ABOUT THE SPEAKER
Jonathan Harris - Artist, storyteller, Internet anthropologist
Artist and computer scientist Jonathan Harris makes online art that captures the world's expression -- and gives us a glimpse of the soul of the Internet.

Why you should listen

Brooklyn-based artist Jonathan Harris' work celebrates the world's diversity even as it illustrates the universal concerns of its occupants. His computer programs scour the Internet for unfiltered content, which his beautiful interfaces then organize to create coherence from the chaos.

His projects are both intensely personal (the "We Feel Fine" project, made with Sep Kanvar, which scans the world's blogs to collect snapshots of the writers' feelings) and entirely global (the new "Universe," which turns current events into constellations of words). But their effect is the same -- to show off a world that resonates with shared emotions, concerns, problems, triumphs and troubles.

More profile about the speaker
Jonathan Harris | Speaker | TED.com
TED2007

Jonathan Harris: The web as art

Jonathan Harris öyküleri biriktiyor

Filmed:
910,598 views

Kasim 2007'de EG konferansinda, sanatci Jonathan Harris kenisinin ve yabancilarin oykulerini biriktirmeyi kapsayan son projelerini ele aliyor ve bu oykuler, muhtesem "Iyi Hissediyoruz"u dahil, internetten toplanmis.
- Artist, storyteller, Internet anthropologist
Artist and computer scientist Jonathan Harris makes online art that captures the world's expression -- and gives us a glimpse of the soul of the Internet. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
So I'm going to talk todaybugün about collectingtoplama storieshikayeleri
0
0
4000
Bugün, biraz alışılmadık yollarla
00:20
in some unconventionalalışılmadık waysyolları.
1
4000
2000
öykü koleksiyonu yapmaktan bahsedeceğim.
00:22
This is a pictureresim of me from a very awkwardgarip stageevre in my life.
2
6000
4000
Bu, hayatımın çok tuhaf bir döneminde çekilmiş bir fotoğraf.
00:26
You mightbelki enjoykeyfini çıkarın the awkwardlybeceriksizce tightsıkı, cut-offkesme pajamaPijama bottomsdipleri with balloonsbalonlar.
3
10000
5000
Aşırı dar, kesik, balonlu alt pijamam hoşunuza gidebilir.
00:31
AnywayYine de, it was a time when I was mainlyağırlıklı olarak interestedilgili
4
15000
2000
Neyse, bu dönemde daha cok
00:33
in collectingtoplama imaginaryhayali storieshikayeleri.
5
17000
2000
hayali öyküler biriktirmekle ilgileniyordum.
00:35
So this is a pictureresim of me
6
19000
2000
Bu, yaptığım ilk suluboya resimlerden birini
00:37
holdingtutma one of the first watercolorsuluboya paintingsresimlerinde I ever madeyapılmış.
7
21000
2000
tutarken çekilmiş bir fotoğrafim.
00:39
And recentlyson günlerde I've been much more interestedilgili in collectingtoplama storieshikayeleri
8
23000
3000
Ve son zamanlarda gerçek hayattan öyküler, yani gerçek öyküler
00:42
from realitygerçeklik -- so, realgerçek storieshikayeleri.
9
26000
2000
biriktirmek çok daha fazla ilgimi çekiyor.
00:44
And specificallyözellikle, I'm interestedilgili in collectingtoplama my ownkendi storieshikayeleri,
10
28000
4000
Ve ilgimi özellikle çeken kendi öykülerimi, internetten bulduğum
00:48
storieshikayeleri from the InternetInternet, and then recentlyson günlerde, storieshikayeleri from life,
11
32000
3000
öyküleri, son zamanlarda da hayattan öyküler biriktirmek,
00:51
whichhangi is kindtür of a newyeni areaalan of work that I've been doing recentlyson günlerde.
12
35000
4000
ki bu sonuncusu yeni yeni girdiğim bir calisma alani.
00:55
So I'll be talkingkonuşma about eachher of those todaybugün.
13
39000
2000
Bugün bunlar üzerine konuşacağım.
00:57
So, first of all, my ownkendi storieshikayeleri. These are two of my sketchbookssketchbooks.
14
41000
3000
Şimdi, ilk olarak: kendi öykülerim. Bunlar eskiz defterlerimden ikisi.
01:00
I have manyçok of these bookskitaplar,
15
44000
2000
Bu defterlerden bir sürü var bende,
01:02
and I've been keepingkoruma them for about the last eightsekiz or ninedokuz yearsyıl.
16
46000
2000
neredeyse son 8-9 yıldır tutuyorum bunları.
01:04
They accompanyeşlik me whereverher nerede I go in my life,
17
48000
2000
Hayatta nereye gidersem benimle geliyorlar
01:06
and I filldoldurmak them with all sortssıralar of things,
18
50000
2000
ben de içlerini her cesit şeyle, yasadigim
01:08
recordskayıtlar of my livedyaşamış experiencedeneyim:
19
52000
2000
tecrubelerin kayitlariyla dolduruyorum.
01:10
so watercolorsuluboya paintingsresimlerinde, drawingsçizimler of what I see,
20
54000
4000
Yani suluboya resimler, gördüğüm şeylerin çizimleri,
01:14
deadölü flowersÇiçekler, deadölü insectshaşarat, pastedyapıştırılan ticketbilet stubstaslakları, rustingpaslanma coinsmadeni para,
21
58000
4000
ölü çiçekler, ölü böcekler, kullanılmış biletler, paslanmış paralar,
01:18
business cardskartları, writingsyazıları.
22
62000
3000
kartvizitler, yazılar.
01:21
And in these bookskitaplar, you can find these shortkısa, little glimpsesGlimpses
23
65000
4000
Ve bu defterlerin içinde bu anlara, deneyimlere
01:25
of momentsanlar and experiencesdeneyimler and people that I meetkarşılamak.
24
69000
2000
ve tanıştığım insanlara ait anlik goruntuler bulabilirsiniz.
01:27
And, you know, after keepingkoruma these bookskitaplar for a numbernumara of yearsyıl,
25
71000
3000
Ve bu defterleri birkaç yıl tuttuktan sonra
01:30
I startedbaşladı to becomeolmak very interestedilgili in collectingtoplama
26
74000
2000
sadece kendi yaptığım şeyleri değil,
01:32
not only my ownkendi personalkişisel artifactseserler,
27
76000
2000
başka insanların yaptıklarını da toplamak
01:34
but alsoAyrıca the artifactseserler of other people.
28
78000
2000
oldukça ilgimi çekmeye başladı.
01:36
So, I startedbaşladı collectingtoplama foundbulunan objectsnesneleri.
29
80000
2000
Böylece yolda bulduğum nesneleri biriktirmeye başladım.
01:38
This is a photographfotoğraf I foundbulunan lyingyalan söyleme in a gutterCilt payı in NewYeni YorkYork CityŞehir
30
82000
2000
Bu, yaklaşık 10 yıl önce New York'ta, sokaktaki bir su giderinde
01:40
about 10 yearsyıl agoönce.
31
84000
2000
bulduğum bir fotoğraf.
01:42
On the frontön, you can see the tatteredlime lime black-and-whitesiyah ve beyaz photoFotoğraf of a woman'skadının faceyüz,
32
86000
3000
Önünde bir kadının suratının parçalanmış siyah-beyaz fotoğrafını görüyorsunuz,
01:45
and on the back it saysdiyor, "To JudyJudy, the girlkız with the BillBill BaileyBailey voiceses.
33
89000
4000
arkasında da "Judy'ye, Bill Bailey sesli kıza,
01:49
Have funeğlence in whateverher neyse you do."
34
93000
2000
Her ne yaparsan eğlenerek yapman dileğiyle," yazıyor.
01:51
And I really lovedsevilen this ideaFikir of the partialkısmi glimpsebelirti into somebody'sbiri var life.
35
95000
3000
Ve bir insanın hayatını kısmi göruntuleri fikri çok hoşuma gidiyor,
01:54
As opposedkarşıt to knowingbilme the wholebütün storyÖykü, just knowingbilme a little bitbit of the storyÖykü,
36
98000
3000
tüm hikâyeyi bilmenin tersine yalnızca kucuk bir kısmını bilip
01:57
and then lettingicar your ownkendi mindus filldoldurmak in the restdinlenme.
37
101000
2000
sonra, gerisini tamamlamayi kendi akliniza birakmak.
01:59
And that ideaFikir of a partialkısmi glimpsebelirti is something
38
103000
2000
Ve bu kısmen görme fikri
02:01
that will come back in a lot of the work I'll be showinggösterme latersonra todaybugün.
39
105000
3000
bugün göstereceğim diğer işlerde de sık sık karşılaşacağımız bir şey.
02:04
So, around this time I was studyingders çalışıyor computerbilgisayar scienceBilim at PrincetonPrinceton UniversityÜniversitesi,
40
108000
3000
Bu sıralarda Princeton Üniversitesi'nde bilgisayar bilimi okuyordum
02:07
and I noticedfark that it was suddenlyaniden possiblemümkün
41
111000
3000
ve aniden, bu tür şahsi eşyaların yalnızca sokak köşelerinden
02:10
to collecttoplamak these sortssıralar of personalkişisel artifactseserler,
42
114000
2000
değil, aynı zamanda internetten de
02:12
not just from streetsokak cornersköşeleri, but alsoAyrıca from the InternetInternet.
