TED Residency
Nikki Webber Allen: Don't suffer from your depression in silence
Nikki Webber Allen: Depresyonun sessizliğinde kaybolma
Filmed:
Readability: 4.2
2,292,266 views
Yapımcı ve aktivist Nikki Webber Allen'a göre hissetmek zaafın değil, insan olduğumuzun bir göstergesidir. Webber Allen, kendisine konan anksiyete ve depresyon tanısından bahsetmekten bile çekiniyordu, hatta kendi ailesinde kendisine yakın olduğunu düşündüğü birinde trajediye tanık olana kadar gizli tuttu. Ruh sağlığını konu alan bu önemli konuşmada, Webber Allen, yaşadığı mücadeleden açıkça bahsediyor ve toplumların depresyonu zayıflık olarak görme nedenlerinden ve yardım almadan acı çekmeye devam etmeleri konularına değiniyor.
Nikki Webber Allen - Multimedia producer
Nikki Webber Allen is working to create a safe space for honest conversations about mental health in communities of color. Full bio
Nikki Webber Allen is working to create a safe space for honest conversations about mental health in communities of color. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
What are you doing on this stage
0
956
4410
Sahnede, tüm bu insanların önünde
00:17
in front of all these people?
1
5390
3118
ne yapıyorsun?
00:20
(Laughter)
2
8532
1374
(Kahkaha)
00:21
Run!
3
9930
1151
Kaç!
00:23
(Laughter)
4
11105
1003
(Kahkaha)
00:24
Run now.
5
12132
1178
Kaç hemen.
00:26
That's the voice of my anxiety talking.
6
14734
2967
Bu, endişemin bana ikazıydı.
00:30
Even when there's absolutely
nothing wrong,
nothing wrong,
7
18539
2936
Yanlış hiçbir şey olmasa da,
00:33
I sometimes get
this overwhelming sense of doom,
this overwhelming sense of doom,
8
21499
3959
Bazen tehlike yanı başımda
dolaşıyormuşcasına,
dolaşıyormuşcasına,
bu yoğun hissi yaşıyorum.
00:37
like danger is lurking
just around the corner.
just around the corner.
9
25482
2962
00:41
You see, a few years ago,
10
29057
2116
Birkaç yıl önce,
00:43
I was diagnosed with generalized anxiety
11
31197
2497
birbirinden ayrı düşünülmeyen
yaygın anksiyete
00:45
and depression --
12
33718
1150
00:47
two conditions that often go hand in hand.
13
35289
2420
ve depresyon teşhisi konuldu.
00:50
Now, there was a time
I wouldn't have told anybody,
I wouldn't have told anybody,
14
38073
4265
Pekâlâ, kimseye, özellikle geniş kitleye
bahsetmediğim bir şeyden
bahsetmenin vakti geldi.
bahsetmenin vakti geldi.
00:54
especially not in front of a big audience.
15
42362
2460
00:56
As a black woman,
16
44846
1527
Siyahi bir kadın olarak,
00:58
I've had to develop
extraordinary resilience to succeed.
extraordinary resilience to succeed.
17
46397
3640
başarılı olabilmek için
olağanüstü bir çaba sarf etmeliydim.
olağanüstü bir çaba sarf etmeliydim.
01:02
And like most people in my community,
18
50061
1979
Toplumumdaki çoğu insan gibi,
01:04
I had the misconception that depression
was a sign of weakness,
was a sign of weakness,
19
52064
3808
benim de depresyonun
zayıflık, karakter kusuru
zayıflık, karakter kusuru
olduğuna dair inancım vardı.
01:07
a character flaw.
20
55896
1536
Fakat ben zayıf değildim;
01:09
But I wasn't weak;
21
57456
1574
üstün başarılıydım.
01:11
I was a high achiever.
22
59054
1470
01:12
I'd earned a Master's degree
in Media Studies
in Media Studies
23
60925
2203
Medya üzerine yüksek lisansım,
film ve televizyon sektörlerinde
üst düzey iş geçmişim vardı.
