ABOUT THE SPEAKER
Sandeep Jauhar - Physician, writer
Sandeep Jauhar is a practicing cardiologist passionate about communicating medicine in all its glorious, quirky, inescapable humanity.

Why you should listen

In addition to his medical practice, Dr. Sandeep Jauhar writes about medicine and its impacts on culture for a wide-ranging audience. He is a contributing opinion writer for the New York Times and has written three best-selling books.

His most recent book, Heart: A History (a finalist for the 2019 Wellcome Book prize), tells the little-known story of the doctors who risked their careers -- and the patients who risked their lives -- to understand our most vital organ. Weaving his own experiences with the defining discoveries of the past, Jauhar braids tales of breakthrough, hubris and sorrow to create a lucid chronicle of our life's most intimate chamber. The book also confronts the limits of medical technology, arguing that future progress will be determined more by how we choose to live rather than by any device we invent. Indeed, as the book explains, our emotional lives are absolutely key to our heart health. Jauhar is the Director of the Heart Failure Program at Northwell Health's Long Island Jewish Medical Center.

More profile about the speaker
Sandeep Jauhar | Speaker | TED.com
TEDSummit 2019

Sandeep Jauhar: How your emotions change the shape of your heart

Sandeep Jauthar: Duygularınız kalbinizin şeklini nasıl değiştiriyor

Filmed:
2,249,856 views

Kardiyolog ve yazar Sandeep Jauhar'a göre ''duygusal hayatımızın bir kaydı kalbimizde yazılı.'' Bu göz kamaştırıcı konuşmada, yas ve korkuya yanıt olarak kalp şekillerinin değişmesi, duygusal kalp kırıklığı sonucunda kelimenin tam anlamıyla kalbin kırılması gibi duygularımızın kalbimiz üzerinde etki ettiği gizemli yolları keşfe çıkıyor ve en hayati organımızı önemseme şeklimizi değiştirmemiz için çağrı yapıyor.
- Physician, writer
Sandeep Jauhar is a practicing cardiologist passionate about communicating medicine in all its glorious, quirky, inescapable humanity. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
No other organorgan,
0
1207
1746
Başka hiçbir organ,
00:14
perhapsbelki no other objectnesne in humaninsan life,
1
2977
3653
insan hayatında
muhtemelen başka hiçbir nesne
00:18
is as imbuedaşılanmış with metaphormecaz
and meaninganlam as the humaninsan heartkalp.
2
6654
4153
mecaz ve anlam açısından
insan kalbi kadar ilham verici değil.
00:23
Over the coursekurs of historytarih,
3
11347
1411
Tarih boyunca
00:24
the heartkalp has been a symbolsembol
of our emotionalduygusal liveshayatları.
4
12782
3341
kalp, duygusal hayatlarımızın
bir sembolü oldu.
00:28
It was considereddüşünülen by manyçok
to be the seatoturma yeri of the soulruh,
5
16520
4302
Pek çok kişi tarafından
ruhun merkezi olarak düşünüldü,
00:32
the repositorydepo of the emotionsduygular.
6
20846
2408
duyguların saklandığı yer olarak.
00:35
The very wordsözcük "emotionduygu" stemssapları in partBölüm
from the FrenchFransızca verbfiilmouvoirmouvoir,"
7
23278
6774
Duygu anlamındaki "emotion" kelimesi bile
kısmen Fransızca "émouvoir"dan geliyor,
00:42
meaninganlam "to stirheyecan up."
8
30076
1546
anlamı güçlü bir hisse kapılmak.
00:44
And perhapsbelki it's only logicalmantıksal
that emotionsduygular would be linkedbağlantılı to an organorgan
9
32028
4488
Duyguların, çalkantılı hareketiyle
anılan bir organla ilişkilendirilmesi
00:48
characterizedözelliği by its agitatedheyecanlı movementhareket.
10
36540
2947
belki de oldukça mantıklı.
00:51
But what is this linkbağlantı?
11
39511
1559
Ama bu bağlantı ne?
00:53
Is it realgerçek or purelyyalnızca metaphoricalMecazi?
12
41492
3124
Gerçek mi yoksa tamamen mecazi mi?
00:57
As a heartkalp specialistuzman,
13
45426
1971
Bir kalp uzmanı olarak
00:59
I am here todaybugün to tell you
that this linkbağlantı is very realgerçek.
14
47421
5537
bu bağlantının tamamen gerçek
olduğunu anlatmak için buradayım.
01:05
EmotionsDuygular, you will learnöğrenmek,
15
53391
2074
Göreceksiniz ki duygular,
01:07
can and do have a directdirekt
physicalfiziksel effectEfekt on the humaninsan heartkalp.
16
55489
5417
insan kalbi üzerinde doğrudan
fiziksel bir etki yapabilir ve yapıyor da.
01:14
But before we get into this,
17
62446
1376
Ancak buna geçmeden önce
01:15
let's talk a bitbit about
the metaphoricalMecazi heartkalp.
18
63846
2463
şu mecazi kalp hakkında biraz konuşalım.
01:18
The symbolismsembolizm of the emotionalduygusal heartkalp
enduresdayandı even todaybugün.
19
66879
4057
Duygusal kalbin sembolizmi
bugün hâlâ yerini koruyor.
01:23
If we asksormak people whichhangi imagegörüntü
they mostçoğu associateilişkilendirme with love,
20
71415
5222
İnsanlara sevgiyle en çok
hangi görseli ilişkilendirdiklerini sorsak
01:28
there's no questionsoru that the ValentineSevgililer
heartkalp would the topüst the listliste.
21
76661
4320
listenin en başında sevgili kalbi
olacağına hiç şüphe yok.
01:33
The heartkalp shapeşekil, calleddenilen a cardioidKardioid,
22
81614
3007
Kardiyoid denen kalp şekli
01:36
is commonortak in naturedoğa.
23
84645
1440
doğada yaygın.
