ABOUT THE SPEAKER
Jaron Lanier - Scientist, musician, visual artist, author
Jaron Lanier is a scientist, musician and writer best known for his work in virtual reality and his advocacy of humanism and sustainable economics in a digital context.

Why you should listen

Jaron Lanier is interested in the idea that virtual reality might help us notice the magic of ordinary reality and the idea that paying people for the data that is now taken from them might be the best path to a sustainable, dignified future economy.

Lanier's 1980s start-up created the first commercial VR products and introduced avatars, multi-person virtual world experiences and prototypes of major VR applications such as surgical simulation. Lanier coined or popularized the terms "virtual reality" and "mixed reality." He recently released a new book, Dawn of the New Everything: Encounters with Reality and Virtual Reality. Both of his previous books, Who Owns the Future? and You Are Not a Gadget are international bestsellers. His most recent book (May 29, 2018) is entitled Ten Arguments for Deleting Your Social Media Accounts Right Now.

Lanier was a mainstay of the earliest TED conferences; he still thinks of TED as a charming little gathering.

More profile about the speaker
Jaron Lanier | Speaker | TED.com
TED2018

Jaron Lanier: How we need to remake the internet

Jaron Lanier: İnterneti nasıl yeniden yapılandırmalıyız

Filmed:
3,029,544 views

Dijital kültürün ilk günlerinde Jaron Lanier, interneti, insanların bilgilerini paylaşabilecekleri ortak bir kamu malı olması yolundaki vizyonun kurulmasında yardım etmişti. O zamanlar bile bu vizyon karanlık bir risk tarafından takip ediliyordu: hayatımızı kontrol eden, verilerimizi izleyen ve bize uyarıcılarla besleyen kişisel cihazlar. (Aşina geldi mi?) Bu konuşmasında Lanier, dijital kültürün kurulmasında Google ve Facebook gibi şirketlerin ''küresel boyutta trajik, devasa hata''sını ele alıyor ve bunu nasıl geri çevirebileceğimizi açıklıyor. Lanier'e göre ''İki insanın birbiriyle iletişim kurması için tek yolun, onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olduğu bir toplumda yaşayamayız.''
- Scientist, musician, visual artist, author
Jaron Lanier is a scientist, musician and writer best known for his work in virtual reality and his advocacy of humanism and sustainable economics in a digital context. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
Back in the 1980s, actuallyaslında,
I gaveverdi my first talk at TEDTED,
0
944
4009
Aslında ilk TED konuşmamı
1980'lerde yapmıştım,
00:16
and I broughtgetirdi some of the very,
very first publichalka açık demonstrationsgösteriler
1
4977
4262
sanal gerçekliğin bazı ilk deneyimlerini
00:21
of virtualsanal realitygerçeklik ever to the TEDTED stageevre.
2
9263
4234
TED sahnesine ilk ben getirmiştim.
00:26
And at that time, we knewbiliyordum
that we were facingkarşı a knife-edgeKnife-Edge futuregelecek
3
14375
6867
Daha o zamandan geleceğin
bıçak sırtında olduğunu biliyorduk,
00:33
where the technologyteknoloji we neededgerekli,
4
21266
5201
ihtiyaç duyduğumuz
00:38
the technologyteknoloji we lovedsevilen,
5
26491
1851
ve o çok sevdiğimiz teknolojinin
00:40
could alsoAyrıca be our undoinggeri alma.
6
28366
2047
sonumuz olabileceğini biliyorduk.
00:43
We knewbiliyordum that if we thought
of our technologyteknoloji
7
31266
4091
Sahip olduğumuz teknolojiyi
daha fazla güç amacıyla kullanırsak
00:47
as a meansanlamına geliyor to ever more powergüç,
8
35381
3254
bunun yalnızca bir güç yolculuğu olacağını
00:50
if it was just a powergüç tripgezi,
we'devlenmek eventuallysonunda destroyyıkmak ourselveskendimizi.
9
38659
3707
ve işin sonunda kendimizi
yok edeceğimizi biliyorduk.
00:54
That's what happensolur
10
42390
1181
Bir güç yolculuğunda
00:55
when you're on a powergüç tripgezi
and nothing elsebaşka.
11
43595
2787
başınıza gelecek olanlar
bundan ibaret olur.
00:59
So the idealismidealizm
12
47509
3389
O zamanların dijital kültürü,
01:02
of digitaldijital culturekültür back then
13
50922
4809
01:07
was all about startingbaşlangıç with
that recognitiontanıma of the possiblemümkün darknesskaranlık
14
55755
4739
muhtemel karanlığın farkına varıp
01:12
and tryingçalışıyor to imaginehayal etmek
a way to transcendaşmak it
15
60518
3350
bunu güzellik ve yaratıcılıkla
baskılamanın bir yolunu bulmaktı.
01:15
with beautygüzellik and creativityyaratıcılık.
16
63892
2578
01:19
I always used to endson my earlyerken TEDTED TalksGörüşmeler
with a ratherdaha doğrusu horrifyingkorkunç linehat, whichhangi is,
17
67033
6507
TED konuşmalarımı hep
dehşet veren bir sözle bitirmişimdir:
01:26
"We have a challengemeydan okuma.
18
74478
3866
''Önümüzde bir zorluk var.
