ABOUT THE SPEAKER
Dawn Wacek - Librarian
Dawn Wacek advocates for equitable library service for all community members.

Why you should listen

More than fifteen years in librarianship, Dawn Wacek has eliminated barriers to access in urban and rural libraries. She has helped create fine reduction programs and developed free and open access policies everywhere she has worked.

Wacek is the Youth Services Manager of the La Crosse Public Library in Wisconsin, where she is working on increasing community relationships and collaborations to better connect all users to their library.

More profile about the speaker
Dawn Wacek | Speaker | TED.com
TEDxUWLaCrosse

Dawn Wacek: A librarian's case against overdue book fines

Dawn Wacek: Geciktirilmiş kitap cezalarına karşı bir kütüphanecinin duruşu

Filmed:
1,672,580 views

Kütüphaneciler daha iyi bir dünya yaratma gücüne sahipler; toplumlarla ilişki kurarlar, okur-yazarlığı teşvik ederler ve yaşam boyu öğrenmeyi sağlarlar. Fakat tek bir şey insanları bundan alıkoyuyor; geciktirilmiş kitapların para cezaları. Bu merak uyandıran konuşmada, kütüphaneci Dawn Wacek para cezalarının düşündüğümüz şekilde işe yaramadıklarını ortaya koyuyor. Peki ya kütüphaneciniz tüm bunları talep etmeyi keserse?
- Librarian
Dawn Wacek advocates for equitable library service for all community members. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
HelloMerhaba, friendsarkadaşlar.
0
1952
1150
Merhaba arkadaşlar.
00:15
I'm happymutlu to see all of you here todaybugün.
1
3667
2600
Hepinizi burada görmekten çok mutluyum.
00:18
This is actuallyaslında exactlykesinlikle what I say
to the people who visitziyaret etmek us
2
6746
3143
La Crosse Halk Kütüphanesi'nde
bizleri ziyaret eden insanlara
00:21
at the LaLa CrosseCrosse PublicKamu LibraryKütüphane.
3
9913
1858
söylediğim şey de tam olarak bu.
00:23
And I say it because I mean it.
4
11795
2067
Ve söylediklerimde ciddiyim.
00:26
The childrençocuklar who come
into our librarykütüphane are my friendsarkadaşlar
5
14668
2943
Kütüphanemize gelen çocuklar
benim arkadaşlarım
00:29
in that I carebakım about theironların needsihtiyaçlar
and theironların futuresvadeli işlem.
6
17635
2638
çünkü ihtiyaçlarını ve geleceklerini
önemsiyorum.
00:32
I want them to be happymutlu and successfulbaşarılı.
7
20779
2706
Mutlu ve başarılı olmalarını istiyorum.
00:35
I hopeumut that they'llacaklar find great bookskitaplar
or a moviefilm that delightslezzetleri them.
8
23509
3719
Umarım hoşlarına giden
muhteşem kitaplar, filmler bulurlar.
00:39
Or the solutionçözüm to a trickyhileli problemsorun.
9
27699
2400
Veya zor bir problemin çözümünü.
00:43
LibrariesKitaplıkları in generalgenel
have this wonderfulolağanüstü reputationitibar
10
31390
2772
Kütüphaneler genel olarak
topluluklarıyla gerçekten
00:46
of really caringsempatik about our communitiestopluluklar.
11
34186
2486
ilgilenme ününe sahiptir.
00:48
We put out missionmisyon statementsifadeleri
and statementsifadeleri of purposeamaç
12
36696
2940
Topluluğumuzu daha kapsamlı
bir dünyaya bağladığımızı belirten
00:51
that say that we connectbağlamak
our communitytoplum to the broadergeniş worldDünya.
13
39660
3433
hedef tanımımız ve niyet mektubumuz var.
00:55
We engagetutmak mindszihinler,
14
43710
1720
Zihinleri çalıştırıyoruz,
00:58
we createyaratmak lifelongömür boyu learnersöğrenenler.
15
46075
1973
yaşam boyu öğrenciler yaratıyoruz.
01:01
And these idealsidealleri are really
importantönemli to us as librarieskütüphaneler,
16
49488
2737
Kütüphaneler olarak, bu fikirler
bizim için çok önemli
01:04
because we know the powergüç they have
to createyaratmak a better worldDünya.
17
52249
3741
çünkü daha iyi bir dünya için
sahip oldukları gücün farkındayız.
01:08
A more connectedbağlı worldDünya,
a more engagednişanlı and empatheticempatik worldDünya.
18
56434
4278
Daha birleşik bir dünya,
daha bağlantılı ve anlayışlı bir dünya.
01:14
BooksKitaplar have powergüç, informationbilgi has powergüç.
19
62224
2674
Kitapların gücü vardır,
bilginin gücü vardır.
01:16
And for the powerlessgüçsüz in our communitiestopluluklar,
20
64922
2230
Topluluklardaki güçsüzler için ise,
01:19
beingolmak ableyapabilmek to connectbağlamak to that
is even more importantönemli.
21
67176
3048
buna bağlanabilmek çok daha önemlidir.
01:23
In 1995, BettyBetty HartHart and ToddTodd RisleyRisley
22
71069
2976
1995'de Betty Hart ve Todd Risley
01:26
publishedyayınlanan a studyders çalışma that foundbulunan
that workingçalışma classsınıf familiesaileleri
23
74069
2643
işçi sınıfı ailelerin ve refahta
yaşayanların şu anda
01:28
and those beingolmak servedhizmet by welfarerefah
24
76736
1964
"30 milyon kelime farkı"
adını verdiğimiz şeyi
01:30
experiencedeneyim what we now referbaşvurmak to
as the "30 millionmilyon wordsözcük gapboşluk."
