ABOUT THE SPEAKER
Anab Jain - Futurist, designer
TED Fellow Anab Jain imagines and builds future worlds we can experience in the present moment. By creating new ways of seeing, being and acting, she inspires and challenges us to look critically at the decisions and choices we make today.

Why you should listen

We live in extraordinary times, concurrently breathtaking and deeply precarious. Anab Jain co-founded the vanguard laboratory, design and film studio Superflux with Jon Ardern to parse uncertainties around our shared futures. She creates tangible, provocative experiences that transport people directly into possible future worlds. Through her work, Jain has discovered a powerful means of affecting change; by confronting and emotionally connecting people with future consequences in the present.

From climate change and growing inequality, to the emergence of artificial intelligence and the future of work, Jain and her team explore some of the biggest challenges of our times -- and investigate the potential and unintended consequences of these challenges.

Superflux is currently developing tools and strategies that can enable us to mitigate the shock of food insecurity and climate change. Recently, they produced a series of civilian drones -- creating a vision of a near-future city where these intelligent machines begin to display increasing autonomy within civic society.

Jain is also Professor of Design at the University of Applied Arts in Vienna, where she is currently curating the "How Will We Work" show for the Vienna Biennale, and she is a TED Fellow. Her work has won awards at UNESCO, Apple Inc., Geneva Human Rights Film Festival, Innovate UK, and exhibited at MoMA New York, V&A London, National Museum of China, Vitra Design Museum and Tate Modern.  

More profile about the speaker
Anab Jain | Speaker | TED.com
TED2017

Anab Jain: Why we need to imagine different futures

Anab Jain: Niçin farklı gelecekler hayal etmeliyiz?

