanBushmen, I think, is talkingkonuşma about the fishbalık that got away that was that long,
154
567000
5000
Burada gördüğünüz bu kung kabilesi mensubu sanıyorum gösterdiği kadar uzun bir balığın nasıl da kaçtığını anlatıyor; ama
09:47
but it's a fundamentaltemel partBölüm of the playoyun scenefaliyet alani, sahne.
155
572000
4000
bu oyun sahnesinin temel bir parçası.
09:51
So what does playoyun do for the brainbeyin?
156
576000
3000
O zaman, oyun beyne ne yapıyor?
09:54
Well, a lot.
157
579000
3000
Çok fazla şey yapıyor.
09:57
We don't know a wholebütün lot about what it does for the humaninsan brainbeyin,
158
582000
4000
İnsan beynine ne yaptığı konusunda çok fazla bilgimiz yok çünkü
10:01
because fundingfinansman has not been exactlykesinlikle heavyağır for researchAraştırma on playoyun.
159
586000
7000
oyun hakkında yapılan araştırmalara çokça para ayrıldığı söylenemez.
10:08
I walkedyürüdü into the CarnegieCarnegie askingsormak for a granthibe.
160
593000
2000
Carnegie'ye gittim, hibe istedim.
10:10
They'dOnlar-cekti givenverilmiş me a largegeniş granthibe when I was an academicianakademisyen
161
595000
3000
Akademisyen olduğum dönemde, ağır alkollü araç kullanma suçu işleyenler
10:13
for the studyders çalışma of felonysuç drunkensarhoş driverssürücüleri, and I thought I had a prettygüzel good trackiz recordkayıt,
162
598000
5000
hakkındaki bir araştırma için bana yüksek meblağlı bir hibe vermişlerdi, ben de geçmişteki performansımın iyi olduğunu düşünüyordum.
10:18
and by the time I had spentharcanmış halfyarım an hoursaat talkingkonuşma about playoyun,
163
603000
5000
Yarım saat boyunca oyun konusundan söz ettikten sonra açıkça gördüm ki
10:23
it was obviousaçık that they were not -- did not feel that playoyun was seriousciddi.
164
608000
4000
oyununun ciddi bir konu olduğunu görüşünde değillerdi.
10:27
I think that -- that's a fewaz yearsyıl back -- I think that wavedalga is pastgeçmiş,
165
612000
4000
Bu anlattığımın üzerinden birkaç yıl geçti; sanıyorum bu tavır atlatıldı ve
10:31
and the playoyun wavedalga is crestingcresting,
166
616000
2000
oyun dalgası giderek yükseliyor çünkü
10:33
because there is some good scienceBilim.
167
618000
2000
şimdi bu konuda bilimsel oldukça
10:35
Nothing lightsışıklar up the brainbeyin like playoyun.
168
620000
3000
fazla bilimsel çalışma var. Beyni oyun kadar harekete geçiren başka bir şey yok.
10:38
Three-dimensionalÜç boyutlu playoyun firesyangınlar up the cerebellumbeyincik,
169
623000
3000
Üç boyutlu oyunlar beyinciği ateşler,
10:41
putskoyar a lot of impulsesdarbeleri into the frontalön lobeLOB --
170
626000
3000
beyni yöneten ön loba çok sayıda uyarı gönderir,
10:44
the executiveyönetici portionkısım -- helpsyardım eder contextualbağlamsal memorybellek be developedgelişmiş,
171
629000
4000
bağlamsal hafızanın gelişmesine yardımcı olur,
10:48
and -- and, and, and.
172
633000
2000
ve daha niceleri...
10:50
So it's -- for me, its been an extremelyson derece nourishingBesleyici scholarlybilimsel adventuremacera
173
635000
6000
Dolayısıyla, oyunla ilişkilendirilen nörobilim konusunda çalışma yapmak
10:56
to look at the neurosciencenörobilim that's associatedilişkili with playoyun, and to bringgetirmek togetherbirlikte people
174
641000
5000
ve kendi disiplinlerinde konuyu bu şekilde ele almamış olan kişileri bir araya
11:01
who in theironların individualbireysel disciplinesdisiplinler hadn'tolmasaydı really thought of it that way.
175
646000
5000
getirmek benim için oldukça verimli bir akademik macera oldu.
11:06
And that's partBölüm of what the NationalUlusal InstituteEnstitüsü for PlayOyun is all about.
176
651000
3000
İşte, Ulusal Oyun Enstitüsü'nün bir parçasını oluşturan da budur.
11:09
And this is one of the waysyolları you can studyders çalışma playoyun --
177
654000
2000
Burada gördüğümüz, oyun konusunda çalışma yaparken kullanılabilecek yollardan biridir:
11:11
is to get a 256-lead-kurşun electroencephalogramelektroansefalo.
178
656000
4000
256 kablolu bir elektroansefalogramla çalışmak.
11:15
I'm sorry I don't have a playful-lookingoyuncu arıyor subjectkonu, but it allowsverir mobilityhareketlilik,
179
660000
5000
Daha oyuncu görünmeyen bir deneğim olmadığı için sizlerden özür dilerim.
11:20
whichhangi has limitedsınırlı the actualgerçek studyders çalışma of playoyun.
180
665000
2000
Bu şekilde, asıl oyun çalışmasını sınırlandıran mobilite eksikliği giderilmiş oluyor.¥
11:22
And we'vebiz ettik got a mother-infantAnne-bebek playoyun scenariosenaryo
181
667000
4000
Bunun yanı sıra, şu anda sürmekte olan ve tamamlamayı umduğumuz bir
11:26
that we're hopingumut to completetamamlayınız underwaydevam at the momentan.
182
671000
3000
anne-çocuk oyunu senaryosu var.
11:29
The reasonneden I put this here is alsoAyrıca to queuekuyruk up
183
674000
3000
Bunu göstermemin sebebi
11:32
my thoughtsdüşünceler about objectifyingnesneleşirilmediği what playoyun does.
184
677000
4000
oyunun ne yaptığını somutlaştırmaya ilişkin düşüncelerimi bir sıraya koymak.
11:36
The animalhayvan worldDünya has objectifiedobjektif it.
185
681000
4000
Hayvanlar dünyası bunu somutlaştırmış.
