ABOUT THE SPEAKER
Michael Tilson Thomas - Musician, Conductor
Conductor Michael Tilson Thomas (call him MTT) is an all-around music educator -- connecting with global audiences, young musicians and concertgoers in San Francisco and London.

Why you should listen
As a conductor, Michael Tilson Thomas might be best known for his interpretation of the emotionally charged music of Gustav Mahler. But his legacy won't stop at his Grammy-winning recordings of the complete Mahler symphony cycle with his home orchestra, the San Francisco Symphony. He's also the founder of the New World Symphony, an orchestra that helps to educate young and gifted musicians as obsessed with their craft as he. Since its establishment in 1987, New World Symphony has launched the careers of more than 700 young musicians, and in its new Miami Beach concert hall designed by Frank Gehry, it's bringing well-played classical music to a truly popular audience. 
 
He's the guest conductor of the London Symphony Orchestra -- and the artistic director of the YouTube Symphony Orchestra (YTSO), a 96-member ensemble selected from online video auditions. Tilson Thomas conducted the YTSO at Carnegie Hall in 2009 and in 2011 in Sydney, Australia. And he's the creator of the Keeping Score education program for public schools, which uses PBS TV, web, radio and DVDs, and a K-12 curriculum to make classical music more accessible. In 2010, Tilson Thomas was awarded the National Medal of Arts, the highest award given to artists by the US government.

