ABOUT THE SPEAKER
Suzie Sheehy - Physicist
Dr. Suzie Sheehy uses accelerator physics to help reinvent technology for applications in medicine, energy and beyond.

Why you should listen

Dr. Suzie Sheehy designs particle accelerators. She's fascinated by using accelerator physics to help us reinvent technology for applications in areas such as medicine and energy. Her research projects have ranged from the design of new cancer treatment accelerators to building a scaled-down experiment that models particle beams -- answering fundamental questions about the physics of beams that are beyond reach of computer simulations.

Sheehy is currently a Royal Society University Research Fellow at the University of Oxford, where she also teaches graduate-level accelerator physics. She completed her undergraduate degree at the University of Melbourne in her native Australia (BSc Hons 2006) and DPhil at the University of Oxford in the John Adams Institute for Accelerator Science (2010). She has held fellowships from the Royal Commission for the Exhibition of 1851 (Brunel fellow 2010-2013) as well as her current Royal Society Fellowship.

Alongside her research, Sheehy is a prolific public speaker, presenter and science communicator, for which she has received a number of awards including the British Science Association Lord Kelvin Award, Institute of Physics HEPP Group Science in Society Award and the University of Oxford Vice Chancellors Civic Award. She is an expert TV presenter for Impossible Engineering on Discovery Channel and has cowritten and delivered live headline shows for tens of thousands of students at the Big Bang Fair alongside well known BBC TV presenters. She regularly presents public and schools lectures around the UK and further afield at major science festivals and venues like the Royal Institution.

