ABOUT THE SPEAKER
Deborah Scranton - Filmmaker
The director of the award-winning documentary The War Tapes, Deborah Scranton is committed to using new technology to give people power to tell their own stories.

Why you should listen
Deborah Scranton made her feature film directorial debut with the award-winning documentary THE WAR TAPES, which premiered and won Best Documentary Feature at the 2006 Tribeca Film Festival. Hailed by the New York Times as "raw, honest and moving … one of the formally most radical films of 2006" and described as "the first indispensable Iraq documentary", THE WAR TAPES went on to win Best International Documentary at the 2006 BritDoc Festival, and was shortlisted for an Academy Award in 2007. In 2008, Scranton reprised her ‘virtual embed’ directorial technique in BAD VOODOO’S WAR which was commissioned and broadcast by WGBH/FRONTLINE on PBS during the height of the Iraq War troop surge.

Her second feature EARTH MADE OF GLASS, a political thriller set in post-genocide Rwanda and France, premiered at the 2010 Tribeca Film Festival in Documentary Competition. Broadcast on HBO in April 2011, EARTH MADE OF GLASS was one of six films nominated for Best Documentary Feature of the Year by the Producer’s Guild of America in 2011 and won a Peabody Award the same year.

Scranton was commissioned by HBO for her third feature, WAR DOG: A SOLDIER’S BEST FRIEND which reveals the intimate relationship between U.S. Army Special Operations Command dog handlers and the multi-purpose canines that serve together as human/animal teams in combat around the world. The film had its worldwide HBO broadcast premiere Veteran’s Day weekend November 2017.

Scranton is currently in pre-production on a hybrid documentary film series tracing the history of American and Soviet/Russian military from the American Revolutionary War through the Global War on Terror still underway in Afghanistan.

In 2007, she was a visiting fellow at The Watson Institute for International Studies at Brown University working with the Global Media Project in the Global Security Program. During her fellowship, Scranton created and co-taught a senior seminar on documentary filmmaking and social change. She also created and organized a two day conference, “Front Line, First Person: Iraq War Stories”, which featured speakers representing the direct experience of war.
More profile about the speaker
Deborah Scranton | Speaker | TED.com
TED2007

Deborah Scranton: An Iraq war movie crowd-sourced from soldiers

Deborah Scranton'ın "Savaş Teypleri" üzerine

Filmed:
574,571 views

Film yapımcısı Deborah Scranton, Irak'ta savaşan askerlerin kayda aldığı görüntülerden oluşan belgeseli "Savaş Teypleri" hakkında konuşuyor.
- Filmmaker
The director of the award-winning documentary The War Tapes, Deborah Scranton is committed to using new technology to give people power to tell their own stories. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:26
ThreeÜç yearsyıl agoönce, I got a phonetelefon call, basedmerkezli on an earlierdaha erken filmfilm I had madeyapılmış,
0
1000
3000
Üç yıl önce bir telefon aldım, önceden çektiğim bir filme
00:29
with an offerteklif to embedGöm the NewYeni HampshireHampshire NationalUlusal GuardBekçi.
1
4000
4000
New Hampshire Milli Muhafız Teşkilatını dahil etmeyi önerdiler.
00:33
My ideaFikir -- and literallyharfi harfine, I wokeuyandı up in the middleorta of the night,
2
8000
3000
Bence -- Gerçekten de gecenin bir yarısı uyanıp
00:36
and we'vebiz ettik all have those momentsanlar. You know, you go to sleepuyku --
3
11000
2000
hepimizin başına gelmiştir, hani uyumaya çalışırsın --
00:38
I was excitedheyecanlı, with this phonetelefon call.
4
13000
3000
gelen telefon beni heyecanlandırmıştı.
00:41
I was thinkingdüşünme, I just finishedbitmiş makingyapma anotherbir diğeri filmfilm about WorldDünya WarSavaş IIII vetsVeterinerler,
5
16000
3000
İkinci Dünya Savaşı gazileriyle ilgili bir filmi henüz bitirmiştim
00:44
and I realizedgerçekleştirilen I'd gottenkazanılmış to know theironların storieshikayeleri,
6
19000
2000
ve onların hikayelerini dinlemem gerektiğini fark ettim.
00:46
and I realizedgerçekleştirilen this was a once-in-a-lifetimeyaşam boyu opportunityfırsat
7
21000
4000
Bir savaşçının öyküsünü anlatmanın hayatta bir kere
00:50
to tell a warrior'ssavaşçının storyÖykü as it unfoldedgelişeceğini.
8
25000
2000
ele geçecek bir fırsat olduğunu düşündüm.
00:52
So I wentgitti to bedyatak that night prettygüzel excitedheyecanlı.
9
27000
3000
Hayli heyecan içerisinde yatmaya gittim.
00:55
Not sure of all the detailsayrıntılar, but excitedheyecanlı.
10
30000
5000
İşin ayrıntılarını bilmeden, fakat heyecanlı...
01:00
It wasn'tdeğildi at fourdört in the morningsabah, but it was closeryakın to midnightgece yarısı.
11
35000
2000
Sabahın dördü değildi ama geceyarısına yakın bir zamandı.
01:02
WokeUyandım straightDüz up. Wide-awakeUyanmış as could be.
12
37000
2000
Aniden uyandım. Oldukça ayık bir halde
01:04
And I had this ideaFikir: what if I could, in effectEfekt, virtuallyfiilen embedGöm,
13
39000
3000
şöyle düşündüm: eğer ben askerlerle gerçekçi, dolaysız bir yolla
01:07
and createyaratmak a permeablegeçirgen relationshipilişki with the soldiersaskerler?
14
42000
3000
ve aktarıcı rolünde bir ilişki kursam nasıl olur?
01:10
To tell the storyÖykü from the insideiçeride out, versuse karşı the outsidedışında in?
15
45000
4000
Dıştan içe hikayelere karşılık içten dışa hikayeler anlatsam?
01:14
So, I calleddenilen back MajorBüyük HeilshornHeilshorn,
16
49000
2000
Tekrar Binbaşı Heilshorn'u aradım,
01:16
who'skim the publichalka açık affairsişler officersubay of the NewYeni HampshireHampshire NationalUlusal GuardBekçi.
17
51000
2000
kendisi New Hampshire Milli Muhafız Teşkilatında çalışıyordu.
01:18
And he knewbiliyordum me, so I was like, "GregGreg?"
18
53000
3000
Beni tanıyordu, o yüzden "Greg?" deyip başladım.
01:21
He's like, "Yes, DeborahDeborah?"
19
56000
2000
O da, "Evet, Deborah?" diye karşıladı.
01:23
Told him my ideaFikir, and you know,
20
58000
3000
Fikrimi ona anlattım ve o bu dünya üzerindeki
01:26
he is one of the bravesten cesur menerkekler in the worldDünya,
21
61000
2000
en cesur adamlardan biridir,
01:28
as is GeneralGenel BlairBlair, who, in the endson, gaveverdi me permissionizin to try this experimentdeney.
22
63000
5000
General Blair de öyle, ki sonunda fikrimi denemem için bana şans tanıdı.