43
116000
3000
biriktilebileceğini fark ettim.
02:15
And that suddenlyaniden, people, entr massehep birlikte, were leavingayrılma scoresSkorlar and scoresSkorlar
44
119000
4000
Ve bir anda insanların toplu halde internette, özel hayatlarını anlatan
02:19
of digitaldijital footprintsayak izi onlineinternet üzerinden that told storieshikayeleri of theironların privateözel liveshayatları.
45
123000
4000
bir sürü ama bir sürü dijital ayak izi bıraktığını fark ettim.
02:23
BlogBlog postsMesaj, photographsfotoğraflar, thoughtsdüşünceler, feelingsduygular, opinionsgörüşler,
46
127000
4000
Blog girişleri, fotoğraflar, düşünceler, duygular, fikirler,
02:27
all of these things were beingolmak expressedifade by people onlineinternet üzerinden,
47
131000
2000
bütün bunlar insanlar tarafından internette açıklanıyor
02:29
and leavingayrılma behindarkasında trailsyollar.
48
133000
2000
ve arkalarından iz bırakıyorlardı.
02:31
So, I startedbaşladı to writeyazmak computerbilgisayar programsprogramlar
49
135000
2000
Böylece bu online ayak izlerini çok büyük kümeler
02:33
that studyders çalışma very, very largegeniş setskümeler of these onlineinternet üzerinden footprintsayak izi.
50
137000
3000
halinde inceleyecek bilgisayar programları yazmaya başladım.
02:36
One suchböyle projectproje is about a yearyıl and a halfyarım oldeski.
51
140000
2000
Bu projelerden biri bir buçuk yaşında.
02:38
It's calleddenilen "We Feel Fine."
52
142000
2000
Adı, İyi Hissediyoruz.
02:40
This is a projectproje that scanstaramalar the world'sDünyanın en newlyYeni postedgönderildi blogBlog entriesgirdileri
53
144000
3000
Bu, dünyadaki yeni girilen blog yazılarını her iki-üç dakikada bir tarayıp
02:43
everyher two or threeüç minutesdakika, searchingArama for occurrencesolaylar of the phrasesifadeler
54
147000
3000
"Hissetmekteyim" ve "Hissediyorum" kelimelerini arayan
02:46
"I feel" and "I am feelingduygu." And when it findsbuluntular one of those phrasesifadeler,
55
150000
4000
bir proje. Ve bu kelimelerden birini bulduğunda,
02:50
it grabskapmak the fulltam sentencecümle up to the perioddönem
56
154000
2000
noktaya kadar tüm cümleyi alıyor ve aynı
02:52
and alsoAyrıca triesçalışır to identifybelirlemek demographicdemografik informationbilgi about the authoryazar.
57
156000
3000
zamanda yazar hakkında demografik bilgi toplamaya çalışıyor.
02:55
So, theironların genderCinsiyet, theironların ageyaş, theironların geographiccoğrafi locationyer
58
159000
3000
Yani cinsiyetleri, yaşları, coğrafi konumları
02:58
and what the weatherhava conditionskoşullar were like when they wroteyazdı that sentencecümle.
59
162000
3000
ve o cümleyi yazarlarkenki hava koşulu.
03:01
It collectstoplar about 20,000 suchböyle sentencescümleler a day
60
165000
2000
Günde bunun gibi yaklaşık 20.000 cümle topluyor
03:03
and it's been runningkoşu for about a yearyıl and a halfyarım,
61
167000
2000
ve yaklaşık bir buçuk yıl önce başladığı günden bu yana
03:05
havingsahip olan collectedtoplanmış over 10 and a halfyarım millionmilyon feelingsduygular now.
62
169000
3000
neredeyse 10 buçuk milyon duygu biriktirdi.
03:08
This is, then, how they're presentedsunulan.
63
172000
2000
İşte bu, sunuluş biçimleri.
03:10
These dotsnoktalar here representtemsil etmek some of the English-speakingİngilizce konuşan world'sDünyanın en
64
174000
3000
Buradaki noktalar, bazı İngilizce konuşan cevrelerin
03:13
feelingsduygular from the last fewaz hourssaatler,
65
177000
3000
son saatlerden duygularını temsil ediyor.
03:16
eachher dotnokta beingolmak a singletek sentencecümle statedbelirtilen by a singletek bloggerblogger.
66
180000
3000
Her nokta tek bir blogcu tarafından yazılan tek bir cümle oluyor.
03:19
And the colorrenk of eachher dotnokta correspondstekabül to the typetip of feelingduygu insideiçeride,
67
183000
3000
Ve noktaların renkleri duygunun türüne karsilik geliyor.
03:22
so the brightparlak onesolanlar are happymutlu, and the darkkaranlık onesolanlar are sadüzgün.
68
186000
3000
yani açık renk olanlar mutlu, koyu olanlarsa üzgün.
03:25
And the diameterçap of eachher dotnokta correspondstekabül
69
189000
2000
Ve noktaların çapları
03:27
to the lengthuzunluk of the sentencecümle insideiçeride.
70
191000
2000
cümlelerin uzunluğuna karsilik geliyor.
03:29
So the smallküçük onesolanlar are shortkısa, and the biggerDaha büyük onesolanlar are longeruzun.
71
193000
3000
Yani küçük olanlar kısa, daha büyük olanlarsa daha uzun.
03:32
"I feel fine with the bodyvücut I'm in, there'llorada olacak be no easykolay excusebahane
72
196000
2000
"Icinde oldugum vücutla barışığım, erkek arkadaşımla yakınlaşmanın bana
03:34
for why I still feel uncomfortablerahatsız beingolmak closekapat to my boyfrienderkek arkadaş,"
73
198000
4000
kendimi hâlâ rahatsız hissettirmesi için kolay bir bahane bulamayacağım,"
03:38
from a twenty-two-year-oldYirmi-iki-yıl-yaşlı in JapanJaponya.
74
202000
2000
diyor Japonya'dan 22 yaşında biri.
03:40
"I got this on some tradingticari locallylokal olarak,
75
204000
2000
"Bunu buralardan değiş tokuş yoluyla aldım
03:42
but really don't feel like screwingvidalama with wiringkablolama and crapbok."
76
206000
2000
ama hiç de kablo veya oyle zirvalarla ugrasacagim gibi gelmiyor."
03:44
AlsoAyrıca, some of the feelingsduygular containiçermek photographsfotoğraflar in the blogBlog postsMesaj.
77
208000
3000
Aynı zamanda blog girişlerindeki bazı duygular fotoğraf da
03:47
And when that happensolur, these montageMontaj compositionsbesteleri are automaticallyotomatik olarak createdoluşturulan,
78
211000
5000
içeriyorlar, böyle olunca, otomatik olarak cümleyle görseli
03:52
whichhangi consistoluşmaktadır of the sentencecümle and imagesGörüntüler beingolmak combinedkombine.
79
216000
3000
birleştiren derleme montajlar oluşuyor.
03:55
And any of these can be openedaçıldı up to revealortaya çıkartmak the sentencecümle insideiçeride.
80
219000
4000
Ve bunlardan herhangi biri içindeki cümleyi ortaya cikarmak için açılabilir.
03:59
"I feel good."
81
223000
5000
"İyi hissediyorum."
04:04
"I feel roughkaba now, and I probablymuhtemelen gainedkazanmış 100,000 poundspound,
82
228000
3000
"Şu an rahatsiz hissediyorum ve büyük ihtimalle 100.000 kilo aldım,
04:07
but it was worthdeğer it."
83
231000
4000
ama buna değdi."
04:11
"I love how they were ableyapabilmek to preservekorumak mostçoğu in everything
84
235000
3000
"Kendilerini doğaya yakın hissettiren şeyleri --kelebekleri,
04:14
that makesmarkaları you feel closekapat to naturedoğa -- butterfliesKelebekler,
85
238000
2000
insan yapımı ormanlari, kireçtaşı mağralarıni, hatta
04:16
man-madeinsan yapımı forestsormanlar, limestonekalker cavesmağaralar and hey, even a hugeKocaman pythonPython."
86
240000
5000
kocaman bir pitonu-- saklayabilmiş olmalarına bayılıyorum."
04:21
So the nextSonraki movementhareket is calleddenilen mobsçetelerin.
87
245000
2000
Bir sonraki olayin adı çeteler.
04:23
This providessağlar a slightlyhafifçe more statisticalistatistiksel look at things.
88
247000
2000
Bu, olan bitene biraz daha istatistiksel bakmamızı sağlıyor.
04:25
This is showinggösterme the world'sDünyanın en mostçoğu commonortak feelingsduygular overalltüm right now,
89
249000
3000
Bu şu an dünyadaki en genel hissedilen duyguyu gösteriyor,
04:28
dominatedhakim by better, then badkötü, then good, then guiltysuçlu, and so on.
90
252000
3000
çok iyi'nin onculugunde, sonra kötü, sonra iyi, sonra suçlu ve bu sekilde gidiyor.