25
78724
4052
deneyimlediğini belirten
bir çalışma gerçekleştirdi.
01:35
EssentiallyAslında, what they learnedbilgili
is that childrençocuklar in these familiesaileleri
26
83947
3610
Esasen öğrendikleri şey şuydu;
bu ailelerdeki çocuklar her gün
01:39
are hearingişitme so manyçok fewerDaha az wordskelimeler eachher day
27
87581
2985
o kadar az kelime duyuyorlar ki,
01:42
that by the time they are threeüç yearsyıl oldeski,
28
90590
2186
üç yaşına geldiklerinde,
öğrendikleri dilde
01:44
there's this enormousmuazzam disparityeşitsizlik
in theironların learnedbilgili languagedil.
29
92800
3038
muazzam bir fark oluyor.
01:48
And that gapboşluk in wordskelimeler followsşu them
as they entergirmek schoolokul,
30
96569
2696
Bu kelime farkı onları okula
başladıklarında takip ediyor
01:51
and it resultsSonuçlar in latersonra readingokuma,
pooreryoksul readingokuma skillsbecerileri,
31
99289
3971
ve bu da geç okuma,
zayıf okuma becerileri
01:55
a lackeksiklik of successbaşarı overalltüm.
32
103284
1848
ve başarısızlıkla sonuçlanıyor.
01:58
ChildrenÇocuk need to hearduymak wordskelimeler everyher day
33
106625
1920
Çocukların her gün kelimeler duyması
02:00
and they need to hearduymak
not just our day-to-dayGünden güne conversationkonuşma,
34
108569
2770
gerekiyor ve yalnızca gündelik
sohbetlerimizi değil,
02:03
they have to hearduymak rarenadir wordskelimeler:
35
111363
1738
nadir kelimeleri de duymaları gerek:
02:05
those outsidedışında the commonortak lexiconSözlük
we sharepay, of around 10,000.
36
113125
3413
paylaştığımız ortak sözlüğün dışında
yaklaşık 10.000 kelime var.
02:09
I'm going to readokumak you a shortkısa snippetpasajı
from a children'sçocuk bookkitap
37
117887
3468
Çocuk odasında favori yazarlarımızdan
birisi olan Eric Carle'ın
02:13
by one of our favoritesevdiğim authorsyazarlar
in the children'sçocuk roomoda, EricEric CarleCan.
38
121379
3124
bir çocuk kitabından
kısa bir parça okuyacağım.
02:16
Some of you mightbelki know his work
"The Very Hungry CaterpillarCaterpillar."
39
124527
3017
Bazılarınız bunu biliyor olabilir
"Aç Tırtıl".
02:19
But this is from "'Slowly'Yavaşça, SlowlyYavaş yavaş,
SlowlyYavaş yavaş,' said the SlothTembel hayvan."
40
127568
3652
Fakat bu "Ben Tembel Değilim"
adlı kitabından.
02:25
"FinallySon olarak, the slothTembel hayvan repliedcevap verdi,
41
133288
2127
"Sonunda, diye cevapladı tembel hayvan,
02:27
'It is truedoğru that I am slowyavaş,
quietsessiz and boringsıkıcı.
42
135439
3061
'yavaş olduğum doğru,
sessiz ve sıkıcıyım da.
02:31
I am lackadaisicalbezgin,
43
139177
1532
uyuşuğum,
02:32
I dawdlesallanma and I dillydallydillydally.
44
140733
1733
aylağım ve vakit öldürüyorum.
02:35
I am alsoAyrıca unflappableSoğukkanlı, languidDurgun, stoicStoacı,
45
143210
3246
Ayrıca soğukkanlı, gevşek, sabırlı,
02:38
impassiveMütevekkil, sluggishDurgun, lethargicuyuşuk,
46
146480
3024
ruhsuz, miskin, uykulu,
02:41
placidduvar ilanı, calmsakin, mellowyumuşak,
47
149528
3113
durgun, sakin, yumuşak,
02:44
laid-backLaid-Back and, well, slothfultembel!
48
152665
2371
rahat ve peki, üşengecim!
02:47
I am relaxedrahat and tranquilSakin,
and I like to livecanlı in peaceBarış.
49
155823
3595
Rahat ve sükunetliyim
ve huzurlu yaşamayı seviyorum.
02:52
But I am not lazytembel.'
50
160030
1245
Fakat tembel değilim'.
02:54
Then the slothTembel hayvan yawnedesnemiş and said,
51
162282
2366
Sonra tembel hayvan esnedi ve dedi ki,
02:56
'That's just how I am.
52
164672
1467
'Ben böyleyim.
02:58
I like to do things
slowlyyavaşça, slowlyyavaşça, slowlyyavaşça.'"
53
166472
4181
Bazı şeyleri yavaş yavaş,
yavaş yavaş yapmayı seviyorum."
03:04
So you can see from this very briefkısa
exampleörnek from one bookkitap in our librarykütüphane
54
172085
5008
Kütüphanemizde bulunan bir kitaptan
aldığım bu örnekte gördüğünüz gibi,
03:09
how EricEric CarleCan used 20 differentfarklı wordskelimeler
to get the sameaynı ideaFikir acrosskarşısında to childrençocuklar.
55
177117
4209
Eric Carle çocuklara bir fikri vermek için
20 farklı kelime kullanıyor.
03:15
Now we know that a lot of the familiesaileleri
visitingziyaret us at the librarykütüphane,
56
183474
3611
Kütüphanede bizleri ziyaret eden birçok
ailenin, arkadaşlarımızın
03:19
a lot of our friendsarkadaşlar,
are strugglingmücadele financiallymali.
