ABOUT THE SPEAKER
Michael Tubbs - Mayor of the City of Stockton, California
Michael Tubbs is the youngest mayor in the history of the US to represent a city with a population of more than 100,000 residents.

Why you should listen

On November 8, 2016, Michael Tubbs was elected to serve as the mayor of the City of Stockton, California. Upon taking office in January 2017, Michael Tubbs became both Stockton’s youngest mayor and the city’s first African-American mayor.

Included in Fortune's 2018 "40 under 40," Forbes' 2018 list of the "30 Under 30" and The Root's 100, Tubbs's leadership, paired with an ambitious agenda, has received national recognition. 
 
Tubbs has secured over $20 million in philanthropic capital to launch the Stockton Scholars, a place-based scholarship that aims to triple the number of Stockton students entering and graduating from college. Tubbs also brought Advance Peace to Stockton, a data-driven program that works to reduce gun violence in communities. Additionally, with an innovative public-private partnership supported by a $1,000,000 seed grant from the Economic Security Project, Tubbs launched the nation’s first municipal level basic income pilot, the Stockton Economic Empowerment Demonstration.
 
Before becoming mayor, Tubbs served as Stockton's District 6 City Councilmember. Elected at age 22 in 2013, he became one of the youngest city councilmembers in the country. As a councilmember, Tubbs created the Reinvent South Stockton Coalition, championed the creation of the City's Office of Violence Prevention and was part of the council that led the city out of bankruptcy as Chair of the Audit and Legislative Committee.
 
Tubbs graduated from Stanford University in 2012 with a bachelor's and master's degree with honors. He has been a college course instructor for Aspire Public Schools and a Fellow at the Stanford Institute of Design and the Emerson Collective. He is a Stockton native and product of Stockton public schools.

