ABOUT THE SPEAKER
Helen Marriage - Maverick producer
Helen Marriage cofounded a company that specializes in creating disruptive, whole-city arts events that surprise and delight everyone who comes across them.

Why you should listen

Helen Marriage writes: "I am a producer of large-scale disruptive moments that place an artist's ideas in the heart of a city. I started life unsure of how to find a job and began helping a street theater company perform at the Edinburgh Festival. Only then did I realize that this could be a career. That was forty years ago. Since then, I've gone on to shut down central London and other cities with ephemeral events that transform people’s understanding of what a city is for and who controls it.

"I don't believe that cities are exclusively about shopping and traffic. Over the years I've developed a real sense of how artists can change the world, if only we make space for their vision. I guess that's my job -- to create a context in which the normal routines of daily life are disrupted for a moment to allow the public, especially those who know they’re not interested in anything the arts might have to say, to discover a new world we’d all like to live in."

More profile about the speaker
Helen Marriage | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Helen Marriage: Public art that turns cities into playgrounds of the imagination

Helen Marriage: Şehirleri, hayal gücünün oyun alanlarına dönüştüren kamusal sanat

Filmed:
337,958 views

Görsel sanatçı Helen Marriage, mümkün olan şeylerin sınırlarını genişleten şaşırtıcı, büyük ölçekli kamusal sanat etkinlikleri düzenliyor. Çalışmalarının bu görsel turunda, hayal gücüyle oyun alanlarına dönüştürdüğü üç şehrin hikâyesini anlatıyor - Londra'yı içinden geçen dev bir mekanik fil ile resmetmek gibi - ve insanların şaşırmaktan vazgeçip, bir anı birlikte yaşamaya başlayınca neler olacağını gösteriyor.
- Maverick producer
Helen Marriage cofounded a company that specializes in creating disruptive, whole-city arts events that surprise and delight everyone who comes across them. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
We livecanlı in a worldDünya
increasinglygiderek tyrannizedyapmaya niyetlidirler by the screenekran,
0
1095
4589
Telefon, tablet, televizyon ve bilgisayar
ekranlarımız tarafından
00:17
by our phonestelefonlar, by our tabletstabletler,
by our televisionstelevizyonlar and our computersbilgisayarlar.
1
5708
3932
giderek daha fazla baskıya uğradığımız
bir dünyada yaşıyoruz.
00:21
We can have any experiencedeneyim that we want,
2
9664
2303
İstediğimiz her şeyi deneyimleyebiliyor
00:23
but feel nothing.
3
11991
1636
ama hiçbir şey hissedemiyoruz.
00:25
We can have as manyçok friendsarkadaşlar as we want,
4
13651
1923
İstediğimiz kadar arkadaş ediniyoruz
00:27
but have nobodykimse to shakesallamak handseller with.
5
15598
2491
ama el sıkışacak kimsemiz yok.
00:31
I want to take you
to a differentfarklı kindtür of worldDünya,
6
19667
2272
Sizi farklı bir dünyaya
götürmek istiyorum,
00:33
the worldDünya of the imaginationhayal gücü,
7
21963
1635
hayal dünyasına,
00:35
where, usingkullanma this mostçoğu powerfulgüçlü
toolaraç that we have,
8
23622
4225
sahip olduğumuz en güçlü aracı kullanarak
00:39
we can transformdönüştürmek bothher ikisi de
our physicalfiziksel surroundingsçevre,
9
27871
3194
fiziki çevremizi
dönüştürebileceğimiz bir yere.
00:43
but in doing so, we can changedeğişiklik
foreversonsuza dek how we feel
10
31089
4051
Kendi hislerimizi ve aynı gezegeni
paylaştığımız diğer insanlar hakkındaki
00:47
and how we feel about the people
that we sharepay the planetgezegen with.
11
35164
3295
hislerimizi ancak böyle yaparak
sonsuza dek değiştirebiliriz.
00:51
My companyşirket, ArtichokeEnginar,
whichhangi I cofoundedcofounded in 2006,
12
39872
4440
2006 yılında kurduğum şirket Artichoke
00:56
was setset up to createyaratmak momentsanlar.
13
44336
2493
böyle anlar yaratmayı amaçladı.
00:58
We all have momentsanlar in our liveshayatları,
and when we're on our deathbedssöylemişlerdir,
14
46853
3238
Hepimizin hayatında belli anlar vardır.
Ölüm döşeğindeyken,
işe gidip gelişlerimizi,
01:02
we're not going to rememberhatırlamak
the dailygünlük commuteGidip to work
15
50115
2524
38 numaralı otobüsü,
01:04
on the numbernumara 38 busotobüs
16
52663
1155
01:05
or our strugglemücadele to find a parkingotopark spaceuzay
everyher day when we go to the shopDükkan.
17
53842
3808
alışveriş merkezine her gidişimizdeki
park yeri sorununu hatırlamıyor olacağız.
