ABOUT THE SPEAKER
Franco Sacchi - Filmmaker
Franco Sacchi is the director of This Is Nollywood, the story of Nigeria's massive homegrown film industry.

Why you should listen

Franco Sacchi's film This Is Nollywood represents one of the most compelling and profound stories of self-generated storytelling and commerce in the developing world. Out of nothing springs an industry that is reputed to be the third-largest film industry worldwide.This, says the Zambia-born, Italy-bred documentary filmmaker, is an irresistible story for those looking view Africa from a different perspective.

From the Director's Statement:

We agreed immediately that African actors, directors, and producers should tell their own story in our film without commentary from us or other westerners. Of course, we filmed and edited the Nollywood story with our own sensibilities, but our greatest hope is that the authentic voices of the Nigerian filmmakers will be heard.

Nollywood filmmakers are conscious of the responsibility they have toward their society -- director Bond Emeruwa says they feel an obligation to "put a message in there." But the production of each movie is also an adventure -- overcoming hurdles unimaginable in the West, racing against an impossibly short clock.
 

More profile about the speaker
Franco Sacchi | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2007

Franco Sacchi: A tour of Nollywood, Nigeria's booming film industry

Franco Sacchi Nollywood'dan bahsediyor

Filmed:
265,021 views

Zambiya doğumlu film yapımcısı Franco Sacchi bize Nijerya'nın gelişen film endüstrisi Nollywood'da rehberlik ediyor (dünyanın üçüncü büyük film endüstrisi). Bir haftada uzun metrajlı sinema filmleri çekebilen ekiplerden düşük bütçeli bağımsız film yapımcılığı ve baskı altında harikalar yaratabilme.
- Filmmaker
Franco Sacchi is the director of This Is Nollywood, the story of Nigeria's massive homegrown film industry. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:18
I have a storyÖykü, a storyÖykü that I would like to sharepay with you.
0
0
4000
Bir hikayem var, sizinle paylaşmak istediğim bir hikaye.
00:22
And it's an AfricanAfrika storyÖykü.
1
4000
2000
Bir Afrika hikayesi.
00:24
It is a storyÖykü of hopeumut, resilienceesneklik and glamourGlamour.
2
6000
6000
Umut, direnç ve cazibenin hikayesi bu.
00:30
There was HollywoodHollywood.
3
12000
2000
Önce Hollywood vardı.
00:32
Then camegeldi BollywoodBollywood.
4
14000
2000
Sonra Bollywood çıktı.
00:35
TodayBugün we have NollywoodNollywood, the third-largestüçüncü büyük filmfilm industrysanayi in the worldDünya.
5
17000
7000
Şimdi de Nollywood'umuz var, dünyadaki üçüncü büyük film endüstrisi.
00:42
In 2006 aloneyalnız, almostneredeyse 2,000 filmsfilmler were madeyapılmış in NigeriaNijerya.
6
24000
7000
Sadece 2006 yılında, Nijerya'da 2,000 film yapılmış.
00:49
Now, try to imaginehayal etmek 40, 50 filmsfilmler wrappedörtülü, distributeddağıtılmış, everyher weekhafta
7
31000
8000
Şimdi, hayal etmeye çalışın, Lagos, Nijerya ve Batı Afrika'nın caddelerinde
00:57
in the streetssokaklar of LagosLagos, NigeriaNijerya and WestBatı AfricaAfrika.
8
39000
5000
her hafta 40,50 filmin paketlenip dağıtıldığını.
01:02
Some estimatestahminler put the valuedeğer of this industrysanayi at 250 millionmilyon dollarsdolar.
9
44000
6000
Bazı tahminlere göre bu endüstrinin değeri 250 milyon dolardır.
01:08
It has createdoluşturulan thousandsbinlerce, if not tensonlarca of thousandsbinlerce of jobsMeslekler.
10
50000
6000
Onbinlerce olmasa da binlerce istihdam yaratmaktadır.
01:14
And it's expandinggenişleyen.
11
56000
3000
Ve bu gittikçe gelişiyor.
01:17
But keep in mindus that this was a grassrootskökleşmiş movementhareket.
12
59000
8000
Fakat bunun halkın içinden kopup gelen bir hareket olduğunu unutmayın.
01:25
This is something that happenedolmuş withoutolmadan foreignyabancı investmentyatırım,
13
67000
6000
Yabancı yatırım, hükümet yardımı olmadan gerçekleşen bir şey bu,
01:31
withoutolmadan governmenthükümet aidyardım, and actuallyaslında, it happenedolmuş againstkarşısında all oddsolasılık,
14
73000
6000
ve aslında, bütün engellere rağmen, Nijerya ekonomisinin
01:37
in one of the mostçoğu difficultzor momentsanlar in NigerianNijerya economyekonomi.
15
79000
6000
en zor anlarından birinde gerçekleşti.
01:43
The industrysanayi is 15 yearsyıl oldeski.
16
85000
2000
Bu endüstri 15 yaşında.
01:47
And so maybe you're thinkingdüşünme now,
17
89000
4000
Ve belki de Boston'da yaşamakta olan
01:51
why, how, an Italianİtalyanca filmmakerfilm yapımcısı basedmerkezli in BostonBoston
18
93000
4000
bir İtalyan film yapımcısının bu hikaye ile neden, nasıl
01:55
is so interestedilgili in this storyÖykü?
19
97000
3000
bu kadar ilgilendiğini düşünmektesiniz.
01:58
And so I think I have to tell you just a fewaz wordskelimeler,
20
100000
3000
Ve bu yüzden birkaç kelime ile nedenini anlatmalıyım,
02:01
a fewaz things about my personalkişisel life,
21
103000
3000
özel hayatım hakkında birkaç şey,
02:04
because I think there is a connectionbağ.
22
106000
6000
çünkü sanırım burada bir bağlantı var.
02:10
