ABOUT THE SPEAKER
Deanna Van Buren - Activist, architect, artist
Deanna Van Buren is an architect who designs spaces for peacemaking, inside and out.

Why you should listen

After practicing as a corporate architect for 12 years, Deanna Van Buren left her job to become an activist architect, and for the past six years she has been designing restorative justice centers instead of prisons in order to end the age of mass incarceration. She's the co-founder and design director of Designing Justice + Designing Spaces, based in Oakland, California. She's also interested in designing virtual spaces for peacemaking and was the lead architect for The Witness.

More profile about the speaker
Deanna Van Buren | Speaker | TED.com
TEDWomen 2017

Deanna Van Buren: What a world without prisons could look like

Deanna Van Buren: Hapishanesiz bir dünya neye benzerdi?

Filmed:
1,065,833 views

Deanna Van Buren, düzeltici adalet merkezleri tasarlıyor. Tasarladıkları ile; suçluluları ayrıştırmaya ve hapsetmeye odaklanan cezalandırıcı bir sistem yerine, suçu ilişkiler bağının kırılması ve adaleti de tüm paydaşların kırılan bu bağı birlikte onarması olarak tanımlıyor. Cezalandırılmış kadın ve erkeklerin görüşlerini ve yardımlarını alan Van Buren, dinamik alanlar tasarlıyor. İnsanlara diyalog ve uzlaşma, iş bulma ve iş eğitimi ve sosyal hizmetler desteği alabilecekleri güvenli ortamlar tasarlıyor. Böylelikle cezalandırıcı bir adalet sisteminden uzakta tutmaya çalışıyor. Van Buren; "Hapishanesiz bir dünya hayal edin ve hapishaneler yerine inşa edebileceklerimiz de bana katılın" çağrısını iletiyor.
- Activist, architect, artist
Deanna Van Buren is an architect who designs spaces for peacemaking, inside and out. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
A lot of people call me
a "justiceadalet architectmimar."
0
825
4809
Pek çok insan beni
adalet mimarı diye adlandırıyor.
00:18
But I don't designdizayn prisonsHapishaneler.
1
6865
1937
Ama ben cezaevleri tasarlamıyorum.
00:21
I don't designdizayn jailshapishanelerinde.
2
9786
1675
Hapishaneler tasarlamıyorum.
00:23
I don't designdizayn detentiongözaltı centersmerkezleri,
and I don't even designdizayn courthousesetmeler.
3
11960
4098
Nezarethaneler ve mahkemeler de
tasarlamıyorum.
00:28
All the sameaynı, I get a call everyher weekhafta,
4
16872
3927
Buna rağmen hep aynı şey oluyor.
Her hafta bir çağrı alıyorum;
00:32
sayingsöz, "OK, but you designdizayn
better prisonsHapishaneler, right?
5
20823
4349
"Tamam, ama siz daha iyi hapishaneler
tasarlamıyor musunuz?" diye
00:37
You know, like those prettygüzel onesolanlar
they're buildingbina in EuropeEurope."
6
25196
2920
soruyorlar."Hani şu Avrupa'da
inşa ettikleri şirin şeyler gibi."
00:40
And I always pauseDuraklat.
7
28450
1738
O an hep duraksıyorum
00:43
And I inviteDavet etmek them,
8
31466
1398
ve onları davet ediyorum
00:45
and I inviteDavet etmek you todaybugün,
9
33586
1575
ve bugün de sizi davet ediyorum;
00:47
to imaginehayal etmek a worldDünya withoutolmadan prisonsHapishaneler.
10
35617
2333
hapishanelerin olmadığı
bir dünya hayal etmeye.
00:51
What does that justiceadalet feel and look like?
11
39101
3301
Adalet nasıl hissettiriyor ve
neye benziyor ?
00:55
What do we need to buildinşa etmek to get there?
12
43751
2335
Adalete ulaşmak için ne inşa etmeliyiz?
00:59
I'd like to showgöstermek you some ideasfikirler todaybugün
of things that we're buildingbina.
13
47673
3722
Bugün sizle, inşa ettiklerimize dair
bazı fikirleri paylaşacağım.
01:03
And I'm going to startbaşlama
with an earlyerken prototypeprototip.
14
51419
2952
Ve erken bir prototiple başlayacağım.
01:06
This I builtinşa edilmiş when I was fivebeş.
15
54395
2158
Bunu beş yaşımdayken inşa etmiştim.
01:08
I call it "the healingşifa hutkulübe."
16
56577
1814
Buna "iyileştiren kulübe" diyorum.
01:11
And I builtinşa edilmiş it after I got
sentgönderilen home from schoolokul
17
59212
3107
Bunu başka bir çocuğun yüzüne
yumruk attığım için
01:14
for punchingDelme this kidçocuk in the faceyüz
because he calleddenilen me the N-wordZ-kelimesi.
18
62343
3670
okuldan eve gönderildiğimde inşa ettim.
Çocuk bana "zenci" demişti
01:18
OK, he deservedhak it.
19
66037
1267
ve yumruğu hak etmişti.
Yine de bu sıkça olan bir şeydi
çünkü ailem,
01:20
It happenedolmuş a lot, thoughgerçi,
20
68427
1840
01:22
because my familyaile had desegregateddesegregated
a whitebeyaz communitytoplum in ruralkırsal VirginiaVirginia.
21
70291
4816
ırk ayrımına son vermek için Virginia
kırsalında beyaz bir toplulukta yaşıyordu.
01:28
And I was really scaredkorkmuş.
22
76093
2340
Gerçekten ürkmüştüm.
01:30
I was afraidkorkmuş.
23
78893
1176
Korkmuştum.
01:32
I was angrykızgın.
24
80498
1150
Kızgındım.
01:34
And so I would runkoş into the forestorman,
and I would buildinşa etmek these little hutskulübe.
25
82325
3419
Koşarak ormana dalıyor
ve bu küçük kulübeleri inşa ediyordum.
01:37
They were madeyapılmış out of twigsçalı çırpı and leavesyapraklar
and blanketsbattaniye I had takenalınmış from my momanne.
