ABOUT THE SPEAKER
Will Potter - Investigative journalist
Award-winning journalist and author, Will Potter focuses on the animal rights and environmental movements, and civil liberties in the post-9/11 era.

Why you should listen

Independent journalist and TED Fellow Will Potter is based in Washington, D.C.; his current work examines how whistleblowers and non-violent protesters are being treated as terrorists.

The author of Green Is The New Red: An Insider's Account of a Social Movement Under Siege, Potter has extensively documented how non-violent protest is slowly being criminalized. His reporting and commentary have been featured in the world's top media outlets, including the Washington Post, NPR, Rolling Stone, El Pais, and Le Monde. He has testified before the U.S. Congress about his reporting, as the only witness opposing the Animal Enterprise Terrorism Act -- and he is a plaintiff in the first lawsuits challenging so-called "ag-gag" laws as unconstitutional.

Will has also lectured at many universities and public forums about his work, including Georgetown University, Harvard Law School, and the House of Democracy and Human Rights in Berlin. International speaking tours have included Germany, Austria, Switzerland, New Zealand, and Spain, and he was the international guest lecturer for Australia's 2014 animal law lecture series.

His reporting has overturned criminal prosecutions, and it has both been praised in Congressional reports and monitored by the Counter-Terrorism Unit.

More profile about the speaker
Will Potter | Speaker | TED.com
TED Fellows Retreat 2015