01:33
Withinİçinde 10 daysgünler, I was down at FortFort DixDix.
23
68000
2000
On gün içinde, Fort Dix'teydim.
01:35
He gaveverdi me my pickalmak of unitsbirimler.
24
70000
2000
Seçebileceğim birliklerin listesini verdi.
01:37
I pickedseçilmiş one unitbirim -- CharlieCharlie CompanyŞirket, ThirdÜçüncü of the 172ndnd,
25
72000
3000
Aralarından birini -- Charlie Şirketi, 172'nin üçüncüsü,
01:40
they're mountaindağ infantryPiyade -- for two reasonsnedenleri.
26
75000
2000
dağ piyadeleri -- iki nedenden ötürü seçtim.
01:42
One, they're infantryPiyade.
27
77000
2000
İlki piyade oldukları içindi.
01:44
NumberNumarası two, they were going to be basedmerkezli at LSALSA AnacondaAnakonda,
28
79000
3000
İkincisi de, LSA Anaconda'da üs oluşturacakları için,
01:47
so I knewbiliyordum they would have InternetInternet accesserişim.
29
82000
2000
yani internet erişimleri olacağını bildiğim içindi.
01:49
The caveatbilmeniz gereken for my accesserişim was I had to get the soldiersaskerler to volunteergönüllü.
30
84000
2000
Geriye bir tek askerleri bu iş için ikna etmek kalıyordu.
01:51
This was a bigbüyük thing that
31
86000
2000
Bu kısım önemliydi,
01:53
I think when MajorBüyük H told me,
32
88000
2000
Binbaşı H. bana bunu söylediğinde
01:55
I wasn'tdeğildi really totallybütünüyle gatheringtoplama what that would mean.
33
90000
3000
ne demek istediğini pek anlamamıştım.
01:58
So what that meantdemek was, when I wentgitti down to FortFort DixDix,
34
93000
2000
Şöyle ki, ben Fort Dix'e gittiğimde
02:00
I had to hopHop out in frontön of 180 guys and tell them of my visionvizyon.
35
95000
4000
180 tane adamın önüne çıkıp hayalimdekinden söz etmem gerekiyordu.
02:04
You can imaginehayal etmek the hailstormHailStorm of questionssorular I got.
36
99000
2000
Tutulduğum soru yağmurunu tahmin edebilirsiniz.
02:06
The openingaçılış one was,
37
101000
2000
İlk gelen şöyleydi,
02:08
"What the fuckKahretsin do you know about the NationalUlusal GuardBekçi?"
38
103000
2000
"Seni adi, Milli Muhafız Teşkilatının ne olduğunu sanıyorsun?"
02:11
I startedbaşladı with the 1607 MassachusettsMassachusetts BayBay ColonyKoloni PequotPequot IndianHint WarsSavaşları.
39
106000
5000
1607 Massachusetts Körfez Kolonisi Hint Savaşları ile
02:16
GaveVerdi them about a ninedokuz minutedakika responsetepki,
40
111000
3000
başlayıp dokuz dakikakılık bir açıklama yaptım,
02:19
and there we wentgitti.
41
114000
2000
sonra da işe koyulduk.
02:21
So, I'd like to showgöstermek the clipklips of the filmfilm.
42
116000
3000
Filmden bir bölüm göstermek istiyorum.
02:24
It's our trailerrömork, because I know, obviouslybelli ki you guys are busymeşgul,
43
119000
3000
Bu fragmanı. Çoğunuzun işi başından aşkın olduğu için
02:27
manyçok of you mayMayıs ayı not have had a chanceşans to see it.
44
122000
2000
izlemeye fırsat bulamamış olabilirsiniz.
02:29
So, I want to showgöstermek the trailerrömork,
45
124000
2000
Fragmanı izletmek istiyorum,
02:31
and then I'm going to take apartayrı one scenefaliyet alani, sahne in detaildetay.
46
126000
3000
sonra da bir sahneyi özellikle ele alacağım.
02:34
If we could rollrulo?
47
129000
2000
Başlatabilir miyiz?
02:43
(VideoVideo) StephenStephen PinkPembe: This is SergeantÇavuş StephenStephen PinkPembe.
48
138000
1000
Stephen Pink: Ben Astsubay Stephen Pink.
02:44
MichaelMichael MoriartyMoriarty: SpecialistUzman MichaelMichael MoriartyMoriarty.
49
139000
2000
Michael Moriarty: Uzman Çavuş Michael Moriarty.
02:46
ZackZack BazziBazzi: Do I really want to go? ProbablyMuhtemelen not.
50
141000
2000
Zack Bazzi: Gitmeyi istiyor muyum? Hayır.
02:50
SoldierAsker: We're not supposedsözde to talk to the mediamedya.
51
145000
2000
Asker: Habercilerle konuşmamamız gerekiyor.
02:52
SPSP: I'm not the mediamedya, dammitLanet olsun!
52
147000
1000
SP: Ben haberci değilim be!
02:56
MMMM: The day is here. Life will changedeğişiklik.
53
151000
2000
MM: Günü geldi. Hayat değişecek.
02:58
VoiceSes: The realgerçek dealanlaştık mı, man! NarratorEkran okuyucusu: You readyhazır?
54
153000
2000
Ses: İşte bu, adamım! Anlatıcı: Hazır mısınız?
03:00
SoldierAsker: BringGetir it on! NarratorEkran okuyucusu: You readyhazır? VoiceSes 2: IraqIrak, here we come!
55
155000
4000
Asker: Hem de nasıl! Anlatıcı: Sen? İkinci Ses: Irak, biz geliyoruz!
03:06
ZBZB: EveryHer soldierasker eventuallysonunda wants to go in combatsavaş.
56
161000
2000
ZB: Her asker çatışma alanında bulunmak ister.
03:08
It's naturaldoğal instinctiçgüdü.
57
163000
1000
Bu içgüdüseldir.
03:09
SPSP: If you let fearkorku get to you,
58
164000
2000
SP: Eğer korkuna yenik düşersen,
03:11
then you're not going to be doing your job.
59
166000
2000
o zaman işini de yapamazsın.
03:13
MMMM: EveryHer singletek time you go out there, there's attackssaldırılar.
60
168000
2000
MM: Dışarı çıktığın her saniye, saldırı olur.
03:15
It's unbelievableInanılmaz.
61
170000
2000
Şaka gibi.
03:19
ZBZB: Hey, NestorNestor, your asseşek crackçatlak is right in my faceyüz.
62
174000
3000
ZB: Hey, Nestor, kıçının çatalı karşımda duruyor.
03:24
SoldiersAskerler: IVIV! Are we on fireateş? IVIV!
63
179000
2000
Askerler: IV! Ateş altında mıyız? IV!
03:26
Man down! Man down!
64
181000
4000
Yaralı var! Yaralı var!
03:30
MMMM: Keep going, brothererkek kardeş. You wannaYapmak isterim playoyun?
65
185000
1000
MM: Devam et, kardeşim. Oyun mu istiyorsun?
03:33
MichaelMichael Moriarty'sMoriarty'nın WifeKarısı: It's really hardzor for him to not have his dadbaba.
66
188000
2000
Michael Moriarty'nin Karısı: Babasının olmayışı onun için çok zor.
