ABOUT THE SPEAKER
Salil Dudani - Legal activist
Salil Dudani has experienced the legal system from two vantage points: being detained by D.C. police on suspicion of "terrorist activity," and working as an investigator with civil rights lawyers challenging poverty-jailing.

Why you should listen

As a John Gardner Public Service fellow, Salil Dudani worked on civil rights cases challenging debtors' prisons and money bail. These included cases in Ferguson, Missouri, where people who could not pay fines and court fees were routinely jailed; Rutherford County, Tennessee, where a private probation company would extort impoverished probationers with the threat of jail; and San Francisco and Houston, where thousands of people are in jail cells every night because they cannot afford to post bail. Before this work, Salil was a defense investigator at the Public Defender Service in Washington, D.C. He is now a student at Yale Law School.

More profile about the speaker
Salil Dudani | Speaker | TED.com
TEDxStanford

Salil Dudani: How jails extort the poor

Salil Dudani: Hapishaneler yoksul insanları zorla nasıl tutuyor

Filmed:
1,115,590 views

Neden insanları paraları yok diye hapse tıkıyoruz? Bugün, yarım milyon Amerikalı kefaleti ödeyemediği için hapiste ve ödenmemiş otopark cezaları gibi küçük nedenlerden oluşan mahkeme borçlarından hapse giriyor. Salil Dudani, Ferguson, Missouri'de borçlu hapsini deneyimleyen bireylerin hikâyelerini paylaşıyor ve fakiri ve marjinali nasıl cezalandırdığımız hakkında bizi daha farklı düşünmeye davet ediyor.
- Legal activist
Salil Dudani has experienced the legal system from two vantage points: being detained by D.C. police on suspicion of "terrorist activity," and working as an investigator with civil rights lawyers challenging poverty-jailing. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
One summeryaz afternoonöğleden sonra in 2013,
0
678
2596
2013 yazı, bir öğleden sonra,
00:15
DCDC policepolis detainedgözaltına alındı, questionedsorguya
and searchedarandı a man
1
3298
3128
DC polisi bir adamı şüpheli ve
potansiyel tehlikeli göründüğü için
00:18
who appearedortaya çıktı suspiciousşüpheli
and potentiallypotansiyel dangeroustehlikeli.
2
6450
3092
tutukladı, sorguladı ve aradı.
00:22
This wasn'tdeğildi what I was wearinggiyme
the day of the detentiongözaltı, to be fairadil,
3
10316
3445
Dürüst olmak gerekirse tutuklanma
gününde bunları giymiyordum,
ama o günden bir resmim var.
00:25
but I have a pictureresim of that as well.
4
13785
1823
00:27
I know it's very frighteningkorkutucu --
try to remainkalmak calmsakin.
5
15632
2696
Bayağı korkutucu olduğunu biliyorum,
sakin kalmaya çalışın.
00:30
(LaughterKahkaha)
6
18352
1093
(Gülüşler)
00:31
At this time, I was interningstaj
7
19469
2422
O günlerde, Washington DC'de
00:33
at the PublicKamu DefenderDefans ServiceHizmet
in WashingtonWashington DCDC,
8
21915
2732
Kamu Savunma Hizmetleri'nde
staj yapıyordum
00:36
and I was visitingziyaret
a policepolis stationistasyon for work.
9
24671
2419
ve de iş için karakolu
ziyaret ediyordum.
00:39
I was on my way out,
10
27114
1160
Tam yola koyulmuştum ki
00:40
and before I could make it to my cararaba,
11
28298
1992
arabama gidene kadar
iki polis arabası çıkışı kapatmak
için önüme doğru çekildi
00:42
two policepolis carsarabalar pulledçekti up
to blockblok my exitçıkış,
12
30314
2301
00:44
and an officersubay approachedyaklaştı me from behindarkasında.
13
32639
2331
ve bir polis memuru arkamdan yaklaştı.
00:46
He told me to stop, take my backpacksırt çantası off
14
34994
2272
Durmamı, sırt çantamı çıkarmamı
00:49
and put my handseller on the policepolis cararaba
parkedpark nextSonraki to us.
15
37290
3076
ve yanımızda duran polis arabasına
ellerimi koymamı söyledi.
00:52
About a dozendüzine officersgörevlileri
then gatheredtoplanmış nearyakın us.
16
40800
2995
Yaklaşık bir düzine polis memuru
etrafımızda toplanmıştı.
00:55
All of them had handgunstabancalar,
17
43819
1247
Hepsinin silahları vardı,
00:57
some had assaultsaldırı riflestüfekler.
18
45090
1340
bazılarının ise taarruz tüfekleri.
00:58
They rifledyivli throughvasitasiyla my backpacksırt çantası.
19
46454
1734
Çantamı silahlarla aradılar.
01:00
They pattedokşadı me down.
20
48212
1405
Pata küte üstümü aradılar.
01:01
They tookaldı picturesresimler of me
spreadYAYILMIŞ on the policepolis cararaba,
21
49641
2361
Polis arabasına uzanmış hâlimin
resmini çektiler
ve güldüler.
01:04
and they laughedgüldü.
22
52026
1156
Ve bütün bunlar yaşanırken,
01:05
And as all this was happeningolay --
23
53206
1540
01:06
as I was on the policepolis cararaba tryingçalışıyor
to ignorealdırmamak the shakingsallama in my legsbacaklar,
24
54770
3250
polis aracında titreyen bacaklarımı
görmezlikten gelmeye çalışırken,
01:10
tryingçalışıyor to think clearlyAçıkça
about what I should do --
25
58044
2335
ne yapmam gerektiği hakkında
düşünmeye çalışırken,
01:12
something stucksıkışmış out to me as oddgarip.
26
60403
1999
bir şey garibime gitti.
01:14
When I look at myselfkendim in this photoFotoğraf,
27
62426
1994
Kendime bu resimde baktığımda,
01:16
if I were to describetanımlamak myselfkendim,
28
64444
1835
eğer kendimi tanıtsaydım,
01:18
I think I'd say something like,
29
66303
1787
şöyle bir şey söylerdim;
01:20
"19-year-old-yaşında IndianHint maleerkek,
brightparlak T-shirtT-shirt, wearinggiyme glassesgözlük."
