ABOUT THE SPEAKER
David Byrne - Musician, artist, writer
David Byrne builds an idiosyncratic world of music, art, writing and film.

Why you should listen

Musician, author, filmmaker, curator, conservationist, digital music theorist, bicycle advocate, urban designer, visual artist, humanist ... David Byrne has many ways of expressing himself -- all of them heartfelt, authentic and thought-provoking.

From his groundbreaking recording career, first with Talking Heads and then as a solo artist and collaborator, to his recent use of digital media to connnect his creations to the world, he has been meshing art and technology to create jaw-dropping, soulful masterpieces that tell a story, and often invoke his audience to create some masterpieces of their own. In a recent art installation, Playing the Building, Byrne transformed an empty building into a musical instrument, and then invited visitors to play it. 

His book Bicycle Diaries is a journal of what he thought and experienced while cycling through the cities of the world. And his 2012 book How Music Works expands on his 2010 TEDTalk to imagine how music is shaped by its time and place. 

In David Byrne's 2010 TEDTalk, the image of CBGB comes from Joseph O. Holmes' CBGB series >>  

More profile about the speaker
David Byrne | Speaker | TED.com
TED2010

David Byrne: How architecture helped music evolve

David Byrne: Mimari müziğin gelişimine nasıl katkıda bulundu

Filmed:
1,675,829 views

Kariyeri ilerledikçe David Byrne CBGB'den çıkıp Carnegie Hall'da çalmaya başladı. Kendine soruyor: Mekan mı müziği yapıyor? Açık hava baterilerinden Wagner ekolünde operalara ve stadyum rock'ına kadar, bağlamların müzikteki yeniliklere nasıl öncülük ettiğini inceliyor.
- Musician, artist, writer
David Byrne builds an idiosyncratic world of music, art, writing and film. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
This is the venuemekan
0
1000
2000
Burası
00:18
where, as a younggenç man,
1
3000
2000
benim genç bir adam olarak
00:20
some of the musicmüzik that I wroteyazdı was first performedgerçekleştirilen.
2
5000
3000
bestelediğim bazı parçaların ilk defa sahnelendiği yer.
00:23
It was, remarkablyoldukça,
3
8000
2000
Şaşırtıcı ama,
00:25
a prettygüzel good soundingsondaj roomoda.
4
10000
2000
odadaki ses baya iyiydi.
00:27
With all the unevendüzensiz wallsduvarlar and all the crapbok everywhereher yerde,
5
12000
2000
Eşit olmayan duvarlara ve etraftaki ıvır zıvıra rağmen
00:29
it actuallyaslında soundedkulağa prettygüzel good.
6
14000
2000
ses kulağa gerçekten baya iyi geliyordu.
00:31
This is a songşarkı that was recordedkaydedilmiş there.
7
16000
3000
Bu, orada kaydedilen bir şarkı.
00:34
(MusicMüzik)
8
19000
2000
(Müzik)
00:36
This is not TalkingSöz HeadsKafaları,
9
21000
3000
Bu fotoğraftaki
00:39
in the pictureresim anywayneyse.
10
24000
2000
zaten Talking Heads değil.
00:41
(MusicMüzik: "A CleanTemiz BreakAra (Let's Work)" by TalkingSöz HeadsKafaları)
11
26000
8000
(Müzik: Talking Heads'ten "A Clean Break (Let's Work)")
00:49
So the naturedoğa of the roomoda
12
34000
2000
Yani odanın yapısı sayesinde
00:51
meantdemek that wordskelimeler could be understoodanladım.
13
36000
2000
sözler anlaşılabilecekti.
00:53
The lyricsşarkı sözleri of the songsşarkılar could be prettygüzel much understoodanladım.
14
38000
2000
Şarkı sözlerinin neredeyse tamamı anlaşılabiliyordu.
00:55
The soundses systemsistem was kindtür of decentiyi.
15
40000
3000
Ses sistemi fena sayılmazdı.
00:58
And there wasn'tdeğildi a lot of reverberationyankı in the roomoda.
16
43000
3000
Ve çok fazla yankı yoktu.
01:01
So the rhythmsritimleri
17
46000
2000
Böylece ritimler de
01:03
could be prettygüzel intactsağlam too,
18
48000
2000
oldukça eksiksiz,
01:05
prettygüzel conciseözlü.
19
50000
2000
oldukça kısa ve öz olabiliyordu.
01:07
Other placesyerler around the countryülke had similarbenzer roomsOdalar.
20
52000
2000
Ülkenin diğer yerlerinde de benzer odalar vardı.
01:09
This is Tootsie'sTootsie's OrchidOrkide LoungeLounge in NashvilleNashville.
21
54000
3000
Burasi Nashville'deki Tootsie's Orchid Lounge.
01:12
The musicmüzik was in some waysyolları differentfarklı,
22
57000
2000
Müzik bazı açılardan biraz farklıydı,
01:14
but in structureyapı and formform,
23
59000
3000
ama yapı ve biçim olarak
01:17
very much the sameaynı.
24
62000
2000
tamamen aynıydı.
01:19
The clienteleMüşteri behaviordavranış was very much the sameaynı too.
25
64000
3000
Müşterilerin davranış biçimleri de tamamen aynıydı.
01:24
And so the bandsbantları at Tootsie'sTootsie's
26
69000
2000
Ve bu yüzden Tootsie's'deki
01:26
or at CBGB'sCBGB's
27
71000
2000
ya da CBGB'deki gruplar
01:28
had to playoyun loudyüksek sesle enoughyeterli --
28
73000
3000
yeterince yüksek sesle çalmak zorundaydılar:
01:31
the volumehacim had to be loudyüksek sesle enoughyeterli to overcomeüstesinden gelmek
29
76000
2000
müziğin sesi
01:33
people fallingdüşen down, shoutinghaykırış out
30
78000
2000
insanların düşüşlerinin, bağırışlarının ve
01:35
and doing whateverher neyse elsebaşka they were doing.
31
80000
2000
