ABOUT THE SPEAKER
Ron Eglash - Mathematician
Ron Eglash is an ethno-mathematician: he studies the way math and cultures intersect. He has shown that many aspects of African design -- in architecture, art, even hair braiding -- are based on perfect fractal patterns.

Why you should listen

"Ethno-mathematician" Ron Eglash is the author of African Fractals, a book that examines the fractal patterns underpinning architecture, art and design in many parts of Africa. By looking at aerial-view photos -- and then following up with detailed research on the ground -- Eglash discovered that many African villages are purposely laid out to form perfect fractals, with self-similar shapes repeated in the rooms of the house, and the house itself, and the clusters of houses in the village, in mathematically predictable patterns.

As he puts it: "When Europeans first came to Africa, they considered the architecture very disorganized and thus primitive. It never occurred to them that the Africans might have been using a form of mathematics that they hadn't even discovered yet."

His other areas of study are equally fascinating, including research into African and Native American cybernetics, teaching kids math through culturally specific design tools (such as the Virtual Breakdancer applet, which explores rotation and sine functions), and race and ethnicity issues in science and technology. Eglash teaches in the Department of Science and Technology Studies at Rensselaer Polytechnic Institute in New York, and he recently co-edited the book Appropriating Technology, about how we reinvent consumer tech for our own uses.

 

More profile about the speaker
Ron Eglash | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2007

