ABOUT THE SPEAKER
Barat Ali Batoor - Photojournalist
Barat Ali Batoor, an award-winning photojournalist, is a member of the Hazara people. He is based in Australia.

Why you should listen

Barat Ali Batoor is a member of the Hazara ethnic group, once from Afghanistan, then driven into Pakistan. He started work as a photographer in 2002, documenting his people's ancestral home of Afghanistan. His photos have appeared in the Washington Post, Newsweek, the Wall Street Journal, Stern and many other publications. He held his first solo exhibition in 2007, and has been exhibited around the world.

Watch a short conversation with Batoor in the TEDxSydney studio >>

More profile about the speaker
Barat Ali Batoor | Speaker | TED.com
TEDxSydney

Barat Ali Batoor: My desperate journey with a human smuggler

Barat Ali Batoor: Bir insan kaçakçısıyla umutsuz yolculuğum

Filmed:
1,041,814 views

Belgesel fotoğrafçısı Barat Ali Batoor, Afganistan'da yaşıyordu -riskli çalışması nedeniyle ülkeyi terketmeye zorlanana kadar. O, yerinden edilen bir halkın üyesi. Bir Hazarlı. Etnik kökeni nedeniyle Batur için Pakistan'a taşınmak da oldukça tehlikeliydi. Güvenli bir yere öylece uçak bileti alarak gidemezdi. Bir Hazarlı için bu hiç de kolay değil. Bunun yerine onun, insan kaçakçılarına para ödemesi, tekneyle sığınak arayan mülteci medcezirine katılması gerekiyordu. Batoor, güçlü fotoğraflarıyla yürek burkan okyanus yolculuğunu belgeledi.
- Photojournalist
Barat Ali Batoor, an award-winning photojournalist, is a member of the Hazara people. He is based in Australia. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

Ben bir Hazarlıyım,
00:12
I am a HazaraHazara,
0
462
2090
00:14
and the homelandvatan
of my people is AfghanistanAfganistan.
1
2552
4829
ve halkımın anavatanı Afganistan.
00:19
Like hundredsyüzlerce of thousandsbinlerce
of other HazaraHazara kidsçocuklar,
2
7381
3019
Tıpkı diğer yüzlerce ve binlerce Hazarlı
çocuk gibi
00:22
I was borndoğmuş in exilesürgün.
3
10400
2764
ben de sürgünde doğdum.
00:25
The ongoingdevam eden persecutionzulüm
and operationoperasyon againstkarşısında the HazarasHazaras
4
13164
4202
Hazarlılara karşı devam eden zulüm
ve uygulamalar
00:29
forcedzorunlu my parentsebeveyn to leaveayrılmak AfghanistanAfganistan.
5
17366
4597
ailemi Afganistan'ı
terk etmeye mecbur etti.
00:33
This persecutionzulüm has had a long historytarih
going back to the lategeç 1800s,
6
21963
4411
1800lerin sonlarında, Kral Abdur Rahman saltanatı
00:38
and the rulekural of KingKral AbdurAbdur RahmanRahman.
7
26374
2927
ile başlayan bir zulüm bu.
00:41
He killedöldürdü 63 percentyüzde of
the HazaraHazara populationnüfus.
8
29301
5596
Kral, Hazar nüfusunun yüzde 63'ünü
yok etti.
00:46
He builtinşa edilmiş minaretsMinare with theironların headskafalar.
9
34897
2647
Kesilen başlarıyla minareler inşa ettirdi.
00:49
ManyBirçok HazarasHazaras were soldsatıldı into slaverykölelik,
10
37544
2367
Bir çok sayıda Hazarlı, köle olarak satıldı
00:51
and manyçok othersdiğerleri fledkaçtı the countryülke
for neighboringkomşu Iranİran and PakistanPakistan.
11
39911
6293
ve birçoğu da ülkeden kaçıp komşumuz
İran ve Pakistan'a sığındı.