01:30
We have to createyaratmak
a culturekültür around technologyteknoloji
19
78368
4024
Teknolojinin etrafını
çok güzel, çok anlamlı
01:34
that is so beautifulgüzel, so meaningfulanlamlı,
20
82416
3968
çok derin, yaratıcılıkla dolup taşan
01:38
so deepderin, so endlesslySonsuz bir şekilde creativeyaratıcı,
21
86408
2541
sınırsız potansiyele sahip
bir kültürlü donatmalıyız,
01:40
so filleddolu with infinitesonsuz potentialpotansiyel
22
88973
3016
öyle bir kültür olmalı ki
01:44
that it drawsberabere us away
from committingişlemekle masskitle suicideintihar."
23
92013
3253
bizi kendimizi yok etmekten alıkoysun.''
01:48
So we talkedkonuştuk about extinctionsönme
as beingolmak one and the sameaynı
24
96519
5588
Cezbedici ve çok yaratıcı bir gelecek
yaratma ihtiyacımızı
01:54
as the need to createyaratmak an alluringçekici,
infinitelysonsuz creativeyaratıcı futuregelecek.
25
102131
4830
soyumuzun tükenmesiyle bağdaştırdık.
01:59
And I still believe
that that alternativealternatif of creativityyaratıcılık
26
107639
5382
Ben hâlâ bir yaratıcılık alternatifinin
02:05
as an alternativealternatif to deathölüm
27
113045
1974
yok olmaya bir alternatif olduğunun
02:07
is very realgerçek and truedoğru,
28
115043
1969
gerçek ve doğru olduğu kanısındayım,
02:09
maybe the mostçoğu truedoğru thing there is.
29
117036
1983
hatta belki de tek doğru.
02:11
In the casedurum of virtualsanal realitygerçeklik --
30
119870
2095
Sanal gerçeklik konusunda
02:13
well, the way I used to talk about it
31
121989
2282
ne zaman konuşmaya başlasam
02:16
is that it would be something like
32
124295
2635
insanların dili keşfettiklerinde olanlar
gibi şeyler anlatırdım.
02:18
what happenedolmuş when people
discoveredkeşfedilen languagedil.
33
126954
2850
02:21
With languagedil camegeldi newyeni adventuresmacera,
newyeni depthderinlik, newyeni meaninganlam,
34
129828
4675
Dille birlikte yeni maceralar,
yeni bir derinlik ve anlam,
02:26
newyeni waysyolları to connectbağlamak,
newyeni waysyolları to coordinatekoordinat,
35
134527
2080
yeni irtibat ve ortaklık yolları,
02:28
newyeni waysyolları to imaginehayal etmek,
newyeni waysyolları to raiseyükseltmek childrençocuklar,
36
136631
4034
yeni hayal gücü,
çocuk yetiştirmede yeni yollar türedi
02:32
and I imaginedhayal, with virtualsanal realitygerçeklik,
we'devlenmek have this newyeni thing
37
140689
4262
ve ben de sanal gerçeklikle
sahip olacağımız yeni şeyin
02:36
that would be like a conversationkonuşma
38
144975
1593
sohbet ederken uyanık hâlde
02:38
but alsoAyrıca like waking-stateuyanma durumu
intentionalkasıtlı dreamingrüya görmek.
39
146592
3344
kasıtlı rüya görmek gibi
bir şey olacağını sanırdım.
02:41
We calleddenilen it post-symbolicsonrası sembolik communicationiletişim,
40
149960
2653
Buna post sembolik iletişim diyorduk,
02:44
because it would be like just directlydirekt olarak
makingyapma the thing you experienceddeneyimli
41
152637
4358
çünkü tecrübe ettiğiniz bir şeyi
doğrudan ortaya çıkarmak gibi olacaktı,
02:49
insteadyerine of indirectlydolaylı olarak
makingyapma symbolssemboller to referbaşvurmak to things.
42
157019
3619
dolaylı yoldan sembollerle
onu anlatmak artık olmayacaktı.
02:53
It was a beautifulgüzel visionvizyon,
and it's one I still believe in,
43
161466
4338
Harika bir vizyondu
ve ben buna hâlâ inanıyorum,
02:57
and yethenüz, hauntingperili ev that beautifulgüzel visionvizyon
44
165828
3215
ama bu vizyonun peşini bırakmayan
03:01
was the darkkaranlık sideyan
of how it could alsoAyrıca turndönüş out.
45
169067
3150
o karanlık kısım da
bu uğurda ortaya çıkabilir.
03:04
And I supposevarsaymak I could mentionsöz etmek
46
172241
5048
İlk bilgisayar bilimcilerinden
03:09
from one of the very earliesten erken
computerbilgisayar scientistsBilim adamları,
47
177313
3064
Norbert Wiener'dan bahsetmek istiyorum,
03:12
whosekimin nameisim was NorbertNorbert WienerWiener,
48
180401
2135
03:14
and he wroteyazdı a bookkitap back in the '50s,
from before I was even borndoğmuş,
49
182560
3754
1950'lerde benim daha doğmadığım
zamanlarda bir kitap yazmıştı,
03:18
calleddenilen "The Humanİnsan Use of Humanİnsan BeingsVarlıklar."
50
186338
2658
kitabın adı ''The Human Use
of Human Beings'' idi.