başka her ne yapıyorlarsa onun sesini bastıracak kadar yüksek olmalıydı.
01:37
SinceBeri then, I've playedOyunun other placesyerler
32
82000
2000
O zamandan bu yana başka,
01:39
that are much nicerdaha güzel.
33
84000
2000
çok daha güzel yerlerde çaldım.
01:41
I've playedOyunun the DisneyDisney HallHall here
34
86000
3000
Burdaki Disney Hall'da,
01:44
and CarnegieCarnegie HallHall and placesyerler like that.
35
89000
3000
Carnegie Hall'da ve benzeri yerlerde çaldım.
01:47
And it's been very excitingheyecan verici.
36
92000
2000
Ve bütün bunlar çok heyecan vericiydi.
01:49
But I alsoAyrıca noticedfark that sometimesara sıra the musicmüzik
37
94000
2000
Ama aynı zamanda bazen,
01:51
that I had writtenyazılı,
38
96000
2000
yazdığım ya da
01:53
or was writingyazı at the time,
39
98000
2000
o sırada yazmakta olduğum parçaların
01:55
didn't soundses all that great
40
100000
2000
bu salonların bazılarında
01:57
in some of those hallssalonları.
41
102000
2000
kulağa o kadar da iyi gelmediklerini fark ettim.
01:59
We managedyönetilen,
42
104000
2000
İdare ediyorduk,
02:01
but sometimesara sıra those hallssalonları didn't seemgörünmek exactlykesinlikle suiteduygun
43
106000
3000
ama bazen bu salonlar
02:04
to the musicmüzik I was makingyapma
44
109000
2000
o sırada ya da daha önce yaptığım müziğe
02:06
or had madeyapılmış.
45
111000
2000
uygun değillermiş gibi gözüküyorlardı.
02:08
So I askeddiye sordu myselfkendim:
46
113000
2000
Bu yüzden kendi kendime sordum:
02:10
Do I writeyazmak stuffşey
47
115000
1000
Belli odalar için mi
02:11
for specificözel roomsOdalar?
48
116000
2000
parça besteliyorum?
02:13
Do I have a placeyer, a venuemekan,
49
118000
2000
Beste yaparken aklımda
02:15
in mindus when I writeyazmak?
50
120000
2000
bir yer, bir mekan var mı?
02:17
Is that a kindtür of modelmodel for creativityyaratıcılık?
51
122000
2000
Bu bir şey yaratmanın bir yolu mu?
02:19
Do we all make things with
52
124000
2000
Bir şeyler yaratırken
02:21
a venuemekan, a contextbağlam, in mindus?
53
126000
3000
aklımızda hep bir mekan, bir bağlam mı var?
02:25
Okay, AfricaAfrika.
54
130000
2000
Pekala, Afrika.
02:27
(MusicMüzik: "WenlengaWenlenga" / VariousÇeşitli artistssanatçılar)
55
132000
7000
(Müzik: "Wenlenga" / Çeşitli sanatçılar)
02:34
MostÇoğu of the popularpopüler musicmüzik that we know now
56
139000
3000
Bugün tanıdığımız birçok popüler müziğin
02:37
has a bigbüyük partBölüm of its rootskökleri in WestBatı AfricaAfrika.
57
142000
3000
köklerinin büyük bir bölümü Batı Afrika'dan gelmekte.
02:40
And the musicmüzik there,
58
145000
2000
Ve buradaki müzik,
02:42
I would say, the instrumentsenstrümanlar,
59
147000
2000
enstrümanlar,
02:44
the intricatekarmaşık rhythmsritimleri,
60
149000
2000
karışık ritimler,
02:46
the way it's playedOyunun, the settingayar, the contextbağlam,
61
151000
3000
çalışınış şekilleri, yer ve bağlam,
02:49
it's all perfectmükemmel. It all worksEserleri perfectmükemmel.
62
154000
2000
hepsi mükemmel. Hepsi mükemmel bir uyum içinde.
02:51
The musicmüzik worksEserleri perfectlykusursuzca in that settingayar.
63
156000
3000
Müzik bu çevreyle mükemmel bir uyum içinde.
02:54
There's no bigbüyük roomoda
64
159000
2000
Yankı yapıp ritimleri karıştıracak
02:56
to createyaratmak reverberationyankı and confusekarıştırmayın the rhythmsritimleri.
65
161000
3000
büyük bir oda yok.
02:59
The instrumentsenstrümanlar are loudyüksek sesle enoughyeterli
66
164000
2000
Enstrümanlar amplifikasyon vs. vs. olmadan
03:01
that they can be heardduymuş withoutolmadan amplificationamplifikasyon, etcvb., etcvb.
67
166000
2000
duyulacak kadar yüksek sesliler.
03:03
It's no accidentkaza.
68
168000
2000
Bu bir tesadüf değil.
03:05
It's perfectmükemmel for that particularbelirli contextbağlam.
69
170000
3000
Bu şartlar için mükemmel bir durum.
03:08
And it would be a messdağınıklık
70
173000
2000
Ve bunun gibi bir ortamda
03:10
in a contextbağlam like this. This is a gothicGotik cathedralKatedrali.
71
175000
3000
korkunç olurdu. Burası Gotik bir katedral.
03:13
(MusicMüzik: "SpemSpem In AliumAlium" by ThomasThomas TallisTallis)
72
178000
6000
(Müzik: Thomas Tallis'ten "Spem In Alium")
03:19
In a gothicGotik cathedralKatedrali, this kindtür of musicmüzik is perfectmükemmel.
73
184000
3000
Gotik bir katedralde bu tarz bir müzik harika.
03:25
It doesn't changedeğişiklik keyanahtar, the notesnotlar are long,
74
190000
2000
Perde değişmiyor. Notalar uzun.
03:27
there's almostneredeyse no rhythmritim whatsoeverher ne,
75
192000
3000
Neredeyse hiç ritim yok.
03:32
and the roomoda flattersyağ çekme the musicmüzik.
76
197000
2000
Ve oda müziğe kompliman yapıyor.
03:34
It actuallyaslında improvesgeliştirir it.
77
199000
2000
Hatta onu geliştiriyor.
03:36
This is the roomoda that BachBach
78
201000
2000
Bach bazı bestelerini
03:38
wroteyazdı some of his musicmüzik for. This is the organorgan.
79
203000
3000
bu oda için yapmıştı. Bu kullandığı org.
03:41
It's not as bigbüyük as a gothicGotik cathedralKatedrali,
80
206000
2000
Burası Gotik bir katedral kadar büyük değil,
03:43
so he can writeyazmak things that are a little bitbit more intricatekarmaşık.
81
