ABOUT THE SPEAKER
Ingrid Fetell Lee - Designer, writer
Ingrid Fetell Lee studies joy and reveals how we can find more of it in the world around us.

Why you should listen

Ingrid Fetell Lee has devoted ten years to answering the question: "How do tangible things create intangible joy?" Drawing on research from the fields of neuroscience and psychology, her book, Joyful, and her blog "The Aesthetics of Joy" explore the powerful connection between our surroundings and our emotions, and empower people to find more joy in daily life through design. 

Lee has more than twelve years of experience in design and branding, most recently as design director at global innovation firm IDEO. She has been featured as an expert on design and joy by outlets such as the New York Times, Wired, PRI's Studio 360, CBC's Spark and Fast Company. 

Lee holds a Master's in industrial design from Pratt Institute and a Bachelor's in English and creative writing from Princeton University, and she was a founding faculty member in the Products of Design program at the School of Visual Arts in New York City. Joyful, her first book, will be published in North America by Little, Brown on September 4th.

More profile about the speaker
Ingrid Fetell Lee | Speaker | TED.com
TED2018

Ingrid Fetell Lee: Where joy hides and how to find it

Ingrid Fetell Lee: Neşe nerede saklı ve onu nasıl buluruz

Filmed:
2,512,197 views

Kiraz çiçekleri ve gökkuşağı, balonlar ve yapma gözler: Bazı şeyler neden böylesi evrensel neşe uyandırıyor? Bu büyüleyici konuşmada Ingrid Fetell Lee, neşenin inanılmaz somut köklerini ortaya çıkarıyor ve bunu nasıl bulacağımızı - hatta dünyada daha fazlasını nasıl yaratacağımızı anlatıyor.
- Designer, writer
Ingrid Fetell Lee studies joy and reveals how we can find more of it in the world around us. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
It's 2008,
0
786
1761
2008 yılıydı
00:14
and I'm just finishingbitirme
my first yearyıl of designdizayn schoolokul.
1
2571
3500
ve tasarım fakültesinde
ilk yılımı henüz tamamlıyordum.
00:19
And I'm at my first year-endyıl sonu reviewgözden geçirmek,
2
7074
2857
İlk yıl sonu değerlendirmemde,
00:21
whichhangi is a formform of ritualayin tortureişkence
for designdizayn studentsöğrencilerin,
3
9955
6867
tasarım öğrencileri için
adeta bir işkence gibidir bu,
00:28
where they make you take everything
you madeyapılmış over the coursekurs of the yearyıl
4
16846
3723
yıl içinde yaptığınız her şeyi
00:32
and layyatırmak it out on a tabletablo
5
20593
2340
bir masanın üzerine dizip
00:34
and standdurmak nextSonraki to it
while a bunchDemet of professorsprofesörler,
6
22957
2861
daha önce hiç görmediğiniz
bir dizi akademisyenin huzurunda
00:37
mostçoğu of whomkime you've never seengörüldü before,
7
25842
2721
eserlerinizin yanında durursunuz,
00:40
give you theironların unfilteredfiltresiz opinionsgörüşler of it.
8
28587
2619
onlar da hiç filtrelemeden
düşüncelerini söylerler.
00:44
So it's my turndönüş and I'm standingayakta
nextSonraki to my tabletablo,
9
32699
3191
Sıra bana geldiğinde
ve masamın yanında durduğumda
00:47
everything neatlydüzgünce linedastarlı up,
10
35914
2796
her şey güzelce sıralanmıştı
00:50
and I'm just hopingumut
that my professorsprofesörler can see
11
38734
3800
ve tasarımlarım kullanışlı, ergonomik
ve uzun süreli olsun diye
00:54
how much effortçaba I've put
into makingyapma my designstasarımlar practicalpratik
12
42558
5573
ne kadar emek sarf ettiğimi
01:00
and ergonomicergonomik and sustainablesürdürülebilir.
13
48155
3655
hocalarımın görmesini istiyordum.
01:05
And I'm startingbaşlangıç to get really nervoussinir,
14
53430
1860
Bir hâyli gerilmeye başlamıştım,
01:07
because for a long time,
no one saysdiyor anything.
15
55314
3291
çünkü uzun bir süre
hiç kimse bir şey söylemedi.
01:10
It's just completelytamamen silentsessiz.
16
58629
1951
Bir sessizlik hâkimdi.
01:13
And then one of the professorsprofesörler
startsbaşlar to speakkonuşmak, and he saysdiyor,
17
61067
2880
Sonra hocalarımdan birisi
şunu söyledi:
01:15
"Your work givesverir me a feelingduygu of joysevinç."
18
63971
2477
''Çalışman bana neşe veriyor.''
01:19
JoySevinç?
19
67407
1150
Neşe mi?
01:21
I wanted to be a designertasarımcı
because I wanted to solveçözmek realgerçek problemssorunlar.
20
69467
3383
Tasarımcı olmak istememin nedeni
gerçek sorunları çözmek istememdi.