My grandfatherBüyük baba livedyaşamış mostçoğu of his life and is buriedgömülü in ZambiaZambiya.
23
112000
5000
Dedem hayatının büyük bir kısmını Zambiya'da geçirdi ve oraya gömüldü.
02:15
My fatherbaba alsoAyrıca livedyaşamış mostçoğu of his adultyetişkin life in EastDoğu AfricaAfrika.
24
117000
6000
Babam da yetişkinliğinin büyük bir kısmını Doğu Afrika'da geçirdi.
02:21
And I was borndoğmuş in ZambiaZambiya.
25
123000
4000
Ve ben Zambiya'da doğdum.
02:25
Even thoughgerçi I left when I was only threeüç yearsyıl oldeski,
26
127000
2000
Sadece üç yaşındayken oradan ayrılmamıza rağmen,
02:27
I really feltkeçe that AfricaAfrika was this bigbüyük partBölüm of my life.
27
129000
5000
Afrika'nın hayatımın büyük bir parçası olduğunu hissettim.
02:32
And it really was a placeyer where I learnedbilgili to walkyürümek.
28
134000
5000
Gerçekten de yürümeyi öğrendiğim yer orasıydı.
02:37
I think I utteredçıkardı the first wordskelimeler,
29
139000
4000
Sanırım ilk sözcüklerimi dile getirdim,
02:41
and my familyaile boughtsatın theironların first home.
30
143000
2000
ve ailem ilk evlerini oradan aldı.
02:43
So when we camegeldi back to Italyİtalya,
31
145000
4000
İtalya'ya geri döndüğümüzde,
02:47
and one of the things that I rememberhatırlamak the mostçoğu
32
149000
3000
en çok hatırladığım şeylerden biri de
02:50
is my familyaile havingsahip olan this hardzor time to sharepay storieshikayeleri.
33
152000
4000
ailemin hikayelerini paylaşırken çektiği zorluktur.
02:54
It seemedgibiydi that for our neighborsKomşular and friendsarkadaşlar,
34
156000
3000
Öyle görünüyordu ki, komşularımız ve arkadaşlarımız için
02:57
AfricaAfrika was eitherya this exoticegzotik placeyer, this imaginaryhayali landarazi
35
159000
6000
Afrika, muhtlemelen sadece kendi hayallerindeki
03:03
that probablymuhtemelen existsvar only in theironların imaginationhayal gücü,
36
165000
3000
ya egzotik bir yer, hayali bir diyar
03:06
or the placeyer of horrorkorku, faminekıtlık.
37
168000
5000
ya da korku, açlık mekanıydı.
03:11
And so we were always caughtyakalandı in this stereotypeklişe.
38
173000
4000
Ve böylelikle her zaman bu klişenin tuzağına düşerdik.
03:15
And I rememberhatırlamak really this desirearzu etmek to talk about AfricaAfrika
39
177000
3000
Ve Afrika hakkında gerçekten bu konuşma arzusunu hatırlıyorum
03:18
as a placeyer where we livedyaşamış and people livecanlı and go about theironların liveshayatları,
40
180000
4000
yaşadığımız ve insanların yaşadıkları ve hayatlarını sürdürdükleri,
03:22
and have dreamsrüyalar like we all have.
41
184000
3000
hepimiz gibi insanların rüyalarının olduğu bir yer olarak.
03:25
So when I readokumak in a newspapergazete in the business pagesayfa
42
187000
6000
Dolayısıyla bir gazetenin ekonomi sayfasında Nollywood
03:31
the storyÖykü of NollywoodNollywood,
43
193000
2000
hakkındaki hikayeyi okuyunca,
03:33
I really feltkeçe this is an incredibleinanılmaz opportunityfırsat to tell a storyÖykü
44
195000
5000
bütün bu peşin hükümlü fikirlere karşı bir hikaye anlatmanın
03:38
that goesgider againstkarşısında all these preconceivedönyargılı notionskavramlar.
45
200000
4000
gerçekten inanılmaz bir fırsat olduğunu hissettim.
03:42
Here I can tell a storyÖykü of AfricansAfrikalılar makingyapma moviesfilmler like I do,
46
204000
5000
Burada Afrikalıların tıpkı benim yaptığım gibi sinema filmi çektiklerini
03:47
and actuallyaslında I feltkeçe this was an inspirationilham for me.
47
209000
6000
anlatabilirim ve sahiden bunun bana ilham verdiğini hissetmiştim.
03:53
I have the good fortuneservet of beingolmak a filmmaker-in-residencefilm yapımcısı-in-residence
48
215000
4000
Şansa bakın ki, Boston Üniversitesi Dijital Görüntüleme Sanatları
03:57
at the CenterMerkezi of DigitalDijital ImagingGörüntüleme ArtsSanat at BostonBoston UniversityÜniversitesi.
49
219000
3000
Merkezi'nde ikamet eden bir film yapımcısıyım.
04:00
And we really look how digitaldijital technologyteknoloji is changingdeğiştirme,
50
222000
4000
Ve biz hakikaten dijital teknolojinin nasıl değiştiğini,
04:04
and how younggenç, independentbağımsız filmmakersfilm yapımcıları
51
226000
3000
ve genç, bağımsız film yapımcılarının nasıl
04:07
can make moviesfilmler at a fractionkesir of the costmaliyet.
52
229000
3000
cüzi bir maliyet ile film çekebildiklerini izliyoruz.
04:10
So when I proposedönerilen the storyÖykü,
53
232000
2000
Böylece bu hikayeyi teklif ettiğimde,
04:12
I really had all the supportdestek to make this filmfilm.
54
234000
4000
bu filmi yapmak için gerekli tüm desteği aldım.
04:16
And not only had the supportdestek,
55
238000
1000
Sadece destek görmekle kalmadım,
04:17
I foundbulunan two wonderfulolağanüstü partnersortaklar in crimesuç in this adventuremacera.
56
239000
5000
bu macerada bana eşlik eden iki tane harika suç ortağı da buldum.
04:22
AimeeAimee CorriganCorrigan, a very talentedyetenekli and younggenç photographerfotoğrafçı,
57
244000
3000
Aimee Corrigan, çok yetenekli ve genç bir fotoğrafçı,
04:25
and RobertRobert CaputoCaputo, a friendarkadaş and a mentorakıl hocası,
58
247000
3000
ve Robert Caputo, bir dost ve akıl hocası,
04:28
who is a veteranUsta of NationalUlusal GeographicCoğrafi,
59
250000