More profile about the speaker
Suzie Sheehy | Speaker | TED.com
TEDxSydney

Suzie Sheehy: The case for curiosity-driven research

Suzie Sheehy: Merak merkezli araştırmaların durumu

Filmed:
1,736,184 views

Fizikçi Suzie Sheehy; "Görünüşte anlamsız gelen bilimsel araştırmalar, alışılmışın dışında keşiflere neden olabilir" diyor. Bu konuşmasında ve teknik tanıtımında, Suzie Sheehy, birçok modern teknolojinin aslında yüzyıllar öncesi merak temelli araştırmanın sonucu olduğunu anlatıyor. Dünya'yı daha da derinlemesine anlayabilmek için nelerin yapılabileceği konusunda bir durum belirtiyor.
- Physicist
Dr. Suzie Sheehy uses accelerator physics to help reinvent technology for applications in medicine, energy and beyond. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
In the lategeç 19thinci centuryyüzyıl,
scientistsBilim adamları were tryingçalışıyor to solveçözmek a mysterygizem.
0
873
4760
19. yüzyılın sonlarına doğru,
bilim insanları
bir gizemi çözmeye çalışıyorlardı.
00:18
They foundbulunan that if they had
a vacuumvakum tubetüp like this one
1
6254
3514
Ve şunu buldular; eğer bunun gibi
bir vakum tüpleri olsaydı
00:21
and applieduygulamalı a highyüksek voltageVoltaj acrosskarşısında it,
2
9792
2627
ve içerisinden yüksek voltaj geçirilseydi,
00:24
something strangegarip happenedolmuş.
3
12443
1715
böyle ilginç bir şey meydana gelirdi.
00:36
They calleddenilen them cathodekatot raysışınları.
4
24666
2420
Bunu katot ışını olarak adlandırdılar.
00:39
But the questionsoru was:
What were they madeyapılmış of?
5
27531
2798
Ancak buradaki soru şu:
Bu neyden oluşuyor?
00:42
In Englandİngiltere, the 19thinci centuryyüzyıl
physicistfizikçi, J.J. ThompsonThompson,
6
30858
3873
19. yüzyılda İngiltere'de bulunan
fizikçi J.J. Thompson,
00:46
conductedyürütülen experimentsdeneyler usingkullanma
magnetsmıknatıslar and electricityelektrik, like this.
7
34755
4267
buna benzer bir deneyi elektrik
ve mıknatıslar kullanarak gerçekleştirdi.
00:57
And he camegeldi to an incredibleinanılmaz revelationvahiy.
8
45552
2666
Ve inanılmaz bir şey açığa çıkardı.
01:00
These raysışınları were madeyapılmış
of negativelyolumsuz chargedyüklü particlesparçacıklar
9
48956
3534
Bu ışınlar, negatif yüklü
parçacıklardan oluşuyordu
01:04
around 2,000 timeszamanlar lighterçakmak
than the hydrogenhidrojen atomatom,
10
52514
3992
ve bildikleri en küçük şey olan
hidrojen atomundan
01:08
the smallestEn küçük thing they knewbiliyordum.
11
56530
1809
neredeyse 2.000 kat daha hafifti.
01:10
So ThompsonThompson had discoveredkeşfedilen
the first subatomicAtom altı particleparçacık,
12
58673
4214
Yani Thompson,
ilk atomaltı parçacığı keşfetmişti.
01:14
whichhangi we now call electronselektronlar.
13
62911
1866
Yani bu günümüzde bildiğimiz elektron.
01:17
Now, at the time, this seemedgibiydi to be
a completelytamamen impracticalkullanışsız discoverykeşif.
14
65561
3833
Tabii, bu o zaman çok da uygulaması
olmayan bir keşif gibi düşünüldü.
01:21
I mean, ThompsonThompson didn't think
there were any applicationsuygulamaları of electronselektronlar.
15
69418
3572
Yani Thompson elektronlar ile pratik bir
uygulamanın olmadığını düşündü.
01:25
Around his lablaboratuvar in CambridgeCambridge,
he used to like to proposeteklif etmek, önermek a toasttost:
16
73653
4273
Cambridge'teki laboratuvarı
etrafındakilere kadeh kaldırırdı:
01:29
"To the electronElektron.
17
77950
1349
"Elektrona.
01:31
MayMayıs it never be of use to anybodykimse."
18
79323
2150
Kimsenin asla kullanmayacağı bir şey!"
01:33
(LaughterKahkaha)
19
81497
2031
(Gülüşmeler)
01:36
He was stronglyşiddetle in favoriyilik of doing researchAraştırma
out of sheersırf curiositymerak,
20
84085
3921
Dünyayı daha derinlemesine
anlayabilmek için
01:40
to arrivevarmak at a deeperDaha derine
