ABOUT THE SPEAKER
Eve Abrams - Audio documentarian
Eve Abrams makes radio stories, mostly about her adopted hometown, New Orleans.

Why you should listen

Eve Abrams is an award-winning radio producer, writer, audio documentarian and educator. She produces the audio project Unprisoned, piloted through AIR’s Finding America initiative, which tells how mass incarceration affects people serving time outside and investigates why Louisiana is the world’s per-capita incarceration capital. Unprisoned received a Gabriel Award and was a 2017 Peabody Finalist. Abrams's 2015 documentary Along Saint Claude chronicles 300 years of change in New Orleans and received an Edward R. Murrow award. Her project Documenting Preservation Hall was exhibited at the Louisiana State Museum and became a book.

Abrams's writing appears in Unfathomable City: A New Orleans Atlas, Fourth Genre and Louisiana Cultural Vistas, and her radio works can be heard on a host of national programs including "Morning Edition" and "Reveal." Abrams is a Robert Rauschenberg Foundation Artist as Activist Fellow. She has been teaching for 25 years and currently teaches for the Society for Relief of Destitute Orphan Boys.

 

More profile about the speaker
Eve Abrams | Speaker | TED.com
TEDWomen 2017

Eve Abrams: The human stories behind mass incarceration

Eve Abrams: Kitlesel hapsin ardındaki hikayeler

Filmed:
967,055 views

Belgeselci Eve Abrams, ABD'nin dünyadaki diğer ülkelere kıyasla daha çok insan hapsettiğini söylüyor. Bunların yüzde 1 ile 4'ü arasındakiler ise muhtemelen masum. Bu da çoğu Afro- Amerikalı olmak üzere 87.000 ağabey, abla, anne ve babanın nedensizce ailelerinden koparılması, yaşam ve hayallerinin beklemeye alınması demek. Hapsedilen insan ve aileleriyle yaptığı görüşmelerdeki ses kayıtlarını kullanarak kitlesel hapisten etkilenenlerin dokunaklı hikayelerini paylaşan Abrams, bizleri kitlesel hapse karşı durmaya ve adaletin herkese hizmet etmesi için çabalamaya davet ediyor.
- Audio documentarian
Eve Abrams makes radio stories, mostly about her adopted hometown, New Orleans. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
I have never been arrestedtutuklandı,
0
869
2085
Hiç tutuklanmadım.
00:14
never spentharcanmış a night in jailhapis,
1
2978
1863
Hapishanede bir gece geçirmedim.
00:16
never had a lovedsevilen one
thrownatılmış into the back of a squadkadrosu cararaba
2
4865
3821
Sevdiğim biri hiç
devriye arabasının arkasına atılmadı
00:20
or behindarkasında barsBarlar,
3
8710
1656
ya da parmaklıkların arkasına.
00:22
or be at the mercymerhamet of a scarykorkutucu,
confusingkafa karıştırıcı systemsistem
4
10390
4437
Korkunç, karışık bir sistemin
insafına bırakılmadım.
00:26
that at besten iyi seesgörür them with indifferencekayıtsızlık,
5
14851
3050
En iyi ihtimalle onlara kayıtsız kalacak,
en kötü onları canavar
00:29
and at worsten kötü as monstrouskorkunç.
6
17925
1833
gibi görecek bir sistem.
00:32
The UnitedAmerika StatesBirleşik of AmericaAmerika lockskilitler up
more people than any other nationulus
7
20459
3770
ABD diğer ülkelere kıyasla
daha fazla insan
00:36
on the planetgezegen,
8
24253
1407
hapsediyor.
00:37
and LouisianaLouisiana is our biggesten büyük incarceratordoğal.
9
25684
2907
Louisiana bu konuda ilk sırada.
00:41
MostÇoğu of you are probablymuhtemelen like me --
10
29295
2882
Çoğunuz muhtemelen benim gibi
00:44
luckyşanslı.
11
32201
1151
şanslı.
00:45
The closestEn yakın we get to crimesuç and punishmentceza
is likelymuhtemelen what we see on TVTV.
12
33376
4161
Suç ve cezaya en fazla televizyonda
izlediklerimizle yaklaşıyoruz.
00:50
While makingyapma "UnprisonedUnprisoned,"
13
38102
1331
"Unprisoned"ı yaratırken
00:51
I metmet a womankadın who used to be like us --
14
39457
2302
eskiden bizim gibi olan
bir kadınla tanıştım.
00:53
SheilaSheila PhippsPhipps.
15
41783
1150
Sheila Phipps.
00:55
(RecordingKayıt) SheilaSheila PhippsPhipps:
Before my sonoğul wentgitti to jailhapis,
16
43572
2532
(Kayıt) Sheila Phipps:
Oğlum hapse girmeden önce
00:58
I used to see people be on televisiontelevizyon,
17
46128
1980
televizyonda insanlar görürdüm,
01:00
fightingkavga, sayingsöz, "Oh, this personkişi
didn't do it and this personkişi is innocentmasum."
18
48132
3789
tartışıp,"Bu insan bunu yapmadı,
bu kişi masum" diyen.
01:03
And you know, you snubkalkık them
or you dismissgörevden them,
19
51945
2714
Onları ya küçümsüyoruz
ya da ciddiye almıyoruz,
01:06
and like, "Yeah, whateverher neyse."
20
54683
2020
"Neyse ne" diyoruz.
01:08
Don't get me wrongyanlış,
21
56727
1151
Yanlış anlamayın,
01:09
there's a lot of people
who deservehak etmek to be in prisonhapis.
22
57902
2504
hapiste olmayı hak eden çok insan var.
01:12
There's a lot of criminalssuçlular out here.
23
