ABOUT THE SPEAKER
Steven Wise - Animal rights lawyer
By challenging long-held legal notions of “personhood”, Steven Wise seeks to grant cognitively advanced animals access to a full spectrum of fundamental rights.

Why you should listen

Using a long-term litigation campaign based on existing habeas corpus law, Steven Wise and the Nonhuman Rights Project are redefining the playing field for animal rights law. While the high-profile New York lawsuits Wise has initiated on behalf of captive chimpanzees have yet to bear fruit, they’re only the first stage of a strategy that is changing the conversation about animal rights.

Wise’s work with the Nonhuman Rights Project is the subject of Unlocking the Cage, a forthcoming film by Chris Hegedus and D.A. Pennebaker.

More profile about the speaker
Steven Wise | Speaker | TED.com
TED2015

Steven Wise: Chimps have feelings and thoughts. They should also have rights

Steven Wise: Şempanzelerin duyguları ve düşünceleri var. Hakları da olmalı

Filmed:
1,115,996 views

Şempanzeler de birer kişi biliyorsunuz. Tamam, tam olarak değil. Ama avukat Steven Wise, son 30 yılını bu hayvanların statüsünü 'şey'den 'kişi'ye çevirmek için harcamış. İlginç konuşmasında, şempanzeler gibi hayvanların olağanüstü bilişsel yeteneklerini kabul etmenin ve onlara gösterdiğimiz 'hukuki' muameleyi yeniden düşünmenin sadece hukuk terimleriyle ilgili bir şey olmadığını, ahlaki bir sorumluluk olduğunu anlatıyor.
- Animal rights lawyer
By challenging long-held legal notions of “personhood”, Steven Wise seeks to grant cognitively advanced animals access to a full spectrum of fundamental rights. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I'd like to have you look at this pencilkalem.
0
949
2601
Bu kaleme bakmanızı istiyorum.
00:15
It's a thing. It's a legalyasal thing.
1
3550
2857
Bu bir 'şey'. Bu tuzel bir 'şey'.
00:18
And so are bookskitaplar you mightbelki have
or the carsarabalar you ownkendi.
2
6407
2972
Kitaplarınız, arabalarınız da öyle.
00:22
They're all legalyasal things.
3
10319
1939
Hepsi tüzel şeyler.
00:24
The great apesmaymunlar that you'llEğer olacak see behindarkasında me,
4
12258
3623
İnsansı maymunlar, arkamda görüyorsunuz,
00:27
they too are legalyasal things.
5
15881
3668
onlar da tüzel 'şey'ler.
00:31
Now, I can do that to a legalyasal thing.
6
19549
4273
Tüzel bir 'şey'e bunu yapabilirim.
00:35
I can do whateverher neyse I want
to my bookkitap or my cararaba.
7
23822
2809
Kitabıma ya da arabama
canım ne isterse yapabilirim.
00:38
These great apesmaymunlar, you'llEğer olacak see.
8
26631
2902
Bu göreceğiniz insansı maymunların
00:41
The photographsfotoğraflar are takenalınmış by a man
namedadlı JamesJames MollisonMollison
9
29533
3887
fotoğraflarını, "James & Other Apes"
( James ve Diğer Maymunlar)
00:45
who wroteyazdı a bookkitap calleddenilen
"JamesJames & Other ApesMaymunlar."
10
33420
3044
adında bir kitap yazan
James Mollison çekti.
00:48
And he tellsanlatır in his bookkitap
how everyher singletek one them,
11
36464
2763
Kitabında, nasıl her birinin,
neredeyse her birinin
00:51
almostneredeyse everyher one of them, is an orphanyetim
12
39227
2298
anne ve babaları
gözleri önünde ölmüş
00:53
who saw his motheranne and fatherbaba
dieölmek before his eyesgözleri.
13
41525
3615
birer yetim olduklarını anlatıyor.
00:58
They're legalyasal things.
14
46110
1638
Onlar tüzel şeyler.
00:59
So for centuriesyüzyıllar, there's been
a great legalyasal wallduvar
15
47748
2693
Yüzyıllar boyunca, tüzel şeyler
ve gerçek kişileri
01:02
that separatesayıran legalyasal things
from legalyasal personskişiler.
16
50441
3344
ayıran büyük bir kanuni duvar oldu.
01:05
On one handel, legalyasal things
are invisiblegörünmez to judgesyargıçlar.
17
53785
3785
Bir tarafta, tüzel şeyler,
yargıçlar için görünmezler.
01:09
They don't countsaymak in lawhukuk.
18
57570
1950
Kanun kapsamında değiller.
01:11
They don't have any legalyasal rightshaklar.
19
59520
1695
Hiçbir kanuni hakları yok.
01:13
They don't have
the capacitykapasite for legalyasal rightshaklar.
20
61215
2484
Kanuni hak sahibi olmaya
yetecek kapasiteleri yok.
01:15
They are the slavesköle.
21
63699
2137
Onlar kölelerdir.
01:17
On the other sideyan of that legalyasal wallduvar
are the legalyasal personskişiler.
22
65836
2824
Kanun duvarının diğer yanında ise,
gerçek kişiler.
01:20
LegalYasal personskişiler are very visiblegözle görülür to judgesyargıçlar.
23
68660
2437
Yargıçlar için epeyce görülebilirlerdir.
01:23
They countsaymak in lawhukuk.
24
71607
1705
Kanunda bahisleri geçer.
01:25
They mayMayıs ayı have manyçok rightshaklar.
25
73312
1927
Birçok hakka sahip olabilirler.
01:27
They have the capacitykapasite
for an infinitesonsuz numbernumara of rightshaklar.
26
75239
2903
Sonsuz sayıda hak için
yeterli kapasiteleri vardır.
01:30
And they're the mastersyüksek lisans.
27
78142
2368
Ve onlar efendilerdir.
01:33
Right now, all nonhumannonhuman animalshayvanlar
are legalyasal things.
28
81300
4479
Şu anda, insan dışındaki
tüm hayvanlar tüzel şeyler.
01:37
All humaninsan beingsvarlıklar are legalyasal personskişiler.