Will Potter: The secret US prisons you've never heard of before

Will Potter: Daha önce hiç duymadığınız gizli ABD hapishaneleri

Filmed:
4,502,663 views

Araştırmacı gazeteci Will Potter, bir ABD hapishanesi içinde Haberleşme Yönetim Birimi ya da HYB (CMU) içine girebilen tek gazeteci. Bu birimler gizlice açıldı ve mahkumlara olan muamele oldukça değiştirildi -- kendi çocuklarına sarılmaları bile engellenerek. TED konuşmacısı olan Potter, buralarda kimlerin mahkum olarak tutulduğunu ve hükümetin onları nasıl gizli tutmaya çalıştığını bize gösteriyor. "Mesaj açıktı" diyor. "Bu yer hakkında konuşma." Bu konuşmanın kaynaklarını willpotter.com/CMU sitesinde bulabilirsiniz.
- Investigative journalist
Award-winning journalist and author, Will Potter focuses on the animal rights and environmental movements, and civil liberties in the post-9/11 era. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
FatherBaba DanielDaniel BerriganBerrigan oncebir Zamanlar said
that "writingyazı about prisonersmahkumlar
0
1733
3164
Rahip Daniel Berrigan bir seferinde
"Mahkumlar hakkında yazmak
00:16
is a little like writingyazı about the deadölü."
1
4921
2113
biraz ölüler hakkında yazmaya
benzer" demişti.
00:19
I think what he meantdemek is that
we treattedavi etmek prisonersmahkumlar as ghostsHayaletler.
2
7720
3190
Bence mahkumlara onlar birer hayalet
gibi davranıyoruz demek istedi.
00:22
They're unseengörünmeyen and unheardduyulmamış.
3
10934
2067
Onlar görülmez ve duyulmazlar.
Onları görmezden gelmek
çok kolaydır ve
00:25
It's easykolay to simplybasitçe ignorealdırmamak them
4
13681
1636
00:27
and it's even easierDaha kolay when the governmenthükümet
goesgider to great lengthsuzunlukları to keep them hiddengizli.
5
15341
4389
hatta devletin onları gizli tutmak için
verdiği büyük uğraşlar daha da kolaydır.
00:31
As a journalistgazeteci, I think these storieshikayeleri
6
19754
2215
Bir gazeteci olarak, bence bu hikayeler
00:33
of what people in powergüç do
when no one is watchingseyretme,
7
21993
3048
güçlü insanların kimsenin
görmediğinde yaptıkları şeyler
00:37
are preciselytam the storieshikayeleri
that we need to tell.
8
25065
2427
tam da anlatmamız gereken hikayelerdir.
İşte bu yüzden Birleşik Devletler'deki
00:40
That's why I beganbaşladı investigatingsoruşturma
9
28058
1539
00:41
the mostçoğu secretivegizli and experimentaldeneysel
prisonhapis unitsbirimler in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
10
29621
3787
en gizli ve deneysel hapishaneleri
araştırmaya başladım
00:45
for so-calledsözde "second-tierikinci kademe" terroriststeröristler.
11
33432
2766
ki bunlara "ikincil" teröristler
için deniliyor.
00:49
The governmenthükümet callsaramalar these unitsbirimler
Communicationsİletişim ManagementYönetim UnitsBirimleri or CMUsCMUs.
12
37322
5185
Devlet bunlara Haberleşme Yönetim Birimi
yani HYB(CMU) adını veriyor.
00:54
PrisonersMahkumlar and guardsMuhafızlar call them
"Little GuantanamoGuantanamo."
13
42858
3109
Mahkumlar ve gardiyanlar ise bunlara
"Küçük Guantanamo" diyor.
00:58
They are islandsadaları untoşöyle themselveskendilerini.
14
46886
2293
Kendi başlarına birer ada gibidirler.
01:01
But unlikeaksine GitmoGuantanamo'da they existvar olmak
right here, at home,
15
49203
4347
Gitmo'nun aksine onlar
tam burada, ülkemizde bulunuyor,
01:05
floatingyüzer withiniçinde largerdaha büyük federalfederal prisonsHapishaneler.
16
53574
2846
daha büyük federal hapishaneler içinde
yüzüyorlar.
01:09
There are 2 CMUsCMUs.
17
57305
1624
2 tane HYB(CMU) var.
01:10
One was openedaçıldı insideiçeride the prisonhapis
in TerreTerre HauteHaute, IndianaIndiana,
18
58953
3120
Biri Terre Haute, İndiana'daki
hapishanenin içinde açıldı
01:14
and the other is insideiçeride this prisonhapis,
in MarionMarion, IllinoisIllinois.
19
62097
3684
diğeri ise Marion, Illinois'deki bu
hapishanenin içinde bulunuyor.
01:18
NeitherNe of them underwentuygulandı
the formalbiçimsel reviewgözden geçirmek processsüreç
20
66669
2425
Açıldıklarında her ikisi de kanunen
gerekli olan
01:21
that is requiredgereklidir by lawhukuk
when they were openedaçıldı.
21
69118
3176
resmi inceleme sürecine tabi tutulmadılar.
01:25
CMUCMU prisonersmahkumlar have all
been convictedsuçlu of crimessuçları.
22
73232
2465
HYB(CMU) mahkumlarının hepsi
suç işlemekten mahkum oldu.
01:28
Some of theironların casesvakalar are questionablekuşkulu
and some involvedahil threatstehditler and violenceşiddet.
23
76053
4136
Bazılarının davaları tartışmaya açık,
bazıları ise tehdit ve şiddet içeriyor.
Hiçbir mahkumun suçlu veya masum
olduğunu tartışmak için burada değilim.
01:33
I'm not here to arguetartışmak the guiltsuçluluk
or innocencesaflık of any prisonermahkum.
24
81110
2937
01:36
I'm here because as SupremeYüce CourtMahkeme JusticeAdalet
ThurgoodThurgood MarshallMarshall said,
25
84388
3535
Buradayım çünkü yüksek mahkeme
yargıcı Thurgood Marshall şöyle dedi,
01:39
"When the prisonsHapishaneler and gateskapılar slamçarpmak shutkapamak,
26
87947
2457
"Hapishane ve kapılar kapanınca,
01:42
prisonersmahkumlar do not losekaybetmek
theironların humaninsan qualitykalite."
27
90428
2602
mahkumlar insanlıklarını kaybetmezler."
01:46
EveryHer prisonermahkum I've interviewedgörüşülen
has said there are threeüç fleckslekeler of lightışık
28
94515
4667
Röportaj yaptığım her mahkum,
üç ışık beneği olduğunu söyledi
01:51
in the darknesskaranlık of prisonhapis:
29
99206
2434
hapishane karanlığında:
01:53
phonetelefon callsaramalar,
30
101664
1198
telefon aramaları,
01:54
lettersharfler
31
102886
1151
mektuplar
01:56
and visitsziyaret from familyaile.
32
104061
1440
ve aile ziyaretleri.
01:58
CMUsCMUs aren'tdeğil solitarysoliter confinementdoğumdan,
but they radicallykökünden restrictkısıtlamak all of these
33
106166
3903
HYB'de hücre hapsi yok ancak
Birleşik Devletler içindeki en sıkı
02:02
to levelsseviyeleri that meetkarşılamak or exceedaşan the mostçoğu
extremeaşırı prisonsHapishaneler in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
34
110093
3899
hapishaneler ayarında ya da onları
aşan kısıtlamalarda bulunuyor.
02:06
TheirOnların phonetelefon callsaramalar can be limitedsınırlı
to 45 minutesdakika a monthay,
35
114496
3281
Telefon konuşmaları ayda 45 dakikayla
sınırlı iken,
02:09
comparedkarşılaştırıldığında to the 300 minutesdakika
other prisonersmahkumlar receiveteslim almak.
36
117801
3668
diğer mahkumlar ayda 300 dakika
arama yapabiliyor.
02:14
TheirOnların lettersharfler can be limitedsınırlı
to sixaltı piecesparçalar of paperkâğıt.
37
122345
2738
Mektupları altı sayfa ile
sınırlandırılabiliyor.