60430
1820
Dışarıda çok suçlu var.
01:14
But there are a lot of innocentmasum
people that's in jailhapis.
24
62274
3199
Ama hapiste masum pek çok insan var.
01:18
EAEA: Sheila'sSheila'nın sonoğul, McKinleyMcKinley,
is one of those innocentmasum people.
25
66436
3267
EA: Sheila'nın oğlu McKinley
o masum insanlardan biri.
01:21
He servedhizmet 17 yearsyıl of a 30-year-yıl sentencecümle
on a manslaughteradam öldürme chargeşarj etmek.
26
69727
4860
30 yıllık adam öldürme cezasının
17 yılını tamamladı.
01:26
He had no previousönceki convictionsmahkumiyet,
27
74611
1799
Önceden sabıkası yoktu.
01:28
there was no forensicadli
evidencekanıt in the casedurum.
28
76434
2578
Davada adli delil yoktu.
01:31
He was convictedsuçlu solelySadece
on the basistemel of eyewitnessgörgü tanığı testimonytanıklık,
29
79036
4111
Sadece görgü tanığının ifadesine
dayanılarak suçlu bulundu.
01:35
and decadeson yıllar of researchAraştırma have showngösterilen
30
83171
2159
Yıllarca yapılan araştırmalara göre,
01:37
that eyewitnessgörgü tanığı testimonytanıklık
isn't as reliabledürüst
31
85354
2872
görgü tanıklarının ifadeleri
01:40
as we oncebir Zamanlar believedinanılır it to be.
32
88250
1900
sanıldığı kadar güvenilir değil.
01:42
ScientistsBilim adamları say that memorybellek isn't precisekesin.
33
90750
2944
Bilim adamları hafızanın
kusursuz olmadığını söylüyor.
01:46
It's lessaz like playingoynama back a videovideo,
34
94120
2431
Hafıza bir videoyu geriye sarmak
gibi değildir,
01:48
and more like puttingkoyarak togetherbirlikte a puzzlebulmaca.
35
96575
2451
daha çok yapboz parçalarını
birleştirmeye benzer.
01:51
SinceBeri 1989, when DNADNA testingtest yapmak
was first used to freeücretsiz innocentmasum people,
36
99997
5492
Masum insanları serbest bırakmak için
DNA testinin kullanıldığı 1989'dan beri
01:57
over 70 percentyüzde of overturneddevrik convictionsmahkumiyet
were basedmerkezli on eyewitnessgörgü tanığı testimonytanıklık.
37
105513
5449
bozulmuş mahkumiyetlerin %70'inden
fazlası, görgü tanığı ifadesine dayalıydı.
02:03
Last yearyıl,
38
111784
1306
Geçen yıl,
02:05
the districtilçe attorneyavukat whosekimin officeofis
prosecuteddava McKinley'sMcKinley'nın casedurum
39
113114
3879
McKinley'nin davasından sorumlu
Bölge Savcısı,
02:09
was convictedsuçlu of unrelatedilgisiz
corruptionbozulma chargesücretleri.
40
117017
3486
bu davayla alakası olmayan şikayetlerle
yolsuzluktan hüküm giydi.
02:12
When this districtilçe attorneyavukat
of 30 yearsyıl steppedbasamaklı down,
41
120930
3835
Bu 30 yıllık savcı istifa ettiğinde,
02:16
the eyewitnessesGörgü tanıkları
from McKinley'sMcKinley'nın casedurum camegeldi forwardileri
42
124789
2928
McKinley'in davasındaki görgü tanıkları
ortaya çıktı
02:19
and said that they had been pressuredbasınçlı
into testifyingtanıklık by the districtilçe attorneysAvukatlar,
43
127741
4459
ve ifade vermeleri için savcılar
tarafından baskı gördüklerini,
02:24
pressurebasınç whichhangi includeddahil
the threattehdit of jailhapis time.
44
132224
2881
bu baskının hapse atılma tehdidini de
içerdiğini söylediler.
02:27
DespiteRağmen this, McKinleyMcKinley is still in prisonhapis.
45
135465
2927
Buna rağmen McKinley hala hapiste.
02:31
(RecordingKayıt) SPSP: Before this happenedolmuş,
46
139099
1882
(Kayıt) SP: Bu olay olmadan önce,
02:33
I never would'veolurdu thought it.
47
141005
1456
bu olanları
hiç düşünmezdim.
02:34
And well, I guesstahmin it's hardzor
for me to imaginehayal etmek
48
142485
3630
Ancak oğlumun başına gelmeden
02:38
that these things is going on, you know,
49
146139
2556
böyle şeylerin yaşandığına inanmak
02:40
untila kadar this happenedolmuş to my sonoğul.
50
148719
2253
benim için zordu sanırım.
02:43
It really openedaçıldı my eyesgözleri.
51
151504
1640
Bu olay gerçekten gözlerimi açtı.
02:45
It really, really openedaçıldı my eyesgözleri.
52
153618
2450
Gerçekten ama gerçekten gözlerimi açtı.
02:48
I ain'tdeğil gonna lieYalan to you.
53
156092
1454
Yalan söylemiyorum.
02:50
EAEA: EstimatesTahminleri of how manyçok innocentmasum
people are lockedkilitli up
54
158850
3113
EA: Hapiste olan masum insan sayısının
02:53
rangemenzil betweenarasında one and fourdört percentyüzde,
55
161987
2690
yüzde 1 ila 4 arasında olduğu
tahmin ediliyor.
02:56
whichhangi maybe doesn't soundses like a lot,
56
164701
2006
Çokmuş gibi gözükmeyebilir
02:58
exceptdışında that it amountsmiktarlar
to around 87,000 people:
57
166731
4185
ama bu yaklaşık 87.000 insan demek:
03:02
mothersanneler, fathersbabalar, sonsoğulları lockedkilitli up,
58
170940
3374
çoğu zaman on yıllar boyu
03:06
oftensık sık for decadeson yıllar,
59
174338
1349
işlemedikleri suçlar için
hapsedilmiş
03:07
for crimessuçları they did not commitişlemek.
60
175711
2206
anne, baba ve oğullar.