11:40
In the animalhayvan worldDünya, if you take ratssıçanlar,
186
685000
3000
Hayvanlar dünyasında, yavru oldukları dönemde
11:43
who are hardwiredKablolu to playoyun at a certainbelli perioddönem of theironların juvenileçocuk yearsyıl
187
688000
6000
oyun oynamaya programlanmış sıçanları ele alalım.
11:49
and you suppressbastırmak playoyun -- they squeakgıcırtı, they wrestleGüreş,
188
694000
3000
Oyunu baskılıyorsunuz. Ciyaklıyorlar, güreşiyorlar, birbirlerini sıkıştırıp yere yatırıyorlar;
11:52
they pintoplu iğne eachher other, that's partBölüm of theironların playoyun.
189
697000
3000
bunların hepsi oyunlarının birer parçası.
11:55
If you stop that behaviordavranış on one groupgrup that you're experimentingdeneme with,
190
700000
5000
Bir deney grubunda bu davranışı durdurup
12:00
and you allowizin vermek it in anotherbir diğeri groupgrup that you're experimentingdeneme with,
191
705000
3000
diğer deney grubunda bu davranışa izin verdikten sonra
12:03
and then you presentmevcut those ratssıçanlar
192
708000
2000
bu sıçanlara kedi kokusuyla doldurulmuş
12:05
with a catkedi odor-saturatedkoku doymuş collaryaka,
193
710000
3000
bir tasma verdiğinizde,
12:08
they're hardwiredKablolu to fleekaçmak and hidesaklamak.
194
713000
3000
sıçanlar kaçıp saklanmaya programlanmıştır.
12:11
PrettyOldukça smartakıllı -- they don't want to get killedöldürdü by a catkedi.
195
716000
3000
Akıllıca; kedi onları öldürsün istemezler.
12:14
So what happensolur?
196
719000
2000
Peki bu durumda ne oluyor?
12:16
They bothher ikisi de hidesaklamak out.
197
721000
2000
İki grup da saklanıyor.
12:19
The non-playersSigara-oyuncular never come out --
198
724000
3000
Oyun oynatılmayanlar bir daha saklandıkları yerden çıkmıyorlar,
12:22
they dieölmek.
199
727000
1000
ölüyorlar.
12:23
The playersoyuncu slowlyyavaşça explorekeşfetmek the environmentçevre,
200
728000
4000
Oyuncularsa ortamı yavaş yavaş kontrol ediyorlar ve
12:27
and beginbaşla again to testÖlçek things out.
201
732000
3000
denemeler yapmaya başlıyorlar.
12:30
That saysdiyor to me, at leasten az in ratssıçanlar --
202
735000
3000
Bu bana, en azından sıçanlarla ilgili olarak,
12:33
and I think they have the sameaynı neurotransmittersnörotransmitter that we do
203
738000
3000
ki onların da bizimkilerle aynı nörotransmitterlere
12:36
and a similarbenzer corticalkortikal architecturemimari --
204
741000
2000
ve benzer bir kortikal yapıya sahip olduklarını sanıyorum,
12:38
that playoyun mayMayıs ayı be prettygüzel importantönemli for our survivalhayatta kalma.
205
743000
3000
oyun oynamanın hayatta kalmamız için çok önemli olabileceğini gösteriyor.
12:41
And, and, and -- there are a lot more animalhayvan studiesçalışmalar that I could talk about.
206
746000
4000
Ve daha niceleri. Hayvanlar üzerinde yapılmış, size anlatabileceğim daha pek çok araştırma var.
12:46
Now, this is a consequencesonuç of playoyun deprivationyoksunluk. (LaughterKahkaha)
207
751000
4000
Burada oyundan yoksun bırakılmanın sonucunu görüyoruz. (Kahkahalar)
12:50
This tookaldı a long time --
208
755000
2000
Bunu yapmak uzun zamanımı aldı.
12:52
I had to get HomerHomer down and put him throughvasitasiyla the fMRIfMRI and the SPECTSPECT
209
757000
5000
Homer'i kıstırıp FMRI, SPECT ve çoklu EEG çekmem gerekti; ama
12:57
and multipleçoklu EEGsEEG'ler, but as a couchkanepe potatopatates, his brainbeyin has shrunkFunda.
210
762000
4000
tembel tenekenin teki olduğu için beyni çekmişti.
13:01
And we do know that in domesticyerli animalshayvanlar
211
766000
3000
Şunu da biliyoruz ki evcil hayvanlar
13:04
and othersdiğerleri, when they're playoyun deprivedyoksun,
212
769000
2000
ve diğer hayvanlar oyundan yoksun bırakıldıklarında,
13:06
they don't -- and ratssıçanlar alsoAyrıca -- they don't developgeliştirmek a brainbeyin that is normalnormal.
213
771000
4000
sıçanlarda da durum böyledir, beyinleri normal gelişmiyor.
13:11
Now, the programprogram saysdiyor that the oppositekarşısında of playoyun is not work,
214
776000
5000
Doğal programlanmaya göre oyun oynamanın tersi çalışmak değil,
13:16
it's depressiondepresyon.
215
781000
2000
depresyon.
13:18
And I think if you think about life withoutolmadan playoyun --
216
783000
4000
Ve eğer oyun oynanmayan bir hayat hayal edecek olursanız;
13:22
no humormizah, no flirtationflört, no moviesfilmler,
217
787000
3000
mizahsız, flörtsüz, filmsiz,
13:25
no gamesoyunlar, no fantasyfantezi and, and, and.
218
790000
5000
oyunsuz, fantezisiz, vesaire, vesaire.
13:30
Try and imaginehayal etmek a culturekültür or a life, adultyetişkin or otherwiseaksi takdirde
219
795000
4000
İster yetişkinler isterse gençler için oyunsuz
13:35
withoutolmadan playoyun.
220
800000
2000
bir kültür veya hayat düşünmeye çalşın.
13:37
And the thing that's so uniquebenzersiz about our speciesTürler
221
802000
3000
Bizim türümüze bu kadar özgü olan şey şudur:
13:40
is that we're really designedtasarlanmış to playoyun throughvasitasiyla our wholebütün lifetimeömür.
222
805000
4000
biz gerçekten de hayatımız boyunca oyun oynamak üzere tasarlanmışız.