29
85779
2881
Bütün insanlar ise gerçek kişiler.
01:40
But beingolmak humaninsan and beingolmak a legalyasal personkişi
30
88660
2809
Ama insan olmakla, gerçek kişi
olmak ne bugün,
01:43
has never been, and is not todaybugün,
synonymouseşanlamlı with a legalyasal personkişi.
31
91469
5643
ne de başka bir zaman
eş anlamlı olmamıştır.
01:49
Humansİnsanlar and legalyasal personskişiler
are not synonymouseşanlamlı.
32
97112
3366
İnsan ve gerçek kişi eş anlamlı değildir.
01:52
On the one sideyan,
33
100478
2880
Bir yanda, yüzyıllar boyunca
01:55
there have been manyçok humaninsan beingsvarlıklar
over the centuriesyüzyıllar
34
103358
4133
birçok insan
01:59
who have been legalyasal things.
35
107491
1973
tüzel şey olmuştur.
02:01
SlavesKöle were legalyasal things.
36
109464
1533
Köleler tüzel şeylerdi.
02:02
WomenKadınlar, childrençocuklar,
were sometimesara sıra legalyasal things.
37
110997
3722
Bazen kadınlar, çocuklar
tüzel şeyler oldular.
02:07
IndeedGerçekten de, a great dealanlaştık mı of civilsivil rightshaklar
strugglemücadele over the last centuriesyüzyıllar
38
115499
3647
Gerçekten de, bu duvarda bir delik açıp
oradan bu tüzel 'şey'leri duvarın
02:11
has been to punchyumruk a holedelik
throughvasitasiyla that wallduvar and beginbaşla to feedbesleme
39
119146
4513
diğer yanına geçirmek ve gerçek kişiler
olmalarını sağlayabilmek için
02:15
these humaninsan things throughvasitasiyla the wallduvar
and have them becomeolmak legalyasal personskişiler.
40
123659
5054
verilen sivil haklar mücadelesi
yüzyıllardır sürmekte.
02:20
But alasNe yazık ki, that holedelik has closedkapalı up.
41
128713
3469
Ama ne yazık ki, o delik kapandı.
02:24
Now, on the other sideyan are legalyasal personskişiler,
42
132772
2047
Diğer yanda, tüzel kişiler var,
02:26
but they'veonlar ettik never only been
limitedsınırlı to humaninsan beingsvarlıklar.
43
134819
4133
ancak bunlar hiçbir zaman sadece
insanoğluyla kısıtlı kalmadı.
02:30
There are, for exampleörnek, there are manyçok
legalyasal personskişiler who are not even alivecanlı.
44
138952
3988
Mesela, canlı bile olmayan
bir sürü tüzel kişi var.
02:34
In the UnitedAmerika StatesBirleşik,
45
142940
1607
Birleşik Devletler'de,
02:36
we're awarefarkında of the factgerçek
that corporationsşirketler are legalyasal personskişiler.
46
144547
3993
firmaların tüzel kişiler olduğu
gerçeğinin farkındayız.
02:40
In pre-independenceöncesi Bağımsızlık IndiaHindistan,
47
148540
1975
Bağımsızlık öncesi Hindistan'da,
02:42
a courtmahkeme heldbekletilen that a HinduHindu idolIdol
was a legalyasal personkişi,
48
150515
2624
mahkeme, bir Hindu idolü için tüzel kişi,
02:45
that a mosqueCamii was a legalyasal personkişi.
49
153139
2061
bir cami için tüzel kişi kararı verdi.
02:47
In 2000, the IndianHint SupremeYüce CourtMahkeme
50
155200
2430
2000'de, Hindistan Yüksek Mahkemesi,
02:49
heldbekletilen that the holyKutsal bookskitaplar
of the SikhSih religiondin was a legalyasal personkişi,
51
157630
3543
Sih dinine ait kutsal kitapların
tüzel kişi olduğuna hükmetti
02:53
and in 2012, just recentlyson günlerde,
52
161173
2299
ve 2012'de, çok yakın bir tarih,
02:55
there was a treatyAntlaşması betweenarasında
the indigenousyerli peopleshalklar of NewYeni ZealandZelanda
53
163472
3761
Yeni Zelanda'da yerli halk mensupları
ve kraliyet arasında
02:59
and the crowntaç, in whichhangi it was agreedkabul
that a rivernehir was a legalyasal personkişi
54
167233
3251
bir nehrin kendi nehir yatağına
sahip tüzel bir kişi olduğu
03:02
who ownedSahip olunan its ownkendi riverbednehir yatağı.
55
170484
3041
kabul edilen bir anlaşma oldu.
03:05
Now, I readokumak PeterPeter Singer'sSanatçının bookkitap in 1980,
56
173525
3251
1980'de, saçlarım henüz
gür ve kahverengiyken
03:08
when I had a fulltam headkafa
of lushgür, brownkahverengi hairsaç,
57
176776
3724
Peter Singer'ın kitabını okudum
03:12
and indeedaslında I was movedtaşındı by it,
58
180500
2588
ve gerçekten etkilendim.
03:15
because I had becomeolmak a lawyeravukat because
I wanted to speakkonuşmak for the voicelesssessiz,
59
183088
3528
Çünkü ben sesi olmayan için konuşmak
amacıyla avukat olmuştum,
03:18
defendsavunmak the defenselesssavunmasız,
60
186616
1235
savunmasızı savunmak için
03:19
and I'd never realizedgerçekleştirilen how voicelesssessiz
and defenselesssavunmasız the trillionsTrilyonlarca,
61
187851
4412
ve trilyonlarca, milyarlarca insan harici
hayvanın ne kadar sessiz ve savunmasız
03:24
billionsmilyarlarca of nonhumannonhuman animalshayvanlar are.
62
192263
3506
olduğunu asla tahmin edemezdim.
03:27
And I beganbaşladı to work
as an animalhayvan protectionkoruma lawyeravukat.
63
195769
3019
Böylece hayvan koruma
avukatı olarak çalışmaya başladım.