00:58
My parentsebeveyn alsoAyrıca fledkaçtı to PakistanPakistan,
12
46204
2716
Benim ailemse Pakistan'a kaçanlardan...
01:00
and settledyerleşik in QuettaQuetta, where I was borndoğmuş.
13
48920
2996
Doğduğum şehir Quetta'ya yerleşmişler.
01:03
After the SeptemberEylül 11
attacksaldırı on the TwinTek Kişilik TowersKuleleri,
14
51916
2941
11 Eylül ikiz kuleler saldırısının ardından,
01:06
I got a chanceşans to go to AfghanistanAfganistan
15
54857
1788
yabancı gazetecilerle birlikte ilk kez
01:08
for the first time,
with foreignyabancı journalistsgazeteciler.
16
56645
2578
Afganistan'a gitme şansı yakaladım.
01:11
I was only 18, and I got a job
workingçalışma as an interpreterTercüman.
17
59223
3807
Yalnızca 18 yaşındaydım ve
ardıl tercüman olarak çalışıyordum.
01:15
After fourdört yearsyıl,
18
63030
2183
Dört yıl sonra
01:17
I feltkeçe it was safekasa enoughyeterli
to movehareket to AfghanistanAfganistan permanentlykalıcı olarak,
19
65213
4690
temelli olarak Afganistan'a yerleşmenin
güvenli olduğunu hissettim.
01:21
and I was workingçalışma there
as a documentarybelgesel photographerfotoğrafçı,
20
69903
4620
Belgesel fotoğrafçısı olarak
01:26
and I workedişlenmiş on manyçok storieshikayeleri.
21
74523
4246
bir çok hikaye üzerinde çalıştım.
01:30
One of the mostçoğu importantönemli
storieshikayeleri that I did
22
78769
2604
Üzerinde çalıştığım
en önemli konulardan biri
01:33
was the dancingdans boysçocuklar of AfghanistanAfganistan.
23
81373
4714
dans eden Afgan çocuklarıydı.
01:38
It is a tragictrajik storyÖykü about
an appallingkorkunç traditiongelenek.
24
86087
4504
Dehşet verici bir gelenek hakkında
trajik bir hikaye bu.
01:42
It involvesgerektirir younggenç kidsçocuklar
dancingdans for warlordsSavaş ağaları
25
90591
3461
Gelenek; uygulamada küçük çocukların
aşiret ağaları ve toplumdaki
01:46
and powerfulgüçlü menerkekler in the societytoplum.
26
94052
2089
diğer güçlü erkeklerin önünde
dans etmesini içeriyor.
01:48
These boysçocuklar are oftensık sık abductedKaçırılan
or boughtsatın from theironların poorfakir parentsebeveyn,
27
96141
3761
Bu oğlanlar genellikle fakir ailelerden
satın alınıyor ya da alıkonuluyorlar
01:51
and they are put to work as sexseks slavesköle.
28
99902
3065
ve seks köleleri olarak çalıştırılıyorlar.
01:54
This is ShukurShukur.
29
102967
2764
Bu gördüğünüz Shukur.
01:57
He was kidnappedkaçırdı from KabulKabil by a warlordSavaş ağası.
30
105731
3669
Bir aşiret ağası tarafından
Kabul'de kaçırılmış.
02:01
He was takenalınmış to anotherbir diğeri provinceİl,
31
109400
1972
Aşiret ağası ve arkadaşları için
02:03
where he was forcedzorunlu to work as a sexseks slaveköle
for the warlordSavaş ağası and his friendsarkadaşlar.
32
111372
4761
seks kölesi olarak çalışmaya zorlandığı
başka bir vilayete götürülmüş.
02:08
When this storyÖykü was publishedyayınlanan
in the WashingtonWashington PostYayınla,
33
116133
2925
Bu hikaye
Washington Post'da yayınlandığında
02:11
I startedbaşladı receivingkabul deathölüm threatstehditler,
34
119058
2322
ölüm tehditleri almaya başladım
02:13
and I was forcedzorunlu to leaveayrılmak AfghanistanAfganistan,
35
121380
3738
ve Afganistan'ı terk etmeye zorlandım;
02:17
as my parentsebeveyn were.