03:36
MMMM: This little kidçocuk is in the middleorta of a warsavaş zonebölge.
67
191000
3000
MM: Şuradaki çocuk savaş alanının ortasında duruyor.
03:42
StephenStephen Pink'sPink'in GirlfriendKız arkadaşı: In the beginningbaşlangıç, he's like, "WriteYazma something dirtykirli!"
68
197000
3000
Stephen Pink'in Kız arkadaşı: "Müstehcen şeyler yaz." diye başlıyor.
03:46
GeorgeGeorge W. BushBush: The world'sDünyanın en newestEn yeni democracydemokrasi.
69
201000
2000
George W. Bush: Yeni dünya demokrasisi.
03:52
MMMM: They're shootingçekim at me.
70
207000
2000
MM: Bana ateş ediyorlar.
03:54
SPSP: You don't put 150,000 troopsasker in there,
71
209000
2000
SP: 150.000 bölüğü buraya getirip
03:56
and say we're there to createyaratmak democracydemokrasi.
72
211000
2000
demokrasi yapacağız diyemezsin.
03:58
SoldierAsker: We'veBiz ettik got a drivesürücü throughvasitasiyla windowpencere at BurgerBurger KingKral now.
73
213000
2000
Asker: Şu an Burger King'de mola verdik.
04:00
SPSP: We're here to createyaratmak moneypara.
74
215000
2000
SP: Buraya para yapmaya geldik.
04:02
MMMM: I supportdestek GeorgeGeorge BushBush. We're not there for the oilsıvı yağ.
75
217000
2000
MM: George Bush'u destekliyorum. Petrolü için gelmedik.
04:05
JonJon BarilBaril: The worsten kötü thing in my life.
76
220000
2000
Jon Baril: Hayatımdeki en berbat şey.
04:07
SPSP: BarilBaril, don't look at it, budBud.
77
222000
2000
SP: Barid, bakma oraya, dostum.
04:09
MichaelMichael Moriarty'sMoriarty'nın WifeKarısı: He's not the sameaynı personkişi anymoreartık.
78
224000
2000
Michael Moriarty'nin Karısı: Artık aynı kişi değil.
04:11
MMMM: I will not go back.
79
226000
2000
MM: Geri dönmeyeceğim.
04:16
KevinKevin ShangrawShangraw: The IraqiIrak people are who we are there to help --
80
231000
2000
Kevin Shangraw: Oraya yardıma gelen Iraklılar --
04:18
and we just killedöldürdü one.
81
233000
1000
az evvel birini öldürdük.
04:19
SoldiersAskerler: SergeantÇavuş SmithSmith is down! SergeantÇavuş SmithSmith is down?
82
234000
3000
Askerler: Çavuş Smith yaralı! Çavuş Smith yaralanmış mı?
04:22
There they are! Right there! FireYangın, fireateş!
83
237000
3000
Oradalar! Tam oradalar işte! Ateş, ateş edin!
04:32
JBJB: It'llİtll ' be a better countryülke in 20 yearsyıl, 'causeÇünkü we were there.
84
247000
4000
JB: Bizim sayemizde 20 yıl içinde daha iyi bir ülkeye dönüşecek.
04:36
I hopeumut.
85
251000
1000
Umarım.
04:48
(ApplauseAlkış) DeborahDeborah ScrantonScranton: Thank you.
86
263000
1000
Deborah Scranton: Teşekkür ederim.
04:49
One of the things I'd like to talk to you about
87
264000
3000
Size sözünü etmek istediğim şeylerden biri
04:52
is havingsahip olan a conversationkonuşma about something that is difficultzor to talk about.
88
267000
4000
konuşulması zor bir konudan söz etmek.
04:56
And I'd like to relateilgili an experiencedeneyim I had here at TEDTED.
89
271000
3000
TED'de başıma gelen bir olaya bağlayacağım.
04:59
I don't know how manyçok of you mightbelki imaginehayal etmek it,
90
274000
3000
Burada kaç kişi tahmin edebilirdi bilmiyorum,
05:02
but there's actuallyaslında a TEDsterTEDci who recentlyson günlerde got back from IraqIrak.
91
277000
5000
ama aramızda Irak'tan yeni dönmüş bir TED'ci var.
05:07
PaulPaul? Come on, standdurmak up.
92
282000
2000
Paul? Hadi, ayağa kalksana.
05:09
This is PaulPaul AnthonyAnthony.
93
284000
2000
Karşınızda Paul Anthony.
05:11
He servedhizmet -- (ApplauseAlkış) -- with the MarinesDenizciler,
94
286000
5000
Deniz Kuvvetlerinde görev yaptı.
05:16
and I want to tell you a little, briefkısa storyÖykü.
95
291000
4000
Size kısacık bir öykü anlatmak istiyorum.
05:20
We were one of the luckyşanslı onesolanlar
96
295000
2000
Biz sınıflara Sony kameralar ve
05:22
to get in the classsınıf with the SonySony cameraskameralar and the VistaUzak manzara softwareyazılım.
97
297000
4000
Vista yazılımlarıyla girebilen şanslı kesimdendik.
05:26
Right? And we startedbaşladı talkingkonuşma.
98
301000
1000
Değil mi? Sonra da sohbete koyulduk.
05:27
People will see my tagetiket, and they'llacaklar see "The WarSavaş TapesBantlar,"
99
302000
2000
İnsan rozetime bakıp "Savaş Teypleri"ni görünce
05:29
and then we'lliyi startbaşlama talkingkonuşma about warsavaş.
100
304000
2000
savaştan söz etmeye başladık.
05:31
We got in a conversationkonuşma with some other people in the classsınıf,
101
306000
4000
Sınıftaki diğer kişilerle de konuşmaya katıldı,
05:35
and it wentgitti on and on.
102
310000
2000
işte böyle devam etti.
05:37
I mean, we were there for an hoursaat, talkingkonuşma.
103
312000
2000
Bir saat boyunca konuşup durduk.
05:39
And it really highlightedvurgulanmış something that I would like to asksormak
104
314000
2000
Bunlar size de sormak istediğim, düşünmenizi istediğim
05:41
you guys to think about and hopefullyinşallah to help with,
105
316000
4000
ve yardım etmeyi umduğum bir konuya temas etti.
05:45
whichhangi is, I think a lot of us are very afraidkorkmuş to have conversationskonuşmaları about warsavaş,
106
320000
3000
Şöyle ki, ben birçoğumuzun savaş ve politika hakkında konuşmaktan
05:48
and about politicssiyaset.
107
323000
1000
çekindiğini düşünüyorum.
05:49
And really -- because maybe we're going to disagreekatılmıyorum.
108
324000
2000
Belki fikir ayrılığı yaşayacağız.
05:51
Maybe it's going to get uncomfortablerahatsız.
109
326000
2000
Belki ortam gerilecek.
05:53
How do we openaçık it up to really be ableyapabilmek to have a conversationkonuşma?
110
328000
4000
Gerçekten karşılıklı bir konuşma için nasıl başlayacağız?
