ABOUT THE SPEAKER
Chera Kowalski - Librarian
Chera Kowalski is championing the transformation of her library into a safe, responsive space for the community it serves.

Why you should listen

Chera Kowalski is revolutionizing the way public resources are meeting the needs of the communities they serve. As the Adult Teen Librarian at the Free Library of Philadelphia’s McPherson Square Branch, this often means saving lives. 

After witnessing drug overdoses firsthand at her library and the nearby park, Kowalski volunteered to receive training in overdose defense through Prevention Point Philadelphia and now advocates for training for other librarians and community members to learn how to administer naloxone -- a life-saving drug that reverses the effects of opioids -- to people in distress. Motivated by her personal experiences as the daughter of parents who have maintained recovery from opioid use, Kowalski is transforming her library into a safe, responsive space for her community that is able to help people with whatever they need in a supportive, judgment-free way. Kowalski is a graduate of Temple University's College of Liberal Arts and the University of Illinois School of Information Sciences.

More profile about the speaker
Chera Kowalski | Speaker | TED.com
TEDMED 2017

Chera Kowalski: The critical role librarians play in the opioid crisis

Chera Kowalski: Opioid krizinde kütüphanelerin oynadığı kritik rol

Filmed:
1,273,110 views

Halk Kütüphaneleri her zaman kitaplardan fazlası olmuştur ve onların halka yaptığı destekler mevcut "opioid" uyuşturucu salgınında yeni bir aciliyet daha kazanmıştır. Philadelphia'da çalıştığı kütüphanede aşırı doz şoklarına giren kişilere şahit olan Chera Kowalski, uyuşturucu maddelerin etkilerini azaltan bir ilaç olan naloxone'un nasıl uygulanacağını ve müdavimlerin hayatını nasıl kurtarabileceğini öğrenmiştir. Chera, kişisel yönleri olan bu konuşmada uyuşturucu salgınına en ön cepheden şahit olan biri olarak bunun günlük hayattaki gerçeklerini paylaşıyor ve toplumu sağlıklı ve güvende tutmak için her birimizi yeni yollar aramaya davet ediyor.
- Librarian
Chera Kowalski is championing the transformation of her library into a safe, responsive space for the community it serves. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
When you walkyürümek into your
neighborhoodKomşuluk publichalka açık librarykütüphane,
0
760
2856
Semtindeki halk
kütüphanesine gittiğinde
00:15
you expectbeklemek the librariankütüphaneci
to help you find your nextSonraki favoritesevdiğim bookkitap
1
3640
3616
kütüphaneciden sıradaki
favori kitabını veya ilgilendiğin
00:19
or some accuratedoğru informationbilgi
on a topickonu at interestfaiz.
2
7280
3656
bir konuda daha net bilgiler
bulmada yardım beklersin.
00:22
You don't probablymuhtemelen expectbeklemek the librariankütüphaneci
3
10960
2296
Muhtemelen, ondan elinde Narcan'la
00:25
to come runningkoşu out from behindarkasında
the referencereferans deskbüro with NarcanNarcan,
4
13280
3656
masanın arkasından koşup
eroin veya fentanil aşırı doz
00:28
readyhazır to revivecanlandırmak someonebirisi
overdosingdoz aşımı on heroineroin or fentanylfentanil.
5
16960
4440
şokuna giren birini hayata
döndürmesini beklemezsin.
00:34
But this is happeningolay at some librarieskütüphaneler.
6
22520
2736
Ama bazı kütüphanelerde olan bu.
00:37
PublicKamu librarieskütüphaneler have always been
about communitytoplum supportdestek
7
25280
3296
Halk kütüphaneleri, iş arayanlara
yardımdan, seçmen hakları için
00:40
with all kindsçeşit of servicesHizmetler and programsprogramlar
8
28600
2216
kaynak bulmaya,
çocuklara ve hatta gençlere
00:42
from assistingYardım with job seekingarayan effortsçabaları
9
30840
2336
bedava yemek sağlamaya kadar
00:45
to locatingbulma resourceskaynaklar for voterseçmen rightshaklar
10
33200
2656
her türden hizmet ve program ile
00:47
to providingsağlama freeücretsiz mealsyemek
to kidsçocuklar and teensgençler even.
11
35880
3296
her zaman topluma destek
sağlayan yerler olmuştur.
00:51
But what we think of as communitytoplum supportdestek
takes on newyeni urgencyaciliyet
12
39200
3936
Ama toplumsal destek olarak
düşündüğümüz şeylere bu afyon (opioid)
00:55
when you're in the middleorta
of an opioidopioid and overdoseaşırı doz crisiskriz.
13
43160
3200
ve aşırı doz krizi ortasında
yeni bir acil durum eklendi.
00:59
I work at the McPhersonMcPherson SquareKare LibraryKütüphane
of the FreeÜcretsiz LibraryKütüphane of PhiladelphiaPhiladelphia.
14
47240
4096
Free Library of Philadelphia, McPherson
Square Kütüphanesinde çalışıyorum.
01:03
It's locatedbulunan in KensingtonKensington,
15
51360
1856
Yeri Kensington'da
01:05
one of the lowesten düşük incomegelir
communitiestopluluklar in PhiladelphiaPhiladelphia,
16
53240
3296
ve burası Philadelphia'nın
en yoksul bölgelerinden biri.
