ABOUT THE SPEAKER
Inge Missmahl - Analytical psychologist
By building psychosocial care into the primary health care system in Afghanistan, Inge Missmahl offers hope to a society traumatized by decades of conflict and insecurity.

Why you should listen

From dancer to humanitarian by way of analytical psychology, Inge Missmahl's unusual life trajectory led her to Kabul in 2004, where she saw that more than 60 percent of the population were suffering from depressive symptoms and traumatic experiences -- hardly surprising in a country that had lived with ongoing violence, poverty, and insecurity for 30 years. In response, Missmahl founded the psychosocial Project Kabul for Caritas Germany, a project that trained Afghan men and women to offer psychosocial counseling in 15 centers throughout the city.

The project has offered free treatment to 12,000 clients to date, helping to restore self-determination and well-being while breaking down ingrained gender barriers and social stigma of mental illness. Psychosocial counseling is now integrated in the Afghan health system thanks to Missmahl's efforts. She now works on behalf of the European Union as Technical Advisor for Mental Health for the Afghan government, and is founder of International Psychosocial Organisation (IPSO), a network of experts dedicated to developing and implementing psychosocial programs in various contexts.

More profile about the speaker
Inge Missmahl | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2010

Inge Missmahl: Bringing peace to the minds of Afghanistan

Inge Missmahl Afganistan'a ait hafızalara huzur getiriyor.

Filmed:
423,728 views

Jungian analisti Inge Missmahl Afganistanı ziyaret ettiğinde, savaşın derin yaralarını gördü, yaygın ümitsizlik, travma ve bunalım. Ve şimdiye kadar, 30 milyonluk bu ülkede, sadece 2 düzine psikiyatrist vardı. Missmahl, ülkenin psiko-sosyal rehberlik sisteminin inşası ve bireylerin ve belki de ulusun iyileşmesine ön ayak olmak için yaptığı çalışmalarını anlatıyor.
- Analytical psychologist
By building psychosocial care into the primary health care system in Afghanistan, Inge Missmahl offers hope to a society traumatized by decades of conflict and insecurity. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
So I want to tell you a storyÖykü -- an encouragingteşvik edici storyÖykü --
0
1000
3000
Size bir hikaye anlatmak istiyorum, umut verici bir hikaye,
00:19
about addressingadresleme
1
4000
2000
Afganistan da ki
00:21
desperationumutsuzluk, depressiondepresyon and despairumutsuzluk in AfghanistanAfganistan,
2
6000
3000
umutsuzluk, bunalım ve çaresizliğe
00:24
and what we have learnedbilgili from it,
3
9000
2000
ve ondan ne öğrendiğimize hitaben
00:26
and how to help people
4
11000
2000
ve travmatik deneyimlerinin üstesinden gelebilmeleri için
00:28
to overcomeüstesinden gelmek traumatictravmatik experiencesdeneyimler
5
13000
3000
nasıl yardımcı oluruz,
00:32
and how to help them to regainyeniden kazanmak some confidencegüven
6
17000
3000
ileride, gelecekte,
00:35
in the time aheadönde -- in the futuregelecek --
7
20000
2000
güvenlerini geri kazanmaları için nasıl yardım ederiz.
00:37
and how to participatekatılmak again in everydayher gün life.
8
22000
3000
ve her hayata nasıl dahil olabiliriz
00:41
So, I am a JungianJungian psychoanalystpsikanalist,
9
26000
2000
Evet, ben Jungian psikanalistiyim
00:43
and I wentgitti to AfghanistanAfganistan in JanuaryOcak 2004, by chanceşans,
10
28000
4000
Şans eseri, Medica Mondiale için bir görev ile
00:47
on an assignmentatama for MedicaMedica MondialeMondiale.
11
32000
3000
2004 yılı ocak ayında Afganistan'a gittim.
00:50
JungJung in AfghanistanAfganistan --
12
35000
2000
Jung Afganistanda
00:52
you get the pictureresim.
13
37000
3000
ve fotoğraf
00:55
AfghanistanAfganistan is one of the poorestyoksul countriesülkeler in the worldDünya,
14
40000
3000
Afganistan dünyada ki en fakir ülkelerden biridir
00:58
and 70 percentyüzde of the people are illiteratecahil.
15
43000
3000
ve yüzde yetmişinin okur yazarlığı olmayan bir halk.
01:01
WarSavaş and malnutritionyetersiz beslenme killsöldürür people
16
46000
2000
Savaş ve yetersiz beslenme insanlarla
01:03
togetherbirlikte with hopeumut.
17
48000
2000
birlikte umutları da öldürüyor.