Ziyaretleri aylık dört saatle
sınırlandırılabiliyorken,
02:17
TheirOnların visitsziyaret can be limitedsınırlı
to fourdört hourssaatler perbaşına monthay,
38
125516
2431
02:19
comparedkarşılaştırıldığında to the 35 hourssaatler that people
like OlympicOlimpiyat ParkPark bomberbombardıman uçağı EricEric RudolphRudolph
39
127971
5706
Olympic Park bombacısı Erik Rudolp
gibi insanlar cezaevinde 35 saatlik
02:25
receiveteslim almak in the supermaxcezaevinde.
40
133701
1620
görüşmeler yapabiliyor.
02:28
On topüst of that, CMUCMU visitsziyaret are non-contacttemassız
whichhangi meansanlamına geliyor prisonersmahkumlar are not allowedizin
41
136215
4988
En önemlisi de HYB ziyaretleri temassız
yani mahkumların, aileleri ile
sarılmalarına bile izin verilmiyor.
02:33
to even hugsarılmak theironların familyaile.
42
141227
1914
Bir HYB mahkumu dedi ki,
02:36
As one CMUCMU prisonermahkum said,
43
144093
1926
"Burada psikolojik işkence
dışında işkence görmüyoruz."
02:38
"We're not beingolmak torturedişkence here,
exceptdışında psychologicallypsikolojik olarak."
44
146043
3429
02:42
The governmenthükümet won'talışkanlık say
who is imprisonedhapsedilmiş here.
45
150893
2442
Devlet burada kimlerin mahkum tutulduğunu
söylemiyor
02:45
But throughvasitasiyla courtmahkeme documentsevraklar,
openaçık recordskayıtlar requestsistekler
46
153750
3627
Fakat mahkeme dökümanları,
halka açık kayıt talepleri ve de
hem mevcut hem de önceki mahkumlar
ile yapılan görüşmeler yoluyla
02:49
and interviewsgörüşmeler with currentşimdiki
and formereski prisonersmahkumlar,
47
157401
2558
02:51
some smallküçük windowspencereler
into the CMUsCMUs have openedaçıldı.
48
159983
3173
HYB'lere küçük pencereler açıldı.
02:56
There's an estimatedtahmini
60 to 70 prisonersmahkumlar here,
49
164005
3082
Burada tahmini 60 ila 70 mahkum var
02:59
and they're overwhelminglyezici MuslimMüslüman.
50
167111
2273
ve yoğunlukla Müslümanlar.
03:01
They includeDahil etmek people like DrDr. RafilRafil DhafirDhafir,
51
169825
3168
Dr. Rafil Dhafir gibi insanları
içeriyor ki,
03:05
who violatedihlal the economicekonomik sanctionsyaptırımlar
on IraqIrak by sendinggönderme medicaltıbbi suppliesgereçler
52
173017
4024
Irak üzerindeki ekonomik yaptırımları
çocuklar için medikal destek
03:09
for the childrençocuklar there.
53
177065
1534
göndererek ihlal etmiş birisi.
03:11
They'veOnlar ettik includeddahil people like YassinYasin ArefAref.
54
179967
2429
Yassin Aref gibi insanları da içeriyor ki;
03:14
ArefAref and his familyaile fledkaçtı to NewYeni YorkYork
from SaddamSaddam Hussein'sHüseyin'in IraqIrak as refugeesmülteciler.
55
182892
5178
Aref ve ailesi, New York'a Saddam Hüseyin'in
Irak'ından kaçarak mülteci olarak gelmiş.
03:20
He was arrestedtutuklandı in 2004
as partBölüm of an FBIFBI stingacı.
56
188094
3793
2004 yılında, bir FBI muhbir
operasyonunun parçası olarak yakalandı.
03:24
ArefAref is an imamİmam and he was askeddiye sordu
to bearayı witnesstanık to a loanborç,
57
192784
3474
Aref bir imamdı ve bir krediye
şahitlik yapması istenmişti,
03:28
whichhangi is a traditiongelenek in Islamicİslam culturekültür.
58
196282
2397
ki bu, İslam kültüründe bir gelenektir.
Sonradan, bu kredi işindekilerden
biri başka birine sahte bir denemeyle
03:30
It turneddönük out that one of the people
involvedilgili in the loanborç was tryingçalışıyor to enlistlisteleme
59
198703
3816
03:34
someonebirisi elsebaşka in a fakesahte attacksaldırı.
60
202543
2364
yardım sağlamaya çalıştığı ortaya çıktı.
03:37
ArefAref didn't know.
61
205452
1370
Aref bunu bilmiyordu.
Bu sebeple, terörist bir gruba
03:39
For that, he was convictedsuçlu
62
207561
1270
03:40
of conspiracykomplo to providesağlamak materialmalzeme supportdestek
to a terroristterörist groupgrup.
63
208855
4033
maddi destek sağlamak komplosu ile
mahkum oldu.
03:46
The CMUsCMUs alsoAyrıca includeDahil etmek
some non-MuslimMüslüman olmayan prisonersmahkumlar.
64
214309
3230
HYB'ler aynı zamanda gayrimüslim
mahkumları da barındırıyor.
03:49
The guardsMuhafızlar call them "balancersdengeleyici,"
65
217563
2803
Gardiyanlar onlara "dengeleyici" diyor,
03:52
meaninganlam they help balancedenge out
the racialırk numberssayılar,
66
220390
2864
ırksal sayının dengelenmesine
yardım ediyorlar manasında,
03:55
in hopesumutlar of deflectingsaptırma lawhukuk suitstakım elbise.
67
223278
2059
hukuk davalarının yönünün değişmesi
umuduyla.
03:58
These balancersdengeleyici includeDahil etmek animalhayvan rightshaklar
and environmentalçevre activistseylemciler
68
226223
3642
Dengeleyiciler arasında hayvan hakları
ve çevre aktivistleri de var,
04:01
like DanielDaniel McGowanMcGowan.
69
229889
1310
Daniel McGowan gibi.
04:03
McGowanMcGowan was convictedsuçlu
of participatingkatılan in two arsonsyangınları
70
231643
2786
McGowan, Dünya Kurtuluş Cephesi'nin
bir parçası olarak
04:06
in the nameisim of defendingsavunmak the environmentçevre
71
234453
2112
çevreyi savunma adına
04:08
as partBölüm of the EarthDünya LiberationKurtuluş FrontAçık.
72
236589
2333
iki kez kundakçılıktan mahkum oldu.
04:11
DuringSırasında his sentencingceza, he was afraidkorkmuş
that he would be sentgönderilen
73
239690
2748
Cezası boyunca teröristler için olduğu
söylenen
04:14
to a rumoredsöylenti secretgizli prisonhapis for terroriststeröristler.
74
242462
2369
gizli hapishaneye gönderilmekten korktu.
Hakim hiç bir gerçekle
desteklenmediğini söyleyerek
04:17
The judgehakim dismissedgörevden alındı all those fearsendişe,
75
245560
1864
04:19
sayingsöz that they
weren'tdeğildi supporteddestekli by any factsGerçekler.
76
247448
2601
tüm bu korkuları atmasını sağladı.
Ancak bu, devletin bazı mahkumların
tam olarak neden HYB'e gönderildiğinin
04:22
But that mightbelki be because the governmenthükümet
hasn'tdeğil sahiptir fullytamamen explainedaçıkladı
77
250606
3255
04:25
why some prisonersmahkumlar endson up in a CMUCMU,
78
253885
2402
ve bu kararlardan kimin sorumlu olduğunun
04:28
and who is responsiblesorumluluk sahibi
for these decisionskararlar.
79
256311
3021
tam olarak açıklanmaması
sebebiyle olabilir.
04:32
When McGowanMcGowan was transferredtransfer, he was told
80
260142
2035
McGowan transfer edildiğinde ona
04:34
it's because he is a "domesticyerli terroristterörist,"
81
262201
3402
"yerel bir terörist" olduğu için dendi.
04:37
a termterim the FBIFBI useskullanımları repeatedlydefalarca when
talkingkonuşma about environmentalçevre activistseylemciler.
82
265627
4571
Çevre aktivistleri hakkında FBI'ın
sürekli kullandığı bir terim.
04:42
Now, keep in mindus there are about 400
prisonersmahkumlar in US prisonsHapishaneler