13:45
And we all have capacitykapasite to playoyun signalişaret.
223
810000
3000
Ve hepimizde oyun sinyalleri verme kapasitesi var.
13:48
NobodyKimse missesözlüyor that dogköpek I tookaldı a pictureresim of on a CarmelCarmel beachplaj a coupleçift of weekshaftalar agoönce.
224
813000
5000
Birkaç hafta önce Carmel'de bir plajda çektiğim bu fotoğraftaki köpeği hiç kimse gözden kaçırmaz.
13:53
What's going to followtakip et from that behaviordavranış
225
818000
3000
Bu davranışı oyun
13:56
is playoyun.
226
821000
1000
izleyecek.
13:57
And you can trustgüven it.
227
822000
1000
Ve bunun böyle olacağına güvenebilirsiniz.
13:58
The basistemel of humaninsan trustgüven is establishedkurulmuş throughvasitasiyla playoyun signalssinyalleri.
228
823000
4000
İnsanın duyduğu güvenin temelini oyun sinyalleri oluşturur.
14:02
And we beginbaşla to losekaybetmek those signalssinyalleri, culturallykültürel and otherwiseaksi takdirde, as adultsyetişkinler.
229
827000
5000
Yetişkinler olarak hem kültürel açıdan hem de diğer açılardan bu sinyalleri kaybetmeye başlıyoruz.
14:07
That's a shameutanç.
230
832000
2000
Çok yazık.
14:09
I think we'vebiz ettik got a lot of learningöğrenme to do.
231
834000
3000
Bence daha öğrenmemiz gereken çok şey var.
14:12
Now, JaneJane GoodallGoodall has here a playoyun faceyüz alonguzun bir with one of her favoritesevdiğim chimpsşempanzeler.
232
837000
4000
Burada, Jane Goodall'ı ve en sevdiği şempanzelerinden birini oyuncu yüzleriyle görüyoruz.
14:16
So partBölüm of the signalingsinyalizasyon systemsistem of playoyun
233
841000
3000
Demek ki oyunun sinyal sisteminin bir kısmı
14:19
has to do with vocalvokal, facialYüz Bakımı, bodyvücut, gesturalJestsel.
234
844000
4000
ses, yüz, vücut ve jestlerle ilgili.
14:23
You know, you can tell -- and I think when we're gettingalma into collectivetoplu playoyun,
235
848000
5000
Bunları görebilirsiniz zaten. Topluca oyun oynamaya başlarken
14:28
its really importantönemli for groupsgruplar to gainkazanç a senseduyu of safetyemniyet
236
853000
4000
grupların kendi oyun sinyallerini paylaşarak
14:32
throughvasitasiyla theironların ownkendi sharingpaylaşım of playoyun signalssinyalleri.
237
857000
3000
bir kendini güvende hissi edinmelerinin gerçekten çok önemli olduğunu düşünüyorum.
14:36
You mayMayıs ayı not know this wordsözcük,
238
861000
2000
Bu kelimeyi bilmiyor olabilirsiniz; ama
14:38
but it should be your biologicalbiyolojik first nameisim and last nameisim.
239
863000
5000
biyolojik adınız ve soyadınız olmalı bu kelime
14:43
Because neotenyNeoteny meansanlamına geliyor the retentionsaklama of immatureolgunlaşmamış qualitiesnitelikleri into adulthoodyetişkinlik.
240
868000
4000
çünkü neoteni, genç dönem özelliklerinin yetişkinlikte terk edilmemesi anlamına gelir.
14:47
And we are, by physicalfiziksel anthropologistsantropologlar,
241
872000
3000
Fiziksel antropologlara göre ve çok sayıda çalışmanın gösterdiği üzere
14:50
by manyçok, manyçok studiesçalışmalar, the mostçoğu neotenousneotenous,
242
875000
3000
bizler, en neoten, en gençlik dolu,
14:53
the mostçoğu youthfulgenç, the mostçoğu flexibleesnek, the mostçoğu plasticplastik of all creaturesyaratıklar.
243
878000
5000
en esnek ve en yoğrulabilir varlıklar biz insanlarız.
14:58
And thereforebu nedenle, the mostçoğu playfuloynak.
244
883000
3000
Bu nedenle en oyuncu varlıklar da biziz.
15:01
And this givesverir us a legbacak up on adaptabilityadaptasyon.
245
886000
3000
Bu da uyum sağlama özelliği açısından bizi diğer varlıklara göre daha avantajlı kılıyor.
15:05
Now, there is a way of looking at playoyun
246
890000
3000
Burada oyun oynamaya bakışla ilgili olarak vurgulamak
15:08
that I alsoAyrıca want to emphasizevurgu yapmak here,
247
893000
3000
istediğim bir yol daha var:
15:11
whichhangi is the playoyun historytarih.
248
896000
3000
Oyun geçmişi.
15:14
Your ownkendi personalkişisel playoyun historytarih is uniquebenzersiz,
249
899000
3000
Kişisel oyun geçmişiniz size özeldir, benzersizdir ve
15:17
and oftensık sık is not something we think about particularlyözellikle.
250
902000
4000
genellikle oturup üzerine kafa yorduğumuz bir şey değildir.
15:21
This is a bookkitap writtenyazılı by a consummatebirbirini tamamlayan playeroyuncu
251
906000
3000
Bu kitabın yazarı, dört dörtlük bir
15:24
by the nameisim of KevinKevin CarrollCarroll.
252
909000
2000
oyuncu olan Kevin Carroll.
15:26
KevinKevin CarrollCarroll camegeldi from extremelyson derece deprivedyoksun circumstanceskoşullar:
253
911000
5000
Kevin Carroll'un geçmişi uç noktada yoksunluk koşullarıyla dolu:
15:31
alcoholicalkollü motheranne, absentyok fatherbaba, inner-cityşehir içi PhiladelphiaPhiladelphia,
254
916000
4000
Alkolik bir anne, baba ortalarda yok, Philadelpia'nın yoksul mahallerinde yaşıyorlar;
15:35
blacksiyah, had to take carebakım of a youngerdaha genç brothererkek kardeş.
255
920000
3000
siyahi, küçük erkek kardeşine bakması gerekiyor...