01:09
We're going to rememberhatırlamak those momentsanlar
when our kidçocuk tookaldı theironların first stepadım
18
57674
3410
Hatılayacağımız şeyler,
çocuğumuzun attığı ilk adım,
01:13
or when we got pickedseçilmiş
for the footballFutbol teamtakım
19
61108
2368
bir futbol takımına seçilmemiz
01:15
or when we felldüştü in love.
20
63500
1888
veya aşık olduğumuz zamanlar olacak.
01:17
So ArtichokeEnginar existsvar to createyaratmak
movinghareketli, ephemeralgeçici momentsanlar
21
65412
4287
Artichoke; fiziksel dünyayı sanatçının
hayal gücünü kullanarak değiştirip,
01:21
that transformdönüştürmek the physicalfiziksel worldDünya
usingkullanma the imaginationhayal gücü of the artistsanatçı
22
69723
4182
hareketli ve geçici anlar oluşturarak
bize nelerin mümkün olduğunu
01:25
to showgöstermek us what is possiblemümkün.
23
73929
3362
göstermek için var.
01:29
We createyaratmak beautygüzellik amongstarasında ruinsHarabeleri.
24
77716
2360
Yıkıntılar arasında güzellik yaratıyoruz.
01:32
We reexaminereexamine our historytarih.
25
80474
1922
Tarihimizi yeniden gözden geçiriyoruz.
01:34
We createyaratmak momentsanlar to whichhangi
everyoneherkes is inviteddavet,
26
82420
2681
Herkesin katılmak ya da tanık olmak için
01:37
eitherya to witnesstanık or to take partBölüm.
27
85125
2424
davet edildiği anlar yaratıyoruz.
Her şey 1990'larda
01:41
It all startedbaşladı for me
way back in the 1990s,
28
89246
2403
01:43
when I was appointeddöşenmiş as festivalFestivali directoryönetmen
in the tinyminik Britishİngiliz cityŞehir of SalisburySalisbury.
29
91673
4751
Salisbury'de festival direktörlüğü
görevine atanmamla başladı.
01:48
You'llYou'll probablymuhtemelen have heardduymuş of it.
30
96448
1901
Muhtemelen duymuşsunuzdur.
01:50
Here'sİşte the SalisburySalisbury CathedralKatedrali,
and here'sburada the nearbyyakında StonehengeStonehenge MonumentAnıt,
31
98373
3943
İşte Salisbury Katedrali ve yakınındaki
01:54
whichhangi is world-famousdünyaca ünlü.
32
102340
1750
dünyaca ünlü Stonehenge Anıtı.
01:56
SalisburySalisbury is a cityŞehir that's been dominatedhakim
for hundredsyüzlerce of yearsyıl by the ChurchKilise,
33
104114
4294
Salisbury, yüzlerce yıldır
Kilise, Muhafazakâr Parti
ve ordu tarafından yönetilen
02:00
the ConservativeMuhafazakar PartyParti
34
108432
1284
02:01
and the armyordu.
35
109740
1184
bir şehir oldu.
02:03
It's a placeyer where people
really love to observegözlemlemek the ruleskurallar.
36
111852
3676
İnsanların kurallara uymayı
gerçekten sevdiği bir yer.
02:07
So pictureresim me on my first
yearyıl in the cityŞehir,
37
115552
2960
Şehirdeki ilk yılımı
gözünüzde canlandırın,
02:10
cyclingBisiklete binme the wrongyanlış way
down a one-wayTek yönlü streetsokak, lategeç.
38
118536
3175
tek yönlü bir yolda, ters yönde,
gecikmiş halde bisiklet sürüşümü.
02:13
I'm always lategeç.
39
121735
1157
Her zaman geç kalırım.
02:14
It's a wondermerak etmek I've even turneddönük up todaybugün.
40
122916
2151
Bugün burada bulunmam bile bir mucize.
02:17
(LaughterKahkaha)
41
125091
1534
(Gülüşmeler)
02:18
A little oldeski ladybayan on the sidewalkkaldırım
helpfullyyardımsever shoutedbağırdı at me,
42
126649
2903
Kaldırımdaki yardımsever
yaşlı bir kadın bana seslendi,
02:21
"My dearSayın, you're going the wrongyanlış way!"
43
129576
2263
"Canım, yanlış yoldan gidiyorsun!"
02:23
CharminglyBüyüleyici -- I thought --
I said, "Yeah, I know."
44
131863
2715
Çekici olduğunu düşünerek
"Evet, biliyorum" dedim.
02:26
"I hopeumut you dieölmek!" she screamedçığlık.
45
134602
1982

"Umarım ölürsün!" diye bağırdı.
02:28
(LaughterKahkaha)
46
136608
1200
(Gülüşmeler)
02:29
And I realizedgerçekleştirilen that this was a placeyer
where I was in troublesorun.
47
137832
3308
Oranın, tehlikede olduğum
bir yer olduğunu anlamıştım.