01:24
JoySevinç is niceGüzel, I guesstahmin,
but it's kindtür of lightışık --
21
72874
4358
Neşe güzel, tabii...
ama çok yalın bir kavram,
01:29
not substantialönemli.
22
77256
1439
tatmin edici değil.
01:31
But I was alsoAyrıca kindtür of intriguedilgisini,
23
79921
1572
Ama ilgimi çekti,
01:33
because joysevinç is this intangiblemaddi olmayan feelingduygu,
24
81517
4487
çünkü neşe soyut bir his
01:38
and how does that come
from the stuffşey on the tabletablo nextSonraki to me?
25
86028
3551
ve masamda duran şeylerden
böyle bir şey çıkarılıyordu.
01:42
I askeddiye sordu the professorsprofesörler,
26
90468
1218
Ben de hocalara sordum:
01:43
"How do things make us feel joysevinç?
27
91710
2409
''Eşyalar bize nasıl neşe hisettirir?
01:46
How do tangiblesomut things
make us feel intangiblemaddi olmayan joysevinç?"
28
94143
4963
Somut şeyler bize nasıl
soyut neşeyi hissetirebilir?''
01:52
They hemmedsarılıyor and hawedhawed
and gesturedişaret etti a lot with theironların handseller.
29
100306
4184
Bir dizi el kol hareketiyle
mırın kırın ettiler.
01:57
"They just do," they said.
30
105030
1752
''Hisettiriyorlar işte,'' dediler.
01:59
I packedpaketlenmiş up my things for the summeryaz,
31
107907
1828
Yaz için eşyalarımı topladım,
02:01
but I couldn'tcould stop thinkingdüşünme
about this questionsoru ...
32
109759
3152
ama bu soruyu düşünmekten
kendimi alıkoyamıyordum...
Bu benim için yeni bir yolculuktu,
02:06
and this launchedbaşlattı a journeyseyahat --
33
114107
1469
02:07
one that I didn't know at the time
would take me 10 yearsyıl --
34
115600
3132
10 yıl süreceğini
o zamanlar bilmediğim bir yolculuk.
02:10
to understandanlama the relationshipilişki
betweenarasında the physicalfiziksel worldDünya
35
118756
3463
Bu yolculukta fiziksel dünyayla
''neşe'' dediğimiz o gizemli,
02:14
and the mysteriousgizemli,
quixoticquixotic emotionduygu we call "joysevinç."
36
122243
4980
roman gibi duygu arasındaki
ilişkiyi anlamaya çalışacaktım.
02:20
And what I discoveredkeşfedilen
is that not only are they linkedbağlantılı,
37
128007
4130
Sadece bağlantılı olduklarını değil,
02:24
but that the physicalfiziksel worldDünya
can be a powerfulgüçlü resourcekaynak to us
38
132161
3634
fiziksel dünyanın daha mutlu
ve sağlıklı hayatlar yaratmak için
02:27
in creatingoluşturma happierdaha mutlu, healthierdaha sağlıklı liveshayatları.
39
135819
3605
ne kadar zengin bir kaynak
olduğunu öğrendim.
Değerlendirmeden sonra şöyle düşündüm,
02:32
After my reviewgözden geçirmek,
40
140362
1179
02:33
I thought, "I know what joysevinç feelshissediyor like,
41
141565
2473
''Neşenin nasıl bir his
olduğunu biliyorum,
02:36
but what is it, exactlykesinlikle?"
42
144062
2309
ama bu tam olarak ne?''
02:38
And I foundbulunan that even scientistsBilim adamları
don't always agreeanlaşmak,
43
146717
3427
Sonra bilim insanlarının bile
anlaşmaya varamadıklarını gördüm,
02:42
and they sometimesara sıra use the wordskelimeler "joysevinç"
and "happinessmutluluk" and "positivitypozitifliği"
44
150168
3475
üstelik ''neşe'', ''mutluluk''
ve ''pozitiflik'' kavramlarını
02:45
more or lessaz interchangeablybirbirlerinin yerine.
45
153667
1794
birbirleri yerine kullanıyorlardı.
Genel olarak konuşursak
psikologlar neşe sözünü kullandıklarında
02:48
But broadlyGenel olarak speakingkonuşuyorum,
when psychologistspsikologlar use the wordsözcük joysevinç,
46
156989
2889
02:51
what they mean is an intenseyoğun,
momentaryanlık experiencedeneyim
47
159902
3405
yoğun ve geçici bir
02:55
of positivepozitif emotionduygu --
48
163331
1443
pozitif duyguyu kastederler,
02:56
one that makesmarkaları us smilegülümseme and laughgülmek
and feel like we want to jumpatlama up and down.
49
164798
3997
bu duygu bizi güldürür
ve yerimizde duramama hissi yaratır.
03:01
And this is actuallyaslında a technicalteknik thing.
50
169152
1859
Aslında teknik bir kavram.
03:03
That feelingduygu of wantingeksik
to jumpatlama up and down
51
171035
2001
Yerinde duramama hissi
03:05
is one of the waysyolları
that scientistsBilim adamları measureölçmek joysevinç.
52
173060
3261
bilim insanlarının neşeyi ölçmede
kullandıkları yollardan biri.