15:38
FoundBulundu that when he lookedbaktı at a playgroundoyun alanı
256
923000
3000
Hapsedildiği pencereden
15:41
out of a windowpencere into whichhangi he had been confinedsınırlı,
257
926000
3000
dışarıdaki oyun parkına baktığında
15:44
he feltkeçe something differentfarklı.
258
929000
2000
değişik bir şeyler hissettiğini fark ediyor.
15:46
And so he followedtakip etti up on it.
259
931000
3000
Sonra da bunun peşinden gidiyor.
15:49
And his life -- the transformationdönüşüm of his life
260
934000
3000
Bundan sonra hayatı, yoksunluktan ve potansiyel olarak
15:52
from deprivationyoksunluk and what one would expectbeklemek -- potentiallypotansiyel prisonhapis or deathölüm --
261
937000
5000
hapis veya ölümle sonlanması beklenen hayatı, bir dönüşüm geçiriyor.
15:57
he becomeolmak a linguistdilbilimci, a trainereğitmen for the 76ersERS and now is a motivationalmotivasyon speakerkonuşmacı.
262
942000
5000
Bir dilbilimci oluyor, daha sonra da ve 76ers takımının antrenörlüğünü yapıyor. Bugünse bir motivasyon konuşmacısı.
16:03
And he givesverir playoyun as a transformativedönüştürücü forcekuvvet
263
948000
5000
Hayatının bütününde dönüştürücü güç olarak
16:08
over his entiretüm life.
264
953000
3000
oyunu gösteriyor.
16:11
Now there's anotherbir diğeri playoyun historytarih that I think is a work in progressilerleme.
265
956000
5000
Halen devam etmekte olduğunu sandığım bir oyun geçmişi daha var.
16:18
Those of you who rememberhatırlamak AlAl GoreGore,
266
963000
3000
Aramızda Al Gore'un ilk dönemini
16:21
duringsırasında the first termterim and then duringsırasında his successfulbaşarılı
267
966000
5000
ve daha sonra her ne kadar başarılı olsa da
16:26
but unelectedseçilmemiş runkoş for the presidencyBaşkanlığı,
268
971000
3000
kazanamadığı başkanlık yarışını anımsayanlar
16:29
mayMayıs ayı rememberhatırlamak him as beingolmak kindtür of woodenahşap and not entirelyBaştan sona his ownkendi personkişi,
269
974000
5000
Al Gore'u katı ve tam anlamıyla kendi istediklerini yapabilen biri olarak hatırlıyor olabilirler.
16:34
at leasten az in publichalka açık.
270
979000
2000
En azından halkın önünde.
16:36
And looking at his historytarih, whichhangi is commonortak in the pressbasın,
271
981000
4000
Basında sık sık yer alan geçmişine bakacak olursanız,
16:40
it seemsgörünüyor to me, at leasten az -- looking at it from a shrink'sPsikiyatristin pointpuan of viewgörünüm --
272
985000
6000
en azından bir psikiyatrist benim görüşüme göre,
16:46
that a lot of his life was programmedprogramlanmış.
273
991000
4000
Al Gore'un hayatının büyük bir kısmı programlanmıştı.
16:51
SummersYazları were hardzor, hardzor work, in the heatsıcaklık of TennesseeTennessee summersYazları.
274
996000
5000
Yaz aylarında Tennessee'nin o sıcaklarında çok ama çok çalışıyordu.
16:57
He had the expectationsbeklentileri of his senatorialSenato fatherbaba and WashingtonWashington, D.C.
275
1002000
6000
Senatör babasının ve Washington, D.C.'nin ondan beklentileri vardı.
17:03
And althougholmasına rağmen I think he certainlykesinlikle had the capacitykapasite for playoyun --
276
1008000
3000
İnsanların oyun oynama kapasiteleri hakkında iyi kötü bir şeyler bilen biri olarak
17:06
because I do know something about that --
277
1011000
2000
söylüyorum, her ne kadar benim gözümde kesinlikle oyun
17:08
he wasn'tdeğildi as empoweredgüçlenmiş, I think, as he now is
278
1013000
4000
kapasitesi olan biri olsa da o zamanlar kendi tutkularına
17:12
by payingödeme yapan attentionDikkat to what is his ownkendi passiontutku
279
1017000
4000
ve kendi içsel dürtülerine bogün olduğu kadar kulak vermesi
17:16
and his ownkendi inner drivesürücü,
280
1021000
3000
olanaklı değildi.
17:19
whichhangi I think has its basistemel in all of us in our playoyun historytarih.
281
1024000
5000
Bu ikisinin her birimizin oyun geçmişinde temelleri olduğunu düşünüyorum.
17:24
So what I would encourageteşvik etmek on an individualbireysel levelseviye to do,
282
1029000
3000
Bireyler olarak sizleri
17:27
is to explorekeşfetmek backwardsgeriye doğru as faruzak as you can go
283
1032000
4000
hafızanızdaki en net, en neşeli, en oyuncu imgeyi
17:31
to the mostçoğu clearaçık, joyfulneşeli, playfuloynak imagegörüntü that you have,
284
1036000
5000
bulana kadar geri gitmeye teşvik ediyorum.
17:36
whetherolup olmadığını it's with a toyoyuncak, on a birthdaydoğum günü or on a vacationtatil.
285
1041000
3000
Bu bir oyuncak, bir doğum günü veya bir tatil olabilir.
17:39
And beginbaşla to buildinşa etmek to buildinşa etmek from the emotionduygu of that
286
1044000
3000
Bunun size verdiği duygudan yola çıkarak
17:42
into how that connectsbağlandığı with your life now.
287
1047000
3000
şimdiki hayatınıza bağlanma biçimine doğru yol alın.
17:45
And you'llEğer olacak find, you mayMayıs ayı changedeğişiklik jobsMeslekler --
288
1050000
3000
Göreceksiniz ki işinizi değiştirmeniz söz konusu olabilir;
17:48
whichhangi has happenedolmuş to a numbernumara people when I've had them do this --
289
1053000
3000
bunu yaptırdığım kişilerden bazıları oyunlarını
17:51
in ordersipariş to be more empoweredgüçlenmiş throughvasitasiyla theironların playoyun.