30
68114
5389
"19 yaşlarında Hintli genç,
renkli tişört, gözlük takıyor."
01:25
But they weren'tdeğildi includingdahil olmak üzere
any of these detailsayrıntılar.
31
73527
2281
Ama onlar ise bu detayların
hiçbirini polis radyolarında
01:27
Into theironların policepolis radiosradyolar
as they describedtarif edilen me,
32
75832
2250
beni tanıtırken söylememişlerdi;
01:30
they kepttuttu sayingsöz, "MiddleOrta EasternDoğu
maleerkek with a backpacksırt çantası.
33
78106
2632
Sürekli: "Orta doğulu,
sırt çantalı bir adam.
Orta doğulu, sırt çantalı bir adam."
deyip durmuşlardı.
01:32
MiddleOrta EasternDoğu maleerkek with a backpacksırt çantası."
34
80762
2029
01:34
And this descriptionaçıklama carriedtaşınan on
into theironların policepolis reportsraporlar.
35
82815
3073
Bu tasvir de polis tutanaklarına taşındı.
01:38
I never expectedbeklenen to be describedtarif edilen
by my ownkendi governmenthükümet in these termsşartlar:
36
86419
4606
Kendi devletim tarafından hiçbir zaman
şu şekilde tasvir edilmeyi beklemezdim:
01:43
"lurkinggözlemliyor,"
37
91049
1258
"sinsi,"
01:45
"nefarioushain,"
38
93301
1231
"hain,"
01:47
"terroristterörist."
39
95832
1160
"terörist."
01:49
And the detentiongözaltı draggedsürüklenen on like this.
40
97016
1943
Ve gözaltı böyle devam etti.
01:50
They sentgönderilen dogsköpekler trainedeğitilmiş to smellkoku explosivesPatlayıcı
to sweepsüpürme the areaalan I'd been in.
41
98983
3878
Bulunduğum yeri taramaları için
eğitilmiş köpekler gönderdiler.
01:54
They calleddenilen the federalfederal governmenthükümet
to see if I was on any watch listslisteleri.
42
102885
3427
Herhangi bir izleme listesinde
olup olmadığımı
kontrol için federal hükûmeti aradılar.
01:58
They sentgönderilen a coupleçift of detectivesDedektifler
to cross-examineçapraz incelemeye me on why,
43
106336
2851
Çapraz sorgu yapmaları için
birkaç detektif gönderdiler.
02:01
if I claimediddia etti I had nothing to hidesaklamak,
44
109211
2116
Saklayacak bir şeyim yoksa
02:03
I wouldn'tolmaz consentrazı olmak to a searcharama of my cararaba.
45
111351
2046
neden arabamın aranmasına
razı olmadım diye.
02:05
And I could see
they weren'tdeğildi happymutlu with me,
46
113421
2061
Görebiliyordum ki benden
memnun değillerdi,
02:07
but I feltkeçe I had no way of knowingbilme
what they'dgittiklerini want to do nextSonraki.
47
115506
3083
yine de devamında ne yapacakları
hakkında fikrim olmadığını hissettim.
02:10
At one pointpuan, the officersubay
who pattedokşadı me down
48
118613
2897
Bir noktada beni arayan polis
02:13
scannedtaranan the sideyan of the policepolis stationistasyon
to see where the securitygüvenlik camerakamera was
49
121534
3530
ne kadarının kayıt edildiğini
görmek için karakolda
02:17
to see how much of this
was beingolmak recordedkaydedilmiş.
50
125088
2872
güvenlik kamerasını aradı.
02:19
And when he did that,
51
127984
1168
Bunu yaptığında,
02:21
it really sankbattı in how completelytamamen
I was at theironların mercymerhamet.
52
129176
3470
o zaman tamamen insaflarına kaldığım
kafama dank etti.
02:24
I think we're all normalizedNormalleştirilmiş
from a younggenç ageyaş
53
132670
2423
Sanıyorum ki çoğumuz
küçük yaştan beri
02:27
to the ideaFikir of policepolis officersgörevlileri
and arrestsTutuklamalar and handcuffskelepçe,
54
135117
3753
polislerin var olmalarına,
tutuklamalara ve kelepçelere alıştık ki
02:30
so it's easykolay to forgetunutmak how demeaningaşağılar
and coercivezorlayıcı a thing it is
55
138894
3942
başka bir insanın bedenini
ele geçirmenin
02:34
to seizeele geçirmek controlkontrol over
anotherbir diğeri person'skişiler bodyvücut.
56
142860
2905
ne kadar da aşağılayıcı ve
zorlayıcı olduğunu unuttuk.
02:37
I know it soundssesleri like
the pointpuan of my storyÖykü
57
145789
2045
Hikâyemin ana konusu
rengim yüzünden ne kadar
02:39
is how badlykötü treatedişlenmiş I was
because of my raceyarış --
58
147858
2442
kötü davranıldığımmış gibi gelebilir,
02:42
and yes, I don't think I would'veolurdu been
detainedgözaltına alındı if I were whitebeyaz.
59
150324
3120
belki de evet, beyaz olsaydım
tutuklanacağımı sanmazdım.
02:45
But actuallyaslında, what I have in mindus
todaybugün is something elsebaşka.
60
153468
2739
Ama aslında, bugün aklımda olan
başka bir şey.
Aklımda olan, varlıklı olmasaydım
02:48
What I have in mindus is how
much worsedaha da kötüsü things might'veettik olabilir been
61
156231
2718
işlerin ne kadar daha kötü olacağı.
02:50
if I weren'tdeğildi affluentzengin.
62
158973
1164
02:52
I mean, they thought I mightbelki be tryingçalışıyor
to plantbitki an explosivepatlayıcı,
63
160161
2918
Yani, oraya bir patlayıcı
yerleştirmeye çalıştığımı düşündüler
02:55
and they investigatedaraştırılmıştır that possibilityolasılık
for an hoursaat and a halfyarım,
64
163103
3169
ve bu olasılığı bir buçuk saat
boyunca araştırdılar
02:58
but I was never put in handcuffskelepçe,
65
166296
1712
ama hiçbir zaman kelepçe takılmadı
03:00
I was never takenalınmış to a jailhapis cellhücre.
66
168032
2012
ya da bir hücreye girmedim.