26
85768
4326
Dallar, yapraklar ve annemden aldığım
battaniyelerle inşa ediyordum.
01:42
And as the lightışık would streamakım
into my refugesığınak,
27
90776
3318
Güneş ışınları sığınağıma doldukça,
01:47
I would feel at peaceBarış.
28
95284
1466
kendimi huzurlu hissediyordum.
01:51
DespiteRağmen my effortsçabaları to comfortkonfor myselfkendim,
29
99006
2498
Kendimi tüm rahatlatma çabalarıma karşın,
01:53
I still left my communitytoplum
as soonyakında as I could,
30
101528
3089
olabilecek en kısa zamanda
içinde bulunduğum topluluğu terk ederek
01:56
and I wentgitti to architecturemimari schoolokul
31
104641
2023
mimarlık okuluna başladım.
01:58
and then into a professionalprofesyonel careerkariyer
designingtasarım shoppingalışveriş yapmak centersmerkezleri,
32
106688
3670
Ve daha sonra alışveriş merkezleri,
varlıklı aileler için evler
ve ofis binaları
02:02
homesevler for the wealthyzengin
33
110382
1401
02:03
and officeofis buildingsbinalar,
34
111807
1532
tasarladığım
profesyonel bir kariyere başladım.
02:06
untila kadar I steppedbasamaklı into a prisonhapis
for the first time.
35
114454
3203
Ta ki bir hapishaneden içeri adımımı
ilk kez atana kadar.
02:10
It was the ChesterChester StateDevlet
CorrectionalIslah InstitutionKurum in PennsylvaniaPennsylvania.
36
118193
4048
Davet edildiğim yer Pensilvanya'daki
Chester Eyalet Islah Evi'ydi.
02:14
And my friendarkadaş, she inviteddavet me there
37
122265
2066
Beni oraya davet eden arkadaşım,
02:16
to work with some
of her incarceratedhapsedilen studentsöğrencilerin
38
124355
2159
mahkum öğrencilerden bazılarıyla çalışmamı
02:18
and teachöğretmek them about
the positivepozitif powergüç of designdizayn.
39
126538
3399
ve onlara tasarımın
pozitif gücünü anlatmamı istedi.
02:22
The ironyalay is so obviousaçık, right?
40
130704
2068
Çelişki ne kadar açık değil mi?
02:24
As I approachedyaklaştı this concretebeton buildingbina,
these tinyminik little windowspencereler,
41
132796
3456
Beton binaya yaklaştım.
O ince küçük pencereler,
02:28
barbeddikenli wiretel, highyüksek wallsduvarlar,
observationgözlem towerskuleler,
42
136276
3483
dikenli teller, yüksek duvarlar,
gözetleme kuleleri
02:32
and on the insideiçeride,
these coldsoğuk, hardzor spacesalanlarda,
43
140149
3872
ve içeride soğuk, sert alanlar,
02:36
little lightışık or airhava,
44
144450
1850
çok az miktarda ışık veya hava,
02:38
the guardsMuhafızlar are screamingbağıran,
the doorskapılar are clankingtaşımıyorlar,
45
146324
2856
bağıran gardiyanlar, kapanan kapıların
metal sesi,
02:41
there's a wallduvar of cellshücreler filleddolu with
so manyçok blacksiyah and brownkahverengi bodiesbedenler.
46
149204
5257
hücrelerden oluşan bir duvar ve içlerinde
pek çok siyah ve kahverengi beden.
02:47
And I realizedgerçekleştirilen that what I was seeinggörme
47
155257
2857
O an fark ettim ki
02:50
was the endson resultsonuç of our racistırkçı policiespolitikaları
that had causedneden oldu masskitle incarcerationhapsetme.
48
158138
4737
gördüğüm şeyler ırkçı polislerimizin
neden olduğu büyük çaplı mahkumiyetlerdi.
02:55
But as an architectmimar, what I was seeinggörme
49
163641
2674
Ama bir mimar olarak gördüğüm şey ise,
02:58
was how a prisonhapis is the worsten kötü
buildingbina typetip we could have createdoluşturulan
50
166339
3833
hapishanenin; bir insanın
diğerine verdiği zararı gösterecek şekilde
03:02
to addressadres the harmzarar
that we're doing to one anotherbir diğeri.
51
170196
2548
tasarlanabilecek
en kötü bina tipi olduğuydu.
03:06
I thought, "Well, could I designdizayn
an alternativealternatif to this,
52
174085
2633
Şöyle düşündüm:"Pekâlâ buna
alternatif olabilecek ne tasarlayabilirim?
03:08
other than buildingbina a prettierdaha güzel prisonhapis?"
53
176742
2001
Daha şirin bir hapishane mi?"
03:10
It didn't feel good to me;
it still doesn't feel good.
54
178767
2696
Bu düşünce, o zaman da şimdi hâlâ
olduğu gibi bana iyi hissettirmedi.
03:14
But back then, I just
didn't know what to do.
55
182395
2563
O an ne yapacağımı bilmiyordum.
03:17
What do we buildinşa etmek insteadyerine of this?
56
185315
1792
Gördüğümün yerine ne inşa edebilirdim?
03:20
And then I heardduymuş
about restorativerestoratif justiceadalet.
57
188348
2933
Daha sonra düzeltici adalet
kavramını duydum.
03:23
I feltkeçe at peaceBarış again,
58
191840
2126
Tekrar huzurlu hissettim.
03:26
because here was an alternativealternatif systemsistem
59
194632
2826
Çünkü bir suç meydana geldiğinde,
bunu ilişkilerde bir çatlak
03:29
that saysdiyor when a crimesuç is committedtaahhüt,
it is a breachGüvenlik ihlali of relationshipilişki,
60
197482
4681
olarak gören alternatif bir sistem vardı.
03:34
that the needsihtiyaçlar of those
who have been harmedzarar
61
202680
2381
İlişkide zarar görenlerin ihtiyaçları
03:37
mustşart be addressedele first;
62
205085
1880
öncelikli olarak dikkate alınmalı,
03:39
that those who have committedtaahhüt the offensesuç
63
207657
2587
ve suçlamalarda bulunanlar
03:42
have an obligationyükümlülük to make amendsAmends.
