ABOUT THE SPEAKER
Andreas Schleicher - Education surveyor
What makes a great school system? To find out, Andreas Schleicher administers a test to compare student performance around the world.

Why you should listen

First, a few acronyms: Andreas Schleicher heads the Program for International Student Assessment (PISA) at the Organization for Economic Co-operation and Development (OECD). What it means is: He's designed a test, given to hundreds of thousands of 15-year-olds around the world (the most recent covered almost 70 nations), that offers unprecedented insight into how well national education systems are preparing their students for adult life. As The Atlantic puts it, the PISA test "measured not students’ retention of facts, but their readiness for 'knowledge worker' jobs—their ability to think critically and solve real-world problems."

The results of the PISA test, given every three years, are fed back to governments and schools so they can work on improving their ranking. And the data has inspired Schleicher to become a vocal advocate for the policy changes that, his research suggests, make for great schools.

Get Andreas Schleicher's slide deck from this talk >>

More profile about the speaker
Andreas Schleicher | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2012

Andreas Schleicher: Use data to build better schools

Andreas Schleicher: Daha iyi okullar için verilerden yararlanmak

Filmed:
788,000 views

Bir okul sisteminin işleyişini sağlayan şeyleri nasıl ölçebiliriz? Andreas Schleicher bize, ülkeleri sıralamaya sokan ve elde ettiği verileri okulların gelişmesi için kullanan evrensel ölçüm aracı olan PISA'yı tanıtıyor. Ülkenizin sıralamada nerede olduğunu ve bazı sistemleri diğerlerinden daha başarılı yapan faktörün ne olduğunu öğrenmek için izleyin.
- Education surveyor
What makes a great school system? To find out, Andreas Schleicher administers a test to compare student performance around the world. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
RadicalRadikal opennessaçıklık is still a distantuzak futuregelecek
0
595
3120
Okul eğitimi alanında radikal bir dışa açılma
00:19
in the fieldalan of schoolokul educationEğitim.
1
3715
2296
hala uzak bir gelecekte görünüyor.
00:21
We have suchböyle a hardzor time figuringendam out
2
6011
1889
Öğrenmenin bir mekan değil, bir faaliyet
00:23
that learningöğrenme is not a placeyer but an activityaktivite.
3
7900
4221
olduğunu anlamamız oldukça zor oldu.
00:28
But I want to tell you the storyÖykü of PISAPISA,
4
12121
3471
Ama size PISA'nın hikayesini anlatmak istiyorum,
00:31
OECD'sOECD testÖlçek to measureölçmek the knowledgebilgi and skillsbecerileri
5
15592
2378
bu dünyanın her yerinden 15 yaşındaki gençlerin
00:33
of 15-year-oldsyıllık bir-yaş around the worldDünya,
6
17970
1629
bilgi ve becerilerini ölçmek için kullanılan OECD testidir
00:35
and it's really a storyÖykü of how internationalUluslararası comparisonskarşılaştırmalar
7
19599
4522
ve aslında bu uluslararası karşılaştırmaların
00:40
have globalizedküreselleşmiş the fieldalan of educationEğitim that we usuallygenellikle treattedavi etmek
8
24121
3275
bir iç politika olarak sürekli ilgilendiğimiz eğitim alanını
00:43
as an affairilişki of domesticyerli policypolitika.
9
27396
2935
nasıl küreselleştiğinin hikayesi.
00:46
Look at how the worldDünya lookedbaktı in the 1960s,
10
30331
2424
Liseyi bitiren bireylerin
00:48
in termsşartlar of the proportionoran of people
11
32755
1831
oranı baz alındığında,
00:50
who had completedtamamlanan highyüksek schoolokul.
12
34586
2740
1960'lı yıllarda dünyanın nasıl göründüğüne bakın.
00:53
You can see the UnitedAmerika StatesBirleşik aheadönde of everyoneherkes elsebaşka,
13
37326
3820
Birleşik Devletler'in herkesin önünde olduğunu görebiliyorsunuz
00:57
and much of the economicekonomik successbaşarı of the UnitedAmerika StatesBirleşik
14
41146
2713
ve Birleşik Devletler'in ekonomik başarısının çoğunu
00:59
drawsberabere on its long-standingsürüncemede kalan advantageavantaj
15
43859
2744
eğitimde bir öncü olmasının
01:02
as the first movertaşıyıcı in educationEğitim.
16
46603
2872
uzun süren avantajından alıyor.
01:05
But in the 1970s, some countriesülkeler caughtyakalandı up.
17
49475
3223
Fakat 1970'lerde bazı ülkeler bu seviyeye ulaştı.
01:08
In the 1980s, the globalglobal expansiongenişleme
18
52698
2689
1980'lerde yetenek havuzundaki
01:11
of the talentyetenek poolhavuz continueddevam etti.
19
55387
2596
küresel gelişme devam etti.
01:13
And the worldDünya didn't stop in the 1990s.
20
57983
3700
Ve dünya 1990'larda da durmadı.
01:17
So in the '60s, the U.S. was first.
21
61683
2024
60'larda ABD birinciydi.
01:19
In the '90s, it was 13thinci,
22
63707
2936
90'larda onüçüncü
01:22
and not because standardsstandartlar had fallendüşmüş,
23
66643
2401
Bu gerileme standartlar düştüğünden değil
01:24
but because they had risenyükseldi so much fasterDaha hızlı elsewherebaşka yerde.
24
69044
3755
başka alanlarda çok hızlı yükseldiklerindendi.
01:28
KoreaKore showsgösterileri you what's possiblemümkün in educationEğitim.
25
72799
3530
Kore bize eğitimde nelerin mümkün olduğunu gösteriyor.
01:32
Two generationsnesiller agoönce, KoreaKore had the standardstandart of livingyaşam
26
76329
2945
İki kuşak önce, Kore, bu günkü Afganistan'ın
01:35
of AfghanistanAfganistan todaybugün,
27
79274
2431
yaşam şartlarına sahipti.
01:37
and was one of the lowesten düşük educationEğitim performerssanatçılar.
28
81705
4141
Ve eğitimde performansı en düşük olanlardan biriydi.
01:41
TodayBugün, everyher younggenç KoreanKore dili finishestamamlandıktan highyüksek schoolokul.
29
85846
5552
Günümüzde her genç Koreli liseyi bitiriyor.
01:47
So this tellsanlatır us that, in a globalglobal economyekonomi,
30
91398
2976
Bu bize küresel ekonomide
01:50
it is no longeruzun nationalUlusal improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme that's the benchmarkKıyaslama for successbaşarı,
31
94374
4581
başarının göstergesinin artık ulusal gelişme olmadığını bunun yerine
01:54
but the besten iyi performingicra educationEğitim systemssistemler internationallyuluslararası.
32
98955
5181
uluslararası en iyi performans gösteren eğitim sistemleri olduğunu söylüyor.
02:00
The troublesorun is that
33
104136
2443
Mesele şu ki;
02:02
measuringölçme how much time people spendharcamak in schoolokul
34
106579
1870
insanların okulda ne kadar zaman geçirdiğini hesaplamak
02:04
or what degreederece they have got is not always
35
108449
2024
ya da aldıkları diplomalara bakmak
02:06
a good way of seeinggörme what they can actuallyaslında do.
36
110473
5024
bize bu insanların gerçekte neler yapabileceğini göstermez.
02:11
Look at the toxictoksik mixkarıştırmak of unemployedişsiz graduatesmezunları on our streetssokaklar,
37
115497
3673
İşverenler ihtiyaç duydukları becerilere sahip insanlar bulamadıklarını söylerken
02:15
while employersİşverenler say they cannotyapamam find the people
38
119170
2194
dışarıda tehlikeli boyutlara ulaşan mezun işsiz
02:17
with the skillsbecerileri they need.
39
121364
3799
oranına bakın.
02:21
And that tellsanlatır you that better degreesderece don't automaticallyotomatik olarak translateÇevirmek
40
125163
3664
Bu durum bize iyi bir diplomanın otomatik olarak iyi yeteneklere,
02:24
into better skillsbecerileri and better jobsMeslekler and better liveshayatları.
41
128827
4370
iyi işlere ve iyi yaşam şartlarına dönüşmediğini gösteriyor.
02:29
So with PISAPISA, we try to changedeğişiklik this
42
133197
2609
Bu yüzden, bu durumu, insanların bilgi ve becerilerini
02:31
by measuringölçme the knowledgebilgi and skillsbecerileri
43
135806
1871
PISA ile direk ölçerek
02:33
of people directlydirekt olarak.
