TED2012
Chip Kidd: Designing books is no laughing matter. OK, it is.
Chip Kidd: Kitapların tasarlanması şakaya gelmez. Tamam, budur.
Filmed:
Readability: 3.5
2,475,812 views
Chip Kidd, kitapların kapaklarına göre yargılamıyor, somutlaştırılmış kitap kapakları yaratıyor -- ve bunu muzip bir espri anlayışı ile yapıyor. TED2012'nin en komik konuşmalarından birinde, kapak tasarımlarının sanatı ve derin düşüncelerini gösteriyor. (TED2012'deki The Design Studio oturumundan, konuk küratörlüğünü Chee Pearlman ve David Rockwell yapmıştır.)
Chip Kidd - Graphic designer
Chip Kidd's book jacket designs spawned a revolution in the art of American book packaging. Full bio
Chip Kidd's book jacket designs spawned a revolution in the art of American book packaging. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:21
Hi.
0
6000
2000
Merhabalar.
00:23
(Laughter)
1
8000
2000
(Kahkahalar)
00:25
I did that for two reasons.
2
10000
3000
Bunu iki nedenle yaptım.
00:28
First of all, I wanted to give you
3
13000
3000
İlk olarak, size iyi bir ilk görsel
00:31
a good visual first impression.
4
16000
3000
izlenim vermek istedim.
00:34
But the main reason I did it is that
5
19000
3000
Ama bunu yapmamın temel nedeni,
00:37
that's what happens to me when I'm forced to wear
6
22000
3000
Lady Gaga tarzı itici bir
mikrofon takmaya
mikrofon takmaya
00:40
a Lady Gaga skanky mic.
7
25000
3000
zorlandığımda böyle olması.
00:43
(Laughter)
8
28000
3000
(Kahkahalar)
00:46
I'm used to a stationary mic.
9
31000
4000
Ben sabit mikrofona alışığım.
00:50
It's the sensible shoe of public address.
10
35000
3000
Genel seslendirmenin mantıklı ayakkabısı.
00:53
(Laughter)
11
38000
6000
(Kahkahalar)
00:59
But you clamp this thing on my head, and something happens.
12
44000
3000
Ama bu şeyi kafama kelepçelediğinizde,
bir şey oluyor.
bir şey oluyor.
01:02
I just become skanky.
13
47000
3000
İtici olmaya başlıyorum.
01:05
(Laughter) So I'm sorry about that.
14
50000
4000
(Kahkahalar) Bunun için üzgünüm.
01:09
And I'm already off-message.
15
54000
3000
Şimdiden konu dışına çıktım.
01:12
(Laughter)
16
57000
3000
(Kahkahalar)
01:15
Ladies and gentlemen,
17
60000
3000
Bayanlar ve baylar,
01:18
I have devoted the past 25 years of my life
18
63000
4000
hayatımın geçmiş 25 yılını
01:22
to designing books.
19
67000
2000
kitap tasarlamaya adadım.
01:24
("Yes, BOOKS. You know, the bound volumes with ink on paper.
20
69000
2000
"Evet, KİTAPLAR. Bilirsiniz, ciltli
kağıdın üzerinde mürekkep olur.
kağıdın üzerinde mürekkep olur.
01:26
You cannot turn them off with a switch.
21
71000
2000
Onları bir tuşla kapatamazsınız.
01:28
Tell your kids.")
22
73000
2000
Çocuklarınıza anlatın."
01:30
It all sort of started as a benign mistake,
23
75000
4000
Her şey zararsız bir hata olarak başladı,
01:34
like penicillin. (Laughter)
24
79000
3000
penisilin gibi. (Kahkahalar)
01:37
What I really wanted
25
82000
3000
Asıl yapmak istediğim
01:40
was to be a graphic designer
26
85000
2000
New York şehrindeki
01:42
at one of the big design firms in New York City.
27
87000
2000
büyük şirketlerden birinde grafik
tasarımcı olmaktı.
tasarımcı olmaktı.
01:44
But upon arrival there,
28
89000
3000
Ama oraya vardığımda,
01:47
in the fall of 1986, and doing a lot of interviews,
29
92000
4000
1986 sonbaharında, birçok iş
görüşmesinden sonra,
görüşmesinden sonra,
01:51
I found that the only thing I was offered
30
96000
3000
bana teklif edilen tek şeyin,
bir kitap yayıncısı olan
bir kitap yayıncısı olan
01:54
was to be Assistant to the Art Director at Alfred A. Knopf,
31
99000
3000
Alfred A. Knopf'ta Sanat
Direktörü Asistanlığı
Direktörü Asistanlığı
01:57
a book publisher.
32
102000
2000
olduğunu anladım.
01:59
Now I was stupid,
33
104000
3000
Şimdi, aptaldım,
02:02
but not so stupid that I turned it down.
34
107000
3000
ama reddecek kadar da aptal değildim.
02:05
I had absolutely no idea
35
110000
3000
Neyin parçası olmak üzere
02:08
what I was about to become part of,
36
113000
2000
ve inanılmaz derecede şanslı
02:10
and I was incredibly lucky.