57
187109
3333
çoğunun maddi zorluk
yaşadığını biliyoruz.
03:23
We know that some of them
are livingyaşam in povertyyoksulluk,
58
191124
2699
Kiminin fakirlik içerisinde
yaşadığını, yemek paralarının
03:25
and don't have enoughyeterli to eatyemek
or anywhereherhangi bir yer safekasa to livecanlı.
59
193847
2699
veya yaşayacak güvenli
bir yerleri olmadığını biliyoruz.
03:29
We know that our friendarkadaş JamesJames,
who comesgeliyor in after schoolokul
60
197022
2651
Bir barınakta kalan ve okuldan sonra
gelen arkadaşımız
03:31
and is stayingkalma at a localyerel shelterbarınak,
61
199697
1690
James'in, sınıf düzeyinde
03:33
isn't readingokuma at gradesınıf levelseviye
62
201411
1349
okumadığını biliyoruz
03:34
and has probablymuhtemelen
never readokumak at gradesınıf levelseviye.
63
202784
2190
ve muhtemelen sınıf düzeyinde
hiç okumadı.
03:37
We know we have that 30 millionmilyon wordsözcük gapboşluk
64
205419
2269
30 milyon kelime farkına ve çocuklar
03:39
and a correspondinguyan achievementbaşarı gapboşluk
by the time kidsçocuklar entergirmek the thirdüçüncü gradesınıf,
65
207712
4073
üçüncü sınıfa geldiklerinde oluşacak
başarı farkına sahibiz ve her ikisi de
03:43
bothher ikisi de of whichhangi directlydirekt olarak correlateilişkilendirmek
to incomegelir levelseviye.
66
211809
3198
doğrudan gelir seviyesi ile bağlantılı.
03:47
So what's the responsibilitysorumluluk of librarieskütüphaneler
in addressingadresleme these gapsboşluklar?
67
215737
3809
Peki kütüphanelerin bu farklara
hitaben sorumlulukları nedir?
03:51
How can we help our friendsarkadaşlar
be more successfulbaşarılı, more educatedeğitimli
68
219570
3966
Arkadaşlarımızın daha başarılı,
daha eğitimli
ve bir gün daha iyi birer dünya vatandaşı
olmaları için ne yapabiliriz?
03:55
and some day, better globalglobal citizensvatandaşlar?
69
223560
2467
03:58
It startsbaşlar with ensuringsağlanması
freeücretsiz and equitableparasal olmayan accesserişim
70
226813
3215
Kütüphanelerin sağladığı her şeye
ücretsiz ve eşitlikçi erişim
04:02
to everything librarieskütüphaneler offerteklif them.
71
230052
2072
sağlamakla başlıyor.
04:04
BooksKitaplar levelseviye the playingoynama fieldalan
72
232894
1744
Kitaplar, her sosyoekonomik
04:06
by exposingaçığa childrençocuklar of everyher
socioeconomicsosyo-ekonomik backgroundarka fon to wordskelimeler.
73
234662
3866
geçmişten gelen çocuğu kelimelerle
tanıştırarak, oyun alanını eşitler.
04:11
At the librarykütüphane, we providesağlamak programsprogramlar
74
239482
1734
Kütüphanede erken okur-yazarlığın
04:13
that are basedmerkezli on the fivebeş tenantskiracı
of earlyerken literacyokur yazarlık:
75
241240
2482
beş sakini ile alakalı programlar
sağlıyoruz:
04:15
playingoynama, singingşan, talkingkonuşma,
readingokuma and writingyazı.
76
243746
2255
oynama, şarkı söyleme,
konuşma, okuma ve yazma.
04:18
We offerteklif programsprogramlar for adultsyetişkinler
77
246936
1651
Yetişkinlere, bilgisayar dersleri
04:20
on computerbilgisayar classessınıflar
and job-skillsiş becerileri trainingEğitim.
78
248611
2866
ve mesleki kabiliyet eğitimleri
üzerine programlar sunuyoruz.
04:24
Businessİş start-upsstart-up.
79
252603
1200
İş başlangıçları.
04:26
We do all of this great work
for our communitytoplum membersüyeler
80
254703
3271
Bu muhteşem şeylerin tamamını
topluluk üyelerimiz için yapıyoruz
04:29
and at the sameaynı time, we counteractkarşı koymak it
by chargingdoldurma finespara cezaları and feesharç of our patronsmüşterilerin.
81
257998
4476
ve aynı zamanda, müşterilerimize
para cezası ve harçla karşılık veriyoruz.
04:35
TodayBugün in LaLa CrosseCrosse,
82
263895
1865
Bugün La Crosse'de
04:37
10,000 of our userskullanıcılar are unableaciz
to checkKontrol out librarykütüphane materialsmalzemeler
83
265784
3208
kullanıcıların 10.000'i ceza bedeli
ve harçlar nedeniyle
kütüphane materyallerini kullanamıyor.
04:41
because of finespara cezaları and feesharç.
84
269016
1666
04:43
If we narrowdar in on our neighborhoodsmahalleler
experiencingyaşandığı the mostçoğu povertyyoksulluk,
85
271911
4056
Konuyu civarımızdaki en çok yoksulluk
yaşayan mahallelere daraltırsak,
04:47
those where 82 percentyüzde of the studentÖğrenci bodyvücut
is considereddüşünülen economicallyekonomik biçimde disadvantageddezavantajlı,
86
275991
4396
öğrenci yoğunluğunun yüzde 82'sinin
ekonomik olarak yoksun görüldüğü yerlerde,
04:52
the numbernumara risesyükselir to 23 percentyüzde
of the neighborhoodKomşuluk.