44
137677
3436
değiştirmeye çalışıyoruz.
02:37
And we tookaldı a very specialözel angleaçı to this.
45
141113
1898
Ve bu konuda çok özel bir bakış açımız oldu.
02:38
We were lessaz interestedilgili in whetherolup olmadığını studentsöğrencilerin can simplybasitçe
46
143011
2482
Öğrencilerin okulda öğrendikleriyle
02:41
reproduceçoğaltmak what they have learnedbilgili in schoolokul,
47
145493
3101
ne ürettiklerine pek fazla bakmadık.
02:44
but we wanted to testÖlçek whetherolup olmadığını they can extrapolatetahmin
48
148594
2716
Halihazırda bildiklerinden yeni sonuçlar elde edip etmediklerini
02:47
from what they know
49
151310
1913
ve bilgilerini özgün durumlara
02:49
and applyuygulamak theironların knowledgebilgi in novelyeni situationsdurumlar.
50
153223
3879
uygulama düzeylerini ölçmek istedik.
02:53
Now, some people have criticizedeleştirdi us for this.
51
157102
2832
Bazıları bizi bu yüzden eleştirdiler.
02:55
They say, you know, suchböyle a way of measuringölçme outcomesçıktıları
52
159934
1947
Bilirsiniz, onlar sonuçları bu tarzda ölçmenin
02:57
is terriblyson derece unfairhaksız to people, because we testÖlçek studentsöğrencilerin
53
161881
2812
adil olmadığını söylüyorlar çünkü öğrencileri
03:00
with problemssorunlar they haven'tyok seengörüldü before.
54
164693
2973
önceden görmedikleri problemlerle test ediyoruz.
03:03
But if you take that logicmantık, you know,
55
167666
2041
Ama eğer bu mantıkla yaklaşırsanız, bilirsiniz,
03:05
you should considerdüşünmek life unfairhaksız, because
56
169707
2928
hayatın da adil olmadığını düşünmelisiniz çünkü
03:08
the testÖlçek of truthhakikat in life is not whetherolup olmadığını we can rememberhatırlamak
57
172635
3189
hayatta asıl mesele okluda öğrendiklerimizi
03:11
what we learnedbilgili in schoolokul,
58
175824
1120
hatırlayıp hatırlamadığımızla ilgili değil.
03:12
but whetherolup olmadığını we are preparedhazırlanmış for changedeğişiklik,
59
176944
3321
Mesele, bugün henüz öngöremediğimiz
03:16
whetherolup olmadığını we are preparedhazırlanmış for jobsMeslekler that haven'tyok been createdoluşturulan,
60
180265
2421
problemleri çözmede icat edilmemiş teknolojileri kullanmak
03:18
to use technologiesteknolojiler that haven'tyok been inventedicat edildi,
61
182686
2346
için değişime hazırlıklı olup olmadığımız,
03:20
to solveçözmek problemssorunlar we just can't anticipatetahmin etmek todaybugün.
62
185032
4917
henüz ortaya çıkmamış işler için hazır olup olmadığımızla ilgili.
03:25
And oncebir Zamanlar hotlyateşli contestedyarış arasında,
63
189949
2185
Bir zamanlar hararetle karşı çıkılan
03:28
our way of measuringölçme outcomesçıktıları has actuallyaslında quicklyhızlı bir şekilde becomeolmak the standardstandart.
64
192134
3437
sonuçları ölçme yöntemlerimiz, çok hızlı bir şekilde standart hale geliyor.
03:31
In our latestson assessmentdeğerlendirme in 2009,
65
195571
2242
2009'daki son değerlendirmemizde,
03:33
we measuredölçülü 74 schoolokul systemssistemler
66
197813
3412
74 okul sistemini ölçtük
03:37
that togetherbirlikte coverkapak 87 percentyüzde of the economyekonomi.
67
201225
3587
ki hep birlikte bunlar ekonominin yüzde 87'sini kapsıyor.
03:40
This chartgrafik showsgösterileri you the performanceperformans of countriesülkeler.
68
204812
3674
Bu grafik ülkelerin performansını gösteriyor.
03:44
In redkırmızı, sortçeşit of belowaltında OECDOECD averageortalama.
69
208486
2887
Kırmızılar OECD ortalamasının altındakiler.
03:47
YellowSarı is so-soöylesine-öylesine, and in greenyeşil are the countriesülkeler doing really well.
70
211373
3376
Sarılar eh işte ve yeşiller çok iyi giden ülkeler.
03:50
You can see ShanghaiShanghai, KoreaKore, SingaporeSingapur in AsiaAsya;
71
214749
4354
Asya'da Şangay, Kore ve Singapur'u görebiliyorsunuz;
03:55
FinlandFinlandiya in EuropeEurope;
72
219103
1690
Avrupa'da Finlandiya;
03:56
CanadaKanada in NorthKuzey AmericaAmerika doing really well.
73
220793
4366
Kuzey Amerika'da Kanada çok iyi gidiyor.
04:01
You can alsoAyrıca see that there is a gapboşluk of almostneredeyse
74
225159
2441
Şangay ve Şili'deki 15 yaşındaki öğrencileri arasında
04:03
threeüç and a halfyarım schoolokul yearsyıl betweenarasında
75
227600
2077
neredeyse üç buçuk eğitim yılı farkı
04:05
15-year-oldsyıllık bir-yaş in ShanghaiShanghai and 15-year-oldsyıllık bir-yaş in ChileŞili,
76
229677
3368
olduğunu görebiliyorsunuz.
04:08
and the gapboşluk growsbüyür to sevenYedi schoolokul yearsyıl
77
233045
2705
Gerçekten düşük performanslı ülkeleri de
04:11
when you includeDahil etmek the countriesülkeler with really poorfakir performanceperformans.
78
235750
3623
dahil ettiğimizde bu fark 7 eğitim yılına kadar çıkıyor.
04:15
There's a worldDünya of differencefark in the way in whichhangi
79
239373
2471
Gençlerin günümüz ekonomisine hazırlanış şekilleri
04:17
younggenç people are preparedhazırlanmış for today'sbugünkü economyekonomi.
80
241844
5202
arasında dünyalar kadar fark var.
04:22
But I want to introducetakdim etmek a secondikinci importantönemli dimensionboyut
81
247046
3546
Ama ben bu manzaraya ikinci bir boyut
04:26
into this pictureresim.
82
250592
2221
katmak istiyorum.
04:28
EducatorsEğitimciler like to talk about equityhisse senedi.
83
252813
4375
Eğitimciler eşitlik hakkında konuşmayı severler.
04:33
With PISAPISA, we wanted to measureölçmek how they actuallyaslında deliverteslim etmek equityhisse senedi,
84
257188
3710
PISA'yı kullanarak, değişik sosyal çevrelerden gelen insanlara
04:36
in termsşartlar of ensuringsağlanması that people
85
260898
2227
eşit şanslar temin ederek
04:39
from differentfarklı socialsosyal backgroundsarka have equaleşit chancesşansı.
86
263125
3440
eşitliliği nasıl sağladıklarını ölçmek istedik.
04:42
And we see that in some countriesülkeler, the impactdarbe
87
266565
1735
Ve gördük ki bazı ülkelerde sosyal altyapının
04:44
of socialsosyal backgroundarka fon on learningöğrenme outcomesçıktıları
88
268300
1879
öğrenme çıktısı üzerindeki etkisi
04:46
is very, very stronggüçlü.
89
270179
1138
çok çok güçlü.
04:47
OpportunitiesFırsatları are unequallyunequally distributeddağıtılmış.
90
271317
2918
Fırsatlar oransız bir şekilde dağıtılmış.
04:50
A lot of potentialpotansiyel of younggenç childrençocuklar is wastedboşa.
91
274235
3615
Birçok küçük çocuğun potansiyeli ziyan oluyor.
04:53
We see in other countriesülkeler that it mattershususlar much lessaz
92
277850
3068
Diğer ülkelerde, içinde doğduğunuz sosyal ortamın
04:56
into whichhangi socialsosyal contextbağlam you're borndoğmuş.
93
280918
3493
çok daha az etkili olduğunu görüyoruz.