290
1056000
3000
kullanarak güçlenebilmek için bunu yaptı.
17:54
Or you'llEğer olacak be ableyapabilmek to enrichzenginleştirmek your life by prioritizingöncelik it
291
1059000
4000
Veya önceliğini artırarak ya da
17:58
and payingödeme yapan attentionDikkat to it.
292
1063000
2000
dikkatinizi ona vererek hayatınızı zenginleştirebileceksiniz.
18:00
MostÇoğu of us work with groupsgruplar, and I put this up because
293
1065000
3000
Çoğumuz bir grubun içinde çalışıyoruz; bunu buraya koymamın sebebi,
18:03
the d.schoolokul, the designdizayn schoolokul at StanfordStanford,
294
1068000
3000
David Kelley'nin ve daha birçok kişinin
18:06
thanksTeşekkürler to DavidDavid KelleyKelley and a lot of othersdiğerleri
295
1071000
3000
hayalperestliği sayesinde kurulabilmiş olan
18:09
who have been visionarydüşsel about its establishmentKuruluş,
296
1074000
3000
D okulu, yani, Stanford tasarım okulu,
18:12
has allowedizin a groupgrup of us to get togetherbirlikte
297
1077000
2000
bizim bir araya gelerek bir grup oluşturmamıza
18:14
and createyaratmak a coursekurs calleddenilen "From PlayOyun to InnovationYenilik."
298
1079000
4000
ve "Oyundan Yenilikçiliğe" adlı bir ders oluşturmamıza olanak tanıdı.
18:18
And you'llEğer olacak see this coursekurs is to investigateincelemek
299
1083000
3000
Göreceksiniz, bu ders, insanın, biraz kutup ayısı -kurt köpeğinin
18:21
the humaninsan statebelirtmek, bildirmek of playoyun, whichhangi is kindtür of like the polarkutup bear-huskyayı-husky statebelirtmek, bildirmek
300
1086000
4000
durumunu andıran oyun durumunu
18:25
and its importanceönem to creativeyaratıcı thinkingdüşünme:
301
1090000
2000
ve bunun yaratıcı düşünce açısından önemini incelemektedir.
18:27
"to explorekeşfetmek playoyun behaviordavranış, its developmentgelişme and its biologicalbiyolojik basistemel;
302
1092000
3000
Oyun davranışının, bunun gelişiminin ve biyolojik temelini araştırmak.
18:30
to applyuygulamak those principlesprensipler, throughvasitasiyla designdizayn thinkingdüşünme,
303
1095000
3000
Bu ilkeleri, tasarım düşüncesi aracılığıyla uygulamaya koymak,
18:33
to promotedesteklemek innovationyenilik in the corporatetüzel worldDünya;
304
1098000
2000
kurumsal dünyada yenilenmeyi teşvik etmek.
18:35
and the studentsöğrencilerin will work with real-worldgerçek dünya partnersortaklar
305
1100000
3000
Öğrenciler burada gerçek hayattan ortaklarla birlikte
18:38
on designdizayn projectsprojeler with widespreadyaygın applicationuygulama."
306
1103000
3000
geniş uygulama alanı bulan tasarım projeleri üzerinde çalışacaklar.
18:41
This is our maidenbakire voyageyolculuk in this.
307
1106000
2000
Bu bizim bu alanda ilk yolculuğumuz.
18:43
We're about two and a halfyarım, threeüç monthsay into it, and it's really been funeğlence.
308
1108000
4000
Başlayalı iki buçuk, üç ay oldu ve gerçekten çok eğlenceli gidiyor.
18:47
There is our starstar pupilöğrenci, this labradorLabrador,
309
1112000
3000
Bu Labrador bizim yıldız öğrencimiz;
18:50
who taughtöğretilen a lot of us what a statebelirtmek, bildirmek of playoyun is,
310
1115000
4000
bize oyun durumu hakkında çok şey öğretti.
18:54
and an extremelyson derece agedyaşlı and decrepitEli ayağı tutmaz professorprofesör in chargeşarj etmek there.
311
1119000
4000
Kendisi oldukça yaşlı, güçten düşmüş ve ipleri elinde tutan bir profesör.
18:58
And BrendanBrendan BoyleBoyle, RichZengin CrandallCrandall -- and on the faruzak right is, I think, a personkişi who
312
1123000
5000
Ve Brendan Boyle, Rich Crandall. Sağda, uzakta gördüğünüz ise
19:03
will be in cahootsişbirliği with GeorgeGeorge SmootSmoot for a NobelNobel PrizeÖdülü -- StuartStuart ThompsonThompson,
313
1128000
5000
George Smoot'la birlikte nörobilim alanında Nobel Ödülü'ne oynayacağını
19:08
in neurosciencenörobilim.
314
1133000
1000
düşündüğüm Stuart Thompson.
19:09
So we'vebiz ettik had BrendanBrendan, who'skim from IDEOIDEO,
315
1134000
2000
IDEO'dan Brendan ve biz
19:11
and the restdinlenme of us sittingoturma asidebir kenara and watchingseyretme these studentsöğrencilerin
316
1136000
4000
bir kenarda oturmuş, oyun ilkelerini sınıfta uygulamaya koymakta
19:15
as they put playoyun principlesprensipler into practiceuygulama in the classroomsınıf.
317
1140000
4000
olan bu öğrencileri izliyoruz.
19:21
And one of theironların projectsprojeler was to
318
1146000
4000
Projelerinden biri,
19:25
see what makesmarkaları meetingstoplantılar boringsıkıcı,
319
1150000
3000
toplantıları sıkıcı hâle getirenin ne olduğunu belirledikten sonra
19:28
and to try and do something about it.
320
1153000
3000
buna bir çare bulmaktı.
19:31
So what will followtakip et is a student-madeÖğrenci yapımı filmfilm
321
1156000
4000
Şimdi öğrencilerin yaptığı,
19:35
about just that.
322
1160000
3000
tam da bununla ilgili bir film izleyeceğiz.
19:38
NarratorEkran okuyucusu: FlowAkış is the mentalzihinsel statebelirtmek, bildirmek of apparitionhayalet
323
1163000
4000
Anlatıcı: Akış, kişinin kendini tamamen yaptığı şeye
19:42
in whichhangi the personkişi is fullytamamen immerseddalmış in what he or she is doing.
