ABOUT THE SPEAKER
Margaret Heffernan - Management thinker
The former CEO of five businesses, Margaret Heffernan explores the all-too-human thought patterns -- like conflict avoidance and selective blindness -- that lead organizations and managers astray.

Why you should listen

How do organizations think? In her book Willful Blindness, Margaret Heffernan examines why businesses and the people who run them often ignore the obvious -- with consequences as dire as the global financial crisis and Fukushima Daiichi nuclear disaster.

Heffernan began her career in television production, building a track record at the BBC before going on to run the film and television producer trade association IPPA. In the US, Heffernan became a serial entrepreneur and CEO in the wild early days of web business. She now blogs for the Huffington Post and BNET.com. Her latest book, Beyond Measure, a TED Books original, explores the small steps companies can make that lead to big changes in their culture.

More profile about the speaker
Margaret Heffernan | Speaker | TED.com
TEDWomen 2015

Margaret Heffernan: Forget the pecking order at work

Margaret Heffernan: Neden iş yerinde hiyerarşiyi unutmanın zamanı

Filmed:
3,377,127 views

Örgütler çoğunlukla diğerlerini geçen yıldız çalışanlara değer verilen "süper tavuk modeli"ne göre yönetiliyor. Ancak en başarılı ekipleri sürükleyen şey bu değil. İş dünyası lideri Margaret Heffernan, zaman içinde harika sonuçlara götüren şeyin sosyal bağ olduğunu gözlemliyor — her kahve molasında, bir ekip üyesi diğerinden her yardım istediğinde inşa ediliyor. Bu anlayış, en iyi işi çıkarmak için bizi neyin sürüklediğini ve bir lider olmanın ne demek olduğunu radikal olarak yeniden düşünme şekli. Çünkü Heffernan'ın işaret ettiği gibi: "Şirketlerin fikirleri yoktur. Sadece insanların vardır."
- Management thinker
The former CEO of five businesses, Margaret Heffernan explores the all-too-human thought patterns -- like conflict avoidance and selective blindness -- that lead organizations and managers astray. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
An evolutionaryevrimsel biologistbiyolog
at PurduePurdue UniversityÜniversitesi
0
717
3297
Purdue Üniversitesi'nde
evrimsel biyolog olan
00:16
namedadlı WilliamWilliam MuirMuir studiedokudu chickenstavuklar.
1
4014
3146
William Muir tavukları araştırdı.
Üreme ile ilgileniyordu --
00:19
He was interestedilgili in productivityverimlilik --
2
7520
1729
00:21
I think it's something
that concernsendişeler all of us --
3
9249
2290
bence bu hepimizi ilgilendiren bir şey --
00:23
but it's easykolay to measureölçmek in chickenstavuklar
because you just countsaymak the eggsyumurta.
4
11539
3288
ancak tavuklarda bunu ölçmek daha kolay,
çünkü sadece yumurtaları sayıyorsunuz.
00:26
(LaughterKahkaha)
5
14827
1700
(Gülüşmeler)
00:28
He wanted to know what could make
his chickenstavuklar more productiveüretken,
6
16527
3417
Tavuklarını neyin daha üretken
yapacağını bilmek istiyordu,
00:31
so he devisedtasarladı a beautifulgüzel experimentdeney.
7
19944
2926
bu sebeple güzel bir deney tasarladı.
00:34
ChickensTavuk livecanlı in groupsgruplar, so first of all,
he selectedseçilmiş just an averageortalama flockakın,
8
22870
4458
Tavuklar gruplar hâlinde yaşarlar,
o yüzden öncelikle ortalama bir sürü seçti
00:39
and he let it aloneyalnız for sixaltı generationsnesiller.
9
27328
3390
ve altı jenerasyon boyunca
kendi hâline bıraktı.
00:42
But then he createdoluşturulan a secondikinci groupgrup
10
30718
2089
Ancak sonra en üretken tavuklardan oluşan
00:44
of the individuallytek tek
mostçoğu productiveüretken chickenstavuklar --
11
32807
2508
ikinci bir grup yarattı --
00:47
you could call them superchickenssuperchickens --
12
35315
2955
onlara süper tavuklar diyebilirsiniz --
onları birlikte süper sürünün
içerisine koydu
00:50
and he put them togetherbirlikte in a superflocksuperflock,
13
38270
2107
00:52
and eachher generationnesil, he selectedseçilmiş
only the mostçoğu productiveüretken for breedingüreme.
14
40377
4698
ve her jenerasyonda, üreme için sadece
en üretken olanları seçti.
00:57
After sixaltı generationsnesiller had passedgeçti,
15
45415
2554
Altı jenerasyon geçtikten sonra
00:59
what did he find?
16
47969
1748
ne buldu?
01:01
Well, the first groupgrup, the averageortalama groupgrup,
was doing just fine.
17
49717
3831
Evet, ilk grup, ortalama grup,
fena değildi.
01:05
They were all plumptombul and fullytamamen featheredtüylü
18
53548
2526
Hepsi dolgundu, tamamen tüylüydü
ve yumurta üretimi
çarpıcı biçimde artmıştı.
01:08
and eggYumurta productionüretim
had increasedartmış dramaticallydramatik.
19
56074
2278
01:10
What about the secondikinci groupgrup?
20
58702
1857
Peki ya ikinci grup?
Üçü dışında hepsi ölmüştü.
01:13
Well, all but threeüç were deadölü.
21
61419
1874
Diğerlerini öldürünceye
kadar gagalamışlardı.
01:16
They'dOnlar-cekti peckedaçmışve the restdinlenme to deathölüm.