03:09
And that's not even countingsayma
the roughlykabaca halfyarım a millionmilyon people
61
177941
3072
Ki bunlara, bir hiç uğruna mahkum edilen
ve suçsuz olduğu varsayılan
03:13
who have been convictedsuçlu of nothing --
62
181037
2232
ama fakir olduğu için kefaretle çıkamayan,
03:15
those presumedolduğu tahmin innocentmasum,
63
183293
1873
bu nedenle parmaklıklar ardında
03:17
but who are too poorfakir to bailKefalet out of jailhapis
64
185190
2833
haftalar ayları kovalarken
03:20
and thereforebu nedenle sitoturmak behindarkasında barsBarlar
for weekshaftalar uponüzerine monthsay,
65
188047
3859
mahkemeye çıkmayı ya da
daha büyük olasılıkla
dışarı çıkabilmek için
savunma yapmayı bekleyen
03:23
waitingbekleme for theironların casedurum to come to trialDeneme --
66
191930
2169
03:26
or much more likelymuhtemelen,
67
194123
1681
yaklaşık yarım milyon insan
03:27
waitingbekleme to take a pleaSavunma just to get out.
68
195828
2356
dahil değil.
03:30
All of those people
have familyaile on the outsidedışında.
69
198736
3123
Bütün bu insanların dışarıda
bir ailesi var.
03:35
(RecordingKayıt) KortneyKortney WilliamsWilliams: My brothererkek kardeş
missedcevapsız my highyüksek schoolokul graduationMezuniyet
70
203089
3429
(Kayıt) Kortney Williams: Erkek kardeşim
lise mezuniyetini kaçırdı,
çünkü bir gece öncesinde
03:38
because the night before,
71
206542
1251
03:39
he wentgitti to jailhapis.
72
207817
1501
hapse girdi.
03:41
My brothererkek kardeş missedcevapsız my birthdaydoğum günü dinnerakşam yemegi
73
209342
2245
Kardeşim doğum günü yemeğimi kaçırdı,
03:43
because that day, actuallyaslında,
he wentgitti to jailhapis.
74
211611
2977
çünkü aslında tam da o gün
hapse girdi.
03:47
My brothererkek kardeş missedcevapsız his ownkendi birthdaydoğum günü dinnerakşam yemegi
75
215306
2840
Kardeşim kendi doğum günü
yemeğini kaçırdı,
03:50
because he was in the wrongyanlış placeyer
at the wrongyanlış time.
76
218170
2459
çünkü yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
03:52
(RecordingKayıt) EAEA: So all these timeszamanlar
when he endedbitti up going to jailhapis,
77
220653
3096
(Kayıt) EA: Hapse atıldığı
tüm bu zamanlarda
03:55
were chargesücretleri pressedpreslenmiş
or did he just get takenalınmış to jailhapis?
78
223773
2524
şikayetçi olundu mu
yoksa sadece hapse mi atıldı?
03:58
KWKW: The chargesücretleri would be pressedpreslenmiş
79
226321
1551
KW: Şikayet ediliyor
03:59
and it would have a bondbağ postedgönderildi,
80
227896
3026
ve kefalet ödeniyor,
04:02
then the chargesücretleri will get droppeddüştü ...
81
230946
1967
sonra suçlamalar kanıt olmadığı için
04:04
because there was no evidencekanıt.
82
232937
1454
düşürülüyor...
04:07
EAEA: I metmet KortneyKortney WilliamsWilliams
when I wentgitti to her collegekolej classroomsınıf
83
235248
2954
EA: Kortney Williams ile
"Unprisoned" hakkında konuştuğum
04:10
to talk about "UnprisonedUnprisoned."
84
238226
1491
sınıfta tanıştım.
04:11
She endedbitti up interviewinggörüşme her auntteyze,
TroylynnTroylynn RobertsonRobertson,
85
239741
3395
O da bir bölüm için teyzesi
Troylynn Roberston ile
04:15
for an episodeBölüm.
86
243160
1150
bir röportaj yaptı.
04:17
(RecordingKayıt) KWKW: With everything
that you wentgitti throughvasitasiyla
87
245231
2478
(Kayıt) KW: Çocuklarınla yaşadığın
onca şeyden sonra,
04:19
with your childrençocuklar,
88
247733
1151
04:20
what is any advicetavsiye that you would give me
89
248908
1982
çocuğum olsaydı
04:22
if I had any kidsçocuklar?
90
250914
1909
bana ne tavsiye ederdin?
04:25
(RecordingKayıt) TroylynnTroylynn RoberstonRoberston:
I would tell you when you have them,
91
253827
3231
(Kayıt) Troylynn Roberston: Sana derdim ki
onlara sahip olunca
04:29
you know the first thing
that will initiallybaşlangıçta come to mindus is love
92
257082
3056
aklına gelecek ilk şey sevgi
04:32
and protectionkoruma,
93
260162
1972
ve koruma olacak,
04:34
but I would tell you,
94
262158
1496
ama sana derdim ki,
04:35
even much with the protectionkoruma
to raiseyükseltmek them
95
263678
3088
onları yetiştirirken
ne kadar korursan koru
04:38
with knowledgebilgi of the judicialyargı systemsistem --
96
266790
3706
onlara adalet sistemini de öğret --
04:42
you know, we always tell our kidsçocuklar
about the boogeymanÖcü adam,
97
270520
3580
hani çocuklarımıza öcülerden bahsederiz ya
04:46
the badkötü people, who to watch out for,
98
274124
2993
dikkat etmeleri gereken kötü adamlardan
04:49
but we don't teachöğretmek them
how to watch out for the judicialyargı systemsistem.
99
277141
3928
ama onlara adalet sistemine
dikkat etmeleri gerektiğini öğretmiyoruz.
04:54
EAEA: Because of the way
our criminaladli legalyasal systemsistem
100
282364
2667
EA: Adalet sistemimizin orantısız şekilde
04:57
