ABOUT THE SPEAKERS
Priya Vulchi - Social entrepreneur, student activist
Priya Vulchi is traveling to all US states with her friend Winona Guo, learning and listening to stories about race.

Why you should listen

For a collective future of racial justice, we must educate and empower our young generation now. Yet, the first time 18-year-olds Priya Vulchi and Winona Guo were required to talk about race in school was the 10th grade. 

That same year, Vulchi co-founded CHOOSE with Guo to equip us all with the tools we lack to both talk about race and act toward systemic change. Their latest publication, a racial literacy textbook and toolkit for educators called The Classroom Index, has been recognized by Princeton University's Prize in Race Relations & Not in Our Town's Unity Award, featured in Teen Vogue, the Philadelphia Inquirer, & the Huffington Post, and called a “social innovation more necessary than the iPhone” by Professor Ruha Benjamin. Currently on a gap year before attending Princeton University, Vulchi and Guo have been traveling to all US states collecting hundreds of powerful stories about race, culture, and intersectionality for another book to be released in spring 2019. Follow their journey on princetonchoose.org or @princetonchoose on Instagram and Facebook.

More profile about the speaker
Priya Vulchi | Speaker | TED.com
Winona Guo - Social entrepreneur, student activist
Winona Guo is spending her gap year traveling to all US states with her friend Priya Vulchi, learning and listening to stories about race and trying to find innovative ways to tackle inequity.

Why you should listen

For a collective future of racial justice, we must educate and empower our young generation now. Yet, the first time 18-year-olds Winona Guo and Priya Vulchi were required to talk about race in school was the 10th grade.

That same year, Guo co-founded CHOOSE with Vulchi to equip us all with the tools we lack to both talk about race and act toward systemic change. Their latest publication, a racial literacy textbook and toolkit for educators called The Classroom Index, has been recognized by Princeton University's Prize in Race Relations & Not in Our Town's Unity Award, featured in Teen Vogue, the Philadelphia Inquirer, & the Huffington Post, and called a “social innovation more necessary than the iPhone” by Professor Ruha Benjamin. Currently on a gap year before attending Harvard University, Guo and Vulchi have been traveling to all US states collecting hundreds of powerful stories about race, culture, and intersectionality for another book to be released in spring 2019. Follow their journey on princetonchoose.org or @princetonchoose on Instagram and Facebook.