4000
aynı zamanda National Geographic'in emektar bir çalışanı,
04:32
and told me, "You know, FrancoFranco, in 25 yearsyıl of coveringkapsayan AfricaAfrika,
60
254000
4000
bana dedi ki, "Yani Franco, Afrika'yı yazdığım şu 25 yıl boyunca
04:36
I don't know if I have come acrosskarşısında a storyÖykü
61
258000
3000
bu kadar eğlenceli ve umut dolu bir hikayeye daha
04:39
that is so fulltam of hopeumut and so funeğlence."
62
261000
4000
denk geldim mi bilmiyorum."
04:43
So we wentgitti to LagosLagos in OctoberEkim 2005.
63
265000
7000
Böylelikle 2005'in Ekim'inde Lagos'a gittik.
04:50
And we wentgitti to LagosLagos to meetkarşılamak BondBond EmeruwaEmeruwa,
64
272000
3000
Ve Lagos'a, bu gece bizimle beraber olan harika,
04:53
a wonderfulolağanüstü, talentedyetenekli filmfilm directoryönetmen who is with us tonightBu gece.
65
275000
5000
yetenekli film yönetmeni Bond Emeruwa ile tanışmaya gittik.
04:58
The planplan was to give you a portraitportre of NollywoodNollywood,
66
280000
4000
Planımız, yozlaşma meselesini ele alan
05:02
of this incredibleinanılmaz filmfilm industrysanayi,
67
284000
3000
"Kontrol Noktası" adlı bir aksiyon filmi
05:05
followingtakip etme BondBond in his questQuest to make an actionaksiyon moviefilm
68
287000
4000
çekme arayışındaki Bond'u takip ederek Nollywood'un,
05:09
that dealsfırsatlar with the issuekonu of corruptionbozulma,
69
291000
3000
bu inanılmaz film endüstrisinin bir çerçevesini
05:12
calleddenilen "CheckpointDenetim noktası."
70
294000
2000
size çizmekti.
05:14
PolicePolis corruptionbozulma.
71
296000
2000
Polisin yozlaşması.
05:16
And he had ninedokuz daysgünler to make it.
72
298000
2000
Ve bunu yapmak için dokuz günü vardı.
05:18
We thought this was a good storyÖykü.
73
300000
2000
Bunun iyi bir hikaye olduğunu düşündük.
05:20
In the meantimebu arada, we had to coverkapak NollywoodNollywood,
74
302000
3000
Bu arada, Nollywood'un hikayesini yazmalıydık,
05:23
and we talkedkonuştuk to a lot of filmmakersfilm yapımcıları.
75
305000
2000
ve birçok film yapımcısı ile konuştuk.
05:25
But I don't want to createyaratmak too manyçok expectationsbeklentileri.
76
307000
2000
Fakat sizi çok fazla beklenti içine sokmak istemem.
05:27
I would like to showgöstermek you sixaltı minutesdakika.
77
309000
4000
Size altı dakikalık bir bölüm göstermek isterim.
05:31
And these are sixaltı minutesdakika they really preparedhazırlanmış for the TEDTED audienceseyirci.
78
313000
4000
Ve bu altı dakika, sahiden TED seyircisi için hazırlandı.
05:35
There are severalbirkaç themestemalar from the documentarybelgesel,
79
317000
3000
Belgeselde çeşitli temalar mevcut,
05:38
but they are re-editedyeniden düzenlenmiş and madeyapılmış for you, OK?
80
320000
2000
ama bunlar sizin için yeniden kurgulandı, tamam mı?
05:40
So I guesstahmin it's a worldDünya premierPremier.
81
322000
3000
Sanırım dünya prömiyeri olacak bu.
05:43
(VideoVideo)
82
325000
2000
(Görüntü)
05:46
Man: ActionEylem.
83
328000
1000
Motor.
05:54
MilvertonMILVERTON NwokediNwokedi: You cutkesim a niceGüzel moviefilm with just 10,000 dollarsdolar in NigeriaNijerya here.
84
336000
7000
Burada, Nijerya'da, sadece 10,000 dolarla iyi bir film çekersiniz.
06:01
And you shootateş etme in sevenYedi daysgünler.
85
343000
2000
Ve yedi günde yaparsınız bu işi.
06:08
PeaceBarış PiberesimaPiberesima: We're doing filmsfilmler for the masseskitleler.
86
350000
2000
Geniş kitleler için film yapıyoruz biz.
06:10
We're not doing filmsfilmler for the eliteseçkinler
87
352000
2000
Elit tabaka ve fanusdan evlerinde
06:12
and the people in theironların glassbardak housesevler.
88
354000
2000
yaşayan insanlar için film yapmıyoruz.
06:14
They can affordparası yetmek to watch theironların "RobocopRobocop" and whateverher neyse.
89
356000
2000
Onların "Robocop" benzeri zımbırtıları izlemeye ekonomik güçleri yeter.
06:19
MahmoodMahmud AliAli BalogunBalogun: I think filmmakingfilm yapımı in NigeriaNijerya, for those who work in it,
90
361000
2000
Nijerya'da film yapımının, bu sektörde çalışanlar açısından,
06:21
is a kindtür of subsistencegeçim filmmakingfilm yapımı -- what they do to make a livingyaşam.
91
363000
4000
geçinme kaynağı olduğunu düşünüyorum -- hayatlarını kazanmak için yaptıkları şey.
06:25
It's not the fancyfantezi filmmakingfilm yapımı where you say,
92
367000
3000
Düşsel bir film yapımcılığı değil bu,
06:28
oh, you want to put all the razzmatazzRazzmatazz of HollywoodHollywood,
93
370000
3000
Hollywood'un bütün o göz boyama tekniklerini kullanıp
06:31
and where you have bigbüyük budgetsbütçeleri.
94
373000
2000
büyük bütçelere sahip olduğunuz.
06:33
Here is that you make these filmsfilmler,
95
375000
2000
İşte burada bu filmleri yaparsınız,
06:35
it sellssatar, you jumpatlama ontoüstüne the locationyer again to make anotherbir diğeri filmfilm,
96
377000
4000
satarsınız, başka bir film yapmak için mekana tekrar zıplarsınız,
06:39
because if you don't make the nextSonraki filmfilm, you're not going to feedbesleme.
97
381000
3000
çünkü eğer sıradaki filmi yapmazsanız, karnınızı doyuramazsınız.
06:49
BondBond EmeruwaEmeruwa: So while we're entertainingeğlenceli, we should be ableyapabilmek to educateEğitmek.