Filmed:
1,739,273 views

Anab Jain geleceği hayata geçiriyor; onun işi kurmakta olduğumuz dünyanın potansiyelini insanların dokunabileceği, görebileceği ve hissedebileceği tecrübeler yaratmak. Akıllı makinelerin sokaklarımızda devriye gezdiği veya genetik mirasımızın sağlık sistemimize karar verdiği bir dünya istiyor muyuz? Jain'in yaptığı çıkarımlar niçin kendi istediğimiz bir dünya için savaşmanın önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bu şaşırtıcı konuşmada olası gelecek senaryolarına bir göz atın.
- Futurist, designer
TED Fellow Anab Jain imagines and builds future worlds we can experience in the present moment. By creating new ways of seeing, being and acting, she inspires and challenges us to look critically at the decisions and choices we make today. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I visitziyaret etmek the futuregelecek for a livingyaşam.
0
968
2643
Benim işim geleceği ziyaret etmek.
00:16
Not just one futuregelecek,
1
4265
1626
Sadece tek bir gelecek değil,
00:17
but manyçok possiblemümkün futuresvadeli işlem,
2
5915
2246
mümkün olan bir çok geleceği ziyaret edip
00:20
bringinggetiren back evidencesdelilleri from those futuresvadeli işlem
for you to experiencedeneyim todaybugün.
3
8185
4119
deneyimlemeniz için bu geleceklerden
pek çok kanıt getirmek.
00:25
Like an archaeologistarkeolog of the futuregelecek.
4
13197
2223
Tıpkı geleceğin bir arkeologu gibi.
00:28
Over the yearsyıl, my manyçok journeysyolculuklarda
have broughtgetirdi back things
5
16432
2732
Yıllar boyunca yolculuklarım
pek çok şey geri getirdi...
00:31
like a newyeni speciesTürler
of syntheticallysentetik engineeredmühendislik beesArılar;
6
19188
3025
sentetik tasarlanmış yeni bir arı türü,
00:37
a bookkitap namedadlı, "PetsEvcil hayvan as ProteinProtein;"
7
25052
2383
"Protein Olarak Hayvanlar"
adında bir kitap,
00:40
a machinemakine that makesmarkaları you richzengin
by tradingticari your geneticgenetik dataveri;
8
28263
3164
genetik kodunuzun ticaretini yaparak
sizi zengin yapan bir makine,
00:43
a lamplamba poweredenerjili by sugarşeker;
9
31451
2047
şekerle çalışan bir lamba,
00:46
a computerbilgisayar for growingbüyüyen foodGıda.
10
34045
1881
gıda yetiştirmek için bir bilgisayar.
00:48
OK, so I don't actuallyaslında travelseyahat
to differentfarklı futuresvadeli işlem -- yethenüz.
11
36573
4391
Pekâlâ, o kadar da farklı geleceklere
seyahat etmedim, henüz.
00:52
But my husbandkoca JonJon and I spendharcamak
a lot of time thinkingdüşünme
12
40988
2939
Ancak eşim Jon ve ben stüdyomuzda
farklı geleceklerin
00:55
and creatingoluşturma visionsvizyonları
of differentfarklı futuresvadeli işlem in our studiostüdyo.
13
43951
3690
görünümlerini düşünerek
ve yaratarak çok zaman harcadık.
01:00
We are constantlysürekli looking out
for weakzayıf signalssinyalleri,
14
48081
2776
Sürekli olarak bu gelecekteki potansiyelin
01:02
those murmursÜfürümleri of futuregelecek potentialpotansiyel.
15
50881
2374
mırıltılardan zayıf sinyallerini arıyoruz.
01:05
Then we traceiz those threadsipler of potentialpotansiyel
out into the futuregelecek, askingsormak:
16
53279
4073
Sonra potansiyel geleceğimizin izini sürüp
kendi kendimize şöyle sorduk:
01:09
What mightbelki it feel like
to livecanlı in this futuregelecek?
17
57963
2535
Bu gelecekte yaşamak nasıl hissettirir?
01:13
What mightbelki we see, hearduymak and even breathenefes almak?
18
61068
2835
Neler görür, duyar, hatta neyi soluruz?
01:17
Then we runkoş experimentsdeneyler,
buildinşa etmek prototypesprototipler, make objectsnesneleri,
19
65157
4449
Sonra deneyler yürütüp modeller inşa edip
objeler oluşturduk,
01:21
bringinggetiren aspectsyönleri of these futuresvadeli işlem to life,
20
69630
2030
bu geleceklerin açılarını hayata geçirip
01:23
makingyapma them concretebeton and tangiblesomut
21
71684
2312
onları somut ve elle tutulur
bir hale getirdik
01:26
so you can really feel the impactdarbe
of those futuregelecek possibilitiesolasılıklar
22
74020
4754
bu yüzden potansiyel
geleceğin etkilerini burada
01:30
here and now.
23
78798
1167
şu an hissedebilirsiniz.
01:32
But this work is not about predictionstahminler.
24
80936
2801
Yalnız bu tahminlerle
alakalı bir iş değil.
01:35
It's about creatingoluşturma toolsaraçlar --
25
83761
2007
Bu, araçlar oluşturmakla ilgili,
01:37
toolsaraçlar that can help connectbağlamak
our presentmevcut and our futuregelecek selvescanlarından
26
85792
3464
şu an ve gelecekteki halimizle bağlantı
kurmamıza yardımcı olacak araçlar ile
01:41
so we becomeolmak activeaktif participantskatılımcılar
in creatingoluşturma a futuregelecek we want --
27
89280
4405
istediğimiz geleceğin aktif bir
katılımcısı olmamız için,
01:45
a futuregelecek that worksEserleri for all.
28
93709
1856
hepimizin istediği bir gelecek için.
01:48
So how do we go about doing this?
29
96758
1815
Peki bu işe nasıl karar verdik?
01:51
For a recentson projectproje calleddenilen DroneCasus uçak AviaryBüyük kuş kafesi,
30
99143
3344
Drone Aviary denen güncel bir proje için
01:54
we were interestedilgili in exploringkeşfetmek
31
102511
1538
keşfetmeye meraklıydık
01:56
what it would mean to livecanlı
with droneserkek arı in our citiesşehirler.
32
104073
2967
şehrimizde dronlarla
yaşayacak kadar hem de.
01:59
DronesErkek arı that have the powergüç
to see things we can't,
33
107064
2833
Dronlar bizim göremediğimiz şeyleri görme
02:01
to go placesyerler we can't
34
109921
1752
gidemediğimiz yerlere gitme gücüne
02:03
and to do so with increasingartan autonomyözerklik.
35
111697
2199
ve yükselen bir bağımsızlığa sahiptir.
02:06
But to understandanlama the technologyteknoloji,
36
114734
1590
Ancak teknolojiyi anlamak için
02:08
gettingalma our handseller dirtykirli was crucialçok önemli.
37
116348
1869
bizim de bu işe girmemiz kaçınılmazdı.
02:10
So we builtinşa edilmiş severalbirkaç differentfarklı
droneserkek arı in our studiostüdyo.
38
118652
2830
Biz de stüdyomuzda
çeşit çeşit dronlar yaptık.
02:13
