TEDGlobal>NYC
Robert Muggah: The biggest risks facing cities -- and some solutions
Robert Muggah: Şehirlerin karşı karşıya olduğu en büyük riskler -- ve birkaç çözüm
Filmed:
Readability: 4.7
1,228,699 views
Görsellerle ve interaktif olarak şehirlerin kırılganlığını gösteren şahane haritalar kullanarak, Robert Muggah antik ama yeniden gündeme gelen fikirleri dile getiriyor: şehirler sadece ekonominin merkezi olmamalı -- politik hayatımızın da temeli olmalılar. Suriye'den Singapur'a, Seoul'e ve daha bir sürü şehri inceleyen Muggah, daha sağlam şehirler inşa etmemiz için 6 prensip sunuyor. Muggah, "Şehirler geleceğin ilk gerçekleştiği yerler. Açıklar, yaratıcılar, dinamikler, demokratikler, kozmopolitler, seksiler," diyor. "Şehirler, gerici milliyetçiliğin pan zehiridir."
Robert Muggah - Megacities expert
Robert Muggah creates tools to understand cycles of violence in urban environments and opens dialogues on ways to confront them globally. Full bio
Robert Muggah creates tools to understand cycles of violence in urban environments and opens dialogues on ways to confront them globally. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
So, here's a prediction.
0
798
2039
İşte size bir tahmin:
00:15
If we get our cities right,
1
3346
2216
eğer şehirlerimizi düzeltirsek
00:17
we just might survive the 21st century.
2
5586
2910
21. yüzyıldan ancak o zaman
sağ çıkabiliriz.
sağ çıkabiliriz.
00:22
We get them wrong,
3
10579
1491
Düzeltemezsek,
00:24
and we're done for.
4
12094
1693
bittik.
00:26
Cities are the most extraordinary
experiment in social engineering
experiment in social engineering
5
14307
3324
Şehirler,
insanlar olarak, ortaya çıkardığımız
en olağanüstü sosyal mühendislik deneyi.
en olağanüstü sosyal mühendislik deneyi.
00:29
that we humans have ever come up with.
6
17655
2327
00:32
If you live in a city,
7
20006
1348
Eğer bir şehirde yaşıyorsanız;
00:33
and even if you live in a slum --
8
21378
2189
eğer bir gecekondu da yaşıyor
olsanız bile --
olsanız bile --
00:35
which 20 percent of the world's
urban population does --
urban population does --
9
23591
2829
ki dünyadaki şehir
nüfusunun %20'si için bu geçerli --
nüfusunun %20'si için bu geçerli --
00:38
you're likely to be healthier,
wealthier, better educated
wealthier, better educated
10
26444
2762
köyde yaşayan kuzenlerinizden
daha sağlıklı,
daha sağlıklı,
00:41
and live longer than your country cousins.
11
29230
2517
daha zengin, daha eğitimli olacak
ve daha çok yaşayacaksınız.
ve daha çok yaşayacaksınız.
00:44
There's a reason why three million people
are moving to cities
are moving to cities
12
32411
3658
Her hafta 3 milyon insanın
şehre göç etmesinin bir sebebi var.
00:48
every single week.
13
36093
1219
00:49
Cities are where the future happens first.
14
37877
3175
Geleceğin ilk olarak yaşandığı yerler,
şehirlerdir.
şehirlerdir.
00:53
They're open, they're creative,
they're dynamic, they're democratic,
they're dynamic, they're democratic,
15
41664
3493
Açıktırlar, yaratıcıdırlar,
dinamiktirler, demokratikler,
dinamiktirler, demokratikler,
00:57
they're cosmopolitan,
16
45181
1151
kozmopolitdirler,
00:58
they're sexy.
17
46356
1315
seksidirler.
01:00
They're the perfect antidote
to reactionary nationalism.
to reactionary nationalism.
18
48353
4093
Gerici milliyetçiliğin mükemmel
panzehiri...
panzehiri...
01:06
But cities have a dark side.
19
54415
2046
Ama karanlık yönleri de vardır.
01:09
They take up just three percent
of the world's surface area,
of the world's surface area,
20
57013
3066
Dünya yüzey alanının
sadece %3'ünü kaplarlar,
sadece %3'ünü kaplarlar,
01:12
but they account for more than 75 percent
of our energy consumption,
of our energy consumption,
21
60103
3406
ama enerji tüketiminin %75'ini
01:15
and they emit 80 percent
of our greenhouse gases.
of our greenhouse gases.
22
63533
3100
ve sera gazı salınımının
% 80'ini oluştururlar.
% 80'ini oluştururlar.
01:19
There are hundreds of thousands
of people who die in our cities
of people who die in our cities
23
67855
4201
Şehirlerimizde her yıl yüz binlerce insan
şiddetten
01:24
every single year from violence,
24
72080
1849
ve milyonlarcası da
trafik kazaları
trafik kazaları
01:25
and millions more who are killed
as a result of car accidents
as a result of car accidents
25
73953
3109
01:29
and pollution.
26
77086
1529
ve hava kirliliğinden ölüyor.
01:30
In Brazil, where I live,
27
78639
2084
Yaşadığım yer olan Brezilya'da
01:32
we've got 25 of the 50 most homicidal
cities on the planet.
cities on the planet.
28
80747
4259
gezegende en çok cinayet işlenen
50 şehrin 25'ine sahibiz.
50 şehrin 25'ine sahibiz.
01:37
And a quarter of our cities
have chronic water shortages --
have chronic water shortages --
29
85497
3347
Şehirlerimizin dörtte birinde
kronik su kıtlığı var --
kronik su kıtlığı var --
01:40
and this, in a country with 20 percent
of the known water reserves.
of the known water reserves.
30
88868
3530
bilinen su rezervlerinin %20'sine
sahip olan bir ülkede.
sahip olan bir ülkede.
Yani şehirler aslında
iki yönlü.
iki yönlü.
01:45
So cities are dual-edged.
31
93329
1752
01:47
Part of the problem is that,
32
95674
1377
Problemin bir kısmı da
01:49
apart from a handful of megacities
in the West and the Far East,
in the West and the Far East,
33
97075
3359
Batı'da ve Uzak Doğu'daki birkaç
mega şehir dışında,
mega şehir dışında,
01:52
we don't know that much
about the thousands of cities
about the thousands of cities
34
100458
3354
binlerce şehir hakkında
hiçbir bilgimiz yok.
hiçbir bilgimiz yok.
01:55
in Africa, in Latin America, in Asia,
35
103836
2379
Afrika, Latin Amerika, Asya;
01:58
where 90 percent of all future
population growth is set to take place.
population growth is set to take place.
36
106239
3915
nüfus artışının %90'ının
gerçekleşeceği yerler.
gerçekleşeceği yerler.
02:03
So why this knowledge gap?
37
111026
1938
Peki bu bilgi eksikliğinin sebebi ne?
02:05
Well, part of the problem
38
113537
1403
Problemin bir kısmı
02:06
is that we still see the world
through the lens of nation-states.
through the lens of nation-states.
39
114964
3294
dünyaya ulus devletlerin
objektifinden bakıyor oluşumuz.
objektifinden bakıyor oluşumuz.