05:57
And you know, PaulPaul was talkingkonuşma,
111
332000
5000
Paul bir şeylerden bahsediyordu,
06:02
and he then turneddönük to ConstanceConstance and said,
112
337000
3000
sonra Constance'a dönüp
06:05
"You know, I wouldn'tolmaz have this conversationkonuşma if she weren'tdeğildi here,
113
340000
3000
"Eğer o burada olmasaydı bu konuşmayı yapmazdım,
06:08
because I know she has my back."
114
343000
2000
çünkü arkamı kolladığını biliyorum." dedi.
06:10
And I want to say, I was nervoussinir.
115
345000
2000
O an kaygılı olduğumu söylemeliyim.
06:12
Because I'm used to doing Q&As.
116
347000
2000
Soru-Cevap etkinliklerine alışkınım.
06:14
I really relatedilgili to what JamesJames was sayingsöz yesterdaydün,
117
349000
1000
Dün James'in söylediklerini kendime yakın buldum,
06:15
because I'm behindarkasında the camerakamera.
118
350000
2000
çünkü ben kameranın arkasındayım.
06:17
You know, I can answerCevap questionssorular about my moviefilm,
119
352000
2000
Yani, filmim ilgili soruları cevaplayabilirim
06:19
but for me to come up and talk for 18 minutesdakika is a really long time.
120
354000
2000
ama çıkıp 18 dakika boyunca konuşmak gerçekten uzun bir süre.
06:21
So, I wanted to say, PaulPaul, I'm happymutlu you're here,
121
356000
3000
O yüzden, Paul, burada olduğun için mutluyum
06:24
because I know you have my back.
122
359000
2000
çünkü arkamı kolladığını biliyorum.
06:27
This filmfilm was not about the InternetInternet,
123
362000
2000
Bu film internet ile alakalı değildi
06:29
but it could not have been madeyapılmış withoutolmadan it.
124
364000
3000
fakat o olmadan da gerçekleşemezdi.
06:32
The guys'çocuklar tapesbantlar on averageortalama tookaldı two weekshaftalar to get from IraqIrak to me.
125
367000
3000
Bu teyplerinin Irak'tan bana ulaşması yaklaşık iki hafta sürdü.
06:35
In the meantimebu arada, the soldiersaskerler -- we would emailE-posta and IMIM.
126
370000
4000
Bu arada, askerlerle e-posta ve IM aracılığıyla görüştük.
06:39
I didn't savekayıt etmek all of them,
127
374000
4000
Hepsini saklamadım,
06:43
because I didn't realizegerçekleştirmek at the beginningbaşlangıç
128
378000
2000
çünkü en başta bunların kaydını tutmak
06:45
that it would be something that I would want to keep trackiz of.
129
380000
3000
isteyeceğim şeyler olduklarını fark etmemiştim.
06:48
But there were 3,211 emailse-postalar and IMsIMS and textMetin messagesmesajları
130
383000
5000
Fakat 3.211 e-posta, anlık ileti ve cep telefonu mesajı
06:53
that I was ableyapabilmek to savekayıt etmek.
131
388000
2000
kadarını kurtarabildim.
06:55
The reasonneden I quantifyölçmek that is because we really embarkedgirişti on this as a mutualkarşılıklı journeyseyahat
132
390000
7000
Bu hesabı yapmamın nedeni daha derine inebilmek adına bunu iki yönlü bir yolculuk
07:02
to really get insideiçeride of it.
133
397000
2000
olarak yürütmüş olmamız.
07:04
So I wanted to showgöstermek you a clipklips,
134
399000
2000
Size bir bölüm izletmek istiyorum,
07:06
and then I was going tell you a little bitbit of how it got put togetherbirlikte.
135
401000
3000
sonra da hangi şartlarda çekildiğinden söz edeceğim.
07:09
If we could rollrulo the clipklips.
136
404000
1000
Başlatalım.
07:11
(VideoVideo) SPSP: TodayBugün is sportspor. [UnclearBelirsiz] RadioRadyo: [UnclearBelirsiz] ChristianHıristiyan soldiersaskerler.
137
406000
3000
SP: Bugünün sporu. Radyo: Hristiyan askerler.
07:14
SPSP: We like to give these insurgentsİsyancılar a fairadil chanceşans.
138
409000
4000
SP: Bu isyancılara eşitlik tanıyalım dedik.
07:18
So, what we do, we ridebinmek with the windowspencereler down.
139
413000
3000
Şöyle yapacağız, kepenkleri indirmeden gideceğiz.
07:21
Because, you know, we obviouslybelli ki have the advantageavantaj. I'm just kiddingdalga geçmek.
140
416000
6000
Çünkü üstünlüğü elimizde tutuyoruz. Şaka yapıyorum.
07:27
We don't fuckingkahrolası ridebinmek with the goddamLanet olası windowspencereler down.
141
422000
2000
Tabii ki kepenkleri indirmeden sürecek değiliz.
07:30
It's not truedoğru. Very unsafegüvenli olmayan.
142
425000
5000
Doğru olmaz. Çok tehlikeli.
07:36
WhoaVay canına.
143
431000
1000
Oha.
07:37
SoldierAsker: Right there.
144
432000
1000
Asker: İşte orada.
07:39
SPSP: All right, let's get over to that siteyer.
145
434000
3000
SP: Tamam, oraya doğru gidelim.
07:43
Be advisedtavsiye, we're leavingayrılma TajiTaji right now.
146
438000
3000
Hazırlıklı olun, Taji'den ayrılıyoruz.
07:46
We believe that the blastüfleme was right outsidedışında the gatekapı of TajiTaji,
147
441000
4000
Patlamanın Taji kapısının hemen dışarısında olduğunu sanıyoruz,
07:50
we're headingbaşlık to that locationyer now.
148
445000
2000
o tarafa doğru yol alıyoruz.
07:54
SoldierAsker: That's a fuckingkahrolası cararaba bombbomba!
149
449000
2000
Asker: Lanet olası bir araba bombası!
07:56
SoldierAsker: MotherfuckersOrospu çocukları!
150
451000
1000
Asker: Şerefsizler!
07:57
SoldiersAskerler: Get your vestyelek on!
151
452000
2000
Askerler: Yeleklerinizi giyin
07:59
Hey, get over the fuckingkahrolası -- yeah, yeah.
152
454000
2000
Şu lanet şeyi geç -- peki, peki.
08:01
Any one-fourbir-dört elementselementler get to the gatekapı!
153
456000
2000
Bir-dört elemanlarından birini getirin!
08:03
SPSP: SheriffŞerif one-six1-6, or any one-fourbir-dört elementselementler,
154
458000
3000
SP: Şef bir-altı ya da bir-dörtlerden birini,
08:06
we need you at the gatekapı of TajiTaji right now, over.
155
461000
3000
Taji kapısında sana ihtiyacımız var.
08:09
SoldierAsker: I'll walkyürümek you throughvasitasiyla it.
156
464000
2000
Asker: Seni geçireceğim buradan.
08:11
(VoicesSesler)
157
466000
6000
Asker: Seni geçireceğim buradan.
08:17
SPSP: StayKonaklama lowdüşük. HeadKafa over to the right.
158
472000
3000
SP: Eğilin. Sağa doğru sür.
