ABOUT THE SPEAKER
Jennifer Brea - Filmmaker
Jennifer Brea was a PhD student at Harvard when, one night, she found she couldn't write her own name.

Why you should listen

Over the following months, while doctors insisted her condition was psychosomatic, Brea became bedridden. She started filming herself and the community that she discovered online, collecting the first footage of what would become a feature documentary about myalgic encephalomyelitis (ME), often referred to as chronic fatigue syndrome. The film, Unrest, which will premiere at the 2017 Sundance Film Festival, tells Jen's story as well as the stories of four other patients living with ME.

Brea is also the founder of #MEAction, an online organizing platform for ME patients around the world, many of whom cannot leave their homes.

More profile about the speaker
Jennifer Brea | Speaker | TED.com
TEDSummit

Jennifer Brea: What happens when you have a disease doctors can't diagnose

Jen Brea: Doktorların tanı koyamadığı bir hastalığınız varsa ne olur

Filmed:
2,042,782 views

TED Fellow Jen Brea, beş yıl önce yaygın adıyla kronik yorgunluk sendromu olarak bilinen, sıradan eylemleri neredeyse bozan ve kötüyken yatak çarşaflarının hışırtısını bile katlanılmaz kılan, elden ayaktan düşürücü bir hastalık olan miyaljik ensefalomiyelit hastası oldu. Brea bu dokunaklı konuşmasında, asıl nedenlerini ve fiziksel etkilerini tamamen anlamadığımız hastalığının tedavisini ararken karşılaştığı engelleri ve bunun yanında, tıbbın tedavi etmeye çalıştığı hastaların hayatlarını film aracılığıyla belgeleme görevini anlatıyor.
- Filmmaker
Jennifer Brea was a PhD student at Harvard when, one night, she found she couldn't write her own name. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:17
HiMerhaba.
0
5415
1443
Merhaba.
00:19
Thank you.
1
7622
1337
Teşekkürler.
00:20
[JenniferJennifer BreaBrea is sound-sensitiveses-duyarlı.
2
8983
1697
[Jennifer Brea sese duyarlı.
00:22
The livecanlı audienceseyirci was askeddiye sordu
to applaudalkışlıyorum ASL-styleASL-stil, in silenceSessizlik.]
3
10704
3145
Seyircilerden Amerikan işaret dilinde
alkışlamaları istendi.]
00:25
So, fivebeş yearsyıl agoönce, this was me.
4
13873
3367
Beş yıl önce böyleydim.
00:29
I was a PhDDoktora studentÖğrenci at HarvardHarvard,
5
17747
2005
Harvard'da doktora öğrencisiydim
00:31
and I lovedsevilen to travelseyahat.
6
19776
2033
ve seyahat etmeye bayılırdım.
00:34
I had just gottenkazanılmış engagednişanlı
to marryevlenmek the love of my life.
7
22472
3180
Hayatımın aşkıyla evlemek
için yeni nişanlanmıştım.
00:39
I was 28, and like so manyçok of us
when we are in good healthsağlık,
8
27072
3975
28 yaşındaydım ve sağlıklı
olduğumuzda birçoğumuz gibi
00:43
I feltkeçe like I was invincibleyenilmez.
9
31071
2031
yenilmezmişim gibi hissediyordum.
00:46
Then one day I had
a feverateş of 104.7 degreesderece.
10
34477
3670
Sonra bir gün 40 derece ateşlendim.
00:50
I probablymuhtemelen should have gonegitmiş to the doctordoktor,
11
38758
2049
Muhtemelen doktora gitmeliydim,
00:52
but I'd never really been sickhasta in my life,
12
40831
2564
ama hayatımda hiç ciddi bir
şekilde hasta olmamıştım
00:55
and I knewbiliyordum that usuallygenellikle,
if you have a virusvirüs,
13
43419
2353
ve biliyordum ki
eğer virüs kapmışsan
00:57
you staykalmak home and you make
some chickentavuk soupçorba,
14
45796
3133
evde kalır ve biraz tavuk
çorbası yaparsın
01:00
and in a fewaz daysgünler,
everything will be fine.
15
48953
2313
ve birkaç güne her şey yoluna girer.
01:04
But this time it wasn'tdeğildi fine.
16
52499
1837
Ama bu sefer girmedi.
01:07
After the feverateş brokekırdı,
17
55560
1537
Ateşim düştükten sonra,
01:09
for threeüç weekshaftalar I was so dizzysersemlemiş,
I couldn'tcould leaveayrılmak my houseev.
18
57121
3851
üç hafta boyunca sersem gibiydim.
Evimden çıkamadım.
01:13
I would walkyürümek straightDüz into doorkapı framesçerçeveler.
19
61467
2194
Kapı eşiklerine doğru yürüyordum.
01:16
I had to hugsarılmak the wallsduvarlar
just to make it to the bathroombanyo.
20
64335
2960
Banyoya gidebilmek için duvarlara
tutunmak zorunda kaldım.
01:20
That springbahar I got infectionenfeksiyon
after infectionenfeksiyon,
21
68613
2657
O ilkbaharda enfeksiyon
üstüne enfeksiyon kaptım
01:23
and everyher time I wentgitti to the doctordoktor,
22
71825
1827
ve doktora her gittiğimde
01:25
he said there was absolutelykesinlikle
nothing wrongyanlış.
23
73676
2783
kesinlikle hiçbir sorun
olmadığını söyledi.
01:29
He had his laboratorylaboratuvar teststestler,
24
77533
1625
Onun elinde sürekli normal çıkan
01:31
whichhangi always camegeldi back normalnormal.
25
79182
1904
laboratuvar testleri vardı.
Benim elimdeyse sadece tarif edebildiğim
01:33
All I had were my symptomssemptomlar,
26
81875
1967
01:35
whichhangi I could describetanımlamak,
27
83866
1930
ama kimsenin göremediği
01:37
but no one elsebaşka can see.
28
85820
1692
semptomlarım vardı.
Kulağa aptalca geliyor biliyorum
01:41
I know it soundssesleri sillysaçma,
29
89370
1223
ama bunun gibi şeyleri kendinize
açıklamanın bir yolunu bulmalısınız.
01:42
but you have to find a way
to explainaçıklamak things like this to yourselfkendin,
30
90617
3268
01:45
and so I thought maybe I was just agingyaşlanma.
31
93909
3624
Belki de yaşlanıyorum diye düşündüm.
01:50
Maybe this is what it's like
to be on the other sideyan of 25.
32
98114
3553
Belki de bu, 25 yaşını geçmiş
olmanın diğer yüzüdür.
