ABOUT THE SPEAKER
C.K. Williams - Poet
Often called a social poet, C.K. Williams was fascinated by the characters of modern civilization and their interactions.

Why you should listen

C.K. Williams started writing poetry at 19, after taking only his required English classes at University of Pennsylvania. In the 1960s, he began gearing his poems toward social issues, such as the brutality that  civil rights activists often faced and his anti-war stance with respect to Vietnam. Over time, although he continued to write about society, his work became more personal. His focus shifted to the intersection of profoundly different lives in crowded urban spaces, using these instances to examine sensitive issues such as race and class.    

The subject matter of his work is not its only controversy, and Williams is often compared to Whitman and Ginsberg because of his unusually long lines of verse. Despite his unconventional poetic form, he was awarded the Pulitzer Prize, the National Book Award and the National Book Critics Circle Award, among other honors. He also published five works of translation and a psychologically introspective memoir, Misgivings: My Mother, My Father, Myself. Williams died in September 2015.

More profile about the speaker
C.K. Williams | Speaker | TED.com
TED2001

C.K. Williams: Poetry of youth and age

C.K. Williams, gençlik ve aşk şiirleri okuyor.

Filmed:
290,397 views

Şair C.K. Williams, TED2001'de şiirlerini okuyor. Williams, çocukluk kızgınlıkları, üniversite aşkları, garip komşular ve gençliğin gerçek anlamda sonlanışıyla ilgili sahneler canlandırırken, bize yaşamın benzersiz zorluklarını hatırlatıyor.
- Poet
Often called a social poet, C.K. Williams was fascinated by the characters of modern civilization and their interactions. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I thought I would readokumak poemsşiirler I have that relateilgili to the subjectkonu
0
0
3000
Sanıyordum ki, gençlik ve yaşla ilgili
00:15
of youthgençlik and ageyaş.
1
3000
3000
şiirler okuyacağım.
00:18
I was sortçeşit of astonishedhayret to find out how manyçok I have actuallyaslında.
2
6000
3000
Gerçekten de konuyla ilgili ne kadar çok şiirim olduğunu fark edince bayağı şaşırdım.
00:21
The first one is dedicatedadanmış to
3
9000
2000
İlk şiirim Spencer ve Spencer'ın eserleri karşısında
00:23
SpencerSpencer, and his grandmotherbüyükanne, who was shockedşok by his work.
4
11000
6000
şaşkına dönen büyükannesine adanmıştır.
00:29
My poemşiir is calleddenilen "DirtKir."
5
17000
3000
Şiirimin adı "Pislik."
00:32
My grandmotherbüyükanne is washingyıkama my mouthağız out with soapsabun;
6
20000
4000
Anneannem ağzımı sabunla yıkıyor;
00:36
halfyarım a long centuryyüzyıl gonegitmiş
7
24000
2000
yarım asır geçmiş
00:38
and still she comesgeliyor at me
8
26000
2000
ve hala bana gelir
00:40
with that thickkalın cruelacımasız yellowSarı barbar.
9
28000
3000
o kalın, zalim demir çubukla.
00:43
All because of a wordsözcük I said,
10
31000
3000
Sırf söylediğim bir kelime yüzünden,
00:46
not even said really, only repeatedtekrarlanan.
11
34000
3000
tam olarak söylemedim de, sadece tekrar ettim.
00:49
But "OpenAçık," she saysdiyor, "openaçık up!"
12
37000
2000
Ama "Aç," diyor, "aç ağzını!"
00:51
her handel clawingclawing at my headkafa.
13
39000
4000
eli kafama doğru ilerleyerek.
00:55
I know now her life was hardzor;
14
43000
2000
Biliyorum zordu hayatı,
00:57
she lostkayıp threeüç childrençocuklar as babiesbebekler,
15
45000
3000
üç bebeğini kaybetti,
01:00
then her husbandkoca diedvefat etti too,
16
48000
2000
sonra kocası da öldü,
01:02
leavingayrılma younggenç sonsoğulları, and no moneypara.
17
50000
3000
arkasında genç oğullar ve sıfır para bırakarak.
01:05
She'dOnun böyle birşey yapacağını standdurmak me in the sinklavabo to peeişemek
18
53000
2000
Beni lavaboya işetirdi
01:07
because there was never roomoda in the toilettuvalet.
19
55000
3000
çünkü tuvalette asla yer olmazdı.
01:10
But oh, her soapsabun!
20
58000
2000
Ama ah, onun o sabunu yok mu!
01:12
MightOlabilir its bitteracı burningyanan have been
21
60000
2000
Onun o insanı acı acı yakışı olmasın
01:14
what madeyapılmış me a poetşair?
22
62000
3000
beni şair yapan?
01:17
The streetsokak she livedyaşamış on was unpavedasfaltsız,
23
65000
3000
Yaşadığı sokak asfaltsız,
01:20
her flatdüz, two crampedsıkışık roomsOdalar and a fetidkokuşmuş kitchenmutfak
24
68000
3000
beni içinde takip edip yakaladığı evi
01:23
where she stalkedsaplı and caughtyakalandı me.
25
71000
3000
iki sıkışık oda ve pis kokulu bir mutfak.
01:26
DareCesaret I admititiraf etmek that after she did it
26
74000
3000
Bunu yaptıktan sonra
01:29
I never really lovedsevilen her again?
27
77000
3000
onu bir daha asla sevmediğimi söylemeye cüret etsem mi?
01:32
She livedyaşamış to a hundredyüz,
28
80000
2000
Yüz yaşına kadar yaşadı,
01:34
even then. All alonguzun bir it was the sadnessüzüntü, the squalorsefalet,
29
82000
5000
buna rağmen. Tüm bu yıllar hep üzüntü ve sefalet içinde,
01:39
but I never, untila kadar now
30
87000
2000
ama ben asla, şu ana dek
01:41
lovedsevilen her again.
31
89000
4000
onu bir daha sevmedim.
01:45
When that was publishedyayınlanan in a magazinedergi
32
93000
2000
Bu şiir bir dergide yayımlandıktan sonra
01:47
I got an iratekızgın lettermektup from my uncleamca dayı.
33
95000
4000
amcamdan öfke dolu bir mektup aldım.
01:51
"You have malignedmaligned a great womankadın."
34
99000
6000
"Harika bir kadına çamur attın." diyordu.
01:57
It tookaldı some diplomacyDiplomasi.
35
105000
6000
İşleri düzeltmek için epey bir diplomasi gerekti.
02:03
This is calleddenilen "The DressElbise."
36
111000
2000
Şimdi okuyacağım şiirin adı "Elbise."
02:05
It's a longeruzun poemşiir.
37
113000
2000
Bu daha uzun bir şiir.
02:07
In those daysgünler,
38
115000
2000
O günlerde,
02:09
those daysgünler whichhangi existvar olmak for me only
39
117000
2000
sadece benim için var olan o günlerde
02:11
as the mostçoğu elusiveyakalanması zor memorybellek now,
40
119000
3000
şimdi bulunması zor bir anı,
02:14
when oftensık sık the first soundses you'dşimdi etsen hearduymak in the morningsabah
41
122000
3000
sabahları genellikle duyduğun ilk ses
02:17
would be a stormfırtına of birdsongBirdsong,
42
125000
2000
bir kuş cıvıltısı fırtınası olurdu,
02:19
then the softyumuşak clopsallana of the hoovestoynakları
43
127000
2000
sonra mahallene süt taşıyan arabanın
02:21
of the horseat haulingÇekme a milkSüt wagonyük vagonu down your blockblok,
44
129000
4000
atının yumuşak nal sesleri,
02:25
and the last soundses at night as likelymuhtemelen as not
45
133000
3000
ve gece duyduğun en son ses muhtemelen
02:28
would be your fatherbaba pullingçeken up in his cararaba,
46
136000
3000
geç saate kadar çalışan, hep çalışan
02:31
havingsahip olan workedişlenmiş lategeç again, always lategeç,
47
139000
3000
babanın arabayı park edip
02:34
and going heavilyağır şekilde down to the cellarkiler, to the furnacefırın,
48
142000
3000
odasına çıkıp yatağa devrilmeden önce
02:37
to shakesallamak out the ashesküller and dampNem the drafttaslak
49
145000
3000
kilere inip, fırını
02:40
before he camegeldi upstairsüst katta to falldüşmek into bedyatak --
50
148000
4000
söndürmesi olurdu--
02:44
in those long-agouzun önce daysgünler,
51
152000
2000
o çok uzun zaman önceki günlerde,
02:46
womenkadınlar, my motheranne, my friends'arkadaşlar mothersanneler,
52
154000
3000
kadınlar, annem, arkadaşlarımın anneleri,
02:49
our neighborsKomşular, all the womenkadınlar I knewbiliyordum --
53
157000
3000
komşularımız, tanıdığım tüm kadınlar--
02:52
woregiydiği, oftensık sık much of the day,
54
160000
2000
gün boyunca,
02:54
what were calleddenilen housedresseshousedresses,
55
162000
2000
ev elbisesi denen,
02:56
cheapucuz, printedbasılı, pulpyetli,
56
164000
2000
ucuz basma kumaştan, yumuşak
02:58
seeminglygörünüşte purposefullykasıtlı shapelessşekilsiz
57
166000
3000
sanki bilerek şekilsiz
03:01
lightışık cottonpamuk shiftskaymalar that you woregiydiği over your nightgowngecelik
58
169000
3000
hafif pamuklu elbiseleri geceliklerinin üstüne giyerlerdi
03:04
and, when you had to go look for a childçocuk,
59
172000
3000
ve çocuğunu aramaya çıktığında,
03:07
hangasmak washyıkama on the linehat,
60
175000
2000
çamaşırlarını asarken,
03:09
or runkoş down to the groceryBakkal storemağaza on the cornerköşe,
61
177000
3000
ya da köşedeki bakkala gittiğinde,
03:12
underaltında a coatceket,
62
180000
2000
paltonun altından,
03:14
the twistedbükülmüş hemhem of the nightgowngecelik
63
182000
2000
geceliğin kıvrılmış kenarları
03:16
always lanksıska and yellowedsararmış,
64
184000
2000
her zaman cansız ve sararmış
03:18
danglingsarkan beneathaltında.