22
64253
2160
01:18
(LaughterKahkaha)
23
66413
1577
(Gülüşmeler)
01:19
The individuallytek tek productiveüretken chickenstavuklar
had only achievedelde theironların successbaşarı
24
67990
5511
Tek tek üretken olan tavuklar
başarılarına sadece
01:25
by suppressingbastırmak the productivityverimlilik
of the restdinlenme.
25
73501
4663
diğerlerinin üretkenliğini
bastırarak erişmişlerdi.
01:30
Now, as I've gonegitmiş around the worldDünya
talkingkonuşma about this and tellingsöylüyorum this storyÖykü
26
78830
3695
Evet, dünyanın dört bir tarafına gidip,
bunun hakkında konuştum ve bu hikâyeyi
01:34
in all sortssıralar of organizationsorganizasyonlar
and companiesşirketler,
27
82525
2252
her çeşit organizasyonda
ve şirkette anlattım,
01:36
people have seengörüldü
the relevanceilgi almostneredeyse instantlyanında,
28
84777
2576
insanlar neredeyse
hemen bağlantıyı gördüler.
01:39
and they come up and they say
things to me like,
29
87353
2306
Gelip şöyle şeyler söylediler,
01:41
"That superflocksuperflock, that's my companyşirket."
30
89659
3091
"O süper sürü, işte o benim şirketim."
01:44
(LaughterKahkaha)
31
92750
1965
(Gülüşmeler)
Ya da "O benim ülkem."
01:46
Or, "That's my countryülke."
32
94715
3511
01:50
Or, "That's my life."
33
98226
2092
Ya da "O benim hayatım."
01:52
All my life I've been told that the way
we have to get aheadönde is to competeyarışmak:
34
100798
3924
Bütün hayatım boyunca bana öne geçmemiz
için yarışmamız gerektiği söylendi:
01:56
get into the right schoolokul,
get into the right job, get to the topüst,
35
104722
4032
Doğru okula gir, doğru işe gir, tepeye gel
02:00
and I've really never foundbulunan it
very inspiringilham verici.
36
108754
3738
ve bunu hiçbir zaman
ilham verici bulmadım.
02:04
I've startedbaşladı and runkoş businessesişletmeler
because inventionicat is a joysevinç,
37
112492
4783
Şirketler kurup yönettim,
çünkü yaratıcılık keyif verici
02:09
and because workingçalışma alongsideyanında
brilliantparlak, creativeyaratıcı people
38
117275
3320
ve çünkü parlak, yaratıcı
insanların yanında çalışmak
02:12
is its ownkendi rewardödül.
39
120595
1480
başlı başına bir ödül.
02:14
And I've never really feltkeçe very motivatedmotive
by peckinggagalama ordersemirler or by superchickenssuperchickens
40
122755
5642
Hiçbir zaman hiyerarşiyle veya
süper tavuklarla veya
02:20
or by superstarsSuperstars.
41
128397
2569
süper yıldızlarla çok fazla motive
olmuş hissetmedim.
02:23
But for the pastgeçmiş 50 yearsyıl,
42
131276
1944
Ancak geçen 50 yılda,
02:25
we'vebiz ettik runkoş mostçoğu organizationsorganizasyonlar
and some societiestoplumlar
43
133220
4232
çoğu organizasyonu ve bazı toplumları
02:29
alonguzun bir the superchickensuperchicken modelmodel.
44
137452
2318
süper tavuk modeline göre yönettik.
Başarıya odadaki süper yıldızları,
02:31
We'veBiz ettik thought that successbaşarı is achievedelde
by pickingtoplama the superstarsSuperstars,
45
139960
3622
02:35
the brightestparlak menerkekler,
or occasionallybazen womenkadınlar, in the roomoda,
46
143582
4149
en zeki adamları veya zaman zaman
kadınları seçerek
02:39
and givingvererek them all the resourceskaynaklar
and all the powergüç.
47
147731
3359
ve onlara bütün kaynakları ve bütün
gücü vererek erişildiğini düşündük.
02:43
And the resultsonuç has been just the sameaynı
as in WilliamWilliam Muir'sMuir'in experimentdeney:
48
151430
4063
Sonuç yalnızca William Muir'in
deneyindekinin aynısı oldu:
02:47
aggressionsaldırganlık, dysfunctionfonksiyon bozukluğu and wasteatık.
49
155493
4969
Saldırganlık, uyumsuzluk ve israf.
02:52
If the only way the mostçoğu productiveüretken
can be successfulbaşarılı
50
160462
4110
Eğer en üretken olanların
başarılı olmak için tek yolu
02:56
is by suppressingbastırmak
the productivityverimlilik of the restdinlenme,
51
164572
3181
diğerlerinin üretkenliğini bastırmaksa,
02:59
then we badlykötü need to find
a better way to work
52
167753
3483
o zaman ciddi şekilde çalışmanın
daha iyi bir yolunu
03:03
and a richerzengin way to livecanlı.
53
171236
2774
ve yaşamanın daha güzel
bir yolunu bulmalıyız.
03:06
(ApplauseAlkış)
54
174510
4411
(Alkışlar)
03:10
So what is it that makesmarkaları some groupsgruplar
55
178921
3994
O zaman bazı grupları diğerlerinden
03:14
obviouslybelli ki more successfulbaşarılı
and more productiveüretken than othersdiğerleri?
56
182915
3475
belirgin biçimde daha başarılı
ve daha verimli yapan şey nedir?
03:18
Well, that's the questionsoru
a teamtakım at MITMIT tookaldı to researchAraştırma.
57
186700
3274
Bu soruyu MIT'de bir ekip
ele alıp araştırdı.
03:21
They broughtgetirdi in hundredsyüzlerce of volunteersgönüllüler,
58
189974
2426
Yüzlerce gönüllü getirdiler,
03:24
they put them into groupsgruplar, and they
gaveverdi them very hardzor problemssorunlar to solveçözmek.
59
192400
3494
onları gruplara ayırdılar ve çözmeleri
için çok zor problemler verdiler.