02:11
We're still locked
in a 17th-century paradigm
in a 17th-century paradigm
40
119020
4211
17. yüzyılın dar görüşlü, ulusal egemenlik
02:15
of parochial national sovereignty.
41
123255
2287
paradigmasına takılıp kalmışız.
02:18
And yet, in the 1600's,
42
126606
1219
Halbuki, 1600'lerde
02:19
when nation-states were really
coming into their own,
coming into their own,
43
127849
2589
ulus devletler başarılı oldukları sırada
02:22
less than one percent
of the world's population
of the world's population
44
130462
2353
dünya nüfusunun %1'inden azı
02:24
resided in a city.
45
132839
1452
şehirlerde yaşıyordu.
02:26
Today, it's 54 percent.
46
134315
1628
Bugün bu rakam %54.
02:28
And by 2050, it will be
closer to 70 percent.
closer to 70 percent.
47
136603
2325
2050'de de, %70'e yaklaşacak.
02:33
So the world has changed.
48
141109
1707
Yani, dünya değişim sürecinde.
02:34
We have these 193 nation-states,
49
142840
3600
193 tane ulus devlet var
02:38
but we have easily as many cities
that are beginning to rival them
that are beginning to rival them
50
146464
3410
ama güç ve etki konusunda
onlara rakip olan
onlara rakip olan
02:41
in power and influence.
51
149898
1531
en az bir o kadar da şehir var.
02:43
Just look at New York.
52
151453
1453
New York'a bir bakın.
02:44
The Big Apple has 8.5 million people
53
152930
2811
Büyük Elma'nın (New York)
8.5 milyon nüfusu
8.5 milyon nüfusu
02:47
and an annual budget
of 80 billion dollars.
of 80 billion dollars.
54
155765
3237
ve 80 milyar dolar yıllık geliri var,
02:51
Its GDP is 1.5 trillion,
55
159026
2723
1,5 trilyonluk gayri safi milli
hasılası,
hasılası,
02:53
which puts it higher
than Argentina and Australia,
than Argentina and Australia,
56
161773
3657
Arjantin ve Avusturya'nın
02:57
Nigeria and South Africa.
57
165454
1932
Nijerya ve Güney Afrika'nın üzerinde.
03:00
Its roughly 40,000 police officers
58
168189
2521
Şehirde yaklaşık 40.000 polis var,
03:02
means it has one of the largest
police departments in the world,
police departments in the world,
59
170734
3000
yani dünyanın en büyük polis
departmanlarından birine sahip.
departmanlarından birine sahip.
03:05
rivaling all but
the largest nation-states.
the largest nation-states.
60
173758
2623
En büyük devletler dışındaki devletlerin
sahip olduğu kadar polise sahip.
sahip olduğu kadar polise sahip.
03:09
But cities like New York
61
177653
2021
New York gibi şehirler
03:11
or São Paulo
62
179698
1182
ya da San Paolo
03:12
or Johannesburg
63
180904
1220
ya da Johannesburg
03:14
or Dhaka
64
182148
1167
ya da Dakka
03:15
or Shanghai --
65
183339
1173
ya da Şangay --
03:16
they're punching above
their weight economically,
their weight economically,
66
184536
2361
ekonomik olarak kendilerinden
üstünlerle yarışıyorlar,
üstünlerle yarışıyorlar,
03:18
but below their weight politically.
67
186921
2186
ancak politik olarak ise
daha aşağıdakilerle.
daha aşağıdakilerle.
03:21
And that's going to have to change.
68
189131
1850
Bunun değişmesi gerekecek.
03:23
Cities are going to have to find
their political voice
their political voice
69
191005
2668
Eğer bir şeylerin değişmesini istiyorsak
şehirlerin politik seslerini
yükseltmeleri gerekecek.
yükseltmeleri gerekecek.
03:25
if we want to change things.
70
193697
1603
03:28
Now, I want to talk to you
a little bit about the risks
a little bit about the risks
71
196131
3043
Sizinle biraz da riskler
hakkında konuşmak isterim,
hakkında konuşmak isterim,
03:31
that cities are facing --
72
199198
1217
şehirlerin karşı karşıya olduğu
03:32
some of the big mega-risks.
73
200439
1302
mega riskler hakkında.
03:33
I'm also going to talk to you briefly
about some of the solutions.
about some of the solutions.
74
201765
3198
Kısaca çözümlerden
de söz edeceğim.
de söz edeceğim.
03:36
I'm going to do this
using a big data visualization
using a big data visualization
75
204987
2448
Bunu da Carnergie Mellon'un
CREATE Labı ve benim enstitümde
CREATE Labı ve benim enstitümde
03:39
that was developed with Carnegie Mellon's
CREATE Lab and my institute,
CREATE Lab and my institute,
76
207459
3463
geliştirtirilen büyük veri görselleri
03:42
along with many, many others.
77
210946
1594
ve diğer araçlar ile yapacağım.
03:44
I want you to first imagine the world
not as made up of nation-states,
not as made up of nation-states,
78
212564
3378
İlk olarak dünyanın ulusal
devletlerden değil
devletlerden değil
şehirlerden oluştuğunu
hayal etmenizi istiyorum.
hayal etmenizi istiyorum.
03:47
but as made up of cities.
79
215966
1564
03:50
What you see here is every single city
80
218041
2285
Burada gördüğünüz
her şehir
her şehir
03:52
with a population
of a quarter million people or more.
of a quarter million people or more.
81
220350
3088
çeyrek milyon veya daha
yüksek bir nüfusa sahip.
yüksek bir nüfusa sahip.
03:56
Now, without going into technical detail,
82
224002
1999
Teknik detaya girmiyorum.
03:58
the redder the circle,
the more fragile that city is,
the more fragile that city is,
83
226025
2764
Yuvarlak ne kadar kırmızı ise,
şehir o kadar kırılgan.
şehir o kadar kırılgan.
Yuvarlak ne kadar mavi ise,
şehir de o kadar sağlam.
şehir de o kadar sağlam.
04:00
and the bluer the circle,
the more resilient.
the more resilient.
84
228813
2263
04:03
Fragility occurs when
the social contract comes unstuck.
the social contract comes unstuck.
85
231580
3576
Sosyal anlaşmalar başarısız
olunca kırılganlık ortaya çıkıyor.
olunca kırılganlık ortaya çıkıyor.
04:07
And what we tend to see is a convergence
of multiple kinds of risks:
of multiple kinds of risks:
86
235634
3420
Bu durumda farklı tiplerde
riskler görüyoruz:
riskler görüyoruz:
04:11
income inequality,
87
239078
1279
gelir eşitsizliği,
04:12
poverty,
88
240381
1693
fakirlik,
04:14
youth unemployment,
89
242098
1790
genç nüfusta işsizlik,
04:15
different issues around violence,
90
243912
1839
şiddet ile ilgili konular,
04:17
even exposure to droughts,
cyclones and earthquakes.
cyclones and earthquakes.
91
245775
3773
hatta kıtlıklara, tufanlara
depremlere açık olma.
depremlere açık olma.