37
115000
2000
olduğuma dair hiçbir fikrim yoktu.
02:12
Soon, it had occurred to me what my job was.
38
117000
4000
Yakın zamanda, işimin ne olduğunu anladım.
02:16
My job was to ask this question:
39
121000
3000
İşim bu soruyu sormaktı:
02:19
"What do the stories look like?"
40
124000
1000
Hikâyeler nasıl görünür?
02:20
Because that is what Knopf is.
41
125000
3000
Çünkü Knopf budur.
02:23
It is the story factory, one of the very best in the world.
42
128000
3000
Hikâye fabrikası, dünyadaki
en iyilerden biridir.
en iyilerden biridir.
02:26
We bring stories to the public.
43
131000
3000
Halka hikâyeler getiriyoruz.
02:29
The stories can be anything,
44
134000
3000
Hikâyeler her şey olabilir
02:32
and some of them are actually true.
45
137000
2000
ve bazıları aslında gerçek.
02:34
But they all have one thing in common:
46
139000
5000
Ama hepsinin ortak bir yanı var:
02:39
They all need to look like something.
47
144000
3000
Hepsi bir şey gibi görünmek zorundadır.
02:42
They all need a face.
48
147000
3000
Hepsinin bir yüze ihtiyacı var.
02:45
Why? To give you a first impression
49
150000
4000
Neden mi? Okumak üzere olduğunuz şeyin
02:49
of what you are about to get into.
50
154000
3000
bir ilk izlenimini vermek için.
02:52
A book designer gives form to content,
51
157000
4000
Bir kitap tasarımcısı içeriğe
form kazandırır,
form kazandırır,
02:56
but also
52
161000
2000
ama ayrıca
02:58
manages a very careful balance between the two.
53
163000
3000
ikisi arasında çok dikkatli bir
denge kurar.
denge kurar.
03:01
Now, the first day
54
166000
2000
Penn Devlet Üniversitesi'nde
03:03
of my graphic design training at Penn State University,
55
168000
3000
aldığım grafik tasarım eğitimimin
ilk gününde,
ilk gününde,
03:06
the teacher, Lanny Sommese, came into the room
56
171000
3000
öğretmenim Lanny Sommese odaya girdi
03:09
and he drew a picture of an apple on the blackboard,
57
174000
3000
ve kara tahtaya bir elma resmi çizdi
03:12
and wrote the word "Apple" underneath,
58
177000
2000
ve altına "Elma" kelimesini yazdı
03:14
and he said, "OK. Lesson one. Listen up."
59
179000
3000
ve şöyle dedi: "Tamam. Birinci ders.
Dinleyin."
Dinleyin."
03:17
And he covered up the picture and he said,
60
182000
3000
Resmin üstünü kapattı ve şöyle dedi:
03:20
"You either say this," and then he covered up the word,
61
185000
3000
"Ya bunu dersiniz," ve sonra kelimenin
üstünü kapattı,
üstünü kapattı,
03:23
"or you show this.
62
188000
3000
"ya da bunu gösterirsiniz.
03:26
But you don't do this."
63
191000
3000
Ama bunu yapmazsınız."
03:29
Because this is treating your audience like a moron.
64
194000
5000
Çünkü bu seyirciyi aptal yerine koymak
anlamına gelir.
anlamına gelir.
03:34
(Laughter)
65
199000
3000
(Kahkahalar)
03:37
And they deserve better.
66
202000
3000
Onlar daha iyisini hak ediyorlar.
03:40
And lo and behold, soon enough,
67
205000
2000
İşe bakın ki, kısa zaman sonra
03:42
I was able to put this theory to the test
68
207000
3000
bu teoriyi, Knopf için üzerinde çalıştığım
03:45
on two books that I was working on for Knopf.
69
210000
4000
iki kitapta test etme şansına eriştim.
03:49
The first was Katharine Hepburn's memoirs,
70
214000
4000
İlki Katharine Hepburn'ün anı yazılarıydı
03:53
and the second was a biography of Marlene Dietrich.
71
218000
3000
ve ikincisi de Marlene Dietrich'in
biyografisiydi.
biyografisiydi.
03:56
Now the Hepburn book
72
221000
3000
Hepburn kitabı,
03:59
was written in a very conversational style,
73
224000
3000
konuşma üslubuyla yazılmıştı,
04:02
it was like she was sitting across a table telling it all to you.
74
227000
3000
sanki masanın bir ucuna oturmuş,
size her şeyi anlatıyordu.
size her şeyi anlatıyordu.
04:05
The Dietrich book was an observation
75
230000
3000
Dietrich kitabı, kızının gözlemlerinden
04:08
by her daughter; it was a biography.
76
233000
2000
oluşuyordu; bir biyografiydi.
04:10
So the Hepburn story is words
77
235000
3000
Yani Hepburn hikâyesi kelimeler
04:13
and the Dietrich story is pictures, and so we did this.
78
238000
4000
ve Dietrich hikâyesi resimlerden ibaretti.