understandinganlayış of the worldDünya.
21
88030
3333
safiyane bir merak ile araştırmalarını
yapma taraftarıydı.
01:43
And what he foundbulunan
did causesebeb olmak a revolutiondevrim in scienceBilim.
22
91696
3984
Ancak bulduğu şey, bilim
dünyasında devrim meydana getirdi.
01:47
But it alsoAyrıca causedneden oldu a secondikinci,
unexpectedbeklenmedik revolutiondevrim in technologyteknoloji.
23
95704
4901
Aynı zamanda teknolojide beklenmeyen
ikinci büyük devrime sebep oldu.
01:53
TodayBugün, I'd like to make a casedurum
for curiosity-drivenmerak tahrik researchAraştırma,
24
101582
4333
Ben bugün, merak merkezli araştırma
konusunda yeni bir konu açmak istiyorum,
01:57
because withoutolmadan it,
25
105939
1436
çünkü merak olmadan,
01:59
noneYok of the technologiesteknolojiler
I'll talk about todaybugün
26
107399
2496
benim bugün konuşacağım
teknolojilerin hiçbirisi
02:01
would have been possiblemümkün.
27
109919
1666
mümkün olmazdı.
02:04
Now, what ThompsonThompson foundbulunan here
has actuallyaslında changeddeğişmiş our viewgörünüm of realitygerçeklik.
28
112077
4691
Burada Thompson'ın bulduğu şey aslında
gerçeğe olan bakış açımızı değiştirdi.
02:08
I mean, I think I'm standingayakta on a stageevre,
29
116792
2888
Demek istediğim, ben şu anda
sahnede durduğumu düşünüyorum
ve siz de koltuklarınızda
oturduğunuzu düşünüyorsunuz.
02:11
and you think you're sittingoturma in a seatoturma yeri.
30
119704
2040
02:13
But that's just the electronselektronlar in your bodyvücut
31
121768
2024
Ancak bu sadece,
vücudunuzdaki elektronların
02:15
pushingitme back againstkarşısında
the electronselektronlar in the seatoturma yeri,
32
123816
2769
yer çekimine karşı,
koltuktaki elektronlara doğru
02:18
opposingkarşı the forcekuvvet of gravityyerçekimi.
33
126609
2000
bir itiş uygulaması.
02:21
You're not even really touchingdokunma the seatoturma yeri.
34
129330
2660
Hatta koltuklara bile
gerçekten dokunmuyorsunuz.
02:24
You're hoveringhovering ever so slightlyhafifçe aboveyukarıdaki it.
35
132014
3841
Hafifçe üstünde havada duruyorsunuz.
02:29
But in manyçok waysyolları, our modernmodern societytoplum
was actuallyaslında builtinşa edilmiş on this discoverykeşif.
36
137260
3801
Ancak birçok yönden, günümüz modern
toplumu aslında bu keşif üzerine kuruldu.
Söylemeye çalıştığım şey,
bu tüpler elektroniğin başlangıcıydı.
02:33
I mean, these tubesborular
were the startbaşlama of electronicselektronik.
37
141085
2500
02:35
And then for manyçok yearsyıl,
38
143609
1494
Ve sonrasında yıllarca
02:37
mostçoğu of us actuallyaslında had one of these,
if you rememberhatırlamak, in your livingyaşam roomoda,
39
145127
3712
birçoğumuzda bunlardan bir tanesi vardı,
eğer oturma odalarınızdaki
televizyonu hatırlıyorsanız,
bunlar katot tüplüydüler.
02:40
in cathodekatot rayRay tubetüp televisionstelevizyonlar.
40
148863
2133
02:43
But -- I mean, how impoverishedyoksul
would our liveshayatları be
41
151895
2714
Ancak söylemeye çalıştığım şey,
bundan icat edilen tek buluş
02:46
if the only inventionicat that had come
from here was the televisiontelevizyon?
42
154633
3510
televizyon olsaydı, hayatlarımız
ne kadar da kısırlaşırdı değil mi?
02:50
(LaughterKahkaha)
43
158167
2196
(Gülüşmeler)
02:52
ThankfullyNeyse ki, this tubetüp was just a startbaşlama,
44
160387
2682
Çok şükür ki bu tüp sadece başlangıçtı.
02:55
because something elsebaşka happensolur
when the electronselektronlar here
45
163093
2735
Çünkü elektronlar tüpün içinde
bir metale çarptığı zaman,
02:57
hitvurmak the pieceparça of metalmetal insideiçeride the tubetüp.
46
165852
2336
başka bir şeyler oluyor.
03:00
Let me showgöstermek you.
47
168212
1150
Hadi size göstereyim.
03:04
PopPop this one back on.
48
172599
1400
Bunu açalım.
03:07
So as the electronselektronlar