87
280411
3000
sayı mahallenin yüzde 23'üne yükseliyor.
04:56
And these are localyerel numberssayılar, it's truedoğru,
but they holdambar truedoğru nationwideülke çapında.
88
284046
4112
Bunlar yerel sayılar, bu doğru
fakat ülke çapında da doğrular.
05:00
In librarieskütüphaneler acrosskarşısında the countryülke
that chargeşarj etmek finespara cezaları,
89
288882
2652
Ülkede para cezası
talep eden kütüphanelerde
05:03
the poorestyoksul neighborhoodsmahalleler have the mostçoğu
numbernumara of people blockedbloke edilmiş from use.
90
291558
4239
kullanımı engellenen kişi sayısı
daha çok en fakir mahallelerden çıkıyor.
05:09
In factgerçek, the ColoradoColorado StateDevlet LibraryKütüphane
was so worriedendişeli about this,
91
297439
2912
Colorado Halk Kütüphanesi
bu konuda öyle endişeliydi ki,
05:12
they publishedyayınlanan a whitebeyaz paperkâğıt
92
300375
1818
beyaz bülten yayınladılar
05:14
and they statedbelirtilen unequivocallytümden
93
302217
1508
ve fakir aileleri kütüphaneden
05:15
that it's the fearkorku of finespara cezaları
that keepstutar poorfakir familiesaileleri out of librarieskütüphaneler.
94
303749
3766
uzak tutanın şeyin, tartışmasız
para cezası korkusu olduğunu belirttiler.
05:21
A colleagueçalışma arkadaşı of mineMayın tookaldı a ridebinmek
in a LyftLyft in AtlantaAtlanta last yearyıl,
95
309079
3706
Bir meslektaşım geçen sene Atlanta'da
bir Lyft taksi yolculuğu yaptı
05:24
and he startedbaşladı chattingsohbet with his driversürücü
about librarieskütüphaneler, as we do.
96
312809
3563
ve şoförü ile kütüphanelerden konuşmaya
başladı, bizim yaptığımız gibi.
05:28
And she told him she grewbüyüdü up
visitingziyaret her localyerel librarykütüphane, she lovedsevilen it.
97
316976
4033
Halk kütüphanelerini ziyaret ederek
büyüdüğünü, bundan zevk aldığını söyledi.
05:33
But now that she's a parentebeveyn
with threeüç childrençocuklar of her ownkendi,
98
321578
2881
Ama şimdi üç çocuklu bir anne.
05:36
there's no way she would allowizin vermek them
to get a librarykütüphane cardkart,
99
324483
2815
Kütüphanelerin dayattığı
katı teslim tarihi nedeniyle
05:39
because of the strictsıkı deadlinesson başvuru tarihleri
librarieskütüphaneler imposeempoze.
100
327322
2567
çocuklarının kütüphane kartı
almalarına izin vermiyor.
05:42
She said, "It would be like
anotherbir diğeri creditkredi cardkart that I can't payödeme."
101
330331
3113
"Ödeyemeyeceğim başka bir başka
kredi kartı." benzetmesi yapıyor.
05:46
MeanwhileBu arada, when other librarieskütüphaneler
have experimentedtecrübe with eliminatingortadan kaldırarak finespara cezaları,
102
334585
4348
Para cezasını bertaraf eden
kütüphanelerde var,
05:50
like one in SanSan RafaelRafael
that tookaldı away children'sçocuk finespara cezaları,
103
338957
4166
çocuklardan para almayan
San Rafael'deki kütüphane gibi.
05:55
they had a 126-percent-yüzde increaseartırmak
in childçocuk cardkart applicationsuygulamaları
104
343147
4190
Birkaç ay içerisinde çocuklar
için hazırlanan kart talebinde
05:59
withiniçinde the first fewaz monthsay.
105
347361
1643
%126 oranında artış görüldü.
06:01
When people aren'tdeğil afraidkorkmuş
of the finespara cezaları they mightbelki accruetahakkuk,
106
349601
2960
Sürekli artan para cezasından
korkmadıkları zaman,
06:04
they linehat up to accesserişim
what we have to offerteklif.
107
352585
3000
önerdiğimiz teklife
erişmek isteyeceklerdir.
06:08
So what are we tellingsöylüyorum people, then?
108
356823
2128
Peki, biz insanlara ne diyoruz?
06:10
We have these two disparatefarklı ideasfikirler.
109
358975
2333
İki farklı fikrimiz var.
06:13
On the one handel,
we're championsŞampiyonlar of democracydemokrasi
110
361332
3302
Bir taraftan, demokrasinin
savunucularındanız,
06:16
and we claimİddia that we're there so that
everyher citizenvatandaş can educateEğitmek themselveskendilerini.
111
364658
5353
her vatandaşın kendini eğitebilmesi için
burada olduğumuzu söylüyoruz.
06:22
We're advocatessavunucuları for the powergüç
earlyerken literacyokur yazarlık has
112
370532
2282
Erken okuryazarlığın
başarı farkını azaltıp
06:24
to reduceazaltmak that achievementbaşarı gapboşluk
and eliminateelemek the wordsözcük gapboşluk.
113
372838
3377
kelime farkını yok edeceğini savunuyoruz.
06:29
We tell people, "We're here to help you."
114
377215
2475
İnsanlara "Yardım
etmek için buradayız," diyoruz.