208000
3000
böylece biraz daha karışık şeyler besteleyebilir.
03:46
He can, very innovativelyyenilikçi,
82
211000
2000
Oldukça yenilikçi bir hareketle
03:48
actuallyaslında changedeğişiklik keysanahtarları
83
213000
2000
ahenki riske atmadan
03:50
withoutolmadan riskingriske hugeKocaman dissonancesdissonances.
84
215000
2000
perdeleri değiştirebilir.
03:52
(MusicMüzik: "FantasiaFantasia On JesuJesu, MeinMein FreundeFreunde" by JohannJohann S. BachBach)
85
217000
8000
(Müzik: Johann S. Bach'tan "Fantasia On Jesu, Mein Freunde")
04:00
This is a little bitbit latersonra.
86
225000
2000
Bu biraz daha sonra geldi.
04:02
This is the kindtür of roomsOdalar that MozartMozart wroteyazdı in.
87
227000
3000
Bu Mozart'ın müzik yazdığı odalar.
04:05
I think we're in like 1770, somewherebir yerde around there.
88
230000
3000
Sanırım 1770'de falan, o civarlarda bir yerdeyiz.
04:08
They're smallerdaha küçük, even lessaz reverberantyankı,
89
233000
2000
Daha küçükler, daha da az yankı var,
04:10
so he can writeyazmak really frillyfırfırlı musicmüzik
90
235000
2000
böylece daha da karmaşık olan
04:12
that's very intricatekarmaşık -- and it worksEserleri.
91
237000
3000
süslü müzik yazabiliyor -- ve bu işe yarıyor.
04:16
(MusicMüzik: "SonataSonata in F," KVKV 13, by WolfgangWolfgang A. MozartMozart)
92
241000
2000
(Müzik: Wolfgang A. Mozart'tan "Sonata in F", KV 13)
04:19
It fitsnöbetleri the roomoda perfectlykusursuzca.
93
244000
2000
Odayla mükemmel bir uyum sağlıyor.
04:25
This is LaLa ScalaScala.
94
250000
2000
Burası La Scala.
04:27
It's around the sameaynı time,
95
252000
2000
Hemen hemen aynı dönemden.
04:29
I think it was builtinşa edilmiş around 1776.
96
254000
2000
Sanırım 1776 civarında yapılmıştı.
04:31
People in the audienceseyirci in these operaopera housesevler, when they were builtinşa edilmiş,
97
256000
3000
Bu operalar ilk yapıldıklarında, seyircilerin arasındaki insanlar
04:34
they used to yellbağırma out to one anotherbir diğeri.
98
259000
2000
birbirleriyle bağırarak konuşurlardı.
04:36
They used to eatyemek, drinkiçki and yellbağırma out to people on the stageevre,
99
261000
3000
Yer, içer ve sahnedeki insanlara bağırırlardı,
04:39
just like they do at CBGB'sCBGB's and placesyerler like that.
100
264000
2000
aynı CBGB ve benzeri yerlerde yaptıkları gibi.
04:41
If they likedsevilen an ariaarya,
101
266000
2000
Bir aryayı beğenirlerse,
04:43
they would hollerkoşa koşa and suggestönermek
102
268000
2000
bağırıp bis olarak çalınmasını
04:45
that it be donetamam again as an encoreistek parça,
103
270000
2000
önerirlerdi;
04:47
not at the endson of the showgöstermek, but immediatelyhemen.
104
272000
3000
üstelik konserin sonunda değil, hemen.
04:50
(LaughterKahkaha)
105
275000
3000
(Gülüşmeler)
04:54
And well, that was an operaopera experiencedeneyim.
106
279000
3000
Ve opera deneyimi buydu.
04:57
This is the operaopera houseev that WagnerWagner builtinşa edilmiş for himselfkendisi.
107
282000
3000
Bu, Wagner'in kendisi için yaptığı opera binası.
05:01
And the sizeboyut of the roomoda is not that bigbüyük.
108
286000
3000
Ve odanın boyu o kadar da büyük değil.
05:04
It's smallerdaha küçük than this.
109
289000
2000
Bundan daha küçük.
05:06
But WagnerWagner madeyapılmış an innovationyenilik.
110
291000
2000
Ama Wagner bir yenilik yaptı.
05:08
He wanted a biggerDaha büyük bandgrup.
111
293000
2000
Daha büyük bir grup istiyordu.
05:10
He wanted a little more bombastsüslü,
112
295000
2000
Biraz daha tumturak istiyordu.
05:12
so he increasedartmış the sizeboyut of the orchestraOrkestra pitçukur
113
297000
2000
Bu yüzden orkestranın yerini büyüttü,
05:14
so he could get more low-enddüşük-uç instrumentsenstrümanlar in there.
114
299000
3000
böylece daha fazla tiz sesli enstrüman koyabilecekti.
05:17
(MusicMüzik: "LohengrinLohengrin / PreludePrelude to ActYasası IIIIII" by RichardRichard WagnerWagner)
115
302000
10000
(Müzik: Richard Wagner'den "Lohengrin / Prelude to Act III")
05:27
Okay.
116
312000
2000
Tamam.
05:30
This is CarnegieCarnegie HallHall.
117
315000
3000
Burası Carnegie Hall.
05:33
ObviouslyBelli ki, this kindtür of thing becameoldu popularpopüler.
118
318000
2000
Elbette bu tür yerler popülerleşti.
05:35
The hallssalonları got biggerDaha büyük. CarnegieCarnegie Hall'sHall'ın fair-sizedFuar ölçekli.
119
320000
3000
Salonlar büyüdü. Carnegie Hall orta boy bir salon.
05:38
It's largerdaha büyük than some of the other symphonySenfoni hallssalonları.
120
323000
3000
Diğer senfoni salonlarından daha büyük.
05:41
And they're a lot more reverberantyankı
121
326000
2000
Ve La Scala'dan çok daha fazla
05:43
than LaLa ScalaScala.
122
328000
2000
yankı yapıyorlar.
05:45
Around the sameaynı,
123
330000
2000
Aynı dönemde,
05:47
accordinggöre to AlexAlex RossRoss who writesyazıyor for the NewYeni YorkerYorker,
124
332000
3000
New Yorker için yazan Alex Ross'a göre,
05:50
this kindtür of rulekural camegeldi into effectEfekt
125
335000
3000
seyircinin sessiz kalması
05:53
that audiencesizleyiciler had to be quietsessiz --
126
338000
2000
zorunlu hale geldi.
05:55
no more eatingyemek yiyor, drinkingiçme and yellingseslenme at the stageevre,
