TEDGlobal 2005
Charles Leadbeater: The era of open innovation
Charles Leadbeater: Açık innovasyon çağı
Filmed:
Readability: 4.4
1,715,597 views
Bu ciddi ama sohbet havasındaki konuşmada, Charles Leadbeater inovasyonun artık sadece profesyoneller için olmadığı tartışmasını ortaya koyuyor. İstekli amatörler yeni araçları kullanarak şirketlerin yapamadığı ürün ve örnekler yaratıyorlar.
Charles Leadbeater - Innovation consultant
A researcher at the London think tank Demos, Charles Leadbeater was early to notice the rise of "amateur innovation" -- great ideas from outside the traditional walls, from people who suddenly have the tools to collaborate, innovate and make their expertise known. Full bio
A researcher at the London think tank Demos, Charles Leadbeater was early to notice the rise of "amateur innovation" -- great ideas from outside the traditional walls, from people who suddenly have the tools to collaborate, innovate and make their expertise known. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:25
What I'm going to do, in the spirit of collaborative creativity,
0
0
3000
Ortaklaşa yaratıcılık ruhuyla
yapacağım şey,
yapacağım şey,
00:28
is simply repeat many of the points
1
3000
3000
aslında benden önce konuşan üç kişinin
00:31
that the three people before me have already made,
2
6000
3000
söylediklerinin birçoğunun tekrarı olacak,
00:34
but do them --
3
9000
2000
ancak bunlar
00:36
this is called "creative collaboration;"
4
11000
2000
aslında ortaklaşa yaratıcılık denen
00:38
it's actually called "borrowing" --
5
13000
1000
gerçekte ödünç almaktır--
00:41
but do it through a particular perspective,
6
16000
2000
ama bunu özel bir bakış açısıyla yapıp
00:43
and that is to ask about the role of users and consumers
7
18000
3000
Jimmy ve diğerlerinin hakkında konuştuğu,
00:46
in this emerging world of
8
21000
2000
bu yeni ortaya çıkan
00:48
collaborative creativity
9
23000
2000
ortak yaratıcılık dünyasında
00:50
that Jimmy and others have talked about.
10
25000
3000
kullanıcı ve tüketicilerin
rolünü sormaktır.
rolünü sormaktır.
00:53
Let me just ask you, to start with,
11
28000
2000
İzninizle, şu basit soruyla
00:55
this simple question:
12
30000
2000
başlayayım:
00:57
who invented the mountain bike?
13
32000
2000
dağ bisikletini kim icat etti?
00:59
Because traditional economic theory would say,
14
34000
3000
Çünkü geleneksel ekonomik teori
muhtemelen derdi ki
muhtemelen derdi ki
01:02
well, the mountain bike was probably invented by some big bike corporation
15
37000
3000
dağ bisikletini muhtemelen
sürekli yeni projelerin çıktığı
sürekli yeni projelerin çıktığı
01:05
that had a big R&D lab
16
40000
2000
büyük bir ARGE
laboratuvarı bulunan
laboratuvarı bulunan
01:07
where they were thinking up new projects,
17
42000
2000
büyük bir bisiklet şirketi bulmuştur,
01:09
and it came out of there. It didn't come from there.
18
44000
3000
ancak öyle olmadı.
01:12
Another answer might be, well, it came from a sort of lone genius
19
47000
3000
Diğer bir yanıt, garajında yalnız
başına çalışan
başına çalışan
01:15
working in his garage, who,
20
50000
2000
değişik bisikletlerle çalıştıktan sonra
01:17
working away on different kinds of bikes, comes up
21
52000
2000
hafif bir bisiklet
01:19
with a bike out of thin air.
22
54000
2000
ile ortaya çıktı.
01:21
It didn't come from there. The mountain bike
23
56000
2000
Buradan gelmedi. Dağ bisikleti
01:23
came from users, came from young users,
24
58000
4000
kullanıcılardan geldi, Kuzey Carolina'dan
01:27
particularly a group in Northern California,
25
62000
2000
geleneksel bisikletler hani Eddy Merckx
01:29
who were frustrated with traditional racing bikes,
26
64000
3000
ya da büyük ağabeyinizin kullandığı
01:32
which were those sort of bikes that Eddy Merckx rode,
27
67000
3000
görkemli bisikletler tarafından hayal
kırıklığına
kırıklığına
01:35
or your big brother, and they're very glamorous.
28
70000
2000
uğratılan gençler tarafından bulundu.
01:37
But also frustrated with the bikes that your dad rode,
29
72000
3000
Ancak ayrıca babanızın bindiği
büyük gidonları olana bisikletler
büyük gidonları olana bisikletler
01:40
which sort of had big handlebars like that, and they were too heavy.
30
75000
3000
tarafından da hayal kırıklığına
uğramışlardı.
uğramışlardı.
01:43
So, they got the frames from these big bikes,
31
78000
2000
Böylece gövdesini bu büyük bisikletlerden
01:45
put them together with the gears from the racing bikes,
32
80000
3000
alarak yarış bisikleti
vitesleri koydular,
vitesleri koydular,
01:48
got the brakes from motorcycles,
33
83000
4000
frenlerini motosikletlerden aldılar ve
01:52
and sort of mixed and matched various ingredients.
34
87000
2000
başka bir çok malzemeyi karıştırdılar.
01:54
And for the first, I don't know, three to five years of their life,
35
89000
3000
İlk başlarda ilk 3-5 yılda
01:57
mountain bikes were known as "clunkers."
36
92000
2000
dağ biskletlerine
külüstürler deniliyordu.
külüstürler deniliyordu.
01:59
And they were just made in a community of bikers,
37
94000
3000
Bunlar sadece çoğunlukla Kuzey Kaliforniya
02:02
mainly in Northern California.
38
97000
2000
bisikletçilerinden
bir grupta yapıldı.
bir grupta yapıldı.
02:04
And then one of these companies that was importing parts
39
99000
3000
Sonra külüstürler için parça ithal eden
02:07
for the clunkers decided to set up in business,
40
102000
2000
firmalardan biri
02:09
start selling them to other people,
41
104000
2000
başka kişilere satmaya başladı ve
02:11
and gradually another company emerged out of that, Marin,
42
106000
3000
sonra başka bir firma çıktı, Marin,
02:14
and it probably was, I don't know,
43
109000
2000
bu emin değilim ama sanırım
02:16
10, maybe even 15, years,
44
111000
2000
büyük bisiklet firmalarının
02:18
before the big bike companies
45
113000
2000
bir pazar olduğunun farkına varmalarından
02:20
realized there was a market.
46
115000
2000
10-15 sene önceydi.