02:33
And yethenüz, a yearyıl latersonra,
48
141164
2829
Yine de, bir yıl sonra,
02:36
persuasionikna, negotiationmüzakere --
everything I could deploydağıtmak --
49
144017
3930
ikna çabaları, müzakereler,
uygulayabildiğim her şey
02:39
saw me producingüreten the work.
50
147971
1945
bu işi yapmamı sağladılar.
02:41
Not a classicalKlasik concertkonser in a churchkilise
or a poetryşiir readingokuma,
51
149940
3566
Kilisedeki klasik bir konser ya da
bir şiir okuma değil,
02:45
but the work of a FrenchFransızca
streetsokak theatertiyatro companyşirket
52
153530
2193
Faust'un hikâyesini söyleyen,
02:47
who were tellingsöylüyorum the storyÖykü of FaustFaust,
53
155747
1755
Fransız sokak tiyatrosu şirketi işi,
02:49
"MephistomaniaMephistomania," on stiltstahta bacaklar,
completetamamlayınız with handheldel pyrotechnicspiroteknik.
54
157526
4501
stilts üzerinde "Mephistomania",
elde kullanılan piroteknik ile tamamlandı.
02:54
The day after, the sameaynı little oldeski ladybayan
stoppeddurduruldu me in the streetsokak and said,
55
162051
3889
Sonraki gün, aynı yaşlı kadın
beni sokakta durdurup
02:57
"Were you responsiblesorumluluk sahibi for last night?"
56
165964
3473
"Dün geceden sen mi sorumluydun?"
diye sordu.
03:01
I backedarka çıkılmış away.
57
169461
1483
Hemen geri kaçtım.
03:02
(LaughterKahkaha)
58
170968
1817
(Gülüşmeler)
03:04
"Yes."
59
172809
1333
"Evet."
03:06
"When I heardduymuş about it," she said,
"I knewbiliyordum it wasn'tdeğildi for me.
60
174963
3178
“Bunu duyduğumda." dedi,
"Benim için olmadığını biliyordum
03:10
But HelenHelen, my dearSayın, it was."
61
178165
2767
ama Helen, aslında benim içindi."
03:13
So what had happenedolmuş?
62
181317
1325
Peki ne oldu?
03:14
CuriosityMerak had triumphedzafer over suspicionşüphe,
63
182666
2750
Merak, şüpheyi yenmiş,
03:17
and delightzevk had banishedsürgün anxietyanksiyete.
64
185440
2685
kaygı ise yerini keyfe bırakmıştı.
03:20
So I wonderedmerak how one could transferaktarma
these ideasfikirler to a largerdaha büyük stageevre
65
188574
6509
Bu yüzden, bu fikirlerin daha büyük
bir aşamaya nasıl aktarılabileceğini
03:27
and startedbaşladı on a journeyseyahat
to do the sameaynı kindtür of thing to LondonLondra.
66
195107
4568
merak ettim ve aynı şeyi Londra'da
yapmak için bir yolculuğa çıktım.
03:31
ImagineHayal: it's a worldDünya cityŞehir.
67
199699
1864
Hayal edin: O bir dünya şehri.
03:33
Like all our citiesşehirler, it's dedicatedadanmış
to toilZahmet, tradeTicaret and traffictrafik.
68
201587
4014
Diğer şehirlerimiz gibi uğraş,
ticaret ve trafiğe adanmış.
03:37
It's a machinemakine to get you
to work on time and back,
69
205625
2820
İşe zamanında gidip gelmemizi
sağlayan bir makine.
03:40
and we're all complicitsuç in wantingeksik
the routinesalışılmış çalışma yöntemi to be fixedsabit
70
208469
4312
Günlük işleri sabitleştirmek
ve ileride ne olacağımızı öğrenebilmek
03:44
and for everybodyherkes to be ableyapabilmek to know
what's going to happenolmak nextSonraki.
71
212805
4011
istedimiz için hepimiz suçluyuz.
03:48
And yethenüz, what if this amazingşaşırtıcı cityŞehir
could be turneddönük into a stageevre,
72
216840
4498
Yine de, bu ilginç şehir bir sahneye,
insanların yaşamını bir şekilde
akıl almaz şeyler için değiştirebilecek
03:53
a platformplatform for something so unimaginabledüşünülemez
73
221362
3009
bir platforma dönüştürülebilse
neler olurdu?
03:56
that would somehowbir şekilde
transformdönüştürmek people'sinsanların liveshayatları?
74
224395
3233
Bunları İngiltere'de sık sık yapıyoruz.
03:59
We do these things oftensık sık in Britainİngiltere.
75
227652
1748
Nereli olursanız olun, eminim
siz de bunları yapıyorsunuzdur.
04:01
I'm sure you do them whereverher nerede you're from.
76
229424
2047
04:03
Here'sİşte HorseAt GuardsMuhafızlar ParadeGeçit töreni.
77
231495
1679
İşte At Muhafızlar Geçit Töreni.
04:05
And here'sburada something that we do oftensık sık.
It's always about winningkazanan things.