08:20
Get your bagsırt çantası, get your bagsırt çantası!
159
475000
3000
Çantanı al, çantanı!
08:24
(ScreamsÇığlıklar)
160
479000
5000
Çantanı al, çantanı!
08:29
SPSP: It was masskitle casualtieskayıplar.
161
484000
2000
SP: Bir sürü zaiyat vardı.
08:31
ProbablyMuhtemelen 20 deadölü, at leasten az 20 or 30 woundedyaralı IraqisIraklılar.
162
486000
4000
Muhtemelen 20 ölü, en az 20 ya da 30 yaralı Iraklı.
08:42
SPSP: It just lookedbaktı like, you know,
163
497000
2000
SP: Nasıl desem, sanki biri
08:44
someonebirisi had thrownatılmış a quarterçeyrek throughvasitasiyla a guy,
164
499000
2000
adamın üstüne bir karargah göndermişti
08:46
and it was just like -- there was no bloodkan cominggelecek from the shrapnelşarapnel woundsyaralar.
165
501000
3000
ve sanki -- şarapnel kesiklerinden kan akmıyordu.
08:49
Everything was cauterizeddağlanmış,
166
504000
2000
Her şey parçalanmıştı,
08:51
and it was just like there was a voidgeçersiz going throughvasitasiyla the bodyvücut.
167
506000
4000
sanki vücudundan boşluklar geçiyordu.
08:55
This is the scenefaliyet alani, sahne northkuzeyinde.
168
510000
3000
Bu da kuzey tarafı.
08:59
They just removedçıkarıldı a burntyanmış bodyvücut, or halfyarım a bodyvücut from here.
169
514000
4000
Az önce yanmış bir cesedi götürdüler, hatta yarım cesedi.
09:03
I don't think there was anything left from his abdominalKarın down.
170
518000
4000
Belden aşağısı hiç yoktu sanırım.
09:10
This is bloodkan.
171
525000
3000
İşte kan.
09:13
And you know, you walkyürümek,
172
528000
2000
Burada yürürken derinin
09:15
and you hearduymak the piecesparçalar of skincilt.
173
530000
5000
parçalarını duyabiliyorsun.
09:20
And that's it, that's all that's left.
174
535000
3000
Hepsi bu, geriye kalan bu.
09:23
I rememberhatırlamak givingvererek threeüç IVsIVs, bandagingbandaj severalbirkaç woundedyaralı.
175
538000
3000
Üç serum taktığımı, birkaçının yaralarını sardığımı anımsıyorum.
09:26
SoldiersAskerler sittingoturma in the cornerköşe of a sandbagkum torbası wallduvar, shakingsallama and screamingbağıran.
176
541000
5000
Kum torbalarının üzerine oturmuş titreyen, çığlık atan askerleri...
09:31
MedicsSağlık görevlilerinin who were terrifieddehşete and couldn'tcould performyapmak.
177
546000
3000
Dehşete düşmüş, donup kalmış sağlıkçıları...
09:35
I latersonra heardduymuş that IraqiIrak casualtieskayıplar were not to be treatedişlenmiş in TajiTaji.
178
550000
6000
Sonradan duydum ki Iraklı yaralılar Taji'de tedavi görememiş.
09:41
They can work on the postposta for penniespeni, but can't dieölmek there.
179
556000
3000
Birkaç kuruş için posta işini yaparlar ama burada ölmeleri yasak.
09:44
They'veOnlar ettik got to dieölmek outsidedışında.
180
559000
3000
Dışarıda bir yerde ölmeleri gerek.
09:49
If one of those incompetentbeceriksiz medicaltıbbi officersgörevlileri told me to stop treatmenttedavi,
181
564000
4000
Eğer o beceriksiz sağlıkçılardan biri bana işlemi durdurmamı söyleseydi,
09:53
I would'veolurdu slityarık his throatboğaz right there.
182
568000
3000
oracıkta boğazını keserdim.
10:06
21:00 hourssaatler, and it's just our squadkadrosu
183
581000
2000
Saat akşam dokuz ve bir tek bizim ekip
10:08
going throughvasitasiyla today'sbugünkü eventsolaylar in our headskafalar,
184
583000
3000
elinde olmadan bugün yaşananları
10:11
whetherolup olmadığını we want to or not.
185
586000
3000
kafasından geçiriyor.
10:14
NewsHaberler AnchorÇapa: More violenceşiddet in IraqIrak.
186
589000
2000
Haber spikeri: Irak'ta dehşet sürüyor.
10:16
TwinTek Kişilik suicideintihar cararaba bombingsbombalama killedöldürdü eightsekiz IraqisIraklılar and woundedyaralı dozensonlarca more
187
591000
4000
Bağdat'ın kuzeyinde bir koalisyon üssünde iki patlayıcı araç kendini imha ederek
10:20
nearyakın a coalitionkoalisyon basebaz northkuzeyinde of BaghdadBağdat.
188
595000
2000
sekiz Iraklı'nın ölümüne ve birçok yaralanmaya yol açtı.
10:22
SPSP: We madeyapılmış the newshaber.
189
597000
1000
SP: Haberlere çıktık.
10:23
I feel exploitedistismar and proudgururlu at the sameaynı time.
190
598000
2000
Kendimi hem kullanılmış hem gururlu hissediyorum.
10:25
I've lostkayıp all faithinanç in the mediamedya --
191
600000
2000
Medyaya güvenimi tümüyle yitirdim --
10:27
a haplessbahtsız jokeşaka I would much ratherdaha doğrusu laughgülmek at than becomeolmak a partBölüm of.
192
602000
5000
bir parçası olmaktansa gülüp geçmek isteyeceğim bir talihsizlik.
10:32
I should really thank God for savingtasarruf my luckyşanslı asseşek.
193
607000
3000
Benim kıçımı kurtardığı için Tanrı'ya şükretmeliyim.
10:35
I'll do that, then I'm gonna jerkpislik off.
194
610000
2000
Bunu yapıp sonra da otuz bir çekeceğim.
10:37
Because these pagessayfalar smellkoku like LindsLinds,
195
612000
2000
Çünkü bu sayfalar Linds gibi kokuyor
10:39
and there won'talışkanlık be any time for jerkingGizli çekim off tomorrowyarın.
196
614000
3000
ve yarın bu işi yapmak için vakit olmayacak.
10:42
AnotherBaşka bir missionmisyon at 06:00.
197
617000
2000
Sabah 6'da bir başka görev.
10:48
DSDS: Now -- (ApplauseAlkış) -- thanksTeşekkürler.
198
623000
4000
DS: Teşekkürler.
10:52
When I said earlierdaha erken, to try and tell a storyÖykü from the insideiçeride out, versuse karşı the outsidedışında in --
199
627000
5000
Daha önce içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye hikayeler taşımak diye belirttiğim --
10:57
partBölüm of what ChrisChris said so eloquentlyikna edici in his introductionGiriş -- is this meldingFizik.
200
632000
5000
Chris'in de tanıtımında çok iyi bir şekilde ifade ettiği -- işte bu karışım.
11:02
It's a newyeni way of tryingçalışıyor to make a documentarybelgesel.
201
637000
3000
Bu yeni bir belgesel yapım tekniği.