01:08
with a long historytarih of beingolmak isolatedyalıtılmış
from resourceskaynaklar and opportunityfırsat.
17
56560
4520
Tarih boyunca kaynaklar ve
fırsatlardan uzak kalmış izole bir yer.
01:13
And because of that,
18
61720
1216
Ve bu nedenle de
01:14
it has been the centermerkez to the city'sşehrin
drugilaç tradeTicaret and drugilaç use for decadeson yıllar.
19
62960
4880
uzun yıllardır şehrin uyuşturucu
ticareti ve kullanımının merkezi.
01:20
And so insideiçeride the neighborhoodKomşuluk,
20
68920
1696
Bu semtteki kütüphanemiz
01:22
our librarykütüphane is nestledYuvalanmış insideiçeride of a parkpark,
21
70640
3056
bir parkın içinde inşa edilmiş
01:25
whichhangi has unfortunatelyne yazık ki
garneredtopladı a reputationitibar
22
73720
2336
ve bu park özellikle eroin
olmak üzere,
01:28
for beingolmak a placeyer to find and use drugsilaçlar,
23
76080
2776
uyuşturucunun bulunabildiği
01:30
especiallyözellikle heroineroin,
24
78880
1616
ve açıkta kullanıldığı bir yer
01:32
out in the openaçık,
25
80520
1816
olarak ün kazanmıştır
01:34
puttingkoyarak us and the communitytoplum
in directdirekt contacttemas
26
82360
4296
ve bu nedenle bölge insanları
her gün uyuşturucu ticareti
01:38
with the drugilaç tradeTicaret
and use on a dailygünlük basistemel.
27
86680
2736
ve kullanımı ile
doğrudan temas hâlindedir.
01:41
And so insideiçeride the librarykütüphane,
28
89440
1656
Kütüphanenin içinde bile
01:43
it is routinerutin to see people
visiblygözle görülür intoxicatedsarhoş on opioidsopioidler:
29
91120
3576
afyon etkisi altındaki
gözleri kapanan, yavaşça sallanan
01:46
eyesgözleri closingkapanış, bodyvücut swayingsallanan slowlyyavaşça.
30
94720
3056
kişiler görmek olağan bir durumdur.
01:49
It is routinerutin for me
to asksormak them if they are OK,
31
97800
3016
Onlara iyi olup olmadıklarını
sormak sürekli yaptığım şeydir
01:52
but at the sameaynı time remindhatırlatmak them
32
100840
1576
ama ayrıca, eğer gözlerini açık
01:54
if they can't keep theironların eyesgözleri openaçık,
33
102440
1696
tutamıyorlarsa gitmek zorunda
01:56
they have to go.
34
104160
1536
olduklarını söylemek de.
01:57
It is routinerutin for our volunteergönüllü, TeddyTeddy,
35
105720
3376
Gönüllü elemanımız Teddy
02:01
to pickalmak up dozensonlarca of discardedatılan needlesiğneler
on our propertyözellik and throughoutboyunca the parkpark.
36
109120
5320
her gün bina içinde ve parkta
düzinelerce atılmış enjektör toplar.
02:07
And it is normalnormal for kidsçocuklar
to come into the librarykütüphane
37
115280
2936
Ve çocukların bana veya
koruma görevlimiz Sterling'e gelip
02:10
to tell me or our guardbekçi, SterlingSterling,
38
118240
2896
dışarıda birinin kullandığını
02:13
that someonebirisi is outsidedışında usingkullanma,
39
121160
2176
söylemeleri normal bir şey,
02:15
whichhangi typicallytipik meansanlamına geliyor findingbulgu
someonebirisi injectingenjekte on our frontön stepsadımlar,
40
123360
4056
genelde bizim ön merdivenlerde,
banklarda veya binanın yakınında
02:19
benchesbanklar
41
127440
1216
biri kendine
02:20
or nearyakın the buildingbina,
42
128680
1256
enjeksiyon yapıyordur
02:21
then askingsormak them to movehareket alonguzun bir
because kidsçocuklar see them.
43
129960
3040
ve çocuklar görmesin diye
ondan uzaklaşmasını isteriz.
02:25
And it is normalnormal for the communitytoplum
44
133680
2096
Ve semt sakinlerinin
02:27
to see people in variousçeşitli statesdevletler
of intoxicationbağımlılık yapan maddeler and withdrawalPara Çekme,
45
135800
3976
uyuşturucu etkisi veya yoksunluğun
çeşitli derecelerini,
02:31
to see people buyingalış and sellingsatış,
46
139800
2536
uyuşturucu alışverişini
02:34
and to see people actdavranmak and reacttepki violentlyşiddetle.
47
142360
2720
ve insanların şiddet davranışlarını
görmeleri normaldir.
02:38
I'm not sharingpaylaşım this
to sensationalizesansasyonel KensingtonKensington.
48
146160
3936
Bunları Kensington'la ilgili
sansasyon yaratmak için anlatmıyorum.