83
270978
3771
Şimdi ABD hapishanelerinde yaklaşık
400 mahkum olduğunu aklınızda tutun
bunlar terörist olarak sınıflandırılanlar,
04:46
who are classifiedgizli bilgi as terroriststeröristler,
84
274773
1763
04:48
and only a handfulavuç of them
are in the CMUsCMUs.
85
276560
2094
ve onların çok azı HYB'de.
04:51
In McGowan'sMcGowan'ın casedurum, he was previouslyÖnceden
at a low-securitydüşük güvenlik prisonhapis
86
279169
3623
McGowan'ın durumunda, o önceleri
düşük güvenlikli bir hapishanedeydi
04:54
and he had no communicationsiletişim violationsihlal.
87
282816
3123
ve hiç bir iletişim ihlali yapmamıştı.
04:59
So, why was he movedtaşındı?
88
287354
1636
Peki neden taşındı?
05:02
Like other CMUCMU prisonersmahkumlar,
89
290173
1337
Diğer HYB mahkumları gibi,
05:03
McGowanMcGowan repeatedlydefalarca askeddiye sordu
for an answerCevap, a hearingişitme,
90
291534
3890
McGowan da sürekli bir cevap aradı
05:07
or some opportunityfırsat for an appealtemyiz.
91
295448
2318
ya da temyiz için fırsat istedi.
05:10
This exampleörnek from anotherbir diğeri prisonermahkum
showsgösterileri how those requestsistekler are viewedbakıldı.
92
298434
4254
Başka bir mahkumun örneği, bu isteklerin
nasıl karşılandığını gösteriyor.
05:15
"Wants a transferaktarma." "Told him no."
93
303241
2977
"Transfer istiyor." "Ona, hayır deyin."
05:19
At one pointpuan, the prisonhapis wardenMüdür himselfkendisi
recommendedÖnerilen McGowan'sMcGowan'ın transferaktarma
94
307366
3727
Bir yerden sonra, hapishane gardiyanı
iyi halinden bahsederek McGowan'ın
05:23
out of the CMUCMU citinggerekçe göstererek his good behaviordavranış,
95
311117
3273
HYB dışında bir yere transferini
tavsiye etti.
05:26
but the wardenMüdür was overruledreddedildi
96
314414
2041
Ama gardiyan, FBI 'ın
Terör Görev Gücü ile birlikte çalışan
05:28
by the BureauBüro of Prison'sHapishane
CounterterrorismTerörle mücadele UnitBirim,
97
316479
3214
Cezaevi Terörle Mücadele
Birimi Bürosu tarafından
05:31
workingçalışma with the JointOrtak TerrorismTerörizm
TaskGörev ForceKuvvet of the FBIFBI.
98
319717
2954
reddedildi.
Sonradan öğrendim ki McGowan'ın
HYB'e gönderilme sebebi
05:35
LaterDaha sonra I foundbulunan out that McGowanMcGowan
was really sentgönderilen to a CMUCMU
99
323571
2616
05:38
not because of what he did,
100
326211
1919
yaptıklarından değil
05:40
but what he has said.
101
328154
1537
söylediklerinden dolayıymış.
05:42
A memoKısa Not from the CounterterrorismTerörle mücadele UnitBirim
citedatıf McGowan'sMcGowan'ın "anti-governmenthükümet karşıtı beliefsinançlar."
102
330149
5318
Terörle Mücadele Birimi notunda, McGowan'ın
"hükümet karşıtı inançlarına" değindi.
05:48
While imprisonedhapsedilmiş, he continueddevam etti writingyazı
about environmentalçevre issuessorunlar,
103
336333
3511
Hapisteyken, çevresel konular
hakkında yazmaya devam etti,
05:51
sayingsöz that activistseylemciler mustşart
reflectyansıtmak on theironların mistakeshatalar
104
339868
2818
aktivistlerin kendi hatalarını
yansıtması gerektiğini
ve birbirlerini dinlemeleri
gerektiğini söyledi.
05:54
and listen to eachher other.
105
342710
1547
05:56
Now, in fairnessAdalet, if you've spentharcanmış
any time at all in WashingtonWashington, DCDC,
106
344760
3261
Şimdi, açıkcası, Washington DC'de
biraz zaman geçirirseniz
06:00
you know this is really a radicalradikal
conceptkavram for the governmenthükümet.
107
348045
4339
bunun hükümet için gerçekten
radikal bir durum olduğunu bilirsiniz.
06:04
(LaughterKahkaha)
108
352408
1244
(Gülmeler)
06:06
I actuallyaslında askeddiye sordu to visitziyaret etmek
McGowanMcGowan in the CMUCMU.
109
354809
2938
McGowan'ı HYB'de ziyaret etmek istedim.
06:10
And I was approvedonaylı.
110
358328
1404
Ve kabul edildim.
06:12
That camegeldi as quiteoldukça a shockşok.
111
360460
2094
Bu beni oldukça şaşırttı.
06:14
First, because as I've discussedtartışılan
on this stageevre before,
112
362578
5001
İlk sebebi, bu sahnede daha önce
de bahsettiğim gibi,
06:19
I learnedbilgili that the FBIFBI has been
monitoringizleme my work.
113
367603
3297
FBI'ın benim çalışmalarımı
izlediğini öğrenmiştim.
06:23
Secondİkinci, because it would make me the first
and only journalistgazeteci to visitziyaret etmek a CMUCMU.
114
371430
5029
İkincisi, bu durum beni HYB'leri ziyaret
eden ilk ve tek gazeteci yapacaktı.
06:29
I had even learnedbilgili
115
377189
1158
Hatta şunu öğrenmiştim,
06:30
throughvasitasiyla the BureauBüro of PrisonsHapishaneler
CounterterrorismTerörle mücadele UnitBirim,
116
378371
3206
Cezaevleri Terörle Mücadele
Birimi Bürosu yoluyla,
06:33
that they had been monitoringizleme my speecheskonuşmalar
about CMUsCMUs, like this one.
117
381601
4655
HYB'ler hakkındaki konuşmalarımı
izliyorlardı, burada olduğu gibi.
06:39
So how could I possiblybelki
be approvedonaylı to visitziyaret etmek?
118
387128
3462
Yani nasıl ziyaret talebim
kabul edilmiş olabilirdi ki?
06:43
A fewaz daysgünler before I wentgitti
out to the prisonhapis, I got an answerCevap.
119
391222
4209
Hapishane dışına çıkmadan
birkaç gün önce bir cevap aldım.
06:48
I was allowedizin to visitziyaret etmek McGowanMcGowan
as a friendarkadaş, not a journalistgazeteci.
120
396471
4365
Bir arkadaşı olarak, McGowan'ı ziyarete
izin verildim, bir gazeteci olarak değil.
06:52
JournalistsGazeteciler are not allowedizin here.
121
400860
1741
Gazetecilere burada izin verilmiyor.
06:54
McGowanMcGowan was told by CMUCMU officialsYetkililer
that if I askeddiye sordu any questionssorular
122
402972
3545
HYB memurları, McGowan'a
eğer herhangi bir soru sorarsam
06:58
or publishedyayınlanan any storyÖykü,
123
406541
1919
ya da bir hikaye yayımlarsam,
07:00
that he would be punishedceza
for my reportingraporlama.
124
408484
2835
bu yaptığımdan dolayı
cezalandırılacağını söyledi.
Ziyaret için geldiğimde korumalar bana
07:04
When I arrivedgeldi for our visitziyaret etmek,
the guardsMuhafızlar remindedhatırlattı me
125
412308
2464
benim kim olduğumu ve ne iş
yaptığımı bildiklerini hatırlattı.
07:06
that they knewbiliyordum who I was
and knewbiliyordum about my work.
126
414796
2274
07:09
And they said that if I attemptedteşebbüs
to interviewröportaj McGowanMcGowan,
127
417094
2580
Ve bana, McGowan ile ropörtaj
yapmaya kalkışırsam
07:11
the visitziyaret etmek would be terminatedsonlandırıldı.
128
419698
1677
ziyaretin biteceğini söylediler.
07:14
The BureauBüro of PrisonsHapishaneler describesaçıklar CMUsCMUs
as "self-containedkendi kendine yeten housingKonut unitsbirimler."
129
422671
5497
Cezaevi Bürosu, HYB'leri "bağımsız
konut birimi" olarak tanımlıyor.
07:20