127
340000
2000
Artık konser sırasında yemek, içmek,
05:57
or gossipingdedikodu with one anotherbir diğeri
128
342000
2000
sahneye bağırmak ya da birbiriyle
05:59
duringsırasında the showgöstermek.
129
344000
2000
dedikodu yapmak yoktu.
06:01
They had to be very quietsessiz.
130
346000
2000
Çok sessiz olmak zorundaydılar.
06:03
So those two things combinedkombine meantdemek that
131
348000
2000
Bu iki şeyin birleşimi
06:05
a differentfarklı kindtür of musicmüzik
132
350000
2000
bu tür salonlara daha farklı bir müzik türünün
06:07
workedişlenmiş besten iyi in these kindtür of hallssalonları.
133
352000
3000
daha iyi uyduğu anlamına geldi.
06:10
It meantdemek that there could be extremeaşırı dynamicsdinamik,
134
355000
2000
Daha farklı müzik türlerinde
06:12
whichhangi there weren'tdeğildi in some of these
135
357000
2000
olmayan uç dinamiklerin
06:14
other kindsçeşit of musicmüzik.
136
359000
2000
olabileceği anlamına geldi.
06:16
QuietSessiz partsparçalar could be heardduymuş
137
361000
2000
Dedikodunun ve bağırışların
06:18
that would have been drownedboğuldu out
138
363000
2000
arasında boğulan
06:20
by all the gossipingdedikodu and shoutinghaykırış.
139
365000
2000
sessiz bölümler artık duyulabiliyordu.
06:22
But because of the reverberationyankı
140
367000
2000
Ama Carnegie Hall gibi odalardaki
06:24
in those roomsOdalar like CarnegieCarnegie HallHall,
141
369000
2000
yankı yüzünden
06:26
the musicmüzik had to be maybe a little lessaz rhythmicritmik
142
371000
2000
müzik belki de biraz daha az ritmik
06:28
and a little more texturaldokusal.
143
373000
2000
ve biraz daha yapısal olmak zorundaydı.
06:30
(MusicMüzik: "SymphonySenfoni No. 8 in E FlatDüz MajorBüyük" by GustavGustav MahlerMahler)
144
375000
3000
(Müzik: Gustav Mahler'den "Symphony No. 8 in E Flat Major")
06:33
This is MahlerMahler.
145
378000
2000
Bu Mahler.
06:36
It looksgörünüyor like BobBob DylanDylan, but it's MahlerMahler.
146
381000
2000
Bob Dylan'a benziyor ama Mahler.
06:41
That was Bob'sBob'ın last recordkayıt, yeah.
147
386000
3000
Evet, bu Bob'un son albümüydü.
06:44
(LaughterKahkaha)
148
389000
2000
(Gülüşmeler)
06:47
PopularPopüler musicmüzik, cominggelecek alonguzun bir at the sameaynı time.
149
392000
3000
Aynı zamanda ortaya çıkan popüler müzik.
06:50
This is a jazzcaz bandgrup.
150
395000
2000
Bu bir jaz grubu.
06:52
AccordingAccording to ScottScott JoplinJoplin, the bandsbantları were playingoynama
151
397000
3000
Scott Joplin'e göre gruplar
06:55
on riverboatsnehir and clubskulüpleri.
152
400000
2000
nehir üzerindeki botlarda ve klüplerde çalıyordu.
06:57
Again, it's noisygürültülü. They're playingoynama for dancersdansçılar.
153
402000
2000
Bu müzik de gürültülü. Dansçılar için çalıyorlar.
06:59
There's certainbelli sectionsbölümler of the songşarkı -- the songsşarkılar had differentfarklı sectionsbölümler
154
404000
3000
Şarkının, dansçıların çok sevdikleri
07:02
that the dancersdansçılar really likedsevilen.
155
407000
2000
belli bölümleri vardı (şarkıların farklı bölümleri vardı).
07:04
And they'dgittiklerini say, "PlayOyun that partBölüm again."
156
409000
2000
Ve "O bölümü tekrar çal," derlerdi.
07:06
Well, there's only so manyçok timeszamanlar
157
411000
2000
Eh, şarkının bir bölümünü dansçılar için
07:08
you can playoyun the sameaynı sectionBölüm of a songşarkı over and over again for the dancersdansçılar.
158
413000
3000
tekrar tekrar ancak bir yere kadar çalabilirsiniz.
07:11
So the bandsbantları startedbaşladı to improviseuydurmak newyeni melodiesmelodiler.
159
416000
3000
O yüzden gruplar doğaçlama olarak yeni melodiler yaratmaya başladılar.
07:14
And a newyeni formform of musicmüzik was borndoğmuş.
160
419000
2000
Ve yeni bir müzik türü doğdu.
07:16
(MusicMüzik: "RoyalRoyal GardenBahçe BluesBlues" by W.C. HandyKullanışlı / EthelEthel WatersSular)
161
421000
10000
(Müzik: W.C. Handy ve Ethel Waters'tan "Royal Garden Blues"
07:26
These are playedOyunun mainlyağırlıklı olarak in smallküçük roomsOdalar.
162
431000
3000
Bunlar genelde ufak odalarda çalınıyorlardı.
07:30
People are dancingdans, shoutinghaykırış and drinkingiçme.
163
435000
2000
İnsanlar dans ediyor, bağırıyor ve içiyorlar.
07:32
So the musicmüzik has to be loudyüksek sesle enoughyeterli
164
437000
2000
Bu yüzden müziğin o seslere rağmen
07:34
to be heardduymuş aboveyukarıdaki that.
165
439000
2000
duyulabilecek kadar yüksek seste olması gerekiyor.
07:36
SameAynı thing goesgider truedoğru for -- that's the beginningbaşlangıç of the centuryyüzyıl --
166
441000
3000
Aynı şey --bu yüzyılın başıydı--
07:39
for the wholebütün of 20th-centuryinci yüzyıl popularpopüler musicmüzik,
167
444000
3000
tüm 20. yüzyıl popüler müziği için geçerli,
07:42
whetherolup olmadığını it's rockKaya or LatinLatin musicmüzik or whateverher neyse.
168
447000
2000
rock olsun, Latin müziği olsun, ne olursa olsun.
07:44
[LiveCanlı musicmüzik] doesn't really changedeğişiklik that much.
169
449000
3000
Pek bir fark yok.
07:47
It changesdeğişiklikler about a thirdüçüncü of the way into the 20thinci centuryyüzyıl,
170
452000
3000
20. yüzyılın üçte biri geçtikten sonra,