02:42
I'm sharingpaylaşım this because
this is the realitygerçeklik of a communitytoplum
49
150120
3520
Bunlar, ilerlemek için sürekli
mücadele eden bir topluluğun gerçeği,
02:46
that is constantlysürekli strivingçabası
to movehareket forwardileri,
50
154920
3296
yani yapısal ırkçılık, kentsel ayrımcılık
02:50
but duenedeniyle to factorsfaktörler like structuralyapısal racismırkçılık,
51
158240
2456
yoksulluğun döngüsel yapısı
02:52
urbankentsel segregationsegregasyon,
52
160720
1496
ve travmaları yüzünden
02:54
the cyclicalDöngüsel naturedoğa of povertyyoksulluk,
53
162240
2336
eğitim, sağlık hizmetleri
02:56
of traumaTravma --
54
164600
1296
iş olanakları
02:57
the communitytoplum has inequitableinsafsız accesserişim
55
165920
2376
ve daha başka şeylere
03:00
to educationEğitim, healthsağlık carebakım,
employment and more.
56
168320
3240
eşit erişim bulamayan bir toplumun.
03:04
And this is alsoAyrıca what it's like
when the drugilaç tradeTicaret and use
57
172960
3296
Ayrıca uyuşturucu ticareti
ve kullanımının semtteki yaşamın
03:08
affectsetkiler everyher aspectGörünüş
of life in the neighborhoodKomşuluk.
58
176280
2840
bütün yönlerini nasıl etkilediğini
gösteren bir fotoğraf.
03:12
And the opioidopioid epidemicsalgın
has only amplifiedamplifiye that stressstres.
59
180000
3360
Opioid salgını bu sorunları
daha da büyütüyor.
03:16
When I was hiredkiralanmış
by the FreeÜcretsiz LibraryKütüphane in 2013,
60
184440
3296
2013'de, Free Library'de
işe alındığımda
03:19
I specificallyözellikle choseseçti to work at McPhersonMcPherson
61
187760
3056
McPherson'da çalışmayı
özellikle kendim seçtim
03:22
because I understandanlama what it's like
to growbüyümek up in an environmentçevre
62
190840
3056
çünkü madde kullanımının
günlük hayatı nasıl değiştirdiğini
03:25
where substancemadde use disorderdüzensizlik
shapesşekiller the everydayher gün,
63
193920
3176
gördüğüm bir ortamda büyümüştüm
03:29
and I wanted to use
those personalkişisel experiencesdeneyimler
64
197120
2696
ve bu kişisel deneyimlerimi
işyerinde çalışırken
03:31
as a guidekılavuz for my work.
65
199840
1440
kullanmak istiyordum.
Bu konuya geçmeden önce
03:34
But before I get to that,
66
202120
1376
03:35
I want to sharepay what it was like
67
203520
1656
bu uyuşturucu salgınının
03:37
to witnesstanık this epidemicsalgın
growbüyümek in KensingtonKensington.
68
205200
2320
Kensigton'u sarmasına şahit
olmak nasıldı, onu paylaşayım.
03:41
Like manyçok other communitiestopluluklar,
we were just not preparedhazırlanmış.
69
209080
3296
Diğer topluluklar gibi
buna hazırlıksız yakalandık.
03:44
We beganbaşladı to take noticeihbar
of IDsOD5 we were seeinggörme:
70
212400
2536
Kimliklerde önce yakınlardaki
veya yukarı bölgelerdeki
03:46
addressesadresler from nearbyyakında and upstateşehir dışında countiesİlçeler
71
214960
2856
ilçelere ait adresler görmeye başladık
03:49
and then slowlyyavaşça out-of-stateEyalet onesolanlar.
72
217840
2336
sonra başka eyaletlere ait adresler.
03:52
People from ArkansasArkansas,
OhioOhio, SouthGüney CarolinaCarolina, AlabamaAlabama
73
220200
4176
İnsanlar Arkansas, Ohio,
Güney Karolina ve Alabama'dan buraya,
03:56
cominggelecek to PhiladelphiaPhiladelphia for cheapucuz heroineroin.
74
224400
2360
Philadelphia'ya ucuz eroin için geliyordu.
04:00
People beganbaşladı to lingerayrılamıyorum longeruzun
and longeruzun in our publichalka açık restroomtuvalet,
75
228000
4016
Halka açık tuvaletimizde gittikçe
daha fazla zaman harcamaya başladılar
04:04
causingneden olan us to payödeme
more attentionDikkat to the restroomtuvalet
76
232040
2376
bu da bizi tuvaletlere
asıl işimizden daha fazla
04:06
than to our dailygünlük responsibilitiessorumluluklar
77
234440
2216
dikkat etmeye zorladı
04:08
because it was an accessibleulaşılabilir placeyer
to use drugsilaçlar just purchasedsatın alındı.
78
236680
3400
çünkü tuvaletler az önce satın alınan
uyuşturucu kullanımı için uygun bir yerdi.
04:12
One day our toilettuvalet cloggedtıkanmış
so badlykötü in the restroomtuvalet,
79
240840
3776
Bir seferinde, tuvaletler
öyle kötü tıkandı ki
04:16
we were forcedzorunlu to closekapat
our librarykütüphane for two daysgünler
80
244640
2816
kütüphaneyi iki günlüğüne
kapatmak zorunda kaldık,
04:19
because the culpritsuçlu of the clogyapışmasına neden olabilir
was discardedatılan needlesiğneler.