More profile about the speaker
Michael Tilson Thomas | Speaker | TED.com
TED2012

Michael Tilson Thomas: Music and emotion through time

Michael Tilson Thomas: Michael Tilson Thomas: Zaman boyunca müzik ve duygu

Filmed:
1,667,198 views

Bu destansı anlatımda, Michael Tilson Thomas klasik müziğin gelişiminin izini sürüyor ve bunu yaparken yazılı notasyon, kayıt ve remix konusundaki ilerlemelerden yararlanıyor.
- Musician, Conductor
Conductor Michael Tilson Thomas (call him MTT) is an all-around music educator -- connecting with global audiences, young musicians and concertgoers in San Francisco and London. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
Well when I was askeddiye sordu to do this TEDTalkTEDTalk, I was really chuckledgüldü,
0
917
2363
Bu TED konuşmasını yapmam
istendiğinde kendi kendime güldüm
00:19
because, you see, my father'sbabanın nameisim was TedTed,
1
3280
3793
çünkü, babamın ismi Ted idi
00:22
and much of my life, especiallyözellikle my musicalmüzikal life,
2
7073
4014
ve hayatımın çoğu,
özellikle müzik hayatım
00:26
is really a talk that I'm still havingsahip olan with him,
3
11087
3121
onunla hala yapmakta olduğum
ya da
00:30
or the partBölüm of me that he continuesdevam ediyor to be.
4
14208
3748
onun bir parçam olmaya
devam ettiği bir konuşma adeta.
00:33
Now TedTed was a NewYeni YorkerYorker, an all-aroundGenel Toplam theatertiyatro guy,
5
17956
3604
Ted New York'lu,
yetenekli bir tiyatro sanatçısı,
00:37
and he was a self-taughtkendi kendini eğitmiş illustratorressam and musicianmüzisyen.
6
21560
4315
kendi kendini yetiştirmiş
bir çizer ve müzisyendi.
00:41
He didn't readokumak a noteNot,
7
25875
1535
Nota okuyamazdı
00:43
and he was profoundlyderinden hearingişitme impairedayrılmış.
8
27410
2965
ve ciddi derecede işitme bozukluğu vardı.
00:46
YetHenüz, he was my greatestEn büyük teacheröğretmen.
9
30375
3258
Buna rağmen, benim en iyi öğretmenimdi.
00:49
Because even throughvasitasiyla the squeaksgıcırtıları of his hearingişitme aidsAIDS,
10
33633
3437
Çünkü, işitme cihazından çıkan
cızırtıların arasında bile
00:52
his understandinganlayış of musicmüzik was profoundderin.
11
37070
3180
müzik anlayışı çok derindi.
00:56
And for him, it wasn'tdeğildi so much the way the musicmüzik goesgider
12
40250
3381
Ve onun için müziğin nasıl
olduğundan daha çok
00:59
as about what it witnessestanıklar and where it can take you.
13
43631
4196
neye tanıklık ettiği ve
onu nerelere götürdüğü önemliydi.
01:03
And he did a paintingboyama of this experiencedeneyim,
14
47827
2617
Babam bu deneyimin
bir resmini yaptı,
01:06
whichhangi he calleddenilen "In the RealmBölge of MusicMüzik."
15
50444
3089
öyle ki ona "Müzik Diyarında"
adını koydu.
01:09
Now TedTed enteredgirdi this realmDiyar everyher day by improvisingdoğaçlama
16
53533
6488
Ted bu diyara her gün doğaçlama
yaparak giriyordu,
01:15
in a sortçeşit of TinTeneke PanPan AlleySokak stylestil like this.
17
60021
2781
biraz Tin Pan Alley tarzında
şunun gibi bir doğaçlama.
01:18
(MusicMüzik)
18
62802
6842
(Müzik)
01:25
But he was toughsert when it camegeldi to musicmüzik.
19
69644
3354
Fakat, konu müzik olduğunda
zor biriydi.
01:28
He said, "There are only two things that mattermadde in musicmüzik:
20
72998
2706
Şöyle derdi:
"Müzik'te sadece iki şey önemlidir:
01:31
what and how.
21
75704
2213
Ne ve nasıl.
01:33
And the thing about classicalKlasik musicmüzik,
22
77917
3787
Ve klasik müzikle ilgili olan şey,
01:37
that what and how, it's inexhaustibletükenmez."
23
81704
3328
bu ne ve nasıl
bitip tükenmez bir şeydir."
01:40
That was his passiontutku for the musicmüzik.
24
85032
2168
Bu onun müziğe karşı olan bir tutkusuydu.
01:43
BothHer ikisi de my parentsebeveyn really lovedsevilen it.
25
87200
1857
Annem de babam da
müziği çok severlerdi.
01:44
They didn't know all that much about it,
26
89057
2258
Müzik hakkında çok fazla
bilgileri yoktu,
01:47
but they gaveverdi me the opportunityfırsat to discoverkeşfetmek it
27
91315
3727
ama bana müziği onlarla birlikte
01:50
togetherbirlikte with them.
28
95042
1916
keşfetmem için fırsat verdiler.
01:52