03:21
And in the bookkitap,
he describedtarif edilen the potentialpotansiyel
51
189779
4172
Kitapta, insanlardan veri toplayacak
03:25
to createyaratmak a computerbilgisayar systemsistem
that would be gatheringtoplama dataveri from people
52
193975
6181
ve gerçek zamanda
insanlara geri dönümde bulunarak
03:32
and providingsağlama feedbackgeri bildirim
to those people in realgerçek time
53
200180
3572
onları kısmen ve istatistiksel olarak
davranışsal bir sisteme itecek
03:35
in ordersipariş to put them kindtür of partiallykısmen,
statisticallyistatistiksel, in a SkinnerSkinner boxkutu,
54
203776
5135
bir bilgisayar sistemi tarif ediyordu
03:40
in a behavioristdavranışçı systemsistem,
55
208935
2444
03:43
and he has this amazingşaşırtıcı linehat
where he saysdiyor,
56
211403
2501
ve kitabın bir kısmında
harika bir şeyler söylüyor:
03:45
one could imaginehayal etmek,
as a thought experimentdeney --
57
213928
2738
alıntı yapmıyorum,
kendi sözlerimle anlatıyorum --
03:48
and I'm paraphrasingsözcüklerle,
this isn't a quotealıntı --
58
216690
2461
03:51
one could imaginehayal etmek a globalglobal computerbilgisayar systemsistem
59
219175
3080
herkesin üzerinde cihaz olduğu
03:54
where everybodyherkes has devicescihazlar
on them all the time,
60
222279
2842
küresel bir bilgisayar sistemi hayal edin,
03:57
and the devicescihazlar are givingvererek them
feedbackgeri bildirim basedmerkezli on what they did,
61
225145
3272
yaptıkları şeylere göre bu cihazlar
geri bildirimde bulunsunlar
04:00
and the wholebütün populationnüfus
62
228441
1875
04:02
is subjectkonu to a degreederece
of behaviordavranış modificationdeğişiklik.
63
230340
3576
ve tüm dünya nüfusu bir derece
davranış düzenlenmesine maruz kalsın.
04:05
And suchböyle a societytoplum would be insanedeli,
64
233940
3546
Böyle bir toplum çılgınlık olur,
04:09
could not survivehayatta kalmak,
could not faceyüz its problemssorunlar.
65
237510
3097
kimse hayatta kalamaz,
sorunlarıyla başa çıkamaz.
04:12
And then he saysdiyor, but this is
only a thought experimentdeney,
66
240631
2621
Sonra da bunun sadece
düşünsel bir deney olduğunu
04:15
and suchböyle a futuregelecek
is technologicallyteknolojik olarak infeasibleolanaksız.
67
243276
3420
ve böyle bir geleceğin teknolojik yönden
yapılamaz olduğunu söylüyor.
04:18
(LaughterKahkaha)
68
246720
1092
(Kahkahalar)
04:19
And yethenüz, of coursekurs,
it's what we have createdoluşturulan,
69
247836
3002
Bizim yarattığımız şey işte bu
04:22
and it's what we mustşart undogeri alma
if we are to survivehayatta kalmak.
70
250862
3277
ve hayatta kalmak için de
bunu geri çevirmemiz gerekiyor.
04:27
So --
71
255457
1151
04:28
(ApplauseAlkış)
72
256632
3540
(Alkışlar)
04:32
I believe that we madeyapılmış
a very particularbelirli mistakehata,
73
260631
5977
Çok özel bir hata yaptığımızı düşünüyorum,
04:38
and it happenedolmuş earlyerken on,
74
266632
2234
bunu ilk zamanlarda yaptık
04:40
and by understandinganlayış the mistakehata we madeyapılmış,
75
268890
2074
ama yaptığımız hatayı anlayarak
04:42
we can undogeri alma it.
76
270988
1859
bunu geri çevirebiliriz.
04:44
It happenedolmuş in the '90s,
77
272871
2559
Bunu 90'lı yıllarda yaptık,
04:47
and going into the turndönüş of the centuryyüzyıl,
78
275454
2742
yeni bir yüzyıla girerken bunlar yaşandı.
04:50
and here'sburada what happenedolmuş.
79
278220
1388
04:53
EarlyErken digitaldijital culturekültür,
80
281200
1374
Günümüze kadar gelen
ilk dijital kültürün
04:54
and indeedaslında, digitaldijital culturekültür to this day,
81
282598
4972
04:59
had a senseduyu of, I would say,
leftysolak, socialistSosyalist missionmisyon about it,
82
287594
6309
solcu, sosyalist bir misyonu vardı,
05:05
that unlikeaksine other things
that have been donetamam,
83
293927
2160
kitapların icadı gibi
başarılan diğer her şeyin aksine
05:08
like the inventionicat of bookskitaplar,
84
296111
1434
05:09
everything on the internetInternet
mustşart be purelyyalnızca publichalka açık,
85
297569
3413
internetteki her şey
kamuya açık olmalıydı,
05:13
mustşart be availablemevcut for freeücretsiz,
86
301006
2325
ücretsiz olmalıydı,
05:15
because if even one personkişi
cannotyapamam affordparası yetmek it,
87
303355
3388
çünkü eğer bir kişinin bile
satın almaya gücü yetmiyorsa
05:18
then that would createyaratmak
this terriblekorkunç inequityeşitsizliği.
88
306767
2572
korkunç bir eşitsizlik baş gösterirdi.
05:21
Now of coursekurs, there's other waysyolları
to dealanlaştık mı with that.
89
309912
2524
Tabii bununla baş etmenin
başka yolları da var.
05:24
If bookskitaplar costmaliyet moneypara,
you can have publichalka açık librarieskütüphaneler.
90
312460
3016
Kitaplar pahalıysa
kütüphaneye gidersiniz.
05:27
And so forthileri.
91
315500
1174
Bunun gibi şeyler.
05:28
But we were thinkingdüşünme, no, no, no,
this is an exceptionistisna.
92
316698
2618
Ama biz ısrarla
bunun istisna olduğunda direttik.
05:31
This mustşart be puresaf publichalka açık commonsavam,
that's what we want.