04:31
WeatherHava durumu causesnedenleri the feelingsduygular to assumeüstlenmek the physicalfiziksel traitsözellikleri
91
255000
3000
Hava durumu, duyguların, temsil ettikleri havanın fiziksel özelliklerini
04:34
of the weatherhava they representtemsil etmek. So the sunnygüneşli onesolanlar swirlgirdap around,
92
258000
2000
almalarına neden oluyor. Yani güneşli olanlar fırıl fırıl dönüyor,
04:36
the cloudyBulutlu onesolanlar floatkayan nokta alonguzun bir, the rainyYağmurlu onesolanlar falldüşmek down,
93
260000
3000
bulutlu onlarlar kayıp gidiyor, yağmurlu olanlar inis yapiyor,
04:39
and the snowykarlı onesolanlar flutterçarpıntı to the groundzemin.
94
263000
2000
ve karlı olanlar pırpır ederek yere düşüyor.
04:41
You can alsoAyrıca stop a raindropyağmur damlası and openaçık the feelingduygu insideiçeride.
95
265000
6000
Aynı zamanda bir yağmur damlasını durdurup içindeki duyguya bakabiliyorsunuz.
04:47
FinallySon olarak, locationyer causesnedenleri the feelingsduygular to movehareket to theironların spotsnoktalar
96
271000
2000
Son olarak, konumları duyguların dünya haritasındaki yerlerini
04:49
on a worldDünya mapharita, givingvererek you a senseduyu of theironların geographiccoğrafi distributiondağıtım.
97
273000
3000
değiştirip size coğrafi dağılımlarıyla ilgili bir fikir veriyor.
04:52
So I'll showgöstermek you now some of my favoritesevdiğim montagesmontages from "We Feel Fine."
98
276000
3000
Şimdi size İyi Hissediyorum'da en sevdigim montajları göstereceğim.
04:55
These are the imagesGörüntüler that are automaticallyotomatik olarak constructedinşa.
99
279000
2000
Bunlar otomatik olarak yaratılan görseller.
04:57
"I feel like I'm diagonallyçapraz olarak parkedpark in a parallelparalel universeEvren."
100
281000
3000
"Paralel bir evrende çapraz park edilmişim gibi hissediyorum."¥
05:00
(LaughterKahkaha)
101
284000
3000
(Gülüşmeler)
05:03
"I've kissedöptüm numeroussayısız other boysçocuklar and it hasn'tdeğil sahiptir feltkeçe good,
102
287000
2000
"Başka bir sürü çocukla öpüştüm ve bu iyi hissettirmiyor,
05:05
the kissesöpücük feltkeçe messydağınık and wrongyanlış,
103
289000
2000
o öpücükler pis ve yanlış hissettiriyordu,
05:07
but kissingöpüşmek LucasLucas feelshissediyor beautifulgüzel and almostneredeyse spiritualmanevi."
104
291000
6000
ama Lucas'ı öpmek güzel ve neredeyse ruhani bir his veriyor."
05:13
"I can feel my cancerkanser growbüyümek."
105
297000
3000
"Kanserimin ilerledigini hissedebiliyorum."
05:16
"I feel prettygüzel."
106
300000
3000
"Kendimi güzel hissediyorum."
05:19
"I feel skinnysıska, but I'm not."
107
303000
3000
"Kendimi cılız hissediyorum, ama değilim."
05:22
"I'm 23, and a recoveringKurtarma methMeth and heroineroin addictbağımlısı,
108
306000
2000
"23 yaşında, iyileşmekte olan bir meth ve eroin bağımlısıyım
05:24
and feel absolutelykesinlikle blessedmübarek to still be alivecanlı."
109
308000
3000
ve hâlâ hayatta olduğum icin kutsanmisim gibi hissediyorum."
05:27
"I can't wait to see them racingyarış for the first time at DaytonaDaytona nextSonraki monthay,
110
311000
3000
"Onları gelecek ay Daytona'da ilk kez yarışırken görmek için sabırsızlanıyorum,
05:30
because I feel the need for speedhız."
111
314000
2000
çünkü hıza ihtiyac duydugumu hissediyorum."
05:32
(LaughterKahkaha)
112
316000
3000
(Gülüşmeler)
05:35
"I feel sassyarsız."
113
319000
1000
"Kendimi arsız hissediyorum."
05:36
"I feel so sexyseksi in this newyeni wigperuk."
114
320000
3000
"Bu yeni perukla kendimi çok seksi hissediyorum."
05:39
As you can see, "We Feel Fine" collectstoplar
115
323000
2000
Gördüğünüz gibi, İyi Hssediyorum çok çok
05:41
very, very small-scaleküçük ölçekli personalkişisel storieshikayeleri.
116
325000
2000
küçük çapta kişisel öyküler topluyor.
05:43
SometimesBazen, storieshikayeleri as shortkısa as two or threeüç wordskelimeler.
117
327000
2000
Bazen iki-üç kelime kısalığında öyküler.
05:45
So, really even challengingmeydan okuma the notionkavram
118
329000
2000
Hatta neyin öykü sayılabileceği
05:47
of what can be considereddüşünülen a storyÖykü.
119
331000
2000
fikrini bile sorgulatabiliyor gercekten.
05:49
And recentlyson günlerde, I've becomeolmak interestedilgili in divingDalış much more deeplyderinden into a singletek storyÖykü.
120
333000
4000
Ve son zamanlarda tek bir öykünün derinliklerine daha da dalmak ilgimi çekmeye başladı.
05:53
And that's led me to doing some work with the physicalfiziksel worldDünya,
121
337000
3000
Ve bu beni, internetle değil de fiziksel dünyayla çalışmaya
05:56
not with the InternetInternet,
122
340000
1000
ve interneti ancak en son anda
05:57
and only usingkullanma the InternetInternet at the very last momentan, as a presentationsunum mediumorta.
123
341000
4000
bir sunum platformu olarak kullanmaya itti.
06:01
So these are some newerdaha yeni projectsprojeler that
124
345000
1000
Şimdi bunlar henüz yayınlanmamış
06:02
actuallyaslında aren'tdeğil even launchedbaşlattı publiclyGenel olarak yethenüz.
125
346000
2000
daha yeni projeler.
06:04
The first suchböyle one is calleddenilen "The WhaleBalina HuntHunt."
126
348000
2000
İlkinin adı "Balina Avı".
06:06
Last MayMayıs, I spentharcanmış ninedokuz daysgünler livingyaşam up in BarrowBarrow, AlaskaAlaska,
127
350000
3000
Geçen Mayıs ayında Barrow, Alaska'da, Amerika'nın
06:09
the northernmosten kuzeydeki settlementyerleşme in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
128
353000
2000
en kuzeyindeki yerleşim bölgesinde, bir Inupiat Eskimoları aileyle
06:11
with a familyaile of InupiatAlan EskimosEskimolar,
129
355000
2000
9 gün geçirip her yıl baharda yaptıkları
06:13
documentingbelgeleme theironların annualyıllık springbahar whalebalina huntav.
130
357000
3000
balina avını görüntüledim.
06:16
This is the whalingbalina avcılığı campkamp here, we're about sixaltı milesmil from shoreShore,
131
360000
3000
Burası balina avı kampı, kıyıdan yaklaşık 10 kilometre uzaktayız,
06:19
campingkamp on fivebeş and a halfyarım feetayaklar of thickkalın, frozendondurulmuş packpaket icebuz.
132
363000
3000
2 metre kalınlığında buzun üzerinde kamp yapıyoruz.
06:22
And that waterSu that you see there is the openaçık leadöncülük etmek,
133
366000
2000
Ve burada gördüğünüz su, buzların arasındaki açık alan
06:24
and throughvasitasiyla that leadöncülük etmek, bowheadGrönland whalesbalinalar migrategöç northkuzeyinde eachher springtimeBahar.
134
368000
4000
ve Bowhead balinaları her baharda bu alandan kuzeye göç ediyorlar.
06:28
And the EskimoEskimo communitytoplum basicallytemel olarak campskampları out on the edgekenar of the icebuz here,
135
372000
3000
Ve Eskimo halkı burada buzun kenarında kamp kurup balinanın
06:31
waitsbekler for a whalebalina to come closekapat enoughyeterli to attacksaldırı. And when it does,
136
375000
3000
saldırabilecegi kadar yakınlarına gelmesini bekliyor ve geldiğinde
06:34
it throwsatar a harpoonzıpkın at it, and then haulsTaşımacılık the whalebalina up
137
378000
2000
onu zıpkınlayıp buzun altından çekerek çıkarıyor
06:36
underaltında the icebuz, and cutskeser it up.
138
380000
2000
ve kesiyor.
06:38
And that would providesağlamak the community'stopluluk en foodGıda supplyarz for a long time.
139
382000
2000
Ve bu çok uzun bir süre boyunca halka gida temini saglayabilir.
06:40
So I wentgitti up there, and I livedyaşamış with these guys
140
384000
2000
İşte ben de oraya gidip bu adamlarla balina
06:42
out in theironların whalingbalina avcılığı campkamp here, and photographedfotoğraflandı the entiretüm experiencedeneyim,
141
386000
3000
kamplarında yaşadım ve New York'taki Newark havaalanına yaptığım
06:45
beginningbaşlangıç with the taxitaksi ridebinmek to NewarkNewark airporthavalimanı in NewYeni YorkYork,
142
389000
4000
taksi yolculuğumdan başlayıp 7 buçuk gün sonra ikinci
06:49
and endingbitirme with the butcheringkesim of the secondikinci whalebalina, sevenYedi and a halfyarım daysgünler latersonra.