02:22
Thirty years later,
47
117000
2000
30 sene sonra, dağ bisikleti ve
02:24
mountain bike sales
48
119000
2000
dağ bisikleti ekipmanları satışı,
02:26
and mountain bike equipment
49
121000
2000
tüm bisiklet satışlarının
02:28
account for 65 percent of bike sales in America.
50
123000
2000
yüzde 65'ini oluşturuyordu.
02:30
That's 58 billion dollars.
51
125000
3000
Bu da 58 milyar dolar demekti.
02:33
This is a category entirely created by consumers
52
128000
3000
Bu kategori tamamıyla tüketiciler
02:36
that would not have been created by the mainstream bike market
53
131000
3000
tarafından yaratıldı çünkü
ana bisiklet üreticileri
ana bisiklet üreticileri
02:39
because they couldn't see the need,
54
134000
2000
bu ihtiyacı
02:41
the opportunity;
55
136000
2000
fırsatı göremediler;
02:43
they didn't have the incentive to innovate.
56
138000
3000
yaratmak için öncü olamadılar.
02:46
The one thing I think I disagree with
57
141000
2000
Yochai'nin sunumu ile ilgili olarak
02:48
about Yochai's presentation
58
143000
2000
sanırım katılmadığım bir şey
02:50
is when he said the Internet causes
59
145000
2000
internetin, yaratıcılığın
02:52
this distributive capacity for innovation to come alive.
60
147000
3000
dağıtımcı kapasitesini ortaya çıkardığını
söylediği zamandı.
söylediği zamandı.
02:55
It's when the Internet combines
61
150000
3000
Bu, internetin bu tarz tutkulu
02:58
with these kinds of passionate pro-am consumers --
62
153000
3000
bilgili, yarı-profesyonellerle
birleştirdiğindeydi
birleştirdiğindeydi
03:01
who are knowledgeable; they've got the incentive to innovate;
63
156000
3000
icat etmeye teşvik edilmişlerdi;
03:04
they've got the tools; they want to --
64
159000
2000
araçları vardı; istekliydiler--
03:06
that you get this kind of explosion
65
161000
2000
ki bu şekilde yaratıcı birliğin
03:08
of creative collaboration.
66
163000
3000
patlamasını elde edersiniz.
03:11
And out of that, you get the need for the kind of things
67
166000
3000
Bunun sonunda Jimmy'nin bahsettiği
03:14
that Jimmy was talking about, which is our new kinds of organization,
68
169000
3000
türden şeylerin ihtiyacını alırsınız,
yeni çeşit düzenlerimizin
yeni çeşit düzenlerimizin
03:17
or a better way to put it:
69
172000
2000
ya da daha iyi bir ifadeyle:
03:19
how do we organize ourselves without organizations?
70
174000
3000
Organizasyonlar olmadan
kendimizi nasıl organize ederiz?
kendimizi nasıl organize ederiz?
03:22
That's now possible; you don't need an organization to be organized,
71
177000
4000
Bu artık mümkün; organize olmak için
organizasyonlara ihtiyacınız yok,
organizasyonlara ihtiyacınız yok,
03:26
to achieve large and complex tasks,
72
181000
2000
yeni yazılımlar geliştirmek gibi
03:28
like innovating new software programs.
73
183000
3000
büyük ve karmaşık görevler için.
03:31
So this is a huge challenge
74
186000
3000
Bu yaratıcılığın geldiğini düşündüğümüz
03:34
to the way we think creativity comes about.
75
189000
3000
yol için büyük bir meydan okumadır.
03:38
The traditional view, still enshrined
76
193000
2000
Geleneksel görüş halen yücelterek
03:40
in much of the way that we think about creativity
77
195000
3000
bizim yaratıcılığı düşündüğümüz şekildeydi
03:43
-- in organizations, in government --
78
198000
2000
--organizasyonlarda, hükümette--
03:45
is that creativity is about special people:
79
200000
3000
yaratıcılık özel insanlara özgüdür:
03:48
wear baseball caps the wrong way round,
80
203000
2000
beyzbol şapkasını ters tak,
03:50
come to conferences like this, in special places,
81
205000
3000
konferanslara bu şekilde gel,
özel yerlerde,
özel yerlerde,
03:53
elite universities, R&D labs in the forests, water,
82
208000
4000
seçkin üniversitelerde,
ormanlarda, suda, ARGE laboratuvarlarında,
ormanlarda, suda, ARGE laboratuvarlarında,
03:58
maybe special rooms in companies painted funny colors,
83
213000
3000
belki şirketlerin komik boyalı odalarında
04:01
you know, bean bags, maybe the odd table-football table.
84
216000
3000
hani fasulye çuvalları ya da langırt
masası şeklinde masalarda.
masası şeklinde masalarda.
04:05
Special people, special places, think up special ideas,
85
220000
3000
Özel insanlar, özel yerlerde
özel fikirler düşünüyor,
özel fikirler düşünüyor,
04:08
then you have a pipeline that takes the ideas
86
223000
2000
sonra fikirleri pasif bir şekilde
04:10
down to the waiting consumers, who are passive.
87
225000
3000
bekleyen müşterilere taşıyan
bir hattınız oluyor.
bir hattınız oluyor.
04:14
They can say "yes" or "no" to the invention.
88
229000
2000
Buluşa ''evet'' ya da
''hayır'' diyebilen.
''hayır'' diyebilen.
04:16
That's the idea of creativity.
89
231000
2000
Bu yaratıcılık düşüncesidir.
04:18
What's the policy recommendation out of that
90
233000
2000
Buna göre, hükümette iseniz ya da
04:20
if you're in government, or you're running a large company?
91
235000
3000
büyük bir şirket yönetiyorsanız
kural ne olmalıdır?
kural ne olmalıdır?
04:24
More special people, more special places.
92
239000
3000
Daha özel insanlar, daha özel yerler.
04:27
Build creative clusters in cities;
93
242000
2000
Şehirlerde yaratıcı gruplar inşa et;
04:29
create more R&D parks, so on and so forth.
94
244000
3000
daha çok ARGE parkları yarat, vesaire.
04:32
Expand the pipeline down to the consumers.
95
247000
3000
Hattı müşterilere doğru genişlet.
04:35
Well this view, I think, is increasingly wrong.
96
250000
3000
Bu görüş, bana göre, fazlaca yanlış.
04:38
I think it's always been wrong,
97
253000
2000
Bence hep yanlıştı
04:40
because I think always creativity has been highly collaborative,
98
255000
3000
çünkü bence yaratıcılık
oldukça işbirliği demekti ve
oldukça işbirliği demekti ve
04:43
and it's probably been largely interactive.
