ABOUT THE SPEAKER
Pico Iyer - Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships.

Why you should listen

In twelve books, covering everything from Revolutionary Cuba to the XIVth Dalai Lama, Islamic mysticism to our lives in airports, Pico Iyer has worked to chronicle the accelerating changes in our outer world, which sometimes make steadiness and rootedness in our inner world more urgent than ever. In his TED Book, The Art of Stillness, he draws upon travels from North Korea to Iran to remind us how to remain focused and sane in an age of frenzied distraction. As he writes in the book, "Almost everybody I know has this sense of overdosing on information and getting dizzy living at post-human speeds ... All of us instinctively feel that something inside us is crying out for more spaciousness and stillness to offset the exhilarations of this movement and the fun and diversion of the modern world."

More profile about the speaker
Pico Iyer | Speaker | TED.com
TEDSalon NY2014

Pico Iyer: The art of stillness

Filmed:
3,176,968 views

The place that travel writer Pico Iyer would most like to go? Nowhere. In a counterintuitive and lyrical meditation, Iyer takes a look at the incredible insight that comes with taking time for stillness. In our world of constant movement and distraction, he teases out strategies we all can use to take back a few minutes out of every day, or a few days out of every season. It’s the talk for anyone who feels overwhelmed by the demands for our world.
- Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I'm a lifelongömür boyu travelerGezgin.
0
875
1908
Hayatım boyunca seyahat ettim.
00:14
Even as a little kidçocuk,
1
2783
1659
Küçük bir çocukken
00:16
I was actuallyaslında workingçalışma out
that it would be cheaperdaha ucuz
2
4442
3480
İngiltere'de yatılı okula gitmemin
00:20
to go to boardingyatılı schoolokul in Englandİngiltere
3
7922
2126
ailemin Kaliforniya'daki evinin yakınındaki
00:22
than just to the besten iyi schoolokul down the roadyol
from my parents'Anne babamın houseev in CaliforniaCalifornia.
4
10048
5120
en iyi okula gitmekten
daha ucuz olacağını fark etmiştim.
00:27
So, from the time I was ninedokuz yearsyıl oldeski
5
15168
3379
Dokuz yaşımda iken
00:30
I was flyinguçan aloneyalnız severalbirkaç timeszamanlar a yearyıl
6
18547
3228
yılda birkaç defa, tek başıma
00:33
over the NorthKuzey PoleKutup, just to go to schoolokul.
7
21775
3466
okula gitmek için
Kuzey Kutbunun üstünden uçuyordum.
00:37
And of coursekurs the more I flewuçtu
the more I camegeldi to love to flyuçmak,
8
25241
3635
Tabii uçtukça
uçmayı daha çok sevmeye başladım.
00:41
so the very weekhafta after I graduatedmezun
from highyüksek schoolokul,
9
28884
3266
Liseden mezun olduğum hafta
00:44
I got a job moppingpaspas tablestablolar
10
32150
2714
masa temizleyicisi olarak
çalışmaya başladım.
00:47
so that I could spendharcamak
everyher seasonsezon of my 18thinci yearyıl
11
34864
4201
Böylece 18. yaşımın her mevsimini
00:51
on a differentfarklı continentkıta.
12
39065
3001
farklı bir kıtada geçirecektim.
00:54
And then, almostneredeyse inevitablykaçınılmaz,
I becameoldu a travelseyahat writeryazar
13
42066
4121
Daha sonra ise neredeyse
kaçınılmaz bir şekilde seyahat yazarı oldum.
00:58
so my job and my joysevinç could becomeolmak one.
14
46187
4109
İşimle, heyecan duyduğum şey birleşmişti.
01:02
And I really beganbaşladı to feel
that if you were luckyşanslı enoughyeterli
15
50636
3886
Ve o zaman şöyle hissetmeye başladım:
01:06
to walkyürümek around
the candlelitmum ışığında templestapınaklar of TibetTibet
16
54522
3432
Tibet'in mumla aydınlatılmış
tapınakları etrafında yürüyecek
01:10
or to wanderdolaşmak alonguzun bir the seafrontsseafronts in HavanaHavana
17
57954
2804
veya etrafınızda müzik varken
01:12
with musicmüzik passinggeçen all around you,
18
60758
2380
Havana'nın sahillerinde gezinecek kadar
şanslıysanız,
01:15
you could bringgetirmek those soundssesleri
and the highyüksek cobaltkobalt skiesgökyüzü
19
63138
3297
o sesleri, o masmavi gökyüzünü
01:18
and the flashflaş of the bluemavi oceanokyanus
20
66435
2342
ve mavi okyanusun parıldamasını
01:20
back to your friendsarkadaşlar at home,
21
68777
2013
memleketinizdeki arkadaşlarınıza
getirebilir,
01:22
and really bringgetirmek some magicsihirli
22
70790
1791
kendi hayatınıza birazcık sihir
01:24
and clarityberraklık to your ownkendi life.
23
72581
2821
ve açıklık da katabilirsiniz.
01:27
ExceptHariç, as you all know,
24
75402
2466
Tabii hepinizin bildiği gibi
01:30
one of the first things you learnöğrenmek
when you travelseyahat
25
77868
2832
seyahat ettiğinizde
öğrendiğiniz ilk şeylerden biri,
01:32
is that nowhereHiçbir yerde is magicalbüyülü
unlessolmadıkça you can bringgetirmek the right eyesgözleri to it.
26
80700
5377
doğru gözle bakmadığınız sürece
hiçbir yerin sihirli olmadığı.
01:38
You take an angrykızgın man to the HimalayasHimalayalar,
27
86078
2479
Sinirli bir adamı Himalayalar'a götürün,
01:40
he just startsbaşlar complainingşikayetçi about the foodGıda.
28
88557
3316
yiyecekten şikayet etmeye başlar.