78
233198
3405
İşte sıkça yaptığımız bir şey.
Amaç her zaman bir şeyler kazanmaktır.
04:08
It's about the marathonmaraton or winningkazanan a warsavaş
79
236627
2053
Bir maraton veya bir savaş kazanmak
04:10
or a triumphantmuzaffer cricketKriket teamtakım cominggelecek home.
80
238704
2032
ya da zafer kazanmış
bir kriket takımının eve gelişi gibi.
04:12
We closekapat the streetssokaklar. EverybodyHerkes clapsgürlemesi.
81
240760
2632
Yollar kapanıyor. Herkes alkışlıyor.
04:15
But for theatertiyatro? Not possiblemümkün.
82
243416
2429
Peki tiyatro için? Mümkün değil.
Bir Fransız firmasının
anlattığı bir hikâye hariç:
04:18
ExceptHariç a storyÖykü told by a FrenchFransızca companyşirket:
83
246408
3971
04:22
a sagadestan about a little girlkız
and a giantdev elephantfil
84
250403
3538
Küçük bir kız ve onu 4 günlüğüne
ziyarete gelen
04:25
that camegeldi to visitziyaret etmek
85
253965
2299
dev bir fil ile ilgili bir destan.
04:28
for fourdört daysgünler.
86
256288
1356
04:29
And all I had to do was persuadeikna etmek
the publichalka açık authoritiesyetkililer
87
257668
3013
Tek yapmam gereken kamu otoritelerini
şehri dört gün boyunca kapatmanın
04:32
that shuttingkapatma the cityŞehir for fourdört daysgünler
was something completelytamamen normalnormal.
88
260705
3597
tamamen normal bir şey
olduğuna ikna etmekti.
04:36
(LaughterKahkaha)
89
264326
1391
(Gülüşmeler)
04:37
No traffictrafik, just people
enjoyingkeyfi themselveskendilerini,
90
265741
3738
Trafiğin olmadığı,
insanların kendilerince eğlendiği,
04:41
cominggelecek out to marvelmucize and witnesstanık
this extraordinaryolağanüstü artisticartistik endeavorçaba
91
269503
3900
Fransız tiyatro şirketi Royal de Luxe'ün
olağanüstü sanatsal çabasına
04:45
by the FrenchFransızca theatertiyatro
companyşirket RoyalRoyal dede LuxeLuxe.
92
273427
2926
hayranlık duyup tanık olduğu bir etkinlik.
04:48
It was a seven-yearyedi yıllık journeyseyahat,
93
276377
2039
Yedi yıllık bir yolculuktu.
04:50
with me sayingsöz to a groupgrup of menerkekler --
almostneredeyse always menerkekler -- sittingoturma in a roomoda,
94
278440
4756
Odada oturan ve çoğunlukla
erkeklerden oluşan bir gruba
04:55
"EhHa, it's like a fairyperi storyÖykü with
a little girlkız and this giantdev elephantfil,
95
283220
5323
"Küçük kız ve koca filin
hikâyesi gibi,
05:00
and they come to townkasaba for fourdört daysgünler
96
288567
2350
şehre 4 günlüğüne geldiler.
05:02
and everybodyherkes getsalır
to come and watch and playoyun."
97
290941
3292
Herkes gelebilir, oynayabilir
ve izleyebilir." derdim ben.
05:06
And they would go,
98
294709
1194
Onlar da
05:08
"Why would we do this?
99
296586
1392
"Bunu neden yapalım?
05:11
Is it for something?
100
299255
2130
Önemli bir şey için mi?
05:13
Is it celebratingkutlama a presidentialCumhurbaşkanlığı visitziyaret etmek?
101
301409
2104
Bir başkanın ziyaretini mi kutluyoruz?
05:15
Is it the EntenteEntente CordialeCordiale
betweenarasında FranceFransa and Englandİngiltere?
102
303537
2814
Fransa ve İngiltere arasında
bir dostluk anlaşması mı?
05:18
Is it for charitysadaka?
Are you tryingçalışıyor to raiseyükseltmek moneypara?"
103
306375
2944
Hayır için mi?
Para toplamaya mı çalışıyorsun?" derlerdi.
05:21
And I'd say,
104
309343
1498
Sonra da ben,
05:23
"NoneHiçbiri of these things."
105
311794
1427
"Hiçbiri değil." derdim.
05:25
And they'dgittiklerini say, "Why would we do this?"
106
313866
2884
Onlar da, "Niye yapalım o zaman?"
derlerdi.
05:29
But after fourdört yearsyıl, this magicsihirli trickhile,
this extraordinaryolağanüstü thing happenedolmuş.
107
317393
3636
Ama dört yıl sonra, büyülü, beklenmedik
bir şey gerçekleşti.
05:33
I was sittingoturma in the sameaynı meetingtoplantı
I'd been to for fourdört yearsyıl,
108
321053
2879
Dört yıldır "Lütfen, lütfen." diyerek
05:35
sayingsöz, "Please, please, mayMayıs ayı I?"