04:22
Now obviously, some cities
are more fragile than others.
are more fragile than others.
92
250515
3178
Bazı şehirlerin diğerlerinden
daha kırılgan olduğu açık.
daha kırılgan olduğu açık.
04:26
The good news, if there is any,
93
254966
2085
İyi haber, tabii eğer varsa,
04:29
is that fragility is not
a permanent condition.
a permanent condition.
94
257075
2676
hassaslık kalıcı bir durum değil.
04:31
Some cities that were once the most
fragile cities in the world,
fragile cities in the world,
95
259775
3346
Kolombiya'daki Bogota,
ya da Meksika'daki Ciudad Juárez gibi,
04:35
like Bogotá in Colombia
96
263145
1391
bir zamanlar en kırılgan olan şehirler
04:36
or Ciudad Juárez in Mexico,
97
264560
1592
04:38
have now fallen more
around the national average.
around the national average.
98
266176
2732
şimdi ortalamaya daha yakınlar.
04:41
The bad news is
that fragility is deepening,
that fragility is deepening,
99
269845
2415
Kötü haber ise kırılganlık derinleşiyor,
04:44
especially in those parts of the world
that are most vulnerable,
that are most vulnerable,
100
272284
3103
özellikle de dünyanın
korunmasız taraflarında:
korunmasız taraflarında:
04:47
in North Africa, the Middle East,
101
275411
1634
Kuzey Afrika'da, Orta Doğu'da,
04:49
in South Asia and Central Asia.
102
277069
1590
Güney Asya'da ve Orta Asya'da.
04:51
There, we're seeing fragility rising
way beyond scales we've ever seen before.
way beyond scales we've ever seen before.
103
279516
4853
Kırılganlık daha önce hiç
görmediğimiz düzeye olaşmış durumda.
görmediğimiz düzeye olaşmış durumda.
04:56
When cities become too fragile
they can collapse,
they can collapse,
104
284945
3118
Şehirler çok kırılgan
hâle gelirlerse çökebilirler
hâle gelirlerse çökebilirler
05:00
tip over and fail.
105
288087
1429
düşebilir ve yıkılabilirler.
05:01
And when that happens,
106
289540
1330
Bu gerçekleştiğindeyse
05:02
we have explosive forms of migration:
107
290894
2228
patlayan göçler görüyoruz;
05:05
refugees.
108
293936
1229
mülteciler.
05:07
There are more than 22 million
refugees in the world today,
refugees in the world today,
109
295767
3994
Günümüzde 22 milyondan
fazla mülteci var,
fazla mülteci var,
05:12
more than at any other time
since the second world war.
since the second world war.
110
300281
3239
bu rakam 2. Dünya Savaşı'ndan
beri bu kadar olmamıştı.
beri bu kadar olmamıştı.
05:17
Now, there's not one refugee crisis;
111
305512
2411
Günümüzde artık bir tane kriz yok;
05:19
there are multiple refugee crises.
112
307947
1827
birden çok mülteci krizi var.
05:21
And contrary to what
you might read in the news,
you might read in the news,
113
309798
2341
Haberlerde mültecilerin
büyük çoğunluğu
büyük çoğunluğu
05:24
the vast majority of refugees
aren't fleeing from poor countries
aren't fleeing from poor countries
114
312163
3088
fakir ülkelerden
varlıklı ülkelere kaçıyor
varlıklı ülkelere kaçıyor
05:27
to wealthy countries,
115
315275
1169
olarak okuyoruz,
aslında böyle değil,
aslında böyle değil,
05:28
they're moving from poor cities
into even poorer cities --
into even poorer cities --
116
316468
2986
yoksul şehirlerden daha da
yoksul olanlarına göçüyorlar --
yoksul olanlarına göçüyorlar --
05:31
often, cities nearby.
117
319478
1609
genelde, komşularına.
05:33
Every single dot on this map
represents an agonizing story
represents an agonizing story
118
321815
4387
Bu haritadaki her nokta, içinde
mücadele ve hayatta kalma savaşı olan
mücadele ve hayatta kalma savaşı olan
05:38
of struggle and survival.
119
326226
1788
üzücü bir hikâyeyi temsil ediyor.
05:40
But I want to briefly tell you
about what's not on that map,
about what's not on that map,
120
328038
2810
Size haritada olmayan
bir şeyden bahsedeceğim;
bir şeyden bahsedeceğim;
05:42
and that's internal displacement.
121
330872
1939
ülke içindeki değişim.
05:44
There are more than 36 million people
who have been internally displaced
who have been internally displaced
122
332835
3808
Dünyada, yerinden yurdundan edilmiş
36 milyondan fazla insan var.
05:48
around the world.
123
336667
1168
05:49
These are people living
in refugee-like conditions,
in refugee-like conditions,
124
337859
2495
Bu insanlar mülteci koşullarında yaşıyor,
05:52
but lacking the equivalent international
protection and assistance.
protection and assistance.
125
340378
3395
korunma ve yardım görmüyorlar.
05:55
And to understand their plight,
126
343797
1592
Kötü durumlarını anlamak için
05:57
I want to zoom in briefly on Syria.
127
345413
2105
Suriye'ye odaklanmak isterim.
06:01
Syria suffered one of the worst droughts
in its history between 2007 and 2010.
in its history between 2007 and 2010.
128
349523
4655
2007-2010 arasında, Suriye en
kötü kıtlıklarından birini yaşadı.
kötü kıtlıklarından birini yaşadı.
06:06
More than 75 percent of its agriculture
and 85 percent of its livestock
and 85 percent of its livestock
129
354202
3942
Tarımının %75'i ve
hayvancılığın %85'i
hayvancılığın %85'i
06:10
were wiped out.
130
358168
1452
yok oldu.
06:11
And in the process,
over a million people moved into cities
over a million people moved into cities
131
359644
3039
Bu süreçte 1 milyondan
fazla insan
fazla insan
06:14
like Aleppo, Damascus and Homs.
132
362707
2306
Halep, Şam, Humus gibi şehirlere göçtü.
06:17
As food prices began to rise,
133
365832
2033
Yiyecek fiyatları artmaya başladı
06:19
you also had equivalent levels
of social unrest.
of social unrest.
134
367889
2478
ve sosyal karışıklık da
aynı seviyede arttı.
aynı seviyede arttı.
06:23
And when the regime of President Assad
began cracking down,
began cracking down,
135
371384
3404
Esad'ın rejimi yıkılırken
06:26
you had an explosion of refugees.
136
374812
2398
mülteci krizi ile karşılaştık.
06:30
You also had over six million
internally displaced people,
internally displaced people,
137
378347
3200
6 milyondan fazla insan yerinden edildi,
06:33
many of whom when on to become refugees.
138
381571
2366
bunların çoğu da mülteci oldu.
06:35
And they didn't just move
to neighboring countries like Jordan
to neighboring countries like Jordan
139
383961
3060
Sadece Ürdün, Lübnan, Türkiye
gibi komşu ülkelere göç etmediler.
06:39
or Lebanon or Turkey.
140
387045
1602
06:41
They also moved up north
towards Western Europe.
towards Western Europe.
