ABOUT THE SPEAKER
Amy Tan - Novelist
Amy Tan is the author of such beloved books as The Joy Luck Club, The Kitchen God's Wife and The Hundred Secret Senses.

Why you should listen

Born in the US to immigrant parents from China, Amy Tan rejected her mother's expectations that she become a doctor and concert pianist. She chose to write fiction instead. Her much-loved, best-selling novels have been translated into 35 languages. In 2008, she wrote a libretto for The Bonesetter's Daughter, which premiered that September with the San Francisco Opera.

Tan was the creative consultant for Sagwa, the Emmy-nominated PBS series for children, and she has appeared as herself on The Simpsons. She's the lead rhythm dominatrix, backup singer and second tambourine with the Rock Bottom Remainders, a literary garage band that has raised more than a million dollars for literacy programs.

More profile about the speaker
Amy Tan | Speaker | TED.com
TED2008

Amy Tan: Where does creativity hide?

Amy Tan'la yaratıcılık üzerine

Filmed:
3,221,031 views

Yazar Amy Tan yaratıcılık sürecinin derinliklerine inip kendi yaratıcılığının evrimi hakkındaki ipuçlarını arıyor.
- Novelist
Amy Tan is the author of such beloved books as The Joy Luck Club, The Kitchen God's Wife and The Hundred Secret Senses. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:18
The ValueDeğer of Nothing: Out of Nothing ComesGelir Something.
0
0
4000
Hiçliğin değeri: hiçlikten birşey çıkar.
00:22
That was an essaykompozisyon I wroteyazdı when I was 11 yearsyıl oldeski
1
4000
4000
Bu ben henüz 11 yaşındayken yazdığım bir makaleydi.
00:26
and I got a B+. (LaughterKahkaha)
2
8000
2000
ve bu makaleden not olarak B+ aldım.
00:28
What I'm going to talk about: nothing out of something, and how we createyaratmak.
3
10000
4000
Şimdi konuşacağım konu: Hiçbir şeyden birşey çıkarma ve bizim yaratıcılığımız.
00:32
And I'm gonna try and do that withiniçinde
4
14000
2000
Size bunu anlatmaya çalışacağım ve bunu,
00:34
the 18-minute-dakika time spankarış that we were told to staykalmak withiniçinde,
5
16000
5000
bana verilen 18 dakikalık zaman diliminde yapmam gerek,
00:39
and to followtakip et the TEDTED commandmentsemir:
6
21000
2000
TED kuralları gereğince:
00:41
that is, actuallyaslında, something that createsyaratır
7
23000
3000
ki bu, aslında, ölüme çok yakınmışsın gibi
00:44
a near-deathölüme yakın experiencedeneyim,
8
26000
2000
bir his veriyor,
00:46
but near-deathölüme yakın is good for creativityyaratıcılık.
9
28000
2000
fakat ölümü yakından hissetme yaratıcılık için iyidir.
00:48
(LaughterKahkaha) OK.
10
30000
4000
(Gülüşmeler) TAMAM.
00:52
So, I alsoAyrıca want to explainaçıklamak,
11
34000
2000
Bunları size açıklamak istememin bir diğer sebebi de,
00:54
because DaveDave EggersEggers said he was going to hecklesıkıştırmak me
12
36000
3000
eğer size evrensel yaratıcılık hakkında yalan veya yanlış bir şey söylersem
00:57
if I said anything that was a lieYalan, or not truedoğru to universalevrensel creativityyaratıcılık.
13
39000
5000
Dave Eggers gelip başımın etini yiyeceğini söylemesidir.
01:02
And I've donetamam it this way for halfyarım the audienceseyirci, who is scientificilmi.
14
44000
3000
Ve ben bu açıklama yolunu, seyircilerimin yarısını oluşturan bilimsel düşünenler için seçiyorum.
01:05
When I say we, I don't mean you, necessarilyzorunlu olarak;
15
47000
4000
Ben "biz" dediğimde, zorunlu olarak sizi kastetmiyor olabilirim:
01:09
I mean me, and my right brainbeyin, my left brainbeyin
16
51000
3000
Ben "beni" ve sağ beynimi, sol beynimi,
01:12
and the one that's in betweenarasında that is the censorsansür
17
54000
2000
ile ikisinin ortasında kalan algılayıcı ve
01:14
and tellsanlatır me what I'm sayingsöz is wrongyanlış.
18
56000
2000
bana söylediklerimin yanlış olduğunu anlatan kısmı kastediyorum.
01:16
And I'm going do that alsoAyrıca by looking at
19
58000
3000
Ve bunu aynı zamanda yaratıcı sürecimin bir parçası
01:19
what I think is partBölüm of my creativeyaratıcı processsüreç,
20
61000
3000
olduğunu düşündüğüm, birden fazla şeyin oluşumunu içeren
01:22
whichhangi includesiçerir a numbernumara of things that happenedolmuş, actuallyaslında --
21
64000
3000
kısmına bakarak yapacağım; aslında--
01:25
the nothing startedbaşladı even earlierdaha erken than the momentan
22
67000
3000
hiç birşey, benim yeni bir şey yarattığım anın
01:28
in whichhangi I'm creatingoluşturma something newyeni.
23
70000
3000
çok öncesinden başlamıştı.
01:31
And that includesiçerir naturedoğa, and nurturebeslemek,
24
73000
5000
Ve bu doğayı, yetiştirilişi,
01:36
and what I referbaşvurmak to as nightmareskabuslar.
25
78000
3000
ve benim kabus diye adlandırdığım şeyleri kapsar.
01:39
Now in the naturedoğa areaalan, we look at whetherolup olmadığını or not
26
81000
4000
Şimdi doğa kısmında, biz
01:43
we are innatelyDoğuştan equippeddonanımlı with something, perhapsbelki
27
85000
3000
doğuştan birşeyle donatılıp donatılmadığımıza bakarız, belki de
01:46
in our brainsbeyin, some abnormalanormal chromosomekromozom
28
88000
3000
beyinlerimizde, bir takım normal olmayan kromozomlar
01:49
that causesnedenleri this muse-likemuse gibi effectEfekt.
29
91000
4000
ilhamvari bir etkiyi tetikliyordur.
01:53
And some people would say that we're borndoğmuş with it in some other meansanlamına geliyor.
30
95000
6000
Ve bazı insanlar bize doğumla gelen bu özelliği
01:59
And othersdiğerleri, like my motheranne,
31
101000
2000
farklı yollardan edindiğimizi söylerler; ve diğerleri de, tıpkı annem gibi,
02:01
would say that I get my materialmalzeme from pastgeçmiş liveshayatları.
32
103000
6000
benim materyalimi geçmiş hayatlardan alığımı söyler.
02:07
Some people would alsoAyrıca say that creativityyaratıcılık
33
109000
3000
Aynı zamanda bazı insanlar yaratıcılığın birtakım diğer
02:10
mayMayıs ayı be a functionfonksiyon of some other neurologicalnörolojik quirkcilvesi --
34
112000
5000
beyinsel tuhaflığın sebep olduğu bir fonksiyon olduğunu söylerler --
02:15
vankamyonet GoghGogh syndromesendrom -- that you have a little bitbit of, you know, psychosispsikoz, or depressiondepresyon.
35
117000
5000
van Gogh sendromu -- bu da sizde azıcık, bilirsiniz, psikoz ve depresyon var demek.
02:20
I do have to say, somebodybirisi -- I readokumak recentlyson günlerde
36
122000
3000
Şunu da söylemek zorundayım, birisi -- geçenlerde okuduğuma göre
02:23
that vankamyonet GoghGogh wasn'tdeğildi really necessarilyzorunlu olarak psychoticpsikozlu,
37
125000
3000
van Gogh gerçekte psikotik olmak zorunda değil --
02:26
that he mightbelki have had temporalgeçici lobeLOB seizuresnöbetler,
38
128000
2000
ki bu kişi bazen şakağından kaynaklı krizler geçiriyor olabilir,
02:28
and that mightbelki have causedneden oldu his spurthamle of creativityyaratıcılık, and I don't --
39
130000
4000
ve bu da yaratıcılığını fışkırtıyor olabilir, ve bende bu olmuyor --
02:32
I supposevarsaymak it does something in some partBölüm of your brainbeyin.
40
134000
3000
Sanırım bu beyninin bir kısmına birşeyler yapıyor.