01:38
It's foundbulunan in the leavesyapraklar,
flowersÇiçekler and seedstohumlar of manyçok plantsbitkiler,
24
86550
4913
Yapraklarda, çiçeklerde,
pek çok bitkinin çekirdeğinde,
01:43
includingdahil olmak üzere silphiumsilphium,
25
91487
1942
silfiyum da dahil,
01:45
whichhangi was used for birthdoğum controlkontrol
in the MiddleOrta AgesÇağlar
26
93453
3234
ki Orta Çağ'da doğum kontrolü
olarak kullanılıyordu
01:48
and perhapsbelki is the reasonneden why
the heartkalp becameoldu associatedilişkili
27
96711
3321
ve muhtemelen kalp,
bu yüzden seks ve romantizmle
anılmaya başladı.
01:52
with sexseks and romanticromantik love.
28
100056
2675
01:55
WhateverNe olursa olsun the reasonneden,
29
103708
1384
Sebebi her neyse
01:57
heartskalpler beganbaşladı to appeargörünmek in paintingsresimlerinde
of loversaşık in the 13thinci centuryyüzyıl.
30
105116
4911
kalpler 13. yüzyılda aşıkların
resimlerinde görünmeye başladı.
02:02
Over time, the picturesresimler
camegeldi to be coloredrenkli redkırmızı,
31
110479
3717
Zamanla bu resimler
kırmızıya boyanmaya başladı,
02:06
the colorrenk of bloodkan,
32
114220
1842
kan rengine,
02:08
a symbolsembol of passiontutku.
33
116086
1388
bir tutku sembolü olarak.
02:09
In the RomanRoma CatholicKatolik ChurchKilise,
34
117969
1890
Roma Katolik Kilisesi'nde,
02:11
the heartkalp shapeşekil becameoldu knownbilinen
as the SacredKutsal HeartKalp of Jesusİsa.
35
119883
4298
kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi
olarak anılmaya başladı.
02:16
AdornedSüslenmiş with thornsdikenler
and emittingyayan etherealEthereal lightışık,
36
124559
3786
Dikenlerle süslenmiş
ve göz alıcı bir ışık yayan kalp
02:20
it becameoldu an insigniaInsignia of monasticManastır love.
37
128369
3192
adeta kutsal aşkın nişanı hâline geldi.
02:24
This associationbirleşme betweenarasında the heartkalp
and love has withstooddayanmış modernitymodernite.
38
132039
4881
Kalp ve aşk arasındaki bu bağ
modern zamanda da ayakta kaldı.
02:28
When BarneyBarney ClarkClark, a retiredemekli dentistdiş hekimi
with end-stageSon aşama heartkalp failurebaşarısızlık,
39
136944
5169
Son evresinde kalp hastası
emekli diş hekimi Barney Clark
02:34
receivedAlınan the first permanentkalıcı
artificialyapay heartkalp in UtahUtah in 1982,
40
142137
5835
1982'de Utah'da ilk kalıcı
yapay kalp transplantını aldığında
02:39
his wifekadın eş of 39 yearsyıl
reportedlybildirildi askeddiye sordu the doctorsdoktorlar,
41
147996
4839
söylenenlere göre 39 yıllık karısı
doktorlara şunu sordu:
02:45
"Will he still be ableyapabilmek to love me?"
42
153780
1984
''Beni sevmeye devam edecek mi?''
02:48
TodayBugün, we know that the heartkalp
is not the sourcekaynak of love
43
156715
3460
Bugün kalp yalnızca aşkın kaynağı değil
02:52
or the other emotionsduygular, perbaşına sese;
44
160199
2004
diğer duyguların da kaynağı;
02:54
the ancientsEskiler were mistakenyanlış.
45
162227
1656
atalarımız yanılıyorlardı.
02:55
And yethenüz, more and more,
we have come to understandanlama
46
163907
2587
Ve hâlâ günden güne anlıyoruz ki
02:58
that the connectionbağ betweenarasında the heartkalp
and the emotionsduygular is a highlybüyük ölçüde intimatesamimi one.
47
166518
4801
kalp ve duygular arasındaki
bu bağlantı oldukça derin.
03:03
The heartkalp mayMayıs ayı not originateköken our feelingsduygular,
48
171343
2663
Kalp, hislerimizi yaratmıyor olabilir
03:06
but it is highlybüyük ölçüde responsiveduyarlı to them.
49
174030
2094
ama hislere çok fazla tepki veriyor.
03:08
In a senseduyu, a recordkayıt of our emotionalduygusal life
50
176148
2902
Bir bakıma,
duygusal hayatlarımızın bir kaydı
03:11
is writtenyazılı on our heartskalpler.
51
179074
2138
kalplerimizde yazılı.
03:13
FearKorku and griefkeder, for exampleörnek,
can causesebeb olmak profoundderin cardiackardiyak injuryhasar.
52
181909
4802
Örneğin korku ve yas,
ciddi kardiyak yaralanmaya yol açabilir.
03:18
The nervessinirler that controlkontrol unconsciousbilinçsiz
processessüreçler suchböyle as the heartbeatkalp atışı
53
186735
4451
Kalp atışı gibi bilinçaltı süreçleri
kontrol eden sinirler
03:23
can senseduyu distresssıkıntı
54
191210
1822
stresi hissedebilirler
03:25
and triggertetik a maladaptiveuyumsuz
fight-or-flightkavga veya uçuş responsetepki
55
193056
4938
ve kötü huylu bir
savaş veya kaç tepkimesini tetikleyebilir;
03:30
that triggerstetikleyiciler bloodkan vesselsgemiler to constrictdaraltır,
56
198018
3488
bu da kan damarlarının büzüşmesini,
03:33
the heartkalp to gallopdörtnala
57
201530
1730
kalbin çok güçlü atmasını
03:35
and bloodkan pressurebasınç to riseyükselmek,
58
203284
2581
ve ardından tansiyonun
yükselmesini tetikler,
03:37
resultingkaynaklanan in damagehasar.
59
205889
1754
bu da hasar demektir.