01:53
(LaughterKahkaha)
33
101691
2292
(Gülüşmeler)
01:56
Then the neurologicalnörolojik symptomssemptomlar startedbaşladı.
34
104808
2168
Sonra nörolojik semptomlar başladı.
01:59
SometimesBazen I would find that I couldn'tcould
drawçekmek the right sideyan of a circledaire.
35
107590
3711
Bazen bir dairenin sağ tarafını
çizemediğimi fark ettim.
02:04
Other timeszamanlar I wouldn'tolmaz be ableyapabilmek
to speakkonuşmak or movehareket at all.
36
112325
3306
Bazı zamanlar konuşamıyor
ya da hiç hareket edemiyordum.
02:10
I saw everyher kindtür of specialistuzman:
37
118330
1734
Her çeşit uzmana göründüm:
02:12
infectiousbulaşıcı diseasehastalık doctorsdoktorlar,
dermatologistsDermatologlar, endocrinologistsendokrinologlar,
38
120088
3072
Bulaşıcı hastalık doktorları,
dermatologlar, endokrinologlar,
02:15
cardiologistsKardiyologlar.
39
123184
1283
kardiyologlar.
02:16
I even saw a psychiatristpsikiyatrist.
40
124945
1916
Psikiyatra bile göründüm.
02:19
My psychiatristpsikiyatrist said,
"It's clearaçık you're really sickhasta,
41
127679
3244
Psikiyatrım, "Çok hasta olduğun belli
02:22
but not with anything psychiatricpsikiyatrik.
42
130947
2156
ama psikiyatrik bir şey değil.
02:26
I hopeumut they can find out
what's wrongyanlış with you."
43
134045
2738
Umarım neyin olduğunu bulabilirler," dedi.
02:30
The nextSonraki day, my neurologistnörolog
diagnosedtanısı me with conversiondönüşüm disorderdüzensizlik.
44
138094
4066
Ertesi gün, nöroloğum bana
konversiyon bozukluğu tanısı koydu.
02:34
He told me that everything --
45
142842
1683
Her şeyin;
02:37
the feversateş, the soreBoğaz throatsBoğazı,
the sinussinüs infectionenfeksiyon,
46
145255
2977
ateşlerin, boğaz ağrılarının,
sinüs enfeksiyonunun,
02:40
all of the gastrointestinalgastrointestinal,
neurologicalnörolojik and cardiackardiyak symptomssemptomlar --
47
148916
3330
tüm gastrointestinal, nörolojik ve
kalp ile ilgili semptomların
02:44
were beingolmak causedneden oldu
by some distantuzak emotionalduygusal traumaTravma
48
152715
2718
geçmişte hatırlayamadığım
bir duygusal travmadan
02:47
that I could not rememberhatırlamak.
49
155457
1606
kaynaklanmış olduğunu söyledi.
02:50
The symptomssemptomlar were realgerçek, he said,
50
158069
1998
Semptomlar gerçekti
02:52
but they had no biologicalbiyolojik causesebeb olmak.
51
160546
2359
ama hiçbir biyolojik sebebi yoktu dedi.
02:56
I was trainingEğitim to be a socialsosyal scientistBilim insanı.
52
164527
2609
Sosyal bilimci olmak
üzere eğitim görmüştüm.
02:59
I had studiedokudu statisticsistatistik,
probabilityolasılık theoryteori,
53
167160
3232
İstatistik, olasılık teorisi,
03:02
mathematicalmatematiksel modelingmodelleme,
experimentaldeneysel designdizayn.
54
170416
2574
matematiksel modelleme,
deneysel tasarım gördüm.
03:07
I feltkeçe like I couldn'tcould just rejectReddet
my neurologist'snörolog'ın diagnosisTanı.
55
175058
3993
Nöroloğumun tanısını öylece
reddedemeyeceğimi anladım.
03:11
It didn't feel truedoğru,
56
179599
1592
Dediği doğruymuş gibi gelmiyordu
03:13
but I knewbiliyordum from my trainingEğitim
that the truthhakikat is oftensık sık counterintuitivecounterintuitive,
57
181215
3470
ama eğitimimden dolayı biliyordum ki
gerçek bazen sezgilere aykırıydı,
03:17
so easilykolayca obscuredgizlenmiş
by what we want to believe.
58
185356
2597
üstü neye inanmak istiyorsak
onunla kolayca örtülürdü.
03:20
So I had to considerdüşünmek the possibilityolasılık
that he was right.
59
188514
2932
Bu yüzden haklı olma ihtimalini
hesaba katmak zorunda kaldım.
03:25
That day, I ranran a smallküçük experimentdeney.
60
193603
2515
O gün küçük bir deney yaptım.
03:28
I walkedyürüdü back the two milesmil
from my neurologist'snörolog'ın officeofis to my houseev,
61
196919
3413
Nöroloğumun ofisinden
evime kadar 3 km yürüdüm.
03:33
my legsbacaklar wrappedörtülü in this strangegarip,
almostneredeyse electricelektrik kindtür of painAğrı.
62
201229
4035
Bacaklarımı tuhaf, neredeyse
elektrik hissi veren bir acı sardı.
Bu acı üzerine derin derin düşündüm,
03:38
I meditatedmeditasyon on that painAğrı,
63
206475
1603
03:40
contemplatingdüşünürken how my mindus
could have possiblybelki generatedoluşturulan all this.
64
208102
4019
beynimin tüm bunları nasıl üretmiş
olabileceğini düşünüp taşındım.
03:45
As soonyakında as I walkedyürüdü throughvasitasiyla the doorkapı,
65
213320
1875
Kapıdan girer girmez
03:47
I collapsedçökmüş.
66
215219
1165
yere yığıldım.
03:48
My brainbeyin and my spinalbelkemiği cordkordon were burningyanan.
67
216837
2782
Beynim ve omuriliğim yanıyordu.
03:52
My neckboyun was so stiffkatı
I couldn'tcould touchdokunma my chinçene to my chestgöğüs,
68
220696
3771
Boynum öyle sertti ki, çenemden
göğsüme kadar dokunamıyordum
03:57
and the slightestEn ufak bir soundses --
69
225324
1751
ve en ufak ses bile
03:59
the rustlinghışır of the sheetsçarşaflar,
70
227099
1835
- çarşafların hışırtısı,
04:00
my husbandkoca walkingyürüme barefootyalınayak
in the nextSonraki roomoda --
71
228958
2265
yan odada yalınayak yürüyen eşimin sesi -
04:03
could causesebeb olmak excruciatingdayanılmaz bir painAğrı.
72
231737
2134
işkence eden bir acıya neden olabiliyordu.
04:07
I would spendharcamak mostçoğu
of the nextSonraki two yearsyıl in bedyatak.