Mutluluktan farklı,
03:09
It's differentfarklı than happinessmutluluk,
53
177387
1618
mutlulukta zaman içinde
ne kadar iyi hissettiğimiz ölçülür.
03:11
whichhangi measuresönlemler how good we feel over time.
54
179029
2635
03:13
JoySevinç is about feelingduygu good in the momentan,
55
181688
2984
Neşe ise anı yaşamakla ilgili,
03:16
right now.
56
184696
1150
şu anı.
03:19
And this was interestingilginç to me
57
187007
1474
Bu benim oldukça ilgimi çekti,
03:20
because as a culturekültür, we are obsessedkafayı takmış
with the pursuitkovalama of happinessmutluluk,
58
188505
3518
çünkü kültürel olarak mutluluk
konusunda takılmış durumdayız,
03:24
and yethenüz in the processsüreç,
we kindtür of overlookgöz ardı joysevinç.
59
192047
3860
bu süreçte de neşeyi görmezden geliyoruz.
03:30
So this got me thinkingdüşünme:
60
198737
3167
Bu da beni düşündürüyor:
03:33
Where does joysevinç come from?
61
201928
1938
Neşe nereden geliyor?
Tanıdığım herkese sormaya başladım,
03:36
I startedbaşladı askingsormak everyoneherkes I knewbiliyordum,
62
204797
1573
03:38
and even people I just metmet on the streetsokak,
63
206394
2941
yolda tanıştığım insanlara bile,
03:41
about the things that broughtgetirdi them joysevinç.
64
209359
1860
onlara neşe veren şeyleri sordum.
03:43
On the subwaymetro, in a cafCAFé, on an airplaneuçak,
65
211243
2913
Metroda, kafede, uçakta...
03:46
it was, "HiMerhaba, niceGüzel to meetkarşılamak you.
What bringsgetiriyor you joysevinç?"
66
214180
3245
Şöyle oluyordu: ''Selam. Memnun oldum.
Sizi ne neşelendiriyor?''
03:50
I feltkeçe like a detectiveDedektif.
67
218544
1776
Detektif gibi hissetmeye başladım.
03:52
I was like, "When did you last see it?
68
220867
1925
''En son ne zaman gördün?
03:54
Who were you with? What colorrenk was it?
69
222816
1787
''Kimleydin? Ne renkti?
Başka gören oldu mu?'' tarzı sorular...
03:56
Did anyonekimse elsebaşka see it?"
70
224627
1175
03:58
I was the NancyNancy DrewDrew of joysevinç.
71
226353
2254
Neşenin Nancy Drew'u oldum!
04:00
(LaughterKahkaha)
72
228631
1150
(Kahkahalar)
04:02
And after a fewaz monthsay of this,
I noticedfark that there were certainbelli things
73
230579
3381
Bunu takip eden birkaç ay
belli başlı şeylerin
04:05
that startedbaşladı to come up again
and again and again.
74
233984
3053
tekrar tekrar olmaya başladığını gördüm.
04:09
They were things like cherryKiraz blossomsçiçekleri
75
237061
3283
Kiraz çiçekleri gibi şeyler
04:12
and bubbleskabarcıklar ...
76
240368
1304
ve balonlar...
04:14
swimmingyüzme poolshavuzları and treeağaç housesevler ...
77
242810
3119
yüzme havuzları ve ağaç evler...
04:19
hotSıcak airhava balloonsbalonlar and googlyşaşı eyesgözleri --
78
247728
3718
sıcak hava balonları, yapma gözler...
04:23
(LaughterKahkaha)
79
251470
1079
(Kahkahalar)
04:24
and icebuz creamkrem coneskoniler,
especiallyözellikle the onesolanlar with the sprinklesSprinkles.
80
252573
3105
ve dondurma külahları,
hem de üzerinde renkli şekerler olan.
04:29
These things seemedgibiydi to cutkesim acrosskarşısında lineshatlar
of ageyaş and genderCinsiyet and ethnicityEtnik Yapı.
81
257172
4865
Bu şeyler yaş, cinsiyet
ve etnik özellik tanımıyordu.
04:34
I mean, if you think about it,
82
262543
1477
Şöyle bir düşünün,
04:36
we all stop and turndönüş our headskafalar to the skygökyüzü
83
264044
1960
bir an durup gökyüzüne baktığımızda
04:38
when the multicoloredçok renkli arcArk
of a rainbowGökkuşağı streaksçizgiler acrosskarşısında it.
84
266028
2803
o rengârenk gökkuşağı kavisini
gördüğünüzü düşünün.
04:41
And fireworkshavai fişek --
85
269909
1539
Havai fişekleri...
04:43
we don't even need to know
what they're for,
86
271472
2088
Neden havai fişek gösterisi
olduğunu bilmesek bile
04:45
and we feel like we're celebratingkutlama, too.
87
273584
2867
biz de kutlama yapıyoruz
gibi hissediyoruz.
04:50
These things aren'tdeğil joyfulneşeli
for just a fewaz people;
88
278860
2748
Bu şeyler yalnızca
bir grup insana değil,
04:53
they're joyfulneşeli for nearlyneredeyse everyoneherkes.