143
393000
3000
balinanın kesilmesine kadar yaşadığım her şeyi fotoğrafladım.
06:52
I photographedfotoğraflandı that entiretüm experiencedeneyim at five-minuteBeş dakika intervalsaralıkları.
144
396000
3000
Tüm macerayı 5 dakikalık aralarla fotoğrafladım.
06:55
So everyher fivebeş minutesdakika, I tookaldı a photographfotoğraf.
145
399000
2000
Yani her 5 dakikada bir, bir fotoğraf çektim.
06:57
When I was awakeuyanık, with the camerakamera around my neckboyun.
146
401000
2000
Uyanıkken boynumda duran fotoğraf makinesiyle;
06:59
When I was sleepinguyuyor, with a tripodtripod and a timerZamanlayıcı.
147
403000
2000
uyurken tripod ve zamanlayici ile.
07:01
And then in momentsanlar of highyüksek adrenalineadrenalin,
148
405000
2000
Ve yüksek adrenalin anlarında,
07:03
like when something excitingheyecan verici was happeningolay,
149
407000
2000
yani mesela heyecan verici bir şeyler yaşanırken,
07:05
I would up that photographicFotoğraf frequencySıklık to as manyçok as
150
409000
2000
bu fotoğraf ritmini 5 dakikada 37 fotoğrafa
07:07
37 photographsfotoğraflar in fivebeş minutesdakika.
151
411000
2000
kadar çıkardığım oluyordu.
07:09
So what this createdoluşturulan was a photographicFotoğraf heartbeatkalp atışı
152
413000
2000
Böylece yaratilan bu sey; kendi kalp atışımla
07:11
that spedhızlandırdı up and slowedyavaşladı down, more or lessaz matchingeşleştirme
153
415000
2000
az cok senkronize bir şekilde hızlanan ve yavaşlayan
07:13
the changingdeğiştirme pacehız of my ownkendi heartbeatkalp atışı.
154
417000
3000
fotografik bir kalp atışı olmustu.
07:16
That was the first conceptkavram here.
155
420000
2000
Burada, ilk dusunce buydu.
07:18
The secondikinci conceptkavram was to use this experiencedeneyim to think about
156
422000
2000
İkincisi, bu deneyimi herhangi bir öykünün ana bileşenlerinin
07:20
the fundamentaltemel componentsbileşenler of any storyÖykü.
157
424000
2000
ne olduğunu düşünmek icin kullanmakti.
07:22
What are the things that make up a storyÖykü?
158
426000
2000
Bir öyküyü hazirlayan seyler nelerdir?
07:24
So, storieshikayeleri have characterskarakterler. StoriesHikayeler have conceptskavramlar.
159
428000
3000
Öykülerde karakterler vardır. Öykülerin konulari vardır.
07:27
StoriesHikayeler take placeyer in a certainbelli areaalan. They have contextsbağlamları.
160
431000
2000
Öyküler belli bir mekânda geçerler. Bağlamları vardır.
07:29
They have colorsrenkler. What do they look like?
161
433000
2000
Renkleri vardır. Neye benzerler?
07:31
They have time. When did it take placeyer? DatesTarihleri -- when did it occurmeydana?
162
435000
3000
Zamanları vardır. Ne zaman gerçekleşti? Tarihler, ne zaman yaşandı?
07:34
And in the casedurum of the whalebalina huntav, alsoAyrıca this ideaFikir of an excitementheyecan levelseviye.
163
438000
3000
Ve balina avına gelince, aynı zamanda bir heyecan seviyesi fikri var.
07:37
The thing about storieshikayeleri, thoughgerçi, in mostçoğu of the existingmevcut mediumsortamlar
164
441000
3000
Ama yine de oykulerle ilgili durum, alışık olduğumuz mevcut medya
07:40
that we're accustomedalışık to -- things like novelsroman, radioradyo,
165
444000
3000
araçlarındaki -roman, radyo, fotoğraf, film, hatta bunun
07:43
photographsfotoğraflar, moviesfilmler, even lecturesdersler like this one --
166
447000
2000
gibi konferanslardaki- öykülerde, bir anlatıcı
07:45
we're very accustomedalışık to this ideaFikir of the narratorhikâyeci or the camerakamera positionpozisyon,
167
449000
4000
ya da kamera acilari fikrine çok alışık oldugumuz.
07:49
some kindtür of omniscienther şeyi bilen, externaldış bodyvücut
168
453000
2000
Öyküyü onun gözlerinden gördüğünüz,
07:51
throughvasitasiyla whosekimin eyesgözleri you see the storyÖykü.
169
455000
3000
her şeyi bilen disaridan biri.
07:54
We're very used to this.
170
458000
2000
Buna çok alışığız.
07:56
But if you think about realgerçek life, it's not like that at all.
171
460000
2000
Ama gerçek hayati dusunurseniz, bu hiç de böyle değil.
07:58
I mean, in realgerçek life, things are much more nuancednüanslı and complexkarmaşık,
172
462000
2000
Demek isteğim, gerçek hayatta her şey çok daha incelikli ve karmaşık;
08:00
and there's all of these overlappingörtüşen storieshikayeleri
173
464000
2000
ve birbiriyle ortusen, birbiriyle kesişen, birbirine
08:02
intersectingkesişen and touchingdokunma eachher other.
174
466000
2000
dokunan bir sürü öykü var.
08:04
And so I thought it would be interestingilginç to buildinşa etmek a frameworkiskelet
175
468000
3000
Ben de bu tür öyküleri su üstüne çıkaracak bir çerçeve yaratmanın
08:07
to surfaceyüzey those typestürleri of storieshikayeleri. So, in the casedurum of "The WhaleBalina HuntHunt,"
176
471000
4000
ilginç olabileceğini düşündüm. "Balina Avı"na gelirsek,
08:11
how could we extractözüt something like the storyÖykü of SimeonSimeon and CrawfordCrawford,
177
475000
3000
Simeon ve Crawford'ın; vahşi hayat, el aletleri ve kan ile dolu,
08:14
involvingiçeren the conceptskavramlar of wildlifeyaban hayatı, toolsaraçlar and bloodkan, takingalma placeyer on the ArcticArctic OceanOkyanus,
178
478000
4000
Arktik Okyanusu'nda geçen, kırmızı rengin egemen olduğu, 3 Mayıs'ta
08:18
dominatedhakim by the colorrenk redkırmızı, happeningolay around 10 a.m. on MayMayıs 3,
179
482000
3000
sabah 10 civarında gerçekleşen, heyecan dolu
08:21
with an excitementheyecan levelseviye of highyüksek?
180
485000
2000
oykusu gibi birseyi nasıl çekip çıkarabiliriz?
08:23
So, how to extractözüt this ordersipariş of narrativeöykü from this largerdaha büyük storyÖykü?
181
487000
5000
Bu oykuleme duzenini, o büyük öykünün içinden nasıl çıkarabiliriz?
08:28
I builtinşa edilmiş a web interfacearayüzey for viewinggörüntüleme "The WhaleBalina HuntHunt" that attemptsdenemeler to do just this.
182
492000
5000
"Balina Avı" için tam da bunu yapmaya çalışan bir web arayüzü geliştirdim.
08:33
So these are all 3,214 picturesresimler takenalınmış up there.
183
497000
4000
Tüm bu 3,214 fotoğraf orada çekildi.
08:37
This is my studiostüdyo in BrooklynBrooklyn. This is the ArcticArctic OceanOkyanus,
184
501000
4000
Burası Brooklyn'deki stüdyo dairem. Burası Arktik Okyanusu
08:41
and the butcheringkesim of the secondikinci whalebalina, sevenYedi daysgünler latersonra.
185
505000
3000
ve 7 gün sonra ikinci balinanın öldürülüsü.
08:44
You can startbaşlama to see some of the storyÖykü here, told by colorrenk.
186
508000
3000
Burada renklerle anlatılan öykünün bir kısmının görmeye baslayabilirsiniz.
08:47
So this redkırmızı stripşerit signifiesanlamına gelir the colorrenk of the wallpaperduvar kağıdı
187
511000
3000
Bu kırmızı çizgi kaldığım zemin kat dairesinin
08:50
in the basementBodrum kat apartmentapartman where I was stayingkalma.
188
514000
2000
duvar kâğıdının rengine işaret ediyor.
08:52
And things go whitebeyaz as we movehareket out ontoüstüne the ArcticArctic OceanOkyanus.
189
516000
3000
Ve dışarı, Arktik Okyanusu'na doğru gittiğimizde resim beyazlaşıyor.
08:55
IntroductionGiriş of redkırmızı down here, when whalesbalinalar are beingolmak cutkesim up.
190
519000
4000
Tam burada, balinalar kesilirken kırmızı başlıyor.
08:59
You can see a timelinezaman çizelgesi, showinggösterme you the excitingheyecan verici momentsanlar throughoutboyunca the storyÖykü.
191
523000
3000
Öykünün icinden heyecanlı anları gösteren bir zaman cetveli goruyorsunuz.
09:02
These are organizedörgütlü chronologicallykronolojik olarak.
192
526000
2000
Bunlar kronolojik sırayla düzenlendi.
