ABOUT THE SPEAKER
David Brooks - Op-ed columnist
Writer and thinker David Brooks has covered business, crime and politics over a long career in journalism.

Why you should listen

David Brooks became an Op-Ed columnist for The New York Times in September 2003. He is currently a commentator on "The PBS Newshour," NPR’s "All Things Considered" and NBC's "Meet the Press."

He is the author of Bobos in Paradise and The Social Animal. In April 2015, he released with his fourth book, The Road to Character, which was a #1 New York Times bestseller.

Brooks also teaches at Yale University, and is a member of the American Academy of Arts & Sciences.

Born on August 11, 1961 in Toronto, Canada, Brooks graduated a bachelor of history from the University of Chicago in 1983. He became a police reporter for the City News Bureau, a wire service owned jointly by the Chicago Tribune and Sun-Times.

He worked at The Washington Times and then The Wall Street Journal for nine years. His last post at the Journal was as Op-ed Editor. Prior to that, he was posted in Brussels, covering Russia, the Middle East, South Africa and European affairs. His first post at the Journal was as editor of the book review section, and he filled in as the Journal's movie critic.

He also served as a senior editor at The Weekly Standard for 9 years, as well as contributing editor for The Atlantic and Newsweek.

More profile about the speaker
David Brooks | Speaker | TED.com
TED2011

David Brooks: The social animal

David Brooks: Sosyal hayvan

Filmed:
1,363,457 views

Son kitabında bulduklarından yararlanarak, NYTimes köşe yazarı David Brooks bilişsel bilimlerden insan doğasına dair yeni anlayışları ortaya koyuyor - ekonomi ve politikanın yanı sıra kendini tanıma için muazzam çıkarımlarla birlikte olan anlayışlar. Espri dolu bir konuşmada, insanların ayrı kişiler olarak bilinçli farkındalıklarına dayanarak verdikleri kararları anlamayı nasıl umamayız gerçeğini gösteriyor.
- Op-ed columnist
Writer and thinker David Brooks has covered business, crime and politics over a long career in journalism. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
When I got my currentşimdiki job, I was givenverilmiş a good pieceparça of advicetavsiye,
0
0
3000
Şu andaki işime başladığımda, iyi bir tavsiye aldım,
00:18
whichhangi was to interviewröportaj threeüç politicianssiyasetçiler everyher day.
1
3000
3000
her gün üç politikacıyla görüşmem gerektiği hakkında.
00:21
And from that much contacttemas with politicianssiyasetçiler,
2
6000
2000
Ve bundan dolayı politikacılarla ilişki halinde olmaktan,
00:23
I can tell you they're all emotionalduygusal freakshilkat garibesi of one sortçeşit or anotherbir diğeri.
3
8000
3000
size hepsinin şu ya da bu şekilde duygusal ucubeler olduklarını söyleyebilirim.
00:27
They have what I calleddenilen "logorrheaağzı dementiademans,"
4
12000
2000
Benim logore demans dediğim şeyden muzdaripler,
00:29
whichhangi is they talk so much they drivesürücü themselveskendilerini insanedeli.
5
14000
3000
bu da o kadar çok konuşuyorlar ki kendilerini çılgına çeviriyorlar demek.
00:32
(LaughterKahkaha)
6
17000
2000
(Gülüşmeler)
00:34
But what they do have is incredibleinanılmaz socialsosyal skillsbecerileri.
7
19000
3000
Ama aslında sahip oldukları şey inanılmaz sosyal yetenekleri.
00:37
When you meetkarşılamak them, they lockkilitlemek into you,
8
22000
2000
Karşılaştığınızda, size kilitlenirler,
00:39
they look you in the eyegöz,
9
24000
2000
gözünüzün içine bakarlar,
00:41
they invadesaldırmak your personalkişisel spaceuzay,
10
26000
2000
kişisel alanınızı istila ederler,
00:43
they massageMasaj the back of your headkafa.
11
28000
2000
kafanızın arkasına masaj yaparlar.
00:45
I had dinnerakşam yemegi with a RepublicanCumhuriyetçi senatorSenatör severalbirkaç monthsay agoönce
12
30000
2000
Birkaç ay önce Cumhuriyetçi bir senatörle yemek yedim,
00:47
who kepttuttu his handel on my inner thighuyluk
13
32000
2000
tüm yemek boyunca eli bacağımın
00:49
throughoutboyunca the wholebütün mealyemek -- squeezingsıkma it.
14
34000
3000
üzerindeydi -
00:52
I oncebir Zamanlar -- this was yearsyıl agoönce --
15
37000
2000
Bir keresinde - bu yıllar önceydi -
00:54
I saw TedTed KennedyKennedy and DanDan QuayleQuayle meetkarşılamak in the well of the SenateSenato.
16
39000
2000
Ted Kennedy ve Dan Quayle'in merdiven boşluğunda karşılaştığını gördüm.
00:56
And they were friendsarkadaşlar, and they huggedsarıldı eachher other
17
41000
2000
Arkadaştılar ve birbirlerine sarıldılar
00:58
and they were laughinggülme, and theironların facesyüzleri were like this faruzak apartayrı.
18
43000
3000
ve gülüyorlardı ve yüzleri birbirinden bu kadar uzaktaydı.
01:01
And they were movinghareketli and grindingbileme
19
46000
2000
Ve hareket ediyor ve birbirlerini sıkıştırıyorlardı
01:03
and movinghareketli theironların armssilâh up and down eachher other.
20
48000
2000
ve kollarını kollarında aşağı yukarı gezdiriyorlardı.
01:05
And I was like, "Get a roomoda. I don't want to see this."
21
50000
3000
Ve "Bir oda bulun. Bunu görmek istemiyorum." gibiydi.
01:08
But they have those socialsosyal skillsbecerileri.
22
53000
2000
Ama onların böyle sosyal yetenekleri var.
01:10
AnotherBaşka bir casedurum:
23
55000
2000
Diğer bir vaka:
01:12
Last electionseçim cycledevir,
24
57000
2000
Son seçim dönemi,
01:14
I was followingtakip etme MittMitt RomneyRomney around NewYeni HampshireHampshire,
25
59000
2000
New Hampshire civarında Mitt Romnet'i takip ediyordum.
01:16
and he was campaigningkampanya with his fivebeş perfectmükemmel sonsoğulları:
26
61000
3000
Ve beş mükemmel oğluyla kampanya yapıyordu:
01:19
BipSesli uyarı, ChipÇip, RipRIP, ZipZIP, LipDudak and DipDIP.
27
64000
2000
Bip, Chip, Rip, Zip, Lip and Dip.
01:21
(LaughterKahkaha)
28
66000
2000
(Gülüşmeler)
01:23
And he's going into a dinerlokanta.
29
68000
2000
Ve bir lokantaya giriyordu.
01:25
And he goesgider into the dinerlokanta, introducestanıttı himselfkendisi to a familyaile
30
70000
3000
Ve lokantaya girip kendisini bir aileye tanıttı ve dedi ki
01:28
and saysdiyor, "What villageköy are you from in NewYeni HampshireHampshire?"
31
73000
2000
"New Hampshire'da hangi bölgedensiniz?"
01:30
And then he describesaçıklar the home he ownedSahip olunan in theironların villageköy.
32
75000
3000
Ve sonra o bölgede kendi sahip olduğu evden bahsetti.
01:34
And so he goesgider around the roomoda,
33
79000
3000
Ve odanın içinde dolandı,
01:37
and then as he's leavingayrılma the dinerlokanta,
34
82000
2000
ve sonra lokantayı terk ederken,
01:39
he first-namesilk adları almostneredeyse everybodyherkes he's just metmet.
35
84000
3000
neredeyse her tanıştığına ismiyle hitap ediyordu.
01:42
I was like, "Okay, that's socialsosyal skillbeceri."
36
87000
2000
Ben de "Tamam, sosyal yetenek bu." dedim.
01:44
But the paradoxparadoks is,
37
89000
2000
Ama çelişki şurada,
01:46
when a lot of these people slipkayma into the policy-makingpolitika modekip,
38
91000
4000
bu insanların çoğu kanun-yapıcı moduna girdiklerinde,
01:50
that socialsosyal awarenessfarkında olma vanisheskaybolur
39
95000
2000
sosyal farkındalık yok oluyor
01:52
and they startbaşlama talkingkonuşma like accountantsmuhasebeciler.
40
97000
2000
ve muhasebeci gibi konuşmaya başlıyorlar.
01:54
So in the coursekurs of my careerkariyer,
41
99000
2000
Sonuçta kariyerim süresince,