03:27
And what happenedolmuş was exactlykesinlikle
what you'dşimdi etsen expectbeklemek,
60
195894
2731
Olan şey, tam olarak beklediğiniz şeydi,
03:30
that some groupsgruplar were very much
more successfulbaşarılı than othersdiğerleri,
61
198625
3306
bazı gruplar diğerlerinden
çok daha başarılıydı,
03:33
but what was really interestingilginç
was that the high-achievingyüksek ulaşmak groupsgruplar
62
201931
3530
ancak gerçekten ilginç olan şey
çok başarılı olan grupların
03:37
were not those where they had
one or two people
63
205461
2647
içinde olağanüstü yüksek I.Q.'ya
sahip bir ya da iki
03:40
with spectacularlyolağanüstü highyüksek I.Q.
64
208108
3041
kişinin olduğu gruplar olmamasıydı.
03:43
NorNe de were the mostçoğu successfulbaşarılı groupsgruplar
the onesolanlar that had the highesten yüksek
65
211149
3599
En başarılı gruplar en yüksek toplam
03:46
aggregatetoplam I.Q.
66
214748
2369
I.Q.'ya sahip olanlar da değildi.
03:49
InsteadBunun yerine, they had threeüç characteristicskarakteristikleri,
the really successfulbaşarılı teamstakımlar.
67
217117
5874
Onun yerine, gerçekten başarılı
ekiplerin üç özelliği vardı.
03:54
First of all, they showedgösterdi highyüksek degreesderece
of socialsosyal sensitivityduyarlılık to eachher other.
68
222991
5642
Öncelikle birbirlerine yüksek derecede
sosyal duyarlılık gösterdiler.
04:00
This is measuredölçülü by something calleddenilen
the ReadingOkuma the MindZihin in the EyesGözler TestTest.
69
228633
3599
Bu, Gözlerden Zihin Okuma Testi diye
adlandırılan bir şeyle ölçülür.
04:04
It's broadlyGenel olarak considereddüşünülen
a testÖlçek for empathyempati,
70
232232
2485
Genel olarak empati testi
olarak kabul edilir
04:06
and the groupsgruplar that scoredattı highlybüyük ölçüde on this
71
234717
2197
ve bunda yüksek puan elde eden gruplar
04:08
did better.
72
236914
1950
daha iyi sonuçlar verdi.
04:10
Secondlyİkinci olarak, the successfulbaşarılı groupsgruplar
gaveverdi roughlykabaca equaleşit time to eachher other,
73
238864
5108
İkinci olarak, başarılı gruplar birbirlerine
hemen hemen eşit zaman verdi,
04:15
so that no one voiceses dominatedhakim,
74
243972
2345
böylece tek bir ses baskın olmadı,
04:18
but neitherne were there any passengersyolcu.
75
246317
2786
aynı zamanda kaytaran da yoktu.
04:21
And thirdlyüçüncü olarak, the more successfulbaşarılı groupsgruplar
76
249103
2717
Üçüncü olarak da, daha başarılı grupların
04:23
had more womenkadınlar in them.
77
251820
2345
içinde daha fazla kadın vardı.
04:26
(ApplauseAlkış)
78
254165
1997
(Alkışlar)
04:28
Now, was this because womenkadınlar
typicallytipik scoreGol more highlybüyük ölçüde on
79
256162
4275
Şimdi bu, kadınların tipik olarak Gözlerden
Zihin Okuma Testi'nde daha yüksek puan
04:32
the ReadingOkuma the MindZihin in the EyesGözler TestTest,
80
260437
1873
almaları yüzünden miydi,
04:34
so you're gettingalma a doublingikiye katlama down
on the empathyempati quotientBölüm?
81
262310
2727
bu sayede empati bölümünü
ikiye katlıyorsunuz?
04:37
Or was it because they broughtgetirdi
a more diverseçeşitli perspectiveperspektif?
82
265037
2758
Yoksa daha farklı bir perspektif
getirmeleri yüzünden miydi?
04:39
We don't really know, but the strikingdikkat çekici
thing about this experimentdeney
83
267795
4156
Gerçekten de bilmiyoruz, ama bu deneyle
ilgili çarpıcı olan şey,
04:43
is that it showedgösterdi what we know, whichhangi is
some groupsgruplar do better than othersdiğerleri,
84
271951
4429
bildiğimiz şeyi göstermesi, yani bazı
gruplar diğerlerinden daha iyi durumda,
04:48
but what's keyanahtar to that
85
276380
2351
ama bunun sebebi
04:50
is theironların socialsosyal connectednessbağlantılılık
to eachher other.
86
278731
3647
birbirleriyle olan sosyal bağları.
04:55
So how does this playoyun out
in the realgerçek worldDünya?
87
283543
2832
Peki bu gerçek dünyada
nasıl gerçekleşiyor?
04:58
Well, it meansanlamına geliyor that what happensolur
betweenarasında people really countssayımları,
88
286375
5341
Bunun anlamı insanlar arasında olan
şeylerin gerçekten fark yarattığı,
05:03
because in groupsgruplar that are highlybüyük ölçüde
attunedattuned and sensitivehassas to eachher other,
89
291716
3808
çünkü birbirleriyle çok uyumlu
ve birbirlerine duyarlı gruplarda
05:07
ideasfikirler can flowakış and growbüyümek.
90
295524
3256
düşünceler akıp büyüyebilir.
İnsanlar tıkanıp kalmazlar. Çıkmaz
yollarda enerjilerini harcamazlar.
05:10
People don't get stucksıkışmış.
They don't wasteatık energyenerji down deadölü endsuçları.