03:39
In other wordskelimeler,
60
207667
1761
Diğer bir deyişle
03:41
it is increasinglygiderek clearaçık
61
209452
2640
şu giderek netleşiyor ki
03:44
that our heartskalpler are extraordinarilyolağanüstü
sensitivehassas to our emotionalduygusal systemsistem,
62
212116
5046
kalplerimiz, duygusal sistemimize
sıra dışı bir şekilde duyarlı,
03:49
to the metaphoricalMecazi heartkalp, if you will.
63
217186
3262
mecazi kalbe yani.
03:52
There is a heartkalp disorderdüzensizlik
first recognizedtanınan about two decadeson yıllar agoönce
64
220472
4448
İlk olarak yirmi yıl kadar önce
teşhis edilen bir kalp hastalığı var,
03:56
calleddenilen "takotsuboTakotsubo cardiomyopathykardiyomiyopati,"
or "the brokenkırık heartkalp syndromesendrom,"
65
224944
4922
adı ''takotsubo kardiyomiyopati''
veya ''kırık kalp sendromu,''
04:01
in whichhangi the heartkalp acutelyAkut weakenszayıflatır
in responsetepki to intenseyoğun stressstres or griefkeder,
66
229890
6092
öyle ki kalp stres ve üzüntüye
tepki olarak akut bir şekilde zayıflıyor,
04:08
suchböyle as after a romanticromantik breakupayrılık
or the deathölüm of a lovedsevilen one.
67
236006
3882
mesela sevgilinizden ayrıldığınızda
veya sevdiğinizi kaybettiğinizde.
04:11
As these picturesresimler showgöstermek,
the grievingacı çekiyor heartkalp in the middleorta
68
239912
3691
Bu resimlerde görünen,
ortada yas tutan bir kalp var
04:15
looksgörünüyor very differentfarklı
than the normalnormal heartkalp on the left.
69
243627
3196
ve soldaki normal kalpten
oldukça farklı görünüyor.
04:18
It appearsbelirir stunnedhayrete
70
246847
1309
Donmuş gibi dörünüyor
04:20
and frequentlysık sık balloonsbalonlar into
the distinctiveayırıcı shapeşekil of a takotsuboTakotsubo,
71
248180
4416
ve sık sık bir takotsubonun
şekline bürünüyor,
04:24
showngösterilen on the right,
72
252620
1172
sağda gördüğünüz gibi,
04:25
a JapaneseJaponca pottencere with a widegeniş basebaz
and a narrowdar neckboyun.
73
253816
4141
alt kısmı geniş, üst kısmı dar
bir Japon kabı.
04:29
We don't know exactlykesinlikle why this happensolur,
74
257981
2884
Bunun neden olduğunu tam olarak bilmiyoruz
04:32
and the syndromesendrom usuallygenellikle resolvesgiderir
withiniçinde a fewaz weekshaftalar.
75
260889
2602
ve bu sendrom genellikle
birkaç hafta içinde düzeliyor.
04:35
HoweverAncak, in the acuteakut perioddönem,
76
263515
1974
Ancak o akut dönem içinde,
04:37
it can causesebeb olmak heartkalp failurebaşarısızlık,
77
265513
2773
kalp yetmezliğine neden olabilir,
04:40
life-threateninghayati arrhythmiasaritmiler,
78
268310
1957
hayatı tehdit eden aritmiyaya
04:42
even deathölüm.
79
270291
1363
ve hatta ölüme bile.
04:43
For exampleörnek, the husbandkoca
of an elderlyyaşlı patienthasta of mineMayın
80
271678
5408
Örneğin yaşça olgun bir hastamın kocası
04:49
had diedvefat etti recentlyson günlerde.
81
277110
1553
geçenlerde vefat etti.
04:51
She was sadüzgün, of coursekurs, but acceptingkabul etme.
82
279362
3321
Hastam üzgündü tabii ama kabullendi de.
04:55
Maybe even a bitbit relievedrahatladım.
83
283568
1880
Hatta biraz rahatlamış gibiydi.
04:57
It had been a very long illnesshastalık;
he'diçin ona had dementiademans.
84
285472
2618
Uzun zamandır çekiyordu,
demans hastasıydı.
05:00
But a weekhafta after the funeralcenaze,
she lookedbaktı at his pictureresim
85
288114
3565
Ancak cenazeden bir hafta sonra
bu resme baktı
05:04
and becameoldu tearfulağlamaklı.
86
292481
1389
ve gözleri doldu.
05:06
And then she developedgelişmiş chestgöğüs painAğrı,
and with it, camegeldi shortnessdarlığı of breathnefes,
87
294811
5074
Sonra göğsünde ağrı oldu,
ardından nefes daralması yaşadı,
05:11
distendedşişmiş neckboyun veinsdamarlar, a sweatyterli browkaş,
88
299909
3006
boyun damarları şişti, alnı terledi,
05:14
a noticeablefark pantingnefes nefese
as she was sittingoturma up in a chairsandalye --
89
302939
3342
bir sandalyede oturuyordu
ama nefes nefeseydi --
05:18
all signsişaretler of heartkalp failurebaşarısızlık.
90
306305
3986
kalp yetmezliğinin tüm işaretleri.
05:23
She was admittedkabul edilmiş to the hospitalhastane,
91
311270
2224
Hastaneye yatış yapıldı,
05:25
where an ultrasoundUltrason confirmedonaylı
what we alreadyzaten suspectedşüpheli:
92
313518
4071
ultrason şüphelendiğimiz
her şeyi doğruladı:
05:29
her heartkalp had weakenedzayıflamış
to lessaz than halfyarım its normalnormal capacitykapasite
93
317613
6424
kalp, normal kapasitesinin
yarıdan azına zayıflamıştı
05:36
and had balloonedbalonlu into
the distinctiveayırıcı shapeşekil of a takotsuboTakotsubo.
94
324061
4442
ve bir takotsubonun şekline bürünmüştü.
05:40
But no other teststestler were amissyanlış,
95
328527
2467
Diğer tahlillerde bir sorun yoktu,
05:43
no signişaret of cloggedtıkanmış arteriesarterler anywhereherhangi bir yer.
96
331018
2435
hiçbir yerde tıkalı damar görülmedi.