More profile about the speaker
Michael Tubbs | Speaker | TED.com
TED2019

Michael Tubbs: The political power of being a good neighbor

Michael Tubbs: İyi bir komşu olmanın politik gücü

Filmed:
1,672,693 views

Michael Tubbs, Amerikan tarihinin 100.000'den fazla insanı olan bir şehri temsil eden en genç belediye başkanı ve onun politikaları ulusal konuşmaları tetiklemekte. Bu heyecan verici konuşmasında, Stockton, Kaliforniya'da yoksulluk ve şiddetin ortasında büyümenin değişim konusunda vizyonunu ve yönetme konusundaki kararlılığını nasıl bir politikacı olarak değil de bir komşu olarak şekillendirdiğini paylaşıyor. “Bizden farklı birini gördüğümüzde, korkularımızı, endişelerimizi, güvensizliklerimizi yansıtmamalılar. Ortak insanlığımızı görmeliyiz.” diyor.
- Mayor of the City of Stockton, California
Michael Tubbs is the youngest mayor in the history of the US to represent a city with a population of more than 100,000 residents. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So I know for sure there's at leasten az
one thing I have in commonortak with dentistsdiş hekimleri.
0
708
5060
Eminim ki diş doktorları ile
en az bir ortak yanım var.
00:17
I absolutelykesinlikle hatenefret
the holidaytatil of HalloweenCadılar Bayramı.
1
5792
4351
Kesinlikle Cadılar Bayramından
nefret ediyorum.
00:22
Now, this hatredkin stemssapları
not from a dislikesevmemek of cavitiesboşluklar,
2
10167
3642
Bu nefretin kökeni çürükler değildi
00:25
norne de was it a lifetimeömür in the makingyapma.
3
13833
2351
ve tüm ömrüm boyunca böyle değildi.
00:28
RatherDaha doğrusu, this hatredkin stemssapları
from a particularbelirli incidentolay
4
16207
3144
Daha doğrusu, bu nefret dokuz yıl önce
yaşanan bir olaya dayanıyor.
00:31
that happenedolmuş ninedokuz yearsyıl agoönce.
5
19375
2059
00:33
NineDokuz yearsyıl agoönce, I was even youngerdaha genç,
I was 20 yearsyıl oldeski,
6
21458
3851
Dokuz yıl önce, ben daha gençken
ve 20 yaşındayken
00:37
and I was an internStajyer in the WhiteBeyaz HouseEv.
7
25333
2143
Beyaz Saray'da stajyerdim.
00:39
The other WhiteBeyaz HouseEv.
8
27500
1268
Diğer Beyaz Saray.
00:40
And my job was to work
with mayorsBelediye başkanları and councilorsMeclis nationwideülke çapında.
9
28792
3226
İşim, ülke çapında belediye
başkanları ve meclis ile çalışmaktı.
00:44
NovemberKasım 1, 2010
beganbaşladı just like any other day.
10
32042
3934
1 Kasım 2010 tıpkı diğer
günler gibi başladı.
00:48
I turneddönük on the computerbilgisayar, wentgitti on GoogleGoogle
and preparedhazırlanmış to writeyazmak my newshaber clipsklip.
11
36000
4726
Bilgisayarımı açtım, Google'a girdim
ve yeni kliplerimi yazmaya hazırlandım.
00:52
I was metmet with a call from my motheranne,
whichhangi isn't that out the normnorm,
12
40750
3309
Annemden gelen çağrıyı gördüm,
şaşırtıcı bir durum değildi.
00:56
my momanne likesseviyor to textMetin, call,
emailE-posta, FacebookFacebook, InstagramInstagram, all that.
13
44083
3334
Annem mesaj, arama, e-posta, Facebook,
Instagram, hepsini seviyor.
01:00
So I answeredcevap the phonetelefon expectingbekliyor
to hearduymak maybe some churchkilise gossipdedikodu,
14
48667
4184
Telefonu, belki biraz kilise dedikodusu
01:04
or maybe something from WorldStarHipHopDünya Starhiphop
she had discoveredkeşfedilen.
15
52875
3934
ya da WorldStarHipHop'da gördüğü
bir şeyi duymayı bekleyerek açtım.
01:08
But when I answeredcevap the phonetelefon,
16
56833
2226
Fakat telefonu açtığımda
01:11
I was metmet with a toneton that was unlikeaksine
anything I had ever heardduymuş from my motheranne.
17
59083
4518
annemden hiç beklemediğim bir tonla
karşılaştım.
01:15
My mother'sannenin loudyüksek sesle.
18
63625
1434
Annemin yüksek sesi.
01:17
But she spokekonuştu in a hushSessiz ol,
still, muffledboğuk toneton
19
65083
4268
Aceleyle, üzüntü duygusu taşıyan
01:21
that conveyediletti a senseduyu of sadnessüzüntü.
20
69375
2476
boğuk sesi.
01:23
And as she whisperedfısıldadı, she said, "MichaelMichael,
21
71875
2434
''Michael'' diye fısıldadı.
01:26
your cousinhala kızı DonnellDonnell
was murderedöldürülmüş last night,
22
74333
3226
''Kuzenin Donnell dün gece öldürüldü,
01:29
on HalloweenCadılar Bayramı,
23
77583
1268
Cadılar Bayramında,
01:30
at a houseev partyParti in StocktonStockton."
24
78875
2351
Stockon'da bir ev partisinde.''
01:33
And like faruzak too manyçok people
in this countryülke,
25
81250
2434
Özellikle benim gibi topluluklardan olan,
01:35
particularlyözellikle from communitiestopluluklar like mineMayın,
26
83708
1935
benim gibi gözüken
01:37
particularlyözellikle that look like me,
27
85667
1684
bu ülkedeki birçok insan gibi
01:39
I spentharcanmış the better partBölüm of the yearyıl
dealingmuamele with angeröfke, rageöfke, nihilismnihilizm,
28
87375
5018
yılın daha iyi zamanlarını öfke,
hiddet, nihilizm ile harcadım
01:44
and I had a choiceseçim to make.
29
92417
1726
ve bir seçim yapmam gerekti.
01:46
The choiceseçim was one
betweenarasında actionaksiyon and apathyilgisizlik.
30
94167
3392
Harekete geçme ve umursamazlık
arasında bir seçim.
01:49
The choiceseçim was what could I do
to put purposeamaç to this painAğrı.
31
97583
3875
Bu acıya nasıl bir yön verebileceğime
ilişkin bir seçim.
01:54
I spentharcanmış a yearyıl dealingmuamele
with feelingsduygular of survivor'shayatta kalma guiltsuçluluk.
32
102292
3226
Hayatta kalmaktan suçluluk duyarak
bir yıl harcadım.
01:57
What was the pointpuan of me
beingolmak at StanfordStanford,
33
105542
2017
Stanford'da olmamın amacı neydi,
01:59
what was the pointpuan
of me beingolmak at the WhiteBeyaz HouseEv
34
107583
2310
Beyaz Saray'da olmamın amacı neydi,
aileme yardım edemeyecek
kadar güçsüz olduktan sonra?
02:01
if I was powerlessgüçsüz to help my ownkendi familyaile?
35
109917
2184
02:04
And my ownkendi familyaile was dyingölen,
quiteoldukça literallyharfi harfine.
36
112125
3809
Kelimenin tam anlamıyla
kendi ailem ölüyordu.
02:07
I then beganbaşladı to feel
a little selfishbencil and say,
37
115958
2268
Biraz bencilce düşünmeye
başladım ve dedim ki;
02:10
what's the pointpuan of even tryingçalışıyor
to make the worldDünya a better placeyer?
38
118250
3059
dünyayı daha iyi bir yer haline
getirmeye çalışmanın amacı ne?
02:13
Maybe that's just the way it is.
39
121333
1935
Belki de olması gereken bu.
02:15
Maybe I would be smartakıllı to take advantageavantaj
of all the opportunitiesfırsatlar givenverilmiş to me
40
123292
3767
Belki de bana verilen tüm fırsatlardan
avantaj sağlayacak kadar zeki olmalı,
02:19
and make as much moneypara as possiblemümkün,
41
127083
1685
olabildiğince çok para kazanarak
02:20
so I'm comfortablerahat,
and my immediateacil familyaile is comfortablerahat.
42
128792
3101
kendimi ve yakın aile bireylerimi
rahata erdirmeliyim.
02:23
But finallyen sonunda, towardskarşı the endson of that yearyıl,
43
131917
2101
Fakat, yılın sonlarına doğru
fark ettim ki
02:26
I realizedgerçekleştirilen I wanted to do something.
44
134042
2226
bir şey yapmak istiyorum.
Böylece son sınıf üniversite öğrencisi
olarak çılgın bir karar aldım;
02:28
So I madeyapılmış the crazyçılgın decisionkarar,
as a seniorkıdemli in collegekolej,
45
136292
3226
02:31
to runkoş for cityŞehir councilkonsey.
46
139542
2059
belediye başkanlığına aday olmak.
02:33
That decisionkarar was unlikelyolası olmayan
for a coupleçift of reasonsnedenleri,
47
141625
3059
Bu karar sadece yaşımdan dolayı
değil, birkaç sebepten dolayı
02:36
and not just my ageyaş.
48
144708
1560
gerçekleşmesi güç bir durumdu.
02:38
You see, my familyaile
is faruzak from a politicalsiyasi dynastyHanedanı.
49
146292
3684
Anlayacağınız gibi, ailem
politik soydan uzak.
02:42
More menerkekler in my familyaile
have been incarceratedhapsedilen than in collegekolej.
50
150000
4226
Ailemin içinde daha üniversitedeyken
hapse atılan çok erkek var.
02:46
In factgerçek, as I speakkonuşmak todaybugün,
my fatherbaba is still incarceratedhapsedilen.
51
154250
3851
Aslında, bugün için konuşmak
gerekirse babam hala hapiste.
02:50
My motheranne, she had me as a teenagergenç,
52
158125
2351
Annem hâlâ gençken
beni dünyaya getirdi
02:52
and governmenthükümet wasn'tdeğildi something