64
210268
2356
iyileştirici adımlar atmak zorundaydılar.
03:45
And what they are
are really intenseyoğun dialoguesdiyaloglar,
65
213085
2403
Gerçekten yoğun diyaloglarla tüm etkilenen
03:47
where all stakeholderspaydaşlar come togetherbirlikte
to find a way to repaironarım the breachGüvenlik ihlali.
66
215512
5227
paydaşlar bir araya gelerek ilişkideki
çatlağı onaracak bir yol bulmalıydılar.
03:53
EarlyErken dataveri showsgösterileri that
restorativerestoratif justiceadalet buildskurar empathyempati;
67
221695
3357
Erken veriler, düzeltici adaletin
empati oluşturduğunu,
03:57
that it reducesazaltır violentşiddetli reoffendingreoffending
by up to 75 percentyüzde;
68
225560
3980
bunun da tekrar şiddet eylemine
başvurmayı % 75 oranında azalttığını,
04:02
that it easeshareket hızları PTSDTSSB in survivorsHayatta kalanlar
of the mostçoğu severeşiddetli violenceşiddet.
69
230020
4480
aşırı şiddete maruz kalanlarda PTSD
(travma sonrası stres bozukluğu) ile
mücadeleyi kolaylaştırdığını
ve tüm bu nedenlerden dolayı,
04:06
And because of these reasonsnedenleri,
70
234877
1929
04:08
we see prosecutorsSavcılar and judgesyargıçlar
and districtilçe attorneysAvukatlar
71
236830
2826
bazı savcılar, hakimler
ve bölge savcılarının
04:11
startingbaşlangıç to divertaktarma casesvakalar out of courtmahkeme
and into restorativerestoratif justiceadalet
72
239680
3572
davaları mahkeme dışında düzeltici adalete
yönlendirdiklerini görüyoruz.
04:15
so that some people never
touchdokunma the systemsistem altogethertamamen.
73
243276
3380
Böylece bazı suçlular sisteme
bir daha hiç girmiyorlar.
04:19
And so I thought, "Well, damnLanet olsun --
why aren'tdeğil we designingtasarım for this systemsistem?"
74
247141
3572
"Pekâlâ o zaman neden böyle bir sistemi
tasarlamıyorlar?" diye düşündüm.
04:22
(ApplauseAlkış)
75
250737
1262
(Alkışlar)
04:24
InsteadBunun yerine of buildingbina prisonsHapishaneler,
76
252023
2499
Hapishaneler inşa etmek yerine,
04:26
we should be buildingbina spacesalanlarda
to amplifyyükseltmek restorativerestoratif justiceadalet.
77
254546
3448
düzeltici adaleti güçlendirici
alanlar oluşturmalıyız.
04:30
And so I startedbaşladı in schoolsokullar,
78
258870
2278
Ve okullardan başladım,
04:33
because suspensionssüspansiyonlar and expulsionsAtımı
79
261791
3238
çünkü okuldan uzaklaştırma ve atılma
04:37
have been fuelingyakıt the pathwaypatika
to prisonhapis for decadeson yıllar.
80
265053
3287
onlarca yıldır hapse giden yolun
ilk adımları olmuş.
04:40
And manyçok schoolokul districtsİlçeler --
probablymuhtemelen some of your ownkendi --
81
268953
2887
Ve belki sizlerinki de dâhil olmak üzere
pek çok bölge okulu
04:43
are turningdöndürme to restorativerestoratif justiceadalet
as an alternativealternatif.
82
271864
3006
bir alternatif olarak
düzeltici adalete yöneliyor.
04:48
So, my first projectproje -- I just turneddönük
this dirtykirli little storagedepolama roomoda
83
276125
3476
İlk projem; lisede
depo alanı olarak kullanılan
04:51
into a peacemakingBarış roomoda
for a programprogram in a highyüksek schoolokul
84
279625
3754
çok kirli bir odayı huzurlu bir odaya
dönüştürmek oldu.
04:55
in my hometownMemleket of OaklandOakland.
85
283403
1800
Bu oda, benim büyüdüğüm Oakland'da.
04:57
And after we were donetamam, the directoryönetmen said
86
285860
3198
Bittiğinde, lisenin müdürü
05:01
that the circlesçevreler
she was holdingtutma in this spaceuzay
87
289082
2588
bu odada oluşan diyalog dairelerinin
05:03
were more powerfulgüçlü in bringinggetiren
the communitytoplum togetherbirlikte
88
291694
2999
okuldaki kavgalardan ve toplumdaki
silahlı şiddet olaylarından
05:06
after fightingkavga at schoolokul
and guntabanca violenceşiddet in the communitytoplum,
89
294717
3571
sonra insanları bir araya getirmek için
çok güçlendirici olduğunu söyledi.
05:10
and that studentsöğrencilerin and teachersöğretmenler
startedbaşladı to come here
90
298673
3063
Öğrenciler ve öğretmenler burayı sadece
05:13
just because they saw it
as a spaceuzay of refugesığınak.
91
301760
2667
bir sığınak olarak gördükleri için
gelmeye başladılar.
05:17
So what was happeningolay is that the spaceuzay
was amplifyingyükseltecek the effectsetkileri of the processsüreç.
92
305434
5411
Yeni yapılan mekânın kendisi sürecin
daha da etkili işlemesine neden oldu.
05:24
OK, then I did something
that architectsmimarlar always do, y'allHepiniz.
93
312290
4402
Daha sonra mimarların hep yaptığı
bir şeyi yaptım.
05:29
I was like, I'm going to buildinşa etmek
something massivemasif now, right?
94
317323
3548
Şimdi daha büyük bir şey
inşa etmeliydim, tamam mı?
05:32
I'm going to buildinşa etmek the world'sDünyanın en first
restorativerestoratif justiceadalet centermerkez all by myselfkendim.
95
320895
4784
Dünyanın ilk düzeltici adalet merkezini
tek başıma inşa edecektim.