We gaveverdi them namesisimler, functionsfonksiyonlar
and then flewuçtu them --
39
121506
3104
Onlara isimler, fonksiyonlar verdik
ve onları uçurduk...
02:17
but not withoutolmadan difficultyzorluk.
40
125395
1513
ama pek kolay olmadı.
02:19
Things camegeldi loosegevşek,
41
127413
1389
Bir şeyler yerinden çıktı,
02:20
GPSGPS signalssinyalleri glitchedglitched
42
128826
1620
GPS sinyalleri bozuldu
02:22
and droneserkek arı crashedçöktü.
43
130470
1412
ve dronlar düştü.
02:24
But it was throughvasitasiyla suchböyle experimentationdeneme
44
132599
2142
Yine de hepsi,
mümkün bir geleceğe dair
02:26
that we could constructinşa etmek a very
concretebeton and very experientialdeneysel slicedilim
45
134765
4175
çok somut ve çok deneysel bir süreç ile
02:30
of one possiblemümkün futuregelecek.
46
138964
1623
oluşturabildiğimiz bir senaryoydu.
02:33
So now, let's go to that futuregelecek.
47
141613
2075
Şimdi hadi o geleceğe gidelim.
02:36
Let's imaginehayal etmek we are livingyaşam in a cityŞehir
with droneserkek arı like this one.
48
144199
3370
Şuna benzer dronlarla dolu bir şehirde
yaşadığımızı hayal edelim.
02:40
We call it The NightwatchmanGece bekçisi.
49
148196
1927
Adına da 'The Nightwatchman' diyelim.
02:42
It patrolsdevriye the streetssokaklar, oftensık sık spottedBenekli
in the eveningsAkşamları and at night.
50
150756
3889
Sokaklarda devriye gezer,
çoğunlukla akşam ve geceleri ortaya çıkar.
02:47
InitiallyBaşlangıçta, manyçok of us were annoyedkızgın
by its lowdüşük, dulldonuk humHum.
51
155239
3400
Başta çoğumuz onun zayıf ve sabit
vızıltısına sinir olurduk.
02:51
But then, like everything elsebaşka,
we got used to it.
52
159144
2768
Sonra, her şeye olduğu gibi
buna da alıştık.
02:54
Now, what if you could see
the worldDünya throughvasitasiyla its eyesgözleri?
53
162423
2734
Dünyayı onun gözleriyle
görebilseydiniz nasıl olurdu?
02:58
See how it constantlysürekli logsgünlükleri
everyher residentoturan of our neighborhoodKomşuluk;
54
166615
4322
Mahallenin her bir köşesini nasıl
gezdiğine bakın;
03:02
logginggünlüğü the kidsçocuklar who playoyun footballFutbol
in the no-ballgameHayır-oyun areaalan
55
170961
3320
saha olmayan bir yerde futbol oynayan
çocukların üstünden geçip
03:06
and markingişaretleme them as statutoryyasal nuisancesrahatsızlık.
56
174305
2447
onları bir baş belası olarak
işaretleyip kaydediyor.
03:08
(LaughterKahkaha)
57
176776
1437
(Kahkaha)
03:10
And then see how it dispersesyayılır
this other groupgrup, who are teenagersgençler,
58
178237
3970
Sonra da nasıl diğer genç grubu dağıtıp
03:14
with the threattehdit of an autonomouslyotonom
issuedVeriliş injunctionönlem.
59
182231
3114
toplu çıkarılmış bir emirle tehdit ediyor.
03:18
And then there's this giantdev
floatingyüzer discdisk calleddenilen MadisonMadison.
60
186387
3133
Burada da yerinde durmayan koca disk
Madison var.
03:22
Its glaringgöze batan presencevarlık is so overpoweringbaskın,
61
190203
2220
Göz alıcı varlığı karşı konulamaz,
03:24
I can't help but starebakıyorum at it.
62
192447
2153
bakmadan duramıyorum.
03:27
But if feelshissediyor like eachher time I look at it,
63
195242
2001
Fakat sanki her ona baktığımda,
03:29
it knowsbilir a little more about me --
64
197267
1814
sanki hakkımda daha çok şey biliyor...
03:31
like it keepstutar flashingyanıp sönen all these
BrianairBrianair advertsreklam at me,
65
199914
3165
sanki şu Brianair reklamlarını
gözüme sokup
03:35
as if it knowsbilir about
the holidaytatil I'm planningplanlama.
66
203103
2344
tatil planlarımdan haberdarmış
gibi hissediyorum.
03:38
I'm not sure if I find this
mildlykibarca entertainingeğlenceli
67
206479
3727
Bunu biraz eğlendirici mi buluyorum
yoksa tamamen saldırgan mı
03:42
or just entirelyBaştan sona invasiveinvaziv.
68
210230
1812
emin değilim.
03:45
Back to the presentmevcut.
69
213684
1324
Şu ana dönelim.
03:47
In creatingoluşturma this futuregelecek, we learnedbilgili a lot.
70
215611
2223
Bu geleceği yaratırken çok şey öğrendik.
03:50
Not just about how these machinesmakineler work,
71
218352
2606
Sadece makinenin nasıl çalıştığını değil,
03:52
but what it would feel like
to livecanlı alongsideyanında them.
72
220982
2859
onlarla birlikte yaşamanın
nasıl olduğunu da.
03:56
Whilstİken droneserkek arı like MadisonMadison
and NightwatchmanGece bekçisi,
73
224239
2254
Madison ve Nightwatchman
gibi kumandalı dronlar
03:58
in these particularbelirli formsformlar,
74
226517
1517
bu belirli şekillerde
04:00
are not realgerçek yethenüz,
75
228058
1541
ve hâlâ gerçek değilken,
04:01
mostçoğu elementselementler of a dronecasus uçak futuregelecek
are in factgerçek very realgerçek todaybugün.
76
229623
3957
onlarla dolu bir geleceğe ait çoğu faktör
şu an zaten var.
04:06
For instanceörnek,
77
234264
1151
Mesela,
04:07
facialYüz Bakımı recognitiontanıma systemssistemler
are everywhereher yerde --
78
235439
2314
yüz tanıma sistemleri her yerde...
04:09
in our phonestelefonlar, even in our thermostatsTermostatlar
79
237777
2410
telefonlarımızda,
hatta termostatlarımızda bile
04:12
and in cameraskameralar around our citiesşehirler --
80
240211
1830
ve şehrimizdeki kameralarda,
04:14
keepingkoruma a recordkayıt of everything we do,
81
242714
2746
yaptığımız her şeyi kaydediyorlar,
04:17
whetherolup olmadığını it's an advertisementreklam
we glancedbaktı at or a protestprotesto we attendedkatıldı.
82
245484
4185
baktığımız bir reklamı
veya katıldığımız bir eylemi.
04:21
These things are here,
83
249693
1670
Bunlar çoktan burada,
04:23
and we oftensık sık don't understandanlama
how they work,
84
251387
2724
genellikle nasıl işlediklerini
ve ne sonuçlar
04:26
and what theironların consequencessonuçları could be.
85
254135
1850
doğuracaklarını bilmiyoruz.
04:29
And we see this all around us.
86
257279
1580
Bunları her yerde görüyoruz.
04:30
This difficultyzorluk in even imagininghayal
87
258883
1772
Bugün yaptıklarımızın,
04:32
how the consequencessonuçları of our actionseylemler