01:44
And I foundbulunan that the besten iyi way
29
91873
2522
Daha dikkat edici ve takdir edici gözlere
01:46
that I could developgeliştirmek more attentiveözenli
and more appreciativeminnettar eyesgözleri
30
94395
4044
ulaşmanın en iyi şeklinin
01:50
was, oddlytuhaf bir şekilde,
31
98439
1598
gariptir,
01:52
by going nowhereHiçbir yerde, just by sittingoturma still.
32
100037
3468
hiçbir yere gitmeme,
hareketsiz oturma olduğunu fark ettim.
01:55
And of coursekurs sittingoturma still
is how manyçok of us get
33
103505
2849
Hareketsiz oturarak çoğumuz
hızlanmış hayatlarımızda
01:58
what we mostçoğu craveyalvarmak and need
in our acceleratedhızlandırılmış liveshayatları, a breakkırılma.
34
106354
5050
en çok hasretini çektiğimiz şey
olan araya ulaşıyoruz.
02:04
But it was alsoAyrıca the only way
35
112124
1722
Fakat hareketsiz oturma benim için
02:06
that I could find to siftelemek throughvasitasiyla
the slideshowslayt gösterisi of my experiencedeneyim
36
113846
5501
deneyimlerime göz gezdirmemin,
02:11
and make senseduyu of the futuregelecek and the pastgeçmiş.
37
119347
3284
gelecek ve geçmişten
anlam çıkarmanın tek yoluydu.
02:14
And so, to my great surprisesürpriz,
38
122631
3042
Şaşırtıcı bir şekilde
02:17
I foundbulunan that going nowhereHiçbir yerde
39
125673
1902
hiçbir yere gitmemenin
02:19
was at leasten az as excitingheyecan verici
as going to TibetTibet or to CubaKüba.
40
127579
4118
en az Tibet ve Küba'ya gitmek kadar
heyecan verici olduğunu keşfettim.
02:23
And by going nowhereHiçbir yerde,
I mean nothing more intimidatingkorkutucu
41
131697
4052
Hiçbir yere gitmemek derken
02:27
than takingalma a fewaz minutesdakika out of everyher day
42
135752
2832
her gün birkaç dakika
02:30
or a fewaz daysgünler out of everyher seasonsezon,
43
138584
1971
ya da her mevsim birkaç gün
02:32
or even, as some people do,
44
140555
1969
ya da bazı insanların yaptığı gibi
02:34
a fewaz yearsyıl out of a life
45
142524
2819
hayattan birkaç sene
02:37
in ordersipariş to sitoturmak still long enoughyeterli
46
145343
2701
hareketsiz bir şekilde
02:40
to find out what moveshamle you mostçoğu,
47
148044
3391
sizi en çok harekete geçiren şeyi buluncaya,
02:43
to recallhatırlama where your truesten doğru happinessmutluluk liesyalanlar
48
151435
3344
en gerçek mutluluğunuzun
nerede olduğunu hatırlayıncaya kadar
02:46
and to rememberhatırlamak that sometimesara sıra
49
154779
1770
ya da bazen
02:48
makingyapma a livingyaşam and makingyapma a life
50
156549
2715
hayatı kazanmakla, hayatı yaşamanın
02:51
pointpuan in oppositekarşısında directionstalimatlar.
51
159264
3183
farklı yönlerde olduğunu fark edinceye kadar
oturmayı kastediyorum.
02:54
And of coursekurs, this is what wisebilge beingsvarlıklar
throughvasitasiyla the centuriesyüzyıllar
52
162457
3197
Tabii ki bu, yüzyıllar boyu her gelenekten
02:57
from everyher traditiongelenek have been tellingsöylüyorum us.
53
165654
2243
hikmet sahibi kişilerin bize söylediği bir şey.
03:00
It's an oldeski ideaFikir.
54
167897
1926
Bu çok eski bir fikir.
03:02
More than 2,000 yearsyıl agoönce,
the StoicsStoics were remindinghatırlatan us
55
169823
3294
İki bin yıldan çok daha önce Stoacılar,
03:05
it's not our experiencedeneyim
that makesmarkaları our liveshayatları,
56
173117
3054
hayatımızın deneyimlerden değil
03:08
it's what we do with it.
57
176171
2208
bizim onlarla yaptıklarımızdan
oluştuğunu bize hatırlatıyordu.
03:10
ImagineHayal a hurricanekasırga suddenlyaniden
sweepsPiyango throughvasitasiyla your townkasaba
58
178379
3852
Şehrinizden aniden bir fırtınanın geçtiğini
03:14
and reducesazaltır everyher last thing to rubblemoloz.
59
182231
4508
ve her şeyi yakıp yıktığını düşünün.
03:18
One man is traumatizedTravma for life.
60
186739
3662
Bir kişi hayatı boyunca travma yaşayacak.
03:22
But anotherbir diğeri, maybe even his brothererkek kardeş,
almostneredeyse feelshissediyor liberatedkurtarılmış,
61
190401
3864
Fakat bir başka biri, belki de kardeşi,
özgürlüğe kavuşmuş gibi hissedebilir.
03:26
and decideskarar this is a great chanceşans
to startbaşlama his life anewyeniden.
62
194265
4242
Bunun hayatına yeniden başlamak için
büyük bir şans olduğuna karar verebilir.
03:30
It's exactlykesinlikle the sameaynı eventolay,
63
198507
1850
Aynı olay,
03:32
but radicallykökünden differentfarklı responsesyanıt-e doğru.
64
200357
2552
fakat çok farklı iki tepki.
03:35
There is nothing eitherya good or badkötü,
as ShakespeareShakespeare told us in "HamletHamlet,"
65
202909
4381
Şekspir'in "Hamlet"te dediği gibi, iyi ya da kötü yoktur,
03:39
but thinkingdüşünme makesmarkaları it so.
66
207300
2130
düşünme biçimimiz onları oluşturur.
03:42
And this has certainlykesinlikle been
my experiencedeneyim as a travelerGezgin.
67
210720
3340
Benim gezginlik deneyimlerim de
hep bunu onayladı.
03:46
Twenty-four24 yearsyıl agoönce I tookaldı
the mostçoğu mind-bendingbükme tripgezi
68
214060
3173
24 yıl önce hayatımdaki
en ilginç gezilerimden birini
03:49
acrosskarşısında NorthKuzey KoreaKore.