89
281632
2829
nerdeyse herkese neşe veren şeyler.
04:56
They're universallyevrensel joyfulneşeli.
90
284485
2061
Evrensel neşe kaynakları.
05:00
And seeinggörme them all togetherbirlikte,
91
288504
2379
Bunların hepsini bir arada gördüğümde
05:02
it gaveverdi me this indescribablytarif edilemez şekilde
hopefulumutlu feelingduygu.
92
290907
3681
içim tarif edemeyeceğim bir umutla doldu.
05:08
The sharplykeskin dividedbölünmüş,
politicallypolitik olarak polarizedpolarize worldDünya we livecanlı in
93
296012
3089
İçinde yaşadığımız bu bölünmüş,
siyasi kutuplaşmalı dünya
05:11
sometimesara sıra has the effectEfekt
of makingyapma our differencesfarklar feel so vastgeniş
94
299125
5030
bazen farklılıklarımızı öylesine
büyük gösteriyor ki
05:16
as to be insurmountableaşılmaz.
95
304179
1901
bunu aşılamaz bir şeymiş gibi.
05:18
And yethenüz underneathaltında it all,
96
306104
1292
Ama bütün bunların altında,
05:19
there's a partBölüm of eachher of us
that findsbuluntular joysevinç in the sameaynı things.
97
307420
3632
hepimizin içinde aynı şeylerde
neşe bulan bir parça var.
05:24
And thoughgerçi we're oftensık sık told
that these are just passinggeçen pleasureszevkler,
98
312156
4127
Sürekli bunların gelip geçici
olduklarını duymamıza rağmen
05:28
in factgerçek, they're really importantönemli,
99
316307
2554
aslında bunlar çok önemli,
05:30
because they remindhatırlatmak us
of the sharedpaylaşılan humanityinsanlık we find
100
318885
3452
çünkü fiziksel dünyanın
ortak deneyiminde bulabileceğimiz
05:34
in our commonortak experiencedeneyim
of the physicalfiziksel worldDünya.
101
322361
2812
paylaşılan insanlığı bize hatırlatıyorlar.
05:38
But I still neededgerekli to know:
102
326309
1445
Yine de bilmem gerekiyordu:
05:39
What is it about these things
that makesmarkaları them so joyfulneşeli?
103
327778
4655
Onları bu kadar
neşe verici kılan şey ne?
05:45
I had picturesresimler of them
up on my studiostüdyo wallduvar,
104
333299
2908
Atölyemdeki duvarda
bunların resimleri asılıydı,
05:48
and everyher day, I would come in
and try to make senseduyu of it.
105
336231
3317
her gün içeri girdiğimde
bir anlam çıkarmaya çalışıyordum.
05:52
And then one day, something just clickedtıklandığında.
106
340662
2632
Sonra bir gün bir şey oldu.
05:56
I saw all these patternsdesenler:
107
344144
2158
Tüm bu parçaları görmeye başladım,
05:59
roundyuvarlak things ...
108
347422
1293
yuvarlak şeyler...
06:01
popsPOP'ları of brightparlak colorrenk ...
109
349969
1936
parlak renkler...
06:05
symmetricalsimetrik shapesşekiller ...
110
353512
1699
simetrik şekiller...
06:08
a senseduyu of abundancebolluk and multiplicityçokluk ...
111
356636
2797
çokluk ve arttırılabilir hissi...
06:12
a feelingduygu of lightnesshafiflik or elevationyükseklik.
112
360877
3384
bir hafiflik veya yükselme hissi...
06:17
When I saw it this way,
113
365328
1151
Bu şekilde baktığımda
06:18
I realizedgerçekleştirilen that thoughgerçi the feelingduygu of joysevinç
is mysteriousgizemli and elusiveyakalanması zor,
114
366503
4079
gizemli ve anlatması zor
bir his olmasına rağmen
06:22
we can accesserişim it throughvasitasiyla tangiblesomut,
physicalfiziksel attributesöznitelikleri,
115
370606
3318
somut, fiziksel niteliklerle
neşeye sahip olabileceğimizi fark ettim,
06:25
or what designerstasarımcılar call aestheticsestetik,
116
373948
2814
veya tasarımcıların estetik dediği şeye,
06:28
a wordsözcük that comesgeliyor from the sameaynı rootkök
as the GreekYunanca wordsözcük "aísthomaisthomai,"
117
376786
3646
Yunanca bir kelime olan
''aisthomai'' ile aynı köke sahip,
06:32
whichhangi meansanlamına geliyor, "I feel,"
"I senseduyu," "I perceivealgıladıkları."
118
380456
3996
anlamı ''Hissediyorum, algılıyorum.''
06:37
And sincedan beri these patternsdesenler were tellingsöylüyorum me
that joysevinç beginsbaşlar with the sensesduyular,
119
385668
4451
Tüm bu kalıplar bana neşenin
hislerle başladğını söylüyordu,
06:42
I beganbaşladı callingçağrı them "AestheticsEstetik of JoySevinç";
120
390143
2843
onlara ''Neşe estetiği'' adını koydum;
06:45
the sensationsduyumları of joysevinç.