02:35
And I will mentionsöz etmek that I actuallyaslında developedgelişmiş
41
137000
2000
Ve şunu belirtmek isterim ki bende de
02:37
temporalgeçici lobeLOB seizuresnöbetler a numbernumara of yearsyıl agoönce,
42
139000
4000
birkaç yıl öncesinde bu tip beyinsel krizler oluşuyordu,
02:41
but it was duringsırasında the time I was writingyazı my last bookkitap,
43
143000
3000
fakat o zamanlar en son kitabımı yazıyordum,
02:44
and some people say that bookkitap is quiteoldukça differentfarklı.
44
146000
4000
ve bazıları bu kitabın çok farklı olduğunu söylüyordu.
02:48
I think that partBölüm of it alsoAyrıca beginsbaşlar with a senseduyu of identityKimlik crisiskriz:
45
150000
5000
Bence bu kısım kişilik bulma kriziyle başlıyor:
02:53
you know, who am I, why am I this particularbelirli personkişi,
46
155000
4000
bilirsinmiz, ben kimim, ben niye bu olduğum kişiyim,
02:57
why am I not blacksiyah like everybodyherkes elsebaşka?
47
159000
5000
niye diğer insanlar gibi siyah değilim?
03:02
And sometimesara sıra you're equippeddonanımlı with skillsbecerileri,
48
164000
2000
Ve bazen siz birtakım becerilerle donatılırsınız,
03:04
but they mayMayıs ayı not be the kindtür of skillsbecerileri that enableetkinleştirmek creativityyaratıcılık.
49
166000
4000
fakat bu beceriler sizin yaratıcılığınızı ortaya çıkaranlar olmayabilir.
03:08
I used to drawçekmek. I thought I would be an artistsanatçı.
50
170000
3000
Eskiden çizerdim. Ressam olacağımı düşünürdüm.
03:11
And I had a miniatureminyatür poodlefino köpeği.
51
173000
2000
Ve minyatür bir kaniş cinsi köpeğim vardı.
03:13
And it wasn'tdeğildi badkötü, but it wasn'tdeğildi really creativeyaratıcı.
52
175000
2000
Ve çizimlerim kötü değildi, fakat yaratıcı da değildi.
03:15
Because all I could really do was representtemsil etmek in a very one-on-oneteke tek way.
53
177000
5000
Çünkü aslında yaptığım birebir ifade etmekti.
03:20
And I have a senseduyu that I probablymuhtemelen copiedkopyalanan this from a bookkitap.
54
182000
4000
Ve öyle hissediyorum ki bunu büyük ihtimalle bu kitaptan kopyaladım.
03:24
And then, I alsoAyrıca wasn'tdeğildi really shiningparlıyor in a certainbelli areaalan that I wanted to be,
55
186000
6000
Ve sonrasında herhangi bir alanda belirgin bir şekilde istediğim gibi parlak değildim,
03:30
and you know, you look at those scoresSkorlar, and it wasn'tdeğildi badkötü,
56
192000
4000
ve biliyorsunuzdur, bu skorlara bakınca, ve kötü değil,
03:34
but it was not certainlykesinlikle predictiveAkıllı that I would one day make
57
196000
4000
fakat ilerde bir gün
03:38
my livingyaşam out of the artfulsanatsal arrangementdüzenleme of wordskelimeler.
58
200000
4000
hayatımı kelimelerin sanatsal derlemesiyle kazanabileceğim kesinlikle tahmin edilemezdi.
03:42
AlsoAyrıca, one of the principlesprensipler of creativityyaratıcılık is to have a little childhoodçocukluk traumaTravma.
59
204000
6000
Ayrıca, yaratıcılığın prensiplerinden biri de küçük bir çocukken travme geçirmektir.
03:48
And I had the usualolağan kindtür that I think a lot of people had,
60
210000
4000
Ve ben herkesin düşündüğü gibi olağan bir çocukluk geçirdim,
03:52
and that is that, you know, I had expectationsbeklentileri placedyerleştirilmiş on me.
61
214000
4000
ve bu şöyle, bilirsiniz, ben üzerimde beklentiler oluşturdum.
03:56
That figureşekil right there, by the way,
62
218000
3000
Şurdaki şekil, bu arada,
03:59
figureşekil right there was a toyoyuncak givenverilmiş to me when I was but ninedokuz yearsyıl oldeski,
63
221000
5000
şu şekil ben henüz dokuz yaşındayken bana verilen bir oyuncaktı,
04:04
and it was to help me becomeolmak a doctordoktor from a very earlyerken ageyaş.
64
226000
5000
ve bu bana doktor olabilmeme yardımcı olmak için çok genç bir yaşta verildi.
04:09
I have some onesolanlar that were long lastingkalıcı: from the ageyaş of fivebeş to 15,
65
231000
5000
Daha uzun sürenlerde oldu: beş yaşından 15 yaşına kadar,
04:14
this was supposedsözde to be my sideyan occupationMeslek,
66
236000
3000
bu sözde benim yan işim olacaktı,
04:17
and it led to a senseduyu of failurebaşarısızlık.
67
239000
3000
ve sonunda başarısızlık duygusuna yol açtı.
04:20
But actuallyaslında, there was something quiteoldukça realgerçek in my life
68
242000
3000
Fakat aslında hayatımda bayağı gerçek birşey vardı
04:23
that happenedolmuş when I was about 14.
69
245000
2000
ki bu da ben 14 yaşlarındayken oldu.
04:25
And it was discoveredkeşfedilen that my brothererkek kardeş, in 1967, and then my fatherbaba,
70
247000
5000
Ve bu önce 1967 yılında erkek kardeşimde daha sonra da babamda,
04:30
sixaltı monthsay latersonra, had brainbeyin tumorstümörler.
71
252000
2000
altı ay sonra beyin tümörü keşfedildi.
04:32
And my motheranne believedinanılır that something had gonegitmiş wrongyanlış,
72
254000
5000
Ve annem birşeylerin yanlış gittiğine inanıyordu,
04:37
and she was gonna find out what it was, and she was gonna fixdüzeltmek it.
73
259000
3000
ve bunun ne olduğunu bulacaktı. Ve sonra da sorunu çözecekti.
04:40
My fatherbaba was a BaptistBaptist ministerbakan, and he believedinanılır in miraclesmucizeler,
74
262000
4000
Babam baptist bir vaizdi, ve mucizelere inanırdı,
04:44
and that God'sTanrı'nın will would take carebakım of that.
75
266000
3000
ve bu da tanrının sorunumuzla ilgileneceğiydi.
04:47
But, of coursekurs, they endedbitti up dyingölen, sixaltı monthsay apartayrı.
76
269000
3000
Fakat tabi ki, altı ay arayla sonunda vefat ettiler.
04:50
And after that, my motheranne believedinanılır that it was fatekader, or cursesküfürler
77
272000
4000
Ve bundan sonra, annem bunun kader veya lanet olduğuna inandı,
04:54
-- she wentgitti looking throughvasitasiyla all the reasonsnedenleri in the universeEvren
78
276000
3000
-- evrendeki heryerde bütün sebepleri araştırmaya koyularak
04:57
why this would have happenedolmuş.
79
279000
2000
bunun neden olduğunu anlamaya çalıştı.
04:59
Everything exceptdışında randomnessrastgelelik. She did not believe in randomnessrastgelelik.
80
281000
5000
Rastgele olaylardan başka herşey. Rastgele olaylara inanmıyordu.
05:04
There was a reasonneden for everything.
81
286000
2000
Herşey için bir neden olmalıydı.
05:06
And one of the reasonsnedenleri, she thought, was that her motheranne,
82
288000
2000
Ve inandığı nedenlerden biri de annesinin,
05:08
who had diedvefat etti when she was very younggenç, was angrykızgın at her.
83
290000
5000
ki anneside o çok gençken vefat etmişti, ona kızgın olmasıydı.
05:13
And so, I had this notionkavram of deathölüm all around me,
84
295000
3000
Ve ben ölümün bu halini etrafımda hissettim
05:16
because my motheranne alsoAyrıca believedinanılır that I would be nextSonraki, and she would be nextSonraki.
85
298000
5000
çünkü annem aynı zamanda benim sırada olduğumu, ve kendisinin de sonra geleceğini düşünürdü.
05:21
And when you are facedyüzlü with the prospectolasılık of deathölüm very soonyakında,
86
303000
3000
Ve siz ne zaman ki çok yakında ölüm beklentisi ile yüzleşirsiniz,
05:24
you beginbaşla to think very much about everything.
87
306000
5000
herşey hakkında çok fazla düşünmeye başlarsınız.
05:29
You becomeolmak very creativeyaratıcı, in a survivalhayatta kalma senseduyu.