we had warmIlık, hafif sıcak feelingsduygular from.
53
160500
3268
ve devlet ile yakın
bir ilişkimiz yoktu.
02:55
You see, it was the governmenthükümet
54
163792
1684
Büyüdüğüm mahallelere
kırmızı çizgi koyan devletti.
02:57
that red-linedkırmızı astarlı the
neighborhoodsmahalleler I grewbüyüdü up in.
55
165500
2476
03:00
FullTam of liquorlikör storesdepolar
and no groceryBakkal storesdepolar,
56
168000
2143
Bir sürü içki dükkânı ve sıfır bakkal,
03:02
there was a lackeksiklik of opportunityfırsat
and concentratedkonsantre povertyyoksulluk.
57
170167
3226
fırsat eksikliği ve yoğun yoksulluk vardı.
03:05
It was the governmenthükümet and the politicianssiyasetçiler
58
173417
2351
Devlet ve politikacılar,
03:07
that madeyapılmış choicesseçimler,
59
175792
1267
uyuşturucuyla savaş
ve 3 hata hakkı gibi
03:09
like the warsavaş on drugsilaçlar and threeüç strikesvurur,
60
177083
1976
ülkemizde birçok insanı hapse attıran
03:11
that have incarceratedhapsedilen
faruzak too manyçok people in our countryülke.
61
179083
3060
kararları veriyorlardı.
03:14
It was the governmenthükümet and politicalsiyasi actorsaktörler
62
182167
2476
Devlet ve politikacılar,
okul fonu kuralı yaratma
ve gittiğim okulların
03:16
that madeyapılmış the decisionskararlar
that createdoluşturulan the schoolokul fundingfinansman formulasformüller,
63
184667
3101
varlıklı bölgelerdeki okullara kıyasla
öğrenci harcamasının
03:19
that madeyapılmış it so the schoolokul I wentgitti to
receiveteslim almak lessaz perbaşına pupilöğrenci spendingharcama
64
187792
3684
daha az olmasına yol açan
kararı veren aktörlerdi.
03:23
than schoolsokullar in more affluentzengin areasalanlar.
65
191500
1934
03:25
So there was nothing about that backgroundarka fon
that madeyapılmış it likelymuhtemelen for me to chooseseçmek
66
193458
3726
Yani bu geçmişte beni devlet aktörü
olmak istemeye itecek
03:29
to be involvedilgili in beingolmak
a governmenthükümet actoraktör.
67
197208
2060
hiçbir şey yoktu.
03:31
And at the sameaynı time,
StocktonStockton was a very unlikelyolası olmayan placeyer.
68
199292
3434
Aynı zamanda Stockton
alışılmadık bir yerdi.
03:34
StocktonStockton is my home townkasaba,
a cityŞehir of 320,000 people.
69
202750
3768
320.000 kişilik bir şehir olarak
Stockton benim memleketim.
03:38
But historicallytarihsel, it's been a placeyer
people runkoş from, ratherdaha doğrusu than come back to.
70
206542
4351
Fakat tarihsel olarak insanların geri
dönmek yerine, kaçtığı bir yerdi.
03:42
It's a cityŞehir that's incrediblyinanılmaz diverseçeşitli.
71
210917
2101
Şehir inanılmaz derecede çeşitli.
03:45
Thirty-five35 percentyüzde LatinoLatino,
35 percentyüzde whitebeyaz,
72
213042
2809
%35'i Latin, %35'i beyaz,
03:47
20 percentyüzde AsianAsya,
10 percentyüzde AfricanAfrika AmericanAmerikan,
73
215875
2476
%20 Asyalı, %10 Afrikalı Amerikan,
03:50
the oldesten eski SikhSih templetapınak in NorthKuzey AmericaAmerika.
74
218375
2268
Kuzey Amerika'daki
en eski Sih tapınağına sahip.
03:52
But at the time I ranran for officeofis,
75
220667
1851
Fakat ofise girdiğimde
03:54
we were alsoAyrıca the largesten büyük cityŞehir
in the countryülke at that time
76
222542
3226
biz aynı zamanda iflas ilan eden
03:57
to declareilan bankruptcyiflas.
77
225792
1476
en büyük şehirdik.
03:59
At the time I decidedkarar to runkoş for officeofis,
78
227292
2017
Seçimlere adaylık
koymaya karar verdiğimde
04:01
we alsoAyrıca had more murderscinayetleri
perbaşına capitadüşen than ChicagoChicago.
79
229333
3226
aynı zamanda Chicago'ya kıyasla
kişi başı daha çok cinayet vardı.
04:04
At the time I decidedkarar to runkoş for officeofis,
80
232583
1935
Seçimlere adaylık koymaya
karar verdiğimde
04:06
we had a 23 percentyüzde povertyyoksulluk rateoran,
81
234542
2767
%23 fakirlik oranımız,
04:09
a 17 percentyüzde collegekolej attainmentkazanma rateoran
82
237333
2518
%17 üniversiteye gitme oranımız
04:11
and a hostevsahibi of challengeszorluklar and issuessorunlar
beyondötesinde the scopekapsam of any 21-year-old-yaşında.
83
239875
5184
ve 21 yaşında birisinin kaldıramayacağı
kadar zorluklar ve sorunlar vardı.
04:17
So after I wonwon my electionseçim,
84
245083
1518
Seçimi kazandıktan sonra,
bunaldığım zamanlarda
04:18
I did what I usuallygenellikle do
when I feel overwhelmedboğulmuş,
85
246625
2268
genelde ne yapıyorsam onu yaptım.
04:20
I realizedgerçekleştirilen the problemssorunlar of StocktonStockton
were faruzak biggerDaha büyük than me
86
248917
3726
Fark ettim ki Stockton'ın
problemleri boyumu aşıyordu
04:24
and that I mightbelki need
a little divineilahi interventionmüdahale.
87
252667
2809
ve ilahi bir müdahaleye
ihtiyacım vardı.
04:27
So as I preparedhazırlanmış
for my first councilkonsey meetingtoplantı,
88
255500
2142
İlk toplantıma hazırlanırken
04:29
I wentgitti back to some wisdombilgelik
my grandmotherbüyükanne taughtöğretilen me.
89
257666
3018
büyükannemin bana
öğrettiği bilgeliği düşündüm.
04:32
A parablekıssa I think we all know,
90
260708
1851
Hepimizin bildiğini düşündüğüm kıssa,
gerçekten de Stockton'a yeniden
şekil vermek için kullandığımız
04:34
that really constitutesteşkil
the governingyöneten frameçerçeve we're usingkullanma
91
262583
2572
04:37
to reinventyeniden icat StocktonStockton todaybugün.
92
265179
2005
yönetim çerçevesini oluşturuyor.
04:39
I rememberhatırlamak in SundayPazar schoolokul,
my grandmotherbüyükanne told me
93
267208
2393
Pazar okulunda büyükannemin bana
söylediği şeyi hatırlıyorum.
04:41
that at one time, a guy askeddiye sordu Jesusİsa,
"Who was my neighborkomşu?
94
269625
3934
Bir adam, İsa'ya sormuş:
"Benim komşum kimdi?
04:45
Who was my fellowadam citizenvatandaş?
95
273583
1893
Benim hemşehrim kimdi?
04:47
Who am I responsiblesorumluluk sahibi for?"
96
275500
1851
Ben kimden sorumluyum?"
04:49
And insteadyerine of a shortkısa answerCevap,
Jesusİsa repliedcevap verdi with a parablekıssa.
97
277375
3184
İsa kısa bir cevap yerine
bir kıssa ile cevap vermiş:
04:52
He said there was a man on a journeyseyahat,
98
280583
2435
Yolculukta olan bir adam varmış,
04:55
walkingyürüme down JerichoJericho RoadYol.
99
283042
2184
Jericho yolunda yürüyen.
04:57
As he was walkingyürüme down the roadyol,
100
285250
1559
Yolda yürürken
04:58
he was beatdövmek up,
left on the sideyan of the roadyol,
101
286833
2476
dövülmüş, yolun sol kenarına atılmış,
05:01
strippedsıyrılmıştır of all his clothesçamaşırlar,
102
289333
1435
kıyafetleri parçalanmış
05:02
had everything stolençalıntı from
and left to dieölmek.
103
290792
2934
ve her şeyi çalınarak
ölüme terk edilmiş.
05:05
And then a priestrahip camegeldi by,
saw the man on the sideyan of the roadyol,
104
293750
4393
Sonra bir rahip geldi ve
yol kenarındaki adamı gördü.
05:10
maybe said a silentsessiz prayernamaz,
105
298167
1892
Belki sessizce dua ederek
05:12
hopesumutlar and prayersnamaz,
prayersnamaz that he getsalır better.
106
300083
2976
umut ve dua ile daha iyi olmasını diledi.
05:15
Maybe saw the man on the sideyan of the roadyol
107
303083
2018
Belki de yolun kenarındaki
adamı görmesinin
05:17
and surmisedtahmin edebilmiş that it was ordainedrütbesi by God
108
305125
2934
Tanrı tarafından buyrulduğunu,
05:20
for this particularbelirli man,
this particularbelirli groupgrup
109
308083
2435
özellikle belirli gruptan bir adamın
yolun kenarında olduğunu
05:22
to be on the sideyan of the roadyol,
there's nothing I can do to changedeğişiklik it.
110
310542
3434
ve yapabileceği hiçbir şey
olmadığını düşündü.
05:26
After the priestrahip walkedyürüdü by,
maybe a politicianpolitikacı walkedyürüdü by.
111
314000
3226
Rahip gittikten sonra
belki bir politikacı geldi.
05:29
A 28-year-old-yaşında politicianpolitikacı, for exampleörnek.
112
317250
2351
Örneğin 28 yaşında bir politikacı.
05:31
Saw the man on the sideyan of the roadyol
and saw how beatdövmek up the man was,
113
319625
4601
Yolun kenarında adamı ve
nasıl dövülmüş olduğunu gördü.
05:36
saw that the man was a victimkurban
of violenceşiddet, or fleeingkaçan violenceşiddet.
114
324250
3309
O adamın şiddet mağduru olduğunu
veya şiddetten kaçtığını gördü.
05:39
And the politicianpolitikacı decidedkarar,