65
186000
3000
sarkardı.
03:21
More than the curlerscurlers some of the womenkadınlar
66
189000
2000
Bazı kadınların, bir türlü gerçekleşmeyen
03:23
seemedgibiydi constantlysürekli to have in theironların hairsaç
67
191000
3000
bir balo gibi önemli bir olaya
03:26
in preparationhazırlık for some great eventolay --
68
194000
2000
hazırlandıklarını zannettiren
03:28
a balltop, one would think --
69
196000
2000
sürekli kafalarındaki
03:30
that never camegeldi to passpas;
70
198000
2000
bigudilerinden daha çok
03:32
more than the way mostçoğu women'sBayanlar facesyüzleri
71
200000
2000
çoğu kadının gün boyunca
03:34
not only were never madeyapılmış up duringsırasında the day,
72
202000
3000
hiç makyaj yapmamaları yetmezmiş gibi
03:37
but seemedgibiydi scrapedalıntı, bleachedağartılmış,
73
205000
3000
yüzlerinin kazınmış, ağarmış ve
03:40
and, with theironların pluckedkoparıp eyebrowskaşları, scarilyyara izi masklikemasklike;
74
208000
3000
alınmış kaşlarıyla korkutucu derecede maskeye benzemesinden daha çok;
03:43
more than all that it was those dresseselbiseler
75
211000
4000
kadınları tanınmaz ve yasak,
03:47
that madeyapılmış womenkadınlar so unknowablebilinemeyen and forbiddingyasaklayan,
76
215000
3000
erkeklerin erişiminin olmadığı, erkek çocuklarının ise
03:50
adeptsAdepts of enigmasgizemlerinin to whichhangi menerkekler could have no accesserişim,
77
218000
4000
anlayamadığı bilinmez ve yasak gizem ustalarına
03:54
and boysçocuklar no conceptionfikir.
78
222000
4000
dönüştüren o elbiselerdi herşeyden daha da çok.
03:58
Only latersonra would I see the dresseselbiseler alsoAyrıca
79
226000
3000
Daha sonraları anladım o elbiselerin
04:01
as a proclamationilanı:
80
229000
2000
birşeyleri ilan ettiğini:
04:03
that in your dimDim kitchenmutfak, your laundryÇamaşırhane,
81
231000
4000
loş mutfaklarınızda, çamaşırlığınızda,
04:07
your bleakkasvetli concretebeton yardyard,
82
235000
2000
kasvetli beton bahçenizde,
04:09
what you revealedortaya of yourselfkendin
83
237000
2000
kendinizden ifşa ettiğiniz
04:11
was a fabulationfabulation;
84
239000
2000
bir hikayeydi;
04:13
your realgerçek sensualşehvetli naturedoğa,
85
241000
2000
gerçek fiziksel doğanız,
04:15
veiledörtülü in those sexlesssekssiz vestmentskıyafet,
86
243000
3000
o cinsiyeti olmayan elbiselerle gizlenmiş,
04:18
was utterlytamamen your dominionhakimiyet.
87
246000
3000
tamamıyla sizin egemenliğinizdeydi.
04:21
In those daysgünler, one hidsakladı much elsebaşka as well:
88
249000
4000
O günlerde insanlar başka şeyleri de çok iyi gizlerlerdi:
04:25
grownyetişkin menerkekler didn't embracekucaklamak one anotherbir diğeri,
89
253000
2000
yetişkin erkekler birbirlerine sarılmazdı,
04:27
unlessolmadıkça someonebirisi had diedvefat etti,
90
255000
2000
eğer biri ölmemişse,
04:29
and not always then; you shooksalladı handseller
91
257000
3000
ve arada sırada el sıkışırdın
04:32
or, at a balltop gameoyun, thumpedthumped your friend'sarkadaşınızın back
92
260000
3000
ya da bir futbol maçında arkadaşının sırtına vururdun
04:35
and exchangeddeğiş tokuş blowsdarbeler meantdemek to be codeskodları for affectionsevgi;
93
263000
4000
ve karşılıklı yumruklaşma sevgi kurallarından sayılırdı;
04:39
oncebir Zamanlar out of childhoodçocukluk you'dşimdi etsen never again know
94
267000
3000
bir kere çocukluğun bitti mi bir daha asla yaşamazdın
04:42
the shockşok of your father'sbabanın whiskersBıyık on your cheekyanak,
95
270000
3000
babanın sakallarını yanağında hissetmenin şaşkınlığını,
04:45
not untila kadar moresadetler at last had evolvedgelişti,
96
273000
4000
gelenekler evrimleşip
04:49
and you could hugsarılmak anotherbir diğeri man, then holdambar on for a momentan,
97
277000
3000
başka bir adama sarılıp bir dakika durabilene
04:52
then even kissöpücük (your fathersbabalar bristleskıllar
98
280000
3000
ve hatta öpene kadar (babanın sakalları
04:55
whitebeyaz and stiffkatı now).
99
283000
3000
beyaz ve katıdır artık).
04:58
What releaseserbest bırakmak finallyen sonunda, the embracekucaklamak:
100
286000
3000
Ne büyük rahatlamaydı sonunda, kucaklaşma:
05:01
thoughgerçi we were warydikkatli -- it seemedgibiydi so audaciouscesur --
101
289000
4000
yine de temkinliydik -- büyük bir cüretkarlık gibi görünmüştü--
05:05
how much unspokensöylenmemiş joysevinç there was
102
293000
2000
dile getirilmemiş ne büyük bir mutluluktu
05:07
in that affirmationolumlama of equalityeşitlik and communioncemaat,
103
295000
3000
eşitlik ve paylaşımın teyidi,
05:10
no mattermadde how much misunderstandingyanlış anlama
104
298000
4000
her ne kadar yanlış anlaşılmalar
05:14
and painAğrı had passedgeçti betweenarasında you by then.
105
302000
4000
ve acılar yaşanmış olsa da aranızda.
05:18
We knewbiliyordum so little in those daysgünler,
106
306000
3000
O günlerde çok az şey bilirdik,
05:21
as little as now, I supposevarsaymak
107
309000
2000
şimdiki kadar az sanırım
05:23
about healingşifa those hurtscanı yanmak:
108
311000
2000
yaraları iyileştirmek hakkında:
05:25
even the womenkadınlar, in theironların besten iyi dresseselbiseler,
109
313000
3000
korsajlarına dikilmiş boncuk ve payetli
05:28
with beadsboncuk and sequinspullu sewndikili on the bodicesbodices,
110
316000
3000
en güzel elbiselerin içinde
05:31
even in lipstickruj and mascaramaskara,
111
319000
2000
ruj ve maskaralı
05:33
theironların hairsaç aflowaflow,
112
321000
2000
saçları uçuşan kadınlar bile
05:35
could only standdurmak wringingsıkma theironların handseller,
113
323000
2000
sadece ellerini ovuşturup
05:37
beggingyalvarıyor for peaceBarış,
114
325000
2000
barış için dua edebilirlerdi,
05:39
while fatherbaba and sonoğul, like thugshaydut,
115
327000
2000
baba ve oğul eşkiyalar gibi,
05:41
like thieveshırsızlar, like RomansRomalılar,
116
329000
3000
hırsızlar gibi, Romalılar gibi
05:44
simmeredsimmered and hissedtısladı and hatednefret edilen,
117
332000
2000
köpürüp, tıslayıp, nefret edip,
05:46
inflictinginflicting sorrowsacılarını that enduredkatlandığımız,
118
334000
3000
kalıcı acılar yayarlarken.