01:56
I have coveredkapalı a seriesdizi of failuresarızaları.
42
101000
2000
bir dizi başarısızlığı kapattım.
01:58
We sentgönderilen economistsekonomistler in the SovietSovyet UnionBirliği
43
103000
2000
Sovyetler Birliği çöktüğünde oraya
02:00
with privatizationözelleştirme plansplanları when it brokekırdı up,
44
105000
2000
özelleştirme planlarıyla ekonomistler yolladım,
02:02
and what they really lackedyoksun was socialsosyal trustgüven.
45
107000
3000
ve aslında onlarda eksik olan sosyal güvendi.
02:05
We invadedişgal IraqIrak with a militaryaskeri
46
110000
2000
Irak'ı kültürel ve psikolojik gerçeklerden
02:07
oblivioushabersiz to the culturalkültürel and psychologicalpsikolojik realitiesgerçekler.
47
112000
3000
bihaber bir şekilde ele geçirdik.
02:10
We had a financialmali regulatorydüzenleyici regimerejim
48
115000
2000
Ticaretle uğraşanların aptalca bir şey
02:12
basedmerkezli on the assumptionsvarsayımlar
49
117000
2000
yapmayacak mantıklı yaratıklar
02:14
that traderstüccarlar were rationalakılcı creaturesyaratıklar
50
119000
2000
olduğu varsayımlarına dayalı
02:16
who wouldn'tolmaz do anything stupidaptal.
51
121000
2000
finansal düzenleme rejimimiz vardı.
02:18
For 30 yearsyıl, I've been coveringkapsayan schoolokul reformreform
52
123000
3000
30 yıl boyunca, okul reformlarıyla ilgili yazıyorum
02:21
and we'vebiz ettik basicallytemel olarak reorganizedyeniden düzenlenmiş the bureaucraticbürokratik boxeskutuları --
53
126000
3000
ve temel olarak bürokratik kutuları yeniden düzenledik -
02:24
chartersKiralama, privateözel schoolsokullar, vouchersFişler --
54
129000
3000
imtiyazlar, özel okullar, makbuzlar -
02:27
but we'vebiz ettik had disappointinghayal kırıklığı resultsSonuçlar yearyıl after yearyıl.
55
132000
4000
ama her yıl heves kırıcı sonuçlar alıyoruz.
02:31
And the factgerçek is, people learnöğrenmek from people they love.
56
136000
3000
Ve durum şu ki, insanlar sevdiklerinden öğrenirler.
02:34
And if you're not talkingkonuşma about the individualbireysel relationshipilişki
57
139000
2000
Ve eğer bir öğretmen ve bir öğrenci arasındaki
02:36
betweenarasında a teacheröğretmen and a studentÖğrenci,
58
141000
2000
kişisel ilişkiden bahsetmiyorsanız,
02:38
you're not talkingkonuşma about that realitygerçeklik.
59
143000
2000
bu gerçeklikten bahsetmiyorsunuz,
02:40
But that realitygerçeklik is expungedSilinmiş
60
145000
2000
ama bu gerçeklik bizim kanun yapma
02:42
from our policy-makingpolitika processsüreç.
61
147000
2000
sürecimizden çıkarıldı.
02:44
And so that's led to a questionsoru for me:
62
149000
3000
Ve böylece bu bir soruya işaret etti:
02:47
Why are the mostçoğu socially-attunedSosyal attuned people on earthtoprak
63
152000
3000
Dünya üzerindeki sosyal olarak en uyumlu insanlar
02:50
completelytamamen dehumanizedDehumanized
64
155000
2000
politika hakkında düşündüklerinde
02:52
when they think about policypolitika?
65
157000
3000
tamamen insanlıktan çıkıyor?
02:55
And I camegeldi to the conclusionSonuç,
66
160000
2000
Ve sonuca ulaştım,
02:57
this is a symptombelirti of a largerdaha büyük problemsorun.
67
162000
3000
bu daha büyük bir sorunun semptomu.
03:00
That, for centuriesyüzyıllar, we'vebiz ettik inheritedmiras a viewgörünüm of humaninsan naturedoğa
68
165000
3000
Asırlardır birbirimizden ayrı kişiler olduğumuza dayanan
03:03
basedmerkezli on the notionkavram
69
168000
2000
insan doğası imgesini
03:05
that we're dividedbölünmüş selvescanlarından,
70
170000
2000
miras olarak taşıdık,
03:07
that reasonneden is separatedayrıldı from the emotionsduygular
71
172000
3000
mantığın duygulardan ayrı olduğuna
03:10
and that societytoplum progressesilerledikçe
72
175000
2000
ve mantığın tutkuları bastırabileceği
03:12
to the extentderece that reasonneden can suppressbastırmak the passionstutkular.
73
177000
3000
noktaya gelecek kadar toplumun ilerleyebileceğine inandık.
03:15
And it's led to a viewgörünüm of humaninsan naturedoğa
74
180000
3000
Ve teşviklere dolambaçsız yollarla
03:18
that we're rationalakılcı individualsbireyler
75
183000
2000
cevap veren mantıklı kişiler
03:20
who respondyanıtlamak in straightforwardbasit waysyolları to incentivesteşvikler,
76
185000
3000
olduğumuza dair insan doğası görüşüne götürdü.
03:23
and it's led to waysyolları of seeinggörme the worldDünya
77
188000
3000
Ve bu insan davranışını fizik varsayımlarını
03:26
where people try to use the assumptionsvarsayımlar of physicsfizik
78
191000
3000
kullanarak nasıl ölçülebileceğini deneyen insanların
03:29
to measureölçmek how humaninsan behaviordavranış is.
79
194000
4000
olduğu bir dünyayı görmenin yollarını gösteriyor.
03:34
And it's producedüretilmiş a great amputationamputasyon,
80
199000
2000
Ve bu büyük bir ampütasyon yaratıyor,
03:36
a shallowsığ viewgörünüm of humaninsan naturedoğa.
81
201000
3000
insan doğasına yüzeysel bir bakış.
03:39
We're really good at talkingkonuşma about materialmalzeme things,
82
204000
2000
Maddesel şeyler hakkında konuşmak konusunda gerçekten iyiyiz,
03:41
but we're really badkötü at talkingkonuşma about emotionsduygular.
83
206000
3000
ama duygular hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz.
03:44
We're really good at talkingkonuşma about skillsbecerileri
84
209000
2000
Yetenekler ve güvenlik ve sağlık konusunda
03:46
and safetyemniyet and healthsağlık;
85
211000
2000
konuşmada gerçekten iyiyiz,
03:48
we're really badkötü at talkingkonuşma about characterkarakter.
86
213000
3000
karakter hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz.
03:51
AlasdairAlasdair MacIntyreMacIntyre, the famousünlü philosopherfilozof,
87
216000
3000
Ünlü filozof Alasdair MacIntyre der ki,
03:54
said that, "We have the conceptskavramlar of the ancienteski moralityahlâk
88
219000
3000
"Antik ahlaki
03:57
of virtueErdem, honorOnur, goodnessiyilik,
89
222000
2000
kavramlara sahibiz
03:59
but we no longeruzun have a systemsistem
90
224000
2000
ama onlara bağlanabileceğimiz
04:01
by whichhangi to connectbağlamak them."
91
226000
2000
bir sistemimiz yok artık."
04:03
And so this has led to a shallowsığ pathyol in politicssiyaset,
92
228000
3000
Ve bu da politikada ve aynı zamanda geniş bir
04:06
but alsoAyrıca in a wholebütün rangemenzil of humaninsan endeavorsçabaları.
93
231000
4000
insan gayreti aralığında daha sığ bir izleğe yol açıyor.
04:10
You can see it in the way we raiseyükseltmek our younggenç kidsçocuklar.
94
235000
3000
Bunu genç çocuklarımızı yetiştiriş tarzımızdan görebilirsiniz.
04:13
You go to an elementarytemel schoolokul at threeüç in the afternoonöğleden sonra
95
238000
3000
Öğleden sonra saat üçte bir ilköğretim okuluna gidin
04:16
and you watch the kidsçocuklar come out,
96
241000
2000
ve çıkan çocukları izleyin,
04:18
and they're wearinggiyme these 80-pound-pound backpackssırt çantaları.
97
243000
3000
ve şu 40 kiloluk sırt çantalarından taşıyorlar.
04:21
If the windrüzgar blowsdarbeler them over, they're like beetlesböcekler stucksıkışmış there on the groundzemin.
98
246000
4000
Eğer rüzgar onları düşürecek olsa, yerde kalakalmış böceklere benzeyecekler.
04:25
You see these carsarabalar that drivesürücü up --
99
250000
2000
Onları okula getiren arabaları görüyorsunuz --
04:27
usuallygenellikle it's SaabsSaabs and AudisAudi arabalarıyla and VolvosVolvos,
100
252000
3000
genellikle Saab ve Audi ve Volvolar,
04:30