109
323956
1562
söz istediğim aynı toplantıda
05:37
InsteadBunun yerine of whichhangi, I didn't say, "Please."
110
325542
2015
"Lütfen." demedim.
Dedim ki,
05:39
I said, "This thing that we'vebiz ettik
been talkingkonuşma about for suchböyle a long time,
111
327581
4201
"Uzun zamandır konuşmakta olduğumuz
bu şey,
05:43
it's happeningolay on these datestarihleri,
112
331806
2214
bu tarihlerde gerçekleşiyor
05:46
and I really need you to help me."
113
334044
1940
ve yardımınıza gerçekten ihtiyacım var."
05:48
This magicsihirli thing happenedolmuş.
114
336690
1539
Büyülü bir şey oldu.
05:50
EverybodyHerkes in the roomoda somehowbir şekilde decidedkarar
that somebodybirisi elsebaşka had said yes.
115
338253
4551
Odadaki herkes, nasıl olduysa başkasının
evet dediğine karar verdi.
05:54
(LaughterKahkaha)
116
342828
2118
(Gülüşmeler)
05:56
(ApplauseAlkış)
117
344970
3105
(Alkış)
06:01
They decidedkarar that they were not
beingolmak askeddiye sordu to take responsibilitysorumluluk,
118
349675
4329
Sorumluluk almaları gerektiğinin
söylenmediğini belirttiler.
06:06
or maybe the busotobüs planningplanlama managermüdür
was beingolmak askeddiye sordu to take responsibilitysorumluluk
119
354028
3484
Belki de otobüs planlama müdürünün
güzergah planlamalarını yapması için
06:09
for planningplanlama the busotobüs diversionssapmalar,
120
357536
2005
sorumluluk alması istenmesi gerekiyordu,
06:11
and the councilkonsey officersubay
was beingolmak askeddiye sordu to closekapat the roadsyollar,
121
359565
4352
konsey görevlisinin de
yolları kapatmak için,
06:15
and the transporttaşıma for LondonLondra people were
beingolmak askeddiye sordu to sortçeşit out the UndergroundUnderground.
122
363941
3811
Londra ulaşımı için de insanların metro
problemlerini çözmesinin istenmesi.
06:19
All these people were only beingolmak askeddiye sordu
to do the thing that they could do
123
367776
3461
Herkesten bize yardımı olacak şeylerden
yalnızca yapabildiklerini
06:23
that would help us.
124
371261
1357
yapmaları istenmişti.
06:24
NobodyKimse was beingolmak askeddiye sordu
to take responsibilitysorumluluk.
125
372642
2236
Kimseden sorumluluk almaları
istenmemişti.
06:26
And I, in my innocencesaflık, thought,
"Well, I'll take responsibilitysorumluluk,"
126
374902
4275
Ben ise, düşündüm ve dedim ki
"Sorumluluğu ben alacağım."
06:31
for what turneddönük out to be
a millionmilyon people on the streetsokak.
127
379201
3587
Bir milyon insanın sokaklara dökülmesini
sağlayan bir etkisi oldu.
06:35
It was our first showgöstermek.
128
383510
1395
İlk şov böyle gerçekleşti.
06:36
(ApplauseAlkış)
129
384929
3497
(Alkış)
06:41
It was our first showgöstermek, and it changeddeğişmiş
the naturedoğa of the appreciationtakdir of culturekültür,
130
389262
4961
İlk şovumuz, kamusal bir alanı,
bir şeyler izlemek için
06:46
not in a gallerygaleri, not in a theatertiyatro,
not in an operaopera houseev,
131
394247
3250
asla bilet almayacak muhtemel seyirciler
için dönüştürerek,
06:49
but livecanlı and on the streetssokaklar,
132
397521
2002
kültürden zevk alma
anlayışının doğasını
06:51
transformingdönüştürme publichalka açık spaceuzay
for the broadesten geniş possiblemümkün audienceseyirci,
133
399547
3555
galeride, tiyatroda ya da
opera binasında değil
06:55
people who would never
buysatın almak a ticketbilet to see anything.
134
403126
2472
canlı olarak sokaklarda değiştirdi.
06:57
So there we were.
135
405995
1181
Böylelikle buradayız.
06:59
We'dBiz istiyorsunuz finishedbitmiş, and we'vebiz ettik continueddevam etti
to produceüretmek work of this kindtür.
136
407200
4460
Bitirdik ve bu tip işler yapmaya
devam ettik.
07:04
As you can see, the company'sŞirket'in
work is astonishingşaşırtıcı,
137
412644
3272
Gördüğünüz gibi, şirket muazzam
bir iş çıkardı.
07:07
but what's alsoAyrıca astonishingşaşırtıcı is the factgerçek
that permissionizin was grantedverilmiş.
138
415940
3721
Ama asıl muazzam olan iznin
çıkmış olmasıydı.
07:14
And you don't see any securitygüvenlik.