81
247480
2760
tıkanmaya sebep olan sorun
tuvalete atılan enjektörlerdi.
04:22
For a while priorönceki to that incidentolay,
82
250880
2176
Bu olaydan bir süre önce
04:25
we had been askingsormak for a sharps"Sharps"
containerkonteyner for the restroomtuvalet,
83
253080
3175
bizden tuvaletlerde keskin ve
delici atık kutusu isteniyordu
04:28
and after that,
84
256279
1216
bu olaydan sonra
04:29
the librarykütüphane administrationyönetim
quicklyhızlı bir şekilde approvedonaylı installingYükleme one
85
257519
3137
yönetim hemen kameralarla beraber
04:32
alonguzun bir with hiringişe alıyor bathroombanyo monitorsmonitörler.
86
260680
2160
bir atık kutusu monte ettirdi.
04:36
And as the weatherhava warmedısındı,
87
264880
1456
Havalar ısındıkça,
04:38
we struggledmücadele to respondyanıtlamak.
88
266360
1616
baş etmekte zorlanmaya başladık.
04:40
People beganbaşladı campingkamp out
in the parkpark for daysgünler, weekshaftalar.
89
268000
3976
İnsanlar parkta, günlerce
haftalarca kamp yapmaya başladı.
04:44
You could walkyürümek outsidedışında
on a sunnygüneşli, warmIlık, hafif sıcak day
90
272000
2416
Güneşli sıcak bir günde
dışarı çıktığınızda
04:46
to find multipleçoklu groupsgruplar of people
in variousçeşitli statesdevletler of intoxicationbağımlılık yapan maddeler
91
274440
5176
pek çok grubun uyuşturucu
etkisi altında olduğu ve çocukların
onların aralarında
oynadığını görüyordunuz.
04:51
and childrençocuklar playingoynama in betweenarasında them.
92
279640
1800
04:54
The amounttutar of needlesiğneler collectedtoplanmış
by TeddyTeddy on a monthlyaylık basistemel skyrocketedfırlamış
93
282120
5376
Teddy'nin aylık topladığı
enjektör sayısı hızla arttı
04:59
from 100 to 300 to 500 to 800,
94
287520
4296
100'den 300'e, 500'den 800'e
05:03
to over 1,000,
95
291840
1440
ve 1000'in üzerine.
05:06
with manyçok foundbulunan on our frontön stepsadımlar
and the playgroundoyun alanı.
96
294120
3400
Çoğu bizim ön merdivenlerde
ve oyun alanındaydı.
05:11
Then there were the overdosesaşırı doz.
97
299040
2880
Ve aşırı dozdan şoka girenler vardı.
05:14
So manyçok occurredoluştu outsidedışında in the parkpark,
98
302640
3656
Parkta pek çoğuna şahit olduk
05:18
some insideiçeride the librarykütüphane.
99
306320
2200
bazılarına da kütüphanenin içinde.
05:21
SterlingSterling, our guardbekçi, would spendharcamak his time
walkingyürüme in and out of the buildingbina
100
309160
4616
Koruma görevlimiz Sterling
bütün vaktini bir içeri bir dışarı giderek
05:25
and throughoutboyunca the parkpark,
101
313800
1256
kütüphanedeki ve parktaki herkesi
05:27
constantlysürekli makingyapma sure everyoneherkes was safekasa,
102
315080
3216
kontrol ederek geçiriyordu
05:30
because at timeszamanlar,
103
318320
1856
çünkü zaman zaman
05:32
our fearkorku of havingsahip olan someonebirisi
overdoseaşırı doz and dieölmek camegeldi closekapat.
104
320200
3320
birinin aşırı dozdan şoka
girip ölme ihtimali yaklaşıyordu.
05:36
One overdoseaşırı doz in particularbelirli
occurredoluştu after schoolokul,
105
324680
2696
Bu aşırı doz şoklarından biri
okuldan sonra oldu
05:39
so the librarykütüphane was fulltam of kidsçocuklar,
noisegürültü and commotionkargaşa.
106
327400
3376
yani kütüphane çocukla doluydu
ve patırtı yapıyorlardı.
05:42
And in all of that,
107
330800
1496
Bu patırtının arasında
05:44
we heardduymuş the thudgüm
from insideiçeride the publichalka açık restroomtuvalet.
108
332320
2480
tuvaletden küt diye bir ses geldi.
05:47
When we openedaçıldı the doorkapı,
we foundbulunan a man on the floorzemin, unresponsiveyanıt vermiyor.
109
335520
3176
Kapıyı açtığımızda yerde tepkisiz
hâlde yatan bir adam gördük.
05:50
He was pulledçekti out
in plainsade sightgörme of everyoneherkes --
110
338720
2216
Herkesin, çocuklar, gençler, büyükler
05:52
kidsçocuklar, teensgençler, adultsyetişkinler, familiesaileleri.
111
340960
2816
ailelerin bakışları altında,
adamı çıkardık.