More profile about the speaker
Winona Guo | Speaker | TED.com
TEDWomen 2017

Priya Vulchi and Winona Guo: What it takes to be racially literate

Priya Vulchi ve Winona Guo: Irksal anlamda okur yazar olmak için ne gerekli

Filmed:
1,317,897 views

Son bir yıldır, Priya Vulchi ve Winona Guo ABD'nin 50 eyaletini gezerek insanların ırk ve kesişimsellik hakkındaki kişisel hikayelerini topladılar. Tüm Amerikalıları; ırksal farklılıkları anlama, yönlendirme ve geliştirme araçları ile donatma görevindeler. Enerjik konuşmalarında, Vulchi ve Guo, topladıkları kişisel hikayeleri, ırksal bilgilerimizdeki iki temel boşluğu ve onların nasıl üstesinden geleceğimizi araştırmalar ve istatistiklerle eşleştiriyorlar.
- Social entrepreneur, student activist
Priya Vulchi is traveling to all US states with her friend Winona Guo, learning and listening to stories about race. Full bio - Social entrepreneur, student activist
Winona Guo is spending her gap year traveling to all US states with her friend Priya Vulchi, learning and listening to stories about race and trying to find innovative ways to tackle inequity. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
PriyaPriya VulchiVulchi: FourDört yearsyıl agoönce,
we really thought we understoodanladım racismırkçılık.
0
960
3736
Priya Vulchi: Dört yıl önce gerçekten de
ırkçılığı anladığımızı düşünüyorduk.
00:16
Just like manyçok of you here todaybugün,
we had experienceddeneyimli and heardduymuş storieshikayeleri
1
4720
4016
Tıpkı birçoğunuz gibi
ırka, önyargıya, ayrımcılığa ve
00:20
about raceyarış, about prejudiceönyargı,
discriminationayrımcılık and stereotypingsterotipleme
2
8760
3576
basmakalıp örneklere dair
bir şeyler yaşadık, hikâyeler duyduk
00:24
and we were like, "We get it,
racismırkçılık, we got it, we got it."
3
12360
3040
ve "Irkçılığı anlıyoruz, anladık, anladık"
şeklinde dolanıyorduk.
00:28
But we weren'tdeğildi even closekapat.
4
16120
4056
Ama, yakınından bile geçmiyorduk.
Winona Guo: Bu nedenle dinleyerek
daha fazlasını öğrenemeye karar verdik.
00:32
WinonaWinona GuoGuo: So we decidedkarar
that we had to listen and learnöğrenmek more.
5
20200
3056
00:35
We talkedkonuştuk to as manyçok
randomrasgele people as we could
6
23280
2176
Konuşabileceğimiz kadar çok rastgele
insanla konuştuk
00:37
and collectedtoplanmış hundredsyüzlerce
of personalkişisel storieshikayeleri about raceyarış,
7
25480
3176
ve ırk hakkında yüzlerce hikâye topladık;
00:40
storieshikayeleri that revealedortaya how racialırk injusticeadaletsizlik
is a nationwideülke çapında epidemicsalgın
8
28680
4296
bu hikâyeler ırksal adaletsizliğin,
ulus genelinde kendi yaydığımız
bir salgın olduğu
00:45
that we ourselveskendimizi spreadYAYILMIŞ
9
33000
1976
ve şimdi ise bunun anlaşılamadığı
veya bundan kurtulunamadığı ile ilgiliydi.
00:47
and now can't seemgörünmek
to recognizetanımak or get ridkurtulmuş of.
10
35000
2640
00:50
PVPV: We're not there yethenüz.
11
38240
1616
PV: O aşamaya henüz gelmedik.
00:51
TodayBugün, we are here to raiseyükseltmek
our standardsstandartlar of racialırk literacyokur yazarlık,
12
39880
4816
Bugün ırksal bilgi düzeyimizi
yükseltmek,
ırksal anlamda bilgili olmak ne demek
yeniden tanımlamak için buradayız.
00:56
to redefineyeniden tanımlamak what it meansanlamına geliyor
to be raciallyırk literateokur.
13
44720
3576
01:00
WGWG: We want everywhereher yerde
acrosskarşısında the UnitedAmerika StatesBirleşik
14
48320
2896
WG: ABD'nin her yerindeki
en genç ve gelecek jenerasyonun,
01:03
for our youngestEn genç and futuregelecek generationsnesiller
to growbüyümek up equippeddonanımlı
15
51240
3496
ırksal ayrımla yapılandırılmış dünyada
01:06
with the toolsaraçlar to understandanlama,
navigategezinmek and improveiyileştirmek
16
54760
3056
anlama, yol bulma ve gelişme
01:09
a worldDünya structuredyapılandırılmış by racialırk divisionbölünme.
17
57840
2736
donanımları ile büyümelerini istiyoruz.
01:12
We want us all to imaginehayal etmek
the communitytoplum as a placeyer
18
60600
3216
Hepimizin topluluğumuzu,
geçmişimizden ve aynı zamanda
01:15
where we not only feel proudgururlu
of our ownkendi backgroundsarka,
19
63840
3016
kendimizinkiymiş kadar
diğerlerinin deneyimlerinden de
01:18
but can alsoAyrıca investyatırmak in others'başkalarının
experiencesdeneyimler as if they were our ownkendi.
20
66880
4240
gurur duyduğumuz bir yer olarak
hayal etmesini istiyoruz.
01:23
PVPV: We just graduatedmezun
from highyüksek schoolokul this pastgeçmiş JuneHaziran.
21
71760
2720
PV: Henüz geçtiğimiz Haziran'da
liseden mezun olduk.
01:27
WGWG: And you'dşimdi etsen think --
22
75120
1296
WG: Ve eğer -
01:28
(ApplauseAlkış)
23
76440
2560
(Alkışlar)
01:31
And you'dşimdi etsen think after 12 yearsyıl
24
79840
2776
Eğer, 12 yıldan sonra
sınıfımızdan ya da
dışarıdan birinin
01:34
somebodybirisi in or out of the classroomsınıf
would have helpedyardım etti us understandanlama --
25
82640
3296
bize anlamamız için
yardım ettiğini sanıyorsanız --
01:37
PVPV: At a basictemel levelseviye at leasten az --
26
85960
1576
PV: En azından temel seviyede --
01:39
WGWG: The societytoplum we livecanlı in.
27
87560
1496
WG: Yaşadığımız toplumu.
01:41
PVPV: The truthhakikat for almostneredeyse
all our classmatessınıf arkadaşları is that they don't.
28
89080
3800
PV: Tüm sınıf arkadaşlarım için
doğruyu söylemeliyim ki, yapmadılar.
01:45
WGWG: In communitiestopluluklar around our countryülke,
so manyçok of whichhangi are raciallyırk dividedbölünmüş,
29
93640
4576
WG: Ülkemizdeki toplulukların birçoğu,
ırksal olarak ayrılmış.
01:50
PVPV: If you don't go searchingArama
for an educationEğitim about raceyarış,
30
98240
2776
PV: Eğer ırk hakkında eğitim,
ırksal bilgi
01:53
for racialırk literacyokur yazarlık --
31
101040
1296
araştırmazsanız --
01:54