01:05
You mayMayıs ayı know this from the mediamedya,
18
50000
2000
Bunu basından bilebilirsiniz
01:07
but what you mayMayıs ayı not know
19
52000
2000
Ama böyle bir ortamda yetişen
01:09
is that the averageortalama ageyaş of the AfghanAfgan people is 17 yearsyıl oldeski,
20
54000
3000
Afgan halkının ortalama yaşının 17 olduğunun
01:12
whichhangi meansanlamına geliyor they growbüyümek up in suchböyle an environmentçevre
21
57000
3000
ne olduğunu bilemeyebilrsiniz
01:15
and -- I repeattekrar et myselfkendim --
22
60000
2000
ve --kendimi tekrar ediyorum--
01:17
in 30 yearsyıl of warsavaş.
23
62000
2000
30 yıllık bir savaşın içerisinde.
01:19
So this translatesçevirir
24
64000
2000
Yani, bu aktarımlar
01:21
into ongoingdevam eden violenceşiddet,
25
66000
2000
sürmekte olan şiddete
01:23
foreignyabancı interestsilgi, briberyrüşvet,
26
68000
2000
yabancı çıkarlarına, rüşvetçiliğe
01:25
drugsilaçlar, ethnicetnik conflictsçatışmalar,
27
70000
3000
bağımlılığa, etnik çatışmalara
01:28
badkötü healthsağlık, shameutanç, fearkorku
28
73000
3000
kötü sağlığa, utanca , korkuya
01:31
and cumulativeKümülatif traumatictravmatik experiencesdeneyimler.
29
76000
3000
ve birikerek artan travmatik tecrübelere aittir.
01:34
LocalYerel and foreignyabancı militaryaskeri
30
79000
2000
Bağışcılarla, resmi ve sivil kuruluşlar ile bağışcılar ile desteklenen
01:36
are supposedsözde to buildinşa etmek peaceBarış togetherbirlikte with the donorsBağış
31
81000
3000
yerel ve yabancı askeri kuvvetleri
01:39
and the governmentalhükümet and non-governmentalsivil toplum organizationsorganizasyonlar.
32
84000
3000
barışın yeniden inşası için gererkliydi.
01:42
And people had hopeumut, yes,
33
87000
2000
Ve insanların umudu vardı , evet
01:44
but untila kadar they realizedgerçekleştirilen
34
89000
2000
fakat onlar
01:46
theironların situationdurum worsenskötüleşir everyher day --
35
91000
2000
durumlarının her gün kötüye gittiğini kavrayana kadar--
01:48
eitherya because they are beingolmak killedöldürdü
36
93000
2000
çünkü onlar öldürülüyordu
01:50
or because, somehowbir şekilde,
37
95000
3000
yada her nasılsa,
01:53
they are pooreryoksul than eightsekiz yearsyıl agoönce.
38
98000
3000
sekiz yıl öncesinden daha fakirdiler.
01:56
One figureşekil for that:
39
101000
2000
Bunun için oran olarak:
01:58
54 percentyüzde of the childrençocuklar underaltında the ageyaş of fivebeş yearsyıl
40
103000
3000
beş yaşın altındaki çocukların yüzde elli dördü
02:01
sufferacı çekmek from malnutritionyetersiz beslenme.
41
106000
2000
yetersiz beslenmeden mağdurdu.
02:03
YetHenüz, there is hopeumut.
42
108000
3000
Evet,umut var
02:06
One day a man told me,
43
111000
2000
Bir gün bir adam bana,
02:08
"My futuregelecek does not look brilliantparlak,
44
113000
2000
''geleceğimin parlak gözükmediğini'' söyledi,
02:10
but I want to have a brilliantparlak futuregelecek for my sonoğul."
45
115000
4000
fakat ''Ben oğlum için parlak bir geleceğim olmasını istiyorum''
02:14
This is a pictureresim I tookaldı in 2005,
46
119000
2000
2005 de çektiğim bu fotoğraf,
02:16
walkingyürüme on FridaysCuma günleri over the hillstepeler in KabulKabil,
47
121000
3000
Kabil'de ki tepelerin üstünde yürürken.
02:19
and for me it's a symbolicsembolik pictureresim
48
124000
2000
Ama o benim için genç bir neslin açık geleceğin
02:21
of an openaçık futuregelecek for a younggenç generationnesil.
49
126000
3000
sembolik bir resmi.
02:27
So, doctorsdoktorlar prescribereçete medicationilaç.
50
132000
3000
Doktorlar ilaç yazıyorlar..
02:31
And donorsBağış
51
136000
2000
...ve bağışçılar...
02:33
are supposedsözde to bringgetirmek peaceBarış
52
138000
2000
...barışı getirmek için...