88
311000
4000
Siz böylece çok yaratıcı olursunuz, bir nevi hayatta kalma duyusu gibi.
05:33
And this, then, led to my bigbüyük questionssorular.
89
315000
4000
Ve bu, o zaman, beni büyük sorulara yöneltti.
05:37
And they're the sameaynı onesolanlar that I have todaybugün.
90
319000
3000
Ve bunlar bugün de sorduğum sorular.
05:40
And they are: why do things happenolmak, and how do things happenolmak?
91
322000
5000
Ve bunlar: Birşeyler neden olur, ve bunlar nasıl olur?
05:45
And the one my motheranne askeddiye sordu: how do I make things happenolmak?
92
327000
7000
Ve bir tanesi de annemin sorduğu: Ben birşeylerin olmasını nasıl sağlarım?
05:52
It's a wonderfulolağanüstü way to look at these questionssorular, when you writeyazmak a storyÖykü.
93
334000
5000
Bir hikaye yazacağınız zaman bu sorulara bakmak mükemmel bir yol.
05:57
Because, after all, in that frameworkiskelet, betweenarasında pagesayfa one and 300,
94
339000
6000
Çünkü her şeyden sonra, bu çatı altında, sayfa bir ile 200 arasında,
06:03
you have to answerCevap this questionsoru of why things happenolmak, how things happenolmak,
95
345000
4000
siz şeylerin neden, nasıl ve hangi sırada olduğunu cevaplamanız gerekiyor.
06:07
in what ordersipariş they happenolmak. What are the influencesetkiler?
96
349000
3000
Etkilenmeler nelerdir?
06:10
How do I, as the narratorhikâyeci, as the writeryazar, alsoAyrıca influenceetki that?
97
352000
4000
Ben bir hikayeci olarak, yazar olarak bunu nasıl etkiliyorum?
06:14
And it's alsoAyrıca one that, I think, manyçok of our scientistsBilim adamları have been askingsormak.
98
356000
4000
Ve bu ayrica düşündüğüm üzere bizim bilimadamlarının da sorduğu sorudur.
06:18
It's a kindtür of cosmologykozmoloji, and I have to developgeliştirmek a cosmologykozmoloji of my ownkendi universeEvren,
99
360000
6000
Bu bir çeşit kozmoloji, ve benim kendi evrenimde kozmoloji geliştirmem gerekti,
06:24
as the creatoryaratıcı of that universeEvren.
100
366000
2000
evrenin bir yaratıcısı olarak.
06:26
And you see, there's a lot of back and forthileri
101
368000
4000
Ve görüyorsunuz, bir çok ileri geri durumlar
06:30
in tryingçalışıyor to make that happenolmak, tryingçalışıyor to figureşekil it out
102
372000
3000
bunu yapmak için var, bunu ortaya çıkarmak için
06:33
-- yearsyıl and yearsyıl, oftentimesOftentimes.
103
375000
4000
-- yıllar ve yıllar, çoğu zaman.
06:37
So, when I look at creativityyaratıcılık, I alsoAyrıca think that it is this senseduyu or this inabilityyetersizlik
104
379000
7000
Böylece ben ne zaman yaratıcılığa baksam aynı zamanda onun
06:44
to repressbasınç, my looking at associationsdernekler in practicallypratikte anything in life.
105
386000
4000
hayattaki her şeyde baktığım çağrıştırmaları bastırmak için kullandığım bu duygu veya yetmezlik olduğunu düşünürüm.
06:48
And I got a lot of them duringsırasında what's been going on
106
390000
4000
Ve benim bunlar bir çok tane var
06:52
throughoutboyunca this conferencekonferans,
107
394000
3000
bu konferans süresince,
06:55
almostneredeyse everything that's been going on.
108
397000
2000
hemen hemen olagelen herşeyde.
06:57
And so I'm going to use, as the metaphormecaz, this associationbirleşme:
109
399000
4000
Ve ayrıca benim kullanacagım, mecazi olarak, bu çağrıştırma:
07:01
quantumkuantum mechanicsmekanik, whichhangi I really don't understandanlama,
110
403000
4000
kuantum mekaniği, ki aslında anlamam,
07:05
but I'm still gonna use it as the processsüreç
111
407000
2000
fakat yine de bu süreçte
07:07
for explainingaçıklayan how it is the metaphormecaz.
112
409000
4000
açıklamalarımda mecazi olarak kullanacağım.
07:11
So, in quantumkuantum mechanicsmekanik, of coursekurs, you have darkkaranlık energyenerji and darkkaranlık mattermadde.
113
413000
7000
Kuantum mekaniğinde, tabi ki, koyu enerji ve koyu madde var.
07:18
And it's the sameaynı thing in looking at these questionssorular of how things happenolmak.
114
420000
4000
Ve bu da bir şeylerin nasıl olduğuna baktığın sorularla aynı şeydir.
07:22
There's a lot of unknownBilinmeyen, and you oftensık sık don't know what it is exceptdışında by its absenceyokluk.
115
424000
6000
Bir çok bilinmeyen var, ve siz sıkça olmayan birşeyden başka birşey bilmezsiniz.
07:28
But when you make those associationsdernekler,
116
430000
2000
Fakat siz bu çağrışımları yaptığınızda,
07:30
you want them to come togetherbirlikte in a kindtür of synergysinerji in the storyÖykü,
117
432000
4000
bunların bir çeşit sinerji içerisinde hikayede bir araya gelmesini istiyorsunuz,
07:34
and what you're findingbulgu is what mattershususlar. The meaninganlam.
118
436000
4000
ve bulduğunuz şey önemli olan şeydir. Anlam.
07:38
And that's what I look for in my work, a personalkişisel meaninganlam.
119
440000
4000
Ve bu benim çalışmamda aradığımdır, kişisel bir anlam.
07:42
There is alsoAyrıca the uncertaintybelirsizlik principleprensip, whichhangi is partBölüm of quantumkuantum mechanicsmekanik,
120
444000
5000
Bir de kuantum mekaniğin bir parçası olan belirsizlik prensibi var,
07:47
as I understandanlama it. (LaughterKahkaha)
121
449000
2000
anladığım kadarıyla. (Gülüşmeler)
07:49
And this happensolur constantlysürekli in the writingyazı.
122
451000
4000
Ve bu yazarken sürekli olur.
07:53
And there's the terriblekorkunç and dreadedkorkunç observergözlemci effectEfekt,
123
455000
3000
Ve bir de bu berbat ve dehşet verici gözlemci etkisi var,
07:56
in whichhangi you're looking for something, and
124
458000
2000
bu etkide birşeyler bakıyorsun, ve
07:58
you know, things are happeningolay simultaneouslyeşzamanlı,
125
460000
3000
bilirsiniz, birşeyler eş zamanlı oluyor,
08:01
and you're looking at it in a differentfarklı way,
126
463000
2000
ve ona başka bir şekilde bakıyorsunuz,
08:03
and you're tryingçalışıyor to really look for the about-nessluğu hakkında,
127
465000
4000
ve
08:07
or what is this storyÖykü about. And if you try too hardzor,
128
469000
4000
Ya da bu hikaye ne hakkında. Ve eğer gerçekten çok çalışırsanız,
08:11
then you will only writeyazmak the about.
129
473000
3000
sonradan siz sadece onun hakkında yazacaksınız.
08:14
You won'talışkanlık discoverkeşfetmek anything.
130
476000
3000
Hiçbirşey keşfetmeyeceksiniz.
08:17
And what you were supposedsözde to find,
131
479000
2000
Ve sizin bulmanız gereken şey,
08:19
what you hopedümit to find in some serendipitousserendipitous way,
132
481000
3000
bulmayı umut ettiğiniz şey, şans eseri bir şekilde,
08:22
is no longeruzun there.
133
484000
3000
artık orada değildir.
08:25
Now, I don't want to ignorealdırmamak
134
487000
2000
Şimdi, istemediğim şey
08:27
the other sideyan of what happensolur in our universeEvren,
135
489000
3000
evrenin diğer tarafında neler olduğunu önemsememektir,
08:30
like manyçok of our scientistsBilim adamları have.
136
492000
3000
bir çok bilim adamları gibi.
08:33
And so, I am going to just throwatmak in stringsicim theoryteori here,
137
495000
3000
Ve böylece burda sicim teorisini ortaya atacağım,
08:36
and just say that creativeyaratıcı people are multidimensionalçok boyutlu,
138
498000
3000
ve sadece yaratıcı insanların çok boyutlu olduğunu farz edince,
08:39
and there are 11 levelsseviyeleri, I think, of anxietyanksiyete.