121
393010
1949
neşe uyandıran şeyler.
06:48
And in the wakeuyanmak of this discoverykeşif,
122
396484
1628
Bu keşfimin ardından
06:50
I noticedfark something
that as I walkedyürüdü around,
123
398136
2145
bir şeye daha yakın olduğumu fark ettim,
06:52
I beganbaşladı spottinglekelenme little momentsanlar
of joysevinç everywhereher yerde I wentgitti --
124
400305
5091
gittiğim her yerde küçük
neşe anları vardı --
06:57
a vintageVintage yellowSarı cararaba
125
405420
1356
eski bir sarı araba
06:58
or a cleverzeki pieceparça of streetsokak artSanat.
126
406800
1922
veya zekice çalışılmış bir sokak resmi.
07:00
It was like I had a pairçift
of rose-coloredhatıraları glassesgözlük,
127
408746
4733
Sanki dünyaya pembe camlı
bir gözlükle bakıyordum,
07:05
and now that I knewbiliyordum what to look for,
128
413503
2860
ne arayacağımı da biliyordum,
baktığım her yerde görebiliyordum.
07:08
I was seeinggörme it everywhereher yerde.
129
416387
1354
07:09
It was like these little momentsanlar of joysevinç
were hiddengizli in plainsade sightgörme.
130
417765
3429
Sanki bu küçük neşe anları
ulu orta yerde bizden saklıydı.
07:14
And at the sameaynı time,
131
422870
1578
Aynı zamanda
07:16
I had anotherbir diğeri realizationgerçekleşme,
132
424472
1333
bir şeyi daha fark ettim,
07:17
that if these are the things
that bringgetirmek us joysevinç,
133
425829
3049
bizde neşe uyandıran şeyler bunlarsa
07:20
then why does so much
of the worldDünya look like this?
134
428902
2475
dünya neden buna benziyor?
07:23
(LaughterKahkaha)
135
431401
1589
(Kahkahalar)
07:25
Why do we go to work here?
136
433014
1531
Neden burada çalışıyoruz?
07:27
Why do we sendgöndermek our kidsçocuklar to schoolsokullar
that look like this?
137
435476
2689
Neden çocuklarımızı böyle görünen
okullara gönderiyoruz?
07:31
Why do our citiesşehirler look like this?
138
439384
2018
Peki ya şehirlerimiz?
07:34
And this is mostçoğu acuteakut for the placesyerler
that houseev the people
139
442256
4811
Bu da içimizde en hassas olanlara
07:39
that are mostçoğu vulnerablesavunmasız amongarasında us:
140
447091
2128
ev sahipliği yapan yerler:
07:41
nursingHemşirelik homesevler,
141
449243
1333
huzurevleri,
07:43
hospitalshastaneler,
142
451312
1200
hastaneler,
07:45
homelessevsiz shelterssığınak,
143
453413
1393
evsiz barınakları,
07:47
housingKonut projectsprojeler.
144
455473
1375
toplu konutlar.
07:49
How did we endson up in a worldDünya
that looksgörünüyor like this?
145
457925
3214
Nasıl böyle görünen bir dünyada
bulduk kendimizi?
07:54
We all startbaşlama out joyfulneşeli,
146
462992
2078
Hepimiz neşeyle başlıyoruz,
07:57
but as we get olderdaha eski,
147
465094
3574
ama yaşlandıkça
08:00
beingolmak colorfulrenkli or exuberantcoşkulu
opensaçılan us up to judgmentyargı.
148
468692
4513
renkli ve hayat dolu olursak
yargılanmaya maruz kalıyoruz.
08:05
AdultsYetişkin who exhibitsergi genuinehakiki joysevinç
are oftensık sık dismissedgörevden alındı as childishçocukça
149
473883
5175
Neşeli yetişkinler
ya çocuksu olarak adlandırılır
08:11
or too femininekadınsı
150
479082
2060
ya da feminen olarak,
08:13
or unseriousbelirtiyorum
151
481166
2162
hatta ciddiyetsiz
08:15
or self-indulgentrahatına düşkün,
152
483352
1964
veya bildiğini okuyan
08:18
and so we holdambar ourselveskendimizi back from joysevinç,
153
486139
3595
ve bu şekilde kendimizi
neşeden geri çekiyoruz,
08:21
and we endson up in a worldDünya
that looksgörünüyor like this.
154
489758
2583
sonra da böyle görünen
bir dünyada buluyoruz kendimizi.
Eğer neşe estetiği
çevremizdeki dünyada
08:25
But if the aestheticsestetik of joysevinç can be used
155
493936
1906
08:27
to help us find more joysevinç
in the worldDünya around us,
156
495866
2262
daha çok neşe bulmamız için kullanılırsa
08:30
then couldn'tcould they alsoAyrıca be used
to createyaratmak more joysevinç?
157
498152
2686
daha fazla neşe yaratmak için de
kullanılamaz mı?