03:30
And by 1985, I realizedgerçekleştirilen that I was tryingçalışıyor
to accomplishbaşarmak something
64
198788
4876
Ve 1985'te, tam anlamıyla imkânsız
bir şeyi başarmaya
03:35
that was literallyharfi harfine impossibleimkansız,
65
203664
1927
çalıştığımı fark ettim,
03:37
the reasonneden beingolmak that all of my clientsistemciler,
66
205591
2624
çünkü çıkarlarını korumaya çalıştığım
03:40
all the animalshayvanlar whosekimin interestsilgi
I was tryingçalışıyor to defendsavunmak,
67
208215
3482
bütün müvekkilerim,
bütün o hayvanlar,
03:43
were legalyasal things; they were invisiblegörünmez.
68
211697
2485
tüzel şeylerdi; yani görünmezdiler.
03:46
It was not going to work, so I decidedkarar
69
214182
1920
Bu böyle olmayacaktı, bu yüzden onları,
03:48
that the only thing that was going to work
was they had, at leasten az some of them,
70
216102
3964
en azından bazılarını, o duvarda
yine bir delik açıp
03:52
had to alsoAyrıca be movedtaşındı throughvasitasiyla a holedelik
that we could openaçık up again in that wallduvar
71
220066
3798
uygun insan dışı hayvanları
gerçek kişiler olmaları için
03:55
and beginbaşla feedingbesleme the appropriateuygun
nonhumannonhuman animalshayvanlar throughvasitasiyla that holedelik
72
223864
3576
o delikten diğer tarafa doğru
beslemeye başlamanın
03:59
ontoüstüne the other sideyan
of beingolmak legalyasal personskişiler.
73
227440
3546
işe yarayabilecek tek şey
olduğuna karar verdim.
04:02
Now, at that time, there was
very little knownbilinen about or spokenkonuşulmuş about
74
230986
5440
O zamanlarda, hayvan hakları hakkında,
hayvanların gerçek kişiler olması ya da
04:08
trulygerçekten animalhayvan rightshaklar,
75
236426
2368
kanuni haklara sahip olması hakkında
04:10
about the ideaFikir of havingsahip olan legalyasal personhoodBlog Post
or legalyasal rightshaklar for a nonhumannonhuman animalhayvan,
76
238794
4441
çok az şey biliniyor ve konuşuluyordu,
04:15
and I knewbiliyordum it was going
to take a long time.
77
243235
2770
ben de bunun uzun zaman
alacağını biliyordum.
04:18
And so, in 1985, I figuredanladım that it
would take about 30 yearsyıl
78
246005
3400
Böylece, 1985'te, o duvarda
bir delik daha açabilmek adına
04:21
before we'devlenmek be ableyapabilmek to even beginbaşla
a strategicstratejik litigationdava,
79
249405
3529
stratejik bir davaya,
uzun süreli bir mücadeleye
04:24
long-termuzun vadeli campaignkampanya, in ordersipariş to be ableyapabilmek
to punchyumruk anotherbir diğeri holedelik throughvasitasiyla that wallduvar.
80
252934
5782
başlayabilmemiz için bile
yaklaşık 30 yıl gerektiğini hesap ettim.
04:30
It turneddönük out that I was pessimistickötümser,
that it only tookaldı 28.
81
258716
5840
Çok da karamsarmışım,
sadece 28 yıl sürdü.
04:38
So what we had to do in ordersipariş
to beginbaşla was not only
82
266801
6439
Başlayabilmek için de, sadece hukuk
dergilerinde makaleler yazmakla,
04:45
to writeyazmak lawhukuk reviewgözden geçirmek articleshaberler
and teachöğretmek classessınıflar, writeyazmak bookskitaplar,
83
273240
4682
ders olarak anlatmakla,
kitaplar yazmakla kalmayıp
04:49
but we had to then beginbaşla
to get down to the nutsfındık and boltscıvata
84
277922
2968
böyle bir vaka için nasıl
dava oluşturacağımızın da
04:52
of how you litigatedava that kindtür of casedurum.
85
280890
1985
temeline inmeye başlamalıydık.
04:54
So one of the first things we neededgerekli to do
was figureşekil out what a causesebeb olmak of actionaksiyon was,
86
282875
4033
Yani, yapmamız gereken ilk şeylerden biri
neyin hukuki bir sebep, meşru bir hukuki
04:58
a legalyasal causesebeb olmak of actionaksiyon.
87
286908
1459
sebep olduğunu çözmekti.
05:00
And a legalyasal causesebeb olmak of actionaksiyon
is a vehiclearaç that lawyersavukatları use
88
288367
2897
Meşru hukuki sebep, avukatların,
argümanlarını mahkeme önüne
05:03
to put theironların argumentsargümanlar in frontön of courtsmahkemeler.
89
291264
5576
serebilmek için kullandıkları bir araçtır.
05:08
It turnsdönüşler out there's
a very interestingilginç casedurum
90
296840
2904
Bir baktık ki, neredeyse
250 yıl önce Londra'da vuku bulmuş,
05:11
that had occurredoluştu almostneredeyse 250 yearsyıl agoönce
in LondonLondra calleddenilen SomersetSomerset vsvs. StewartStewart,
91
299744
4604
ilginç bir dava var,
Somerset, Stweart'a karşı,
05:16
wherebyMademki a blacksiyah slaveköle
had used the legalyasal systemsistem
92
304348
3096
siyahi bir kölenin
yasal sistemi kullanarak
05:19
and had movedtaşındı from a legalyasal thing
to a legalyasal personkişi.
93
307444
2879
tüzel şeyden gerçek kişiliğe
geçtiği bir dava.
05:22
I was so interestedilgili in it that I
eventuallysonunda wroteyazdı an entiretüm bookkitap about it.
94
310323
4063
O kadar ilgimi çekmişti ki, sonunda
üzerine bir kitap yazdım.
05:26
JamesJames SomersetSomerset was an eight-year-oldSekiz yaşında boyoğlan
when he was kidnappedkaçırdı from WestBatı AfricaAfrika.
95
314386
5387
Batı Afrika'dan kaçırıldığında,
James Somerset 8 yaşındaydı.