disproportionatelyorantısız targetshedefler
people of colorrenk,
101
285055
2636
beyaz olmayanları hedef alması nedeniyle
04:59
it's not uncommonnadir for younggenç people
like KortneyKortney to know about it.
102
287715
3293
Kortney gibi genç insanların bu konuyu
bilmeleri doğal.
05:03
When I startedbaşladı going into highyüksek schoolsokullar
to talk to studentsöğrencilerin about "UnprisonedUnprisoned,"
103
291494
3842
Liselere "Unprisoned" hakkında konuşmak
için gitmeye başladığımda
05:07
I foundbulunan that roughlykabaca one-thirdüçte bir
of the younggenç people I spokekonuştu with
104
295360
3493
konuştuğum genç insanların
neredeyse 3'te 1'inin
05:10
had a lovedsevilen one behindarkasında barsBarlar.
105
298877
1886
bir tanıdığının
hapiste olduğunu gördüm.
05:13
(RecordingKayıt) GirlKız: The hardestEn zor partBölüm
is like findingbulgu out where he's at,
106
301504
3239
(Kayıt) Genç kız: Bulması en zor şeyler;
nerede olduğu
05:16
or like, when his courtmahkeme datetarih is.
107
304767
1601
veya duruşma tarihi.
05:18
GirlKız: Yeah, he wentgitti to jailhapis
on my first birthdaydoğum günü.
108
306759
2718
Genç kız: Evet, ilk doğum günümde
hapse girdi.
05:22
GirlKız: My dadbaba worksEserleri as a guardbekçi.
109
310415
2003
Genç kız: Babam gardiyan olarak çalışıyor.
05:24
He saw my uncleamca dayı in jailhapis.
110
312442
1528
Amcamı hapiste görmüş.
05:26
He's in there for life.
111
314527
1216
Amcam ömür boyu orada.
05:28
EAEA: AccordingAccording to the AnnieAnnie E.
CaseyCasey FoundationVakfı,
112
316434
2669
EA: Casey Vakfından Annie E.'ye göre
05:31
the numbernumara of younggenç people with a fatherbaba
incarceratedhapsedilen rosegül 500 percentyüzde
113
319127
5853
babası hapiste olan gençlerin sayısı
1980 ve 2000 yılları arasında
05:37
betweenarasında 1980 and 2000.
114
325004
2814
yüzde 500 arttı.
05:40
Over fivebeş millionmilyon of today'sbugünkü childrençocuklar
will see a parentebeveyn incarceratedhapsedilen
115
328449
3907
Bugünkü çocukların 5 milyondan fazlası
çocukluklarının bir bölümünde
05:44
at some pointpuan in theironların childhoodsÇocukluk.
116
332380
1942
ebeveynlerinin hapse girdiğini görecek.
05:46
But this numbernumara disproportionatelyorantısız
affectsetkiler AfricanAfrika AmericanAmerikan childrençocuklar.
117
334798
4523
Bu sayı orantısız olarak Afro-Amerikalı
çocukları etkiliyor.
05:52
By the time they reachulaşmak the ageyaş of 14,
118
340252
2691
14 yaşında olduklarında
05:54
one in fourdört blacksiyah childrençocuklar
will see theironların dadbaba go off to prisonhapis.
119
342967
3773
4 siyahi çocuktan biri babasının
hapse girdiğini görecek.
05:59
That's comparedkarşılaştırıldığında to a rateoran
of one in 30 for whitebeyaz childrençocuklar.
120
347198
3394
Buna kıyasla beyaz çocuklarda
bu oran 30 çocukta bir.
06:03
One keyanahtar factorfaktör determiningbelirleyen the futuregelecek
successbaşarı of bothher ikisi de inmatesMahkumlar and theironların childrençocuklar
121
351191
5078
Mahkum ve çocuklarının gelecekteki
başarısını belirleyen en önemli faktör
06:08
is whetherolup olmadığını they can maintainsürdürmek tieskravatlar
duringsırasında the parent'sebeveynin incarcerationhapsetme,
122
356293
4349
ebeveynin mahkumiyeti boyunca
bağları koparmamaları,
06:12
but prisoners'mahkûm phonetelefon callsaramalar home
can costmaliyet 20 to 30 timeszamanlar more
123
360666
4343
ama bir mahkumun telefon görüşmesi
sıradan telefon görüşmelerine kıyasla
06:17
than regulardüzenli phonetelefon callsaramalar,
124
365033
1853
20 ila 30 kat daha pahalı,
06:18
so manyçok familiesaileleri
keep in touchdokunma throughvasitasiyla lettersharfler.
125
366910
3207
dolayısıyla pek çok aile
mektupla iletişim kuruyor.
06:23
(RecordingKayıt: LetterMektup beingolmak unfoldedgelişeceğini)
126
371172
2185
(Kayıt: Mektup zarftan çıkarılıyor)
06:25
AnissaAnissa ChristmasNoel: DearSevgili bigbüyük brothererkek kardeş,
127
373381
2207
Anissa Christmas: Sevgili ağabey,
06:27
I'm makingyapma that bigbüyük 16 this yearyıl, LOLLOL.
128
375612
1831
Bu sene büyük 16 yaş partimi veriyorum.
06:29
GuessSanırım I'm not a babybebek anymoreartık.
129
377934
1659
Galiba artık bir bebek değilim.
06:31
You still takingalma me to promBalo?
130
379617
1609
Baloda kavalyem olacak mısın?
06:33
I really missbayan you.
131
381250
1249
Seni çok özlüyorum.
06:34
You're the only guy
that kepttuttu it realgerçek with me.
132
382523
2212
Bana samimi olan tek adam
sensin.
06:37
I wishdilek you were here so I can ventHavalandırma to you.
133
385485
2617
Keşke burada olsaydın da
sana yüz yüze söyleyebilseydim.
06:40
So much has happenedolmuş sincedan beri
the last time I seengörüldü you.
134
388695
2591
Seni son gördüğümden beri
pek çok şey oldu.
06:44
(VoiceSes breakingkırma up) I have some good newshaber.