Bu nedenle biz de bunu yaptık.
Bu nedenle biz de bunu yaptık.
04:17
So there you are.
79
242000
3000
İşte burada görüyorsunuz.
04:20
Pure content and pure form, side by side.
80
245000
3000
Saf içerik ve saf biçim, yan yana.
04:23
No fighting, ladies.
81
248000
3000
Kavga etmek yok, bayanlar.
04:26
("What's a Jurassic Park?")
82
251000
2000
("Bir Jurassic Park nedir?")
04:28
Now, what is the story here?
83
253000
3000
Buradaki hikâye ne?
04:31
Someone
84
256000
3000
Birisi,
04:34
is re-engineering dinosaurs
85
259000
3000
tarih öncesi kehribardan
04:37
by extracting their DNA
86
262000
3000
DNA'larını çıkarak
04:40
from prehistoric amber.
87
265000
3000
dinazorları tekrar yapıyor.
04:43
Genius!
88
268000
3000
Dahice!
(Kahkahalar)
04:46
(Laughter)
89
271000
4000
04:50
Now, luckily for me,
90
275000
3000
Şansıma,
04:53
I live and work in New York City,
91
278000
2000
New York şehrinde yaşıyor
ve çalışıyorum
ve çalışıyorum
04:55
where there are plenty of dinosaurs.
92
280000
2000
ve orada bir sürü dinazor var.
04:57
(Laughter)
93
282000
3000
(Kahkahalar)
05:00
So,
94
285000
4000
Bu yüzden,
05:04
I went to the Museum of Natural History,
95
289000
2000
Doğal Tarih Müzesi'ne gittim,
05:06
and I checked out the bones, and I went to the gift shop,
96
291000
4000
kemikleri inceledim,
hediye mağazasına gittim
hediye mağazasına gittim
05:10
and I bought a book.
97
295000
1000
ve bir kitap aldım.
05:11
And I was particularly taken with this page of the book,
98
296000
4000
Kitabın bilhassa bu sayfası ilgimi çekti
05:15
and more specifically the lower right-hand corner.
99
300000
4000
ve daha da ayrıntılı olarak
sağ alt köşesi.
sağ alt köşesi.
05:19
Now I took this diagram,
100
304000
3000
Bu diyagramı aldım
05:22
and I put it in a Photostat machine,
101
307000
4000
ve bir Fotostat makinesine koydum.
05:26
(Laughter)
102
311000
6000
(Kahkahalar)
05:32
and I took a piece of tracing paper,
103
317000
3000
Bir parça kopya kâğıdı aldım
05:35
and I taped it over the Photostat
104
320000
4000
ve Fotostat'in üzerine
05:39
with a piece of Scotch tape -- stop me if I'm going too fast --
105
324000
3000
bir parça selobantla yapıştırdım
-- çok hızlı gidiyorsam, beni durdurun --
-- çok hızlı gidiyorsam, beni durdurun --
05:42
(Laughter) --
106
327000
7000
(Kahkahalar) --
05:49
and then I took a Rapidograph pen --
107
334000
3000
ve sonra bir Rapidograf kalemi aldım --
05:52
explain it to the youngsters --
108
337000
3000
gençlere açıklarsınız --
05:55
(Laughter)
109
340000
3000
(Kahkahalar)
05:58
and I just started to reconstitute the dinosaur.
110
343000
4000
ve sadece dinazoru yeniden
oluşturmaya başladım.
oluşturmaya başladım.
06:02
I had no idea what I was doing,
111
347000
3000
Ne yaptığıma dair hiçbir fikrim yoktu.
06:05
I had no idea where I was going,
112
350000
2000
Nereye gittiğime dair hiçbir fikrim yoktu.
06:07
but at some point, I stopped --
113
352000
2000
Ama bir noktada, durdum --
06:09
when to keep going would seem like I was going too far.
114
354000
4000
devam ettiğimde sanki fazla ileri
gidiyormuşum gibi görünürdü.
gidiyormuşum gibi görünürdü.
06:13
And what I ended up with was a graphic representation
115
358000
4000
Sonucunda, bu hayvanın varoluşa
gelmesini gördüğümüz
gelmesini gördüğümüz
06:17
of us seeing this animal coming into being.
116
362000
4000
bir grafik tasarım ortaya çıktı.
06:21
We're in the middle of the process.
117
366000
2000
Sürecin ortasındayız.
06:23
And then I just threw some typography on it.
118
368000
3000
Sonra üzerine biraz tipografi koydum.
06:26
Very basic stuff,
119
371000
2000
Gayet temel şeyler,
06:28
slightly suggestive of public park signage.
120
373000
3000
kamusal park tabelalarına biraz benziyor.
06:31
(Laughter)
121
376000
6000
(Kahkahalar)
06:37
Everybody in house loved it,
122
382000
2000
Ofisteki herkes bayıldı
06:39
and so off it goes to the author.
123
384000
2000
ve böylece yazara gitti.
06:41
And even back then,
124
386000
2000
O zamanlar bile,
06:43
Michael was on the cutting edge.