05:31
He survivedhayatta the MiddleOrta PassageGeçiş,
96
319773
2947
Orta Geçiş'ten sağ olarak kurtuldu
05:34
and he was soldsatıldı to a Scottishİskoç businessmanişadamı
namedadlı CharlesCharles StewartStewart in VirginiaVirginia.
97
322720
5174
ve Virginia'da Charles Stewart isimli
İskoç bir iş adamına satıldı.
05:39
Now, 20 yearsyıl latersonra, StewartStewart
broughtgetirdi JamesJames SomersetSomerset to LondonLondra,
98
327894
4208
20 yıl sonra, Stewart,
James Somerset'i Londra'ya getiriyor
05:44
and after he got there, JamesJames decidedkarar
he was going to escapekaçış.
99
332102
3878
ve akabinde,
James kaçmaya karar veriyor.
05:47
And so one of the first things he did
was to get himselfkendisi baptizedvaftiz,
100
335980
3640
İlk yaptığı şeylerden biri,
kendini vaftiz ettirmek oluyor,
05:51
because he wanted to get
a setset of godparentsvaftiz aile,
101
339620
2281
çünkü vaftiz
anne-babası olsun istiyor.
05:53
because to an 18th-centuryinci yüzyıl slaveköle,
102
341901
1811
Çünkü, 18. yüzyılda bir köle,
05:55
they knewbiliyordum that one of the majormajör
responsibilitiessorumluluklar of godfathersçöl yavrusu
103
343712
3158
vaftiz babasının en önemli
sorumluluklarından birinin kaçmasına
05:58
was to help you escapekaçış.
104
346870
2112
yardım etmek olduğunu biliyor.
06:00
And so in the falldüşmek of 1771,
105
348982
4016
1771 sonbaharında, James Somerset
06:04
JamesJames SomersetSomerset had a confrontationçatışma
with CharlesCharles StewartStewart.
106
352998
2643
ve Charles Stewart karşı karşıya geliyor.
06:07
We don't know exactlykesinlikle what happenedolmuş,
but then JamesJames droppeddüştü out of sightgörme.
107
355641
4672
Tam olarak ne oldu bilmiyoruz,
ama sonrasında James ortadan kayboluyor.
06:12
An enragedöfkeli CharlesCharles StewartStewart
then hiredkiralanmış slaveköle catchersyakalayıcı
108
360313
2996
Ve sinirlenen Charles Stewart ise
tüm Londra'yı arayıp
06:15
to canvassreklâm the cityŞehir of LondonLondra,
109
363309
2241
bulsunlar diye kendine
köle bulucular tutuyor,
06:17
find him, bringgetirmek him
not back to CharlesCharles StewartStewart,
110
365550
2600
ama kendisine geri
getirilmesini değil,
06:20
but to a shipgemi, the AnnAnn and MaryMary,
that was floatingyüzer in LondonLondra HarbourLiman,
111
368150
6023
Londra limanında demir atmış olan
Ann ve Mary gemisinde
06:26
and he was chainedZincirli to the deckgüverte,
112
374173
1620
zincire vurulmasını istiyor.
06:27
and the shipgemi was to setset sailyelken for JamaicaJamaika
113
375793
2004
Gemi Jamaika'ya gidecek ve James de
06:29
where JamesJames was to be soldsatıldı
in the slaveköle marketspiyasalar
114
377797
3019
orada köle pazarlarında satılarak
06:32
and be doomedölüme mahkum to the threeüç to fivebeş
yearsyıl of life that a slaveköle had
115
380816
3483
bir köle olarak, üç ila beş yıl arası
şeker hasatı yapmaya
06:36
harvestinghasat sugarşeker canekamışı in JamaicaJamaika.
116
384299
2851
mahkûm olacaktı.
06:39
Well now James'James godparentsvaftiz aile
swungsalladı into actionaksiyon.
117
387150
3209
Ama orada, James'in vaftiz ailesi
devreye giriyor.
06:42
They approachedyaklaştı the mostçoğu powerfulgüçlü judgehakim,
118
390359
2507
Yüksek Mahkeme'de de
baş yargıçlık yapmış,
06:44
LordLord MansfieldMansfield, who was chiefşef judgehakim
of the courtmahkeme of King'sKral'ın BenchTezgah,
119
392866
3646
en güçlü yargıç olan
Lord Mansfield'den
06:48
and they demandedtalep that he issuekonu
a commonortak lawhukuk writferman of habeushabeus corpuskülliyat
120
396512
3645
James Somerset adına,
bir ortak hukuk habeas corpus emri
06:52
on behalfadına of JamesJames SomersetSomerset.
121
400157
1834
çıkarmasını istiyorlar.
06:53
Now, the commonortak lawhukuk is the kindtür of lawhukuk
that English-speakingİngilizce konuşan judgesyargıçlar can make
122
401991
3971
Ortak hukuk, İngilizce konuşan hâkimlerin
yönetmelik ve anayasayla
06:57
when they're not cabinedkamaralı in
by statutestüzük or constitutionsanayasalar,
123
405962
4137
çevrilmedikleri zamanlarda
uygulayabildiği türden bir hukuk
07:02
and a writferman of habeushabeus corpuskülliyat
is calleddenilen the Great WritFerman,
124
410099
2596
ve habeas corpus emri de,
Büyük Emir demek,
07:04
capitalBaşkent G, capitalBaşkent W,
125
412695
2067
büyük B ve büyük E ile,
07:06
and it's meantdemek to protectkorumak any of us
who are detainedgözaltına alındı againstkarşısında our will.
126
414762
4528
isteği dışında alıkonulan herhangi bir
kimsenin korunmasını emreder.
07:11
A writferman of habeushabeus corpuskülliyat is issuedVeriliş.
127
419290
1973
Habeas corpus emri çıkarılıyor.
07:13
The detainerdetainer is requiredgereklidir
to bringgetirmek the detaineetutuklu in
128
421263
2438
Alıkoyan kişiden, alıkonulan kişiyi
getirmesi ve niye onu
07:15
and give a legallyyasal olarak sufficientyeterli reasonneden
for deprivingmahrum him of his bodilybedensel libertyözgürlük.
129
423701
5875
bedensel özgürlüğünden alıkoyduğuna dair kanuni
açıdan yeterli bir sebep sunması isteniyor.