05:00
We all want to be there, in the upperüst right quadrantDörtgen Bölümlü,
94
284411
2395
Hepimiz, performansın yüksek ve öğrenme olanaklarının
05:02
where performanceperformans is stronggüçlü and learningöğrenme opportunitiesfırsatlar are equallyaynı derecede distributeddağıtılmış.
95
286806
4496
eşit bir şekilde dağıldığı sağ üst dörtlükte olmak isteriz.
05:07
NobodyKimse, and no countryülke, can affordparası yetmek to be there,
96
291302
2671
Hiç kimse ve hiçbir ülke performansın düşük
05:09
where performanceperformans is poorfakir
97
293973
1381
ve büyük sosyal eşitsizliklerin
05:11
and there are largegeniş socialsosyal disparitiesfarklılıkların.
98
295354
3345
olduğu şu noktada olmayı kaldıramaz.
05:14
And then we can debatetartışma, you know, is it better
99
298699
2155
Ve sonra, büyük eşitsizliklerin bedeli olarak
05:16
to be there, where performanceperformans is stronggüçlü
100
300854
1799
performansın güçlü olduğu yerde olmanın
05:18
at the pricefiyat of largegeniş disparitiesfarklılıkların?
101
302653
2960
daha iyi olup olmadığını tartışabiliriz.
05:21
Or do we want to focusodak on equityhisse senedi and acceptkabul etmek mediocritysıradanlık?
102
305613
5619
Yoksa eşitlik üzerinde odaklanmak ve sıradanlığı kabul etmek mi istiyoruz?
05:27
But actuallyaslında, if you look at how countriesülkeler come out on this pictureresim,
103
311232
2982
Ama aslında, bu resimde ülkelerin nasıl ortaya çıktığına bakarsanız
05:30
you see there are a lot of countriesülkeler that actuallyaslında
104
314214
2743
mükemmeliyetle eşitliği birleştiren birçok
05:32
are combiningbirleştirme excellencemükemmellik with equityhisse senedi.
105
316957
4768
ülkenin var olduğunu göreceksiniz.
05:37
In factgerçek, one of the mostçoğu importantönemli lessonsdersler from this comparisonkarşılaştırma
106
321725
2608
Aslında, bu karşılaştırmadan çıkarılabilecek en iyi sonuç
05:40
is that you don't have to compromisetaviz equityhisse senedi
107
324333
3106
mükemmele ulaşmak için eşitlikten taviz vermek
05:43
to achievebaşarmak excellencemükemmellik.
108
327439
2847
zorunda olmadığınız.
05:46
These countriesülkeler have movedtaşındı on from providingsağlama excellencemükemmellik
109
330286
2439
Bu ülkeler sadece belli bir kesim için mükemmeli sağlamaktan
05:48
for just some to providingsağlama excellencemükemmellik for all,
110
332725
3269
herkes için mükemmeli sağlamaya geçtiler,
05:51
a very importantönemli lessonders.
111
335994
1972
ki bu çok önemli bir ders.
05:53
And that alsoAyrıca challengeszorluklar the paradigmsparadigmalar of manyçok schoolokul systemssistemler
112
337966
4976
Ve bu durum insanları sınıflandırmak için var olduğunu düşünen
05:58
that believe they are mainlyağırlıklı olarak there to sortçeşit people.
113
342942
4303
birçok okul sisteminin gerekçelerini de sorguluyor.
06:03
And ever sincedan beri those resultsSonuçlar camegeldi out, policymakerspolitika,
114
347245
2512
Bu sonuçlar ortaya çıktığından beri dünyanın her yerinden
06:05
educatorseğitimciler, researchersaraştırmacılar from around the worldDünya
115
349757
1977
politikacılar, eğitimciler, araştırmacılar
06:07
have trieddenenmiş to figureşekil out
116
351734
1361
bu sistemin başarısının arkasında
06:08
what's behindarkasında the successbaşarı of those systemssistemler.
117
353095
3430
ne olduğunu anlamaya çalıştılar.
06:12
But let's stepadım back for a momentan
118
356525
1824
Ama, şimdi bir an durup düşünelim
06:14
and focusodak on the countriesülkeler that actuallyaslında startedbaşladı PISAPISA,
119
358349
3014
ve gerçekten PISA'yı başlatan ülkeler üzerinde odaklanalım.
06:17
and I'm givingvererek them a coloredrenkli bubblekabarcık now.
120
361363
2546
şimdi onları renkli yuvarlaklara alıyorum,
06:19
And I'm makingyapma the sizeboyut of the bubblekabarcık
121
363909
3492
Ve yuvarlakların büyüklüğünü
06:23
proportionalorantılı
122
367401
1542
ülkelerin
06:24
to the amounttutar of moneypara that countriesülkeler spentharcanmış on studentsöğrencilerin.
123
368943
3795
öğrencilere harcadıkları parayla orantılı yapıyorum.
06:28
If moneypara would tell you everything
124
372738
1552
Eğer para, öğrenme çıktısının kalitesi hakkında
06:30
about the qualitykalite of learningöğrenme outcomesçıktıları,
125
374290
2079
her şeyi söyleseydi
06:32
you would find all the largegeniş bubbleskabarcıklar at the topüst, no?
126
376369
3331
bütün büyük yuvarlakları en yukarıda görürdünüz, değil mi?
06:35
But that's not what you see.
127
379700
2545
Ama durum böyle değil.
06:38
SpendingHarcama perbaşına studentÖğrenci only explainsaçıklar about,
128
382245
2305
Öğrenci başına harcama, ülkeler arasındaki
06:40
well, lessaz than 20 percentyüzde
129
384550
2296
performans farklılığının yaklaşık
06:42
of the performanceperformans variationvaryasyon amongarasında countriesülkeler,
130
386846
3518
yüzde 20'sinden azını açıklıyor.
06:46
and LuxembourgLüksemburg, for exampleörnek, the mostçoğu expensivepahalı systemsistem,
131
390364
2290
Ve mesela en pahalı sistem olan Luxembourg
06:48
doesn't do particularlyözellikle well.
132
392654
2464
pek de başarılı olmuyor.
06:51
What you see is that two countriesülkeler with similarbenzer spendingharcama
133
395118
2376
Burada, benzer harcamaları olan iki ülkenin
06:53
achievebaşarmak very differentfarklı resultsSonuçlar.
134
397494
1920
farklı sonuçlara ulaştığını görüyorsunuz.
06:55
You alsoAyrıca see -- and I think that's one of the mostçoğu encouragingteşvik edici findingsbulgular --
135
399414
4249
Burada da görebiliyorsunuz, evet bence bu artık zengin ve iyi eğitimli ve
06:59
that we no longeruzun livecanlı in a worldDünya that is neatlydüzgünce dividedbölünmüş
136
403663
3589
fakir ve eğitimsiz ülkelerin
07:03
betweenarasında richzengin and well-educatediyi eğitimli countriesülkeler,
137
407252
2690
eşit olanaklara sahip olduğu
07:05
and poorfakir and badly-educatedkötü eğitimli onesolanlar,
138
409942
2320
bir dünyada yaşamadığımızın bir göstergesi,
07:08
a very, very importantönemli lessonders.
139
412262
3595
çok çok önemli bir ders.
07:11
Let's look at this in greaterbüyük detaildetay.
140
415857
2582
Şimdi daha detaylı biçimde bakalım.
07:14
The redkırmızı dotnokta showsgösterileri you
141
418439
1806
Kırmızı nokta, bize bir ülkenin
07:16
spendingharcama perbaşına studentÖğrenci relativebağıl to a country'sülkenin wealthservet.
142
420245
4457
zenginliğine oranla öğrenci başında düşen harcamayı gösteriyor.
07:20
One way you can spendharcamak moneypara is by payingödeme yapan teachersöğretmenler well,
143
424702
2807
Parayı harcamanın bir yolu, öğretmenlere iyi ödeme yapmak.
07:23
and you can see KoreaKore investingyatırım a lot
144
427509
2505
Ve burada Kore'nin insanları
07:25
in attractingçeken the besten iyi people into the teachingöğretim professionmeslek.
145
430014
3024
öğretmenlik mesleğine özendirmek için çok para yatırdığını görüyoruz.
07:28
And KoreaKore alsoAyrıca investsyatırım into long schoolokul daysgünler,
146
433038
1926
Ve Kore ayrıca uzun okul günlerine de yatırım yapıyor
07:30
whichhangi drivessürücüler up costsmaliyetler furtherayrıca.
147
434964
2756
ki bu da masrafları daha da artırıyor.