05:49
the worsten kötü anywayneyse,
119
337000
2000
En kötüsü ise, bu acıların
05:51
throughvasitasiyla the kissöpücük and embracekucaklamak,
120
339000
2000
öpücük ve kucaklaşmayla
05:53
bleedingkanama from brothererkek kardeş to brothererkek kardeş,
121
341000
2000
kardeşten kardeşe kanayarak
05:55
into the generationsnesiller.
122
343000
3000
nesillere taşınmasıydı.
05:58
In those daysgünler there was still countrysidekırsal
123
346000
3000
O günlerde hala taşralar vardı
06:01
closekapat to the cityŞehir, farmsçiftlikleri, cornfieldscornfields, cowsinekler;
124
349000
4000
şehre yakın, çiftlikler, mısır tarlaları, inekler;
06:05
even not faruzak from our buildingbina
125
353000
2000
donuk tuğlaları ve uzun gölgeli holüyle
06:07
with its blurredbulanık bricktuğla and long shadowygölgeli hallwaykoridor
126
355000
3000
bizim binamızdan bile uzak olmayan
06:10
you could find tractsyolları with hillstepeler and treesağaçlar
127
358000
3000
dağ ve ormanmış gibi göreceğin
06:13
you could pretendtaklit were mountainsdağlar and forestsormanlar.
128
361000
4000
tepecikleri ve ağaçları olan araziler bulurdun
06:17
Or you could go out by yourselfkendin
129
365000
2000
Ya da kendi başına gezerdin
06:19
even to a half-block-longyarım blok boyu emptyboş lot,
130
367000
3000
nerdeyse bir mahalle büyüklüğünde bir alanda,
06:22
into the bushesçalılık: like a creatureyaratık of leavesyapraklar you'dşimdi etsen lurkpusuda,
131
370000
4000
çalılara doğru giderdin, yapraklarda yaşayan bir yaratık gibi
06:26
crouchedçömelmiş, crawlingemekleme, simplifiedbasitleştirilmiş, savagevahşi, aloneyalnız;
132
374000
5000
çömelmiş, sürünerek, sade, vahşi, yalnız;
06:31
alreadyzaten there was wantingeksik to be simplerdaha basit,
133
379000
4000
hep daha sade olma isteği vardı,
06:35
wantingeksik, when they calleddenilen you,
134
383000
3000
seni çağırdıklarında
06:38
never to go back.
135
386000
4000
asla geri dönmeme isteği.
06:42
(ApplauseAlkış)
136
390000
11000
(Alkış)
06:53
This is anotherbir diğeri longishuzunca one,
137
401000
2000
Bu da diğer bir uzunumsu şiir,
06:55
about the oldeski and the younggenç.
138
403000
3000
gençler ve yaşlılarla ilgili.
06:58
It actuallyaslında happenedolmuş right at the time we metmet.
139
406000
2000
Gerçekten tam karşılaştığımızda oldu.
07:00
PartBölümü of the poemşiir takes placeyer in
140
408000
4000
Şiirin bir bölümü
07:04
spaceuzay we sharedpaylaşılan and time we sharedpaylaşılan.
141
412000
3000
paylaştığımız alan ve zamanda geçiyor.
07:07
It's calleddenilen "The NeighborKomşu."
142
415000
2000
Adı "Komşu."
07:09
Her fivebeş horridkorkunç, deformeddeforme little dogsköpekler
143
417000
4000
Onun korkunç, şekilsiz beş küçük köpeği
07:13
who incessantlydurmadan yapyap on the roofçatı underaltında my windowpencere.
144
421000
4000
penceremin altındaki çatıda aralıksız havlayan.
07:17
Her catskediler, God knowsbilir how manyçok,
145
425000
2000
Tanrı bilir kaç tane kedisi
07:19
who mustşart pissişemek on her rugsKilim --
146
427000
2000
halılarına işemek zorunda olan
07:21
her landing'sAçılış'ın a sickeningmide bulandırıcı reekLeş gibi kokuyorsun.
147
429000
3000
sahanlığı mide bulandırıcı kokular salan.
07:24
Her shadowGölge oncebir Zamanlar, fumblingbeceriksiz the chainzincir on her doorkapı,
148
432000
4000
Bir keresinde kapıdaki zinciri yoklayan gölgesi,
07:28
then the doorkapı slammingçarpması fearfullykorkunç shutkapamak,
149
436000
3000
ve kapının korkuyla kapatılışı,
07:31
only the barkingkabuk and the musicmüzik -- jazzcaz --
150
439000
3000
sadece havlamalar ve müzik ---caz---
07:34
filteringsüzme as it does, day and night into the hallsalon.
151
442000
5000
geceyi ve gündüzü koridora süzen.
07:39
The time it was ChrisChris ConnorConnor'ı singingşan "LushGür Life" --
152
447000
3000
Chris Connor "Lush life" şarkısını söylediğinde
07:42
how it broughtgetirdi back my collegekolej sweetheartbir tanem,
153
450000
3000
nasıl üniversite aşkım gelmişti aklıma
07:45
my first realgerçek love, who -- tillkadar I left her --
154
453000
4000
ilk gerçek aşkım --ben onu terk edene kadar--
07:49
playedOyunun the sameaynı recordkayıt.
155
457000
2000
aynı plağı çalmıştı.
07:51
And headkafa on my shoulderomuz, handel on my thighuyluk,
156
459000
4000
Ve kafası omuzumda, eli bacağımda,
07:55
sangşarkı söyledi sweetlytatlı tatlı alonguzun bir, of regretspişmanlık and depletionsdepletions
157
463000
4000
pişmanlık ve tükenmeyle ilgili şarkılar söylemişti
07:59
she was too younggenç for,
158
467000
2000
Onun acısına inanmak için çok gençtim
08:01
as I was too younggenç, latersonra, to believe in her painAğrı.
159
469000
4000
o da çok gençti.
08:05
It startledşaşırttı, then boredcanı sıkkın, then repelledpüskürttü me.
160
473000
5000
Beni önce şaşırttı, sonra sıktı, sonra iğrendirdi.
08:10
My startingbaşlangıç to fancyfantezi she'do ediyorum endedbitti up in this fire-trapYangın-tuzak
161
478000
3000
Hoşuma gitmeye başlayan onun Village'de, bu ateş kapanında sıkışıp kalması
08:13
in the VillageKöyü, that my neighborkomşu was her.
162
481000
3000
ve benim komşum olmasıydı.
08:16
My thinkingdüşünme we'devlenmek meetkarşılamak, recognizetanımak one anotherbir diğeri,
163
484000
3000
Umuyordum ki, karşılaşacağız, birbirimizi tanıyacağız,
08:19
becomeolmak friendsarkadaşlar, that I'd accomplishbaşarmak a penancekefaret.
164
487000
4000
arkadaş olacağız ve kefaretimi ödeyeceğim.
08:23
My seeinggörme her, it wasn'tdeğildi her, at the mailboxposta kutusu.
165
491000
5000
Onu, ki o eskisi gibi değildi, posta kutularının yanında ilk görüşüm,
08:28
Gray-yellowGri-Sarı hairsaç, armyordu pantspantolon underaltında a nightgowngecelik,
166
496000
4000
Gri-sarı saçlar, geceliğin altından görünen asker pantolonu,
08:32
her turningdöndürme away, hidinggizleme her ravagedperişan faceyüz
167
500000
3000
elleriyle harap olmuş yüzünü saklayıp sırtını dönmesi
08:35
in her handseller, mutteringmırıldanıp an inappropriateuygunsuz "HiMerhaba."
168
503000
5000
uygunsuz bir "Merhaba" mırıldanarak.
08:40
SometimesBazen there are frighteningkorkutucu goings-ongidişat in the stairwellmerdiven boşluğu.