36
125118
2392
tıpkı daha önce ailemin
zorlandığı gibi.
02:19
AlongBoyunca with my familyaile,
I returnediade back to QuettaQuetta.
37
127510
3692
Ailemle beraber Quetta'ya döndüm.
02:23
The situationdurum in QuettaQuetta had changeddeğişmiş
dramaticallydramatik sincedan beri I left in 2005.
38
131202
4412
2005'te bıraktığım şehir öyle değişmişti ki!
02:27
OnceBir kez a peacefulhuzurlu havencenneti for the HazarasHazaras,
39
135614
2553
Bir zamanlar Hazarlar için huzurlu
bir cennet olan yer
02:30
it had now turneddönük into the mostçoğu
dangeroustehlikeli cityŞehir in PakistanPakistan.
40
138167
5434
şimdi Pakistan'ın en tehlikeli şehrine
dönüşmüştü.
02:35
HazarasHazaras are confinedsınırlı into two smallküçük areasalanlar,
41
143601
3575
Hazarlar iki küçük bölgeye hapsolmuş,
02:39
and they are marginalizedmarjinal sociallysosyal,
educationallyeğitimsel, and financiallymali.
42
147176
4853
eğitim hakkından mahrum edilmiş,ötekileştirilmişlerdi.
02:44
This is NadirNadir.
43
152029
1440
Bu Nadir.
02:45
I had knownbilinen him sincedan beri my childhoodçocukluk.
44
153469
1997
Onu çocukluğumdan beri tanırım.
02:47
He was injuredyaralı when his vankamyonet
was ambushedpusuya by terroriststeröristler in QuettaQuetta.
45
155466
4179
Kamyoneti Quetta'da teröristlerce
pusuya düşürüldüğünde yaralandı.
02:51
He latersonra diedvefat etti of his injuriesyaralanmalar.
46
159645
3576
Daha sonra aldığı yaralar nedeniyle öldü.
02:55
Around 1,600 HazaraHazara membersüyeler
47
163221
3785
1600 civarında Hazarlı
02:59
had been killedöldürdü in variousçeşitli attackssaldırılar,
48
167006
3623
çeşitli saldırılarda öldürüldü.
03:02
and around 3,000 of them were injuredyaralı,
49
170629
4898
3.000 kadarı yaralandı,
03:07
and manyçok of them permanentlykalıcı olarak disabledengelli.
50
175527
3251
bir çoğu da kalıcı olarak sakat kaldı.
03:10
The attackssaldırılar on the HazaraHazara communitytoplum
would only get worsedaha da kötüsü,
51
178778
3298
Hazar toplumuna yapılan saldırılar
hep daha kötüye gitti,
03:14
so it was not surprisingşaşırtıcı
that manyçok wanted to fleekaçmak.
52
182076
2832
o yüzden bir çoğunun ülkeden
kaçmak istemesi sürpriz değildi.
03:16
After AfghanistanAfganistan, Iranİran, PakistanPakistan,
53
184908
4760
Afganistan, İran ve Pakistan'dan sonra
03:21
AustraliaAvustralya is home to the fourthdördüncü largesten büyük
populationnüfus of HazarasHazaras in the worldDünya.
54
189668
6664
En fazla Hazar nüfusuna sahip dördüncü ülke, Avustralya.
03:28
When it camegeldi time to leaveayrılmak PakistanPakistan,
55
196332
2809
Pakistan'ı terk etmek gerektiğinde,
03:31
AustraliaAvustralya seemedgibiydi the obviousaçık choiceseçim.
56
199141
1950
Avustralya en mantıklı seçenek
olarak göründü.