73
235832
2583
Gelecek iki yılın çoğunu yatakta geçirdim.
04:11
How could my doctordoktor
have gottenkazanılmış it so wrongyanlış?
74
239235
2760
Doktorum nasıl yanılabilmişti?
Nadir görülen bir hastalığım
olduğunu düşünmüştüm.
04:14
I thought I had a rarenadir diseasehastalık,
75
242939
2181
04:17
something doctorsdoktorlar had never seengörüldü.
76
245144
1989
Doktorların daha önce
hiç görmediği bir şey.
04:19
And then I wentgitti onlineinternet üzerinden
77
247926
1195
Sonra internete girdim
04:21
and foundbulunan thousandsbinlerce of people
all over the worldDünya
78
249145
2378
ve tüm dünyada
04:23
livingyaşam with the sameaynı symptomssemptomlar,
79
251980
1620
aynı semptomlarla yaşayan,
04:26
similarlybenzer şekilde isolatedyalıtılmış,
80
254087
1564
aynı şekile izole olmuş,
aynı şekilde inanılmayan
binlerce insan buldum.
04:27
similarlybenzer şekilde disbelievedmünâfıkların.
81
255675
1457
Bazıları hâlâ çalışabiliyordu
04:29
Some could still work,
82
257854
1283
04:31
but had to spendharcamak theironların eveningsAkşamları
and weekendshafta sonları in bedyatak,
83
259161
2485
ama bir sonraki Pazartesi
ortaya çıkabilmek için
akşamlarını ve hafta sonlarını
yatakta geçirmek zorundaydı.
04:33
just so they could showgöstermek up
the nextSonraki MondayPazartesi.
84
261670
2067
04:36
On the other endson of the spectrumspektrum,
85
264364
2080
Spektrumun diğer ucunda ise
04:38
some were so sickhasta
86
266468
1738
bazıları çok hastaydı,
04:40
they had to livecanlı in completetamamlayınız darknesskaranlık,
87
268230
2306
tamamen karanlıkta yaşamak zorundaydı,
04:42
unableaciz to toleratekatlanmak
the soundses of a humaninsan voiceses
88
270560
3372
insan sesine ya da
sevilen birinin dokunuşuna
04:45
or the touchdokunma of a lovedsevilen one.
89
273956
1909
katlanamıyordu.
04:49
I was diagnosedtanısı
with myalgicmiyaljik encephalomyelitisensefalomiyelit.
90
277469
4002
Bana Miyaljik Ensefalomiyelit
tanısı koyuldu.
04:54
You've probablymuhtemelen heardduymuş it calleddenilen
"chronicKronik fatigueyorgunluk syndromesendrom."
91
282554
3452
Kronik Yorgunluk Sendromu (KYS)
denildiğini duymuşsunuzdur.
04:58
For decadeson yıllar, that's a nameisim
92
286987
1922
Bu isim,
05:00
that's meantdemek that this
93
288933
1605
onlarca yıldır
baskın resmi şu olan
05:03
has been the dominantbaskın imagegörüntü
94
291578
1383
05:04
of a diseasehastalık that can be
as seriousciddi as this.
95
292985
3275
ve buradaki kadar ciddi olabilen
bir hastalığın ismi.
Hepimizin paylaştığı başlıca semptom,
05:09
The keyanahtar symptombelirti we all sharepay
96
297468
1524
05:11
is that wheneverher ne zaman we exertuygulamayın ourselveskendimizi --
physicallyfiziksel olarak, mentallyzihinsel --
97
299016
3752
ne zaman fiziksel ve zihinsel
olarak çaba sarf etsek
05:15
we payödeme and we payödeme hardzor.
98
303296
1953
bedelini ağır ödüyor olmamız.
05:17
If my husbandkoca goesgider for a runkoş,
he mightbelki be soreBoğaz for a coupleçift of daysgünler.
99
305807
3494
Eşim koşuya çıkarsa
birkaç gün ağrı çekebiliyor.
05:21
If I try to walkyürümek halfyarım a blockblok,
I mightbelki be bedriddenYatalak for a weekhafta.
100
309325
3399
Ben yarım bina öteye yürümeye çalışırsam
bir hafta yatağa bağlı olabiliyorum.
05:25
It is a perfectmükemmel customÖzel prisonhapis.
101
313323
2255
Bu, tam bir özel hapishane.
05:28
I know balletbale dancersdansçılar who can't dancedans,
102
316261
2748
Dans edemeyen balerinler,
05:31
accountantsmuhasebeciler who can't addeklemek,
103
319033
2173
toplama yapamayan muhasebeciler,
05:33
medicaltıbbi studentsöğrencilerin who never becameoldu doctorsdoktorlar.
104
321230
2558
asla doktor olamayan
tıp öğrencileri tanıyorum.
05:36
It doesn't mattermadde what you oncebir Zamanlar were;
105
324421
2168
Bir zamanlar ne olduğunuzun önemi yok;
05:39
you can't do it anymoreartık.
106
327056
1790
artık o şeyi yapamıyorsunuz.
05:41
It's been fourdört yearsyıl,
107
329475
1890
Dört yıl oldu
ve hâlâ nöroloğumun ofisinden eve kadar
05:43
and I've still never been as well as I was
108
331389
2596
yürümeden önceki an olduğum
kadar iyi olamadım.
05:46
the minutedakika before I walkedyürüdü home
from my neurologist'snörolog'ın officeofis.
109
334009
3476
05:50
It's estimatedtahmini that about 15 to 30 millionmilyon
people around the worldDünya
110
338683
3195
Dünyada yaklaşık 15 ila 30 milyon
insanın bu hastalığa sahip olduğu
05:53
have this diseasehastalık.
111
341902
1254
tahmin ediliyor.
05:55
In the US, where I'm from,
it's about one millionmilyon people.
112
343604
3263
ABD'de yaklaşık bir milyon insanda var.
05:58
That makesmarkaları it roughlykabaca twiceiki defa as commonortak
as multipleçoklu sclerosisskleroz.
113
346891
3632
Bu onu aşağı yukarı MS'in
iki katı kadar yaygın yapıyor.
Hastalar onlarca yıl konjestif
kalp yetmezliği olan birinin
06:03
PatientsHastalar can livecanlı for decadeson yıllar
with the physicalfiziksel functionfonksiyon
114
351797
2742
06:06
of someonebirisi with congestivekonjestif heartkalp failurebaşarısızlık.
115
354563
2134
fiziksel performansıyla yaşayabiliyor.