05:38
And it's going to be
a beautifulgüzel figureşekil on the skylineufuk çizgisi,
96
326173
3015
Ve o, gökyüzünde
çok güzel bir figür olacaktı,
tıpkı bir gece parlayan
bir işaret fişeği gibi.
05:41
like a beaconBeacon in the night.
97
329212
1825
05:43
ThousandsBinlerce of people will come here
insteadyerine of going to courtmahkeme.
98
331061
3873
Binlerce insan
mahkeme yerine buraya geleceklerdi.
05:46
I will single-handedlytek başına
endson masskitle incarcerationhapsetme
99
334958
2746
Tek başıma
kitlelerin mahkum edilmesini bitirecektim
05:49
and winkazanmak lots of designdizayn awardsödülleri.
100
337728
2227
ve pek çok tasarım ödülü alacaktım.
05:51
(LaughterKahkaha)
101
339979
2773
(Kahkaha)
05:54
And then I checkedkontrol myselfkendim --
102
342776
1553
Daha sonra kendime geldim.
05:56
(LaughterKahkaha)
103
344353
1462
(Gülüşmeler)
05:57
because here'sburada the dealanlaştık mı:
104
345839
1427
Çünkü tablo şuydu:
06:00
we are incarceratinggözaltının more
of our citizensvatandaşlar perbaşına capitadüşen
105
348014
3509
Dünyadaki tüm ülkelerden
daha fazla olacak şekilde
06:03
than any countryülke in the worldDünya.
106
351547
1609
kişi başına düşen
mahkum sayısına sahiptik.
06:05
And the fastest-growinghızlı büyüyen
populationnüfus there are blacksiyah womenkadınlar.
107
353180
3278
Mahkumlar arasında en hızlı büyüyen
nüfus ise siyahi kadınlar.
06:08
Ninety-fiveDoksan beş percentyüzde
of all these folksarkadaşlar are cominggelecek home.
108
356966
3635
Bu kişilerin % 95'i eve dönüyor.
06:13
And mostçoğu of them are survivorsHayatta kalanlar of severeşiddetli
sexualcinsel, physicalfiziksel and emotionalduygusal abusetaciz.
109
361530
6401
Ve çoğu cinsel, fiziksel veya duygusal
istismarın kurbanı oluyor.
06:20
They have literallyharfi harfine been
on bothher ikisi de sidestaraf of the harmzarar.
110
368323
2547
Tam anlamıyla iki tarafta da
hasar görmüş durumdalar.
06:23
So I thought, uh, maybe I should asksormak them
111
371577
2373
Sonra düşündüm, belki de
onlara sormalıydım:
06:25
what we should buildinşa etmek insteadyerine of prisonsHapishaneler.
112
373974
2238
Hapishaneler yerine ne inşa edelim?
06:29
So I returnediade with
a restorativerestoratif justiceadalet expertuzman,
113
377317
4198
Düzeltici adalette uzman
bir kişiye ulaştım
06:33
and we startedbaşladı to runkoş
the country'sülkenin first designdizayn studiosStudios
114
381539
3104
ve mahkum olmuş kadınlarla erkekleri de
dâhil ederek
06:36
with incarceratedhapsedilen menerkekler and womenkadınlar
115
384667
1870
düzeltici adalet ve tasarımın birleştiği
06:38
around the intersectionkesişim
of restorativerestoratif justiceadalet and designdizayn.
116
386561
3046
ülkenin ilk düzeltici adalet alanlarını
dizayn ettik.
06:42
And it was transformativedönüştürücü for me.
117
390069
1580
Benim için gerçekten
dönüşüm geçirten bir deneyimdi.
06:43
I saw all these people behindarkasında wallsduvarlar
in a totallybütünüyle differentfarklı way.
118
391673
4407
Duvarların arkasındaki kişileri
tamamen farklı bir şekilde görüyordum.
06:48
These were soulsruhlar deeplyderinden committedtaahhüt
to theironların personalkişisel transformationdönüşüm
119
396998
3786
Bu kişiler ruhlarını kendi kişisel
dönüşümlerine adamış
06:52
and beingolmak accountablesorumlu.
120
400808
1466
ve güvenilir kişiler
olmaya çalışıyorlardı.
06:54
They were creativeyaratıcı, they were visionarydüşsel.
121
402602
2734
Yaratıcı ve vizyonerlerdi.
06:58
DannyDanny is one of those soulsruhlar.
122
406490
1953
Danny, bu ruha sahip kişilerden biri.
07:01
He's been incarceratedhapsedilen
at SanSan QuentinQuentin for 27 yearsyıl
123
409039
4832
San Quentin'de 27 yıla mahkum olmuş
07:05
for takingalma a life at the ageyaş of 21.
124
413895
2662
çünkü 21 yaşındayken birini öldürmüş.
07:09
From the very beginningbaşlangıç,
125
417474
1619
En başından itibaren,
07:11
he's been focusedodaklı
on beingolmak accountablesorumlu for that actdavranmak
126
419117
2968
bu hareket için güvenilir olmaya
ve parmaklıkların
07:14
and doing his besten iyi to make amendsAmends
from behindarkasında barsBarlar.
127
422109
2850
arkasından elinden gelen
en iyi katkıyı vermeye odaklandı.
07:18
He broughtgetirdi that work into a designdizayn
for a communitytoplum centermerkez
128
426458
5921
Çabasını, barış ve iyilik hâli sağlayacak
07:24
for reconciliationmutabakat and wellnessSağlık.
129
432403
2133
bir toplum merkezi tasarımı için harcadı.
07:27
It was a beautifulgüzel designdizayn, right?
130
435449
1676
Güzel bir tasarım, değil mi?
07:29
So it's this greenyeşil campuskampus
filleddolu with these circulardairesel structuresyapıları
131
437149
3428
Tasarımı kurban ve suçlunun
diyalog kurduğu dairesel yapılar
07:32
for victimkurban and offendersuçlu dialoguediyalog.
132
440601
1857
içeren yeşil bir kampüs alanı.
07:35
And when he presentedsunulan the projectproje to me,
133
443149
2515
Projeyi bana ilk sunduğunda,
07:37
he startedbaşladı cryingağlıyor.