03:33
FinanciallyMali olarak, only one of us could leaveayrılmak,
57
201091
1997
Maddi olarak aileden yalnızca bir kişi
ülkeyi terk edebilirdi
03:35
and it was decidedkarar that I would go,
58
203088
1858
ve benim gitmeme karar verildi.
03:36
in the hopeumut that if I arrivedgeldi
at my destinationhedef safelygüvenli bir şekilde,
59
204946
3353
Sağ salim Avustralya'ya varıp ailemin geri kalanını
ileride yanıma almak için çalışacaktım.
03:40
I could work to get the restdinlenme
of my familyaile to joinkatılmak me latersonra.
60
208299
4992
03:45
We all knewbiliyordum about the risksriskler,
61
213291
1579
Hepimiz risklerin ve
yolculuğun ne denli korkutucu
olduğunun farkındaydık, üstelik
03:46
and how terrifyingdehşet verici the journeyseyahat is,
62
214870
2972
deniz yolculuğu sırasında sevdiklerini
kaybetmiş bir sürü insanla tanıştım.
03:49
and I metmet manyçok people
who lostkayıp lovedsevilen onesolanlar at seadeniz.
63
217842
4574
Herşeyi ardında bırakıp gitmek
çok ciddi bir karardı
03:54
It was a desperateumutsuz decisionkarar to take,
to leaveayrılmak everything behindarkasında,
64
222416
4389
ve kimse bu kararı kolay almıyor.
03:58
and no one makesmarkaları this decisionkarar easilykolayca.
65
226805
2875
Avustralya'ya öylesine uçuverecek olsaydım
04:01
If I had been ableyapabilmek
to simplybasitçe flyuçmak to AustraliaAvustralya,
66
229680
2186
04:03
it would have takenalınmış me
lessaz than 24 hourssaatler.
67
231866
2624
bu 24 saatten az zamanımı alırdı.
Ancak vize almak mümkün değildi.
04:06
But gettingalma a visavize was impossibleimkansız.
68
234490
4086
Benim yolculuğum çok daha uzun,
04:10
My journeyseyahat was much longeruzun,
69
238576
2113
04:12
much more complicatedkarmaşık,
70
240689
2254
ve çok daha zorlayıcı ve bir o kadar da tehlikeliydi.
04:14
and certainlykesinlikle more dangeroustehlikeli,
71
242943
3046
Uçakla Tayland'a,
04:17
travelingseyahat to ThailandTayland by airhava,
72
245989
2642
sonra karayolu ve tekneyle Malezya ve
oradan Endonezya'ya gitmek
04:20
and then by roadyol and boattekne
to MalaysiaMalezya and into IndonesiaEndonezya,
73
248631
4798
yol boyunca, bir sürü insan ve kaçakçılara
para ödemek,
zamanının büyük kısmını saklanarak ve
04:25
payingödeme yapan people and smugglersKaçakçılar all the way
74
253429
2415
yakalanma korkusu içinde geçirmek
04:27
and spendingharcama a lot of time hidinggizleme
75
255844
2740
04:30
and a lot of time in fearkorku of beingolmak caughtyakalandı.
76
258584
3716
kesinlikle çok daha tehlikeliydi.
Endonezya'da 7 kişilik bir
sığınmacı grubuna katıldım.
04:34
In IndonesiaEndonezya, I joinedkatıldı a groupgrup
of sevenYedi asylumsığınma seekersarayanlar.
77
262300
4387
Jakarta'nın dışında bulunan Bogor kentinde
04:38
We all sharedpaylaşılan a bedroomyatak odası
78
266687
2554
hepimiz aynı odayı paylaştık.
04:41
in a townkasaba outsidedışında of JakartaJakarta calleddenilen BogorBogor.
79
269241
3878
Bogor'da bir hafta geçirdikten sonra,
04:45
After spendingharcama a weekhafta in BogorBogor,
80
273119
2300
üç oda arkadaşımız tehlikeli olduğu için yolculuktan vazgeçti.