"You know what?
115
327583
2018
Politikacı karar verdi,
"Bak ne diyeceğim,
05:41
InsteadBunun yerine of welcomingKarşılama this man in,
let's buildinşa etmek a wallduvar.
116
329625
2518
bu adama yardım etmek
yerine bir duvar yapalım."
05:44
Maybe the politicianpolitikacı said,
117
332167
1351
Belki politikacı dedi ki;
05:45
"Maybe this man choseseçti
to be on the sideyan of the roadyol."
118
333542
3184
''Belki de yolun kenarında
olmayı bu adam seçmiştir.
05:48
That if he just pulledçekti himselfkendisi up
by his bootstrapsBootstraps,
119
336750
2559
Eğer kendini toparlayıp ayağa kalksa,
05:51
despiterağmen his bootsbot ayakkabı beingolmak stolençalıntı,
120
339333
1643
çizmeleri çalınmış da olsa
05:53
and got himselfkendisi back on the horseat,
121
341000
2143
atın üstüne çıksa
05:55
he could be successfulbaşarılı,
and there's nothing I could do."
122
343167
3267
başarılı olabilir, benim
yapabileceğim bir şey yok.''
05:58
And then finallyen sonunda, my grandmotherbüyükanne said,
a good SamaritanSamaritan camegeldi by,
123
346458
4060
Sonunda merhametli birisi geldi,
dedi büyükannem.
06:02
saw the man on the sideyan of the roadyol
124
350542
2684
Yolun kenarındaki adamı gördü
06:05
and lookedbaktı and saw not centuriesyüzyıllar of hatredkin
125
353250
2684
ve baktığında
Yahudiler ve Samiriyeliler arasında
yüzyıllardır süren nefreti görmedi,
06:07
betweenarasında JewsYahudiler and SamaritansSamaritans,
126
355958
1685
06:09
lookedbaktı and saw not his fearsendişe reflectedyansıyan,
127
357667
4434
baktı ve korkusunun yansımalarını görmedi,
06:14
not economicekonomik anxietyanksiyete,
128
362125
1393
ekonomik kaygı hissetmedi,
06:15
not "what's going to happenolmak to me
because things are changingdeğiştirme."
129
363542
2976
''Bu değişimler yüzünden
bana ne olacak?'' demedi.
06:18
But lookedbaktı and saw
a reflectionyansıma of himselfkendisi.
130
366542
2017
Baktığında kendi yansımasını gördü.
06:20
He saw his neighborkomşu,
he saw his commonortak humanityinsanlık.
131
368583
2976
Komşusunu, ortak insanlığı gördü.
06:23
He didn't just see it,
he did something about it,
132
371583
2286
Sadece görmekle kalmadı,
bir şey yaptı
06:25
my grandmotherbüyükanne said.
133
373893
1250
dedi büyük annem.
06:27
He got down on one kneediz,
134
375167
1309
Bir dizinin üstüne çöktü,
06:28
he madeyapılmış sure the man was OK,
135
376500
1934
adamın iyi olduğundan emin oldu
06:30
and I heardduymuş, even gaveverdi him a roomoda
at that niceGüzel FairmontFairmont,
136
378458
2935
ve duydum ki Fairmont'ta
bir oda bile verdi,
06:33
the PanPan PacificPasifik one.
137
381417
1559
Pan Pacific'de.
06:35
(LaughterKahkaha)
138
383000
2750
(Gülüşmeler)
06:39
And as I preparedhazırlanmış to governyönetmek,
139
387333
1435
Başkanlığa hazırlanırken
06:40
I realizedgerçekleştirilen that givenverilmiş
the diversityçeşitlilik of StocktonStockton,
140
388792
2976
fark ettim ki Stockon'ın çeşitliliği,
06:43
the first stepadım to makingyapma changedeğişiklik
will be to again answerCevap the sameaynı questionsoru:
141
391792
4892
değişim başlatırken ilk adım
yine aynı soruya cevap vermek;
06:48
Who is our neighborkomşu?
142
396708
1518
Bizim komşumuz kim?
06:50
And realizingfark that our destinyKader as a cityŞehir
was tiedbağlı up in everyoneherkes.
143
398250
5309
Şehir olarak kaderimiz herkese bağlı.
06:55
ParticularlyÖzellikle those who are left
on the sideyan of the roadyol.
144
403583
3476
Özellikle yolun kenarında
bırakılmış olanlar.
06:59
But then I realizedgerçekleştirilen
that charitysadaka isn't justiceadalet,
145
407083
3935
Fakat sonra fark ettim ki
sadaka, adalet değil.
07:03
that actseylemler of empathyempati isn't justiceadalet,
146
411042
2767
Empati yapmak adalet değil.
07:05
that beingolmak a good neighborkomşu
is necessarygerekli but not sufficientyeterli,
147
413833
3185
İyi bir komşu olmak
gerekli ama yeterli değil.
07:09
and there was more that had to be donetamam.
148
417042
2184
Yapılması gereken çok şey var.
07:11
So looking at the storyÖykü,
149
419250
1268
Hikâyeye baktığımda
07:12
I realizedgerçekleştirilen that the roadyol,
JerichoJericho RoadYol, has a nicknameKullanıcı adı.
150
420542
3559
fark ettim ki Jericho Yolu'nun
takma adı var.
07:16
It's knownbilinen as the BloodyKanlı PassPass,
the AscentÇıkış of RedKırmızı,
151
424125
3434
Kanlı geçiş, kırmızı çıkış
olarak biliniyor.
07:19
because the roadyol
is structuredyapılandırılmış for violenceşiddet.
152
427583
3060
Çünkü yol, şiddet için
yapılandırılmış.
07:22
This JerichoJericho RoadYol is narrowdar,
it's conduciveyardım eden for ambushingpusuya düşürmek.
153
430667
3684
Bu Jericho Yolu dar,
pusu için elverişli.
07:26
MeaningAnlamı, a man on the sideyan
of the roadyol wasn'tdeğildi abnormalanormal.
154
434375
3226
Yani yolun kenarındaki adam anormal,
07:29
Wasn'tDeğildi strangegarip.
155
437625
1351
garip değildi.
07:31
And in factgerçek, it was something
that was structuredyapılandırılmış to happenolmak,
156
439000
2851
Aslında, gerçekleşmesi için
yapılandırılmış bir şeydi,
07:33
it was supposedsözde to happenolmak.
157
441875
1518
olması gerekiyordu.
07:35
And JohanJohan GaltungGaltung, a peaceBarış theoristkuramcı,
158
443417
2059
Barış teorisyeni Johan Galtung,
07:37
talksgörüşmeler about structuralyapısal
violenceşiddet in our societytoplum.
159
445500
2934
toplumumuzdaki yapısal şiddeti anlatıyor.
07:40
He saysdiyor, "StructuralYapısal violenceşiddet
is the avoidableönlenebilir impairmentbozulma
160
448458
4060
"Yapısal şiddet,
temel insan ihtiyaçlarının
önlenebilir bozulma oranıdır.'' diyor.
07:44
of basictemel humaninsan needsihtiyaçlar."
161
452542
1767
07:46
DrDr. PaulPaul FarmerÇiftçi talksgörüşmeler
about structuralyapısal violenceşiddet
162
454333
2976
Dr. Paul Farmer,
yapısal şiddeti
07:49
and talksgörüşmeler about how it's the way
163
457333
1524
ve kurumlarımızın, politikalarımızın,
kültürümüzün
07:50
our institutionskurumlar,
our policiespolitikaları, our culturekültür
164
458881
3637
kimi için avantajlı
kimi için dezavantajlı sonuçları
07:54
createsyaratır outcomesçıktıları that advantageavantaj
some people and disadvantagedezavantaj othersdiğerleri.
165
462542
4476
nasıl yarattığını anlatıyor.
07:59
And then I realizedgerçekleştirilen,
much like the roadyol in JerichoJericho,
166
467042
2767
Sonra fark ettim ki Jericho Yolu gibi
08:01
in manyçok waysyolları, StocktonStockton, our societytoplum,
167
469833
2476
Stockton ve toplumumuz
birçok yönden
08:04
has been structuredyapılandırılmış
for the outcomesçıktıları we complainşikayet about.
168
472333
2685
şikâyet ettiğimiz sonuçlar
için yapılandırılmış.
08:07
That we should not be surprisedşaşırmış
169
475042
1517
Şaşırmamamız lazım,
08:08
when we see that kidsçocuklar in povertyyoksulluk
don't do well in schoolokul,
170
476583
2726
yoksul çocukların okulda
başarılı olmadıklarını görünce.
08:11
that we should not be surprisedşaşırmış
to see wealthservet gapsboşluklar by raceyarış and ethnicityEtnik Yapı.
171
479333
3518
Şaşırmamamız lazım, ırk ve etnik kökenler
arasındaki servet farklılığına.
08:14
We should not be surprisedşaşırmış to see
incomegelir payödeme disparitiesfarklılıkların betweenarasında genderscinsiyet,
172
482875
3434
Şaşırmamamız lazım, cinsiyetler
arasındaki gelir ödeme farklılığına.
08:18
because that's what our societytoplum,
historicallytarihsel, has been structuredyapılandırılmış to do,
173
486333
3643
Çünkü, tarih boyunca toplumumuz bunu
yapmak için yapılandırılmış
08:22
and it's workingçalışma accordinglyBuna göre.
174
490000
1542
ve buna uygun davranıyor.
08:24
(ApplauseAlkış)
175
492417
5559
(Alkışlar)
08:30
So takingalma this wisdombilgelik,
176
498000
1518
Bu bilgeliği örnek alarak
08:31
I rolledhaddelenmiş up my sleeveskollu and beganbaşladı to work.
177
499542
2351
kollarımı sıvadım
ve çalışmaya başladım.
08:33
And there's threeüç quickhızlı storieshikayeleri
I want to sharepay,
178
501917
2267
Paylaşmak istediğim
üç kısa hikâye var,
08:36
that pointpuan to not that we
figuredanladım everything out,
179
504208
2310
her şeyi çözdüğümüzü
08:38
not that we have arrivedgeldi,
180
506542
1434
ve vardığımızı değil de
08:40