02:35
by buildingbina schoolsokullar and roadsyollar.
53
140000
3000
...binalar, okullar ve yollar ile bunu destekliyor.
02:40
MilitaryAskeri collecttoplamak weaponssilahlar,
54
145000
2000
Ordu silahları topluyor...
02:42
and depressiondepresyon stayskalır intactsağlam.
55
147000
3000
...ve bunalım bozulmadan kalıyor.
02:45
Why?
56
150000
2000
Neden?
02:47
Because people don't have toolsaraçlar
57
152000
2000
Çünkü insanların onunla başa çıkmak....
02:49
to copebaşa çıkmak with it, to get over it.
58
154000
3000
... ve üstesinden gelmek için araçları yok.
02:54
So, soonyakında after my arrivalvarış,
59
159000
2000
Yani, oraya varmamdan bir süre sonra,
02:56
I had confirmedonaylı something whichhangi I had alreadyzaten knownbilinen;
60
161000
3000
zaten bildiğim bir şeyi kabul etmiştim...
02:59
that my instrumentsenstrümanlar come from the heartkalp of modernmodern EuropeEurope, yes.
61
164000
3000
...,araçlarım modern Avrupa'nın tam kalbinden idi, evet.
03:02
HoweverAncak, what can woundyara us
62
167000
2000
Fakat, bizi yaralayabilecek şeyler
03:04
and our reactionreaksiyon to those woundsyaralar --
63
169000
2000
ve bu yaralara karşı bizim tepkilerimiz,
03:06
they are universalevrensel.
64
171000
2000
evrensel olan şeyler bunlar.
03:08
And the bigbüyük challengemeydan okuma
65
173000
2000
Ve en büyük sorun
03:10
was how to understandanlama the meaninganlam of the symptombelirti
66
175000
3000
bu spesifik kültürel ortamdaki
03:13
in this specificözel culturalkültürel contextbağlam.
67
178000
3000
belirtilerin anlayabilmekti anlayabilmekti.
03:16
After a counselingdanışmanlık sessionoturum, toplantı, celse, a womankadın said to me,
68
181000
3000
Bir terapi seansından sonra, bir kadın bana gelip
03:19
"Because you have feltkeçe me, I can feel myselfkendim again,
69
184000
3000
"Siz beni anladığınızdan dolayı artık ben de tekrar kendimi anlıyorum,
03:22
and I want to participatekatılmak again
70
187000
2000
ve ben aile hayatımda
03:24
in my familyaile life."
71
189000
3000
tekrar dahil olmak istiyorum"
03:27
This was very importantönemli,
72
192000
2000
Bu çok önemliydi,
03:29
because the familyaile is centralmerkezi
73
194000
2000
çünkü Afgan sosyal sisteminin..
03:31
in Afghans'Afgan socialsosyal systemsistem.
74
196000
3000
merkezi ailedir.
03:34
No one can survivehayatta kalmak aloneyalnız.
75
199000
3000
Hiç kimse yalnız hayatta kalamaz.
03:37
And if people feel used, worthlessdeğersiz and ashamedutanmış,
76
202000
3000
Ve insanlar kendilerini kullanılmış, değersiz ve utanmış hisseder ise,
03:40
because something horriblekorkunç has happenedolmuş to them,
77
205000
3000
çünkü onlar için berbat şeyler olup durmakta,
03:43
then they retreatgeri çekilme, and they falldüşmek into socialsosyal isolationyalıtım,
78
208000
3000
...o zaman geri çekilirler ve sosyal soyutlanmaya içine düşerler,
03:46
and they do not darecesaret to tell this evilkötülük
79
211000
3000
ve diğer insanlar ya da diğerlerinin sevdiği biri için
03:49
to other people or to theironların lovedsevilen onesolanlar,
80
214000
3000
şeytana karşı gelmeye cesaret edemezler.
03:52
because they do not want to burdenyük them.
81
217000
2000
çünkü onların sorumluluğunu taşımak istemiyorlar.
03:54
And very oftensık sık violenceşiddet is a way to copebaşa çıkmak with it.
82
219000
3000
Ve şiddet onunla başa çıkmak için çok sık kullanılan bir yoldur.
03:58
TraumatizedTravma people alsoAyrıca easilykolayca losekaybetmek controlkontrol --
83
223000
3000
Travmatik insanlar kontrollerini kolaylıkla kaybederler--
04:01
symptomssemptomlar are hyper-arousalHiper-uyarılma and memorybellek flashbacksflashback --
84
226000
2000
belirtileri aşırı uyarılma ve hafıza geri dönüşleridir--
04:03
so people are in a constantsabit fearkorku
85
228000
2000
bu sebeple insanlar sürekli bi korku içesindeler
04:05
that those horriblekorkunç feelingsduygular of that traumatictravmatik eventolay
86
230000
3000
ki bu travmatik olayların korkunç hisleri
04:08
mightbelki come back unexpectedlybeklenmedik,
87
233000
2000
hiç beklenmedik bir şekilde,
04:10
suddenlyaniden,
88
235000
2000
aniden geri dönebilir,
04:12
and they cannotyapamam controlkontrol it.