04:47
threeüç of my roommatesOda arkadaşı
left for the periloustehlikeli journeyseyahat,
81
275419
3449
İki gün sonra eski bir teknenin
04:50
and we got the newshaber two daysgünler latersonra
82
278868
3832
Christmas Adası'na giderken battığı
haberini aldık.
04:54
that a distressedsıkıntılı boattekne sankbattı
in the seadeniz entr routerota to ChristmasNoel IslandAda.
83
282700
4806
Giden üç oda arkadaşımız; Nawroz, Jaffar
ve Shabbir'in de
04:59
We foundbulunan out that our threeüç roommatesOda arkadaşı --
NawrozNawroz, JaffarCafer and ShabbirShabbir --
84
287506
3761
o teknede olduğunu öğrendik.
05:03
were alsoAyrıca amongarasında those.
85
291267
1951
Yalnızca Jaffar kurtulmuştu.
05:05
Only JaffarCafer was rescuedkurtarıldı.
86
293218
2438
Shabbir ve Nawroz'u bir daha gören olmadı.
05:07
ShabbirShabbir and NawrozNawroz were never seengörüldü again.
87
295656
3593
Bu beni düşündürdü:
05:11
It madeyapılmış me think,
88
299249
1649
"Doğru şeyi mi yapıyordum?"
05:12
am I doing the right thing?
89
300898
2670
Devam etmekten başka çarem olmadığı
sonucuna vardım.
05:15
I concludedsonucuna I really had
no other choiceseçim but to go on.
90
303568
3947
Bir kaç hafta sonra, insan kaçakçıları bizi arayıp
05:19
A fewaz weekshaftalar latersonra, we got the call
from the people smugglerkaçakçı
91
307515
3855
yolculuğa başlamak için botun hazır olduğunu bildirdi .
05:23
to alertAlarm us that the boattekne is readyhazır for us
to commencebaşlamak our seadeniz journeyseyahat.
92
311370
4690
Gece yarısı ana tekneye gitmek üzere
05:28
TakenAlınan in the night towardskarşı the mainana vesseldamar
93
316060
2880
deniz motoruna bindik
05:30
on a motorboatMotorlu tekne,
94
318940
1648
05:32
we boardedbindik an oldeski fishingBalık tutma boattekne
that was alreadyzaten overloadedaşırı.
95
320588
5015
Halihazırda aşırı yüklü olan tekneye bindik.
Tam 93 kişiydik.
05:37
There were 93 of us,
96
325603
2090
Ve hepimiz güvertenin altındaydık
05:39
and we were all belowaltında deckgüverte.
97
327693
1973
Kimsenin dışarı çıkmaması gerekiyordu.
05:41
No one was allowedizin up on the topüst.
98
329666
2253
Yolculuğun bu kısmı için
05:43
We all paidödenmiş 6,000 dollarsdolar eachher
99
331919
3158
her birimiz 6000 dolar ödemiştik.
05:47
for this partBölüm of the tripgezi.
100
335077
2089
İlk gece ve gündüz sorunsuz geçti
05:49
The first night and day wentgitti smoothlydüzgünce,
101
337166
2229
ancak ikinci gece, hava değişti.
05:51
but by the secondikinci night,
the weatherhava turneddönük.
102
339395
3228
Dalgalar tekneye vuruyor, tekne resmen inliyordu.
05:54
WavesDalgalar tossedattı the boattekne around,
and the timbersKereste groanedinledi.
103
342623
4945
Aşağıdakiler ise ağlıyor, dua ediyor, sevdiklerini anıyordu.
05:59
People belowaltında deckgüverte were cryingağlıyor,
prayingdua eden, recallinghatırlatarak theironların lovedsevilen onesolanlar.
104
347568
4342
Herkes çığlık çığlığa.
06:03
They were screamingbağıran.
105
351910
1742
Korkunç bir an.
06:05
It was a terriblekorkunç momentan.