03:02
I think if I were from one of WashingtonWashington
DC'sDC'nin poorfakir communitiestopluluklar of colorrenk,
67
170068
4060
Bence Washington DC'nin beyaz olmayan
yoksul topluluklarından olsaydım
ve memurların hayatlarını
tehlikeye attığımı düşünselerdi
03:06
and they thought I was
endangeringtehlikeye officers'subay liveshayatları,
68
174152
2423
işler daha farklı sona erebilirdi.
03:08
things might'veettik olabilir endedbitti differentlyfarklı olarak.
69
176599
1621
Ve işin doğrusu, sistemimizde
daha küçük suçlarla yargılanan
03:10
And in factgerçek, in our systemsistem, I think
it's better to be an affluentzengin personkişi
70
178244
3404
03:13
suspectedşüpheli of tryingçalışıyor
to blowdarbe up a policepolis stationistasyon
71
181672
2288
fakir bir insan olmaktan çok,
karakolu havaya uçurmayı
denemekle yargılanan
03:15
than it is to be a poorfakir personkişi
72
183984
1667
03:17
who'skim suspectedşüpheli of much,
much lessaz than this.
73
185675
2657
varlıklı bir insan olmak daha iyidir.
03:20
I want to give you an exampleörnek
from my currentşimdiki work.
74
188356
2575
Şimdiki işimden size bir örnek
vermek istiyorum.
03:23
Right now, I'm workingçalışma
at a civilsivil rightshaklar organizationorganizasyon in DCDC,
75
191309
3250
Şu anda DC'de "Equal Justice Under Law"
(Kanun Önünde Eşit Adalet) adında
03:26
calleddenilen EqualEşittir JusticeAdalet UnderAltında LawHukuk.
76
194583
2332
bir sivil hak örgütünde çalışıyorum.
03:28
Let me startbaşlama by askingsormak you all a questionsoru.
77
196939
2909
Sizlere bir soru sorarak başlayayım.
03:31
How manyçok of you have ever gottenkazanılmış
a parkingotopark ticketbilet in your life?
78
199872
2987
Kaçınız hayatında bir park cezası aldı?
Ellerinizi kaldırın.
03:34
RaiseZam your handel.
79
202883
1164
03:36
Yeah. So have I.
80
204071
1946
Aynen, ben de aldım.
03:38
And when I had to payödeme it,
81
206041
1333
Ve ödeme zamanı geldiğinde,
03:39
it feltkeçe annoyingCan sıkıcı and it feltkeçe badkötü,
82
207398
2031
sinir bozucu ve kötü hissettirdi,
03:41
but I paidödenmiş it and I movedtaşındı on.
83
209453
1916
yine de ödedim ve hayatıma devam ettim.
03:43
I'm guessingtahmin mostçoğu of you
have paidödenmiş your ticketsbiletler as well.
84
211393
2691
Çoğunuzun da cezalarını yatırdıklarını
tahmin ediyorum.
03:46
But what would happenolmak if you
couldn'tcould affordparası yetmek the amounttutar on the ticketbilet
85
214616
4287
Peki cezanın tutarını
karşılayamayacağınızda
03:50
and your familyaile doesn't have
the moneypara eitherya, what happensolur then?
86
218927
3170
ya aileniz de bu paraya
sahip olmadığında ne olur?
03:54
Well, one thing that's not supposedsözde
to happenolmak underaltında the lawhukuk is,
87
222121
2991
Aslında, kanunen olmaması
gereken bir şey de
03:57
you're not supposedsözde to be
arrestedtutuklandı and jailedhapis
88
225136
2104
sadece tutarı ödeyemediğinizden dolayı
03:59
simplybasitçe because you can't affordparası yetmek to payödeme.
89
227264
2096
tutuklanıp hapse girmenizdir.
04:01
That's illegalyasadışı underaltında federalfederal lawhukuk.
90
229384
1804
Federal yasa uyarınca bu yasal değildir.
04:03
But that's what localyerel governmentshükümetler
acrosskarşısında the countryülke are doing
91
231212
2928
Ama ülke çapındaki yerel
idarelerin fakir insanlara
04:06
to people who are poorfakir.
92
234164
1157
yaptığı şey aynen budur.
04:07
And so manyçok of our lawsuitsaçılan davalar
at EqualEşittir JusticeAdalet UnderAltında LawHukuk
93
235345
2920
Equal Justice Under Law'da
gerçekleşen çoğu dava
04:10
targethedef these modern-dayGünümüz debtors'borçları yüzünden prisonsHapishaneler.
94
238289
2453
bu modern borçlu hapislerini hedefler.
04:13
One of our casesvakalar is againstkarşısında
FergusonFerguson, MissouriMissouri.
95
241771
2721
Bir davamız da Ferguson,
Missouri'ye karşı.
04:16
And I know when I say FergusonFerguson,
96
244516
1824
Ferguson dediğimde çoğunun aklına
04:18
manyçok of you will think of policepolis violenceşiddet.
97
246364
2098
polis şiddeti geleceğinden eminim.
04:20
But todaybugün I want to talk
about a differentfarklı aspectGörünüş
98
248486
2287
Ama bugün vatandaşları ve
polis gücü arasındaki ilişkinin
04:22
of the relationshipilişki betweenarasında
theironların policepolis forcekuvvet and theironların citizensvatandaşlar.
99
250797
3466
farklı bir boyutunu konuşmak istiyorum.
04:26
FergusonFerguson was issuingveren an averageortalama
of over two arresttutuklamak warrantsgaranti eder,
100
254287
3534
Ferguson zamanında her yıl kişi başına,
genellikle ödenmemiş borçlar için
04:29
perbaşına personkişi, perbaşına yearyıl,
101
257845
2007
ortalama ikiden fazla tutuklama
emri gönderiyordu.
04:31
mostlyçoğunlukla for unpaidÖdenmemiş debtborç to the courtsmahkemeler.