Ron Eglash: The fractals at the heart of African designs

Ron Eglash: Afrika tasarımlarının kalbindeki fraktallar

Filmed:
1,740,687 views

"Ben bir matematikçiyim ve senin çatında durmak istiyorum." İşte Ron Englash, kıta boyunca köylerde fark ettiği fraktal modelleri araştırırken karşılaştığı bir çok Afrikalı aileyi bu şekilde selamladı.
- Mathematician
Ron Eglash is an ethno-mathematician: he studies the way math and cultures intersect. He has shown that many aspects of African design -- in architecture, art, even hair braiding -- are based on perfect fractal patterns. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I want to startbaşlama my storyÖykü in GermanyAlmanya, in 1877,
0
1000
3000
Hikayeme Almanya'da, 1887'de
Georg Cantor adında
00:16
with a mathematicianmatematikçi namedadlı GeorgGeorg CantorCantor.
1
4000
2000
bir matematikçi ile başlamak istiyorum.
00:18
And CantorCantor decidedkarar he was going to take a linehat and erasesilmek the middleorta thirdüçüncü of the linehat,
2
6000
5000
Cantor bir çizgi almaya karar verdi ve
bu çizginin ortasını sildi
00:23
and then take those two resultingkaynaklanan lineshatlar and bringgetirmek them back into the sameaynı processsüreç, a recursiveözyinelemeli processsüreç.
3
11000
5000
ve elindeki bu iki çizgiyi aynı işlemden
geçirdi, ve aynı işlemi tekrarladı.
00:28
So he startsbaşlar out with one linehat, and then two,
4
16000
2000
İlk başta tek çizgi le başladı, sonra iki
00:30
and then fourdört, and then 16, and so on.
5
18000
3000
ardından 4, sonra 16 ve böyle devam etti.
00:33
And if he does this an infinitesonsuz numbernumara of timeszamanlar, whichhangi you can do in mathematicsmatematik,
6
21000
3000
Eğer bunu sonsuz kere yaparsa,
ki matematiksel olarak mümkün,
00:36
he endsuçları up with an infinitesonsuz numbernumara of lineshatlar,
7
24000
2000
her birinin sonsuz noktaları olan
00:38
eachher of whichhangi has an infinitesonsuz numbernumara of pointsmakas in it.
8
26000
3000
sonsuz sayıda çizgi elde eder.
00:41
So he realizedgerçekleştirilen he had a setset whosekimin numbernumara of elementselementler was largerdaha büyük than infinitysonsuzluk.
9
29000
4000
Böylece eleman sayısı sonsuzdan büyük
bir kümesi elde ettiğini fark etti.
00:45
And this blewpatladı his mindus. LiterallyKelimenin tam anlamıyla. He checkedkontrol into a sanitariumsanatoryum. (LaughterKahkaha)
10
33000
3000
Bu onu delirtti. Gerçekten.
Bir sanatoryuma giriş yaptı.
00:48
And when he camegeldi out of the sanitariumsanatoryum,
11
36000
2000
Ve sanatoryumdan çıktıktan sonra,
00:50
he was convincedikna olmuş that he had been put on earthtoprak to foundbulunan transfinitesonlu ötesi nicelik sayısı setset theoryteori
12
38000
6000
kendini bu dünyaya sonsuz küme
teoremini bulmaya geldiğine inandırdı,
00:56
because the largesten büyük setset of infinitysonsuzluk would be God HimselfKendini.
13
44000
3000
çünkü sonsuzluğun en büyük kümesi
Tanrının kendisi olmalıydı.
00:59
He was a very religiousdini man.
14
47000
1000
Çok dindar bir adamdı.
01:00
He was a mathematicianmatematikçi on a missionmisyon.
15
48000
2000
Misyonu olan bir matematikçiydi.
01:02
And other mathematiciansmatematikçiler did the sameaynı sortçeşit of thing.
16
50000
2000
Başka matematikçiler de benzerlerini yaptı.
01:04
A Swedishİsveç dili mathematicianmatematikçi, vonvon KochKoch,
17
52000
2000
İsveçli bir matematikçi, von Koch,
01:06
decidedkarar that insteadyerine of subtractingçıkarılarak lineshatlar, he would addeklemek them.
18
54000
4000
çizgileri çıkarmak yerine
çizgileri eklemeye karar verdi.
01:10
And so he camegeldi up with this beautifulgüzel curveeğri.
19
58000
2000
Sonuç olarak bu güzel eğriye ulaştı.
01:12
And there's no particularbelirli reasonneden why we have to startbaşlama with this seedtohum shapeşekil;
20
60000
3000
Bu çekirdek şekil ile başlamak için
özel bir neden yok,
01:15
we can use any seedtohum shapeşekil we like.
21
63000
4000
istediğimiz bir çekirdek
şekil ile başlayabiliriz.
01:19
And I'll rearrangeyeniden düzenleme this and I'll stickÇubuk this somewherebir yerde -- down there, OK --
22
67000
4000
Bunu yeniden ayarlayacağım, şuraya bir
yere sabitleyeceğim --tam burası, tamam-
01:23
and now uponüzerine iterationyineleme, that seedtohum shapeşekil sortçeşit of unfoldsizlerken into a very differentfarklı looking structureyapı.
23
71000
7000
tekrarlamalarla çekirdek şekil açılarak
çok farklı görünümde bir yapıya ulaşacak.
01:30
So these all have the propertyözellik of self-similarityÖz-benzerlik:
24
78000
2000
Yani bunların hepsinin
kendine-benzer özelliği var:
01:32
the partBölüm looksgörünüyor like the wholebütün.
25
80000
2000
parça bütün gibi görünüyor.
01:34
It's the sameaynı patternmodel at manyçok differentfarklı scalesterazi.
26
82000
2000
Birçok farklı ölçekte aynı model var.
01:37
Now, mathematiciansmatematikçiler thought this was very strangegarip
27
85000
2000
Matematikçiler bunun garip
olduğunu düşündü.
01:39
because as you shrinkküçültmek a rulerCetvel down, you measureölçmek a longeruzun and longeruzun lengthuzunluk.
28
87000
5000
Çünkü cetveli küçülttükçe
daha büyük uzunluklar ölçüyorsunuz.
01:44
And sincedan beri they wentgitti throughvasitasiyla the iterationsyineleme an infinitesonsuz numbernumara of timeszamanlar,
29
92000
2000
Tekrarlamalar sonsuz sayıda yapıldığından
01:46
as the rulerCetvel shrinksküçülür down to infinitysonsuzluk, the lengthuzunluk goesgider to infinitysonsuzluk.
30
94000
6000
cetvel sonsuza doğru küçülürken
uzunluk da sonsuzluğa gider.
01:52
This madeyapılmış no senseduyu at all,
31
100000
1000
Bu hiç mantıklı gelmedi,
01:53
so they consignedcehenneme these curveseğrileri to the back of the mathmatematik bookskitaplar.
32
101000
3000
böylece bu eğriler matematik kitaplarının
arkasına atıldı.
01:56
They said these are pathologicalpatolojik curveseğrileri, and we don't have to discusstartışmak them.
33
104000
4000
Dediler ki bunlar hastalıklı eğriler
ve bunları tartışmak zorunda değiliz.
02:00
(LaughterKahkaha)
34
108000
1000
(Gülüşmeler)
02:01
And that workedişlenmiş for a hundredyüz yearsyıl.
35
109000
2000
Bu, 100 yıl böyle devam etti.
02:04
And then in 1977, BenoitBenoit MandelbrotMandelbrot, a FrenchFransızca mathematicianmatematikçi,
36
112000
5000
Ve sonra 1977'de Fransız matematikçi
Benoit Mandelbrot,
02:09
realizedgerçekleştirilen that if you do computerbilgisayar graphicsgrafik and used these shapesşekiller he calleddenilen fractalsFraktallar,
37
117000
5000
fraktal ismini verdiği bu şekilleri
eğer bilgisayar grafiklerinde kullanırsa
02:14
you get the shapesşekiller of naturedoğa.
38
122000
2000
doğanın şekillerine ulaşacağını fark etti.
02:16
You get the humaninsan lungsakciğerler, you get acaciaAkasya treesağaçlar, you get fernseğrelti otları,
39
124000
4000
İnsan akciğeri, akasya ağaçları,
eğrelti otları..
02:20
you get these beautifulgüzel naturaldoğal formsformlar.
40
128000
2000
Bu güzel doğal şekillerini elde edilir.
02:22
If you take your thumbbaşparmak and your indexindeks fingerparmak and look right where they meetkarşılamak --
41
130000
4000
Eğer başparmağınız ile işaret parmağınızın
buluştukları yere bakarsanız--
02:26
go aheadönde and do that now --
42
134000
2000
hadi bunu şimdi yapın--
02:28
-- and relaxSakin ol your handel, you'llEğer olacak see a crinkleKrinkıl,
43
136000
3000
--elinizi rahat bırakın, bir kırışıklık
göreceksiniz ve sonra
02:31
and then a wrinklekırışıklık withiniçinde the crinkleKrinkıl, and a crinkleKrinkıl withiniçinde the wrinklekırışıklık. Right?
44
139000
3000
kırışık içinde kırışıklık
kırışıklık içinde kırışık. Değil mi?
02:34
Your bodyvücut is coveredkapalı with fractalsFraktallar.
45
142000
2000
Tüm vücudunuz fraktallar ile kaplıdır.
02:36
The mathematiciansmatematikçiler who were sayingsöz these were pathologicallypatolojik olarak uselessyararsız shapesşekiller?
46
144000
3000
Matematikçiler patolojik yararsız şekiller
olduğunu mu söylüyordu?
02:39
They were breathingnefes those wordskelimeler with fractalfraktal lungsakciğerler.
47
147000
2000
Fraktal akciğerleri ile
bu kelimeler nefes buldu.
02:41
It's very ironicİronik. And I'll showgöstermek you a little naturaldoğal recursionözyineleme here.