05:55
SomeoneBirisi on staffpersonel calleddenilen 911,
112
343800
1976
Bir çalışanımız 911'i aradı
05:57
someonebirisi elsebaşka escortedeşlik the kidsçocuklar
and teensgençler downstairsalt kat,
113
345800
2936
bir başkası çocukları ve gençleri
alt kata indirdi,
06:00
somebodybirisi wentgitti to flagbayrak down
the ambulanceambulans in the parkpark.
114
348760
2920
biri parka, ambulansı karşılamaya gitti.
06:04
And the restdinlenme of us --
115
352480
1776
Geri kalanlarımız ise
06:06
we just waitedbekledi.
116
354280
1856
öylece bekledik.
06:08
This had becomeolmak our overdoseaşırı doz drillmatkap
117
356160
2096
Bu bizim aşırı doz tatbikatımız oldu
06:10
because at the time,
it was all we could do.
118
358280
2856
çünkü o zaman
tek yapabileceğimiz buydu.
06:13
So we waitedbekledi and we watchedizledi
this man losekaybetmek airhava --
119
361160
2976
Yani bekledik ve adamın nefessiz
kalıp, katılaşmasını
06:16
seizeele geçirmek up.
120
364160
1696
izledik,
06:17
He was dyingölen.
121
365880
1320
adam ölüyordu.
06:19
I don't know how manyçok of you
have witnessedtanık an overdoseaşırı doz on opioidsopioidler,
122
367960
3776
Aranızda kaçınız bir eroin aşırı
doz şoku gördü bilmem,
06:23
but it's horrifickorkunç
123
371760
1456
korkunç bir şey
06:25
because you know the gaspingnefes nefese for airhava,
124
373240
2616
nefes almak için çabalarlar
06:27
the losskayıp of colorrenk in someone'sbirisi var faceyüz,
125
375880
2376
yüzlerinin rengi değişir
ve böyle birinin hayatta kalması
dakikalara bağlıdır.
06:30
is a timerZamanlayıcı runningkoşu down
on the chancesşansı of this personkişi survivinghayatta kalan.
126
378280
3600
Ama bu adam şanslıydı
06:35
But luckilyiyi ki for this man,
127
383360
1376
06:36
the ambulanceambulans arrivedgeldi
128
384760
1416
ambulans geldi
06:38
and he receivedAlınan a dosedoz
of naloxoneNalokson throughvasitasiyla injectionenjeksiyon.
129
386200
3480
ve bir doz naloxone enjekte ettiler.
06:42
And I rememberhatırlamak he joltedrahatsz
like he was electrocutedElektrik,
130
390600
3216
Elektrik çarpmış gibi sarsıldı
06:45
and he pulledçekti the needleiğne out,
131
393850
1436
enjektörü çekip attı
06:47
and he told the paramedicsSağlık görevlileri to back off.
132
395316
1854
sağlıkçılara geri çekilin deyip
06:50
And then he stooddurdu up, and he walkedyürüdü out.
133
398400
2280
ayağa kalktı ve yürüyüp gitti.
06:54
And we --
134
402080
1216
Ve biz..
06:55
we wentgitti back to work
135
403320
1616
biz geri işimize döndük
06:56
because people were still askingsormak
for time on the computersbilgisayarlar,
136
404960
3176
çünkü insanlar bizden hâlâ
bilgisayarda süre istiyordu
07:00
kidsçocuklar still neededgerekli help with theironların homeworkev ödevi
137
408160
2176
ve çocuklar ev ödevlerinde yardım
07:02
and this was our job --
138
410360
1216
bizin görevimiz oydu-
07:03
our purposeamaç.
139
411600
1200
bizim amacımız.
07:07
I think that incidentolay stayskalır with me
because of the waitingbekleme.
140
415040
4616
Bu bekleme yüzünden
olay bende iz bıraktı
kendimi aciz, çaresiz hissettim.
07:11
It madeyapılmış me feel helplessçaresiz.
141
419680
1560
07:13
And it was that feelingduygu of helplessnessçaresizlik
that remindedhatırlattı me so well of my childhoodçocukluk.
142
421880
4656
Bu çaresizlik duygusu bana
çocukluğumu yeniden hatırlattı.
07:18
Before I was borndoğmuş,
bothher ikisi de of my parentsebeveyn beganbaşladı usingkullanma heroineroin.
143
426560
3360
Annemle babam ben daha doğmadan
önce eroine başlamışlar.
Madde bütün hayatımızı alt üst ediyordu
07:22
It madeyapılmış our liveshayatları chaotickarmakarışık and unstablekararsız:
144
430640
2216
07:24
promisessözler beingolmak madeyapılmış and constantlysürekli brokenkırık,
145
432880
2456
sürekli verilen ve tutulmayan sözler,
07:27
theironların fightingkavga,
the weightağırlık of theironların secretgizli --
146
435360
2216
kavgalar, bu sırrın ağırlığı--
07:29
the weightağırlık of our secretgizli kepttuttu so much
so-calledsözde "normalnormal" out of our liveshayatları.
147
437600
4800
bu sırrı gizlemek öyle zordu ki
bizim "normal"imiz bu olmuştu.