106
353652
2159
Sanki kıyamet kopuyordu
06:07
It was like a scenefaliyet alani, sahne from doomsdayKıyamet,
107
355811
3947
ya da Hollywood filmlerindeki
06:11
or maybe like one of those scenessahneler
from those HollywoodHollywood moviesfilmler
108
359758
4825
dünyanın sonunu tasvir eden
06:16
that showsgösterileri that everything
is breakingkırma apartayrı
109
364583
3205
felaket sahnelerinden birinde gibiydik.
06:19
and the worldDünya is just endingbitirme.
110
367788
2437
Ama bu bizim filmimiz değil gerçeğimizdi.
06:22
It was happeningolay to us for realgerçek.
111
370225
2624
Hiç bir umudumuz kalmamıştı.
06:24
We didn't have any hopeumut.
112
372849
4343
Teknemiz suyun üzerinde
06:29
Our boattekne was floatingyüzer
like a matchboxkibrit kutusu on the waterSu
113
377192
3528
yaprak gibi savruluyordu
06:32
withoutolmadan any controlkontrol.
114
380720
2136
Dalgalar teknemizden çok daha büyüktü
06:34
The wavesdalgalar were much higherdaha yüksek than our boattekne,
115
382856
3762
ve su o kadar hızlı akıyordu ki pompalar başedemedi.
06:38
and the waterSu poureddökülmüş in fasterDaha hızlı
than the motormotor pumpspompalar could take it out.
116
386618
6037
Hepimiz umudumuzu yitirmiştik.
06:44
We all lostkayıp hopeumut.
117
392655
2856
Artık herşey bitmişti.
06:47
We thought, this is the endson.
118
395511
2439
Kendi ölümümüzü izliyorduk
06:49
We were watchingseyretme our deathsölümler,
119
397950
1926
ve ben de bunu belgeliyordum.
06:51
and I was documentingbelgeleme it.
120
399876
2392
Kaptan bize
06:54
The captainKaptan told us
121
402268
1951
başaramayacağımızı,
06:56
that we are not going to make it,
122
404219
2367
geri dönmemiz gerektiğini söyledi.
06:58
we have to turndönüş back the boattekne.
123
406586
3181
Güverteye çıkıp kimimiz el fenerlerimizi,
07:01
We wentgitti on the deckgüverte
124
409767
2067
can yeleklerimizi sallayarak
07:03
and turneddönük our torchesel fenerleri on and off
125
411834
2532
kimimiz ise ıslık çalarak
07:06
to attractçekmek the attentionDikkat
of any passinggeçen boattekne.
126
414366
4899
geçen teknelerin dikkatini çekmeye çalıştık.
07:11
We kepttuttu tryingçalışıyor to attractçekmek theironların attentionDikkat
by wavingsallama our life jacketsceketler and whistlingıslık.
127
419265
7384
Sonunda küçük bir adaya rastladık.
07:18
EventuallySonunda, we madeyapılmış it to a smallküçük islandada.
128
426649
3435
Teknemiz kayalıklara vurdu.
07:22
Our boattekne crashinggürültüyle çarpmak ontoüstüne the rockskayalar,
129
430084
3251
Ben suya düştüm
07:25
I slippedkaydı into the waterSu
130
433335
2043
ve kameramı, belgelediklerimi kaybettim.
07:27
and destroyedyerlebir edilmiş my camerakamera,
whateverher neyse I had documentedbelgeli.
131
435378
3647
En azından hafıza kartı kurtardığım için şanslıyım.
07:31
But luckilyiyi ki, the memorybellek cardkart survivedhayatta.
132
439025
5766
Kesif bir ormana gelmiştik.
07:36
It was a thickkalın forestorman.
133
444791
2415
Ne yapacağımızı tartışırken gruplara ayrıldık.
07:39
We all splitBölünmüş up into manyçok groupsgruplar
as we arguedsavundu over what to do nextSonraki.
134
447206
5759
Hepimiz korkmuş ve şaşkındık.
07:44
We were all scaredkorkmuş and confusedŞaşkın.