48
149000
4000
Bu çok ironik. Şimdi size
küçük bir doğal tekrarlama göstereceğim.
02:45
Again, we just take these lineshatlar and recursivelyözyinelemeli olarak replacedeğiştirmek them with the wholebütün shapeşekil.
49
153000
5000
Yine bu çizgileri aldık ve tekrarlayarak
tüm şekil ile yer değiştirdik.
02:50
So here'sburada the secondikinci iterationyineleme, and the thirdüçüncü, fourthdördüncü and so on.
50
158000
5000
Bu ikinci tekrarlama, bu üç,
dört ve devam ediyor.
02:55
So naturedoğa has this self-similarkendi kendine benzer structureyapı.
51
163000
2000
Yani tabiat, kendine-benzer yapıya sahip.
02:57
NatureDoğa useskullanımları self-organizingkendi kendini organize systemssistemler.
52
165000
2000
Doğa kendini organize eden sistem kullanır.
02:59
Now in the 1980s, I happenedolmuş to noticeihbar
53
167000
3000
1980'lerde farkettim ki bir Afrika köyünün
03:02
that if you look at an aerialHava photographfotoğraf of an AfricanAfrika villageköy, you see fractalsFraktallar.
54
170000
4000
havadan çekilmiş fotoğaflarına bakarsanız
fraktallar görürsünüz.
03:06
And I thought, "This is fabulousharika! I wondermerak etmek why?"
55
174000
4000
"Bu çok güzel! Acaba neden?"
diye düşündüm. Tabi ki,
03:10
And of coursekurs I had to go to AfricaAfrika and asksormak folksarkadaşlar why.
56
178000
2000
Afrika'ya gidip
halka sebebini sormalıydım.
03:12
So I got a FulbrightFulbright scholarshipburs to just travelseyahat around AfricaAfrika for a yearyıl
57
180000
6000
1 yıl boyunca sadece Afrika'yı gezmek
ve onlara neden fraktal inşa ettiklerini
03:18
askingsormak people why they were buildingbina fractalsFraktallar,
58
186000
2000
sormak için
Fulbright bursu aldım,
03:20
whichhangi is a great job if you can get it.
59
188000
2000
eğer alabilirseniz bu harika bir iş.
03:22
(LaughterKahkaha)
60
190000
1000
(Gülüşmeler)
03:23
And so I finallyen sonunda got to this cityŞehir, and I'd donetamam a little fractalfraktal modelmodel for the cityŞehir
61
191000
7000
Ve sonunda bu kente gittim,
sadece nasıl açıldığını görmek için
03:30
just to see how it would sortçeşit of unfoldaçılmak --
62
198000
3000
o şehire küçük bir
fraktal model yapmıştım--
03:33
but when I got there, I got to the palaceSarayı of the chiefşef,
63
201000
3000
fakat oraya ulaştığımda,
şefin sarayına gittim
03:36
and my FrenchFransızca is not very good; I said something like,
64
204000
3000
ve Fransızcam da pek iyi değildi;
şöyle bir şeyler dedim:
03:39
"I am a mathematicianmatematikçi and I would like to standdurmak on your roofçatı."
65
207000
3000
"Ben bir matematikçiyim ve
ben senin çatında durmak istiyorum."
03:42
But he was really coolgüzel about it, and he tookaldı me up there,
66
210000
3000
Fakat o bu konuda gayet rahattı
ve beni oradan aldı,
03:45
and we talkedkonuştuk about fractalsFraktallar.
67
213000
1000
fraktallardan konuştuk.
03:46
And he said, "Oh yeah, yeah! We knewbiliyordum about a rectangledikdörtgen withiniçinde a rectangledikdörtgen,
68
214000
3000
Dedi ki "Evet, evet! Dörtgen içinde
dörtgen konusunu biliyoruz
03:49
we know all about that."
69
217000
2000
hepimiz bunu biliyoruz."
03:51
And it turnsdönüşler out the royalroyal insigniaInsignia has a rectangledikdörtgen withiniçinde a rectangledikdörtgen withiniçinde a rectangledikdörtgen,
70
219000
4000
Böylece kraliyet ambleminin bir
dörtgenin içindeki dörtgenin
03:55
and the pathyol throughvasitasiyla that palaceSarayı is actuallyaslında this spiralsarmal here.
71
223000
4000
içindeki dörtgen olduğu ortaya çıktı,
saray içindeki yol ise gerçekten spiral.
03:59
And as you go throughvasitasiyla the pathyol, you have to get more and more politekibar.
72
227000
4000
Yola devam ettikçe
daha çok nazik olmalısınız.
04:03
So they're mappingharitalama the socialsosyal scalingölçekleme ontoüstüne the geometricgeometrik scalingölçekleme;
73
231000
3000
Çünkü toplumun düzeyini geometrik
ölçekleme ile haritalıyorlar.
04:06
it's a consciousbilinçli patternmodel. It is not unconsciousbilinçsiz like a termitetermit moundtümsek fractalfraktal.
74
234000
5000
Bu bilinçli bir desen, karınca yuvaları
gibi bilinçsiz bir fraktal değil.
04:11
This is a villageköy in southerngüney ZambiaZambiya.
75
239000
2000
Burası Güney Zambiya'da bir köy.
04:13
The Ba-ilaBa-ILA builtinşa edilmiş this villageköy about 400 metersmetre in diameterçap.
76
241000
4000
Ba-ila bu köyü 400 metre
çapında inşa etmiş.
04:17
You have a hugeKocaman ringhalka.
77
245000
2000
Burada büyük bir halka var.
04:19
The ringshalkalar that representtemsil etmek the familyaile enclosuresmuhafazaları get largerdaha büyük and largerdaha büyük as you go towardskarşı the back,
78
247000
6000
Bu halka, arkaya doğru gittikçe büyüyen
aile muhafazasını simgeliyor,
04:26
and then you have the chief'sŞef'in ringhalka here towardskarşı the back
79
254000
4000
ve arkaya doğru şefin halkası.
04:30
and then the chief'sŞef'in immediateacil familyaile in that ringhalka.
80
258000
3000
Bu halkada da şefin yakın ailesi var.
Bunun için küçük bir
04:33
So here'sburada a little fractalfraktal modelmodel for it.
81
261000
1000
fraktal model var.
04:34
Here'sİşte one houseev with the sacredkutsal altarsunak,
82
262000
3000
Burada kutsal sunağı ile bir ev,
04:37
here'sburada the houseev of housesevler, the familyaile enclosurekuşatma,
83
265000
3000
burada ise evlerin evi, aile muhafazası
04:40
with the humansinsanlar here where the sacredkutsal altarsunak would be,
84
268000
3000
kutsal sunağın olması gerektiği
yerde insanlarla birlikte,
04:43
and then here'sburada the villageköy as a wholebütün --
85
271000
2000
ve burada köyün tamamı --
04:45
a ringhalka of ringhalka of ringshalkalar with the chief'sŞef'in extendedGenişletilmiş familyaile here, the chief'sŞef'in immediateacil familyaile here,
86
273000
5000
halkaların halkasının halkasında
şefin geniş ailesi, yakın ailesi burada,
04:50
and here there's a tinyminik villageköy only this bigbüyük.
87
278000
3000
buradaysa bu büyüklükte
küçücük bir köy var.
04:53
Now you mightbelki wondermerak etmek, how can people fituygun in a tinyminik villageköy only this bigbüyük?
88
281000
4000
Şimdi merak edebilirsiniz, bu kadar küçük
bir köye insanlar nasıl sığabilir?
04:57
That's because they're spiritruh people. It's the ancestorsatalarımız.
89
285000
3000
Çünkü buradakiler ruhlardır. Atalarıdır.
05:00
And of coursekurs the spiritruh people have a little miniatureminyatür villageköy in theironların villageköy, right?
90
288000
5000
Ve tabi ki köyün içinde ruhlara
ait minyatür bir köy var, değil mi?
05:05
So it's just like GeorgGeorg CantorCantor said, the recursionözyineleme continuesdevam ediyor foreversonsuza dek.
91
293000
3000
Georg Cantor'un dediği gibi,
tekrarlama sonsuza dek devam eder.
05:08
This is in the MandaraMandara mountainsdağlar, nearyakın the NigerianNijerya bordersınır in CameroonKamerun, MokoulekMokoulek.
92
296000
4000
Burası Mandara Dağları, Nijerya sınırına
yakın Kamerun, Mokoulek'te.
05:12
I saw this diagramdiyagram drawnçekilmiş by a FrenchFransızca architectmimar,
93
300000
3000
Fransız bir mimarın çizdiği
bu diyagramı gördüm.
05:15
and I thought, "WowVay canına! What a beautifulgüzel fractalfraktal!"
94
303000
2000
"Vay be! Ne güzel bir fraktal!"
diye düşündüm
05:17
So I trieddenenmiş to come up with a seedtohum shapeşekil, whichhangi, uponüzerine iterationyineleme, would unfoldaçılmak into this thing.
95
305000
6000
Böylece çekirdek bir şekil
oluşturmayı denedim.
05:23
I camegeldi up with this structureyapı here.
96
311000
2000
Şöyle bir yapıyla sonuçlandı:
05:25
Let's see, first iterationyineleme, secondikinci, thirdüçüncü, fourthdördüncü.
97
313000
4000
Bir bakalım, birinci tekrarlama,
ikinci, üçüncü, dördüncü.
05:29
Now, after I did the simulationsimülasyon,
98
317000
2000
Simülasyonu yaptıktan sonra,
fark ettim ki
05:31
I realizedgerçekleştirilen the wholebütün villageköy kindtür of spiralsspiraller around, just like this,
99
319000
3000
tüm köyün etrafında spiraller var,
aynı bunun gibi.
05:34
and here'sburada that replicatingkopyalayan linehat -- a self-replicatingkendini kopyalayan linehat that unfoldsizlerken into the fractalfraktal.
100
322000
6000