06:32
On the other handel,
115
380553
1397
Diğer taraftan,
06:33
if you're strugglingmücadele financiallymali,
and you make a mistakehata,
116
381974
2889
eğer mali açıdan zor durumdaysan
ve bir hata yapmışsan,
06:36
the kindtür of mistakehata
that anyonekimse in this roomoda could make --
117
384887
2896
bu odadaki herkesin yapabileceği
türden bir hata yapmışsan;
06:39
your toteomuz çantası bagsırt çantası that belongsaittir to the librarykütüphane
sitsoturur by your back doorkapı
118
387807
3905
kütüphaneye ait olan çanta
kapının arkasında olması gerektiğinden
daha uzun süre kaldıysa,
06:43
for a coupleçift of weekshaftalar
longeruzun than it should,
119
391736
2992
06:46
you losekaybetmek a CDCD,
120
394752
2008
bir CD'yi kaybettiysen,
06:48
you spillsızıntısı your coffeeKahve on a bookkitap,
121
396784
2476
kitabın üzerine kahveni dökmüşsen,
06:51
suddenlyaniden, we're not here for you
so much anymoreartık,
122
399284
2378
artık senin için orada olmayıveririz
06:53
because if that happensolur,
we're going to make you payödeme for it.
123
401686
3100
çünkü bunlardan biri olduysa,
ödemesini yapman kaçınılmazdır.
06:57
And if you can't payödeme for it,
you're out of luckşans.
124
405407
2967
Ve eğer ödeyemezsen, şansına küs.
07:01
I have been a librariankütüphaneci
for a lot of yearsyıl.
125
409137
2547
Yıllardır kütüphanecilik yapıyorum.
07:03
And in the pastgeçmiş fewaz yearsyıl,
126
411708
2369
Geçen birkaç yıl içinde
07:06
I myselfkendim have paidödenmiş
over 500 dollarsdolar in lategeç finespara cezaları.
127
414101
3571
500 doların üstünde gecikme ücreti ödedim.
07:11
Now, you mightbelki wondermerak etmek why,
128
419403
1292
07:12
I mean, I'm there everyher day,
and I certainlykesinlikle know how the systemsistem worksEserleri.
129
420719
3465
Yani her gün oradayım, sistemin
nasıl işlediğini tabii ki biliyorum.
07:16
But like all of our friendsarkadaşlar
at the librarykütüphane,
130
424757
3595
Ama tıpkı kütüphanedeki bütün herkes gibi
07:20
I am busymeşgul, I losekaybetmek trackiz of things,
131
428376
3127
ben de meşgulüm,
bazı şeyler aklımdan uçup gidiyor,
07:23
my houseev is sometimesara sıra messydağınık,
132
431527
2407
bazen evim karman çorman oluyor
07:25
and I have lostkayıp a DVDDVD or two
underaltında the sofakanepe.
133
433958
3397
ve koltuğun altındaki CD'yi bulamıyorum.
07:31
And I have been fortunateşanslı enoughyeterli
to be ableyapabilmek to payödeme
134
439236
4040
Ama son birkaç yıl içinde
ödemiş olduğum 500 doları
07:35
that 500 dollarsdolar
over the last severalbirkaç yearsyıl.
135
443300
2761
karşılayacak gücüm vardı.
07:38
If not happilymutlu, I at leasten az
had the meansanlamına geliyor to do it.
136
446085
3400
İsteyerek olmasa da, en azından
ödeyecek param vardı.
07:42
So is that fairadil and equitableparasal olmayan servicehizmet
137
450069
2429
Eğer bazılarımız cezayı karşılayabilir
07:44
if some of us can payödeme our finespara cezaları
and continuedevam et to operateişletmek as we always have,
138
452522
5856
ve kütüphane haklarımıza devam
edebiliyorken, tek bir hata yaptığı için
07:50
and othersdiğerleri of us make one mistakehata
and no longeruzun are welcomeHoşgeldiniz back?
139
458402
4193
hoş karşılanmayanların olması
adil bir hizmet mi?
07:56
It's simplybasitçe not.
140
464244
1150
Basbayağı değil.
08:00
Now, why would we continuedevam et
to operateişletmek underaltında a modelmodel that hurtscanı yanmak
141
468141
4770
Öyleyse neden
devamlı müşterilerimizi bile
08:04
our mostçoğu vulnerablesavunmasız patronsmüşterilerin the mostçoğu?
142
472935
2635
incitebilecek bir sisteme
devam etmekteyiz?
08:07
There are reasonsnedenleri.
143
475594
1150
Nedenleri elbette var.
08:09
There are reasonsnedenleri like responsibilitysorumluluk.
144
477276
2087
Bu nedenler daha çok sorumluluk gibi.
08:11
There are some librarieskütüphaneler that really feel
145
479387
1966
Pek çok kütüphaneci işimizin
08:13
that it's our job
to teachöğretmek people responsibilitysorumluluk.
146
481377
2842
insanlara sorumluluk
öğretmek olduğunu düşünüyor.
08:16
And they haven'tyok figuredanladım out
that there mightbelki be waysyolları to do that
147
484243
3017
Ama bu öğretinin para dışında
başka yollarının da
08:19
that don't equateeşit to dollarsdolar.
148
487284
1555
olabileceğini bilmiyorlar.
08:21
There's alsoAyrıca this ideaFikir that we sharepay
the resourceskaynaklar collectivelytopluca in a communitytoplum,
149
489664
3770
Toplumda kaynakları kolektif olarak
kullandığımıza dair bir fikir de var,
08:25
and so we have to take turnsdönüşler.
150
493458
1603
yani dönüşümlü yapmalıyız.
08:27
If I keep my "My Little PonyMidilli"
moviefilm for too long,
151
495417
3414
Eğer 'My Little Pony' filmi
gereğinden fazla bende kaldıysa
08:30
and somebodybirisi elsebaşka
wants to watch it, it's not fairadil.
152
498855
2810
ve izlemek isteyen başka biri varsa,
hiç adil olmaz.