06:09
Twenty-five25 percentyüzde of us
are homeboundanma or bedriddenYatalak,
116
357310
3038
Yüzde 25'imiz evden
çıkamıyor ya da yatağa bağlı
06:12
and 75 to 85 percentyüzde of us
can't even work part-timeyarı zamanlı.
117
360927
3701
ve yüzde 75-85'imiz yarı
zamanlı bile çalışamıyor.
06:17
YetHenüz doctorsdoktorlar do not treattedavi etmek us
118
365385
2004
Yine de doktorlar bizi tedavi etmiyor
06:20
and scienceBilim does not studyders çalışma us.
119
368064
1938
ve bilim bizi incelemiyor.
06:23
How could a diseasehastalık this commonortak
and this devastatingyıkıcı
120
371116
3428
Böylesine yaygın ve yıkıcı
bir hastalık nasıl oldu da
06:27
have been forgottenunutulmuş by medicinetıp?
121
375325
1825
tıp tarafından unutulabildi?
06:31
When my doctordoktor diagnosedtanısı me
with conversiondönüşüm disorderdüzensizlik,
122
379264
2524
Doktorum bana konversiyon
bozukluğu tanısı koyduğunda,
06:33
he was invokingçağırma a lineagesoy
of ideasfikirler about women'sBayanlar bodiesbedenler
123
381812
2688
kadınların vücutlarıyla
alakalı 2500 yılı aşan
06:36
that are over 2,500 yearsyıl oldeski.
124
384524
2150
düşüncelere başvurmuştu.
06:39
The RomanRoma physicianhekim GalenGalen thought
125
387215
1733
Romalı hekim Galen,
06:40
that hysteriahisteri was causedneden oldu
by sexualcinsel deprivationyoksunluk
126
388972
2971
histerinin özellikle tutkulu kadınlarda
cinsel mahrumiyetten
06:43
in particularlyözellikle passionatetutkulu womenkadınlar.
127
391967
2525
kaynaklandığını düşünüyordu.
06:47
The GreeksYunanlılar thought the uterusRahim
would literallyharfi harfine drykuru up
128
395125
2764
Yunanlar rahimin kelimenin
tam anlamıyla kuruduğunu
06:49
and wanderdolaşmak around the bodyvücut
in searcharama of moistureNem,
129
397913
2427
ve nem arayışında vücutta
amaçsızca dolaştığını,
06:52
pressingbasma on internal organsorganları --
130
400364
1896
iç organlara baskı yaptığını
06:54
yes --
131
402284
1214
- evet -
06:56
causingneden olan symptomssemptomlar from extremeaşırı emotionsduygular
132
404648
2695
aşırı duygulardan baş
dönmesi ve felce kadar giden
06:59
to dizzinessbaş dönmesi and paralysisfelç.
133
407367
2245
semptomlara neden olduğunu düşünüyordu.
07:02
The cureÇare was marriageevlilik and motherhoodAnnelik.
134
410715
2604
Çare evlilik ve anne olmaktı.
07:06
These ideasfikirler wentgitti largelybüyük oranda unchangeddeğişmeden
for severalbirkaç millenniabin yıl untila kadar the 1880s,
135
414898
4560
Bu düşünceler birkaç bin yıl büyük
ölçüde değişmeden devam etti,
07:11
when neurologistsnörologlar trieddenenmiş to modernizemodernize
the theoryteori of hysteriahisteri.
136
419482
3698
ta ki nörologların histeri teorisini çağa
uydurmaya çalıştıkları 1880'lere kadar.
Sigmund Freud, bilinçaltının
07:15
SigmundSigmund FreudFreud developedgelişmiş a theoryteori
137
423764
1653
bilincin üstesinden gelmesi
çok zor olan
07:17
that the unconsciousbilinçsiz mindus
could produceüretmek physicalfiziksel symptomssemptomlar
138
425441
2796
anılar ve duygularla uğraştığında
07:20
when dealingmuamele with memorieshatıralar or emotionsduygular
139
428261
2015
fiziksel semptomlar üretebileceği
teorisini geliştirdi.
07:22
too painfulacı verici for the consciousbilinçli
mindus to handlesap.
140
430300
2311
07:24
It converteddönüştürülmüş these emotionsduygular
into physicalfiziksel symptomssemptomlar.
141
432635
2879
Bilinçaltı bu duyguları fiziksel
semptomlara dönüştürdü.
Bu, erkekler de histeri
hastası olabilir demekti
07:29
This meantdemek that menerkekler
could now get hysteriahisteri,
142
437460
2196
07:31
but of coursekurs womenkadınlar were still
the mostçoğu susceptibleduyarlı.
143
439680
2498
ancak kadınlar hala
buna en duyarlı olanlardı.
07:35
When I beganbaşladı investigatingsoruşturma
the historytarih of my ownkendi diseasehastalık,
144
443448
3617
Hastalığımın tarihini
araştırmaya başladığımda
07:39
I was amazedşaşırmış to find how deepderin
these ideasfikirler still runkoş.
145
447089
3045
bu düşüncelerin hâlâ ne kadar
geçerli olduğunu görünce şaşırdım.
07:43
In 1934,
146
451011
1186
1934 yılında,
07:44
198 doctorsdoktorlar, nurseshemşireler and staffpersonel
at the LosLos AngelesAngeles Countyİlçe GeneralGenel HospitalHastane
147
452221
4775
Los Angeles County General Hastanesi'ndeki
198 doktor, hemşire ve personel
07:49
becameoldu seriouslycidden mi illhasta.
148
457020
1541
ciddi şekilde hastalandı.
07:50
They had musclekas weaknesszayıflık, stiffnesssertlik
in the neckboyun and back, feversateş --
149
458585
4411
Kas güçsüzlüğü, boyunda ve sırtta
sertlik, ateşleri vardı.
07:55
all of the sameaynı symptomssemptomlar
I had when I first got diagnosedtanısı.
150
463020
3354
İlk tanı koyulduğunda bende olan
semptomların aynısı.
07:58
DoctorsDoktorlar thought
it was a newyeni formform of polioçocuk felci.
151
466928
2319
Doktorlar bunu çocuk felcinin
yeni bir çeşiti sandılar.
O zamandan beri, tüm dünyada
şaşırtıcı şekilde benzerlik taşıyan
08:02
SinceBeri then, there have been more
than 70 outbreakssalgınlar documentedbelgeli
152
470133
2931
bir post-infeksiyöz hastalığının
08:05
around the worldDünya,
153
473088
1161
08:06
of a strikinglyçarpıcı similarbenzer
post-infectiousPost-infectious diseasehastalık.
154
474273
2438
70'in üstünde salgını oldu.