135
392847
2062
(Ağlamaklı olur) Güzel haberlerim var.
06:46
I wonwon first placeyer in the scienceBilim fairadil.
136
394933
1833
Bilim fuarında birinci oldum.
06:48
I'm a geekinek.
137
396790
1191
Tam bir ineğim.
06:50
We're going to regionalsBölge Yarışması,
can't you believe it?
138
398005
2266
Bölgesel yarışmaya gideceğiz
inanabiliyor musun?
06:52
HighYüksek schoolokul is going by superSüper fasthızlı.
139
400295
2175
Lise çok hızlı geçiyor.
06:54
In lessaz than two yearsyıl,
140
402893
1178
2 yıldan az bir zamanda
06:56
I hopeumut you'llEğer olacak be ableyapabilmek to see me
walkyürümek acrosskarşısında the stageevre.
141
404095
2614
umarım beni sahnede izleyebileceksin.
06:59
I thought to writeyazmak to you
because I know it's boringsıkıcı in there.
142
407413
2905
Sana yazmayı düşündüm,
çünkü oranın sıkıcı olduğunu biliyorum.
07:02
I want to put a smilegülümseme on your faceyüz.
143
410342
1712
Yüzünü güldürmek istiyorum.
07:05
AnissaAnissa wroteyazdı these lettersharfler to her brothererkek kardeş
144
413799
2278
Anissa bu mektupları lise 2'deyken
07:08
when she was a sophomoreikinci sınıf öğrencisi in highyüksek schoolokul.
145
416101
2222
ağabeyine yazdı.
07:10
She keepstutar the lettersharfler he writesyazıyor to her
tuckedsıkışmış into the frameçerçeve
146
418347
2931
Ağabeyinin ona yazdığı mektupları
yatak odasındaki aynanın
07:13
of her bedroomyatak odası mirrorayna,
147
421302
1178
kenarına sıkıştırmış,
07:14
and readsokur them over and over again.
148
422504
2039
tekrar tekrar okuyor.
07:17
I'd like to think
that there's a good reasonneden
149
425004
2113
Anissa'nın ağabeyinin hapiste olmasının
07:19
why Anissa'sAnissa'nın brothererkek kardeş is lockedkilitli up.
150
427141
2378
iyi bir nedeni olduğunu düşünmek
isterdim.
07:21
We all want the wheelstekerlekler of justiceadalet
to properlyuygun şekilde turndönüş,
151
429543
4057
Hepimiz adaletin çarklarının düzgün
dönmesini isteriz,
07:25
but we're cominggelecek to understandanlama
152
433624
1808
ancak okulda öğrendiğimz ideallerin
07:27
that the loftyYüce idealsidealleri we learnedbilgili
in schoolokul look really differentfarklı
153
435456
3524
ulusumuzun hapis, nezarethane ve
mahkeme salonlarında
07:31
in our nation'snationâ €™ s prisonsHapishaneler
and jailshapishanelerinde and courtroomsMahkeme salonları.
154
439004
3333
bambaşka olduğunu anlamaya başlıyoruz.
07:34
(RecordingKayıt) DannyDanny EngelbergEngelberg: You walkyürümek
into that courtroomMahkeme and you're just --
155
442943
3573
(Kayıt) Danny Engelberg: Mahkeme salonuna
giriyorsunuz ve --
07:38
I've been doing this for a quiteoldukça a while,
and it still catchesyakalar your breathnefes.
156
446540
3533
bunu bir süredir yapıyorum buna rağmen
hala şaşırıyorum.
07:42
You're like, "There are so manyçok
people of colorrenk here,"
157
450097
2538
"Burada beyaz olmayan bir sürü
insan var" diyorum,
07:44
and yethenüz I know that the cityŞehir is not
madeyapılmış up of 90 percentyüzde AfricanAfrika AmericansAmerikalılar,
158
452659
4970
buna rağmen şehrin yüzde 90'ının
Afro-Amerikalı olmadığını biliyorum,
07:49
so why is it that 90 percentyüzde
of the people who are in orangePortakal
159
457653
3496
o zaman neden turuncu kıyafetin
içindekilerin yüzde 90'ı
07:53
are AfricanAfrika AmericanAmerikan?
160
461173
1151
Afro-Amerikalı?
07:54
(RecordingKayıt) EAEA: PublicKamu defenderDefans DannyDanny
EngelbergEngelberg isn't the only one noticingfark
161
462348
3559
(Kayıt) EA: Kamu avukatı Danny Engelberg
herhangi bir mahkemedeki
07:57
how manyçok blacksiyah people
are in municipalbelediyeye ait courtmahkeme --
162
465931
2191
siyahi sayısının farkında olan
08:00
or in any courtmahkeme.
163
468146
1152
tek kişi değil.
08:01
It's hardzor to missbayan.
164
469322
1178
Gözden kaçırması zor.
08:02
Who'sKim'ın sittingoturma in courtmahkeme
waitingbekleme to see the judgehakim?
165
470524
2271
Mahkeme salonunda hakimi
bekleyenler kim?
Görünüşleri nasıl?
08:04
What do they look like?
166
472819
1201
08:06
(RecordingKayıt) Man: MostlyÇoğunlukla
African-AmericansAfrika-Amerikalı, like me.
167
474044
2469
(Kayıt) Adam: Çoğu benim gibi
Afro- Amerikalı.
08:08
Man: It's mostlyçoğunlukla, I could say,
85 percentyüzde blacksiyah.
168
476537
2255
Adam: Çoğu, yüzde 85'i siyahi.
08:10
That's all you see in the orangePortakal,
in the boxkutu back there, who lockedkilitli up.
169
478816
3399
O kutuda hapsolan turuncu giysilerin
içinde tek gördüğünüz bu.
08:14
Man: Who'sKim'ın waitingbekleme? MostlyÇoğunlukla blacksiyah.
170
482239
2394
Adam: Kim bekliyor? Çoğunlukla siyahi.
08:16
I mean, there was a coupleçift
of whitebeyaz people in there.
171
484657
2479
Tabi, birkaç beyaz insan da vardı.
08:19
WomanKadın: I think it was about