But I think that's an OrwellianOrwell'ci way
of describingaçıklayan blacksiyah holesdelikler.
130
428515
3761
Fakat bana göre bu, kara delikleri
tanımlamanın Orwell yolu.
Bir HYB'yi ziyaret ettiğinizde,
07:24
When you visitziyaret etmek a CMUCMU,
131
432805
1152
07:25
you go throughvasitasiyla all the securitygüvenlik
checkpointsDenetim noktaları that you would expectbeklemek.
132
433981
3126
tahmin edebileceğiniz tüm
güvenlik noktalarını geçersiniz.
07:29
But then the walkyürümek
to the visitationziyaret roomoda is silentsessiz.
133
437131
3115
Ama sonra ziyaret odasına giden
yol sessizdir.
07:33
When a CMUCMU prisonermahkum has a visitziyaret etmek,
the restdinlenme of the prisonhapis is on lockdownkilitleme.
134
441756
4471
Bir HYB mahkumu görüşteyken
diğer tüm mahkumlar kilit altındadır.
07:39
I was usheredbaşlatmıştır into a smallküçük roomoda,
135
447112
1826
Küçük bir odaya kadar getirildim,
07:40
so smallküçük my outstretcheduzanmış armssilâh
could touchdokunma eachher wallduvar.
136
448962
3488
o kadar küçük ki, kollarımı uzatarak
her iki duvara da dokunabiliyordum.
07:44
There was a grapefruit-sizedGreyfurt büyüklüğünde
orbKüre in the ceilingtavan
137
452761
2795
Tavanda greyfurt-şeklinde bir küre vardı.
07:47
for the visitziyaret etmek to be live-monitoredLive izlenmektedir
by the CounterterrorismTerörle mücadele UnitBirim
138
455580
3175
Batı Virginia'daki
Terörle Mücadele Biriminin
ziyaretleri canlı olarak izlemesi için.
07:50
in WestBatı VirginiaVirginia.
139
458779
1449
07:52
The unitbirim insistsısrar that all the visitsziyaret
have to be in Englishİngilizce for CMUCMU prisonersmahkumlar,
140
460640
4359
Bu birim, tüm HYB mahkum ziyaretlerinin
İngilizce olmasını dayatıyordu
07:57
whichhangi is an additionalek hardshipsıkıntı
for manyçok of the MuslimMüslüman familiesaileleri.
141
465023
3198
ki bu durum, birçok müslüman aile
için fazladan zorluk demekti.
08:00
There is a thickkalın sheettabaka of foggysisli,
bulletproofkurşun geçirmez glassbardak
142
468634
3382
İnce, puslu ve kurşun geçirmez
bir tabaka cam vardı
08:04
and on the other sideyan was DanielDaniel McGowanMcGowan.
143
472040
3258
ve diğer tarafta Daniel McGowan vardı.
08:08
We spokekonuştu throughvasitasiyla these handsetscep telefonları
attachedekli to the wallduvar
144
476104
2858
Duvara monteli ahizeler yoluyla konuştuk,
08:10
and talkedkonuştuk about bookskitaplar and moviesfilmler.
145
478986
2324
kitaplar ve filmlerden bahsettik.
08:13
We did our besten iyi to find reasonsnedenleri to laughgülmek.
146
481334
2624
Gülebilmek için elimizden geleni yaptık.
08:16
To fightkavga boredomcan sıkıntısı and amuseeğlendirmek himselfkendisi
while in the CMUCMU,
147
484554
3167
Can sıkıntısı ile mücadele ve HYB
içinde kendini eğlendirmek için
08:19
McGowanMcGowan had been spreadingyayma a rumorsöylenti
that I was secretlygizlice the presidentDevlet Başkanı
148
487745
4080
McGowan, benim gizlice
Washington DC'deki Twilight fan
08:23
of a TwilightAlacakaranlık fanyelpaze clubkulüp in WashingtonWashington, DCDC
149
491849
3971
kulübünün başkanı olduğum
dedikodusunu yaydı.
08:27
(LaughterKahkaha)
150
495844
1555
(Gülmeler)
08:29
For the recordkayıt, I'm not.
151
497836
2349
Bu arada, değilim.
08:32
(LaughterKahkaha)
152
500209
1240
(Gülmeler)
08:33
But I kindtür of the hopeumut the FBIFBI
now thinksdüşünüyor that BellaBella and EdwardEdward
153
501754
3598
Ama sanıyorum şimdi FBI, Bella ve Edward'ı
08:37
are terroristterörist codekod namesisimler.
154
505376
2146
terörist kod adları olarak düşünüyor.
08:39
(LaughterKahkaha)
155
507546
1510
(Gülmeler)
08:42
DuringSırasında our visitziyaret etmek, McGowanMcGowan spokekonuştu mostçoğu
and at lengthuzunluk about his nieceyeğen LilyLily,
156
510073
6442
Görüş boyunca McGowan daha çok
konuştu ve yeğeni Lily 'nin boyu hakkında,
08:48
his wifekadın eş JennyJenny and how torturousişkence
it feelshissediyor to never be ableyapabilmek to hugsarılmak them,
157
516539
6124
karısı Jenny ve onlara bir daha
sarılamamasının, ellerini bir daha
08:54
to never be ableyapabilmek to holdambar theironların handseller.
158
522687
2230
tutamamasının ona ne kadar
acı verdiğini söyledi.
08:58
ThreeÜç monthsay after our visitziyaret etmek, McGowanMcGowan
was transferredtransfer out of the CMUCMU
159
526227
3523
Ziyaretimden üç ay sonra McGowan,
HYB dışında bir yere nakledildi
09:01
and then, withoutolmadan warninguyarı,
he was sentgönderilen back again.
160
529774
3016
ve sonra uyarılmaksızın
yeniden geri getirildi.
09:05
I had publishedyayınlanan leakedsızdırılmış
CMUCMU documentsevraklar on my websiteWeb sitesi
161
533956
4240
Sızan HYB dosyalarını
Web sitemde yayınladım.
09:10
and the CounterterrorismTerörle mücadele UnitBirim said
that McGowanMcGowan had calleddenilen his wifekadın eş
162
538220
3221
ve Terörle Mücadele Birimi dedi ki,
McGowan karısını aradı
09:13
and askeddiye sordu her to mailposta them.
163
541465
2286
ve onları postaya vermesini istedi.
09:16
He wanted to see what the governmenthükümet
was sayingsöz about him,
164
544307
2733
Hükümetin kendisiyle ilgili ne söylediğini
görmek istedi,
09:19
and for that he was sentgönderilen back to the CMUCMU.
165
547064
2608
bu sebeple de yeniden HYB'ye gönderildi.
09:21
When he was finallyen sonunda releasedyayınlandı
at the endson of his sentencecümle,
166
549982
2650
Cezası bitip de sonunda serbest kaldığında
09:24
his storyÖykü got even more KafkaesqueKafka.
167
552656
2082
hikayesi daha çok Kafkavari olmuştu.
09:27
He wroteyazdı an articlemakale
for the HuffingtonHuffington PostYayınla headlinedbaşlığını attı,
168
555434
2540
Huffington Post'ın manşet yaptığı
bir yazı yazdı,
09:29
"CourtMahkeme DocumentsBelgeler ProveKanıtlamak I was SentGönderilen to
a CMUCMU for my PoliticalSiyasi SpeechKonuşma."
169
557998
3701
"Mahkeme Belgeleri Kanıtlıyor, bir HYB'e
Siyasi Konuşmam Sebebiyle Gönderildim."
09:34
The nextSonraki day he was thrownatılmış
back in jailhapis for his politicalsiyasi speechkonuşma.
170
562122
5915
Ertesi gün siyasi konuşması sebebiyle
mahkeme karşısına yeniden çıktı.
09:40
His attorneysAvukatlar quicklyhızlı bir şekilde securedemniyete his releaseserbest bırakmak,
171
568923
2033
Avukatları hemen salıverilmesini istediler
09:42
but the messagemesaj was very clearaçık:
172
570980
2598
ama mesaj oldukça açıktı:
09:45
Don't talk about this placeyer.
173
573602
1699
Bu yer hakkında konuşma.
09:48
TodayBugün, ninedokuz yearsyıl after they were openedaçıldı
by the BushBush administrationyönetim,
174
576472
4593
Bugünlerde, Bush yönetimince
açılmalarından dokuz yıl sonra,
09:53