139
501000
4000
ve on bir seviye kaygı olduğunu düşünürsek, sanırım.
08:43
(LaughterKahkaha) And they all operateişletmek at the sameaynı time.
140
505000
4000
(Gülüşmeler) Ve hepsinin aynı anda işliyor.
08:47
There is alsoAyrıca a bigbüyük questionsoru of ambiguitybelirsizlik.
141
509000
3000
Bir de belirsizlik üzerine büyük soru var.
08:50
And I would linkbağlantı that to something calleddenilen the cosmologicalkozmolojik constantsabit.
142
512000
6000
Ve ben bunu kozmolojik sabit denilen şeyle bağlaştırırım.
08:56
And you don't know what is operatingişletme, but something is operatingişletme there.
143
518000
2000
Ve neyin işlediğini bilmezsiniz, fakat orada birşeylerin işlediğini bilirsiniz.
08:58
And ambiguitybelirsizlik, to me, is very uncomfortablerahatsız
144
520000
4000
Ve belirsizlik, bana göre, hayatımda çok rahatsız edicidir,
09:02
in my life, and I have it. MoralAhlaki ambiguitybelirsizlik.
145
524000
3000
ve vardır. Manevi belirsizlik.
09:05
It is constantlysürekli there. And, just as an exampleörnek,
146
527000
4000
O sürekli oradadır. Ve sadece bir örnek,
09:09
this is one that recentlyson günlerde camegeldi to me.
147
531000
3000
bu bana yakın zamanda gelen birşey.
09:12
It was something I readokumak in an editorialyazı işleri by a womankadın
148
534000
2000
Bu bir kadın tarafından yazılan ve
09:14
who was talkingkonuşma about the warsavaş in IraqIrak. And she said,
149
536000
4000
Irak'taki savaştan bahseden bir başyazıda okuduğum birşeydi. Ve söylenen,
09:18
"SaveKaydet a man from drowningboğulma, you are responsiblesorumluluk sahibi to him for life."
150
540000
3000
"Bir adamı boğulmaktan kurtarın, artık ondan hayatın boyunca sorumlusun."
09:21
A very famousünlü ChineseÇince sayingsöz, she said.
151
543000
3000
Çok ünlü bir Çin sözü, diye anlatıyordu.
09:24
And that meansanlamına geliyor because we wentgitti into IraqIrak, we should staykalmak there
152
546000
4000
Ve bu demek ki Irak'a gittiğimiz için artık oradaki
09:28
untila kadar things were solvedçözülmüş. You know, maybe even 100 yearsyıl.
153
550000
4000
şeyler çözümlenene kadar kalmamız gerekir. Bilirsiniz, belki de 100 yıl.
09:32
So, there was anotherbir diğeri one that I camegeldi acrosskarşısında,
154
554000
5000
Karşılaştığım diğer şey de,
09:37
and it's "savingtasarruf fishbalık from drowningboğulma."
155
559000
3000
ve bu "balığı boğulmaktan kurtarmak."
09:40
And it's what BuddhistBudist fishermenBalıkçılar say,
156
562000
2000
Ve bu da Budist balıkçıların söylediği,
09:42
because they're not supposedsözde to killöldürmek anything.
157
564000
3000
çünkü onların hiçbirşeyi öldürmemeleri gerekiyor.
09:45
And they alsoAyrıca have to make a livingyaşam, and people need to be fedfederasyon.
158
567000
3000
Ve onlar aynı zamanda yaşamak zorunda, ve insanların doymaya ihtiyacı var.
09:48
So theironların way of rationalizingrasyonalize that is they are savingtasarruf the fishbalık from drowningboğulma,
159
570000
4000
Bundan dolayı onların bu durumu rasyonelleştirmeleri de balıkları boğulmaktan kurtarmaları,
09:52
and unfortunatelyne yazık ki, in the processsüreç the fishbalık dieölmek.
160
574000
3000
ve ne yazıkki bu süreçte balıklar ölüyor.
09:55
Now, what's encapsulatedkapsüllenmiş in bothher ikisi de these drowningboğulma metaphorsmetaforlar
161
577000
5000
Şimdi her iki boğulma mecazındaki anafikir
10:00
-- actuallyaslında, one of them is my mother'sannenin interpretationyorumu,
162
582000
3000
-- aslında, bunlardan biri benim annemin yorumu,
10:03
and it is a famousünlü ChineseÇince sayingsöz, because she said it to me:
163
585000
3000
ve bu ünlü bir Çin sözüdür çünkü annem bana söyledi:
10:06
"savekayıt etmek a man from drowningboğulma, you are responsiblesorumluluk sahibi to him for life."
164
588000
3000
"Bir adamı boğulmaktan kurtarın, artık ondan hayatın boyunca sorumlusun."
10:09
And it was a warninguyarı -- don't get involvedilgili in other people'sinsanların business,
165
591000
4000
Ve bu bir uyarıydı -- başka insanların işine karışma,
10:13
or you're going to get stucksıkışmış.
166
595000
2000
ya da onların işinde sıkışır kalırsın.
10:15
OK. I think if somebodybirisi really was drowningboğulma, she'do ediyorum savekayıt etmek them.
167
597000
4000
Tamam. Sanırım eğer birisi boğulursa aslında onları kurtarırdı.
10:19
But, bothher ikisi de of these sayingssözler -- savingtasarruf a fishbalık from drowningboğulma,
168
601000
4000
Fakat bu iki söz de, balıkları boğulmaktan kurtarmak,
10:23
or savingtasarruf a man from drowningboğulma -- to me they had to do with intentionsniyetleri.
169
605000
4000
veya bir adamı boğulmaktan kurtarmak, bana göre niyetle ilgili şeyler.
10:27
And all of us in life, when we see a situationdurum, we have a responsetepki.
170
609000
5000
Ve hepimiz hayatımızda, böyle bir durum görürsek tepki veriririz.
10:32
And then we have intentionsniyetleri.
171
614000
2000
Ve hepimizin bir takım niyetleri vardır.
10:34
There's an ambiguitybelirsizlik of what that should be that we should do,
172
616000
5000
Bu da ne yapmamız gerektiği hakkında ne yaptığımızdaki belirsizliktir,
10:39
and then we do something.
173
621000
2000
ve sonra birşeyler yapıyoruz.
10:41
And the resultsSonuçlar of that mayMayıs ayı not matchmaç what our intentionsniyetleri had been.
174
623000
3000
Ve sonuçlar niyetlerimize uymayabilir.
10:44
Maybe things go wrongyanlış. And so, after that, what are our responsibilitiessorumluluklar?
175
626000
5000
Belki birşeyler yanlış gitmiştir. Ve böylece, sonunda, bizim sorumluluklarımız nelerdir?
10:49
What are we supposedsözde to do?
176
631000
2000
Ne yapmamız gerekiyor?
10:51
Do we staykalmak in for life,
177
633000
2000
Hayat için durmalımıyız,
10:53
or do we do something elsebaşka and justifyhaklı çıkarmak and say, well, my intentionsniyetleri were good,
178
635000
5000
veya başka birşey mi yaparız ve savunduğumuz ve söylediğimiz şey, benim niyetim iyiydi,
10:58
and thereforebu nedenle I cannotyapamam be heldbekletilen responsiblesorumluluk sahibi for all of it?
179
640000
6000
ve bundan dolayı bunun hepsi için sorumlu tutulamam mıdır?
11:04
That is the ambiguitybelirsizlik in my life
180
646000
2000
Bu benim hayatımdaki çelişki olup
11:06
that really disturbedrahatsız me, and led me to writeyazmak a bookkitap calleddenilen
181
648000
4000
beni gerçekten rahatsız eder ve beni şu kitabı yazmaya yönlendirir,
11:10
"SavingKaydetme FishBalık From DrowningBoğulma."
182
652000
2000
Balıkları Boğulmaktan Kurtarmak.
11:12
I saw examplesörnekler of that. OnceBir kez I identifiedtespit this questionsoru, it was all over the placeyer.
183
654000
7000
Bu soruyu belirledikten sonra bunun örneklerini gördüm. Bu her yerdeydi.
11:19
I got these hintsİpuçları everywhereher yerde.
184
661000
2000
Her yerde bir takım ipuçları buldum.
11:21
And then, in a way, I knewbiliyordum that they had always been there.
185
663000
3000
Ve sonra, bir bakıma, onların hep orada olduğunu anladım.