05:46
Two weekshaftalar latersonra, her emotionalduygusal statebelirtmek, bildirmek
had returnediade to normalnormal
97
334400
4392
İki hafta sonra duygusal durumu
normale döndü
05:50
and so, an ultrasoundUltrason confirmedonaylı,
98
338816
4223
ve ultrason da doğruladı ki
05:55
had her heartkalp.
99
343063
1286
kalbi yeniden fonksiyoneldi.
05:56
TakotsuboTakotsubo cardiomyopathykardiyomiyopati has been linkedbağlantılı
to manyçok stressfulstresli situationsdurumlar,
100
344978
5929
Takotsubo kardiyomiyopati
pek çok stresli durumla ilişkili,
06:02
includingdahil olmak üzere publichalka açık speakingkonuşuyorum --
101
350931
1780
topluluk önünde konuşmak dahil.
06:05
(LaughterKahkaha)
102
353029
2795
(Kahkahalar)
06:10
(ApplauseAlkış)
103
358772
4111
(Alkışlar)
06:16
domesticyerli disputesanlaşmazlıkları, gamblingkumar losseskayıplar,
104
364952
3088
Aile içi anlaşmazlıklar, kumar kayıpları
06:20
even a surprisesürpriz birthdaydoğum günü partyParti.
105
368064
2141
hatta sürpriz doğum günü.
06:22
(LaughterKahkaha)
106
370229
1592
(Kahkahalar)
06:23
It's even been associatedilişkili
with widespreadyaygın socialsosyal upheavalayaklanma,
107
371845
4569
Geniş çaplı toplu kargaşa bile
bu konuya dahil,
06:28
suchböyle as after a naturaldoğal disasterafet.
108
376438
2160
bir doğal afet sonrası gibi.
06:30
For exampleörnek, in 2004,
109
378622
2306
Örneğin 2004'te
06:32
a massivemasif earthquakedeprem devastatedharap a districtilçe
on the largesten büyük islandada in JapanJaponya.
110
380952
5649
devasa bir deprem, Japonya'nın
en büyük adasında bir bölgeyi mahvetti.
06:39
More than 60 people were killedöldürdü,
and thousandsbinlerce were injuredyaralı.
111
387154
3718
En az 60 kişi hayatını kaybetti
ve binlerce yaralı vardı.
06:43
On the heelstopuk of this catastropheafet,
112
391422
2116
Bu korkunç olayın yaşandığı sırada
06:45
researchersaraştırmacılar foundbulunan that the incidentsolaylar
of takotsuboTakotsubo cardiomyopathykardiyomiyopati
113
393562
5037
araştırmacılar, takotsubo
kardiyomiyopati vakalarının
06:50
increasedartmış twenty-four-foldyirmi dört kat in the districtilçe
one monthay after the earthquakedeprem,
114
398623
5624
deprem sonrasında o bölgede
24 kat arttığını gözlemledi,
06:56
comparedkarşılaştırıldığında to a similarbenzer
perioddönem the yearyıl before.
115
404271
2701
kıyaslanan benzer dönem
sadece bir yıl öncesiydi.
07:00
The residenceskonutlar of these casesvakalar
116
408131
2655
Bu vakaların sakinleri
07:02
closelyyakından correlatedkorelasyon with
the intensityyoğunluk of the tremortitreme.
117
410810
2971
sarsıntının şiddetiyle
yakından ilişkilendirildiler.
07:05
In almostneredeyse everyher casedurum,
patientshastalar livedyaşamış nearyakın the epicentermerkez üssü.
118
413805
4328
Vakaların neredeyse tümünde
hastalar depremin merkezinde yaşıyordu.
07:10
Interestinglyİlginç bir şekilde, takotsuboTakotsubo cardiomyopathykardiyomiyopati
has been seengörüldü after a happymutlu eventolay, too,
119
418902
6211
İlginç olan, takotsubo kardiyomiyopatinin
mutlu bir olay sonrasında da görülmesi,
07:17
but the heartkalp appearsbelirir
to reacttepki differentlyfarklı olarak,
120
425137
2706
ancak kalp, farklı bir şekilde görünüyor;
07:19
ballooningBalon in the midportionorta kısmı,
for exampleörnek, and not at the apexApex.
121
427867
3780
üst kısımda değil
orta kısımda şişme gözlemleniyor.
07:24
Why differentfarklı emotionalduygusal precipitantsçökeltiler
would resultsonuç in differentfarklı cardiackardiyak changesdeğişiklikler
122
432382
5237
Farklı duygusal durumların
nasıl farklı kalp değişikliğine yol açtığı
07:29
remainskalıntılar a mysterygizem.
123
437643
1359
şu an için gizemini korumakta.
07:31
But todaybugün, perhapsbelki as an odeODE
to our ancienteski philosophersfilozoflar,
124
439567
4818
Ancak bugün, belki de
eski filozoflarımıza bir övgü olarak
07:36
we can say that even if emotionsduygular
are not containediçeriyordu insideiçeride our heartskalpler,
125
444409
6053
şunu söyleyebiliriz ki eğer duygular
kalplerimizde saklı değilse bile
07:42
the emotionalduygusal heartkalp overlapsçakışma
126
450486
4999
duygusal kalp
07:48
its biologicalbiyolojik counterpartmuadili,
127
456696
2277
biyolojik kalbin önüne geçiyor,
07:50
in surprisingşaşırtıcı and mysteriousgizemli waysyolları.
128
458997
3445
hem de şaşırtıcı ve gizemli şekillerde.
07:54
HeartKalp syndromessendromlar, includingdahil olmak üzere suddenani deathölüm,
129
462948
3681
Ani ölüm de dahil kalp sendromları
07:58
have long been reportedrapor in individualsbireyler
experiencingyaşandığı intenseyoğun emotionalduygusal disturbancerahatsızlık
130
466653
5072
mecazi kalplerinde şiddetli duygusal
rahatsızlık ve sarsıntı yaşayan bireylerde
08:03
or turmoiltelaş in theironların metaphoricalMecazi heartskalpler.