Burada tekrarlanan çizgi ise -- fraktala
dönüşen kendini-yenileyen çizgi.
05:40
Well, I noticedfark that linehat is about where the only squarekare buildingbina in the villageköy is at.
101
328000
5000
Bu çizginin, köydeki tek kare şekilli
yapının üstünde olduğunu fark ettim.
05:45
So, when I got to the villageköy,
102
333000
2000
Bu yüzden köye gittiğimde,
05:47
I said, "Can you take me to the squarekare buildingbina?
103
335000
2000
"Beni kare binaya götürür müsünüz?" dedim,
05:49
I think something'sşey going on there."
104
337000
2000
"zannedersem orada bir şeyler oluyor."
05:51
And they said, "Well, we can take you there, but you can't go insideiçeride
105
339000
3000
Onlar da dedi ki:
"Evet, seni oraya götürebiliriz. Ama
05:54
because that's the sacredkutsal altarsunak, where we do sacrificeskurban everyher yearyıl
106
342000
3000
içeri giremezsin. Çünkü orası
tarlaların bereket döngülerini
05:57
to keep up those annualyıllık cyclesdöngüleri of fertilitydoğurganlık for the fieldsalanlar."
107
345000
3000
sağlamak için her yıl kurbanlar
verdiğimiz kutsal sunak."
06:00
And I startedbaşladı to realizegerçekleştirmek that the cyclesdöngüleri of fertilitydoğurganlık
108
348000
2000
Bereket döngüsünün,
bunu inşa eden
06:02
were just like the recursiveözyinelemeli cyclesdöngüleri in the geometricgeometrik algorithmalgoritma that buildskurar this.
109
350000
4000
geometrik algoritmadaki tekrarlamalı
döngü ile aynı olduğunu fark ettim.
06:06
And the recursionözyineleme in some of these villagesköyler continuesdevam ediyor down into very tinyminik scalesterazi.
110
354000
4000
Bu tekrarlamalar bazı köylerde
çok küçük ölçeklere kadar devam ediyor.
06:10
So here'sburada a NankaniNankani villageköy in MaliMali.
111
358000
2000
Burada Mali'deki Nankani köyü var.
06:12
And you can see, you go insideiçeride the familyaile enclosurekuşatma --
112
360000
3000
Gördüğünüz gibi, aile muhafazası--
06:15
you go insideiçeride and here'sburada potsTencere in the fireplaceşömine, stackedyığılmış recursivelyözyinelemeli olarak.
113
363000
4000
içeri bakılınca ocağın içinde yinelemeli
dizilmiş tencereler var.
06:19
Here'sİşte calabashescalabashes that IssaIssa was just showinggösterme us,
114
367000
4000
Burada ise Issa'nın bize
gösterdiği su kabakları --
06:23
and they're stackedyığılmış recursivelyözyinelemeli olarak.
115
371000
2000
ve bunlar da yinelemeli olarak yığılmış.
06:25
Now, the tiniestufak calabashsukabağı in here keepstutar the woman'skadının soulruh.
116
373000
2000
En küçük sukabağı
kadın ruhunu saklar.
06:27
And when she dieskalıp, they have a ceremonytöreni
117
375000
2000
Öldüğünde, zalanga denilen yığının kırılıp
06:29
where they breakkırılma this stackyığın calleddenilen the zalangazalanga and her soulruh goesgider off to eternitysonsuzluk.
118
377000
5000
ruhunun sonsuzluğa
gittiği merasimleri var.
06:34
OnceBir kez again, infinitysonsuzluk is importantönemli.
119
382000
3000
Bir kere daha, sonsuzluk önemli.
06:38
Now, you mightbelki asksormak yourselfkendin threeüç questionssorular at this pointpuan.
120
386000
4000
Şimdi bu noktada kendinize
üç soru sorabilirsiniz:
06:42
Aren'tDeğil these scalingölçekleme patternsdesenler just universalevrensel to all indigenousyerli architecturemimari?
121
390000
4000
Bu ölçekli modeller tüm yerli mimaride
evrensel değil midir?
06:46
And that was actuallyaslında my originalorijinal hypothesishipotez.
122
394000
2000
Aslında bu benim orijinal hipotezimdi.
06:48
When I first saw those AfricanAfrika fractalsFraktallar,
123
396000
2000
İlk defa Afrika fraktallarını gördüğümde
06:50
I thought, "WowVay canına, so any indigenousyerli groupgrup that doesn't have a statebelirtmek, bildirmek societytoplum,
124
398000
4000
Vay be! Devleti olmayan yani bir çeşit
hiyerarşi olmayan yerli toplumların
06:54
that sortçeşit of hierarchyhiyerarşi, mustşart have a kindtür of bottom-upaltüst architecturemimari."
125
402000
3000
aşağıdan-yukarı mimariye sahip
olması gerekli." diye düşündüm.
06:57
But that turnsdönüşler out not to be truedoğru.
126
405000
2000
Fakat bunun doğru olmadığı ortaya çıktı.
06:59
I startedbaşladı collectingtoplama aerialHava photographsfotoğraflar of NativeYerli AmericanAmerikan and SouthGüney PacificPasifik architecturemimari;
127
407000
4000
Amerikan Yerlileri ile Güney Pasifik
mimarisinin hava fotograflarını topladım;
07:03
only the AfricanAfrika onesolanlar were fractalfraktal.
128
411000
2000
sadece Afrikalılarınkiler fraktaldı.
07:05
And if you think about it, all these differentfarklı societiestoplumlar have differentfarklı geometricgeometrik designdizayn themestemalar that they use.
129
413000
6000
Düşünürseniz, tüm bu
toplumların kullandığı
farklı geometrik tasarım konuları var.
07:11
So NativeYerli AmericansAmerikalılar use a combinationkombinasyon of circulardairesel symmetrySimetri and fourfoldkat symmetrySimetri.
130
419000
6000
Amerikan yerlileri, dairesel ve dört kat
simetrinin kombinasyonunu kullanmışlardır.
07:17
You can see on the potteryçanak çömlek and the basketssepetleri.
131
425000
2000
Bunu çömlek ve sepetlerden görebilirsiniz.
07:19
Here'sİşte an aerialHava photographfotoğraf of one of the AnasaziAnasazi ruinsHarabeleri;
132
427000
3000
Bu, Anasazi kalıntılarının havadan
fotoğraflarından biri;
07:22
you can see it's circulardairesel at the largesten büyük scaleölçek, but it's rectangulardikdörtgen at the smallerdaha küçük scaleölçek, right?
133
430000
5000
büyük ölçekte dairesel fakat
küçük ölçekte dörtgensel, değil mi?
07:27
It is not the sameaynı patternmodel at two differentfarklı scalesterazi.
134
435000
4000
İki farklı ölçekte, aynı desen değil.
07:31
Secondİkinci, you mightbelki asksormak,
135
439000
1000
İkinci soru olarak:
07:32
"Well, DrDr. EglashEglash, aren'tdeğil you ignoringgörmezden the diversityçeşitlilik of AfricanAfrika cultureskültürler?"
136
440000
3000
"Peki, Dr. Eglash,
Afrika kültürünün çeşitliliğini
göz ardı etmiyor musunuz?"
07:36
And threeüç timeszamanlar, the answerCevap is no.
137
444000
2000
Ve buna cevabım üç kere hayır.
07:38
First of all, I agreeanlaşmak with Mudimbe'sMudimbe'nın wonderfulolağanüstü bookkitap, "The InventionBuluş of AfricaAfrika,"
138
446000
4000
Öncelikle, Mudimbe'nin muhteşem kitabı
"Afrika'nın Keşfi" 'ne katılıyorum.
07:42
that AfricaAfrika is an artificialyapay inventionicat of first colonialismsömürgecilik,
139
450000
3000
Afrika, önce sömürgeciliğin ve sonra
07:45
and then oppositionalmuhalif movementshareketler.
140
453000
2000
muhalif hareketlerin yapay bir icadıdır.
07:47
No, because a widelygeniş ölçüde sharedpaylaşılan designdizayn practiceuygulama doesn't necessarilyzorunlu olarak give you a unityBirlik of culturekültür --
141
455000
5000
Hayır, çünkü ortak bir
tasarımın yaygın
olarak kullanılması, kültür birliği
oluşturmak zorunda değil
07:52
and it definitelykesinlikle is not "in the DNADNA."
142
460000
3000
ve bu kesinlikle DNA'da değil.
07:55
And finallyen sonunda, the fractalsFraktallar have self-similarityÖz-benzerlik --
143
463000
2000
Nihayetinde fraktallar,
kendine benzerdir
07:57
so they're similarbenzer to themselveskendilerini, but they're not necessarilyzorunlu olarak similarbenzer to eachher other --
144
465000
4000
birbirlerine benzer fakat birbirlerinin
aynısı olmak durumunda değildir--
08:01
you see very differentfarklı useskullanımları for fractalsFraktallar.
145
469000
2000
fraktalların farklı
kullanımını görürsünüz.
08:03
It's a sharedpaylaşılan technologyteknoloji in AfricaAfrika.
146
471000
2000
Afrika'da ise bu, ortak bir teknolojidir.
08:06
And finallyen sonunda, well, isn't this just intuitionsezgi?
147
474000
3000
Son olarak, bu sadece bir sezgi değil mi?
08:09
It's not really mathematicalmatematiksel knowledgebilgi.
148
477000
2000
Bu, aslında matematiksel bir bilgi değil.
08:11
AfricansAfrikalılar can't possiblybelki really be usingkullanma fractalfraktal geometrygeometri, right?
149
479000
3000
Afrikalılar gerçekten
fraktal kullanıyor olamazlar, değil mi?
08:14
It wasn'tdeğildi inventedicat edildi untila kadar the 1970s.
150
482000
2000
1970'lere kadar icat bile edilmemişti.
08:17
Well, it's truedoğru that some AfricanAfrika fractalsFraktallar are, as faruzak as I'm concernedilgili, just puresaf intuitionsezgi.