11:24
And then writingyazı, that's what happensolur. I get these hintsİpuçları, these cluesİpuçları,
186
666000
3000
Ve sonra bunun ne olduğunu yazdım. Ben bu ipuçlarını bu imaları alıyorum,
11:27
and I realizegerçekleştirmek that they'veonlar ettik been obviousaçık, and yethenüz they have not been.
187
669000
7000
ve bunların apaçık olduğunu idrak ediyorum, ve yine de öyle değiller.
11:34
And what I need, in effectEfekt, is a focusodak.
188
676000
4000
Ve benim etkin olarak ihtiyacım olan şey odaklanmaktır.
11:38
And when I have the questionsoru, it is a focusodak.
189
680000
2000
Ve ne zaman bir sorum olsa, o odaklanmaktır.
11:40
And all these things that seemgörünmek to be flotsamsürüklenen mal and jetsammüsveddeleriyle in life actuallyaslında go throughvasitasiyla
190
682000
5000
Ve hatayatta bütün bu yüzen uçuşan şeyler
11:45
that questionsoru, and what happensolur is those particularbelirli things becomeolmak relevantuygun.
191
687000
5000
bu sorudan geçer, ve bu şeylerde olan şeyler ilişkilenmeye başlar.
11:50
And it seemsgörünüyor like it's happeningolay all the time.
192
692000
2000
Ve bu her zaman oluyormuş hissi uyandırır.
11:52
You think there's a sortçeşit of coincidencetesadüf going on, a serendipitySerendipity,
193
694000
3000
Belirli çeşit bir rastlantı bir tesadüf olduğunu düşünürsünüz,
11:55
in whichhangi you're gettingalma all this help from the universeEvren.
194
697000
3000
ki bu bütün yardımı evrenden alır.
11:58
And it mayMayıs ayı alsoAyrıca be explainedaçıkladı that now you have a focusodak.
195
700000
3000
Ve size artık bir odağınız olduğu şeklinde açıklanır.
12:01
And you are noticingfark it more oftensık sık.
196
703000
4000
Ve artık o daha sık dikkatinizi çeker.
12:05
But you applyuygulamak this.
197
707000
3000
Fakat eğer bunu uygularsanız.
12:08
You beginbaşla to look at things havingsahip olan to do with your tensionsgerginlikler.
198
710000
3000
Sizin hayatınızda gerginlikle ilgili olan şeylere bakmaya başlarsınız.
12:11
Your brothererkek kardeş, who'skim fallendüşmüş in troublesorun, do you take carebakım of him?
199
713000
3000
Başı derde giren kardeşiniz olursa, ona gözkulak olur musunuz?
12:14
Why or why not?
200
716000
2000
Neden veya neden olmasin?
12:16
It mayMayıs ayı be something that is perhapsbelki more seriousciddi
201
718000
4000
Belki de daha ciddi birşeydir
12:20
-- as I said, humaninsan rightshaklar in BurmaBurma.
202
722000
3000
-- söylediğim gibi, Burma'daki insan hakları.
12:23
I was thinkingdüşünme that I shouldn'tolmamalı go because somebodybirisi said, if I did, it would showgöstermek
203
725000
4000
Düşünüyordum da oraya gitmemeliyim çünkü birisi eğer gidersem,
12:27
that I approvedonaylı of the militaryaskeri regimerejim there.
204
729000
3000
bu oradaki askeri rejimi onayladığımı göstereceğini söyledi.
12:30
And then, after a while, I had to asksormak myselfkendim,
205
732000
3000
Ve bir süre sonra, kendime sormak zorundaydım,
12:33
"Why do we take on knowledgebilgi, why do we take on assumptionsvarsayımlar
206
735000
2000
"Niye bilgiyi ciddiye alıyoruz, niye sanıları ciddiye alıyoruz
12:35
that other people have givenverilmiş us?"
207
737000
3000
ki bütün bunlar bize başka insanlar tarafından iletilenler?"
12:38
And it was the sameaynı thing that I feltkeçe when I was growingbüyüyen up,
208
740000
3000
Ve bu ben büyürken hissettiğim aynı şeydi,
12:41
and was hearingişitme these ruleskurallar of moralmanevi conductkuralları from my fatherbaba,
209
743000
5000
ve bütün bu manevi değerler içindeki bu kuralları babamdan duyardım,
12:46
who was a BaptistBaptist ministerbakan.
210
748000
2000
ki kendisi Baptiz bir vaizdi.
12:48
So I decidedkarar that I would go to BurmaBurma for my ownkendi intentionsniyetleri,
211
750000
5000
Böylece kendi insiyatifimle Burma'ya gitmeye karar verdim,
12:53
and still didn't know that if I wentgitti there,
212
755000
3000
ve hala oraya gidip gitmediğimi bilmiyorum,
12:56
what the resultsonuç of that would be, if I wroteyazdı a bookkitap --
213
758000
3000
eğer bunun sonuçlarını bir kitap yazsam ne olurdu --
12:59
and I just would have to faceyüz that latersonra, when the time camegeldi.
214
761000
4000
ve bununla sonra yüzleşecektim, zamanı geldiğinde.
13:03
We are all concernedilgili with things that we see in the worldDünya that we are awarefarkında of.
215
765000
5000
Bu dünyada farkına vardığımız şeyler hakkında endişe duyarız.
13:08
We come to this pointpuan and say, what do I as an individualbireysel do?
216
770000
5000
Öyle bir noktaya gelir ve bir birey olarak ne yapmalıyım diye sorarız.
13:13
Not all of us can go to AfricaAfrika, or work at hospitalshastaneler,
217
775000
4000
&Hepimiz Africa'ya gidemeyiz, veya hastanede çalışamayız,
13:17
so what do we do, if we have this moralmanevi responsetepki, this feelingduygu?
218
779000
7000
böylece eğer manevi tepkimiz, bu duygumuz, olsaydı ne yapardık?
13:24
AlsoAyrıca, I think one of the biggesten büyük things we are all looking at,
219
786000
3000
Ayrıca, bence baktığımız en önemli şeylerden birisi de,
13:27
and we talkedkonuştuk about todaybugün, is genocidesoykırım.
220
789000
3000
ve bunu bugün de konuştuk, soykırımdır.
13:30
This leadspotansiyel müşteriler to this questionsoru.
221
792000
3000
Bu bizi şu soruya yönlendirir,
13:33
When I look at all these things that are morallymanevi olarak ambiguousbelirsiz and uncomfortablerahatsız,
222
795000
5000
bütün bu manevi çelişki ve rahatsızlıkların olduğu şeylere baktığımda,
13:38
and I considerdüşünmek what my intentionsniyetleri should be,
223
800000
2000
ve niyetimin ne olduğunu düşündüşümde,
13:40
I realizegerçekleştirmek it goesgider back to this identityKimlik questionsoru that I had when I was a childçocuk
224
802000
5000
bunun ta çocukluğumdaki kimlik sorusuna kadar gittiğinin farkına vardım
13:45
-- and why am I here, and what is the meaninganlam of my life,
225
807000
3000
-- ve niye buradayım, ve hayatımın anlamı ne,
13:48
and what is my placeyer in the universeEvren?
226
810000
2000
ve bu evrendeki yerim neresi?
13:50
It seemsgörünüyor so obviousaçık, and yethenüz it is not.
227
812000
3000
Çok açık görünüyor, ve hala açık değil.
13:53
We all hatenefret moralmanevi ambiguitybelirsizlik in some senseduyu,
228
815000
5000
Hepimiz bir şekilde manevi çelişkiden nefret ederiz,
13:58
and yethenüz it is alsoAyrıca absolutelykesinlikle necessarygerekli.
229
820000
4000
ve hala bunun kesinlikle gerekli olduğunu düşünüyorum.
14:02
In writingyazı a storyÖykü, it is the placeyer where I beginbaşla.
230
824000
4000
Bir hikayeyi yazarken, bu başladığım yerdir.
14:06
SometimesBazen I get help from the universeEvren, it seemsgörünüyor.
231
828000
4000
Bazen bu yardımı evrenden alıyorum gibi görünüyor.
14:10
My motheranne would say it was the ghosthayalet of my grandmotherbüyükanne from the very first bookkitap,
232
832000
3000
Annem ilk kitabımdan beri bunun büyük annemin hayaleti olduğunu söylerdi,
14:13
because it seemedgibiydi I knewbiliyordum things I was not supposedsözde to know.
233
835000
3000
çünkü bilmemem gereken şeyleri bildiğim ortaya çıkardı.