11:05
When I metmet the guys, and 10 of them agreedkabul to take cameraskameralar --
202
640000
4000
Onlarla tanıştığımda, 10 tanesi kameraları almayı kabul etti --
11:09
in totalGenel Toplam, 21 endedbitti up filmingfilme.
203
644000
2000
toplam 21 kişi filmi çekti.
11:11
FiveBeş soldiersaskerler filmedfilme the entiretüm time.
204
646000
2000
Beş asker sürekli kayıt tuttu.
11:13
There are threeüç featuredSeçme in the filmfilm.
205
648000
2000
Üç açıdan bakan bir film oldu.
11:15
The way I learnedbilgili about TajiTaji was SteveSteve PinkPembe sentgönderilen me an emailE-posta,
206
650000
4000
Taji'yi konusunu öğrenmem şöyle oldu, Steve Pink bana bir e-posta yolladı
11:19
and in it, attachedekli a photoFotoğraf of that burnedyanmış bodyvücut out at the cararaba.
207
654000
3000
ve içinde o arabanın yanında yanmış cesedin fotoğrafı vardı.
11:22
And the toneton from the emailE-posta was,
208
657000
2000
E-postadan da anlaşılıyordu ki
11:24
you know, it had been a very badkötü day, obviouslybelli ki.
209
659000
3000
hayli kötü bir gün yaşanmıştı.
11:27
And I saw in my IMIM windowpencere that MikeMike MoriartyMoriarty was at the basebaz.
210
662000
4000
IM penceremde Mike Moriarty'nin üste olduğunu gördüm.
11:31
So, I pingedping işlemi MikeMike and I said,
211
666000
2000
Mike'a şöyle yazdım,
11:33
"MikeMike, can you please go get that interviewröportaj with PinkPembe?"
212
668000
3000
"Mike, acaba Pink ile röportaj yapabilir misin?"
11:36
Because the thing that very oftensık sık is missingeksik is,
213
671000
2000
Çünkü çoğunlukla askeriyede eksik olan şey
11:38
in the militaryaskeri what they call "hotSıcak washyıkama."
214
673000
2000
"sıcağı sıcağına" dedikleri şeydir.
11:40
It's that immediateacil interviewröportaj after something immediatelyhemen happensolur, you know.
215
675000
3000
Bir şey olduktan sonra vakit geçirmeden yapılan röportajdır.
11:43
And if you let time go by,
216
678000
2000
Eğer üzerinden zaman geçerse,
11:45
it kindtür of softensyumuşatır and smoothsdüzgünleştirir the edgeskenarları.
217
680000
2000
bir bakıma kaybolur, etkisini yitirir.
11:47
And for me, I really wanted that.
218
682000
3000
Benim de istediğim buydu.
11:50
So, in ordersipariş to get the intimacysamimiyet,
219
685000
2000
O yüzden o duyguyu yakalamak için,
11:52
to sharepay that experiencedeneyim with you, the guys --
220
687000
3000
sizinle paylaşmak için, iki kişi --
11:55
the two mostçoğu popularpopüler mountsbağlar --
221
690000
2000
en iyi iki montajcı --
11:57
there was a camerakamera on the turrettaret, the guntabanca turrettaret,
222
692000
2000
kulenin üzerinde bir kamera vardı, silah kulesi,
11:59
and then on the dashboardPano of the HumveeHummer'ı olmayan.
223
694000
2000
bir de Humvee'nin gösterge panosunda.
12:01
MostÇoğu of the HumveesHumvees, we endedbitti up mountingMontaj two cameraskameralar in them.
224
696000
5000
Çoğu Humvee'de içlerinde iki kamera yerleştirdik.
12:06
So you get to experiencedeneyim that in realgerçek time, right?
225
701000
4000
O ana tanık olmalısın, değil mi?
12:10
The interviewröportaj that you see is the one that MikeMike wentgitti and did
226
705000
4000
Bu gördüğünüz Mike'ın oraya gidip 24 saat içerisinde
12:14
withiniçinde 24 hourssaatler of that episodeBölüm happeningolay.
227
709000
3000
olanlar ile ilgili yapmış olduğu röportaj.
12:17
SteveSteve PinkPembe readingokuma his journaldergi
228
712000
2000
Steve Pink günlüğünü okuması
12:19
happenedolmuş fivebeş monthsay after he camegeldi home.
229
714000
2000
eve geldikten beş ay sonra gerçekleşti.
12:21
I knewbiliyordum about that journaldergi, but it was very, very privateözel.
230
716000
2000
O günlükten haberim vardı, fakat çok özel bir şeydi.
12:23
And you know, you earnkazanmak someone'sbirisi var trustgüven,
231
718000
3000
Özellikle belgesel çekimi işlerinde karşılıklı
12:26
especiallyözellikle in docDoktor filmmakingfilm yapımı, throughvasitasiyla your relationshipilişki.
232
721000
3000
ilişkilerde güven kazanırsınız.
12:29
So, it wasn'tdeğildi untila kadar fivebeş monthsay after he was home
233
724000
3000
O yüzden beş ay geçene kadar
12:32
that he would readokumak that journaldergi.
234
727000
2000
günlüğünü okumamıştı.
12:34
Now, the newshaber footagekamera görüntüsü I put in there to try to showgöstermek --
235
729000
4000
Oraya koyduğum haber metrajı --
12:38
you know, I think mainstreamana akım mediamedya triesçalışır to do the besten iyi they can
236
733000
4000
yani bence yaygın basın medya elinden gelenin en iyisini
12:42
in the formatbiçim that they have.
237
737000
2000
yapmaya çalışıyor.
12:44
But the thing that I know you all have heardduymuş a lot of timeszamanlar,
238
739000
2000
Fakat şu var, sizin de defalarca duyduğunuzu düşündüğüm,
12:46
AmericanAmerikan soldiersaskerler sayingsöz,
239
741000
2000
Amerikan askerlerinin şu sözleri:
12:48
"Why don't they talk about the good stuffşey that we do?"
240
743000
2000
"Bizim yaptığımız iyi şeylerden niye söz etmiyorlar?"
12:50
OK, this is a perfectmükemmel exampleörnek.
241
745000
3000
İşte harika bir örneği.
12:53
Pink'sPink'in squadkadrosu and anotherbir diğeri squadkadrosu spentharcanmış theironların entiretüm day outsidedışında the wiretel.
242
748000
4000
Pink'in bölüğü ve bir başka bölük tüm günlerini tel örgülerin dışında geçirdi.
12:57
They didn't have to go outsidedışında the wiretel.
243
752000
2000
Orada olmaları gerektiğinden değil.
12:59
There were not AmericansAmerikalılar hurtcanını yakmak out there.
244
754000
2000
Dışarıda yardım bekleyen Amerikalılar yoktu.
13:01
They spentharcanmış theironların entiretüm day outsidedışında the wiretel tryingçalışıyor to savekayıt etmek IraqiIrak liveshayatları --
245
756000
5000
Tüm günlerini dışarıda Iraklıların hayatını kurtarmaya çalışarak geçirdiler --
13:06
the IraqisIraklılar who work on the postposta.