todaybugün will affectetkilemek our futuregelecek.
88
260679
4144
gelecekte sonuçlarının ne olacağını
hayal etmek bile çok zor.
04:37
Last yearyıl, where I livecanlı, in the UKİNGİLTERE,
there was a referendumReferandum
89
265649
2885
Geçen yıl yaşadığım yerde,
İngiltere'de bir referandum vardı
04:40
where the people could voteoy
for the UKİNGİLTERE to leaveayrılmak the EUAB
90
268558
2525
insanların İngiltere'nin
AB'de kalıp kalmaması
04:43
or staykalmak in the EUAB,
91
271107
1158
için oy verdiği,
04:44
popularlyHalk knownbilinen as "BrexitBrexit."
92
272289
1702
''Brexit'' diye bilinen referandum.
04:46
And soonyakında after the resultsSonuçlar camegeldi out,
93
274819
1802
Sonuçlar gelir gelmez,
04:48
a wordsözcük beganbaşladı to surfaceyüzey
calleddenilen "BregretBregret" --
94
276645
3015
'Bregret' (Bre-pişmanlık)
diye bir kelime türedi.
04:51
(LaughterKahkaha)
95
279684
1040
(Kahkaha)
04:52
describingaçıklayan people who choseseçti to voteoy
for BrexitBrexit as a protestprotesto,
96
280748
3435
Brexit'e karşı oy veren insanları
tanımlamak üzere uydurulmuş
04:56
but withoutolmadan thinkingdüşünme throughvasitasiyla
its potentialpotansiyel consequencessonuçları.
97
284207
3090
ama potansiyel sonuçları
düşünülmemiş bir kelime.
05:01
And this disconnectbağlantıyı kes is evidentbelirgin
in some of the simplestEn basit things.
98
289127
3424
Bu tutarsızlık çok basit şeylerde
bile geçerli.
05:05
Say you go out for a quickhızlı drinkiçki.
99
293795
1869
Dışarı bir şeyler içmeye çıkarsınız.
05:07
Then you decidekarar ver
you wouldn'tolmaz mindus a fewaz more.
100
295688
2734
Sonra birkaç tane daha içmeye
karar verirsiniz.
05:10
You know you'llEğer olacak wakeuyanmak up
in the morningsabah feelingduygu awfulkorkunç,
101
298446
2620
Sabah berbat bir hisle uyanırsınız
05:13
but you justifyhaklı çıkarmak it by sayingsöz,
102
301090
1382
ama sonra bunu savunmak için
05:14
"The other me in the futuregelecek
will dealanlaştık mı with that."
103
302496
2503
''Gelecekteki halim bununla
başa çıkar.'' dersiniz.
05:17
But as we find out in the morningsabah,
104
305607
1868
Ama bu sabah fark ediyoruz ki
05:19
that futuregelecek "you" is you.
105
307499
1965
gelecekteki ''siz'' sizsiniz.
05:22
When I was growingbüyüyen up in IndiaHindistan
in the lategeç '70s and earlyerken '80s,
106
310454
3197
Ben Hindistan'da 70'lerde
ve 80'lerde büyürken,
05:25
there was a feelingduygu
107
313675
1151
şöyle bir şey vardı,
05:26
that the futuregelecek bothher ikisi de neededgerekli to
and could actuallyaslında be plannedplanlı.
108
314850
2987
gelecek planlanmak zorunda
ve gerçekten planlanabilir.
05:30
I rememberhatırlamak my parentsebeveyn had to planplan
for some of the simplestEn basit things.
109
318343
3260
Ailemin en basit şeyleri bile
planlamadığını hatırlıyorum.
05:33
When they wanted a telephonetelefon in our houseev,
110
321627
2029
Eve bir telefon almak istediklerinde,
05:35
they neededgerekli to ordersipariş it and then wait --
111
323680
2310
sipariş verip beklemeleri gerekiyordu,
05:38
wait for nearlyneredeyse fivebeş yearsyıl before
it got installedKurulmuş in our houseev.
112
326014
3247
eve hat kurulması için yaklaşık
beş yıl kadar beklemeleri gerekiyordu
05:41
(LaughterKahkaha)
113
329285
1034
(Kahkaha)
05:42
And then if they wanted to call
my grandparentsBüyükanne ve büyükbaba who livedyaşamış in anotherbir diğeri cityŞehir,
114
330343
3498
Eğer başka şehirde yaşayan
büyüklerini aramak isterlerse,
05:45
they neededgerekli to bookkitap
something calleddenilen a "trunkgövde call,"
115
333865
2528
'şehirler arası konuşma'
için rezervasyon yapmak,
05:48
and then wait again,
for hourssaatler or even daysgünler.
116
336417
2260
saatlerce hatta günlerce
beklemek zorundalardı.
05:51
And then abruptlyaniden, the phonetelefon
would ringhalka at two in the morningsabah,
117
339298
2937
Ve ansızın, gece ikide telefon çalardı,
05:54
and all of us would jumpatlama out of our bedsyataklar
and gathertoplamak roundyuvarlak the phonetelefon,
118
342259
3250
hepimiz yataktan kalkıp
telefonun etrafına toplanırdık,
05:57
shriekingçığlık çığlığa into it,
discussingtartışılması generalgenel well-beingsağlık
119
345533
2315
çığlık atarcasına hal hatır sorardık
05:59
at two in the morningsabah.
120
347872
1333
gece saat ikide.
06:01
TodayBugün it can feel like things
are happeningolay too fasthızlı --
121
349229
3780
Artık her şey çok hızlı gelişiyor gibi,
06:05
so fasthızlı, that it can
becomeolmak really difficultzor
122
353033
2255
o kadar hızlı ki
06:07
for us to formform an understandinganlayış
of our placeyer in historytarih.
123
355312
2957
tarihteki yerimizi anlamamız
gerçekten zorlaşabiliyor.
06:10
It createsyaratır an overwhelmingezici senseduyu
of uncertaintybelirsizlik and anxietyanksiyete,
124
358293
3427
Bu boğucu bir belirsizlik
ve endişe duygusu yaratıyor
06:13
and so, we let the futuregelecek
just happenolmak to us.
125
361744
3042
ve geleceğin bize gelmesine
izin veriyoruz.
06:18
We don't connectbağlamak with that futuregelecek "us."
126
366032
1995
Gelecekteki 'kendimize' bağlanmıyoruz.
06:20
We treattedavi etmek our futuregelecek selvescanlarından as a strangeryabancı,
127
368528
2312
Gelecekteki halimize yabancı biri gibi
06:22
and the futuregelecek as a foreignyabancı landarazi.
128
370864
1968
geleceğe yabancı bir yer gibi bakıyoruz.
06:25
It's not a foreignyabancı landarazi;
129
373735
1185
Yabancı bir yer değil;
06:26
it's unfoldingunfolding right in frontön of us,
130
374944
1748
gözlerimizin önünde,
06:28
continuallysürekli olarak beingolmak shapedbiçimli
by our actionseylemler todaybugün.
131
376716
2564
bugünkü hareketlerimizle
şekillenen bir yer.
06:31
We are that futuregelecek,
132
379734
1490
O gelecek biziz
06:33
and so I believe fightingkavga
for a futuregelecek we want
133
381940
2830
ve bence istediğimiz gelecek için savaşmak
06:36
is more urgentacil and necessarygerekli
than ever before.
134
384794
2623
her zamankinden daha önemli ve gerekli.
06:40