125
388000
2000
Michael en son teknolojiyi kullanıyordu.
06:45
("Michael Crichton responds by fax:")
126
390000
4000
"Michael Crichton faks ile yanıt veriyor:"
06:49
("Wow! Fucking Fantastic Jacket")
127
394000
2000
"Vay canına! Süper Kapak!"
06:51
(Laughter) (Applause)
128
396000
7000
(Kahkahalar) (Alkışlar)
06:58
That was a relief to see that pour out of the machine.
129
403000
4000
Bunun faks makinesinden çıktığını
görmek beni rahatlattı.
görmek beni rahatlattı.
07:02
(Laughter)
130
407000
3000
(Kahkahalar)
07:05
I miss Michael.
131
410000
3000
Michael'ı özlüyorum.
07:08
And sure enough, somebody from MCA Universal
132
413000
3000
Yeterince eminim ki,
MCA Universal'dan birisi
MCA Universal'dan birisi
07:11
calls our legal department to see if they can
133
416000
3000
görüşmek için hukuk departmanımızı arıyor.
Belki görüntü haklarını
07:14
maybe look into buying the rights to the image,
134
419000
2000
07:16
just in case they might want to use it.
135
421000
3000
her ihtimale karşı kullanmak üzere
satın almak isteyebilirler.
satın almak isteyebilirler.
07:19
Well, they used it.
136
424000
3000
Resmi kullandılar.
07:22
(Laughter) (Applause)
137
427000
5000
(Kahkahalar)(Alkışlar)
07:27
And I was thrilled.
138
432000
3000
Çok heyecanlanmıştım.
07:30
We all know it was an amazing movie,
139
435000
2000
Hepimiz muhteşem bir film
olduğunu biliyoruz
olduğunu biliyoruz
07:32
and it was so interesting to see it
140
437000
2000
ve kültüre girip, bir fenomen
haline gelmesini
haline gelmesini
07:34
go out into the culture and become this phenomenon
141
439000
4000
ve tüm farklı permütasyonlarını görmek
07:38
and to see all the different permutations of it.
142
443000
3000
çok ilginçti.
07:41
But not too long ago,
143
446000
3000
Ama kısa bir süre önce,
07:44
I came upon this on the Web.
144
449000
3000
Web'de buna rastladım.
07:47
No, that is not me.
145
452000
3000
Hayır, o ben değilim.
07:50
But whoever it is,
146
455000
3000
Ama her kimse,
07:53
I can't help but thinking they woke up one day like,
147
458000
3000
yardım edemem ama bir sabah
uyandıklarını düşünebilirim,
uyandıklarını düşünebilirim,
07:56
"Oh my God, that wasn't there last night. Ooooohh!
148
461000
3000
"Aman Tanrım, bu dün gece
burada değildi. Aaah!
burada değildi. Aaah!
07:59
I was so wasted."
149
464000
3000
Çok içmişim."
08:02
(Laughter)
150
467000
3000
(Kahkahalar)
08:05
But if you think about it, from my head
151
470000
3000
Ama bir düşünürseniz, benim kafamdan
08:08
to my hands to his leg.
152
473000
3000
ellerime, oradan da onun bacağına.
08:11
(Laughter)
153
476000
5000
(Kahkahalar)
08:16
That's a responsibility.
154
481000
3000
Bu bir sorumluluk.
08:19
And it's a responsibility that I don't take lightly.
155
484000
3000
Hafife almadığım bir sorumluluk.
08:22
The book designer's responsibility is threefold:
156
487000
3000
Kitap tasarımcısının sorumluluğu
üç yönlüdür:
üç yönlüdür:
08:25
to the reader, to the publisher and, most of all, to the author.
157
490000
4000
Okuyucuya, yayıncıya ve
en önemlisi yazara.
en önemlisi yazara.
08:29
I want you to look at the author's book
158
494000
3000
Sizin yazarın kitabına bakmanızı
ve şöyle demenizi istiyorum,
ve şöyle demenizi istiyorum,
08:32
and say, "Wow! I need to read that."
159
497000
3000
"Bu kitabı kesinlikle okumalıyım."
08:35
David Sedaris is one of my favorite writers,
160
500000
3000
David Sedaris, en sevdiğim
yazarlardan biri
yazarlardan biri
08:38
and the title essay
161
503000
3000
ve bu koleksiyonla aynı adı taşıyan
08:41
in this collection is about his trip to a nudist colony.
162
506000
3000
deneme yazısı bir çıplaklar kampına
yaptığı gezi ile ilgili.
yaptığı gezi ile ilgili.
08:44
And the reason he went is because
163
509000
2000
Gitmesinin sebebi vücudunun görüntüsü
08:46
he had a fear of his body image,
164
511000
2000
ile ilgili bir endişesi olmasıydı
08:48
and he wanted to explore what was underlying that.
165
513000
3000
ve bunun altında yatan sebebi
keşfetmek istiyordu.
keşfetmek istiyordu.