246
761000
2000
posta işinde çalışan Iraklıları.
13:08
So, when you mayMayıs ayı hearduymak soldiersaskerler complainingşikayetçi,
247
763000
3000
O yüzden askerleri şikayet ederken duyarsanız
13:11
that's what they're talkingkonuşma about, you know?
248
766000
2000
bundan söz ettiklerini bilin.
13:13
And I think it's suchböyle an amazingşaşırtıcı gifthediye that they would sharepay this
249
768000
4000
Bence bunu paylaşmaları, bir köprü kurma açısından
13:17
as a way of bridgingKöprü oluşturma.
250
772000
2000
müthiş bir armağan.
13:19
And when I talk about that polaritypolarite I get at so manyçok differentfarklı Q&As,
251
774000
5000
Birçok soru-cevap konferansında bu kutuplaşma üzerine konuştuğumda
13:24
and people are really opinionatedinatçı.
252
779000
2000
insanlar çok önyargılılar.
13:26
But it seemsgörünüyor like people don't want to hearduymak so much,
253
781000
2000
Fakat görünen o ki insanlar daha fazlasını duymaya istekli değiller,
13:28
or listen, or try to have an exchangedeğiş tokuş.
254
783000
2000
dinlemeye ya da paylaşmaya...
13:30
And I'm as fieryateşli as the nextSonraki personkişi, but I really think --
255
785000
3000
Ben de diğer kişi kadar hassasım, fakat bence --
13:33
you know, differentfarklı speakershoparlörler have talkedkonuştuk about theironların concernilgilendirmek for the worldDünya,
256
788000
5000
farklı kişiler dünya hakkında görüşlerini dile getirdiler
13:38
and my concernilgilendirmek is that we have to have these conversationskonuşmaları.
257
793000
3000
ve benim görüşüme göre de bu konuşmaların yapılması gerekli.
13:41
And we have to be ableyapabilmek to go into scarykorkutucu placesyerler where we mayMayıs ayı, you know,
258
796000
4000
Bildiğimizi sandığımız zaman bile o ürkütücü yerlere
13:45
we think we know.
259
800000
2000
gidebilmeliyiz.
13:47
But we just have to leaveayrılmak that little bitbit of opennessaçıklık, to know.
260
802000
4000
Öğrenmek için birazcık daha açık fikirli olabilmeliyiz.
13:51
There's suchböyle a disconnectbağlantıyı kes.
261
806000
2000
İletişim kopukluğu var.
13:53
And for me, it's tryingçalışıyor to bridgeköprü that disconnectbağlantıyı kes.
262
808000
5000
Ben de bu kopukluğu tamire çalışıyorum.
13:58
I'll sharepay one storyÖykü.
263
813000
2000
Bir hikaye anlatacağım.
14:00
I get -- I'm oftensık sık askeddiye sordu, you know, for me,
264
815000
2000
Bana sık sık soranlar oluyor, benim için
14:02
what have been some of the specialözel momentsanlar from havingsahip olan workedişlenmiş on this filmfilm.
265
817000
4000
bu filmde çalıştığım süre boyunca en unutulmaz anın ne olduğunu.
14:06
And at screeningsgösterimleri, inevitablykaçınılmaz --
266
821000
2000
Gösterimlerde, kaçınılmaz olarak --
14:08
you know, as I'm sure all of you obviouslybelli ki do speakingkonuşuyorum stuffşey --
267
823000
4000
hepinizin konuşma yaptığınızdan emin olduğum için --
14:12
usuallygenellikle you have people who hangasmak around and want to asksormak you more questionssorular.
268
827000
4000
genelde etrafta dolanıp size soru sormak isteyenler olur.
14:16
And usuallygenellikle, the first questionssorular are,
269
831000
2000
Çoğunluklar ilk sorular şöyle olur,
14:18
"Oh, what kindtür of cameraskameralar did you use?"
270
833000
2000
"Ne tür kameralar kullandınız?"
14:20
Or you know, these things.
271
835000
1000
İşte bu tür şeyler.
14:21
But there's always a fewaz guys, almostneredeyse always, who are the last onesolanlar.
272
836000
5000
Fakat neredeyse hep en sona kalan birkaç kişi olur.
14:26
And I've learnedbilgili over time that those are always the soldiersaskerler.
273
841000
4000
Ben de zaman içinde bunların hep askerler olduğunu öğrendim.
14:30
And they wait untila kadar prettygüzel much everybody'sherkesin gonegitmiş.
274
845000
4000
Neredeyse kalabalık tümüyle dağılana kadar beklerler.
14:34
And for me, one of the mostçoğu profoundderin storieshikayeleri someonebirisi sharedpaylaşılan with me,
275
849000
9000
Benim için, birinin benimle paylaştığı en özel hikayelerden biri,
14:43
that then becameoldu my storyÖykü, was --
276
858000
2000
sonra da benim hikayem olan --
14:45
for those of you who haven'tyok seengörüldü the filmfilm, and it's not a spoilerSpoiler --
277
860000
5000
filmi izlemeyenler için sürprizini kaçırmış olmayacağım --
14:50
it's very commonortak there are a lot of civiliansivil accidentskazalar,
278
865000
2000
sivil kazaların yaşanması, insanların Humveelerin
14:52
where people get in frontön of HumveesHumvees and they get killedöldürdü.
279
867000
3000
önüne çıktıklarında öldürülmesi alışılmadık bir şey değil.
14:55
In this filmfilm, there is a scenefaliyet alani, sahne where an IraqiIrak womankadın is killedöldürdü.
280
870000
5000
Bu filmde de Iraklı bir kadının öldürüldüğü bir sahne var.
15:00
A soldierasker camegeldi up to me and stooddurdu, you know really, prettygüzel closekapat,
281
875000
7000
Bir asker yanıma geldi ve yani gerçekten yakınıma
15:07
a footayak away from me.
282
882000
2000
burun buruna geldik.
15:09
He's a bigbüyük guy.
283
884000
2000
Cüsseli biriydi.
15:11
And he lookedbaktı at me, and I smiledgülümsedi,
284
886000
2000
Bana baktı, ben de gülümsedim
15:13
and then I saw the tearsgözyaşı startbaşlama wellingWelling up in his eyesgözleri.
285
888000
5000
ve sonra gözlerine dolan yaşları gördüm.
15:18
And he wasn'tdeğildi going to blinkgoz kirpmak.
286
893000
3000
Gözünü kırpmayacak gibiydi.
15:21
And he said, "My gunnerTopçu was throwingatma candyŞeker."
287
896000
3000
Sonra dedi ki, "Silahım şeker saçıyordu."
15:24
And I knewbiliyordum what he was going to say.
288
899000
3000
Ne söyleyeceğini biliyordum.
15:27
The gunnerTopçu was throwingatma candyŞeker.
289
902000
3000
Silah şeker atıyordu.
15:30
They used to throwatmak candyŞeker to the kidsçocuklar.
290
905000
3000
Çocuklara hep şeker atarlardı.
15:33
KidsÇocuklar got too closekapat, very oftensık sık.
291
908000
3000
Çocuklar genelde çok yakına gelirdi.
15:36
And he said, "I killedöldürdü a childçocuk.