102
259876
2248
04:34
When I imaginehayal etmek what that would feel like
if, everyher time I left my houseev,
103
262996
4023
Evimden her çıktığımda,
bir polis memurunun plakamı araştırıp
04:39
there was a chanceşans a policepolis officersubay
would runkoş my licenselisans plateplaka,
104
267043
3100
ödenmemiş borç için
tutuklama emrim olduğunu görüp
04:42
see a warrantArama izni for unpaidÖdenmemiş debtborç,
105
270167
1691
DC'de yaptıkları gibi üzerimi arayıp da
04:43
seizeele geçirmek my bodyvücut they way the did in DCDC
106
271882
2130
bir hücreye götürdüklerini düşündüğümde,
04:46
and then take me to a jailhapis cellhücre,
107
274036
1917
04:47
I feel a little sickhasta.
108
275977
1634
biraz midem bulanıyor.
04:50
I've metmet manyçok of the people in FergusonFerguson
who have experienceddeneyimli this,
109
278838
3156
Ferguson'da bunu yaşamış olan
çoğu insanla tanıştım
ve hikâyelerini dinledim.
04:54
and I've heardduymuş some of theironların storieshikayeleri.
110
282018
1787
04:55
In Ferguson'sFerguson'ın jailhapis,
111
283829
1368
Ferguson hücrelerinde,
04:57
in eachher smallküçük cellhücre,
there's a bunkranza bedyatak and a toilettuvalet,
112
285221
3109
her bir hücrede bir adet ranzayla
tuvalet bulunmasına rağmen
05:00
but they'dgittiklerini packpaket fourdört people
into eachher cellhücre.
113
288354
2302
dört kişiyi tek bir hücreye
sıkıştırıyorlar.
05:02
So there'dkırmızı be two people on the bunksKişilik Kuşet
and two people on the floorzemin,
114
290680
3115
Yani iki kişi ranzada yatarken,
diğer ikisi yerde yatıyor;
biri hiçbir zaman temizlenmemiş
pis tuvaletin yanından başka
05:05
one with nowhereHiçbir yerde to go exceptdışında
right nextSonraki to the filthypis toilettuvalet,
115
293819
2927
05:08
whichhangi was never cleanedtemizlenir.
116
296770
1160
hiçbir yerde kalamıyor.
05:09
In factgerçek, the wholebütün cellhücre was never cleanedtemizlenir,
117
297954
2163
Aslında, hücrenin tamamı hiçbir zaman
temizlenmemiş ki
05:12
so the floorzemin and the wallsduvarlar were linedastarlı
with bloodkan and mucusmukus.
118
300141
3555
yerler ve duvarlar kan ve balgamla kaplı.
05:16
No waterSu to drinkiçki,
119
304088
1150
Tuvalete bağlı fıçı tapasından
gelen sudan başka
05:17
exceptdışında cominggelecek out of a spigottıkaç
connectedbağlı to the toilettuvalet.
120
305262
2704
içilecek su yok.
05:19
The waterSu lookedbaktı and tastedtadı dirtykirli,
121
307990
1720
Suyun görüntüsü de tadı da kötüydü,
05:21
there was never enoughyeterli foodGıda,
122
309734
1515
asla yeteri kadar yiyecek yoktu,
05:23
never any showersduş,
123
311273
1548
herhangi bir duş yeri yoktu,
05:24
womenkadınlar menstruatingadet görüyor
withoutolmadan any hygienetemizlik productsÜrünler,
124
312845
2790
kadınlar hiçbir hijyen ürünü olmadan
regl oluyorlardı,
05:27
no medicaltıbbi attentionDikkat whatsoeverher ne.
125
315659
1694
herhangi bir tıbbi yardımsa hak getire.
05:29
When I askeddiye sordu a womankadın
about medicaltıbbi attentionDikkat,
126
317377
2180
Bir kadına tıbbi müdahale
hakkında sorduğumda,
05:31
she laughedgüldü, and she said, "Oh, no, no.
127
319581
2395
güldükten sonra şöyle dedi; "Ah, hayır, hayır.
05:34
The only attentionDikkat you get
from the guardsMuhafızlar in there is sexualcinsel."
128
322000
3145
Gardiyanlardan ancak
cinsel müdahale alırsın."
05:37
So, they'dgittiklerini take the debtorsborçlular
to this placeyer and they'dgittiklerini say,
129
325838
2720
Yani, borçluları buraya getirip de
dedikleri şey;
05:40
"We're not lettingicar you leaveayrılmak
untila kadar you make a paymentödeme on your debtborç."
130
328582
3536
"Borcunda herhangi bir ödeme
yapana kadar seni çıkartmıyoruz."
05:44
And if you could -- if you
could call a familyaile memberüye
131
332142
2630
Birkaç kuruş ile gelebilecek
bir aile üyesini
05:46
who could somehowbir şekilde come up with some moneypara,
132
334796
2141
ararsanız, ki arayabilirseniz,
05:48
then maybe you were out.
133
336961
1393
belki de çıkabilirsiniz.
05:50
If it was enoughyeterli moneypara, you were out.
134
338378
2159
Yeteri kadar para olsaydı, çıkmıştınız.
05:52
But if it wasn'tdeğildi, you'dşimdi etsen staykalmak there
for daysgünler or weekshaftalar,
135
340561
3318
Ama yeteri kadar değilse, orada günlerce
ya da haftalarca kalabilir
05:55
and everyher day the guardsMuhafızlar
would come down to the cellshücreler
136
343903
2786
ve her gün gardiyanların hücrelere gelip
05:58
and hagglesıkı pazarlık with the debtorsborçlular
about the pricefiyat of releaseserbest bırakmak that day.
137
346713
3387
çıkış ücreti hakkında pazarlık
etmesini görebilirdiniz.
06:02
You'dOlur staykalmak untila kadar, at some pointpuan,
the jailhapis would be bookedayırtıldı to capacitykapasite,
138
350625
4122
Hapishanenin kapasitesi
bir noktada dolana kadar
ve yeni birini bulmak istedikleri
ana kadar orada kalırdınız.
06:06
and they'dgittiklerini want to bookkitap someonebirisi newyeni in.
139
354771
1950
Ve o noktada,
06:08
And at that pointpuan, they'dgittiklerini think,
140
356745
1561
"Tamamdır, bu adamın parayla
gelmesi olanaksız,
06:10
"OK, it's unlikelyolası olmayan this personkişi
can come up with the moneypara,
141
358330
2755
yeni gelende herhalde vardır." derler.
06:13
it's more likelymuhtemelen this newyeni personkişi will."
142
361109
1860
Siz çıkarsınız, yenileri gelir ve
makine böyle işlemeye devam eder.