98
391000
4000
O yüzden eğlendirirken eğitmeliyiz de.
06:53
I believe in the powergüç of audiovisualsolabildiğinin.
99
395000
4000
Görsel-işitsel araçların gücüne inanırım.
06:57
I mean, 90 percentyüzde of the populationnüfus will watch NollywoodNollywood.
100
399000
3000
Nüfusun yüzde 90'ı Nollywood yapımlarını izleyecek demek istiyorum.
07:00
I think it's the mostçoğu viableyaşayabilir vehiclearaç right now
101
402000
2000
Sanırım şu anda, tahsis edilmiş bir hattan
07:02
to passpas informationbilgi acrosskarşısında a dedicatedadanmış cablekablo.
102
404000
3000
bilgiyi geçirmenin en geçerli aracı budur.
07:05
So if you're makingyapma a moviefilm, no mattermadde what your topickonu is,
103
407000
3000
O yüzden, eğer bir film yapıyorsanız, konunuz ne olursa olsun,
07:08
put in a messagemesaj in there.
104
410000
2000
araya bir mesaj sıkıştırın.
07:10
WomanKadın: You still have to reportrapor the incidentolay.
105
412000
3000
Yine de olayı anlatmalısın.
07:15
He needsihtiyaçlar properuygun medicaltıbbi attentionDikkat.
106
417000
3000
Doğru düzgün bir tıbbi yardıma ihtiyacı var.
07:18
PPPP: I keep tryingçalışıyor to explainaçıklamak to people,
107
420000
2000
İnsanlara anlatmaya çalışıp duruyorum,
07:20
it's not about the qualitykalite at the momentan -- the qualitykalite is cominggelecek.
108
422000
3000
şu anda önemli olan kalite değil -- kalite geliyor.
07:23
I mean, there are those filmsfilmler that people are makingyapma for qualitykalite,
109
425000
4000
Demek istiyorum ki, insanların kalite için yaptığı filmler de var,
07:27
but the first thing you have to rememberhatırlamak about this societytoplum
110
429000
3000
fakat bu toplum hakkında hatırlamanız gereken ilk şey şudur,
07:30
is that AfricaAfrika still has people that livecanlı on one dollardolar a day,
111
432000
4000
Afrika'da hala günde bir dolarla geçinen insanlar mevcut,
07:34
and these are the people that really watch these filmsfilmler.
112
436000
2000
ve bu filmleri gerçekten seyreden insanlar da bunlar.
07:41
SonnySonny McDonMcDon W: NollywoodNollywood is a fantasticfantastik industrysanayi
113
443000
5000
Nollywood dünyanın bu bölgesinde
07:46
that has just been borndoğmuş in this partBölüm of the worldDünya.
114
448000
4000
henüz dünyaya gelmiş harika bir endüstri.
07:54
Because nobodykimse believedinanılır that NollywoodNollywood can come out of AfricaAfrika.
115
456000
6000
Çünkü Nollywood'un Afrika'dan çıkabileceğine kimse inanmamıştı.
08:01
LancelotLancelot ImasenImasen: But our filmsfilmler,
116
463000
2000
Fakat bizim filmlerimizde,
08:03
they are storieshikayeleri that our people can relateilgili to themselveskendilerini.
117
465000
3000
insanlarımızın kendileriyle özdeşleştirebileceği hikayeler var.
08:06
They are storieshikayeleri about our people, for our people.
118
468000
3000
Bizim insanımız hakkında, bizim insanımız için olan hikayeler bunlar.
08:09
And consistentlysürekli olarak, they are gluedyapıştırılmış to theironların screenekran
119
471000
4000
Ve sürekli olarak, ne zaman hikayeyi görürlerse
08:13
wheneverher ne zaman they see the storyÖykü.
120
475000
2000
ekrana yapışıyorlar.
08:18
NarratorEkran okuyucusu: SuspenseGerilim, funeğlence and intrigueentrika.
121
480000
3000
Belirsizlik, eğlence ve entrika.
08:21
It's the blockbustergişe rekorları kıran comedyKomedi.
122
483000
2000
Gişe rekorları kıran bir komedi.
08:23
You'llYou'll crackçatlak your ribskaburga.
123
485000
2000
Gülmekten kasıklarınız ağrıyacak.
08:32
BernardBernard PinayonPinayon AgbaosiAgbaosi: We have been so deepderin into the foreignyabancı moviesfilmler.
124
494000
3000
Yabancı filmlere çok fazla dalmıştık.
08:35
It's all about the foreignyabancı moviesfilmler.
125
497000
2000
Herşey yabancı filmlerden ibaret.
08:37
But we can do something too.
126
499000
2000
Fakat biz de birşeyler yapabiliriz.
08:39
We can do something, something that when the worldDünya seesgörür it,
127
501000
3000
Birşeyler yapabiliriz, dünyanın gördüğü zaman, vay,
08:42
they say, wowvay, this is NigeriaNijerya.
128
504000
3000
işte bu Nijerya, diyeceği şeyler.
08:48
Man: Just arresttutuklamak yourselfkendin, sergeantÇavuş.
129
510000
2000
Sen kendini tutukla, komiser.
08:50
Don't embarrassutandırmak yourselfkendin.
130
512000
2000
Kendini komik duruma düşürme.
08:55
Come on. Don't runkoş away. Come back. Come back.
131
517000
3000
Haydi. Kaçma. Geri gel. Geri gel.
09:02
SMWSMW: You can now walkyürümek the streetsokak and see a rolerol modelmodel.
132
524000
2000
Şimdi yolda yürüyebilirsiniz ve bir rol modeli görürsünüz.
09:04
It’s not just what you see in pictureresim.
133
526000
2000
Sadece sinemada gördüğünüz kişi değildir o.
09:06
You see the personkişi livecanlı.
134
528000
2000
Onu kanlı canlı görürsünüz.
09:08
You see how he talksgörüşmeler. You see how he liveshayatları.
135
530000
3000
Nasıl konuştuğunu görürsünüz. Nasıl yaşadığını görürsünüz.
09:11
He influencesetkiler you really good, you know.
136
533000
2000
O sizi olumlu etkiler demek istiyorum.
09:13
It’s not just what you see in the pictureresim.
137
535000
2000
O sadece sinemada gördüğünüz biri değildir.
09:15