99
258000
3000
muhtemelen de geniş
bir şekilde interaktifti.
bir şekilde interaktifti.
04:46
But it's increasingly wrong, and one of the reasons it's wrong
100
261000
3000
Ancak artarak yanlış olmaktaydı ve
nedeni de fikirlerin yine
nedeni de fikirlerin yine
04:49
is that the ideas are flowing back up the pipeline.
101
264000
3000
geldiği noktaya geri dönmesiydi.
04:52
The ideas are coming back from the consumers,
102
267000
2000
Bu fikirler müşterilerden geri gelir ve
04:54
and they're often ahead of the producers.
103
269000
3000
genellikle de üreticilerin
ilerisindedirler.
ilerisindedirler.
04:57
Why is that?
104
272000
2000
Neden?
04:59
Well, one issue
105
274000
3000
Bir nedeni
05:02
is that radical innovation,
106
277000
2000
radikal buluşlar
05:04
when you've got ideas that
107
279000
2000
büyük miktarda teknoloji ya da insanları
05:06
affect a large number of technologies or people,
108
281000
4000
etkileyen fikirleriniz olduğunda
05:10
have a great deal of uncertainty attached to them.
109
285000
2000
fazlaca belirsizlik de içermeleridir.
05:12
The payoffs to innovation are greatest
110
287000
2000
Belirsizliğin en fazla olduğu zamanlarda
05:14
where the uncertainty is highest.
111
289000
3000
buluşların ödülleri en büyüktür.
05:17
And when you get a radical innovation,
112
292000
2000
Radikal bir buluşunuz olduğunda,
05:19
it's often very uncertain how it can be applied.
113
294000
3000
nasıl kullanılacağı pek belirgin değildir.
05:22
The whole history of telephony
114
297000
2000
Telefonun tüm geçmişi
05:24
is a story of dealing with that uncertainty.
115
299000
4000
belirsizliklerle mücadelenin hikayesidir.
05:28
The very first landline telephones,
116
303000
2000
Mucitleri,
05:30
the inventors thought
117
305000
2000
sabit telefonların ilk başlarda
05:32
that they would be used for people to listen in
118
307000
2000
insaların West End tiyatrolarındaki
05:34
to live performances
119
309000
2000
canlı performansları dinlemeleri
05:36
from West End theaters.
120
311000
2000
için kullanılacağını düşünmüşlerdi.
05:38
When the mobile telephone companies invented SMS,
121
313000
3000
Cep telefonu firmaları SMS'i bulduğunda
05:41
they had no idea what it was for;
122
316000
2000
gençler tarafından
05:43
it was only when that technology got into the hands
123
318000
2000
kullanılmaya başlayana dek
05:45
of teenage users
124
320000
2000
ne işe yaracağına dair
05:47
that they invented the use.
125
322000
2000
hiçbir fikirleri yoktu.
05:49
So the more radical the innovation,
126
324000
3000
Yani buluş ne kadar radikal olursa
05:52
the more the uncertainty,
127
327000
2000
belirsizlik o kadar fazla olur
05:54
the more you need innovation in use
128
329000
2000
buluşu daha fazla kullanarak
05:56
to work out what a technology is for.
129
331000
3000
teknolojinin ne işe yaradığını
anlamanız gerekir.
anlamanız gerekir.
05:59
All of our patents, our entire approach
130
334000
3000
Tüm patentlerimiz, patentlere ve buluşlara
06:02
to patents and invention, is based on the idea
131
337000
3000
karşı tüm yaklaşımımız
06:05
that the inventor knows what the invention is for;
132
340000
3000
mucitlerin icat ettiklerinin
ne olduğunu, ne için olduğunu
ne olduğunu, ne için olduğunu
06:08
we can say what it's for.
133
343000
2000
bildikleri fikrine dayanıyordu.
06:10
More and more, the inventors of things
134
345000
2000
Gitgide, bir şeyler icat edenler
06:12
will not be able to say that in advance.
135
347000
2000
bunu önceden söyleyemeyecektir.
06:14
It will be worked out in use,
136
349000
2000
Kullanıcılarla ile birlikte
06:16
in collaboration with users.
137
351000
3000
kullanıldıkça ortaya çıkacaktır.
06:19
We like to think that invention is
138
354000
2000
İcadın bir tür yaradış anı
06:21
a sort of moment of creation:
139
356000
3000
olduğuna inanmak isteriz:
06:24
there is a moment of birth when someone comes up with an idea.
140
359000
3000
Biri fikirle geldiğinde bir
doğum gerçekleşir.
doğum gerçekleşir.
06:27
The truth is that most creativity
141
362000
3000
Gerçek şudur ki, yaratıcılığın çoğu
06:30
is cumulative and collaborative;
142
365000
2000
kümülatif ve ortaklaşadır;
06:32
like Wikipedia, it develops over a long period of time.
143
367000
4000
aynı uzun bir zaman zarfında
gelişen Wikipedia gibi.
gelişen Wikipedia gibi.
06:37
The second reason why users are more and more important
144
372000
3000
Kullanıcıların gittikçe daha çok
önem kazanmasının ikinci nedeni
önem kazanmasının ikinci nedeni
06:40
is that they are the source of big, disruptive innovations.
145
375000
4000
büyük ve yıkıcı buluşların
kaynağı olmalarıdır.
kaynağı olmalarıdır.
06:44
If you want to find the big new ideas,
146
379000
3000
Yeni, büyük fikirler bulmak istiyorsanız
06:47
it's often difficult to find them in mainstream markets,
147
382000
3000
ana pazarlarda, büyük organizasyonlarda
06:50
in big organizations.
148
385000
3000
bulmak genellikle zordur.
06:53
And just look inside large organizations
149
388000
2000
Sadece büyük organizasyonların
içine bakın,
içine bakın,
06:55
and you'll see why that is so.
150
390000
2000
neden böyle olduğunu anlayacaksınız.
06:57
So, you're in a big corporation.
151
392000
4000
Yani büyük bir organizasyondasınız.
07:01
You're obviously keen to go up the corporate ladder.
152
396000
3000
Doğal olarak şirket basamaklarını
çıkmaya heveslisiniz.
çıkmaya heveslisiniz.
07:04
Do you go into your board and say,
153
399000
2000
Yönetim Kurulu'na gidip
07:06
"Look, I've got a fantastic idea
154
401000
2000
''Bakın harika bir fikrim var
07:08
for an embryonic product
155
403000
2000
marjinal bir market için
07:10
in a marginal market,
156
405000
2000
sıradışı bir ürün,
07:12
with consumers we've never dealt with before,
157
407000
3000
daha önce hiç hitap
etmediğimiz müşteriler için
etmediğimiz müşteriler için
07:15
and I'm not sure it's going to have a big payoff, but it could be really, really big in the future?"