14:16
InsteadBunun yerine of writingyazı that the grandmotherbüyükanne diedvefat etti accidentallyyanlışlıkla,
234
838000
3000
Büyük annemin kazara vefat ettiğini yazmaktansa,
14:19
from an overdoseaşırı doz of opiumafyon, while havingsahip olan too much of a good time,
235
841000
3000
çok güzel bir zaman geçirirken aldığım yüksek dozdaki afyonun etkisiyle,
14:22
I actuallyaslında put down in the storyÖykü that the womankadın killedöldürdü herselfkendini,
236
844000
5000
ben hikayede onun kendi kendini öldürdüğü şeklinde koymuşum,
14:27
and that actuallyaslında was the way it happenedolmuş.
237
849000
2000
ve gerçekte de bu aynen böyle olmuş.
14:29
And my motheranne decidedkarar that that informationbilgi mustşart have come from my grandmotherbüyükanne.
238
851000
5000
Ve annem bu bilginin bana büyük annemden geldiğine inanmaya karar verdi.
14:34
There are alsoAyrıca things, quiteoldukça uncannyesrarengiz,
239
856000
3000
Ayrıca anlaşılmaz olan şeyler vardı,
14:37
whichhangi bringgetirmek me informationbilgi that will help me in the writingyazı of the bookkitap.
240
859000
4000
ki bunlar bana kitap yazarken yardım eden bilgileri getirirlerdi.
14:41
In this casedurum, I was writingyazı a storyÖykü
241
863000
2000
Bu durumda, ben bir hikaye yazıyordum
14:43
that includeddahil some kindtür of detaildetay, perioddönem of historytarih, a certainbelli locationyer.
242
865000
4000
içinde bir takım detay, tarih dönemi ve belirli bir yerin olduğu hikaye.
14:47
And I neededgerekli to find something historicallytarihsel that would matchmaç that.
243
869000
3000
Ve ben tarihsel olarak buna uyan birşey bulmak zorundaydım.
14:50
And I tookaldı down this bookkitap, and I --
244
872000
2000
Ve ben bu kitabı aldım, ve ben --
14:52
first pagesayfa that I flippedsaygısız it to was exactlykesinlikle the settingayar, and the time perioddönem,
245
874000
6000
çevirdiğim ilk sayfasından bunun tam da istediğim kurgu ve zaman peryoduydu.
14:58
and the kindtür of characterkarakter I neededgerekli -- was the TaipingTaiping rebellionisyan,
246
880000
3000
Ve bana lazım olan karakter de Taipingli asiydi,
15:01
happeningolay in the areaalan nearyakın GuilinGuilin, outsidedışında of that,
247
883000
4000
Qualin yakınlarındaki ve dışındaki yerlerde vaki buluyordu,
15:05
and a characterkarakter who thought he was the sonoğul of God.
248
887000
3000
ve kendisinin tanrının oğlu olduğunu düşünen bir karakter.
15:08
You wondermerak etmek, are these things randomrasgele chanceşans?
249
890000
3000
Merak edersiniz, bunlar rastgele olan bir olasılık mıdır?
15:11
Well, what is randomrasgele? What is chanceşans? What is luckşans?
250
893000
4000
Şey, rasgele nedir? Olasılık nedir? Şans nedir?
15:15
What are things that you get from the universeEvren that you can't really explainaçıklamak?
251
897000
4000
Evrenden alıp da açıklayamadığın şeyler nelerdir?
15:19
And that goesgider into the storyÖykü, too.
252
901000
2000
Ve hikayeye bu da giriyordu.
15:21
These are the things I constantlysürekli think about from day to day.
253
903000
3000
Günden güne sık sık düşündüğüm şeyler var.
15:24
EspeciallyÖzellikle when good things happenolmak,
254
906000
2000
Özellikle iyi birşeyler olduğunda,
15:26
and, in particularbelirli, when badkötü things happenolmak.
255
908000
4000
ve belirli olarak, kötü birşeyler olduğunda.
15:30
But I do think there's a kindtür of serendipitySerendipity,
256
912000
2000
Fakat ben bir takım şans olduğunu düşünüyorum,
15:32
and I do want to know what those elementselementler are,
257
914000
3000
ve buna katkıda bulunan bilmek istediğim elemanlar,
15:35
so I can thank them, and alsoAyrıca try to find them in my life.
258
917000
5000
böylelikle onlara şükranımı sunabilirim, ve ayrıca onları kendi hayatımda aramaya çalışırım.
15:40
Because, again, I think that when I am awarefarkında of them, more of them happenolmak.
259
922000
4000
Çünkü, yine, düşünüyorum ki ne zamanki onlardan haberdarım, daha çoğu olur.
15:44
AnotherBaşka bir chanceşans encounterkarşılaşma is when I wentgitti to a placeyer
260
926000
4000
Başka karşılaşma ihtimali de o yere gittiğimdedir
15:48
-- I just was with some friendsarkadaşlar, and we drovesürdü randomlyrasgele to a differentfarklı placeyer,
261
930000
4000
-- sadece bir kaç arkadaşımlayımdır, ve rastgele değişik bir yere sürüyoruz,
15:52
and we endedbitti up in this non-touristTurizm locationyer,
262
934000
4000
ve sonunda turistik olmayan bu yere geliyoruz,
15:56
a beautifulgüzel villageköy, pristinebozulmamış.
263
938000
2000
güze bir köy, el değmemiş.
15:58
And we walkedyürüdü threeüç valleysvadiler beyondötesinde,
264
940000
2000
Ve üç vadi boyunca yürüyoruz,
16:00
and the thirdüçüncü valleyvadi, there was something quiteoldukça mysteriousgizemli and ominousuğursuz,
265
942000
3000
ve üçüncü vadide, son derece gizemli ve uğursuz birşey var,
16:03
a discomfortrahatsızlık I feltkeçe. And then I knewbiliyordum that had to be [the] settingayar of my bookkitap.
266
945000
6000
bir rahatsızlık hissi. Ve bunun benim kitabımın kurgusu olduğunu anlıyorum.
16:09
And in writingyazı one of the scenessahneler, it happenedolmuş in that thirdüçüncü valleyvadi.
267
951000
3000
Ve bu sahneleriden birini yazarken, üçüncü vadide oldu.
16:12
For some reasonneden I wroteyazdı about cairnsCairns -- stacksyığınları of rockskayalar -- that a man was buildingbina.
268
954000
7000
Bir takım sebeplerden dolayı bu adamın inşa ettiği höyükten - taş istifinden - yazdım.
16:19
And I didn't know exactlykesinlikle why I had it, but it was so vividcanlı.
269
961000
3000
Ve niye öyle yaptığımın sebebini bilmiyordum, fakat çok canlıydı.
16:22
I got stucksıkışmış, and a friendarkadaş, when she askeddiye sordu if I would go for a walkyürümek with her dogsköpekler,
270
964000
5000
Öyle kalmıştım, ve arkadaşım, bana köpeklerini gezdirmesine eşlik etmemi istediğinde,
16:27
that I said, sure. And about 45 minutesdakika latersonra,
271
969000
3000
tabi, dedim. Ve yaklaşık 45 dakika sonra,
16:30
walkingyürüme alonguzun bir the beachplaj, I camegeldi acrosskarşısında this.
272
972000
4000
sahil kenarında yürürken, bununla karşılaştım.
16:34
And it was a man, a ChineseÇince man,
273
976000
2000
Ve bu bir adamdı, Çinli bir adam,
16:36
and he was stackingyığınlama these things, not with gluetutkal, not with anything.
274
978000
3000
ve o bu şeyleri üst üste istifliyordu, zamksız, hiçbirşey kullanmadan.
16:39
And I askeddiye sordu him, "How is it possiblemümkün to do this?"
275
981000
3000
Ve ona bunun nasıl mümkün olduğunu sordum?
16:42
And he said, "Well, I guesstahmin with everything in life, there's a placeyer of balancedenge."
276
984000
4000
ve o dedi ki, şey, sanırım hayattaki herşeyde dengeye yer vardır.
16:46
And this was exactlykesinlikle the meaninganlam of my storyÖykü at that pointpuan.
277
988000
5000
Ve bu noktada söyledikleri benim hikayemim tam olarak anlamıydı.
16:51
I had so manyçok examplesörnekler -- I have so manyçok instancesörnekleri like this, when I'm writingyazı a storyÖykü,
278
993000
5000
Birçok örneklerim var -- Ben bir hikaye yazdığımda bunun gibi birçok durumla karşılaşırım,
16:56
and I cannotyapamam explainaçıklamak it.