134
445688
1427
ağlamaya başladı.
07:40
He said, "After beingolmak in the brutalityvahşeti
of SanSan QuentinQuentin for so long,
135
448133
5439
Dedi ki "San Quentin'in acımasız ortamında
o kadar uzun süre kaldıktan sonra,
07:45
we don't think reconciliationmutabakat will happenolmak.
136
453596
2624
uzlaşının tekrar mümkün olmadığını
düşünüyordum."
07:49
This designdizayn is for a placeyer that fulfillsyerine getirir
the promisesöz vermek of restorativerestoratif justiceadalet.
137
457611
4221
"Bu tasarım düzeltici bir adaletin mümkün
olabileceği bir yere dair umut veriyor."
07:55
And it feelshissediyor closeryakın now."
138
463331
1600
"Ve şimdi buna daha yakın hissediyorum."
07:58
I know for a factgerçek
139
466720
2936
Şu bir gerçek ki;
08:01
that just the visualizationgörüntüleme of spacesalanlarda
for restorativerestoratif justiceadalet and healingşifa
140
469680
4270
düzeltici adalet ve iyileşme için
alanları görsel kılmak
08:05
are transformativedönüştürücü.
141
473974
1159
başlıbaşına dönüşümü sağlıyor.
08:07
I've seengörüldü it in our workshopsatölyeler
over and over again.
142
475157
2523
Yaptığımız çalıştaylarda
defalarca bunu gördüm.
08:09
But I think we know that just visualizinggörselleştirme
these spacesalanlarda is not enoughyeterli.
143
477704
3754
Ama sadece bu alanları
görselleştirmenin yetmediğini,
08:13
We have to buildinşa etmek them.
144
481482
1671
onları inşa etmenin gerektiğini biliyorum.
08:16
And so I startedbaşladı to look
for justiceadalet innovatorsyenilikçiler.
145
484188
3267
Ve adalet yenilikçilerini
aramaya başladım.
08:20
They are not easykolay to find.
146
488131
2139
Onlar bulunması kolay kişiler değil.
08:22
But I foundbulunan one.
147
490732
1206
Ama bir tanesini buldum.
08:24
I foundbulunan the CenterMerkezi for CourtMahkeme InnovationYenilik.
148
492544
2303
Yenilikçi Mahkeme Merkezi'ni keşfettim.
08:27
They were bringinggetiren NativeYerli AmericanAmerikan
peacemakingBarış practicesuygulamaları
149
495641
2953
Bu merkez doğal Amerikan barıştırma
(arabuluculuk) yöntemlerini
08:30
into a non-NativeYerel olmayan communitytoplum
150
498618
1753
doğuştan Amerikan olmayanlarla
tanıştırıyor.
08:32
for the very first time
in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
151
500395
2603
Bu, Birleşik Devletler'de
ilk kez yapılıyor.
08:35
And I approachedyaklaştı them, and I said,
152
503022
2039
Onlara yaklaştım ve şöyle dedim:
08:37
"OK, well, as you setset up your processsüreç,
153
505085
2960
"Tamam, siz sürecinizi başlatırken
ben de onlarla
08:40
could I work with the communitytoplum
to designdizayn a peacemakingBarış centermerkez?"
154
508069
3794
bir barış merkezi tasarlamak
için çalışabilir miyim?"
08:45
And they said yes.
155
513179
1827
Ve evet dediler.
08:47
Thank God, because
I had no backupyedek to these guys.
156
515030
3333
Tanrıya şükür, çünkü bu merkez dışında
ikinci olarak gidebileceğim kimse yoktu.
08:51
And so, in the NearYakın: WestsideBatı Yakası
of SyracuseSyracuse, NewYeni YorkYork,
157
519466
3698
Ve New York, Syracuse Near Westside'da
08:55
we startedbaşladı to runkoş designdizayn workshopsatölyeler
with the communitytoplum
158
523188
3691
tasarım çalıştayları başlattık.
08:58
to bothher ikisi de locatebulun and reenvisionreenvision
an oldeski drugilaç houseev
159
526903
3301
Eskiden,
uyuşturucu kullanma mekânı olan bir evi
09:02
to be a peacemakingBarış centermerkez.
160
530228
1867
bir barış merkezine dönüştürmeye başladık.
09:04
The NearYakın: WestsideBatı Yakası
PeacemakingBarış ProjectProje is completetamamlayınız.
161
532537
3215
Near Westside Barış Merkezi projesi
tamamlandı.
09:07
And they are alreadyzaten runningkoşu
over 80 circlesçevreler a yearyıl,
162
535776
2444
Ve yılda hemen hemen
80 çember buluşması gerçekleşiyor.
09:10
with a very interestingilginç outcomesonuç,
163
538244
2181
Merkezin çok ilginç bir çıktısı,
09:12
and that it is the spaceuzay itselfkendisi
164
540449
1669
sadece fiziksel mekân bile
09:14
that's convincinginandırıcı people
to engagetutmak in peacemakingBarış
165
542142
2405
çoğu insanı hayatlarında ilk kez
09:16
for the very first time in theironların liveshayatları.
166
544571
2023
barış için katkı vermeye ikna ediyor.
09:19
IsabelIsabel and her daughterkız evlat are some
of those communitytoplum membersüyeler.
167
547807
3111
Isabel ve kızı bu topluluğun bir parçası.
09:22
And they had been referredsevk to peacemakingBarış
168
550942
2667
Merkeze yönlendirilme nedenleri;
09:25
to healiyileşmek theironların relationshipilişki
after a historytarih of familyaile abusetaciz,
169
553633
3650
aile içi istismar, cinsel istismar gibi
hem aile içi
09:29
sexualcinsel abusetaciz
170
557307
1359
hem de toplumla olan
09:30
and other issuessorunlar that they'dgittiklerini been havingsahip olan
in theironların ownkendi familyaile
171
558690
2826
sorunlarının yarattığı aile içi iletişim
09:33
and the communitytoplum.
172
561540
1226
sorunlarının çözümü.
09:35
And, you know, IsabelIsabel didn't want
to do peacemakingBarış.