but we're trendingeğilimleri in the right directionyön.
181
508000
2476
doğru yöne yöneldiğimizi
işaret etmek niyetiyle.
08:42
The first storyÖykü, about the neighborkomşu.
182
510500
2476
İlk hikâye, komşuyla ilgili.
08:45
When I was a cityŞehir councilkonsey memberüye,
183
513000
1601
Belediye meclis üyesiyken
08:46
I was workingçalışma with one of the mostçoğu
conservativemuhafazakâr membersüyeler in our communitytoplum
184
514625
3476
topluluğumuzun en muhafazakar üyeleriyle
08:50
on openingaçılış a healthsağlık clinicklinik
for undocumentedbelgesiz people
185
518125
3393
şehrin güneyindeki belgesiz insanlar için
08:53
in the southgüney partBölüm of the cityŞehir,
and I lovedsevilen it.
186
521542
2684
bir sağlık kliniği açmak için
çalışıyordum ve bunu sevdim.
08:56
And as we openedaçıldı the clinicklinik,
187
524250
1559
Kliniği açarken
08:57
we had a resolutionçözüm to signişaret,
188
525833
2351
önerge imzalamamız lazımdı,
09:00
he presentedsunulan me a gifthediye.
189
528208
1935
bana hediye sundu.
09:02
It was an O'ReillyO'Reilly FactorFaktör
lifetimeömür membershipÜyelik pintoplu iğne.
190
530167
4642
O'Reilly Factor ömür boyu üyelik rozeti.
09:06
(LaughterKahkaha)
191
534833
2643
(Gülüşmeler)
09:09
MindZihin you, I didn't asksormak
what he did to get suchböyle a gifthediye.
192
537500
4268
Gerçi böyle bir hediye almak
için ne yaptığını sormadım.
09:13
What bloodkan oathYemin --
I had no ideaFikir how he got it.
193
541792
3226
Kan yemini mi, nasıl aldığı hakkında
hiçbir fikrim yoktu.
09:17
But I lookedbaktı at him and I said,
194
545042
1517
Ona baktım ve dedim ki;
09:18
"Well, how are we workingçalışma togetherbirlikte
to openaçık a healthsağlık clinicklinik,
195
546583
3893
''Peki, belgesiz insanlara
ücretsiz sağlık hizmeti sunmak
09:22
to providesağlamak freeücretsiz healthsağlık carebakım
for undocumentedbelgesiz people,
196
550500
3268
ve bir sağlık kliniği açmak
için birlikte çalıştığımız halde
09:25
and you're an O'ReillyO'Reilly FactorFaktör memberüye?"
197
553792
2434
siz bir O'Reilly Factor üyesi misiniz?''
09:28
He lookedbaktı at me and said,
198
556250
1268
Bana baktı ve dedi ki;
09:29
"CouncilmanMeclis üyesi TubbsTubbs,
this is for my neighborsKomşular."
199
557542
2851
"Meclis üyesi Tubbs, bu komşularım için. "
09:32
And he's a great exampleörnek of what it meansanlamına geliyor
200
560417
2226
O, en azından bu durumda
09:34
to be a good neighborkomşu,
at leasten az in that instanceörnek.
201
562667
3517
iyi bir komşu olmanın ne anlama
geldiğinin güzel bir örneği.
09:38
The robberssoyguncular.
202
566208
1268
Hırsızlar.
09:39
So after fourdört yearsyıl on cityŞehir councilkonsey,
I decidedkarar to runkoş for mayorBelediye Başkanı,
203
567500
3226
Belediye meclisindeki dört yıldan sonra,
yarı zamanlı bir meclis üyesi olmanın
09:42
realizingfark that beingolmak a part-timeyarı zamanlı
councilmanMeclis üyesi wasn'tdeğildi enoughyeterli
204
570750
3351
Stockton'da görmemiz gereken yapısal
değişiklikleri yerine getirmek için
09:46
to enactkararnameler the structuralyapısal
changesdeğişiklikler we need to see in StocktonStockton,
205
574125
3434
yeterli olmadığını verilere bakarak
fark ettikten sonra
09:49
and I camegeldi to that conclusionSonuç
by looking at the dataveri.
206
577583
3518
başkanlığa aday olmaya karar verdim.
09:53
So my oldeski councilkonsey districtilçe,
where I grewbüyüdü up,
207
581125
2268
Büyüdüğüm eski belediye semtim
09:55
is 10 minutesdakika away
from a more affluentzengin districtilçe.
208
583417
3017
daha zengin bir semtten
10 dakika uzaklıkta.
09:58
And 10 minutesdakika away in the sameaynı cityŞehir,
209
586458
2101
Aynı şehirde, 10 dakika uzaklıktaki
10:00
the differencefark betweenarasında
zipzip codekod 95205 and 95219
210
588583
5310
95205 ve 95219 posta kodları arasındaki
10:05
in life expectancybeklenti is 10 yearsyıl.
211
593917
2708
yaşam süresi farkı 10 yıl.
10:09
TenOn minutesdakika away, 4.5 milesmil,
212
597708
3018
Yedi km, on dakika uzaklıkta,
10:12
10 yearsyıl life expectancybeklenti differencefark,
213
600750
2143
10 yıllık yaşam beklentisi farkı
10:14
and not because of the choicesseçimler
people are makingyapma.
214
602917
2434
ve bu insanların yaptığı
seçimler yüzünden değil.
10:17
Because no one choseseçti
to livecanlı in an unsafegüvenli olmayan communitytoplum
215
605375
2434
Çünkü kimse güvensiz
bir toplulukta,
egzersiz yapamadıkları
yaşamı seçmedi.
10:19
where they can't exerciseegzersiz.
216
607833
1268
10:21
No one choseseçti to put more liquorlikör storesdepolar
than groceryBakkal storesdepolar in the communitytoplum.
217
609125
3572
Toplumdaki kimse marketlerden daha
fazla içki dükkanı koymayı seçmedi.
10:24
No one choseseçti these things,
but that's the realitygerçeklik.
218
612721
2338
Kimse bunları seçmedi ama gerçek bu.
10:27
I realizedgerçekleştirilen, as a councilmanMeclis üyesi,
219
615083
1351
Meclis üyesi olarak fark ettim ki
10:28
to enactkararnameler a structuralyapısal changedeğişiklik
I wanted to see,
220
616458
2143
istediğim yapısal değişikliği
gerçekleştirebilmek için
10:30
where betweenarasında the sameaynı zipzip codeskodları
221
618625
1559
aynı posta kodları arasında
10:32
there's a 30 percentyüzde differencefark
in the rateoran of unemploymentişsizlik,
222
620208
2851
işsizlik oranında
yüzde 30'luk bir fark,
10:35
there's a 75,000 dollarsdolar a yearyıl
differencefark in incomegelir,
223
623083
2893
yılda 75.000 dolar gelir farkı vardı
ve meclis üyesi olmam
bunu değiştirmeyecekti.
10:38
that beingolmak a councilmanMeclis üyesi
was not going to cutkesim it.
224
626000
2239
O zaman başkanlığına aday
olmaya karar verdim.
10:40
So that's when I decidedkarar to runkoş for mayorBelediye Başkanı.
225
628263
2046
10:42
And as mayorBelediye Başkanı, we'vebiz ettik been focusedodaklı
on the robberssoyguncular and the roadyol.
226
630333
4143
Belediye başkanı olarak
soygunculara ve yola odaklandık.
10:46
So in StocktonStockton, as I mentionedadı geçen,
227
634500
1518
Bahsettiğim gibi Stockton’da
10:48
we have historicallytarihsel had problemssorunlar
with violentşiddetli crimesuç.
228
636042
2517
tarihsel olarak şiddet
suçuyla sorunlarımız oldu.
10:50
In factgerçek, that's why I decidedkarar
to runkoş for officeofis in the first placeyer.
229
638583
3185
Aslında, en başta bu yüzden
başkanlığına aday olmaya karar verdim.
10:53
And my first job as mayorBelediye Başkanı
was helpingyardım ediyor our communitytoplum
230
641792
2434
Belediye başkanı olarak
ilk işim, toplum olarak
10:56
to see ourselveskendimizi, our neighborsKomşular,
231
644250
1726
kendimizi ve komşularımızı
sadece şiddet mağduru insanlar
olarak değil
10:58
not just in the people
victimizedmağdur by violenceşiddet
232
646000
2351
aynı zamanda suçlular olarak da
görmemizi sağlamaktı.
11:00
but alsoAyrıca in the perpetratorsfailleri.
233
648375
2184
11:02
We realizedgerçekleştirilen that those
who enactkararnameler painAğrı in our societytoplum,
234
650583
3310
Fark ettik ki toplumumuza
acı çektiren,
11:05
those who are committingişlemekle homicidescinayet
and contributingkatkı to guntabanca violenceşiddet,
235
653917
3191
cinayet işleyen ve
silahlı şiddette bulunanların
11:09
are oftentimesOftentimes victimskurbanlar themselveskendilerini.
236
657132
2177
çoğu zaman kendileri de mağdur.
11:11
They have highyüksek ratesoranları of traumaTravma,
they have been shotatış at,
237
659333
2572
Yüksek travma oranları var,
vuruldular,
11:13
they'veonlar ettik knownbilinen people who have been shotatış.
238
661929
2047
vurulmuş insanları tanıyorlar.
11:16
That doesn't excusebahane theironların behaviordavranış,
but it helpsyardım eder explainaçıklamak it,
239
664000
2851
Bu davranışlarına mazeret değil
fakat açıklamaya yardımcı
11:18
and as a communitytoplum,
we have to see these folksarkadaşlar as us, too.
240
666875
2726
ve topluluk olarak bu insanları
da bizim gibi görmeliyiz.
11:21
That they too are our neighborsKomşular.
241
669625
1809
Onlar da bizim komşularımız.
11:23
So for the pastgeçmiş threeüç yearsyıl --
242
671458
2018
Son üç yıldır,
11:25
(ApplauseAlkış)
243
673500
4768
(Alkışlar)
11:30