08:51
For me, it was simply an excuse to design a book
166
516000
3000
Benim için, bir kitap tasarımı için
basitçe bir bahaneydi,
basitçe bir bahaneydi,
08:54
that you could literally take the pants off of.
167
519000
3000
kelimenin tam anlamıyla pantolonları
kapıp alabilirdiniz.
kapıp alabilirdiniz.
08:57
But when you do,
168
522000
3000
Ama yaptığınızda,
09:00
you don't get what you expect.
169
525000
2000
karşınıza beklediğiniz çıkmıyor.
Ondan daha derin bir yere
giden bir şey çıkıyor.
giden bir şey çıkıyor.
09:02
You get something that goes much deeper than that.
170
527000
2000
09:04
And David especially loved this design
171
529000
4000
David özellikle bu tasarımı beğendi,
09:08
because at book signings, which he does a lot of,
172
533000
3000
çünkü imza günlerinde,
ki onlardan çok yapıyor,
ki onlardan çok yapıyor,
09:11
he could take a magic marker and do this.
173
536000
3000
eline bir keçeli kalem alıp
bunu yapabilir.
bunu yapabilir.
09:14
(Laughter)
174
539000
6000
(Kahkahalar)
09:20
Hello!
175
545000
3000
Merhaba!
(Kahkahalar)
09:23
(Laughter)
176
548000
3000
09:26
Augusten Burroughs wrote a memoir
177
551000
3000
Augusten Burroughs, ["Dry"]
adlı rehabilitasyonda
adlı rehabilitasyonda
09:29
called ["Dry"], and it's about his time in rehab.
178
554000
3000
geçirdiği vakit hakkında bir anı
kitabı yazdı.
kitabı yazdı.
09:32
In his 20s, he was a hotshot ad executive,
179
557000
5000
20'li yaşlarında başarılı
bir reklam yöneticisiydi
bir reklam yöneticisiydi
09:37
and as Mad Men has told us, a raging alcoholic.
180
562000
3000
ve Mad Men'in bize anlattığı gibi
müzmin bir alkolikti.
müzmin bir alkolikti.
09:40
He did not think so, however,
181
565000
3000
Ancak o öyle düşünmüyordu
ama iş arkadaşları müdahalede
bulundular ve şöyle dediler:
bulundular ve şöyle dediler:
09:43
but his coworkers did an intervention and they said,
182
568000
3000
09:46
"You are going to rehab, or you will be fired and you will die."
183
571000
4000
"Ya rehabilitasyona gideceksin
ya da kovulacak ve öleceksin."
ya da kovulacak ve öleceksin."
09:50
Now to me, this was always going to be a typographic solution,
184
575000
4000
Şimdi benim için, bu her zaman tipografik
bir çözüm olacaktı,
bir çözüm olacaktı,
Tür 101'in muhalifi diyecektim.
09:54
what I would call the opposite of Type 101.
185
579000
2000
09:56
What does that mean?
186
581000
2000
Bunun anlamı nedir?
Genellikle Tipografiye Başlangıç
dersinin ilk gününde,
dersinin ilk gününde,
09:58
Usually on the first day of Introduction to Typography,
187
583000
2000
10:00
you get the assignment of, select a word
188
585000
3000
şöyle bir ödev verilir, bir kelime seçin
10:03
and make it look like what it says it is. So that's Type 101, right?
189
588000
3000
ve onu, ne olduğunu söylediği şeye
benzetin. Bu, Tür 101, değil mi?
benzetin. Bu, Tür 101, değil mi?
10:06
Very simple stuff.
190
591000
2000
Çok basit şeyler.
10:08
This is going to be the opposite of that.
191
593000
3000
Bu onun tam tersi olacak.
10:11
I want this book to look like it's lying to you,
192
596000
3000
Bu kitabın size yalan söylüyormuş gibi
görünmesini istiyorum,
görünmesini istiyorum,
10:14
desperately and hopelessly, the way an alcoholic would.
193
599000
4000
çaresizce ve umutsuzca,
bir alkoliğin yapacağı gibi.
bir alkoliğin yapacağı gibi.
10:18
The answer was the most low-tech thing you can imagine.
194
603000
3000
Cevap, hayal edebileceğiniz en düşük
teknolojiye sahip şey.
teknolojiye sahip şey.
10:21
I set up the type, I printed it out on an Epson printer
195
606000
4000
Basım harfini seçtim,
suda çözülen mürekkep ile
suda çözülen mürekkep ile
bir Epson yazıcıdan çıkarttım,
duvara yapıştırdım
duvara yapıştırdım
10:25
with water-soluble ink, taped it to the wall
196
610000
3000
ve üstüne bir kova su döktüm. Hazır!
10:28
and threw a bucket of water at it. Presto!
197
613000
3000
10:31
Then when we went to press,
198
616000
2000
Sonra baskıya gittiğimizde,
yazıcı mürekkebe parlak bir yüzey koydu
10:33
the printer put a spot gloss on the ink
199
618000
2000
10:35
and it really looked like it was running.