69
217233
2682
Kuzey Kore'ye gerçekleştirdim.
03:52
But the tripgezi lastedsürdü a fewaz daysgünler.
70
219915
2889
Gezi birkaç gün sürmüştü.
03:55
What I've donetamam with it sittingoturma still,
going back to it in my headkafa,
71
222804
3580
Hareketsiz bir şekilde otururken,
zihnimde gezinin üzerinden tekrar geçtim,
03:58
tryingçalışıyor to understandanlama it,
findingbulgu a placeyer for it in my thinkingdüşünme,
72
226384
3672
onu anlamaya çalıştım,
düşüncelerimde yer bulmaya çalıştım,
04:02
that's lastedsürdü 24 yearsyıl alreadyzaten
73
230056
2264
24 yıldır sürüyor,
04:04
and will probablymuhtemelen last a lifetimeömür.
74
232320
3363
belki de hayat boyu devam edecek.
04:07
The tripgezi, in other wordskelimeler,
gaveverdi me some amazingşaşırtıcı sightsmanzaraları,
75
235683
3376
Başka bir deyişle,
bu gezi bana muhteşem manzaralar sunmuştu,
04:11
but it's only sittingoturma still
76
239059
2065
fakat hareketsiz oturma
04:13
that allowsverir me to turndönüş those
into lastingkalıcı insightsanlayışlar.
77
241124
3692
onları kalıcı çıkarımlara dönüştürdü.
04:17
And I sometimesara sıra think
that so much of our life
78
244816
2946
Bazen hayatımızın ne kadar büyük kısmının
04:19
takes placeyer insideiçeride our headskafalar,
79
247762
2017
zihnimizde geçtiğini düşünüyorum.
04:21
in memorybellek or imaginationhayal gücü
or interpretationyorumu or speculationspekülasyon,
80
249779
4813
hafıza, hayal, yorumlama
veya fikir yürütme ile
04:26
that if I really want to changedeğişiklik my life
81
254592
2803
Hayatımı gerçekten değiştirmek istiyorsam,
04:29
I mightbelki besten iyi beginbaşla by changingdeğiştirme my mindus.
82
257395
4035
zihnimi değiştirmeye başlamam en iyisi.
04:33
Again, noneYok of this is newyeni;
83
261430
1520
Yine, bunların hiçbiri yeni şeyler değil.
04:35
that's why ShakespeareShakespeare and the StoicsStoics
were tellingsöylüyorum us this centuriesyüzyıllar agoönce,
84
262950
4300
Şekspir ve Stoacılar bu yüzden yüzyıllar
önce bize bunları söyledi.
04:39
but ShakespeareShakespeare never had to faceyüz
200 emailse-postalar in a day.
85
267250
4253
Fakat Şekspir hiçbir zaman
günde 200 e-posta ile uğraşmıyordu.
04:43
(LaughterKahkaha)
86
271503
1402
(Gülüşmeler)
04:45
The StoicsStoics, as faruzak as I know,
were not on FacebookFacebook.
87
272905
4323
Bildiğim kadarı ile
Stoacılar Facebook'ta değildi.
04:49
We all know that in our on-demandTalep üzerine liveshayatları,
88
277228
2846
Bizden çok şey talep eden hayatımızda
04:52
one of the things that's mostçoğu on demandtalep
89
280084
2108
en çok talep gören şey
04:54
is ourselveskendimizi.
90
282192
1228
kendimiz.
04:55
WhereverHer yerde we are, any time of night or day,
91
283420
2632
Nerede olursak olalım,
gece veya sabah her an
04:58
our bossesPatronlar, junk-mailersönemsiz postaları,
our parentsebeveyn can get to us.
92
286052
3731
patronlarımız, gereksiz e-posta atanlar,
ebeveynlerimiz bize ulaşabilir.
05:02
SociologistsSosyologlar have actuallyaslında foundbulunan
that in recentson yearsyıl
93
290443
3329
Sosyologlar son zamanlarda
05:05
AmericansAmerikalılar are workingçalışma fewerDaha az hourssaatler
than 50 yearsyıl agoönce,
94
293772
3458
Amerikalıların 50 yıl önceye göre
daha az çalıştığını buldular,
05:09
but we feel as if we're workingçalışma more.
95
297230
3166
fakat daha çok çalıştığımızı düşünüyoruz.
05:12
We have more and more time-savingzaman kazandıran devicescihazlar,
96
300396
2546
Zaman kazandırıcı alet sayısı artıyor,
05:15
but sometimesara sıra, it seemsgörünüyor,
lessaz and lessaz time.
97
302942
3800
fakat bazen
daha az zaman varmış gibi geliyor.
05:18
We can more and more easilykolayca
make contacttemas with people
98
306742
2484
Dünyanın en ücra köşelerindeki kişilerle
05:21
on the furthesten uzak cornersköşeleri of the planetgezegen,
99
309226
2359
daha kolay iletişime geçebiliyoruz,
05:23
but sometimesara sıra in that processsüreç
100
311585
1994
fakat bu süreçte
05:25
we losekaybetmek contacttemas with ourselveskendimizi.
101
313579
3746
kendimizle olan bağı kaybediyoruz.
05:29
And one of my biggesten büyük surprisessürprizler
as a travelerGezgin
102
317325
3793
Gezgin olarak fark ettiğim en şaşırtıcı şey,
05:33
has been to find
that oftensık sık it's exactlykesinlikle the people
103
321118
3178
herhangi bir yere
05:36
who have mostçoğu enabledetkin us to get anywhereherhangi bir yer
104
324296
3117
ulaşmamızı sağlayan insanların
05:39
who are intentniyet on going nowhereHiçbir yerde.
105
327413
2715
hiçbir yere gitmeme isteklerinin olması.