141
389172
2656
Kuzeye, Batı Avrupa'ya
doğru da hareket ettiler.
doğru da hareket ettiler.
06:44
See, over 1.4 million Syrians
made the perilous journey
made the perilous journey
142
392690
3776
1.4 milyondan fazla Suriyeli
06:48
through the Mediterranean
and up through Turkey
and up through Turkey
143
396490
2723
Akdeniz'den Türkiye üzerinden
tehlikeli bir yolculuk yaparak
tehlikeli bir yolculuk yaparak
06:51
to find their way
into two countries, primarily:
into two countries, primarily:
144
399237
2365
iki ülkeye ulaştılar:
06:53
Germany and Sweden.
145
401626
1801
Almanya ve İsveç.
06:57
Now, climate change --
146
405048
1418
İklim değişikliği,
sadece kuraklık da değil ama
deniz seviyesinin de yükselmesi,
deniz seviyesinin de yükselmesi,
06:58
not just drought, but also sea level rise,
147
406490
2710
07:01
is probably one of the most severe
existential threats
existential threats
148
409224
2945
büyük ihtimalle şehirlerin
karşı karşıya kaldığı en ciddi
karşı karşıya kaldığı en ciddi
07:04
that cities face.
149
412193
1291
tehditlerden biri.
07:05
That's because two-thirds
of the world's cities are coastal.
of the world's cities are coastal.
150
413508
3072
Bunun sebebi de şehirlerin
2/3'ünün denize kıyısı olması.
2/3'ünün denize kıyısı olması.
07:10
Over 1.5 billion people live in low-lying,
flood-prone coastal areas.
flood-prone coastal areas.
151
418156
5236
1.5 milyardan fazla kişi, deniz
seviyesinde ve sele yatkın bölgelerde yaşıyor.
seviyesinde ve sele yatkın bölgelerde yaşıyor.
07:15
What you see here is a map
that shows sea level rise
that shows sea level rise
152
423981
2877
Bu gördüğünüz harita,
sıcaklık değişimine oranla
sıcaklık değişimine oranla
07:18
in relation to changes in temperature.
153
426882
2056
deniz seviyesinin ne kadar
yükseldiğini gösteriyor.
yükseldiğini gösteriyor.
07:21
Climate scientists predict
that we're going to see
that we're going to see
154
429953
2408
Bilim adamlarına göre,
bu yüzyılın kalanında
bu yüzyılın kalanında
07:24
anywhere between three
and 30 feet of sea level rise
and 30 feet of sea level rise
155
432385
2537
deniz seviyesindeki artış
07:26
this side of the century.
156
434946
1552
1 ile 9 metre arasında olacak.
07:28
And it's not just low island nation-states
that are going to suffer --
that are going to suffer --
157
436522
3334
Sadece alçakta bulunan,
Kiribati veya Maldivler
Kiribati veya Maldivler
07:31
Kiribati or the Maldives
or the Solomons or Sri Lanka --
or the Solomons or Sri Lanka --
158
439880
3340
Solomons ya da Sri Lanka
07:35
and they will suffer,
159
443244
1648
gibi ülkeler değil,
07:36
but also massive cities like Dhaka,
160
444916
1991
ama Dakka
07:39
like Hong Kong,
161
447542
1224
Hong Kong veya Şangay gibi
07:40
like Shanghai.
162
448790
1260
devasa şehirler de zarar görecek.
07:42
Cities of 10, 20, 30 million
people or more
people or more
163
450074
3051
10, 20, 30 milyon ya da daha
fazla nüfuslu şehirler bile
fazla nüfuslu şehirler bile
07:45
are literally going to be wiped off
the face of this earth.
the face of this earth.
164
453149
3336
kelimenin tam anlamıyla
haritadan silinecek.
haritadan silinecek.
07:48
They're going to have to adapt,
or they're going to die.
or they're going to die.
165
456984
2725
Ya adapte olmak zorunda
kalacaklar ya da yok olacaklar.
kalacaklar ya da yok olacaklar.
07:52
I want to take you also
all the way over to the West,
all the way over to the West,
166
460683
2557
Size bir de Batı'yı
göstermek istiyorum,
göstermek istiyorum,
07:55
because this isn't just a problem
in Asia or Africa or Latin America,
in Asia or Africa or Latin America,
167
463264
3291
çünkü sorun Afrika ya da
Latin Amerika'ya özgü değil,
Latin Amerika'ya özgü değil,
07:58
this is a problem also in the West.
168
466579
1817
Batı'ya da ait.
08:00
This is Miami.
169
468420
1156
Burası Miami.
Birçoğunuz Miami'yi
biliyor, Amerika'daki
biliyor, Amerika'daki
08:01
Many of you know Miami
is one of the wealthiest cities
is one of the wealthiest cities
170
469600
2571
gelir düzeyi en yüksek
şehirlerden birisi;
şehirlerden birisi;
08:04
in the United States;
171
472195
1153
08:05
it's also one of the most flood-prone.
172
473372
1838
aynı zamanda da sele en
elverişli olanlardan birisi.
elverişli olanlardan birisi.
08:07
That's been made painfully evident
by natural disasters throughout 2017.
by natural disasters throughout 2017.
173
475234
3430
Bu, 2017'deki doğal afetlerle
acı bir şekilde belli oldu.
acı bir şekilde belli oldu.
08:10
But Miami is built
on porous limestone -- a swamp.
on porous limestone -- a swamp.
174
478688
2408
Miami, gözenekli kireçtaşı
üzerine kurulu -- bir bataklık.
üzerine kurulu -- bir bataklık.
08:13
There's no way any kind of flood barrier
175
481120
1976
Hiçbir sel önleyici sistem
08:15
is going to keep
the water from seeping in.
the water from seeping in.
176
483120
2336
suyun içeri girmesini engelleyemez.
08:17
As we scroll back,
177
485480
1206
Geçmişe dönüp
08:18
and we look across the Caribbean
and along the Gulf,
and along the Gulf,
178
486710
2692
Karayipler'e ya da Körfez
Ülkeleri'ne bakarsak
Ülkeleri'ne bakarsak
08:21
we begin to realize
179
489426
1154
fark ederiz ki,
08:22
that those cities that have suffered
worst from natural crises --
worst from natural crises --
180
490604
3116
doğal krizlerden en kötü
şekilde etkilenmiş şehirler --
şekilde etkilenmiş şehirler --
08:25
Port-au-Prince, New Orleans, Houston --
181
493744
3004
Port-au-Prince, New Orleans, Houston --
08:28
as severe and as awful
as those situations have been,
as those situations have been,
182
496772
2599
ne kadar şiddetli ve
kötü olmuş olsa da
kötü olmuş olsa da
08:31
they're a dress rehearsal
for what's to come.
for what's to come.
183
499395
2468
olanlar, yaklaşmakta olanın
sadece bir habercisi.
sadece bir habercisi.
08:34
No city is an island.
184
502855
1681
Hiçbir şehir bir ada değil.