We have learnedbilgili in our work
135
388297
1465
Çalışmamızda öğrendik ki
06:41
that one of the mostçoğu powerfulgüçlü meansanlamına geliyor
of effectingetkileyen changedeğişiklik
136
389786
3444
etkili bir değişimin
en önemli yollarından biri
06:45
is when people can directlydirekt olarak, tangiblysomut
and emotionallyduygusal yönden experiencedeneyim
137
393254
4144
insanların direkt ve somut bir şekilde
06:49
some of the futuregelecek consequencessonuçları
of theironların actionseylemler todaybugün.
138
397422
3028
bugün yaptıklarının gelecekteki
sonuçlarına ulaşabilmesi.
06:53
EarlierDaha önce this yearyıl, the governmenthükümet
of the UnitedAmerika ArabArap EmiratesEmirlikleri inviteddavet us
139
401130
3974
Bu yılın başlarında,
Birleşik Arap Emirlikleri bizi yardım için
06:57
to help them shapeşekil
theironların country'sülkenin energyenerji strategystrateji
140
405128
2446
ülkelerinin 2050 yılına kadarki
enerji stratejisini
06:59
all the way up to 2050.
141
407598
1584
oluşturmaya davet etti.
07:01
BasedDayalı on the government'shükümetin econometricekonometrik
dataveri, we createdoluşturulan this largegeniş cityŞehir modelmodel,
142
409558
4258
Devletin ekonomik verilerine göre,
bu büyük şehir modelini oluşturduk
07:05
and visualizedgörsel manyçok
possiblemümkün futuresvadeli işlem on it.
143
413840
3068
ve mümkün olan
tüm geleceklerini görselleştirdik.
07:10
As I was excitablyexcitably takingalma a groupgrup
of governmenthükümet officialsYetkililer
144
418387
3320
Ben heyecanla bir grup devlet memurunu
07:13
and membersüyeler of energyenerji companiesşirketler
145
421731
1537
ve enerji şirketi üyelerini
07:15
throughvasitasiyla one sustainablesürdürülebilir
futuregelecek on our modelmodel,
146
423292
2531
sürdürebilir bir gelecek
modeli için seçerken
07:17
one of the participantskatılımcılar told me,
147
425847
1730
katılımcılardan biri şöyle dedi:
07:20
"I cannotyapamam imaginehayal etmek that in the futuregelecek
people will stop drivingsürme carsarabalar
148
428122
3107
''İleride insanların araba sürmeyi
bırakıp toplu taşıma
07:23
and startbaşlama usingkullanma publichalka açık transporttaşıma."
149
431253
1798
kullandığını hayal edemiyorum.''
07:25
And then he said,
150
433916
1160
Ve sonra dedi ki:
07:27
"There's no way I can tell my ownkendi sonoğul
to stop drivingsürme his cararaba."
151
435100
3606
''Oğluma araba sürmeyi bırakmasını
asla söyleyemem.''
07:31
But we were preparedhazırlanmış for this reactionreaksiyon.
152
439927
1981
Biz bu tepkiye zaten hazırdık.
07:35
WorkingÇalışma with scientistsBilim adamları in a chemistrykimya lablaboratuvar
in my home cityŞehir in IndiaHindistan,
153
443208
3337
Hindistan'da kimya laboratuvarında
bilim insanlarıyla çalışırken
07:38
we had createdoluşturulan approximateyaklaşık samplesörnekler
154
446569
2175
bu şekilde yaşamaya devam edersek
07:40
of what the airhava would be like in 2030
if our behaviordavranış stayskalır the sameaynı.
155
448768
4750
2030 yılındaki havaya yakın havanın
örneklerini oluşturduk.
07:46
And so, I walkedyürüdü the groupgrup
over to this objectnesne
156
454493
3393
Sonra gruba doğru buhar yayan hava
07:49
that emitsyayar vaporbuharı from those airhava samplesörnekler.
157
457910
2347
örneğiyle yürüdüm.
07:53
Just one whiffnefes of the noxiouszararlı
pollutedkirlenmiş airhava from 2030
158
461494
3556
2030'dan zehirli ve pis tek koku dalgası
07:57
broughtgetirdi home the pointpuan
that no amounttutar of dataveri can.
159
465074
3117
hiçbir verinin yapamayacağı şekilde
konuyu özetledi.
08:01
This is not the futuregelecek you would want
your childrençocuklar to inheritmiras.
160
469069
3052
Bu çocuklarınıza miras bırakmak
istediğiniz gelecek değil.
08:04
The nextSonraki day, the governmenthükümet
madeyapılmış a bigbüyük announcementduyuru.
161
472620
2565
Ertesi gün devlet büyük bir duyuru yaptı.
08:07
They would be investingyatırım billionsmilyarlarca
of dollarsdolar in renewablesyenilenebilir.
162
475209
3163
Yenilenen kaynaklara milyarlarca dolar
yatıracaklarını duyurdular.
08:10
We don't know what partBölüm our futuregelecek
experiencesdeneyimler playedOyunun in this decisionkarar,
163
478396
4379
Potansiyel geleceklerin hangisi
bu kararda etkili oldu bunu bilmiyoruz
08:14
but we know that they'veonlar ettik changeddeğişmiş
theironların energyenerji policypolitika
164
482799
2492
ama enerji politikalarını
daha zararsız bir yöntemle
08:17
to mitigateazaltmak suchböyle a scenariosenaryo.
165
485315
1484
değiştirdiğimizi biliyoruz.
08:18
While something like airhava from the futuregelecek
is very effectiveetkili and tangiblesomut,
166
486823
3505
Gelecekten gelmiş hava ne kadar
etkili ve hissedilebilirken
08:22
the trajectoryYörünge from our presentmevcut
to a futuregelecek consequencesonuç
167
490352
2830
günümüzde yaptıklarımızın
geleceğe etkilerinin gidişatı
08:25
is not always so lineardoğrusal.
168
493206
1305
hep böyle doğrusal değil.
08:27
Even when a technologyteknoloji
is developedgelişmiş with utopianütopik idealsidealleri,
169
495347
3173
Ütopik ideallerle gelişmiş
bir teknoloji bile
08:30
the momentan it leavesyapraklar the laboratorylaboratuvar
and entersgirer the worldDünya,
170
498544
2733
laboratuvarı terk edip dünyaya geçtiği an
08:33
it is subjectkonu to forcesgüçler outsidedışında
of the creators'yaratıcıları controlkontrol.
171
501301
3345
yaratıcısının kontrolü dışındakiler
için bir deney haline geliyor.
08:37
For one particularbelirli projectproje,
we investigatedaraştırılmıştır medicaltıbbi genomicsgenom:
172
505617
4234
Belli bir projede
tıbbi genomları inceledik:
08:41
the technologyteknoloji of gatheringtoplama
and usingkullanma people'sinsanların geneticgenetik dataveri
173
509875
3091
Kişiselleştirmiş ilaç yaratmak için
insanların genetik verilerini
08:44
to createyaratmak personalizedkişiselleştirilmiş medicinetıp.
174
512990
1859
toplama ve kullanma teknolojisi.
08:47
We were askingsormak:
175
515268
1378
Şunu sorduk:
08:48