üst düzey iş geçmişim vardı.
01:15
and had a string of high-profile jobs
in the film and television industries.
in the film and television industries.
24
63152
4109
01:19
I'd even won two Emmy Awards
for my hard work.
for my hard work.
25
67734
3050
Yoğun çabalarım sayesinde
2 Emmy Ödülü bile kazanmıştım.
2 Emmy Ödülü bile kazanmıştım.
01:23
Sure, I was totally spent,
26
71436
3016
Tabii bitap bir haldeydim,
eskiden sevdiğim şeylere ilgim azalmış,
01:26
I lacked interest in things
I used to enjoy,
I used to enjoy,
27
74476
2670
iştahım yok denecek seviyedeydi,
01:29
barely ate,
28
77170
1298
01:30
struggled with insomnia
29
78492
1903
uykusuzlukla boğuştum
ve yalnız ve bitkin hissettim.
01:32
and felt isolated and depleted.
30
80419
2624
01:35
But depressed?
31
83562
1352
Ama depresif?
01:36
No, not me.
32
84938
1524
Sanmam, ben değil.
01:39
It took weeks before I could admit it,
33
87921
2206
Kabullenmem haftalar aldı,
01:42
but the doctor was right:
34
90151
1429
ama doktor haklıydı;
depresiftim.
01:43
I was depressed.
35
91604
1278
01:45
Still, I didn't tell anybody
about my diagnosis.
about my diagnosis.
36
93411
3548
Yine de, kimseye teşhisim
hakkında bir şey söylemedim.
hakkında bir şey söylemedim.
01:49
I was too ashamed.
37
97522
1613
Çok utanıyordum.
Depresif olmaya hakkım olduğunu
düşünmüyordum.
düşünmüyordum.
01:51
I didn't think I had the right
to be depressed.
to be depressed.
38
99159
2517
01:54
I had a privileged life
39
102418
1630
Sevgi dolu bir aile
ve başarılı bir kariyerim vardı,
ayrıcalıklıydım.
ayrıcalıklıydım.
01:56
with a loving family
and a successful career.
and a successful career.
40
104072
3100
01:59
And when I thought about
the unspeakable horrors
the unspeakable horrors
41
107708
2592
Daha iyi bir hayat sürmem için,
02:02
that my ancestors
had been through in this country
had been through in this country
42
110324
2488
atalarımın bu topraklarda yaşadığı
tarifsiz korkuları düşündüğümde,
02:04
so that I could have it better,
43
112836
1968
utancım daha da arttı.
02:06
my shame grew even deeper.
44
114828
1678
02:08
I was standing on their shoulders.
45
116980
2093
Onlara borçluydum.
Onları nasıl yüzüstü bırakırım?
02:11
How could I let them down?
46
119097
1602
02:13
I would hold my head up,
47
121382
2053
Başımı dik tutmalı,
02:15
put a smile on my face
48
123459
2360
gülümsemeli
ve asla bir şey dememeliydim.
02:17
and never tell a soul.
49
125843
1708
02:22
On July 4, 2013,
50
130466
3277
4 Temmuz 2013'te,
02:26
my world came crashing in on me.
51
134479
2188
dünya başıma yıkıldı.
02:29
That was the day I got
a phone call from my mom
a phone call from my mom
52
137399
2901
Annemden,
22 yaşındaki yeğenim Paul'un,
22 yaşındaki yeğenim Paul'un,
depresyon ve anksiyeteyle
yıllar boyu süren savaşından sonra
yıllar boyu süren savaşından sonra
02:32
telling me that my 22-year-old nephew,
Paul, had ended his life,
Paul, had ended his life,
53
140324
4190
hayatına son verdiği haberini aldım.
02:36
after years of battling
depression and anxiety.
depression and anxiety.
54
144538
2641
02:40
There are no words that can describe
the devastation I felt.
the devastation I felt.
55
148668
3155
Hissettiğim yıkımı tasvir edecek
bir kelime dahi yok.
bir kelime dahi yok.