08:36
Every city is connected
to its rural hinterland
to its rural hinterland
185
504560
2256
Her şehir, sahilin
arkasındaki iç bölgeye
arkasındaki iç bölgeye
08:38
in complex ways --
186
506840
1152
genelde gıda üretimi
olmak üzere
olmak üzere
08:40
often, in relation
to the production of food.
to the production of food.
187
508016
2802
karışık şekillerde bağlı.
08:42
I want to take you to the northern part
of the Amazon, in Rondônia.
of the Amazon, in Rondônia.
188
510842
3374
Sizi Amazon'un kuzeyine,
Rondonia'ya götürmek istiyorum.
Rondonia'ya götürmek istiyorum.
08:46
This is one of the world's largest
terrestrial carbon sinks,
terrestrial carbon sinks,
189
514240
2881
Dünyanın en büyük karbon
yatağının bulunduğu
yatağının bulunduğu
08:49
processing millions of carbon
every single year.
every single year.
190
517145
2262
her yıl milyonlarca
karbon işleyen bir yer.
karbon işleyen bir yer.
08:51
What you see here is a single road
over a 30-year period.
over a 30-year period.
191
519431
2845
Burada 30 yıllık bir süre içerisinde
aynı yolu görüyoruz.
aynı yolu görüyoruz.
08:54
On either side you see land being
cleared for pasture, for cattle,
cleared for pasture, for cattle,
192
522300
3865
İki tarafında da otlak
ve büyükbaş hayvanlar için,
ve büyükbaş hayvanlar için,
aynı zamanda soya
ve şeker üretimi için,
ve şeker üretimi için,
08:58
but also for soy and sugar production.
193
526189
2195
yolun temizlendiğini görüyoruz.
09:00
You're seeing deforestation
on a massive scale.
on a massive scale.
194
528981
2625
Devasa büyüklükte bir
orman katliamı görüyorsunuz.
orman katliamı görüyorsunuz.
09:04
The red area here implies a net loss
of forest over the last 14 years.
of forest over the last 14 years.
195
532673
4563
Kırmızı alan son 14 yıldaki
net orman kaybını gösteriyor
net orman kaybını gösteriyor
09:09
The blue, if you could see it --
there's not much --
there's not much --
196
537854
2547
Mavi, görebildiyseniz --
çok yok --
çok yok --
09:12
implies there's been an incremental gain.
197
540425
2065
marjinal artış olacağını gösteriyor.
09:15
Now, as grim and gloomy
as the situation is -- and it is --
as the situation is -- and it is --
198
543275
4021
Şimdi, durum ne kadar sıkıcı ve
kasvetli olursa olsun -- ki öyle --
kasvetli olursa olsun -- ki öyle --
09:19
there is a little bit of hope.
199
547320
1566
minik bir umut var.
09:21
See, the Brazilian government,
200
549366
1492
Brezilya hükümeti,
09:22
from the national to the state
to the municipal level,
to the municipal level,
201
550882
2567
ulusal düzeyden şehirlere kadar,
09:25
has also introduced a whole range --
a lattice -- of parks and protected areas.
a lattice -- of parks and protected areas.
202
553473
3817
park ve korunma alanları
belirledi ve koruma altına aldı.
belirledi ve koruma altına aldı.
09:29
And while not perfect,
and not always limiting encroachment,
and not always limiting encroachment,
203
557314
2976
Mükemmel olmasa da, her zaman
zararı engellemese de
zararı engellemese de
09:32
they have served
to tamp back deforestation.
to tamp back deforestation.
204
560314
2935
ormansızlaşmayı azalttı.
09:35
The same applies not just in Brazil
but all across the Americas,
but all across the Americas,
205
563791
3228
Aynısı sadece Brezilya değil,
tüm Amerika için geçerli,
tüm Amerika için geçerli,
09:39
into the United States, Canada
and around the world.
and around the world.
206
567043
2528
Birleşik Devletler, Kanada
ve tüm dünya.
ve tüm dünya.
09:41
So let's talk about solutions.
207
569595
2096
Çözümler hakkında konuşalım.
09:44
Despite climate denial
at the highest levels,
at the highest levels,
208
572917
3472
İklim değişikliği büyük ölçüde
reddedilmesine rağmen,
reddedilmesine rağmen,
09:48
cities are taking action.
209
576413
1809
şehirler harekete geçmeye başladı.
09:50
You know, when the US pulled out
of the Paris Climate Agreement,
of the Paris Climate Agreement,
210
578246
3419
Amerika, Paris İklim Anlaşması'ndan
çekildiğinde,
çekildiğinde,
09:53
hundreds of cities in the United States
and thousands more around the world
and thousands more around the world
211
581689
3634
Birleşik Devletler'deki yüzlerce şehir
ve dünya çapında binlercesi
ve dünya çapında binlercesi
09:57
doubled down on their climate commitments.
212
585347
2077
iklim konusundaki
kararlılıklarını daha da arttırdı.
kararlılıklarını daha da arttırdı.
10:00
(Applause)
213
588005
3614
(Alkış)
10:06
And when the White House cracked down
on so-called "undocumented migrants"
on so-called "undocumented migrants"
214
594924
4437
Beyaz Saray, sığınılan şehirlerde
belgesi olmayan göçmenlere karşı
belgesi olmayan göçmenlere karşı
büyük önlemler aldıktan sonra,
10:11
in sanctuary cities,
215
599385
1195
10:12
hundreds of cities and counties
and states sat up in defiance
and states sat up in defiance
216
600604
2963
yüzlerce şehir, ülke ve eyalet bu yasaya
10:15
and refused to enact that order.
217
603591
2091
meydan okudu ve reddeti.
10:17
(Applause)
218
605706
3177
(Alkış)
10:22
So cities are and can take action.
219
610033
2714
Şehirler harekete
geçebilirler ve geçiyorlar.
geçebilirler ve geçiyorlar.
10:25
But we're going to need
to see a lot more of it,
to see a lot more of it,
220
613731
2842
Ama buna daha çok şahit olmalıyız,
10:28
especially in the global south.
221
616597
1926
özellikle de dünyanın güneyinde.
10:30
You see, parts of Africa
and Latin America are urbanizing
and Latin America are urbanizing
222
618547
3790
Gördüğünüz gibi Afrika ve Latin Amerika
endüstrileşmeden şehirleşiyor.
10:34
before they industrialize.
223
622361
1352
10:35
They're growing at three times
the global average
the global average
224
623737
2450
Nüfus bakımından dünya ortalamasından
10:38
in terms their population.
225
626211
1463
3 kat daha hızlı büyüyorlar.
10:40
And this is putting enormous strain
on infrastructure and services.
on infrastructure and services.
226
628532
3424
Bu da altyapı ve hizmetleri
inanılmaz zorluyor.
inanılmaz zorluyor.
10:44
Now, there is a golden opportunity.
227
632514
3131
Şimdi, altın bir fırsat var.
10:48
It's a small opportunity but a golden one:
in the next 10 to 20 years,
in the next 10 to 20 years,
228
636134
3325
Küçük ama değeli bir fırsat:
10-20 yıl içerisinde
10-20 yıl içerisinde
10:51
to really start designing in
principles of resilience into our cities.
principles of resilience into our cities.