because in certainbelli neighborhoodsmahalleler it's sociallysosyal acceptablekabul edilebilir to have a luxurylüks cararaba,
101
255000
3000
çünkü belirli mahallelerde lüks bir arabaya sahip olmak sosyal olarak kabul edilebilir,
04:33
so long as it comesgeliyor from a countryülke hostiledüşmanca to U.S. foreignyabancı policypolitika --
102
258000
3000
yani ABD dış politikasına karşı muhalif olduğu sürece -
04:36
that's fine.
103
261000
2000
önemli değil.
04:38
They get pickedseçilmiş up by these creaturesyaratıklar I've calleddenilen uber-momsUber-anneler,
104
263000
3000
Süper-anneler denen şu yaratıklar tarafından alınıyorlar,
04:41
who are highlybüyük ölçüde successfulbaşarılı careerkariyer womenkadınlar
105
266000
2000
tüm çocuklarının Harvard'a gittiğinden emin olmak
04:43
who have takenalınmış time off to make sure all theironların kidsçocuklar get into HarvardHarvard.
106
268000
3000
için işten ayrılabilecek ileri derecede başarılı kariyer kadınları bunlar.
04:46
And you can usuallygenellikle tell the uber-momsUber-anneler
107
271000
2000
Ve genellikle süper-anneleri tanıyabilirsiniz,
04:48
because they actuallyaslında weightartmak lessaz than theironların ownkendi childrençocuklar.
108
273000
2000
çünkü kendi çocuklarından daha zayıftırlar.
04:50
(LaughterKahkaha)
109
275000
2000
(Gülüşmeler)
04:52
So at the momentan of conceptionfikir,
110
277000
2000
Yani gebe kalırken,
04:54
they're doing little buttpopo exercisesegzersizleri.
111
279000
2000
küçük popo egzersizleri yapıyorlardır.
04:56
BabiesBebekler flopflop out,
112
281000
2000
Bebekler çıkıverirler,
04:58
they're flashingyanıp sönen MandarinMandarin flashcardsFlashcards at the things.
113
283000
3000
şeylere Çince bilgi kartlarını gösterirler.
05:01
DrivingSürüş them home, and they want them to be enlightenedAydın,
114
286000
3000
Onları eve götürürken ve onların aydınlanmalarını isterler,
05:04
so they take them to BenBen & Jerry'sJerry'nin icebuz creamkrem companyşirket
115
289000
2000
bu nedenle onları kendine ait dış politikası olan Ben & Jerry'nin
05:06
with its ownkendi foreignyabancı policypolitika.
116
291000
2000
dondurma şirketine götürürler.
05:08
In one of my bookskitaplar,
117
293000
2000
Kitaplarımdan birinde,
05:10
I jokeşaka that BenBen & Jerry'sJerry'nin should make a pacifistbarışsever toothpastediş macunu --
118
295000
2000
Ben & Jerry'nin pasifist bir diş macunu üretmeliler diyerek şaka yapmıştım -
05:12
doesn't killöldürmek germsmikroplar, just askssorar them to leaveayrılmak.
119
297000
2000
mikropları öldürmez, sadece terk etmelerini ister.
05:14
It would be a bigbüyük sellerSatıcı.
120
299000
2000
Çok satan olacaktır.
05:16
(LaughterKahkaha)
121
301000
2000
(Gülüşmeler)
05:18
And they go to WholeBütün FoodsGıdalar to get theironların babybebek formulaformül,
122
303000
3000
Ve Whole Foods'a bebek maması almaya giderler.
05:21
and WholeBütün FoodsGıdalar is one of those progressiveilerici groceryBakkal storesdepolar
123
306000
2000
Ve Whole Foods şu ilerleyici marketlerden birisidir,
05:23
where all the cashierskasa look like they're on loanborç from AmnestyAf Örgütü InternationalUluslararası.
124
308000
3000
tüm kasiyerler Uluslararası Af Örgütü'nden ödünç alınmış gibidir.
05:26
(LaughterKahkaha)
125
311000
2000
(Gülüşmeler)
05:28
They buysatın almak these seaweed-basedDeniz yosunu tabanlı snacksaperatifler there
126
313000
2000
Oradan Veggie Booty denilen lahanalı deniz yosunu
05:30
calleddenilen VeggieSebzeli BootyGanimet with KaleKale,
127
315000
2000
içerikli atıştırmalıklardan eve gelip
05:32
whichhangi is for kidsçocuklar who come home and say,
128
317000
2000
"Anne, anne, kolorektal kanserin önlenmesine
05:34
"MomAnne, momanne, I want a snackAperatif that'llo olacak help preventönlemek colon-rectalkolon-rektum cancerkanser."
129
319000
3000
yardımcı atıştırmalıktan istiyorum" diyen çocuklar için alırlar.
05:37
(LaughterKahkaha)
130
322000
2000
(Gülüşmeler)
05:39
And so the kidsçocuklar are raisedkalkık in a certainbelli way,
131
324000
2000
Böylece çocuklar belli bir şekilde yetiştirilirler,
05:41
jumpingatlama throughvasitasiyla achievementbaşarı hoopsBasketbol of the things we can measureölçmek --
132
326000
3000
ölçebileceğimiz şeylerin deneyim çemberlerinden zıplayıp geçerek -
05:44
SATSAT prepHazırlık, oboeObua, soccerFutbol practiceuygulama.
133
329000
3000
SAT hazırlık, obua, futbol çalışması.
05:47
They get into competitiverekabetçi collegeskolejler, they get good jobsMeslekler,
134
332000
3000
Rekabetçi kolejlere girer, iyi işlere sahip olurlar,
05:50
and sometimesara sıra they make a successbaşarı of themselveskendilerini
135
335000
2000
ve bazen kendileri yüzeysel bir şekilde başarılı
05:52
in a superficialyüzeysel mannertavır, and they make a tonton of moneypara.
136
337000
3000
olurlar ve tonlarca para kazanırlar.
05:55
And sometimesara sıra you can see them at vacationtatil placesyerler
137
340000
2000
Bazen onları Jackson Hole ya da Aspen gibi
05:57
like JacksonJackson HoleDelik or AspenTitrek kavak.
138
342000
2000
tatil yerlerinde görürsünüz.
05:59
And they'veonlar ettik becomeolmak elegantzarif and slenderince --
139
344000
2000
Ve zarif ve narin olurlar -
06:01
they don't really have thighsuyluk;
140
346000
2000
gerçekten uylukları yoktur;
06:03
they just have one elegantzarif calveparçalamak on topüst of anotherbir diğeri.
141
348000
3000
sadece bir diğerinin üzerinde duran zarif kıvrımları vardır.
06:06
(LaughterKahkaha)
142
351000
2000
(Gülüşmeler)
06:08
They have kidsçocuklar of theironların ownkendi,
143
353000
2000
Kendi çocukları vardır
06:10
and they'veonlar ettik achievedelde a geneticgenetik miraclemucize by marryingevlenerek beautifulgüzel people,
144
355000
3000
ve güzel insanlarla evlenerek genetik bir mucizeyi başarmışlardır,
06:13
so theironların grandmomsoynayabileceğiz look like GertrudeGertrude SteinStein,
145
358000
3000
yani büyükanneleri Gertrude Stein gibi görünür,
06:16
theironların daughterskız çocukları looksgörünüyor like HalleHalle BerryBerry -- I don't know how they'veonlar ettik donetamam that.
146
361000
3000
kızları Halle Berry gibi - nasıl yaptıklarını hiç bilmiyorum.
06:19
They get there and they realizegerçekleştirmek
147
364000
3000
Oraya varırlar ve üçüncü olarak tavanlarının
06:22
it's fashionablemodaya uygun now to have dogsköpekler a thirdüçüncü as talluzun boylu as your ceilingtavan heightsyükseklikleri.
148
367000
4000
yüksekliği kadar uzun boylu köpeklerinin olmasının moda olduğunu fark ederler.
06:26
So they'veonlar ettik got these furrykürklü 160-pound-pound dogsköpekler --
149
371000
3000
O zaman şu 80 kilo ağırlığında tüylü köpeklerden alırlar -
06:29
all look like velociraptorsJurrasic,
150
374000
3000
dinozor gibi görünürler,
06:32
all namedadlı after JaneJane AustenAusten characterskarakterler.
151
377000
3000
hepsi Jane Austen karakterlerinin adını alır.
06:35
And then when they get oldeski, they haven'tyok really developedgelişmiş a philosophyFelsefe of life,
152
380000
3000
Ve sonra yaşlandıklarında, gerçekten bir yaşam felsefesi geliştirmemiş olurlar,
06:38
but they'veonlar ettik decidedkarar, "I've been successfulbaşarılı at everything;
153
383000
2000
ama karar vermişlerdir, "Her şeyde başarılı oldum,
06:40
I'm just not going to dieölmek."
154
385000
2000
ben ölmeyeceğim."
06:42
And so they hirekiralama personalkişisel trainerseğitmenler;