151
485000
5000
Bana kalırsa bazı Afrika fraktallarının
sadece saf bir sezgi olduğu doğru.
08:22
So some of these things, I'd wanderdolaşmak around the streetssokaklar of DakarDakar
152
490000
3000
Dakar sokaklarında
dolaşırken insanlara soruyorum:
08:25
askingsormak people, "What's the algorithmalgoritma? What's the rulekural for makingyapma this?"
153
493000
3000
"Algoritma nedir?
Bunu yapmanın kuralı nedir?"
08:28
and they'dgittiklerini say,
154
496000
1000
bana şöyle diyorlar:
08:29
"Well, we just make it that way because it looksgörünüyor prettygüzel, stupidaptal." (LaughterKahkaha)
155
497000
3000
"Öyle yapıyoruz çünkü güzel görünüyor,
seni aptal." (Gülüşmeler)
08:32
But sometimesara sıra, that's not the casedurum.
156
500000
3000
Fakat bazen, olay böyle olmuyor.
08:35
In some casesvakalar, there would actuallyaslında be algorithmsalgoritmalar, and very sophisticatedsofistike algorithmsalgoritmalar.
157
503000
5000
Bazı durumlarda çok karmaşık
algoritmalar söz konusu olabiliyor.
08:40
So in ManghetuManghetu sculptureheykel, you'dşimdi etsen see this recursiveözyinelemeli geometrygeometri.
158
508000
3000
Manghetu Heykeli'nde tekrarlanan
geometriyi görürsünüz.
08:43
In EthiopianEtiyopya crosseshaçlar, you see this wonderfulolağanüstü unfoldingunfolding of the shapeşekil.
159
511000
5000
Etiyopya haçlarında bu harika
açılmış şekli görürsünüz.
08:48
In AngolaAngola, the ChokweChokwe people drawçekmek lineshatlar in the sandkum,
160
516000
4000
Angola'da Ckokwe yaşayanları
kumlara çizgiler çizerler,
08:52
and it's what the GermanAlmanca mathematicianmatematikçi EulerEuler calleddenilen a graphgrafik;
161
520000
3000
Alman matematikçi Euler buna grafik dedi
08:55
we now call it an EulerianEulerian pathyol --
162
523000
2000
şimdiyse Eulerin yolu diyoruz --
08:57
you can never liftasansör your styluspikap iğnesi from the surfaceyüzey
163
525000
2000
mili yüzeyden asla kaldıramazsınız
08:59
and you can never go over the sameaynı linehat twiceiki defa.
164
527000
3000
ve aynı çizgiden iki kere geçemezsiniz.
09:02
But they do it recursivelyözyinelemeli olarak, and they do it with an age-gradeyaş sınıf systemsistem,
165
530000
3000
Ama bunu yineleyerek
yaş-derece sistemine göre yaparlar,
09:05
so the little kidsçocuklar learnöğrenmek this one, and then the olderdaha eski kidsçocuklar learnöğrenmek this one,
166
533000
3000
yani küçük önce öğrenirken,
sonra büyükler bunu öğrenir.
09:08
then the nextSonraki age-gradeyaş sınıf initiationbaşlatma, you learnöğrenmek this one.
167
536000
3000
Daha sonraki yaş grubu bunu öğrenir.
09:11
And with eachher iterationyineleme of that algorithmalgoritma,
168
539000
3000
Algoritmadaki her bir tekrarlamayla
09:14
you learnöğrenmek the iterationsyineleme of the mythefsane.
169
542000
2000
tekrarlamadaki miti öğrenirsiniz.
09:16
You learnöğrenmek the nextSonraki levelseviye of knowledgebilgi.
170
544000
2000
Bilginin bir üst seviyesini öğrenirsiniz.
09:19
And finallyen sonunda, all over AfricaAfrika, you see this boardyazı tahtası gameoyun.
171
547000
2000
Son olarak, tüm Afrika'da
bir masa
oyunu görürsünüz. Okuduğum yer
09:21
It's calleddenilen OwariOwari in GhanaGana, where I studiedokudu it;
172
549000
3000
Gana'da
buna 'Owari' denir,
09:24
it's calleddenilen MancalaMancala here on the EastDoğu CoastSahil, BaoBao in KenyaKenya, SogoSogo elsewherebaşka yerde.
173
552000
5000
Doğu kıyısında 'Mancala', Kenya'da 'Bao'
ve başka yerde 'Sogo'.
09:29
Well, you see self-organizingkendi kendini organize patternsdesenler that spontaneouslykendiliğinden occurmeydana in this boardyazı tahtası gameoyun.
174
557000
5000
Kendini organize eden desenlerin bu oyunda
kendiliğinden ortaya çıktığını görürsünüz.
09:34
And the folksarkadaşlar in GhanaGana knewbiliyordum about these self-organizingkendi kendini organize patternsdesenler
175
562000
3000
Gana'daki insanlar kendinden
organize olan desenleri bilirler.
09:37
and would use them strategicallystratejik.
176
565000
2000
Bunu stratejik olarak kullanırlar.
09:39
So this is very consciousbilinçli knowledgebilgi.
177
567000
2000
Bu gayet bilinçsel bir bilgidir.
09:41
Here'sİşte a wonderfulolağanüstü fractalfraktal.
178
569000
2000
İşte burada harika bir fraktal var.
09:43
AnywhereHer yerde you go in the SahelSahel, you'llEğer olacak see this windscreenön cam.
179
571000
4000
Sahel'de nereye giderseniz gidin
bu ön camı görürsünüz.
09:47
And of coursekurs fencesçitler around the worldDünya are all CartesianKartezyen, all strictlykesinlikle lineardoğrusal.
180
575000
4000
Ve tabi ki çitler tüm dünyada Kartezyen,
hepsi kesinlikle doğrusal.
09:51
But here in AfricaAfrika, you've got these nonlinearDoğrusal olmayan scalingölçekleme fencesçitler.
181
579000
4000
Fakat Afrika'da, doğrusal olmayan
ölçeklerde çitler var.
09:55
So I trackedizlenen down one of the folksarkadaşlar who makesmarkaları these things,
182
583000
2000
Ben de bunları yapan bir kavmi takip ettim
09:57
this guy in MaliMali just outsidedışında of BamakoBamako, and I askeddiye sordu him,
183
585000
4000
Bu, Bamoka'nın hemen dışında Mali'de bir
adam, ona sordum: "Neden siz fraktal çit
10:01
"How come you're makingyapma fractalfraktal fencesçitler? Because nobodykimse elsebaşka is."
184
589000
2000
yapıyorsunuz? Çünkü
başka kimse yapmıyor."
10:03
And his answerCevap was very interestingilginç.
185
591000
2000
Bana verdiği cevap çok ilginçti:
10:05
He said, "Well, if I livedyaşamış in the jungleorman, I would only use the long rowssatır of strawSaman
186
593000
5000
"Eğer ormanda yaşasaydım sadece
samanların uzun sıralarını kullanırdım.
10:10
because they're very quickhızlı and they're very cheapucuz.
187
598000
2000
Çünkü çok hızlı büyüyorlar ve çok ucuzlar.
10:12
It doesn't take much time, doesn't take much strawSaman."
188
600000
3000
Çok uzun zaman almıyorlar
ve çok fazlasına gerek yok.
10:15
He said, "but windrüzgar and dusttoz goesgider throughvasitasiyla prettygüzel easilykolayca.
189
603000
2000
Fakat rüzgar ve toz kolayca geçiyor." dedi
10:17
Now, the tightsıkı rowssatır up at the very topüst, they really holdambar out the windrüzgar and dusttoz.
190
605000
4000
En üstteki sımsıkı sıra gerçekten
rüzgar ve tozu tutabiliyor.
10:21
But it takes a lot of time, and it takes a lot of strawSaman because they're really tightsıkı."
191
609000
5000
Ama çok zaman alıyor çünkü çok miktarda
samana ihtiyaç var ve bunlar çok sert.
10:26
"Now," he said, "we know from experiencedeneyim
192
614000
2000
Şimdi," dedi, "yerden yukarılara çıktıkça
10:28
that the fartherdaha uzağa up from the groundzemin you go, the strongergüçlü the windrüzgar blowsdarbeler."
193
616000
5000
rüzgarın güçlü estiğini
deneyimlerimizden biliyoruz."
10:33
Right? It's just like a cost-benefitfayda maliyet analysisanaliz.
194
621000
3000
Değil mi? Bu sanki
değer-kar analizi gibi.
10:36
And I measuredölçülü out the lengthsuzunlukları of strawSaman,
195
624000
2000
Daha sonra samanların boylarını ölçtüm.
10:38
put it on a log-loggünlük günlüğü plotarsa, got the scalingölçekleme exponentÜs,
196
626000
2000
log-log çizime koyup
ölçekleme kuvvetini buldum.
10:40
and it almostneredeyse exactlykesinlikle matchesmaçlar the scalingölçekleme exponentÜs for the relationshipilişki betweenarasında windrüzgar speedhız and heightyükseklik
197
628000
5000
Rüzgar ile yükselti arasındaki bu değer,
rüzgar mühendisliği el kitabındaki ile
10:45
in the windrüzgar engineeringmühendislik handbookel kitabı.
198
633000
1000
neredeyse aynıydı.
10:46
So these guys are right on targethedef for a practicalpratik use of scalingölçekleme technologyteknoloji.
199
634000
5000
Bu adamlar, pratik kullanımda
teknolojiyi ölçeklemede başarılılar.
10:51
The mostçoğu complexkarmaşık exampleörnek of an algorithmicalgoritmik approachyaklaşım to fractalsFraktallar that I foundbulunan
200
639000
5000
Fraktallarda algoritmik yaklaşım
açısından bulduğum en karışık örnek
10:56
was actuallyaslında not in geometrygeometri, it was in a symbolicsembolik codekod,
201
644000
2000
geometride değil, bir sembolik koddaydı.
10:58
and this was BamanaBamana sandkum divinationKehanet.
202
646000
3000
ve bu Bamana kum kehanetidiydi.