229
639483
3544
şehirlerimizde sağlamlılık
prensipleri tasarlama fırsatı.
prensipleri tasarlama fırsatı.
10:55
There's not one single way of doing this,
230
643051
2465
Bunu yapmanın tek bir yolu yok,
10:57
but there are a number of ways
that are emerging.
that are emerging.
231
645540
2793
şu an geliştirilmekte olan birçok yol var.
11:00
And I've spoken with hundreds
of urban planners,
of urban planners,
232
648357
2613
Yüzlerce şehir planlamacısı ile,
11:02
development specialists,
233
650994
1434
gelişim uzmanı ile
11:04
architects and civic activists,
234
652452
2368
mimar ve şehir aktivisti ile konuştum
11:06
and a number of recurring
principles keep coming out.
principles keep coming out.
235
654844
2643
ve sürekli aynı prensiplerin
gerekliliği ortaya çıkıyor.
gerekliliği ortaya çıkıyor.
11:09
I just want to pass on six.
236
657511
1790
Size 6 tanesini bildirmek istiyorum.
11:12
First: cities need a plan
237
660186
2791
Birincisi: şehirlerin planlara
ve uygulamak için
stratejilere ihtiyaçları var.
stratejilere ihtiyaçları var.
11:15
and a strategy to implement it.
238
663001
1873
11:16
I mean, it sounds crazy,
239
664898
1219
Demek istediğim, söylediğim
çılgın gözükebilir,
çılgın gözükebilir,
11:18
but the vast majority of world cities
don't actually have a plan
don't actually have a plan
240
666141
3107
ama şehirlerin çoğunda bir plan
ya da vizyon yok.
11:21
or a vision.
241
669272
1155
Stratejik olarak ileriyi düşünmek yerine
günlük krizleri çözmek ile meşguller.
günlük krizleri çözmek ile meşguller.
11:22
They're too busy putting out daily fires
to think ahead strategically.
to think ahead strategically.
242
670451
3334
Demek istediğim, her şehir yaratıcı olmak
11:25
I mean, every city wants to be creative,
243
673809
2009
11:27
happy, liveable, resilient --
244
675842
2366
mutlu, yaşanılabilir ve
sağlam olmak istiyor.
sağlam olmak istiyor.
11:30
who doesn't?
245
678232
1278
Kim istemez ki?
11:31
The challenge is, how do you get there?
246
679534
1870
Zor olan, bunu nasıl başaracaksınız?
11:33
And urban governance plays a key role.
247
681428
2240
Şehir yönetimi burada kilit nokta.
11:35
You could do worse than take a page
from the book of Singapore.
from the book of Singapore.
248
683692
3024
Singapur'u örnek alsanız fena olmaz.
11:38
In 1971, Singapore set
a 50-year urban strategy
a 50-year urban strategy
249
686740
3239
1971'de, Singapur 50 yıllık şehir
yönetmeliğini yürürlüğe koydu
yönetmeliğini yürürlüğe koydu
11:42
and renews it every five years.
250
690003
2318
ve her 5 yılda bir yeniliyor.
11:45
What Singapore teaches us
is not just the importance of continuity,
is not just the importance of continuity,
251
693189
3531
Singapur'un bize tek öğrettiği
devamlılığın önemi değil,
devamlılığın önemi değil,
11:48
but also the critical role
of autonomy and discretion.
of autonomy and discretion.
252
696744
3247
aynı zamanda otonomi ve hoşgörünün önemi.
11:52
Cities need the power
to be able to issue debt,
to be able to issue debt,
253
700747
3025
Şehirlerin, borçlarını geri almak,
vergilerini yükseltebilmek,
11:55
to raise taxes,
254
703796
1214
çekip çevirmek için,
11:57
to zone effectively,
255
705034
1151
hesaplı konut yapabilmek için
gerekli güce ihtiyaçları var.
gerekli güce ihtiyaçları var.
11:58
to build affordable housing.
256
706209
1656
12:01
What cities need is nothing less
than a devolution revolution,
than a devolution revolution,
257
709095
4403
Şehirlerin veraset devrimine ihtiyacı var.
12:05
and this is going to require
renegotiating the terms of the contract
renegotiating the terms of the contract
258
713522
3216
Bu da sözleşmenin esasları
konusunda ülke yönetimi ile
konusunda ülke yönetimi ile
12:08
with a nation-state.
259
716762
1359
uzlaşmayı gerektiriyor.
12:10
Second:
260
718765
1274
İkincisi:
12:12
you've got to go green.
261
720063
1691
çevre dostu olmalısınız.
Şehirler şimdiden küresel karbon
arındırma konularında liderlik ediyorlar.
arındırma konularında liderlik ediyorlar.
12:13
Cities are already leading
global decarbonization efforts.
global decarbonization efforts.
262
721778
3063
Trafik yoğunluğu cezalarının
fiyat düzenlemelerinden,
fiyat düzenlemelerinden,
12:16
They're investing in congestion
pricing schemes,
pricing schemes,
263
724865
2262
12:19
in climate reduction emission targets,
264
727151
2325
emilim azaltma hedeflerine,
12:21
in biodiversity, in parks
and bikeways and walkways
and bikeways and walkways
265
729500
3960
bioçeşitlilikten, parklara, bisiklet
ve yürüyüş yollarına kadar
ve yürüyüş yollarına kadar
her şeye yatırım yapıyorlar.
12:25
and everything in between.
266
733484
1259
12:26
There's an extraordinary menu of options
they have to choose from.
they have to choose from.
267
734767
3153
Muazzam derecede seçenek var.
12:29
One of the great things is,
268
737944
1294
En güzel şeylerden biri de,
şehirler zaten yenilenebilir enerjiye
12:31
cities are already investing heavily
in renewables -- in solar and wind --
in renewables -- in solar and wind --
269
739262
3521
-- güneş ve rüzgâra --
yatırım yapmaya başlamıştı.
12:34
not just in North America, but especially
in Western Europe and parts of Asia.
in Western Europe and parts of Asia.
270
742807
3733
Sadece Kuzey Amerika değil, özellikle
batı Avrupa ve Asya'nın bazı kesimleri.
batı Avrupa ve Asya'nın bazı kesimleri.
12:38
There are more than 8,000 cities
right now in the world today
right now in the world today
271
746564
2903
Dünyada bugün güneş panelleri olan
12:41
with solar plants.
272
749491
1170
8000'den fazla şehir var.
12:42
There are 300 cities that have declared
complete energy autonomy.
complete energy autonomy.
273
750685
4199
300 şehir tamamen enerji
otonomisi ilan etti.
otonomisi ilan etti.
12:46
One of my favorite stories
comes from Medellín,
comes from Medellín,
274
754908
2403
En sevdiğim hikâyelerden birisi Medellin,
12:49
which invested in a municipal
hydroelectric plant,
hydroelectric plant,
275
757335
3133
öyle bir hidroelektrik
bir fabrikaya yatırım yaptı ki,
bir fabrikaya yatırım yaptı ki,
12:52
which doesn't only service
its local needs,
its local needs,
276
760492
2228
sadece yerel ihtiyaca hizmet etmiyor,
12:54
but allows the city to sell excess energy
back onto the national grid.
back onto the national grid.