93
319340
4605
Bu tamamen kamu malı olmalı,
istediğimiz şey bu.
05:35
And so that spiritruh liveshayatları on.
94
323969
2634
Bu heves devam etti.
05:38
You can experiencedeneyim it in designstasarımlar
like the WikipediaWikipedia, for instanceörnek,
95
326627
3715
Vikipedi ve daha pek çok tasarımda
bunu görebilirsiniz.
05:42
manyçok othersdiğerleri.
96
330366
1341
05:43
But at the sameaynı time,
97
331731
1874
Ancak bir yandan da
aynı hevesle
05:45
we alsoAyrıca believedinanılır, with equaleşit fervorşevk,
98
333629
2588
05:48
in this other thing
that was completelytamamen incompatibleuyumsuz,
99
336241
3937
hiçbir şekilde bu görüşümüzle bağdaşmayan
bir şeye daha inandık,
05:52
whichhangi is we lovedsevilen our techteknoloji entrepreneursgirişimciler.
100
340202
3627
teknoloji girişimcilerimizi çok sevdik.
05:55
We lovedsevilen SteveSteve Jobsİşleri;
we lovedsevilen this NietzscheanNietzschean mythefsane
101
343853
3739
Steve Jobs'ı çok sevdik;
evreni yerle bir edebilecek
05:59
of the techieteknik okul who could dentDent the universeEvren.
102
347616
3468
Nietzsche teknoloji efsanesini çok sevdik.
06:03
Right?
103
351108
1318
Öyle değil mi?
06:04
And that mythicalefsanevi powergüç
still has a holdambar on us, as well.
104
352450
5848
Ayrıca bu efsanevi gücün
hâlâ üzerimizde etkisi var.
06:10
So you have these two differentfarklı passionstutkular,
105
358322
4459
Yani iki farklı heves içindeydik,
06:14
for makingyapma everything freeücretsiz
106
362805
1937
her şeyi ücretsiz yapmak
06:16
and for the almostneredeyse supernaturaldoğaüstü
powergüç of the techteknoloji entrepreneurgirişimci.
107
364766
5166
ve teknoloji girişimcilerinin
doğaüstü güçlerine inanmak.
06:21
How do you celebratekutlamak entrepreneurshipGirişimcilik
when everything'sherşey freeücretsiz?
108
369956
4352
Her şey ücretsizken
girişimciliği nasıl açıklarsınız?
06:26
Well, there was only
one solutionçözüm back then,
109
374332
3125
O zamanlar yalnızca tek bir çözüm vardı,
06:29
whichhangi was the advertisingreklâm modelmodel.
110
377481
2087
reklam modeli.
06:31
And so thereforebu nedenle, GoogleGoogle
was borndoğmuş freeücretsiz, with adsreklamlar,
111
379592
4003
Ve buradan reklam eşliğinde
ücretsiz Google hayata geldi,
06:35
FacebookFacebook was borndoğmuş freeücretsiz, with adsreklamlar.
112
383619
3682
reklamlarla Facebook geldi.
06:39
Now in the beginningbaşlangıç, it was cuteşirin,
113
387325
3865
İlk başlarda güzel bir şeydi,
06:43
like with the very earliesten erken GoogleGoogle.
114
391214
1960
ilk Google'dan bahsediyorum.
06:45
(LaughterKahkaha)
115
393198
1286
(Kahkahalar)
06:46
The adsreklamlar really were kindtür of adsreklamlar.
116
394508
2897
Reklamlar, sadece reklamdan ibaretti.
06:49
They would be, like,
your localyerel dentistdiş hekimi or something.
117
397429
2485
Yaşadığınız yerdeki diş hekimini
falan görürdünüz.
06:51
But there's thing calleddenilen Moore'sMoore'un lawhukuk
118
399938
1920
Ancak Moore'un yasası denen şey
06:53
that makesmarkaları the computersbilgisayarlar
more and more efficientverimli and cheaperdaha ucuz.
119
401882
3142
bilgisayarları daha etkili
ve daha ucuz kılıyordu.
06:57
TheirOnların algorithmsalgoritmalar get better.
120
405048
1858
Algoritmalar daha iyiye gidiyor.
06:58
We actuallyaslında have universitiesüniversiteler
where people studyders çalışma them,
121
406930
2596
Üniversitelerde insanlar
bunun üzerinde çalışıyorlar,
07:01
and they get better and better.
122
409550
1628
sürekli daha iyiye gidiyorlar.
07:03
And the customersmüşteriler and other entitieskişiler
who use these systemssistemler
123
411202
4452
Bu sistemleri kullanan müşteri
ve diğer kurumlar da
07:07
just got more and more experienceddeneyimli
and got clevererzeki and clevererzeki.
124
415678
4127
giderek daha deneyimli, daha zeki
bir hâle geliyorlar.
07:11
And what startedbaşladı out as advertisingreklâm
125
419829
2397
Reklam amacıyla başlayan şey
07:14
really can't be calleddenilen
advertisingreklâm anymoreartık.
126
422250
2477
artık reklam olmaktan çıktı.
07:16
It turneddönük into behaviordavranış modificationdeğişiklik,
127
424751
2912
Davranış düzenlemesine döndü,
07:19
just as NorbertNorbert WienerWiener
had worriedendişeli it mightbelki.
128
427687
4493
Norbert Wiener'ın olabileceğinden
korktuğu şey buydu.
07:24
And so I can't call these things
socialsosyal networksağlar anymoreartık.
129
432204
4620
Ve ben artık bu şeylere
sosyal ağ da diyemiyorum.
07:28
I call them behaviordavranış modificationdeğişiklik empiresimparatorluklar.