135
452965
2368
Geceyi kumsalda geçirdikten sonra
07:47
Then, after spendingharcama
the night on the beachplaj,
136
455333
3297
hindistan cevizleri ve bir iskele gördük..
07:50
we foundbulunan a jettydalgakıran and coconutsHindistan cevizi.
137
458630
2623
Hepimiz bulunduğumuz yerden tekneye doğru koştuk ve
07:53
We hailedselamladı a boattekne from a nearbyyakında resortçare,
138
461253
2996
doğruca Endonezya Deniz polisine teslim edildik.
07:56
and then were quicklyhızlı bir şekilde handedeli over
to IndonesianEndonezya dili waterSu policepolis.
139
464249
4249
Serang Gözaltı Merkezinde,
08:00
At SerangSerang DetentionGözaltı CenterMerkezi,
140
468498
3602
bir göçmen bürosu memuru geldi ve üzerimizi aradı
08:04
an immigrationGöçmenlik officersubay camegeldi
and furtivelygizlice strip-searchedkelepçelencek us.
141
472100
5058
Cep telefonumu, 300$ paramı,
08:09
He tookaldı our mobileseyyar, my $300 cashnakit,
142
477158
3368
ve kaçamayalım diye ayakkabılarımızı aldı.
08:12
our shoesayakkabı that we should not
be ableyapabilmek to escapekaçış,
143
480526
3412
Ancak biz nöbetçileri gözleyip
08:15
but we kepttuttu watchingseyretme the guardsMuhafızlar,
checkingkontrol etme theironların movementshareketler,
144
483938
6061
sabah 4 sularında ateşin başına oturduklarında
08:21
and around 4 a.m.
when they satoturdu around a fireateş,
145
489999
3843
dışarıya bakan pencerelerin camını kaldırıp
08:25
we removedçıkarıldı two glassbardak layerskatmanlar
from an outsidedışında facingkarşı windowpencere
146
493842
3554
kaçıp gittik.
08:29
and slippedkaydı throughvasitasiyla.
147
497396
1519
Dış duvarın yanındaki bir ağaca tırmandık
08:30
We climbedtırmandı a treeağaç nextSonraki to an outerdış wallduvar
that was toppedtepesinde with the shardskırıkları of glassbardak.
148
498915
4829
Cam kırıklarının üzerine yastık koyduk,
08:35
We put the pillowyastık on that
149
503744
2299
yatak örtüsünü kolumuza sardık.
08:38
and wrappedörtülü our forearmsön kolda with bedsheetsBedsheets
150
506043
3530
Duvarı bu şekilde tırmandık.
08:41
and climbedtırmandı the wallduvar,
151
509573
2098
Ve çıplak ayakla kaçtık.
08:43
and we ranran away with bareçıplak feetayaklar.
152
511671
3747
Artık özgürdüm.
08:47
I was freeücretsiz,
153
515418
1789
Önümde belirsiz bir gelecekle...
08:49
with an uncertainbelirsiz futuregelecek,
154
517207
2717
Tek kuruşum olmadan...
08:51
no moneypara.
155
519924
1810
Sahip olduğum tek şey içinde fotoğrafların ve görüntülerin olduğu hafıza kartımdı.
08:53
The only thing I had was the memorybellek cardkart
with the picturesresimler and footagekamera görüntüsü.
156
521734
7124
Belgeselim SBS Dateline'da yayınlandığında
09:00
When my documentarybelgesel was airedYayınlanan
on SBSSBS DatelineGün hattı,
157
528858
3417
arkadaşlarımın çoğu durumumu öğrenmek
09:04
manyçok of my friendsarkadaşlar camegeldi to know
about my situationdurum,
158
532275
2579
ve bana yardım etmek için geldi.
09:06
and they trieddenenmiş to help me.
159
534854
1856
Hayatımı bir kez daha riske atamazdım.
09:08
They did not allowizin vermek me to take
any other boattekne to riskrisk my life.