85 percentyüzde African-AmericanAfrikalı-Amerikalı
172
487160
2573
Kadın: Bence orada duranların
08:21
that was sittingoturma there.
173
489757
1197
yüzde 85'i Afro-Amerikalı.
08:23
EAEA: How does a younggenç blacksiyah personkişi
growingbüyüyen up in AmericaAmerika todaybugün
174
491923
3808
EA: Amerika'da büyüyen genç bir siyahi
insanın adaleti anlaması
08:27
come to understandanlama justiceadalet?
175
495755
2392
nasıl mümkün olabilir?
08:30
AnotherBaşka bir "UnprisonedUnprisoned" storyÖykü
was about a troupetopluluğu of dancersdansçılar
176
498696
3143
Başka bir "Unprisoned" hikayesi
"Hoods Up" isimli bir koreografi
08:33
who choreographedkoreografisi a pieceparça
calleddenilen "HoodsDavlumbaz Up,"
177
501863
2310
hazırlayan ve belediye meclisi
önünde sergileyen
08:36
whichhangi they performedgerçekleştirilen
in frontön of cityŞehir councilkonsey.
178
504197
2150
bir dans grubu hakkında.
08:38
DawontaDawonta WhiteBeyaz was in the seventhyedinci gradesınıf
for that performanceperformans.
179
506834
3576
Dawonta White o zaman 7. sınıftaydı.
08:42
(RecordingKayıt) DawontaDawonta WhiteBeyaz: We was wearinggiyme
blacksiyah with hoodieshoodies because TrayvonTunasavas MartinMartin,
180
510986
4191
(Kayıt) Dawonta White: Hepimiz kapüşonlu
siyah eşofman üstü giymiştik çünkü
08:47
when he was wearinggiyme his hoodiehoodie,
he was killedöldürdü.
181
515201
2287
Trayvon Martin öldürüldüğünde üstünde
bu vardı.
08:49
So we lookedbaktı uponüzerine that,
182
517512
1356
Biz de bundan ilham aldık ve
08:50
and we said we're going to weargiyinmek
hoodieshoodies like TrayvonTunasavas MartinMartin.
183
518892
2812
Trayvon Martin gibi kapüşonlu
eşofman üstü giyelim dedik.
08:53
(RecordingKayıt) EAEA: Who camegeldi up
with that ideaFikir?
184
521728
2118
(Kayıt) EA: Bu kimin fikriydi?
DW: Grubun, hepimiz böyle anlaştık.
08:55
DWDW: The groupgrup. We all agreedkabul on it.
185
523870
1667
08:57
I was a little nervoussinir,
but I had stickÇubuk throughvasitasiyla it thoughgerçi,
186
525561
2744
Biraz gergindim ama
sözümü tutmam gerekiyordu,
09:00
but I feltkeçe like it was a good thing
so they could noticeihbar what we do.
187
528329
4248
iyi bir şey yaptığımı düşünüyordum,
ne yaptığımızı fark edeceklerdi.
09:04
(RecordingKayıt) EAEA: ShraivellShraivell BrownBrown
was anotherbir diğeri choreographerkareograf and dancerdansçı
188
532601
3192
(Kayıt) EA: Shraivell Brown "Hoods Up"taki
başka bir koreograf
09:07
in "HoodsDavlumbaz Up."
189
535817
1242
ve dansçıydı.
09:09
He saysdiyor the policepolis criticizeeleştirmek
people who look like him.
190
537083
2561
Dediğine göre polis onun gibi
görünenleri eleştiriyor.
09:11
He feelshissediyor judgedkarar basedmerkezli on things
other blacksiyah people mayMayıs ayı have donetamam.
191
539668
3364
Başka siyahilerin yaptıklarına dayanılarak
yargılanmış hissediyor.
09:15
How would you want
the policepolis to look at you,
192
543056
2136
Polisin sana nasıl bakmasını isterdin?
09:17
and what would you want them to think?
193
545206
1819
Hakkında ne düşünmesini isterdin?
09:19
SBSB: That I'm not no threattehdit.
194
547049
1299
SB: Bir tehdit olmadığımı.
09:20
EAEA: Why would they think
you're threateningtehdit?
195
548372
2049
EA: Seni neden tehdit
olarak görsünler?
09:22
What did you say, you're 14?
196
550445
1398
Kaç yaşındaydın, 14 değil mi?
09:23
SBSB: Yes, I'm 14, but because he said
a lot of blacksiyah maleserkek
197
551867
5176
SB: Evet, 14'üm ama ona göre pek çok
siyahi erkek
09:29
are thugshaydut or gangstersGangsterler and all that,
198
557067
2967
haydut veya çete üyesiymiş,
09:32
but I don't want them thinkingdüşünme
that about me.
199
560058
2530
ama benim hakkımda böyle düşünmesini
istemiyorum.
09:35
EAEA: For folksarkadaşlar who look like me,
200
563855
1743
EA: Benim gibi görünen insanların
09:37
the easiesten kolay and mostçoğu comfortablerahat
thing to do is to not payödeme attentionDikkat --
201
565622
4303
yapabileceği en kolay ve rahat şey
aldırmamak --
09:41
to assumeüstlenmek our criminaladli
legalyasal systemsistem is workingçalışma.
202
569949
3642
ceza hukuku sisteminin
işlediğini varsaymak.
09:45
But if it's not our responsibilitysorumluluk
to questionsoru those assumptionsvarsayımlar,
203
573615
4486
Ama bu varsayımları sorgulamak
bizim sorumluluğumuzda değilse
09:50
whosekimin responsibilitysorumluluk is it?
204
578125
2167
kimin sorumluluğunda?
09:53
There's a synagoguesinagog here that's takenalınmış on
learningöğrenme about masskitle incarcerationhapsetme,
205
581001
3712
Bir sinagog kitlesel hapsedilmeyi
öğreniyor
09:56
and manyçok congregantsRichard have concludedsonucuna
206
584737
2083
ve pek çok cemaat üyesi
09:58
that because masskitle incarcerationhapsetme
throwsatar so manyçok liveshayatları into chaoskaos,