06:14
You're out, they're in,
and the machinemakine kepttuttu movinghareketli like that.
143
362993
2978
06:17
I metmet a man who,
144
365995
2026
Dokuz yıl önce Walgreens'te
06:20
ninedokuz yearsyıl agoönce, was arrestedtutuklandı
for panhandlingdilenmek in a WalgreensWalgreens'e.
145
368045
4267
dilenmekten tutuklanan
bir adamla tanıştım.
06:24
He couldn'tcould affordparası yetmek his finespara cezaları
and his courtmahkeme feesharç from that casedurum.
146
372336
4056
Cezalarını ve mahkeme ücretini
karşılayamamıştı.
06:28
When he was younggenç
he survivedhayatta a houseev fireateş,
147
376416
2996
Gençken, üçüncü kattaki
bir pencereden atlayabildiği için,
06:31
only because he jumpedatladı out
of the third-storyÜçüncü-hikaye windowpencere to escapekaçış.
148
379436
2973
bir ev yangınından kurtulmuş.
Ama düşüşü beynine
ve bacağıyla birlikte
06:34
But that falldüşmek left him
with damagehasar to his brainbeyin
149
382433
2201
vücudunun çeşitli taraflarında
hasara sebep olmuştu.
06:36
and severalbirkaç partsparçalar of this bodyvücut,
includingdahil olmak üzere his legbacak.
150
384658
2435
Yani çalışamıyor
06:39
So he can't work,
151
387117
1159
ve yaşamak için sosyal güvenlik
ödemelerine dayanıyordu.
06:40
and he reliesdayanır on socialsosyal securitygüvenlik
paymentsÖdemeler to survivehayatta kalmak.
152
388300
2502
Apartmanında kendisiyle tanıştığımda,
06:42
When I metmet him in his apartmentapartman,
153
390826
1686
orada kayda değer hiçbir şey yoktu,
dolabında yemek bile bulunmuyordu.
06:44
he had nothing of valuedeğer there --
not even foodGıda in his fridgebuzdolabı.
154
392536
2879
06:47
He's chronicallyKronik hungry.
155
395439
1165
Sürekli açtı.
Çocuklarının adını yazdığı
bir karton parçasından başka
06:48
He had nothing of valuedeğer in his apartmentapartman
exceptdışında a smallküçük pieceparça of cardboardkarton
156
396628
3479
apartmanında değerli sayılabilecek
bir şey yoktu.
06:52
on whichhangi he'diçin ona writtenyazılı
the namesisimler of his childrençocuklar.
157
400131
2238
Kartona çok değer veriyordu.
Bana göstermekten mutluluk duyuyordu.
06:54
He cherishedAziz this a lot.
He was happymutlu to showgöstermek it to me.
158
402389
2572
Yine de vereceği bir şeyi olmadığından
ötürü cezalarını ödeyemiyordu.
06:56
But he can't payödeme his finespara cezaları and feesharç
because he has nothing to give.
159
404991
3150
07:00
In the last ninedokuz yearsyıl,
he's been arrestedtutuklandı 13 timeszamanlar,
160
408175
3366
Geçtiğimiz dokuz yıl boyunca
13 defa tutuklanmış,
07:03
and jailedhapis for a totalGenel Toplam of 130 daysgünler
on that panhandlingdilenmek casedurum.
161
411565
4331
sadece dilencilik davasından
toplam 130 gün boyunca içeride kalmıştı.
07:08
One of those stretchesuzanıyor lastedsürdü 45 daysgünler.
162
416659
3048
Tek bir hapis süresi 45 gün sürüyordu.
07:11
Just imaginehayal etmek spendingharcama from right now
untila kadar sometimebazen in JuneHaziran
163
419731
4406
Birkaç dakika önce size bahsettiğim
şu andan Haziran'a kadar
07:16
in the placeyer that I describedtarif edilen to you
a fewaz momentsanlar agoönce.
164
424161
2796
öyle bir yerde kaldığınızı bir düşünün.
07:20
He told me about all the suicideintihar attemptsdenemeler
he's seengörüldü in Ferguson'sFerguson'ın jailhapis;
165
428616
4081
Ferguson hapishanesinde gördüğü
her bir intihar girişiminden bahsetti;
bir keresinde bir adam
mahkûmların ulaşamadığı bir yerde
07:24
about the time a man foundbulunan
a way to hangasmak himselfkendisi
166
432721
2273
kendisini asmanın bir yolunu bulmuş,
07:27
out of reachulaşmak of the other inmatesMahkumlar,
167
435018
1660
07:28
so all they could do
was yellbağırma and yellbağırma and yellbağırma,
168
436702
3162
onlar da ancak muhafızların
ilgisini çekmek için
07:31
tryingçalışıyor to get the guards'gardiyanların attentionDikkat
169
439888
1740
bağırıp çağırmışlar ki
07:33
so they could come down and cutkesim him down.
170
441652
1993
gelip de ipini kesebilsinler diye.
Bana muhafızların cevap vermelerinin
beş dakikayı aldığını
07:35
And he told me that it tookaldı the guardsMuhafızlar
over fivebeş minutesdakika to respondyanıtlamak,
171
443669
3436
ve geldiklerinde adamın kendinde
olmadığını söyledi.
07:39
and when they camegeldi,
the man was unconsciousbilinçsiz.
172
447129
2268
07:41
So they calleddenilen the paramedicsSağlık görevlileri
and the paramedicsSağlık görevlileri wentgitti to the cellhücre.
173
449421
3171
Sağlık görevlilerini aradıktan sonra
görevliler hücreye gelmiş.
07:44
They said, "He'llO olacak be OK,"
174
452616
1332
"Normale döner." deyip
07:45
so they just left him there on the floorzemin.
175
453972
2204
adamı yerde bırakmışlar.
07:48
I heardduymuş manyçok storieshikayeleri like this
and they shouldn'tolmamalı have surprisedşaşırmış me,
176
456200
3294
Böyle çok hikâye duydum
ve bu beni şaşırtmamalıydı,
07:51
because suicideintihar is the singletek leadingönemli
causesebeb olmak of deathölüm in our localyerel jailshapishanelerinde.
177
459518
3552
çünkü intihar yerel hapishanelerde
en önde gelen ölüm nedenidir.