WGWG: You won'talışkanlık get it.
32
102360
1616
WG: Anlamazsınız.
01:56
It won'talışkanlık just come to you.
33
104000
1736
Kendiliğinden ayağınıza gelmez.
01:57
PVPV: Even when we did
have conversationskonuşmaları about raceyarış,
34
105760
2416
PV: Irk konusunda sohbetlerimiz olsa da
02:00
our understandinganlayış was always superficialyüzeysel.
35
108200
2040
bilgimiz çok yüzeyseldi.
02:03
We realizedgerçekleştirilen that there are two bigbüyük gapsboşluklar
36
111240
3136
Irksal bilgimizde iki büyük boşluk
02:06
in our racialırk literacyokur yazarlık.
37
114400
1560
olduğunu farkettik.
02:08
WGWG: First, the heartkalp gapboşluk:
38
116320
2696
WG: İlki, kalp eksikliği:
02:11
an inabilityyetersizlik to understandanlama
eachher of our experiencesdeneyimler,
39
119040
4416
birbirimizin deneyimlerini
coşkulu bir şekilde ve özür dilemeksizin,
02:15
to fiercelyşiddetle and unapologeticallyunapologetically
be compassionateşefkatli beyondötesinde lipdudak servicehizmet.
40
123480
6080
sözde bağlılığın ötesinde bir tutkuyla
anlamada acizlik.
02:22
PVPV: And secondikinci, the mindus gapboşluk:
41
130440
2896
PV: İkincisi, zihin eksikliği:
02:25
an inabilityyetersizlik to understandanlama the largerdaha büyük,
systemicsistemik waysyolları in whichhangi racismırkçılık operatesfaaliyet.
42
133360
5800
ırkçılığın yönettiklerini daha geniş ve
sistemli yollarla anlamada acizlik.
02:32
WGWG: First, the heartkalp gapboşluk.
43
140920
1720
WG: İlki, kalp eksikliği.
02:35
To be fairadil, raceyarış did poppop up
a fewaz timeszamanlar in schoolokul, growingbüyüyen up.
44
143560
4216
Açık konuşmak gerekirse, büyürken
okulda ırk birkaç kez ortaya çıktı.
Hepimiz, sosyal adalet eğitimini
destekliyoruz
02:39
We all defendsavunmak our socialsosyal justiceadalet educationEğitim
45
147800
2136
02:41
because we learnedbilgili
about MartinMartin LutherLuther KingKral JrJr.
46
149960
2776
çünkü Martin Luther King Jr.'dan,
02:44
and HarrietHarriet TubmanTubman and RosaRosa ParksParklar.
47
152760
2776
Harriet Tubman ve Rosa Parks'tan öğrendik.
02:47
But even in all of those conversationskonuşmaları,
48
155560
2296
Ama tüm bu sohbetlerde dahi,
02:49
raceyarış always feltkeçe outdatedmodası geçmiş, like,
49
157880
2096
ırk hep mazide kalmış gibiydi.
02:52
"Yes, slaverykölelik, that happenedolmuş
oncebir Zamanlar uponüzerine a time,
50
160000
3376
"Evet, kölelik bir zamanlar oldu
02:55
but why does it really mattermadde now?"
51
163400
2976
ama neden şimdi önemi var?"
02:58
As a resultsonuç, we didn't really carebakım.
52
166400
3000
Bunun sonucu olarak,
gerçekten umursamadık.
03:02
But what if our teacheröğretmen introducedtanıtılan
a storyÖykü from the presentmevcut day,
53
170600
3696
Ama eğer öğretmenlerimiz,
günümüzden hikâyeler de anlatsaydı,
03:06
for exampleörnek, how TreniyaTreniya
told us in PittsburghPittsburgh that --
54
174320
4016
örneğin; Pittsburgh'dan Treniya'nın
bize anlattığı gibi --
03:10
PVPV: "My sisterkız kardeş was scrollingkaydırma throughvasitasiyla
FacebookFacebook and typedyazılan in our last nameisim.
55
178360
3536
PV: "Kız kardeşim Facebook'ta dolanırken
soyadımızı yazdı.
Beyaz bir adam aniden beliriyor
03:13
This whitebeyaz guy poppedattı up,
56
181920
1216
03:15
and we foundbulunan out that his
great-great-grandfatherbüyük büyük babam ownedSahip olunan slavesköle
57
183160
4776
ve onun büyük-büyük-büyükbabasının
köleleri olduğunu
ve büyük-büyük-büyük-büyükannemizin
o kölelerden biri olduğunu öğrendik.
03:19
and my great-great-büyük-büyük -
great-grandmotherbüyük-büyükannesi was one of them.
58
187960
3576
03:23
My last nameisim -- it's not who I am.
59
191560
2616
Soyadım, kim olduğumu belirlemiyor.
03:26
We'veBiz ettik been livingyaşam
underaltında a whitebeyaz man'sadam nameisim.
60
194200
2376
Beyaz adamın isminin gölgesinde yaşıyoruz.
03:28
If slaverykölelik didn't happenolmak,
who would I even be?"
61
196600
2440
Eğer kölelik olmasaydı,
kim olabilecektim?
03:32
WGWG: Now it feelshissediyor relevantuygun, immediateacil,
62
200400
2656
WG: Şimdi daha iyi anlıyorum çünkü
köleliğin bugün devam eden mirasıyla
03:35
because the connectionbağ to slavery'sKölelik
lastingkalıcı legacymiras todaybugün is madeyapılmış clearaçık, right?
63
203080
5216
olan bağlantı bunu anlaşılır hâle getirdi
haksız mıyım?
03:40
Or what would happenolmak is our teacheröğretmen
would throwatmak out these coldsoğuk statisticsistatistik.
64
208320
3496
Ya da öğretmenlerimizin bize aktardığı
o soğuk istatistiklere ne oldu?
03:43
You've probablymuhtemelen seengörüldü this one before
in newshaber headlineshaber başlıkları.
65
211840
2976
Bunu, büyük ihtimalle manşetlerde
daha önce gördünüz.
03:46
PVPV: African-AmericansAfrika-Amerikalı are incarceratedhapsedilen
66
214840
1856
PV: Hapse atılan Afrika kökenli
Amerikalıların sayısı
03:48
more than fivebeş timeszamanlar
the rateoran of whitebeyaz people.
67
216720
2480
beyaz insanların beş katı.
03:51
WGWG: Now considerdüşünmek RonnieRonnie, in SeattleSeattle.
68
219920
2520
WG: Seattle'da yaşayan Ronnie'yi düşünün.
03:55
PVPV: "My fatherbaba meansanlamına geliyor everything to me.
69
223200
2296
PV: "Babam benim her şeyim.
03:57
He's all I've got, I don't know my motheranne.
70
225520
2616
Tüm sahip olduğum o,
annemi tanımıyorum.
04:00
My father'sbabanın currentlyşu anda beingolmak
wronglyyanlış incarceratedhapsedilen for 12 yearsyıl.
71
228160
4696
Babam, 12 yıldır haksız yere
hapse atılmış durumda.
04:04
I've got a daughterkız evlat, and I try to be
that sameaynı fatherlybabacan figureşekil for her:
72
232880
4016
Bir kızım var ve ona, babam gibi
bir baba figürü olmaya çalışıyorum:
04:08
always involvedilgili in everything she does,
it mightbelki even be annoyingCan sıkıcı at some pointsmakas.
73
236920
4176