07:33
Last but not leasten az, KoreansKoreliler want theironların teachersöğretmenler
148
437720
2140
Son olarak çok önemli noktalardan biri de, Koreliler öğretmenlerinin
07:35
not only to teachöğretmek but alsoAyrıca to developgeliştirmek.
149
439860
2280
sadece öğretmelerini değil, aynı zamanda gelişmelerini de istiyor.
07:38
They investyatırmak in professionalprofesyonel developmentgelişme and collaborationişbirliği
150
442140
2335
Profesyonel gelişime ve işbirliğine ve diğer birçok
07:40
and manyçok other things.
151
444475
2080
şeye yatırım yapıyor.
07:42
All that costsmaliyetler moneypara.
152
446555
1641
Bunların hepsi para gerektiriyor.
07:44
How can KoreaKore affordparası yetmek all of this?
153
448196
2670
Kore bütün bunlara nasıl para yetiriyor?
07:46
The answerCevap is, studentsöğrencilerin in KoreaKore learnöğrenmek in largegeniş classessınıflar.
154
450866
3740
Cevap; Kore'deki öğrenciler büyük sınıflarda öğrenim görüyor.
07:50
This is the bluemavi barbar whichhangi is drivingsürme costsmaliyetler down.
155
454606
4468
Bu harcamaların azaldığı mavi sütun.
07:54
You go to the nextSonraki countryülke on the listliste, LuxembourgLüksemburg,
156
459074
2895
Listedeki diğer ülke Lüksemburg.
07:57
and you can see the redkırmızı dotnokta is exactlykesinlikle where it is for KoreaKore,
157
461969
3103
kırmızı nokta tam olarak Kore'ninkiyle aynı yerde.
08:00
so LuxembourgLüksemburg spendsharcıyor the sameaynı perbaşına studentÖğrenci as KoreaKore does.
158
465072
3533
Yani Lüksemburg Kore'yle öğrenci başına aynı miktarda para harcıyor.
08:04
But, you know, parentsebeveyn and teachersöğretmenler and policymakerspolitika
159
468605
2894
Ama, Lüksemburg'daki ebeveynler, öğretmenler ve
08:07
in LuxembourgLüksemburg all like smallküçük classessınıflar.
160
471499
2447
politikacılar hep küçük sınıf istiyorlar.
08:09
You know, it's very pleasanthoş to walkyürümek into a smallküçük classsınıf.
161
473946
2768
Bilirsiniz, küçük bir sınıfta dolaşmak pek hoştur.
08:12
So they have investedyatırım all theironların moneypara into there,
162
476714
1904
Bu yüzden bütün paralarını bu alana yatırdılar.
08:14
and the bluemavi barbar, classsınıf sizeboyut, is drivingsürme costsmaliyetler up.
163
478618
3346
Ve mavi sütun, yani sınıf büyüklüğü, masrafları artırıyor.
08:17
But even LuxembourgLüksemburg can spendharcamak its moneypara only oncebir Zamanlar,
164
481964
4161
Ama Lüksemburg bile parasını sadece bir kez harcayabilir
08:22
and the pricefiyat for this is that
165
486125
2205
ve bunun bedeli de
08:24
teachersöğretmenler are not paidödenmiş particularlyözellikle well.
166
488330
2104
öğretmenlere pek iyi ödeme yapılmaması şeklinde olur.
08:26
StudentsÖğrenciler don't have long hourssaatler of learningöğrenme.
167
490434
2679
Öğrencilerin uzun öğrenme saatleri yok.
08:29
And basicallytemel olarak, teachersöğretmenler have little time to do anything elsebaşka than teachingöğretim.
168
493113
3242
Aslında, öğretmenlerin öğretmekten başka işler yapmak için çok az zamanı var.
08:32
So you can see two countriesülkeler spentharcanmış theironların moneypara very differentlyfarklı olarak,
169
496355
3681
Yani iki ülkenin paralarını çok farklı şekilde harcadıklarını görebilirsiniz.
08:35
and actuallyaslında how they spentharcanmış theironların moneypara
170
500036
2320
Aslında paralarını nasıl harcadıkları
08:38
mattershususlar a lot more than how much they investyatırmak in educationEğitim.
171
502356
6003
eğitime ne kadar para harcadıklarından çok daha önemli.
08:44
Let's go back to the yearyıl 2000.
172
508359
2554
Şimdi 2000 yılına dönelim.
08:46
RememberHatırlıyorum, that was the yearyıl before the iPodiPod was inventedicat edildi.
173
510913
3995
Hatırlayın, bu iPod'un icadından bir önceki yıldı.
08:50
This is how the worldDünya lookedbaktı then
174
514908
2124
O zamanlar PISA performanslarına göre
08:52
in termsşartlar of PISAPISA performanceperformans.
175
517032
4261
dünya böyle görünüyordu.
08:57
The first thing you can see is that the bubbleskabarcıklar were a lot smallerdaha küçük, no?
176
521293
2815
Fark ettiğiniz ilk şey yuvarlakların çok daha küçük olduğu, değil mi?
09:00
We spentharcanmış a lot lessaz on educationEğitim,
177
524108
1631
Eğitime çok daha az yatırım yapıyorduk,
09:01
about 35 percentyüzde lessaz on educationEğitim.
178
525739
2072
neredeyse yüzde 35' daha az.
09:03
So you asksormak yourselfkendin, if educationEğitim has becomeolmak so much more expensivepahalı,
179
527811
3745
Kendinize sorabilirsiniz, eğer eğitim çok daha pahalı oldu diye
09:07
has it becomeolmak so much better?
180
531556
3353
daha iyi bir hale geldi mi?
09:10
And the bitteracı truthhakikat really is that, you know,
181
534909
2999
Ve acı gerçek şu ki, anlıyorsunuz,
09:13
not in manyçok countriesülkeler.
182
537908
2445
her ülkede değil.
09:16
But there are some countriesülkeler whichhangi have seengörüldü
183
540353
2083
Fakat etkileyici gelişmeler kaydeden
09:18
impressiveetkileyici improvementsiyileştirmeler.
184
542436
2948
bazı ülkeler var.
09:21
GermanyAlmanya, my ownkendi countryülke, in the yearyıl 2000,
185
545384
3796
Benim ülkem, Almanya, 2000 yılında
09:25
featuredSeçme in the loweralt quadrantDörtgen Bölümlü,
186
549180
1888
son çeyrekte görünüyor,
09:26
belowaltında averageortalama performanceperformans, largegeniş socialsosyal disparitiesfarklılıkların.
187
551068
3165
ortalama performansın altında, büyük sosyal eşitsizlikler var.
09:30
And rememberhatırlamak, GermanyAlmanya, we used to be one of those countriesülkeler
188
554233
2003
Ve hatırlayın, Almanya olarak, diploması olan insanları saydığınızda
09:32
that comesgeliyor out very well when you just countsaymak people who have degreesderece.
189
556236
3728
durumu oldukça iyi olan bir ülkeydik.
09:35
Very disappointinghayal kırıklığı resultsSonuçlar.
190
559964
1761
Çok moral bozucu sonuçlar...
09:37
People were stunnedhayrete by the resultsSonuçlar.
191
561725
2737
İnsanlar sonuçlar karşısında çok şaşırdılar.
09:40
And for the very first time, the publichalka açık debatetartışma in GermanyAlmanya
192
564462
3791
Ve ilk olarak Almanya'da eğitim alanında bir
09:44
was dominatedhakim for monthsay by educationEğitim,
193
568253
3706
toplumsal tartışma gündeme oturdu.
09:47
not taxvergi, not other kindsçeşit of issuessorunlar, but educationEğitim
194
571959
2734
Vergi değil, diğer meseleler değil, ama eğitim
09:50
was the centermerkez of the publichalka açık debatetartışma.
195
574693
2551
toplumsal tartışmanın merkezi oldu.
09:53
And then policymakerspolitika beganbaşladı to respondyanıtlamak to this.
196
577244
3219
Ve sonra politikacılar buna tepki vermeye başladılar.
09:56
The federalfederal governmenthükümet dramaticallydramatik raisedkalkık its investmentyatırım in educationEğitim.
197
580463
4230
Federal hükumet eğitime yaptıkları yatırımlarını kayda değer şekilde artırdılar.
10:00
A lot was donetamam to increaseartırmak the life chancesşansı of studentsöğrencilerin
198
584693
3629
Şimdiye kadar göçmen ya da dezavantajlı sosyal ortamlardan gelen çocuklara
10:04
with an immigrantGöçmen backgroundarka fon or from socialsosyal disadvantagedezavantaj.