200
620000
2000
ve gerçekten sankı akıyormuş
gibi görünüyordu.
gibi görünüyordu.
10:37
Not long after it came out, Augusten was waylaid in an airport
201
622000
3000
Kitap çıktıktan kısa bir süre sonra,
Augusten bir havalimanında pusudaydı,
Augusten bir havalimanında pusudaydı,
10:40
and he was hiding out in the bookstore
202
625000
2000
kitabevinin dışında saklanıp
10:42
spying on who was buying his books.
203
627000
2000
gizlice kitaplarını kimlerin
aldığına bakıyordu.
aldığına bakıyordu.
10:44
And this woman came up to it,
204
629000
3000
Bir kadın kitabı eline aldı,
yüzünü buruşturdu, kitabı kasaya götürdü
10:47
and she squinted, and she took it to the register,
205
632000
2000
10:49
and she said to the man behind the counter, "This one's ruined."
206
634000
3000
ve kasadaki adama şöyle dedi,
"Bu kitap mahvolmuş."
"Bu kitap mahvolmuş."
10:52
(Laughter)
207
637000
4000
(Kahkahalar)
10:56
And the guy behind the counter said, "I know, lady. They all came in that way."
208
641000
5000
Kasadaki adam da şöyle demiş
"Biliyorum hanımefendi. Hepsi öyle geldi."
"Biliyorum hanımefendi. Hepsi öyle geldi."
11:01
(Laughter)
209
646000
5000
(Kahkahalar)
11:06
Now, that's a good printing job.
210
651000
3000
Bu, iyi bir basım işi.
11:09
A book cover
211
654000
3000
Bir kitap kapağı
11:12
is a distillation.
212
657000
3000
bir ana fikirdir.
11:15
It is a haiku,
213
660000
3000
Tabiri caizse,
bu hikâyenin haiku (Japon şiiri)'sudur.
11:18
if you will, of the story.
214
663000
3000
11:21
This particular story
215
666000
3000
-- Osama Tezuka'nın --
11:24
by Osama Tezuka
216
669000
3000
Buddha'nın destansı hayatı
11:27
is his epic life of the Buddha,
217
672000
3000
11:30
and it's eight volumes in all. But the best thing is
218
675000
3000
ve toplamda sekiz ciltten oluşuyor.
Ama en iyi tarafı,
Ama en iyi tarafı,
11:33
when it's on your shelf, you get a shelf life
219
678000
4000
rafınızda olduğunda, Buddha'nın yaşamını
11:37
of the Buddha, moving from one age to the next.
220
682000
4000
görüyorsunuz, bir yaştan diğerine.
11:44
All of these solutions
221
689000
3000
Bütün bu çözümler kökenlerini,
11:47
derive their origins from the text of the book,
222
692000
4000
kitap metninden türetirler
11:51
but once the book designer has read the text,
223
696000
3000
ama kitap tasarımcısı metni okuduğu an,
11:54
then he has to be an interpreter
224
699000
3000
o, bir yorumlayıcı ve çevirmen
11:57
and a translator.
225
702000
3000
olmak zorundadır.
12:00
This story was a real puzzle.
226
705000
3000
Bu hikâye gerçek bir yapbozdu.
12:03
This is what it's about.
227
708000
3000
Konusu şu:
12:06
("Intrigue and murder among 16th century Ottoman court painters.")
228
711000
3000
"16. yüzyıl Osmanlı mahkeme ressamları
arasında entrika ve cinayet."
arasında entrika ve cinayet."
12:09
(Laughter)
229
714000
3000
(Kahkahalar)
12:12
All right, so I got a collection of the paintings together
230
717000
4000
Tablolardan oluşan bir koleksiyon
bir araya getirdim
bir araya getirdim
12:16
and I looked at them and I deconstructed them
231
721000
2000
ve onlara baktım ve çözümlemesini yaptım
12:18
and I put them back together.
232
723000
2000
ve tekrar bir araya getirdim.
12:20
And so, here's the design, right?
233
725000
2000
İşte tasarım bu.
12:22
And so here's the front and the spine, and it's flat.
234
727000
3000
İşte kitabın önü ve sırtı, düz olarak.
12:25
But the real story starts when you wrap it around a book and put it on the shelf.
235
730000
3000
Fakat gerçek hikâye, kapağı bir kitaba
sardığınız ve rafa koyduğunuzda başlıyor.
sardığınız ve rafa koyduğunuzda başlıyor.
12:28
Ahh! We come upon them,
236
733000
4000
Ahh! Onları yakaladık,
12:32
the clandestine lovers. Let's draw them out.
237
737000
3000
kaçak âşıklar. Hadi onları çıkaralım.
12:35
Huhh! They've been discovered by the sultan.
238
740000
5000
Ah! Sultan onları bulmuş.
12:40
He will not be pleased.
239
745000
3000
Hiç memnun olmayacak.
12:43
Huhh! And now the sultan is in danger.
240
748000
3000
Ahh! Şu an sultanın hayatı tehlikede.
12:46
And now, we have to open it up
241
751000
3000
Şimdi, sonra ne olduğunu
12:49
to find out what's going to happen next.