07:50
when this becameoldu
171
455000
3000
bu en sık kullanılan müzik mekanlarından biri olunca
07:53
one of the primarybirincil venuesmekanları for musicmüzik.
172
458000
3000
değişmeye başladı.
07:56
And this was one way
173
461000
2000
Ve bu, müziği buraya
07:58
that the musicmüzik got there.
174
463000
2000
getiren yollardan biriydi.
08:00
MicrophonesMikrofonlar enabledetkin singersşarkıcılar, in particularbelirli,
175
465000
3000
Mikrofonlar özellikle şarkıcıların
08:03
and musiciansmüzisyenler and composersbesteciler,
176
468000
2000
aynı zamanda müzisyenlerin, bestecilerin
08:05
to completelytamamen changedeğişiklik the kindtür of musicmüzik
177
470000
2000
yazdıkları müzik türünü tamamen
08:07
that they were writingyazı.
178
472000
2000
değiştirebilmelerini sağladı.
08:09
So faruzak, a lot of the stuffşey that was on the radioradyo was livecanlı musicmüzik,
179
474000
3000
Bu zamana kadar radyoda çalanların çoğu canlı müzikti,
08:12
but singersşarkıcılar, like FrankFrank SinatraSinatra,
180
477000
3000
ama Frank Sinatra gibi şarkıcılar
08:15
could use the micmikrofon
181
480000
2000
mikrofonu kullanarak
08:17
and do things
182
482000
2000
mikrofonsuz asla yapamayacakları şeyleri
08:19
that they could never do withoutolmadan a microphonemikrofon.
183
484000
3000
yapabiliyorlardı.
08:22
Other singersşarkıcılar after him
184
487000
2000
Ondan sonra gelen şarkıcılar
08:24
wentgitti even furtherayrıca.
185
489000
2000
daha da ileri gittiler.
08:26
(MusicMüzik: "My FunnyKomik ValentineSevgililer" by ChetChet BakerBaker)
186
491000
7000
(Müzik: Chet Baker'dan "My Funny Valentine")
08:33
This is ChetChet BakerBaker.
187
498000
2000
Bu Chet Baker.
08:35
And this kindtür of thing
188
500000
2000
Ve bu tür şeyler
08:37
would have been impossibleimkansız withoutolmadan a microphonemikrofon.
189
502000
2000
mikrofon olmadan imkânsız olurdu.
08:39
It would have been impossibleimkansız withoutolmadan recordedkaydedilmiş musicmüzik as well.
190
504000
3000
Kayıtlı müzik olmadan da imkânsız olurdu.
08:42
And he's singingşan right into your earkulak.
191
507000
2000
Ve şarkıyı tam kulağınıza söylüyor.
08:44
He's whisperingFısıldayan into your earskulaklar.
192
509000
2000
Kulağınıza fısıldıyor.
08:46
The effectEfekt is just electricelektrik.
193
511000
2000
Bu elektrik yüklü bir efekt.
08:48
It's like the guy is sittingoturma nextSonraki to you,
194
513000
2000
Sanki adam yanınızda oturmuş,
08:50
whisperingFısıldayan who knowsbilir what into your earkulak.
195
515000
3000
kulağınıza kim bilir neler fısıldıyor.
08:55
So at this pointpuan, musicmüzik divergedayrılmaktadır.
196
520000
2000
Bu noktada müzik ayrıldı.
08:57
There's livecanlı musicmüzik,
197
522000
2000
Canlı müzik var
08:59
and there's recordedkaydedilmiş musicmüzik.
198
524000
2000
ve kaydedilmiş müzik var.
09:01
And they no longeruzun have to be exactlykesinlikle the sameaynı.
199
526000
3000
Ve artık tam olarak aynı olmak zorunda değiller.
09:04
Now there's venuesmekanları like this, a discothequediskotek,
200
529000
3000
Şimdi bunun gibi, disko gibi yerler var
09:07
and there's jukeboxesoptik disk kutuları in barsBarlar,
201
532000
2000
ve barlarda müzik kutuları var,
09:09
where you don't even need to have a bandgrup.
202
534000
2000
bu yüzden artık gruplara bile ihtiyaç yok.
09:11
There doesn't need to be any
203
536000
2000
Hiçbir şekilde canlı çalan
09:13
livecanlı performingicra musiciansmüzisyenler whatsoeverher ne,
204
538000
3000
müzisyenlere ihtiyaç yok.
09:16
and the soundses systemssistemler are good.
205
541000
3000
Ve ses sistemleri gayet iyi.
09:19
People beganbaşladı to make musicmüzik
206
544000
2000
İnsanlar özellikle bu diskolar
09:21
specificallyözellikle for discosdiskolar
207
546000
3000
ve bu ses sistemleri için
09:24
and for those soundses systemssistemler.
208
549000
2000
müzik yapmaya başladılar.
09:26
And, as with jazzcaz,
209
551000
3000
Ve jazda olduğu gibi
09:29
the dancersdansçılar likedsevilen certainbelli sectionsbölümler
210
554000
3000
dansçılar bazı bölümleri
09:32
more than they did othersdiğerleri.
211
557000
2000
diğer bölümlerden daha çok sevdiler.
09:34
So the earlyerken hip-hopHip-hop guys would loopdöngü certainbelli sectionsbölümler.
212
559000
3000
Böylece başlarda hip-hop'çular bazı bölümleri sürekli tekrarlarlardı.
09:37
(MusicMüzik: "Rapper'sRapçi'nın DelightZevk" by The SugarhillSugarhill GangÇete)
213
562000
8000
(Müzik: The Sugarhill Gang'den "Rapper's Delight")
09:45
The MCMC would improviseuydurmak lyricsşarkı sözleri
214
570000
2000
Sanatçı şarkı sözlerini doğaçlama olarak yazdı,
09:47
in the sameaynı way that the jazzcaz playersoyuncu would improviseuydurmak melodiesmelodiler.
215
572000
3000
aynı jaz sanatçılarının melodileri uydurdukları gibi.
09:50
And anotherbir diğeri newyeni formform of musicmüzik was borndoğmuş.
216
575000
3000
Ve başka bir yeni müzik türü doğdu.
09:54
LiveCanlı performanceperformans, when it was incrediblyinanılmaz successfulbaşarılı,
217
579000
3000
Canlı performanslar inanılmaz başarılı olduklarında
09:57
endedbitti up in what is probablymuhtemelen, acousticallyAkustik olarak,