199
588322
2962
eşit şans vermek için çok şey yapıldı.
10:07
And what's really interestingilginç is that this wasn'tdeğildi just about
200
591284
4508
Ve asıl ilginç olan bu durum sadece var olan politikaları
10:11
optimizingEn iyi duruma getirme existingmevcut policiespolitikaları,
201
595792
3759
iyileştirmekle alakalı değil.
10:15
but dataveri transformeddönüştürülmüş some of the beliefsinançlar and paradigmsparadigmalar
202
599551
3413
Alman eğitiminin altında yatan bazı inanışları ve
10:18
underlyingtemel GermanAlmanca educationEğitim.
203
602964
1787
paradigmaları değiştirdi.
10:20
For exampleörnek, traditionallygeleneksel, the educationEğitim of the very younggenç childrençocuklar
204
604751
3886
Örneğin, geleneksel olarak, çok küçük çocukların eğitimi
10:24
was seengörüldü as the business of familiesaileleri, and you would have casesvakalar
205
608637
2618
ailelerin görevi olarak görülüyordu ve kadınların çocuklarını
10:27
where womenkadınlar were seengörüldü as neglectingihmal theironların familyaile responsibilitiessorumluluklar
206
611255
3032
ana okullarına gönderdiklerinde ailelerini
10:30
when they sentgönderilen theironların childrençocuklar to kindergartenAnaokulu.
207
614287
3088
ihmal ettiği düşünülebiliyordu.
10:33
PISAPISA has transformeddönüştürülmüş that debatetartışma,
208
617375
2648
PISA bu tartışmayı değiştirdi
10:35
and pusheditilmiş earlyerken childhoodçocukluk educationEğitim right at the centermerkez
209
620023
2773
ve erken çocuk eğitimini Almanya'daki kamu politikasının
10:38
of publichalka açık policypolitika in GermanyAlmanya.
210
622796
2392
tam merkezine oturttu.
10:41
Or traditionallygeleneksel, the GermanAlmanca educationEğitim dividesböler childrençocuklar
211
625188
3701
Veya geleneksel olarak Alman eğitim sistemi çocukları
10:44
at the ageyaş of 10, very younggenç childrençocuklar,
212
628889
2748
10 yaşında, çok küçük yaşlarda,
10:47
betweenarasında those deemedsayılır to pursuesürdürmek careerskariyer of knowledgebilgi workersişçiler
213
631637
4189
bilgi işçilerinin kariyerlerini takip ettiği düşünülenlerle
10:51
and those who would endson up workingçalışma for the knowledgebilgi workersişçiler,
214
635826
3350
kendilerini bilgi işçileri için çalışanlar arasında bulanlar
10:55
and that mainlyağırlıklı olarak alonguzun bir socioeconomicsosyo-ekonomik lineshatlar,
215
639176
2476
ve çoğunlukla sosyoekonomik çizgi üzerinde olanlar olarak ayırıyordu.
10:57
and that paradigmparadigma is beingolmak challengedmeydan now too.
216
641652
4168
Ve bu düşünce de şimdi sorgulanıyor.
11:01
A lot of changedeğişiklik.
217
645820
2484
Birçok değişiklik var.
11:04
And the good newshaber is, ninedokuz yearsyıl latersonra,
218
648304
2954
Ve iyi haber şu ki, dokuz yıl sonra
11:07
you can see improvementsiyileştirmeler in qualitykalite and equityhisse senedi.
219
651258
3099
kalite ve eşitlikte gelişmelere şahit olabilirsiniz.
11:10
People have takenalınmış up the challengemeydan okuma, donetamam something about it.
220
654357
2276
İnsanlar sorgulamaya başladılar, bu konu hakkında bir şeyler yaptılar.
11:12
Or take KoreaKore, at the other endson of the spectrumspektrum.
221
656633
2128
Ya da spektrumun diğer tarafındaki Kore'yi ele alalım.
11:14
In the yearyıl 2000, KoreaKore did alreadyzaten very well,
222
658761
2545
2000 yılında Kore'nin durumu oldukça iyiydi.
11:17
but the KoreansKoreliler were concernedilgili that only a smallküçük sharepay
223
661306
3325
ancak Koreliler çok az öğrencinin gerçekten yüksek
11:20
of theironların studentsöğrencilerin achievedelde the really highyüksek levelsseviyeleri of excellencemükemmellik.
224
664631
4359
seviyede bir mükemmelliğe ulaştığını düşünüyorlardı.
11:24
They tookaldı up the challengemeydan okuma,
225
668990
1814
Sorunla meşgul olmaya başladılar
11:26
and KoreaKore was ableyapabilmek to doubleçift the proportionoran of studentsöğrencilerin
226
670804
3534
ve Kore on yılda okuma alanında mükemmele ulaşan
11:30
achievingelde excellencemükemmellik in one decadeonyıl in the fieldalan of readingokuma.
227
674338
4402
öğrenci oranını ikiye katlamayı başardı.
11:34
Well, if you only focusodak on your brightestparlak studentsöğrencilerin,
228
678740
2553
Evet, eğer en başarılı öğrencilere odaklanırsanız,
11:37
you know what happensolur is disparitiesfarklılıkların growbüyümek,
229
681293
1919
eşitsizliğin artacağını bilirsiniz,
11:39
and you can see this bubblekabarcık movinghareketli slightlyhafifçe to the other directionyön,
230
683212
3800
ve bu yuvarlağın diğer yönde hareket ettiğini görebilirsiniz.
11:42
but still, an impressiveetkileyici improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme.
231
687012
2711
Ama yine de etkileyici bir gelişme.
11:45
A majormajör overhaulrevizyon of Poland'sPolonya'nın educationEğitim
232
689723
2586
Polonya'nın eğitiminde köklü bir iyileştirme
11:48
helpedyardım etti to dramaticallydramatik reduceazaltmak betweenarasında variabilitydeğişkenlik amongarasında schoolsokullar,
233
692309
3633
okullar arasındaki farklılıkların azalmasını
11:51
turndönüş around manyçok of the lowest-performingEn düşük fiyat-performans schoolsokullar,
234
695942
2694
en başarısız okulların gidişatı tersine çevirip
11:54
and raiseyükseltmek performanceperformans by over halfyarım a schoolokul yearyıl.
235
698636
4834
bir dönemden biraz fazla sürede performanslarını artırmasını sağladı.
11:59
And you can see other countriesülkeler as well.
236
703470
1791
Burada diğer ülkeleri de görebilirsiniz.
12:01
PortugalPortekiz was ableyapabilmek to consolidatebirleştirmek its fragmentedparçalanmış schoolokul systemsistem,
237
705261
2943
Portekiz parçalanmış eğitim sistemini sağlamlaştırmayı,
12:04
raiseyükseltmek qualitykalite and improveiyileştirmek equityhisse senedi,
238
708204
2992
kaliteyi artırmayı ve eşitliği sağlamayı başardı.
12:07
and so did HungaryMacaristan.
239
711196
1876
Macaristan da aynı şekilde...
12:08
So what you can actuallyaslında see, there's been a lot of changedeğişiklik.
240
713072
3431
Evet, burada birçok değişikliğin meydana geldiğini görebiliyorsunuz.
12:12
And even those people who complainşikayet and say that
241
716503
2933
Şikayet edip ülkelerin PISA gibi bir ölçüdeki
12:15
the relativebağıl standingayakta of countriesülkeler
242
719436
1689
göreceli durumlarının
12:17
on something like PISAPISA is just an artifactYapı of culturekültür,
243
721125
3422
sadece kültürün, ekonomik faktörlerin, sosyal meselelerin
12:20
of economicekonomik factorsfaktörler, of socialsosyal issuessorunlar,
244
724547
3042
toplumların homojenliğinin vesaire
12:23
of homogeneityhomojenliği of societiestoplumlar, and so on,
245
727589
3062
sonucu olduğunu düşünenler bile
12:26
these people mustşart now concedekabul ediyorlar that educationEğitim improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme is possiblemümkün.
246
730651
4842
artık eğitimde gelişmenin mümkün olduğunu kabul etmek zorundalar.
12:31
You know, PolandPolonya hasn'tdeğil sahiptir changeddeğişmiş its culturekültür.
247
735493
3040
Biliyorsunuz, Polonya kültürünü değiştirmedi.