It is not what you hearduymak, you know, from the WesternWestern pressbasın.
138
537000
5000
İşte, Batı basınından duyduğunuz biri değildir o.
09:20
Man: See you. ByeHoşça kal.
139
542000
2000
Görüşürüz. Hoşçakal.
09:24
ActionEylem.
140
546000
2000
Motor.
09:27
SaintSaint ObiObi: I was so fascinatedbüyülenmiş, you know, with those cowboykovboy moviesfilmler.
141
549000
5000
Kovboy filmlerine hayrandım işte.
09:32
But then when I discoveredkeşfedilen the situationdurum in my countryülke,
142
554000
4000
Fakat sonra ülkemin durumunu keşfettim,
09:36
at that time there was so much corruptionbozulma.
143
558000
4000
o zamanlarda çok fazla yozlaşma vardı.
09:40
For a younggenç man to really make it out here,
144
562000
3000
Genç birinin burada gerçekten tutunması için,
09:43
you got to think of some negativenegatif things and all that,
145
565000
4000
bazı olumsuz şeyleri ve bütün bunları düşünmeniz gerekir,
09:47
or some kindtür of viceskötü alışkanlıklardan.
146
569000
2000
veya birtakım ahlaksızlıkları.
09:49
And I didn't want that, you know.
147
571000
3000
Ve ben bunu istemedim.
09:52
And I discoveredkeşfedilen that I could be successfulbaşarılı in life as an actoraktör,
148
574000
5000
Ve bir aktör olarak hayatta başarılı olabileceğimi keşfettim,
09:57
withoutolmadan doing crimesuç, withoutolmadan cheatinghile nobodykimse, withoutolmadan tellingsöylüyorum no liesyalanlar.
149
579000
4000
suça bulaşmadan, kimseyi aldatmadan, yalan dolan konuşmadan.
10:01
Just me and God-givenTanrı vergisi talentyetenek.
150
583000
2000
Ben ve Allah vergisi yeteneğim yeterdi.
10:14
Man: Let's go.
151
596000
1000
Haydi gidelim.
10:15
OK, it's time to kicktekme some asseşek.
152
597000
3000
Haydi, günlerini gösterme vakti.
10:20
CoverKapak this. It's your ownkendi.
153
602000
2000
Kolla bunu. Seninmiş gibi.
10:23
MoveHareket it.
154
605000
1000
İlerlet.
10:27
RobogerRoboger AnimaduAnimadu: In bigbüyük countriesülkeler, when they do the moviesfilmler,
155
609000
2000
Büyük ülkelerde, film çektiklerinde,
10:29
they have all these things in placeyer.
156
611000
2000
bütün bu şeyler yerli yerindedir.
10:31
But here, we improviseuydurmak these itemsürün, like the gunshotssilah sesleri.
157
613000
4000
Fakat burada, bu araçları doğaçlama yapıyoruz, misal silah atışları.
10:35
Like they go, here, now, now, you see the guntabanca there,
158
617000
2000
Şunun gibi, burada, şimdi, şuradaki silahı görüyor musun,
10:37
but you won'talışkanlık see any gunssilahlar shotatış, we use knock-outKnock-out.
159
619000
2000
fakat hiç silahın ateşlendiğini görmezsin, vurma efekti kullanıyoruz.
10:41
KevinKevin BooksKitaplar IkedubaIkeduba: What I'm scaredkorkmuş of is just the explosionpatlama will come up in my faceyüz.
160
623000
3000
Bu şeyin suratıma gelmesinden korkuyorum.
10:44
WomanKadın: That's why I use enoughyeterli maskingmaskeleme tapebant.
161
626000
2000
O yüzden bolca kağıt bant kullanıyorum.
10:46
The maskingmaskeleme tapebant will holdambar it.
162
628000
2000
Kağıt bant onu tutacaktır.
10:48
WatWAT, wait. Just holdambar this for me.
163
630000
2000
Bekle, bekle. Bunu benim için tut.
10:53
KBIKAB: I'm just tellingsöylüyorum her to make sure she placesyerler it well
164
635000
2000
Ona sadece yerine iyice yerleştirdiğinden emin olmasını söylüyorum
10:55
so that it won'talışkanlık affectetkilemek my faceyüz -- the explosionpatlama, you know.
165
637000
2000
yüzümü etkilemesin diye -- patlama yani.
10:57
But she's a professionalprofesyonel. She knowsbilir what she’s doing.
166
639000
3000
Fakat o bir profesyonel. Ne yaptığını iyi biliyor.
11:00
I'm tryingçalışıyor to protectkorumak my faceyüz too.
167
642000
2000
Ben de yüzümü korumaya çalışıyorum.
11:02
This ain'tdeğil going to be my last moviefilm.
168
644000
2000
Bu benim son sinema filmim olmayacak.
11:09
You know, this is NollywoodNollywood, where the magicsihirli liveshayatları.
169
651000
2000
Yani, burası Nollywood, sihirin yaşadığı yer.
11:13
RARA: So now you're about to see how we do our ownkendi moviesfilmler here,
170
655000
3000
İşte böyle kendi filmlerimizi nasıl yaptığımızı görmek üzeresiniz,
11:16
with or withoutolmadan any assistanceyardım from anybodykimse.
171
658000
4000
birilerinden yardım alarak veya almayarak.
11:20
Man: ActionEylem.
172
662000
1000
Motor.
11:25
CutKesme.
173
667000
2000
Kes.
11:27
(ApplauseAlkış)
174
669000
6000
(Alkış)
11:33
FrancoFranco SacchiSacchi: So manyçok things to say, so little time.
175
675000
2000
Franco Sacchi: Az zamanda çok fazla söyleyecek şey var.
11:35
So manyçok themestemalar in this storyÖykü.
176
677000
2000
Bu hikayenin birçok teması var.
11:37
I just can't tell you -- there’s one thing I want to tell you.
177
679000
3000
Hepsini değil ama -- size anlatmak istediğim bir şey var.
11:40
I spentharcanmış, you know, severalbirkaç weekshaftalar with all these actorsaktörler, producersüreticileri,
178
682000
5000
Yani, bu aktörlerle, yapımcılarla beraber birkaç hafta geçirdim,
11:45
and the problemssorunlar they have to go throughvasitasiyla are unimaginabledüşünülemez
179
687000
3000
baş etmek zorunda kaldıkları sorunlar hayal bile edilemez,
11:48