09:04
WheelTekerlek providessağlar a slightlyhafifçe more playfuloynak versionversiyon of the sameaynı,
193
528000
3000
Çark aynı şeyin biraz daha eğlenceli bir halini sunuyor,
09:07
so these are alsoAyrıca all the photographsfotoğraflar organizedörgütlü chronologicallykronolojik olarak.
194
531000
3000
yani bunlar da kronolojik sirayla dizilen tum o fotograflar.
09:10
And any of these can be clickedtıklandığında,
195
534000
2000
Ve bunlardan herhangi birine tiklayip
09:12
and then the narrativeöykü is enteredgirdi at that positionpozisyon.
196
536000
2000
oykuye o kismindan girebilirsiniz.
09:14
So here I am sleepinguyuyor on the airplaneuçak headingbaşlık up to AlaskaAlaska.
197
538000
3000
Burada Alaska'ya giden uçakta uyuyorum.
09:17
That's "MobyMoby DickDick."
198
541000
2000
Önümdeki "Moby Dick".
09:19
This is the foodGıda we ateyemek yedi.
199
543000
2000
Bu yediğimiz yemek.
09:21
This is in the Patkotak'sPatkotak'ın familyaile livingyaşam roomoda
200
545000
3000
Burasi Patkotak'ların* Barrow'daki evlerinin
09:24
in theironların houseev in BarrowBarrow. The boxedKutulu wineşarap they servedhizmet us.
201
548000
3000
salonu. Bize ikram ettikleri şarap kutusu.
09:27
CigaretteSigara breakkırılma outsidedışında -- I don't smokeduman.
202
551000
3000
Disarida sigara molası -- ben içmiyorum.
09:30
This is a really excitingheyecan verici sequencesıra of me sleepinguyuyor.
203
554000
4000
Bu benim uyuduğum çok heyecanlı bir bölüm.
09:34
This is out at whalebalina campkamp, on the ArcticArctic OceanOkyanus.
204
558000
4000
Burası Arktik Okyanusu'ndaki balina kampı.
09:38
This graphgrafik that I'm clickingtıklatma down here is meantdemek to be
205
562000
2000
Tıkladığım alttaki bu grafiği, tıbbi kalp atışı
09:40
reminiscentanımsatan of a medicaltıbbi heartbeatkalp atışı graphgrafik,
206
564000
2000
grafigine benzetmeye çalıştım,
09:42
showinggösterme the excitingheyecan verici momentsanlar of adrenalineadrenalin.
207
566000
5000
yani yuksek adrenalin dolu anları gösteriyor.
09:47
This is the icebuz startingbaşlangıç to freezedonmak over. The snowkar fenceçit they builtinşa edilmiş.
208
571000
3000
Bu, buzun donmaya başlaması. Onlarin yaptıkları kar perdesi.
09:50
And so what I'll showgöstermek you now is the abilitykabiliyet to pullÇek out sub-storiesalt hikayeler.
209
574000
3000
Ve şimdi size gosterecegim sey alt-öyküleri çekip çıkarabilme yetisi.
09:53
So, here you see the castoyuncular. These are all of the people in "The WhaleBalina HuntHunt"
210
577000
4000
Burada karakterleri görüyorsunuz. Bunlar "Balina Avı"ndaki tum insanlar,
09:57
and the two whalesbalinalar that were killedöldürdü down here.
211
581000
2000
ve öldürülen iki balina burada.
09:59
And we could do something as arbitrarykeyfi as, say,
212
583000
2000
Ve, mesela, Rony'nin* kan, balina ve el aletleri
10:01
extractözüt the storyÖykü of RonyRony, involvingiçeren the conceptskavramlar of bloodkan
213
585000
6000
kavramlarini içeren, Arktik Okyanusu'ndaki Ahkivgaq
10:07
and whalesbalinalar and toolsaraçlar, takingalma placeyer on the ArcticArctic OceanOkyanus,
214
591000
5000
kampında geçen, kalp atışı hızlı olan öyküsünü
10:12
at AhkivgaqAhkivgaq campkamp, with the heartbeatkalp atışı levelseviye of fasthızlı.
215
596000
4000
çıkarmak kadar rastgele bir şey yapabiliriz.
10:16
And now we'vebiz ettik whittledwhittled down that wholebütün storyÖykü
216
600000
2000
Ve şimdi tüm öyküyü yalnızca 29 sihirli
10:18
to just 29 matchingeşleştirme photographsfotoğraflar,
217
602000
2000
fotoğrafa indirgediğimize göre,
10:20
and then we can entergirmek the narrativeöykü at that positionpozisyon.
218
604000
2000
hikayeye o noktadan girebiliriz.
10:22
And you can see RonyRony cuttingkesim up the whalebalina here.
219
606000
2000
Ve burada Rony'yi* balinayı keserken görebilirsiniz.
10:24
These whalesbalinalar are about 40 feetayaklar long,
220
608000
2000
Bu balinalar yaklaşık 12 metre uzunluğunda
10:26
and weighingtartı over 40 tonston. And they providesağlamak the foodGıda sourcekaynak
221
610000
3000
ve 40 ton ağırlığında. Senenin buyuk bir bolumu boyunca
10:29
for the communitytoplum for much of the yearyıl.
222
613000
4000
topluluga yiyecek kaynagi sağlıyorlar.
10:33
SkippingAtlama aheadönde a bitbit more here, this is RonyRony on the whalebalina carcasskarkas.
223
617000
5000
Biraz daha ileriye gidersek, burada Rony balina ölüsü üzerinde.
10:38
They use no chainsawsZincirli Ağaç kesme testereleri or anything; it's entirelyBaştan sona just bladesbıçaklar,
224
622000
3000
Hiç testere ya da başka bir şey kullanmıyorlar, bastan sona yalnızca bıçak
10:41
and an incrediblyinanılmaz efficientverimli processsüreç.
225
625000
2000
ve inanılmaz etkili bir yöntem kullanıyorlar.
10:43
This is the guys on the ropeHalat, pullingçeken openaçık the carcasskarkas.
226
627000
3000
Bunlar ipi cekerek balinanın gövdesini açan insanlar.
10:46
This is the muktukmuktuk, or the blubberBalina, all linedastarlı up for communitytoplum distributiondağıtım.
227
630000
4000
Bu bir muktuk, ya da balina yağı, halka bolusturulmek için siralanmis.
10:50
It's baleenBale. MovingHareketli on.
228
634000
3000
Balina kemiği. Devam ediyoruz.
10:53
So what I'm going to tell you about nextSonraki
229
637000
2000
Sizlere şimdi anlatacağım, çok yeni bir şey.
10:55
is a very newyeni thing. It's not even a projectproje yethenüz.
230
639000
3000
Henüz bir proje bile değil.
10:58
So, just yesterdaydün, I flewuçtu in here from SingaporeSingapur, and before that,
231
642000
3000
Daha dün buraya Singapur'dan geldim ve ondan önce,
11:01
I was spendingharcama two weekshaftalar in BhutanBirleşik Arap Emirlikleri, the smallküçük HimalayanHimalaya kingdomkrallık
232
645000
4000
Himalaya'da, Tibet ve Hindistan arasına kurulmus ufak Bhutan
11:05
nestledYuvalanmış betweenarasında TibetTibet and IndiaHindistan.
233
649000
2000
Krallığı'nda 2 hafta geçiriyordum.
11:07
And I was doing a projectproje there about happinessmutluluk,
234
651000
3000
Ve orada mutlulukla ilgili bir proje üzerinde çalisiyordum,
11:10
interviewinggörüşme a lot of localyerel people.
235
654000
2000
yerel halktan bir suru insanla görüşmeler yaptım.
11:12
So BhutanBirleşik Arap Emirlikleri has this really wackytuhaf thing where they basebaz
236
656000
6000
Bhutan'da çok kaçık bir sistem söz konusu.
11:18
mostçoğu of theironların high-levelyüksek seviye governmentalhükümet decisionskararlar around the conceptkavram
237
662000
2000
Birçok yüksek seviye hükümet kararlarını gayri safi yurtiçi hasılası
11:20
of grossbrüt nationalUlusal happinessmutluluk insteadyerine of grossbrüt domesticyerli productürün,
238
664000
4000
yerine gayri safi milli mutluluğa bağlı olarak veriyorlar
11:24
and they'veonlar ettik been doing this sincedan beri the '70s.
239
668000
2000
ve bunu 70'lerden beri yapıyorlar.
11:26
And it leadspotansiyel müşteriler to just a completelytamamen differentfarklı valuedeğer systemsistem.
240
670000
3000
Bu tamamen farkli bir deger sistemine yol aciyor.
11:29
It's an incrediblyinanılmaz non-materialisticmaddi olmayan culturekültür,
241
673000
2000
Inanilmaz derecede materyalist-olmayan bir kültür;
11:31
where people don't have a lot, but they're incrediblyinanılmaz happymutlu.
242
675000
3000
insanlarin çok fazla şeye sahip olmadigi ama inanılmaz mutlu olduklari.
11:34
So I wentgitti around and I talkedkonuştuk to people about some of these ideasfikirler.
243
678000
3000
İşte ben de bunu ele alip, birçok insanla bu fikirlerin bazilari üzerine konuştum.