08:34
And then, there's the moneypara.
153
502395
1761
Ve işe yine para karışıyor.
08:36
CommunityTopluluk membersüyeler
oftensık sık love theironların librarieskütüphaneler,
154
504180
2490
Toplum genellikle kütüphanelerini seviyor
08:38
and they don't want us to not be ableyapabilmek
to sustainsürdürmek the servicesHizmetler we offerteklif.
155
506694
4199
ve sunduğumuz hizmetin
kesilmesini istemiyorlar.
08:44
LuckilyNeyse ki, we can addressadres
all of these things in a varietyvaryete of waysyolları
156
512773
3415
Neyse ki, değerli kitlemizi
korkutup kaçırmadan,
08:48
withoutolmadan scaringkorkutuyor away
our mostçoğu vulnerablesavunmasız populationspopülasyonları.
157
516212
3230
bu tür şeyleri
farklı yollarla da iletebiliyoruz.
08:52
Some librarieskütüphaneler have gonegitmiş
to a NetflixNetflix modelmodel.
158
520244
3000
Bazı kütüphaneciler
Netflix tarzını benimsediler.
08:55
You mightbelki be familiartanıdık with this:
159
523727
1557
08:57
you checkKontrol things out,
160
525308
1396
İhtiyacınız olana bakın,
08:58
when you're donetamam with them,
you returndönüş them.
161
526728
2436
iade edin.
09:01
If you don't returndönüş them,
you can't checkKontrol more things out,
162
529704
3123
İade etmezseniz
daha fazlasına erişemezsiniz.
09:04
but oncebir Zamanlar you do,
it's all forgivenaffetmiş, it's fine.
163
532851
3236
İade gerçekleştikten sonra,
hakkınız yenilenir.
09:08
You can checkKontrol out again.
164
536954
1420
Tekrardan göz atabilirsiniz.
09:10
OthersDiğerleri continuedevam et to chargeşarj etmek finespara cezaları,
165
538819
1856
Diğerleri ceza kesmeye devam etmekte
09:12
but they want to offerteklif alternativesalternatifleri
to theironların librarykütüphane patronsmüşterilerin,
166
540699
2878
ama devamlı müşterilerine
alternatifler sunmak istiyorlar.
09:15
and so they do things like foodGıda for finespara cezaları,
where you bringgetirmek in cannedkonserve goodsmal,
167
543601
3680
Konserve ürünleri ile
para yerine yemek getirmeniz
09:19
or readokumak away your finespara cezaları,
where you can readokumak off your finespara cezaları.
168
547305
3090
ya da cezadan kurtulmak için
sesli kitap okumanız talep ediliyor.
09:22
There's even anotherbir diğeri librarykütüphane in WisconsinWisconsin
169
550419
1968
Wisconsin'deki bir başka kütüphanede
09:24
that offersteklifler scratch-offçizik-off ticketsbiletler
at theironların countersayaç,
170
552411
2323
kazı-kazan biletleri sunuyorlar.
09:26
so you can scratchçizik off and get
10 or 20 percentyüzde off your finespara cezaları that day.
171
554758
4177
Yani sadece kazıyarak ödemede
%10-20 indirim kazanıyorsun.
09:30
And there are amnestyaf daysgünler.
172
558959
1910
Ve af günleri de var.
09:32
One day a yearyıl, you bringgetirmek back
your lategeç materialsmalzemeler
173
560893
2851
Yılda bir kez, unuttuğun ürünleri
09:35
and all is forgivenaffetmiş.
174
563768
1333
cezasız geri getirebilirsin.
09:38
There was a librarykütüphane in SanSan FranciscoFrancisco
that did an amnestyaf day last yearyıl,
175
566664
3627
Geçen yıl San Francisco'daki
bir kütüphane af çıkardı,
09:42
and they welcomedmemnuniyetle karşıladı back
5,000 userskullanıcılar who had been blockedbloke edilmiş.
176
570315
3522
hakları engellenmiş
5.000 kullanıcıyı aralarına kattılar.
09:46
That sameaynı day, they receivedAlınan
more than 700,000 itemsürün that were overduevadesi geçmiş.
177
574585
4713
Aynı gün, vadesi geçmiş 700.000'den fazla
ürüne kavuştular.
09:52
AmongArasında them was one bookkitap
that was 100 yearsyıl overduevadesi geçmiş.
178
580392
3009
İçlerinden birinin vade günü
100 yıl kadar önceydi.
09:56
So I know that soundssesleri ridiculousgülünç,
but I know from experiencedeneyim
179
584377
3587
Kulağa komik gelebilir ama
vadesi geçiş ürünleri olduğunda
09:59
that people will staykalmak away
from the librarykütüphane
180
587988
2312
kütüphane yetkilileriyle yüzleşmek yerine,
10:02
ratherdaha doğrusu than faceyüz
the authorityyetki of the librariankütüphaneci
181
590324
2237
insanların kütüphanelerden
uzak durduklarını
10:04
when they have lategeç itemsürün.
182
592585
1491
deneyimlerimden çıkarabilirim.
10:06
As MichaelMichael mightbelki have mentionedadı geçen,
I've been a librariankütüphaneci for 15 yearsyıl
183
594521
3358
Micheal'ın bahsettiği gibi,
15 yıldır kütüphaneciyim.
10:09
and my momanne hasn'tdeğil sahiptir been
in a librarykütüphane in decadeson yıllar,
184
597903
2674
Annem 10 yıldan fazladır
kütüphaneye ayak basmadı.
10:12
because when she was younggenç,
she lostkayıp a bookkitap.
185
600601
2627
Nedeniyse küçükken kaybettiği bir kitap.