07:21
Well, LordLord MansfieldMansfield had to make
a decisionkarar right off the batyarasa,
130
429576
4994
Şimdi, Lord Mansfield, çabuk
karar vermeliydi, çünkü
07:26
because if JamesJames SomersetSomerset
was a legalyasal thing,
131
434570
2784
James Somerset gerçek bir kişi
07:29
he was not eligibleuygun
for a writferman of habeushabeus corpuskülliyat,
132
437354
3065
değil de tüzel bir şey olsaydı
07:32
only if he could be a legalyasal personkişi.
133
440419
2020
habeas corpus emri
için uygun olmayacaktı.
07:34
So LordLord MansfieldMansfield decidedkarar
that he would assumeüstlenmek,
134
442439
3018
Böylece, Lord Mansfield,
karar olarak değil,
07:37
withoutolmadan decidingkarar, that JamesJames SomersetSomerset
was indeedaslında a legalyasal personkişi,
135
445457
4103
James Somerset'in gerçekten gerçek
bir kişi olduğunu 'varsayarak'
07:41
and he issuedVeriliş the writferman of habeushabeus corpuskülliyat,
and James'sJames'in bodyvücut was broughtgetirdi in
136
449560
3411
habeas corpus emrini çıkartmış ve James,
geminin kaptanı
07:44
by the captainKaptan of the shipgemi.
137
452971
1511
tarafından geri getirilmiştir.
07:46
There were a seriesdizi of hearingsduruşmalar
over the nextSonraki sixaltı monthsay.
138
454482
2701
İlerleyen altı ay boyunca bir
dizi dava olmuştur.
07:49
On JuneHaziran 22, 1772, LordLord MansfieldMansfield
said that slaverykölelik was so odiousiğrenç,
139
457183
5828
22 Haziran 1772'de, Lord Mansfield
köleliğin tiksindirici olduğunu söylemiş,
07:55
and he used the wordsözcük "odiousiğrenç,"
140
463011
1834
'tiksindirici' kelimesini kullanmış
07:56
that the commonortak lawhukuk would not supportdestek it,
and he ordereddüzenli JamesJames freeücretsiz.
141
464845
3878
ve ortak hukukun bunu desteklemeyeceğini
belirterek James'i özgür bırakmış.
08:00
At that momentan, JamesJames SomersetSomerset
underwentuygulandı a legalyasal transubstantiationtransubstantiation.
142
468723
3590
İşte o an, James Somerset,
hukuki bir dönüşüm geçirmiş oldu.
08:04
The freeücretsiz man who walkedyürüdü
out of the courtroomMahkeme
143
472883
2060
Mahkeme salonundan
özgür biri olarak çıkan
08:06
lookedbaktı exactlykesinlikle like the slaveköle
who had walkedyürüdü in,
144
474943
2248
ve köle olarak giren adam
aynı gibi gözükse de,
08:09
but as faruzak as the lawhukuk was concernedilgili,
they had nothing whatsoeverher ne in commonortak.
145
477191
5139
aslında kanuni açıdan hiçbir ortak
noktaları yoktu.
08:14
The nextSonraki thing we did is that
the NonhumanNonhuman RightsHakları ProjectProje,
146
482790
2950
Bir sonraki adım,
kurmuş olduğum Nonhuman Rights
08:17
whichhangi I foundedkurulmuş, then beganbaşladı to look at
what kindtür of valuesdeğerler and principlesprensipler
147
485740
3510
(İnsan dışındaki canlıların hakları)
Projesi oldu ve yargıçlara ne tür
08:21
do we want to put before the judgesyargıçlar?
148
489250
2878
değer ve prensipler sunmak gerektiğini
düşünmeye başladık.
08:24
What valuesdeğerler and principlesprensipler
did they imbibeöğrenmek with theironların mother'sannenin milkSüt,
149
492128
3879
Ana sütü gibi içtikleri,
hukuk fakültelerinde onlara öğretilen,
08:28
were they taughtöğretilen in lawhukuk schoolokul,
do they use everyher day,
150
496007
3083
her gün kullandıkları ve
tüm kalpleriyle inandıkları değer ve
08:31
do they believe with all theironların heartskalpler --
and we choseseçti libertyözgürlük and equalityeşitlik.
151
499090
3689
prensipler neler olabilir dedik -- ve
özgürlük ve eşitliği seçtik.
08:34
Now, libertyözgürlük right is the kindtür of right
to whichhangi you're entitledadlı
152
502779
3032
Şimdi, özgürlük hakkı dediğimiz,
olduğunuz şey sayesinde
08:37
because of how you're put togetherbirlikte,
153
505811
2341
sahip olduğunuz bir haktır
08:40
and a fundamentaltemel libertyözgürlük right
protectskorur a fundamentaltemel interestfaiz.
154
508152
5337
ve temel özgürlük yasası
temel bir çıkarı korur.
08:45
And the supremeyüce interestfaiz in the commonortak lawhukuk
155
513489
3235
Ve ortak hukuktaki en üstün çıkar,
08:48
are the rightshaklar to autonomyözerklik
and self-determinationkendi kaderini tayin.
156
516724
4041
otonomi ve özgür irade haklarıdır.
08:54
So they are so powerfulgüçlü that
in a commonortak lawhukuk countryülke,
157
522015
3780
Bu öyle güçlüdür ki, ortak hukukun
uygulandığı bir ülkede,
08:57
if you go to a hospitalhastane and you refuseçöp
life-savinghayat kurtarma medicaltıbbi treatmenttedavi,
158
525795
4598
hastaneye gitseniz ve hayatınızı
kurtaracak bir tedaviyi reddetseniz,
09:02
a judgehakim will not ordersipariş it forcedzorunlu uponüzerine you,
159
530393
2247
hiçbir yargıç sizi bunun tersine
zorlayamaz,
09:04
because they will respectsaygı
your self-determinationkendi kaderini tayin and your autonomyözerklik.
160
532640
4811
çünkü özgür iradeniz ve
otonominize saygı duyarlar.