So for the pastgeçmiş threeüç yearsyıl,
we'vebiz ettik been workingçalışma on two strategiesstratejiler:
244
678292
3351
Son üç yıldır iki strateji
üzerinde çalışıyoruz:
11:33
CeasefireAteşkes and AdvanceIlerlemek PeaceBarış,
245
681667
2309
Ateşkes ve İlerleme Barışı.
11:36
where we give these guys
as much attentionDikkat, as much love
246
684000
2643
Bu insanlara olabildiğince çok ilgi,
sosyal hizmetler,
11:38
from socialsosyal servicesHizmetler,
from opportunitiesfırsatlar, from tattoodövme removalskaldırma işlemi,
247
686667
3184
bazı fırsatlar, dövme sildirme,
hatta bazen nakit para gibi
sevgi içeren hediyeleri
11:41
in some casesvakalar even cashnakit,
248
689875
1684
kanun uygulayıcıları olarak veriyoruz.
11:43
as a gifthediye from lawhukuk enforcementzorlama.
249
691583
1560
11:45
And last yearyıl, we saw
a 40 percentyüzde reductionindirgeme in homicidescinayet
250
693167
4559
Geçen sene cinayetlerde
yüzde 40 azalma,
11:49
and a 30 percentyüzde reductionindirgeme
in violentşiddetli crimesuç.
251
697750
3101
şiddet suçlarında yüzde
30'luk bir azalma gördük.
11:52
(ApplauseAlkış)
252
700875
5518
(Alkışlar)
11:58
And now, the roadyol.
253
706417
1267
Şimdi, bunun yolu.
11:59
I mentionedadı geçen that my communitytoplum
has a 23 percentyüzde povertyyoksulluk rateoran.
254
707708
3810
Topluluğumun yüzde 23 yoksulluk
oranına sahip olduğunu söyledim.
12:03
As someonebirisi who comesgeliyor from povertyyoksulluk,
it's a personalkişisel issuekonu for me.
255
711542
4017
Yoksulluktan gelen biri olarak,
bu benim için kişisel bir mesele.
12:07
So I decidedkarar that we
wouldn'tolmaz just do a programprogram,
256
715583
2893
Sadece bir program ya da
üstünkörü bir şeyler yapmamamız
12:10
or we wouldn'tolmaz just do something
to go around the edgeskenarları,
257
718500
2684
gerektiğine karar verdim,
12:13
but we would call into questionsoru
the very structureyapı
258
721208
2351
fakat yoksulluk üreten yapıyı
12:15
that producesüretir povertyyoksulluk in the first placeyer.
259
723583
2060
en başta sorgulayacaktık.
12:17
So startingbaşlangıç in FebruaryŞubat,
we launchedbaşlattı a basictemel incomegelir demonstrationgösteri,
260
725667
3267
Şubat ayından itibaren temel
bir gelir gösterimi başlattık.
12:20
where for the nextSonraki 18 monthsay,
261
728958
1726
Önümüzdeki 18 ay boyunca
12:22
as a pilotpilot, 130 familiesaileleri,
randomlyrasgele selectedseçilmiş,
262
730708
3518
şehrin medyan gelirinin altında yaşayan
12:26
who livecanlı in zipzip codeskodları at or belowaltında
the medianmedyan incomegelir of the cityŞehir,
263
734250
3768
rastgele seçilmiş 130 aileye
12:30
are givenverilmiş 500 dollarsdolar a monthay.
264
738042
1726
ayda 500 dolar verildi.
12:31
And we're doing this
for a coupleçift of reasonsnedenleri.
265
739792
2101
Bunu birkaç nedenden dolayı yapıyoruz.
Bunu yapıyoruz çünkü
12:33
We're doing it because we realizegerçekleştirmek
266
741917
1642
Amerika’da bir şeyin yapısal olarak
yanlış olduğunu gördük;
12:35
that something is structurallyyapısal olarak
wrongyanlış in AmericaAmerika,
267
743583
2268
iki Amerikalıdan biri 400 dolarlık
bir acil durumu karşılayamıyor.
12:37
when one in two AmericansAmerikalılar
can't affordparası yetmek one 400-dollar-dolar emergencyacil Servis.
268
745875
3393
12:41
We're doing it because we realizegerçekleştirmek
that something is structurallyyapısal olarak wrongyanlış
269
749292
3351
Bunu yapıyoruz çünkü fark ettik ki
bir şey yapısal olarak yanlış;
12:44
when wagesücret have only increasedartmış
sixaltı percentyüzde betweenarasında 1979 and 2013.
270
752667
4142
1979 ile 2013 arasında ücretler
yalnızca yüzde altı artmış.
12:48
We're doing it because we realizegerçekleştirmek
something is structurallyyapısal olarak wrongyanlış
271
756833
3101
Bunu yapıyoruz çünkü fark ettik ki
bir şey yapısal olarak yanlış;
insanlar iki ve üç işte çalışıyor,
12:51
when people workingçalışma two and threeüç jobsMeslekler,
272
759958
1893
hiç kimsenin yapmak
istemeyeceği işleri yapıyor,
12:53
doing all the jobsMeslekler
no one in here wants to do,
273
761875
2184
kira, elektrik, sağlık hizmeti,
çocuk bakımı gibi
12:56
can't payödeme for necessitiesihtiyaçlar, like rentkira,
274
764083
2143
12:58
like lightsışıklar, like healthsağlık carebakım,
like childcareÇocuk Bakımı.
275
766250
3434
ihtiyaçları için ödeme yapamıyor.
13:01
(ApplauseAlkış)
276
769708
4167
(Alkışlar)
13:07
So I would say, StocktonStockton again,
we have realgerçek issuessorunlar.
277
775000
3393
Demek istediğim, Stockton'da
gerçek sorunlarımız var.
13:10
I have constituentkurucu emailse-postalar in my phonetelefon now,
about the homelessnessevsizlik issuekonu,
278
778417
3684
Telefonumda evsizlik problemine,
hâlâ yaşadığımız bazı şiddet
suçlarına ilişkin e-postalar var.
13:14
about some of the violentşiddetli crimesuç
we're still experiencingyaşandığı.
279
782125
2684
13:16
But I would say, I think as a societytoplum,
we would be wisebilge to go back
280
784833
4101
Bence bir toplum olarak,
büyüdüğümüz eski İncil hikâyesine
geri dönmek
13:20
to those oldeski Bibleİncil storieshikayeleri
we were taughtöğretilen growingbüyüyen up,
281
788958
2518
ve bir numaralı kuralı anlamak
akıllıca olur.
13:23
and understandanlama that numbernumara one,
282
791500
1518
13:25
we have to beginbaşla to see
eachher other as neighborsKomşular,
283
793042
2239
Birbirimizi komşu olarak
görmeye başlamalıyız,
13:27
that when we see someonebirisi
differentfarklı from us,
284
795305
2046
bizden farklı birini gördüğümüzde
13:29
they should not reflectyansıtmak our fearsendişe,
our anxietieskaygıları, our insecuritiesgüvensizliği,
285
797375
4518
korkularımızı, kaygılarımızı,
güvensizliklerimizi,
13:33
the prejudicesönyargılar we'vebiz ettik been taughtöğretilen,
our biasesönyargıların -- but we should see ourselveskendimizi.
286
801917
4267
öğretilmiş ön yargıları yansıtmamalı,
birbirimizi görmeliyiz.
13:38
We should see our commonortak humanityinsanlık.
287
806208
1643
Ortak insanlığımızı görmeliyiz.
13:39
Because I think oncebir Zamanlar we do that,
288
807875
1524
Çünkü bunu başardığımız zaman,
yolun yeniden yapılandırılması için
daha önemli çalışmalar yapabiliriz.
13:41
we can do the more importantönemli work
of restructuringyeniden yapılanma the roadyol.
289
809423
3220
13:44
Because again, I understandanlama
some listeningdinleme are sayingsöz,
290
812667
2524
Bazılarının söylediklerini anlıyorum,
13:47
"Well, MayorBelediye Başkanı TubbsTubbs, you're talkingkonuşma about
structuralyapısal violenceşiddet and structuralyapısal this,
291
815215
3844
''Pekâlâ Belediye Başkanı Tubbs,
yapısal şiddetten bahsediyorsunuz
13:51
but you're on the stageevre.
292
819083
1726
fakat siz sahnedesiniz.
13:52
That the structuresyapıları can't be too badkötü
if you could come up from povertyyoksulluk,
293
820833
3560
O sorunlar o kadar da kötü olamaz
siz yoksulluktan geldiğinize,
hapishanede babanız olduğuna,
Stanford'a gidip
13:56
have a fatherbaba in jailhapis, go to StanfordStanford,
294
824417
2226
Beyaz Saray'da çalışıp başkan
olabildiğinize göre.''
13:58
work in the WhiteBeyaz HouseEv and becomeolmak mayorBelediye Başkanı."
295
826667
2017
14:00
And I would respondyanıtlamak by sayingsöz
the termterim for that is exceptionalismistisnai.
296
828708
4935
Bunun istisnai bir durum olduğunu
söyleyerek cevap veririm.
14:05
MeaningAnlamı that we recognizetanımak it's exceptionalolağanüstü
for people to escapekaçış the structuresyapıları.
297
833667
4101
İnsanların yapısallaşandan kaçmalarının
istisnai olduğunu biliyoruz.
14:09
MeaningAnlamı by our very languagedil,
298
837792
1434
Bizim dilimizle anlamı,
14:11
we understandanlama that the things we're seeinggörme
in our worldDünya are by designdizayn.
299
839250
3309
dünyamızda gördüğümüz şeylerin
tasarım gereği olduğunu biliyoruz.
14:14
And I think that taskgörev for us, as TEDstersTED'ciler,
300
842583
2976
Bence bu görev biz TEDciler,
14:17
and as good people,
just people, moralmanevi people,
301
845583
3060
iyi insanlar, sadece insanlar,
ahlaklı insanlar olarak
14:20
is really do the hardzor work necessarygerekli
of not just joiningbirleştirme handseller as neighborsKomşular,