10:18
So, these are great babybebek stepsadımlar.
186
606006
2452
Bunlar daha küçük adımlar.
10:20
But they don't go faruzak enoughyeterli,
187
608879
2373
Ama yeterli değiller.
10:23
because they make people
jumpatlama throughvasitasiyla hoopsBasketbol.
188
611276
4384
İnsanları engellerle karşı karşıya
bırakıyorlar.
10:28
They have to come on the right daysgünler,
at the right timeszamanlar.
189
616134
2633
Doğru günde, doğru saatte gelmeliler.
10:30
They mightbelki have to have
extraekstra foodGıda to sharepay.
190
618791
3041
Paylaşacak fazladan
yemekleri olmak zorunda.
10:33
They want to readokumak away theironların finespara cezaları,
they need to be literateokur.
191
621856
3007
Para cezasından kurtulmak için
okuryazar olmak zorundalar.
10:37
If we want people
to use the librarykütüphane again,
192
625847
2581
İnsanların kütüphaneleri
kullanmaları için
10:41
we should just get ridkurtulmuş
of finespara cezaları altogethertamamen.
193
629879
2933
tamamen para cezasını kaldırmalıyız.
10:46
Now, you mightbelki think
I've forgottenunutulmuş a moneypara pieceparça,
194
634236
2355
Kütüphanelere finansal destek
yapmamız gerektiği
10:48
where we need to financemaliye librarieskütüphaneler, right?
195
636615
2515
konusunu unutmuş
olduğumu düşünüyorsunuzdur.
10:51
But there's a coupleçift of things to considerdüşünmek
196
639752
2015
Ama düşünülmesi gereken bazı şeyler var.
10:53
when we think about how finespara cezaları functionfonksiyon
in librarykütüphane budgetsbütçeleri.
197
641791
4236
Mesela para cezası kütüphane bütçesinde
nasıl işlev görüyor?
10:59
The first is that finespara cezaları have never been
a stablekararlı sourcekaynak of revenuegelir.
198
647379
4993
Öncelikle, para cezası asla
sabit bir gelir kaynağı olamaz.
11:04
They'veOnlar ettik always fluctuateddalgalanma,
199
652396
1737
İnişli çıkışlı bir ilişki var
11:06
and in factgerçek, they'veonlar ettik continueddevam etti to go down
over the last fewaz decadeson yıllar.
200
654157
4684
ve aslında son 10 yılı aşkın sürede
düşüşe geçmiş durumdalar.
11:11
When the recessiondurgunluk hitvurmak, especiallyözellikle,
people'sinsanların abilitykabiliyet to payödeme was hitvurmak, as well.
201
659661
3621
Düşüşe geçen aslında insanların
mali yeterliliği.
11:15
So for a lot of those 10,000 friendsarkadaşlar
that we'vebiz ettik got at the librarykütüphane
202
663844
3293
Kütüphanemize gelen 10 bin kişiden çoğu
11:19
that aren'tdeğil ableyapabilmek to use it,
203
667161
1659
haklarını kullanamayacak olanlar,
11:20
they mightbelki never be ableyapabilmek to payödeme us.
204
668844
1963
bize belki de asla ödeme yapamayacaklar.
11:22
When we talk about
eliminatingortadan kaldırarak theironların finespara cezaları,
205
670831
2009
Aslında para cezalarını kaldırmak
11:24
we're not losingkaybetme moneypara
so much as the ideaFikir of moneypara.
206
672864
2724
para kaybediyoruz anlamına gelmiyor.
11:29
And thirdlyüçüncü olarak, you mightbelki be
surprisedşaşırmış to know
207
677831
3777
Üçüncüsü, bu sizi şaşırtabilir,
11:33
finespara cezaları on averageortalama, nationallyUlusal,
are about one and a halfyarım percentyüzde
208
681632
3493
para cezaları ortalama olarak bir
kütüphanenin gelirine
11:37
of a library'skütüphanenin operatingişletme budgetbütçe.
209
685149
1880
%1,5 oranında gelir sağlıyor.
11:39
Now that can still be a lot of moneypara.
210
687505
1810
Tabii bu hâlâ çok para demek.
11:41
If you're looking at a largegeniş librarykütüphane
or a largegeniş librarykütüphane systemsistem,
211
689339
2966
Bir kütüphanede
11:44
the dollardolar amounttutar can be highyüksek.
212
692329
1621
dolar miktarı fazla olabilir.
11:45
But it's an achievableelde cutkesim
for mostçoğu librarieskütüphaneler to absorbemmek.
213
693974
3514
Bu çoğu gazetecinin faydalandığı
başarılı bir pay.
11:50
And finallyen sonunda, and maybe mostçoğu importantlyönemlisi,
finespara cezaları costmaliyet us moneypara to collecttoplamak.
214
698768
5044
En önemlisi ve son olarak, cezalar
para tahsilatı yapmamıza neden oluyor.
11:56
When you startbaşlama to factorfaktör in
all of the waysyolları that we collecttoplamak finespara cezaları,
215
704395
3552
Para cezalarını toplama şekillerini
düşündüğünüzde;
11:59
suppliesgereçler like mailersPostaları that we sendgöndermek out
to remindhatırlatmak people of theironların finespara cezaları,
216
707971
4269
hatırlatıcı görevini üstlenen
mail tarzı yöntemler,
12:05
servicesHizmetler, like collectionskoleksiyonları
managementyönetim servicesHizmetler,
217
713129
4131
bilgi edinme hizmetleri,
12:09
even telephonetelefon and emailE-posta notificationsbildirimleri
can costmaliyet librarieskütüphaneler moneypara.