11:01
And the sameaynı divinationKehanet systemsistem is foundbulunan all over AfricaAfrika.
203
649000
3000
Tüm Afrika'da bulunan
aynı kehanet sistemi.
11:04
You can find it on the EastDoğu CoastSahil as well as the WestBatı CoastSahil,
204
652000
5000
Bu hem Doğu hem de Batı kıyısında bulunur,
11:09
and oftensık sık the symbolssemboller are very well preservedkorunmuş,
205
657000
2000
ve bazen bu semboller çok iyi korunur,
11:11
so eachher of these symbolssemboller has fourdört bitsbit -- it's a four-bitdört bit binaryikili wordsözcük --
206
659000
6000
her bir sembol 4 kısımdan oluşur
--4-kısımlı ikililer dünyası--
11:17
you drawçekmek these lineshatlar in the sandkum randomlyrasgele, and then you countsaymak off,
207
665000
5000
Eğer kuma rastgele çizgiler çizersiniz
ve ardından sayarsınız
11:22
and if it's an oddgarip numbernumara, you put down one strokeinme,
208
670000
2000
bu bir tek sayı ise bir çizgi,
11:24
and if it's an even numbernumara, you put down two strokesvuruş.
209
672000
2000
eğer çift sayı ise iki çizgi koyarsınız.
11:26
And they did this very rapidlyhızla,
210
674000
3000
Bunu çok hızlı yaptılar. Bununla
11:29
and I couldn'tcould understandanlama where they were gettingalma --
211
677000
2000
nereye vardıklarını anlayamamıştım --
11:31
they only did the randomnessrastgelelik fourdört timeszamanlar --
212
679000
2000
bu rastgeleliği sadece dört kez yaptılar--
11:33
I couldn'tcould understandanlama where they were gettingalma the other 12 symbolssemboller.
213
681000
2000
diğer 12 sembolü nereden
aldıklarını anlamadım.
11:35
And they wouldn'tolmaz tell me.
214
683000
2000
Bana anlatmadılar, zaten.
11:37
They said, "No, no, I can't tell you about this."
215
685000
2000
"Hayır, sana bunu anlatamayız." dediler.
11:39
And I said, "Well look, I'll payödeme you, you can be my teacheröğretmen,
216
687000
2000
"Bak, ödeme yaparım,
öğretmenim olursun, ve
11:41
and I'll come eachher day and payödeme you."
217
689000
2000
her gün gelip sana para veririm." dedim.
11:43
They said, "It's not a mattermadde of moneypara. This is a religiousdini mattermadde."
218
691000
3000
"Bu parasal değil, bu
dinsel bir öğe." dediler.
11:46
And finallyen sonunda, out of desperationumutsuzluk, I said,
219
694000
1000
Çaresizce dedim ki:
11:47
"Well, let me explainaçıklamak GeorgGeorg CantorCantor in 1877."
220
695000
3000
"Size 1877'de George Cantor'u
açıklayayım."
11:50
And I startedbaşladı explainingaçıklayan why I was there in AfricaAfrika,
221
698000
4000
Ve neden Afrika'da olduğumu
anlatmaya başladım, Cantor'un
11:54
and they got very excitedheyecanlı when they saw the CantorCantor setset.
222
702000
2000
kümesini görünce
çok heyecanlandılar.
11:56
And one of them said, "Come here. I think I can help you out here."
223
704000
4000
Ve içlerinden biri "Buraya gel. Sana bu
konuda yardım edebilirim sanırım." dedi.
12:00
And so he tookaldı me throughvasitasiyla the initiationbaşlatma ritualayin for a BamanaBamana priestrahip.
224
708000
5000
Beni kabul töreni için
bir Bamana rahibine götürdü.
12:05
And of coursekurs, I was only interestedilgili in the mathmatematik,
225
713000
2000
Tabii ki sadece
matematikle ilgileniyordum,
12:07
so the wholebütün time, he kepttuttu shakingsallama his headkafa going,
226
715000
2000
tüm zaman boyunca
kafasını salladı.
12:09
"You know, I didn't learnöğrenmek it this way."
227
717000
1000
"Bunu böyle öğrenmedim."
12:10
But I had to sleepuyku with a kolakola nutsomun nextSonraki to my bedyatak, buriedgömülü in sandkum,
228
718000
4000
Yatağımın yanında
kuma gömülü bir kola cevizi
ile uyumak zorundaydım
12:14
and give sevenYedi coinsmadeni para to sevenYedi leperscüzamlılar and so on.
229
722000
3000
ve 7 cüzzamlı için
7 madeni para gibi şeyler...
12:17
And finallyen sonunda, he revealedortaya the truthhakikat of the mattermadde.
230
725000
4000
Nihayet, meselenin
aslını ortaya çıkardı.
12:22
And it turnsdönüşler out it's a pseudo-randomtakma ad-rasgele numbernumara generatorjeneratör usingkullanma deterministicdeterministik chaoskaos.
231
730000
4000
Bunun belirleyici
kaos kullanan sözde raslantısal
sayı üreticisi olduğu ortaya çıktı.
12:26
When you have a four-bitdört bit symbolsembol, you then put it togetherbirlikte with anotherbir diğeri one sidewaysyana doğru.
232
734000
6000
4-kısımlı sembolünüz olduğunda
tek taraflılar ile birlikte koyarsınız.
12:32
So even plusartı oddgarip givesverir you oddgarip.
233
740000
2000
Çift artı tek, tektir.
12:34
OddGarip plusartı even givesverir you oddgarip.
234
742000
2000
Tek artı çift, size tek verir.
12:36
Even plusartı even givesverir you even. OddGarip plusartı oddgarip givesverir you even.
235
744000
3000
Çift artı çift, çifttir.
Tek artı tek, çifttir.
12:39
It's additionilave moduloModül 2, just like in the parityeşlik bitbit checkKontrol on your computerbilgisayar.
236
747000
4000
Modulo 2'ye ek olarak
bilgisayardaki eşlik testi gibi.
12:43
And then you take this symbolsembol, and you put it back in
237
751000
4000
Bu sembolleri alırsınız,
sonra yeniden koyarsınız
12:47
so it's a self-generatingkendi kendini üreten diversityçeşitlilik of symbolssemboller.
238
755000
2000
buna kendi-oluşan çeşitleme sembol denir.
12:49
They're trulygerçekten usingkullanma a kindtür of deterministicdeterministik chaoskaos in doing this.
239
757000
4000
Bunu yaparken tamamen
belirleyici kaos kullanıyorlar.
12:53
Now, because it's a binaryikili codekod,
240
761000
2000
Şimdi, bu ikili bir kod olduğundan
12:55
you can actuallyaslında implementuygulamak this in hardwaredonanım --
241
763000
2000
esasen bunu donanıma
da ekleyebilirsiniz --
12:57
what a fantasticfantastik teachingöğretim toolaraç that should be in AfricanAfrika engineeringmühendislik schoolsokullar.
242
765000
5000
Afrika'daki mühendislik okulları için
ne harika bir öğretim tekniği.
13:02
And the mostçoğu interestingilginç thing I foundbulunan out about it was historicaltarihi.
243
770000
3000
En ilginç bulduğum noktaysa
bunun tarihsel oluşu.
13:05
In the 12thinci centuryyüzyıl, HugoHugo of SantallaSantalla broughtgetirdi it from Islamicİslam mysticsmistikler into Spainİspanya.
244
773000
6000
12. yüzyılda Hugo Santalla bunu
tasavvuftan İspanya'ya getirmiştir.
13:11
And there it enteredgirdi into the alchemysimya communitytoplum as geomancytoprak:
245
779000
6000
Ve toprak falı olarak
kimya topluluğuna girmiş oldu:
13:17
divinationKehanet throughvasitasiyla the earthtoprak.
246
785000
2000
toprak yolu ile kehanet.
13:19
This is a geomanticgeomantic chartgrafik drawnçekilmiş for KingKral RichardRichard IIII in 1390.
247
787000
5000
Bu, 1390'da Kral II. Richard
tarafından çizilen bir şekil.
13:24
LeibnizLeibniz, the GermanAlmanca mathematicianmatematikçi,
248
792000
3000
Leibniz, Alman matematikçi,
13:27
talkedkonuştuk about geomancytoprak in his dissertationtez calleddenilen "DeDe CombinatoriaCombinatoria."
249
795000
4000
"De Combinatoria" adlı tezinde
bu toprak falından bahseder.
13:31
And he said, "Well, insteadyerine of usingkullanma one strokeinme and two strokesvuruş,
250
799000
4000
Der ki:
"Bir çizgi ya da iki çizgi kullanmak
13:35
let's use a one and a zerosıfır, and we can countsaymak by powersgüçler of two."
251
803000
4000
yerine gelin 1 ve 0 kullanalım ve
ikinin kuvveti olarak sayalım."
13:39
Right? OnesOlanlar and zerossıfır, the binaryikili codekod.
252
807000
2000
Değil mi? Birler ve Sıfırlar,
ikili kod.
13:41
GeorgeGeorge BooleBoole tookaldı Leibniz'sLeibniz'ın binaryikili codekod and createdoluşturulan BooleanBoole değeri algebracebir,
253
809000
3000
George Boole,
Leibniz'in binary koduyla
Boolean cebiri
13:44
and JohnJohn vonvon NeumannNeumann tookaldı BooleanBoole değeri algebracebir and createdoluşturulan the digitaldijital computerbilgisayar.
254
812000
3000
ve John von Neumann, Boolean cebiriyle
dijital hesaplamayı yaratmış.
13:47
So all these little PDAsPDA and laptopsdizüstü bilgisayarlar --
255
815000
3000
Yani tüm bu PDA ve laptoplar
13:50
everyher digitaldijital circuitdevre in the worldDünya -- startedbaşladı in AfricaAfrika.
256
818000
3000
dünyadaki tüm dijital devreler --
Afrika'da başladı.
13:53