11:37
So, I did a numbernumara of things. I askeddiye sordu people a numbernumara of setset questionssorular,
244
681000
3000
Birkaç şey yaptım. İnsanlara bir dizi onceden hazirlanmis sorular sordum,
11:40
and tookaldı a numbernumara of setset photographsfotoğraflar,
245
684000
2000
birkaç belirli fotoğraf çektim ve görüşürken
11:42
and interviewedgörüşülen them with audioses, and alsoAyrıca tookaldı picturesresimler.
246
686000
2000
seslerini kaydedip aynı zamanda fotoğraflarını çektim.
11:44
I would startbaşlama by askingsormak people to rateoran theironların happinessmutluluk
247
688000
2000
İlk başta insanlardan mutluluklarına 1 ile 10 arası
11:46
betweenarasında one and 10, whichhangi is kindtür of inherentlydoğal olarak absurdsaçma.
248
690000
3000
bir puan vermelerini istiyordum ki bu doğal olarak absürd bir şey.
11:49
And then when they answeredcevap, I would inflateşişirmek that numbernumara of balloonsbalonlar
249
693000
3000
Ve yanıtladıklarında, o kadar sayıda balonu şişirip
11:52
and give them that numbernumara of balloonsbalonlar to holdambar.
250
696000
2000
onlara tutmaları için veriyordum.
11:54
So, you have some really happymutlu personkişi holdingtutma 10 balloonsbalonlar,
251
698000
2000
Böylece çok mutlu bir insanın elinde 10 balon ve çok üzgün
11:56
and some really sadüzgün soulruh holdingtutma one balloonbalon.
252
700000
4000
birinin elinde 1 balon goruyordunuz.
12:00
But you know, even holdingtutma one balloonbalon is like, kindtür of happymutlu.
253
704000
3000
Ama, hani, tek bir balon tutmak bile mutlu bir şey.
12:03
(LaughterKahkaha)
254
707000
2000
(Gülüşmeler)
12:05
And then I would asksormak them a numbernumara of questionssorular like
255
709000
2000
Sonra onlara bazı sorular soruyordum, mesela:
12:07
what was the happiesten mutlu day in theironların life, what makesmarkaları them happymutlu.
256
711000
2000
Hayatlarındaki en mutlu gün hangisiydi, onları mutlu eden şey ne.
12:09
And then finallyen sonunda, I would asksormak them to make a wishdilek.
257
713000
3000
En sonunda da onlardan bir dilek tutmalarini istiyordum.
12:12
And when they madeyapılmış a wishdilek, I would writeyazmak theironların wishdilek
258
716000
2000
Ve dilek tuttuklarinda dileklerini balonlardan birine yazıp
12:14
ontoüstüne one of the balloonsbalonlar and take a pictureresim of them holdingtutma it.
259
718000
3000
onlar o balonu tutarken fotoğraflarını çekiyordum.
12:17
So I'm going to showgöstermek you now just a fewaz briefkısa snippetsparçacıkları
260
721000
3000
Simdi size konustugum bazi insanlarla yaptigim
12:20
of some of the interviewsgörüşmeler that I did, some of the people I spokekonuştu with.
261
724000
3000
birkac roportajin ozet bolumlerini gosterecegim.
12:23
This is an 11-year-old-yaşında studentÖğrenci.
262
727000
2000
Bu on bir yasinda bir ogrenci.
12:25
He was playingoynama copspolisler and robberssoyguncular with his friendsarkadaşlar, runningkoşu around townkasaba,
263
729000
3000
Arkadaslariyla hirsiz-polis oynuyor, kasabada kosusturuyordu,
12:28
and they all had plasticplastik toyoyuncak gunssilahlar.
264
732000
2000
ve hepsi de plastik oyuncak silahlarla oynuyordu.
12:30
His wishdilek was to becomeolmak a policepolis officersubay.
265
734000
3000
Onun dilegi bir polis memuru olmakti.
12:33
He was gettingalma startedbaşladı earlyerken. Those were his handseller.
266
737000
3000
Erken baslamis. Bunlar onun elleri.
12:36
I tookaldı picturesresimler of everybody'sherkesin handseller,
267
740000
2000
Herkesin ellerinin fotografini cektim.
12:38
because I think you can oftensık sık tell a lot about somebodybirisi
268
742000
2000
cunku birisi hakkinda ellerinin nasil gorunduguyle ilgili
12:40
from how theironların handseller look. I tookaldı a portraitportre of everybodyherkes,
269
744000
3000
bircok sey soyeyebilirsiniz. Herkesi portreden birer kez aldim,
12:43
and askeddiye sordu everybodyherkes to make a funnykomik faceyüz.
270
747000
3000
ve herkesten komik bir yuz cikarmasini istedim.
12:46
A 17-year-old-yaşında studentÖğrenci. Her wishdilek was to have been borndoğmuş a boyoğlan.
271
750000
4000
17 yasinda bir ogrenci. Onun dilegi erkek cocugu olarak dogmus olmakti.
12:50
She thinksdüşünüyor that womenkadınlar have a prettygüzel toughsert go of things in BhutanBirleşik Arap Emirlikleri,
272
754000
3000
Butan'da kadinlar icin gidisatin epeyce zorlu oldugunu dusunuyor,
12:53
and it's a lot easierDaha kolay if you're a boyoğlan.
273
757000
2000
ve bunun eger erkekseniz daha kolay oldugunu.
13:01
A 28-year-old-yaşında cellhücre phonetelefon shopDükkan ownersahip.
274
765000
2000
Yirmi sekiz yasinda bir cep telefonu bayii sahibi.
13:03
If you knewbiliyordum what ParoParo lookedbaktı like, you'dşimdi etsen understandanlama
275
767000
2000
Eger Paro'nun nasil gorundugunu bilseydiniz, orada bir cep telefonu
13:05
how amazingşaşırtıcı it is that there's a cellhücre phonetelefon shopDükkan there.
276
769000
5000
bayiinin olmasinin ne kadar sasirtici odugunu anlardiniz.
13:10
He wanted to help poorfakir people.
277
774000
2000
Fakir insanlara yardim etmek istedi.
13:19
A 53-year-old-yaşında farmerçiftçi. She was chaffingchaffing wheatbuğday,
278
783000
3000
Elli yasinda bir ciftci. Saman copu ayiriyordu,
13:22
and that pileistif of wheatbuğday behindarkasında her
279
786000
2000
ve arkasindaki bugday yiginini
13:24
had takenalınmış her about a weekhafta to make.
280
788000
2000
yapmasi yaklasik bir haftasini almisti.
13:26
She wanted to keep farmingtarım untila kadar she dieskalıp.
281
790000
4000
Ciftciligi olene kadar surdurmeyi istiyordu.
13:30
You can really startbaşlama to see the storieshikayeleri told by the handseller here.
282
794000
3000
Burada eller tarafindan anlatilan hikayeleri gercekten gormeye baslayabilirsiniz.
13:33
She was wearinggiyme this silvergümüş ringhalka that had the wordsözcük "love" engravedoyulmuş on it,
283
797000
3000
Uzerine "ask" kelimesi kazinmis gumus yuzugu takiyor,
13:36
and she'do ediyorum foundbulunan it in the roadyol somewherebir yerde.
284
800000
3000
ve onu yolda bir yerlerde bulmus.
13:43
A 16-year-old-yaşında quarrytaş ocağı workerişçi.
285
807000
2000
On alti yasinda bir maden ocagi iscisi.
13:45
This guy was breakingkırma rockskayalar with a hammerçekiç in the hotSıcak sunlightGüneş ışığı,
286
809000
4000
Bu adam sicak gunes isigi altinda kayalari cekicle kiriyordu,
13:49
but he just wanted to spendharcamak his life as a farmerçiftçi.
287
813000
3000
ama yasamini bir ciftci olarak gecirmek istemisti.
13:59
A 21-year-old-yaşında monkkeşiş. He was very happymutlu.
288
823000
5000
Yirmi bir yasinda bir keşiş. Cok mutluydu.
14:04
He wanted to livecanlı a long life at the monasterymanastır.
289
828000
3000
Manastirda uzun bi hayat yasamak istiyordu.
14:10
He had this amazingşaşırtıcı seriesdizi of hairskıllar growingbüyüyen out of a moleKöstebek on the left sideyan of his faceyüz,
290
834000
4000
Yuzunun sol tarafinda buyuyen bir benden disari cikan su inanilmaz killar vardi,
14:14
whichhangi I'm told is very good luckşans.
291
838000
3000
bana iyi sans demek oldugu soylenen.
14:17
He was kindtür of too shyutangaç to make a funnykomik faceyüz.
292
841000
4000
Komik surat yapmak icin fazla utangac bir tipti.
14:21
A 16-year-old-yaşında studentÖğrenci.
293
845000
5000
On alti yasinda bir ogrenci.
14:26
She wanted to becomeolmak an independentbağımsız womankadın.
294
850000
2000
Bagimsiz bir kadin olmak istiyordu.