277
762744
3323
aynı zamanda fazla enerjisini
ulusal çapta satabiliyor.
ulusal çapta satabiliyor.
12:58
And it's not alone.
278
766091
1168
Yalnız değil.
12:59
There are a thousand
other cities just like it.
other cities just like it.
279
767283
2536
Buna benzer binlerce şehir var.
13:02
Third: invest in integrated
and multi-use solutions.
and multi-use solutions.
280
770389
3790
Üçüncüsü: farklı faydaları
olan çözümlere yatırım yapın.
olan çözümlere yatırım yapın.
13:06
The most successful cities are those
that are going to invest in solutions
that are going to invest in solutions
281
774956
3569
En başarılı şehirler, tek bir tane değil
bir sürü problemi çözecek
bir sürü problemi çözecek
13:10
that don't solve just one problem,
but that solve multiple problems.
but that solve multiple problems.
282
778549
3235
konulara yatrım yapanlar.
13:13
Take the case of integrated
public transport.
public transport.
283
781808
3202
Bütünleşmiş toplu taşımayı ele alalım.
13:17
When done well --
284
785704
1314
İyi yapıldığında --
13:19
rapid bus transit,
285
787042
1385
hızlı otobüs ulaşımı,
13:20
light rail,
286
788451
1343
hafif raylı sistem,
13:21
bikeways, walkways, boatways --
287
789818
2405
bisiklet yolları, yürüyüş
yolları, limanlar --
yolları, limanlar --
13:24
these can dramatically reduce
emissions and congestion.
emissions and congestion.
288
792247
3346
emilim ve kirliliği önemli
düzeyde azaltabilir.
düzeyde azaltabilir.
13:28
But they can do a lot more than that.
289
796297
1857
Bundan fazlasını yapabilirler.
13:30
They can improve public health.
290
798178
1675
Halk sağlığını geliştirebilirler.
13:31
They can reduce dispersion.
291
799877
1644
Kimyasal dağılımı azaltabilirler.
13:33
They can even increase safety.
292
801545
1629
Güvenliği bile artırabilirler.
13:36
A great example of this comes from Seoul.
293
804109
1995
Seoul buna çok iyi bir örnek.
13:38
You see, Seoul's population doubled
over the last 30 years,
over the last 30 years,
294
806128
3981
Seoul'ün nüfusu son
30 yılda ikiye katlanmış
30 yılda ikiye katlanmış
13:42
but the footprint barely changed.
295
810133
2196
ama karbon ayakizi neredeyse değişmemiş.
13:44
How?
296
812353
1401
Nasıl?
13:45
Well, 75 percent
of Seoul's residents get to work
of Seoul's residents get to work
297
813778
2835
Vatandaşların %75 i işe giderken
dünyadaki en olağanüstü toplu taşıma
13:48
using what's been described as
298
816637
1439
13:50
one of the most extraordinary
public transport systems
public transport systems
299
818100
2574
sistemlerinden birini
13:52
in the world.
300
820698
1151
kullanıyor.
13:53
And Seoul used to be car country.
301
821873
1700
Eskiden Seoul araba ülkesiydi.
13:56
Next, fourth:
302
824859
1438
Sonra, dördüncüsü:
13:59
build densely but also sustainably.
303
827530
2812
yoğun ama sürdürülebilir şekilde
inşa etmek.
inşa etmek.
14:03
The death of all cities is the sprawl.
304
831057
3101
Şehirlerin ölümü çarpık
kentleşmeden kaynaklanıyor.
kentleşmeden kaynaklanıyor.
14:06
Cities need to know
how to build resiliently,
how to build resiliently,
305
834667
2175
Şehirler nasıl kapsamlı ve sağlam
14:08
but also in a way that's inclusive.
306
836866
1791
inşa edileceğini bilmeliler.
14:11
This is a picture right here
of Dallas-Fort Worth.
of Dallas-Fort Worth.
307
839095
3751
Dallar-Fort Worth'un bir
resmi var karşınızda.
resmi var karşınızda.
14:14
And what you see is its population
also doubled over the last 30 years.
also doubled over the last 30 years.
308
842870
4314
Son 30 yılda nüfusun ikiye
katlandığını görüyorsunuz.
katlandığını görüyorsunuz.
14:19
But as you can see, it spread
into edge cities and suburbia
into edge cities and suburbia
309
847832
3130
Görebildiğiniz gibi, uçlardaki
şehirlere ve kırsala,
şehirlere ve kırsala,
14:22
as far as the eye can see.
310
850986
1610
gözün görebildiği kadar yayıldı.
14:25
Cities need to know when not to build,
311
853121
2210
Şehirler
çarpık yerleşmeyi ve gecekondulaşmayı
tetiklememek için
tetiklememek için
14:27
so as not to reproduce urban sprawl
312
855355
2331
gerektiğinde inşa etmemeyi bilmeliler.
14:29
and slums of downward accountability.
313
857710
1940
14:32
The problem with Dallas-Forth Worth is
314
860377
1960
Dallas-Forth Worth ile ilgili problem
14:34
just five percent of its residents get
to work using public transport -- five.
to work using public transport -- five.
315
862361
4757
sadece %5'inin işe giderken
toplu taşıma kullanması -- beş.
toplu taşıma kullanması -- beş.
14:39
Ninety-five percent use cars,
316
867142
1458
%95'i araba kullanıyor, bu da
14:40
which partly explains why it's got
some of the longest commuting times
some of the longest commuting times
317
868624
3415
işe gidiş geliş sürelerinin neden
Amerika'nın en yükseklerinden olduğunu
Amerika'nın en yükseklerinden olduğunu
14:44
in North America.
318
872063
1301
biraz açıklıyor.
14:45
Singapore, by contrast, got it right.
319
873388
2065
Aksine, Singapur bu işi başarmış.
14:47
They built vertically
320
875477
1167
Dikey ve üstüne bir de düşük maliyetli
14:48
and built in affordable housing to boot.
321
876668
1963
inşa ediyorlar.
14:51
Fifth: steal.
322
879989
1843
Beş: çalın.
14:54
The smartest cities are nicking,
pilfering, stealing,
pilfering, stealing,
323
882987
2617
En akıllı şehirler sağdan, soldan,
kırpıyorlar, aşırıyorlar, çalıyorlar.
14:57
left, right and center.
324
885628
1160
14:58
They don't have time to waste.
325
886812
1484
Kaybedecek zamanları yok.
15:00
They need tomorrow's technology today,
326
888320
1983
Yarının teknolojisine
bugün ihtiyaçları var,
bugün ihtiyaçları var,
15:02
and they're going
to leapfrog to get there.
to leapfrog to get there.
327
890327
2005
zıplamak zorundalar.
15:04
This is New York,
328
892356
1155
Burası New York,
15:05
but it's not just New York
that's doing a lot of stealing,
that's doing a lot of stealing,
329
893535
2834
ama tüm hırsızlığı yapan
sadece New York değil.
sadece New York değil.