130
436848
3814
Davranış düzenleme
imparatorlukları diyorum.
07:32
(ApplauseAlkış)
131
440686
2235
(Alkışlar)
07:34
And I refuseçöp to vilifykötülemek the individualsbireyler.
132
442945
4214
Ayrıca bireyleri suçlamayı reddediyorum.
07:39
I have dearSayın friendsarkadaşlar at these companiesşirketler,
133
447183
2271
Bu şirketlerde çalışan arkadaşlarım var,
07:41
soldsatıldı a companyşirket to GoogleGoogle, even thoughgerçi
I think it's one of these empiresimparatorluklar.
134
449478
4760
o imparatorluklardan biri olsa da
Google'a şirketini satan arkadaşım da var.
07:46
I don't think this is a mattermadde
of badkötü people who'veettik kim donetamam a badkötü thing.
135
454262
5060
Burada konu kötü bir şey yapan
kötü insanlar değil.
07:51
I think this is a mattermadde
of a globallyküresel tragictrajik,
136
459346
4576
Bu, tüm dünyayı etkileyen devasa bir hata,
hayret verici derecede absürd bir hata
07:55
astoundinglyşaşırtıcı ridiculousgülünç mistakehata,
137
463946
4572
bir şeytanlık dizisi değil.
08:00
ratherdaha doğrusu than a wavedalga of evilkötülük.
138
468542
4129
08:04
Let me give you
just anotherbir diğeri layertabaka of detaildetay
139
472695
2682
Bu hatanın nasıl işlediğini
biraz daha örnekleyeyim.
08:07
into how this particularbelirli
mistakehata functionsfonksiyonlar.
140
475401
3103
08:11
So with behaviorismDavranışçılık,
141
479337
2707
Davranışçılıkta,
ister insan ister hayvan olsun
08:14
you give the creatureyaratık,
whetherolup olmadığını it's a ratsıçan or a dogköpek or a personkişi,
142
482068
5064
yaptıkları işe istinaden
ona ödül, bazen de ceza verirsiniz.
08:19
little treatsmuamele etmek and sometimesara sıra
little punishmentscezalar
143
487156
2840
08:22
as feedbackgeri bildirim to what they do.
144
490020
1817
08:24
So if you have an animalhayvan in a cagekafes,
it mightbelki be candyŞeker and electricelektrik shocksşoklara.
145
492710
5912
Kafeste bir hayvanınız varsa
ya yiyecek ya da elektrik şoku verirsiniz.
08:30
But if you have a smartphoneSmartphone,
146
498646
2524
Ama akıllı telefonunuz varsa
08:33
it's not those things,
it's symbolicsembolik punishmentceza and rewardödül.
147
501194
6926
ödül ve cezalar sembolik olacaktır.
08:40
PavlovPavlov, one of the earlyerken behavioristsbehaviorists,
148
508144
2443
İlk davranış bilimcilerden Pavlov
bu ünlü ilkeyi göstermişti.
08:42
demonstratedgösterdi the famousünlü principleprensip.
149
510611
2952
08:45
You could traintren a dogköpek to salivatetükürük salgılamak
just with the bellçan, just with the symbolsembol.
150
513587
3961
Sadece zille, sadece o sembolle
köpeğinizin ağzını sulandırabilirsiniz.
08:49
So on socialsosyal networksağlar,
151
517572
1586
Sosyal ağlarda ise,
08:51
socialsosyal punishmentceza and socialsosyal rewardödül
functionfonksiyon as the punishmentceza and rewardödül.
152
519182
5080
sosyal ödül ve cezalar
gerçekten ödül ve ceza gibi çalışıyorlar.
08:56
And we all know
the feelingduygu of these things.
153
524286
2077
Nasıl bir his olduğunu hepimiz biliyoruz.
08:58
You get this little thrillheyecan --
154
526387
1451
Ani bir mutluluk --
08:59
"SomebodyBiri likedsevilen my stuffşey
and it's beingolmak repeatedtekrarlanan."
155
527862
2350
''Biri gönderimi beğendi
başkaları da beğeniyor.''
09:02
Or the punishmentceza:
"Oh my God, they don't like me,
156
530236
2334
Ceza da şöyle:
''Aman Tanrım, beni sevmiyorlar,
09:04
maybe somebodybirisi elsebaşka
is more popularpopüler, oh my God."
157
532594
2239
benden daha popüler olan var, Tanrım.''
09:06
So you have those two
very commonortak feelingsduygular,
158
534857
2226
Bu iki yaygın his
içimize öyle bir işlenmiş ki
09:09
and they're doleddoled out in suchböyle a way
that you get caughtyakalandı in this loopdöngü.
159
537107
3564
bu döngüden kendimizi alamıyoruz.
09:12
As has been publiclyGenel olarak acknowledgedkabul etti
by manyçok of the founderskurucuları of the systemsistem,
160
540695
4095
Üstelik bu durum, sistemin çoğu
kurucusu tarafından tasdik edildi,
09:16
everybodyherkes knewbiliyordum this is what was going on.
161
544814
2341
yani herkes neler olduğunu biliyordu da.
09:19
But here'sburada the thing:
162
547871
1619
Ancak şöyle bir şey var:
09:21
traditionallygeleneksel, in the academicakademik studyders çalışma
of the methodsyöntemleri of behaviorismDavranışçılık,
163
549514
5294
Davranış bilimine
akademik bir bakış yaptığımızda
09:26
there have been comparisonskarşılaştırmalar
of positivepozitif and negativenegatif stimulibir çekim gücü.