screechScreech to a haltDur insideiçeride the metalmetal,
49
175163
3031
Elektronlar metalin içerisinde
duraksadıklarında cızırdarlar,
03:10
theironların energyenerji getsalır thrownatılmış out again
50
178218
2175
enerjileri yüksek enerjili ışık olarak
03:12
in a formform of high-energyyüksek enerjili lightışık,
whichhangi we call X-raysX-ışınları.
51
180417
3646
dışarı atılır ve biz bunu
X ışınları olarak adlandırıyoruz.
03:16
(BuzzingUğultu)
52
184087
2610
(Cızırtı sesi)
03:19
(BuzzingUğultu)
53
187793
1150
(Cızırtı sesi)
03:21
And withiniçinde 15 yearsyıl
of discoveringkeşfetmek the electronElektron,
54
189661
3226
Ve elektronların keşfinden itibaren
15 yıl içerisinde,
03:24
these X-raysX-ışınları were beingolmak used
to make imagesGörüntüler insideiçeride the humaninsan bodyvücut,
55
192911
4595
X-ışınları insan vücudunun içini
görüntülemek için kullanılmaya başlandı,
03:29
helpingyardım ediyor soldiers'askerlerin liveshayatları
beingolmak savedkaydedilmiş by surgeonscerrahlar,
56
197530
4292
cerrahlar tarafından askerlerin
vücutlarındaki mermi
ve şarapnel parçalarını bulmak için ve
hayatlarını kurtabilmek için kullanıldı.
03:33
who could then find piecesparçalar of bulletsMadde işaretleri
and shrapnelşarapnel insideiçeride theironların bodiesbedenler.
57
201846
3612
03:38
But there's no way we could have
come up with that technologyteknoloji
58
206236
2985
Ancak bu teknolojiye bilim insanlarına
daha iyi cerrahi araçlar
03:41
by askingsormak scientistsBilim adamları to buildinşa etmek
better surgicalcerrahi probesprobları.
59
209245
3373
geliştirmelerini söyleyerek ulaşmak
mümkün değildir.
03:45
Only researchAraştırma donetamam out of sheersırf curiositymerak,
with no applicationuygulama in mindus,
60
213220
4881
Herhangi bir uygulama hedefi gütmeden,
yalnızca saf merak ile
yapılan araştırmalar,
03:50
could have givenverilmiş us the discoverykeşif
of the electronElektron and X-raysX-ışınları.
61
218125
3896
elektron ve X-ışınlarının
keşfine yardımcı oldu.
03:54
Now, this tubetüp alsoAyrıca threwattı openaçık the gateskapılar
for our understandinganlayış of the universeEvren
62
222990
5071
Bugün bu tüp, evrenin anlaşılması için,
parçaçık fiziği alanında
04:00
and the fieldalan of particleparçacık physicsfizik,
63
228085
2198
yeni kapıların açılmasına yardımcı oluyor,
04:02
because it's alsoAyrıca the first,
very simplebasit particleparçacık acceleratorHızlandırıcı.
64
230307
4553
çünkü bu tüp aynı zamanda ilk
ve oldukça basit bir
parçacık ivmelendiricisi.
04:07
Now, I'm an acceleratorHızlandırıcı physicistfizikçi,
so I designdizayn particleparçacık acceleratorshızlandırıcılar,
65
235785
4174
Ben bir ivmelendirme fizikçisiyim,
ivmelendiriciler tasarlıyorum
04:11
and I try and understandanlama how beamskirişler behaveDavranmak.
66
239983
2510
ve ışınların davranışlarını
anlamaya çalışıyorum.
04:15
And my field'salanın a bitbit unusualolağandışı,
67
243229
1724
Ancak benim alanım biraz
alışılagelenin dışında,
04:16
because it crosseshaçlar betweenarasında
curiosity-drivenmerak tahrik researchAraştırma
68
244977
3672
çünkü merak temelli araştırma ve
teknoloji ile
04:20
and technologyteknoloji with
real-worldgerçek dünya applicationsuygulamaları.
69
248673
3276
gerçek dünya uygulamalarının
kesişiminde bulunuyor.
04:24
But it's the combinationkombinasyon
of those two things
70
252586
2103
Ama bu iki alanın karışımı olması
04:26
that getsalır me really excitedheyecanlı
about what I do.
71
254713
3207
yaptığım iş konusunde
beni gerçekten çok heyecanlandırıyor.
04:30
Now, over the last 100 yearsyıl,
72
258704
1731
Şimdi 100 yılın üstünde,
04:32
there have been faruzak too manyçok examplesörnekler
for me to listliste them all.
73
260459
2909
bugüne kadar sıralayabileceğim
birçok örnek var.
Ama sizinle sadece birkaçını