324
1167000
3000
kaptırdığında ortaya çıkan zihinsel durumdur.
19:45
CharacterizedKarakterize by a feelingduygu of energizedenerji verilmiş focusodak,
325
1170000
3000
Belirleyici özellikleri; kuvvetli odaklanma, ilgiyi tamamen yapılan işe verme ve
19:48
fulltam involvementilgi and successbaşarı in the processsüreç of the activityaktivite.
326
1173000
3000
yapılan şey süresince başarılı olmakdır.
19:55
An importantönemli keyanahtar insightIçgörü that we learnedbilgili about meetingstoplantılar
327
1180000
3000
Toplantılar hakkında kazandığımız çok önemli bir içgörü,
19:58
is that people packpaket them in one after anotherbir diğeri,
328
1183000
3000
art arda yapıldıklarında
20:01
disruptiveyıkıcı to the day.
329
1186000
2000
günü aksattıklarıdır.
20:03
AttendeesKatılımcı at meetingstoplantılar don't know when they'llacaklar get back to the taskgörev
330
1188000
3000
Toplantı katılımcıları, masalarında yarım bıraktıkları işe
20:06
that they left at theironların deskbüro.
331
1191000
2000
ne zaman devam edebileceklerini bilmemektedirler.
20:08
But it doesn't have to be that way.
332
1193000
3000
Ama bunun bu şekilde olması gerekmiyor.
20:11
(MusicMüzik)
333
1196000
53000
(Müzik)
21:04
Some sageadaçayı and repeatedlydefalarca furrykürklü monkskeşişler
334
1249000
3000
D. Okulu adı verilen bu yerdeki
21:07
at this placeyer calleddenilen the d.schoolokul
335
1252000
2000
bazı bilge ve kürklü diye bilinen keşişler
21:09
designedtasarlanmış a meetingtoplantı that you can literallyharfi harfine stepadım out of when it's over.
336
1254000
4000
bittiğinde gerçekten de çıkabileceğiniz bir toplantı tasarladılar.
21:14
Take the meetingtoplantı off, and have peaceBarış of mindus that you can come back to me.
337
1259000
4000
Toplantıyı üzerinizden çıkarın; ona geri dönebileceğinizi bilin, içiniz rahat olsun.
21:19
Because when you need it again,
338
1264000
2000
Çünkü yine toplantıya ihtiyaç duyduğunuzda
21:21
the meetingtoplantı is literallyharfi harfine hangingasılı in your closetdolap.
339
1266000
4000
onu dolabınızda asılı bulacaksınız.
21:27
The WearableTakılabilir MeetingToplantı.
340
1272000
2000
Giyilebilir Toplantı
21:29
Because when you put it on, you immediatelyhemen get everything you need
341
1274000
4000
Çünkü onu üzerinize giydiğinizde, eğlenceli, verimli ve işe yarar bir
21:33
to have a funeğlence and productiveüretken and usefulişe yarar meetingtoplantı.
342
1278000
3000
toplantı yapabilmek için ihtiyacınız her şeye bir anda kavuşuyorsunuz.
21:36
But when you take it off --
343
1281000
3000
Ama onu üzerinizden çıkardığınızda...
21:39
that's when the realgerçek actionaksiyon happensolur.
344
1284000
2000
İşte asıl o zaman harekete geçiliyor.
21:41
(MusicMüzik)
345
1286000
6000
(Müzik)
21:47
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
346
1292000
3000
(Kahkahalar) (Alkış)
21:50
StuartStuart BrownBrown: So I would encourageteşvik etmek you all
347
1295000
3000
Stuart Brown: Dolayısıyla, hepinizi
21:56
to engagetutmak
348
1301000
2000
oyuna
21:58
not in the work-playiş-oyun differentialdiferansiyel --
349
1303000
3000
ayrıca vakit ayırmanızı gerektirecek
22:01
where you setset asidebir kenara time to playoyun --
350
1306000
3000
bir iş-oyun diferansiyeliyle değil, hayatınızın
22:04
but where your life becomesolur infusedinfüzyon
351
1309000
3000
her dakikasını, her saatini
22:07
minutedakika by minutedakika, hoursaat by hoursaat,
352
1312000
4000
vücut oyunları,
22:11
with bodyvücut,
353
1316000
2000
nesne oyunları,
22:13
objectnesne,
354
1318000
2000
toplumsal oyunlar, fantezi oyunları, dönüştürücü oyun türleriyle
22:15
socialsosyal, fantasyfantezi, transformationaldönüşüm kindsçeşit of playoyun.
355
1320000
5000
doldurabileceğiniz bir şeyle uğraşmaya davet ediyorum.
22:20
And I think you'llEğer olacak have a better and more empoweredgüçlenmiş life.
356
1325000
4000
Sanıyorum, bu şekilde daha iyi ve daha güçlü olduğunuz bir hayatınız olacak.
22:24
Thank You.
357
1329000
2000
Teşekkür ederim.
22:26
(ApplauseAlkış)
358
1331000
7000
(Alkış)
22:33
JohnJohn HockenberryHockenberry: So it soundssesleri to me like what you're sayingsöz is that
359
1338000
3000
John Hockenberry: Dediklerinizi şöyle anladım:
22:36
there mayMayıs ayı be some temptationgünaha on the partBölüm of people to look at your work
360
1341000
4000
kendi pop-psikolojik anlayışım çerçevesinde böyle şeyler duyduğum için
22:40
and go --
361
1345000
2000
bunu söylüyorum, insanlar yaptığınız işe bakıp
22:42
I think I've heardduymuş this, in my kindtür of poppop psychologicalpsikolojik understandinganlayış of playoyun,
362
1347000
5000
hayvanların ve insanların
22:47
that somehowbir şekilde,
363
1352000
2000
oyunu ele alma biçimlerinin
22:49
the way animalshayvanlar and humansinsanlar dealanlaştık mı with playoyun,
364
1354000
3000
yetişkin hayatı faaliyetlerine yönelik
22:52
is that it's some sortçeşit of rehearsalprova for adultyetişkin activityaktivite.
365
1357000
3000
bir prova olduğunu düşünme eğiliminde olabilirler.