164
554832
5436
pozitif ve negatif uyarıcıların
karşılaştırıldıklarını görürürüz.
09:32
In this settingayar, a commercialticari settingayar,
165
560292
2364
Böyle bir ortamda, ticari bir ortamda
09:34
there's a newyeni kindtür of differencefark
166
562680
1596
akademik platformda
bir süredir kaçınılan yeni bir fark var,
09:36
that has kindtür of evadedyapmamış
the academicakademik worldDünya for a while,
167
564300
2769
09:39
and that differencefark
is that whetherolup olmadığını positivepozitif stimulibir çekim gücü
168
567093
4048
bu fark, pozitif uyarıcıların
farklı koşullar altında
09:43
are more effectiveetkili than negativenegatif onesolanlar
in differentfarklı circumstanceskoşullar,
169
571165
3309
negatif uyarıcılardan daha etkili
olup olmadığı sorusu,
09:46
the negativenegatif onesolanlar are cheaperdaha ucuz.
170
574498
2104
negatif olanların daha ucuz olduğu.
09:48
They're the bargainpazarlık stimulibir çekim gücü.
171
576626
2056
Bunlar pazarlık uyarıcıları.
09:50
So what I mean by that is it's much easierDaha kolay
172
578706
5703
Demek istediğim şu ki
09:56
to losekaybetmek trustgüven than to buildinşa etmek trustgüven.
173
584433
3116
güven kaybetmek, kazanmaktan daha kolay.
09:59
It takes a long time to buildinşa etmek love.
174
587573
3172
Sevmek için çok zaman gerekiyor.
10:02
It takes a shortkısa time to ruinharabe love.
175
590769
2606
Sevgiyi mahfetmek içinse çok az zaman.
10:05
Now the customersmüşteriler of these
behaviordavranış modificationdeğişiklik empiresimparatorluklar
176
593399
4588
Bu davranış düzenleme
imparatorlukları müşterileri
10:10
are on a very fasthızlı loopdöngü.
177
598011
1423
çok hızlı bir döngüdeler.
10:11
They're almostneredeyse like
high-frequencyyüksek frekans traderstüccarlar.
178
599458
2045
Yüksek frekanslı tüccar gibiler.
10:13
They're gettingalma feedbacksgeri bildirimler
from theironların spendsharcıyor
179
601527
2024
Harcamalarına göre
geri bildirim alıyorlar
10:15
or whateverher neyse theironların activitiesfaaliyetler are
if they're not spendingharcama,
180
603575
2802
veya harcama yapmıyorlarsa
yaptıkları aktivitelere göre,
10:18
and they see what's workingçalışma,
and then they do more of that.
181
606401
3270
gördükleri şey işe yarıyor
ve bunu daha çok yapıyorlar.
10:21
And so they're gettingalma the quickhızlı feedbackgeri bildirim,
182
609695
2040
Çok hızlı bir geri bildirim alıyorlar,
10:23
whichhangi meansanlamına geliyor they're respondingtepki vermek
more to the negativenegatif emotionsduygular,
183
611759
3040
yani negatif duygulara
daha fazla yanıt veriyorlar,
10:26
because those are the onesolanlar
that riseyükselmek fasterDaha hızlı, right?
184
614823
3937
çünkü hızlı yükselenler onlar, değil mi?
10:30
And so thereforebu nedenle,
even well-intentionediyi niyetli playersoyuncu
185
618784
3548
Bu yüzden de
çok iyi niyetli oyuncular bile
10:34
who think all they're doing
is advertisingreklâm toothpastediş macunu
186
622356
2865
diş macunu reklamı yaptıklarını sanırken
10:37
endson up advancingilerleyen the causesebeb olmak
of the negativenegatif people,
187
625245
3031
negatif insanların savını
desteklemiş oluyorlar,
10:40
the negativenegatif emotionsduygular, the crankskrank,
188
628300
2334
negatif duyguları, saplantıları,
10:42
the paranoidsParanoids,
189
630658
1444
paranoyakları, kötümserleri, nihilistleri.
10:44
the cynicsCynics, the nihilistsadil.
190
632126
3080
10:47
Those are the onesolanlar who get
amplifiedamplifiye by the systemsistem.
191
635230
3493
Onlar, sistemin güçlendirdiği kişiler.
10:50
And you can't payödeme one of these companiesşirketler
to make the worldDünya suddenlyaniden niceGüzel
192
638747
5651
Bu şirketlerin birine ödeme yaparak
dünyayı daha güzel bir yer yapmak,
10:56
and improveiyileştirmek democracydemokrasi
193
644422
1151
demokrasiyi düzeltmek
10:57
nearlyneredeyse as easilykolayca as you can payödeme
to ruinharabe those things.
194
645597
3841
o şeyleri yok etmek için
para ödemek kadar kolay değil.
11:01
And so this is the dilemmaikilem
we'vebiz ettik gottenkazanılmış ourselveskendimizi into.
195
649462
3719
İşte kendimizi bu ikilemin içine soktuk.
11:05
The alternativealternatif is to turndönüş back the clocksaat,
with great difficultyzorluk,
196
653856
5232
Alternatifimiz büyük zorlukla
zamanı geriye almak
11:11
and remakeremake that decisionkarar.
197
659112
2841
ve bu kararı yeniden vermek.
11:13
RemakingRemaking it would mean two things.
198
661977
4038
Bu da iki anlama geliyor.
11:18
It would mean first that manyçok people,
those who could affordparası yetmek to,
199
666039
3928
İlki şu, bunu yapmaya ekonomisi olanlar
11:21
would actuallyaslında payödeme for these things.