12:34
It didn't changedeğişiklik its economyekonomi. It didn't changedeğişiklik
248
738533
2504
Ekonomisini değiştirmedi,
12:36
the compositionsbesteleri of its populationnüfus.
249
741037
2092
nüfus bileşenlerini değiştirmedi.
12:39
It didn't fireateş its teachersöğretmenler. It changeddeğişmiş its educationEğitim policiespolitikaları
250
743129
2854
Öğretmenlerini kovmadı. Eğitim politikalarını
12:41
and practiceuygulama. Very impressiveetkileyici.
251
745983
2640
ve uygulamalarını değiştirdi. Çok etkileyici.
12:44
And all that raisesyükseltmeler, of coursekurs, the questionsoru: What can we learnöğrenmek
252
748623
2965
Ve herkes şu soruyu soruyor: Yeşil çeyrekteki
12:47
from those countriesülkeler in the greenyeşil quadrantDörtgen Bölümlü
253
751588
2104
yüksek eşitlik ve başarı seviyesine
12:49
who have achievedelde highyüksek levelsseviyeleri of equityhisse senedi,
254
753692
2275
ve gelişim göstermiş sonuçlara ulaşan
12:51
highyüksek levelsseviyeleri of performanceperformans, and raisedkalkık outcomesçıktıları?
255
755967
3732
ülkelerden neler öğrenebiliriz?
12:55
And, of coursekurs, the questionsoru is, can what worksEserleri in one contextbağlam
256
759699
3914
Ve, elbette, asıl soru şu ki; bir durumda işe yarayan bir metod
12:59
providesağlamak a modelmodel elsewherebaşka yerde?
257
763613
2716
başka bir durum için de bir model oluşturur mu?
13:02
Of coursekurs, you can't copykopya and pasteyapıştırmak educationEğitim systemssistemler wholesaleToptan,
258
766329
3330
Elbette, eğitim sistemini tümüyle kopyalayıp yapıştıramazsınız.
13:05
but these comparisonskarşılaştırmalar have identifiedtespit a rangemenzil of factorsfaktörler
259
769659
3927
Ama bu karşılaştırmalar yüksek performanslı sistemlerin paylaştığı
13:09
that high-performingyüksek performanslı systemssistemler sharepay.
260
773586
3321
özellikleri gösteriyor.
13:12
EverybodyHerkes agreeskabul eder that educationEğitim is importantönemli.
261
776907
2560
Herkes eğitimin önemi olduğu hakkında hemfikirdir.
13:15
EverybodyHerkes saysdiyor that.
262
779467
1987
Herkes bunu söyler.
13:17
But the testÖlçek of truthhakikat is, how do you weightartmak that priorityöncelik
263
781454
3255
Ama asıl mesele, bu önceliği başka
13:20
againstkarşısında other prioritiesöncelikler?
264
784709
2296
önceliklere göre nasıl tartarsınız?
13:22
How do countriesülkeler payödeme theironların teachersöğretmenler
265
787005
2013
Ülkeler diğer yüksek becerili çalışanlarına
13:24
relativebağıl to other highlybüyük ölçüde skilledyetenekli workersişçiler?
266
789018
3105
kıyasla öğretmenlerine nasıl maaş ödüyorlar?
13:28
Would you want your childçocuk to becomeolmak a teacheröğretmen
267
792123
2485
Çocuğunuzun bir avukat değil de bir öğretmen olmasını
13:30
ratherdaha doğrusu than a lawyeravukat?
268
794608
2112
ister miydiniz?
13:32
How do the mediamedya talk about schoolsokullar and teachersöğretmenler?
269
796720
2002
Medyada okullardan ve öğretmenlerden nasıl bahsediliyor?
13:34
Those are the criticalkritik questionssorular, and what we have learnedbilgili
270
798722
2505
Bunlar can alıcı sorular ve PISA'dan öğrendik ki
13:37
from PISAPISA is that, in high-performingyüksek performanslı educationEğitim systemssistemler,
271
801227
4094
yüksek performanslı eğitim sistemlerinde
13:41
the leadersliderler have convincedikna olmuş theironların citizensvatandaşlar to make choicesseçimler
272
805321
3550
liderler vatandaşlarını günümüzdeki tüketimden ziyade
13:44
that valuedeğer educationEğitim, theironların futuregelecek,
273
808871
2378
eğitime, geleceklerine değer veren seçimlerde bulunmaları
13:47
more than consumptiontüketim todaybugün.
274
811249
2672
için ikna ettiler.
13:49
And you know what's interestingilginç? You won'talışkanlık believe it,
275
813921
2046
İlginç olan ne biliyor musunuz?
13:51
but there are countriesülkeler in whichhangi the mostçoğu attractiveçekici placeyer
276
815967
2986
İnanmayacaksınız ama öyle ülkeler var ki bulunulacak en cazip yer
13:54
to be is not the shoppingalışveriş yapmak centermerkez but the schoolokul.
277
818953
2920
alışveriş merkezleri değil, okullar.
13:57
Those things really existvar olmak.
278
821873
2267
Bunlar gerçekten var.
14:00
But placingyerleştirme a highyüksek valuedeğer on educationEğitim
279
824140
1973
Ama eğitime yüksek paha biçmek
14:02
is just partBölüm of the pictureresim.
280
826113
2851
resmin sadece bir bölümü.
14:04
The other partBölüm is the beliefinanç that all childrençocuklar
281
828964
3029
Diğer bölümü ise
14:07
are capableyetenekli of successbaşarı.
282
831993
3435
tüm çocukların başarabileceklerine olan inanç.
14:11
You have some countriesülkeler where studentsöğrencilerin
283
835428
1761
Bazı ülkelerde öğrenciler küçük yaşlarda
14:13
are segregatedayrılmış earlyerken in theironların agesyaşlar.
284
837189
2239
sınıflandırılıyorlar.
14:15
You know, studentsöğrencilerin are dividedbölünmüş up,
285
839428
2046
Bilirsiniz, sadece bazı öğrencilerin
14:17
reflectingyansıtan the beliefinanç that only some childrençocuklar
286
841474
2335
dünya standartlarına ulaşabileceğine olan inanıştan dolayı
14:19
can achievebaşarmak world-classDünya çapında standardsstandartlar.
287
843809
3552
öğrenciler sınıflandırılıyorlar.
14:23
But usuallygenellikle that is linkedbağlantılı to very stronggüçlü socialsosyal disparitiesfarklılıkların.
288
847361
4055
Ama genelde bu durum çok güçlü sosyal dengesizliklerle alakalı.
14:27
If you go to JapanJaponya in AsiaAsya, or FinlandFinlandiya in EuropeEurope,
289
851416
3384
Eğer Asya'da Japonya'ya ya da Avrupa'da Finlandiya'ya bakarsanız
14:30
parentsebeveyn and teachersöğretmenler in those countriesülkeler
290
854800
2106
bu ülkelerdeki anne babalar
14:32
expectbeklemek everyher studentÖğrenci to succeedbaşarılı olmak,
291
856906
3911
her öğrencinin başarılı olmasını bekliyorlar
14:36
and you can see that actuallyaslında mirroredYansıtılmış in studentÖğrenci behaviordavranış.
292
860817
3492
ve bunun yansımasını öğrenci davranışlarında görebiliyorsunuz.
14:40
When we askeddiye sordu studentsöğrencilerin what countssayımları
293
864309
2716
Öğrencilere "Matematikte başarı neye bağlı?"
14:42
for successbaşarı in mathematicsmatematik,
294
867025
2736
diye sorduğumuz zaman,
14:45
studentsöğrencilerin in NorthKuzey AmericaAmerika would typicallytipik tell us,
295
869761
2392
Kuzey Amerika'da öğrenciler genelde, yani,
14:48
you know, it's all about talentyetenek.
296
872153
1546
tamamen beceri ile ilgili yanıtı verirler.
14:49
If I'm not borndoğmuş as a geniusdeha in mathmatematik, I'd better studyders çalışma something elsebaşka.
297
873699
4626
Eğer matematik dehası olarak doğmadıysam, başka birşey okusam daha iyi.
14:54
NineDokuz out of 10 JapaneseJaponca studentsöğrencilerin say
298
878325
2726
Her 10 Japon öğrencinin dokuzu
14:56
that it dependsbağlıdır on my ownkendi investmentyatırım, on my ownkendi effortçaba,
299
881051
4246
başarının kendi yatırımlarına, çabalarına bağlı olduğunu söylerler.