218
582000
3000
akustik olarak büyük ithimalle dünyadaki en
10:00
the worsten kötü soundingsondaj venuesmekanları on the planetgezegen:
219
585000
3000
korkunç yere düştüler:
10:03
sportsSpor Dalları stadiumsStadyumlar,
220
588000
2000
stadlar,
10:05
basketballBasketbol arenasArenas and hockeyhokey arenasArenas.
221
590000
3000
basketbol kortları ve hokey arenaları.
10:08
MusiciansMüzisyenler who endedbitti up there did the besten iyi they could.
222
593000
2000
Buraya düşen müzisyenler ellerinden gelenin en iyisini yaptılar.
10:10
They wroteyazdı what is now calleddenilen arenaarena rockKaya,
223
595000
2000
Bugün arena rock'ı adını verdiğimiz şeyi yazdılar,
10:12
whichhangi is medium-speedOrta-İleri balladsballads.
224
597000
2000
yani orta hızda balatlar.
10:14
(MusicMüzik: "I Still Haven'tDeğil FoundBulundu What I'm Looking For" by U2)
225
599000
8000
(Müzik: U2'dan "I Still Haven't Found What I'm Looking For")
10:22
They did the besten iyi they could
226
607000
2000
Burası için yazdıkları düşünülürse
10:24
givenverilmiş that this is what they're writingyazı for.
227
609000
3000
ellerinden gelenin en iyisini yaptılar.
10:27
The temposTempo are mediumorta. It soundssesleri bigbüyük.
228
612000
3000
Tempo orta hızda. Kulağa çok büyük geliyor.
10:30
It's more a socialsosyal situationdurum
229
615000
2000
Müzikal bir durumdan çok
10:32
than a musicalmüzikal situationdurum.
230
617000
2000
sosyal bir durum.
10:34
And in some waysyolları, the musicmüzik
231
619000
2000
Ve bazen burası için
10:36
that they're writingyazı for this placeyer
232
621000
2000
yazdıkları müzik
10:38
worksEserleri perfectlykusursuzca.
233
623000
2000
mükemmel bir şekilde uyuyor.
10:41
So there's more newyeni venuesmekanları.
234
626000
3000
Başka yeni yerler de var.
10:44
One of the newyeni onesolanlar is the automobileotomobil.
235
629000
2000
Bu yeni yerlerden birisi araba.
10:46
I grewbüyüdü up with a radioradyo in a cararaba.
236
631000
2000
Ben arabada radyo varken büyüdüm.
10:48
But now that's evolvedgelişti into something elsebaşka.
237
633000
2000
Ama şimdi bu başka bir şeye dönüştü.
10:50
The cararaba is a wholebütün venuemekan.
238
635000
2000
Araba başlı başına bir mekan.
10:52
(MusicMüzik: "Who U WitZekâ" by Lil'Lil' JonJon & the EastDoğu SideYan BoyzBoyz)
239
637000
5000
(Müzik: Lil' Jon ve the East Side Boyz'dan "Who U Wit")
10:57
The musicmüzik that, I would say, is writtenyazılı
240
642000
3000
Bence arabadaki ses sistemleri
11:00
for automobileotomobil soundses systemssistemler
241
645000
2000
için yazılan müzik
11:02
worksEserleri perfectlykusursuzca on it.
242
647000
2000
oraya mükemmel uyum sağlıyor.
11:04
It mightbelki not be what you want to listen to at home,
243
649000
3000
Bunu evde dinlemek istemeyebilirsiniz
11:07
but it worksEserleri great in the cararaba --
244
652000
2000
ama arabada kulağa çok iyi geliyor --
11:09
has a hugeKocaman frequencySıklık spectrumspektrum,
245
654000
3000
arabanın çok geniş bir frekans spektrumu var,
11:12
you know, bigbüyük bassbas and high-endüst uç
246
657000
2000
hani büyük bas ile daha yüksek ses
11:14
and the voiceses kindtür of stucksıkışmış in the middleorta.
247
659000
3000
ve ses sanki ikisinin arasında sıkışıp kalmış gibi.
11:17
AutomobileOtomobil musicmüzik, you can sharepay with your friendsarkadaşlar.
248
662000
3000
Araba müziğini arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
11:21
There's one other kindtür of newyeni venuemekan,
249
666000
2000
Bir başka yeni yer daha var,
11:23
the privateözel MPMP3 playeroyuncu.
250
668000
3000
özel MP3 çalar.
11:26
PresumablyMuhtemelen, this is just for ChristianHıristiyan musicmüzik.
251
671000
2000
Sanırım bu sadece Hıristiyan müzik için.
11:28
(LaughterKahkaha)
252
673000
3000
(Gülüşmeler)
11:34
And in some waysyolları it's like CarnegieCarnegie HallHall,
253
679000
3000
Ve bazı yönleriyle Carnegie Hall
11:37
or when the audienceseyirci had to hushSessiz ol up,
254
682000
2000
ya da seyircinin sessiz kalması gerektiği zamanlar gibi,
11:39
because you can now hearduymak everyher singletek detaildetay.
255
684000
3000
çünkü şimdi her detayı duyabiliyorsunuz.
11:42
In other waysyolları, it's more like the WestBatı AfricanAfrika musicmüzik
256
687000
2000
Bazı yönleriyle ise daha çok Batı Afrika müziği gibi,
11:44
because if the musicmüzik in an MPMP3 playeroyuncu getsalır too quietsessiz,
257
689000
3000
çünkü MP3 çalardaki müzik çok sessizleşirse
11:47
you turndönüş it up, and the nextSonraki minutedakika,
258
692000
2000
sesini açıyorsunuz ve bir dakika sonra
11:49
your earskulaklar are blastedAllah'ın belası out by a louderyüksek sesle passagegeçit.
259
694000
3000
kulaklarınız daha yüksek sesli bir bölüm yüzünden patlıyor.
11:52
So that doesn't really work.
260
697000
2000
Yani tam olarak işe yaramıyor.
11:54
I think poppop musicmüzik, mainlyağırlıklı olarak,
261
699000
2000
Bence genel olarak pop müziği
11:56
it's writtenyazılı todaybugün,
262
701000
2000
bugün bir açıdan
11:58
to some extentderece, is writtenyazılı for these kindtür of playersoyuncu,
263
703000
3000