279
998000
2000
ve nedenini açıklayamam.
16:58
Is it because I had the filterfiltre that I have suchböyle a stronggüçlü coincidencetesadüf
280
1000000
4000
Nedeni acaba benim böyle güçlü ihtimalleri filtre edişim midir,
17:02
in writingyazı about these things?
281
1004000
3000
tam da hakkında yazdığım anda ortaya çıkan şeyler için?
17:05
Or is it a kindtür of serendipitySerendipity that we cannotyapamam explainaçıklamak, like the cosmologicalkozmolojik constantsabit?
282
1007000
7000
Ya da açıklayamadığımız bir çeşit tesadüf müdür, kozmolojik katsayı gibi?
17:12
A bigbüyük thing that I alsoAyrıca think about is accidentskazalar.
283
1014000
3000
Kazalar hakkında düşündüğüm büyük şey de var.
17:15
And as I said, my motheranne did not believe in randomnessrastgelelik.
284
1017000
3000
Ve söylediğim üzere, annem tesadüjlere inanmazdı.
17:18
What is the naturedoğa of accidentskazalar?
285
1020000
2000
Kazaların doğası nedir?
17:20
And how are we going to assignatamak what the responsibilitysorumluluk and the causesnedenleri are,
286
1022000
4000
Ve biz sorumluluk ve nedenlerini nasıl belirleyebiliriz,
17:24
outsidedışında of a courtmahkeme of lawhukuk?
287
1026000
3000
mahkeme kanunları dışında?
17:27
I was ableyapabilmek to see that in a firsthandilk elden way,
288
1029000
3000
Ben bunu ilk elden görüyordum,
17:30
when I wentgitti to beautifulgüzel DongDong villageköy, in GuizhouGuizhou, the poorestyoksul provinceİl of ChinaÇin.
289
1032000
6000
Çin'in en fakir bölgesinde bulunan Guizhou'daki güzel Dong köyündeyken.
17:36
And I saw this beautifulgüzel placeyer. I knewbiliyordum I wanted to come back.
290
1038000
2000
Ve çok güzel bir yer görduüm. Buraya tekrar geleceğimi biliyordum.
17:38
And I had a chanceşans to do that, when NationalUlusal GeographicCoğrafi askeddiye sordu me
291
1040000
3000
Ve bu imkana National Geopgraphic kanalı bana
17:41
if I wanted to writeyazmak anything about ChinaÇin.
292
1043000
2000
Çin hakkında birşey yazmak isteyip istemediğimi sorduğunda kavuştum.
17:43
And I said yes, about this villageköy of singingşan people, singingşan minorityazınlık.
293
1045000
5000
Ve evet dedim, "Şarkı Söyleyen" köydeki, "Şarkı Söyleyen" azınlık hakkında.
17:48
And they agreedkabul, and betweenarasında the time I saw this placeyer and the nextSonraki time I wentgitti,
294
1050000
5000
Ve kabul ettiler, bu yeri gördüğüm andan bir sonra göreceğim an arasında,
17:53
there was a terriblekorkunç accidentkaza. A man, an oldeski man, felldüştü asleepuykuda,
295
1055000
4000
dehşet bir kaza olmuş. Yaşlı bir adam uyuya kalmış,
17:57
and his quiltYorgan droppeddüştü in a pantava of fireateş that kepttuttu him warmIlık, hafif sıcak.
296
1059000
3000
ve batteniyesi kendisini sıcak tutsun diye yaktığı ateşin içine düşmüş.
18:00
60 homesevler were destroyedyerlebir edilmiş, and 40 were damagedhasarlı.
297
1062000
6000
60 ev harap olmuş, 40 tanesi de zarar görmüş.
18:06
ResponsibilitySorumluluk was assignedatanmış to the familyaile.
298
1068000
2000
Sorumluluk aile üzerine atılmış.
18:08
The man'sadam sonsoğulları were banishedsürgün to livecanlı threeüç kilometerskilometre away, in a cowshedcowshed.
299
1070000
4000
Adamın oğlu üç kilometere ötedeki inek ahırında yaşamaya zorlanmış.
18:12
And, of coursekurs, as WesternersBatılılar, we say, "Well, it was an accidentkaza. That's not fairadil.
300
1074000
4000
Ve tabi ki, batılılar olarak biz "Şey, ama bu bir kazaydı. Haksızlık bu.
18:16
It's the sonoğul, not the fatherbaba."
301
1078000
2000
Bu oğlu babası değil ki." deriz.
18:18
When I go on a storyÖykü, I have to let go of those kindsçeşit of beliefsinançlar.
302
1080000
6000
Ve hikayeye devam edersek, ben bu takım inançları kendimden uzaklaştırırım.
18:24
It takes a while, but I have to let go of them and just go there, and be there.
303
1086000
4000
Biraz zaman alıyor, fakat ben oların gitmesine izin veririm ve oraya gider orada bulunurum.
18:28
And so I was there on threeüç occasionsdurumlar, differentfarklı seasonsmevsim.
304
1090000
3000
Ve böylece değişik mevsimlerde üç değişik olay olmuştu.
18:31
And I beganbaşladı to senseduyu something differentfarklı about the historytarih,
305
1093000
4000
Ve ben bu hikaye hakkında değişik birşeyler hissetmeye başladım
18:35
and what had happenedolmuş before, and the naturedoğa of life in a very poorfakir villageköy,
306
1097000
4000
ve burda önceden olan, ve bu fakir köydeki hayatın doğası,
18:39
and what you find as your joyssevinçleri, and your ritualsritüeller, your traditionsgelenekler, your linksbağlantılar
307
1101000
3000
ve siz kendi neşe, ayin, gelenek ve diğer ailelerle bağınızı bulursunuz.
18:42
with other familiesaileleri. And I saw how this had a kindtür of justiceadalet, in its responsibilitysorumluluk.
308
1104000
10000
Ve ben bunun kendi sorumluluğu içinde nasıl bir adalet olduğunu gördüm.
18:52
I was ableyapabilmek to find out alsoAyrıca about the ceremonytöreni that they were usingkullanma,
309
1114000
5000
Ayrıca merasim hakkında kullandıklarını da buldum,
18:57
a ceremonytöreni they hadn'tolmasaydı used in about 29 yearsyıl. And it was to sendgöndermek some menerkekler
310
1119000
8000
29 yıldır yapmadıkları bir merasim. Ve bu bazı adamları göndermekti
19:05
-- a FengFeng ShuiShui masterana sentgönderilen menerkekler down to the underworldYeraltı Dünyası on ghosthayalet horsesatlar.
311
1127000
4000
-- Feng Shui ustası adamları karanlık dünyadaki hayalet atların üzerinde göndermişti.
19:09
Now you, as WesternersBatılılar, and I, as WesternersBatılılar,
312
1131000
3000
Şimdi siz, batılılar olarak, ve ben batılı olarak,
19:12
would say well, that's superstitionbatıl inanç. But after beingolmak there for a while,
313
1134000
3000
bunun bir batıl inanç olduğunu söyleriz. Fakat orada bir süre durunca,
19:15
and seeinggörme the amazingşaşırtıcı things that happenedolmuş,
314
1137000
3000
ve hayret verici şeyler olduğunu görünce,
19:18
you beginbaşla to wondermerak etmek whosekimin beliefsinançlar are those that are in operationoperasyon in the worldDünya,
315
1140000
5000
bu inançların işleyen bu dünyadaki kimin inançları olduğunu merak etmeye başlarsınız,
19:23
determiningbelirleyen how things happenolmak.
316
1145000
3000
birşeylerin nasıl olduğunu idraki için.
19:26
So I remainedkalmıştır with them, and the more I wroteyazdı that storyÖykü,
317
1148000
3000
Böylece onlarla birlikte kaldım, ve ne kadar çok bu hikayeyi yazdımsa
19:29
the more I got into those beliefsinançlar, and I think that's importantönemli for me
318
1151000
4000
o kadar çok bu inançlara dalarım, ve bunun benim için önemli olduğunu düşünürüm
19:33
-- to take on the beliefsinançlar, because that is where the storyÖykü is realgerçek,
319
1155000
3000
-- inançlardan birşeyler kapmak, çünkü bu hikayenin gerçek olduğudur,
19:36
and that is where I'm gonna find the answerscevaplar
320
1158000
2000
ve bu benim yanıtları bulacağım yerdir
19:38
to how I feel about certainbelli questionssorular that I have in life.
321
1160000
5000
hayattaki belirli sorular hakkında nasıl hissettiğime dair.