200
669991
2207
bu şeyler için para ödeyecek.
11:24
You'dOlur payödeme for searcharama,
you'dşimdi etsen payödeme for socialsosyal networking.
201
672222
4407
İnternette arama yapmak için,
sosyal ağ için...
11:28
How would you payödeme?
Maybe with a subscriptionabonelik feeücret,
202
676653
3461
Nasıl mı? Abonelik ücretiyle
veya kullanım sırasında mikro ödemelerle.
11:32
maybe with micro-paymentsMikro-ödemeler as you use them.
203
680138
2738
11:34
There's a lot of optionsseçenekleri.
204
682900
1802
Çok seçenek var.
11:36
If some of you are recoilingsürme,
and you're thinkingdüşünme,
205
684726
2397
Kiminiz geri çekilip şöyle düşünüyor,
11:39
"Oh my God, I would never payödeme
for these things.
206
687147
2366
''Aman Tanrım, ben o şeylere
asla para ödemem.''
11:41
How could you ever get anyonekimse to payödeme?"
207
689537
2095
Birinden bunu yapmasını nasıl istersin?''
11:43
I want to remindhatırlatmak you
of something that just happenedolmuş.
208
691656
3239
Henüz olan bir olayı hatırlatayım.
11:46
Around this sameaynı time
209
694919
2054
Google ve Facebook gibi şirketlerin
fikirlerini ilk oluşturdukları sıralarda
11:48
that companiesşirketler like GoogleGoogle and FacebookFacebook
were formulatingformüle theironların freeücretsiz ideaFikir,
210
696997
5707
11:54
a lot of cyberCyber culturekültür
alsoAyrıca believedinanılır that in the futuregelecek,
211
702728
4504
siber kültür, gelecekte TV ve filmlerin
aynı şekilde yapılacağına inanıyordu.
11:59
televisionstelevizyonlar and moviesfilmler
would be createdoluşturulan in the sameaynı way,
212
707256
3022
12:02
kindtür of like the WikipediaWikipedia.
213
710302
1755
Vikipedi gibi.
12:04
But then, companiesşirketler
like NetflixNetflix, AmazonAmazon, HBOHBO,
214
712456
5064
Sonra Netflix, Amazon, HBO gibi şirketler
12:09
said, "ActuallyAslında, you know, subscribeabone.
We'llWe'll give you give you great TVTV."
215
717544
3739
''Abone olun, biz de size
harika bir TV hizmeti sunalım.'' dediler.
12:13
And it workedişlenmiş!
216
721307
1373
Ve işe yaradı!
12:14
We now are in this perioddönem
calleddenilen "peakzirve TVTV," right?
217
722704
3874
Şimdi ''TV'nin zirvesi''
dediğimiz dönemdeyiz.
12:18
So sometimesara sıra when you payödeme for stuffşey,
things get better.
218
726602
4198
Bazen bir şeylere ödeme yaptığınızda
her şey daha iyi oluyor.
12:22
We can imaginehayal etmek a hypotheticalfarazi --
219
730824
2286
12:25
(ApplauseAlkış)
220
733134
4671
(Alkışlar)
12:29
We can imaginehayal etmek a hypotheticalfarazi worldDünya
of "peakzirve socialsosyal mediamedya."
221
737829
3659
''Sosyal medyanın zirvesi''
diyeceğimiz bir dünya hayal edebiliriz.
12:33
What would that be like?
222
741512
1349
Bu nasıl bir şey olur?
12:34
It would mean when you get on,
you can get really usefulişe yarar,
223
742885
2770
Çevrimiçi olduğunuzda
çok faydalı bilgiler edinebilirsiniz,
12:37
authoritativeyetkili medicaltıbbi advicetavsiye
insteadyerine of crankskrank.
224
745679
3095
mesela uydurma tavsiyeler yerine
onaylı tıbbi bilgiler.
12:41
It could mean when you want
to get factualolgusal informationbilgi,
225
749143
3310
Bilimsel bir bilgi edinmek istediğinizde
12:44
there's not a bunchDemet of weirdtuhaf,
paranoidparanoyak conspiracykomplo theoriesteoriler.
226
752477
3254
bir dizi tuhaf paranoyak
komplo teorisiyle karşılaşmazsınız.
12:47
We can imaginehayal etmek this wonderfulolağanüstü
other possibilityolasılık.
227
755755
4235
Bu diğer harika olasılığı
hayal edebiliriz.
12:52
AhAh.
228
760014
1261
12:53
I dreamrüya of it. I believe it's possiblemümkün.
229
761299
2130
Ben bunu hayal ediyorum.
Buna inanıyorum.
12:55
I'm certainbelli it's possiblemümkün.
230
763453
3302
Mümkün olduğundan eminim.
12:58
And I'm certainbelli that the companiesşirketler,
the GooglesGoogles and the FacebooksFacebooks,
231
766779
4747
Google ve Facebook gibi şirketlerin
13:03
would actuallyaslında do better in this worldDünya.
232
771550
2312
daha iyisini yapabileceğine inanıyorum.
13:05
I don't believe we need
to punishcezalandırmak SiliconSilikon ValleyVadi.
233
773886
3166
Silikon Vadisi'ni cezalandırmanın
bir gereği yok diye düşünüyorum.
13:09
We just need to remakeremake the decisionkarar.
234
777076
2253
Sadece bu kararı yeniden almamız lazım.
13:12
Of the bigbüyük techteknoloji companiesşirketler,
235
780702
1882
Teknoloji devlerinden yalnızca ikisi
13:14
it's really only two that dependbağımlı
on behaviordavranış modificationdeğişiklik and spyingcasusluk
236
782608
5563
işletme modellerini davranış düzenleme
ve casusluğa dayandırıyor.