for, you know, a WesternerBatılı, a filmmakerfilm yapımcısı who worksEserleri in AmericaAmerika or in EuropeEurope.
180
690000
4000
işte, Amerika veya Avrupa'da çalışan bir Batılı film yapımcısı için.
11:52
But always with a smilegülümseme, always with an enthusiasmcoşku,
181
694000
4000
Fakat hep güler yüzle, azimle çalışıyorlar,
11:56
that is incredibleinanılmaz.
182
698000
2000
inanılmaz bu.
11:58
WernerWerner HerzogHerzog, the GermanAlmanca filmmakerfilm yapımcısı said,
183
700000
2000
Werner Herzog, Alman film yapımcısı dedi ki,
12:00
"I need to make moviesfilmler like you need oxygenoksijen."
184
702000
5000
"Oksijene ihtiyacımız olduğu gibi film yapmaya ihtiyacım var."
12:05
And I think they’reRe breathingnefes.
185
707000
2000
Ve sanırım onlar nefes alıyorlar.
12:07
The NigerianNijerya filmmakersfilm yapımcıları really, really, are doing what they like.
186
709000
4000
Nijeryalı film yapımcılari hakikaten de sevdikleri şeyi yapıyor.
12:11
And so it's a very, very importantönemli thing for them,
187
713000
4000
Ve hem kendileri hem de seyircileri açısından
12:15
and for theironların audiencesizleyiciler.
188
717000
1000
çok, çok önemli bir şey bu.
12:16
A womankadın told me, "When I see a NollywoodNollywood filmfilm,
189
718000
3000
Bir kadın bana şöyle dedi, "Bir Nollywood yapımı izlediğimde,
12:19
I can relaxSakin ol, I really -- I can breathenefes almak better."
190
721000
4000
rahatlayabiliyorum, gerçekten de -- daha iyi nefes alabiliyorum."
12:23
There is alsoAyrıca anotherbir diğeri very importantönemli thing
191
725000
2000
Bu dinleyici kitlesi ile karşılıklı anlaşabileceğimi
12:25
that I hopeumut will resonateyankılamak with this audienceseyirci.
192
727000
2000
umduğum bir başka önemli şey daha var.
12:27
It’s technologyteknoloji. I’m very interestedilgili in it
193
729000
3000
O da teknoloji. Buna çok meraklıyım
12:30
and I really think that the digitaldijital non-linearDoğrusal olmayan editingkurgu has slashedindirim, you know,
194
732000
7000
ve gerçekten de doğrusal olmayan dijital kurgunun ucuzladığını düşünüyorum,
12:37
the costmaliyet now is a fractionkesir of what it used to be.
195
739000
2000
yani, maliyet eskiye göre cüzi bir miktara indi.
12:39
Incredibleİnanılmaz cameraskameralar costmaliyet underaltında 5,000 dollarsdolar.
196
741000
4000
5,000 doların altında inanılmaz kameralar var.
12:43
And this has unleasheddışarı çıktı tremendousmuazzam energyenerji.
197
745000
3000
Bu da muazzam bir enerji patlamasına yol açmış durumda.
12:46
And guesstahmin what?
198
748000
2000
Tahmin edin bakalım ne oldu?
12:48
We didndeğil’t have to tell to the NigerianNijerya filmmakersfilm yapımcıları.
199
750000
2000
Nijeryalı film yapımcılarına anlatmak zorunda kalmadık.
12:50
They understoodanladım it, they embracedkucakladı the technologyteknoloji
200
752000
3000
Bunu anladılar, teknolojiyi kucakladılar
12:53
and they runkoş with it, and they’reRe successfulbaşarılı.
201
755000
2000
ve onunla devam ediyorlar, başarılı da oldular.
12:55
I hopeumut that the NollywoodNollywood phenomenonfenomen will go bothher ikisi de waysyolları.
202
757000
5000
Umarım Nollywwod olgusu çift taraflı işler.
13:00
I hopeumut it will inspireilham vermek other AfricanAfrika nationsmilletler to embracekucaklamak the technologyteknoloji,
203
762000
5000
Umarım diğer Afrika ülkeleri de teknolojiyi kucaklamak için bundan ilham alır,
13:05
look at the NigerianNijerya modelmodel, make theironların filmsfilmler, createyaratmak jobsMeslekler,
204
767000
3000
Nijerya modeline bakıp, kendi filmlerini, istihdamlarını yaratırlar,
13:08
createyaratmak a narrativeöykü for the populationnüfus, something to identifybelirlemek,
205
770000
4000
halklarının özdeşleşebileceği, olumlu, gerçek anlamda
13:12
something positivepozitif, something that really is psychologicalpsikolojik reliefkabartma
206
774000
3000
psikolojik rahatlama sağlayacak ve kendi kültürlerinin bir parçası
13:15
and it's partBölüm of the culturekültür.
207
777000
2000
olan öyküler yaratırlar.
13:17
But I really think this is a phenomenonfenomen that can inspireilham vermek us.
208
779000
5000
Fakat bence bu aynı zamanda bize de ilham verebilecek bir olgu.
13:22
I really think it goesgider bothher ikisi de waysyolları.
209
784000
2000
Bence bu gerçekten de çift yönlü işliyor.
13:24
FilmmakersFilm yapımcıları, friendsarkadaşlar of mineMayın, they look at NollywoodNollywood and they say,
210
786000
4000
Film yapımcısı arkadaşlarım, Nollywood'a bakıp, "Vay, hakikaten de
13:28
"WowVay canına, they are doing what we really want to do,
211
790000
2000
bizim yapmak istediğimiz şeyi yapıyorlar, ve para kazanıp
13:30
and make a buckBuck and livecanlı with this job."
212
792000
3000
bu işle geçimlerini sağlıyorlar." diyor.
13:33
So I really think it’s a lessonders
213
795000
1000
Dolayısıyla bunun bizim onlardan
13:34
that we're actuallyaslında learningöğrenme from them.
214
796000
2000
öğrendiğimiz bir ders olduğunu düşünüyorum.
13:36
And there's one thing, one smallküçük challengemeydan okuma that I have for you,
215
798000
3000
Ve bir şey daha var, sizi biraz zorlayacak bir şeyim var,
13:39