09:09
Now, an equalityeşitlik right is the kindtür
of right to whichhangi you're entitledadlı
161
537451
3263
Eşitlik hakkı da, ilişkili bir
şekilde bir başkasına
09:12
because you resemblebenzer someonebirisi elsebaşka
in a relevantuygun way,
162
540714
2896
benzediğiniz için sahip
olduğunuz bir hak çeşidi.
09:15
and there's the rubEn düşük RUB, relevantuygun way.
163
543610
1991
Evet, 'ilişkili' bir biçimde.
09:17
So if you are that, then because
they have the right, you're like them,
164
545601
3738
Yani siz 'bu'ysanız, 'onlar' bu hakka
sahipse, siz de onlara benzediğinizden
09:21
you're entitledadlı to the right.
165
549339
2345
bu hakka sahipsiniz demektir.
09:23
Now, courtsmahkemeler and legislaturesyasama organları
drawçekmek lineshatlar all the time.
166
551684
2622
Mahkemeler ve yasama organları
hep sınırlar çizer durur.
09:26
Some are includeddahil, some are excludedhariç.
167
554846
2272
Bu sınırların içinde ve
dışında kalanlar olur.
09:29
But you have to,
at the bareçıplak minimumasgari you mustşart --
168
557118
6142
Ama ne olursa olsun,
bu sınırlar en azından
09:35
that linehat has to be a reasonablemakul meansanlamına geliyor
to a legitimatemeşru endson.
169
563260
4435
yasal bir sonuca varacak
mantıklı birer araç olmalıdır.
09:39
The NonhumanNonhuman RightsHakları ProjectProje
arguessavunuyor that drawingçizim a linehat
170
567695
2740
Nonhuman Rights Projesi,
bu çizilen sınırlarla
09:42
in ordersipariş to enslaveköle an autonomousözerk
and self-determiningkendi kendine belirleme beingolmak
171
570435
3307
otonom ve özgür irade sahibi,
09:45
like you're seeinggörme behindarkasında me,
172
573742
1788
arkamda gördükleriniz gibi canlıları
09:47
that that's a violationihlal of equalityeşitlik.
173
575530
3030
köleleştirmenin eşitlik hakkını
ihlal ettiğini savunuyor.
80 yetki bölgesini araştırdık
09:51
We then searchedarandı throughvasitasiyla 80 jurisdictionsyargı,
174
579270
2550
09:53
it tookaldı us sevenYedi yearsyıl,
to find the jurisdictionyargı
175
581820
2245
ve ilk davamızı açacağımız
yetki bölgesini
09:56
where we wanted to beginbaşla
filingdosyalama our first suittakım elbise.
176
584065
2206
bulmak yedi yılımızı aldı.
09:58
We choseseçti the statebelirtmek, bildirmek of NewYeni YorkYork.
177
586271
1499
New York eyaletini seçtik.
09:59
Then we decidedkarar uponüzerine
who our plaintiffsDavacılar are going to be.
178
587770
2622
Sonra davacılarımızın
kimler olacağını düşündük.
10:02
We decidedkarar uponüzerine chimpanzeesşempanzelerin,
179
590392
1866
Şempanzelerde karar kıldık,
10:04
not just because JaneJane GoodallGoodall
was on our boardyazı tahtası of directorsyönetmenler,
180
592258
2851
sadece Jane Goodall yönetim
kurulumuzda olduğu için değil,
10:07
but because they, JaneJane and othersdiğerleri,
181
595109
3753
aynı zamanda Jane ve onun gibi insanlar,
10:10
have studiedokudu chimpanzeesşempanzelerin
intensivelyyoğun bir şekilde for decadeson yıllar.
182
598862
2720
onlarca yıldır şempanzeleri
yoğun şekilde çalıştıkları için.
10:13
We know the extraordinaryolağanüstü
cognitivebilişsel capabilitiesyetenekleri that they have,
183
601582
3576
Olağanüstü bilişsel yetenekleri
olduğunu biliyoruz
10:17
and they alsoAyrıca resemblebenzer the kindtür
that humaninsan beingsvarlıklar have.
184
605158
3134
ve aynı zamanda bu
insanlardakine benzer.
10:20
And so we choseseçti chimpanzeesşempanzelerin,
and we beganbaşladı to then canvassreklâm the worldDünya
185
608292
5132
Neyse, şempanzeleri seçtik
ve dünya çapında,
10:25
to find the expertsuzmanlar
in chimpanzeeşempanze cognitionbiliş.
186
613424
2832
şempanze bilişi konusunda
uzmanlar aramaya başladık.
10:28
We foundbulunan them in JapanJaponya, Swedenİsveç, GermanyAlmanya,
Scotlandİskoçya, Englandİngiltere and the UnitedAmerika StatesBirleşik,
187
616256
4505
Japonya, İsveç, Almanya, İskoçya, İngiltere
ve Amerika Birleşik Devletleri'nde bulduk
10:32
and amongstarasında them, they wroteyazdı
100 pagessayfalar of affidavitsyeminli beyanlar içerir
188
620761
2763
ve kendi aralarında, şempanzelerin
karmaşık bilişsel
10:35
in whichhangi they setset out more than 40 waysyolları
189
623524
2796
kapasitesinin, ayrı ayrı veya
beraberce 40'tan fazla yolla
10:38
in whichhangi theironların complexkarmaşık
cognitivebilişsel capabilitykabiliyet,
190
626320
2800
otonomi ve özgür irade için
10:41
eitherya individuallytek tek or togetherbirlikte,
191
629120
2020
yeterli olduğunu gösterdikleri
10:43
all addedkatma up to autonomyözerklik
and self-determinationkendi kaderini tayin.
192
631140
3119
100 sayfalık bir yeminli ifade yazdılar.
10:47
Now, these includeddahil, for exampleörnek,
that they were consciousbilinçli.
193
635429
3507
Bu ifade, mesela, şempanzelerin bilinçli
olduğunu içeriyor.
10:50
But they're alsoAyrıca consciousbilinçli
that they're consciousbilinçli.
194
638936
2347
Üstelik, bilinçli olduklarının
da bilincindeler.
10:53
They know they have a mindus.
They know that othersdiğerleri have mindszihinler.