242
754000
3000
öğrenmek için kitabı açmalıyız.
12:52
Try experiencing that on a Kindle.
243
757000
3000
Bu deneyimi bir de Kindle'da
yaşamayı deneyin.
yaşamayı deneyin.
12:55
(Laughter)
244
760000
7000
(Kahkahalar)
13:02
Don't get me started.
245
767000
3000
Konuşturma beni.
13:05
Seriously.
246
770000
3000
13:08
Much is to be gained by eBooks:
247
773000
4000
Cidden.
E-kitaplardan kazanılacak çok şey var:
13:12
ease, convenience, portability.
248
777000
3000
Kolaylık, elverişlilik, taşınabilirlik.
13:15
But something is definitely lost: tradition,
249
780000
3000
Ama bir şey kesinlikle kayboldu: Gelenek,
13:18
a sensual experience, the comfort of thingy-ness --
250
783000
5000
duyusal bir deneyim, fiziksel bir nesnenin
getirdiği rahatlık,
getirdiği rahatlık,
13:23
a little bit of humanity.
251
788000
3000
birazcık insanlık.
13:26
Do you know what John Updike used to do
252
791000
3000
John Updike'ın, Alfred A. Knopf'tan çıkan
13:29
the first thing when he would get a copy
253
794000
2000
yeni kitaplarından birini aldığında,
13:31
of one of his new books from Alfred A. Knopf?
254
796000
2000
yaptığı ilk şeyin ne olduğunu
biliyor musunuz?
biliyor musunuz?
13:33
He'd smell it.
255
798000
3000
Onu koklardı.
13:36
Then he'd run his hand over the rag paper,
256
801000
4000
Sonra bez kâğıt, keskin mürekkep
13:40
and the pungent ink and the deckled edges of the pages.
257
805000
3000
ve sayfaların çerçevelenmiş kenarları
üzerinde elini dolaştırırdı.
üzerinde elini dolaştırırdı.
13:43
All those years, all those books, he never got tired of it.
258
808000
5000
O kadar yıl, o kadar kitap,
asla bundan sıkılmazdı.
asla bundan sıkılmazdı.
13:48
Now, I am all for the iPad,
259
813000
4000
Şimdi tüm bunlar için iPad'im var
13:52
but trust me -- smelling it will get you nowhere.
260
817000
4000
ama bana güvenin -- onu koklamak
sizi hiçbir yere götürmez.
sizi hiçbir yere götürmez.
13:56
(Laughter)
261
821000
3000
(Kahkahalar)
13:59
Now the Apple guys are texting,
262
824000
3000
Apple çalışanları mesaj atıyorlar,
"Koku salımı eklentisi geliştirin."
14:02
"Develop odor emission plug-in."
263
827000
3000
14:05
(Laughter)
264
830000
5000
(Kahkahalar)
14:10
And the last story I'm going to talk about is quite a story.
265
835000
3000
Bahsedeceğim en son hikâye,
oldukça ilginç bir hikâye.
oldukça ilginç bir hikâye.
14:13
A woman
266
838000
3000
1984 Japonya'sında,
14:16
named Aomame in 1984 Japan finds herself
267
841000
3000
Aomame adlı bir kadın kendini
14:19
negotiating down a spiral staircase
268
844000
3000
yükseltilmiş bir otoyolun sarmal
merdiveninden
merdiveninden
aşağı doğru geçerken bulur.
14:22
off an elevated highway. When she gets to the bottom,
269
847000
3000
Dibe geldiğinde,
elinde olmadan bir anda hisseder,
elinde olmadan bir anda hisseder,
14:25
she can't help but feel that, all of a sudden,
270
850000
2000
14:27
she's entered a new reality
271
852000
2000
yeni bir gerçekliğin içine girmiştir,
14:29
that's just slightly different from the one that she left,
272
854000
3000
ayrıldığından sadece biraz farklıdır,
ama çok benzer, ama farklı.
14:32
but very similar, but different.
273
857000
2000
14:34
And so, we're talking about parallel planes of existence,
274
859000
3000
Varoluşun paralel düzlemlerinden
bahsediyoruz,
bahsediyoruz,
14:37
sort of like a book jacket and the book that it covers.
275
862000
4000
bir kitap kabı ve kapladığı kitap gibi.
14:41
So how do we show this?
276
866000
3000
Peki bunu nasıl gösteririz?
14:44
We go back to Hepburn and Dietrich, but now we merge them.
277
869000
4000
Hepburn ve Dietrich'e döneriz
ama onları birleştiririz.
ama onları birleştiririz.
14:48
So we're talking about different planes, different pieces of paper.
278
873000
4000
Farklı düzlem, farklı kâğıt parçalarından
bahsediyoruz.
bahsediyoruz.
14:52
So this is on a semi-transparent piece of velum.
279
877000
3000
Bu, yarı şeffaf bir zar parçası üzerinde.
14:55
It's one part of the form and content.
280
880000
3000
Biçim ve içeriğin bir parçası.