02:44
Paul and I were very close,
56
152667
1294
Paul ile çok yakındık,
ama onun bu kadar
acı çektiğini bilmiyordum.
acı çektiğini bilmiyordum.
02:45
but I had no idea he was in so much pain.
57
153985
2054
02:48
Neither one of us had ever talked
to the other about our struggles.
to the other about our struggles.
58
156696
3558
İkimiz de birbirimize yaşadığımız
mücadelelerden bahsetmemiştik.
mücadelelerden bahsetmemiştik.
Utanç ve damgalanma korkusu
bizi sessizliğe itmişti.
bizi sessizliğe itmişti.
02:52
The shame and stigma kept us both silent.
59
160278
2164
02:56
Now, my way of dealing with adversity
is to face it head on,
is to face it head on,
60
164161
4003
Zorlukla baş etme şeklim
onunla direkt olarak yüzleşmek.
onunla direkt olarak yüzleşmek.
Bu yüzden, iki yılımı depresyon
ve anksiyeteyi araştırarak geçirdim,
ve anksiyeteyi araştırarak geçirdim,
03:00
so I spent the next two years
researching depression and anxiety,
researching depression and anxiety,
61
168188
3158
03:03
and what I found was mind-blowing.
62
171370
2767
bulduğum şeyse akıl almazdı.
03:06
The World Health Organization reports
63
174764
1974
Dünya Sağlık Örgütüne göre,
03:08
that depression is the leading cause
of sickness and disability
of sickness and disability
64
176762
5224
dünya genelinde hastalık
ve sakatlığın başlıca sebebi
ve sakatlığın başlıca sebebi
depresyon.
03:14
in the world.
65
182010
1339
03:16
While the exact cause
of depression isn't clear,
of depression isn't clear,
66
184039
2991
Depresyonun asıl sebebi
tam olarak bilinmese de,
tam olarak bilinmese de,
03:19
research suggests
that most mental disorders develop,
that most mental disorders develop,
67
187054
3098
araştırmalar çoğu ruhsal bozukluğun,
en azından bir kısmının,
03:22
at least in part,
68
190176
1727
beyindeki kimyasal bir dengesizlikten,
03:23
because of a chemical
imbalance in the brain,
imbalance in the brain,
69
191927
2655
ve/veya genetik yatkınlıktan
dolayı meydana geldiğini gösteriyor.
dolayı meydana geldiğini gösteriyor.
03:26
and/or an underlying
genetic predisposition.
genetic predisposition.
70
194606
3902
03:31
So you can't just shake it off.
71
199041
2161
Yani öylece geçiştiremezsiniz.
03:34
For black Americans,
72
202907
1731
Afrikan Amerikanlar içinse,
03:36
stressors like racism
and socioeconomic disparities
and socioeconomic disparities
73
204662
4056
ırkçılık ve sosyoekonomik eşitsizlikler
gibi strese sebebiyet veren durumlar,
gibi strese sebebiyet veren durumlar,
ruhsal bozukluk yaşama riskini
%20 arttırıyor;
%20 arttırıyor;
03:40
put them at a 20 percent greater risk
of developing a mental disorder,
of developing a mental disorder,
74
208742
5040
buna rağmen beyaz Amerikanlara kıyasla,
03:45
yet they seek mental health services
75
213806
2412
sağlık desteğine başvurma oranları
neredeyse %50 daha az.
neredeyse %50 daha az.
03:48
at about half the rate of white Americans.
76
216242
2739
03:51
One reason is the stigma,
77
219544
2850
Bir sebebi, utanç.
Afrikan Amerikanların %63'ü
depresyonu zayıflık sanıyor.
depresyonu zayıflık sanıyor.
03:54
with 63 percent of black Americans
mistaking depression for a weakness.
mistaking depression for a weakness.
78
222418
6217
04:01
Sadly, the suicide rate
among black children
among black children
79
229603
4258
Ne yazık ki,
siyahi çocuklardaki intihar oranı
siyahi çocuklardaki intihar oranı
20 yıl içerisinde ikiye katlandı.