302
848667
5267
sıkı çalışmak ellerimizi komşular
olarak birleştirmenin yanında
yolumuzu yeniden yapılandırmak
için ellerimizi kullanmaktan geçiyor.
14:25
but usingkullanma our handseller
to restructureyeniden yapılandırma our roadyol,
303
853958
2393
14:28
a roadyol that in this countryülke has been
rootedköklü in things like whitebeyaz supremacyüstünlüğü.
304
856375
3976
Bu ülkede beyaz üstünlük
gibi şeylere dayanan bir yol.
14:32
A roadyol like in this countryülke
has been rootedköklü in things like misogynykadın düşmanlığı.
305
860375
3393
Bu ülkedeki yol, kadın düşmanlığı
gibi şeylere dayanıyor.
14:35
A roadyol that's not workingçalışma
for faruzak too manyçok people.
306
863792
2726
Çok fazla insan için çalışmayan bir yol.
14:38
And I think todaybugün, tomorrowyarın and 2020
we have a chanceşans to changedeğişiklik that.
307
866542
4976
Bence bunu değiştirmek için bugün,
yarın, 2020'de şansımız var.
14:43
So as I preparehazırlamak to closekapat,
308
871542
1916
Konuşmamı sonlandırmaya hazırlanırken,
dokuz yıl öncesinden bir hikâyeyle
başladım ve bir tanesiyle bitireceğim.
14:46
I startedbaşladı with a storyÖykü from ninedokuz yearsyıl agoönce
and I'll endson with one.
309
874708
3351
14:50
So after my cousinhala kızı was murderedöldürülmüş,
310
878083
1524
Kuzenim öldürüldükten sonra,
14:51
I was luckyşanslı enoughyeterli
to go on the FreedomÖzgürlük RidesSürmek
311
879631
2595
birkaç esas özgürlük yolcusuyla
Özgürlük Yolcuğuna
14:54
with some of the originalorijinal freedomözgürlük ridersbinici.
312
882250
2268
katılacak kadar şanslıydım.
14:56
And they taughtöğretilen me a lot
about restructuringyeniden yapılanma the roadyol.
313
884542
3601
Bana yolu yeniden yapılandırma
konusunda çok şey öğrettiler.
15:00
And one guy in particularbelirli,
BobBob SingletonSingleton, askeddiye sordu me a questionsoru
314
888167
3226
Özellikle bir adam, Bob Singleton,
bana bir soru sordu.
15:03
I'm going to leaveayrılmak with us todaybugün.
315
891417
2101
Bugün burada paylaşacağım.
15:05
We were going to AnnistonAnniston,
AlabamaAlabama, and he said, "MichaelMichael,"
316
893542
4559
Anniston, Alabama'ya gidiyorduk
ve "Michael" dedi,
15:10
and I said, "Yes, sirBayım."
317
898125
1393
''Evet, efendim.'' dedim.
15:11
He said, "I was arrestedtutuklandı
on AugustAğustos 4, 1961.
318
899542
4184
"4 Ağustos 1961'de tutuklandım.
15:15
Now why is that day importantönemli?"
319
903750
2809
Neden o gün önemli?" dedi.
15:18
And I said, "Well, you were arrestedtutuklandı,
320
906583
2601
''Tutuklanmışsınız,
eğer tutuklanmamış olsaydınız
bu otobüste olmazdık,
15:21
if you weren'tdeğildi arrestedtutuklandı,
we wouldn'tolmaz be on this busotobüs.
321
909208
2435
eğer bu otobüste olmasaydık
sahip olduğumuz haklar olmazdı." dedim.
15:23
if we weren'tdeğildi on this busotobüs,
we wouldn'tolmaz have the rightshaklar we enjoykeyfini çıkarın."
322
911667
3059
15:26
He rolledhaddelenmiş his eyesgözleri and said, "No, sonoğul."
323
914750
1858
Gözlerini devirdi ve
"Hayır evlat,
15:28
He said, "On that day,
BarackBarack ObamaObama was borndoğmuş."
324
916632
2500
o gün Barack Obama doğdu.'' dedi.
15:32
And then he said he had no ideaFikir
that the choiceseçim he madeyapılmış
325
920333
3685
Sonra, yolun yeniden yapılandırılması
konusundaki seçiminin
15:36
to restructureyeniden yapılandırma the roadyol
326
924042
1559
tezgâhtan bir bardak
su bile alamayacak
15:37
would pavePave the way,
327
925625
1268
ikinci sınıf vatandaş
olarak doğmuş bir çocuğun
15:38
so a childçocuk borndoğmuş as a secondikinci classsınıf citizenvatandaş,
328
926917
3476
50 yıl sonra cumhurbaşkanı
olma şansını elde etmesine
15:42
who wouldn'tolmaz be ableyapabilmek to even get
a cupFincan of waterSu at a countersayaç,
329
930417
3559
yol açacağına dair
15:46
would have the chanceşans,
50 yearsyıl latersonra, to be presidentDevlet Başkanı.
330
934000
3059
hiçbir fikri olmadığını söyledi.
15:49
Then he lookedbaktı at me and he said,
331
937083
1601
Sonra bana baktı ve dedi ki:
15:50
"What are you preparedhazırlanmış to do todaybugün
332
938708
3185
“Bugün ne yapmaya hazırsın ki
15:53
so that 50 yearsyıl from now
333
941917
1642
bundan 50 yıl sonra
15:55
a childçocuk borndoğmuş has a chanceşans
to be presidentDevlet Başkanı?"
334
943583
2060
doğan bir çocuğun başkan
olma şansı olsun?”
15:57
And I think, TEDTED, that's
the questionsoru before us todaybugün.
335
945667
3392
TED, bence, bugün önümüzdeki soru bu.
16:01
We know things are jackedJacked up.
336
949083
2560
İşlerin değiştiğini biliyoruz.
16:03
I think what we'vebiz ettik seengörüldü
recentlyson günlerde isn't abnormalanormal
337
951667
2351
Bence son zamanlarda
gördüklerimiz anormal değil
16:06
but a reflectionyansıma of a systemsistem
that's been structuredyapılandırılmış
338
954042
3101
ama böyle çılgın sonuçlar üretmek için
16:09
to produceüretmek suchböyle crazyçılgın outcomesçıktıları.
339
957167
2101
yapılandırılmış bir sistemin yansıması.
16:11
But I think it's alsoAyrıca an opportunityfırsat.
340
959292
2142
Fakat bence bu da bir fırsat.
16:13
Because these structuresyapıları we inheritmiras
aren'tdeğil actseylemler of God
341
961458
2601
Miras aldığımız bu yapılar
Tanrı'nın hareketi değil;
16:16
but actseylemler of menerkekler and womenkadınlar,
they're policypolitika choicesseçimler,
342
964083
2334
erkeklerin ve kadınların eylemleri
ve siyasi tercihleri,
16:18
they're by politicianssiyasetçiler like me,
approvedonaylı by votersSeçmenler like you.
343
966441
2827
benim gibi politikacılar
sizin onayladığınız kişiler.
16:21
And we have the chanceşans
and the awesomemüthiş opportunityfırsat
344
969292
2642
Bu konuda bir şeyler yapma şansımız
16:23
to do something about it.
345
971958
1726
ve harika fırsatımız var.
16:25
So my questionsoru is:
What are we preparedhazırlanmış to do todaybugün,
346
973708
3976
Sorum şu:
Bugün ne yapmaya hazırız ki
16:29
so that a childçocuk borndoğmuş todaybugün,
50 yearsyıl from now
347
977708
3518
bugün doğan bir çocuk
bundan 50 yıl sonra
16:33
isn't borndoğmuş in a societytoplum
rootedköklü in whitebeyaz supremacyüstünlüğü;
348
981250
4268
beyaz üstünlüğüne dayanan
bir toplumda doğmasın,
16:37
isn't borndoğmuş into a societytoplum
riddleddelik deşik with misogynykadın düşmanlığı;
349
985542
3934
kadın düşmanı bir toplumda doğmasın,
16:41
isn't borndoğmuş into a societytoplum riddleddelik deşik
with homophobiaHomofobi and transphobiatransfobi
350
989500
3976
homofobi ve transfobi,
Anti-Semitizm, İslamofobi,
engelli ayrımclığı
16:45
and anti-SemitismAnti-semitizm
and Islamophobiaİslamofobi and ableismher zaman,
351
993500
2768
ve tüm fobilerle dolu
bir toplumda doğmasın.
16:48
and all the phobiasfobiler and -isms-İzm?
352
996292
1517
16:49
What are we preparedhazırlanmış to do todaybugün,
353
997833
2726
Bugün ne yapmaya hazırız ki
16:52
so that 50 yearsyıl from now
354
1000583
1810
bundan 50 yıl sonra
16:54
we have a roadyol in our societytoplum
that's structuredyapılandırılmış
355
1002417
2809
toplumumuzu yansıtan bir yol
16:57
to reflectyansıtmak what we holdambar
to be self-evidentçok aşikar?
356
1005250
3601
yapılandırılmış olsun.
17:00
That all menerkekler, that all womenkadınlar,
357
1008875
2934
Tüm erkekler, tüm kadınlar,
17:03
that even all transTrans people
358
1011833
2101
tüm trans insanlar
17:05
are createdoluşturulan equaleşit
359
1013958
1518
eşit ve yaratıcınız tarafından belirli
devredilemez haklarla yaratıldı.
17:07
and are endoweddonatılmış by your CreatorCreator
with certainbelli unalienabledevredilemez rightshaklar,
360
1015500
3768
17:11
includingdahil olmak üzere life, libertyözgürlük
and the pursuitkovalama of happinessmutluluk.
361
1019292
4392
Yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışı dahil.
17:15
Thank you.
362
1023708
1268
Teşekkür ederim.
17:17
(ApplauseAlkış)
363
1025000
6875
(Alkışlar)
Translated by Büşra Nur Kut
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Michael Tubbs - Mayor of the City of Stockton, California
Michael Tubbs is the youngest mayor in the history of the US to represent a city with a population of more than 100,000 residents.