the governmenthükümet is codifyingdüzenleyerek
how and why CMUsCMUs were createdoluşturulan.
175
581089
4593
hükümet, HYB'lerin nasıl ve neden
oluşturulduğunu kodlandırıyor.
09:57
AccordingAccording to the BureauBüro of PrisonsHapishaneler,
176
585706
1672
Cezaevleri Bürosuna göre,
09:59
they are for prisonersmahkumlar
with "inspirationalilham verici significanceönem."
177
587402
3974
buralar "ilham verici önemde" olan
mahkumlar için.
10:04
I think that is very niceGüzel way of sayingsöz
these are politicalsiyasi prisonsHapishaneler
178
592325
4204
Bence bu, siyasi suçlular için
siyasi hapishaneler demenin
10:08
for politicalsiyasi prisonersmahkumlar.
179
596553
1584
oldukça kibar bir yolu.
10:10
PrisonersMahkumlar are sentgönderilen to a CMUCMU
because of theironların raceyarış,
180
598764
2756
Mahkumlar, HYB'lere ırkları sebebiyle
10:13
theironların religiondin or theironların
politicalsiyasi beliefsinançlar.
181
601544
2647
dinleri ya da siyasi inançları
yüzünden gönderiliyor.
10:16
Now, if you think that
characterizationkarakterizasyonu is too stronggüçlü,
182
604770
2821
Şimdi bu tanımlamanın çok ağır
olduğunu düşünüyorsanız,
10:19
just look at some
of the government'shükümetin ownkendi documentsevraklar.
183
607615
2817
hükümetin bazı
dokümanlarına bakalım derim.
10:22
When some of McGowan'sMcGowan'ın mailposta was rejectedreddedilen
by the CMUCMU, the sendergönderen was told
184
610456
4516
McGowan'ın bazı postaları HYB tarafından
reddedildiğinde, gönderene
10:26
it's because the lettersharfler were intendedistenilen
"for politicalsiyasi prisonersmahkumlar."
185
614996
3614
mektupların "siyasi suçlular için"
yazıldığı söylendi.
10:31
When anotherbir diğeri prisonermahkum, animalhayvan rightshaklar
activisteylemci AndyAndy StepanianStepanian,
186
619410
3818
Bir diğer mahkum olan, hayvan hakları
aktivisti Andy Stepanian da
10:35
was sentgönderilen to a CMUCMU, it was because of his
anti-governmenthükümet karşıtı and anti-corporateAnti-kurumsal viewsgörünümler.
187
623252
5389
HYB 'ye gönderildi. Çünkü hükümet karşıtı
ve anti-kurumsal bakış açısı vardı.
10:41
Now, I know all of this
mayMayıs ayı be hardzor to believe,
188
629722
2970
Bütün bunlara inanmanın zor
olabileceğini biliyorum,
10:44
that it's happeningolay right now,
and in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
189
632716
3958
bunların tam şu anda ABD
içinde meydana geldiğine.
10:49
But the unknownBilinmeyen realitygerçeklik
is that the US has a darkkaranlık historytarih
190
637159
3636
Ama bilinmeyen gerçek şu ki;
ABD, siyasi düşünceleri sebebiyle
10:52
of disproportionatelyorantısız punishingcezalandırma people
because of theironların politicalsiyasi beliefsinançlar.
191
640819
4391
orantısız bir şekilde cezalandırma
konusunda karanlık bir geçmişe sahip.
10:57
In the 1960s, before MarionMarion
was home to the CMUCMU,
192
645670
4446
1960'lı yıllarda, Marion HYB'e
ev sahibi olmadan evvel,
11:02
it was home to the notoriousadı çıkmış ControlDenetim UnitBirim.
193
650140
2881
kötü nam salmış Kontrol Birimi'nin eviydi.
11:05
PrisonersMahkumlar were lockedkilitli down
in solitarysoliter for 22 hourssaatler a day.
194
653574
3949
Mahkumlar, günün 22 saati münferiden
kapatılırdı.
11:10
The wardenMüdür said the unitbirim
was to "controlkontrol revolutionarydevrimci attitudestutumlar."
195
658240
5706
Gardiyanlar, birimin "devrimsel tavırları
kontrol" ettiğini söylerdi.
11:16
In the 1980s, anotherbir diğeri experimentdeney calleddenilen
the LexingtonLexington HighYüksek SecurityGüvenlik UnitBirim
196
664846
4947
1980'li yıllarda, başka bir deneye
Lexington Yüksek Güvenlik Birimi dendi.
Burası, Weather Underground,
Black Liberation ve Puerto Rico
11:21
heldbekletilen womenkadınlar connectedbağlı
to the WeatherHava durumu UndergroundUnderground,
197
669817
2428
11:24
BlackSiyah LiberationKurtuluş and PuertoPorto RicanRika
independentbağımsız strugglesmücadeleler.
198
672269
3266
bağımsızlık mücadelelerine
bağlı olan kadınları tutuyordu.
11:27
The prisonhapis radicallykökünden restrictedkısıtlı
communicationiletişim and used sleepuyku deprivationyoksunluk,
199
675987
4246
Cezaevi, radikal bir şekilde iletişimi
kısıtlandı ve uyku mahrumiyeti ve
11:32
and constantsabit lightışık for so-calledsözde
"ideologicalideolojik conversiondönüşüm."
200
680257
4597
adına "ideolojik dönüşüm" dedikleri
sabit ışık uygulandı.
11:37
Those prisonsHapishaneler were eventuallysonunda shutkapamak down,
but only throughvasitasiyla the campaigningkampanya
201
685976
5092
Bu hapishaneler sonunda kapatıldı
ama sadece dini grupların ve
11:43
of religiousdini groupsgruplar and humaninsan rightshaklar
advocatessavunucuları, like AmnestyAf Örgütü InternationalUluslararası.
202
691092
4401
Uluslararası Af Örgütü insan hakları
savunucularının kampanyaları sayesinde.
11:48
TodayBugün, civilsivil rightshaklar lawyersavukatları
with the CenterMerkezi for ConstitutionalAnayasal RightsHakları
203
696398
3926
Günümüzde vatandaşlık hakları
avukatları, Anayasal Haklar altında
11:52
are challengingmeydan okuma CMUsCMUs in courtmahkeme
204
700348
2379
HYB'leri mahkemelerde zorluyor
11:54
for deprivingmahrum prisonersmahkumlar
of theironların duenedeniyle processsüreç rightshaklar
205
702751
2555
mahkumları süreç
içindeki haklarından mahrum ettikleri için,
11:57
and for retaliatingmisilleme againstkarşısında them
206
705330
2080
onlara misilleme yaptıkları için,
11:59
for theironların protectedkorumalı politicalsiyasi
and religiousdini speechkonuşma.
207
707434
3310
onların korunan siyasi
ve dini söylemleri için.
12:03
ManyBirçok of these documentsevraklar would have
never come to lightışık withoutolmadan this lawsuitdava.
208
711296
3668
Bu dava olmasaydı belgelerin çoğu
asla gün yüzüne çıkmayacaktı.
12:08
The messagemesaj of these groupsgruplar
and my messagemesaj for you todaybugün
209
716398
4631
Bu grupların mesajı ve bugün
benim size mesajım
12:13
is that we mustşart bearayı witnesstanık
to what is beingolmak donetamam to these prisonersmahkumlar.
210
721053
3756
bu mahkumlara neler yapıldığına
şahitlik yapmamız gerektiğidir.
12:16
TheirOnların treatmenttedavi is a reflectionyansıma
of the valuesdeğerler heldbekletilen beyondötesinde prisonhapis wallsduvarlar.
211
724833
5043
Onların davranışı hapis duvarları ardında
tuttukları değerlerin bir yansımasıdır.
12:22
This storyÖykü is not just about prisonersmahkumlar.
212
730339
2616
Bu hikaye, sadece mahkumlarla
ilgili değil.
12:24
It is about us.
213
732979
2024
Bu, bizimle de ilgili.
Bu, bizim insan haklarına olan
kendi bağlılığımızla ilgili.
12:27