169
508000
4000
Bazen merdivenlerde korkutucu olaylar yaşanırdı.
08:44
A man shoutinghaykırış, "ShutKapa çeneni up!" The dogsköpekler franticallydeli snarlinghırlıyor,
170
512000
4000
Bağıran bir adam, "Kapayın çenenizi!" Deli gibi homurdanan,
08:48
clawspençeleri scrabblingtoplamaya, then her -- her voiceses
171
516000
3000
yerleri tırmalayan köpekler, ve o --- onun sesi
08:51
hoarseboğuk, harshsert, hollowiçi boş,
172
519000
2000
boğuk, haşin, boş,
08:53
almostneredeyse only a toneton,
173
521000
2000
nerdeyse tek bir ton,
08:55
incoherenttutarsız, a noteNot, a squawktanıtın,
174
523000
3000
anlaşılmayan bir nota, bir ciyaklama,
08:58
bonekemik on metalmetal, metalmetal gonegitmiş moltenerimiş,
175
526000
2000
metal üstündeki kemik, erimiş metal gibi,
09:00
callingçağrı them back,
176
528000
2000
köpekleri çağıran,
09:02
"Come back darlingscanlarım, come back dearSayın onesolanlar.
177
530000
3000
"Gelin canlarım, gelin biriciklerim.
09:05
My sweettatlı angelsMelekler, come back."
178
533000
4000
Benim tatlı meleklerim, gelin."
09:09
MedeaMedea she was, nextSonraki time I saw her.
179
537000
3000
Onu tekrar gördüğümde Medea'ydı.
09:12
SorceressBüyücü kadın, trancedtranced, ecstatickendinden geçmiş,
180
540000
3000
Kendinden geçmiş, trans halinde bir büyücü,
09:15
stock-stillAskerlerinizden on the sidewalkkaldırım
181
543000
2000
köpekler hala kaldırımda
09:17
raggedhizalayıp düzensiz bırakmak coatceket hangingasılı agapeAgape,
182
545000
3000
yırtık pırtık paltosunun önü açık,
09:20
passersbygeçenler flowingakan around her,
183
548000
2000
yoldan geçenler çevresinden dolanırken
09:22
her mouthağız tornyırtık suddenlyaniden openaçık
184
550000
2000
ağzı aniden açıldı
09:24
as thoughgerçi in a screamçığlık,
185
552000
2000
sanki çığlık atıyormuş gibi,
09:26
silentlysessizce thoughgerçi, as thoughgerçi only in her brainbeyin
186
554000
3000
ama sessiz, sanki çığlık sadece beyninde
09:29
or breastmeme had it eruptedpatlak.
187
557000
2000
ya da göğsünde patlamış gibi.
09:31
A cryağlamak so puresaf, practiceduygulanan, detachedbağımsız,
188
559000
4000
Tertemiz, çalışılmış, kopuk bir çığlık
09:35
it had no need of a voiceses,
189
563000
3000
sese ihtiyacı olmayan,
09:38
or could no longeruzun bearayı one.
190
566000
2000
ya da artık bir ses taşıyamayan.
09:40
These invisiblegörünmez linksbağlantılar that allureAllure,
191
568000
3000
Bu görünmez bağlar bizi cezbeden,
09:43
these transfigurationstransfigurations, even of anguishacı, that holdambar us.
192
571000
5000
ızdırabın bile başkalaşımları bizi tutan.
09:48
The girlkız, my oldeski love,
193
576000
2000
O kızın, benim eski aşkımın,
09:50
the last lostkayıp time I saw her
194
578000
2000
son kez onu uzun zaman önce gördüğümde
09:52
when she camegeldi to find me at a partyParti,
195
580000
3000
beni bir partide bulmaya geldiğinde,
09:55
her drunkenlysarhoş stumblinggüçlük, fallingdüşen,
196
583000
2000
sarhoşluktan sendeleyerek düşüşü,
09:57
sprawlingyayılan, skirtetek hikedgezmiş, eyesgözleri veineddamarlı redkırmızı,
197
585000
4000
eteği sıyrılmış yere serilişi, gözleri kırmız damarlı
10:01
swollenşişmiş with tearsgözyaşı, her shameutanç,
198
589000
3000
ağlamaktan şişmiş, utancı,
10:04
her dishonoronursuzluk.
199
592000
2000
onursuzluğu.
10:06
My ignorantcahil, arrogantkibirli coarsenesskalitesizlik,
200
594000
3000
Benim cahil, kibirli terbiyesizliğim,
10:09
my secretgizli pridegurur, my turningdöndürme away.
201
597000
4000
gizli gururum, sırtımı dönüşüm.
10:13
Still life on a rooftopçatı katı,
202
601000
2000
Çatıda hareketsiz hayat,
10:15
deadölü treesağaçlar in barrelsvaril, a benchBank brokenkırık,
203
603000
4000
fiçılarda cansız ağaçlar, kırık bir dal,
10:19
dogsköpekler, excrementdışkı, skygökyüzü.
204
607000
2000
köpekler, dışkı, gökyüzü.
10:21
What pathwaysyolları throughvasitasiyla painAğrı,
205
609000
2000
Hangi yollar acıdan geçen?
10:23
what juncturesgüçlükleri of vulnerabilityGüvenlik açığı,
206
611000
3000
kırılganlığın hangi kavşak,
10:26
what crossingsgeçişleri and counteringscounterings?
207
614000
2000
geçit ve gişeleri?
10:28
Too manyçok liveshayatları in our liveshayatları alreadyzaten,
208
616000
3000
Hayatlarımızda zaten çok fazla hayat var,
10:31
too manyçok chancesşansı for sorrowüzüntü,
209
619000
2000
üzüntü için çok fazla olasılık,
10:33
too manyçok unaccounted-forAçıklanamayan pastsgeçmişleri.
210
621000
3000
çok fazla hesaba katılmamış geçmiş.
10:36
"BeholdHani me," the god of frenziedCoşkun,
211
624000
2000
"Gör beni," der tükenmeyen,
10:38
inexhaustibletükenmez love saysdiyor,
212
626000
3000
şiddetli aşkın tanrısı,
10:41
risingyükselen in bloodykanlı splendorSplendor, "BeholdHani me."
213
629000
5000
kanlı bir ihtişamın içinde yükselerek, "Gör beni."
10:46
Her makingyapma her way
214
634000
2000
Onun pis giriş merdivenlerinden
10:48
down the litteredÇığ gibi vestibuleantre stairsmerdiven,
215
636000
2000
aşağıya inişi,
10:50
one agonizedkarar kıldım stepadım at a time.
216
638000
3000
her seferinde acı dolu tek bir adım.
10:53
My holdingtutma the doorkapı.
217
641000
2000
Benim kapıyı tutuşum.
10:55
Her crossinggeçit the fragmentedparçalanmış tilesfayans,
218
643000
2000
Onun parçalanmış karolardan geçişi,
10:57
falteringtutuk at the stepadım to the streetsokak,
219
645000
3000
Sokağa çıkan son merdivende duraksaması,
11:00
droningdroning, not looking at me,
220
648000
2000
bana bakmadan söylenmesi,
11:02
"Can you help me?"
221
650000
2000
"Bana yardım eder misin?"
11:04
TakingAlma my armkol, leaningeğilerek lightlyhafifçe againstkarşısında me.
222
652000
4000
Koluma girişi, bana hafifçe yaslanması.
11:08
Her waveringTereddüt mü stepadım into the worldDünya.
223
656000
3000
Dünyaya bocalayarak attığı adım.
11:11
Her whisperingFısıldayan, "Thanksteşekkürler love." LightlyHafifçe, lightlyhafifçe againstkarşısında me.
224
659000
9000
Fısıldaması, "Teşekkürler canım." Hafifçe, hafifçe bana yaslanarak.
11:20
(ApplauseAlkış)
225
668000
9000
(Alkış)
11:29
I think I'll lightenhafifletmek up a little.
226
677000
2000
Sanırım biraz neşelenme zamanı geldi.
11:31
(LaughterKahkaha)
227
679000
2000
(Kahkahalar)
11:33
AnotherBaşka bir, differentfarklı kindtür of poemşiir of youthgençlik and ageyaş.
228
681000
4000
Şimdi gençlik ve yaşlılıkla ilgili başka bir şiir.
11:37
It's calleddenilen "GasGaz."
229
685000
2000
Adı "Gaz."