And I know BrianBrian EnoEno saysdiyor there's not enoughyeterli AfricaAfrika in computersbilgisayarlar,
257
821000
5000
Ve biliyorum ki Brian Eno bilgisayarda
yeterince Afrika olmadığını söyler
13:58
but you know, I don't think there's enoughyeterli AfricanAfrika historytarih in BrianBrian EnoEno.
258
826000
5000
ama biliyor musunuz bence Brian
Eno'da yeterince Afrika tarihi yok.
14:03
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
259
831000
3000
(Gülüşmeler) (Alkış)
14:06
So let me endson with just a fewaz wordskelimeler about applicationsuygulamaları that we'vebiz ettik foundbulunan for this.
260
834000
4000
Bu konuda bulduğumuz birkaç uygulamadan
bahsederek konuyu bitirmeme izin verin.
14:10
And you can go to our websiteWeb sitesi,
261
838000
2000
Website'mizi ziyaret edebilirsiniz,
14:12
the appletsküçük uygulamalar are all freeücretsiz; they just runkoş in the browserTarayıcı.
262
840000
2000
uygulamalar ücretsiz; tarayıcıda çalışır.
14:14
AnybodyKimseyi in the worldDünya can use them.
263
842000
2000
Dünyadaki herhangi biri kullanabilir.
14:16
The NationalUlusal ScienceBilim Foundation'sVakfı'nın BroadeningGenişletme ParticipationKatılım in ComputingBilgi işlem programprogram
264
844000
5000
Bu tasarım araçlarının programlanabilir
versiyonunu yapmak için
14:21
recentlyson günlerde awardedlayık us a granthibe to make a programmableprogramlanabilir versionversiyon of these designdizayn toolsaraçlar,
265
849000
7000
Ulusal Bilim Vakfı'nın Katılımı Genişletme
programı tarafından hibelendirildik
14:28
so hopefullyinşallah in threeüç yearsyıl, anybody'llHerkes olacak be ableyapabilmek to go on the WebWeb
266
856000
2000
ve umarım 3 yıl içinde,
Web'e giren herkes
14:30
and createyaratmak theironların ownkendi simulationssimülasyonlar and theironların ownkendi artifactseserler.
267
858000
3000
kendi simülasyonunu ve
eserini oluşturabilecek.
14:33
We'veBiz ettik focusedodaklı in the U.S. on African-AmericanAfrikalı-Amerikalı studentsöğrencilerin as well as NativeYerli AmericanAmerikan and LatinoLatino.
268
861000
5000
ABD'de yaşayan Afro-Amerika ile
Amerikan Yerlileri ve Latin
öğrencilere odaklandık.
14:38
We'veBiz ettik foundbulunan statisticallyistatistiksel significantönemli improvementgelişme iyilesme duzelme ilerleme with childrençocuklar usingkullanma this softwareyazılım in a mathematicsmatematik classsınıf
269
866000
6000
Matematik derslerinde bu yazılımı
kullanan çocuklarla kullanmayan
kontrol grubunu kıyasladığımızda
14:44
in comparisonkarşılaştırma with a controlkontrol groupgrup that did not have the softwareyazılım.
270
872000
3000
istatiksel olarak ilerleme
olduğunu bulduk.
14:47
So it's really very successfulbaşarılı teachingöğretim childrençocuklar that they have a heritagemiras that's about mathematicsmatematik,
271
875000
6000
Çocuklara, matematikle ilgili mirasları
olduğunu gösteren başarılı bir öğretimdi,
14:53
that it's not just about singingşan and dancingdans.
272
881000
4000
bu sadece şarkı söylemek ya da
dans etmek değildi.
14:57
We'veBiz ettik startedbaşladı a pilotpilot programprogram in GhanaGana.
273
885000
3000
Gana'da pilot bir uygulama başlattık.
15:00
We got a smallküçük seedtohum granthibe, just to see if folksarkadaşlar would be willingistekli to work with us on this;
274
888000
5000
Halkın bizimle çalışma isteğini
görebilmek için küçük bir hibemiz var,
15:05
we're very excitedheyecanlı about the futuregelecek possibilitiesolasılıklar for that.
275
893000
3000
gelecekteki fırsatlar
hakkında çok heyecanlıyız.
15:08
We'veBiz ettik alsoAyrıca been workingçalışma in designdizayn.
276
896000
2000
Ayrıca tasarım üzerine de çalıştık.
15:10
I didn't put his nameisim up here -- my colleagueçalışma arkadaşı, KerryKerry, in KenyaKenya, has come up with this great ideaFikir
277
898000
5000
Adını buraya yazmadım--Kenya'daki ortağım
Kerry şu harika fikirle geldi
15:15
for usingkullanma fractalfraktal structureyapı for postalposta addressadres in villagesköyler that have fractalfraktal structureyapı,
278
903000
5000
fraktal yapıya sahip köylerde posta
adresleri için fraktal yapı kullanmak,
15:20
because if you try to imposeempoze a gridızgara structureyapı postalposta systemsistem on a fractalfraktal villageköy,
279
908000
4000
çünkü eğer fraktal köyler için
posta sistemini karesel yapı ile
15:24
it doesn't quiteoldukça fituygun.
280
912000
2000
oluşturursanız, bu pek uymaz.
15:26
BernardBernard TschumiTschumi at ColumbiaColumbia UniversityÜniversitesi has finishedbitmiş usingkullanma this in a designdizayn for a museummüze of AfricanAfrika artSanat.
281
914000
5000
Columba Üniversitesi'nden
Bernard Tschumi,
Bir Afrika sanat müzesi için bunu
tasarımda kullanmayı bitirdi.
15:31
DavidDavid HughesHughes at OhioOhio StateDevlet UniversityÜniversitesi has writtenyazılı a primerastar on AfrocentricAfrocentric architecturemimari
282
919000
8000
Ohio Eyalet Üniversitesi'nden David Hughes
bazı fraktal yapıları da kullandığı
15:39
in whichhangi he's used some of these fractalfraktal structuresyapıları.
283
927000
2000
Afro-merkezli mimari el kitabı yazdı.
15:41
And finallyen sonunda, I just wanted to pointpuan out that this ideaFikir of self-organizationkendi kendine organizasyon,
284
929000
5000
Son olarak şuna dikkat çekmek istiyorum
kendi kendine organize olabilme fikri
15:46
as we heardduymuş earlierdaha erken, it's in the brainbeyin.
285
934000
2000
daha önce duyduğumuz
gibi beyindedir.
15:48
It's in the -- it's in Google'sGoogle'nın searcharama enginemotor.
286
936000
5000
Google'ın arama motorundadır.
15:53
ActuallyAslında, the reasonneden that GoogleGoogle was suchböyle a successbaşarı
287
941000
2000
Aslında Google'ın bu kadar başarılı olma
15:55
is because they were the first onesolanlar to take advantageavantaj of the self-organizingkendi kendini organize propertiesözellikleri of the web.
288
943000
4000
sebebi web'in kendini organize edebilme
özelliğini ilk kullanan olmasıdır.
15:59
It's in ecologicalekolojik sustainabilitySürdürülebilirlik.
289
947000
2000
Bu, ekolojik sürdürülebilirliğin içinde.
16:01
It's in the developmentalgelişimsel powergüç of entrepreneurshipGirişimcilik,
290
949000
2000
Girişimciliğin geliştirilebilir gücünde,
16:03
the ethicalahlâki powergüç of democracydemokrasi.
291
951000
2000
demokrasinin ahlaki gücünde.
16:06
It's alsoAyrıca in some badkötü things.
292
954000
2000
Aynı zamanda kötü şeylerde.
16:08
Self-organizationKendi kendine organizasyon is why the AIDSAIDS virusvirüs is spreadingyayma so fasthızlı.
293
956000
3000
Kendi kendine organize olabilme AIDS'in
çok hızlı yayılmasında.
16:11
And if you don't think that capitalismkapitalizm, whichhangi is self-organizingkendi kendini organize, can have destructiveyıkıcı effectsetkileri,
294
959000
4000
Eğer kapitalizmin yıkıcı etkileri
olmadığını düşünüyorsanız,
16:15
you haven'tyok openedaçıldı your eyesgözleri enoughyeterli.
295
963000
2000
gözlerinizi yeterince açmamışsınız.
16:17
So we need to think about, as was spokenkonuşulmuş earlierdaha erken,
296
965000
4000
Daha önce konuştuğumuz gibi,
kendiliğinden organize olabilmeleri için
16:21
the traditionalgeleneksel AfricanAfrika methodsyöntemleri for doing self-organizationkendi kendine organizasyon.
297
969000
2000
geleneksel Afrika yöntemleri
üzerine düşünmeliyiz.
16:23
These are robustgüçlü algorithmsalgoritmalar.
298
971000
2000
Bunlar,
dayanıklı algoritmalardır.
16:26
These are waysyolları of doing self-organizationkendi kendine organizasyon -- of doing entrepreneurshipGirişimcilik --
299
974000
3000
Bunlar, hassas ve eşitlikçi olan
kendi kendine örgütlenebilme
16:29
that are gentlenazik, that are egalitarianeşitlikçi.
300
977000
2000
yollarıdır. -- girişimciliktir --
16:31
So if we want to find a better way of doing that kindtür of work,
301
979000
4000
Bu işleri yapabilmek için daha
iyi bir yol bulmak istiyorsak, sağlam ve
16:35
we need look only no fartherdaha uzağa than AfricaAfrika to find these robustgüçlü self-organizingkendi kendini organize algorithmsalgoritmalar.
302
983000
5000
kendini organize eden algoritmaları bulmak
için Afrika'dan uzağa bakmaya gerek yok.
16:40
Thank you.
303
988000
1000
Teşekkürler.
Translated by Melike Karasu
Reviewed by Elif Yağmur Turan