yaptığı her şeye dâhil olmaya çalışıyorum,
bazen rahatsız derecede bile olabiliyor.
04:13
But I'm afraidkorkmuş I'll go missingeksik in her life
74
241120
3096
Ama babamın benim hayatımı kaçırması gibi,
kızımın hayatını kaçırmaktan korkuyorum."
04:16
just like my fatherbaba did in mineMayın."
75
244240
1960
04:20
WGWG: ThrowingAtma out just the statisticistatistik,
just the factsGerçekler aloneyalnız,
76
248680
3376
WG: İstatistikleri ve gerçekleri
tek başına söylemek,
04:24
disconnectedbağlantı kesildi from realgerçek humansinsanlar,
77
252080
2136
gerçek insanlardan
bağlantısını koparmak,
04:26
can leadöncülük etmek to dangerouslytehlikeli incompletetamamlanmamış
understandinganlayış of those factsGerçekler.
78
254240
3815
bu gerçekleri tehlikeli biçimde
noksan bir şekilde anlamaya yol açabilir.
04:30
It failsbaşarısız to recognizetanımak that for manyçok people
who don't understandanlama racismırkçılık
79
258079
3537
Irkçılığı anlamayan birçok insanın sorunu;
04:33
the problemsorun is not a lackeksiklik of knowledgebilgi
80
261640
1856
bilgi eksikliği değil,
04:35
to talk about the painAğrı
of whitebeyaz supremacyüstünlüğü and oppressionbaskı,
81
263520
3736
beyaz üstünlükçülüğü ve baskısının
verdiği acılardan konuşurken
04:39
it's that they don't recognizetanımak
that that painAğrı existsvar at all.
82
267280
3816
acının varlığının hiçbir şekilde
farkına varamamaları.
04:43
They don't recognizetanımak the humaninsan beingsvarlıklar
that are beingolmak affectedetkilenmiş,
83
271120
3496
İnsanların etkilendiğinin
farkına varamıyorlar
04:46
and they don't feel enoughyeterli to carebakım.
84
274640
3176
ve umursamaya değmediğini
düşünüyorlar.
04:49
PVPV: Secondİkinci, the mindus gapboşluk.
85
277840
2096
PV: İkincisi, zihin eksikliği.
04:51
We can't ignorealdırmamak the statsistatistikleri, eitherya.
86
279960
2416
Biz de istatistikleri
görmezden gelemeyiz.
04:54
We can't trulygerçekten graspkavramak Ronnie'sRonnie'nin situationdurum
87
282400
2936
Ronnie'nin durumunu;
04:57
withoutolmadan understandinganlayış how things
like unjusthaksız lawsyasalar and biasedönyargılı policingPolislik
88
285360
4576
adaletsiz kanunları ve
sistematik ırkçılığın yarattığı
05:01
systematicsistematik racismırkçılık has createdoluşturulan
89
289960
2656
önyargılı polis faaliyetlerini anlamadan
05:04
the disproportionateorantısız
incarcerationhapsetme ratesoranları over time.
90
292640
3096
gerçek manada kavrayamayız.
05:07
Or like how in HonoluluHonolulu,
91
295760
1816
Ya da Honolulu'da olduğu gibi,
05:09
the largegeniş prisonhapis populationnüfus
of nativeyerli HawaiiansHawaii'liler like KimmyKimmy
92
297600
3816
yerli Hawaililerden Kimmy gibi olan
hapishanenin büyük çoğunluğu,
05:13
is heavilyağır şekilde influencedetkilenmiş
by the island'sAda'nın long historytarih
93
301440
3296
ABD kolonileşmelerinin
olduğu adanın köklü tarihinden
05:16
with US colonializationcolonialization,
94
304760
1456
ağır biçimde etkileniyor,
05:18
it's impactdarbe passinggeçen down
throughvasitasiyla generationsnesiller to todaybugün.
95
306240
2920
etkisi nesilden nesile geçerek
günümüze aktarılıyor.
05:21
For us, sometimesara sıra we would talk
96
309720
1696
Bizim açımızdan,
biz bazen sınıfta
05:23
about people'sinsanların personalkişisel,
uniquebenzersiz experiencesdeneyimler in the classroomsınıf.
97
311440
3856
insanların kişisel ve eşsiz
deneyimlerinden konuşuruz.
05:27
StuffŞeyler like, how JustinJustin oncebir Zamanlar told us --
98
315320
2120
Justin'in bize bir kere anlattığı
şu şey gibi:
05:30
WGWG: "I've been workingçalışma on psychologicallypsikolojik olarak
reclaiminggeri ödemelerine my placeyer in this cityŞehir.
99
318400
4136
WG: "Psikolojik olarak bu şehirde
yerimi kazanmak için uğraşıyorum.
05:34
Because for me, my ChicagoChicago
isn't the niceGüzel architecturemimari downtownşehir merkezinde,
100
322560
4216
Çünkü bana göre, benim Şikagom
şehir merkezindeki en iyi mimari yapıları
05:38
it's not the NorthKuzey SideYan.
101
326800
1336
ve Kuzey tarafı değil.
05:40
My ChicagoChicago is the orangePortakal linehat,
the pinkpembe linehat, the workingçalışma immigrantGöçmen classsınıf
102
328160
5176
Benim Şikagom, çalışan göçmen sınıfın
trenle gittiği
turuncu ve pembe hatlar."
05:45
going on the traintren."
103
333360
1200
05:47
PVPV: And while we mightbelki have
acknowledgedkabul etti his personalkişisel experiencedeneyim,
104
335600
3496
PV: Ve onun deneyimlerini
öğrenmişken;
05:51
we wouldn'tolmaz have talkedkonuştuk
about how redliningkırmızı
105
339120
2056
geçmişimizdeki kara listelerin ve
kanunlaşmış ırk ayrımlarının,
05:53
and the legalizedtasdik segregationsegregasyon of our pastgeçmiş
106
341200
2536
yaşadığımız bugünde
05:55
createdoluşturulan the raciallyırk dividedbölünmüş
neighborhoodsmahalleler we livecanlı in todaybugün.
107
343760
3776
ırksal olarak bölünmüş çevreler
yaratması hakkında konuşamazdık.
05:59
We wouldn'tolmaz have completelytamamen understoodanladım
108
347560
1896
Irkçılığın, çevremizdeki her şeyin
06:01
how racismırkçılık is embeddedgömülü in the frameworkiskelet
of everything around us,
109
349480
3936
yapısına gömülü olduğunu
tamamıyla anlamayacaktık
çünkü; insanların dışlanma tecrübelerine
06:05
because we would staykalmak narrowlydar focusedodaklı
on people'sinsanların isolatedyalıtılmış experiencesdeneyimler.
110
353440
4896
dar bir şekilde odaklanmaya
devam edecektik.
06:10
AnotherBaşka bir exampleörnek,
SandraSandra in DCDC oncebir Zamanlar told us:
111
358360
4216
Bir başka örnek,
DC'den Sandra'nın anlattığı:
06:14
WGWG: "When I'm with my KoreanKore dili familyaile,
I know how to movehareket with them.
112
362600
3536
WG: "Koreli aileme nasıl
ayak uydurabileceğimi biliyorum.
Onları umursadığımı hissettirmek için
ne yapmam gerektiğini biliyorum.