08:09
All of these outbreakssalgınlar have tendedeğilimi
to disproportionatelyorantısız affectetkilemek womenkadınlar,
155
477419
3493
Tüm bu salgınlar orantısız bir şekilde
kadınları etkileme eğilimindeydi
08:13
and in time, when doctorsdoktorlar failedbaşarısız oldu to find
the one causesebeb olmak of the diseasehastalık,
156
481482
3927
ve doktorlar hastalığın asıl nedenini
bulmakta başarısız olduğunda
08:17
they thought that these outbreakssalgınlar
were masskitle hysteriahisteri.
157
485433
3139
bu salgınların kitlesel
histeri olduğunu düşünmüştü.
08:21
Why has this ideaFikir had suchböyle stayingkalma powergüç?
158
489115
2905
Neden bu düşüncenin
böylesine kalıcı bir gücü vardı?
Bunun cinsiyetçilikle ilgili
olduğunu düşünüyorum
08:25
I do think it has to do with sexismcinsiyetçilik,
159
493567
1796
08:27
but I alsoAyrıca think that fundamentallyesasen,
doctorsdoktorlar want to help.
160
495387
3441
ama doktorların yardım etmek
istediğini de düşünüyorum.
08:30
They want to know the answerCevap,
161
498852
1770
Cevabı bilmek istiyorlar
08:32
and this categorykategori allowsverir doctorsdoktorlar to treattedavi etmek
what would otherwiseaksi takdirde be untreatabletedavi edilemez,
162
500646
4891
ve bu kategori doktorlara başka türlü
tedavi edilmeyecek şeyi tedavi etme,
08:37
to explainaçıklamak illnesseshastalıklar
that have no explanationaçıklama.
163
505561
2805
açıklaması olmayan hastalıkları
açıklama olanağı sağlıyor.
08:41
The problemsorun is that this
can causesebeb olmak realgerçek harmzarar.
164
509079
2692
Sorun şu ki bu ciddi
zarara neden olabiliyor.
08:44
In the 1950s, a psychiatristpsikiyatrist
namedadlı EliotEliot SlaterSlater
165
512382
3596
Eliot Slater isimli bir psikiyatr, 1950'de
08:48
studiedokudu a cohortkohort of 85 patientshastalar
who had been diagnosedtanısı with hysteriahisteri.
166
516002
4184
histeri tanısı koyulmuş 85
hastalık bir grubu inceledi.
08:52
NineDokuz yearsyıl latersonra, 12 of them were deadölü
and 30 had becomeolmak disabledengelli.
167
520766
3997
Dokuz yıl sonra 12'si öldü
ve 30'u engelli oldu.
08:56
ManyBirçok had undiagnosedteşhis edilmemiş conditionskoşullar
like multipleçoklu sclerosisskleroz,
168
524787
3433
Birçoğunda MS, epilepsi, beyin tümörü gibi
09:00
epilepsyepilepsi, brainbeyin tumorstümörler.
169
528244
1896
tanı koyulmamış durumlar vardı.
09:03
In 1980, hysteriahisteri was officiallyresmen
renamedyeniden adlandırılmış "conversiondönüşüm disorderdüzensizlik."
170
531259
3725
Histeri 1980'de "konversiyon bozukluğu"
olarak yeniden adlandırıldı.
09:07
When my neurologistnörolog gaveverdi me
that diagnosisTanı in 2012,
171
535563
3324
Nöroloğum 2012'de bana
bu tanıyı koyduğunda
09:10
he was echoingyankılanan Freud'sFreud'un wordskelimeler verbatimkelimesi kelimesine,
172
538911
2617
Freud'un sözlerini kelimesi
kelimesine tekrarlamıştı
09:13
and even todaybugün,
173
541552
1151
ve bugün bile,
09:14
womenkadınlar are 2 to 10 timeszamanlar more likelymuhtemelen
to receiveteslim almak that diagnosisTanı.
174
542727
4374
kadınlara bu tanının koyulması
2-10 kat daha muhtemel.
09:20
The problemsorun with the theoryteori of hysteriahisteri
or psychogenicpsikojenik illnesshastalık
175
548487
3999
Histeri teorisi ya da
psikojenik hastalığın sorunu
09:24
is that it can never be provenkanıtlanmış.
176
552510
2034
asla kanıtlanamıyor olması.
09:26
It is by definitiontanım
the absenceyokluk of evidencekanıt,
177
554568
2855
Doğası gereği kanıt yoksunluğu mevcut
ve KYS durumunda
09:30
and in the casedurum of ME,
178
558192
1375
09:31
psychologicalpsikolojik explanationsaçıklamalar
have heldbekletilen back biologicalbiyolojik researchAraştırma.
179
559591
4005
psikolojik açıklamalar biyolojik
araştırmayı engelliyor.
09:35
All around the worldDünya, ME is one
of the leasten az fundedfinanse diseaseshastalıklar.
180
563620
3299
KYS, dünyada en az finanse
edilen hastalıklardan biri.
09:39
In the US, we spendharcamak eachher yearyıl
roughlykabaca 2,500 dollarsdolar perbaşına AIDSAIDS patienthasta,
181
567321
6942
ABD'de AIDS hastası başına her yıl
aşağı yukarı 2500 dolar,
09:46
250 dollarsdolar perbaşına MSMS patienthasta
182
574809
2720
MS hastası başına 250 dolar
09:50
and just 5 dollarsdolar perbaşına yearyıl
perbaşına ME patienthasta.
183
578100
3207
ve KYS hastası başına yılda
sadece 5 dolar harcıyoruz.
09:54
This was not just lightningŞimşek.
184
582125
2081
Bu yalnızca şans eseri değildi.
09:56
I was not just unluckyşanssız.
185
584230
1764
Yalnızca şanssız değildim.
09:58
The ignorancecehalet surroundingçevreleyen my diseasehastalık
has been a choiceseçim,
186
586494
3091
Hastalığım konusundaki
bilgisizlik bir seçimdi.
10:01
a choiceseçim madeyapılmış by the institutionskurumlar
that were supposedsözde to protectkorumak us.
187
589609
4124
Bizi korumuş olması gereken kuruluşlar
tarafından yapılmış bir seçim.
10:07
We don't know why ME
sometimesara sıra runskoşar in familiesaileleri,
188
595535
2871
KYS'nin neden bazen ailelerden geçtiğini,
neden enterovirüslerden Epstein-Barr
virüsüne ve Q ateşine kadar
10:10
why you can get it
after almostneredeyse any infectionenfeksiyon,
189
598430
2465
10:12
from enterovirusesda enterovirüs
to Epstein-BarrEpstein-Barr virusvirüs to Q feverateş,
190
600919
3733
neredeyse her enfeksiyondan
sonra kapabileceğinizi
ya da neden kadınları erkeklerin oranının
iki-üç katı kadar etkilediğini bilmiyoruz.