155
387000
3000
Sonra kişisel çalıştırıcılar tutarlar,
06:45
they're poppinghaşhaş CialisCialis like breathnefes mintsnane şekeri.
156
390000
2000
Cialis'i nefes tazeleştirici gibi yutarlar.
06:47
You see them on the mountainsdağlar up there.
157
392000
2000
Onları yukarıda, dağın tepesinde görürsünüz.
06:49
They're cross-countrykros skiingkayak yapma up the mountaindağ
158
394000
2000
Dağın üzerinden tüm ülkeyi kayarak geçerler
06:51
with these grimgaddar expressionsifade
159
396000
2000
Dick Chenney'i Jerry Lewis gibi
06:53
that make DickDick CheneyCheney look like JerryJerry LewisLewis.
160
398000
2000
gösterecek yüzlerinde katı ifadelerle.
06:55
(LaughterKahkaha)
161
400000
2000
(Gülüşmeler)
06:57
And as they whizvızıltı by you,
162
402000
2000
Ve yanınızdan hızla geçerken,
06:59
it's like beingolmak passedgeçti by a little ironDemir RaisinetRaisinet
163
404000
2000
sanki küçük demirden zengin üzüm drajeleri
07:01
going up the hillTepe.
164
406000
2000
tepeye tırmanıyormuş gibi.
07:03
(LaughterKahkaha)
165
408000
2000
(Gülüşmeler)
07:05
And so this is partBölüm of what life is,
166
410000
3000
Yani bu hayatın bir parçası,
07:08
but it's not all of what life is.
167
413000
3000
ama hayatın tümü değil.
07:11
And over the pastgeçmiş fewaz yearsyıl,
168
416000
2000
Ve geçen birkaç yıldır,
07:13
I think we'vebiz ettik been givenverilmiş a deeperDaha derine viewgörünüm of humaninsan naturedoğa
169
418000
4000
İnsan doğasına dair daha derin bir anlayışa ve kim olduğumuza
07:17
and a deeperDaha derine viewgörünüm of who we are.
170
422000
2000
dair daha derin bir anlayışa sahibiz.
07:19
And it's not basedmerkezli on theologyteoloji or philosophyFelsefe,
171
424000
2000
Ve bu teoloji ya da felsefeye dayalı değil,
07:21
it's in the studyders çalışma of the mindus,
172
426000
2000
zihin biliminin içinde,
07:23
acrosskarşısında all these spheresküreleri of researchAraştırma,
173
428000
2000
tüm bu araştırma sahaları boyunca,
07:25
from neurosciencenörobilim to the cognitivebilişsel scientistsBilim adamları,
174
430000
2000
nörobilimden bilişsel bilimlere,
07:27
behavioraldavranışsal economistsekonomistler, psychologistspsikologlar,
175
432000
2000
davranışsal ekonomistlere, psikologlara,
07:29
sociologysosyoloji,
176
434000
2000
sosyoloji,
07:31
we're developinggelişen a revolutiondevrim in consciousnessbilinç.
177
436000
3000
bilinçte bir devrim geliştiriyoruz.
07:34
And when you synthesizesentezlemek it all,
178
439000
2000
Ve tümünü sentezlediğinizde,
07:36
it's givingvererek us a newyeni viewgörünüm of humaninsan naturedoğa.
179
441000
2000
bize insan doğası hakkında yeni bir bakış veriyor.
07:38
And faruzak from beingolmak a coldlysoğuk materialisticmaddi viewgörünüm of naturedoğa,
180
443000
3000
Ve soğuk maddesel bir doğa anlayışından çok uzak,
07:41
it's a newyeni humanismhümanizm, it's a newyeni enchantmentbüyü.
181
446000
3000
yeni bir hümanizma, yeni bir cazibe.
07:44
And I think when you synthesizesentezlemek this researchAraştırma,
182
449000
2000
Ve bu araştırmayı sentezlediğinizde sanıyorum,
07:46
you startbaşlama with threeüç keyanahtar insightsanlayışlar.
183
451000
2000
üç anahtar içgörüyle başlıyorsunuz.
07:48
The first insightIçgörü is
184
453000
2000
İlk içgörü şu;
07:50
that while the consciousbilinçli mindus writesyazıyor the autobiographyotobiyografi of our speciesTürler,
185
455000
3000
bilinçli zihin türlerimizin otobiyografisini yazıyor olsa da,
07:53
the unconsciousbilinçsiz mindus does mostçoğu of the work.
186
458000
4000
bilinçdışı zihin işin çoğunu üstleniyor.
07:57
And so one way to formulateformüle that is
187
462000
2000
Bu nedenle bunu formüle etmenin bir yolu,
07:59
the humaninsan mindus can take in millionsmilyonlarca of piecesparçalar of informationbilgi a minutedakika,
188
464000
3000
insan zihni dakikada milyonlarca bilgi parçacığını alabilir,
08:02
of whichhangi it can be consciouslybilinçli olarak awarefarkında of about 40.
189
467000
3000
bilinçli olarak bunun yaklaşık 40'ının farkındadır.
08:05
And this leadspotansiyel müşteriler to odditiestuhaflıklar.
190
470000
2000
Ve bu tuhaflıklara neden olur.
08:07
One of my favoritesevdiğim is that people namedadlı DennisIlhan
191
472000
2000
Benim favorilerimden bir tanesi şu; Dennis ismini
08:09
are disproportionatelyorantısız likelymuhtemelen to becomeolmak dentistsdiş hekimleri,
192
474000
3000
taşıyan insanlar oransız olarak muhtemelen diş hekimi oluyorlar,
08:12
people namedadlı LawrenceLawrence becomeolmak lawyersavukatları,
193
477000
2000
Lawrence ismini taşıyanlar avukat (lawyer),
08:14
because unconsciouslybilinçsizce we gravitateçekilmek towardkarşı things
194
479000
2000
çünkü bilinçsizce tanıdık gelen şeylerin
08:16
that soundses familiartanıdık,
195
481000
2000
çekimine kapılırız,
08:18
whichhangi is why I namedadlı my daughterkız evlat PresidentBaşkan of the UnitedAmerika StatesBirleşik BrooksBrooks.
196
483000
3000
ki bu da kızıma ABD Başkanı Brooks'un adını vermemin nedeni.
08:21
(LaughterKahkaha)
197
486000
3000
(Gülüşmeler)
08:24
AnotherBaşka bir findingbulgu is that the unconsciousbilinçsiz,
198
489000
3000
Diğer bir bulgu şu, bilinçdışı,
08:27
faruzak from beingolmak dumbdilsiz and sexualizedcinsel,
199
492000
2000
aptal ve cinselleştirilmiş olmaktan çok öte,
08:29
is actuallyaslında quiteoldukça smartakıllı.
200
494000
2000
aslında gayet akıllı.
08:31
So one of the mostçoğu cognitivelybilişsel demandingzahmetli things we do is buysatın almak furnituremobilya.
201
496000
3000
Yani bilişsel açıdan en fazla çaba gerektiren şey mobilya satın almamız.
08:34
It's really hardzor to imaginehayal etmek a sofakanepe, how it's going to look in your houseev.
202
499000
3000
Bir koltuğu hayal etmek gerçekten zor, evinizde nasıl görüneceğini.
08:37
And the way you should do that
203
502000
2000
Bunu yapmanız gereken yol
08:39
is studyders çalışma the furnituremobilya,
204
504000
2000
mobilya konusu çalışmak,
08:41
let it marinateMarine in your mindus, distractdikkatini dağıtmak yourselfkendin,
205
506000
2000
kafanızda marine etmek, dikkatinizi dağıtmak
08:43
and then a fewaz daysgünler latersonra, go with your gutbağırsak,
206
508000
2000
ve bir kaç gün sonra, içgüdülerinize güvenmek
08:45
because unconsciouslybilinçsizce you've figuredanladım it out.
207
510000
2000
çünkü bilinçsiz bir şekilde bunu çözmüşsünüzdür.
08:47
The secondikinci insightIçgörü
208
512000
2000
İkinci içgörü
08:49
is that emotionsduygular are at the centermerkez of our thinkingdüşünme.
209
514000
3000
duygular düşüncelerimizin merkezidir.
08:52
People with strokesvuruş and lesionslezyonlar
210
517000
2000
İnme geçirmiş ve beyninin duygu-işleyen
08:54
in the emotion-processingduygu-işleme partsparçalar of the brainbeyin
211
519000
2000
bölümlerinde lezyonlar olan insanlar
08:56
are not superSüper smartakıllı,
212
521000
2000
süper zeki değiller,
08:58
they're actuallyaslında sometimesara sıra quiteoldukça helplessçaresiz.
213
523000
2000
aslında bazen gayet acizler.
09:00
And the "giantdev" in the fieldalan is in the roomoda tonightBu gece
214
525000
2000
Ve bu alandaki dev bu akşam bu odada ve
09:02
and is speakingkonuşuyorum tomorrowyarın morningsabah -- AntonioAntonio DamasioDamasio.
215
527000
3000
yarın sabah konuşacak - Antonio Damasio.
09:05
And one of the things he's really showngösterilen us
216
530000