139
422654
2604
Hiçbir güvenlik önlemi görmüyorsunuz.
07:17
And this was ninedokuz monthsay
after terriblekorkunç terroristterörist bombingsbombalama
140
425282
3419
Bu, Londrayı derinden sarsan
korkunç terör saldırısından
07:20
that had rippedsökülmüş LondonLondra apartayrı.
141
428725
1947
yalnızca 9 ay sonraydı.
07:22
So I beganbaşladı to wondermerak etmek
whetherolup olmadığını it was possiblemümkün
142
430696
2167
Bu tip işleri çok daha
karmaşık durumlarda
07:24
to do this kindtür of stuffşey
in even more complicatedkarmaşık circumstanceskoşullar.
143
432887
4167
yapabilmenin mümkün olup
olmadığını düşünmeye başladım.
07:29
We turneddönük our attentionDikkat
to NorthernKuzey Irelandİrlanda,
144
437078
2726
Dikkatimizi Kuzey İrlanda'ya,
07:31
the NorthKuzey of Irelandİrlanda,
dependingbağlı on your pointpuan of viewgörünüm.
145
439828
2592
ya da tercihinize göre,
İrlanda'nın kuzeyine çevirdik.
07:34
This is a mapharita of Englandİngiltere,
Scotlandİskoçya, WalesGaller and Irelandİrlanda,
146
442444
4309
Sola doğru, İngiltere, İskoçya, Galler
ve İrlanda adasının
07:38
the islandada to the left.
147
446777
1639
haritasını görüyorsunuz.
07:40
For generationsnesiller,
it's been a placeyer of conflictfikir ayrılığı,
148
448829
2796
Nesiller boyu, tartışmalı bir bölgeydi.
07:43
the largelybüyük oranda CatholicKatolik republicCumhuriyeti in the southgüney
149
451649
3033
Güneyde Katolik cumhuriyetçiler
07:46
and the largelybüyük oranda ProtestantProtestan
loyalistsadık communitytoplum --
150
454706
3653
ve birlikçi Protestan toplumuyla
07:50
hundredsyüzlerce of yearsyıl of conflictfikir ayrılığı,
151
458383
2322
30 yılı aşkın süre İngiliz askerlerin
07:53
Britishİngiliz troopsasker on the streetssokaklar
for over 30 yearsyıl.
152
461530
2964
sokaklarda dolaştığı
yüzlerce yıllık bir tartışma.
07:56
And now, althougholmasına rağmen
there is a peaceBarış processsüreç,
153
464518
2988
Şimdilerde barış süreci olmasına rağmen,
07:59
this is todaybugün in this cityŞehir, calleddenilen
LondonderryLondonderry if you're a loyalistsadık,
154
467530
4068
eğer bu şehirde
bir birlikçiysen Londonderry,
08:03
calleddenilen DerryDerry if you're a CatholicKatolik.
155
471622
2305
Katolik isen Derry olarak tanınıyorsun.
08:07
But everybodyherkes callsaramalar it home.
156
475753
2002
Yine de herkes burayı evi biliyor.
08:09
And I beganbaşladı to wondermerak etmek
157
477779
1183
Sanat ve hayal gücüyle
08:10
whetherolup olmadığını there was a way in whichhangi
the communitytoplum tribalismtribalism could be addressedele
158
478986
4528
bu gruplaşmanın yönlendirilebileceği
başka bir alan olup olmadığını
08:15
throughvasitasiyla artSanat and the imaginationhayal gücü.
159
483538
2026
merak etmeye başladım.
08:18
This is what the communitiestopluluklar do,
160
486770
1541
Bütün toplulukların her yaz
08:20
everyher summeryaz, eachher communitytoplum.
161
488335
1574
yaptıkları şey budur.
08:21
This is a bonfireşenlik ateşi filleddolu
with effigieseffigies and insigniaInsignia
162
489933
4006
Karşı taraftaki insanların
kuklaları ve işaretlerini
08:25
from the people that they hatenefret
on the other sideyan.
163
493963
2463
yaktıkları bir kamp ateşidir.
08:28
This is the sameaynı
from the loyalistsadık communitytoplum.
164
496450
2961
Birlikçi topluluk için de durum aynı.
08:31
And everyher summeryaz, they burnyanmak them.
165
499435
4325
Her yaz, bunları yakıyorlar.
08:35
They're right in the centermerkez of townkasaba.
166
503784
1745
Tam da şehir merkezindeler.
08:37
So we turneddönük to here,
to the NevadaNevada desertçöl, to BurningYanan Man,
167
505553
4285
Nevada çölüne, Burning Man
festivaline döndüğümüzdeyse
08:41
where people alsoAyrıca do bonfiresşenlik,
168
509862
1528
daha farklı değerler bütünüyle
08:43
but with a completelytamamen
differentfarklı setset of valuesdeğerler.
169
511414
2853
kamp ateşi yakan insanlar görüyoruz.