131
471749
2660
uzun zamandır bildiriliyor.
08:07
In 1942,
132
475235
1801
1942'de
08:09
the HarvardHarvard physiologistfizyolog WalterWalter CannonTop
publishedyayınlanan a paperkâğıt calleddenilen "'Voodoo''Voodoo' DeathÖlüm,"
133
477060
5149
Harvard fizyoloğu Waltor Cannon
"Lanetli Ölüm" adlı bir çalışma yayımladı
08:14
in whichhangi he describedtarif edilen
casesvakalar of deathölüm from frightKorkudan
134
482233
3754
ve çalışmada lanetlendiklerine
inanan insanların
08:18
in people who believedinanılır
they had been cursedlanetli,
135
486011
2421
korkudan ölme vakalarını anlattı,
08:20
suchböyle as by a witchCadı doctordoktor
or as a consequencesonuç of eatingyemek yiyor tabootabu fruitmeyve.
136
488456
4254
mesela cadı bir doktor
veya tabu bir meyve yemenin sonucu olarak.
08:25
In manyçok casesvakalar, the victimkurban, all hopeumut lostkayıp,
droppeddüştü deadölü on the spotyer.
137
493316
4730
Pek çok vakada mağdur, tüm umudunu
kaybetmiş ve olay yerinde vefat etmiş.
08:31
What these casesvakalar had in commonortak
was the victim'sKurbanın absolutekesin beliefinanç
138
499139
4916
Bu vakaların ortak yanı, kurbanların
sonlarını getirecek dış bir güç olduğuna
mutlak surette inanmalarıydı
08:36
that there was an externaldış forcekuvvet
that could causesebeb olmak theironların demiseölüm,
139
504079
3039
08:39
and againstkarşısında whichhangi
they were powerlessgüçsüz to fightkavga.
140
507142
2387
ve de savaşmak için güçsüz olduklarına.
08:41
This perceivedalgılanan lackeksiklik of controlkontrol,
CannonTop postulatedöne,
141
509920
3610
Cannon'ın açıklamasına göre
bu algısal kontrol eksikliği,
08:45
resultedsonuçlandı in an unmitigateddinmeyen
physiologicalfizyolojik responsetepki,
142
513554
3305
tamamen kötü bir fizyolojik
tepkimeye yol açıyordu,
08:48
in whichhangi bloodkan vesselsgemiler
constricteddar to suchböyle a degreederece
143
516883
4605
buna göre kan damarları
öylesine daralıyordu ki
08:53
that bloodkan volumehacim acutelyAkut droppeddüştü,
144
521512
3210
kan hacmi akut bir şekilde düşüyor,
08:56
bloodkan pressurebasınç plummeteddüşmüş,
145
524746
1641
tansiyon birden alırı düşüyor,
08:58
the heartkalp acutelyAkut weakenedzayıflamış,
146
526411
1577
kalp akut şekilde zayıflıyor
09:00
and massivemasif organorgan damagehasar resultedsonuçlandı
from a lackeksiklik of transportedtaşınan oxygenoksijen.
147
528012
4119
ve taşınan oksijen yetersizliği sonucu
ciddi organ hasarı meydana geliyor.
09:05
CannonTop believedinanılır that voodoobüyü deathsölümler
148
533853
2267
Cannon'a göre lanetli ölümler
09:09
were limitedsınırlı to indigenousyerli
or "primitiveilkel" people.
149
537017
3700
endüjen veya "ilkel"
insanlarla kısıtlıydı.
09:13
But over the yearsyıl, these typestürleri of deathsölümler
have been showngösterilen to occurmeydana
150
541511
4851
Ancak yıllar geçtikçe bu ölüm türleri
09:18
in all mannertavır of modernmodern people, too.
151
546386
2679
her tür modern insanda da
görülmeye başladı.
09:21
TodayBugün, deathölüm by griefkeder has been seengörüldü
in spouses and in siblingsKardeşler.
152
549642
6048
Bugün yas sonucu ölüm
eşlerde ve kardeşlerde gözlemleniyor.
09:28
BrokenKırık heartskalpler are literallyharfi harfine
and figurativelyMecazi olarak deadlyölümcül.
153
556217
4190
Kırık kalpler mecazi olarak da
kelimenin tam anlamıyla da ölümcül.
09:32
These associationsdernekler holdambar truedoğru
even for animalshayvanlar.
154
560855
2892
Bu ilişkilendirilmeler
hayvanlar için bile geçerli.
09:36
In a fascinatingbüyüleyici studyders çalışma in 1980
publishedyayınlanan in the journaldergi "ScienceBilim,"
155
564781
6146
"Science" dergisinin 1980 yılında
yayımladığı inanılmaz çalışmada
09:42
researchersaraştırmacılar fedfederasyon cagedKafesli rabbitstavşan
a high-cholesterolyüksek kolesterol dietdiyet
156
570951
3854
araştırmacılar kafesteki tavşanları
yüksek kolesterollü gıdalarla besledi,
09:46
to studyders çalışma its effectEfekt
on cardiovascularkardiyovasküler diseasehastalık.
157
574829
3188
amaçları bunun katdiyovasküler
etkilerini izlemekti.
09:50
SurprisinglyŞaşırtıcı, they foundbulunan that some rabbitstavşan
developedgelişmiş a lot more diseasehastalık than othersdiğerleri,
158
578624
5513
Şaşırtıcı şekilde bazı tavşanlar
diğerlerine göre daha çok hasta oldu,
09:56
but they couldn'tcould explainaçıklamak why.
159
584161
1619
ancak sebebini bulamadılar.
09:57
The rabbitstavşan had very similarbenzer dietdiyet,
environmentçevre and geneticgenetik makeupmakyaj.
160
585804
5755
Tavşanların beslenmesi, çevreleri
ve genetik alt yapıları benzerdi.
10:03
They thought it mightbelki have
something to do with
161
591583
2620
Bu durumun sebebinin
10:06
how frequentlysık sık the technicianteknisyen
interactedetkileşim with the rabbitstavşan.