08:33
I spentharcanmış that last two yearsyıl
scouringTemizleme the planetgezegen,
158
501537
2434
Son iki yıl tüm gezegeni araştırarak
08:35
looking for differentfarklı waysyolları
that people have answeredcevap this questionsoru.
159
503995
3959
bu sorunun değişik
şekillerdeki yanıtlarını aradım.
08:40
And this led me to the work
of the artistsanatçı ArakawaArakawa
160
508719
2513
Bu arayış beni ressam Arakawa
ve şair Madeline Gins'in
çalışmalarına yönlendirdi,
08:43
and the poetşair MadelineMadeline GinsCin,
161
511256
1731
08:45
who believedinanılır that these kindsçeşit
of environmentsortamları are literallyharfi harfine killingöldürme us.
162
513011
4792
bu tür çevrelerin bizi resmen
öldürdüklerine inanıyorlardı.
08:50
And so they setset out the createyaratmak
an apartmentapartman buildingbina
163
518686
3833
Onlar da yaşlanmayı
tersine çevireceğine inandıkları
08:54
that they believedinanılır would reverseters agingyaşlanma.
164
522543
2515
bir apartman yapmaya koyuldular.
08:58
And this is it.
165
526313
1170
İşte sonuç.
09:00
(LaughterKahkaha)
166
528026
3215
(Kahkahalar)
09:03
(ApplauseAlkış)
167
531265
3493
(Alkışlar)
09:06
It's a realgerçek placeyer, just outsidedışında TokyoTokyo.
168
534782
2969
Bu gerçek bir yer,
Tokyo'nun biraz dışında.
09:09
I spentharcanmış a night there, and it's a lot.
169
537775
3627
Orada bir gece konakladım,
harika bir yer.
09:13
(LaughterKahkaha)
170
541426
2699
(Kahkahalar)
09:16
The floorskatlar undulatedalgalanmaya,
171
544149
1737
Zeminler iniş çıkışlı,
09:17
so you don't endson up walkingyürüme around
172
545910
2265
yani öylesine yürümüyorsunuz,
09:20
so much as kindtür of bouncingZıplayan
around the apartmentapartman,
173
548199
2502
evin içinde adeta yaylanıyorsunuz,
09:22
and there are brightparlak colorsrenkler
in everyher directionyön.
174
550725
4232
ayrıca her tarafında parlak renkler var.
09:28
I'm not sure I left any youngerdaha genç,
175
556265
2337
Gençleştim mi bilmiyorum ama
09:30
but it's as if, by tryingçalışıyor
to createyaratmak an apartmentapartman
176
558626
4204
onların amacı
bizi genç hissettirecek
09:34
that would make us feel youthfulgenç,
177
562854
2072
bir apartman yapmaktı,
09:36
they endedbitti up creatingoluşturma
one that was joyfulneşeli.
178
564950
3330
bize neşe veren bir tane yaptılar.
09:41
And yes, this is a bitbit much
for everydayher gün life,
179
569277
2532
Tamam, bu günlük yaşam için
biraz fazla olabilir,
09:43
but it madeyapılmış me wondermerak etmek:
What about the restdinlenme of us?
180
571833
3406
ama yine de merak ediyorum,
peki ya geri kalanımız?
09:47
How do we bringgetirmek these ideasfikirler
back into the realgerçek worldDünya?
181
575263
4411
Bu fikirleri gerçek hayata
nasıl geri getireceğiz?
09:52
So I startedbaşladı findingbulgu people
who were doing just that.
182
580621
2688
Tam da bunu yapan insanları
bulmaya başladım.
09:55
For exampleörnek, this hospitalhastane, designedtasarlanmış
by the DanishDanca artistsanatçı PoulPoul GernesGernes.
183
583939
4004
Örneğin Danimarkalı ressam
Poul Gernes'in tasarımı olan bu hastane.
10:00
Or these schoolsokullar,
184
588674
1480
Veya bu okullar,
10:02
transformeddönüştürülmüş by the non-profitkar amacı gütmeyen PublicolorPublicolor.
185
590178
2448
kâr amacı gütmeyen Publicolor
bu dönüşümü yaptı.
10:05
What's interestingilginç is that PublicolorPublicolor
has heardduymuş from schoolokul administratorsyöneticiler
186
593195
3539
İşin ilginç yanı Publicolor
okul yönetiminden
10:08
who say that attendancekatılım improvesgeliştirir,
187
596758
3130
katılımın düzeldiğini öğrendi,
10:11
graffitigrafiti disappearskaybolur
188
599912
1876
duvar yazısı kayboldu
10:13
and kidsçocuklar actuallyaslında say they feel saferdaha güvenli
in these paintedboyalı schoolsokullar.
189
601812
3741
ve çocuklar bu resimli okullarda
daha güvende hissediyorlar.
10:18
And this alignshizalar with researchAraştırma
conductedyürütülen in fourdört countriesülkeler,
190
606090
2997
Ayrıca bu durum dört ülkede yapılan
araştırmayla da bağdaşıyor,
10:21
whichhangi showsgösterileri that people
workingçalışma in more colorfulrenkli officesbürolar
191
609111
3627
renkli ofislerde çalışan insanlar
10:24
are actuallyaslında more alertAlarm,
192
612762
1655
daha atik,
10:26
more confidentkendine güvenen
193
614441
1257
daha özgüvenli
10:27
and friendlierdostça than those
workingçalışma in drabyeşili spacesalanlarda.