07:35
EveryHer time we'devlenmek be droppeddüştü off
at our grandparent'sbüyükbaba veya büyükanne houseev,
148
443760
2736
Bizi ne zaman büyük annemlere bıraksalar
07:38
I'd be stucksıkışmış on the thought
that I was never going to see them again.
149
446520
3256
onları bir daha göremeyeceğim
düşüncesi beynime saplanıp kalıyordu.
07:41
EveryHer time we'devlenmek be left in a cararaba,
at a houseev, at a storemağaza,
150
449800
3576
Bizi ne zaman arabada, evde,
bir mağazada yalnız bıraksalar
07:45
I'd cryağlamak.
151
453400
1576
ağlıyordum.
07:47
And everyher time I saw those ElEl tracksraylar --
152
455000
2576
Bir arabanın arka koltuğundan
ne zaman şu tramvaylardan
07:49
the sameaynı onesolanlar I take
to work now to McPhersonMcPherson --
153
457600
3216
birini görsem- McPherson'a gelirken
07:52
from the backseatarka koltuk of a cararaba,
154
460840
1816
bindiğime benzeyen-
07:54
I'd be angrykızgın,
155
462680
1496
öfkeye kapılıyordum
07:56
because even kidsçocuklar know
156
464200
2176
çünkü bir çocuk olsan bile
07:58
when theironların parentsebeveyn
are tryingçalışıyor to scoreGol drugsilaçlar.
157
466400
2280
annenle babanın uyuşturucu
peşinde olduğunu biliryordun.
08:02
There was so little I could do
to controlkontrol what was going on around me,
158
470040
3640
Etrafımda olan biten bütün
bu şeyleri değiştirecek gücüm yoktu
ve o duygu, o çaresizlik duygusu
çok boğucuydu.
08:06
that that feelingduygu of helplessnessçaresizlik
was overwhelmingezici.
159
474760
2576
08:09
I struggledmücadele in schoolokul, struggledmücadele to readokumak,
160
477360
2856
Okulda mücadele ettim, okumaya çalıştım.
08:12
I was proneeğilimli to angeröfke and depressiondepresyon.
161
480240
2016
Öfke ve depresyona yatkındım.
08:14
When I was 11 yearsyıl oldeski,
I startedbaşladı smokingsigara içmek,
162
482280
2336
11 yaşında sigara içmeye başladım
08:16
whichhangi shortlykısa bir süre after led to my ownkendi
experiencesdeneyimler with drugsilaçlar and alcoholalkol.
163
484640
3840
ve hemen sonra da kendi uyuşturucu
ve alkol maceram başladı.
08:21
I convincedikna olmuş myselfkendim that my parents'Anne babamın pastgeçmiş
would be my futuregelecek.
164
489280
3720
Kendi hayatımın da annem ve
babamınki gibi olacağına inanmıştım.
08:26
But eventuallysonunda bothher ikisi de of my parentsebeveyn
enteredgirdi recoveryKurtarma
165
494120
2696
Fakat annemle babam nihayet
opioid bağımlılığından
08:28
and maintainedmuhafaza recoveryKurtarma from opioidopioid use.
166
496840
2176
tedavi olmayı başarmışlardı.
08:31
And theironların strengthkuvvet and theironların commitmenttaahhüt
167
499040
2536
Onların bu azim ve kararlılığı
08:33
providedsağlanan supportdestek and stabilityistikrar
for me and my siblingsKardeşler,
168
501600
3656
bana ve kardeşlerime de destek
ve kararlılık getirdi
08:37
and it was those personalkişisel experiencesdeneyimler
that broughtgetirdi me to McPhersonMcPherson.
169
505280
4496
beni McPherson'a getiren
bu kişisel deneyimlerimdi.
08:41
ChoosingSeçme to be a librariankütüphaneci
170
509800
1656
Bir kütüphaneci olmayı seçmek
08:43
and choosingSeçme to be at McPhersonMcPherson
171
511480
1736
ve McPherson'da çalışmayı seçmek
08:45
was me lettingicar go
of that feelingduygu of helplessnessçaresizlik
172
513240
2775
bu çaresizlik duygusunu bırakıp
08:48
and findingbulgu waysyolları
to be supportivedestekleyici to othersdiğerleri.
173
516039
2640
diğer insanlara yardım etme
yollarını aramaktı.
08:51
And one way to providesağlamak supportdestek
174
519280
2056
Yardım eme yollarından biri de
08:53
was learningöğrenme how to administeryönetmek NarcanNarcan.
175
521360
2240
nasıl Narcan uygulanacağını öğrenmekti.
08:56
PublicKamu librarieskütüphaneler respondyanıtlamak
to the needsihtiyaçlar of theironların communitiestopluluklar,
176
524640
3616
Halk Kütüphaneleri insanların
ihtiyaçlarına cevap verir
09:00
and not knowingbilme how to utilizeyararlanmak NarcanNarcan
177
528280
2056
ve Narcan'ın nasıl uygulanacağını bilmemek
09:02
was a disservicekötülük
to the needsihtiyaçlar of our communitytoplum.
178
530360
3496
halkın ihtiyaçlarına kayıtsız kalmaktır.
09:05
We were on the frontlinesön saflarda
179
533880
1456
Bizler en ön cephedeydik
09:07
and desperatelyumutsuzca neededgerekli
accesserişim to this lifesavinghayat kurtarıcı toolaraç.