Bu, hapishanelerdeki akıl sağlığı
hizmetlerinin yetersizliğindendir.
07:55
This is relatedilgili to the lackeksiklik
of mentalzihinsel healthsağlık carebakım in our jailshapishanelerinde.
178
463852
2987
07:58
I metmet a womankadın, singletek motheranne of threeüç,
makingyapma sevenYedi dollarsdolar an hoursaat.
179
466863
3920
Üç çocuğuna bakan, saati yedi dolara
çalışan bekâr bir kadınla tanıştım.
08:02
She reliesdayanır on foodGıda stampspullar
to feedbesleme herselfkendini and her childrençocuklar.
180
470807
2792
Kendisinin ve çocuklarının beslenmesi
gıda puluna bağlı.
08:06
About a decadeonyıl agoönce,
181
474108
1544
Yaklaşık on yıl önce,
08:07
she got a coupleçift of traffictrafik ticketsbiletler
and a minorküçük thefthırsızlık chargeşarj etmek,
182
475676
3765
birkaç trafik cezası aldı
ve küçük bir hırsızlık suçu işledi,
08:11
and she can't affordparası yetmek her finespara cezaları
and feesharç on those casesvakalar.
183
479465
2768
dava ücretlerini ve cezalarını ödeyemedi.
08:14
SinceBeri then, she's been jailedhapis
about 10 timeszamanlar on those casesvakalar,
184
482726
3500
O zamandan beri, aynı davalarda
yaklaşık 10 defa hapse girdi,
08:18
but she has schizophreniaşizofreni
and bipolariki kutuplu disorderdüzensizlik,
185
486250
2283
aynı zamanda şizofreni
ve bipolar bozukluğu var
08:20
and she needsihtiyaçlar medicationilaç everyher day.
186
488557
2151
ve her gün ilaç kullanması lazım.
08:22
She doesn't have accesserişim
to those medicationsilaçlar in Ferguson'sFerguson'ın jailhapis,
187
490732
3038
Ferguson hapishanesinde
bu ilaçları alamıyordu,
çünkü kimse ilaçlarını alamıyordu.
08:25
because no one has accesserişim
to theironların medicationsilaçlar.
188
493794
2216
İki haftasını bir hücrede geçirmenin
nasıl bir şey olduğunu anlattı;
08:28
She told me about what it was like
to spendharcamak two weekshaftalar in a cagekafes,
189
496034
4026
08:32
hallucinatingHalüsinasyon people and shadowsgölgeler
and hearingişitme voicessesleri,
190
500084
3553
insanlar ve gölgeler gördüğünü,
sesler duyduğunu sanıp
görmezlikten gelmek için
08:35
beggingyalvarıyor for the medicationilaç
that would make it all stop,
191
503661
2594
bunları durduracak ilaçlar
için bağırıp durduğunu.
08:38
only to be ignoredihmal.
192
506279
1370
08:40
And this isn't anomalousanormal, eitherya:
193
508370
1846
Bu hiç de anormal değil:
08:42
thirtyotuz percentyüzde of womenkadınlar in our localyerel jailshapishanelerinde
have seriousciddi mentalzihinsel healthsağlık needsihtiyaçlar
194
510240
3525
Yerel hapishanelerdeki kadınların
%30'unun tıpkı onun gibi ciddi
08:45
just like hersonunki,
195
513789
1156
akıl sağlığı sorunu var,
08:46
but only one in sixaltı receivesalır
any mentalzihinsel healthsağlık carebakım while in jailhapis.
196
514969
4517
fakat yalnızca altıda biri hapisteyken
akıl sağlığı hizmeti alabiliyor.
08:51
And so, I heardduymuş all these storieshikayeleri
about this grotesquegrotesk dungeonzindan
197
519510
3825
Ferguson'un borçluları için işlettiği
bu acayip zindan hakkındaki
tüm hikâyeleri duydum
08:55
that FergusonFerguson was operatingişletme
for its debtorsborçlular,
198
523359
2198
ve Ferguson hapishanesine
08:57
and when it camegeldi time
for me to actuallyaslında see it
199
525581
2293
08:59
and to go visitziyaret etmek Ferguson'sFerguson'ın jailhapis,
200
527898
1954
gitme fırsatım oluştuğunda
09:01
I'm not sure what I was expectingbekliyor to see,
201
529876
2040
ne göreceğimden emin olmasam da
09:03
but I wasn'tdeğildi expectingbekliyor this.
202
531940
1954
bunu beklemiyordum.
09:06
It's an ordinarysıradan governmenthükümet buildingbina.
203
534495
1839
Sıradan bir devlet binası.
09:08
It could be a postposta officeofis or a schoolokul.
204
536358
2456
Postane ya da bir okul olabilirdi.
09:10
It remindedhatırlattı me that these illegalyasadışı
extortiongasp schemesdüzenleri
205
538838
3692
Bu yasa dışı zorbalık olaylarının
gölgeler arkasında
09:14
aren'tdeğil beingolmak runkoş somewherebir yerde in the shadowsgölgeler,
206
542554
2088
bir yerlerde dönmediği aklıma düştü;
09:16
they're beingolmak runkoş out in the openaçık
by our publichalka açık officialsYetkililer.
207
544666
2716
devlet memurları tarafından
açıkça yapılıyordu.
09:19
They're a mattermadde of publichalka açık policypolitika.
208
547406
1700
Kamu politikasının bir sorunuydu bu.
09:21
And this remindedhatırlattı me
that povertyyoksulluk jailingjailing in generalgenel,
209
549130
2839
Ve bu bana, genel manada
fakirlerin hapsedilmesinin
09:23
even outsidedışında the debtors'borçları yüzünden prisonhapis contextbağlam,
210
551993
2208
borçlu hapsi bağlamının dışında,
09:26
playsoyunlar a very visiblegözle görülür and centralmerkezi rolerol
in our justiceadalet systemsistem.
211
554225
2921
adalet sistemimizde bariz ve merkezi
bir rol oynadığını hatırlattı.
09:29
What I have in mindus is our policypolitika of bailKefalet.
212
557818
2212
Aklımda olan kefalet politikamız.