2000
Ve bize gösterdiği şeylerden bir tanesi de
09:07
is that emotionsduygular are not separateayrı from reasonneden,
217
532000
3000
duyguların mantıktan ayrı olmadığı,
09:10
but they are the foundationvakıf of reasonneden
218
535000
2000
tam tersi onlar mantığın temelini oluşturuyor
09:12
because they tell us what to valuedeğer.
219
537000
2000
çünkü neye değer vereceğimizi bize söylüyorlar.
09:14
And so readingokuma and educatingyetiştirmek your emotionsduygular
220
539000
2000
Ve böylece duygularınızı anlamanız ve eğitmeniz
09:16
is one of the centralmerkezi activitiesfaaliyetler of wisdombilgelik.
221
541000
3000
bilgeliğin temel faaliyetlerinden biridir.
09:19
Now I'm a middle-agedorta yaşlı guy.
222
544000
2000
Şimdi ben orta yaşlı bir adamım;
09:21
I'm not exactlykesinlikle comfortablerahat with emotionsduygular.
223
546000
2000
duygularımla ilgili tam olarak rahat değilim.
09:23
One of my favoritesevdiğim brainbeyin storieshikayeleri describedtarif edilen these middle-agedorta yaşlı guys.
224
548000
3000
En sevdiğim beyin hikayelerinden biri bu orta yaşlı adamları anlatıyor.
09:26
They put them into a brainbeyin scantaramak machinemakine --
225
551000
3000
Onları bir beyin tarama makinesine koyuyorlar -
09:29
this is apocryphaluydurma by the way, but I don't carebakım --
226
554000
3000
bu arada bu uydurma ama umurumda değil -
09:32
and they had them watch a horrorkorku moviefilm,
227
557000
3000
ve onlara bir korku filmi izletmişler,
09:35
and then they had them describetanımlamak theironların feelingsduygular towardkarşı theironların wiveseşleri.
228
560000
4000
ve sonra eşlerine karşı duygularını tarif etmeleri istenmiş.
09:39
And the brainbeyin scanstaramalar were identicalözdeş in bothher ikisi de activitiesfaaliyetler.
229
564000
3000
Beyin taramaları her iki faaliyet sırasında birbirinin aynısıymış.
09:42
It was just sheersırf terrorterör.
230
567000
2000
Tam bir dehşet hali.
09:44
So me talkingkonuşma about emotionduygu
231
569000
2000
Duygulardan konuşan ben
09:46
is like GandhiGandi talkingkonuşma about gluttonyOburluk,
232
571000
2000
açgözlülükten konuşan Gandi gibi,
09:48
but it is the centralmerkezi organizingdüzenleme processsüreç
233
573000
2000
ama düşünme şeklimizin merkezi
09:50
of the way we think.
234
575000
2000
düzenleme süreci bu.
09:52
It tellsanlatır us what to imprintdamga.
235
577000
2000
Neyi izleyeceğimizi bize söylüyor.
09:54
The brainbeyin is the recordkayıt of the feelingsduygular of a life.
236
579000
2000
Beyin bir yaşamın duygularının kaydıdır.
09:56
And the thirdüçüncü insightIçgörü
237
581000
2000
Ve üçüncü içgörü
09:58
is that we're not primarilyÖncelikle self-containedkendi kendine yeten individualsbireyler.
238
583000
4000
temel olarak kendi kendine yeten bireyler olmadığımızdır.
10:02
We're socialsosyal animalshayvanlar, not rationalakılcı animalshayvanlar.
239
587000
3000
Sosyal hayvanlarız, mantıklı hayvanlar değil.
10:05
We emergeçıkmak out of relationshipsilişkiler,
240
590000
2000
İlişkilerden ortaya çıkarız,
10:07
and we are deeplyderinden interpenetratedinterpenetrated, one with anotherbir diğeri.
241
592000
3000
ve derin bir şekilde iç içe geçmişizdir, biri diğeriyle.
10:10
And so when we see anotherbir diğeri personkişi,
242
595000
2000
Bu nedenle bir diğer insanı gördüğünüzde,
10:12
we reenactCanlandırma in our ownkendi mindszihinler
243
597000
2000
onların zihinlerinde gördüğümüzü
10:14
what we see in theironların mindszihinler.
244
599000
2000
kendi zihnimizde yeniden canlandırırız.
10:16
When we watch a cararaba chaseChase in a moviefilm,
245
601000
2000
Bir filmde bir araba takibini izlediğimizde,
10:18
it's almostneredeyse as if we are subtlyustaca havingsahip olan a cararaba chaseChase.
246
603000
3000
neredeyse bir araba takibi yaşıyor gibiyizdir.
10:21
When we watch pornographyPornografi,
247
606000
2000
Pornografi izlediğimizde,
10:23
it's a little like havingsahip olan sexseks,
248
608000
2000
seks yapmak gibidir biraz da,
10:25
thoughgerçi probablymuhtemelen not as good.
249
610000
2000
o kadar iyi değil muhtemelen ama.
10:27
And we see this when loversaşık walkyürümek down the streetsokak,
250
612000
3000
Ve aşıklar caddede yürürken, Mısır'da ya da Tunus'ta
10:30
when a crowdkalabalık in EgyptMısır or TunisiaTunus
251
615000
2000
bir kalabalık duygusal bir etkilenmeye
10:32
getsalır caughtyakalandı up in an emotionalduygusal contagionbulaşıcı hastalık,
252
617000
2000
derin bir iç içe geçişe yakalandıklarında
10:34
the deepderin interpenetrationinterpenetration.
253
619000
2000
bunu görürüz.
10:36
And this revolutiondevrim in who we are
254
621000
3000
Ve bu kim olduğumuz konusundaki devrim
10:39
givesverir us a differentfarklı way of seeinggörme, I think, politicssiyaset,
255
624000
3000
politikayı, bana göre, farklı bir şekilde görmemizi sağlar,
10:42
a differentfarklı way, mostçoğu importantlyönemlisi,
256
627000
2000
en önemlisi, insan sermayesini
10:44
of seeinggörme humaninsan capitalBaşkent.
257
629000
2000
farklı bir şekilde görmemizi sağlar.
10:46
We are now childrençocuklar of the FrenchFransızca EnlightenmentAydınlanma.
258
631000
4000
Şimdi Fransız Aydınlanmasının çocuklarıyız.
10:50
We believe that reasonneden is the highesten yüksek of the facultiesfakülteler.
259
635000
3000
Mantığın en yüksek meleke olduğuna inanırız.
10:53
But I think this researchAraştırma showsgösterileri
260
638000
2000
Ama sanıyorum bu araştırma gösteriyor ki,
10:55
that the Britishİngiliz EnlightenmentAydınlanma, or the Scottishİskoç EnlightenmentAydınlanma,
261
640000
2000
İngiliz Aydınlanması ya da İskoç Aydınlanması,
10:57
with DavidDavid HumeHume, AdamAdam SmithSmith,
262
642000
2000
David Hume, Adam Smith'le,
10:59
actuallyaslında had a better handlesap on who we are --
263
644000
3000
aslında kim olduğumuzla daha iyi başa çıkıyordu -
11:02
that reasonneden is oftensık sık weakzayıf, our sentimentsduyguları are stronggüçlü,
264
647000
3000
mantığın sıklıkla zayıf, duygularımızın güçlü olduğunu,
11:05
and our sentimentsduyguları are oftensık sık trustworthygüvenilir.
265
650000
3000
ve duygularımızın sıklıkla güvenilir olduğunu gösteriyordu.
11:08
And this work correctsdüzeltir that biasönyargı in our culturekültür,
266
653000
3000
Ve bu iş kültürümüzdeki önyargıyı düzeltiyor,
11:11
that dehumanizinginsansızlaştıran biasönyargı.
267
656000
2000
şu insanlıkdışı önyargıyı.
11:13
It givesverir us a deeperDaha derine senseduyu
268
658000
2000
Bize bu hayatta büyümemiz için
11:15
of what it actuallyaslında takes
269
660000
2000
aslında ne gerektiğinin
11:17
for us to thrivegelişmek in this life.
270
662000
2000
daha derin bir duygusunu verir.
11:19
When we think about humaninsan capitalBaşkent
271
664000
2000
İnsan sermayesini düşündüğümüzde
11:21
we think about the things we can measureölçmek easilykolayca --
272
666000
3000
kolayca ölçebileceğimiz şeyleri düşünürüz -
11:24
things like gradesNotlar, SAT'sSAT, degreesderece,
273
669000
3000
notlar, SAT, dereceler gibi şeyler,
11:27
the numbernumara of yearsyıl in schoolingeğitim.
274
672000
2000
eğitimdeki yıl sayısı.
11:29
What it really takes to do well, to leadöncülük etmek a meaningfulanlamlı life,
275
674000
3000
Başarmak için, anlamlı bir hayat için gerçekten gereken
11:32
are things that are deeperDaha derine,
276
677000
2000
şeyler daha derindeler,
11:34