bunun gibi aletler için,
12:01
for this kindtür of personalkişisel experiencedeneyim
264
706000
2000
bunun gibi kişisel deneyimler için yazılıyor.
12:03
where you can hearduymak extremeaşırı detaildetay,
265
708000
2000
Burada en ufak ayrıntıları bile duyabiliyorsunuz,
12:05
but the dynamicdinamik doesn't changedeğişiklik that much.
266
710000
3000
ama genel olarak dinamik fazla değişmiyor.
12:08
So I askeddiye sordu myselfkendim:
267
713000
3000
Bu yüzden kendi kendime sordum:
12:11
Okay, is this
268
716000
2000
Peki, bu,
12:13
a modelmodel for creationoluşturma,
269
718000
2000
bu uyum sağlama hali,
12:15
this adaptationadaptasyon that we do?
270
720000
3000
bir şeyler yaratmak için bir yol mu?
12:18
And does it happenolmak anywhereherhangi bir yer elsebaşka?
271
723000
2000
Ve başka yerlerde de gerçekleşiyor mu?
12:20
Well, accordinggöre to DavidDavid AttenboroughAttenborough and some other people,
272
725000
3000
David Attenborough ve diğerlerine göre
12:23
birdskuşlar do it too --
273
728000
2000
kuşlar da bunu yapıyor.
12:25
that the birdskuşlar in the canopygölgelik,
274
730000
3000
Yeşilliğin yoğun olduğu
12:28
where the foliageyeşillik is denseyoğun,
275
733000
2000
gölgeliklerdeki kuşlar,
12:30
theironların callsaramalar tendeğiliminde to be
276
735000
2000
onların ötüşleri
12:32
high-pitchedtiz, shortkısa and repetitivetekrarlayan.
277
737000
3000
tiz, kısa ve tekrarlı oluyor.
12:36
And the birdskuşlar on the floorzemin
278
741000
2000
Ve yerlerdeki kuşların
12:38
tendeğiliminde to have loweralt pitchedmeydan callsaramalar,
279
743000
2000
daha tok bir sesle ötüyorlar,
12:40
so that they don't get distortedbozuk
280
745000
2000
böylece ormanın zemininden yankılandığı zaman
12:42
when they bouncehemen çıkma off the forestorman floorzemin.
281
747000
3000
biçimleri bozulmuyor.
12:45
And birdskuşlar like this SavannahSavannah sparrowSerçe,
282
750000
3000
Ve bu Savannah serçesi gibi kuşların
12:49
they tendeğiliminde to have a buzzinguğultu
283
754000
2000
genelde uğultuya benzer
12:51
(SoundSes clipklips: SavannahSavannah sparrowSerçe songşarkı)
284
756000
2000
(Ses dosyası: Savannah serçesinin şarkısı)
12:53
typetip call.
285
758000
2000
bir ötüşü oluyor.
12:55
And it turnsdönüşler out that
286
760000
3000
Ve bunun gibi bir ses
12:58
a soundses like this
287
763000
2000
ötüşlerini
13:00
is the mostçoğu energyenerji efficientverimli and practicalpratik way
288
765000
3000
tarlalar ve savanalar üzerinden
13:03
to transmitiletmek theironların call
289
768000
3000
iletmek için
13:06
acrosskarşısında the fieldsalanlar and savannahsbozkırlar.
290
771000
3000
enerjik olarak en tasaruflu ve pratik yol.
13:10
Other birdskuşlar, like this tanagertanager,
291
775000
3000
Bu tananger gibi diğer kuşlar da
13:13
have adapteduyarlanmış withiniçinde the sameaynı speciesTürler.
292
778000
3000
aynı tür içinde uyum sağladılar.
13:16
The tanangerTananger on the EastDoğu CoastSahil of the UnitedAmerika StatesBirleşik,
293
781000
2000
Ormanların biraz daha yoğun olduğu
13:18
where the forestsormanlar are a little denserdaha yoğun,
294
783000
2000
Birleşmiş Devletler'in doğu kıyısındaki tanangerin
13:20
has one kindtür of call,
295
785000
2000
bir tür ötüşü var
13:22
and the tanangerTananger on the other sideyan, on the westbatısında
296
787000
3000
ve diğer taraftaki, batıdaki tanangerin
13:25
(SoundSes clipklips: ScarletScarlet tanagertanager songşarkı)
297
790000
2000
(Ses dosyası: Scarlet tananger ötüşü)
13:27
has a differentfarklı kindtür of call.
298
792000
3000
farklı tür bir ötüşü var.
13:30
(SoundSes clipklips: ScarletScarlet tanagertanager songşarkı)
299
795000
3000
(Ses dosyası: Scarlet tanager ötüşü)
13:35
So birdskuşlar do it too.
300
800000
3000
Yani bunu kuşlar da yapıyor.
13:38
And I thought:
301
803000
2000
Ve şöyle düşündüm:
13:40
Well, if this is a modelmodel for creationoluşturma,
302
805000
3000
Eğer bu bir şey yaratmak için bir yolsa,
13:43
if we make musicmüzik,
303
808000
2000
eğer müziği
13:45
primarilyÖncelikle the formform at leasten az,
304
810000
3000
en azından yapısal olarak
13:48
to fituygun these contextsbağlamları,
305
813000
2000
bu mekanlara uydurmak için yapıyorsak
13:50
and if we make artSanat to fituygun gallerygaleri wallsduvarlar or museummüze wallsduvarlar,
306
815000
3000
ve resimleri galeri ya da müze duvarlarına uysun diye yapıyorsak
13:53
and if we writeyazmak softwareyazılım to fituygun existingmevcut operatingişletme systemssistemler,
307
818000
3000
ve yazılımları zaten var olan işletim sistemlerine uysun diye yazıyorsak,
13:58
is that how it worksEserleri?
308
823000
3000
işler böyle mi yürüyor?
14:01
Yeah. I think it's evolutionaryevrimsel.
309
826000
2000
Evet. Bunun evrimsel olduğunu düşünüyorum.
14:03
It's adaptiveadaptif.
310
828000
2000
İntibak edici.
14:05
But the pleasureZevk and the passiontutku and the joysevinç
311
830000
2000
Ama zevk, tutku ve sevinç
14:07
is still there.
312
832000
2000
hâlâ orada.
14:10
This is a reverseters viewgörünüm of things
313
835000
2000
Bu romantik bakış açısının
14:12
from the kindtür of traditionalgeleneksel RomanticRomantik viewgörünüm.