173
563133
2627
Ve biliyor musunuz Isabel bu sürece
dâhil olmak istemedi.
09:37
She was like, "This is just
like going to courtmahkeme.
174
565784
2285
Tepkileri: "Tıpkı mahkemeye gitmek gibi"
09:40
What is this peacemakingBarış stuffşey?"
175
568093
1563
"Bu barıştırma işi ne?" şeklindeydi.
09:41
But when she showedgösterdi up,
176
569680
2096
Ama merkeze geldiğinde,
09:43
she was stressedvurguladı, she was anxiousendişeli.
177
571800
2269
stresli ve gergindi.
09:46
But when she got in,
she kindtür of lookedbaktı around,
178
574093
2588
Ama içeriye girdiğinde etrafa
şöyle bir bakındı ve
09:48
and she settledyerleşik in.
179
576705
1348
sakinleşerek oturdu.
09:50
And she turneddönük
to the coordinatorKoordinatörü and said,
180
578639
2137
Ve koordinatöre dönerek :
09:53
"I feel comfortablerahat here -- at easekolaylaştırmak.
181
581446
2880
"Burada zorlanmadan rahat hissediyorum.
09:57
It's homeyev gibi."
182
585410
1170
Evi andırıyor." dedi.
10:00
IsabelIsabel and her daughterkız evlat
madeyapılmış a decisionkarar that day
183
588720
2247
Isabel ve kızı o gün;
10:02
to engagetutmak and completetamamlayınız
the peacemakingBarış processsüreç.
184
590991
2792
barış merkezi sürecinin adanmış birer
parçası olmaya karar verdiler.
10:05
And todaybugün, theironların relationshipilişki
is transformeddönüştürülmüş;
185
593807
3008
Ve bugün ilişkileri bir dönüşüm geçiriyor.
10:08
they're doing really well
and they're healingşifa.
186
596839
2199
Gerçekten çok iyi gidiyorlar
ve iyileşiyorlar.
10:12
So after this projectproje,
I didn't go into a thing
187
600955
2375
Bu projeden sonra,
şu eski fikrimden vazgeçtim:
10:15
where I'm going to make a hugeKocaman
peacemakingBarış centermerkez.
188
603354
2347
"Büyük bir barış merkezi inşa etmek."
10:17
I did want to have peacemakingBarış
centersmerkezleri in everyher communitytoplum.
189
605725
4297
Onun yerine her topluluk için
bir barış merkezi inşa etmek istiyordum.
10:22
But then a newyeni ideaFikir emergedortaya.
190
610847
1979
Fakat aklımda yeni bir düşünce oluştu.
10:25
I was doing a workshopatölye
in SantaNoel Baba RitaRita JailHapis in CaliforniaCalifornia,
191
613744
4453
California Santa Rita Hapishanesi'nde
bir çalıştaydaydım,
10:30
and one of our incarceratedhapsedilen
designerstasarımcılar, DougDoug, said,
192
618221
3745
tasarımda görevli mahkumlardan
biri olan Doug:
10:33
"Yeah, you know, repairingonarma the harmzarar,
gettingalma back on my feetayaklar, healingşifa --
193
621990
3421
"Evet, biliyorsun, bu hasarı iyileştirmek,
ayaklarımın üstünde durabilmek, iyileşmek
10:37
really importantönemli.
194
625435
1316
gerçekten önemli.
10:38
But the realitygerçeklik is, DeannaDeanna,
when I get home,
195
626775
2444
Ama gerçek şu ki Deanna, eve döndüğümde
10:41
I don't have anywhereherhangi bir yer to go.
196
629243
2421
gidecek hiçbir yerim yok.
10:43
I have no job -- who'skim going to hirekiralama me?
197
631688
2230
Bir işim yok - kim beni işe alır?
10:45
I'm just going to endson up back here."
198
633942
1744
Ben sonunda tekrar
buraya geri döneceğim."dedi.
10:47
And you know what, he's right,
199
635710
1700
Ve biliyor musunuz, haklıydı.
10:49
because 60 to 75 percentyüzde of those
returningdönen to theironların communitiestopluluklar
200
637434
4222
Çünkü topluma geri dönen
mahkumların % 60 ila 75'i
10:53
will be unemployedişsiz
a yearyıl after theironların releaseserbest bırakmak.
201
641680
3238
hapisten çıkmalarının ardından
1 yıl boyunca iş bulamayacaklar.
10:57
We alsoAyrıca know, if you can't meetkarşılamak
your basictemel economicekonomik needsihtiyaçlar,
202
645315
3627
Ve biliyoruz ki, eğer temel ekonomik
ihtiyaçlarınızı karşılayamazsanız,
11:00
you're going to commitişlemek crimesuç --
203
648966
1497
suç işleyeceksiniz.
11:02
any of us would do that.
204
650487
1356
Çoğumuz öyle yapardık.
11:05
So insteadyerine of buildingbina prisonsHapishaneler,
205
653173
3666
Bu yüzden hapishaneler inşa etmek yerine,
11:08
what we could buildinşa etmek are spacesalanlarda
for job trainingEğitim and entrepreneurshipGirişimcilik.
206
656863
4611
girişimcilik, meslek edindirme merkezleri
inşa etmeliyiz.
11:13
These are spacesalanlarda for what we call
"restorativerestoratif economicsekonomi bilimi."
207
661498
3157
Bu yerlere "dönüştürücü ekonomi"
alanları diyoruz.
11:17
LocatedYer alan in EastDoğu OaklandOakland, CaliforniaCalifornia,
208
665387
2865
California, East Oakland'a kurulmuş olan
11:20
"RestoreGeri yükleme OaklandOakland" will be
the countryülke’s first centermerkez
209
668276
2770
"Dönüştüren Oakland" ülkenin
11:23
for restorativerestoratif justiceadalet
and restorativerestoratif economicsekonomi bilimi.
210
671070
2594
ilk dönüştüren adalet ve ekonomi
merkezi olacak.
11:25
(ApplauseAlkış)
211
673688
6040
(Alkışlar)
Peki o zaman ne yapacağımızı söyleyeyim.
11:31
So here'sburada what we're going to do.