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ron Eglash - Mathematician
Ron Eglash is an ethno-mathematician: he studies the way math and cultures intersect. He has shown that many aspects of African design -- in architecture, art, even hair braiding -- are based on perfect fractal patterns.

Why you should listen

"Ethno-mathematician" Ron Eglash is the author of African Fractals, a book that examines the fractal patterns underpinning architecture, art and design in many parts of Africa. By looking at aerial-view photos -- and then following up with detailed research on the ground -- Eglash discovered that many African villages are purposely laid out to form perfect fractals, with self-similar shapes repeated in the rooms of the house, and the house itself, and the clusters of houses in the village, in mathematically predictable patterns.

As he puts it: "When Europeans first came to Africa, they considered the architecture very disorganized and thus primitive. It never occurred to them that the Africans might have been using a form of mathematics that they hadn't even discovered yet."

His other areas of study are equally fascinating, including research into African and Native American cybernetics, teaching kids math through culturally specific design tools (such as the Virtual Breakdancer applet, which explores rotation and sine functions), and race and ethnicity issues in science and technology. Eglash teaches in the Department of Science and Technology Studies at Rensselaer Polytechnic Institute in New York, and he recently co-edited the book Appropriating Technology, about how we reinvent consumer tech for our own uses.

 

More profile about the speaker
Ron Eglash | Speaker | TED.com