It is about our ownkendi commitmenttaahhüt
to humaninsan rightshaklar.
214
735027
2747
12:29
It is about whetherolup olmadığını we will chooseseçmek to stop
repeatingYinelenen the mistakeshatalar of our pastgeçmiş.
215
737798
4725
Bu, geçmiş hatalarımızın tekrarını
durdurmayı seçmemizle ilgili.
12:35
If we don't listen to what FatherBaba BerriganBerrigan
describedtarif edilen as the storieshikayeleri of the deadölü,
216
743077
5032
Eğer Rahip Berrigan'ın tarif ettiği ölüm
hikayelerini dinlemezsek,
12:40
they will soonyakında becomeolmak
the storieshikayeleri of ourselveskendimizi.
217
748133
2463
onlar yakında bizim hikayelerimiz olur.
12:42
Thank you.
218
750900
1150
Teşekkürler
12:44
(ApplauseAlkış)
219
752074
2698
(Alkış)
12:51
(ApplauseAlkış endsuçları)
220
759437
2000
(Alkış bitiyor)
12:53
TomTom RiellyRielly: I have a coupleçift questionssorular.
221
761849
1835
Tom Rielly: Sana bir çift sorum var.
12:55
When I was in highyüksek schoolokul,
I learnedbilgili about the BillBill of RightsHakları,
222
763708
3928
Ben lisedeyken İnsan Hakları Beyannamesini,
12:59
the ConstitutionAnayasa, freedomözgürlük of speechkonuşma,
223
767660
2896
Anayasayı, konuşma özgürlüğünü,
13:02
duenedeniyle processsüreç and
about 25 other lawsyasalar and rightshaklar
224
770580
4533
yargı sürecini ve diğer 25 kanun
ve hakları öğrendim.
13:07
that seemgörünmek to be violatedihlal by this.
225
775137
1784
Bunların bu yolla engellendiği görülüyor.
13:09
How could this possiblybelki be happeningolay?
226
777706
2704
Bu gerçekten nasıl olabilir?
13:12
Will PotterPotter: I think that's
the numbernumara one questionsoru I get
227
780434
2691
Will Potter: Bence, bu benim
bütün çalışmalarım boyunca,
13:15
throughoutboyunca all of my work,
228
783149
1987
sorduğum bir numaralı soru
13:17
and the shortkısa answerCevap is
that people don't know.
229
785160
3134
ve kısa cevabı ise insanların bunu
bilmediğidir.
13:20
I think the solutionçözüm to any of these typestürleri
of situationsdurumlar, any rightshaklar abusesihlalleri,
230
788809
3891
Bence bu tip durumların,
tüm hak ihlallerinin çözümü
13:24
are really dependentbağımlı on two things.
231
792724
1693
gerçekten iki şeye bağlıdır.
13:26
They're dependentbağımlı on knowledgebilgi
that it's actuallyaslında happeningolay
232
794441
2796
Bunlar, bilgiye bağlıdır ki
bu fiilen olmakta
13:29
and then a meansanlamına geliyor and efficacyetkinlik
to actuallyaslında make a changedeğişiklik.
233
797261
4282
ve sonra gerçek bir değişiklik meydana
getirebilecek imkan ve etkiye bağlıdır.
13:33
And unfortunatelyne yazık ki with these prisonersmahkumlar,
234
801567
2397
Ve maalesef bu mahkumlar ile,
13:35
one, people don't know
what's happeningolay at all
235
803988
2575
ilki, insanlar sonuçta ne olduğunu
bilmiyor
13:38
and then they're alreadyzaten
disenfranchisedhaklarından populationspopülasyonları
236
806587
2588
ve dahası onlar şimdiden
haklarını kaybetmiş kişiler;
13:41
who don't have accesserişim to attorneysAvukatlar,
not nativeyerli Englishİngilizce speakershoparlörler.
237
809199
4032
avukatlarla görüşme izinleri olamayan,
akıcı İngilizce konuşamayan insanlar.
13:45
In some of these casesvakalar, they have great
representationtemsil that I mentionedadı geçen,
238
813255
3410
Bu davaların bazılarında gördüğüm
kadarıyla büyük temsiller var
13:48
but there's just not a publichalka açık awarenessfarkında olma
of what's happeningolay.
239
816689
3062
fakat ne olduğuna dair
toplum farkındalığı yok.
13:51
TRTR: Isn't it guaranteedgarantili in prisonhapis
that you have right to councilkonsey
240
819775
3040
TR: Hapisteyken konsey hakkı
ya da konseye ulaşma
13:54
or accesserişim to councilkonsey?
241
822839
1541
garanti altında değil mi?
13:56
WPWP: There's a tendencyeğilim in our culturekültür
242
824404
1782
WP: Bizim kültürümüzde bir eğilim var
13:58
to see when people have been
convictedsuçlu of a crimesuç,
243
826210
3110
insanlar bir suçtan mahkum
edildikleri zaman
14:01
no mattermadde if that chargeşarj etmek
was bogussahte or legitimatemeşru,
244
829344
2358
suçlama ister düzmece
ister meşru olsun
14:03
that whateverher neyse happensolur to them
after that is warrantedgaranti.
245
831726
2966
bunun sonucunda onlara her ne olursa olsun
bu garantidir.
14:06
And I think that's a really damagingzarar
and dangeroustehlikeli narrativeöykü that we have,
246
834716
3494
Bence bizim olan bu hikaye oldukça
zarar verici ve tehlikelidir
14:10
that allowsverir these typestürleri
of things to happenolmak,
247
838234
2460
ki bu tip olayların olmasına fırsat verir,
14:12
as the generalgenel publichalka açık just
kindtür of turnsdönüşler a blindkör eyegöz to it.
248
840718
3403
toplum genel olarak buna kör bir gözle
bakar.
14:16
TRTR: All those documentsevraklar on screenekran
were all realgerçek documentsevraklar, wordsözcük for wordsözcük,
249
844145
4936
TR: Tüm bu ekrandaki belgeler gerçek
belgeler, kelimesi kelimesine,
14:21
unchangeddeğişmeden at all, right?
250
849105
2049
hiçbir yeri değiştirilmemiş, değil mi?
14:23
WPWP: AbsolutelyKesinlikle. I've actuallyaslında uploadedyüklenen
all of them to my websiteWeb sitesi.
251
851178
3336
WP: Kesinlikle. Hepsini güncel olarak
web siteme yükledim.
14:26
It's willpotterwillpotter.comcom/CMUCMU and it's
a footnotedfootnoted versionversiyon of the talk,
252
854538
4877
willpotter.com/CMU sitesi ve konuşmanın
dipnotlu versiyonu,
14:31
so you can see the documentsevraklar for yourselfkendin
withoutolmadan the little snippetsparçacıkları.
253
859439
3318
böylece belgeleri hiç bir kesinti olmadan
siz de görebilirsiniz.
Tam versiyonu görebilirsiniz.
14:34
You can see the fulltam versionversiyon.
254
862781
1388
14:36
I relieddayanıyordu overwhelminglyezici
on primarybirincil sourcekaynak documentsevraklar
255
864193
2945
Büyük çoğunlukta ana kaynak belgelere veya
mevcut ve eski mahkumlarla olan
birincil röportajlara güveniyorum
14:39
or on primarybirincil interviewsgörüşmeler
with formereski and currentşimdiki prisonersmahkumlar,
256
867162
3316
14:42
with people that are dealingmuamele
with this situationdurum everyher day.
257
870502
2786
ki bu insanlar bu durumla
her gün uğraşmak zorundalar.
14:45
And like I said, I've been
there myselfkendim, as well.
258
873312
2318
Ve dediğim gibi bizzat orada da bulundum.
14:47
TRTR: You're doing courageouscesur work.
259
875654
1706
TR: Cesurca bir iş yapıyorsun.
14:49
WPWP: Thank you very much. Thank you all.
260
877384
2156
WP: Çok sağolun. Hepinize teşekkürler.
14:51
(ApplauseAlkış)
261
879564
2692
(Alkış)
Translated by fatih ozciftci
Reviewed by Melike Karasu