and should make us reflectyansıtmak on the importanceönem of storytellinghikaye anlatımı.
216
801000
4000
ve hikaye anlatımının önemi üzerinde düşünmemizi sağlamalı.
13:43
And I think this is really the themetema of this sessionoturum, toplantı, celse.
217
805000
3000
Ve bence bu oturumun gerçek teması bu.
13:46
Try to imaginehayal etmek a worldDünya where the only goalhedef is foodGıda and a shelterbarınak, but no storieshikayeleri.
218
808000
12000
Tek amacın gıda ve barınma olduğu, hikayesiz bir dünya hayal etmeye çalışın.
13:58
No storieshikayeleri around the campfirekamp ateşi.
219
820000
2000
Kamp ateşinin çevresinde hikayeler anlatılmayacak.
14:00
No legendsefsaneler, no fairytalesPeri masalları.
220
822000
2000
Efsaneler olmayacak, peri masalları.
14:02
Nothing.
221
824000
2000
Hiçbir şey.
14:04
No novelsroman.
222
826000
2000
Romanlar olmayacak.
14:09
DifficultZor, ehha? It's meaninglessanlamsız.
223
831000
2000
Zor değil mi? Anlamsız bu.
14:11
So this is what I really think.
224
833000
3000
İşte gerçek fikrim bu.
14:14
I think that the keyanahtar to a healthysağlıklı societytoplum
225
836000
4000
Bence sağlıklı bir toplumun anahtarı
14:18
is a thrivinggelişen communitytoplum of storytellersöykü anlatan kimse,
226
840000
2000
iyi iş yapan hikaye anlatıcılarının elinde,
14:20
and I think that the NigerianNijerya filmmakersfilm yapımcıları really have provedkanıtlanmış this.
227
842000
5000
ve Nijeryalı film yapımcılarının bunu gerçekten başardığını düşünüyorum.
14:25
I would like you to hearduymak theironların voicessesleri.
228
847000
5000
Onların sesini duymanızı isterim.
14:30
Just a fewaz momentsanlar.
229
852000
3000
Sadece birkaç saniye için.
14:33
It’s not an addedkatma sequencesıra, just some voicessesleri from NollywoodNollywood.
230
855000
5000
İzleyecekleriniz ard arda sıralı değil, sadece Nollywood'dan birkaç ses.
14:38
(VideoVideo) ToyinToyin AlousaAlousa: NollywoodNollywood is the besten iyi thing that can happenolmak to them.
231
860000
2000
Görüntü: Nollywood onların başına gelen en iyi şey.
14:40
If you have an industrysanayi that putskoyar a smilegülümseme on people'sinsanların faceyüz,
232
862000
4000
İnsanların yüzüne gülücük konduran bir endüstri varsa, işte o
14:44
that’s NollywoodNollywood.
233
866000
2000
Nollywood'dur.
14:46
SO: I believe very soonyakında, we’reRe not only going to have better moviesfilmler,
234
868000
3000
İnanıyorum çok yakında, yalnızca daha iyi sinema filmleri değil,
14:49
we'lliyi have that originalorijinal NigerianNijerya moviefilm.
235
871000
3000
orijinal bir Nijerya filmine de sahip olacağız.
14:52
BE: It’s still the sameaynı basictemel themestemalar.
236
874000
2000
Hala aynı basit temalar var.
14:54
Love, actionaksiyon.
237
876000
3000
Aşk, aksiyon.
14:58
But we're tellingsöylüyorum it our ownkendi way, our ownkendi NigerianNijerya way, AfricanAfrika way.
238
880000
5000
Fakat biz bunları kendi dilimizle, Nijerya'nın diliyle, Afrika'nın diliyle anlatıyoruz.
15:04
We have diverseçeşitli cultureskültürler, diverseçeşitli cultureskültürler, there are so manyçok,
239
886000
5000
Bizde çeşitli kültürler var, farklı farklı, o kadar çoklar ki,
15:09
that in the nataldoğum lifetimesyaşam süreleri,
240
891000
3000
bir ömür boyunca
15:12
I don't see us exhaustingyorucu the storieshikayeleri we have.
241
894000
4000
hikayelerimizin tükeneceğini öngörmüyorum.
15:16
FSFS: My job endsuçları here, and the NollywoodNollywood filmmakersfilm yapımcıları really have now to work.
242
898000
7000
FS: Benim görevim burada bitiyor, ve Nollywood'lu film yapımcılarının yapacak çok işi var.
15:23
And I really hopeumut that there will be manyçok, manyçok collaborationsişbirlikleri,
243
905000
3000
Ve gerçekten umut ediyorum, birbirimize birşeyler öğretebileceğimiz
15:28
where we teachöğretmek eachher other things.
244
910000
2000
birçok işbirliği olanaklarına sahip olacağız.
15:30
And I really hopeumut that this will happenolmak.
245
912000
3000
Bunun gerçekleşmesini gönülden umuyorum.
15:33
Thank you very much.
246
915000
1000
Çok teşekkür ederim.
15:34
(ApplauseAlkış)
247
916000
4000
(Alkış)
15:38
ChrisChris AndersonAnderson: Stop. I've got two questionssorular.
248
920000
4000
Chris Anderson. Dur. İki sorum vardı.
15:42
FrancoFranco, you describedtarif edilen this as the world'sDünyanın en thirdüçüncü largesten büyük filmfilm industrysanayi.
249
924000
5000
Franco, bunu dünyanın en büyük üçüncü film endüstrisi olarak tanıttın.
15:47
What does that translateÇevirmek to in termsşartlar of numberssayılar of filmsfilmler, really?
250
929000
3000
Rakamsal olarak ifade edersek, çekilen film sayısı tam olarak ne kadardır?
15:50
FSFS: Oh, yes. I think I mentionedadı geçen brieflykısaca -- it's closekapat to 2,000 filmsfilmler.
251
932000
4000
FS: Ah, evet. Sanırım bundan kısaca bahsetmiştim -- 2,000 adete yakın.
15:54
There is scientificilmi dataveri on this.
252
936000
2000
Bununla ilgili bilimsel veriler var.
15:56
CACA: 2,000 filmsfilmler a yearyıl?
253
938000
2000
CA: Yılda 2,000 film mi?
15:58
FSFS: 2,000 filmsfilmler a yearyıl. 2005 or 6,
254
940000
3000
FS: Yılda 2,000 film. 2005 veya 2006'da,
16:01