Singapur, Seoul, Medellin de var.
15:08
it's Singapore, it's Seoul, it's Medellín.
330
896393
2064
Şehirler birbirlerinden ödünç
almaya başladıklarında
almaya başladıklarında
15:10
The urban renaissance
is only going to be enabled
is only going to be enabled
331
898481
2337
15:12
when cities start borrowing
from one another.
from one another.
332
900842
2175
şehirleşme rönesansı mümkün olacak.
15:15
And finally: work in global coalitions.
333
903041
2525
Son olarak, global koalisyonlarda çalışın.
15:18
You know, there are more than 200
inner-city coalitions in the world today.
inner-city coalitions in the world today.
334
906008
3640
Bildiğiniz gibi, Dünya'da 200'den
fazla şehir içi koalisyon var.
fazla şehir içi koalisyon var.
15:21
There are more city coalitions
335
909672
1547
Ülke koalisyonlarından
15:23
than there are coalitions
for nation-states.
for nation-states.
336
911243
2334
daha çok şehir koalisyonu var.
15:26
Just take a look at the Global
Parliament of Mayors,
Parliament of Mayors,
337
914272
2503
Şehir hakları hareketlerini yöneten
15:28
set up by the late Ben Barber,
338
916799
1449
Ben Barber tarafından kurulan
Küresel Başkanlar
Parlamentosu'na bir bakın.
Parlamentosu'na bir bakın.
15:30
who was driving an urban rights movement.
339
918272
2041
15:32
Or consider the C40,
340
920337
1494
C40'ı düşünün,
15:33
a marvelous network of cities
that has gathered thousands together
that has gathered thousands together
341
921855
3411
temiz enerji verebilmek için
bir araya gelmiş
bir araya gelmiş
15:37
to deliver clean energy.
342
925290
1437
muhteşem bir şehir ağı.
15:39
Or look at the World Economic Forum,
343
927092
1763
Dünya Ekonomi Zirvesi'ne bir bakın,
15:40
which is developing smart city protocols.
344
928879
1997
akıllı şehir protokolleri geliştiriyorlar.
15:42
Or the 100 Resilient Cities initiative,
345
930900
1882
Ya da 100 Sağlam Şehir
girişimine bakın,
girişimine bakın,
15:44
which is leading a resilience revival.
346
932806
2003
sağlamlık dirilişine önderlik ediyor.
15:47
ICLEI, UCLG, Metropolis --
347
935945
3481
ICLEI, UCLG, Metropolis --
15:51
these are the movements of the future.
348
939450
2677
bunlar geleceğin hareketleri.
Fark ettikleri şey şu; şehirler
beraber çalışırlarsa
beraber çalışırlarsa
15:54
What they all realize
is that when cities work together,
is that when cities work together,
349
942151
2786
15:56
they can amplify their voice,
350
944961
1857
sadece ulusal düzeyde değil,
uluslararası düzeyde de
seslerini yükseltebilirler.
seslerini yükseltebilirler.
15:59
not just on the national stage,
but on the global stage.
but on the global stage.
351
947499
2995
16:02
And with a voice comes,
potentially, a vote --
potentially, a vote --
352
950518
2903
Ses, büyük ihtimalle
oy getirir --
oy getirir --
16:05
and then maybe even a veto.
353
953445
1769
ve sonra belki de veto.
16:09
When nation-states default
on their national sovereignty,
on their national sovereignty,
354
957190
3491
Ulus devletleri, ulusal
egemenliklerini savsakladıklarında
egemenliklerini savsakladıklarında
16:12
cities have to step up.
355
960705
1882
şehirler harekete geçmeliler.
16:14
They can't wait.
356
962611
1152
Bekleyemezler.
16:15
And they don't need to ask for permission.
357
963787
2182
İzin almalarına gerek yok.
16:17
They can exert their own sovereignty.
358
965993
2351
Kendi egemenliklerini kullanabilirler.
16:21
They understand
that the local and the global
that the local and the global
359
969037
2131
Yerel ve globalin gerçekten
bir araya gelmesinin gerektiğini,
16:23
have really, truly come together,
360
971192
1602
küresel olan yerel bir
dünyada yaşadığımızı
dünyada yaşadığımızı
16:24
that we live in a global, local world,
361
972818
1856
ve politakaları da buna göre
şekillendirmek gerektiğini anlamalılar.
şekillendirmek gerektiğini anlamalılar.
16:26
and we need to adjust
our politics accordingly.
our politics accordingly.
362
974698
2649
16:29
As I travel around the world
and meet mayors and civic leaders,
and meet mayors and civic leaders,
363
977371
3108
Dünya'yı dolaşıp tanıştığım
belediye başkanları ve liderlerin
belediye başkanları ve liderlerin
16:32
I'm amazed by the energy,
enthusiasm and effectiveness
enthusiasm and effectiveness
364
980503
3326
işlerine kattıkları enerji, heves
ve etkileyiciliklerinden çok etkilendim.
16:35
they bring to their work.
365
983853
1811
16:37
They're pragmatists.
366
985688
1484
Pragmatistler.
16:39
They're problem-solvers.
367
987196
1534
Problem çözücüler.
16:40
They're para-diplomats.
368
988754
1469
Yarı-diplomatlar.
16:43
And in this moment of extraordinary
international uncertainty,
international uncertainty,
369
991009
3230
Bu olağanüstü uluslararası
belirsizlik zamanlarında
belirsizlik zamanlarında
16:47
when our multilateral
institutions are paralyzed
institutions are paralyzed
370
995116
2508
çok yönlü kurumların
eli kolu bağlı olduğunda
eli kolu bağlı olduğunda
16:49
and our nation-states are in retreat,
371
997648
2069
ve devletler geri çekildiğinde
16:51
cities and their leaders are our new
21st-century visionaries.
21st-century visionaries.
372
999741
4717
bizim yeni 21. yüzyıl vizyonerlerimiz
şehirler ve onların liderleridir.
şehirler ve onların liderleridir.
16:57
They deserve -- no, they have
a right to -- a seat at the table.
a right to -- a seat at the table.
373
1005254
3749
Onlar da söz sahibi olmak istiyor
-hayır, buna zaten hakları var.
-hayır, buna zaten hakları var.
17:01
Thank you.
374
1009820
1229
Teşekkürler.
17:03
(Applause)
375
1011073
3518
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Robert Muggah - Megacities expertRobert Muggah creates tools to understand cycles of violence in urban environments and opens dialogues on ways to confront them globally.
Why you should listen
Robert Muggah drills down through shadowy data on arms trafficking, urban violence and resilience in search of answers for a rapidly urbanizing society’s most troubling questions: Why are cities so violent, and increasingly fragile? Why are conflicts within nations replacing conflicts between them? And what strategies can we implement to reduce violence?
Muggah's high-tech toolkit includes new ways for citizens to collect, collate and understand data, such as the mapping arms data (MAD) tool. As the research director of the Igarapé Institute and the SecDev Foundation, he developed the tool in collaboration with the Peace Research Institute Oslo and with Google Ideas, winning accolades for the transparency it brings to the debate.
Robert Muggah | Speaker | TED.com