04:05
has doubled in the past 20 years.
80
233885
2687
04:09
Now, here's the good news:
81
237843
2205
İyi haber şu ki,
04:12
seventy percent of people
struggling with depression will improve
struggling with depression will improve
82
240603
4282
bireylerin mücadele ettiği
depresyonun %70'i,
depresyonun %70'i,
terapi, tedavi
ve ilaç tedavisi ile iyileştirilebilir.
ve ilaç tedavisi ile iyileştirilebilir.
04:16
with therapy, treatment and medication.
83
244909
3357
04:21
Armed with this information,
84
249458
1662
Bu bilgi ışığında,
04:23
I made a decision:
85
251144
1707
bir karar verdim:
Artık sessiz kalmayacaktım.
04:24
I wasn't going to be silent anymore.
86
252875
2968
04:28
With my family's blessing,
87
256740
1803
Ailemin de yardımıyla,
ulusal bir iletişim başlatmak umuduyla,
04:30
I would share our story
88
258567
1893
hikâyemizi paylaşacağım.
04:32
in hopes of sparking
a national conversation.
a national conversation.
89
260484
2814
04:36
A friend, Kelly Pierre-Louis, said,
90
264140
2771
Arkadaşımız Kelly Pierre-Louis,
04:38
"Being strong is killing us."
91
266935
2491
"Güçlü olmak bizi öldürüyor," demiş.
04:42
She's right.
92
270743
1419
Haklı.
04:44
We have got to retire
those tired, old narratives
those tired, old narratives
93
272186
4022
Kaç kez yıkım alırsa alsın,
hemencecik toplarlanan ve yoluna bakan
hemencecik toplarlanan ve yoluna bakan
''güçlü siyahi kadın''
04:48
of the strong black woman
94
276232
1555
04:49
and the super-masculine black man,
95
277811
2210
ve ''süper- eril siyahi adam''
04:52
who, no matter how many times
they get knocked down,
they get knocked down,
96
280045
2920
tasvirlerini aktaran,
o eski ve zamanı geçmiş
o eski ve zamanı geçmiş
kalıplardan kurtulmalıyız.
04:54
just shake it off and soldier on.
97
282989
2235
04:57
Having feelings isn't a sign of weakness.
98
285770
3715
Hissetmek, zayıflık göstergesi değildir.
05:02
Feelings mean we're human.
99
290521
1883
Hisler, insan olduğumuzu gösterir.
05:04
And when we deny our humanity,
100
292850
2019
İnsanlığımızı reddettiğimizde,
05:06
it leaves us feeling empty inside,
101
294893
2116
içimizde bir boşluk hissi yaratır
ve bizler de o boşluğu doldurmak için,
kendimizi toparlamanın yollarını ararız.
kendimizi toparlamanın yollarını ararız.
05:09
searching for ways to self-medicate
in order to fill the void.
in order to fill the void.
102
297033
3004
05:12
My drug was high achievement.
103
300585
2745
Benim ilacım üstün başarıydı.
05:16
These days, I share my story openly,
104
304371
3301
Bu günlerde,
hikâyemi açıkça paylaşıyorum
hikâyemi açıkça paylaşıyorum
ve diğerlerinden de
aynı şeyi yapmalarını istiyorum.
aynı şeyi yapmalarını istiyorum.
05:19
and I ask others to share theirs, too.
105
307696
2210
05:22
I believe that's what it takes
106
310406
1448
Sessizce mücadele edenlerin
05:23
to help people who may
be suffering in silence
be suffering in silence
107
311878
2595
yalnız olmadıklarını
ve yardımla iyileşebileceklerini
05:26
to know that they are not alone
108
314497
2209
bilmeleri gerektiğine
05:28
and to know that with help,
109
316730
1685
inanıyorum.
05:30
they can heal.
110
318439
1341
05:31
Now, I still have my struggles,
111
319804
2165
Hâlâ, anksiyete başta olmak üzere
05:33
particularly with the anxiety,
112
321993
2288
savaşım sürüyor.