194
615722
2947
ve sıkıcı ortamlarda çalışanlara göre
daha arkadaş canlısı.
10:32
Why would this be the casedurum?
195
620620
1592
Neden böyle oluyor?
10:34
Well, as I startedbaşladı to traceiz back
our love of colorrenk,
196
622236
3991
Renklere olan tutkumuzun izini sürdüm,
10:38
I foundbulunan that some researchersaraştırmacılar
see a connectionbağ to our evolutionevrim.
197
626251
4302
bazı araştırmacılar, bunun evrimimizle
bir bağlantısı olduğunu bulmuş.
10:43
ColorRenk, in a very primalilkel way,
is a signişaret of life, a signişaret of energyenerji.
198
631292
5271
En ilkel açıdan renk,
bir hayat ve enerji işareti.
10:49
And the sameaynı is truedoğru of abundancebolluk.
199
637063
2029
Aynısı bolluk için de geçerli.
10:51
We evolvedgelişti in a worldDünya
where scarcitykıtlık is dangeroustehlikeli,
200
639116
3350
Kıtlığın tehlikeli olduğu
ve bolluğun hayatta kamak demek olduğu
10:54
and abundancebolluk meantdemek survivalhayatta kalma.
201
642490
2685
bir dünyada evrim geçirdik.
10:58
So, one confettoconfetto --
202
646091
3223
Yani tek başına bir konfeto parçası
11:01
whichhangi happensolur to be
the singularTekil of confettikonfeti,
203
649338
2230
konfeti kelimesinin tekili yani,
11:03
in casedurum you were wonderingmerak ediyor --
204
651592
1397
bilmiyorsanız diye söyledim.
11:05
(LaughterKahkaha)
205
653013
1365
(Kahkahalar)
11:06
isn't very joyfulneşeli,
206
654402
2061
çok neşe veriyor olmayabilir,
11:08
but multiplyçarpmak it,
207
656487
1423
ama onu arttırın
11:09
and you have a handfulavuç
of one of the mostçoğu joyfulneşeli substancesmaddeler
208
657934
2763
ve dünyanın en çok neşe uyandıran
11:12
on the planetgezegen.
209
660721
1150
maddelerinden birine sahipsiniz.
11:14
The architectmimar EmmanuelleEmmanuelle MoureauxMoureaux
useskullanımları this ideaFikir in her work a lot.
210
662494
3985
Mimar Emmanuelle Moureaux da
işinde bu fikre çok yer verdi.
11:18
This is a nursingHemşirelik home she designedtasarlanmış,
211
666503
1792
İşte tasarladığı bir bakımevi,
11:20
where she useskullanımları these multicoloredçok renkli spheresküreleri
to createyaratmak a feelingduygu of abundancebolluk.
212
668319
4437
çokluk hissi yaratması için
çok renkli küreler kullanmış.
11:25
And what about all those
roundyuvarlak things I noticedfark?
213
673752
2264
Peki bahsettiğim tüm bu yuvarlak şeyler?
11:29
Well, it turnsdönüşler out neuroscientistsnörologlar
have studiedokudu this, too.
214
677159
3292
Anlaşılan o ki nöro bilimciler
bunu da araştırmış.
11:32
They put people into fMRIfMRI machinesmakineler,
215
680475
2421
İnsanları MR'a gönderiyorlar
11:34
and they showedgösterdi them picturesresimler
of angularaçısal objectsnesneleri and roundyuvarlak onesolanlar.
216
682920
4347
ve hem köşeli hem de yuvarlak cisimlerin
resimlerini gösteriyorlar.
11:40
And what they foundbulunan is that the amygdalaamigdala,
217
688011
2406
Bulgularına göre amigdala,
11:42
a partBölüm of the brainbeyin associatedilişkili
in partBölüm with fearkorku and anxietyanksiyete,
218
690441
3626
beynin korku
ve gerginlikten sorumlu kısmı,
11:46
litAydınlatılmış up when people
lookedbaktı at angularaçısal objectsnesneleri,
219
694091
2189
insanlar köşeli cisimlere
bakarken uyarılıyor
11:48
but not when they lookedbaktı
at the roundyuvarlak onesolanlar.
220
696304
2000
ama yuvarlak cisimlere bakarken değil.
11:51
They speculatespekülasyon yapmak that because
anglesaçılar in naturedoğa
221
699310
3520
Onlara göre bunun sebebi
11:54
are oftensık sık associatedilişkili with objectsnesneleri
that mightbelki be dangeroustehlikeli to us,
222
702854
3533
doğada köşeli cisimlerin
tehlikeli olabileceği,
11:58
that we evolvedgelişti an unconsciousbilinçsiz
senseduyu of cautiondikkat around these shapesşekiller,
223
706411
5015
bu tür şekillere karşı bilinçaltımızda
bir dikkat hissi ile evrimleştik,
12:03
whereasbuna karşılık curveseğrileri setset us at easekolaylaştırmak.