05:42
In other wordskelimeler, preciselytam those beingsvarlıklar
106
330128
2185
Başka bir deyişle,
05:44
who have createdoluşturulan the technologiesteknolojiler
107
332313
2333
eskinin limitlerinin üstesinden gelen
05:46
that overridegeçersiz kılma so manyçok
of the limitssınırları of oldeski,
108
334646
3550
teknolojileri oluşturanlar,
05:50
are the onesolanlar wisestbilge
about the need for limitssınırları,
109
338196
3011
teknoloji limitleri konusunda
05:53
even when it comesgeliyor to technologyteknoloji.
110
341207
3676
en bilinçli insanlar.
05:57
I oncebir Zamanlar wentgitti to the GoogleGoogle headquartersMerkez
111
344883
2629
Bir gün Google merkez binasına gittim,
05:59
and I saw all the things
manyçok of you have heardduymuş about;
112
347512
2803
duyduğunuz şeyleri gördüm;
06:02
the indoorkapalı treeağaç housesevler, the trampolinesHediyelik paketler,
113
350315
3224
içerideki ağaç evleri, trambolinleri,
06:05
workersişçiler at that time enjoyingkeyfi 20 percentyüzde
of theironların paidödenmiş time freeücretsiz
114
353539
4478
çalışanların ücretli zamanlarının
yüzde yirmisinde
06:10
so that they could just let
theironların imaginationshayal go wanderinggöçebe.
115
358017
4040
hayallerini serbest bırakmanın
tadını çıkardıklarını.
06:14
But what impressedetkilendim me even more
116
362057
2918
Fakat dijital kimliğimi almayı beklerken
06:17
was that as I was waitingbekleme
for my digitaldijital I.D.,
117
364975
3579
beni başka şeyler daha çok şaşırttı:
06:20
one GooglerGoogler was tellingsöylüyorum me
about the programprogram
118
368554
2769
bir Google çalışanı
06:23
that he was about to startbaşlama
to teachöğretmek the manyçok, manyçok GooglersGoogle'cuların
119
371323
3794
yoga yapan başka Google çalışanlarını
yoga eğitmeni yapmak için
06:27
who practiceuygulama yogaYoga
to becomeolmak trainerseğitmenler in it,
120
375117
3393
bir program başlatacağını söyledi.
06:30
and the other GooglerGoogler was tellingsöylüyorum me
about the bookkitap that he was about to writeyazmak
121
378510
4254
Bir başka çalışan
06:34
on the inner searcharama enginemotor,
122
382764
3014
iç arama moturu
06:37
and the waysyolları in whichhangi scienceBilim
has empiricallyampirik showngösterilen
123
385778
2993
ve bilimin empirik olarak
06:40
that sittingoturma still, or meditationmeditasyon,
124
388771
2537
hareketsiz oturmanın ya da meditasyonun
06:43
can leadöncülük etmek not just to better
healthsağlık or to clearerdaha net thinkingdüşünme,
125
391308
3612
sağlığı iyileştirip berrak düşünmeyi sağlamanın yanında
06:47
but even to emotionalduygusal intelligencezeka.
126
394920
3520
duygusal zekayı da geliştirdiğini
göstermesiyle ilgili bir kitap yazacaktı.
06:50
I have anotherbir diğeri friendarkadaş in SiliconSilikon ValleyVadi
127
398440
2313
Silikon Vadisi'nde bir arkadaşım daha var.
06:52
who is really one
of the mostçoğu eloquentanlamlı spokesmensözcüleri
128
400753
3122
Yeni teknolojiler konusunda
06:56
for the latestson technologiesteknolojiler,
129
403875
1803
sık görüş bildiren kişilerden biri.
06:57
and in factgerçek was one of the founderskurucuları
of WiredKablolu magazinedergi, KevinKevin KellyKelly.
130
405678
3885
Wired dergisinin kurucularından biri, Kevin Kelly.
07:01
And KevinKevin wroteyazdı his last bookkitap
on freshtaze technologiesteknolojiler
131
409563
3753
Kevin taze teknolojiler üzerine olan yeni kitabını
07:05
withoutolmadan a smartphoneSmartphone
or a laptopdizüstü or a TVTV in his home.
132
413316
4563
evinde hiç akıllı telefon, dizüstü bilgisayar veya televizyon yokken yazdı.
07:10
And like manyçok in SiliconSilikon ValleyVadi,
133
417879
2882
Silikon Vadisi'ndeki birçokları gibi
07:12
he triesçalışır really hardzor to observegözlemlemek
134
420761
2976
İnternet Şabatına uymak için
07:15
what they call an InternetInternet sabbathSabbath,
135
423737
3186
gerçekten uğraşıyor.
07:19
wherebyMademki for 24 or 48 hourssaatler everyher weekhafta
136
427643
3098
Her hafta 24 veya 48 saat
07:22
they go completelytamamen offlineçevrimdışı
137
430741
3080
tamamen çevrimdışı oluyorlar.
07:26
in ordersipariş to gathertoplamak the senseduyu of directionyön
138
433821
2148
Tekrar çevrimiçi olduklarında
07:28
and proportionoran they'llacaklar need
when they go onlineinternet üzerinden again.
139
435969
3494
yön ve dengelerinin ne olacağını
anlamaya çalışıyorlar.
07:31
The one thing perhapsbelki
that technologyteknoloji hasn'tdeğil sahiptir always givenverilmiş us
140
439463
3727
Teknolojinin her zaman bize sağlamadığı şey
07:35
is a senseduyu of how to make
the wisestbilge use of technologyteknoloji.
141
443190
4709
sanırım teknolojiyi doğru kullanmanın
nasıl olacağı.
07:40
And when you speakkonuşmak of the sabbathSabbath,
142
447899
2665
Şabattan bahsetmişken,
07:42
look at the TenOn CommandmentsEmir --
143
450564
1937
on emre bakınız,
07:44
there's only one wordsözcük there
for whichhangi the adjectiveSıfat "holyKutsal" is used,
144
452501
4373
orada sadece bir kelime için kutsal sıfatı kullanılmış,
07:49
and that's the SabbathSabbath.
145
456874
2276
o da Şabat.