11:39
(LaughterKahkaha)
230
687000
2000
(Kahkahalar)
11:41
Wouldn'tOlmaz it be niceGüzel, I think,
231
689000
2000
Hoş olmaz mıydı,
11:43
when the blue-hairedmavi saçlı ladybayan in the doctor'sdoktorda waitingbekleme roomoda
232
691000
3000
doktorun bekleme odasındaki mavi saçlı kadın
11:46
bendsvurgun over the magazinedergi tabletablo
233
694000
3000
dergilerin bulunduğu masaya doğru uzandığında
11:49
and fartsosuruk, just a little,
234
697000
2000
birazcık osursa,
11:51
and violentlyşiddetle blushesfondoten.
235
699000
3000
ve şiddetle kızarsa.
11:54
Wouldn'tOlmaz it be niceGüzel if intestinalbağırsak gasgaz
236
702000
2000
Hoş olmaz mıydı eğer bağırsak gazı
11:56
camegeldi embodiedsomutlaşan in visiblegözle görülür cloudsbulutlar,
237
704000
3000
görünen bulutlar halinde gelip
11:59
so she could see that her really quiteoldukça inoffensiveçirkin olmayan poppop
238
707000
3000
o kadına oldukça zararsız gazının
12:02
had only barelyzar zor grazedsıyrılmak my faceyüz
239
710000
2000
yüzümü sıyırıp geçtiğini gösterebilseydi
12:04
before it driftedsürüklendi away.
240
712000
2000
sürüklenip yok olmadan önce.
12:06
(LaughterKahkaha)
241
714000
2000
(Kahkahalar)
12:08
BesidesAyrıca, for this to have happenedolmuş now
242
716000
2000
Ayrıca bunun şimdi olması
12:10
is a niceGüzel coincidencetesadüf. Because not an hoursaat agoönce,
243
718000
3000
hoş bir tesadüf çünkü bir saat önce,
12:13
while we were on our walkyürümek,
244
721000
2000
yürüyüş yaparken
12:15
my dogköpek was startledşaşırttı by a backfiregeri teper
245
723000
2000
köpeğim bir patlamayla şaşkına döndü
12:17
and jumpedatladı straightDüz up like a horseat buckingıkınma.
246
725000
3000
ve bir at gibi geriye sıçradı.
12:20
And that broughtgetirdi back to me the stablekararlı
247
728000
2000
Ve bu beni 12 yaşında haftasonları
12:22
I workedişlenmiş on weekendshafta sonları when I was 12,
248
730000
2000
çalıştığım ahıra götürdü,
12:24
and a splendidmuhteşem piebaldboynuz stallionaygır,
249
732000
3000
ve üzerine her binildiğinde o şekilde
12:27
who wheneverher ne zaman he was mountedMonte would buckBuck just like that,
250
735000
3000
sıçrayan o alacalı müthiş ata,
12:30
thoughgerçi more hugelyderece of coursekurs,
251
738000
3000
tabii ki daha büyük,
12:33
enormousmuazzam, gleamingpırıl pırıl, resplendentşaşaalı.
252
741000
2000
kocaman, pırıl pırıl, göz alıcı.
12:35
And the womankadın, her faceyüz abashedlyabashedly buriedgömülü
253
743000
3000
Ve yüzü gururu incinmiş bir şekilde
12:38
in her "ElleElle" now, remindedhatırlattı me --
254
746000
2000
"Elle" dergisine gömülü o kadın bana hatırlattı--
12:40
I'd forgottenunutulmuş that not the leasten az partBölüm of my awehuşu
255
748000
3000
Dehşetimin büyük bir bölümünü
12:43
consistedoluşuyordu of the factgerçek that with everyher jumpatlama he tookaldı
256
751000
4000
atın her sıçrayışında
12:47
the horseat would powerfullygüçlü bir şekilde fartosuruk.
257
755000
2000
kuvvetli bir biçimde osurması oluşturuyordu.
12:49
PhwapPhwap! PhwapPhwap! PhwapPhwap!
258
757000
2000
Zart! Zurt! Zart!
12:51
Something never mentionedadı geçen
259
759000
2000
O günlerde atlar ve binicileri
12:53
in the dozensonlarca of bookskitaplar about horsesatlar
260
761000
2000
hakkında yalayıp yuttuğum düzinelerce
12:55
and theironların ridersbinici I devouredyiyip in those daysgünler.
261
763000
3000
kitapta hiç bahsi geçmeyen bir şey.
12:58
All that savagevahşi grandeurihtişam,
262
766000
3000
Bütün o vahşi azamet,
13:01
the steelyÇelik glintingparlayan hoovestoynakları,
263
769000
2000
o ışıldayan çelik toynaklar,
13:03
the eruptionspatlamalar driventahrik from the creature'syaratığın mightygüçlü innardsiç organlar,
264
771000
4000
o yaratığın muazzam iç organlarından gelen patlamalar,
13:07
breathnefes stoppeddurduruldu, heartkalp stoppeddurduruldu, nostrilsburun delikleri madlydelice flaredalevlendi,
265
775000
5000
nefes yok, kalp atmıyor, burun delikleri çılgın bir şekilde genişlemiş,
13:12
I didn't know if I wanted to breakkırılma him, or be him.
266
780000
5000
Onu yok etmek mi yoksa o mu olmak isterdim bilmiyordum.
13:17
(LaughterKahkaha)
267
785000
2000
(Kahkahalar)
13:19
(ApplauseAlkış)
268
787000
7000
(Alkış)
13:29
This is calleddenilen "ThirstSusuzluk."
269
797000
5000
Şimdi okuyacağım şiirin adı "Susuzluk."
13:34
ManyBirçok -- mostçoğu of my poemsşiirler actuallyaslında
270
802000
2000
Aslında çoğu şiirim
13:36
are urbankentsel poemsşiirler. I happenolmak to be readingokuma a bunchDemet that aren'tdeğil.
271
804000
4000
kent şiiridir ama kendimi kent şiiri olmayan bir grubu okurken buldum.
13:40
"ThirstSusuzluk."
272
808000
2000
"Susuzluk."
13:42
Here was my relationilişkisi with the womankadın who livedyaşamış all last autumnSonbahar and winterkış,
273
810000
4000
İşte benim geçen sonbahar ve kışı
13:46
day and night, on a benchBank
274
814000
2000
gece ve gündüz 103üncü Cadde
13:48
in the 103rdRD StreetSokak subwaymetro stationistasyon,
275
816000
3000
metro durağındaki bir bankta geçiren kadınla olan ilişkim,
13:51
untila kadar finallyen sonunda one day she vanishedyok oldu.
276
819000
3000
ta ki bir gün ortadan kaybolana kadar.
13:54
We regardedkabul eachher other, scrutinizedincelenip one anotherbir diğeri.
277
822000
4000
Birbirimizi kabul ettik, inceledik.
13:58
Me shylyutanarak, obliquelyeğik, tryingçalışıyor not to be furtivesinsi.
278
826000
4000
Ben utanarak, dolaylı bir şekilde, sinsi olmamaya çalışarak.
14:02
She boldlycesaretle, unblinkinglyunblinkingly, even pugnaciouslypugnaciously,
279
830000
4000
O cesurca, gözlerini kırpmadan, hatta hırçın,
14:06
wrathfullywrathfully even, when her bottleşişe was emptyboş.
280
834000
5000
hatta şişesi boş olduğu zamanlarda öfke dolu.
14:11
I was frightenedkorkmuş of her. I feltkeçe like a childçocuk.
281
839000
3000
Ondan korkuyordum. Bir çocuk gibi hissediyordum.
14:14
I was afraidkorkmuş some repressedbaskı altında partBölüm of myselfkendim
282
842000
3000
Bastırılmış bir yanımın kontrolden çıkmasından
14:17
would go out of controlkontrol, and I'd be foreversonsuza dek entrappedentrapped
283
845000
3000
sonsuza kadar onun kokusunun
14:20
in the shockingşok edici seetheduran of her stenchpis koku.
284
848000
4000
şaşırtıcı öfkesinde hapsolmaktan korkuyordum.
14:24
Not excrementdışkı merelysadece, not merelysadece surfaceyüzey
285
852000
3000
Sadece bok değil, sadece yüzeyin
14:27
and orificedelik going unwashedyıkanmamış,
286
855000
2000
ve deliğin temizlenmemesi değil,
14:29
rediffusionrediffusion of rumROM,
287
857000
2000
romun yansıması,
14:31
there was will in it,
288
859000
2000
içinde irade vardı,
14:33
and intentionniyet, powergüç and purposeamaç --
289
861000
2000
ve niyet, güç ve amaç,
14:35
a socialsosyal, ethicalahlâki rageöfke and rebellionisyan --
290
863000
4000
sosyal ve etik bir öfke ve isyan,
14:39
despairumutsuzluk too, thoughgerçi, griefkeder, losskayıp.