212
679752
1603
11:33
We're going to gutbağırsak this buildingbina
and turndönüş it into threeüç things.
213
681379
3206
Bu yeri ele alıp üç şeye dönüştüreceğiz:
11:36
First, a restaurantrestoran calleddenilen "ColorsRenkler,"
214
684609
2278
Birincisi: "Renkler" adında bir restoran;
11:38
that will breakkırılma the racialırk dividebölmek
in the restaurantrestoran industrysanayi
215
686911
2849
ırksal ayrımcılığı restoran endüstrisinde
ortadan kaldıracak,
11:41
by trainingEğitim low-wagedüşük ücretli restaurantrestoran workersişçiler
216
689784
2000
düşük ücretli restoran
çalışanlarını eğiterek yaşayabilecekleri
11:43
to get living-wageyaşam-ücret jobsMeslekler in fine diningyemek.
217
691808
1944
ücret elde edebilecekleri
iş imkanlarına sahip olmalarını sağlayacak
11:45
It does not mattermadde if you have
a criminaladli recordkayıt or not.
218
693776
2674
Herhangi bir suç kaydınız olup olmadığı
bir şey ifade etmeyecek.
11:48
On the secondikinci floorzemin,
we have brightparlak, openaçık, airyhavadar spacesalanlarda
219
696839
3675
İkinci katta; aydınlık, açık, havadar
alanlarımız olacak.
11:52
to supportdestek a constellationtakımyıldızı
of activisteylemci organizationsorganizasyonlar
220
700538
3167
Bu alan toplum kuruluşlarının
buluşma yeri olacak.
11:55
to amplifyyükseltmek theironların cryağlamak
of "HealthcareSağlık Not HandcuffsKelepçe,"
221
703729
3435
"Kelepçe değil sağlık hizmeti" ve
"Bir insan hakkı olarak barınma",
11:59
and "HousingKonut as a humaninsan right."
222
707188
1590
gibi talepleri dile getirecekler.
12:01
And thirdüçüncü, the county'sİlçenin first
dedicatedadanmış spaceuzay for restorativerestoratif justiceadalet,
223
709276
5492
Ve üçüncüsü, ülkenin ilk adanmış
düzeltici adalet merkezi;
12:06
filleddolu with naturedoğa, colorrenk,
texturedoku and spacesalanlarda of refugesığınak
224
714792
3587
doğal, renkli bir dokuya sahip
sığınma alanları.
12:10
to supportdestek the dialoguesdiyaloglar here.
225
718403
1928
Burada diyaloglar desteklenecek.
12:12
This projectproje breakssonları groundzemin
in just two monthsay.
226
720804
2634
Bu proje iki ay içinde hayata geçiyor.
Ve bunu çoğaltmak için planlarımız var;
12:15
And we have plansplanları to replicatetekrarlamak it
227
723820
1602
12:17
in WashingtonWashington D.C., DetroitDetroit,
NewYeni YorkYork and NewYeni OrleansOrleans.
228
725446
3516
Washington'da, Detroit'te, New York'ta
ve New Orleans'ta.
12:20
(ApplauseAlkış)
229
728986
5438
(Alkışlar)
12:30
So you've seengörüldü two things
we can buildinşa etmek insteadyerine of prisonsHapishaneler.
230
738609
3071
Gördüğünüz gibi hapishaneler yerine
iki şey inşa edebiliriz.
12:33
And look, the pricefiyat pointpuan is better.
231
741704
2524
Ve bakın maliyet olarak da avantajlı.
12:36
For one jailhapis, we can buildinşa etmek
30 restorativerestoratif justiceadalet centersmerkezleri.
232
744252
4600
Bir hapishane yerine 30 tane
düzeltici adalet merkezi inşa edebiliriz.
12:40
(ApplauseAlkış)
233
748876
1480
(Alkışlar)
12:42
That is a better use of your taxvergi dollarsdolar.
234
750380
2586
Bu ödediğiniz vergiler için de daha iyi.
12:45
So I want to buildinşa etmek all of these.
235
753982
2133
Evet, bunların hepsini
inşa etmek istiyorum.
12:48
But buildingbina buildingsbinalar
is a really heavyağır liftasansör.
236
756712
2419
Ama bunları inşa etmek ağır bir yük.
12:51
It takes time.
237
759155
1150
Zaman alıyor.
12:53
And what was happeningolay
in the communitiestopluluklar that I was servingservis
238
761188
2873
Ve ne oluyor biliyor musunuz?
Hizmet verdiğim topluluklar,
12:56
is we were losingkaybetme people everyher weekhafta
to guntabanca violenceşiddet and masskitle incarcerationhapsetme.
239
764085
4733
her hafta silahlı şiddete ve
mahkumiyetlere bağlı insan kaybediyorlar.
13:01
We neededgerekli to serveservis more people and fasterDaha hızlı
and keep them out of the systemsistem.
240
769521
4203
Bu döngüden uzak tutmak için; daha çok
kişiye hızlı hizmet götürmemiz gerekiyor.
13:06
And a newyeni ideaFikir emergedortaya from the communitytoplum,
241
774720
2587
Ve bu noktada topluluktan
yeni bir fikir çıktı.
13:09
one that was a lot lighterçakmak on its feetayaklar.
242
777331
2600
Daha basit kendi ayakları üzerinde
duran bir fikir.
13:12
InsteadBunun yerine of buildingbina prisonsHapishaneler,
we could buildinşa etmek villagesköyler on wheelstekerlekler.
243
780918
3925
Hapishaneler inşa etmek yerine,
tekerlekli köyler inşa edebiliriz.
13:18
It's calleddenilen the Pop-UpAçılır pencere ResourceKaynak VillageKöyü,
244
786640
2579
Hareketli Kaynak Köyleri.
13:21
and it bringsgetiriyor an entiretüm
constellationtakımyıldızı of resourceskaynaklar
245
789243
2873
Tüm kaynakları bir araya toplayan
13:24
to isolatedyalıtılmış communitiestopluluklar
in the greaterbüyük SanSan FranciscoFrancisco areaalan,
246
792140
3207
San Francisco'nun daha geniş bölgesindeki
izole topluluklara ulaşan,
13:27
includingdahil olmak üzere mobileseyyar medicaltıbbi,
socialsosyal servicesHizmetler and pop-upaniden belirmek shopsdükkanlar.