15:01
and that tellsanlatır you a lot about the systemsistem that is around them.
300
885297
4735
Ve bu durum çocukların içinde bulunduğu sistem hakkında çok şey anlatıyor.
15:05
In the pastgeçmiş, differentfarklı studentsöğrencilerin were taughtöğretilen in similarbenzer waysyolları.
301
890032
4809
Geçmişte, değişik öğrencilere aynı şekilde eğitim verilirdi.
15:10
HighYüksek performerssanatçılar on PISAPISA embracekucaklamak diversityçeşitlilik
302
894841
3332
PISA'daki yüksek başarı gösterenler farklılığı
15:14
with differentiatedfarklılaşmış pedagogicalpedagojik practicesuygulamaları.
303
898173
3748
ayrı pedagojik uygulamalarla benimsiyorlar.
15:17
They realizegerçekleştirmek that
304
901921
1976
Normal öğrencilerin
15:19
ordinarysıradan studentsöğrencilerin have extraordinaryolağanüstü talentsyetenekleri,
305
903897
3144
olağanüstü becerileri olduğunun farkındalar
15:22
and they personalizekişiselleştirmek learningöğrenme opportunitiesfırsatlar.
306
907041
3360
ve öğrenme imkanlarını kişiselleştiriyorlar.
15:26
High-performingYüksek performanslı systemssistemler alsoAyrıca sharepay
307
910401
2036
Yüksek başarılı sistemler
15:28
clearaçık and ambitiousiddialı standardsstandartlar acrosskarşısında the entiretüm spectrumspektrum.
308
912437
3606
yelpazenin tümünde net ve iddialı standartlar paylaşıyorlar.
15:31
EveryHer studentÖğrenci knowsbilir what mattershususlar.
309
916043
2202
Her öğrenci neyin önemli olduğunu biliyor.
15:34
EveryHer studentÖğrenci knowsbilir what's requiredgereklidir to be successfulbaşarılı.
310
918245
4087
Her öğrenci başarılı olmak için ne gerektiğini biliyor.
15:38
And nowhereHiçbir yerde does the qualitykalite of an educationEğitim systemsistem
311
922332
2865
Ve hiçbir yerde eğitim sisteminin kalitesi
15:41
exceedaşan the qualitykalite of its teachersöğretmenler.
312
925197
2443
öğretmenlerin kalitesini geçmiyor.
15:43
High-performingYüksek performanslı systemssistemler are very carefuldikkatli
313
927640
3068
Yüksek başarılı sistemler öğretmenlerini nasıl
15:46
in how they recruitaskere and selectseçmek theironların teachersöğretmenler
314
930708
2134
işe aldıkları ve seçtikleri
15:48
and how they traintren them.
315
932842
1721
ve nasıl yetiştirdikleri hakkında çok dikkatliler.
15:50
They watch how they improveiyileştirmek the performancesperformansları of teachersöğretmenler
316
934563
2830
Güçlüklerle mücadele eden öğretmenlerin performanslarını
15:53
in difficultieszorluklar who are strugglingmücadele,
317
937393
2320
nasıl iyileştirebileceklerine
15:55
and how they structureyapı teacheröğretmen payödeme.
318
939713
2909
ve öğretmen maaşlarını nasıl yapılandırdıklarına dikkat ediyorlar
15:58
They providesağlamak an environmentçevre alsoAyrıca in whichhangi teachersöğretmenler work togetherbirlikte
319
942622
3696
İyi çalışmaları desteklemek için öğretmenlere birlikte çalışmaları
16:02
to frameçerçeve good practiceuygulama.
320
946318
3557
için uygun ortam sağlıyorlar.
16:05
And they providesağlamak intelligentakıllı pathwaysyolları for teachersöğretmenler to growbüyümek
321
949875
4161
Ve öğretmenlerin kariyerlerinde ilerlemeleri için mantıklı
16:09
in theironların careerskariyer.
322
954036
2115
yollar sağlıyorlar.
16:12
In bureaucraticbürokratik schoolokul systemssistemler,
323
956151
1624
Bürokratik okul sistemlerinde,
16:13
teachersöğretmenler are oftensık sık left aloneyalnız in classroomsderslik
324
957775
1993
öğretmenler genellikle, ne öğretecekleriyle ilgili
16:15
with a lot of prescriptionreçete on what they should be teachingöğretim.
325
959768
3167
bir sürü talimatla sınıflarda yalnız bırakılıyorlar.
16:18
High-performingYüksek performanslı systemssistemler are very clearaçık what good performanceperformans is.
326
962935
3210
Yüksek başarılı sistemler iyi performansın ne olduğu hakkında çok netler.
16:22
They setset very ambitiousiddialı standardsstandartlar, but then they enableetkinleştirmek
327
966145
2774
Çok yüksek standartlar koyuyorlar ama öğretmenlerin
16:24
theironların teachersöğretmenler to figureşekil out,
328
968919
1777
şu sorunun cevabını bulmalarını sağlıyorlar:
16:26
what do I need to teachöğretmek to my studentsöğrencilerin todaybugün?
329
970696
4115
"Bugün öğrencilerime ne öğretmem gerekiyor?"
16:30
The pastgeçmiş was about deliveredteslim wisdombilgelik in educationEğitim.
330
974811
4546
Eskiden eğitimde bilgeliği aktarmak önemliydi.
16:35
Now the challengemeydan okuma is to enableetkinleştirmek user-generatedkullanıcı tarafından oluşturulan wisdombilgelik.
331
979357
5242
Şimdi aslı mesele kişinin kendi bilgeliğini ortaya çıkarması.
16:40
HighYüksek performerssanatçılar have movedtaşındı on from professionalprofesyonel
332
984599
3640
Yüksek performanslılar, profesyonel ya da yöneticilerin
16:44
or from administrativeidari formsformlar of accountabilityHesap verebilirlik and controlkontrol --
333
988239
3664
mesuliyeti altında olan ve onların kontrol ettiği eğitimde insanların yaptıklarını
16:47
sortçeşit of, how do you checkKontrol whetherolup olmadığını people do what they're supposedsözde to do in educationEğitim --
334
991903
3237
kontrol eden bir sistemden, profesyonel bir şekilde
16:51
to professionalprofesyonel formsformlar of work organizationorganizasyon.
335
995140
3666
organizasyonu olan sisteme geçtiler.
16:54
They enableetkinleştirmek theironların teachersöğretmenler to make innovationsyenilikler in pedagogypedagoji.
336
998806
3872
Öğretmenlerin pedagojide yaratıcı yenilikler yapmalarına fırsat tanıyorlar.
16:58
They providesağlamak them with the kindtür of developmentgelişme they need
337
1002678
2490
Daha güçlü pedagojik uygulamaları geliştirmek için ihtiyaç
17:01
to developgeliştirmek strongergüçlü pedagogicalpedagojik practicesuygulamaları.
338
1005168
4062
duydukları imkanları sağlıyorlar.
17:05
The goalhedef of the pastgeçmiş was standardizationstandardizasyon and complianceuyum.
339
1009230
5658
Geçmişte hedef standartlaşma ve uyum sağlamaktı.
17:10
High-performingYüksek performanslı systemssistemler have madeyapılmış teachersöğretmenler
340
1014888
2734
Yüksek başarılı sistemler öğretmenleri
17:13
and schoolokul principalssorumluları inventiveyaratıcı.
341
1017622
3286
ve okul müdürlerini daha yaratıcı yaptılar.
17:16
In the pastgeçmiş, the policypolitika focusodak was on outcomesçıktıları,
342
1020908
2699
Eskiden, politika, sonuca ve edinime
17:19
on provisionhüküm.
343
1023607
2182
odaklıydı.
17:21
The high-performingyüksek performanslı systemssistemler have helpedyardım etti teachersöğretmenler
344
1025789
2803
Yüksek performanslı sistemler öğretmenlerin ve
17:24
and schoolokul principalssorumluları to look outwardsdışarı doğru to the nextSonraki teacheröğretmen,
345
1028592
2441
okul idarecilerini, etraflarındaki diğer öğretmene, diğer
17:26
the nextSonraki schoolokul around theironların liveshayatları.
346
1031033
2693
okula bakmalarına yardımcı oldu.
17:29
And the mostçoğu impressiveetkileyici outcomesçıktıları of world-classDünya çapında systemssistemler
347
1033726
2166
Ve dünya standartlarındaki sistemlerin en etkili sonucu
17:31
is that they achievebaşarmak highyüksek performanceperformans acrosskarşısında the entiretüm systemsistem.