10:17
or why it affectsetkiler womenkadınlar
at two to threeüç timeszamanlar the rateoran of menerkekler.
191
605123
3240
10:21
This issuekonu is much biggerDaha büyük
than just my diseasehastalık.
192
609058
2719
Mesele sadece benim hastalığım
olmaktan daha büyük.
10:24
When I first got sickhasta,
193
612356
1183
İlk hasta olduğumda
10:25
oldeski friendsarkadaşlar were reachingulaşan out to me.
194
613563
2158
eski arkadaşlarım bana ulaştı.
10:28
I soonyakında foundbulunan myselfkendim a partBölüm
of a cohortkohort of womenkadınlar in theironların lategeç 20s
195
616180
3129
Kendimi yirmilerinin sonlarında
vücutları darmadağın olan
10:31
whosekimin bodiesbedenler were fallingdüşen apartayrı.
196
619333
1686
kadınlar grubunun bir
parçası olarak buldum.
10:34
What was strikingdikkat çekici was just how
much troublesorun we were havingsahip olan
197
622012
2855
Çarpıcı olan ise sahip olduğumuz
sorunların ne kadar
ciddiye alındığıydı.
10:36
beingolmak takenalınmış seriouslycidden mi.
198
624891
1158
Yıllardır her şeyin kafasında
olduğu söylenen,
10:38
I learnedbilgili of one womankadın with sclerodermaSkleroderma,
199
626577
1958
10:40
an autoimmuneOtoimmün connectivebağlayıcı tissuedoku diseasehastalık,
200
628559
2100
bir özbağışıklık bağ dokusu hastalığı olan
10:42
who was told for yearsyıl
that it was all in her headkafa.
201
630683
2710
skeloderma hastası bir kadın tanıdım.
10:45
BetweenArasında the time of onsetbaşlangıçlı and diagnosisTanı,
202
633417
2512
Hastalık başlangıcı ve
tanı arasındaki sürede
10:47
her esophagusyemek borusu was so thoroughlyiyice damagedhasarlı,
203
635953
2427
yemek borusu tamamen zarar görmüş,
10:50
she will never be ableyapabilmek to eatyemek again.
204
638404
2245
bir daha asla yemek yiyemeyecek.
10:52
AnotherBaşka bir womankadın with ovarianYumurtalık cancerkanser,
205
640673
2182
Yıllardır erken menopoz olduğu söylenen
10:55
who for yearsyıl was told
that it was just earlyerken menopausemenopoz.
206
643376
2748
yumurtalık kanseri olan
başka bir kadın tanıdım.
10:59
A friendarkadaş from collegekolej,
207
647188
1568
Yıllardır beyin tümörüne
11:00
whosekimin brainbeyin tumortümör was misdiagnosedyanlış teşhis
for yearsyıl as anxietyanksiyete.
208
648780
3895
anksiyete olarak yanlış tanı koyulmuş
üniversiteden bir arkadaşım var.
Bunun beni niye
endişelendirdiğinin nedeni şu:
11:06
Here'sİşte why this worriesEndişeye me:
209
654222
1610
11:09
sincedan beri the 1950s, ratesoranları of manyçok
autoimmuneOtoimmün diseaseshastalıklar
210
657125
3451
1950'lerden beri, birçok
özbağışıklık hastalığının oranı
11:12
have doubledkatına to tripledüçe.
211
660600
1703
ikiye üçe katlandı.
11:14
Forty-fiveKırk beş percentyüzde of patientshastalar
who are eventuallysonunda diagnosedtanısı
212
662818
2940
Bilinen bir özbağışıklık hastalığı
tanısı koyulan hastaların
11:17
with a recognizedtanınan autoimmuneOtoimmün diseasehastalık
213
665782
1994
yüzde 45'ine
11:19
are initiallybaşlangıçta told they're hypochondriacshastalarını.
214
667800
2508
hastalık hastası oldukları söyleniyor.
11:22
Like the hysteriahisteri of oldeski,
this has everything to do with genderCinsiyet
215
670783
3150
Eskiden histeriye yapıldığı gibi,
bunun toplumsal cinsiyetle
11:25
and with whosekimin storieshikayeleri we believe.
216
673957
1866
ve kimlerin hikâyesine
inandığımızla ilgisi var.
11:28
Seventy-fiveYetmiş beş percentyüzde
of autoimmuneOtoimmün diseasehastalık patientshastalar are womenkadınlar,
217
676974
3651
Özbağışıklık hastalarının yüzde 75'i kadın
11:32
and in some diseaseshastalıklar,
it's as highyüksek as 90 percentyüzde.
218
680649
3179
ve bazı hastalıklarda bu
yüzde 90'a çıkıyor.
11:37
Even thoughgerçi these diseaseshastalıklar
disproportionatelyorantısız affectetkilemek womenkadınlar,
219
685076
2857
Bu hastalıklar orantısız bir
şekilde kadınları etkilese bile
11:39
they are not women'sBayanlar diseaseshastalıklar.
220
687957
1652
bunlar kadın hastalıkları değil.
11:41
ME affectsetkiler childrençocuklar
and ME affectsetkiler millionsmilyonlarca of menerkekler.
221
689633
3688
KYS çocukları ve milyonlarca
erkeği etkiliyor.
11:45
And as one patienthasta told me,
222
693345
1785
Bir hastanın bana söylediği gibi,
11:47
we get it cominggelecek and going --
223
695154
1508
her yönden önümüz kesilmiş;
11:48
if you're a womankadın, you're told
you're exaggeratingabartarak your symptomssemptomlar,
224
696686
3608
eğer kadınsan semptomlarını
abarttığın söyleniyor
11:52
but if you're a guy, you're told
to be stronggüçlü, to buckBuck up.
225
700318
3458
ama erkeksen güçlü olman,
canlanman söyleniyor.
11:56
And menerkekler mayMayıs ayı even have
a more difficultzor time gettingalma diagnosedtanısı.
226
704676
4149
Erkekler de tanı koyulurken daha
zor zamanlar geçirebilir.
12:09
My brainbeyin is not what it used to be.
227
717419
2865
Beynim eskiden olduğu gibi değil.
12:25
Here'sİşte the good partBölüm:
228
733914
1327
İşte iyi tarafı.
12:28
despiterağmen everything, I still have hopeumut.
229
736645
2179
Her şeye rağmen hâlâ umudum var.
12:31
So manyçok diseaseshastalıklar were oncebir Zamanlar
thought of as psychologicalpsikolojik
230
739903
3900
Bir zamanlar birçok hastalık,
bilim onların biyolojik mekanizmalarını
12:35
untila kadar scienceBilim uncoveredele geçen
theironların biologicalbiyolojik mechanismsmekanizmalar.