06:18
I know what to do in ordersipariş to have them
feel like I carebakım about them.
113
366160
3776
06:21
And makingyapma and sharingpaylaşım foodGıda
114
369960
1576
Yemek yapmak ve paylaşmak,
06:23
is one of the mostçoğu fundamentaltemel
waysyolları of showinggösterme love.
115
371560
3160
sevgini göstermenin
en temel yollarından biri.
06:27
When I'm with my partnerortak
who'skim not KoreanKore dili, howeverancak,
116
375560
2496
Hâlbuki, Koreli olmayan partnerimleyken;
06:30
we'vebiz ettik had to grapplekıskaç with the factgerçek
117
378080
1656
benim son derece
yemek odaklı olmam,
06:31
that I'm very food-centricGıda-merkezli
and he's just not.
118
379760
2776
onun ise olmadığı gerçeğiyle
boğuşuyoruz.
06:34
One time he said that he didn't
want to be expectedbeklenen
119
382560
2896
Bir keresinde, ondan benim için
yemek yapmasını
06:37
to make foodGıda for me,
120
385480
1536
beklememi istemediğini söyledi
06:39
and I got really upsetüzgün."
121
387040
1856
ve ben gerçekten üzüldüm."
06:40
PVPV: That mightbelki seemgörünmek like a weirdtuhaf reactionreaksiyon,
122
388920
2136
PV: Bu garip bir tepkiymiş gibi
gözükebilir;
06:43
but only if we don't recognizetanımak
how it's emblematicsembolik of something largerdaha büyük,
123
391080
4616
eğer daha büyük, daha derin
bir sembol olduğunun
farkına varmazsak.
06:47
something deeperDaha derine.
124
395720
1256
06:49
Intragenerationalİntragenerational traumaTravma.
125
397000
2216
Nesiller içi travma.
06:51
How in Sandra'sSandra'nın familyaile,
widespreadyaygın hungeraçlık and povertyyoksulluk
126
399240
2976
Geniş çapta açlık ve yoksulluğun,
Sandra'nın ailesinde
06:54
existedvar as recentlyson günlerde
as Sandra'sSandra'nın parents'Anne babamın generationnesil
127
402240
3296
daha Sandra'nın ebeveynlerinin
kuşağında yaşanması
ve bu nedenle Sandra'yı
bugün etkiliyor olması.
06:57
and thereforebu nedenle impactsetkiler SandraSandra todaybugün.
128
405560
2176
06:59
She experiencesdeneyimler someonebirisi sayingsöz --
129
407760
2176
Birinin ona,
WG: "Seni beslemek istemiyorum."
07:01
WGWG: "I don't want to feedbesleme you."
130
409960
1496
PV: demesini
07:03
PVPV: As --
131
411480
1216
WG: "Sana sarılmak istemiyorum."
algılıyor.
07:04
WGWG: "I don't want to hugsarılmak you."
132
412720
1456
PV: O ve partneri,
07:06
PVPV: And withoutolmadan her and her partnerortak
havingsahip olan that nuancednüanslı understandinganlayış
133
414200
3256
tepkisini ve ardındaki tarihi
bağlamındaki nüansı anlamazlarsa,
07:09
of her reactionreaksiyon and the historicaltarihi
contextbağlam behindarkasında it,
134
417480
2736
07:12
it could easilykolayca leadöncülük etmek
to unnecessarygereksiz fightingkavga.
135
420240
2616
bu kolaylıkla gereksiz tartışmalara
yol açabilir.
07:14
That's why it's so importantönemli
that we proactivelyproaktif --
136
422880
3176
Bizim bu yüzden
ileriye yönelik olarak
07:18
(BothHer ikisi de speakingkonuşuyorum): Co-createBirlikte-yaratma --
137
426080
1416
-birlikte,
07:19
PVPV: A sharedpaylaşılan AmericanAmerikan culturekültür
138
427520
1896
çeşitli topluluklarımızın içindeki
farklı değer ve kuralları
07:21
that identifiestanımlar and embracessarılmalar
the differentfarklı valuesdeğerler and normsnormlar
139
429440
3776
tanıyan ve kucaklayan
paylaşılmış bir Amerikan kültürü
07:25
withiniçinde our diverseçeşitli communitiestopluluklar.
140
433240
2440
yaratmamız önemli.
WG: Irksal anlamda bilgili
olmak için,
07:28
WGWG: To be raciallyırk literateokur --
141
436440
1696
07:30
PVPV: To understandanlama who we are
so that we can healiyileşmek togetherbirlikte --
142
438160
3616
PV: Kim olduğumuzu anlayıp
hep birlikte iyileşebilmemiz için,
07:33
WGWG: We cannotyapamam neglectihmal the heartkalp --
143
441800
1816
WG: Kalbi ya da zihni
07:35
PVPV: Or the mindus.
144
443640
1496
görmezden gelemeyiz.
07:37
So, with our hundredsyüzlerce of storieshikayeleri,
145
445160
2056
Bu yüzden, yüzlerce hikâyemizi
07:39
we decidedkarar to publishyayınlamak
a racialırk literacyokur yazarlık textbookders kitabı
146
447240
2736
ırk bilgisi ders kitabı olarak
yayınlamaya karar verdik ki
07:42
to bridgeköprü that gapboşluk
betweenarasında our heartskalpler and mindszihinler.
147
450000
3496
kalbimiz ve zihnimiz arasında
köprü kurabilelim.
07:45
WGWG: Our last bookkitap, "The ClassroomSınıf IndexDizin,"
148
453520
2296
WG: Son kitabımız "Sınıf Dizini"
son derece kişisel hikâyeleri
paylaşıyor.
07:47
shareshisseleri deeplyderinden personalkişisel storieshikayeleri.
149
455840
1936
07:49
PVPV: And pairsçiftleri those personalkişisel storieshikayeleri
150
457800
1736
PV: Bu kişisel hikâyeleri,
istatistikçiler ve bilim adamlarının
07:51
to the brilliantparlak researchAraştırma
of statisticiansistatistikçiler and scholarsbilim adamları.
151
459560
2976
muhteşem araştırmalarıyla
eşleştiriyor.
07:54
WGWG: EveryHer day, we are still
blownşişmiş away by people'sinsanların experiencesdeneyimler,
152
462560
4616
WG: Hâlâ her gün
insanların deneyimlerine,
07:59
by the complexitykarmaşa
of our collectivetoplu racialırk realitygerçeklik.
153
467200
3736
kolektif ırksal gerçekliğimizin
karmaşasına şaşırıyoruz.
08:02
PVPV: So todaybugün, we asksormak you --
154
470960
2696
PV: Bugün size şunu soruyoruz:
WG: Irksal anlamda okur yazarlığınız
var mı? Bilinçli misiniz?
08:05
WGWG: Are you raciallyırk literateokur?
155
473680
1776
08:07
Are you there yethenüz?
156
475480
1336
Henüz orada mısınız?
08:08
PVPV: Do you really understandanlama
the people around you,
157
476840
2536
PV: Etrafınızdaki insanları,
hikâyelerini, böyle hikâyeleri
08:11
theironların storieshikayeleri, storieshikayeleri like these?
158
479400
2976
gerçekten anlıyor musunuz?
08:14
It's not just knowingbilme
that LouiseLouise from SeattleSeattle