Why you should listen

On November 8, 2016, Michael Tubbs was elected to serve as the mayor of the City of Stockton, California. Upon taking office in January 2017, Michael Tubbs became both Stockton’s youngest mayor and the city’s first African-American mayor.

Included in Fortune's 2018 "40 under 40," Forbes' 2018 list of the "30 Under 30" and The Root's 100, Tubbs's leadership, paired with an ambitious agenda, has received national recognition. 
 
Tubbs has secured over $20 million in philanthropic capital to launch the Stockton Scholars, a place-based scholarship that aims to triple the number of Stockton students entering and graduating from college. Tubbs also brought Advance Peace to Stockton, a data-driven program that works to reduce gun violence in communities. Additionally, with an innovative public-private partnership supported by a $1,000,000 seed grant from the Economic Security Project, Tubbs launched the nation’s first municipal level basic income pilot, the Stockton Economic Empowerment Demonstration.
 
Before becoming mayor, Tubbs served as Stockton's District 6 City Councilmember. Elected at age 22 in 2013, he became one of the youngest city councilmembers in the country. As a councilmember, Tubbs created the Reinvent South Stockton Coalition, championed the creation of the City's Office of Violence Prevention and was part of the council that led the city out of bankruptcy as Chair of the Audit and Legislative Committee.
 
Tubbs graduated from Stanford University in 2012 with a bachelor's and master's degree with honors. He has been a college course instructor for Aspire Public Schools and a Fellow at the Stanford Institute of Design and the Emerson Collective. He is a Stockton native and product of Stockton public schools.

More profile about the speaker
Michael Tubbs | Speaker | TED.com