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Will Potter - Investigative journalist
Award-winning journalist and author, Will Potter focuses on the animal rights and environmental movements, and civil liberties in the post-9/11 era.

Why you should listen

Independent journalist and TED Fellow Will Potter is based in Washington, D.C.; his current work examines how whistleblowers and non-violent protesters are being treated as terrorists.

The author of Green Is The New Red: An Insider's Account of a Social Movement Under Siege, Potter has extensively documented how non-violent protest is slowly being criminalized. His reporting and commentary have been featured in the world's top media outlets, including the Washington Post, NPR, Rolling Stone, El Pais, and Le Monde. He has testified before the U.S. Congress about his reporting, as the only witness opposing the Animal Enterprise Terrorism Act -- and he is a plaintiff in the first lawsuits challenging so-called "ag-gag" laws as unconstitutional.

Will has also lectured at many universities and public forums about his work, including Georgetown University, Harvard Law School, and the House of Democracy and Human Rights in Berlin. International speaking tours have included Germany, Austria, Switzerland, New Zealand, and Spain, and he was the international guest lecturer for Australia's 2014 animal law lecture series.

His reporting has overturned criminal prosecutions, and it has both been praised in Congressional reports and monitored by the Counter-Terrorism Unit.

More profile about the speaker
Will Potter | Speaker | TED.com