91
298780
3988
05:14
An exampleörnek: ArupArup is one of the world'sDünyanın en
mostçoğu successfulbaşarılı engineeringmühendislik firmsfirmalar,
92
302768
4714
Bir örnek: Arup dünyadaki en başarılı
mühendislik firmalarından biri
05:19
and it was commissioneddevreye to buildinşa etmek
the equestrianBinicilik centermerkez
93
307482
2652
ve Pekin Olimpiyatları
için binicilik merkezinin
05:22
for the BeijingBeijing OlympicsOlimpiyatları.
94
310134
1866
inşası ile görevlendirildi.
05:24
Now, this buildingbina had to receiveteslim almak
95
312000
1826
Bu bina, havayolu ile
05:25
two and a halfyarım thousandbin
really highlybüyük ölçüde strungsinirli thoroughbredsafkan horsesatlar
96
313826
5294
uzun bir yolculuktan gelen,
fazlaca jet sendromu hisseden,
05:31
that were cominggelecek off long-hauluzun menzilli flightsuçuşlar,
97
319120
2089
kendilerini çok iyi durumda hissetmeyen
05:33
highlybüyük ölçüde jet-laggedJet-lag,
not feelingduygu theironların finestEn iyi.
98
321209
3483
2.500 tane gerçekten çok sinirli
safkan atı almak zorundaydı.
05:36
And the problemsorun
the engineermühendis confrontedkarşı karşıya was,
99
324692
3412
Mühendisin karşılaştığı problem
ise ne kadar miktarda
05:40
what quantitymiktar of wasteatık to cateryiyecek ve içecek sağlamak for?
100
328104
3676
atık için hazırlık yapmak gerektiğiydi.
05:44
Now, you don't get taughtöğretilen this
in engineeringmühendislik schoolokul -- (LaughterKahkaha) --
101
332540
4644
Bunu mühendislik okulunda öğrenmezsiniz
-- (Gülüşmeler) --
ve bu yanlış yapmayı istediğiniz
türden bir şey değil.
05:49
and it's not really the kindtür of thing
you want to get wrongyanlış,
102
337184
3204
05:52
so he could have spentharcanmış monthsay
talkingkonuşma to vetsVeterinerler, doing the researchAraştırma,
103
340388
3465
Bu yüzden veterinerlerle konuşmak,
araştırma yapmak, tabloları ayarlamak
05:55
tweakingtweaking the spreadsheettablo.
104
343853
1801
için aylarını harcayabilirdi.
05:57
InsteadBunun yerine, he askeddiye sordu for help
105
345654
3145
Onun yerine yardım istedi
06:00
and he foundbulunan someonebirisi who had designedtasarlanmış
the JockeyJokey ClubClub in NewYeni YorkYork.
106
348799
4486
ve New York'ta Jokey Kulübü
dizayn etmiş birini buldu.
06:05
The problemsorun was solvedçözülmüş in lessaz than a day.
107
353285
4119
Sorun bir günden az bir sürede çözüldü.
06:09
ArupArup believesinanır that
the culturekültür of helpfulnessyardımseverlik
108
357404
2787
Arup, yardımlaşma
kültürünün başarılarının
06:12
is centralmerkezi to theironların successbaşarı.
109
360191
2768
merkezi olduğuna inanıyor.
Yardımseverlik gerçekten
kulağa cansız gelse de,
06:15
Now, helpfulnessyardımseverlik soundssesleri really anemicanemik,
110
363279
4121
06:19
but it's absolutelykesinlikle coreçekirdek
to successfulbaşarılı teamstakımlar,
111
367400
4098
kesinlikle başarılı ekiplerin özüdür
06:23
and it routinelyrutin outperformsdaha iyi performans
individualbireysel intelligencezeka.
112
371498
5209
ve devamlı olarak tek başına zekâdan
daha üstün gelmektedir.
Yardımseverlik, her şeyi bilmemin
gerekmediği, sadece yardım alma
06:29
HelpfulnessYardımseverlik meansanlamına geliyor I don't
have to know everything,
113
377117
3205
06:32
I just have to work amongarasında people
who are good at gettingalma and givingvererek help.
114
380322
5278
ve vermede iyi olan insanlar arasında
çalışmam gerektiği anlamındadır.
06:37
At SAPSAP, they reckonhesaba katmak that you can answerCevap
any questionsoru in 17 minutesdakika.
115
385600
5761
SAP'de herhangi bir soruyu 17 dakikada
cevaplayabileceğinizi addediyorlar.
06:44
But there isn't a singletek
high-techyüksek teknoloji companyşirket I've workedişlenmiş with
116
392131
2995
Ancak birlikte çalıştığım bir tek
yüksek teknoloji şirketi bile
06:47
that imagineshayal for a momentan
that this is a technologyteknoloji issuekonu,
117
395126
5445
bunun teknoloji sorunu
olduğunu düşünmüyor,
çünkü yardımseverliği artıran şey
insanların birbirlerini tanıması.
06:52
because what drivessürücüler helpfulnessyardımseverlik
is people gettingalma to know eachher other.
118
400571
4470
Evet, bu çok bariz ve bunun normal olarak
gerçekleşeceğini düşünüyoruz,
06:57
Now that soundssesleri so obviousaçık, and we think
it'llolacak just happenolmak normallynormalde,
119
405771
5011
07:02
but it doesn't.
120
410782
1628
ancak olmuyor.
07:04
When I was runningkoşu
my first softwareyazılım companyşirket,
121
412410
3294
İlk yazılım şirketimi yönetirken,
07:07
I realizedgerçekleştirilen that we were gettingalma stucksıkışmış.
122
415704
2034
çıkmaza girdiğimizi fark ettim.
07:09
There was a lot of frictionsürtünme,
but not much elsebaşka,
123
417738
3785
Çok fazla sürtüşme dışında
bir şey olmuyordu
07:13
and I graduallykademeli olarak realizedgerçekleştirilen the brilliantparlak,
creativeyaratıcı people that I'd hiredkiralanmış
124
421523
4876
ve işe aldığım parlak, yaratıcı
insanların birbirlerini tanımadıklarını
07:18
didn't know eachher other.