05:36
but I'm able to manage it
113
324305
1603
Ama günlük meditasyon,
05:37
through daily mediation,
yoga and a relatively healthy diet.
yoga and a relatively healthy diet.
114
325932
4874
yoga ve nispeten sağlıklı beslenmeyle
icabına bakabiliyorum.
icabına bakabiliyorum.
(Kahkaha)
05:42
(Laughter)
115
330830
1068
05:43
If I feel like things
are starting to spiral,
are starting to spiral,
116
331922
2222
Bazı şeylerin
döngüye girdiğini hissedersem,
döngüye girdiğini hissedersem,
terapistimden randevu alıyorum.
05:46
I make an appointment to see my therapist,
117
334168
2044
Mükemmel bir mizah anlayışı olan,
05:48
a dynamic black woman
named Dawn Armstrong,
named Dawn Armstrong,
118
336236
3063
rahatlatıcı bulduğum samimiyetiyle,
05:51
who has a great sense of humor
119
339323
1973
hayat dolu siyahi kadın Dawn Armstrong.
05:53
and a familiarity that I find comforting.
120
341320
2237
05:57
I will always regret
121
345126
1638
Yeğenimin yanında olamadığım için
05:59
that I couldn't be there for my nephew.
122
347390
2066
her zaman pişmanlık duyacağım.
06:02
But my sincerest hope
123
350226
1787
En büyük umudum,
06:04
is that I can inspire others
with the lesson that I've learned.
with the lesson that I've learned.
124
352695
3071
çıkardığım derslerle
bir başkasına ilham kaynağı olmak.
bir başkasına ilham kaynağı olmak.
06:11
Life is beautiful.
125
359182
2470
Hayat güzel.
06:14
Sometimes it's messy,
126
362646
1562
Bazen darmaduman
ve her zaman sürprizlerle dolu.
06:16
and it's always unpredictable.
127
364232
1934
06:19
But it will all be OK
128
367034
1203
Üstesinden gelmeniz için
06:20
when you have your support system
to help you through it.
to help you through it.
129
368261
2785
desteğiniz olduğunda
her şey yoluna girecek.
her şey yoluna girecek.
06:23
I hope that if your burden gets too heavy,
130
371513
2421
Olur da yükünüz ağırlaşırsa,
umarım siz de yardım istersiniz.
06:25
you'll ask for a hand, too.
131
373958
1706
Teşekkürler.
06:27
Thank you.
132
375688
1167
06:28
(Applause)
133
376879
2882
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Nikki Webber Allen - Multimedia producerNikki Webber Allen is working to create a safe space for honest conversations about mental health in communities of color.
Why you should listen
Nikki Webber Allen is a two-time Emmy winner with 20 years of experience producing content for media outlets including Warner Bros., HBO, ABC, 20th Century Fox and BET.
In 2013, while working as the vice president of casting and talent relations for the cable network TV One, Webber Allen lost her 22-year old nephew, Paul, to suicide after his years of struggle with depression and anxiety. Since then, she's become a passionate mental health advocate.
In Paul's honor, she launched the nonprofit I LIVE FOR... FOUNDATION, INC. to create a safe space for honest, unapologetic conversations about mental health in communities of color, where the cultural stigma of mental illness discourages far too many people from seeking help. Michael Eric Dyson, advisor to the foundation, has called I LIVE FOR… "an incredibly important organization that offers much-needed support to those who too often suffer in silence."
Webber Allen is currently producing and directing a documentary film featuring a diverse group of compelling young men and women who reject the stigma of mental illness and share candid stories about their experiences living with depression and anxiety. The film is being scored by her husband, musician Jeffrey Allen of the Grammy-nominated R&B band Mint Condition.
In 2016, Webber Allen was one of only 47 people chosen out of more than 1,000 applicants worldwide to receive a coveted scholarship to Marie Forleo's B-School for social entrepreneurs. She has an M.A. in media studies from The New School University in New York, NY and a B.A. in communications from Rutgers University in New Brunswick, NJ.
Nikki Webber Allen | Speaker | TED.com