89
237000
3000
ve onlar bunu kontrol edemezler.
04:15
To compensatekarşılamak this losskayıp of inner controlkontrol,
90
240000
3000
Bu kaybedilen iç kontrolü telafi etmek için,
04:18
they try to controlkontrol the outsidedışında,
91
243000
3000
onlar dışarısını kontrol etmeye çalışıyorlar,
04:21
very understandablyanlaşılır -- mostlyçoğunlukla the familyaile --
92
246000
2000
kolaylıkla anlaşılır bir şekilde --çogunlukla ailecek--
04:23
and unfortunatelyne yazık ki,
93
248000
2000
ve ne yazık ki,
04:25
this fitsnöbetleri very well
94
250000
2000
bu; geleneksel, geriletici ve baskıcı tarafa,
04:27
into the traditionalgeleneksel sideyan,
95
252000
3000
kültürel bağlamlardaki kısıtlayıcı tarafa
04:30
regressivekademeli azalan sideyan, repressivebastırıcı sideyan,
96
255000
2000
kültürel bağlamlardaki kısıtlayıcı tarafa
04:32
restrictivekısıtlayıcı sideyan of the culturalkültürel contextbağlam.
97
257000
3000
çok iyi oturuyor
04:36
So, husbandsKocalar startbaşlama beatingdayak wiveseşleri,
98
261000
3000
Bu yüzden, koca eşini dövmeye başlıyor,
04:39
mothersanneler and fathersbabalar beatdövmek theironların childrençocuklar,
99
264000
2000
anne ve babalar çocuklarını dovüyor,
04:41
and afterwardsonra, they feel awfulkorkunç.
100
266000
2000
ve ardından, kendilerini çok kötü hissediyorlar.
04:43
They did not want to do this, it just happenedolmuş --
101
268000
2000
Onlar bunu yapmak istemediler. Birden oluverdi.
04:45
they lostkayıp controlkontrol.
102
270000
2000
Kontrolü kaybettiler.
04:48
The desperateumutsuz try
103
273000
2000
Düzen ve normalleşmeyi yeniden temin etmek için
04:50
to restoregeri ordersipariş and normalitynormallik,
104
275000
3000
en umutsuz deneme
04:53
and if we are not ableyapabilmek to cutkesim this circledaire of violenceşiddet,
105
278000
4000
ve eğer biz bu şiddet çemberini kesemez isek,
04:57
it will be transferredtransfer to the nextSonraki generationnesil withoutolmadan a doubtşüphe.
106
282000
3000
şüphesiz bu gelecek nesillere aktarılacak.
05:00
And partlykısmen this is alreadyzaten happeningolay.
107
285000
3000
Ve bu kismen şuan meydana geliyor.
05:03
So everybodyherkes needsihtiyaçlar a senseduyu for the futuregelecek,
108
288000
3000
Bu yüzden herkes geleceğe dair bir şuura ihtiyacı var.
05:06
and the AfghanAfgan senseduyu of the futuregelecek
109
291000
2000
Ve Afganların gelecek ümitleri
05:08
is shatteredparamparça.
110
293000
3000
paramparça edilmiş.
05:12
But let me repeattekrar et the wordskelimeler of the womankadın.
111
297000
3000
Fakat o kadının sözlerini tekrar etmeme izin verin.
05:15
"Because you have feltkeçe me,
112
300000
2000
"Siz beni anladığınızdan dolayı,
05:17
I can feel myselfkendim again."
113
302000
3000
artık ben de tekrar kendimi anlayabiliyorum."
05:20
So the keyanahtar here is empathyempati.
114
305000
2000
İşte, anahtar empati.
05:22
SomebodyBiri has to be a witnesstanık
115
307000
2000
Biri size ne olduğunu gözlemlemek için
05:24
to what has happenedolmuş to you.
116
309000
2000
bir şahit olmak zorunda.
05:26
SomebodyBiri has to feel how you feltkeçe.
117
311000
3000
Biri sizin ne hissettiğinizi hissetmeli.
05:29
And somebodybirisi has to see you and listen to you.
118
314000
3000
Ve biri sizi izlemeli ve dinlemeli.