218
717284
3246
hatta telefon ve e-mail bildirileri
için para harcanıyor.
12:13
And staffpersonel time is a hugeKocaman
costmaliyet for librarieskütüphaneler.
219
721264
4045
Ve tabii mali destek gereken
kadro taslağı da var.
12:17
So that our frontlineCephe staffpersonel
is standingayakta there,
220
725804
2277
Aktif kadromuz, insanlarla
12:20
talkingkonuşma to people about theironların finespara cezaları,
sometimesara sıra arguingTartışan with people about finespara cezaları.
221
728105
3914
para cezaları hakkında konuşuyor,
bazen de tartışıyor.
12:25
When we eliminateelemek all of those piecesparçalar,
222
733077
2793
Bunların tümünü saf dışı bırakırsak,
12:27
if we got ridkurtulmuş of finespara cezaları, we mightbelki actuallyaslında
savekayıt etmek moneypara in our librarieskütüphaneler.
223
735894
3595
cezalardan kurtulursak,
parayı muhafaza edebiliriz.
12:31
Or at the very leasten az,
224
739513
1509
Ya da en azından,
bahsettiğimiz misyonlara daha iyi uyan
12:33
we would be ableyapabilmek
to reallocateyeniden tahsis our staffpersonel time
225
741046
2222
bir takip için kadro taslağımızı
yeniden tahsis edebiliriz.
12:35
to pursuitstakipçiliği that better fituygun
those missionsmisyonlar we talkedkonuştuk about.
226
743292
2774
12:40
The other thing I want everybodyherkes
to come away understandinganlayış
227
748363
2787
İnsanların şu algıdan sapmasını istediğim
12:43
is that finespara cezaları don't actuallyaslında work
to do what we think they do.
228
751174
3173
bir başka konuysa para cezaları
düşündüğümüz şekilde işlemiyor.
12:46
The debatetartışma about finespara cezaları --
229
754371
1242
Cezalarla ilgili çelişki --
12:47
whetherolup olmadığını we should fine,
how much we should fine, it isn't newyeni.
230
755637
3289
ceza kesmeli miyiz, ne kadar kesmeliyiz
süregelen bir konu.
12:50
We'veBiz ettik been talkingkonuşma about it
for almostneredeyse 100 yearsyıl.
231
758950
2913
Yaklaşık 100 yıldır bunu konuşuyoruz.
12:54
As long as that bookkitap was overduevadesi geçmiş.
232
762307
1944
Kitabın gecikmesi suretiyle.
12:58
StudyÇalışma after studyders çalışma has showngösterilen
that the reasonneden librarieskütüphaneler fine
233
766220
3841
Yapılan çalışmalar, bu cezanın nedenini
13:02
is because of stronglyşiddetle heldbekletilen beliefsinançlar
234
770085
2341
materyallerin zamanında
geri alınmasındaki
13:04
about the effectivenessetki
of gettingalma materialsmalzemeler back on time
235
772450
3278
etkililik hakkındaki güçlü inanç olduğunu
13:07
backedarka çıkılmış by no evidencekanıt.
236
775752
1467
kanıtsız ortaya koydu.
13:10
BasicallyTemel olarak, we fine
because we'vebiz ettik always finedpara cezası.
237
778474
3133
Özünde ceza kesiyoruz
çünkü hep yapıyorduk.
13:14
So, the besten iyi optionseçenek for your librarieskütüphaneler
is to put theironların missionmisyon first.
238
782871
5102
Kütüphaneler için en iyi seçenek
misyonlarına öncelik vermeleri.
13:20
And they will do that
if theironların communitytoplum membersüyeler asksormak it of them.
239
788776
3690
Ve topluluk üyeleri bunu talep ederlerse,
yapacaklardır.
13:24
When you leaveayrılmak here,
I hopeumut you'llEğer olacak visitziyaret etmek your publichalka açık librarykütüphane
240
792918
2842
Buradan ayrıldığınızda, umarım
halk kütüphanesine gidersiniz
13:27
and talk to your librarianskütüphaneciler,
241
795784
1372
kütüphaneciniz ile,
13:29
talk to your neighborsKomşular
and communitytoplum membersüyeler
242
797180
2064
kütüphane adına çalışan komşularınızla
13:31
who serveservis on librarykütüphane boardspanoları.
243
799268
1428
ve üyelerle konuşursunuz.
13:32
Tell them that you know
how importantönemli literacyokur yazarlık is
244
800720
2676
Toplumunuzdaki herkese okuryazarlığın
13:36
to everyoneherkes in your communitytoplum.
245
804673
2000
ne kadar önemli olduğunu söyleyin onlara.
13:39
That if our librarieskütüphaneler
are trulygerçekten for everyoneherkes,
246
807206
3817
Eğer kütüphaneler herkes içinse,
13:43
that they have to get ridkurtulmuş of finespara cezaları
and embracekucaklamak theironların entiretüm communitytoplum.
247
811047
3490
cezaları kaldırmalı
ve toplumla kucaklaşmalılar.
13:47
Thank you.
248
815245
1150
Teşekkürler
13:48
(ApplauseAlkış)
249
816988
3059
(Alkışlar)
Translated by Berna Partal
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Dawn Wacek - Librarian
Dawn Wacek advocates for equitable library service for all community members.

Why you should listen

More than fifteen years in librarianship, Dawn Wacek has eliminated barriers to access in urban and rural libraries. She has helped create fine reduction programs and developed free and open access policies everywhere she has worked.

Wacek is the Youth Services Manager of the La Crosse Public Library in Wisconsin, where she is working on increasing community relationships and collaborations to better connect all users to their library.

More profile about the speaker
Dawn Wacek | Speaker | TED.com