22:55
Your work seemsgörünüyor to suggestönermek that that is powerfullygüçlü bir şekilde wrongyanlış.
366
1360000
3000
Sizin yaptığınız çalışma bunun ciddi anlamda yanlış olduğu izlenimini veriyor.
22:58
SBSB: Yeah, I don't think that's accuratedoğru,
367
1363000
3000
SB: Evet, bunun isabetli bir ifade olduğunu düşünmüyorum,
23:01
and I think probablymuhtemelen because animalshayvanlar have taughtöğretilen us that.
368
1366000
3000
hayvanlar bize bunun doğru olmadığını öğretti bence.
23:04
If you stop a catkedi from playingoynama --
369
1369000
4000
Bir kedinin oyun oynamasını engellerseniz,
23:08
whichhangi you can do, and we'vebiz ettik all seengörüldü how catskediler batyarasa around stuffşey --
370
1373000
4000
ki bunu yapabilirsiniz, hepimiz kedilerin nasıl koşturup oynadıklarını biliriz,
23:12
they're just as good predatorsyırtıcı as they would be if they hadn'tolmasaydı playedOyunun.
371
1377000
5000
oyun oynamamış olsalar olacakları kadar avcı olurlar.
23:17
And if you imaginehayal etmek a kidçocuk
372
1382000
2000
King Kong,
23:19
pretendingdavranarak to be KingKral KongKong,
373
1384000
3000
rallici veya itfaiyeci
23:22
or a raceyarış cararaba driversürücü, or a firemanitfaiyeci,
374
1387000
3000
taklidi yapan bir çocuk gördüğünüzde
23:25
they don't all becomeolmak raceyarış cararaba driverssürücüleri or firemenitfaiyeciler, you know.
375
1390000
3000
bilirsiniz ki bu çocuklar her zaman rallici veya itfaiyeci olmuyorlar.
23:29
So there's a disconnectbağlantıyı kes betweenarasında preparationhazırlık for the futuregelecek --
376
1394000
5000
O yüzden de geleceğe hazırlıkla
23:34
whichhangi is what mostçoğu people are comfortablerahat in thinkingdüşünme about playoyun as --
377
1399000
3000
(ki bu çoğu kişinin oyunu böyle görerek rahat etmektedir)
23:37
and thinkingdüşünme of it as a separateayrı biologicalbiyolojik entityvarlık.
378
1402000
4000
onu ayru bir biyolojik varlık olarak görmek arasında bir bağlantısızlık var.
23:41
And this is where my chasingtakip animalshayvanlar for fourdört, fivebeş yearsyıl
379
1406000
5000
Dört, beş yıl boyunca hayvanları kovalamak
23:46
really changeddeğişmiş my perspectiveperspektif from a clinicianklinisyen to what I am now,
380
1411000
5000
klinisyenlikten gelen bakış açımın bugünkü hâline dönüşmesinde işte bu noktada çok önemli bir rol oynadı.
23:51
whichhangi is that playoyun has a biologicalbiyolojik placeyer,
381
1416000
4000
Bugünkü anki bakış açımla kast ettiğim, oyunun, tıpkı uyku ve rüyalar gibi
23:55
just like sleepuyku and dreamsrüyalar do.
382
1420000
3000
biyolojik bir yerinin olması.
23:58
And if you look at sleepuyku and dreamsrüyalar biologicallybiyolojik olarak,
383
1423000
5000
Uykuya ve rüyalara biyolojik açıdan bakacak olursanız,
24:03
animalshayvanlar sleepuyku and dreamrüya,
384
1428000
2000
hayvanlar uyur ve rüya görürler;
24:05
and they rehearseprova and they do some other things that help memorybellek
385
1430000
3000
prova yaparlar, hafızaya yardımcı olan başka şeyler yaparlar
24:08
and that are a very importantönemli partBölüm of sleepuyku and dreamsrüyalar.
386
1433000
3000
ve bunlar uykunun ve rüyaların çok önemli birer parçasıdır.
24:11
The nextSonraki stepadım of evolutionevrim in mammalsmemeliler and
387
1436000
3000
Memelilerin ve böylesine yüksek sayıda nöronu olan varlıkların
24:14
creaturesyaratıklar with divinelyilahi superfluousgereksiz neuronsnöronlar
388
1439000
4000
evrimindeki bir sonraki adım
24:18
will be to playoyun.
389
1443000
3000
oyun olacaktır.
24:21
And the factgerçek that the polarkutup bearayı and huskyHusky or magpieSaksağan and a bearayı
390
1446000
3000
Bir kutup ayısıyla bir kurt köpeğinin, bir saksağanla bir ayının
24:24
or you and I and our dogsköpekler can crossoverkarşıdan karşıya geçmek and have that experiencedeneyim
391
1449000
6000
ya da sizlerin ve benim ve köpeklerimizin bu geçişi gerçekleştirip bu deneyimi yaşayabiliyor olması
24:30
setskümeler playoyun asidebir kenara as something separateayrı.
392
1455000
3000
oyunu ayrı bir yere koymaktadır.
24:33
And its hugelyderece importantönemli in learningöğrenme and craftingişçiliği the brainbeyin.
393
1458000
4000
Ve bu, öğrenme ve beynin işlenmesi açısından çok büyük öneme sahiptir.
24:37
So it's not just something you do in your spareyedek time.
394
1462000
3000
Öyleyse, bu yalnız boş vakitlerinizde yaptığınız bir şey değildir.
24:40
JHJH: How do you keep -- and I know you're partBölüm of the scientificilmi researchAraştırma communitytoplum,
395
1465000
3000
JH: Bilim araştırmaları toplumunun bir parçası olduğunuzu ve diğer herkes gibi
24:43
and you have to justifyhaklı çıkarmak your existencevaroluş with grantshibe and proposalsöneriler like everyoneherkes elsebaşka --
396
1468000
5000
sizin de hibe ve teklifler alarak varlığınızı gerekçelendirmeniz gerektiğini biliyorum;
24:48
how do you preventönlemek --
397
1473000
2000
ve oluşturduğunuz verilerin bir kısmı, oluşturduğunuzu anlattığınız
24:50
and some of the dataveri that you've producedüretilmiş, the good scienceBilim that you're talkingkonuşma about you've producedüretilmiş, is hotSıcak to handlesap.