14:58
When it's on top of the paper board,
281
883000
3000
Karton levha üzerinde olduğunda,
15:01
which is the opposite, it forms this.
282
886000
3000
tam tersi olarak, bu oluşuyor.
15:04
So even if you don't know anything about this book,
283
889000
4000
Bu kitap hakkında hiçbir şey
bilmeseniz bile,
bilmeseniz bile,
15:08
you are forced to consider a single person
284
893000
3000
bir insanın varoluşuna uygun iki düzlemi
15:11
straddling two planes of existence.
285
896000
3000
dikkate almak zorundasınız.
15:14
And the object itself invited exploration
286
899000
5000
Nesnenin kendisi,
keşif,
15:19
interaction, consideration
287
904000
5000
etkileşim,
göz önüne alma
15:24
and touch.
288
909000
3000
ve dokunuşa davet ediyor.
15:27
This debuted at number two
289
912000
2000
Kitap, New York Times En İyi Satanlar
listesine iki numaradan girdi.
listesine iki numaradan girdi.
15:29
on the New York Times Best Seller list.
290
914000
2000
15:31
This is unheard of,
291
916000
2000
Bu duyulmamış bir şey,
15:33
both for us the publisher, and the author.
292
918000
2000
hem yayıncı olarak bizler
hem de yazar için.
hem de yazar için.
15:35
We're talking a 900-page book
293
920000
2000
900 sayfalık bir kitaptan bahsediyoruz,
15:37
that is as weird as it is compelling,
294
922000
2000
zorlayıcı olduğu kadar gariptir
15:39
and featuring a climactic scene
295
924000
2000
ve uyuyan bir kızın ağzından çıkan
15:41
in which a horde of tiny people
296
926000
2000
minik bir insan sürüsünü
15:43
emerge from the mouth of a sleeping girl
297
928000
2000
ve Alma çoban köpeğinin patlama nedenini
15:45
and cause a German Shepherd to explode.
298
930000
2000
15:47
(Laughter)
299
932000
8000
can alıcı bir sahneyle sunar.
(Kahkahalar)
15:55
Not exactly Jackie Collins.
300
940000
3000
Tam olarak Jackie Collins değil.
15:58
Fourteen weeks on the Best Seller list,
301
943000
3000
En çok satanlar listesinde 14 hafta,
16:01
eight printings, and still going strong.
302
946000
3000
sekiz baskı ve hâlâ sapasağlam.
16:04
So even though we love publishing as an art,
303
949000
3000
Yayıncılığı bir sanat olarak sevsek de,
16:07
we very much know it's a business too,
304
952000
3000
bunun bir iş olduğunu da
çok iyi biliyoruz.
çok iyi biliyoruz.
16:10
and that if we do our jobs right and get a little lucky,
305
955000
3000
Eğer işlerimizi doğru yaparsak
ve şansımız yaver giderse,
ve şansımız yaver giderse,
16:13
that great art can be great business.
306
958000
3000
büyük sanat büyük bir ticaret olabilir.
16:16
So that's my story. To be continued.
307
961000
3000
Benim hikâyem bu kadar.
Devam edecek.
Devam edecek.
16:19
What does it look like?
308
964000
3000
Neye benziyor?
16:22
Yes. It can, it does and it will,
309
967000
5000
Evet. Olabilir, oluyor ve olacak da.
16:27
but for this book designer,
310
972000
3000
Ama bu kitap tasarımcısı,
16:30
page-turner,
311
975000
3000
sürükleyici kitap,
16:33
dog-eared place-holder,
312
978000
3000
sayfaları kıvrılmış sayfa tutucu,
16:36
notes in the margins-taker,
313
981000
3000
kenar boşluklarındaki notlar
16:39
ink-sniffer,
314
984000
3000
ve mürekkep algılayıcısı için
16:42
the story looks like this.
315
987000
4000
hikâye bu şekilde görünüyor.
16:46
Thank you.
316
991000
3000
Teşekkür ederim.
16:49
(Applause)
317
994000
3000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Chip Kidd - Graphic designerChip Kidd's book jacket designs spawned a revolution in the art of American book packaging.
Why you should listen
You know a Chip Kidd book when you see it -- precisely because it's unexpected, non-formulaic, and perfectly right for the text within. As a graphic designer for Alfred A. Knopf since 1986, Kidd has designed shelves full of books, including classics you can picture in a snap: Jurassic Park, Naked by David Sedaris, All the Pretty Horses … His monograph, Chip Kidd: Book One, contains work spanning two decades. As editor and art director for Pantheon Graphic novels, Kidd has commissioned work from cartoonists including Chris Ware, Art Spiegelman, Dan Clowes and Art Spiegelman. He's a novelist as well, author of The Cheese Monkeys and The Learners.
Chip received the Cooper-Hewitt’s National Design Award for Communication in 2007, the International Center of Photography’s Infinity Award for Design in 1997 and the AIGA Medal in 2014.
Kidd is the author of the TED Book, Judge This.
Chip Kidd | Speaker | TED.com