paylaşmak istiyorum.
04:35
But I want to sharepay with you just a fewaz.
74
263392
2153
04:37
In 1928, a physicistfizikçi namedadlı PaulPaul DiracDirac
foundbulunan something strangegarip in his equationsdenklemler.
75
265569
5731
1928 yılında, fizikçi Paul Dirac
denklemlerinde ilginç bir şey keşfetti.
04:43
And he predictedtahmin, basedmerkezli purelyyalnızca
on mathematicalmatematiksel insightIçgörü,
76
271938
4405
Ve tamamen sadece
saf matematik kullanarak
04:48
that there oughtgerektiğini to be
a secondikinci kindtür of mattermadde,
77
276367
2770
ikinci tür bir madde
olabileceğini öngördü,
04:51
the oppositekarşısında to normalnormal mattermadde,
78
279161
2178
bu bilinen maddeye tamamen karşıt
04:53
that literallyharfi harfine annihilatesannihilates
when it comesgeliyor in contacttemas:
79
281363
3467
ve tam anlamıyla temas kurulduğunda
ortadan anında kaybolan:
04:57
antimatteranti madde.
80
285379
1150
Karşı-madde.
04:59
I mean, the ideaFikir soundedkulağa ridiculousgülünç.
81
287760
2214
Aslında bu fikir oldukça saçma geliyor.
05:02
But withiniçinde fourdört yearsyıl, they'dgittiklerini foundbulunan it.
82
290427
2396
Ancak takip eden dört yıl
içerisinde bunu buldular.
05:04
And nowadaysşu günlerde, we use it
everyher day in hospitalshastaneler,
83
292847
2286
Ve günümüzde bunu,
hergün hastanelerde kullanıyoruz,
05:07
in positronPozitron emissionemisyon tomographyTomografi,
or PETEVDE BESLENEN HAYVAN scanstaramalar, used for detectingalgılama diseasehastalık.
84
295157
4719
pozitron emisyonlu tomografide,
PET tarayıcılarda, hastalığı
tanımlamak için kullanılıyor.
05:13
Or, take these X-raysX-ışınları.
85
301655
1666
Hatta bu X ışınlarını ele alalım.
05:15
If you can get these electronselektronlar
up to a higherdaha yüksek energyenerji,
86
303861
2524
Eğer bu elektronlar ile
daha yüksek enerjilere çıkabilirseniz,
05:18
so about 1,000 timeszamanlar higherdaha yüksek
that this tubetüp,
87
306409
2727
mesela, bu tüpten yaklaşık
1.000 kat daha fazla,
05:21
the X-raysX-ışınları that those produceüretmek
88
309160
2825
burada üretilen X ışınları
05:24
can actuallyaslında deliverteslim etmek enoughyeterli
ionizingiyonize radiationradyasyon to killöldürmek humaninsan cellshücreler.
89
312009
3877
insan hücrelerini öldürebilecek kadar
iyonlaştırıcı radyasyon yayabilir.
05:28
And if you can shapeşekil and directdirekt
those X-raysX-ışınları where you want them to go,
90
316588
3457
Ve eğer bu X ışınlarını
istediğiniz yöne yönlendirebilirseniz,
05:32
that allowsverir us to do an incredibleinanılmaz thing:
91
320069
2984
bu inanılmaz bir şey yapabilmemize yarar:
05:35
to treattedavi etmek cancerkanser withoutolmadan drugsilaçlar or surgerycerrahlık,
92
323077
3079
Kanseri ilaç ve ameliyat
olmadan tedavi edebiliriz.
05:38
whichhangi we call radiotherapyRadyoterapi.
93
326180
2064
Buna biz radyoterapi diyoruz.
05:40
In countriesülkeler like AustraliaAvustralya and the UKİNGİLTERE,
94
328268
2722
Avustralya ve
Birleşik Krallık gibi ülkelerde,
05:43
around halfyarım of all cancerkanser patientshastalar
are treatedişlenmiş usingkullanma radiotherapyRadyoterapi.
95
331014
4436
kanser hastalarının yaklaşık yarısı
radyoterapi ile tedavi edilir.
05:47
And so, electronElektron acceleratorshızlandırıcılar
are actuallyaslında standardstandart equipmentekipman
96
335474
4015
Ve çoğu hastanede elektron
ivmelendirici de aslında oldukça
05:51
in mostçoğu hospitalshastaneler.
97
339513
1200
sıradan ekipmanlardandır.
05:53
Or, a little closeryakın to home:
98
341680
2318
Ya da biraz evlerimize bakarsak:
05:56
if you have a smartphoneSmartphone or a computerbilgisayar --
99
344022
2534
Eğer akıllı telefon veya
bilgisayarınız varsa --
05:58
and this is TEDxTEDx, so you've got
bothher ikisi de with you right now, right?
100
346580