231
743827
2908
su yüzüne çıkarana kadar
psikolojik sanıldı.
Epilepsi hastaları, EGG cihazı beyindeki
anormal elektrik faaliyetini
12:39
PatientsHastalar with epilepsyepilepsi
could be forciblyzorla institutionalizedkurumsallaşmış
232
747323
3094
12:42
untila kadar the EEGEEG was ableyapabilmek to measureölçmek
abnormalanormal electricalelektrik activityaktivite in the brainbeyin.
233
750441
4604
ölçebilene kadar zorla
hastaneye yatırılabilirdi.
12:47
MultipleBirden çok sclerosisskleroz could be misdiagnosedyanlış teşhis
as hystericalisterik paralysisfelç
234
755500
4276
CAT taraması ve MRI beyin
lezyonlarını keşfedene kadar
12:51
untila kadar the CATKEDİ scantaramak and the MRIMRI
discoveredkeşfedilen brainbeyin lesionslezyonlar.
235
759800
3312
MS hastalığına histeri felci diye
yanlış tanı koyulabilirdi.
Son zamanlarda ise,
12:55
And recentlyson günlerde, we used to think
236
763945
1515
12:57
that stomachmide ulcersülser
were just causedneden oldu by stressstres,
237
765484
2820
H. pylori'den kaynaklandığını
bulana kadar
13:00
untila kadar we discoveredkeşfedilen
that H. pyloripylori was the culpritsuçlu.
238
768328
3320
mide ülserinin stresten
kaynaklandığını düşünüyorduk.
13:04
ME has never benefitedyararlandı
from the kindtür of scienceBilim
239
772801
2894
KYS, bilimden hiçbir zaman
diğer hastalıkların
13:07
that other diseaseshastalıklar have had,
240
775719
2310
yararlandığı kadar yararlanmadı
13:10
but that's startingbaşlangıç to changedeğişiklik.
241
778053
1664
ama bu durum değişmeye başladı.
Bilim insanları Almanya'da özbağışıklığın,
Japonya'da ise beyin enflamasyonun
13:12
In GermanyAlmanya, scientistsBilim adamları are startingbaşlangıç
to find evidencekanıt of autoimmunityotoimmünite,
242
780661
3541
13:16
and in JapanJaponya, of brainbeyin inflammationinflamasyon.
243
784226
2342
açıklamasını bulmaya başladılar.
ABD'de ise Stanford'daki bilim insanları,
enerji metabolizmasındaki
13:19
In the US, scientistsBilim adamları at StanfordStanford
are findingbulgu abnormalitiesanormallikler
244
787406
3054
normalden uzak
13:22
in energyenerji metabolismmetabolizma
245
790484
1896
16 standart sapma olan
anormallikleri buluyor.
13:24
that are 16 standardstandart deviationssapmalar
away from normalnormal.
246
792404
3462
13:28
And in NorwayNorveç, researchersaraştırmacılar
are runningkoşu a phase-faz-3 clinicalklinik trialDeneme
247
796640
4045
Norveç'teki araştırmacılar, bazı
hastalarda tam remisyona neden olan
13:32
on a cancerkanser drugilaç that in some patientshastalar
causesnedenleri completetamamlayınız remissionremisyon.
248
800709
3667
bir kanser ilacı üzerinde üç aşamalı
bir klinik araştırma yürütüyor.
13:37
What alsoAyrıca givesverir me hopeumut
249
805798
1661
Bana umut veren diğer şey ise
13:40
is the resilienceesneklik of patientshastalar.
250
808316
2017
hastaların direnci.
13:43
OnlineOnline we camegeldi togetherbirlikte,
251
811968
1874
İnternette bir araya geldik
13:46
and we sharedpaylaşılan our storieshikayeleri.
252
814251
1679
ve hikayelerimizi paylaştık.
13:49
We devouredyiyip what researchAraştırma there was.
253
817449
2774
Olan araştırmaları yalayıp yuttuk.
13:52
We experimentedtecrübe on ourselveskendimizi.
254
820743
2077
Kendi üzerimizde deney yaptık.
13:55
We becameoldu our ownkendi scientistsBilim adamları
and our ownkendi doctorsdoktorlar
255
823496
2373
Kendi bilim insanımız ve doktorumuz olduk
13:57
because we had to be.
256
825893
1591
çünkü mecburduk.
14:00
And slowlyyavaşça I addedkatma fivebeş percentyüzde here,
fivebeş percentyüzde there,
257
828378
3739
Yavaş yavaş ilerleme kaydettim
14:04
untila kadar eventuallysonunda, on a good day,
258
832141
2233
ve nihayet, iyi günümdeysem
14:06
I was ableyapabilmek to leaveayrılmak my home.
259
834398
1906
evimden çıkabiliyordum.
14:09
I still had to make ridiculousgülünç choicesseçimler:
260
837815
2587
Yine saçma tercihler
yapmak zorunda kaldım:
14:12
Will I sitoturmak in the gardenBahçe for 15 minutesdakika,
or will I washyıkama my hairsaç todaybugün?
261
840568
3841
Bahçede 15 dakika oturacak mıyım
yoksa bugün saçımı mı yıkayacağım?
14:16
But it gaveverdi me hopeumut
that I could be treatedişlenmiş.
262
844924
2428
Ama tedavi edilebilecek
olmak bana umut verdi.
14:19
I had a sickhasta bodyvücut; that was all.
263
847693
2342
Hasta bir vücudum vardı, hepsi bu.
14:22
And with the right kindtür of help,
maybe one day I could get better.
264
850789
4031
Doğru bir yardımla belki
bir gün iyi olabilirdim.
14:27
I camegeldi togetherbirlikte with patientshastalar
around the worldDünya,
265
855740
3203
Dünyanın her yerinden
hastalarla bir araya geldim
14:31
and we startedbaşladı to fightkavga.
266
859466
1754
ve mücadeleye başladık.
14:33
We have filleddolu the voidgeçersiz
with something wonderfulolağanüstü,
267
861863
3171
Eksiği harika bir şeyle doldurduk
14:37
but it is not enoughyeterli.
268
865698
1492
ama bu yeterli değil.
14:40
I still don't know if I will ever
be ableyapabilmek to runkoş again,
269
868662
4037
Bir daha hiç koşabilecek miyim
14:44
or walkyürümek at any distancemesafe,
270
872723
1897
ya da bir mesafeyi yürüyebilecek miyim
14:46
or do any of those kineticKinetik things
that I now only get to do in my dreamsrüyalar.