162
594227
4171
teknisyenin tavşanlarla olan etkileşim
sıklığı olabileceğini düşündüler.
10:10
So they repeatedtekrarlanan the studyders çalışma,
163
598422
1767
O yüzden çalışmayı tekrarladılar,
10:12
dividingbölen the rabbitstavşan into two groupsgruplar.
164
600213
2357
tavşanları iki gruba ayırdılar.
10:14
BothHer ikisi de groupsgruplar were fedfederasyon
a high-cholesterolyüksek kolesterol dietdiyet.
165
602594
2516
İki grup da yüksek kolesterollü beslendi.
10:17
But in one groupgrup, the rabbitstavşan
were removedçıkarıldı from theironların cageskafesleri,
166
605880
4226
Ancak bir grupta, tavşanlar
kafeslerinden çıkarıldı,
10:22
heldbekletilen, pettedpetted, talkedkonuştuk to, playedOyunun with,
167
610130
4300
kucaklandı, okşandı,
onlarla konuşuldu ve birlikte oynandı.
10:26
and in the other groupgrup,
the rabbitstavşan remainedkalmıştır in theironların cageskafesleri
168
614454
2829
Diğer grupta ise
tavşanlar kafeslerinde tutuldu
10:29
and were left aloneyalnız.
169
617307
1333
ve tek başlarına bırakıldı.
10:31
At one yearyıl, on autopsyotopsi,
170
619249
3406
Bir yılda, otopside,
10:34
the researchersaraştırmacılar foundbulunan
that the rabbitstavşan in the first groupgrup,
171
622679
5494
araştırmacıların bulgularına göre
insan etkileşimi yaşayan
birinci grup tavşanlar
10:40
that receivedAlınan humaninsan interactionetkileşim,
172
628197
1939
10:42
had 60 percentyüzde lessaz aorticAort diseasehastalık
than rabbitstavşan in the other groupgrup,
173
630160
6180
diğer gruba göre yüzde 60
daha az aortic hastalık geliştirdi,
10:48
despiterağmen havingsahip olan similarbenzer cholesterolkolesterol levelsseviyeleri,
bloodkan pressurebasınç and heartkalp rateoran.
174
636364
5040
üstelik aynı kolesterol düzeyi,
tansiyon ve kalp oranı olmasına karşın.
10:53
TodayBugün, the carebakım of the heartkalp has becomeolmak
lessaz the provinceİl of philosophersfilozoflar,
175
641704
6126
Bugün kalp bakımı
filozofların başlıca konusu değil,
10:59
who dwellyaşamak uponüzerine the heart'skalbin
metaphoricalMecazi meaningsAnlamlar,
176
647854
4950
onlar kalbin
mecazi anlamlarıyla ilgileniyorlar
11:04
and more the domaindomain of doctorsdoktorlar like me,
177
652828
3681
ve bu benim gibi doktorların
konusu hâline geliyor,
11:08
wieldingwielding technologiesteknolojiler
that even a centuryyüzyıl agoönce,
178
656533
2823
silah teknolojileri bile yüzyıl öncesinde
11:11
because of the heart'skalbin exaltedYüce
statusdurum in humaninsan culturekültür,
179
659380
3097
insan kültüründe kalbin
onurlu statüsünden ötürü
11:14
were considereddüşünülen tabootabu.
180
662501
1343
tabu kabul ediliyordu.
11:16
In the processsüreç, the heartkalp
has been transformeddönüştürülmüş
181
664225
4235
Bu süreçte kalp,
11:20
from an almostneredeyse supernaturaldoğaüstü objectnesne
imbuedaşılanmış with metaphormecaz and meaninganlam
182
668484
5088
mecaz ve anlam yüklü
neredeyse doğaüstü bir nesneden
11:25
into a machinemakine that can be
manipulatedmanipüle and controlledkontrollü.
183
673596
4391
manipüle ve kontrol edilen
bir makineye dönüştü.
11:31
But this is the keyanahtar pointpuan:
184
679040
2319
Ama kilit nokta şu:
11:33
these manipulationsmanipülasyonlar, we now understandanlama,
185
681383
3161
şimdi anladığımız bu manipülasyonlar
11:36
mustşart be complementedtamamlanmaktadır
by attentionDikkat to the emotionalduygusal life
186
684568
4918
kalbin binlerce yıl boyunca
barındırdığı inanılan
11:41
that the heartkalp, for thousandsbinlerce of yearsyıl,
was believedinanılır to containiçermek.
187
689510
3242
duygusal hayata gösterilen
dikkatle tamamlanmalı.
11:45
ConsiderDüşünün, for exampleörnek,
the LifestyleYaşam tarzı HeartKalp TrialDeneme,
188
693836
3497
Lifestyle Heart Trial'ı düşünün örneğin,
11:49
publishedyayınlanan in the Britishİngiliz journaldergi
"The LancetLancet" in 1990.
189
697357
4504
1990 yılında İngiliz dergisi
''The Lancet''te yayımlandı.
11:53
Forty-eight48 patientshastalar with moderateılımlı
or severeşiddetli coronarykoroner diseasehastalık
190
701885
4043
Orta veya şiddetli
koroner hastalığı olan 48 hastaya
11:57
were randomlyrasgele assignedatanmış to usualolağan carebakım
191
705952
2743
rastgele sıradan bakıma verildi
12:00
or an intensiveyoğun lifestyleyaşam tarzı
that includeddahil a low-fataz yağlı vegetarianVejetaryen dietdiyet,
192
708719
5443
veya yoğun bir yaşam tarzı,
bu da az yağlı vejetaryen diyet,
12:06
moderateılımlı aerobicaerobik exerciseegzersiz,
193
714186
1849
orta düzeyde aerobik egzersiz,
12:08
groupgrup psychosocialpsiko-sosyal supportdestek
194
716059
1571
grup psiko sosyal destek
12:09
and stressstres managementyönetim advicetavsiye.
195
717654
1951
ve stres yönetimi tavsiyesi içeriyordu.