07:51
I pickalmak up the JewishYahudi holyKutsal bookkitap
of the TorahTevrat --
146
459150
3030
Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat'a bakıyorum,
07:54
its longestEn uzun chapterbölüm, it's on the SabbathSabbath.
147
462180
3341
en uzun bölüm Şabat'la ilgili.
07:57
And we all know that it's really
one of our greatestEn büyük luxurieslüks,
148
465521
3897
Hepimiz biliyoruz ki boş alan
08:01
the emptyboş spaceuzay.
149
469418
2188
en büyük lükslerimizden biri.
08:03
In manyçok a pieceparça of musicmüzik,
it's the pauseDuraklat or the restdinlenme
150
471606
3922
Birçok müzik parçasında, durma ya da ara
08:07
that givesverir the pieceparça
its beautygüzellik and its shapeşekil.
151
475528
3110
parçaya güzelliğini veya şeklini verir.
08:10
And I know I as a writeryazar
152
478638
1583
Yazar olarak
08:12
will oftensık sık try to includeDahil etmek
a lot of emptyboş spaceuzay on the pagesayfa
153
480221
4133
sayfaya birçok boş alan koymaya çalışırım,
08:16
so that the readerokuyucu can completetamamlayınız
my thoughtsdüşünceler and sentencescümleler
154
484354
3712
böylece okuyucu düşüncelerimi
ve cümlelerimi tamamlayabilir
08:20
and so that her imaginationhayal gücü
has roomoda to breathenefes almak.
155
488066
4102
ve hayali nefes alacak yer bulur.
08:25
Now, in the physicalfiziksel domaindomain,
of coursekurs, manyçok people,
156
493618
2578
Fiziksel dünyada birçok insan tabii ki,
08:28
if they have the resourceskaynaklar,
157
496196
1524
ellerinde kaynakları varsa,
08:29
will try to get a placeyer in the countryülke,
a secondikinci home.
158
497720
3480
ülkede kendilerine
bir alan almak isterler.
08:33
I've never begunbaşladı to have those resourceskaynaklar,
159
501200
3142
O kaynaklara sahip olmadım, fakat
08:36
but I sometimesara sıra rememberhatırlamak
that any time I want,
160
504342
3715
bazen kendime
08:40
I can get a secondikinci home in time,
if not in spaceuzay,
161
508057
4365
mekanda olmasa da zamanda ikinci bir eve
bir gün ara vererek
sahip olabilecegimi hatirlatiyorum.
08:44
just by takingalma a day off.
162
512422
2431
08:47
And it's never easykolay because, of coursekurs,
wheneverher ne zaman I do I spendharcamak much of it
163
514853
3565
Bu da çok kolay değil tabii ki,
bunu ne zaman yapsam
08:50
worriedendişeli about all the extraekstra stuffşey
164
518418
1678
zamanımı bir sonraki gün
üzerime binecek işleri
08:52
that's going to crashkaza down on me
the followingtakip etme day.
165
520096
2674
düşünerek geçiriyorum.
08:54
I sometimesara sıra think I'd ratherdaha doğrusu give up
meatet or sexseks or wineşarap
166
522770
3022
Bazen e-postalarımı
kontrol etme şansı için
et, seks veya şaraptan
vazgeçebileceğimi düşünüyorum.
08:57
than the chanceşans to checkKontrol on my emailse-postalar.
167
525792
2042
09:00
(LaughterKahkaha)
168
527834
1124
(Gülüşmeler)
09:01
And everyher seasonsezon I do try to take
threeüç daysgünler off on retreatgeri çekilme
169
528958
4308
Her mevsim üç gün
inzivaya çekilmeye çalışıyorum,
09:05
but a partBölüm of me still feelshissediyor guiltysuçlu
to be leavingayrılma my poorfakir wifekadın eş behindarkasında
170
533266
4302
fakat bir tarafım zavallı eşimi
geride bıraktığım için
ya da patronlarımdan gelen
o acil görünümlü
e-postaları ihmal ettiğim için
09:09
and to be ignoringgörmezden
all those seeminglygörünüşte urgentacil emailse-postalar
171
537568
3048
ya da bir arkadaşımın doğum günü partisini
kaçırdığım için kendimi suçlu hissediyorum.
09:12
from my bossesPatronlar
172
540616
1754
09:14
and maybe to be missingeksik
a friend'sarkadaşınızın birthdaydoğum günü partyParti.
173
542370
3067
09:17
But as soonyakında as I get
to a placeyer of realgerçek quietsessiz,
174
545437
3828
Fakat gerçek sessizliğin olduğu bir yere
vardığım an,
09:21
I realizegerçekleştirmek that it's only by going there
175
549265
2469
ancak oraya gidince
eşimle, patronlarımla ya da arkadaşlarımla
09:23
that I'll have anything freshtaze
or creativeyaratıcı or joyfulneşeli to sharepay
176
551734
4027
paylaşabileceğim taze, yaratıcı
veya heyecan verici
09:27
with my wifekadın eş or bossesPatronlar or friendsarkadaşlar.
177
555761
2506
şeylere sahip olacağımı fark ediyorum.
09:30
OtherwiseAksi takdirde, really,
178
558267
1280
Diğer türlü, gerçekten,
09:31
I'm just foistingsaldırarak on them
my exhaustionyorgunluk or my distractednessdistractedness,
179
559547
3520
onları kendi yorgunluklarımla
veya dağınıklıklarımla boğuyorum.
09:35
whichhangi is no blessingnimet at all.
180
563067
2572
Bu da bir lütuf değil.
09:39
And so when I was 29,
181
566849
2468
29 yaşımdayken,
09:41
I decidedkarar to remakeremake my entiretüm life
182
569317
3065
hayatımı hiçbir yere gitmeyerek
09:44
in the lightışık of going nowhereHiçbir yerde.
183
572382
2717
baştan şekillendirmeye karar verdim.
09:47
One eveningakşam I was cominggelecek back
from the officeofis,
184
575099
2501
Bir gün ofisten Times Meydanı üzerinden
09:49
it was after midnightgece yarısı, I was in a taxitaksi
drivingsürme throughvasitasiyla TimesKez SquareKare,
185
577600
4179
bir taksiyle dönüyordum. Geceyarısı sonrasıydı.