247
795371
3595
mobil tıbbi, sosyal servisler ile
dükkânlar içeren bir köy.
13:32
And so what we're doing now
248
800022
1356
Ve şimdi yaptığımız şey,
13:33
is we're buildingbina this wholebütün villageköy
with the communitytoplum,
249
801402
2762
bu köyü tüm destek verenlerle
inşa ediyoruz.
13:36
startingbaşlangıç with transformingdönüştürme municipalbelediyeye ait busesotobüsler
into classroomsderslik on wheelstekerlekler
250
804188
4865
Belediyeye ait otobüsleri
tekerlekli sınıflara dönüştürüyoruz.
13:41
that bringgetirmek GEDGED and highyüksek schoolokul
educationEğitim acrosskarşısında turfçim lineshatlar.
251
809077
3905
Genel Yetenek Sınavı ve lise eğitimine
yönelik dersler veriyoruz.
13:45
(ApplauseAlkış)
252
813006
1151
(Alkışlar)
13:46
We will serveservis thousandsbinlerce
of more studentsöğrencilerin with this.
253
814181
2893
Bununla binlerce öğrenciye ulaşacağız.
13:49
We're creatingoluşturma mobileseyyar spacesalanlarda of refugesığınak
254
817581
2211
Mobil sığınaklar yaratarak
gecenin bir yarısı hapisten tahliye olan
ve en kırılgan anında olan kadınlara
13:51
for womenkadınlar releasedyayınlandı from jailhapis
in the middleorta of the night,
255
819816
2643
13:54
at theironların mostçoğu vulnerablesavunmasız.
256
822483
1317
yaşam alanı sağlıyoruz.
13:56
NextSonraki summeryaz, the villageköy will launchbaşlatmak,
and it popsPOP'ları up everyher singletek weekhafta,
257
824246
3863
Gelecek yaz köy hayata geçiyor
ve her hafta bir başka
14:00
expandinggenişleyen to more and more
communitiestopluluklar as it goesgider.
258
828133
3211
topluluğa giderek daha da genişliyor.
14:04
So look out for it.
259
832077
1278
Onu bekleyin.
14:05
(ApplauseAlkış)
260
833379
5008
(Alkışlar)
14:10
So what do we buildinşa etmek insteadyerine of prisonsHapishaneler?
261
838411
2766
O zaman hapishaneler yerine
ne inşa edelim?
14:13
We'veBiz ettik lookedbaktı at threeüç things:
262
841807
1532
Üç şeye baktık:
14:15
peacemakingBarış centersmerkezleri,
263
843363
1420
barış merkezleri,
14:16
centersmerkezleri for restorativerestoratif justiceadalet
and restorativerestoratif economicsekonomi bilimi
264
844807
3405
düzeltici adalet ve ekonomi merkezleri
14:20
and pop-upaniden belirmek villagesköyler.
265
848236
1333
ve hareketli köyler.
14:23
But I'm tellingsöylüyorum you,
I have a listliste a milemil long.
266
851038
3396
Ama size söylüyorum,
elimde bir mil uzunluğunda bir liste var.
14:27
This is customizedözelleştirilmiş housingKonut for youthgençlik
transitioninggeçiş out of fosterbeslemek carebakım.
267
855403
3587
Koruyucu aileden sonra geçiş döneminde
gençler için barındırma projesi,
14:31
These are reentryiniş centersmerkezleri for womenkadınlar
to reuniteyeniden birleştirme with theironların childrençocuklar.
268
859014
3277
kadınların ayrıldıkları çocukları ile
bir araya gelecekleri birleşme merkezleri,
14:34
These are spacesalanlarda
for survivorsHayatta kalanlar of violenceşiddet.
269
862315
2934
şiddet mağdurları için alanlar,
14:37
These are spacesalanlarda
that addressadres the rootkök causesnedenleri
270
865807
3127
çoğu mahkumiyetlerin kökündeki
nedenlerini
14:40
of masskitle incarcerationhapsetme.
271
868958
1611
hedefleyen alanlar.
14:42
And not a singletek one of them
is a jailhapis or a prisonhapis.
272
870593
3904
Tek bir tanesi bile nezarethane
veya hapishane değil.
14:48
ActivistEylemci, philosopherfilozof, writeryazar
CornelKenan WestBatı saysdiyor
273
876300
4222
Aktivist, filozof ve yazar
Cornel West diyor ki;
14:53
that "JusticeAdalet is what love
looksgörünüyor like in publichalka açık."
274
881363
2571
"Adalet, toplumda
sevginin nasıl göründüğüdür".
14:56
So with this in mindus,
I asksormak you one more time
275
884871
4420
Bunu aklınızda
tutarak sizleri
15:01
to imaginehayal etmek a worldDünya withoutolmadan prisonsHapishaneler,
276
889315
2698
hapishanelerin olmadığı
bir dünya hayal etmeye
15:05
and joinkatılmak me in creatingoluşturma all the things
that we could buildinşa etmek insteadyerine.
277
893038
3674
ve yerine inşa edebileceğimiz şeyleri
birlikte oluşturmaya davet ediyorum
15:09
Thank you.
278
897545
1151
Teşekkür ederim.
15:10
(ApplauseAlkış)
279
898720
6893
(Alkışlar)
Translated by Özgür Özdilsiz
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Deanna Van Buren - Activist, architect, artist
Deanna Van Buren is an architect who designs spaces for peacemaking, inside and out.

Why you should listen

After practicing as a corporate architect for 12 years, Deanna Van Buren left her job to become an activist architect, and for the past six years she has been designing restorative justice centers instead of prisons in order to end the age of mass incarceration. She's the co-founder and design director of Designing Justice + Designing Spaces, based in Oakland, California. She's also interested in designing virtual spaces for peacemaking and was the lead architect for The Witness.

More profile about the speaker
Deanna Van Buren | Speaker | TED.com