things we don't really even have wordskelimeler for.
277
679000
3000
aslında kelimelerle ifade edemediğimiz şeyler.
11:37
And so let me listliste just a coupleçift of the things
278
682000
2000
Peki, izin verin bu araştırmanın anlamaya
11:39
I think this researchAraştırma pointsmakas us towardkarşı tryingçalışıyor to understandanlama.
279
684000
4000
çalışırken bizi yönlendirdiği bir kaç şeyi listeleyeyim.
11:43
The first gifthediye, or talentyetenek, is mindsightmindsight --
280
688000
3000
İlk armağan, yetenek, zihingörüşü -
11:46
the abilitykabiliyet to entergirmek into other people'sinsanların mindszihinler
281
691000
4000
diğer insanların zihinlerine girip ne sunabildiklerini
11:50
and learnöğrenmek what they have to offerteklif.
282
695000
2000
öğrenebilme yeteneği.
11:52
BabiesBebekler come with this abilitykabiliyet.
283
697000
2000
Bebekler bu yetenekle doğar.
11:54
MeltzoffMelzoff'dan, who'skim at the UniversityÜniversitesi of WashingtonWashington,
284
699000
2000
Washington Üniversitesindeki Meltzoff
11:56
leanedeğildi over a babybebek who was 43 minutesdakika oldeski.
285
701000
3000
43 dakikalık bir bebeğin üzerine eğilmiş.
11:59
He waggedsallanır his tonguedil at the babybebek.
286
704000
2000
Bebeğe dilini çıkarmış.
12:01
The babybebek waggedsallanır her tonguedil back.
287
706000
3000
Bebek de dilini çıkarmış.
12:04
BabiesBebekler are borndoğmuş to interpenetrateinterpenetrate into Mom'sAnnemin mindus
288
709000
3000
Bebekler annenin zihnine nüfuz etmek ve
12:07
and to downloadindir what they find --
289
712000
2000
bulduklarını indirmek üzere doğmuştur -
12:09
theironların modelsmodeller of how to understandanlama realitygerçeklik.
290
714000
2000
gerçekliği anlama modelleri budur.
12:11
In the UnitedAmerika StatesBirleşik, 55 percentyüzde of babiesbebekler
291
716000
3000
ABD'de bebeklerin yüzde 55'i
12:14
have a deepderin two-wayiki yönlü conversationkonuşma with MomAnne
292
719000
2000
anneleriyle derin bir çift yönlü konuşma yürütür
12:16
and they learnöğrenmek modelsmodeller to how to relateilgili to other people.
293
721000
3000
ve diğer insanlarla nasıl ilişki kuracaklarının modellerini öğrenir.
12:19
And those people who have modelsmodeller of how to relateilgili
294
724000
2000
Ve nasıl ilişki kuracaklarına dair modellere sahip bu insanlar
12:21
have a hugeKocaman headkafa startbaşlama in life.
295
726000
2000
hayatta muazzam bir üstünlükle başlar.
12:23
ScientistsBilim adamları at the UniversityÜniversitesi of MinnesotaMinnesota did a studyders çalışma
296
728000
2000
Minnesota Üniversitesindeki bilim insanları
12:25
in whichhangi they could predicttahmin
297
730000
2000
18 aylık bebeklerle, yüzde 77 doğruluk
12:27
with 77 percentyüzde accuracydoğruluk, at ageyaş 18 monthsay,
298
732000
3000
oranıyla kimin liseden mezun olacağını
12:30
who was going to graduatemezun olmak from highyüksek schoolokul,
299
735000
2000
tahmin ettikleri bir çalışma yaptılar,
12:32
basedmerkezli on who had good attachmentek dosya with momanne.
300
737000
3000
bebeğin anneyle iyi bir bağı olmasına dayanarak.
12:35
TwentyYirmi percentyüzde of kidsçocuklar do not have those relationshipsilişkiler.
301
740000
3000
Çocukların yüzde 20'sinin böyle bir ilişkisi yok.
12:38
They are what we call avoidantlyavoidantly attachedekli.
302
743000
2000
Bizim negatif yönlü bağlı dediğimiz şekildeler.
12:40
They have troublesorun relatingilgili to other people.
303
745000
2000
Diğer insanlarla ilişkilerinde sorun yaşıyorlar.
12:42
They go throughvasitasiyla life
304
747000
2000
Rüzgara göre yön değiştiren
12:44
like sailboatsYelkenli tackingteyel into the windrüzgar --
305
749000
2000
yelkenliler gibi yaşıyorlar -
12:46
wantingeksik to get closekapat to people,
306
751000
2000
insanlara yakın olmak isteyerek,
12:48
but not really havingsahip olan the modelsmodeller of how to do that.
307
753000
3000
ama bunu nasıl yapacaklarına dair modellere sahip olmayarak.
12:51
And so this is one skillbeceri
308
756000
2000
Yani bu birinin diğerinden
12:53
of how to hooverHoover up knowledgebilgi, one from anotherbir diğeri.
309
758000
2000
bilgiyi nasıl çekip alacağının becerisi.
12:55
A secondikinci skillbeceri is equaleşit poisedengeli,
310
760000
3000
İkinci yetenek eşit duruş.
12:58
the abilitykabiliyet to have the serenitySerenity
311
763000
2000
Kendi zihnindeki önyargıları ve
13:00
to readokumak the biasesönyargıların and failuresarızaları in your ownkendi mindus.
312
765000
3000
hataları okuyabilme berraklığına sahip olma yeteneği.
13:03
So for exampleörnek, we are overconfidencekendine fazla güvenme machinesmakineler.
313
768000
3000
Örneğin, bizler kendine fazla güven makineleriyiz.
13:06
Ninety-fiveDoksan beş percentyüzde of our professorsprofesörler reportrapor
314
771000
3000
Öğretmenlerimizin yüzde 95'i ortalamadan yüksek
13:09
that they are above-averageortalamanın üstü teachersöğretmenler.
315
774000
2000
öğretmenler olduklarını raporlamışlardır.
13:11
Ninety-six96 percentyüzde of collegekolej studentsöğrencilerin
316
776000
2000
Kolej öğrencilerinin yüzde 96'sı
13:13
say they have above-averageortalamanın üstü socialsosyal skillsbecerileri.
317
778000
3000
ortalamanın üzerinde sosyal yetenekleri olduğunu söylüyor.
13:16
Time magazinedergi askeddiye sordu AmericansAmerikalılar, "Are you in the topüst one percentyüzde of earnersgelirliler?"
318
781000
3000
Time dergisi Amerikalılara 'Kazananların en üst birinci yüzdesinde misiniz?' sormuş,
13:19
NineteenOn dokuz percentyüzde of AmericansAmerikalılar are in the topüst one percentyüzde of earnersgelirliler.
319
784000
3000
Amerikalıların yüzde 19'u kazananların en üst yüzde birinde.
13:22
(LaughterKahkaha)
320
787000
2000
(Gülüşmeler)
13:24
This is a gender-linkedcinsiyet bağlantılı traitözellik, by the way.
321
789000
2000
Bu cinsiyet-ilişkili bir özellik bu arada.
13:26
MenErkekler drownboğulmak at twiceiki defa the rateoran of womenkadınlar,
322
791000
2000
Erkekler kadınlara göre iki kat daha fazla boğuluyor,
13:28
because menerkekler think they can swimyüzmek acrosskarşısında that lakegöl.
323
793000
3000
çünkü erkekler bu gölü karşıdan karşıya geçebileceklerini düşünüyor.
13:31
But some people have the abilitykabiliyet and awarenessfarkında olma
324
796000
3000
Ama bazı insanlar kendi önyargılarının, kendi
13:34
of theironların ownkendi biasesönyargıların, theironların ownkendi overconfidencekendine fazla güvenme.
325
799000
3000
aşırı güvenlerinin farkına varma yeteneğine sahiptir.
13:37
They have epistemologicalepistemolojik modestytevazu.
326
802000
2000
Epistemolojik alçakgönüllüğe sahipler.
13:39
They are open-mindedaçık fikirli in the faceyüz of ambiguitybelirsizlik.
327
804000
3000
Belirsizlik karşısında açık fikirliler.
13:42
They are ableyapabilmek to adjustayarlamak strengthkuvvet of the conclusionssonuçlar
328
807000
2000
Kanıtlarının gücünü sonuçların gücüyle
13:44
to the strengthkuvvet of theironların evidencekanıt.
329
809000
2000
ayarlayabilirler.
13:46
They are curiousMeraklı.
330
811000
2000
Meraklıdırlar.
13:48
And these traitsözellikleri are oftensık sık unrelatedilgisiz and uncorrelateduncorrelated with IQIQ.
331
813000
3000
Ve bu özellikle sıklıkla birbiriyle alakasız ve IQ'dan bağımsızdır.
13:51
The thirdüçüncü traitözellik is metisMetis,
332
816000
2000
Üçüncü özellikle 'medes'tir,
13:53
what we mightbelki call streetsokak smartsSmarts -- it's a GreekYunanca wordsözcük.