158
410000
3000
sonucunu hemen alamayabiliriz ama
gelecekte çok büyük olabilir?
gelecekte çok büyük olabilir?
07:18
No, what you do, is you go in and you say,
159
413000
3000
Hayır, yapacağınız gidip
07:21
"I've got a fantastic idea for an incremental innovation
160
416000
3000
''Sıradışı bir buluş için
halihazırdaki kanallar aracılığıyla
halihazırdaki kanallar aracılığıyla
07:24
to an existing product we sell through existing channels
161
419000
3000
mevcut müşterilere yönelik
satışa sunacağımız
satışa sunacağımız
07:27
to existing users, and I can guarantee
162
422000
2000
harika bir sıradışı ürün teklifim var ve
07:29
you get this much return out of it over the next three years."
163
424000
4000
üç yıl içinde geridönüşünü
garanti edebilirim.''
garanti edebilirim.''
07:33
Big corporations have an in-built tendency
164
428000
2000
Büyük şirketlerin geçmiş başarıları
07:35
to reinforce past success.
165
430000
2000
takviye etme eğilimi vardır.
07:37
They've got so much sunk in it
166
432000
2000
O kadar buna gömülmüşlerdir ki
07:39
that it's very difficult for them to spot
167
434000
3000
yeni gelişen pazarları
farketmeleri çok zordur.
farketmeleri çok zordur.
07:42
emerging new markets. Emerging new markets, then,
168
437000
3000
Yeni pazarlarda bu durumda
07:45
are the breeding grounds for passionate users.
169
440000
3000
tutkulu kullanıcıları besleyen alanlardır.
07:48
Best example:
170
443000
2000
En iyi örnek:
07:50
who in the music industry,
171
445000
2000
Müzik endüstrisinden
07:52
30 years ago, would have said,
172
447000
3000
30 yıl önce densin ki,
07:55
"Yes, let's invent a musical form
173
450000
3000
''Hadi öyle bir müzik yapalım ki
07:58
which is all about dispossessed black men
174
453000
3000
yolsuk mahallelerde yaşayan dışlanmış
08:01
in ghettos expressing their frustration
175
456000
2000
siyahlerin hayal kırıklığını
08:03
with the world through a form of music
176
458000
2000
dünyaya bir çok insanın dinlemede
08:05
that many people find initially quite difficult to listen to.
177
460000
3000
zorlanacağı bir müzikle anlatsın.
08:08
That sounds like a winner; we'll go with it."
178
463000
3000
Harika bir fikir hemen yapalım''
08:11
(Laughter).
179
466000
1000
(Gülüşmeler)
08:12
So what happens? Rap music is created by the users.
180
467000
3000
Sonuçta ne oldu? Rap müzik
kullanıcıları tarafından bulundu.
kullanıcıları tarafından bulundu.
08:15
They do it on their own tapes, with their own recording equipment;
181
470000
3000
Kendi bantları ve kayıt
cihazları ile yaptılar,
cihazları ile yaptılar,
08:18
they distribute it themselves.
182
473000
1000
kendileri dağıttılar.
08:19
30 years later,
183
474000
2000
30 yıl sonra,
08:21
rap music is the dominant musical form of popular culture --
184
476000
3000
rap popüler kültürün
baskın bir müzik türü
baskın bir müzik türü
08:24
would never have come from the big companies.
185
479000
2000
asla büyük firmalardan ortaya çıkmazdı.
08:26
Had to start -- this is the third point --
186
481000
3000
Bu yarı profesyoneller ile
08:29
with these pro-ams.
187
484000
2000
başlamak zorundaydı-- bu üçüncü noktadır--
08:31
This is the phrase that I've used in
188
486000
2000
Bu Londra'da Demos olarak adlandırılan
08:33
some stuff which I've done
189
488000
2000
düşünce havuzunda yaptığım bazı şeylerde
08:35
with a think tank in London called Demos,
190
490000
2000
kullandığım ifade idi,
08:37
where we've been looking at these people who are amateurs --
191
492000
3000
bu amatör olarak adlandırdığımız kişilere
08:40
i.e., they do it for the love of it --
192
495000
3000
yani sadece sevdikleri için yapan
08:43
but they want to do it to very high standards.
193
498000
2000
ama çok yüksek standartta yapan kişilere
08:45
And across a whole range of fields --
194
500000
2000
Tüm farkli alanlarda
08:47
from software, astronomy,
195
502000
4000
yazılımdan astronomiye,
08:51
natural sciences,
196
506000
2000
doğal bilimlere,
08:53
vast areas of leisure and culture
197
508000
2000
uçurtma sörfü vs. gibi
08:55
like kite-surfing, so on and so forth --
198
510000
3000
eğlence ve kültürün farklı alanlarında
08:58
you find people who want to do things because they love it,
199
513000
4000
sadece sevdikleri için yapan insanlar ama
09:02
but they want to do these things to very high standards.
200
517000
3000
gerçekten yüksek standartta
yapmak isteyenlere rastlarsınız.
yapmak isteyenlere rastlarsınız.
09:05
They work at their leisure, if you like.
201
520000
2000
İsterseniz boş zamanlarında çalışırlar.
09:07
They take their leisure very seriously:
202
522000
2000
Boş zamanları çok ciddiye alırlar:
09:09
they acquire skills; they invest time;
203
524000
3000
yeni beceriler edinirler, zaman ayırırlar,
09:12
they use technology that's getting cheaper -- it's not just the Internet:
204
527000
3000
giderek ucuzlayan teknolojiyi kullanırlar,
09:15
cameras, design technology,
205
530000
3000
sadece internet değil:
kameralar, dizayn teknolojisi
kameralar, dizayn teknolojisi
09:18
leisure technology, surfboards, so on and so forth.
206
533000
3000
dinlence teknolojisi, sörf tahtaları vs.
09:21
Largely through globalization,
207
536000
2000
Globalleşme sayesinde
09:23
a lot of this equipment has got a lot cheaper.
208
538000
3000
bu ekipmanlar ucuzlaşıyor.
09:26
More knowledgeable consumers, more educated,
209
541000
3000
Daha bilgili, daha eğitimli tüketiciler,
09:29
more able to connect with one another,
210
544000
2000
birbirleriyle daha fazla bağlanabilen
09:31
more able to do things together.
211
546000
2000
beraber daha çok şeyler yapabilen.
09:33
Consumption, in that sense, is an expression
212
548000
2000
Tüketim, bu anlamda üretici
09:35
of their productive potential.
213
550000
2000
potansiyellerinin ifadesidir.