195
641283
2856
Akılları olduğunu biliyorlar,
diğerlerinin aklı olduğunu da.
10:56
They know they're individualsbireyler,
and that they can livecanlı.
196
644139
2543
Birey olduklarını ve
yaşayabileceklerini biliyorlar.
10:58
They understandanlama that they livedyaşamış yesterdaydün
and they will livecanlı tomorrowyarın.
197
646682
3293
Dün yaşadıklarını ve yarın da
yaşayacaklarını biliyorlar.
11:01
They engagetutmak in mentalzihinsel time travelseyahat.
They rememberhatırlamak what happenedolmuş yesterdaydün.
198
649975
3444
Zihinsel zaman yolculuğu yapabiliyorlar,
dün ne olduğunu hatırlıyorlar.
11:05
They can anticipatetahmin etmek tomorrowyarın,
199
653419
1451
Yarını tahmin bekliyorlar ki bu
11:06
whichhangi is why it's so terriblekorkunç to imprisontutsak
a chimpanzeeşempanze, especiallyözellikle aloneyalnız.
200
654870
4717
şempanzeleri, hele ki yalnız başına,
hapsetmenin korkunç olmasının sebebi.
11:11
It's the thing that we do
to our worsten kötü criminalssuçlular,
201
659587
2597
Bu bizim en adi suçlulara
yaptığımız muamele
11:14
and we do that to chimpanzeesşempanzelerin
withoutolmadan even thinkingdüşünme about it.
202
662184
4771
ve hiç düşünmeden aynısını
şempanzelere yapıyoruz.
11:19
They have some kindtür of moralmanevi capacitykapasite.
203
667715
2711
Onların da bir çeşit ahlaki
kapasiteleri var.
11:22
When they playoyun economicekonomik gamesoyunlar
with humaninsan beingsvarlıklar,
204
670426
2926
İnsanlarla ekonomik
oyunlar oynarlarken,
11:25
they'llacaklar spontaneouslykendiliğinden make fairadil offersteklifler,
even when they're not requiredgereklidir to do so.
205
673352
4040
spontane olarak adil teklifler yapıyorlar,
onlardan bunu yapmaları istenmediği hâlde.
11:29
They are numeratenumerate.
They understandanlama numberssayılar.
206
677392
2033
Sayı okuyabiliyorlar,
sayıları anlıyorlar.
11:31
They can do some simplebasit mathmatematik.
207
679425
1380
Basit hesapları yapabilirler.
11:32
They can engagetutmak in languagedil --
or to staykalmak out of the languagedil warssavaşlar,
208
680805
4064
Dil ile ilgilenebilirler veya
dil savaşlarının dışında kalmak için,
11:36
they're involvedilgili in intentionalkasıtlı
and referentialbilgi tutarlılığına communicationiletişim
209
684869
3365
kendileriyle konuşanların
tavırlarını izledikleri
11:40
in whichhangi they payödeme attentionDikkat
to the attitudestutumlar of those
210
688234
2487
niyet ve imaya
dayalı bir şekilde
11:42
with whomkime they are speakingkonuşuyorum.
211
690721
1531
iletişim kurabilirler.
11:44
They have culturekültür.
212
692252
1458
Kültürleri var.
11:45
They have a materialmalzeme culturekültür,
a socialsosyal culturekültür.
213
693900
2601
Maddi kültürleri,
sosyal kültürleri var.
11:48
They have a symbolicsembolik culturekültür.
214
696501
2415
Sembolik kültürleri var.
11:50
ScientistsBilim adamları in the TaTaï ForestsOrmanlar
in the IvoryFildişi CoastSahil
215
698916
3901
Bilim adamları, Fildişi Sahili'ndeki
Taï Ormanları'nda
11:54
foundbulunan chimpanzeesşempanzelerin who were usingkullanma
these rockskayalar to smashSmash openaçık
216
702817
3529
şempanzelerin inanılmaz derecede
sert olan kabuklu yemişleri
11:58
the incrediblyinanılmaz hardzor hullsgövde of nutsfındık.
217
706346
2786
kırmak için taşları
kullandıklarını bulmuş.
12:01
It takes a long time
to learnöğrenmek how to do that,
218
709132
2299
Bunu yapmayı öğrenmek
çok uzun zaman alır ve
12:03
and they excavatedkazılan the areaalan
and they foundbulunan
219
711431
2113
o alanı kazdıklarında
bu maddi kültürün,
12:05
that this materialmalzeme culturekültür,
this way of doing it,
220
713544
2833
bunu nasıl yaptıklarının, bu taşların
12:08
these rockskayalar, had passedgeçti down
for at leasten az 4,300 yearsyıl
221
716377
3343
en azından 4300 yıl,
225 şempanze nesli boyunca
12:11
throughvasitasiyla 225 chimpanzeeşempanze generationsnesiller.
222
719720
4992
aktarılmış olduğunu bulmuşlar.
12:16
So now we neededgerekli to find our chimpanzeeşempanze.
223
724712
2392
Artık bizim de şempanzemizi
bulmamız lazımdı.
12:19
Our chimpanzeeşempanze,
224
727104
3180
Şempanzelerimizi,
12:22
first we foundbulunan two of them
in the statebelirtmek, bildirmek of NewYeni YorkYork.
225
730284
2903
ilk önce New York eyaletinde
iki tanesini bulduk.
12:25
BothHer ikisi de of them would dieölmek before
we could even get our suitstakım elbise filedunder.
226
733187
3204
İkisi de biz daha davamızı
açamadan ölecekti.
12:28
Then we foundbulunan TommyTommy.
227
736391
1881
Sonra, Tommy'yi bulduk.
12:30
TommyTommy is a chimpanzeeşempanze.
You see him behindarkasında me.
228
738272
3112
Tommy bir şempanze.
Onu arkamda görüyorsunuz.
12:33
TommyTommy was a chimpanzeeşempanze.
We foundbulunan him in that cagekafes.
229
741384
2507
Tommy bir şempanzeydi.
Onu bu kafeste bulduk.