333
818000
3000
sokak zekası diyebiliriz buna - Yunanca bir kelime.
13:56
It's a sensitivityduyarlılık to the physicalfiziksel environmentçevre,
334
821000
2000
Fiziksel çevreye olan duyarlılıktır,
13:58
the abilitykabiliyet to pickalmak out patternsdesenler in an environmentçevre --
335
823000
2000
bir çevredeki örüntüleri (paternleri) alma becerisi -
14:00
derivetüretmek a gistana fikri.
336
825000
2000
bir ana fikir türetme.
14:02
One of my colleaguesmeslektaşlar at the TimesKez
337
827000
2000
Times'taki iş arkadaşlarımdan biri
14:04
did a great storyÖykü about soldiersaskerler in IraqIrak
338
829000
2000
bir sokağa bakıp bir şekilde bir patlayıcı,
14:06
who could look down a streetsokak and detectbelirlemek somehowbir şekilde
339
831000
3000
bir kara mayını olup olmadığını saptayabilen
14:09
whetherolup olmadığını there was an IEDBUBİ TUZAĞI, a landmineKara mayını, in the streetsokak.
340
834000
2000
askerlerle ilgili harika bir haber yaptı.
14:11
They couldn'tcould tell you how they did it,
341
836000
2000
Nasıl yaptıklarını anlatamıyorlar,
14:13
but they could feel coldsoğuk, they feltkeçe a coldnesssoğukluk,
342
838000
3000
ama soğuk hissediyorlar, soğuğu hissediyorlar
14:16
and they were more oftensık sık right than wrongyanlış.
343
841000
3000
ve sıklıkla hatalı değil haklıydılar.
14:19
The thirdüçüncü is what you mightbelki call sympathysempati,
344
844000
2000
Üçüncü sempati diye adlandırabiliriz,
14:21
the abilitykabiliyet to work withiniçinde groupsgruplar.
345
846000
3000
gruplar içinde çalışabilme becerisi.
14:24
And that comesgeliyor in tremendouslymüthiş handykullanışlı,
346
849000
3000
Ve bu inanılmaz derecede işe yarar
14:27
because groupsgruplar are smarterdaha akıllı than individualsbireyler.
347
852000
2000
çünkü gruplar bireylerden daha akıllıdırlar -
14:29
And face-to-faceyüz yüze groupsgruplar are much smarterdaha akıllı
348
854000
2000
ve yüz yüze gruplar elektronik olarak
14:31
than groupsgruplar that communicateiletişim kurmak electronicallyelektronik,
349
856000
3000
iletişen gruplardan çok daha fazla akıllıdır
14:34
because 90 percentyüzde of our communicationiletişim is non-verbalSözsüz.
350
859000
3000
çünkü iletişimimizin yüzde 90'ı sözsüz iletişimdir.
14:37
And the effectivenessetki of a groupgrup
351
862000
2000
Ve bir grubun etkililiği grubun
14:39
is not determinedbelirlenen by the IQIQ of the groupgrup;
352
864000
3000
IQ'su ile belirlenmez, ne kadar iyi bir şekilde
14:42
it's determinedbelirlenen by how well they communicateiletişim kurmak,
353
867000
3000
iletişim kurduklarıyla belirlenir,
14:45
how oftensık sık they take turnsdönüşler in conversationkonuşma.
354
870000
3000
ne sıklıkla konuşmada söz aldıklarıyla.
14:48
Then you could talk about a traitözellik like blendingharmanlama.
355
873000
3000
Sonra harmanlama diye bir özellikten bahsedebiliriz.
14:51
Any childçocuk can say, "I'm a tigerKaplan," pretendtaklit to be a tigerKaplan.
356
876000
3000
Herhangi bir çocuk 'Ben bir kaplanım' deyip kaplanmış gibi yapabilir.
14:54
It seemsgörünüyor so elementarytemel.
357
879000
2000
Bu çok basit görünür.
14:56
But in factgerçek, it's phenomenallyolağanüstü complicatedkarmaşık
358
881000
2000
Ancak aslında, 'ben' ve 'kaplan' kavramlarını
14:58
to take a conceptkavram "I" and a conceptkavram "tigerKaplan"
359
883000
2000
alarak onları bir araya getirmek
15:00
and blendkarışım them togetherbirlikte.
360
885000
2000
şaşırtıcı bir biçimde karmaşıktır.
15:02
But this is the sourcekaynak of innovationyenilik.
361
887000
2000
Ama bu yenilemenin kaynağıdır.
15:04
What PicassoPicasso did, for exampleörnek,
362
889000
2000
Picasso'nun yaptığı, örneğin,
15:06
was take the conceptkavram "WesternWestern artSanat"
363
891000
2000
Batılı tarz sanat ile Afrika maskelerini
15:08
and the conceptkavram "AfricanAfrika masksmaskeleri"
364
893000
2000
alıp onları birlikte karıştırmaktı -
15:10
and blendkarışım them togetherbirlikte --
365
895000
2000
sadece geometri değil,
15:12
not only the geometrygeometri,
366
897000
2000
onlara verilmiş olan
15:14
but the moralmanevi systemssistemler entailedgerektirdiği in them.
367
899000
2000
ahlaki sistemleri de.
15:16
And these are skillsbecerileri, again, we can't countsaymak and measureölçmek.
368
901000
2000
Ve bunlar, yine, bizim sayabileceğimiz ve ölçebileceğimiz beceriler değiller.
15:18
And then the finalnihai thing I'll mentionsöz etmek
369
903000
2000
Ve sonra bahsedeceğim sonuncu şey
15:20
is something you mightbelki call limerencelimerence.
370
905000
2000
sizin tutkuyla aşık olma hali diyebileceğiniz bir şey.
15:22
And this is not an abilitykabiliyet;
371
907000
2000
Ve bu bir yetenek değil,
15:24
it's a drivesürücü and a motivationmotivasyon.
372
909000
3000
bir güdü ve bir motivasyon.
15:27
The consciousbilinçli mindus hungersdoymuyor for successbaşarı and prestigeprestij.
373
912000
3000
Bilinçli zihin başarı ve prestije açtır.
15:30
The unconsciousbilinçsiz mindus hungersdoymuyor
374
915000
2000
Bilinçdışı zihin aşkınlık anlarına
15:32
for those momentsanlar of transcendenceaşma,
375
917000
2000
açlık duyar, kafatası çizgisinin
15:34
when the skullkafatası linehat disappearskaybolur
376
919000
2000
yok olduğu ve bir zorlu görev karşısında
15:36
and we are lostkayıp in a challengemeydan okuma or a taskgörev --
377
921000
3000
kaybolduğumuz anlarda -
15:39
when a craftsmanUsta feelshissediyor lostkayıp in his craftzanaat,
378
924000
3000
bir zanaatkar kendi zanaatında kaybolduğunda,
15:42
when a naturalistdoğa bilimci feelshissediyor at one with naturedoğa,
379
927000
3000
bir doğasever kendini doğayla bütün hissettiğinde,
15:45
when a believermümin feelshissediyor at one with God'sTanrı'nın love.
380
930000
3000
bir inanan Tanrının sevgisiyle tek olduğunu hissettiğinde.
15:48
That is what the unconsciousbilinçsiz mindus hungersdoymuyor for.
381
933000
3000
Bilinçdışı zihnin açlık duyduğu budur.
15:51
And manyçok of us feel it in love
382
936000
2000
Ve çoğumuz bunu sevgide hissederiz
15:53
when loversaşık feel fusederimiş.
383
938000
2000
aşıklar kenetlenmiş hissettiklerinde.
15:55
And one of the mostçoğu beautifulgüzel descriptionsaçıklamaları
384
940000
2000
Ve bu araştırma sırasında karşılaştığım
15:57
I've come acrosskarşısında in this researchAraştırma
385
942000
3000
zihnin nasıl nüfuz ettiğine dair
16:00
of how mindszihinler interpenetrateinterpenetrate
386
945000
2000
en güzel tanımlama
16:02
was writtenyazılı by a great theoristkuramcı and scientistBilim insanı
387
947000
2000
harika bir kuramcı ve bilim insanı olan
16:04
namedadlı DouglasDouglas HofstadterHofstadter at the UniversityÜniversitesi of IndianaIndiana.
388
949000
3000
Indiana Üniversitesinden Douglas Hofstadter tarafından yapıldı.
16:07
He was marriedevli to a womankadın namedadlı CarolCarol,
389
952000
2000
Carol adında bir kadınla evliydi,
16:09
and they had a wonderfulolağanüstü relationshipilişki.
390
954000
2000
ve harika bir ilişkileri vardı.
16:11
When theironların kidsçocuklar were fivebeş and two,
391
956000
2000
Çocukları beş ve iki yaşındalarken,
16:13
CarolCarol had a strokeinme and a brainbeyin tumortümör and diedvefat etti suddenlyaniden.
392
958000
4000
Carol bir inme geçirdi ve bir beyin tümörü ve aniden öldü.
16:17
And HofstadterHofstadter wroteyazdı a bookkitap
393
962000
2000