224
711450
2595
diğer yandan kıvrımlar bize huzur veriyor.
12:06
You can see this in actionaksiyon
in the newyeni SandySandy HookKanca Elementaryİlköğretim SchoolOkul.
225
714637
3876
yeni Sandy Hook ilkokulunda
bunu uygulamalı olarak görebilirsiniz.
12:11
After the masskitle shootingçekim there in 2012,
226
719257
2003
2012'deki toplu silahlı saldırı sonrası,
12:13
the architectsmimarlar SvigalsSvigals + PartnersOrtaklar
227
721284
1969
mimarlar Svigals + Partners
12:15
knewbiliyordum that they neededgerekli to createyaratmak
a buildingbina that was securegüvenli,
228
723277
3263
güvenli bir bina
yapmaları gerektiğini biliyordu,
12:18
but they wanted to createyaratmak
one that was joyfulneşeli,
229
726564
2247
ama neşe uyandıran bir bina
yapmak istediler
12:20
and so they filleddolu it with curveseğrileri.
230
728835
1693
ve binayı kıvrımlarla doldurdular.
12:22
There are wavesdalgalar runningkoşu
alonguzun bir the sideyan of the buildingbina,
231
730552
2841
Binanın yan kısmında dalgalar,
12:25
and these squigglyeğri büğrü canopiessaçak
over the entrywaygiriş yoluna,
232
733417
3341
girişinde cıvıl cıvıl kanopiler var
12:28
and the wholebütün buildingbina bendsvurgun
towardkarşı the entranceGiriş
233
736782
2904
ve tüm bina hoşgeldiniz dercesine
12:31
in a welcomingKarşılama gesturejest.
234
739710
1656
girişe doğru eğimli.
12:35
EachHer momentan of joysevinç is smallküçük,
235
743726
2623
Her neşe anı küçük,
12:38
but over time, they addeklemek up to more
than the sumtoplam of theironların partsparçalar.
236
746373
4210
ama zamanla giderek büyüyorlar.
12:44
And so maybe insteadyerine
of chasingtakip after happinessmutluluk,
237
752553
3339
Belki de mutluluğun peşinde koşmak yerine,
12:47
what we should be doing is embracingkucaklama joysevinç
238
755916
3178
neşeye kucak açmalıyız
12:51
and findingbulgu waysyolları to put ourselveskendimizi
in the pathyol of it more oftensık sık.
239
759118
4945
ve kendimize neşe uyandıracak
yollar bulmaya.
12:57
DeepDerin withiniçinde us,
240
765697
1189
Hepimizin içinde
12:58
we all have this impulsedürtü
to seekaramak out joysevinç in our surroundingsçevre.
241
766910
4898
çevremizde neşe veren şeyler
görmeye yönelik bir istek var.
13:04
And we have it for a reasonneden.
242
772453
2099
Bunun bir sebebi var.
13:07
JoySevinç isn't some superfluousgereksiz extraekstra.
243
775223
3452
Neşe lüzumsuz bir ekstra değil.
13:11
It's directlydirekt olarak connectedbağlı to our fundamentaltemel
instinctiçgüdü for survivalhayatta kalma.
244
779573
5120
Bizim temel hayatta kalma içgüdümüzle
doğrudan bağlantılı.
13:17
On the mostçoğu basictemel levelseviye,
245
785885
2244
En basit hâliyle,
13:20
the drivesürücü towardkarşı joysevinç
is the drivesürücü towardkarşı life.
246
788153
4728
neşeye doğru atılacak bir adım,
hayata doğru atılan bir adımdır.
13:25
Thank you.
247
793534
1150
Teşekkür ederim.
13:26
(ApplauseAlkış)
248
794708
1884
(Alkışlar)
13:28
Thank you.
249
796616
1151
Teşekkürler.
13:29
Thank you,
250
797791
1186
Teşekkürler.
13:31
thank you.
251
799001
1151
Teşekkürler.
13:32
(ApplauseAlkış)
252
800176
5427
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ingrid Fetell Lee - Designer, writer
Ingrid Fetell Lee studies joy and reveals how we can find more of it in the world around us.

Why you should listen

Ingrid Fetell Lee has devoted ten years to answering the question: "How do tangible things create intangible joy?" Drawing on research from the fields of neuroscience and psychology, her book, Joyful, and her blog "The Aesthetics of Joy" explore the powerful connection between our surroundings and our emotions, and empower people to find more joy in daily life through design. 

Lee has more than twelve years of experience in design and branding, most recently as design director at global innovation firm IDEO. She has been featured as an expert on design and joy by outlets such as the New York Times, Wired, PRI's Studio 360, CBC's Spark and Fast Company. 

Lee holds a Master's in industrial design from Pratt Institute and a Bachelor's in English and creative writing from Princeton University, and she was a founding faculty member in the Products of Design program at the School of Visual Arts in New York City. Joyful, her first book, will be published in North America by Little, Brown on September 4th.

More profile about the speaker
Ingrid Fetell Lee | Speaker | TED.com