09:53
and I suddenlyaniden realizedgerçekleştirilen
that I was racingyarış around so much
186
581779
3500
Bir anda çok koşturduğumu,
09:57
I could never catchyakalamak up with my life.
187
585279
3156
kendi hayatıma yetişemediğimi fark ettim.
10:00
And my life then, as it happenedolmuş,
188
588435
1816
O zamanki hayatım da
10:02
was prettygüzel much the one
I mightbelki have dreamedhayal of as a little boyoğlan.
189
590251
3821
küçük çocukken kurduğum hayallerin
neredeyse aynısıydı.
10:06
I had really interestingilginç friendsarkadaşlar
and colleaguesmeslektaşlar,
190
594072
2315
Çok ilginç arkadaş ve iş arkadaşlarım vardı.
10:08
I had a niceGüzel apartmentapartman
on ParkPark AvenueAvenue and 20thinci StreetSokak.
191
596387
4248
Park Avenue ve 20th Street'te
güzel bir dairem vardı.
10:12
I had, to me, a fascinatingbüyüleyici job
writingyazı about worldDünya affairsişler,
192
600635
4433
Bana göre dünyadaki gelişmelerle ilgili
çok büyüleyici bir işim vardı.
10:17
but I could never separateayrı myselfkendim
enoughyeterli from them
193
605068
2988
Fakat hiçbir zaman onlardan kendimi ayırıp
10:20
to hearduymak myselfkendim think --
194
608056
1703
kendimin gerçekten mutlu olduğumu
10:21
or really, to understandanlama
if I was trulygerçekten happymutlu.
195
609759
4126
duyamıyordum ya da anlayamıyordum.
10:26
And so, I abandonedterkedilmiş my dreamrüya life
196
613885
3187
Hayal etmiş olduğum hayatı
10:29
for a singletek roomoda on the backstreetsbackstreets
of KyotoKyoto, JapanJaponya,
197
617072
4155
Kyoto, Japonya'nın arka sokaklarındaki
tek oda için terk ettim.
10:34
whichhangi was the placeyer
that had long exertedsarf a stronggüçlü,
198
622382
3286
Burası uzun zamandır güçlü,
10:37
really mysteriousgizemli gravitationalyerçekimi pullÇek on me.
199
625668
3850
gerçekten mistik bir şekilde beni çekiyordu.
10:41
Even as a childçocuk
200
629518
1335
Çocukken bile
10:43
I would just look at a paintingboyama
of KyotoKyoto and feel I recognizedtanınan it;
201
630853
3371
Kyoto'daki bir tabloya baktığımda
onu tanıdığımı hissediyordum.
10:46
I knewbiliyordum it before I ever laidkoydu eyesgözleri on it.
202
634224
3247
Daha önce ona baktığımı biliyordum.
10:49
But it's alsoAyrıca, as you all know,
203
637471
1929
Bildiğiniz gibi Kyoto
10:51
a beautifulgüzel cityŞehir encircledçevrili by hillstepeler,
204
639400
2719
tepelerle çevrili,
10:54
filleddolu with more than 2,000 templestapınaklar
and shrinestürbelerin,
205
642119
3629
iki binden fazla tapınağın
ve kutsal mekanın olduğu,
10:57
where people have been sittingoturma still
for 800 yearsyıl or more.
206
645748
5112
insanların 800 seneden daha fazladır
hareketsiz oturduğu, güzel bir şehir.
11:03
And quiteoldukça soonyakında after I movedtaşındı there,
I endedbitti up where I still am
207
650860
3993
Buraya taşındıktan kısa bir süre sonra
şimdi hala olduğum yere geldim,
11:07
with my wifekadın eş, formerlyeskiden our kidsçocuklar,
208
654853
2579
eşimle ve eskiden çocuklarımla birlikte
kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde
11:09
in a two-roomİki Yataklı Oda apartmentapartman
in the middleorta of nowhereHiçbir yerde
209
657432
2581
iki odalı bir apartman dairesi.
11:12
where we have no bicyclebisiklet, no cararaba,
210
660013
2388
Bisikletimiz, arabamız yoktu.
11:14
no TVTV I can understandanlama,
211
662401
2169
Televizyonu anlamıyordum.
11:16
and I still have to supportdestek my lovedsevilen onesolanlar
212
664570
2553
Sevdiklerime gazeteci ve gezgin olarak
11:19
as a travelseyahat writeryazar and a journalistgazeteci,
213
667123
2531
bakmak zorundaydım
11:21
so clearlyAçıkça this is not idealideal
for job advancementilerleme
214
669654
3364
ve bu tip bir yerin terfi
11:25
or for culturalkültürel excitementheyecan
215
673018
1827
ya da kültürel heyecan
11:27
or for socialsosyal diversionsaptırma.
216
674845
2367
ya da sosyal oyalanma için
ideal bir yer olmadığı aşikar.
11:29
But I realizedgerçekleştirilen that it givesverir me
what I prizeödül mostçoğu,
217
677212
4528
Fakat buranın en çok değer verdiğim şeyleri
sağladığını fark ettim:
11:34
whichhangi is daysgünler
218
682400
1640
günler
11:36
and hourssaatler.
219
684040
1733
ve saatler.
11:37
I have never oncebir Zamanlar had to use
a cellhücre phonetelefon there.
220
685773
2627
Oradayken hiç cep telefonu kullanmadım.
11:40
I almostneredeyse never have to look at the time,
221
688400
3543
Saate neredeyse hiç bakmadım,
11:44
and everyher morningsabah when I wakeuyanmak up,
222
691943
2554
her sabah uyandığımda
11:46
really the day stretchesuzanıyor in frontön of me
223
694497
2361
gün açık bir çayır gibi
11:49
like an openaçık meadowçayır.
224
696858
2974
önümde uzanıyordu.