348
1035892
3147
öğrencilerin bütün sistem dahilinde yüksek performansa ulaşabiliyor olması.
17:34
You've seengörüldü FinlandFinlandiya doing so well on PISAPISA,
349
1039039
2197
Finlandiya'nın PISA sonuçlarına göre çok iyi olduğunu gördünüz,
17:37
but what makesmarkaları FinlandFinlandiya so impressiveetkileyici
350
1041236
1690
ama Finlandiya'yı bu kadar etkileyici yapan şey
17:38
is that only fivebeş percentyüzde of the performanceperformans variationvaryasyon
351
1042926
3977
öğrenciler arası performans farkının sadece yüzde beşinin
17:42
amongstarasında studentsöğrencilerin liesyalanlar betweenarasında schoolsokullar.
352
1046903
2456
okullardan kaynaklanıyor olması.
17:45
EveryHer schoolokul succeedsbaşarılı.
353
1049359
2316
Her okul başarılı oluyor.
17:47
This is where successbaşarı is systemicsistemik.
354
1051675
2731
Başarının sistemli olduğu yer burası.
17:50
And how do they do that?
355
1054406
1704
Peki bunu nasıl yapıyorlar?
17:52
They investyatırmak resourceskaynaklar where they can make the mostçoğu differencefark.
356
1056110
2692
Fark yaratabilecekleri yere kaynak yatırımı yapıyorlar.
17:54
They attractçekmek the strongestEn güçlü principalssorumluları into the toughestEn zor schoolsokullar,
357
1058802
5108
En güçlü idarecileri en çetin okullara
17:59
and the mostçoğu talentedyetenekli teachersöğretmenler
358
1063910
2208
ve en yetenekli öğretmenleri
18:02
into the mostçoğu challengingmeydan okuma classroomsınıf.
359
1066118
1943
en zorlu sınıflara gönderiyorlar.
18:03
Last but not leasten az, those countriesülkeler alignhizalama policiespolitikaları
360
1068061
3129
Son olarak çok önemli bir nokta da, yönetmelikleri bütün
18:07
acrosskarşısında all areasalanlar of publichalka açık policypolitika.
361
1071190
2220
kamu düzeni için düzenliyorlar.
18:09
They make them coherenttutarlı over sustainedsürekli periodsdönemleri of time,
362
1073410
3133
Onları uzun vadede birbirine uyumlu hale getiriyorlar
18:12
and they ensuresağlamak that what they do is consistentlysürekli olarak implementeduygulanan.
363
1076543
4703
ve yaptıklarının tutarlı bir şekilde uygulanmış olduğundan emin oluyorlar.
18:17
Now, knowingbilme what successfulbaşarılı systemssistemler are doing
364
1081246
2304
Şimdi, başarılı sistemlerin neler yaptıklarını bilmek
18:19
doesn't yethenüz tell us how to improveiyileştirmek.
365
1083550
2791
bize nasıl geliştiklerini anlatmıyor.
18:22
That's alsoAyrıca clearaçık, and that's where some of the limitssınırları
366
1086341
2458
Bu da gayet açık ve bu da uluslararası PISA karlılaştırmalarının
18:24
of internationalUluslararası comparisonskarşılaştırmalar of PISAPISA are.
367
1088799
3475
limitlerinin olduğu yer.
18:28
That's where other formsformlar of researchAraştırma need to kicktekme in,
368
1092274
2703
Burası diğer araştırma türlerinin sonuç vermesi gerektiği yer
18:30
and that's alsoAyrıca why PISAPISA doesn't venturegirişim into
369
1094977
2458
ve işte bu yüzden PISA, ülkelere neler yapmaları
18:33
tellingsöylüyorum countriesülkeler what they should be doing.
370
1097435
1760
gerektiğini söyleme konusunda girişimde bulunmuyor.
18:35
But its strengthkuvvet liesyalanlar in tellingsöylüyorum them
371
1099195
1823
Ama PISA'nın gücü ülkelere diğerlerinin
18:36
what everybodyherkes elsebaşka has been doing.
372
1101018
2755
ne yaptığını söylemekten geliyor.
18:39
And the exampleörnek of PISAPISA showsgösterileri that dataveri
373
1103773
2196
PISA'nın bir örneği de gösteriyor ki veriler
18:41
can be more powerfulgüçlü than administrativeidari controlkontrol of financialmali subsidysübvansiyon
374
1105969
3318
bizim genellikle eğitim sistemlerini yönetmemizi sağlayan
18:45
throughvasitasiyla whichhangi we usuallygenellikle runkoş educationEğitim systemssistemler.
375
1109287
3941
parasal yardımın idari kontrolünden daha tesirli.
18:49
You know, some people arguetartışmak that
376
1113228
3038
Bilirsiniz, bazı insanlar eğitim
18:52
changingdeğiştirme educationaleğitici administrationyönetim
377
1116266
2188
yönetimlerini değiştirmenin
18:54
is like movinghareketli graveyardsMezarlıklar.
378
1118454
2441
deveye hendek atlatmaktan zor olduğunu söylerler.
18:56
You just can't relygüvenmek on the people out there to help you with this. (LaughterKahkaha)
379
1120895
4887
Durup da insanların size bu konuda yardım etmelerini bekleyemezsiniz (Kahkahalar).
19:01
But PISAPISA has showngösterilen what's possiblemümkün in educationEğitim.
380
1125782
4867
Ama PISA bize eğitimde nelerin mümkün olduğunu gösterdi.
19:06
It has helpedyardım etti countriesülkeler to see that improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme is possiblemümkün.
381
1130649
3805
Ülkelerin gelişimin mümkün olduğunu anlamalarına yardım etti.
19:10
It has takenalınmış away excusesbahane from those who are complacenthalinden memnun.
382
1134454
4208
Kendi halinden memnun olanların mazeretlerini elinden aldı.
19:14
And it has helpedyardım etti countriesülkeler to setset meaningfulanlamlı targetshedefler
383
1138662
3433
Ve ülkelerin kendilerine dünya liderleri tarafından ulaşılmış
19:17
in termsşartlar of measurableölçülebilir goalshedefleri achievedelde by the world'sDünyanın en leadersliderler.
384
1142095
3098
ölçülebilir hedefler koymalarına yardımcı oldu.
19:21
If we can help everyher childçocuk, everyher teacheröğretmen, everyher schoolokul,
385
1145193
4550
Eğer her çocuğa, her öğretmene, her okula,
19:25
everyher principalAsıl adı, everyher parentebeveyn see what improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme is possiblemümkün,
386
1149743
3655
her müdüre, her ebeveyne hangi gelişmelerin mümkün olduğunu,
19:29
that only the skygökyüzü is the limitsınır to educationEğitim improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme,
387
1153398
2736
eğitimdeki gelişmelerde sınır olmadığını görmeleri için yardım edebilirsek
19:32
we have laidkoydu the foundationsVakıflar
388
1156134
1896
daha iyi politikalar ve daha iyi hayatlar
19:33
for better policiespolitikaları and better liveshayatları.
389
1158030
2183
için temelleri attık demektir.
19:36
Thank you.
390
1160213
2533
Teşekkür ederim.
19:38
(ApplauseAlkış)
391
1162746
4000
(Alkış)
Translated by Hatice Melek Yıldız
Reviewed by Mehmet Emin Yildiz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Andreas Schleicher - Education surveyor
What makes a great school system? To find out, Andreas Schleicher administers a test to compare student performance around the world.

Why you should listen

First, a few acronyms: Andreas Schleicher heads the Program for International Student Assessment (PISA) at the Organization for Economic Co-operation and Development (OECD). What it means is: He's designed a test, given to hundreds of thousands of 15-year-olds around the world (the most recent covered almost 70 nations), that offers unprecedented insight into how well national education systems are preparing their students for adult life. As The Atlantic puts it, the PISA test "measured not students’ retention of facts, but their readiness for 'knowledge worker' jobs—their ability to think critically and solve real-world problems."

The results of the PISA test, given every three years, are fed back to governments and schools so they can work on improving their ranking. And the data has inspired Schleicher to become a vocal advocate for the policy changes that, his research suggests, make for great schools.

Get Andreas Schleicher's slide deck from this talk >>

More profile about the speaker
Andreas Schleicher | Speaker | TED.com