What are some of the unintendedistenmeyen
consequencessonuçları of linkingbağlayıcı our geneticsgenetik
176
516670
3724
Sağlık sistemiyle genetik bilgilerimizi
birbirine bağlamananın
08:52
to healthsağlık carebakım?
177
520418
1161
istenmeyen sonuçları ne?
08:55
To explorekeşfetmek this questionsoru furtherayrıca,
178
523175
2266
Bu soruyu irdelemek adına
08:57
we createdoluşturulan a fictionalkurgusal lawsuitdava,
179
525465
1892
kurgusal bir dava yarattık
08:59
and broughtgetirdi it to life throughvasitasiyla 31 piecesparçalar
of carefullydikkatlice craftedhazırlanmış evidencekanıt.
180
527914
4386
ve dikkatle hazırlanmış 31 parça kanıt ile
bunu hayata geçirdik.
09:04
So we builtinşa edilmiş an illegalyasadışı geneticgenetik clinicklinik,
181
532783
3088
Yasadışı bir genetik klinik inşa ettik,
09:07
a DIYDIY carbonkarbon dioxidedioksit incubatorkuluçka makinesi,
182
535895
3183
bir DIY karbon dioksit inkübatörü
09:11
and even boughtsatın frozendondurulmuş micefareler on eBayeBay.
183
539102
2336
ve hatta eBay'den donmuş fare bile aldık.
09:14
So now let's go to that futuregelecek
where this lawsuitdava is unfoldingunfolding,
184
542273
3155
Bu davanın incelendiği
o geleceğe bir adım atalım;
09:17
and meetkarşılamak the defendantdavalı, ArnoldArnold MannMann.
185
545452
2122
davalı Arnold Mann ile tanışın.
09:20
ArnoldArnold is beingolmak prosecuteddava
by this globalglobal giantdev biotechbiyoteknoloji companyşirket
186
548194
3565
Arnold bu büyük küresel
dev biotech şirketi tarafından şuçlanıyor,
09:23
calleddenilen DynamicDinamik GeneticsGenetik,
187
551783
1298
adı Dynamic Genetics.
09:25
because they have evidencekanıt
188
553627
1490
Şirketin elinde
09:27
that ArnoldArnold has illegallyyasadışı insertedeklenen
the company'sŞirket'in patentedpatentli geneticgenetik materialmalzeme
189
555141
4590
Arnold'ın şirketin patentli genetik
materyalini kendine enjekte ettiğine dair
09:31
into his bodyvücut.
190
559755
1494
kanıtları var.
09:33
How on earthtoprak did ArnoldArnold manageyönetmek to do that?
191
561273
2590
Arnold bunu yapmayı nasıl başardı?
09:36
Well, it all startedbaşladı
192
564853
1174
Her şey Arnold'ın
09:38
when ArnoldArnold was askeddiye sordu to submitGönder
a salivatükürük sampleNumune in this spittükürük kitkiti
193
566051
4183
Birleşik Krallık Milli Sağlık Sigorta
kurumunda
09:42
to the NHILUON --
194
570258
1558
bir tükürük örneği için
09:43
the UK'sİngiltere'nin NationalUlusal HealthSağlık
InsuranceSigorta servicehizmet.
195
571840
2950
küçük bir test kabına
tükürmesiyle başladı.
09:47
When ArnoldArnold receivedAlınan
his healthsağlık insurancesigorta billfatura,
196
575289
2920
Arnold sağlık sigorta faturasını aldığında
09:50
he was shockedşok and scaredkorkmuş
197
578233
1712
şoka uğradı ve korkmuştu
09:51
to see that his premiumsprim
had gonegitmiş throughvasitasiyla the roofçatı,
198
579969
2382
çünkü primi tavan yapmıştı,
09:54
beyondötesinde anything he or his familyaile
could ever affordparası yetmek.
199
582375
2974
kendisinin ve ailesinin
karşılayabileceğinin çok üstünde.
09:57
The state'sdevletin algorithmalgoritma had scannedtaranan
his geneticgenetik dataveri
200
585970
2681
Devletin algoritması
genetik verilerini taramıştı
10:00
and foundbulunan the riskrisk of a chronicKronik healthsağlık
conditionşart lurkinggözlemliyor in his DNADNA.
201
588675
4008
ve DNA'sında kronik hastalık riski
olduğunu saptadı.
10:05
And so ArnoldArnold had to startbaşlama payingödeme yapan
towardkarşı the potentialpotansiyel costsmaliyetler
202
593135
3364
Arnold da gelecekteki bu hastalığa karşı
muhtemel masrafları
10:08
of that futuregelecek diseasehastalık --
203
596523
1676
ödemeye başlamak zorunda kaldı,
10:10
potentialpotansiyel futuregelecek diseasehastalık from todaybugün.
204
598223
2183
muhtemel geleceğe bugünden bir hastalık.
10:12
In that momentan of fearkorku and panicPanik,
205
600430
1612
O panik ve korku duygusuyla
10:14
ArnoldArnold slippedkaydı throughvasitasiyla the cityŞehir
206
602066
1506
Arnold tüm şehri dolaştı
10:15
into the darkkaranlık shadowsgölgeler
of this illegalyasadışı clinicklinik for treatmenttedavi --
207
603596
3058
ve tedavi için bu yasadışı kliniğe geldi,
10:19
a treatmenttedavi that would modifydeğiştirmek his DNADNA
208
607457
2161
tedavi DNA'sını onaracak
10:21
so that the state'sdevletin algorithmalgoritma
would no longeruzun see him as a riskrisk,
209
609642
3658
böylece devletin algoritması onu
tekrar risk olarak görmeyecek
10:25
and his insurancesigorta premiumsprim
would becomeolmak affordablesatın alınabilir again.
210
613324
2977
ve sigorta primleri ödenebilir
hale düşecekti.
10:28
But ArnoldArnold was caughtyakalandı.
211
616325
1685
Ancak Arnold yakalandı.
10:30
And the legalyasal proceedingsişlemleri in the casedurum
DynamicDinamik GeneticsGenetik v. MannMann beganbaşladı.
212
618034
4078
Dynamic Genetics ve Mann
davası da böyle başlamış oldu.
10:34
In bringinggetiren suchböyle a futuregelecek to life,
213
622961
1692
Böyle bir geleceği hayata getirirken,
10:36
what was importantönemli to us
was that people could actuallyaslında touchdokunma,
214
624677
2954
insanların o potansiyele dokunabilmesi,
görmesi ve hissetmesi
10:39
see and feel its potentialpotansiyel,
215
627655
1568
bizim için çok önemliydi
10:41
because suchböyle an immediateacil and closekapat
encounterkarşılaşma provokeskışkırtır people
216
629757
2995
çünkü böyle hızlı ve yakın görüler
insanları galeyana getirir
10:44
to asksormak the right questionssorular,
217
632776
1491
onlara doğru sorular sordurur,
10:46
questionssorular like:
218
634816
1271
şu tür sorular:
10:48
What are the implicationsetkileri
of livingyaşam in a worldDünya
219
636111
2186
Genetiğim yüzünden yargılandığım
10:50
where I'm judgedkarar on my geneticsgenetik?
220
638321
1989
bir dünyanın çıkarımları neler?
10:53
Or: Who mightbelki claimİddia ownershipsahiplik
to my geneticgenetik dataveri,
221
641045
3141
Veya: Kim benim genetik verilerim