05:34
EverybodyHerkes mustşart be ableyapabilmek
119
319000
2000
Herkes birilerinin tecrube ettiklerinin doğru olduğunubile bilmeli.
05:36
to know what he or she has experienceddeneyimli is truedoğru,
120
321000
4000
Herkes birilerinin tecrube ettiklerinin doğru olduğunubile bilmeli.
05:40
and this only goesgider with anotherbir diğeri personkişi.
121
325000
3000
Ve bu sadece bir başkasına uyuyor.
05:43
So everybodyherkes mustşart be ableyapabilmek to say,
122
328000
2000
Bu yüzden, herkes şunu söyleyebilmeli;
05:45
"This happenedolmuş to me, and it did this with me,
123
330000
3000
"Bu benim başıma geldi, ve benimle alakalıydı.
05:48
but I'm ableyapabilmek to livecanlı with it, to copebaşa çıkmak with it,
124
333000
2000
fakat ben buna katlanabilirim, bununla başa çıkabilirim.
05:50
and to learnöğrenmek from it.
125
335000
2000
ve ondan birşeyler öğrenebilirim.
05:52
And I want to engagetutmak myselfkendim
126
337000
2000
Ve ben kendimi aydınlık bir geleceğe adamak istiyorum
05:54
in the brightparlak futuregelecek for my childrençocuklar
127
339000
2000
çocuklarım için
05:56
and the childrençocuklar of my childrençocuklar,
128
341000
2000
ve çocuklarımın çocukları için,
05:58
and I will not marry-offevlenmek kapalı my 13 year-oldyaş daughterkız evlat," --
129
343000
3000
ve 13 yaşındaki kızımı evlendirmeyeceğim."
06:01
what happensolur too oftensık sık in AfghanistanAfganistan.
130
346000
3000
ki bu Afganistanda çok sık meydana gelmektedir.
06:04
So something can be donetamam,
131
349000
2000
İşte birşeyler yapılabilir,
06:06
even in suchböyle extremeaşırı environmentsortamları as AfghanistanAfganistan.
132
351000
3000
Afganistan gibi çok uç ortamlarda bile.
06:09
And I startedbaşladı thinkingdüşünme about a counselingdanışmanlık programprogram.
133
354000
3000
Ve ben rehberlik programı hakkında düşünmeye başladım.
06:12
But, of coursekurs, I neededgerekli help and fundspara.
134
357000
2000
Fakat, tabiki de, fona ve yardıma ihtiyacım vardı.
06:14
And one eveningakşam,
135
359000
2000
Ve bir akşam,
06:16
I was sittingoturma nextSonraki to a very niceGüzel gentlemanbeyefendi in KabulKabil,
136
361000
2000
Kabil'de çok hoş bir beyefendinin yanında oturuyordum,
06:18
and he askeddiye sordu what I thought would be good in AfghanistanAfganistan.
137
363000
3000
ve o bana Afganistan'da iyi olabilecek şeyler hakkında neler düşündüğümü sordu.
06:21
And I explainedaçıkladı to him quicklyhızlı bir şekilde,
138
366000
2000
Ve ben ona hızlıca açıkladım,
06:23
I would traintren psycho-socialpsiko-sosyal counselorsDanışmanlar,
139
368000
3000
psiko-sosyal danışmanlar yetiştirirdim,
06:26
I would openaçık centersmerkezleri, and I explainedaçıkladı to him why.
140
371000
3000
merkezler açardım, ve ona nedenlerini açıkladım.
06:30
This man gaveverdi me his contacttemas detailsayrıntılar at the endson of the eveningakşam
141
375000
3000
Akşamın sonunda o adam bana irtibat adresini verdi.
06:33
and said, "If you want to do this, call me."
142
378000
3000
ve dedi ki " Eğer bunları yapmak isterseniz, beni arayınız."
06:36
At that time, it was the headkafa of CaritasCaritas GermanyAlmanya.
143
381000
3000
O zamanlar, Almanya Caritas'ın (yardım kuruşulu) başındaydım.
06:41
So, I was ableyapabilmek to launchbaşlatmak a three-yearüç yıllık projectproje with CaritasCaritas GermanyAlmanya,
144
386000
3000
Bu sayede, Almanya Caritas ile birlikte 3 yıllık bir projeye start verdim,
06:44
and we trainedeğitilmiş 30 AfghanAfgan womenkadınlar and menerkekler,
145
389000
2000
ve 30 Afgan kadın ve erkek eğittik,
06:46
and we openedaçıldı 15 counselingdanışmanlık centersmerkezleri in KabulKabil.
146
391000
3000
ve Kabil'de 15 rehberlik merkezi açtık.