291
867000
5000
Umutsuzluk, yas ve kayıp da.
14:44
SometimesBazen I'd think I should take her home with me,
292
872000
2000
Bazen onu eve götürsem diye düşünürdüm,
14:46
batheyıkanmak her, comfortkonfor her, dresselbise her.
293
874000
3000
yıkayıp, rahatlatıp giydirmek için.
14:49
She wouldn'tolmaz have wanted me to, I would think.
294
877000
3000
O istemezdi sanırım.
14:52
InsteadBunun yerine, I'd stepadım into my traintren.
295
880000
3000
Bunun yerine trenime binerdim.
14:55
How richzengin I would think, is the lexiconSözlük
296
883000
3000
Kendini aklamanın kelime dağarcığının
14:58
of our self-absolvingkendi kendine güvenilen.
297
886000
2000
ne kadar zengin olduğunu düşünerek.
15:00
How enduringkalıcı, our blandmülayim fatalölümcül assurancegüvence
298
888000
3000
Yansıtmanın başarılmış dürüstlük olduğuna dair
15:03
that reflectionyansıma is righteousnessdoğruluk beingolmak accomplishedbaşarılı.
299
891000
5000
yavan ve ölümcül güvenimiz ne kadar da ebedi.
15:08
The dancedans of our glancesbakışları,
300
896000
2000
Bakışlarımızın dansı,
15:10
the clashçatışma, pullingçeken eachher other throughvasitasiyla
301
898000
3000
çarpışması, birbirlerini algısal deliklerle
15:13
our perceptualalgısal puncturesdelikler,
302
901000
2000
çekmeleri
15:15
then holocaustsoykırım, holocaustsoykırım,
303
903000
2000
ve sonra soykırım, soykırım.
15:17
hostevsahibi on hostevsahibi of illhasta, injuredyaralı presencesvarlıkları,
304
905000
4000
Hasta ve yaralı varlıkların ev sahiplerinin ev sahibi,
15:21
squanderedisraf, consumedtüketilen.
305
909000
4000
heba edilmiş, tüketilmiş.
15:25
Her vigilgece nöbeti somewherebir yerde I know continuesdevam ediyor.
306
913000
3000
Gece nöbeti biliyorum ki bir yerlerde devam ediyor.
15:28
Her occupancydoluluk, her absolutekesin, faithfulsadık attendancekatılım.
307
916000
5000
Meşguliyeti, kesin, katılımı sadık.
15:33
The dancedans of our glancesbakışları, challengemeydan okuma, abdicationtahttan,
308
921000
4000
Bakışlarımızın dansı, meydan okuma, feragat,
15:37
effacementefasman, the perfumeparfüm of our consternationDehşet.
309
925000
7000
yok etme, dehşetimizin parfümü.
15:44
(ApplauseAlkış)
310
932000
7000
(Alkış)
15:52
This is a newerdaha yeni poemşiir, a brandmarka newyeni poemşiir.
311
940000
4000
Bu daha yeni bir şiir, yepyeni bir şiir.
15:56
The titleBaşlık is "This HappenedOldu."
312
944000
3000
Şiirin adı "Olan Bu."
15:59
A studentÖğrenci, a younggenç womankadın
313
947000
3000
Bir öğrenci, genç bir kadın
16:02
in a fourth-floorDördüncü katın hallwaykoridor of her lyceeLisesi,
314
950000
3000
lisesinin 4'üncü katındaki koridorda,
16:05
perchedtünemiş on the ledgeçıkıntı of an openaçık windowpencere
315
953000
2000
açık bir pencerenin kenarına tünemiş
16:07
chattingsohbet with friendsarkadaşlar betweenarasında classessınıflar;
316
955000
4000
ders arasında arkadaşlarıyla sohbet ediyor;
16:11
a teacheröğretmen passesgeçer and chideschides her,
317
959000
2000
geçen bir öğretmen onu azarlıyor,
16:13
"Be carefuldikkatli, you mightbelki falldüşmek,"
318
961000
2000
"Dikkatli ol, düşersin,"
16:15
almostneredeyse banteringlybanteringly chideschides her,
319
963000
3000
nerdeyse dalga geçerek azarlıyor,
16:18
"You mightbelki falldüşmek,"
320
966000
2000
"Düşersin,"
16:20
and the younggenç womankadın, 18, a girlkız really,
321
968000
3000
ve genç kadın, 18'inde, daha doğrusu kız,
16:23
thoughgerçi she wouldn'tolmaz think that,
322
971000
2000
hiç bunu düşünmemesine rağmen
16:25
as brilliantparlak as she is, first in her classsınıf,
323
973000
3000
zeki, sınıfının birincisi,
16:28
and "BeautifulGüzel, too," she's oftensık sık told,
324
976000
3000
ve "Güzel de," hep ona söylendiği gibi,
16:31
smilesgülümsüyor back, and leanseğilir into the openaçık windowpencere,
325
979000
4000
gülümsüyor ve açık pencereye doğru uzanıyor,
16:35
whichhangi wouldn'tolmaz even be openaçık if it were winterkış --
326
983000
3000
kış olsa kapalı olacak pencereye,
16:38
if it were winterkış someonebirisi would have closedkapalı it ("CloseKapat it!") --
327
986000
4000
Eğer kış olsa birinin kapayacağı pencereye ("Kapa pencereyi!")
16:42
leanseğilir into the windowpencere, fartherdaha uzağa, still smilinggülümseyen,
328
990000
4000
Daha da ileriye uzanıyor hala gülümseyerek,
16:46
fartherdaha uzağa and fartherdaha uzağa, thoughgerçi it takes lessaz time
329
994000
3000
ileriye ve daha ileriye ama bundan daha kısa süre içinde
16:49
than this, really an instantanlık, and letsHaydi herselfkendini falldüşmek.
330
997000
5000
gerçekten bir anda kendisini bırakıyor pencereden dışarı.
16:54
HerselfKendini falldüşmek.
331
1002000
3000
Kendisini bırakıyor.
16:57
A casualgündelik impulsedürtü, a fancyfantezi,
332
1005000
3000
Sıradan bir dürtü, bir merak,
17:00
never thought of untila kadar now, hardlyzorlukla thought of even now ...
333
1008000
4000
şu ana kadar düşünülmemiş, şimdi bile düşünülmemiş...
17:04
No, more than impulsedürtü or fancyfantezi,
334
1012000
3000
Hayır, bir dürtü ya da meraktan çok daha fazlası,
17:07
the girlkız knowsbilir what she's doing,
335
1015000
2000
kız ne yaptığının farkında,
17:09
the girlkız meansanlamına geliyor something,
336
1017000
2000
kız bir şey anlatmak istiyor,
17:11
the girlkız meansanlamına geliyor to mean,
337
1019000
2000
Bir şey anlatmak istiyor
17:13
because it occursoluşur to her in that instantanlık,
338
1021000
3000
çünkü o an fark ediyor ki,
17:16
that beautifulgüzel or not, brightparlak yes or no,
339
1024000
3000
güzel veya değil, akıllı veya değil,
17:19
she's not who she is,
340
1027000
2000
o, bahsedilen kişi değil,
17:21
she's not the personkişi she is,
341
1029000
2000
o, o kişi değil,
17:23
and the reasonneden, she suddenlyaniden knowsbilir,
342
1031000
2000
ve sebebini aniden anlıyor,
17:25
is that there's been so much premeditationkasıt
343
1033000
3000
bulunduğu yerde herşey önceden tasarlanmış
17:28
where she is, so much plottingkomplo and planningplanlama,
344
1036000
3000
çok fazla plan ve entrika var,
17:31
there's hardlyzorlukla a personkişi where she is,
345
1039000
3000
bulunduğu yerde kimse yok,
17:34
or if there is, it's not her, or not whollytamamen her,
346
1042000
4000
varsa bile kendisi değil, bütünüyle o değil,
17:38
it's a selföz inhabitedyaşadığı, livedyaşamış in by her,
347
1046000
4000
onun yaşadığı bir mesken,
17:42
and seeminglygörünüşte even as she thinksdüşünüyor it
348
1050000
2000
ve düşünürken bile
17:44
she knowsbilir what's been missingeksik:
349
1052000
2000
neyin eksik olduğunu biliyor:
17:46
graceGrace,
350
1054000
2000
zarafet,
17:48
not premeditationkasıt but graceGrace,
351
1056000
2000
tasarı değil, zarafet,
17:50
a kindtür of beingolmak in the worldDünya spontaneouslykendiliğinden,
352
1058000
4000
dünyada kendiliğinden olma
17:54
with graceGrace.