159
482400
2936
Seattle'dan Louise'in
Japon Amerikan toplama kampında
08:17
survivedhayatta JapaneseJaponca AmericanAmerikan
internmenttoplama campskampları.
160
485360
3096
hayatta kaldığını bilmek değil.
08:20
It's knowingbilme that, meanwhileo esnada,
161
488480
1576
Bu aynı zamanda eşinin,
08:22
her husbandkoca was one of an estimatedtahmini
33,000 JapaneseJaponca AmericansAmerikalılar
162
490080
5136
aynı dönemde kendi ailelerini
alıkoymuş olan ülkemiz için savaşan
08:27
who foughtkavga etti for our countryülke duringsırasında the warsavaş,
163
495240
2496
yaklaşık 33.000 Amerikalı Japon'dan
08:29
a countryülke that was simultaneouslyeşzamanlı
interningstaj theironların familiesaileleri.
164
497760
4896
biri olduğunu bilmek demek.
08:34
For mostçoğu of us, those JapaneseJaponca AmericansAmerikalılar
bothher ikisi de in campskampları and in servicehizmet,
165
502680
4456
Kamplardaki ve askeri hizmetteki
bu Amerikalı Japonların cesaretlerini,
08:39
now see theironların braverycesaret, theironların resilienceesneklik,
theironların historytarih forgottenunutulmuş.
166
507160
4416
dirençlerini, unutulan tarihlerini
birçoğumuz şimdi görüyor.
08:43
They'veOnlar ettik becomeolmak only victimskurbanlar.
167
511600
2216
Sadece mağdur oldular.
08:45
PVPV: It's not just knowingbilme
that interracialırklararası marriagesevlilikler
168
513840
2656
PV: Sadece DC'den
Shermaine ve Paul'unki gibi
08:48
like ShermaineShermaine and PaulPaul in DCDC existvar olmak,
169
516520
2856
kültürlerarası evliliklerin
olduğunu bilmek değil,
08:51
it's acknowledgingkabul that our societytoplum
has been programmedprogramlanmış for them to failbaşarısız.
170
519400
4336
toplumumuzun onları başarısızlığa
uğratmaya programlandığını da kabul etmek.
08:55
That on theironların very first datetarih
someonebirisi shoutedbağırdı,
171
523760
2616
Daha ilk buluşmalarında,
birinin "Neden bu siyah kaltaklasın?"
diye bağırması.
08:58
"Why are you with that blacksiyah whorefahişe?"
172
526400
2256
09:00
That accordinggöre to a ColumbiaColumbia studyders çalışma
on cisCIS straightDüz relationshipsilişkiler
173
528680
3816
Eşcinsel olmayan ilişkiler üzerine
yapılan Columbia araştırmasına göre;
09:04
blacksiyah is oftensık sık equatedeşdeğer with masculinityerkeklik
174
532520
2656
siyah sıklıkla erkeklik ile
09:07
and AsianAsya with femininitykadınlık,
175
535200
1936
ve Asyalılık dişilikle
eşit tutuluyor;
daha çok erkeğin
siyahi kadınlara
09:09
leadingönemli more menerkekler to not valuedeğer blacksiyah womenkadınlar
and to fetishizefetishize AsianAsya womenkadınlar.
176
537160
5296
değer vermeyip Asyalı kadın fetişi
olmasına yol açıyor.
09:14
AmongArasında black-whitesiyah-beyaz marriagesevlilikler
in the yearyıl 2000,
177
542480
3096
2000'li yıllardaki
siyah-beyaz evliliklerin
09:17
73 percentyüzde had a blacksiyah husbandkoca
and a whitebeyaz wifekadın eş.
178
545600
3696
yüzde 73'ünde koca siyahi iken,
karısı beyazdı.
09:21
PaulPaul and ShermaineShermaine defykarşı gelmek that statisticistatistik.
179
549320
2896
Paul ve Shermaine bu istatistiğe
baş kaldırdılar.
09:24
BlackSiyah is beautifulgüzel,
180
552240
1736
Siyah güzeldir,
09:26
but it takes a lot to believe so
oncebir Zamanlar societytoplum saysdiyor otherwiseaksi takdirde.
181
554000
3320
ama toplum aksini söylediği için
buna inanmak epey zaman alıyor.
09:29
WGWG: It's not just knowingbilme
that whitebeyaz people like LisaLisa in ChicagoChicago
182
557880
3576
WG: Sadece Şikago'dan Lisa gibi
beyaz insanların
beyaz ayrıcalığına
sahip olduğunu değil;
09:33
have whitebeyaz privilegeayrıcalık,
183
561480
1336
09:34
it's reflectingyansıtan consciouslybilinçli olarak
on the termterim whitenessbeyazlık and its historytarih,
184
562840
3616
beyazlık teriminin ve tarihinin
bilinçli olarak yansıtıldığını ve
09:38
knowingbilme that whitenessbeyazlık
can't be equatedeşdeğer with AmericanAmerikan.
185
566480
3520
beyazlığın eşittir Amerikalı demek
olmadığını bilmek.
09:42
It's knowingbilme that LisaLisa can't forgetunutmak
her ownkendi personalkişisel family'sailenin historytarih
186
570760
3536
Lisa'nın, Yahudilere
yapılan eziyetlerdeki
kendi aile geçmişini
unutamadığını bilmek demek.
09:46
of JewishYahudi oppressionbaskı.
187
574320
1856
09:48
That she can't forgetunutmak how, growingbüyüyen up,
188
576200
1856
Büyürken, boynuzlu ve kuyruklu
09:50
she was calleddenilen a dirtykirli JewYahudi
with hornsboynuzları and tailsfrak.
189
578080
3096
pis Yahudi diye çağrıldığını
unutamaması.
09:53
But LisaLisa knowsbilir she can passpas as whitebeyaz
190
581200
2296
Ancak Lisa beyaz olarak addedildiğini
biliyordu,
09:55
so she benefitsfaydaları from hugeKocaman systemicsistemik
and interpersonalkişiler arası privilegesayrıcalıkları,
191
583520
3616
bu yüzden bu koca sistemli ve
bireylerarası ayrıcalıktan faydalandı
09:59
and so she spendsharcıyor everyher day
192
587160
1576
ve her gününü,
10:00
grapplingfilika with waysyolları that she can
leverageKaldıraç that whitebeyaz privilegeayrıcalık
193
588760
3536
sosyal adaleti sağlayabilmek için
beyaz ayrıcalığıyla
10:04
for socialsosyal justiceadalet.
194
592320
1416
boğuşarak geçirdi.
10:05
For exampleörnek, startingbaşlangıç conversationskonuşmaları
with other people of privilegeayrıcalık about raceyarış.
195
593760
4736
Örneğin, ayrıcalığı olan insanlarla
ırk hakkında sohbetlere başladı.
10:10
Or shiftingdeğişken the powergüç
in her classroomsınıf to her studentsöğrencilerin
196
598520
3616
Ya da sınıfındaki öğrencilerle,
onların ırkçılık ve yoksulluğa
10:14
by learningöğrenme to listen to theironların experiencesdeneyimler
of racismırkçılık and povertyyoksulluk.
197
602160
4896
ilişkin deneyimlerini dinleyip öğrenerek
güçlerini değiştirdi.
10:19
PVPV: It's not just knowingbilme