üzerinde sahiplik iddia edebilir
10:56
and what mightbelki they do with it?
222
644210
1510
ve bununla ne yapabilirler ki?
10:58
If this feelshissediyor even slightlyhafifçe
out-thereOrada Out or farfetchedzorlama,
223
646918
3109
Eğer bu biraz olsun
inanması güç geliyorsa,
11:02
todaybugün there's a little-knownaz bilinen billfatura
beingolmak passedgeçti throughvasitasiyla the AmericanAmerikan congresskongre
224
650051
3792
bugün Amerika'da çok az bilinen
HR 1313 adında bir yasa geçiyor,
11:05
knownbilinen as HRİNSAN KAYNAKLARI 1313, PreservingKoruma
EmployeeÇalışan WellnessSağlık ProgramsProgramlar ActYasası.
225
653867
4049
Çalışan Sağlığı
Programlarını Koruma Yasası.
11:10
This billfatura proposesöneriyor to amenddeğiştirme the GeneticGenetik
InformationBilgi NondiscriminationTaciz ActYasası,
226
658455
4480
Bu yasa, toplumda GINA olarak bilinen
Genetik Bilgide Ayrım Yapmama Yasasını
11:14
popularlyHalk knownbilinen as GINAGINA,
227
662959
1706
değiştirmeyi teklif ediyor,
11:16
and would allowizin vermek employersİşverenler to asksormak
about familyaile medicaltıbbi historytarih
228
664689
3308
buna göre işverenler
tüm çalışanlarına ilk kez
11:20
and geneticgenetik dataveri
229
668021
1184
ailevi tıbbi geçmiş
11:21
to all employeesçalışanlar for the first time.
230
669229
2569
ve genetik veri soruları sorabilecek.
11:24
Those who refuseçöp
would faceyüz largegeniş penaltiescezalar.
231
672938
2594
Kabul etmeyenler
ciddi cezalara çarptırılabilir.
11:29
In the work I've showngösterilen so faruzak,
232
677346
1754
Şimdiye kadar gösterdiğim çalışmada,
11:31
whetherolup olmadığını it was droneserkek arı or geneticgenetik crimessuçları,
233
679124
2163
dronlar veya genetik suçlar olsun,
11:33
these storieshikayeleri describetanımlamak troublingrahatsız futuresvadeli işlem
234
681311
2358
bu hikâyeler rahatsız edici
gelecekler anlatıyor
11:35
with the intentionniyet of helpingyardım ediyor us
avoidönlemek those futuresvadeli işlem.
235
683693
2752
ve bunlardan kaçınmamız için
yardım etme niyetindeler.
11:39
But what about what we can't avoidönlemek?
236
687004
1977
Peki ya kaçınamayacaklarımız?
11:41
TodayBugün, especiallyözellikle with climateiklim changedeğişiklik,
237
689577
2092
Bugün, özellikle iklim değişikliğiyle
11:43
it looksgörünüyor like we are headingbaşlık for troublesorun.
238
691693
2070
soruna doğru ilerliyoruz gibi görünüyor.
11:46
And so what we want to do now
is to preparehazırlamak for that futuregelecek
239
694151
3199
Şu an yapmak istediğimiz şey de
bu gelecek için hazırlanmak,
11:49
by developinggelişen toolsaraçlar and attitudestutumlar
that can help us find hopeumut --
240
697374
4257
bunu da umut bulmamız için gerekli araç
ve bakış açısı geliştirerek yapabiliriz,
11:54
hopeumut that can inspireilham vermek actionaksiyon.
241
702322
1772
harekete geçirecek bir umut.
11:56
CurrentlyŞu anda, we are runningkoşu
an experimentdeney in our studiostüdyo.
242
704908
2688
Şu an stüdyomuzda bir deney yürütüyoruz.
11:59
It's a work in progressilerleme.
243
707620
1477
Hâlâ devam etmekte.
12:01
BasedDayalı on climateiklim dataveri projectionsprojeksiyonlar,
244
709539
2224
İklim veri projeksiyonlarına göre
12:03
we are exploringkeşfetmek a futuregelecek
245
711787
1556
Batı dünyasının zenginlikten
12:05
where the WesternWestern worldDünya has movedtaşındı
from abundancebolluk to scarcitykıtlık.
246
713367
3433
kıtlığa gittiği
bir geleceği araştırıyoruz.
12:08
We imaginehayal etmek livingyaşam in a futuregelecek cityŞehir
with repeatedtekrarlanan floodingsu baskını,
247
716824
3411
Hayal ettiğimiz bu gelecekteki şehirde
tekrarlanan seller,
12:12
periodsdönemleri with almostneredeyse
no foodGıda in supermarketssüpermarketler,
248
720259
2737
süpermarketlerde hiç yiyecek
olmadığı dönemler,
12:15
economicekonomik instabilitiesbazı,
249
723020
1736
ekonomik dengesizlikler,
12:16
brokenkırık supplyarz chainszincirler.
250
724780
1685
işlemeyen tedarik kanalları var.
12:19
What can we do to not just survivehayatta kalmak,
but prosperbaşarılı ol in suchböyle a worldDünya?
251
727111
4056
Böyle bir dünyada hayatta kalmanın
yanı sıra refahı nasıl sağlayabiliriz?
12:24
What foodGıda can we eatyemek?
252
732015
1346
Hangi yiyeceği yiyebiliriz?
12:26
To really stepadım insideiçeride these questionssorular,
253
734163
1819
Bu soruları irdelemek için
12:28
we are buildingbina this roomoda in a flatdüz
in LondonLondra from 2050.
254
736006
3814
Londra'da bir apartman dairesinde
2050'ye ait bir oda inşa ediyoruz.
12:32
It's like a little time capsulekapsül
that we reclaimedrejenere from the futuregelecek.
255
740654
3316
Tıpkı gelecekten edindiğimiz
küçük bir zaman kapsülü gibi.
12:35
We strippedsıyrılmıştır it down to the bareçıplak minimumasgari.
256
743994
2146
Her eşyayı en aza indirdik.
12:38
Everything we lovinglysevgiyle put in our homesevler,
257
746164
1906
Evlerimizde sevdiğimiz her şey,
12:40
like flat-paneldüz panel TVsTV,
258
748094
1676
büyük ekranlı TV,
12:41
internet-connectedInternet'e bağlı fridgesbuzdolabı
259
749794
1796
akıllı buzdolapları
12:43
and artisanalzanaat furnishingsMobilyalar
260
751614
1429
ve her tür tasarımlı dekor...
12:45
all had to go.
261
753067
1322
Hepsi gitmeliydi.
12:46
And in its placeyer,
we're buildingbina foodGıda computersbilgisayarlar
262
754413
2902
Bu mekânda
yiyecek bilgisayarları yapıyoruz,
12:49
from abandonedterkedilmiş, salvagedkurtarılabilir
and repurposedrepurposed materialsmalzemeler,
263
757339
2854
atılmış ve yeniden
kullanılabilir materyaller ile
12:52
turningdöndürme today'sbugünkü wasteatık
into tomorrow'sYarının dinnerakşam yemegi.
264
760715
2407
bugünün atıklarını
yarının yemeğine çeviriyoruz.
12:56
For instanceörnek,
265
764707
1151
Örneğin,
12:57
we'vebiz ettik just finishedbitmiş buildingbina our first
fullytamamen automatedotomatikleştirilmiş fogponicsfogponics machinemakine.
266
765882
3988
ilk tam otomatik fogponik
makinemizi yapmayı yeni bitirdik.
13:01