09:37
Why, we found, people were interested in this,
214
552000
4000
İnsanların bununla ilgilenme nedeni
09:41
is that at work they don't feel very expressed.
215
556000
3000
işte kendilerini ifade ettiklerini
düşünmeyişleridir.
düşünmeyişleridir.
09:44
They don't feel as if they're doing something that really matters to them,
216
559000
3000
Yaptıklarının kendileri için
önemli görmedikleriden
önemli görmedikleriden
09:47
so they pick up these kinds of activities.
217
562000
3000
bu tip aktiviteleri seçmektediler.
09:50
This has huge organizational implications
218
565000
2000
Bu hayatın bir çok alanında
09:52
for very large areas of life.
219
567000
2000
önemli organizasyonel etkilere sahiptir.
09:54
Take astronomy as an example,
220
569000
3000
Örnek olarak Yochai'nin bahsettiği
09:57
which Yochai has already mentioned.
221
572000
2000
astronomiyi düşünün.
10:00
Twenty years ago, 30 years ago,
222
575000
2000
20 yıl , 30 yıl önce
10:02
only big professional astronomers
223
577000
3000
sadece büyük astronomlar
10:05
with very big telescopes could see far into space.
224
580000
4000
çok büyük teleskoplarla uzayın
derinliklerini görebilirlerdi.
derinliklerini görebilirlerdi.
10:09
And there's a big telescope in Northern England called Jodrell Bank,
225
584000
3000
Ben çocukken Kuzey İngiltere'de
Jodrell bank denilen
Jodrell bank denilen
10:12
and when I was a kid, it was amazing,
226
587000
2000
büyük bir teleskop vardı.
10:14
because the moon shots would take off, and this thing would move on rails.
227
589000
3000
Raylar üzerinde hareket edebilir
ay çekimleri yapabilirdi.
ay çekimleri yapabilirdi.
10:17
And it was huge -- it was absolutely enormous.
228
592000
3000
Çok büyüktü, kesinlikle muazzamdı.
10:20
Now, six
229
595000
3000
Şimdilerde bir nevi açık kaynak olan
10:23
amateur astronomers, working with the Internet,
230
598000
2000
Dobsonian dijital teleskoplarıyla
10:25
with Dobsonian digital telescopes --
231
600000
2000
bazı ışık kaynaklarıyla
10:27
which are pretty much open source --
232
602000
3000
internette çalışan
10:30
with some light sensors
233
605000
2000
6 amatör astronom
10:32
developed over the last 10 years, the Internet --
234
607000
2000
30 yıl önce sadece Jodrell Bank'ın
10:34
they can do what Jodrell Bank could only do 30 years ago.
235
609000
4000
yapabildiğini 10 yılda geliştirdiler.
10:38
So here in astronomy, you have this vast explosion
236
613000
3000
Böylece, burada astronomide,
yeni üretken kaynakların
yeni üretken kaynakların
10:41
of new productive resources.
237
616000
2000
büyük patlamasını yaşarsınız.
10:43
The users can be producers.
238
618000
3000
Kullanıcılar üreticiler olabilir.
10:46
What does this mean, then, for our
239
621000
2000
Bunun organizasyonel manzaramız için
10:48
organizational landscape?
240
623000
2000
anlamı nedir?
10:50
Well, just imagine a world,
241
625000
2000
Bir an için iki kampa bölünmüş
10:52
for the moment, divided into two camps.
242
627000
4000
bir dünya düşünün.
10:56
Over here, you've got the old, traditional corporate model:
243
631000
3000
Burada eski, geleneksel şirket modeliniz:
10:59
special people, special places;
244
634000
2000
özel insanlar, özel mekanlar;
11:01
patent it, push it down the pipeline
245
636000
2000
patenti al, piyasaya
11:03
to largely waiting, passive consumers.
246
638000
3000
genellikle bekleyen pasif müşteriler sun.
11:06
Over here, let's imagine we've got
247
641000
2000
Burada da farz edelim ki
11:08
Wikipedia, Linux, and beyond -- open source.
248
643000
4000
Wikipedia, Linux ve ötesi--açık kaynak.
11:12
This is open; this is closed.
249
647000
2000
Bu açık; bu kapalı.
11:14
This is new; this is traditional.
250
649000
2000
Bu yeni; bu geleneksel.
11:16
Well, the first thing you can say, I think with certainty,
251
651000
3000
Evet ilk söyleyebileceğiniz sanırım, kesin
11:19
is what Yochai has said already --
252
654000
2000
Yochai'nin söylediğidir--
11:21
is there is a great big struggle
253
656000
2000
bu iki organizasyonel form arasında
11:23
between those two organizational forms.
254
658000
2000
büyük muhteşem bir mücadele olduğudur.
11:25
These people over there will do everything they can
255
660000
3000
Buradaki insanlar bu tarz
organizasyonel başarıları
organizasyonel başarıları
11:28
to stop these kinds of organizations succeeding,
256
663000
3000
durdurmak için ellerinden geleni yaparlar
11:31
because they're threatened by them.
257
666000
2000
çünkü onlar tarafından tehdit edilirler.
11:33
And so the debates about
258
668000
3000
Yani bütün telif, dijital hak vb.
11:36
copyright, digital rights, so on and so forth --
259
671000
4000
hakkındaki tartışmalar
11:40
these are all about trying to stifle, in my view,
260
675000
3000
bana göre tamamıyla
11:43
these kinds of organizations.
261
678000
2000
bu tür organizasyonları bastırmak içindir.
11:45
What we're seeing is a complete corruption
262
680000
3000
Gördüğümüz telif hakları ve
11:48
of the idea of patents and copyright.
263
683000
2000
patent fikrinin yozlaşmasıdır.
11:50
Meant to be a way to incentivize invention,
264
685000
4000
Buluşu teşvik yolu olarak
11:54
meant to be a way to orchestrate the dissemination of knowledge,
265
689000
3000
bilginin yayılmasını yöneterek
11:57
they are increasingly being used by large companies
266
692000
3000
büyük şirketler tarafından
12:00
to create thickets of patents
267
695000
2000
buluşları önlemek için
12:02
to prevent innovation taking place.
268
697000
2000
patent kalabalığı yaratmaktır.
12:04
Let me just give you two examples.
269
699000
3000
İki örnek vereyim.
12:07
The first is: imagine yourself going to a venture capitalist
270
702000
3000
İlki: Bir yatırımcıya gidip diyin ki
12:10
and saying, "I've got a fantastic idea.
271
705000
2000
''Muhteşem bir fikrim'var.
12:12
I've invented this brilliant new program
272
707000
3000
Microsoft Outlook'dan çok çok daha iyi
12:15
that is much, much better than Microsoft Outlook."