09:32
In our systemsistem, whetherolup olmadığını
you're detainedgözaltına alındı or freeücretsiz,
213
560054
2552
Gözaltında olup olmasanız da,
sistemimizde
09:34
pendingkadar trialDeneme is not a mattermadde
of how dangeroustehlikeli you are
214
562630
3130
duruşma süreniz, ne kadar
tehlikeli olduğunuza ya da
09:37
or how much of a flightuçuş riskrisk you posepoz.
215
565784
2248
kaçış riskinizin ne kadar
olduğuna bağlı değil.
09:40
It's a mattermadde of whetherolup olmadığını you can affordparası yetmek
to postposta your bailKefalet amounttutar.
216
568056
3086
Kefaletinizi ödeyip
ödeyemediğinize bağlı.
Yani kefaleti milyonlarca
dolar olan Bill Cosby
09:43
So BillBill CosbyCosby, whosekimin bailKefalet
was setset at a millionmilyon dollarsdolar,
217
571166
2712
anında çek yazarak,
hücrede bir saniye bile durmuyor.
09:45
immediatelyhemen writesyazıyor the checkKontrol,
and doesn't spendharcamak a secondikinci in a jailhapis cellhücre.
218
573902
3460
Ama hapiste ölen Sandra Bland ise
09:49
But SandraSandra BlandBland, who diedvefat etti in jailhapis,
219
577386
1732
09:51
was only there because her familyaile
was unableaciz to come up with 500 dollarsdolar.
220
579142
3998
ailesi 500 dolar bulamadığından oradaydı.
09:55
In factgerçek, there are halfyarım a millionmilyon
SandraSandra BlandsBantlar acrosskarşısında the countryülke --
221
583164
3387
İşin aslı, ülke boyunca
yarım milyon Sandra Bland bulunmakta;
sadece kefaletlerini ödeyemediklerinden
09:58
500,000 people who are in jailhapis right now,
222
586575
2266
10:00
only because they can't affordparası yetmek
theironların bailKefalet amounttutar.
223
588865
2661
hapiste şu an 500 bin kişi bulunuyor.
10:03
We're told that our jailshapishanelerinde
are placesyerler for criminalssuçlular,
224
591550
3057
Bize hapislerimizin
suçlular için olduğu söylense de
10:06
but statisticallyistatistiksel that's not the casedurum:
225
594631
2013
istatistiksel açıdan asıl olay bu değil:
10:08
threeüç out of everyher fivebeş people
in jailhapis right now are there pretrialön duruşma.
226
596668
4301
Hapiste olan beş insanın üçü
ön duruşma süresinde içeride.
10:12
They haven'tyok been convictedsuçlu of any crimesuç;
227
600993
2182
Herhangi bir suç işlememiş,
10:15
they haven'tyok pledyalvardı guiltysuçlu to any offensesuç.
228
603199
2511
bir suçtan hüküm giymemişlerdir.
10:18
Right here in SanSan FranciscoFrancisco,
229
606351
1344
Burada, San Francisco'da
10:19
85 percentyüzde of the inmatesMahkumlar
in our jailhapis in SanSan FranciscoFrancisco
230
607719
3390
San Francisco hapishanesindeki
mahkûmların yüzde 85'i
10:23
are pretrialön duruşma detaineesTutuklular.
231
611133
1744
ön duruşma tutuklusu.
10:24
This meansanlamına geliyor SanSan FranciscoFrancisco is spendingharcama
something like 80 millionmilyon dollarsdolar
232
612901
3385
Bu San Francisco'nun
80 milyon dolar gibi bir rakamı
her yıl ön duruşma hapsine
10:28
everyher yearyıl
233
616310
1170
10:29
to fundfon, sermaye pretrialön duruşma detentiongözaltı.
234
617504
1716
harcadığı anlamına geliyor.
10:33
ManyBirçok of these people who are in jailhapis
only because they can't postposta bailKefalet
235
621240
4419
Kefaleti ödeyemediği için
hapiste olan çoğu insan
10:37
are facingkarşı allegationsiddiaları so minorküçük
236
625683
2246
o kadar küçük suçlamalarla
karşı karşıyalar ki
10:39
that the amounttutar of time it would take
for them to sitoturmak waitingbekleme for trialDeneme
237
627953
3383
bir duruşma için bekleme süreleri
10:43
is longeruzun than the sentencecümle
they would receiveteslim almak if convictedsuçlu,
238
631360
3052
hüküm giyip de çekecekleri
ceza süresinden daha fazla,
10:46
whichhangi meansanlamına geliyor they're guaranteedgarantili
to get out fasterDaha hızlı
239
634436
2268
yani suçlu bulunsalardı
daha hızlı çıkacakları
10:48
if they just pleadsuçu kabul guiltysuçlu.
240
636728
1284
kesindi.
10:50
So now the choiceseçim is:
241
638036
1559
Yani seçim şu:
10:51
Should I staykalmak here in this horriblekorkunç placeyer,
242
639619
2873
Ailemden ve tanıdıklarımdan uzak,
10:54
away from my familyaile and my dependentsbakmakla yükümlü,
243
642516
2110
işimi kaybetmem kesinken
10:56
almostneredeyse guaranteedgarantili to losekaybetmek my job,
244
644650
2477
bu felaket yerde kalmalı
10:59
and then fightkavga the chargesücretleri?
245
647151
1621
ve suçlamalarla uğraşmalı mıyım?
11:00
Or should I just pleadsuçu kabul guiltysuçlu to whateverher neyse
the prosecutorSavcı wants and get out?
246
648796
3569
Ya da savcı ne derse desin
suçlu bulunup çıkmalı mıyım?
Bu noktada, onlar ön duruşma
tutuklusudur, suçlu değil.
11:04
And at this pointpuan, they're pretrialön duruşma
detaineesTutuklular, not criminalssuçlular.
247
652389
2935
Ama savunmalarını yaptıktan sonra
onlara suçlu deriz,
11:07
But oncebir Zamanlar they take that pleaSavunma dealanlaştık mı,
we'lliyi call them criminalssuçlular,
248
655348
2892
yine de varlıklı bir kişi asla
böyle bir duruma düşmeyecektir,
11:10
even thoughgerçi an affluentzengin personkişi
would never have been in this situationdurum,
249
658264
3380
çünkü varlıklı bir insan
kefaletle hemen serbest kalır.