160
536710
3738
Endonezya'da kalmaya karar verdim
09:12
I alsoAyrıca decidedkarar to staykalmak in IndonesiaEndonezya
and processsüreç my casedurum throughvasitasiyla UNHCRUNHCR,
161
540448
4505
ama diğer mülteciler gibi yıllarca
09:16
but I was really afraidkorkmuş
that I would endson up in IndonesiaEndonezya
162
544953
3854
çalışamadan, hiçbir şey üretmeden
09:20
for manyçok yearsyıl doing nothing
and unableaciz to work,
163
548807
3654
yaşamak en büyük korkumdu.
09:24
like everyher other asylumsığınma seekerArayıcı.
164
552461
3245
Ama benim açımdan işler biraz farklı gelişti.
09:27
But it had happenedolmuş to be
a little bitbit differentfarklı with me.
165
555706
3224
Şanslıydım.
09:30
I was luckyşanslı.
166
558930
4993
Bağlantılarım işe yaramıştı. UNCHR yoluyla süreci hızlandırıp
09:35
My contactskontaklar workedişlenmiş to expeditehızlandırmak
my casedurum throughvasitasiyla UNHCRUNHCR,
167
563923
4458
Mayıs 2013'te Avustralya'ya yerleştim.
09:40
and I got resettledİskan
in AustraliaAvustralya in MayMayıs 2013.
168
568381
4738
Her mülteci benim kadar şanslı değil.
09:45
Not everyher asylumsığınma seekerArayıcı is luckyşanslı like me.
169
573119
4179
Belirsiz bir gelecekle yaşamak gerçekten zor.
09:49
It is really difficultzor to livecanlı a life
with an uncertainbelirsiz fatekader, in limboLimbo.
170
577298
7290
Avustralya'daki mülteci sorunu
09:56
The issuekonu of asylumsığınma seekersarayanlar in AustraliaAvustralya
171
584588
3831
10:00
has been so extremelyson derece politicizedpolitize
172
588419
2718
öyle politikleştirildi ki
10:03
that it has lostkayıp its humaninsan faceyüz.
173
591137
3134
insaniyetini yitirdi.
Mülteciler insanlara şeytan gibi gösteriliyor.
10:06
The asylumsığınma seekersarayanlar have been demonizedŞeytan
and then presentedsunulan to the people.
174
594271
6101
Umarım benim ve diğer Hazarlıların hikayesi
10:12
I hopeumut my storyÖykü and the storyÖykü
of other HazarasHazaras
175
600372
4535
diğer insanların anavatanlarında
10:16
could sheddöken some lightışık to showgöstermek the people
176
604907
3053
nasıl zorluk çektiği ve neden mülteci olmak için
10:19
how these people are sufferingçile
in theironların countriesülkeler of originMenşei,
177
607960
4301
10:24
and how they sufferacı çekmek,
178
612261
3919
böylesine büyük riske girdiği konusunda
10:28
why they riskrisk theironların liveshayatları to seekaramak asylumsığınma.
179
616180
4736
insanlara fikir vermiştir.
10:32
Thank you.
180
620916
1510
Teşekkürler.
10:34
(ApplauseAlkış)
181
622426
1239
(Alkış)
Translated by CANSU BAYRAM
Reviewed by Aykut Erdem

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Barat Ali Batoor - Photojournalist
Barat Ali Batoor, an award-winning photojournalist, is a member of the Hazara people. He is based in Australia.

Why you should listen

Barat Ali Batoor is a member of the Hazara ethnic group, once from Afghanistan, then driven into Pakistan. He started work as a photographer in 2002, documenting his people's ancestral home of Afghanistan. His photos have appeared in the Washington Post, Newsweek, the Wall Street Journal, Stern and many other publications. He held his first solo exhibition in 2007, and has been exhibited around the world.

Watch a short conversation with Batoor in the TEDxSydney studio >>

More profile about the speaker
Barat Ali Batoor | Speaker | TED.com