06:49
This was our signişaret -- it's hand-paintedel boyaması,
147
394000
3000
Bu bizim imzamızdı. El boyamasıydı.
06:52
and we had 45 all over KabulKabil.
148
397000
3000
ve tüm Kabil etrafında 45 adettik.
06:55
ElevenOnbir thousandbin people camegeldi -- more than that.
149
400000
2000
11000 insan geldi, hatta daha fazlası.
06:57
And 70 percentyüzde regainedele geçirdi theironların liveshayatları.
150
402000
3000
Ve yüzde 70'i hayatlarını yeniden kazandı.
07:00
This was a very excitingheyecan verici time,
151
405000
2000
Bu çok heyecan verici bir andı,
07:02
developinggelişen this with my wonderfulolağanüstü AfghanAfgan teamtakım.
152
407000
3000
bunu mükemmel Afgan ekibimle geliştirmek.
07:05
And they are workingçalışma with me up to todaybugün.
153
410000
2000
Ve onlar o günden bu zamana kadar benimle birlikte çalışıyorlar.
07:07
We developedgelişmiş a culturally-sensitivekültürel açıdan duyarlı
154
412000
2000
Biz kültürel olarak hassas
07:09
psycho-socialpsiko-sosyal counselingdanışmanlık approachyaklaşım.
155
414000
3000
psiko- sosyal rehberlik yaklaşımı geliştirdik.
07:12
So, from 2008 up untila kadar todaybugün,
156
417000
3000
Böylece, 2008'den bugüne kadar,
07:15
a substantialönemli changedeğişiklik and stepadım forwardileri
157
420000
2000
mühim bir değişiklik ve ileriye doğru bi atılım
07:17
has been takingalma placeyer.
158
422000
2000
vuku bulmaktadır.
07:19
The EuropeanAvrupa UnionBirliği delegationtemsilci seçme in KabulKabil
159
424000
3000
Avrupa Birliği Kabil temsil kurulu buna dahil oldu ve
07:22
camegeldi into this and hiredkiralanmış me to work
160
427000
2000
Halk Sağlığı Bakanlığı bünyesinde çalışmak ve
07:24
insideiçeride the MinistryBakanlığı of PublicKamu HealthSağlık,
161
429000
2000
bu yaklaşımın lobisini yapmak için
07:26
to lobbylobi this approachyaklaşım --
162
431000
2000
benimle anlaştı.
07:28
we succeededbaşarılı.
163
433000
2000
Başardık.
07:30
We revisedrevize the mentalzihinsel healthsağlık componentbileşen
164
435000
3000
Biz psiko-sosyal hizmetler ekleyerek ve
07:33
of the primarybirincil healthsağlık carebakım servicesHizmetler
165
438000
2000
sisteme psiko-sosyal danışmanlar vererek
07:35
by addingekleme psycho-socialpsiko-sosyal carebakım
166
440000
2000
acil sağlık hizmetlerinin ruhsal sağlık dalını
07:37
and psycho-socialpsiko-sosyal counselorsDanışmanlar to the systemsistem.
167
442000
3000
yeniden hayata geçirdik.
07:40
This meansanlamına geliyor, certainlykesinlikle, to retrainyeniden eğitmek all healthsağlık staffpersonel.
168
445000
3000
Bu aşikar bir şekilde bütün sağlık personelinin yeniden eğitime tabi tutmak demek.
07:43
But for that, we alreadyzaten have the trainingEğitim manualskılavuzları,
169
448000
3000
Fakat yine de, biz eğitim elkitapçıklarına sahibiz,
07:46
whichhangi are approvedonaylı by the MinistryBakanlığı
170
451000
3000
ki bunlar Bakanlık tarafında onaylıdır,
07:49
and moreoverDahası, this approachyaklaşım is now partBölüm
171
454000
2000
ve daha fazlası, bu yaklaşım şimdi
07:51
of the mentalzihinsel healthsağlık strategystrateji in AfghanistanAfganistan.
172
456000
3000
Afganistan ruhsal sağlık stratejisinin bir parçası.
07:55
So we alsoAyrıca have implementeduygulanan it alreadyzaten
173
460000
2000
Böylece biz şimdiden 3 eyaletteki bazı seçilmiş kliniklere
07:57
in some selectedseçilmiş clinicsklinikler in threeüç provincestaşra,
174
462000
3000
bunu uygulamaya soktuk,
08:00
and you are the first to see the resultsSonuçlar.
175
465000
3000
ve siz sonuçları görecek ilk kişilersiniz.
08:03
We wanted to know if what is beingolmak donetamam is effectiveetkili.
176
468000
3000
Biz yapılmakta olan şeylerin etkili olup olmadığını bilmek istedik.