12:11
The researchersaraştırmacılar foundbulunan
that the lifestyleyaşam tarzı patientshastalar
196
719629
4746
Araştırmacıların bulgularına göre
bu yaşam tarzı hastalarında
12:16
had a nearlyneredeyse fivebeş percentyüzde reductionindirgeme
in coronarykoroner plaqueplaka.
197
724399
5134
koroner plak rahatsızlığı
yaklaşık yüzde beş azalma gösterdi.
12:21
ControlDenetim patientshastalar, on the other handel,
198
729557
2015
Diğer yandan kontrol grubu hastaları
12:23
had fivebeş percentyüzde more
coronarykoroner plaqueplaka at one yearyıl
199
731596
4470
bir yılda yüzde beş daha fazla
koroner plak rahatsızlığı yaşadılar
12:28
and 28 percentyüzde more at fivebeş yearsyıl.
200
736090
2413
ve beş yılda bu oran yüzde 28'e çıktı.
12:30
They alsoAyrıca had nearlyneredeyse doubleçift
the rateoran of cardiackardiyak eventsolaylar,
201
738527
4387
Ayrıca kardiyak vaka oranı
neredeyse iki katına çıktı,
12:34
like heartkalp attackssaldırılar,
coronarykoroner bypassyan yol surgerycerrahlık
202
742938
3379
kalp krizi, koroner bypass ameliyatı
12:38
and cardiac-relatedkardiyak ilişkili deathsölümler.
203
746341
1884
ve kalple ilgili ölümler gibi.
12:40
Now, here'sburada an interestingilginç factgerçek:
204
748249
1575
İlginç bir bilgi daha:
12:42
some patientshastalar in the controlkontrol groupgrup
adoptedbenimsenen dietdiyet and exerciseegzersiz plansplanları
205
750719
5294
Kontrol grubundaki bazı hastalar
yoğun yaşam şekli hastalarıyla
12:48
that were nearlyneredeyse as intenseyoğun
as those in the intensiveyoğun lifestyleyaşam tarzı groupgrup.
206
756037
4254
neredeyse aynı yoğunlukta
beslenme ve egzersiz planı benimsediler.
12:53
TheirOnların heartkalp diseasehastalık still progressedilerledi.
207
761203
2086
Kalp hastalıkları yine de ilerledi.
12:56
DietDiyet and exerciseegzersiz aloneyalnız were not enoughyeterli
to facilitatekolaylaştırmak coronarykoroner diseasehastalık regressiongerileme.
208
764900
5330
Beslenme ve egzersiz tek başına koroner
hastalığı geriletmede yeterli değildi.
13:02
At bothher ikisi de one-bir- and five-yearbeş yıllık follow-upsTakip,
209
770738
2804
Hem bir yıllık
hem de beş yıllık takiplerde,
13:06
stressstres managementyönetim
was more stronglyşiddetle correlatedkorelasyon
210
774526
2969
stres yönetimi
13:09
with reversaltersine çevirme of coronarykoroner diseasehastalık
211
777519
2052
koroner hastalığın iyileşmesinde
13:11
than exerciseegzersiz was.
212
779595
1528
egzersizden çok daha ilgiliydi.
13:14
No doubtşüphe, this and similarbenzer
studiesçalışmalar are smallküçük,
213
782001
3617
Şüphesiz bu ve benzer çalışmalar küçük
13:17
and, of coursekurs, correlationbağıntı
does not provekanıtlamak causationnedensellik.
214
785642
3181
ve tabii ilişkilendirmeler
nedene kanıt teşkil etmiyor.
13:20
It's certainlykesinlikle possiblemümkün that stressstres
leadspotansiyel müşteriler to unhealthysağlıksız habitsalışkanlıkları,
215
788847
4358
Stresin sağlıksız alışkanlıklara
yol açması kesinlikle mümkün
13:25
and that's the realgerçek reasonneden
for the increasedartmış cardiovascularkardiyovasküler riskrisk.
216
793229
3279
ve artan kardiyovasküler riskin
asıl sebebi de bu.
13:28
But as with the associationbirleşme
of smokingsigara içmek and lungakciğer cancerkanser,
217
796532
3601
Ancak sigara ve akciğer kanseri de
aynı ilişkilendirmeye konu,
13:32
when so manyçok studiesçalışmalar showgöstermek the sameaynı thing,
218
800157
3257
pek çok çalışma aynı şeyi gösteriyor.
13:35
and when there are mechanismsmekanizmalar
to explainaçıklamak a causalnedensel relationshipilişki,
219
803438
3410
Nedensel bir ilişki açıklamak için
gerekli koşullar sağlandığında da
13:38
it seemsgörünüyor capriciouskaprisli to denyreddetmek
that one probablymuhtemelen existsvar.
220
806872
4411
bir nedenin varlığını reddetmek
konusunda gelgit yaşıyoruz.
13:43
What manyçok doctorsdoktorlar have concludedsonucuna
is what I, too, have learnedbilgili
221
811798
3679
Çok sayıda doktorun ortak çıkarımı
ve benim de kalp uzmanı olarak
geçirdiğim yaklaşık 20 seneden öğrendiğim,
13:47
in my nearlyneredeyse two decadeson yıllar
as a heartkalp specialistuzman:
222
815501
2658
13:51
the emotionalduygusal heartkalp intersectskesiştiği
with its biologicalbiyolojik counterpartmuadili
223
819033
4408
duygusal kalbin yolu,
şaşırtıcı ve gizemli şekillerde
13:55
in surprisingşaşırtıcı and mysteriousgizemli waysyolları.
224
823465
2556
biyolojik eşinin yoluyla kesişiyor.
13:58
And yethenüz, medicinetıp todaybugün continuesdevam ediyor
to conceptualizeconceptualize the heartkalp as a machinemakine.
225
826045
4778
Ama bugün tıp, kalbi bir makine olarak
kavramsallaştırmaya devam ediyor.
14:03
This conceptualizationkavramsallaştırma
has had great benefitsfaydaları.
226
831312
3173
Bu kavramsallaştırmanın
harika faydaları var.