It useskullanımları the techniqueteknik of fogponicsfogponics --
so just fogsis as a nutrientbesin,
267
769894
3416
Fogponik tekniğiyle
yani besleyici olarak sis
13:05
not even waterSu or soiltoprak --
268
773334
1579
su veya toprak değil,
13:06
to growbüyümek things quicklyhızlı bir şekilde.
269
774937
1395
bitkileri büyütmeye yarıyor.
13:09
At the momentan,
270
777324
1219
Şu anda
13:10
we have successfullybaşarılı olarak grownyetişkin tomatoesdomates.
271
778567
1724
başarıyla domates olgunlaştırdık.
13:13
But we'lliyi need more foodGıda than what
we can growbüyümek in this smallküçük roomoda.
272
781254
3127
Ancak bu odada yetiştirebileceğimizden
daha fazla gıda lazım.
13:16
So what elsebaşka could we foragehayvan yemi için
from the cityŞehir?
273
784705
2235
Peki bu şehirden
başka ne elde edebiliriz?
13:19
InsectsBöcekler? PigeonsGüvercinler? FoxesTilki?
274
787509
3372
Böcekler, güvercinler, tilkiler?
13:25
EarlierDaha önce, we broughtgetirdi back
airhava from the futuregelecek.
275
793794
2569
Daha önce gelecekten hava getirmiştik.
13:28
This time we are bringinggetiren
an entiretüm roomoda from the futuregelecek,
276
796387
2723
Şimdi gelecekten tam bir oda getiriyoruz,
13:31
a roomoda fulltam of hopeumut, toolsaraçlar and tacticsTaktikler
277
799134
2347
odanın içi zor koşullar altında
13:33
to createyaratmak positivepozitif actionaksiyon
in hostiledüşmanca conditionskoşullar.
278
801505
3135
olumlu hareket etmemizi sağlayacak
umut, araç ve taktiklerle dolu.
13:37
SpendingHarcama time in this roomoda,
279
805384
1591
Bu odada zaman geçirmek,
13:38
a roomoda that could be our ownkendi futuregelecek home,
280
806999
2063
gelecekteki odamız olabilecek bu odada,
13:41
makesmarkaları the consequencessonuçları
of climateiklim changedeğişiklik and foodGıda insecuritygüvensizlik
281
809086
3562
iklim değişikliği ve gıda belirsizliği
sonuçlarını
13:44
much more immediateacil and tangiblesomut.
282
812672
2239
çok daha yakın ve somut hale getiriyor.
13:49
What we're learningöğrenme throughvasitasiyla suchböyle
experimentsdeneyler and our practiceuygulama
283
817055
3028
Bu deneyler ve uygulamamız
ve birlikte çalıştığımız insanlardan
13:52
and the people we engagetutmak with
284
820107
1491
öğrendiğimiz şey
13:53
is that creatingoluşturma concretebeton experiencesdeneyimler
285
821622
2251
elle tutulur tecrübeler yaratmak
13:55
can bridgeköprü the disconnectbağlantıyı kes
betweenarasında todaybugün and tomorrowyarın.
286
823897
3313
bugün ve yarın arasındaki
mesafede köprü olabilir.
13:59
By puttingkoyarak ourselveskendimizi
into differentfarklı possiblemümkün futuresvadeli işlem,
287
827761
2894
Kendimizi farklı geleceklere koyarak,
14:02
by becomingolma openaçık and willingistekli
288
830679
1562
bunun getirdiği belirsizlik
14:04
to embracekucaklamak the uncertaintybelirsizlik and discomfortrahatsızlık
that suchböyle an actdavranmak can bringgetirmek,
289
832265
4340
ve rahatsızlığa kucak açıp
açık fikirli ve istekli olarak
14:08
we have the opportunityfırsat
to imaginehayal etmek newyeni possibilitiesolasılıklar.
290
836629
3085
yeni ihtimalleri hayal etme
fırsatını elde ediyoruz.
14:12
We can find optimisticiyimser futuresvadeli işlem;
291
840223
1904
İyimser gelecekler bulabiliyoruz,
14:14
we can find pathsyolları forwardileri;
292
842151
1841
ileriye yollar bulabiliyoruz.
14:16
we can movehareket beyondötesinde hopeumut into actionaksiyon.
293
844016
2052
Umuttan öteye gidip
harekete geçebiliyoruz.
14:18
It meansanlamına geliyor we have the chanceşans
to changedeğişiklik directionyön,
294
846781
3280
Yönümüzü değiştirebilme şansına
sahibiz anlamına geliyor bu,
14:22
a chanceşans to have our voicessesleri heardduymuş,
295
850966
2153
sesimizi duyurabilieceğimiz anlamına,
14:25
a chanceşans to writeyazmak ourselveskendimizi
into a futuregelecek we want.
296
853832
4215
ismimizi kendi istediğimiz
bir geleceğe yazma şansına.
14:31
Other worldsdünyalar are possiblemümkün.
297
859548
2038
Başka dünyalar da mümkün.
14:34
Thank you.
298
862469
1167
Teşekkür ederim.
14:35
(ApplauseAlkış)
299
863660
3189
(Alkış)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Anab Jain - Futurist, designer
TED Fellow Anab Jain imagines and builds future worlds we can experience in the present moment. By creating new ways of seeing, being and acting, she inspires and challenges us to look critically at the decisions and choices we make today.

Why you should listen

We live in extraordinary times, concurrently breathtaking and deeply precarious. Anab Jain co-founded the vanguard laboratory, design and film studio Superflux with Jon Ardern to parse uncertainties around our shared futures. She creates tangible, provocative experiences that transport people directly into possible future worlds. Through her work, Jain has discovered a powerful means of affecting change; by confronting and emotionally connecting people with future consequences in the present.

From climate change and growing inequality, to the emergence of artificial intelligence and the future of work, Jain and her team explore some of the biggest challenges of our times -- and investigate the potential and unintended consequences of these challenges.

Superflux is currently developing tools and strategies that can enable us to mitigate the shock of food insecurity and climate change. Recently, they produced a series of civilian drones -- creating a vision of a near-future city where these intelligent machines begin to display increasing autonomy within civic society.

Jain is also Professor of Design at the University of Applied Arts in Vienna, where she is currently curating the "How Will We Work" show for the Vienna Biennale, and she is a TED Fellow. Her work has won awards at UNESCO, Apple Inc., Geneva Human Rights Film Festival, Innovate UK, and exhibited at MoMA New York, V&A London, National Museum of China, Vitra Design Museum and Tate Modern.  

More profile about the speaker
Anab Jain | Speaker | TED.com