12:35
We foundbulunan him in a smallküçük roomoda
that was filleddolu with cageskafesleri
230
743891
3460
Onu, New York merkezinde bir
karavan parkındaki büyük
12:39
in a largerdaha büyük warehousedepo structureyapı on a used
trailerrömork lot in centralmerkezi NewYeni YorkYork.
231
747351
5186
bir ambar binasında kafeslerle
dolu küçük bir odada bulduk.
12:44
We foundbulunan KikoKiko, who is partiallykısmen deafSAĞIR.
232
752537
2174
Kısmen sağır olan Kiko'yu bulduk.
12:46
KikoKiko was in the back of a cementçimento
storefrontmağazası in westernbatı MassachusettsMassachusetts.
233
754711
5642
Kiko, batı Massachusetts'te bir çimento
dükkânının arkasındaydı.
12:52
And we foundbulunan HerculesHerkül and LeoLeo.
234
760353
1897
Hercules ve Leo'yu da bulduk.
12:54
They're two younggenç maleerkek chimpanzeesşempanzelerin
235
762250
1703
Stony Brook'ta, biyomedikal ve
12:55
who are beingolmak used for biomedicalBiyomedikal,
anatomicalanatomik researchAraştırma at StonyTaşlı BrookBrook.
236
763953
3413
anatomik araştırmalarda kullanılan
iki genç erkek şempanze.
12:59
We foundbulunan them.
237
767366
1305
Onları bulduk.
13:00
And so on the last weekhafta of DecemberAralık 2013,
238
768671
2712
2013'te Aralık ayının son haftasında,
13:03
the NonhumanNonhuman RightsHakları ProjectProje filedunder threeüç
suitstakım elbise all acrosskarşısında the statebelirtmek, bildirmek of NewYeni YorkYork
239
771383
3940
Nonhuman Rights Projesi olarak,
James Somerset için kullanılan
13:07
usingkullanma the sameaynı commonortak lawhukuk
writferman of habeushabeus corpuskülliyat argumenttartışma
240
775323
3478
habeas corpus emri argümanını kullanarak,
New York eyaleti boyunca
13:10
that had been used with JamesJames SomersetSomerset,
241
778801
2728
üç dava açtık ve hâkimlerden
13:13
and we demandedtalep that the judgesyargıçlar issuekonu
these commonortak lawhukuk writsWrits of habeushabeus corpuskülliyat.
242
781529
5087
ortak hukuk habeas corpus emri
çıkartmalarını talep ettik.
13:18
We wanted the chimpanzeesşempanzelerin out,
243
786616
2111
Şempanzelerin serbest bırakılmasını ve
13:20
and we wanted them broughtgetirdi
to SaveKaydet the ChimpsŞempanzeler,
244
788727
2786
içinde, her birinde iki veya
üç dönümde, iki düzine kadar
13:23
a tremendousmuazzam chimpanzeeşempanze
sanctuarySanctuary in SouthGüney FloridaFlorida
245
791513
3948
şempanzenin yaşadığı,
12 ya da 13 ada içeren
13:27
whichhangi involvesgerektirir an artificialyapay lakegöl
with 12 or 13 islandsadaları --
246
795461
5087
yapay gölü ile Güney Florida'da muazzam
bir şempanze koruma
13:32
there are two or threeüç acresdönüm
where two dozendüzine chimpanzeesşempanzelerin livecanlı
247
800548
2863
barınağı olan Save the Chimps'e
(Şempanzeleri Kurtarın)
13:35
on eachher of them.
248
803411
1160
getirilmelerini istedik.
13:36
And these chimpanzeesşempanzelerin would then livecanlı
the life of a chimpanzeeşempanze,
249
804571
2950
Böylece bu şempanzeler, Afrika'ya
mümkün olduğunca yakın bir
13:39
with other chimpanzeesşempanzelerin in an environmentçevre
that was as closekapat to AfricaAfrika as possiblemümkün.
250
807521
4402
ortamda diğer şempanzelerle beraber gerçek
bir şempanze hayatı sürebileceklerdi.
13:43
Now, all these casesvakalar are still going on.
251
811923
3947
Şu an bu davaların hepsi sürüyor.
13:48
We have not yethenüz runkoş into
our LordLord MansfieldMansfield.
252
816820
3082
Biz henüz kendi
Lord Mansfield'ımıza rastlamadık.
13:52
We shall-acak. We shall-acak.
253
820622
1608
Ama rastlayacağız. Rastlayacağız.
13:54
This is a long-termuzun vadeli strategicstratejik
litigationdava campaignkampanya. We shall-acak.
254
822230
3880
Bu uzun vadeli bir stratejik
hukuk mücadelesi. Rastlayacağız.
13:58
And to quotealıntı WinstonWinston ChurchillChurchill,
255
826110
2115
Winston Churchill'in dediği gibi,
14:00
the way we viewgörünüm our casesvakalar
is that they're not the endson,
256
828225
4168
biz davalarımızı şöyle görüyoruz;
bunlar son değil,
14:04
they're not even the beginningbaşlangıç of the endson,
257
832393
2043
hatta sonun başlangıcı bile değil,
14:06
but they are perhapsbelki
the endson of the beginningbaşlangıç.
258
834436
3514
ama belki başlangıcın sonu olabilirler.
14:10
Thank you.
259
838580
1917
Teşekkür ederim.
14:12
(ApplauseAlkış)
260
840497
4000
(Alkışlar)
Translated by Tugce Senel
Reviewed by Eren Gokce

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Steven Wise - Animal rights lawyer
By challenging long-held legal notions of “personhood”, Steven Wise seeks to grant cognitively advanced animals access to a full spectrum of fundamental rights.

Why you should listen

Using a long-term litigation campaign based on existing habeas corpus law, Steven Wise and the Nonhuman Rights Project are redefining the playing field for animal rights law. While the high-profile New York lawsuits Wise has initiated on behalf of captive chimpanzees have yet to bear fruit, they’re only the first stage of a strategy that is changing the conversation about animal rights.

Wise’s work with the Nonhuman Rights Project is the subject of Unlocking the Cage, a forthcoming film by Chris Hegedus and D.A. Pennebaker.

More profile about the speaker
Steven Wise | Speaker | TED.com