that nativeyerli languagesdiller are dyingölen.
198
607080
3336
PV: Sadece anadillerin öldüğünü
bilmek değil.
10:22
It's appreciatingtakdir how fluencyakıcılık
in the CherokeeCherokee languagedil,
199
610440
3176
Kültür ile tarihin korunması ve
bir hayatta kalış biçimi olarak,
10:25
whichhangi really only lessaz
than 12,000 people speakkonuşmak todaybugün,
200
613640
3176
bugün gerçekte 12.000'den az insanın
konuştuğu
10:28
is an actdavranmak of survivalhayatta kalma,
of preservationkoruma of culturekültür and historytarih.
201
616840
4520
Çeroki dilinin ne kadar akıcı olduğunu
takdir etmek.
10:34
It's knowingbilme how
the nongenderednongendered CherokeeCherokee languagedil
202
622040
3536
Cinsiyetsiz Çeroki dilinin,
Tahlequah, Oklahoma'daki
Ahyoka'nın
10:37
enabledetkin Ahyoka'sAhyoka'nın acceptancekabul
as a transTrans womankadın
203
625600
3036
bir trans kadın olarak
kabul görmesini sağladığını bilmek.
10:40
in TahlequahTahlequah, OklahomaOklahoma.
204
628660
2356
10:43
Her grandmotherbüyükanne told her firmlysıkıca
a sayingsöz in CherokeeCherokee,
205
631040
3216
Büyükannesi ona,
Çeroki dilinde açıkça şöyle söylemiş:
10:46
"I don't tell me who you are,
206
634280
2536
"Ben senin kim olduğunu söylemiyorum,
10:48
you tell me who you are.
207
636840
1776
sen bana kim olduğunu söyle.
10:50
And that is who you are."
208
638640
1536
Ve işte bu sensin."
10:52
WGWG: These are just partsparçalar of a fewaz storieshikayeleri.
209
640200
3016
WG: Bunlar, sadece
birkaç hikâyeden kısımlar.
10:55
There are approximatelyyaklaşık olarak
323 millionmilyon people in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
210
643240
4096
ABD'de yaklaşık 323 milyon insan var.
10:59
PVPV: And 7.4 billionmilyar people on the planetgezegen.
211
647360
2896
PV: Ve gezegende 7.4 milyar.
WG: Bu yüzden, dinlememiz
gereken çok kişi var.
11:02
WGWG: So we have a lot to listen to.
212
650280
1620
11:03
PVPV: And a lot to learnöğrenmek.
213
651924
1332
PV: Ve öğrenmemiz gereken.
11:05
WGWG: We need to raiseyükseltmek the barbar.
214
653280
1496
WG: Çıtayı yükseltmeliyiz.
PV: Irksal bilgi için
standartlarımızı yükseltmeliyiz.
11:06
PVPV: ElevateYükseltmek our standardsstandartlar
for racialırk literacyokur yazarlık.
215
654800
2536
11:09
Because withoutolmadan investingyatırım
in an educationEğitim that valuesdeğerler --
216
657360
2736
Çünkü, bu değerlerde eğitime
yatırım yapılmazsa;
11:12
WGWG: BothHer ikisi de the storieshikayeleri --
PVPV: And statisticsistatistik --
217
660120
2136
WG: -hikâyelere ve
PV: istatistiklere
WG: insanlara
PV: ve sayılara
11:14
WGWG: The people --
PVPV: And the numberssayılar --
218
662280
1896
WG: bireylerarası
PV: ve sistemli olarak-
11:16
WGWG: The interpersonalkişiler arası --
PVPV: And the systemicsistemik --
219
664200
2256
WG: Her zaman bir parça eksik olacak.
11:18
WGWG: There will always be a pieceparça missingeksik.
220
666480
2456
11:20
PVPV: TodayBugün, so fewaz of us
understandanlama eachher other.
221
668960
3656
PV: Bugün, çok azımız
birbirini anlıyor.
11:24
WGWG: We don't know how to communicateiletişim kurmak --
222
672640
1896
WG: Nasıl iletişim kurar,
PV: Birlikte yaşar,
11:26
PVPV: LiveCanlı togetherbirlikte --
WGWG: Love one anotherbir diğeri.
223
674560
1976
WG: Birbirimizi severiz,
bilmiyoruz.
11:28
We need to all work togetherbirlikte
to createyaratmak a newyeni nationalUlusal communitytoplum.
224
676560
3096
Yeni bir ulusal topluluk yaratmak için
hep birlikte çalışmalıyız.
PV: Karşılıklı acı çekiş ve
kutlamaların olduğu
11:31
PVPV: A newyeni sharedpaylaşılan culturekültür
of mutualkarşılıklı sufferingçile and celebrationkutlama.
225
679680
3736
yeni paylaşılmış
bir kültür.
11:35
WGWG: We need to eachher beginbaşla by learningöğrenme
in our ownkendi localyerel communitiestopluluklar,
226
683440
3816
WG: Her birimiz, kendi
yerel topluluklarımızı öğrenip
kalplerimiz ve zihinlerimizin
arasındaki boşluğa köprü koyarak
11:39
bridgingKöprü oluşturma the gapsboşluklar betweenarasında
our ownkendi heartskalpler and mindszihinler
227
687280
2936
ırksal anlamda bilgili olmaya
başlamalıyız.
11:42
to becomeolmak raciallyırk literateokur.
228
690240
1616
11:43
PVPV: OnceBir kez we all do,
we will be that much closeryakın
229
691880
2736
PV: Herbirimiz yaptığında,
hepimiz için eşit şekilde savaşan ve
11:46
to livingyaşam in spacesalanlarda and systemssistemler
that fightkavga and carebakım equallyaynı derecede for all of us.
230
694640
6016
umursayan alanlar ve sistemlerde yaşamaya
bir o kadar yakın olacağız.
11:52
WGWG: Then, noneYok of us
will be ableyapabilmek to remainkalmak distantuzak.
231
700680
3416
WG: Ardından, hiçbirimiz
mesafeli olmayacak.
PV: Yapamadık...Anne ve baba
özür dileriz, üniversite bekleyebilir.
11:56
PVPV: We couldn'tcould -- sorry,
momanne and dadbaba, collegekolej can wait.
232
704120
2936
11:59
WGWG: We're on a gapboşluk yearyıl before collegekolej,
travelingseyahat to all 50 statesdevletler
233
707080
3216
WG: Üniversite öncesi bir yıl aradayız,
50 eyaleti geziyor ve
bir sonraki kitabımız için
hikâyeler topluyoruz.
12:02
collectingtoplama storieshikayeleri for our nextSonraki bookkitap.
234
710320
1896
12:04
PVPV: And we still have 23 statesdevletler
left to interviewröportaj in.
235
712240
3056
PV: Ve hâlâ röportaj yapmamız gereken
23 eyalet kalmış durumda.
12:07
(BothHer ikisi de) Let's all get to work.
236
715320
1976
(Birlikte)
Haydi hepimiz işe koyulalım.
12:09
Thank you.
237
717320
1256
Teşekkürler.
12:10
(ApplauseAlkış)
238
718600
4640
(Alkışlar)
Translated by Merve Kılıç
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKERS
Priya Vulchi - Social entrepreneur, student activist
Priya Vulchi is traveling to all US states with her friend Winona Guo, learning and listening to stories about race.