273
710000
3000
bu harika programı buldum.''
12:19
Which venture capitalist in their right mind is going to give you any money to set up a venture
274
714000
4000
Hangi girişimci yatırımcı size para verip
12:23
competing with Microsoft, with Microsoft Outlook? No one.
275
718000
3000
Microsoft ile rekabete girer? Hiçbiri.
12:26
That is why the competition with Microsoft is bound to come --
276
721000
3000
Bu nedenledir ki Microsoft ile rekabet
12:29
will only come --
277
724000
2000
ancak
12:31
from an open-source kind of project.
278
726000
2000
açık kaynaklı bir projeden gelecektir.
12:33
So, there is a huge competitive argument
279
728000
2000
Açık kaynak ve tüketici kaynaklı icatlar
12:35
about sustaining the capacity
280
730000
2000
için büyük bir rekabetçi tartışma vardır
12:37
for open-source and consumer-driven innovation,
281
732000
3000
çünkü bu tekele karşı
12:40
because it's one of the greatest
282
735000
2000
en büyük
12:42
competitive levers against monopoly.
283
737000
3000
rekabetçi araçlardan biridir.
12:45
There'll be huge professional arguments as well.
284
740000
3000
Büyük profesyonel
tartışmalar da olacaktır.
tartışmalar da olacaktır.
12:48
Because the professionals, over here
285
743000
2000
Çünkü bu kapalı organizasyonlardaki
12:50
in these closed organizations --
286
745000
2000
profesyoneller
12:52
they might be academics; they might be programmers;
287
747000
2000
belki akademisyenler; belki programcılar;
12:54
they might be doctors; they might be journalists --
288
749000
3000
belki doktorlar; belki gazeteciler
12:57
my former profession --
289
752000
2000
--benim eski mesleğim--derler ki
12:59
say, "No, no -- you can't trust these people over here."
290
754000
2000
''Hayır, hayır--bu insanlara
güvenebilirsiniz.''
güvenebilirsiniz.''
13:03
When I started in journalism --
291
758000
2000
Gazeteciliğe başladığımda
13:05
Financial Times, 20 years ago --
292
760000
3000
--20 yıl önce Finacial Times'da--
13:09
it was very, very exciting
293
764000
2000
birini gazeteyi okurken görmek
13:11
to see someone reading the newspaper.
294
766000
2000
çok heyecan vericiydi.
13:13
And you'd kind of look over their shoulder on the Tube
295
768000
2000
Metro'da giderken birinin omzundan
13:15
to see if they were reading your article.
296
770000
3000
sizin makalenizi mi okuyorlar
diye bakmak isterdinız.
diye bakmak isterdinız.
13:18
Usually they were reading the share prices,
297
773000
2000
Genellikle hisse fiyatlarını okurlardı
13:20
and the bit of the paper with your article on
298
775000
2000
sizin makalenizin olduğu parça
13:22
was on the floor, or something like that,
299
777000
2000
yerdedir ya da onun gibi birşey
13:24
and you know, "For heaven's sake, what are they doing!
300
779000
2000
siz de ''Allah aşkına
ne yapıyor bunlar'!
ne yapıyor bunlar'!
13:26
They're not reading my brilliant article!"
301
781000
3000
Benim harika makalemi okumuyorlar!''
13:29
And we allowed users, readers,
302
784000
3000
Kullanıcılara, okurlara gazetede
13:32
two places where they could contribute to the paper:
303
787000
2000
iki yerde katkıda bulunma imkanı sağladık:
13:34
the letters page, where they could write a letter in,
304
789000
3000
mektup yazabilecekleri sayfada
13:37
and we would condescend to them, cut it in half,
305
792000
2000
kısaltıp, yarıya düşürüp
13:39
and print it three days later.
306
794000
2000
üç gün sonra basardık.
13:41
Or the op-ed page, where if they knew the editor --
307
796000
2000
Ya da eğer editörü tanıyorlarsa --
13:43
had been to school with him, slept with his wife --
308
798000
2000
aynı okula gitmişlerse,
eşiyle yatmışlarsa--
eşiyle yatmışlarsa--
13:45
they could write an article for the op-ed page.
309
800000
3000
serbest kürsü sayfasında yazabilirlerdi.
13:48
Those were the two places.
310
803000
2000
Bunlar iki yerdi.
13:50
Shock, horror: now, the readers want to be writers and publishers.
311
805000
4000
Şok, dehşet: artık okurlar
yazar ve yayıncı olmak istiyor.
yazar ve yayıncı olmak istiyor.
13:54
That's not their role; they're supposed to read what we write.
312
809000
3000
Onların görevi bu değil;
onların görevi yazdıklarımızı okumak.
onların görevi yazdıklarımızı okumak.
13:57
But they don't want to be journalists. The journalists think
313
812000
2000
Blogerların gazeteci
13:59
that the bloggers want to be journalists;
314
814000
2000
olmak istediğini düşünseler de
14:01
they don't want to be journalists; they just want to have a voice.
315
816000
2000
onların tek istediği seslerini duyurmak.
14:03
They want to, as Jimmy said, they want to have a dialogue, a conversation.
316
818000
3000
Jimmy'nin de dediği gibi
diyalog istiyorlar, konuşma istiyorlar.
diyalog istiyorlar, konuşma istiyorlar.
14:06
They want to be part of that flow of information.
317
821000
4000
Bilgi akışının bir parçası
olmak istiyorlar.
olmak istiyorlar.
14:10
What's happening there is that the whole domain
318
825000
2000
Orada olan tüm yaratıcılık
14:12
of creativity is expanding.
319
827000
2000
alanının genişlemesiydi.
14:14
So, there's going to be a tremendous struggle.
320
829000
3000
Muazzam bir mücadele olacak.
14:17
But, also, there's going to be tremendous movement
321
832000
3000
Ancak aynı zamanda açıktan kapalıya
14:20
from the open to the closed.
322
835000
3000
muazzam bir hareket de olacak.
14:23
What you'll see, I think, is two things that are critical,
323
838000
3000
Sanırım göreceğiniz kritik olan iki şey,
14:26
and these, I think, are two challenges
324
841000
2000
ve bunlar, sanırım, açık hareketin
14:28
for the open movement.
325
843000
2000
iki ana engelidir.
14:30
The first is:
326
845000
2000
İlki:
14:32
can we really survive on volunteers?
327
847000
3000
gönüllülerle hayatta kalabilecek miyiz?
14:35
If this is so critical,
328
850000
2000
Bu çok kritikse,
14:37
do we not need it funded, organized, supported
329
852000
3000
bunu daha iyi bir şekilde
fonlamamız, organize etmemiz
fonlamamız, organize etmemiz
14:40
in much more structured ways?