08:06
And here you can see
177
471000
2000
Ve işte görüyorsunuz ki,
08:08
the patientshastalar all had symptomssemptomlar of depressiondepresyon,
178
473000
3000
hastaların hepsi depresyon belirtilerine sahiptiler,
08:11
moderateılımlı and severeşiddetli.
179
476000
3000
orta seviye ve şiddetli.
08:14
And the redkırmızı linehat is the treatmenttedavi as usualolağan --
180
479000
2000
Kırmızı çizgi alışıla gelmiş tedavi yöntemini,
08:16
medicationilaç with a medicaltıbbi doctordoktor.
181
481000
2000
bir tıp doktoru eşliğindeki tıbbi tedaviyi gösteriyor.
08:18
And all the symptomssemptomlar
182
483000
2000
Ve bütün belirtiler ya aynı kalıyor
08:20
stayedkaldı the sameaynı or even got worsedaha da kötüsü.
183
485000
3000
ya da daha da kötüleşiyor.
08:23
And the greenyeşil linehat is treatmenttedavi with psycho-socialpsiko-sosyal counselingdanışmanlık only,
184
488000
2000
Ve yeşil çizgi sadece psiko-sosyal rehberler eşliğindeki tedaviyi gösteriyor,
08:25
withoutolmadan medicationilaç.
185
490000
2000
tıbbi tedavi olmadan.
08:27
And you can see the symptomssemptomlar almostneredeyse completelytamamen go away,
186
492000
3000
Ve görüyorsunuz ki belirtiler neredeyse tamamiyle yok olmuş,
08:30
and the psycho-socialpsiko-sosyal stressstres has droppeddüştü significantlyanlamlı,
187
495000
3000
ve psiko-sosyal stres gözle görülür bir biçimde azaldı,
08:33
whichhangi is explicableexplicable,
188
498000
2000
ki bu açıklabilir,
08:35
because you cannotyapamam take away the psycho-socialpsiko-sosyal stressesgerilmeler,
189
500000
2000
çünkü siz psiko-sosyal stresten kurtulamazsınız,
08:37
but you can learnöğrenmek how to copebaşa çıkmak with them.
190
502000
3000
fakat onunla nasıl başa çıkılacağını öğrenebilirsiniz.
08:40
So this makesmarkaları us very happymutlu,
191
505000
2000
İşte, bu bizi çok mutlu etmekte,
08:42
because now we alsoAyrıca have some evidencekanıt
192
507000
2000
çünkü simdi bizim hem elimizde çalışan
08:44
that this is workingçalışma.
193
509000
3000
kanıtlar var.
08:47
So here you see,
194
512000
2000
İşte burada, görüyorsunuz,
08:49
this is a healthsağlık facilitytesis in NorthernKuzey AfghanistanAfganistan,
195
514000
2000
Kuzet Afganistan'daki bir sağlık tesisi bu,
08:51
and everyher morningsabah it looksgörünüyor like this all over.
196
516000
3000
ve her sabah etraf buna benziyor.
08:54
And doctorsdoktorlar usuallygenellikle have threeüç to sixaltı minutesdakika for the patientshastalar,
197
519000
3000
Doktorların normalde bir hasta için 3-6 dakikası vardır.
08:57
but now this will changedeğişiklik.
198
522000
2000
Fakat bu değişecek.
08:59
They go to the clinicsklinikler,
199
524000
2000
Onlar kliniklere gidiyorlar,
09:01
because they want to cureÇare theironların immediateacil symptomssemptomlar,
200
526000
2000
çünkü onlar acil belirtileri tedavi etmek istiyorlar,
09:03
and they will find somebodybirisi to talk to
201
528000
2000
ve onlar orada konuşacak
09:05
and discusstartışmak these issuessorunlar
202
530000
2000
bu meseleleri tartışacak birilerini buluyorlar
09:07
and talk about what is burdeningsıktım them
203
532000
2000
ve onların taşıma zorunda oldukları sorumlulukların neler olduğu hakkında konuşacak
09:09
and find solutionsçözeltiler, developgeliştirmek theironların resourceskaynaklar,
204
534000
3000
ve çözümler bulup kaynaklar üretecek
09:12
learnöğrenmek toolsaraçlar to solveçözmek theironların familyaile conflictsçatışmalar
205
537000
4000
kendi aile çatışmalarını çözecek yöntemleri öğrenecek
09:16
and gainkazanç some confidencegüven in the futuregelecek.
206
541000
3000
ve gelecek için güven kazanacaklardır.
09:19
And I would like to sharepay one shortkısa vignetteskeç.
207
544000
3000
Sizinle kısa bir hikaye paylaşmak isterim.