398
1475000
6000
iyi bilimin bir kısmı ele alması güç konular.
24:56
How do you preventönlemek eitherya the media'smedyanın interpretationyorumu of your work
399
1481000
4000
Medyanın işinizi veya bilim topluluğunun yaptığınız işin
25:00
or the scientificilmi community'stopluluk en interpretationyorumu of the implicationsetkileri of your work,
400
1485000
6000
sonuçlarını biraz o Mozart benzetmesini andıracak şekilde
25:06
kindtür of like the MozartMozart metaphormecaz,
401
1491000
3000
"MRIlar göstermiştir ki oyun zekanızı geliştirir. Öyleyse
25:09
where, "Oh, MRIsMRI showgöstermek
402
1494000
3000
Hadi o zaman, bu çocukları toplayayıp kafeslere dolduralım,
25:12
that playoyun enhancesgeliştirir your intelligencezeka.
403
1497000
3000
aylarca ara vermeksizin oynasınlar. Hepsi birer dahi olurlar, Harvard'a giderler."
25:15
Well, let's roundyuvarlak these kidsçocuklar up, put them in penskalemler
404
1500000
2000
şeklinde yorumlamalarını
25:17
and make them playoyun for monthsay at a time; they'llacaklar all be geniusesdahiler and go to HarvardHarvard."
405
1502000
4000
nasıl engelliyorsunuz?
25:21
How do you preventönlemek people from takingalma that sortçeşit of actionaksiyon
406
1506000
3000
İnsanların geliştirdiğiniz
25:24
on the dataveri that you're developinggelişen?
407
1509000
2000
verilerle ilgili olarak böyle şeyler yapmalarını nasıl engelliyorsunuz?
25:26
SBSB: Well, I think the only way I know to do it
408
1511000
3000
SB: Bunu yapmanın bildiğim tek yolu,
25:29
is to have accumulatedbirikmiş the advisersDanışmanlar that I have
409
1514000
3000
benimkiler gibi danışmanları bir araya getirmiş olmak:
25:32
who go from practitionersuygulayıcıları --
410
1517000
2000
doğaçlama oyunlarla, şaklabanlıkla veya artık her neyse onu kullanarak
25:34
who can establishkurmak throughvasitasiyla improvisationaldoğaçlama playoyun or clowningPalyaçoluk or whateverher neyse --
411
1519000
4000
bir oyun durumu oluşturabilecek,
25:38
a statebelirtmek, bildirmek of playoyun.
412
1523000
2000
oyunları uygulamaya koyan kişileri.
25:40
So people know that it's there.
413
1525000
2000
Bunun amacı insanların oyunun var olduğunu bilmelerini sağlamak.
25:42
And then you get an fMRIfMRI specialistuzman, and you get FrankFrank WilsonWilson,
414
1527000
4000
Sonra bir fMRI uzmanı bulacaksanız, Frank Wilson'ınız olacak
25:46
and you get other kindsçeşit of hardzor scientistsBilim adamları, includingdahil olmak üzere neuroendocrinologistsneuroendocrinologists.
415
1531000
5000
sonra, nöroendokrinoloji de dâhil olmak üzere başka ampirik bilim dallarıyla uğraşan bilimciler bulacaksınız.
25:51
And you get them into a groupgrup togetherbirlikte focusedodaklı on playoyun,
416
1536000
6000
Bu kişilerin hepsini oyun konusuna odaklanmış bir grup hâline getireceksiniz.
25:57
and it's prettygüzel hardzor not to take it seriouslycidden mi.
417
1542000
4000
Böyle yapınca bu işi ciddiye almamak epey zor oluyor.
26:01
UnfortunatelyNe yazık ki, that hasn'tdeğil sahiptir been donetamam sufficientlyyeteri kadar
418
1546000
3000
Ne yazık ki Ulusal Bilim Vakfı'nda, Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nde
26:04
for the NationalUlusal ScienceBilim FoundationVakfı, NationalUlusal InstituteEnstitüsü of MentalZihinsel HealthSağlık
419
1549000
3000
ya da başka yerlerde bu işe yeterince bu şekilde, yani ciddi,
26:07
or anybodykimse elsebaşka to really look at it in this way seriouslycidden mi.
420
1552000
3000
yaklaşılmadı.
26:10
I mean you don't hearduymak about anything that's like cancerkanser or heartkalp diseasehastalık
421
1555000
6000
Oyunla ilgili kanser veya kalp rahatsızlığıyla
26:16
associatedilişkili with playoyun.
422
1561000
2000
ilgili duyduklarımız gibi şeyler duymuyoruz.
26:18
And yethenüz I see it as something that's just as basictemel for survivalhayatta kalma -- long termterim --
423
1563000
5000
Öyle olsa da, ben uzun vadede hayatta kalabilme açısından oyunu
26:23
as learningöğrenme some of the basictemel things about publichalka açık healthsağlık.
424
1568000
4000
en az halk sağlığı hakkında bilgi edinmek kadar temel bir noktaya yerleştiriyoum.
26:27
JHJH: StuartStuart BrownBrown, thank you very much.
425
1572000
2000
JH: Size çok teşekkür ederiz Stuart Brown.
26:29
(ApplauseAlkış)
426
1574000
2000
(Alkış)
Translated by Asli Salarvan
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Stuart Brown - Play researcher, psychiatrist
Stuart Brown's research shows play is not just joyful and energizing -- it's deeply involved with human development and intelligence. Through the National Institute for Play, he's working to better understand its significance.

Why you should listen

Dr. Stuart Brown came to research play through research on murderers -- unlikely as that seems -- after he found a stunning common thread in killers' stories: lack of play in childhood. Since then, he's interviewed thousands of people to catalog their relationships with play, noting a strong correlation between success and playful activity. His book Play describes the impact play can have on one's life. 

With the support of the National Geographic Society and Jane Goodall, he has observed animal play in the wild, where he first concieved of play as an evolved behavior important for the well being -- and survival -- of animals, especially those of higher intelligence. Now, through his organization, the National Institute for Play, he hopes to expand the study of human play into a vital science -- and help people everywhere enjoy and participate in play throughout life.

More profile about the speaker
Stuart Brown | Speaker | TED.com