11:52
And when life throwsatar up
one of its nastykötü surprisessürprizler,
225
699832
3196
Hayattaki o nahoş sürprizlerle karşılaştığımda,
11:55
as it will, more than oncebir Zamanlar,
226
703028
1961
- ki birden fazla kez karşılaşıyoruz
11:57
when a doctordoktor comesgeliyor into my roomoda
227
704989
2181
asık yüzlü bir doktor
11:59
wearinggiyme a gravemezar expressionifade,
228
707170
1895
odama girdiğinde
12:01
or a cararaba suddenlyaniden veersuzatır
in frontön of mineMayın on the freewayçevre yolu,
229
709065
3628
ya da yoldaki araba
önümde hızlıca yön değiştirdiğinde -
12:04
I know, in my boneskemikler,
230
712693
2744
çok içten bir şekilde biliyorum ki
12:07
that it's the time I've spentharcanmış
going nowhereHiçbir yerde
231
715437
2710
hiçbir yere gitmemek bana
12:10
that is going to sustainsürdürmek me much more
232
718147
2002
Bütan ya da Paskalya Adası'nda
koştururken geçirdiğim zamandan
12:12
than all the time I've spentharcanmış
racingyarış around to BhutanBirleşik Arap Emirlikleri or EasterPaskalya IslandAda.
233
720149
4953
daha fazla destek olacak.
12:18
I'll always be a travelerGezgin --
234
726306
1404
Ben her zaman gezgin olacağım,
12:19
my livelihoodgeçim dependsbağlıdır on it --
235
727710
1904
geçimimi buradan sağlıyorum.
12:21
but one of the beautiesgüzellikleri of travelseyahat
236
729614
2179
Seyahatin güzelliklerinden biri de
12:23
is that it allowsverir you to bringgetirmek stillnessdurgunluk
237
731793
4106
hayatın hareketi ve patırtısının içine
12:28
into the motionhareket and the commotionkargaşa
of the worldDünya.
238
735899
4120
sakinliği sokmanıza izin vermesi.
12:32
I oncebir Zamanlar got on a planeuçak
in FrankfurtFrankfurt, GermanyAlmanya,
239
740019
3378
Bir gün Frankfurt, Almanya'da
bir uçağa bindim,
12:35
and a younggenç GermanAlmanca womankadın
camegeldi down and satoturdu nextSonraki to me
240
743397
2948
genç bir Alman kadın yanıma oturdu,
12:38
and engagednişanlı me
in a very friendlyarkadaş canlısı conversationkonuşma
241
746345
2620
yaklaşık 30 dakika boyunca
12:41
for about 30 minutesdakika,
242
748965
1751
benle arkadaşça sohbet etti,
12:42
and then she just turneddönük around
243
750716
1993
sonra da döndü
12:44
and satoturdu still for 12 hourssaatler.
244
752709
3273
ve hareketsiz bir şekilde 12 saat oturdu.
12:48
She didn't oncebir Zamanlar turndönüş on her videovideo monitorizlemek,
245
755982
2634
Bir kere bile önündeki
video ekranına bakmadı,
12:50
she never pulledçekti out a bookkitap,
she didn't even go to sleepuyku,
246
758616
3295
hiç kitap okumadı, uyumadı bile.
12:54
she just satoturdu still,
247
761911
2787
Hareketsiz bir şekilde oturdu.
12:56
and something of her clarityberraklık and calmsakin
really impartedöğretilir itselfkendisi to me.
248
764698
4531
Ondaki bu duruluk ve sakinlik
gerçekten bana da bulaştı.
13:02
I've noticedfark more and more people
takingalma consciousbilinçli measuresönlemler these daysgünler
249
769999
4322
Bugünlerde gitgide daha çok insanın
bilinçli bir şekilde
13:06
to try to openaçık up a spaceuzay
insideiçeride theironların liveshayatları.
250
774321
3273
hayatlarında bir yer açmak için
önlemler aldığını fark ettim.
13:09
Some people go to black-holeKara delik resortstatil köyleri
251
777605
2330
Bazı insanlar "kara delik"
tatil yerlerine gidiyor.
13:12
where they'llacaklar spendharcamak hundredsyüzlerce
of dollarsdolar a night
252
779935
2360
Danışma masasına
13:14
in ordersipariş to handel over
theironların cellhücre phonetelefon and theironların laptopdizüstü
253
782295
3158
cep telefonu ve diz üstü bilgisayarlarını
teslim etmek için
13:17
to the frontön deskbüro on arrivalvarış.
254
785453
2204
yüzlerce dolar veriyorlar.
13:19
Some people I know,
just before they go to sleepuyku,
255
787657
2965
Bazı tanıdıklarım uyumadan önce
13:22
insteadyerine of scrollingkaydırma throughvasitasiyla
theironların messagesmesajları
256
790622
2124
mesajlarına bakma
13:24
or checkingkontrol etme out YouTubeYouTube,
257
792746
1672
ya da YouTube'da
video izlemek yerine,
13:26
just turndönüş out the lightsışıklar
and listen to some musicmüzik,
258
794418
3244
ışıklarını kapatıp müzik dinlediklerinde
13:29
and noticeihbar that they sleepuyku much better
259
797662
2426
daha iyi uyuyup
13:32
and wakeuyanmak up much refreshedyenilenir.
260
800088
3213
daha zinde uyandıklarını fark etti.
13:35
I was oncebir Zamanlar fortunateşanslı enoughyeterli
261
803301
2206
Bir keresinde Los Angeles'in arkasındaki
13:37
to drivesürücü into the highyüksek, darkkaranlık mountainsdağlar
behindarkasında LosLos AngelesAngeles,
262
805507
5040
yüksek, karanlık dağlara
gitme şansı elde etmiştim.
13:42
where the great poetşair and singerşarkıcı
263
810547
2548
Burada büyük şair, şarkıcı
13:45
and internationalUluslararası heartthrobçekici erkek LeonardLeonard CohenCohen
264
813095
3222
dünyada birçok insanın sevdiği
Leonard Cohen
13:48
was livingyaşam and workingçalışma for manyçok yearsyıl
as a full-timetam zamanlı monkkeşiş
265
816317
4171
Mount Baldy Zen Merkezi'nde uzun yıllardır
13:52
in the MountMount BaldyKel ZenZen CenterMerkezi.