207
586844
4151
kitlesel hapsedilmenin pek çok
yaşamı kaosa sokması nedeniyle
10:03
it actuallyaslında createsyaratır more crimesuç --
208
591019
2199
daha çok suç ürettiği ve
güvenliği azalttığı
10:05
makesmarkaları people lessaz safekasa.
209
593242
1825
sonucuna vardı.
10:07
CongregantCemaatin TeriTeri HunterAvcı saysdiyor
210
595690
1949
Cemaat üyesi Teri Hunter
10:09
the first stepadım towardskarşı actionaksiyon
has to be understandinganlayış.
211
597663
3468
bir eylemin ilk adımının anlamak
olması gerektiğini söylüyor.
10:13
She saysdiyor it's crucialçok önemli for all of us
to understandanlama our connectionbağ to this issuekonu
212
601467
5529
Direkt ve gözlemlenebilir olmasa
bile bu sorunla bağımızı
10:19
even if it's not immediatelyhemen obviousaçık.
213
607020
2768
anlamamız gerektiğini söylüyor.
10:23
(RecordingKayıt) TeriTeri HunterAvcı:
It's on our shouldersomuzlar
214
611096
2180
(Kayıt) Teri Hunter:
Bütün kapıları kapatıp
10:25
to make sure that we're not
just closingkapanış that doorkapı
215
613300
3561
"Bu sorun bizim değil." dememenin
sorumluluğu
10:28
and sayingsöz, "Well, it's not us."
216
616885
1585
bizim omuzlarımızda.
10:30
And I think as JewsYahudiler, you know,
we'vebiz ettik livedyaşamış that historytarih:
217
618842
4358
Siz de biliyorsunuz ki biz
Yahudiler olarak bunu tarihte yaşadık:
10:35
"It's not us."
218
623224
1150
"Bizim sorunumuz değil."
10:37
And so if a societytoplum
closeskapanır theironların back on one sectionBölüm,
219
625042
4664
Dolayısıyla toplumun bir kısmına
sırtını döndüğünde
10:41
we'vebiz ettik seengörüldü what happensolur.
220
629730
1682
ne olacağını gördük.
10:43
And so it is our responsibilitysorumluluk as JewsYahudiler
221
631436
3191
Dolayısıyla Yahudiler
10:46
and as membersüyeler of this communitytoplum
222
634651
3563
ve toplumun üyeleri olarak
elimizden geldiğince
10:50
to educateEğitmek our communitytoplum --
223
638238
3191
toplumu--
10:53
at leasten az our congregationcemaat --
224
641453
2905
en azından cemaati eğitmek --
10:56
to the extentderece that we're ableyapabilmek.
225
644382
1960
bizim sorumluluğumuzda.
10:59
EAEA: I've been usingkullanma
the pronounszamirler "us" and "we"
226
647477
3262
EA: Zamir olarak "biz"i kullandım
11:02
because this is our criminaladli legalyasal systemsistem
227
650763
2996
çünkü bu bizim ceza hukuku sistemimiz
11:05
and our childrençocuklar.
228
653783
1349
ve bizim çocuklarımız.
11:07
We electElekt the districtilçe attorneysAvukatlar,
229
655583
2169
Bölge Savcılarını,
11:09
the judgesyargıçlar and the legislatorsmilletvekilleri
who operateişletmek these systemssistemler
230
657776
4044
hakimleri, bu sistemi düzenleyen yasa
koyucuları kendimiz için
11:13
for we the people.
231
661844
1150
biz seçiyoruz.
11:15
As a societytoplum,
232
663677
1287
Toplum olarak,
11:16
we are more willingistekli to riskrisk
lockingkilitleme up innocentmasum people
233
664988
3601
masum insanların hapsolmasını
11:20
than we are to let guiltysuçlu people go freeücretsiz.
234
668613
2890
suçluların özgürlüğüne yeğliyoruz.
11:24
We electElekt politicianssiyasetçiler
who fearkorku beingolmak labeledetiketli "softyumuşak on crimesuç,"
235
672187
3509
"Suç politikalarının yumuşak" olmasından
korkan politikacılar seçiyoruz,
11:27
encouragingteşvik edici them to passpas harshsert legislationmevzuat
236
675720
2992
onları daha sert kanunlar getirmeleri için
cesaretlendiriyoruz
11:30
and allocateayırmak enormousmuazzam resourceskaynaklar
towardkarşı lockingkilitleme people up.
237
678736
4244
ve insanların hapsolması için çok büyük
bütçeler ayırıyoruz.
11:35
When a crimesuç is committedtaahhüt,
238
683452
1664
Bir suç işlendiğinde
11:37
our hungeraçlık for swiftSwift retributionintikam
has fedfederasyon a policepolis culturekültür
239
685140
4754
hissettiğimiz intikam duygusu,
öyle bir polis kültürü geliştirdi ki
11:41
bentbükülmüş on findingbulgu culpritssuçluların fasthızlı,
240
689918
2840
zanlılar yeterli kaynak ve
detaylı inceleme olmaksızın
11:44
oftensık sık withoutolmadan adequateyeterli resourceskaynaklar
to conductkuralları thoroughayrıntılı investigationsaraştırmalar
241
692782
4513
ya da bu incelemeler
detaylıca kontrol edilmeksizin
11:49
or strictsıkı scrutinyinceleme
of those investigationsaraştırmalar.
242
697319
3091
hızlıca bulunmaya çalışılıyor.
11:52
We don't put checksdenetler on prosecutorsSavcılar.
243
700926
3099
Savcıları denetlemiyoruz.
11:56
AcrossArasında the countryülke,
over the last coupleçift of decadeson yıllar,
244
704514
3136
Ülke çapında son birkaç on yıllık
süre içinde,
11:59
as propertyözellik and violentşiddetli crimessuçları
have bothher ikisi de felldüştü,
245
707674
4095
mala karşı suç ve şiddet suçları
düştükçe
12:03