4301
burası TEDx zaten,
ikisi de yanınızda değil mi?
06:03
Well, insideiçeride those devicescihazlar
101
351855
2060
Evet, bu cihazların içerisinde
06:06
are chipscips that are madeyapılmış
by implantingyerleştirilmesi singletek ionsiyonlar into siliconsilikon,
102
354720
4236
tekil iyonların silikona yerleştirildiği
devreler bulunuyor.
06:10
in a processsüreç calleddenilen ionİyon implantationimplantasyon.
103
358980
2272
Bu işleme de iyon yerleştirme deniyor.
06:13
And that useskullanımları a particleparçacık acceleratorHızlandırıcı.
104
361617
3047
Bu tamamen parçacık
ivmelendirici kullanıyor.
06:18
WithoutOlmadan curiosity-drivenmerak tahrik researchAraştırma, thoughgerçi,
105
366546
3722
Eğer merak temelli araştırmalar olmasaydı,
06:22
noneYok of these things would existvar olmak at all.
106
370292
3729
bu cihazlar asla var olamazdı.
06:27
So, over the yearsyıl, we really learnedbilgili
to explorekeşfetmek insideiçeride the atomatom.
107
375660
5825
Yıllar boyunca atomun içini gerçekten
keşfetmeyi öğrendik.
06:33
And to do that, we had to learnöğrenmek
to developgeliştirmek particleparçacık acceleratorshızlandırıcılar.
108
381509
4163
Ama bunu öğrenebilmemiz için de,
parçacık ivmelendiricisi
geliştirmemiz gerekiyordu.
06:37
The first onesolanlar we developedgelişmiş
let us splitBölünmüş the atomatom.
109
385696
3389
İlk önce geliştirilenler atomu
parçalamaya izin verdi.
06:41
And then we got to higherdaha yüksek
and higherdaha yüksek energiesenerjileri;
110
389474
3506
Sonra daha ve daha yüksek
enerjilere ulaştık.
06:45
we createdoluşturulan circulardairesel acceleratorshızlandırıcılar
that let us delvealtüst ederek aramak into the nucleusÇekirdeği
111
393004
4303
Hatta çekirdeğin içini de kazarak,
yeni elementler oluşturmak için
06:49
and then createyaratmak newyeni elementselementler, even.
112
397331
3520
dairesel ivmelendiriciler oluşturduk.
06:53
And at that pointpuan, we were no longeruzun
just exploringkeşfetmek insideiçeride the atomatom.
113
401717
4360
Ve bu noktadan sonra,
sadece atomun içerisini keşfetmiyorduk.
06:58
We'dBiz istiyorsunuz actuallyaslında learnedbilgili
how to controlkontrol these particlesparçacıklar.
114
406542
2738
Aslında bu parçacıkları
nasıl kontrol edebileceğimizi de öğrendik.
07:01
We'dBiz istiyorsunuz learnedbilgili how to interactetkileşim
with our worldDünya
115
409304
2622
İnsanın görmeyeceği,
dokunamayacağı, hatta orada
07:03
on a scaleölçek that's too smallküçük
for humansinsanlar to see or touchdokunma
116
411950
4563
bir şeyler olduğunu
algılayamayacağı boyutlar ile
07:08
or even senseduyu that it's there.
117
416537
2302
nasıl etkileşime
geçilebileceğini öğrendik.
07:12
And then we builtinşa edilmiş largerdaha büyük
and largerdaha büyük acceleratorshızlandırıcılar,
118
420276
3735
Sonrasında daha da büyük
ivmelendiriciler tasarladık.
07:16
because we were curiousMeraklı
about the naturedoğa of the universeEvren.
119
424035
3574
Çünkü evrenin doğasını merak ediyorduk.
07:19
As we wentgitti deeperDaha derine and deeperDaha derine,
newyeni particlesparçacıklar startedbaşladı poppinghaşhaş up.
120
427633
4674
Daha da derinlere gittikçe,
yeni parçacıklar da çıkmaya başladı.
07:24
EventuallySonunda, we got to hugeKocaman
ring-likeYüzük benzeri machinesmakineler
121
432823
2921
Sonunda dev bir yüzük şeklinde
makinelerimiz oldu
07:27
that take two beamskirişler of particlesparçacıklar
in oppositekarşısında directionstalimatlar,
122
435768
3407
ve bunlarla iki parçacık ışınını,
birbirine zıt yönlerde
07:31
squeezesıkmak them down
to lessaz than the widthGenişlik of a hairsaç
123
439199
2468
saçın kalınlığından
daha ince şekilde sıkıştırıyor
07:33
and smashSmash them togetherbirlikte.
124
441691
1761
ve paramparça ediyoruz.
07:35
And then, usingkullanma Einstein'sEinstein'ın E=mcMC2,