125
426399
1965
yavaş yavaş fark ettim.
07:20
They were so focusedodaklı
on theironların ownkendi individualbireysel work,
126
428364
3877
Kendi yaptıkları işe öylesine
odaklanmışlardı ki,
07:24
they didn't even know
who they were sittingoturma nextSonraki to,
127
432241
3729
yanında oturanın kim olduğunu
bile bilmiyorlardı
ve yalnızca işi bırakıp
birbirimizi tanımaya
07:27
and it was only when I insistedısrar
that we stop workingçalışma
128
435970
2571
07:30
and investyatırmak time in gettingalma
to know eachher other
129
438541
2584
zaman ayırmak için ısrar ettiğimde
07:33
that we achievedelde realgerçek momentummoment.
130
441125
3098
asıl ivmeye eriştik.
07:36
Now, that was 20 yearsyıl agoönce,
and now I visitziyaret etmek companiesşirketler
131
444813
2596
Bu 20 yıl önceydi ve şimdi masalarında
07:39
that have bannedyasaklı coffeeKahve cupssu bardağı at desksçalışma masaları
132
447409
2902
kahve bardaklarını yasaklayan
şirketleri ziyaret ediyorum,
07:42
because they want people to hangasmak out
around the coffeeKahve machinesmakineler
133
450311
3994
çünkü insanların kahve makineleri
yanında takılıp birbirleriyle
07:46
and talk to eachher other.
134
454305
1834
konuşmalarını istiyorlar.
07:48
The Swedesİsveçliler even have
a specialözel termterim for this.
135
456139
2508
İsveçlilerin bunun için özel
bir terimi bile var.
07:50
They call it fikaFika, whichhangi meansanlamına geliyor
more than a coffeeKahve breakkırılma.
136
458647
3360
Fika diyorlar, kahve molasından
fazlası anlamına geliyor.
07:54
It meansanlamına geliyor collectivetoplu restorationrestorasyon.
137
462007
3606
Kolektif yenilenme demek.
07:57
At IdexxIdexx, a companyşirket up in MaineMaine,
138
465613
3111
Maine'de bir şirket olan Idexx,
08:00
they'veonlar ettik createdoluşturulan vegetablesebze gardensbahçeleri
on campuskampus so that people
139
468724
2792
yerleşkede sebze bahçeleri
yaratmış, böylece işin
08:03
from differentfarklı partsparçalar of the business
140
471516
2252
farklı kısımlarında çalışan kişiler
08:05
can work togetherbirlikte and get to know
the wholebütün business that way.
141
473768
4876
birlikte çalışıp işin
tamamını öğrenebilirler.
08:10
Have they all gonegitmiş maddeli?
142
478644
2345
Hepsi çıldırdı mı?
08:12
QuiteOldukça the oppositekarşısında -- they'veonlar ettik figuredanladım out
that when the going getsalır toughsert,
143
480989
3553
Aslında tam tersi -- şunu keşfettiler,
işler zora girdiğinde,
08:16
and it always will get toughsert
144
484542
2043
ki gerçekten fark yaratan bir
08:18
if you're doing breakthroughbuluş work
that really mattershususlar,
145
486585
2716
buluşla ilgili çalışıyorsanız
hep zora girecek,
08:21
what people need is socialsosyal supportdestek,
146
489301
2671
o zaman insanların ihtiyacı
olan şey sosyal destek
08:23
and they need to know who to asksormak for help.
147
491972
3227
ve kimden yardım isteyeceklerini
bilmek durumundalar.
08:27
CompaniesŞirketler don't have ideasfikirler;
only people do.
148
495199
4737
Şirketlerin fikirleri yoktur;
sadece insanların vardır.
08:31
And what motivatesmotive eder people
149
499936
2600
İnsanları motive eden şey ise,
08:34
are the bondstahviller and loyaltysadakat and trustgüven
they developgeliştirmek betweenarasında eachher other.
150
502536
4494
birbirleri arasında geliştirdikleri
bağlar, bağlılık ve güvendir.
08:39
What mattershususlar is the mortarharç,
151
507566
3694
Fark yaratan şey harçtır,
sadece tuğla değildir.
08:43
not just the brickstuğla.
152
511260
2289
Bunların hepsini
bir araya getirdiğinizde,
08:46
Now, when you put all of this togetherbirlikte,
153
514299
1974
08:48
what you get is something
calleddenilen socialsosyal capitalBaşkent.
154
516273
3158
sosyal sermaye adı verilen
şeyi elde edersiniz.
08:51
SocialSosyal capitalBaşkent is the reliancegüven
and interdependencybağımlılık that buildskurar trustgüven.
155
519431
5549
Sosyal sermaye, güven inşa eden
itimat ve karşılıklı dayanışmadır.
Bu terim, özellikle zor zamanlarda
dirençli olduklarını
08:56
The termterim comesgeliyor from sociologistssosyologlar
who were studyingders çalışıyor communitiestopluluklar
156
524980
3491
09:00
that provedkanıtlanmış particularlyözellikle resilientesnek
in timeszamanlar of stressstres.
157
528471
4268
kanıtlamış toplulukları araştıran
sosyologlardan gelmektedir.
09:05
SocialSosyal capitalBaşkent is what
givesverir companiesşirketler momentummoment,
158
533409
4551
Sosyal sermaye şirketlere
ivme veren şeydir
09:09
and socialsosyal capitalBaşkent
is what makesmarkaları companiesşirketler robustgüçlü.
159
537960
5262
ve sosyal sermaye şirketleri
güçlü yapan şeydir.
Pratik anlamda bu ne manaya geliyor?