08:46
Here you see the work of DavidDavid BestEn iyi
and his extraordinaryolağanüstü templestapınaklar,
170
514291
4844
David Best'in çalışmasını ve Burning Man
etkinliği için inşa edilen,
08:51
whichhangi are builtinşa edilmiş duringsırasında
the BurningYanan Man eventolay
171
519159
3064
pazar günü ise yakılan
08:54
and then incineratedkül on the SundayPazar.
172
522247
2617
olağanüstü tapınakları görüyorsunuz.
08:56
So we inviteddavet him
and his communitytoplum to come,
173
524888
2744
Bunun üzerine onu ve camiasını
gelmeleri için davet ettik,
08:59
and we recruitedişe from bothher ikisi de sidestaraf
of the politicalsiyasi and religiousdini dividebölmek:
174
527656
4795
normalde asla bir araya gelip konuşmayacak
09:04
younggenç people, unemployedişsiz people,
175
532475
1892
politik ve ve dindar kesimlerden
09:06
people who would never
normallynormalde come acrosskarşısında eachher other
176
534391
2712
genç ve işsiz insanlara
09:09
or speakkonuşmak to eachher other.
177
537127
1558
yardımcı olmaya çalıştık.
09:10
And out of theironların extraordinaryolağanüstü
work rosegül a templetapınak
178
538709
3810
Yaptıkları sıradışı iş sonucunda
09:14
to rivalrakip the two cathedralskatedraller
that existvar olmak in the townkasaba,
179
542543
3318
şehirde bulunan Protestan
ve Katolik iki katedrale
09:17
one CatholicKatolik and one ProtestantProtestan.
180
545885
2126
rakip olacak bir tapınak doğdu.
09:20
But this was a templetapınak to no religiondin,
181
548035
3177
Ama bu bir din tapınağı değildi.
09:23
for everyoneherkes,
182
551236
1381
Herkese, hiçbir topluma değil
09:24
for no communitytoplum, but for everyoneherkes.
183
552641
2960
sadece herkese aitti.
09:27
And we put it in this placeyer
where everyoneherkes told me nobodykimse would come.
184
555625
3260
Herkesin, kimse gelmeyecek, dediği
bir yere inşa etmiştik.
09:30
It was too dangeroustehlikeli.
It satoturdu betweenarasında two communitiestopluluklar.
185
558909
2533
Çok tehlikeliydi.
İki topluluğun tam ortasındaydı.
09:33
I just kepttuttu sayingsöz,
"But it's got suchböyle a great viewgörünüm."
186
561466
2486
Yine de "Ama manzarası harika"
demeye devam ettim.
09:35
(LaughterKahkaha)
187
563976
2000
(Gülüşmeler)
09:38
And again, that sameaynı oldeski questionsoru:
188
566000
1664
Tekrardan, aynı yıllanmış soru:
09:39
Why wouldn'tolmaz we do this?
189
567688
1722
Neden bunu yapmayalım?
09:41
What you see in the pictureresim
190
569434
1313
Resimde gördüğünüz şey,
09:42
is the beginningbaşlangıç of 426
primarybirincil schoolokul childrençocuklar
191
570771
2860
onların bu fırsatı
kaybetmelerini istemeyen
09:45
who were walkedyürüdü up the hillTepe
by the headkafa teacheröğretmen,
192
573655
2745
sınıf öğretmenleri tarafından
tepeye kadar yürütülen
09:48
who didn't want them
to losekaybetmek this opportunityfırsat.
193
576424
2803
426 ilkokul öğrencisinin başlangıcı.
09:51
And just as happensolur in the NevadaNevada desertçöl,
194
579251
2410
Nevada çölünde daha farklı sıcaklıklarda
09:53
thoughgerçi in slightlyhafifçe differentfarklı temperaturessıcaklıklar,
195
581685
2469
gerçekleşse de
09:56
the people of this communitytoplum,
65,000 of them,
196
584178
3713
bu toplumun insanları,
65.000 kişinin hepsi
09:59
turneddönük out to writeyazmak theironların griefkeder,
theironların painAğrı, theironların hopeumut,
197
587915
5357
acılarını, dertlerini, umutlarını,
10:05
theironların hopesumutlar for the futuregelecek,
198
593296
1787
gelecek hayallerini ve aşklarını
10:07
theironların love.
199
595107
1188
yazmaya başladılar.
10:08
Because in the endson,
this is only about love.
200
596319
2133
Çünkü sonunda görüyoruz ki
hepsi aşk için.
10:11
They livecanlı in a post-conflictçatışma sonrası societytoplum:
201
599032
2573
Travma sonrası stres ve yüksek
intihar oranının olduğu
10:13
lots of post-traumaticTravma sonrası stressstres,
202
601629
2130
çatışma sonrası bir ülkede
10:15
highyüksek suicideintihar.
203
603783
1185
yaşıyorlar.