353
1062000
2000
zarafetle.
17:56
WeightfullyWeightfully uponüzerine me was the worldDünya.
354
1064000
3000
Dünya tüm ağırlığıyla üzerimdeydi.
17:59
WeightfullyWeightfully this selföz whichhangi gracedsüslemekte the worldDünya
355
1067000
3000
Ağırlığıyla dünyayı şereflendiren bu kişi
18:02
yethenüz never whollytamamen itselfkendisi.
356
1070000
3000
ama tamamıyla kendisi değil.
18:05
WeightfullyWeightfully this selföz whichhangi weighedtartılır uponüzerine me,
357
1073000
3000
Ağırlığını hissettiğim bu kişi,
18:08
the releaseserbest bırakmak from whichhangi is what I desirearzu etmek
358
1076000
3000
Arzu ettiğim ve başardığım şeyden
18:11
and what I achievebaşarmak.
359
1079000
2000
kurtulma.
18:13
And the girlkız remembershatırlar, in this infinitesonsuz instantanlık
360
1081000
4000
Ve kız bu sonsuz anda hatırlıyor,
18:17
alreadyzaten now so manyçok timeszamanlar dividedbölünmüş,
361
1085000
3000
bu bir çok kere bölünen şu ana dönüşmüş anda
18:20
the sadnessüzüntü she feltkeçe oncebir Zamanlar,
362
1088000
2000
bir kez hissettiği üzüntüyü
18:22
hardlyzorlukla knowingbilme she feltkeçe it,
363
1090000
2000
hissettiğini tam olarak anlamadan,
18:24
to merelysadece inhabityaşamak herselfkendini.
364
1092000
2000
sadece kendisini yaşamak için,
18:26
Yes, the girlkız fallsdüşme, absurdsaçma to falldüşmek,
365
1094000
3000
Evet, kız düşüyor, düşmesi saçma,
18:29
even the earthtoprak with its compulsionzorlama
366
1097000
3000
üstüne düşenleri kabul etme
18:32
to take untoşöyle itselfkendisi all that fallsdüşme
367
1100000
3000
mecburiyetindeki dünya bile
18:35
mustşart know that fallingdüşen is absurdsaçma,
368
1103000
2000
düşmenin saçma olduğunu biliyor olmalı,
18:37
yethenüz the girlkız fallingdüşen isn't myselfkendim,
369
1105000
3000
ama düşen kız ben değilim,
18:40
or she is myselfkendim,
370
1108000
2000
ya da benim,
18:42
but a selföz I tookaldı of my ownkendi volitioniradesiyle untoşöyle myselfkendim.
371
1110000
4000
ama irademle kendim diye kabul ettiğim biri.
18:46
ForeverSonsuza dek. With graceGrace.
372
1114000
4000
Sonsuza kadar. Zarafetle.
18:50
This happenedolmuş.
373
1118000
3000
Olan bu.
18:53
(ApplauseAlkış)
374
1121000
8000
(Alkış)
19:01
I'll readokumak just one more. I don't usuallygenellikle say that.
375
1129000
2000
Son bir tane okuyacağım. Genelde bunu söylemem.
19:03
I like to just endson.
376
1131000
2000
Sadece bitirmek hoşuma gider.
19:05
But I'm afraidkorkmuş that RickyRicky will come out here
377
1133000
3000
Ama korkarım ki Ricky buraya gelip
19:08
and shakesallamak his fistyumruk at me.
378
1136000
4000
yumruğunu bana sallayacak.
19:12
This is calleddenilen "OldEski Man," appropriatelyuygun olarak enoughyeterli.
379
1140000
4000
Bu şiirin adı "Yaşlı Adam," yeterince uygun.
19:16
"SpecialÖzel: bigbüyük titsgöğüsleri,"
380
1144000
2000
Özel Sayı. Büyük memeler.
19:18
SaysDiyor ki the advertisementreklam for a soft-coreerotik magazinedergi
381
1146000
3000
Diyor mahallemizdeki gazetecide duran
19:21
on our neighborhoodKomşuluk newsstandgazete bayii.
382
1149000
2000
hafif bir derginin reklamı.
19:23
But forgetunutmak her breastsgöğüsler.
383
1151000
2000
Ama göğüslerini unut.
19:25
A lushgür, fresh-lippedtaze dudaklı blondsarışın,
384
1153000
3000
Gösterişli, körpe dudaklı bir sarışın,
19:28
skincilt glowingparlayan goldaltın, sprawlssprawls there,
385
1156000
3000
teni altın gibi pırıl pırıl, sereserpe uzanmış,
19:31
resplendentşaşaalı.
386
1159000
2000
muhteşem.
19:33
60 nearlyneredeyse, yethenüz these hardlyzorlukla tangiblesomut,
387
1161000
3000
Nerdeyse 60'ımda bu soyut,
19:36
hardlyzorlukla better than harlotsfahişelerin, can still stirheyecan me.
388
1164000
5000
fahişelerden bir farkı olmayan şeyler beni hala heyecanlandırıyor.
19:41
Maybe a cominggelecek of ageyaş in the
389
1169000
2000
Belki de duyusal Amerikan karanlığında
19:43
AmericanAmerikan sensualşehvetli darknesskaranlık,
390
1171000
2000
bir yaş dönümüydü,
19:45
never seeinggörme an unsmudgedunsmudged nipplememe ucu,
391
1173000
2000
lekeli bir meme ucu
19:47
an uncensoredsansürsüz vaginavajina,
392
1175000
2000
sansürlenmemiş bir vajina görmeden,
19:49
has left me foreversonsuza dek infectedenfekte
393
1177000
3000
beni sonsuza dek hastalıklı bırakan
19:52
with an unquenchableSönmez lustşehvet of the eyegöz.
394
1180000
3000
gözün tatmin edilebilen şehvetiyle.
19:55
Always that eroticerotik murmurÜfürüm,
395
1183000
2000
Hep o erotik mırıltı
19:57
I'm hardlyzorlukla myselfkendim
396
1185000
2000
Ben, ben değilim
19:59
if I'm not in a statebelirtmek, bildirmek of incipientyeni başlayan desirearzu etmek.
397
1187000
4000
eğer yeni başlayan bir arzu hali içinde değilsem.
20:03
God knowsbilir thoughgerçi,
398
1191000
2000
Ama Tanrı biliyor ki
20:05
there are worsedaha da kötüsü twistskatlanmış your obsessionsTakıntılar can take.
399
1193000
3000
saplantılar daha kötü şeylere de dönüşebilir.
20:08
Last yearyıl in Israelİsrail, a younggenç ultra-orthodoxultra-Ortodoks RabbiHaham
400
1196000
4000
Geçen yıl İsrail'de genç bir ortodoks haham
20:12
guidingrehberlik some teenagegenç girlskızlar throughvasitasiyla the ShrineTapınak of the ShoahSHOAH
401
1200000
4000
bir grup genç kızı soykırım bölgesinde gezdirirken
20:16
forbadeyasakladı them to look in one roomoda.
402
1204000
3000
bir odaya girmelerini yasakladı.
20:19
Because there were imagesGörüntüler in it he said were licentiousçapkın.
403
1207000
4000
Çünkü bu odada ahlaksız olduğunu söylediği görüntüler vardı.
20:23
The displayGörüntüle was a photoFotoğraf. MenErkekler and womenkadınlar strippedsıyrılmıştır nakedçıplak,
404
1211000
4000
Bahsettiği görüntü bir fotoğraftı. Kadın ve erkekler çırılçıplak,
20:27
some tryingçalışıyor to coverkapak theironların genitalsüreme organları,
405
1215000
2000
bazıları jenital organlarını kapamaya çalışıyor,
20:29
othersdiğerleri too frightenedkorkmuş to botherrahatsız,
406
1217000
2000
diğerleri bununla uğraşamayacak kadar korkmuş
20:31
linedastarlı up in snowkar
407
1219000
2000
karda dizilmiş
20:33
waitingbekleme to be shotatış and thrownatılmış into a ditchhendek.
408
1221000
3000
vurulup bir çukura atılmayı bekliyorlar.