the numbernumara of prosecutorsSavcılar employedçalışan
and casesvakalar they have filedunder has risenyükseldi.
246
711793
4868
işe alınan ve yeni dosya açan savcı
sayısı arttı.
12:09
ProsecutorsSavcılar decidekarar ver
whetherolup olmadığını or not to take legalyasal actionaksiyon
247
717341
2707
Polisin tutukladığı insanlara karşı
hukuki yola başvurmak
12:12
againstkarşısında the people policepolis arresttutuklamak
248
720072
2029
ve hangi suçların iddia edileceği
12:14
and they decidekarar ver what chargesücretleri to filedosya,
249
722125
2997
savcıların takdirinde,
12:17
directlydirekt olarak impactingetkileyen how much time
a defendantdavalı potentiallypotansiyel facesyüzleri behindarkasında barsBarlar.
250
725146
5753
bu da sanığın daha ne kadar
hapiste kalacağını etkiliyor.
12:23
One checkKontrol we do have
on prosecutorsSavcılar is defensesavunma.
251
731706
3887
Savcıların üzerindeki bir
denetim mekanizması, savunma.
12:27
ImagineHayal LadyBayan LibertyÖzgürlük:
252
735943
1692
Adalet heykelini düşünün:
12:29
the blindfoldedgözü kapalı womankadın holdingtutma the scaleölçek
253
737659
2421
gözleri kapalı terazi tutan kadın
12:32
meantdemek to symbolizesembolize the balancedenge
in our judicialyargı systemsistem.
254
740104
3180
yargı sistemimizdeki dengeyi simgelemesi
gerekiyor.
12:35
UnfortunatelyNe yazık ki, that scaleölçek is tippeduçlu.
255
743854
3212
Maalesef, terazi hileli.
12:39
The majorityçoğunluk of defendantsSanıkların in our countryülke
256
747480
2136
Ülkemizdeki sanıkların çoğu
12:41
are representedtemsil by
government-appointedHükümet atandı attorneysAvukatlar.
257
749640
3382
devlet tarafından atanan avukatlar
tarafından temsil ediliyor.
12:45
These publichalka açık defenderssavunucuları
receiveteslim almak around 30 percentyüzde lessaz fundingfinansman
258
753046
4135
Bu kamu avukatları bölge savcılarından
yaklaşık yüzde 30 daha az
12:49
than districtilçe attorneysAvukatlar do,
259
757205
1738
kaynak alıyor
12:50
and they oftensık sık have caseloadscaseloads
faruzak outnumberingOutnumbering
260
758967
3157
ve çoğu zaman Amerikan Barosu'nun
önerdiğinden çok daha fazla
12:54
what the AmericanAmerikan BarBar
AssociationDerneği recommendsönerir.
261
762148
2517
dosya yükleri oluyor.
12:57
As SheilaSheila PhippsPhipps said,
262
765466
1866
Sheila Phipps'in dediği gibi
12:59
there are people who belongait in prisonhapis,
263
767356
2933
hapsi hak eden insanlar var,
13:02
but it's hardzor to tell
the guiltysuçlu from the innocentmasum
264
770313
3500
ama herkesin aldığı sonuç aynı olunca
13:05
when everyone'sherkesin var outcomesçıktıları are so similarbenzer.
265
773837
3182
suçlu ve masumu ayırt etmek zorlaşıyor.
13:09
We all want justiceadalet.
266
777603
1514
Hepimiz adalet istiyoruz.
13:11
But with the processsüreç weighedtartılır
so heavilyağır şekilde againstkarşısında defendantsSanıkların,
267
779830
3504
Ancak sürecin sanığın üzerine
bu kadar yük bindirdiği bir düzende
13:15
justiceadalet is hardzor to come by.
268
783358
1737
adalete ulaşmak zor.
13:18
Our criminaladli legalyasal systemsistem
operatesfaaliyet for we the people.
269
786376
3704
Ceza hukuku sistemimiz bizim
için işliyor.
13:22
If we don't like what's going on,
270
790534
2328
Olanları beğenmiyorsak,
13:24
it is up to us to changedeğişiklik it.
271
792886
2509
değiştirmek bizim elimizde.
13:28
Thank you very much.
272
796196
1151
Çok teşekkür ederim.
13:29
(ApplauseAlkış)
273
797371
6889
(Alkışlar)

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Eve Abrams - Audio documentarian
Eve Abrams makes radio stories, mostly about her adopted hometown, New Orleans.

Why you should listen

Eve Abrams is an award-winning radio producer, writer, audio documentarian and educator. She produces the audio project Unprisoned, piloted through AIR’s Finding America initiative, which tells how mass incarceration affects people serving time outside and investigates why Louisiana is the world’s per-capita incarceration capital. Unprisoned received a Gabriel Award and was a 2017 Peabody Finalist. Abrams's 2015 documentary Along Saint Claude chronicles 300 years of change in New Orleans and received an Edward R. Murrow award. Her project Documenting Preservation Hall was exhibited at the Louisiana State Museum and became a book.

Abrams's writing appears in Unfathomable City: A New Orleans Atlas, Fourth Genre and Louisiana Cultural Vistas, and her radio works can be heard on a host of national programs including "Morning Edition" and "Reveal." Abrams is a Robert Rauschenberg Foundation Artist as Activist Fellow. She has been teaching for 25 years and currently teaches for the Society for Relief of Destitute Orphan Boys.

 

More profile about the speaker
Eve Abrams | Speaker | TED.com