13:20
as theironların business planplan.
237
788195
1257
13:21
It's GoogleGoogle and FacebookFacebook.
238
789476
1759
Bunlar Google ve Facebook.
13:23
(LaughterKahkaha)
239
791259
1310
(Kahkaha)
13:24
And I love you guys.
240
792593
1691
Sizi çok seviyorum.
13:26
Really, I do. Like, the people
are fantasticfantastik.
241
794308
2721
Gerçekten seviyorum.
Bu insanlar müthiş.
13:30
I want to pointpuan out, if I mayMayıs ayı,
242
798371
3182
Müsaadenizle şunu da belirtmek istiyorum,
13:33
if you look at GoogleGoogle,
243
801577
1151
Google'a baktığınızda
13:34
they can propagateyaymak costmaliyet centersmerkezleri
endlesslySonsuz bir şekilde with all of these companiesşirketler,
244
802752
5087
maliyet merkezlerini
tüm bu şirketlere yaymışlar,
13:39
but they cannotyapamam propagateyaymak profitkâr centersmerkezleri.
245
807863
2048
ama kâr merkezlerini yaymıyorlar.
13:41
They cannotyapamam diversifyçeşitlendirmek,
because they're hookedbağlanmış.
246
809935
3181
Çeşitlilik yapamıyorlar,
çünkü bağlanmışlar.
13:45
They're hookedbağlanmış on this modelmodel,
just like theironların ownkendi userskullanıcılar.
247
813140
2627
Bu modele bağlanmışlar,
tıpkı kullanıcıları gibi.
13:47
They're in the sameaynı traptuzak as theironların userskullanıcılar,
248
815791
2298
Kullanıcılarıyla aynı tuzağın içindeler
13:50
and you can't runkoş
a bigbüyük corporationşirket that way.
249
818113
2504
ve bu şekilde büyük bir şirket
yürütemezsiniz.
13:52
So this is ultimatelyen sonunda totallybütünüyle
in the benefityarar of the shareholderspay sahipleri
250
820641
3603
Bu hem bu şirketlerin hissedarları,
hem de menfaatçilerinin yararına.
13:56
and other stakeholderspaydaşlar of these companiesşirketler.
251
824268
2445
13:58
It's a win-winkazan-kazan solutionçözüm.
252
826737
2350
İki taraf da kazanıyor.
14:01
It'llİtll ' just take some time
to figureşekil it out.
253
829111
2515
Sadece anlaması biraz zaman alacak.
14:03
A lot of detailsayrıntılar to work out,
254
831650
2262
Çok detay olsa da
kesinlikle yapılabilir.
14:05
totallybütünüyle doableyapılabilir.
255
833936
1830
14:07
(LaughterKahkaha)
256
835790
2415
(Kahkahalar)
14:10
I don't believe our speciesTürler
can survivehayatta kalmak unlessolmadıkça we fixdüzeltmek this.
257
838229
3834
Bunu düzeltmeden türümüzün
hayatına devam edebileceğini sanmıyorum.
14:14
We cannotyapamam have a societytoplum
258
842087
2290
İletişim kurmak isteyen
iki kişi için tek yolun
14:16
in whichhangi, if two people
wishdilek to communicateiletişim kurmak,
259
844401
2961
onları manipüle etmek isteyen
14:19
the only way that can happenolmak
is if it's financedfinanse by a thirdüçüncü personkişi
260
847386
3440
üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan
bir toplumda yaşayamayız.
14:22
who wishesdilek to manipulateidare them.
261
850850
2346
14:25
(ApplauseAlkış)
262
853220
6238
(Alkışlar)
14:35
(ApplauseAlkış endsuçları)
263
863077
1151
14:36
In the meantimebu arada,
if the companiesşirketler won'talışkanlık changedeğişiklik,
264
864942
2945
Bu arada,
eğer şirketler değişmezse
14:39
deletesilmek your accountshesapları, OK?
265
867911
1666
hesaplarınızı silin.
14:41
(LaughterKahkaha)
266
869601
1269
(Kahkahalar)
14:42
(ApplauseAlkış)
267
870894
1046
(Alkışlar)
14:43
That's enoughyeterli for now.
268
871964
1509
Bu kadarı yeterli.
14:45
Thank you so much.
269
873497
1151
Çok teşekkürler.
14:46
(ApplauseAlkış)
270
874672
6804
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jaron Lanier - Scientist, musician, visual artist, author
Jaron Lanier is a scientist, musician and writer best known for his work in virtual reality and his advocacy of humanism and sustainable economics in a digital context.

Why you should listen

Jaron Lanier is interested in the idea that virtual reality might help us notice the magic of ordinary reality and the idea that paying people for the data that is now taken from them might be the best path to a sustainable, dignified future economy.

Lanier's 1980s start-up created the first commercial VR products and introduced avatars, multi-person virtual world experiences and prototypes of major VR applications such as surgical simulation. Lanier coined or popularized the terms "virtual reality" and "mixed reality." He recently released a new book, Dawn of the New Everything: Encounters with Reality and Virtual Reality. Both of his previous books, Who Owns the Future? and You Are Not a Gadget are international bestsellers. His most recent book (May 29, 2018) is entitled Ten Arguments for Deleting Your Social Media Accounts Right Now.

Lanier was a mainstay of the earliest TED conferences; he still thinks of TED as a charming little gathering.

More profile about the speaker
Jaron Lanier | Speaker | TED.com