20:36
The girlskızlar, to my horrorkorku,
409
1224000
3000
Kızlar da korktuğum gibi
20:39
avertedönlendi theironların gazebakışları.
410
1227000
2000
bakışlarını çevirdiler.
20:41
What carnalcinsel mistrustgüvensizlik had theironların teacheröğretmen taughtöğretilen them.
411
1229000
4000
Öğretmenleri ne kadar cinsel bir güvensizlik öğretmiş onlara.
20:45
Even that thoughgerçi. AnotherBaşka bir confessionitiraf:
412
1233000
4000
Bunu bile. Başka bir itiraf:
20:49
OnceBir kez in a bookkitap on pre-warsavaş öncesi PolandPolonya,
413
1237000
3000
Bir keresinde savaş öncesi Polonya'yla ilgili bir kitapta,
20:52
a studiostüdyo portraitportre, an absolutekesin angelmelek,
414
1240000
4000
kendimi eziyet görmüş, eziyet eden gözleriyle
20:56
an absolutekesin angelmelek with tormentedişkence, tormentingişkence eyesgözleri.
415
1244000
2000
bir meleğin, gerçek bir meleğin stüdyoda çekilmiş
20:58
I kepttuttu findingbulgu myselfkendim at her pagesayfa.
416
1246000
3000
fotoğrafının olduğu sayfada buluyordum.
21:01
That she diedvefat etti in the campskampları madeyapılmış her --
417
1249000
3000
Nazi kampında ölmüş olması --
21:04
I didn't darecesaret wondermerak etmek why --
418
1252000
3000
Nedenini merak etmeye cesaret edemedim--
21:07
more presentmevcut, more preciousdeğerli.
419
1255000
3000
onu daha mevcut ve daha değerli yapıyordu.
21:10
DiedÖldü in the campskampları, that too people --
420
1258000
3000
Kamplarda öldü, bu da insanların --
21:13
or JewsYahudiler anywayneyse --
421
1261000
2000
ya da Yahudilerin --
21:15
kepttuttu from theironların childrençocuklar back then.
422
1263000
2000
çocuklarından sakladıkları bir şeydi o zamanlar.
21:17
But it was like sexseks, you didn't have to be told.
423
1265000
4000
Ama seks gibiydi, sana anlatılmasına gerek yoktu.
21:21
SexSeks and deathölüm, how closekapat they can seemgörünmek.
424
1269000
4000
Seks ve ölüm, birbirlerine ne kadar da yakın.
21:25
So constantlysürekli consciousbilinçli now of deathölüm movinghareketli towardskarşı me,
425
1273000
4000
Şimdi bana doğru ilerleyen ölümün varlığını sürekli hissediyorum,
21:29
sometimesara sıra I think I confoundLanet olsun them.
426
1277000
3000
sanırım bazen ikisini karıştırıyorum.
21:32
My wife'skarısının lovelinesshoşluk almostneredeyse consumestüketir me.
427
1280000
3000
Karımın tatlılığı beni nerdeyse tüketiyor.
21:35
My passiontutku for her goesgider beyondötesinde reasonablemakul boundssınırları.
428
1283000
3000
Ona olan tutkum mantık sınırlarının ötesinde.
21:38
When we make love, her holdingtutma me
429
1286000
3000
Seviştiğimizde, bana sarıldığında
21:41
everywhereher yerde all around me,
430
1289000
2000
her yerimi çevreleyerek,
21:43
I'm there and not there.
431
1291000
2000
Hem ordayım, hem değilim.
21:45
My mindus teemsteems, jumblessöyleme of facesyüzleri, voicessesleri, impressionsizlenimler,
432
1293000
4000
Zihnim çalışıyor, karışık yüzler, sesler, duygular,
21:49
I livecanlı my life over, as thoughgerçi I were drowningboğulma.
433
1297000
5000
Hayatımı bir daha yaşıyorum sanki boğuluyormuş gibi.
21:54
Then I am drowningboğulma, in despairumutsuzluk
434
1302000
3000
Sonra onu bırakacak olmanın
21:57
at havingsahip olan to leaveayrılmak her,
435
1305000
2000
umutsuzluğuyla bağırıyorum,
21:59
this, everything, all,
436
1307000
2000
bu, herşey, hepsi,
22:01
unbearabledayanılmaz, awfulkorkunç.
437
1309000
3000
dayanılmaz, korkunç.
22:04
Still, to be ableyapabilmek to dieölmek
438
1312000
3000
Hala ölebilecek olmak
22:07
with no specialözel contritionpişmanlık,
439
1315000
2000
özel bir pişmanlık duymadan,
22:09
not havingsahip olan been slaughteredkesilen, or enslavedköle.
440
1317000
3000
öldürülmeden ya da esir edilmeden.
22:12
And not havingsahip olan to know history'starihin nextSonraki
441
1320000
3000
Ve tarihin bir sonraki
22:15
maddeli rageöfke or regressiongerileme,
442
1323000
2000
korkunç öfkesi ya da gerilemesini görmek zorunda kalmadan,
22:17
it mightbelki be a reliefkabartma.
443
1325000
3000
bu bir teselli olabilir.
22:20
No. Again, no.
444
1328000
2000
Hayır. Yine, hayır.
22:22
I don't mean that for a momentan.
445
1330000
2000
Bir anlığına bile bunu kast etmedim.
22:24
What I mean is the worldDünya holdstutar me so tightlysıkıca --
446
1332000
3000
Kast ettiğim dünya bana iyice sarılmış --
22:27
the good and the badkötü --
447
1335000
2000
iyisi ve kötüsüyle --
22:29
my ownkendi folliesrevü and weaknesszayıflık
448
1337000
2000
benim kendi ahmaklıklarım ve zayıflığım
22:31
that even this counterfeitsahte VenusVenüs
449
1339000
3000
bu sahte Venüs bile
22:34
with her shamSham heatsıcaklık, and her bosomkoynunda probablymuhtemelen plumpedplumped
450
1342000
3000
yapmacık ısısı ve büyük ihtimalle jelle şişirilmiş göğüsleriyle
22:37
with geljel, so moveshamle me
451
1345000
3000
beni o kadar etkiliyor ki
22:40
my breathnefes catchesyakalar.
452
1348000
2000
nefesim kesiliyor.
22:42
VampVampir. SirenSiren. SeductressSaflık.
453
1350000
3000
Vamp. Siren. Baştan çıkarıcı.
22:45
How much more she revealsortaya çıkarır
454
1353000
2000
Bildiğinden daha fazlasını
22:47
in her glareparıltı of inkmürekkep than she knowsbilir.
455
1355000
3000
ifşa ediyor dergideki bakışıyla.
22:50
How she incarnatesincarnates
456
1358000
2000
Nasıl da canlandırıyor
22:52
our desperateumutsuz humaninsan need for regardsaygı,
457
1360000
3000
umutsuz kabul görme ihtiyacımızı,
22:55
our passiontutku to livecanlı in beautygüzellik,
458
1363000
3000
güzellik içinde yaşama tutkumuzu,
22:58
to be beautygüzellik, to be cherishedAziz by glancesbakışları,
459
1366000
4000
güzel olma, bakışlarla değer verilme tutkumuzu,
23:02
if by no more, of something like love,
460
1370000
4000
dahası, sevgi gibi bir arzuyu,
23:06
or love.
461
1374000
2000
ya da sevgiyi.
23:08
Thank you.
462
1376000
2000
Teşekkür ederim.
23:10
(ApplauseAlkış)
463
1378000
2000
(Alkış)
Translated by Neslihan Atcan Altan
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
C.K. Williams - Poet
Often called a social poet, C.K. Williams was fascinated by the characters of modern civilization and their interactions.

Why you should listen

C.K. Williams started writing poetry at 19, after taking only his required English classes at University of Pennsylvania. In the 1960s, he began gearing his poems toward social issues, such as the brutality that  civil rights activists often faced and his anti-war stance with respect to Vietnam. Over time, although he continued to write about society, his work became more personal. His focus shifted to the intersection of profoundly different lives in crowded urban spaces, using these instances to examine sensitive issues such as race and class.    

The subject matter of his work is not its only controversy, and Williams is often compared to Whitman and Ginsberg because of his unusually long lines of verse. Despite his unconventional poetic form, he was awarded the Pulitzer Prize, the National Book Award and the National Book Critics Circle Award, among other honors. He also published five works of translation and a psychologically introspective memoir, Misgivings: My Mother, My Father, Myself. Williams died in September 2015.

More profile about the speaker
C.K. Williams | Speaker | TED.com