10:16
And yethenüz, for this briefkısa momentan --
204
604992
2085
Yine de kısa bir an için,
10:19
and it would be ridiculousgülünç to assumeüstlenmek
that it was more than that --
205
607101
3171
Katolik ve babasını 9 yaşında kaybetmiş
Kevin gibi biri
10:22
somebodybirisi like KevinKevin -- a CatholicKatolik
whosekimin fatherbaba was shotatış when he was ninedokuz,
206
610296
4486
yukarıda yatağında yatarken
daha fazlası olduğunu düşünmek
10:26
upstairsüst katta in bedyatak --
207
614806
1510
saçma olurdu.
10:29
KevinKevin camegeldi to work as a volunteergönüllü.
208
617189
1955
Kevin bu çalışma için gönüllü oldu.
10:31
And he was the first personkişi to embracekucaklamak
the elderlyyaşlı ProtestantProtestan ladybayan
209
619168
3669
Tapınağı halka açtığımız ilk gün
kapıdan giren
10:34
who camegeldi throughvasitasiyla the doorkapı on the day
we openedaçıldı the templetapınak to the publichalka açık.
210
622861
4575
yaşlı ve Protestan bir kadını kucaklayan
ilk kişi de oydu.
10:40
It rosegül up. It satoturdu there for fivebeş daysgünler.
211
628185
3012
Tapınak yükseldi ve beş gün orada kaldı.
10:43
And then we choseseçti -- from our little tinyminik
bandgrup of nonsectarianmezhebe bağlı olmayan buildersinşaatçılar,
212
631221
5893
Sonrasındaysa, birkaç aylık dönemde
bu olağanüstü işi başarmak için
10:49
who had givenverilmiş us theironların liveshayatları
for this perioddönem of monthsay
213
637138
3114
canla başla çalışan
mezhepsiz inşaatçı takımımız
10:52
to make this extraordinaryolağanüstü thing --
214
640276
2513
arasından bir seçim yaptık.
10:55
we choseseçti from them the people
who would incinerateyakmayın it.
215
643788
3684
Yakıp kül etmeyi kabul edecek
kişileri seçtik.
10:59
And here you see the momentan when,
216
647926
2732
Karanlık, soğuk bir mart gecesinde,
11:02
witnessedtanık by 15,000 people who turneddönük out
on a darkkaranlık, coldsoğuk, MarchMart eveningakşam,
217
650682
6826
katılan 15.000 insanın tanıklık ettiği,
11:09
the momentan when they decidedkarar
to put theironların enmitydüşmanlık behindarkasında them,
218
657532
5888
düşmanlığı arkalarında bırakmaya,
11:15
to inhabityaşamak this sharedpaylaşılan spaceuzay,
219
663444
3901
söylenemez şeyleri söyleyebildikleri
11:19
where everybodyherkes had an opportunityfırsat
to say the things that had been unsayablesöylenemez,
220
667369
4797
ve "Beni ve ailemi kırdın
ama seni affediyorum."
11:24
to say out loudyüksek sesle,
221
672190
1209
diye bağırabildikleri
11:25
"You hurtcanını yakmak me and my familyaile,
but I forgiveaffetmek you."
222
673423
3257
ortak bir alanda yaşamaya
karar verdikleri anı görüyorsunuz.
11:28
And togetherbirlikte, they watchedizledi
223
676704
3688
Topluluk üyeleri,
11:32
as membersüyeler of theironların communitytoplum let go
of this thing that was so beautifulgüzel,
224
680416
3644
kendisini bırakmanın inşasını sağlayan
duygu ve düşünceleri
11:37
but was as hardzor to let go of
225
685394
2659
bırakmak kadar zor olduğu
11:40
as those thoughtsdüşünceler and feelingsduygular
226
688077
2962
bu oldukça muazzam binayı yakarken
11:43
that had gonegitmiş into makingyapma it.
227
691063
2194
hep birlikte izlediler.
11:47
(MusicMüzik)
228
695163
4914
(Müzik)
11:57
Thank you.
229
705487
1453
Teşekkür ederim.
11:58
(ApplauseAlkış)
230
706964
6565
(Alkış)
Translated by Dilara Güzel
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Helen Marriage - Maverick producer
Helen Marriage cofounded a company that specializes in creating disruptive, whole-city arts events that surprise and delight everyone who comes across them.

Why you should listen

Helen Marriage writes: "I am a producer of large-scale disruptive moments that place an artist's ideas in the heart of a city. I started life unsure of how to find a job and began helping a street theater company perform at the Edinburgh Festival. Only then did I realize that this could be a career. That was forty years ago. Since then, I've gone on to shut down central London and other cities with ephemeral events that transform people’s understanding of what a city is for and who controls it.

"I don't believe that cities are exclusively about shopping and traffic. Over the years I've developed a real sense of how artists can change the world, if only we make space for their vision. I guess that's my job -- to create a context in which the normal routines of daily life are disrupted for a moment to allow the public, especially those who know they’re not interested in anything the arts might have to say, to discover a new world we’d all like to live in."

More profile about the speaker
Helen Marriage | Speaker | TED.com