266
820488
2851
tam zamanlı bir rahip olarak
yaşıyor ve çalışıyor.
13:55
And I wasn'tdeğildi entirelyBaştan sona surprisedşaşırmış
267
823339
1965
Yetmiş yedi yaşında
13:57
when the recordkayıt that he releasedyayınlandı
at the ageyaş of 77,
268
825304
3710
bilerek çekici olmayan "Eski Fikirler"
14:01
to whichhangi he gaveverdi the deliberatelykasten
unsexyUnsexy titleBaşlık of "OldEski IdeasFikirler,"
269
829014
5281
adını verdiği gibi albümü
14:06
wentgitti to numbernumara one in the chartsçizelgeleri
in 17 nationsmilletler in the worldDünya,
270
834296
2962
dünyada 17 ülkede birinci sıraya,
14:09
hitvurmak the topüst fivebeş in ninedokuz othersdiğerleri.
271
837258
3230
dokuzunda da ilk beşe yerleştiğinde
çok şaşırmadım.
14:12
Something in us, I think, is cryingağlıyor out
272
840488
2767
İçimizdeki bir şey bu tip insanlardan
14:15
for the senseduyu of intimacysamimiyet and depthderinlik
that we get from people like that.
273
843255
4506
aldığımız bu yakınlık ve derinliğe susamış.
14:19
who take the time
and troublesorun to sitoturmak still.
274
847761
3782
Hareketsiz oturmak için
zaman harcayıp, engelleri aşanlar.
14:23
And I think manyçok
of us have the sensationduygu,
275
851543
2238
Büyük, gürültülü,
14:25
I certainlykesinlikle do,
276
853781
1528
kalabalık,
14:27
that we're standingayakta about two inchesinç away
from a hugeKocaman screenekran,
277
855309
4449
her saniye değişen bir ekrana
14:31
and it's noisygürültülü and it's crowdedkalabalık
278
859767
1838
beş santim öteden bakmamızın
14:33
and it's changingdeğiştirme with everyher secondikinci,
279
861605
2176
hayatımız olduğunu düşünüyoruz.
14:35
and that screenekran is our liveshayatları.
280
863781
2749
Ben öyle düşünüyorum.
14:38
And it's only by steppingAdım back,
and then furtherayrıca back,
281
866530
3623
Ancak birkaç adım geri çekilip,
sonra daha da geriye gidip,
14:42
and holdingtutma still,
282
870153
1738
sessizce durduğumuzda,
14:44
that we can beginbaşla to see
what the canvastuval meansanlamına geliyor
283
871891
2818
tuvalde olanı görmeye
14:46
and to catchyakalamak the largerdaha büyük pictureresim.
284
874709
2296
ve büyük resmi anlamaya başlıyoruz.
14:49
And a fewaz people do that for us
by going nowhereHiçbir yerde.
285
877005
3985
Birkaç kişi bunu bizim için
hiçbir yere gitmeyerek yapıyor.
14:54
So, in an ageyaş of accelerationhızlanma,
286
881950
2022
İvme çağında
14:56
nothing can be more exhilaratingheyecan verici
than going slowyavaş.
287
883972
4049
yavaş gitmekten daha coşturucu
bir şey olamaz.
15:00
And in an ageyaş of distractionoyalama,
288
888021
2181
Dikkat dağınıklığı çağında,
15:02
nothing is so luxuriouslüks
as payingödeme yapan attentionDikkat.
289
890202
3663
dikkat etmekten daha lüks bir şey yoktur.
15:06
And in an ageyaş of constantsabit movementhareket,
290
894715
2726
Sürekli hareket çağında,
15:09
nothing is so urgentacil as sittingoturma still.
291
897441
3773
oturmaktan daha acil bir şey yoktur.
15:13
So you can go on your nextSonraki vacationtatil
292
901214
2229
Bir sonraki tatilinizde
15:15
to ParisParis or HawaiiHawaii, or NewYeni OrleansOrleans;
293
903443
3066
Paris'e, Hawaii'ye ya da
New Orlens'a gidebilirsiniz.
15:18
I betbahis you'llEğer olacak have a wonderfulolağanüstü time.
294
906509
3540
Çok güzel vakit geçireceğinizi düşünüyorum.
15:22
But, if you want to come back home
alivecanlı and fulltam of freshtaze hopeumut,
295
910049
5068
Fakat eve canlı, taze ümitlerle,
15:27
in love with the worldDünya,
296
915117
2160
dünyayı seven bir şekilde
dönmek istiyorsanız,
15:29
I think you mightbelki want
to try consideringdikkate alınarak going nowhereHiçbir yerde.
297
917277
4436
hiçbir yere gitmemeyi de
isteyebileceğinizi düşünüyorum.
15:33
Thank you.
298
921713
1147
Teşekkürler.
15:35
(ApplauseAlkış)
299
922860
1271
(Alkışlar)
Translated by Ahmet Yükseltürk
Reviewed by TED Open Translation

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Pico Iyer - Global author
Pico Iyer has spent more than 30 years tracking movement and stillness -- and the way criss-crossing cultures have changed the world, our imagination and all our relationships.

Why you should listen

In twelve books, covering everything from Revolutionary Cuba to the XIVth Dalai Lama, Islamic mysticism to our lives in airports, Pico Iyer has worked to chronicle the accelerating changes in our outer world, which sometimes make steadiness and rootedness in our inner world more urgent than ever. In his TED Book, The Art of Stillness, he draws upon travels from North Korea to Iran to remind us how to remain focused and sane in an age of frenzied distraction. As he writes in the book, "Almost everybody I know has this sense of overdosing on information and getting dizzy living at post-human speeds ... All of us instinctively feel that something inside us is crying out for more spaciousness and stillness to offset the exhilarations of this movement and the fun and diversion of the modern world."

More profile about the speaker
Pico Iyer | Speaker | TED.com