330
855000
2000
desteklememiz gerekmez mi?
14:42
I think the idea of creating the Red Cross
331
857000
2000
Kızıl Haç'ın bilgi için yaratılma
14:44
for information and knowledge is a fantastic idea,
332
859000
3000
düşüncesi harika bir fikirdir,
14:47
but can we really organize that, just on volunteers?
333
862000
4000
ancak bunu sadece gönüllülerle
organize edebilir miyiz?
organize edebilir miyiz?
14:51
What kind of changes do we need in public policy
334
866000
2000
Bunun için sosyal politika ve fonlarda
14:53
and funding to make that possible?
335
868000
2000
neleri değiştirmemiz gerekir?
14:55
What's the role of the BBC,
336
870000
2000
Mesela bu dünyada
14:57
for instance, in that world?
337
872000
2000
BBC'nin görevi nedir?
14:59
What should be the role of public policy?
338
874000
2000
Kamu politikalarının rolü ne olmalıdır?
15:01
And finally, what I think you will see
339
876000
3000
Sonuçta sanırım göreceksiniz ki
15:04
is the intelligent, closed organizations
340
879000
3000
zeki, kapalı organizasyonlar
15:07
moving increasingly in the open direction.
341
882000
3000
hızla kapalı yönünde ilerliyorlar.
15:10
So it's not going to be a contest between two camps,
342
885000
3000
Yani bu iki kamp arasında
bir yarış olmayacak,
bir yarış olmayacak,
15:13
but, in between them, you'll find all sorts of interesting places
343
888000
3000
ancak ikisinin arasında
insanların işgal edeceği
insanların işgal edeceği
15:16
that people will occupy.
344
891000
2000
her türden ilginç yerler bulacaksınız.
15:18
New organizational models coming about,
345
893000
3000
Yeni organizasyon modeller açık ve
15:21
mixing closed and open in tricky ways.
346
896000
3000
kapalıyı kurnazca karıştıracaklar.
15:24
It won't be so clear-cut; it won't be Microsoft versus Linux --
347
899000
4000
Çok belirgin olmayacak;
Microsoft Linux'a karşı gibi olmayacak--
Microsoft Linux'a karşı gibi olmayacak--
15:28
there'll be all sorts of things in between.
348
903000
2000
Her türlü şey arada olacak.
15:30
And those organizational models, it turns out,
349
905000
2000
Anlaşıldı ki bu organizasyonlar
15:32
are incredibly powerful,
350
907000
2000
inanılmaz güçlü ve
15:34
and the people who can understand them
351
909000
2000
onları anlayabilenler
15:36
will be very, very successful.
352
911000
2000
çok çok güçlü olacaklar.
15:38
Let me just give you one final example
353
913000
3000
Bunun ne anlama geldiği
15:41
of what that means.
354
916000
2000
ile ilgili bir örnek vereyim.
15:43
I was in Shanghai,
355
918000
2000
Şanghay'daydım,
15:45
in an office block
356
920000
2000
beş yıl önce bir pirinç tarlası olan--
15:47
built on what was a rice paddy five years ago --
357
922000
3000
Son 10 yılda Şanghay'da inşa edilen
15:50
one of the 2,500 skyscrapers
358
925000
3000
2500 gökdelenden birinde
15:53
they've built in Shanghai in the last 10 years.
359
928000
3000
bir ofis binasındaydım.
15:56
And I was having dinner with this guy called Timothy Chan.
360
931000
3000
Timothy Chan isimli bey ile
akşam yemeğindeydim.
akşam yemeğindeydim.
15:59
Timothy Chan set up an Internet business
361
934000
2000
Timothy Chan 2000 yılında
16:01
in 2000.
362
936000
2000
Internet şirketi kurmuştu.
16:03
Didn't go into the Internet, kept his money,
363
938000
3000
Internete girmeden parasını saklayarak
16:06
decided to go into computer games.
364
941000
2000
bilgisayar oyunlarına girmeye karar verdi.
16:08
He runs a company called Shanda,
365
943000
3000
Çin'de en büyük bilgisayar oyunları
16:11
which is the largest computer games company in China.
366
946000
4000
şirketi olan Shanda'yı yönetiyordu.
16:15
Nine thousand servers all over China,
367
950000
3000
Tüm Çin'de dokuzbin sunucu,
16:18
has 250 million subscribers.
368
953000
4000
250 milyon üye.
16:22
At any one time, there are four million people playing one of his games.
369
957000
4000
Her an oyunlarından birini
oynayan dört milyon kişi var.
oynayan dört milyon kişi var.
16:27
How many people does he employ
370
962000
2000
Bu kadar nüfüsa hizmet etmek için
16:29
to service that population?
371
964000
3000
kaç personel çalışıyor?
16:32
500 people.
372
967000
2000
500 kişi.
16:34
Well, how can he service
373
969000
2000
Pekiyi 250 milyon kişiye
16:36
250 million people from 500 employees?
374
971000
3000
500 personelle nasıl hizmet verebilir?
16:39
Because basically, he doesn't service them.
375
974000
2000
Çünkü aslında onlara hizmet vermiyor.
16:41
He gives them a platform;
376
976000
2000
Onlara bir platform veriyor;
16:43
he gives them some rules; he gives them the tools
377
978000
3000
bazı kurallar koyuyor; araçlar veriyor ve
16:46
and then he kind of orchestrates the conversation;
378
981000
3000
sonra konuşmaları
orkestra şefi gibi yönetiyor;
orkestra şefi gibi yönetiyor;
16:49
he orchestrates the action.
379
984000
2000
hareketleri orkestra şefi
gibi yönetiyor.
gibi yönetiyor.
16:51
But actually, a lot of the content
380
986000
2000
Ancak aslında içeriğin çoğu
16:53
is created by the users themselves.
381
988000
3000
kullanıcılar tarafından yaratılıyor.
16:56
And it creates a kind of stickiness
382
991000
2000
Bu da şirket ve toplum arasında
16:58
between the community and the company
383
993000
2000
çok çok kuvvetli
17:00
which is really, really powerful.
384
995000
2000
bir bağ kuruyor
17:02
The best measure of that: so you go into one of his games,
385
997000
3000
Bunun en iyi göstergesi:
oyunlarından birine giriyor,
oyunlarından birine giriyor,
17:05
you create a character
386
1000000
2000
oyun içerisinde gelişirdiğiniz
17:07
that you develop in the course of the game.
387
1002000
2000
bir karakter yaratıyorsunuz.