09:16
What does this mean in practicalpratik termsşartlar?
160
544182
2260
Zamanın her şey olduğu anlamına geliyor,
09:18
It meansanlamına geliyor that time is everything,
161
546852
3907
09:22
because socialsosyal capitalBaşkent
compoundsBileşikler with time.
162
550759
4667
çünkü sosyal sermaye zamanla birikir.
09:27
So teamstakımlar that work togetherbirlikte longeruzun
get better, because it takes time
163
555426
5108
Böylece uzun süre birlikte çalışan
ekipler daha iyi hâle gelir,
çünkü gerçek samimiyet ve açık sözlülük
için gereken güvenin gelişmesi zaman alır.
09:32
to developgeliştirmek the trustgüven you need
for realgerçek candorsamimiyet and opennessaçıklık.
164
560534
5507
09:38
And time is what buildskurar valuedeğer.
165
566461
3464
Değerin inşa olmasını sağlayan
şey zamandır.
09:42
When AlexAlex PentlandPentland
suggestedönerdi to one companyşirket
166
570625
2253
Alex Pentland, bir şirkete insanların
09:44
that they synchronizeEşitleme coffeeKahve breakssonları
167
572878
2716
birbirleriyle konuşmaya
zamanları olsun diye
09:47
so that people would have time
to talk to eachher other,
168
575594
3901
kahve molalarının aynı
anda olmasını önerdiğinde,
09:51
profitskar wentgitti up 15 millionmilyon dollarsdolar,
169
579495
3483
kâr 15 milyon dolar arttı
09:54
and employeeişçi satisfactionmemnuniyet
wentgitti up 10 percentyüzde.
170
582978
3854
ve çalışan memnuniyeti yüzde 10 arttı.
09:58
Not a badkötü returndönüş on socialsosyal capitalBaşkent,
171
586832
3101
Harcandığında bile katlanan
sosyal sermaye için
10:01
whichhangi compoundsBileşikler even as you spendharcamak it.
172
589933
4027
fena bir getiri değil.
10:05
Now, this isn't about chumminesschumminess,
and it's no charterCharter for slackersSlackers,
173
593960
6062
Bu samimiyetle ilgili değil
ve tembeller için bir davranış değil.
10:12
because people who work this way
tendeğiliminde to be kindtür of scratchycızırtılı,
174
600022
4634
Çünkü bu şekilde çalışan
insanlar biraz huzursuz,
sabırsız olmaya, kesinlikle kendilerini
düşünmeye meyillidirler,
10:16
impatientsabırsız, absolutelykesinlikle determinedbelirlenen
to think for themselveskendilerini
175
604656
4034
çünkü onların katkıları budur.
10:20
because that's what theironların contributionkatkı is.
176
608690
3990
Çatışma sıklıkla olur, çünkü
samimiyet güvenlidir.
10:24
ConflictÇatışma is frequentsık
because candorsamimiyet is safekasa.
177
612680
5299
İşte iyi fikirler böyle büyük
fikirlere dönüşür,
10:30
And that's how good ideasfikirler
turndönüş into great ideasfikirler,
178
618280
5191
10:35
because no ideaFikir is borndoğmuş fullytamamen formedoluşturulan.
179
623471
3100
çünkü hiçbir fikir tamamen
biçimlenmiş olarak doğmaz.
10:38
It emergesortaya a little bitbit
as a childçocuk is borndoğmuş,
180
626571
3329
Bir çocuk doğduğunda olduğu
gibi bir nebze ortaya çıkar,
10:41
kindtür of messydağınık and confusedŞaşkın,
but fulltam of possibilitiesolasılıklar.
181
629900
4589
biraz dağınık ve karışıktır,
ama birçok olasılıkla doludur.
10:46
And it's only throughvasitasiyla the generouscömert
contributionkatkı, faithinanç and challengemeydan okuma
182
634489
6121
Ancak yalnızca cömert katkılar,
inanç ve mücadele ile
10:52
that they achievebaşarmak theironların potentialpotansiyel.
183
640610
3282
tam potansiyeline ulaşır.
10:55
And that's what socialsosyal capitalBaşkent supportsdestekler.
184
643892
4063
Sosyal sermayenin desteklediği şey budur.
11:01
Now, we aren'tdeğil really used
to talkingkonuşma about this,
185
649455
2773
Evet, bunun hakkında konuşmaya
gerçekten alışık değiliz,
11:04
about talentyetenek, about creativityyaratıcılık,
in this way.
186
652228
3970
yeteneğin, yaratıcılığın
hakkında, bu şekilde.
11:08
We're used to talkingkonuşma about starsyıldızlar.
187
656198
3734
Yıldızlar hakkında konuşmaya alışığız.
11:12
So I startedbaşladı to wondermerak etmek,
well, if we startbaşlama workingçalışma this way,
188
660262
4109
O hâlde merak etmeye başladım,
eğer bu şekilde çalışmaya başlarsak,
11:16
does that mean no more starsyıldızlar?
189
664371
2224
artık yıldızlar olmadığı
anlamına mı geliyor?
11:19
So I wentgitti and I satoturdu in on the auditionsSeçmeler
190
667445
2360
Bu yüzden gidip Londra'daki
11:21
at the RoyalRoyal AcademyAkademi
of DramaticDramatik ArtSanat in LondonLondra.
191
669805
3856
Kraliyet Drama Sanatları Akademisi
giriş sınavlarında bulundum.
11:25
And what I saw there really surprisedşaşırmış me,
192
673661
3225
Orada gördüğüm şey beni
gerçekten de şaşırttı,
11:28
because the teachersöğretmenler weren'tdeğildi looking
for individualbireysel pyrotechnicspiroteknik.
193
676886
4900
çünkü öğretmenler kişisel
pirotekniğe bakmıyorlardı.