125
443476
2592
Ve sonra Einstein'ın E=mc2 formulü ile,
07:38
you can take all of that energyenerji
and convertdönüştürmek it into newyeni mattermadde,
126
446092
4160
bütün bu enerjiyi alarak
yeni bir malzemeye dönüştürebilirsiniz.
07:42
newyeni particlesparçacıklar whichhangi we ripHuzur içinde yatsın
from the very fabrickumaş of the universeEvren.
127
450276
5460
Evrenin kumaşından söktüğümüz
yani parçacıklar.
07:48
NowadaysGünümüzde, there are
about 35,000 acceleratorshızlandırıcılar in the worldDünya,
128
456791
4408
Günümüzde televizyonların dışında
Dünya'da neredeyse 35.000 tane
07:53
not includingdahil olmak üzere televisionstelevizyonlar.
129
461223
1549
ivmelendirici var.
07:55
And insideiçeride eachher one of these
incredibleinanılmaz machinesmakineler,
130
463450
3540
Ve bu inanılmaz makinelerin
her birinin içerisinde,
07:59
there are hundredsyüzlerce and billionsmilyarlarca
of tinyminik particlesparçacıklar,
131
467014
3619
yüzlerce, milyarlarca
küçük parçacık bulunuyor.
08:02
dancingdans and swirlinggirdap gibi in systemssistemler
that are more complexkarmaşık
132
470657
3722
Bunlar galaksilerden bile
daha karmaşık bir şekilde
08:06
than the formationformasyon of galaxiesgalaksiler.
133
474403
2292
sistemler içerisinde
akıyor ve dans ediyor.
08:08
You guys, I can't even beginbaşla to explainaçıklamak
how incredibleinanılmaz it is
134
476719
3401
Arkadaşlar inanın, bu yaptığımızın
ne kadar inanılmaz olduğunu
08:12
that we can do this.
135
480144
1470
size açıklayamam bile.
08:14
(LaughterKahkaha)
136
482125
2000
(Gülüşmeler)
08:16
(ApplauseAlkış)
137
484149
3291
(Alkışlar)
08:23
So I want to encourageteşvik etmek you
to investyatırmak your time and energyenerji
138
491531
4061
Bu yüzden sizi, merak temelli
araştırmalar yapan insanlara
08:27
in people that do
curiosity-drivenmerak tahrik researchAraştırma.
139
495616
3770
zamanınızı ve enerjinizi harcamanız için
cesaretlendirmek istiyorum.
08:31
It was JonathanJonathan SwiftSwift who oncebir Zamanlar said,
140
499777
2822
Jonathan Swift'in söylediği gibi,
08:34
"VisionVizyon is the artSanat
of seeinggörme the invisiblegörünmez."
141
502623
3160
"Öngörü görünmezi gören bir sanattır."
08:38
And over a centuryyüzyıl agoönce,
J.J. ThompsonThompson did just that,
142
506300
2895
Ve bir asır kadar önce,
atomaltı dünyanın
08:41
when he pulledçekti back the veilpeçe
on the subatomicAtom altı worldDünya.
143
509219
3413
perdesini araladığında
J.J. Thompson işte bunu yaptı.
08:45
And now we need to investyatırmak
in curiosity-drivenmerak tahrik researchAraştırma,
144
513965
3603
Şimdi biz de merak temelli
araştırmalara yatırım yapmalıyız.
08:49
because we have so manyçok
challengeszorluklar that we faceyüz.
145
517592
2945
Çünkü daha yüzleşmemiz gereken
daha bir sürü zorluk var.
08:52
And we need patiencesabır;
146
520561
1911
Ama sakin olmalıyız;
08:54
we need to give scientistsBilim adamları the time,
the spaceuzay and the meansanlamına geliyor
147
522496
3532
bilim insanlarına
araştırmalarına devam etmeleri için
08:58
to continuedevam et theironların questQuest,
148
526052
2286
zaman, alan ve araçlar vermeliyiz.
09:00
because historytarih tellsanlatır us
149
528362
2128
Çünkü tarih bize diyor ki;
09:02
that if we can remainkalmak
curiousMeraklı and open-mindedaçık fikirli
150
530514
3158
araştırmaların sonuçları için
meraklı ve açık görüşlü olursak,
09:05
about the outcomesçıktıları of researchAraştırma,
151
533696
2365
yaptığımız keşifler
09:08
the more world-changingDünyayı değiştirecek
our discoverieskeşifler will be.
152
536085
2913
dünyayı daha da değiştirebilir olacak.
09:11
Thank you.
153
539397
1150
Teşekkürler.
09:12
(ApplauseAlkış)
154
540571
2738
(Alkışlar)
Translated by Osman Sayginer
Reviewed by Eren Gokce