Ve Hofstafter 'Ben Garip Bir Döngüyüm'
16:19
calleddenilen "I Am a StrangeGarip LoopDöngü."
394
964000
2000
adında bir kitap yazdı.
16:21
In the coursekurs of that bookkitap, he describesaçıklar a momentan --
395
966000
2000
Bu kitabın hazırlığı sırasında, bir andan bahsediyor -
16:23
just monthsay after CarolCarol has diedvefat etti --
396
968000
3000
Carol öldükten sadece aylar sonra -
16:26
he comesgeliyor acrosskarşısında her pictureresim on the mantelşömine,
397
971000
2000
şömine üzerindeki ya da yatak odasındaki
16:28
or on a bureauBüro in his bedroomyatak odası.
398
973000
2000
çekmece üzerinde fotoğrafına bakıyor.
16:30
And here'sburada what he wroteyazdı:
399
975000
2000
Ve işte şunu yazıyor:
16:32
"I lookedbaktı at her faceyüz,
400
977000
2000
"Yüzüne baktım,
16:34
and I lookedbaktı so deeplyderinden
401
979000
2000
öyle derin baktım ki
16:36
that I feltkeçe I was behindarkasında her eyesgözleri.
402
981000
2000
kendimi gözlerinin arkasında hissettim.
16:38
And all at oncebir Zamanlar I foundbulunan myselfkendim sayingsöz
403
983000
2000
Ve o anda gözyaşlarım akarken
16:40
as tearsgözyaşı flowedaktı,
404
985000
2000
kendi kendime,
16:42
'That's me. That's me.'
405
987000
2000
'Bu benim. Bu benim.' dedim.
16:44
And those simplebasit wordskelimeler
406
989000
2000
Ve bu basit kelimeler
16:46
broughtgetirdi back manyçok thoughtsdüşünceler that I had had before,
407
991000
2000
daha önce aklımdan geçirmiş olduğum düşünceleri getirdi,
16:48
about the fusionfüzyon of our soulsruhlar
408
993000
2000
ruhlarımızın daha yüksek düzeyde
16:50
into one higher-leveldaha yüksek düzey entityvarlık,
409
995000
2000
bir varlıkta birleşmesi ile ilgili,
16:52
about the factgerçek that at the coreçekirdek of bothher ikisi de our soulsruhlar
410
997000
3000
her ikimizin ruhlarının merkezindeki çocuklarımız için
16:55
layyatırmak our identicalözdeş hopesumutlar and dreamsrüyalar for our childrençocuklar,
411
1000000
4000
özdeş umutlar ve hayallerin yattığı gerçeği ile ilgili,
16:59
about the notionkavram that those hopesumutlar
412
1004000
2000
bu umutların ayrı ve uzak umutlar
17:01
were not separateayrı or distinctfarklı hopesumutlar,
413
1006000
2000
olmadığı, aksine sadece tek bir umut
17:03
but were just one hopeumut,
414
1008000
2000
olduğu, her ikimizi de
17:05
one clearaçık thing that definedtanımlanmış us bothher ikisi de,
415
1010000
2000
tanımlayan, bizi tek bir birim haline getiren,
17:07
that weldedkaynaklı us into a unitbirim --
416
1012000
2000
öyle bir birim ki evlenmeden ve
17:09
the kindtür of unitbirim I had but dimlyloş imaginedhayal
417
1014000
3000
çocuk sahibi olmadan var olan ama
17:12
before beingolmak marriedevli and havingsahip olan childrençocuklar.
418
1017000
3000
belirsizce hayal ettiğim düşüncesi ile ilgili.
17:15
I realizedgerçekleştirilen that, thoughgerçi CarolCarol had diedvefat etti,
419
1020000
2000
Fark ettim ki, Carol ölmüş olsa da,
17:17
that coreçekirdek pieceparça of her had not diedvefat etti at all,
420
1022000
3000
onun asıl parçası hiç de ölmüş değildi,
17:20
but had livedyaşamış on very determinedlydeterminedly in my brainbeyin."
421
1025000
4000
benim beynimde kesin olarak yaşamaya devam ediyordu."
17:24
The GreeksYunanlılar say we sufferacı çekmek our way to wisdombilgelik.
422
1029000
3000
Yunanlar bilgeliğe giden yolda acı çekeriz derler.
17:27
ThroughAracılığıyla his sufferingçile, HofstadterHofstadter understoodanladım
423
1032000
2000
Bu acı sayesinde, Hofstadter ne kadar derinden
17:29
how deeplyderinden interpenetratedinterpenetrated we are.
424
1034000
3000
birbirimize nüfuz ettiğimizi anladı.
17:32
ThroughAracılığıyla the policypolitika failuresarızaları of the last 30 yearsyıl,
425
1037000
3000
Son 30 yılın siyasi başarısızlıkları boyunca,
17:35
we have come to acknowledgekabul, I think,
426
1040000
3000
insan doğası anlayışımızın ne kadar sığ olduğunu
17:38
how shallowsığ our viewgörünüm of humaninsan naturedoğa has been.
427
1043000
3000
anladığımızı düşünüyorum.
17:41
And now as we confrontkarşısına çıkmak that shallownesssığlığı
428
1046000
3000
Ve şimdi, bu sığlıkla ve kim olduğumuzun
17:44
and the failuresarızaları that derivetüretmek from our inabilityyetersizlik
429
1049000
2000
derinliklerine ulaşma konusundaki beceriksizliğimizden
17:46
to get the depthsderinlikleri of who we are,
430
1051000
2000
doğan başarısızlıklarımızla yüzleşirken,
17:48
comesgeliyor this revolutiondevrim in consciousnessbilinç --
431
1053000
2000
bilinçteki şu devrim ortaya çıkıyor -
17:50
these people in so manyçok fieldsalanlar
432
1055000
3000
doğamızın derinliklerini araştıran
17:53
exploringkeşfetmek the depthderinlik of our naturedoğa
433
1058000
2000
birçok farklı alandan bu insanlar
17:55
and cominggelecek away with this enchantedmemnun oldum,
434
1060000
2000
bu büyüleyici, bu yeni hümanizma ile
17:57
this newyeni humanismhümanizm.
435
1062000
2000
geliyorlar.
17:59
And when FreudFreud discoveredkeşfedilen his senseduyu of the unconsciousbilinçsiz,
436
1064000
2000
Ve Freud kendi bilinçdışı duygusunu keşfettiği zaman,
18:01
it had a vastgeniş effectEfekt on the climateiklim of the timeszamanlar.
437
1066000
3000
bu zamanın ikliminde muazzam bir etki yaptı.
18:04
Now we are discoveringkeşfetmek a more accuratedoğru visionvizyon
438
1069000
3000
Şimdi biz bilinçdışının daha doğru bir bakışını
18:07
of the unconsciousbilinçsiz, of who we are deepderin insideiçeride,
439
1072000
3000
keşfediyoruz - derinlerde kim olduğumuzu.
18:10
and it's going to have a wonderfulolağanüstü and profoundderin
440
1075000
2000
Ve bu kültürümüz üzerinde harika ve içe işleyen
18:12
and humanizinghumanizing effectEfekt on our culturekültür.
441
1077000
2000
ve insanlaştıran bir etki yapacak.
18:14
Thank you.
442
1079000
2000
Teşekkürler.
18:16
(ApplauseAlkış)
443
1081000
20000
(Alkışlar)
Translated by Serap Cakil
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
David Brooks - Op-ed columnist
Writer and thinker David Brooks has covered business, crime and politics over a long career in journalism.

Why you should listen

David Brooks became an Op-Ed columnist for The New York Times in September 2003. He is currently a commentator on "The PBS Newshour," NPR’s "All Things Considered" and NBC's "Meet the Press."

He is the author of Bobos in Paradise and The Social Animal. In April 2015, he released with his fourth book, The Road to Character, which was a #1 New York Times bestseller.

Brooks also teaches at Yale University, and is a member of the American Academy of Arts & Sciences.

Born on August 11, 1961 in Toronto, Canada, Brooks graduated a bachelor of history from the University of Chicago in 1983. He became a police reporter for the City News Bureau, a wire service owned jointly by the Chicago Tribune and Sun-Times.

He worked at The Washington Times and then The Wall Street Journal for nine years. His last post at the Journal was as Op-ed Editor. Prior to that, he was posted in Brussels, covering Russia, the Middle East, South Africa and European affairs. His first post at the Journal was as editor of the book review section, and he filled in as the Journal's movie critic.

He also served as a senior editor at The Weekly Standard for 9 years, as well as contributing editor for The Atlantic and Newsweek.

More profile about the speaker
David Brooks | Speaker | TED.com