the censorsansür boardyazı tahtası has censoredsansür 1,600 filmsfilmler aloneyalnız.
255
943000
6000
sadece sansür kurulunun sansürlediği filmlerin sayısı 1,600 idi.
16:07
And we know that there are more.
256
949000
2000
Ve biz daha fazlasının olduğunu biliyoruz.
16:09
So it’s safekasa to say that there are 2,000 filmsfilmler.
257
951000
2000
O yüzden 2,000 adet olduğunu söylemek yanlış olmaz.
16:11
So imaginehayal etmek 45 filmsfilmler perbaşına weekhafta.
258
953000
2000
Düşünün bir, haftada 45 film.
16:13
There are challengeszorluklar. There are challengeszorluklar.
259
955000
2000
Zorluklar var, zorluklar var.
16:15
There is a gluttokluk of filmfilm,
260
957000
2000
Filmlerde arz fazlası var,
16:17
the qualitykalite has to be raisedkalkık, they need to go to the nextSonraki levelseviye,
261
959000
3000
kalitenin yükseltilmesi lazım, bir sonraki seviyeye çıkmaları gerekir,
16:20
but I’m optimisticiyimser.
262
962000
2000
fakat ben iyimserim.
16:22
CACA: And these arenaren’t filmsfilmler that are primarilyÖncelikle seengörüldü in cinemassinemalar?
263
964000
3000
CA: Bu filmler öncelikli olarak sinemalarda gösterilen filmler değil herhalde?
16:25
FSFS: Oh yes, of coursekurs. This is very importantönemli.
264
967000
3000
FS: Ah evet, kesinlikle. Bu çok önemli.
16:28
Maybe, you know, for you to try to imaginehayal etmek this,
265
970000
2000
Belki de, işte bunu hayal etmenizi sağlamak için,
16:30
these are filmsfilmler that are distributeddağıtılmış directlydirekt olarak in marketspiyasalar.
266
972000
6000
bunlar doğrudan piyasada dağıtımı yapılan filmler değil.
16:36
They are boughtsatın in videovideo shopsdükkanlar.
267
978000
2000
Video dükkanlarından satın alınıyor.
16:38
They can be rentedkiralanmış for penniespeni.
268
980000
2000
Birkaç kuruşa kiralanabilirler.
16:40
CACA: On what formatbiçim?
269
982000
1000
CA: Hangi formatta?
16:41
FSFS: Oh, the formatbiçim -- thank you for the questionsoru. Yes, it's VCDsVCD.
270
983000
3000
FS: Ah, format -- soru için teşekkürler. Evet, VCD'deler.
16:44
It's a CDCD, it's a little bitbit more compressedsıkıştırılmış imagegörüntü.
271
986000
3000
CD yani, biraz daha sıkıştırılmış görüntü içerir.
16:47
They startedbaşladı with VHSVHS.
272
989000
2000
VHS ile başladılar.
16:49
They actuallyaslında didn't wait for, you know, the latestson technologyteknoloji.
273
991000
3000
Aslında, yani, en son teknolojiyi beklemediler.
16:52
They startedbaşladı in '92, '94.
274
994000
2000
'92, '94'de başladılar.
16:54
So there are 57 millionmilyon VCRsVCR in NigeriaNijerya
275
996000
6000
Dolayısıyla Nijerya'da, işte, VHS ve bu VCD'leri
17:00
that playoyun, you know, VHSVHS and these VCDsVCD.
276
1002000
4000
oynatan 57 milyon VCR bulunmakta.
17:04
It's a CDCD basicallytemel olarak. It's a compactkompakt discdisk.
277
1006000
2000
Esasen bir CD bu. Kompakt disk.
17:06
CACA: So on the streetssokaklar, are filmfilm castsyayınları ... ?
278
1008000
2000
CA: Öyleyse yollarda, filmler ...?
17:08
FSFS: You can be in a LagosLagos traffictrafik jamreçel
279
1010000
3000
FS: Lagos'da sıkışık trafikte kalabilirsiniz
17:11
and you can buysatın almak a moviefilm or some bananasmuz or some waterSu. Yes.
280
1013000
5000
ve bir film veya birkaç muz veya biraz su alabilirsiniz. Evet.
17:16
(LaughterKahkaha)
281
1018000
2000
(Gülüşmeler)
17:18
And I have to say, this really proveskanıtlıyor that storytellinghikaye anlatımı,
282
1020000
4000
Ve şunu demem lazım, aslında bu, hikaye anlatımının
17:22
it's a commodityemtia, it's a stapleElyaf.
283
1024000
2000
temel bir ticari ürün olduğunu kanıtlıyor.
17:24
There is no life withoutolmadan storieshikayeleri.
284
1026000
3000
Hikayesiz hayat olmaz.
17:27
CACA: FrancoFranco, thank you so much.
285
1029000
2000
CA: Franco, çok teşekkür ederiz.
Translated by Derya Zeynep Eser
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Franco Sacchi - Filmmaker
Franco Sacchi is the director of This Is Nollywood, the story of Nigeria's massive homegrown film industry.

Why you should listen

Franco Sacchi's film This Is Nollywood represents one of the most compelling and profound stories of self-generated storytelling and commerce in the developing world. Out of nothing springs an industry that is reputed to be the third-largest film industry worldwide.This, says the Zambia-born, Italy-bred documentary filmmaker, is an irresistible story for those looking view Africa from a different perspective.

From the Director's Statement:

We agreed immediately that African actors, directors, and producers should tell their own story in our film without commentary from us or other westerners. Of course, we filmed and edited the Nollywood story with our own sensibilities, but our greatest hope is that the authentic voices of the Nigerian filmmakers will be heard.

Nollywood filmmakers are conscious of the responsibility they have toward their society -- director Bond Emeruwa says they feel an obligation to "put a message in there." But the production of each movie is also an adventure -- overcoming hurdles unimaginable in the West, racing against an impossibly short clock.
 

More profile about the speaker
Franco Sacchi | Speaker | TED.com