271
874644
3909
ya da sadece rüyamda yaptığım kinetik
şeyleri yapabilecek miyim hâlâ bilmiyorum.
14:51
But I am so gratefulminnettar
for how faruzak I have come.
272
879143
3090
Ama katettiğim yol için çok memnunum.
14:55
Progressİlerleme is slowyavaş,
273
883955
1485
İlerleme yavaş;
14:57
and it is up
274
885464
1292
inişli
14:59
and it is down,
275
887310
1256
ve çıkışlı
15:01
but I am gettingalma a little better eachher day.
276
889222
2913
ama her gün biraz daha iyi oluyorum.
15:06
I rememberhatırlamak what it was like
when I was stucksıkışmış in that bedroomyatak odası,
277
894013
3919
Yatak odasında mahsur kaldığım,
güneşi aylar önce gördüğüm zamanın
nasıl olduğunu hatırlıyorum.
15:10
when it had been monthsay
sincedan beri I had seengörüldü the sunGüneş.
278
898548
2948
15:15
I thought that I would dieölmek there.
279
903226
2088
Orada öleceğimi sanmıştım.
15:18
But here I am todaybugün,
280
906961
1567
Ama bugün buradayım,
15:21
with you,
281
909255
1282
sizinleyim
15:23
and that is a miraclemucize.
282
911513
2061
ve bu bir mucize.
15:28
I don't know what would have happenedolmuş
had I not been one of the luckyşanslı onesolanlar,
283
916606
3619
Şanslı olanlardan biri olmasaydım,
15:32
had I gottenkazanılmış sickhasta before the internetInternet,
284
920377
2177
internet bulunmadan önce hasta olsaydım,
topluluğumu bulmasaydım
ne olurdu bilmiyorum.
15:34
had I not foundbulunan my communitytoplum.
285
922995
1974
15:37
I probablymuhtemelen would have alreadyzaten
takenalınmış my ownkendi life,
286
925777
2728
Muhtemelen çoktan canıma kıymıştım,
15:41
as so manyçok othersdiğerleri have donetamam.
287
929028
1907
tıpkı birçoğunun yapmış olduğu gibi.
15:44
How manyçok liveshayatları could
we have savedkaydedilmiş, decadeson yıllar agoönce,
288
932094
3224
Eğer doğru soruları sormuş
olsaydık onlarca yıl önce
15:47
if we had askeddiye sordu the right questionssorular?
289
935957
1903
kaç hayatı kurtarabilirdik?
15:50
How manyçok liveshayatları could we savekayıt etmek todaybugün
290
938626
2149
Eğer gerçek bir başlangıç
yapmaya karar verirsek
15:53
if we decidekarar ver to make a realgerçek startbaşlama?
291
941592
2162
bugün kaç hayatı kurtarabiliriz?
15:57
Even oncebir Zamanlar the truedoğru causesebeb olmak
of my diseasehastalık is discoveredkeşfedilen,
292
945205
3043
Hastalığımın gerçek sebebi bulunsa bile,
16:00
if we don't changedeğişiklik
our institutionskurumlar and our culturekültür,
293
948881
3475
kuruluşlarımızı ve kültürümüzü
değiştirmezsek
16:04
we will do this again to anotherbir diğeri diseasehastalık.
294
952380
2376
başka bir hastalığa da aynısını yaparız.
16:07
LivingYaşam with this illnesshastalık has taughtöğretilen me
295
955658
1994
Bu hastalıkla yaşamak bana
16:09
that scienceBilim and medicinetıp
are profoundlyderinden humaninsan endeavorsçabaları.
296
957676
2928
bilim ve tıbbın insan çabası
olduğunu öğretti.
16:13
DoctorsDoktorlar, scientistsBilim adamları and policypolitika makersvericiler
297
961153
2591
Doktorlar, bilim insanları
ve politika yapıcılar
16:15
are not immunebağışık to the sameaynı biasesönyargıların
298
963768
2887
hepimizi etkileyen aynı ön yargılardan
muaf değiller.
16:19
that affectetkilemek all of us.
299
967568
1579
16:23
We need to think in more nuancednüanslı waysyolları
about women'sBayanlar healthsağlık.
300
971377
3052
Kadın sağlığı konusunda daha
incelikli yolları düşünmeliyiz.
16:27
Our immunebağışık systemssistemler are just as much
a battlegroundsavaş alanı for equalityeşitlik
301
975119
4102
Bağışıklık sistemimiz, eşitlik için
en az vücudumuzun geri kalanı kadar
16:31
as the restdinlenme of our bodiesbedenler.
302
979245
1582
bir savaş alanı.
16:33
We need to listen to patients'hastaların storieshikayeleri,
303
981253
2344
Hastaların hikâyelerini dinlemeliyiz
16:36
and we need to be willingistekli
to say, "I don't know."
304
984542
2565
ve "bilmiyorum" demeye istekli olmalıyız.
16:40
"I don't know" is a beautifulgüzel thing.
305
988024
2352
"Bilmiyorum" demek güzel bir şey.
16:43
"I don't know" is where discoverykeşif startsbaşlar.
306
991235
2592
"Bilmiyorum" demek keşfin başladığı yer.
16:47
And if we can do that,
307
995365
1422
Eğer bunu yapabilirsek,
16:49
if we can approachyaklaşım the great vastnessçokluk
of all that we do not know,
308
997447
3695
eğer bilmediğimizi
kabullenmeye yanaşırsak,
16:53
and then, ratherdaha doğrusu than fearkorku uncertaintybelirsizlik,
309
1001166
1952
belirsizlikten korkmak yerine
16:55
maybe we can greetselamlıyorum it
with a senseduyu of wondermerak etmek.
310
1003142
2511
belki de bir merak
duygusuyla karşılayabiliriz.
16:58
Thank you.
311
1006342
1351
Teşekkürler.
17:04
Thank you.
312
1012096
1240
Teşekkürler.
Translated by Tual Şekercigil
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jennifer Brea - Filmmaker
Jennifer Brea was a PhD student at Harvard when, one night, she found she couldn't write her own name.

Why you should listen

Over the following months, while doctors insisted her condition was psychosomatic, Brea became bedridden. She started filming herself and the community that she discovered online, collecting the first footage of what would become a feature documentary about myalgic encephalomyelitis (ME), often referred to as chronic fatigue syndrome. The film, Unrest, which will premiere at the 2017 Sundance Film Festival, tells Jen's story as well as the stories of four other patients living with ME.

Brea is also the founder of #MEAction, an online organizing platform for ME patients around the world, many of whom cannot leave their homes.

More profile about the speaker
Jennifer Brea | Speaker | TED.com