11:13
because an affluentzengin personkişi
would have simplybasitçe been bailedekti out.
250
661668
2874
Bu noktada merak ediyor olmalısınız,
11:16
At this pointpuan you mightbelki be wonderingmerak ediyor,
251
664566
2090
"Bu adam ilham kısmında,
ne yapıyor ya --
11:18
"This guy'sadam in the inspirationilham sectionBölüm,
what is he doing --
252
666680
2794
11:21
(LaughterKahkaha)
253
669498
1160
(Gülüşler)
11:22
"This is extremelyson derece depressingiç karartıcı.
I want my moneypara back."
254
670682
2806
"Fena hâlde içim karardı,
paramı geri istiyorum."
11:25
(LaughterKahkaha)
255
673512
1206
(Gülüşler)
11:26
But in actualitygerçeklik,
256
674742
2399
Ama işin aslı,
diğer şeyleri konuşmaktansa
hapsi konuşmanın daha az moral bozucu
11:29
I find talkingkonuşma about jailingjailing much lessaz
depressingiç karartıcı than the alternativealternatif,
257
677165
4390
11:33
because I think if we don't talk
about these issuessorunlar
258
681579
2436
olduğunu düşünüyorum,
ama bu konular hakkında konuşmaz
11:36
and collectivelytopluca changedeğişiklik
how we think about jailingjailing,
259
684039
2401
ve hapis hakkında düşündüklerimizi
toptan değiştirmezsek,
11:38
at the endson of all of our liveshayatları,
260
686464
1504
hayatlarımızın sonunda
11:39
we'lliyi still have jailshapishanelerinde fulltam of poorfakir people
who don't belongait there.
261
687992
3131
hücrelerimiz oraya ait olmayan
yoksul insanlarla dolu olur.
İşte bu benim içimi karartıyor.
11:43
That really is depressingiç karartıcı to me.
262
691147
1554
Ama beni heyecanlandıran şey ise
bu hikâyelerle hapsi farklı şekilde
11:44
But what's excitingheyecan verici to me is the thought
that these storieshikayeleri can movehareket us
263
692725
3424
11:48
to think about jailingjailing in differentfarklı termsşartlar.
264
696173
2043
algılayabileceğimiz düşüncesi.
11:50
Not in sterilesteril policypolitika termsşartlar
like "masskitle incarcerationhapsetme,"
265
698240
3371
"Kitlesel hapis" ya da
"pasif suçluların cezalandırılması"
11:53
or "sentencingceza of nonviolentşiddetsiz offenderssuçluların,"
266
701635
1986
terimleri gibi verimsiz açıdan değil de
11:55
but in humaninsan termsşartlar.
267
703645
1166
insani açıdan değişmesi.
11:56
When we put a humaninsan beingolmak in a cagekafes
for daysgünler or weekshaftalar or monthsay
268
704835
4585
Bir insanı bir hücreye günler,
haftalar, aylar ya da yıllar için
12:01
or even yearsyıl,
269
709444
1444
koyarsak,
12:02
what are we doing
to that person'skişiler mindus and bodyvücut?
270
710912
2349
o insanın aklına ve vücuduna
ne yapmış oluruz?
12:05
UnderAltında what conditionskoşullar
are we really willingistekli to do that?
271
713285
2758
Hangi şartlar altında bunları yapmaya
gerçekten isteklisiniz?
12:08
And so if startingbaşlangıç with a fewaz
hundredyüz of us in this roomoda,
272
716569
2806
Yani bu odadaki birkaç yüz
insanla başlasak bile,
12:11
we can commitişlemek to thinkingdüşünme about
jailingjailing in this differentfarklı lightışık,
273
719399
3044
hapsi bu farklı yönde düşünebilir
ve önceden sözünü ettiğim
normalleştirmeyi geri alabiliriz.
12:14
then we can undogeri alma that normalizationnormalleştirme
I was referringatıfta to earlierdaha erken.
274
722467
3480
12:17
If I leaveayrılmak you with anything todaybugün,
I hopeumut it's with the thought
275
725971
3038
Eğer sizi bugün herhangi bir şeyle
bırakıyorsam, umarım ki bu
12:21
that if we want anything
to fundamentallyesasen changedeğişiklik --
276
729033
2432
bir şeyleri kökten değiştirme isteği olur.
Sadece kefalet, ceza ve
ücret politikalarının düzenlenmesi değil,
12:23
not just to reformreform our policiespolitikaları
on bailKefalet and finespara cezaları and feesharç --
277
731489
3280
12:26
but alsoAyrıca to make sure that whateverher neyse
newyeni policiespolitikaları replacedeğiştirmek those
278
734793
3053
ayrıca fakiri ve marjinali
kendi yeni tarzında cezalandırmayan,
12:29
don't punishcezalandırmak the poorfakir and the marginalizedmarjinal
in theironların ownkendi newyeni way.
279
737870
3051
bunları değiştirecek
yeni ilkeler yaratmaktır.
Öyle bir değişiklik istiyorsak,
12:32
If we want that kindtür of changedeğişiklik,
280
740945
1632
bu düşünce değişiminin
her birimizde bulunması gereklidir.
12:34
then this shiftvardiya in thinkingdüşünme
is requiredgereklidir of eachher of us.
281
742601
2525
12:37
Thank you.
282
745150
1184
Teşekkür ederim.
12:38
(ApplauseAlkış)
283
746358
3670
(Alkışlar)
Translated by Berfin Guney
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Salil Dudani - Legal activist
Salil Dudani has experienced the legal system from two vantage points: being detained by D.C. police on suspicion of "terrorist activity," and working as an investigator with civil rights lawyers challenging poverty-jailing.

Why you should listen

As a John Gardner Public Service fellow, Salil Dudani worked on civil rights cases challenging debtors' prisons and money bail. These included cases in Ferguson, Missouri, where people who could not pay fines and court fees were routinely jailed; Rutherford County, Tennessee, where a private probation company would extort impoverished probationers with the threat of jail; and San Francisco and Houston, where thousands of people are in jail cells every night because they cannot afford to post bail. Before this work, Salil was a defense investigator at the Public Defender Service in Washington, D.C. He is now a student at Yale Law School.

More profile about the speaker
Salil Dudani | Speaker | TED.com