14:28
I askeddiye sordu her about that, and she said she meantdemek
295
852000
1000
Ona bunun hakkinda sorular sordum ve sunu demek istedigini soyledi:
14:29
that she doesn't want to be marriedevli,
296
853000
2000
evlenmek istemedigini,
14:31
because, in her opiniongörüş, when you get marriedevli in BhutanBirleşik Arap Emirlikleri as a womankadın,
297
855000
3000
cunku onun fikrince, Butan'da bir kadin olarak evlendiginiz zaman,
14:34
your chancesşansı to livecanlı an independentbağımsız life kindtür of endson,
298
858000
3000
bagimsiz yasama sansiniz sona eriyor gibi birsey,
14:37
and so she had no interestfaiz in that.
299
861000
2000
ve bu yuzden ilgi duymuyordu.
14:45
A 24-year-old-yaşında truckkamyon driversürücü.
300
869000
2000
Yirmi dort yasinda bir kamyon surucusu.
14:47
There are these terrifyinglyterrifyingly hugeKocaman IndianHint truckskamyonlar
301
871000
2000
Orada bu korkunc derecede buyuk Hint kamyonlarindan vardi,
14:49
that come careeningcareening around one-lanebir lane roadsyollar with two-laneiki şeritli traffictrafik,
302
873000
4000
tek seritli yollarda iki serit trafigi yapip yana yatarak gidiyorlardi,
14:53
with 3,000-foot-ayak drop-offshapishanesine right nextSonraki to the roadyol,
303
877000
3000
yolun sagindan 3,000 feet alcakliginda,
14:56
and he was drivingsürme one of these truckskamyonlar.
304
880000
2000
ve o da, bu kamyonlardan birini suruyordu.
14:58
But all he wanted was to just livecanlı a comfortablerahat life, like other people.
305
882000
3000
Ama tek istedigi sadece diger insanlar gibi rahat bir hayat yasamakti.
15:08
A 24-year-old-yaşında roadyol sweepersüpürmek. I caughtyakalandı her on her lunchöğle yemeği breakkırılma.
306
892000
3000
Yirmi dort yasinda bir sokak supurucusu. Onu ogle yemegi molasinda yakaladim.
15:11
She'dOnun böyle birşey yapacağını builtinşa edilmiş a little fireateş to keep warmIlık, hafif sıcak, right nextSonraki to the roadyol.
307
895000
3000
Isinabilmek icin yolun sag yaninda kucuk bir ates yakti.
15:14
Her wishdilek was to marryevlenmek someonebirisi with a cararaba.
308
898000
4000
Onun dilegi arabasi olan birisiyle evlenmekti.
15:18
She wanted a changedeğişiklik in her life.
309
902000
2000
Hayatinda bir degisiklik istiyordu.
15:20
She liveshayatları in a little worker'sişçinin campkamp right nextSonraki to the roadyol,
310
904000
3000
Yolun sag tarafinda bir isci kampinda yasiyor ve
15:23
and she wanted a differentfarklı lot on things.
311
907000
2000
farkli bir gidisati olsun istiyordu.
15:33
An 81-year-old-yaşında itinerantseyyar farmerçiftçi.
312
917000
2000
Yirmi bir yasinda bir gezgin ciftci.
15:35
I saw this guy on the sideyan of the roadyol,
313
919000
2000
Bu adami yolun kenarinda gormustum
15:37
and he actuallyaslında doesn't have a home.
314
921000
2000
ve aslinda evi yoktu da.
15:39
He travelsNow from farmÇiftlik to farmÇiftlik eachher day tryingçalışıyor to find work,
315
923000
2000
Is bulmak icin her gun ciftlikten ciflige dolasiyordu,
15:41
and then he triesçalışır to sleepuyku at whateverher neyse farmÇiftlik he getsalır work at.
316
925000
4000
ve sonra ne ciftliginde is almissa orada uyumaya calisiyordu.
15:45
So his wishdilek was to come with me, so that he had somewherebir yerde to livecanlı.
317
929000
3000
Bu yuzden onun dilegi benimle birlikte gelmekti, boylece yasayacak bir yer bulmus olacakti.
15:55
He had this amazingşaşırtıcı knifebıçak that he pulledçekti out of his ghogho
318
939000
2000
kiyafetinin icinden cektigi su ilginc bicagi vardi
15:57
and startedbaşladı brandishingbrandishing when I askeddiye sordu him to make a funnykomik faceyüz.
319
941000
4000
ve egenceli bir yuz ifadesi sergilemesini istedigimde sallamaya basladi.
16:01
It was all good-naturediyi huylu.
320
945000
2000
Tamamen iyi niyetiydi.
16:04
A 10-year-old-yaşında.
321
948000
4000
On yasinda birisi.
16:08
He wanted to joinkatılmak a schoolokul and learnöğrenmek to readokumak,
322
952000
2000
Okula baslamak ve okumayi ogrenmek istiyordu,
16:10
but his parentsebeveyn didn't have enoughyeterli moneypara to sendgöndermek him to schoolokul.
323
954000
4000
ama ebeveynlerinin onu okula gonderecek kadar parasi yoktu.
16:14
He was eatingyemek yiyor this orangePortakal, sugaryşekerli candyŞeker
324
958000
2000
Parmaklariyla kaziyip durdugu
16:16
that he kepttuttu dippingdaldırma his fingersparmaklar into,
325
960000
2000
portakal sulu seker yiyordu,
16:18
and sincedan beri there was so much salivatükürük on his handseller,
326
962000
2000
ve elinde cok fazla tukuruk oldugu icin
16:20
this orangePortakal pasteyapıştırmak startedbaşladı to formform on his palmsavuç içi.
327
964000
3000
portakal eriyigi avucunun icinde kalmaya basladi.
16:27
(LaughterKahkaha)
328
971000
2000
(Gulusmeler)
16:30
A 37-year-old-yaşında roadyol workerişçi.
329
974000
3000
Otuz yedi yasinda bir yol iscisi.
16:33
One of the more touchyhassas politicalsiyasi subjectskonular in BhutanBirleşik Arap Emirlikleri
330
977000
4000
Butan'daki hassas siyasi konulardan birisi Hindistan'dan
16:37
is the use of IndianHint cheapucuz laboremek
331
981000
3000
yollari insa etmek icin ithal edilen ve
16:40
that they importithalat from IndiaHindistan to buildinşa etmek the roadsyollar,
332
984000
3000
yollar yapildiktan sonra eve geri
16:43
and then they sendgöndermek these people home oncebir Zamanlar the roadsyollar are builtinşa edilmiş.
333
987000
2000
gonderilen ucuz Hint isci sinifinin kullanilmasi.
16:45
So these guys were in a worker'sişçinin gangçete
334
989000
2000
Bu adamlar bir sabah anayol tarafinda
16:47
mixingkarıştırma up asphaltAsfalt one morningsabah on the sideyan of the highwaykarayolu.
335
991000
3000
asfalti karistiran bir isci cetesindeydi.
16:50
His wishdilek was to make some moneypara and openaçık a storemağaza.
336
994000
3000
Onun dilegi biraz para biriktirmek ve bir dukkan acmakti.
17:00
A 75-year-old-yaşında farmerçiftçi. She was sellingsatış orangesportakal on the sideyan of the roadyol.
337
1004000
4000
Yetmis bes yasinda bir ciftci. Yolun kenarinda portakal satiyordu.
17:04
I askeddiye sordu her about her wishdilek, and she said,
338
1008000
2000
Ona dilegini sordum ve o da dedi ki,
17:06
"You know, maybe I'll livecanlı, maybe I'll dieölmek, but I don't have a wishdilek."
339
1010000
3000
"Bilirsin, beki yasayacagim, belki olecegim ama bir dilegim yok."
17:14
She was chewingçiğneme beteltembul nutsomun, whichhangi causedneden oldu her teethdiş
340
1018000
3000
Hurma cigniyordu ki dislerinin yillar gectikce iyice kirmiziya
17:17
over the yearsyıl to turndönüş very redkırmızı.
341
1021000
2000
donmesine bu neden olmustu.
17:19
FinallySon olarak, this is a 26-year-old-yaşında nunrahibe I spokekonuştu to.
342
1023000
6000
Ve son olarak bu da konustugum yirmi alti yasinda bir rahibe.
17:25
Her wishdilek was to make a pilgrimageHac to TibetTibet.
343
1029000
3000
Onun dilegi Tibet'e, hacca gitmekti.
17:28
I askeddiye sordu her how long she plannedplanlı to livecanlı in the nunneryrahibe manastırı and she said,
344
1032000
2000
Ne kadar daha rahibe manastirinde yasamayi planladigini sordum ona, dedi ki;
17:30
"Well, you know, of coursekurs, it's impermanentgeçici,
345
1034000
2000
"Yani, bilirsin, bu kalici degil tabii ki,
17:32
but my planplan is to livecanlı here untila kadar I'm 30, and then entergirmek a hermitageHermitage."
346
1036000
4000
planim burada otuzuma kadar yasamak ve ondan sonra bir inziva yerine gitmek."
17:36
And I said, "You mean, like a caveMağara?" And she said, "Yeah, like a caveMağara."
347
1040000
5000
Dedim ki, "Magara gibi bir yerden mi bahsediyorsun?" O da, " Evet, magara gibi." dedi.
17:41
And I said, "WowVay canına, and how long will you livecanlı in the caveMağara?"
348
1045000
3000
Ve ben dedim ki, "Vay canina, peki ne kadar magarada kalacaksin?"