14:07
CardiologyKardiyoloji, my fieldalan,
227
835027
2558
Alanım kardiyoloji
14:09
is undoubtedlyHiç şüphesiz one of the greatestEn büyük
scientificilmi successbaşarı storieshikayeleri
228
837609
4638
şüphesiz son 100 yılın
en büyük başarı öykülerinden birine sahip.
14:14
of the pastgeçmiş 100 yearsyıl.
229
842271
1587
14:17
StentsStent, pacemakersKalp pilleri, defibrillatorsdefibrilatör,
coronarykoroner bypassyan yol surgerycerrahlık,
230
845170
5648
Stentler, kalp pilleri, defibrilatörler,
koroner bypass ameliyatı,
14:22
heartkalp transplantsnakli --
231
850842
1320
kalp nakilleri --
14:24
all these things were developedgelişmiş
or inventedicat edildi after WorldDünya WarSavaş IIII.
232
852186
3949
bunların hepsi II. Dünya Savaşı
sonrasında geliştirildi.
14:28
HoweverAncak, it's possiblemümkün
233
856159
2111
Ancak şu ihtimali düşünelim ki
14:30
that we are approachingyaklaşıyor the limitssınırları
of what scientificilmi medicinetıp can do
234
858294
5286
bilimsel tıbbın
kalp hastalığını yenmek için
14:35
to combatsavaş heartkalp diseasehastalık.
235
863604
1598
mevcut sınırlarına yaklaşıyoruz.
14:37
IndeedGerçekten de, the rateoran of declinedüşüş
of cardiovascularkardiyovasküler mortalityölüm oranı
236
865226
3365
Gerçekten de kardiyovasküler
ölümlerdeki azalma oranı
14:40
has slowedyavaşladı significantlyanlamlı
in the pastgeçmiş decadeonyıl.
237
868615
3689
son on yılda ciddi anlamda yavaşladı.
14:45
We will need to shiftvardiya to a newyeni paradigmparadigma
238
873312
2980
Yeni bir bakış açısı edinmemiz lazım,
14:48
to continuedevam et to make the kindtür of progressilerleme
to whichhangi we have becomeolmak accustomedalışık.
239
876316
3995
alıştığımız ilerlemeyi
devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.
14:52
In this paradigmparadigma, psychosocialpsiko-sosyal factorsfaktörler
will need to be frontön and centermerkez
240
880335
5425
Bu bakış açısında,
psikolojik ve sosyal faktörler
kalp rahatsızlıklarını anlamada
bizim için birincil olacak.
14:57
in how we think about heartkalp problemssorunlar.
241
885784
2124
15:00
This is going to be an uphillyokuş yukarı battlesavaş,
242
888685
2138
Bu zor bir savaş olacak
15:02
and it remainskalıntılar a domaindomain
that is largelybüyük oranda unexploredkeşfedilmemiş.
243
890847
3943
ama henüz keşfedilmemiş bir alan.
15:07
The AmericanAmerikan HeartKalp AssociationDerneği
still does not listliste emotionalduygusal stressstres
244
895956
5165
Amerikan Kalp Derneği
hâlâ duygusal stresi
15:13
as a keyanahtar modifiabledeğiştirilebilir riskrisk factorfaktör
for heartkalp diseasehastalık,
245
901145
3791
kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli
bir risk faktörü olarak listelemiyor,
15:16
perhapsbelki in partBölüm because bloodkan cholesterolkolesterol
is so much easierDaha kolay to loweralt
246
904960
4803
kısmen sebebi belki de
kan kolesterolünü düşürmenin
duygusal ve sosyal rahatsızlığı
azaltmaktan çok daha kolay olması.
15:21
than emotionalduygusal and socialsosyal disruptionbozulma.
247
909787
2675
15:25
There is a better way, perhapsbelki,
248
913582
2392
Ama belki de
''kalbi kırık'' dediğimiz zaman
15:27
if we recognizetanımak that when
we say "a brokenkırık heartkalp,"
249
915998
4877
gerçekten de kırık ve hasarlı bir kalpten
bahsediyor olabileceğimizi kabul edersek
15:32
we are indeedaslında sometimesara sıra talkingkonuşma
about a realgerçek brokenkırık heartkalp.
250
920899
4614
tüm bunlara daha iyi bir yol bulabiliriz.
15:37
We mustşart, mustşart payödeme more attentionDikkat to
the powergüç and importanceönem of the emotionsduygular
251
925537
6442
Kalp sağlığımızı düşünürken
duygularımızın gücü ve önemini
kesinlikle göz önüne almak zorundayız.
15:44
in takingalma carebakım of our heartskalpler.
252
932003
1751
15:46
EmotionalDuygusal stressstres, I have learnedbilgili,
253
934442
2339
Şunu öğrendim ki duygusal stres
15:48
is oftensık sık a mattermadde of life and deathölüm.
254
936805
2878
çoğu zaman hayatla ölüm arasındaki fark.
15:53
Thank you.
255
941048
1160
Teşekkürler.
15:54
(ApplauseAlkış)
256
942232
5323
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Sandeep Jauhar - Physician, writer
Sandeep Jauhar is a practicing cardiologist passionate about communicating medicine in all its glorious, quirky, inescapable humanity.

Why you should listen

In addition to his medical practice, Dr. Sandeep Jauhar writes about medicine and its impacts on culture for a wide-ranging audience. He is a contributing opinion writer for the New York Times and has written three best-selling books.

His most recent book, Heart: A History (a finalist for the 2019 Wellcome Book prize), tells the little-known story of the doctors who risked their careers -- and the patients who risked their lives -- to understand our most vital organ. Weaving his own experiences with the defining discoveries of the past, Jauhar braids tales of breakthrough, hubris and sorrow to create a lucid chronicle of our life's most intimate chamber. The book also confronts the limits of medical technology, arguing that future progress will be determined more by how we choose to live rather than by any device we invent. Indeed, as the book explains, our emotional lives are absolutely key to our heart health. Jauhar is the Director of the Heart Failure Program at Northwell Health's Long Island Jewish Medical Center.

More profile about the speaker
Sandeep Jauhar | Speaker | TED.com