180
535360
2960
ve hayat kurtaran bu uygulamaya
çok ihtiyacımız vardı.
09:11
So finallyen sonunda in lategeç FebruaryŞubat of 2017,
181
539400
3216
Nihayet, Şubat 2017'de
09:14
after much advocatingsavunan,
182
542640
2216
uzun görüşmelerden sonra,
09:16
we finallyen sonunda receivedAlınan trainingEğitim
from PreventionÖnleme PointNoktası PhiladelphiaPhiladelphia
183
544880
3576
Philadelphia Önleme Merkezi'nde
eğitimini aldık
09:20
and about a monthay of so latersonra,
184
548480
1456
ve yaklaşık bir ay sonra
09:21
I utilizedkullanılan NarcanNarcan for the first time
to savekayıt etmek someone'sbirisi var life.
185
549960
2880
birinin hayatını kurtarmak
için ilk kez Narcan uyguladım.
Yine okul sonrasıydı
09:25
It was after schoolokul again,
186
553560
1256
09:26
and TeddyTeddy camegeldi into the librarykütüphane
187
554840
1496
Teddy içeri girdi ve ön tarafta
09:28
and said someonebirisi was overdosingdoz aşımı
on a frontön benchBank.
188
556360
2536
bankta birinin aşırı doz
şokuna girdiğini söyledi.
09:30
SomeoneBirisi on staffpersonel calleddenilen 911 again,
189
558920
1656
Yine bir çalışan 911'i aradı
09:32
and I grabbedyakaladı the NarcanNarcan kitkiti.
190
560600
1736
ve ben Narcan kitini kaptım.
09:34
The womankadın was barelyzar zor in her 20s
and barelyzar zor breathingnefes.
191
562360
3656
Daha 20 yaşlarında bir kadındı,
güçlükle nefes alıyordu.
09:38
Her friendarkadaş was franticallydeli
slappingtokat her in the faceyüz
192
566040
2616
Arkadaşı onu hayata
döndürme umuduyla
09:40
in hopesumutlar of revivingcanlandırıcı her.
193
568680
1320
deli gibi tokatlıyordu.
09:42
I administeredyönetilen the NarcanNarcan nasallynasally,
194
570680
2056
Nazal yoldan (burundan)
Narcan uyguladım
09:44
and thankfullyneyse ki she camegeldi to.
195
572760
1520
ve şükürler olsun kendine geldi.
09:46
But before the ambulanceambulans arrivedgeldi,
196
574800
1696
Ama ambulans gelene kadar
09:48
she and her friendarkadaş ranran off.
197
576520
1720
arkadaşıyla kaçıp gitti.
09:51
And when I finallyen sonunda turneddönük around,
198
579160
2296
Kafamı kaldırdığımda
09:53
I saw the kidsçocuklar --
199
581480
1816
çocukları gördüm,
09:55
kidsçocuklar that come into the librarykütüphane
on a dailygünlük basistemel,
200
583320
2496
her gün kütüphaneye gelen çocukları
09:57
some that I have knownbilinen for yearsyıl --
201
585840
2616
bazılarını yıllardır tanıyordum,
10:00
standingayakta on the stepsadımlar of the buildingbina.
202
588480
2216
binanın merdivenlerinde dikiliyorlardı
10:02
They saw everything.
203
590720
1616
ve her şeyi görmüşlerdi.
10:04
And they didn't seemgörünmek
like they were visiblygözle görülür upsetüzgün or in shockşok,
204
592360
3520
Ama üzülmüş veya şoka girmiş
gibi bir hâlleri de yoktu
10:08
and so I walkedyürüdü into the buildingbina,
205
596600
1656
ve dönüp binaya girdim
10:10
right into our workroomçalışma, and I criedağladım.
206
598280
2496
dosdoğru odaya gittim ve ağladım.
10:12
I criedağladım partlykısmen from the shockşok
of what just happenedolmuş
207
600800
2416
Kısmen olan olayın şokundan ağlıyordum
10:15
because I never thought
I'd be savingtasarruf anybody'sherkes var life ever,
208
603240
2800
-çünkü birinin hayatını kurtaracağım
hiç aklıma gelmezdi-
10:19
but I mostlyçoğunlukla criedağladım because of the kidsçocuklar.
209
607040
1880
ama asıl çocuklar için ağlıyordum.
10:21
This is theironların normalnormal.
210
609520
1480
Bu onlar için normaldi.
10:24
This is the community'stopluluk en normalnormal.
211
612000
1840
Bu toplum için normaldi.
10:26
This is a catastrophickatastrofik normalnormal,
212
614760
3096
Bu felaketler doğuran bir normaldi
10:29
and in that momentan,
213
617880
1256
ve o anda
10:31
I was forcedzorunlu to confrontkarşısına çıkmak oncebir Zamanlar again
that this should never be normalnormal,
214
619160
3736
böyle bir şeyin asla normal
görülmemesi gerektiğini tekrar hatırladım
10:34
and as with my childhoodçocukluk,
215
622920
1576
tıpkı çocukluğumdaki gibi,
10:36
when you're in it, you just acceptkabul etmek it.