17:44
And she said, "Well, you know,
349
1048000
2000
Dedi ki, "Guzel, bilirsin, butun hayatimi
17:46
I think I'd kindtür of like to livecanlı my wholebütün life in the caveMağara."
350
1050000
4000
o magarada yasamak gibi birsey dusunuyorum."
17:50
I just thought that was amazingşaşırtıcı. I mean, she spokekonuştu in a way --
351
1054000
2000
Bunun hayret verici oldugunu dusundum. Yani, konusmasi onu bir sekilde --
17:52
with amazingşaşırtıcı Englishİngilizce, and amazingşaşırtıcı humormizah, and amazingşaşırtıcı laughterkahkaha --
352
1056000
3000
sasirtici bir Ingilizce, sasirtici bir mizah ve sasirtici kahkahasi ile --
17:55
that madeyapılmış her seemgörünmek like somebodybirisi I could have bumpedçarptı into
353
1059000
2000
New York'un ya da -benim geldigim- Vermont'un
17:57
on the streetssokaklar of NewYeni YorkYork, or in VermontVermont, where I'm from.
354
1061000
3000
sokaklarinda rastlayabiecegim turden birisi gibi yapiyordu.
18:00
But here she had been livingyaşam in a nunneryrahibe manastırı for the last sevenYedi yearsyıl.
355
1064000
3000
Ama o son yedi senedir burada bir rahibe manastirinda yasiyordu.
18:03
I askeddiye sordu her a little bitbit more about the caveMağara
356
1067000
3000
Magara hakkinda biraz daha sordum ona
18:06
and what she plannedplanlı would happenolmak oncebir Zamanlar she wentgitti there, you know.
357
1070000
4000
ve oraya gittiginde neler olabilecegini planladigi hakkinda, bilirsiniz.
18:10
What if she saw the truthhakikat after just one yearyıl,
358
1074000
2000
Peki ya sadece bir sene sonra gercegi gorurse,
18:12
what would she do for the nextSonraki 35 yearsyıl in her life?
359
1076000
2000
hayatinin kalan 35 yilinda ne yapardi?
18:14
And this is what she said.
360
1078000
2000
Ve bunlar da onun soyledikleri.
18:16
WomanKadın: I think I'm going to staykalmak for 35. Maybe -- maybe I'll dieölmek.
361
1080000
5000
Kadin: Otuz bes sene kalacagimi dusunuyorum -- belki olurum.
18:21
JonathanJonathan HarrisHarris: Maybe you'llEğer olacak dieölmek? WomanKadın: Yes.
362
1085000
2000
Jonathan Harris: Belki olur musun? Kadin: Evet.
18:23
JHJH: 10 yearsyıl? WomanKadın: Yes, yes. JHJH: 10 yearsyıl, that's a long time.
363
1087000
3000
JH: On sene? Kadin: Evet, evet. JH: On sene, uzun bir sure bu.
18:26
WomanKadın: Yes, not maybe one, 10 yearsyıl, maybe I can dieölmek
364
1090000
3000
Kadin: Evet, belki de bir, on sene degil, belki bir sene icinde
18:29
withiniçinde one yearyıl, or something like that.
365
1093000
2000
olebilirim, ya da onun gibi birsey.
18:31
JHJH: Are you hopingumut to?
366
1095000
2000
JH: Oyle mi umit ediyorsun?
18:33
WomanKadın: AhAh, because you know, it's impermanentgeçici.
367
1097000
2000
Kadin: Aa, cunku bildigin gibi, bu gecici.
18:35
JHJH: Yeah, but -- yeah, OK. Do you hopeumut --
368
1099000
6000
JH: Evet, ama evet de, tamam. Umuyor musun --
18:41
would you prefertercih etmek to livecanlı in the caveMağara for 40 yearsyıl,
369
1105000
3000
magarada kirk sene mi yoksa bir sene boyunca mi
18:44
or to livecanlı for one yearyıl?
370
1108000
2000
yasamayi tercih ederdin?
18:46
WomanKadın: But I prefertercih etmek for maybe 40 to 50.
371
1110000
4000
Kadin: Ama kirk-elli'yi falan tercih ederim.
18:50
JHJH: 40 to 50? Yeah.
372
1114000
1000
JH: Kirk-elli? Guzel.
18:51
WomanKadın: Yes. From then, I'm going to the heavencennet.
373
1115000
3000
Kadin: Evet. Ondan sonra cennette olacagim.
18:54
JHJH: Well, I wishdilek you the besten iyi of luckşans with it.
374
1118000
5000
JH: Peki, bu konuda en iyi sans dileklerimle.
18:59
WomanKadın: Thank you.
375
1123000
1000
Kadin: Tesekkur ederim.
19:00
JHJH: I hopeumut it's everything that you hopeumut it will be.
376
1124000
3000
JH: Umarim ki diledigin hersey gerceklesir.
19:03
So thank you again, so much.
377
1127000
2000
Ve tekrar tesekkurler, cok sagol.
19:05
WomanKadın: You're mostçoğu welcomeHoşgeldiniz.
378
1129000
2000
Kadin: Hic onemli degil.
19:07
JHJH: So if you caughtyakalandı that, she said she hopedümit to dieölmek
379
1131000
2000
JH: Eger yakaladiysaniz kirk civarina geldigi zaman olmeyi
19:09
when she was around 40. That was enoughyeterli life for her.
380
1133000
3000
umdugunu soyledi. Bu onun icin yeterli bir yasam suresiydi.
19:12
So, the last thing we did, very quicklyhızlı bir şekilde,
381
1136000
2000
Ve yaptigimiz son sey, cok hizlica,
19:14
is I tookaldı all those wishdilek balloonsbalonlar -- there were 117 interviewsgörüşmeler,
382
1138000
3000
butun bu dilek balonarini aldim -- 117 tane roportajdi,
19:17
117 wishesdilek -- and I broughtgetirdi them up to a placeyer calleddenilen DochulaDochula,
383
1141000
4000
117 dilek -- ve onlari Dochula diye isimlendirilen bir yere goturdum,
19:21
whichhangi is a mountaindağ passpas in BhutanBirleşik Arap Emirlikleri, at 10,300 feetayaklar,
384
1145000
4000
Butan da 10,300 feet yuksekliginde bir dag gecidi orasi,
19:25
one of the more sacredkutsal placesyerler in BhutanBirleşik Arap Emirlikleri.
385
1149000
3000
Butan'daki en kutsal yererden birisi.
19:28
And up there, there are thousandsbinlerce of prayernamaz flagsBayraklar
386
1152000
2000
Ve burada binlerce duaci bezi var ki
19:30
that people have spreadYAYILMIŞ out over the yearsyıl.
387
1154000
2000
insanlar yillardir yaymislar.
19:32
And we re-inflatedyeniden şişirilmiş all of the balloonsbalonlar, put them up on a stringsicim,
388
1156000
3000
Ve biz butun balonlari yeniden sisirdik, onlari bir iplige dizdik
19:35
and hungasılı them up there amongarasında the prayernamaz flagsBayraklar.
389
1159000
2000
ve onari duaci bezlerinin arasina tutturduk.
19:37
And they're actuallyaslında still flyinguçan up there todaybugün.
390
1161000
2000
Ve aslina bakarsaniz hala orada dalgalaniyorlar.
19:39
So if any of you have any BhutanBirleşik Arap Emirlikleri travelseyahat plansplanları in the nearyakın futuregelecek,
391
1163000
3000
Yani herhangi birinizin yakin bir gelecekte Butan'a seyahat planlari varsa,
19:42
you can go checkKontrol these out. Here are some imagesGörüntüler from that.
392
1166000
3000
bunlari kontrol etmeye gidebilirsiniz. Iste birkac goruntusu.
19:46
We said a BuddhistBudist prayernamaz so that all these wishesdilek could come truedoğru.
393
1170000
4000
Budist bir duaciya soyledik, bu yuzden butun bu dilekler gercege donusebilir.
19:59
You can startbaşlama to see some familiartanıdık balloonsbalonlar here.
394
1183000
3000
Burada birkac tanidik balon gormeye baslayabilirsiniz.
20:02
"To make some moneypara and to openaçık a storemağaza" was the IndianHint roadyol workerişçi.
395
1186000
5000
Hintli yol iscisinden "Biraz para biriktirmek ve bir dukkan acmak"
20:15
Thanksteşekkürler very much.
396
1199000
2000
Cok tesekkurler.
20:17
(ApplauseAlkış)
397
1201000
3000
(Alkislar)
Translated by Nazan Altun
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jonathan Harris - Artist, storyteller, Internet anthropologist
Artist and computer scientist Jonathan Harris makes online art that captures the world's expression -- and gives us a glimpse of the soul of the Internet.

Why you should listen

Brooklyn-based artist Jonathan Harris' work celebrates the world's diversity even as it illustrates the universal concerns of its occupants. His computer programs scour the Internet for unfiltered content, which his beautiful interfaces then organize to create coherence from the chaos.

His projects are both intensely personal (the "We Feel Fine" project, made with Sep Kanvar, which scans the world's blogs to collect snapshots of the writers' feelings) and entirely global (the new "Universe," which turns current events into constellations of words). But their effect is the same -- to show off a world that resonates with shared emotions, concerns, problems, triumphs and troubles.

More profile about the speaker
Jonathan Harris | Speaker | TED.com