11:33
They were looking for what happenedolmuş
betweenarasında the studentsöğrencilerin,
194
681786
4690
Öğrenciler arasında neler
olduğuna bakıyorlardı,
11:38
because that's where the dramadram is.
195
686476
4110
çünkü dramanın bulunduğu yer orasıydı.
11:42
And when I talkedkonuştuk
to producersüreticileri of hitvurmak albumsalbüm,
196
690586
2289
Liste başı albümlerin yapımcıları
ile konuştuğumda
11:44
they said, "Oh sure, we have
lots of superstarsSuperstars in musicmüzik.
197
692875
3228
şöyle dediler, "Elbette, müzikte birçok
büyük yıldızımız var.
11:48
It's just, they don't last very long.
198
696103
3117
Sadece fazla uzun sürdüremiyorlar.
11:51
It's the outstandingüstün collaboratorsortak çalışanlar
who enjoykeyfini çıkarın the long careerskariyer,
199
699220
4000
Uzun kariyerlerinin tadını çıkaranlar
olağanüstü bir işbirliği içinde çalışanlardır,
11:55
because bringinggetiren out the besten iyi in othersdiğerleri
is how they foundbulunan the besten iyi
200
703220
4212
çünkü diğerleri içindeki en iyiyi ortaya
çıkarınca, kendileri içindeki
11:59
in themselveskendilerini."
201
707432
1644
en iyiyi de buluyorlar."
12:01
And when I wentgitti to visitziyaret etmek companiesşirketler
that are renownedünlü
202
709686
2429
Yetenekleri ve yaratıcılıkları ile
12:04
for theironların ingenuitymarifet and creativityyaratıcılık,
203
712115
2067
bilinen şirketleri ziyarete gittiğimde,
12:06
I couldn'tcould even see any superstarsSuperstars,
204
714182
2925
süper yıldız bile göremedim,
12:09
because everybodyherkes there really matteredönemi yoktu.
205
717107
4338
çünkü oradaki herkes önemliydi.
12:13
And when I reflectedyansıyan on my ownkendi careerkariyer,
206
721445
2883
Kendi kariyerime ve çalışma
ayrıcalığını bulduğum
12:16
and the extraordinaryolağanüstü people
I've had the privilegeayrıcalık to work with,
207
724328
3924
olağanüstü insanlara baktığımda,
12:20
I realizedgerçekleştirilen how much more
we could give eachher other
208
728252
5544
eğer süper tavuk olmaya
çalışmayı bıraksaydık,
12:25
if we just stoppeddurduruldu tryingçalışıyor
to be superchickenssuperchickens.
209
733796
5121
birbirimize çok daha fazla katkı
sağlayabileceğimizi fark ettim.
12:31
(LaughterKahkaha) (ApplauseAlkış)
210
739815
5155
(Gülüşmeler) (Alkışlar)
12:36
OnceBir kez you appreciateanlamak
trulygerçekten how socialsosyal work is,
211
744970
6376
Sosyal çalışmanın gerçekten
nasıl olduğunu kavrayınca,
12:43
a lot of things have to changedeğişiklik.
212
751346
3097
birçok şeyin değişmesi gerekiyor.
12:46
ManagementYönetim by talentyetenek contestyarışma
has routinelyrutin pittedçekirdeksiz
213
754443
4087
Yeteneklere göre yönetim yarışması,
12:50
employeesçalışanlar againstkarşısında eachher other.
214
758530
2461
çalışanları hep birbirlerine
karşı kışkırtıyor.
12:52
Now, rivalryrekabet has to be replaceddeğiştirilir
by socialsosyal capitalBaşkent.
215
760991
4514
Artık rekabet sosyal sermaye
ile değiştirilmeli.
12:58
For decadeson yıllar, we'vebiz ettik trieddenenmiş
to motivatemotive etmek people with moneypara,
216
766355
3125
Onlarca yıl insanları parayla
motive etmeye çalıştık,
13:01
even thoughgerçi we'vebiz ettik got
a vastgeniş amounttutar of researchAraştırma that showsgösterileri
217
769480
2880
paranın sosyal bağları erozyona
uğrattığını gösteren
13:04
that moneypara erodesaşınır socialsosyal connectednessbağlantılılık.
218
772360
3831
çok sayıda araştırmamız olsa da.
13:08
Now, we need to let people
motivatemotive etmek eachher other.
219
776851
5335
Şimdi insanların birbirlerini motive
etmelerine izin vermeliyiz.
13:14
And for yearsyıl, we'vebiz ettik thought that leadersliderler
were heroickahraman soloistssolist who were expectedbeklenen,
220
782646
4924
Yıllarca liderlerin tek başlarına
karmaşık problemleri çözmeleri
13:19
all by themselveskendilerini,
to solveçözmek complexkarmaşık problemssorunlar.
221
787570
3156
beklenen güçlü solocular
olduklarını düşündük.
13:22
Now, we need to redefineyeniden tanımlamak leadershipliderlik
222
790726
3552
Artık liderliği, koşulların yaratılarak
13:26
as an activityaktivite in whichhangi
conditionskoşullar are createdoluşturulan
223
794278
4064
herkesin beraber en cesur
düşüncelerini ortaya koyabildiği
13:30
in whichhangi everyoneherkes can do theironların mostçoğu
courageouscesur thinkingdüşünme togetherbirlikte.
224
798342
5958
bir faaliyet olarak
yeniden tanımlamalıyız.
Biliyoruz ki, bu işe yarıyor.
13:36
We know that this worksEserleri.
225
804300
3520
13:40
When the MontrealMontreal Protocolİletişim kuralı calleddenilen
for the phasingaşamalı out of CFCsCFC,
226
808210
4295
Montreal Protokolü, CFC'lerin, ozon
tabakasındaki deliğe sebep olan
13:44
the chlorofluorocarbonskloroflorokarbon implicatedkarıştığı
in the holedelik in the ozoneOzon layertabaka,
227
812505
4342
kloroflorokarbonların aşamalı olarak
durdurulmasını istediğinde,
13:48
the risksriskler were immenseengin.