314
837000
2000
tersi.
14:14
The RomanticRomantik viewgörünüm is that
315
839000
2000
Romantik bakış açısına göre
14:16
first comesgeliyor the passiontutku
316
841000
2000
önce tutku geliyor,
14:18
and then the outpouringdökülme of emotionduygu,
317
843000
2000
sonra duyguların taşması
14:20
and then somehowbir şekilde it getsalır shapedbiçimli into something.
318
845000
3000
ve sonra bütün bunlar bir şekil alıyor.
14:23
And I'm sayingsöz,
319
848000
2000
Ve ben,
14:25
well, the passion'stutku 's still there,
320
850000
2000
evet, tutku hâlâ orda,
14:27
but the vesseldamar
321
852000
2000
ama onun içine aktarıldığı ve döküldüğü
14:29
that it's going to be injectedenjekte into and poureddökülmüş into,
322
854000
3000
kap
14:32
that is instinctivelyiçgüdüsel and intuitivelysezgisel
323
857000
2000
içgüdüsel ve sezgisel olarak
14:34
createdoluşturulan first.
324
859000
2000
daha önce yaratılıyor.
14:36
We alreadyzaten know where that passiontutku is going.
325
861000
3000
O tutkunun nereye gideceğini zaten biliyoruz.
14:43
But this conflictfikir ayrılığı of viewsgörünümler is kindtür of interestingilginç.
326
868000
3000
Ama bakış açılarındaki bu çatışma ilginç sayılır.
14:46
The writeryazar,
327
871000
2000
Yazar
14:48
ThomasThomas FrankFrank,
328
873000
2000
Thomas Frank,
14:50
saysdiyor that
329
875000
2000
şöyle diyor,
14:52
this mightbelki be a kindtür of explanationaçıklama
330
877000
2000
bu bazı insanların
14:54
why some votersSeçmenler voteoy
331
879000
2000
neden kendi çıkarlarına karşıt
14:56
againstkarşısında theironların besten iyi interestsilgi,
332
881000
2000
bir şekilde oy verdiğini açıklayabilir,
14:58
that votersSeçmenler, like a lot of us,
333
883000
3000
birçoğumuz gibi, oy veren insanlar
15:01
assumeüstlenmek, that if they hearduymak something that soundssesleri like it's sinceresamimi,
334
886000
3000
kulağa samimi gelen bir şey duyduklarında,
15:04
that it's cominggelecek from the gutbağırsak, that it's passionatetutkulu,
335
889000
2000
içten gelen, tutku dolu bir şey duyduklarında
15:06
that it's more authenticotantik.
336
891000
2000
daha hakiki olduğunu varsayıyorlar.
15:08
And they'llacaklar voteoy for that.
337
893000
2000
Ve bunun için oy veriyorlar.
15:10
So that, if somebodybirisi can fakesahte sinceritysamimiyet,
338
895000
2000
Yani eğer biri samimiymiş gibi gösterebilirse,
15:12
if they can fakesahte passiontutku,
339
897000
3000
tutku doluymuş gibi gösterebilirse,
15:15
they standdurmak a better chanceşans
340
900000
2000
bu şekilde seçilme ihtimalleri
15:17
of beingolmak selectedseçilmiş in that way,
341
902000
3000
artıyor.
15:21
whichhangi seemsgörünüyor a little dangeroustehlikeli.
342
906000
2000
Ve bu biraz tehlikeli gibi.
15:25
I'm sayingsöz the two, the passiontutku, the joysevinç,
343
910000
3000
Ben ikisinin, tutkunun ve sevincin
15:28
are not mutuallykarşılıklı olarak exclusiveözel.
344
913000
2000
sadece birbirlerine özel olmadığını söylüyorum.
15:30
Maybe what the worldDünya needsihtiyaçlar now is for us to realizegerçekleştirmek
345
915000
3000
Belki de dünyanın şu an ihtiyacı olan
15:33
that we are like the birdskuşlar.
346
918000
2000
kuşlar gibi olduğumuzu fark etmemiz.
15:35
We adaptuyarlamak.
347
920000
2000
Uyum sağlıyoruz.
15:37
We singşarkı söyle.
348
922000
2000
Şarkı söylüyoruz.
15:39
And like the birdskuşlar, the joysevinç is still there,
349
924000
2000
Ve kuşlar gibi, hala coşku doluyuz,
15:41
even thoughgerçi we have changeddeğişmiş what we do
350
926000
3000
yaptığımız şeyi mekana uyması için
15:44
to fituygun the contextbağlam.
351
929000
2000
değiştirmiş olsak bile.
15:46
Thank you very much.
352
931000
2000
Çok teşekkürler.
15:48
(ApplauseAlkış)
353
933000
4000
(Alkış)
Translated by Berrak Göçer
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
David Byrne - Musician, artist, writer
David Byrne builds an idiosyncratic world of music, art, writing and film.

Why you should listen

Musician, author, filmmaker, curator, conservationist, digital music theorist, bicycle advocate, urban designer, visual artist, humanist ... David Byrne has many ways of expressing himself -- all of them heartfelt, authentic and thought-provoking.

From his groundbreaking recording career, first with Talking Heads and then as a solo artist and collaborator, to his recent use of digital media to connnect his creations to the world, he has been meshing art and technology to create jaw-dropping, soulful masterpieces that tell a story, and often invoke his audience to create some masterpieces of their own. In a recent art installation, Playing the Building, Byrne transformed an empty building into a musical instrument, and then invited visitors to play it. 

His book Bicycle Diaries is a journal of what he thought and experienced while cycling through the cities of the world. And his 2012 book How Music Works expands on his 2010 TEDTalk to imagine how music is shaped by its time and place. 

In David Byrne's 2010 TEDTalk, the image of CBGB comes from Joseph O. Holmes' CBGB series >>  

More profile about the speaker
David Byrne | Speaker | TED.com