Why you should listen

For a collective future of racial justice, we must educate and empower our young generation now. Yet, the first time 18-year-olds Priya Vulchi and Winona Guo were required to talk about race in school was the 10th grade. 

That same year, Vulchi co-founded CHOOSE with Guo to equip us all with the tools we lack to both talk about race and act toward systemic change. Their latest publication, a racial literacy textbook and toolkit for educators called The Classroom Index, has been recognized by Princeton University's Prize in Race Relations & Not in Our Town's Unity Award, featured in Teen Vogue, the Philadelphia Inquirer, & the Huffington Post, and called a “social innovation more necessary than the iPhone” by Professor Ruha Benjamin. Currently on a gap year before attending Princeton University, Vulchi and Guo have been traveling to all US states collecting hundreds of powerful stories about race, culture, and intersectionality for another book to be released in spring 2019. Follow their journey on princetonchoose.org or @princetonchoose on Instagram and Facebook.

More profile about the speaker
Priya Vulchi | Speaker | TED.com
Winona Guo - Social entrepreneur, student activist
Winona Guo is spending her gap year traveling to all US states with her friend Priya Vulchi, learning and listening to stories about race and trying to find innovative ways to tackle inequity.

Why you should listen

For a collective future of racial justice, we must educate and empower our young generation now. Yet, the first time 18-year-olds Winona Guo and Priya Vulchi were required to talk about race in school was the 10th grade.

That same year, Guo co-founded CHOOSE with Vulchi to equip us all with the tools we lack to both talk about race and act toward systemic change. Their latest publication, a racial literacy textbook and toolkit for educators called The Classroom Index, has been recognized by Princeton University's Prize in Race Relations & Not in Our Town's Unity Award, featured in Teen Vogue, the Philadelphia Inquirer, & the Huffington Post, and called a “social innovation more necessary than the iPhone” by Professor Ruha Benjamin. Currently on a gap year before attending Harvard University, Guo and Vulchi have been traveling to all US states collecting hundreds of powerful stories about race, culture, and intersectionality for another book to be released in spring 2019. Follow their journey on princetonchoose.org or @princetonchoose on Instagram and Facebook.

More profile about the speaker
Winona Guo | Speaker | TED.com