09:23
One HazaraHazara said to his PashtunPashtun counselorDanışman,
208
548000
4000
Bir keresinde bir Hazara (etnik bi Afgan halkı) onun Pashtun danışmanına ( farklı bir etnik bi Afgan halkı) demiş ki;
09:27
"If we were to have metmet some yearsyıl agoönce,
209
552000
3000
"Eğer biz birkaç yıl önce karşılaşsaydık,
09:30
then we would have killedöldürdü eachher other.
210
555000
2000
birbirimizi öldürürdük.
09:32
And now you are helpingyardım ediyor me
211
557000
2000
Ve şimdi sen bana gelecek için güven kazanmam için
09:34
to regainyeniden kazanmak some confidencegüven in the futuregelecek."
212
559000
3000
yardım ediyorsun."
09:37
And anotherbir diğeri counselorDanışman said to me after the trainingEğitim,
213
562000
3000
Diğer bir danışman eğitimden sonra bana demiş ti;
09:40
"You know, I never knewbiliyordum why I survivedhayatta the killingscinayetleri in my villageköy,
214
565000
3000
"Biliyosunuz, ben köyümdeki ölülerden niçin hayatta kaldığımı bilmiyordum.
09:44
but now I know,
215
569000
2000
fakat şimdi ben biliyorum ki
09:46
because I am partBölüm of a nucleusÇekirdeği
216
571000
2000
bunun nedeni ben Afganistan'da
09:48
of a newyeni peacefulhuzurlu societytoplum in AfghanistanAfganistan."
217
573000
3000
barış içindeki yeni bir toplumun çekirdeğiyim."
09:51
So I believe this kepttuttu me runningkoşu.
218
576000
3000
İnanıyorum ki bu beni çalışmama devam ettirdi.
09:54
And this is a really emancipatoryözgürlükçü and politicalsiyasi contributionkatkı
219
579000
3000
Ve bu, barişa ve uzlaşıya gerçek bir
09:57
to peaceBarış and reconciliationmutabakat.
220
582000
3000
azat ve politik bir katkıdır.
10:00
And alsoAyrıca -- I think --
221
585000
2000
Ve yine, düşünüyorum da
10:02
withoutolmadan psycho-socialpsiko-sosyal therapyterapi,
222
587000
2000
psiko-sosyal terapi olmadan,
10:04
and withoutolmadan consideringdikkate alınarak this
223
589000
2000
ve bunu bütün insani projelerin içerisinde
10:06
in all humanitarianinsancıl projectsprojeler,
224
591000
2000
dikkate almadan
10:08
we cannotyapamam build-upkurmak civilsivil societiestoplumlar.
225
593000
3000
biz sivil toplumlar inşa edemeyiz.
10:11
I thought it was an ideaFikir worthdeğer spreadingyayma,
226
596000
3000
Ben bunun yaymaya değer bir fikir olduğunu düşündüm. -- ("idea worth spreading" yaymaya değer bir fikir - TED'in sloganıdır)
10:14
and I think it mustşart be,
227
599000
2000
ve öyle de olması gerektiğini,
10:16
can be, could be replicatedçoğaltılan elsewherebaşka yerde.
228
601000
3000
olabileceğini, ve başka yerlere de kopyalanabilirdi diye düşünüyorum.
10:19
I thank you for your attentionDikkat.
229
604000
2000
İlginiz için teşekkür ederim.
10:21
(ApplauseAlkış)
230
606000
11000
(Alkışlar)
Translated by Ömer Genal
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Inge Missmahl - Analytical psychologist
By building psychosocial care into the primary health care system in Afghanistan, Inge Missmahl offers hope to a society traumatized by decades of conflict and insecurity.

Why you should listen

From dancer to humanitarian by way of analytical psychology, Inge Missmahl's unusual life trajectory led her to Kabul in 2004, where she saw that more than 60 percent of the population were suffering from depressive symptoms and traumatic experiences -- hardly surprising in a country that had lived with ongoing violence, poverty, and insecurity for 30 years. In response, Missmahl founded the psychosocial Project Kabul for Caritas Germany, a project that trained Afghan men and women to offer psychosocial counseling in 15 centers throughout the city.

The project has offered free treatment to 12,000 clients to date, helping to restore self-determination and well-being while breaking down ingrained gender barriers and social stigma of mental illness. Psychosocial counseling is now integrated in the Afghan health system thanks to Missmahl's efforts. She now works on behalf of the European Union as Technical Advisor for Mental Health for the Afghan government, and is founder of International Psychosocial Organisation (IPSO), a network of experts dedicated to developing and implementing psychosocial programs in various contexts.

More profile about the speaker
Inge Missmahl | Speaker | TED.com