216
624520
2120
içindeysen, ortasındaysan kabulleniyorsun.
10:39
The opioidopioid epidemicsalgın
is not just about those livingyaşam
217
627960
2976
Opioid belası, sadece bunu
yaşayanların, kullananların
10:42
with opioidopioid use disorderdüzensizlik
218
630960
1696
hayatlarıyla sınırlı kalmaz
10:44
because the reachulaşmak of the epidemicsalgın
goesgider well beyondötesinde those livingyaşam with this
219
632680
3456
bu uyuşturucu salgını,
ona yakalananların ve ailelerinin
10:48
and theironların familiesaileleri.
220
636160
1256
çok daha ötesini etkiler.
10:49
It impactsetkiler the entiretüm communitytoplum.
221
637440
2120
Bütün toplumu etkiler.
10:52
KensingtonKensington was a communitytoplum
in crisiskriz before this
222
640760
3216
Kensington halkı
bundan önce de krizdeydi
10:56
for reasonsnedenleri that are endemicendemik
and intertwinediç içe,
223
644000
2976
ve nedenleri kendine özgü
ve karmaşık şeylerdi
10:59
and anyonekimse familiartanıdık
with the neighborhoodKomşuluk can think of why:
224
647000
3056
ve bu semti biraz bilen herkes
nedenleri anlayabilir:
11:02
racialırk disparitiesfarklılıkların,
225
650080
1416
Irklar arası eşitsizlik
11:03
failurebaşarısızlık of localyerel and federalfederal governmenthükümet
to properlyuygun şekilde fundfon, sermaye schoolsokullar,
226
651520
3600
yerel ve federal hükûmetin
okullara yetersiz kalan desteği
11:08
lackeksiklik of economicekonomik opportunityfırsat.
227
656080
1800
ekonomik fırsatların azlığı.
11:10
And what we're tryingçalışıyor to do at McPhersonMcPherson
228
658440
2776
McPherson'da yapmaya çalıştığımız şey
11:13
is find waysyolları to supportdestek
this communitytoplum out of crisiskriz.
229
661240
4000
krizde olan bu topluluğu
destekleme yolları bulmaktır.
11:17
And perhapsbelki now, because of the epidemicsalgın,
230
665880
2216
Belki de bu uyuşturucu salgını yüzünden
11:20
more people are payingödeme yapan
attentionDikkat to KensingtonKensington.
231
668120
2216
daha fazla insan
Kensington'la ilgileniyordur.
11:22
But regardlessne olursa olsun of that,
232
670360
2056
Ama bunu bir tarafa bırakalım
11:24
at McPhersonMcPherson,
233
672440
1216
McPherson'da bizler
11:25
we will continuedevam et to do what we can
with the resourceskaynaklar we have
234
673680
3776
topluluğumuzu sağlıklı ve güvende
tutma ümidiyle
11:29
and we will continuedevam et to providesağlamak
whateverher neyse help we can
235
677480
2616
elimizdeki imkânlarla ne yapabilirsek
yapmaya devam edecek
11:32
in hopesumutlar of keepingkoruma our communitytoplum
safekasa and healthysağlıklı
236
680120
2400
ve elimizden gelen yardımı yapacağız.
11:35
because publichalka açık librarieskütüphaneler
have always been more than just bookskitaplar.
237
683520
3600
Çünkü halk kütüphaneleri daima
kitaplardan daha fazlası olmuştur.
11:40
We are physicalfiziksel shelterbarınak,
238
688360
2056
Bizler birer sığınak,
11:42
a classroomsınıf,
239
690440
1200
birer sınıf,
11:44
a safekasa havencenneti,
240
692760
1376
güvenli bölge,
11:46
a lunchöğle yemeği roomoda,
241
694160
1696
yemekhane,
11:47
a resourcekaynak hubmerkez
242
695880
1976
kaynak merkezi
11:49
and yes,
243
697880
1216
ve evet, hatta
11:51
even a lifelineyaşam çizgisi.
244
699120
1336
cankurtaran halatıyız.
11:52
Thank you.
245
700480
1216
Teşekkürler.
11:53
(ApplauseAlkış)
246
701720
3520
(Alkışlar)
Translated by berat güven
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Chera Kowalski - Librarian
Chera Kowalski is championing the transformation of her library into a safe, responsive space for the community it serves.

Why you should listen

Chera Kowalski is revolutionizing the way public resources are meeting the needs of the communities they serve. As the Adult Teen Librarian at the Free Library of Philadelphia’s McPherson Square Branch, this often means saving lives. 

After witnessing drug overdoses firsthand at her library and the nearby park, Kowalski volunteered to receive training in overdose defense through Prevention Point Philadelphia and now advocates for training for other librarians and community members to learn how to administer naloxone -- a life-saving drug that reverses the effects of opioids -- to people in distress. Motivated by her personal experiences as the daughter of parents who have maintained recovery from opioid use, Kowalski is transforming her library into a safe, responsive space for her community that is able to help people with whatever they need in a supportive, judgment-free way. Kowalski is a graduate of Temple University's College of Liberal Arts and the University of Illinois School of Information Sciences.

More profile about the speaker
Chera Kowalski | Speaker | TED.com