17:09
If, for some reason, your credit card bounces,
388
1004000
3000
Eğer bir nedenden
kredi kartınızda bir sorun olursa
kredi kartınızda bir sorun olursa
17:12
or there's some other problem,
389
1007000
2000
ya da başka bir problem olursa
17:14
you lose your character.
390
1009000
2000
karakteri kaybediyorsunuz.
17:16
You've got two options.
391
1011000
2000
İki seçeneğiniz var.
17:18
One option: you can create a new character,
392
1013000
3000
Birinci seçenek: sıfırdan yenibir
karakter yaratabilirsiniz
karakter yaratabilirsiniz
17:21
right from scratch, but with none of the history of your player.
393
1016000
3000
ancak oyuncunuzun hiçbir geçmişi olmaz.
17:24
That costs about 100 dollars.
394
1019000
2000
Bu yaklaşık 100 dolara malolur.
17:26
Or you can get on a plane, fly to Shanghai,
395
1021000
3000
Ya da uçağa binip Şanghay'a gider,
17:29
queue up outside Shanda's offices --
396
1024000
3000
--yaklaşık 600-700 dolara malolur,
17:32
cost probably 600, 700 dollars --
397
1027000
4000
Shanda'nın ofisinin önündeki
kuyruğa girer ve
kuyruğa girer ve
17:36
and reclaim your character, get your history back.
398
1031000
3000
karakterinizi geri ister ve
geçmişini geri alırsınız.
geçmişini geri alırsınız.
17:39
Every morning, there are 600 people queuing
399
1034000
2000
Her sabah ofislerinin önünde
17:41
outside their offices
400
1036000
2000
600 kişi kuyruğa girip
17:43
to reclaim these characters. (Laughter)
401
1038000
2000
karakterlerini geri
istiyorlar. (Gülüşmeler)
istiyorlar. (Gülüşmeler)
17:45
So this is about companies built on communities,
402
1040000
3000
Bu topluluklar üzerine
kurulmuş şirketlerle ilgilidir.
kurulmuş şirketlerle ilgilidir.
17:48
that provide communities with tools,
403
1043000
3000
topluluklara paylaşabilecekleri
17:51
resources, platforms in which they can share.
404
1046000
2000
araçlar, platformlar, kaynaklar sağlarlar.
17:53
He's not open source,
405
1048000
2000
Açık kaynak değildir,
17:55
but it's very, very powerful.
406
1050000
2000
ancak çok çok güçlüdür.
17:57
So here is one of the challenges, I think,
407
1052000
3000
Sanırım bu benim gibi
18:00
for people like me, who
408
1055000
2000
devlet ile çok iş yapanların
18:02
do a lot of work with government.
409
1057000
3000
en büyük engellerinden biri.
18:05
If you're a games company,
410
1060000
3000
Eğer bir oyun şirketiyseniz ve
18:08
and you've got a million players in your game,
411
1063000
3000
oyununuzda milyonlarca oyuncu varsa
18:11
you only need one percent of them
412
1066000
3000
yardımcı-yaratıcı, fikirlere
katkı sağlamaları
katkı sağlamaları
18:14
to be co-developers, contributing ideas,
413
1069000
2000
için sadece yüzde birine
ihtiyacınız var ve
ihtiyacınız var ve
18:16
and you've got a development workforce
414
1071000
2000
geliştirme işgücü olarak
18:18
of 10,000 people.
415
1073000
3000
10.000 kişiniz var.
18:21
Imagine you could take all the children
416
1076000
3000
Düşünün İngiltere'de okullardaki
18:24
in education in Britain, and one percent of them
417
1079000
3000
tüm öğrencileri alıyorsunuz ve yüzde biri
18:27
were co-developers of education.
418
1082000
2000
yardımcı geliştiriciler oluyorlar.
18:29
What would that do to the resources available
419
1084000
2000
Bunun eğitim sistemindeki
18:31
to the education system?
420
1086000
2000
kaynaklara etkisi ne olurdu?
18:33
Or if you got one percent of the patients in the NHS
421
1088000
3000
Ya da NHS'deki hastaların
18:36
to, in some sense, be co-producers of health.
422
1091000
3000
yüzde biri bir çeşit yardımcı
sağlık sağlayıcısı olsaydı.
sağlık sağlayıcısı olsaydı.
18:39
The reason why --
423
1094000
2000
Tüm engellemelere,
18:41
despite all the efforts to cut it down,
424
1096000
3000
kısıtlamalara, geri çekmelere rağmen
18:44
to constrain it, to hold it back --
425
1099000
2000
neden hala bu açık modellerin
18:46
why these open models will still start emerging
426
1101000
3000
hala büyük bir güçle
18:49
with tremendous force,
427
1104000
2000
ortaya çıkmalarının nedeni
18:51
is that they multiply our productive resources.
428
1106000
2000
üretken kaynaklarımızı
çoğaltmalarıdır.
çoğaltmalarıdır.
18:53
And one of the reasons they do that
429
1108000
2000
Bu yapmalarının bir nedeni de
18:55
is that they turn users into producers,
430
1110000
2000
kullanıcıları üretcilere,
18:57
consumers into designers.
431
1112000
2000
tüketicileri tasarımcıya
dönüştürmeleridir.
dönüştürmeleridir.
18:59
Thank you very much.
432
1114000
2000
Çok teşekkür ederim.
ABOUT THE SPEAKER
Charles Leadbeater - Innovation consultantA researcher at the London think tank Demos, Charles Leadbeater was early to notice the rise of "amateur innovation" -- great ideas from outside the traditional walls, from people who suddenly have the tools to collaborate, innovate and make their expertise known.
Why you should listen
Charles Leadbeater's theories on innovation have compelled some of the world's largest organizations to rethink their strategies. A financial journalist turned innovation consultant (for clients ranging from the British government to Microsoft), Leadbeater noticed the rise of "pro-ams" -- passionate amateurs who act like professionals, making breakthrough discoveries in many fields, from software to astronomy to kite-surfing. His 2004 essay "The Pro-Am Revolution" -- which The New York Times called one of the year's biggest global ideas -- highlighted the rise of this new breed of amateur.
Prominent examples range from the mountain bike to the open-source operating system Linux, from Wikipedia to the Jubilee 2000 campaign, which helped persuade Western nations to cancel more than $30 billion in third-world debt. In his upcoming book, We-Think, Leadbeater explores how this emerging culture of mass creativity and participation could reshape companies and governments. A business reporter by training, he was previously an editor for the Financial Times, and later, The Independent, where, with Helen Fielding, he developed the "Bridget Jones' Diary" column. Currently, he is researching for Atlas of Ideas, a program that is mapping changes in the global geography of science and innovation.
Charles Leadbeater | Speaker | TED.com