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Suzie Sheehy - Physicist
Dr. Suzie Sheehy uses accelerator physics to help reinvent technology for applications in medicine, energy and beyond.

Why you should listen

Dr. Suzie Sheehy designs particle accelerators. She's fascinated by using accelerator physics to help us reinvent technology for applications in areas such as medicine and energy. Her research projects have ranged from the design of new cancer treatment accelerators to building a scaled-down experiment that models particle beams -- answering fundamental questions about the physics of beams that are beyond reach of computer simulations.

Sheehy is currently a Royal Society University Research Fellow at the University of Oxford, where she also teaches graduate-level accelerator physics. She completed her undergraduate degree at the University of Melbourne in her native Australia (BSc Hons 2006) and DPhil at the University of Oxford in the John Adams Institute for Accelerator Science (2010). She has held fellowships from the Royal Commission for the Exhibition of 1851 (Brunel fellow 2010-2013) as well as her current Royal Society Fellowship.

Alongside her research, Sheehy is a prolific public speaker, presenter and science communicator, for which she has received a number of awards including the British Science Association Lord Kelvin Award, Institute of Physics HEPP Group Science in Society Award and the University of Oxford Vice Chancellors Civic Award. She is an expert TV presenter for Impossible Engineering on Discovery Channel and has cowritten and delivered live headline shows for tens of thousands of students at the Big Bang Fair alongside well known BBC TV presenters. She regularly presents public and schools lectures around the UK and further afield at major science festivals and venues like the Royal Institution.

More profile about the speaker
Suzie Sheehy | Speaker | TED.com