19:43
YearsYıl go by, of coursekurs, and the writingyazı, it doesn't happenolmak instantlyanında,
322
1165000
3000
Yıllar geçer, tabi ki, ve yazı, birden bire oluşmaz,
19:46
as I'm tryingçalışıyor to conveyiletmek it to you here at TEDTED.
323
1168000
4000
bunu size burda TED'de aktarmaya çalıştığım gibi.
19:50
The bookkitap comesgeliyor and it goesgider. When it arrivesgeldiğinde, it is no longeruzun my bookkitap.
324
1172000
5000
Kitap gelir ve kitap geçer. Ne zaman ki yetişir, o artık benim kitabım değildir.
19:55
It is in the handseller of readersokuyucular, and they interpretyorumlamak it differentlyfarklı olarak.
325
1177000
4000
O artık okuyucuların elindedir, ve onlar daha farklı yorumlarlar.
19:59
But I go back to this questionsoru of, how do I createyaratmak something out of nothing?
326
1181000
6000
Fakat bu soruya geri dönecek olursak, hiçbirşeyden nasıl birşeyler yaratırım?
20:05
And how do I createyaratmak my ownkendi life?
327
1187000
3000
Ve kendi hayatımda nasıl yaratırım?
20:08
And I think it is by questioningsorgulama,
328
1190000
2000
Ve bence bunu soruşturarak,
20:10
and sayingsöz to myselfkendim that there are no absolutekesin truthsgerçekler.
329
1192000
5000
ve kendime kesin doğrular olmadığını söyleyerek.
20:15
I believe in specificsözellikleri, the specificsözellikleri of storyÖykü,
330
1197000
4000
Ben belirginlikere inanırım, hikayedeki belirginliklere,
20:19
and the pastgeçmiş, the specificsözellikleri of that pastgeçmiş,
331
1201000
3000
ve geçmişte, geçmişin belirliklerine,
20:22
and what is happeningolay in the storyÖykü at that pointpuan.
332
1204000
4000
ve bu noktadada hikayede olagelen budur.
20:26
I alsoAyrıca believe that in thinkingdüşünme about things --
333
1208000
3000
Ben ayrıca bu tip şeyler hakkında düşünerek
20:29
my thinkingdüşünme about luckşans, and fatekader, and coincidencestesadüf diye bir şey and accidentskazalar,
334
1211000
4000
benim şans, kader, ve tesadüf ve kazalar hakkında düşünerek,
20:33
God'sTanrı'nın will, and the synchronysenkronizasyonu of mysteriousgizemli forcesgüçler --
335
1215000
4000
tanrının iradesine, ve gizemli güçlerin birlikteliklerine,
20:37
I will come to some notionkavram of what that is, how we createyaratmak.
336
1219000
6000
Ben bunun ne olduğunu, nasıl yarattığımız olgusunu anlamaya başlarım.
20:43
I have to think of my rolerol. Where I am in the universeEvren,
337
1225000
4000
Benim rolüm hakkında düşünürüm. Bu evrende neredeyim,
20:47
and did somebodybirisi intendniyet etmek for me to be that way, or is it just something I camegeldi up with?
338
1229000
5000
ve başka birisi benim böyle olmamı mı istedi, ya da rastgele mi böyle olageldim?
20:52
And I alsoAyrıca can find that by imagininghayal fullytamamen, and becomingolma what is imaginedhayal --
339
1234000
8000
Ve ben bunu tüm olarak hayal ederek bulurum, ve hayal edilene dönüşerek,
21:00
and yethenüz is in that realgerçek worldDünya, the fictionalkurgusal worldDünya.
340
1242000
3000
ve hala da gerçek dünyadadır, hayal edilen dünyada.
21:03
And that is how I find particlesparçacıklar of truthhakikat, not the absolutekesin truthhakikat, or the wholebütün truthhakikat.
341
1245000
8000
Ve ben bu şekilde gerçek parçacıklarını, mutlak gerçeği veya tüm gerçeği değil, bulurum.
21:11
And they have to be in all possibilitiesolasılıklar,
342
1253000
2000
Ve bunlar bütün ihtimaller içinde olmalıdır,
21:13
includingdahil olmak üzere those I never considereddüşünülen before.
343
1255000
3000
önceden hiç düşünmediklerimi bile.
21:16
So, there are never completetamamlayınız answerscevaplar.
344
1258000
3000
Böylece hiçbir zaman tastamam yanıtlar yoktur.
21:19
Or ratherdaha doğrusu, if there is an answerCevap, it is to remindhatırlatmak
345
1261000
5000
Ya da daha doğrusu, bir yanıt varsa, bu yanıt
21:24
myselfkendim that there is uncertaintybelirsizlik in everything,
346
1266000
4000
bana herşeyde bir belirsizlik olduğunu hatırlatmak içindir.
21:28
and that is good, because then I will discoverkeşfetmek something newyeni.
347
1270000
5000
ve bu iyi birşeydir. Çünkü ben bu şekilde yeni birşey keşfederim.
21:33
And if there is a partialkısmi answerCevap, a more completetamamlayınız answerCevap from me,
348
1275000
4000
Ve eğer yarım bir yanıt varsa, daha tamam bir yanıt benim için,
21:37
it is to simplybasitçe imaginehayal etmek.
349
1279000
3000
bu sadece hayat etmek içindir.
21:40
And to imaginehayal etmek is to put myselfkendim in that storyÖykü,
350
1282000
4000
Ve hayat etmek kendimi hikayenin içine koymaktır,
21:44
untila kadar there was only -- there is a transparencyşeffaflık betweenarasında me and the storyÖykü that I am creatingoluşturma.
351
1286000
6000
en sonunda sadece -- ben ile yarattığım hikaye arasında bir şeffaflık vardır.
21:50
And that's how I've discoveredkeşfedilen that if I feel what is in the storyÖykü
352
1292000
6000
Ve bu benim hikayenin içinde nasıl hissettiğimi keşfetmemi sağlar
21:56
-- in one storyÖykü -- then I come the closestEn yakın, I think,
353
1298000
6000
-- bir hikayede -- sonradan çok yaklaşırım, sanırım,
22:02
to knowingbilme what compassionmerhamet is, to feelingduygu that compassionmerhamet.
354
1304000
4000
merhametin olduğunu biliğ onu hissederek.
22:06
Because for everything,
355
1308000
2000
Çünkü bu herşeydir,
22:08
in that questionsoru of how things happenolmak, it has to do with the feelingduygu.
356
1310000
4000
birşeylerin nasıl oluştuğu sorusu, bu duygu ile ilişkilidir.
22:12
I have to becomeolmak the storyÖykü in ordersipariş to understandanlama a lot of that.
357
1314000
6000
Bütün bunları anlamak için hikayeye dönüşmem gerekir.
22:18
We'veBiz ettik come to the endson of the talk,
358
1320000
2000
Konuşmamızın sonuna geldik,
22:20
and I will revealortaya çıkartmak what is in the bagsırt çantası, and it is the museilham perisi,
359
1322000
4000
ve çantamın içinde ne olduğunu açıklayacağım, ve bu bir ilham,
22:24
and it is the things that transformdönüştürmek in our liveshayatları,
360
1326000
3000
ve bu hayatımızda dönüştürdüğümüz şeyler,
22:27
that are wonderfulolağanüstü and staykalmak with us.
361
1329000
10000
harika olan ve biraz bekleyin.
22:37
There she is.
362
1339000
1000
Kendileri burada.
22:38
Thank you very much!
363
1340000
2000
Çok teşekkür ederim!
22:40
(ApplauseAlkış)
364
1342000
6000
(Alkış)
Translated by Erdem Kurul
Reviewed by Mete Güre

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Amy Tan - Novelist
Amy Tan is the author of such beloved books as The Joy Luck Club, The Kitchen God's Wife and The Hundred Secret Senses.

Why you should listen

Born in the US to immigrant parents from China, Amy Tan rejected her mother's expectations that she become a doctor and concert pianist. She chose to write fiction instead. Her much-loved, best-selling novels have been translated into 35 languages. In 2008, she wrote a libretto for The Bonesetter's Daughter, which premiered that September with the San Francisco Opera.

Tan was the creative consultant for Sagwa, the Emmy-nominated PBS series for children, and she has appeared as herself on The Simpsons. She's the lead rhythm dominatrix, backup singer and second tambourine with the Rock Bottom Remainders, a literary garage band that has raised more than a million dollars for literacy programs.

More profile about the speaker
Amy Tan | Speaker | TED.com