292
911000
3000
Dedi ki, "Bir çocuk öldürdüm.
15:39
And I'm a fatherbaba. I have childrençocuklar.
293
914000
4000
Ben bir babayım. Çocuklarım var.
15:43
I haven'tyok been ableyapabilmek to tell my wifekadın eş.
294
918000
2000
Karıma anlatamadım.
15:45
I'm afraidkorkmuş she's going to think I'm a monstercanavar."
295
920000
2000
Benim bir canavar olduğumu düşünmesinden korkuyorum."
15:52
I huggedsarıldı him, of coursekurs,
296
927000
2000
Ona sarıldım tabi ki,
15:54
and I said, you know, "It's going to be OK."
297
929000
2000
sonra da "Hepsi geçecek." dedim.
15:56
And he said, "I'm going to bringgetirmek her to see your filmfilm.
298
931000
3000
O da, "Karımı filmini izlemesi için getireceğim.
15:59
And then I'm going to tell her."
299
934000
3000
Sonra da ona anlatacağım." dedi.
16:05
So when I talk about a disconnectbağlantıyı kes,
300
940000
7000
Ben bir iletişim kopukluğundan söz ettiğimde,
16:12
it's not only for maybe those people who don't know a soldierasker,
301
947000
3000
sadece bir askeri tanımayanları kastetmiyorum,
16:15
whichhangi there obviouslybelli ki are. You know, these daysgünler,
302
950000
2000
ki tanımadıkları çok açık. Artık
16:17
it's not like WorldDünya WarSavaş IIII, where there was a warsavaş frontön and a home frontön,
303
952000
3000
İkinci Dünya Savaşı gibi herkesin içerisinde olduğu bir savaş cephesi
16:20
and everybodyherkes seemedgibiydi involvedilgili.
304
955000
2000
bir de ev cephesi durumları yok.
16:22
You can go for daysgünler here and not feel like there's a warsavaş going on.
305
957000
3000
Günler geçebilir ve savaşın sürdüğünü hissedemeyebilirsiniz.
16:25
And oftensık sık, I'll hearduymak people say,
306
960000
2000
İnsanları şöyle söylerken duyuyorum,
16:27
who maybe know that I did this filmfilm,
307
962000
2000
bu filmi çektiğimi bilen kişiler,
16:29
and they say, "Oh, you know, I'm againstkarşısında the warsavaş, but I supportdestek the soldiersaskerler."
308
964000
6000
diyorlar ki, "Ben savaşa karşıyım ama askerleri destekliyorum."
16:36
And I've startedbaşladı to asksormak them,
309
971000
3000
Ben de şunu sormaya başladım,
16:39
"Well, that's niceGüzel. What are you doing?
310
974000
3000
"E, iyiymiş. Ne yapıyorsun?
16:42
Are you volunteeringgönüllü at a VAVA?
311
977000
3000
Savaş gazileri için gönüllü çalışıyor musun?
16:45
You go and see anybodykimse?
312
980000
2000
Birilerini ziyaret ediyor musun?
16:47
Do you, if you find out your neighbor'sKomşunun been, do you spendharcamak some time?
313
982000
7000
Komşunun durumunu öğrenince gidip vakit geçiriyor musun?
16:54
Not necessarilyzorunlu olarak asksormak questionssorular, but see if they want to talk?
314
989000
4000
Soru sorman şart değil, konuşmak isterler mi öğrenmek için.
16:58
Do you give moneypara to any of the charitiesHayır kurumları?"
315
993000
2000
Hayır kuruluşlarına bağış yapıyor musun?
17:00
You know, obviouslybelli ki, like DeanDean Kamen'sKamen's workingçalışma on that amazingşaşırtıcı thing,
316
995000
3000
Yani Dean Kamen harika bir iş başardığı ortada,
17:03
but there's charitiesHayır kurumları where you can sponsorsponsor computersbilgisayarlar for woundedyaralı soldiersaskerler.
317
998000
5000
fakat yaralı askerlere bilgisayar temin edebileceğiniz kuruluşlar var.
17:08
I think, I challengemeydan okuma us to say --
318
1003000
5000
Bence, birine destek olduğumuzu
17:13
to operationalizeoperasyonel those termsşartlar, when we say we supportdestek someonebirisi, you know?
319
1008000
3000
söylediğimizde bu kelimenin hakkını verebilmeliyiz.
17:16
Are you a friendarkadaş to them?
320
1011000
2000
Onlarla arkadaşlık ediyor musun?
17:18
Do you really carebakım?
321
1013000
2000
İlgileniyor musun?
17:20
And I would just say it's my hopeumut, and I would asksormak you guys
322
1015000
4000
Demek istediğim, benim umut ettiğim, sizlerden
17:24
to please, you know, reachulaşmak out a handel.
323
1019000
6000
istediğim onlara bir el uzatmanız
17:30
And really do give them a hugsarılmak.
324
1025000
4000
ve sıkı sıkı sarılmanız.
17:34
Thank you.
325
1029000
2000
Teşekkür ederim.
Translated by Zeynep Çelebi
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Deborah Scranton - Filmmaker
The director of the award-winning documentary The War Tapes, Deborah Scranton is committed to using new technology to give people power to tell their own stories.

Why you should listen
Deborah Scranton made her feature film directorial debut with the award-winning documentary THE WAR TAPES, which premiered and won Best Documentary Feature at the 2006 Tribeca Film Festival. Hailed by the New York Times as "raw, honest and moving … one of the formally most radical films of 2006" and described as "the first indispensable Iraq documentary", THE WAR TAPES went on to win Best International Documentary at the 2006 BritDoc Festival, and was shortlisted for an Academy Award in 2007. In 2008, Scranton reprised her ‘virtual embed’ directorial technique in BAD VOODOO’S WAR which was commissioned and broadcast by WGBH/FRONTLINE on PBS during the height of the Iraq War troop surge.

Her second feature EARTH MADE OF GLASS, a political thriller set in post-genocide Rwanda and France, premiered at the 2010 Tribeca Film Festival in Documentary Competition. Broadcast on HBO in April 2011, EARTH MADE OF GLASS was one of six films nominated for Best Documentary Feature of the Year by the Producer’s Guild of America in 2011 and won a Peabody Award the same year.

Scranton was commissioned by HBO for her third feature, WAR DOG: A SOLDIER’S BEST FRIEND which reveals the intimate relationship between U.S. Army Special Operations Command dog handlers and the multi-purpose canines that serve together as human/animal teams in combat around the world. The film had its worldwide HBO broadcast premiere Veteran’s Day weekend November 2017.

Scranton is currently in pre-production on a hybrid documentary film series tracing the history of American and Soviet/Russian military from the American Revolutionary War through the Global War on Terror still underway in Afghanistan.

In 2007, she was a visiting fellow at The Watson Institute for International Studies at Brown University working with the Global Media Project in the Global Security Program. During her fellowship, Scranton created and co-taught a senior seminar on documentary filmmaking and social change. She also created and organized a two day conference, “Front Line, First Person: Iraq War Stories”, which featured speakers representing the direct experience of war.
More profile about the speaker
Deborah Scranton | Speaker | TED.com