228
816847
2185
riskler çok büyüktü.
13:51
CFCsCFC were everywhereher yerde,
229
819332
2899
CFC'ler her yerdeydi
ve kimse yerine bir ikamenin bulunup
bulunamayacağını bilmiyordu.
13:54
and nobodykimse knewbiliyordum if a substitutevekil
could be foundbulunan.
230
822231
2549
13:57
But one teamtakım that rosegül to the challengemeydan okuma
adoptedbenimsenen threeüç keyanahtar principlesprensipler.
231
825360
5311
Ancak mücadeleye girişen bir ekip
üç temel prensip benimsedi.
14:03
The first was the headkafa of engineeringmühendislik,
FrankFrank MaslenMaslen, said,
232
831289
3358
İlki, mühendislik yöneticisi
Frank Maslen'ın söylediği gibi,
14:06
there will be no starsyıldızlar in this teamtakım.
233
834647
3333
bu ekipte yıldız olmayacaktı.
14:09
We need everybodyherkes.
234
837980
2277
Herkese ihtiyacımız var.
14:12
EverybodyHerkes has a validgeçerli perspectiveperspektif.
235
840257
2728
Herkesin geçerli bir perspektifi var.
14:15
Secondİkinci, we work to one standardstandart only:
236
843485
4226
İkincisi, sadece bir
standart için çalışırız:
14:19
the besten iyi imaginablehayal.
237
847711
2599
Hayal edilenin en iyisi.
14:22
And thirdüçüncü, he told his bosspatron,
GeoffGeoff TudhopeTudhope,
238
850590
3042
Üçüncüsü ise, patronu Geoff Tudhope'a
14:25
that he had to buttpopo out,
239
853632
1973
mücadelenin dışında kalmasını söyledi,
14:27
because he knewbiliyordum
how disruptiveyıkıcı powergüç can be.
240
855605
3251
çünkü gücün ne kadar yıkıcı
olabileceğini biliyordu.
14:30
Now, this didn't mean TudhopeTudhope did nothing.
241
858856
2833
Bu da Tudhope'un hiçbir şey
yapmadığı anlamına gelmiyordu.
14:33
He gaveverdi the teamtakım airhava coverkapak,
242
861689
1741
Ekibe "hava koruması" verdi
14:35
and he listeneddinlenen to ensuresağlamak
that they honoredonur theironların principlesprensipler.
243
863430
4110
ve prensiplerine saygı gösterdiklerinden
emin olmak için dinledi.
14:40
And it workedişlenmiş: AheadDevam of all the other
companiesşirketler tacklingmücadele this hardzor problemsorun,
244
868190
6070
Ve işe yaradı: Bu grup, bu zor problemle
uğraşan diğer bütün şirketlerin
14:46
this groupgrup crackedçatlamış it first.
245
874260
3258
önüne geçerek ilk olarak çözdü.
14:49
And to datetarih, the MontrealMontreal Protocolİletişim kuralı
246
877738
2601
Montreal Protokolü, bu zamana kadar
14:52
is the mostçoğu successfulbaşarılı internationalUluslararası
environmentalçevre agreementanlaşma
247
880339
5721
uygulanan en başarılı uluslararası
14:58
ever implementeduygulanan.
248
886060
1922
çevresel anlaşmadır.
15:01
There was a lot at stakekazık then,
249
889402
2538
O zamanlar çok fazla risk vardı
15:03
and there's a lot at stakekazık now,
250
891940
2739
ve şimdi de çok fazla risk var.
15:06
and we won'talışkanlık solveçözmek our problemssorunlar
if we expectbeklemek it to be solvedçözülmüş
251
894679
4528
Eğer birkaç süper adam veya süper kadın
tarafından çözülmesini beklersek,
15:11
by a fewaz supermenİtfaiyeciler or superwomensuperwomen.
252
899207
2601
problemlerimizi çözemeyeceğiz.
15:13
Now we need everybodyherkes,
253
901808
3506
Artık herkese ihtiyacımız var,
15:17
because it is only when we acceptkabul etmek
that everybodyherkes has valuedeğer
254
905314
6226
çünkü sadece herkesin değeri
olduğunu kabul ettiğimizde,
15:23
that we will liberatekurtarmak the energyenerji
and imaginationhayal gücü and momentummoment we need
255
911540
7046
ölçebileceğimizin üzerinde en iyisini
yaratmak için gerekli enerji,
15:30
to createyaratmak the besten iyi beyondötesinde measureölçmek.
256
918586
4774
hayal gücü ve ivmeyi serbest bırakacağız.
15:35
Thank you.
257
923360
2740
Teşekkürler.
15:38
(ApplauseAlkış)
258
926100
4000
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Margaret Heffernan - Management thinker
The former CEO of five businesses, Margaret Heffernan explores the all-too-human thought patterns -- like conflict avoidance and selective blindness -- that lead organizations and managers astray.

Why you should listen

How do organizations think? In her book Willful Blindness, Margaret Heffernan examines why businesses and the people who run them often ignore the obvious -- with consequences as dire as the global financial crisis and Fukushima Daiichi nuclear disaster.

Heffernan began her career in television production, building a track record at the BBC before going on to run the film and television producer trade association IPPA. In the US, Heffernan became a serial entrepreneur and CEO in the wild early days of web business. She now blogs for the Huffington Post and BNET.com. Her latest book, Beyond Measure, a TED Books original, explores the small steps companies can make that lead to big changes in their culture.

More profile about the speaker
Margaret Heffernan | Speaker | TED.com