And I think inspiredyaratıcı by that memorybellek,
29
96958
3212
Ve sanırım bu hatıradan esinlenerek,
01:56
it's been my desirearzu etmek to try and bringgetirmek it
30
100170
2003
müziği denemek ve onu olabildiği kadar
01:58
to as manyçok other people as I can,
31
102173
1045
çok insana ulaştırmak
benim tutkum oldu,
01:59
sortçeşit of passpas it on throughvasitasiyla whateverher neyse meansanlamına geliyor.
32
103218
3574
mümkün olan her şekilde.
02:02
And how people get this musicmüzik, how it comesgeliyor into theironların liveshayatları,
33
106792
5010
İnsanlar müziği nasıl anlarlar,
hayatlarına müzik nasıl girer
02:07
really fascinatesbüyüleyen me.
34
111802
1456
bu konu beni gerçekten etkiliyor.
02:09
One day in NewYeni YorkYork, I was on the streetsokak
35
113258
2257
Bir gün New York'ta,
sokaktaydım evlerin önünde
02:11
and I saw some kidsçocuklar playingoynama baseballbeyzbol betweenarasında stoopsStoops and carsarabalar and fireateş hydrantsSokak hidrantlar.
36
115515
5405
arabalar, yangın vanaları arasında
beyzbol oynayan çocukları gördüm.
02:16
And a toughsert, slouchyKambur gibi kidçocuk got up to batyarasa,
37
120920
2701
Kavgacı, uyuz bir çocuk
02:19
and he tookaldı a swingsalıncak and really connectedbağlı.
38
123621
2704
kalkıp iyice odaklanarak
topa vurmayı denedi.
02:22
And he watchedizledi the balltop flyuçmak for a secondikinci,
39
126325
1702
Topun uçuşunu bir saniye kadar seyretti
02:23
and then he wentgitti, "DahDah dadaratatatahdadaratatatah.
40
128027
3404
ve şöyle dedi: "Dah dadaratata
Brah dada dadadadah."
02:27
BrahBirader dadadada dadadadahdadadadah."
41
131431
3486
02:30
And he ranran around the basesbazlar.
42
134917
1833
Ve saha kenarında koştu.
02:32
And I thought, go figureşekil.
43
136750
2735
Dedim şimdi
anla anlayabilirsen
02:35
How did this pieceparça of 18thinci centuryyüzyıl AustrianAvusturya aristocraticaristokrat entertainmenteğlence
44
139485
5081
Nasıl oldu da 18'inci yüzyılda
Avusturya'ya özgü soylu bir eğlence
02:40
turndönüş into the victoryzafer crowkarga of this NewYeni YorkYork kidçocuk?
45
144566
4672
New York'lu bu çocuğun böyle
zafer çığlığına dönüştü?
02:45
How was that passedgeçti on? How did he get to hearduymak MozartMozart?
46
149238
4402
Bu nasıl aktarıldı?
Bu çocuk Mozart'ı nasıl duydu?
02:49
Well when it comesgeliyor to classicalKlasik musicmüzik,
47
153640
1921
Söz konusu klasik müzik olunca
02:51
there's an awfulkorkunç lot to passpas on,
48
155561
2256
aktarılacak çok şey var,
02:53
much more than MozartMozart, BeethovenBeethoven or TchiakovskyTchiakovsky.
49
157817
3737
Mozart, Beethoven ya da
Tchiakovsky'den çok daha fazla şey.
02:57
Because classicalKlasik musicmüzik
50
161554
1612
Çünkü klasik müzik
02:59
is an unbrokendüz çizgi livingyaşam traditiongelenek
51
163166
3417
1000 yıldan daha eski
03:02
that goesgider back over 1,000 yearsyıl.
52
166583
3250
bozulmamış, canlı bir gelenektir.
03:05
And everyher one of those yearsyıl
53
169833
2044
Ve geçen o her bir yılın,
03:07
has had something uniquebenzersiz and powerfulgüçlü to say to us
54
171877
3498
canlı olmanın ne demek olduğunu
bize anlatacak
03:11
about what it's like to be alivecanlı.
55
175375
3225
güçlü ve eşsiz bir özelliği vardır.
03:14
Now the rawçiğ materialmalzeme of it, of coursekurs,
56
178600
2559
Şimdi, elbette bunun hammaddesi
03:17
is just the musicmüzik of everydayher gün life.
57
181159
1716
günlük hayattaki müziktir.
03:18
It's all the anthemsMarşlar and dancedans crazesçalkalar
58
182875
3033
Bütün milli marşlar ve
dans çılgınlıkları,
03:21
and balladsballads and marchesyürüyüşleri.
59
185908
1735
türküler ve marşlar.
03:23
But what classicalKlasik musicmüzik does
60
187643
2690
Fakat klasik müziğin yaptığı şey;
03:26
is to distilldamıtmak all of these musicsmüzikler down,
61
190333
4860
tüm bu müzikleri damıtarak,
03:31
to condenseyoğunlaştırmak them to theironların absolutekesin essenceöz,
62
195193
3686
mutlak özlerine yoğunlaştırmak
03:34
and from that essenceöz createyaratmak a newyeni languagedil,
63
198879
3288
ve her bir özden yeni bir dil yaratmak,
03:38
a languagedil that speakskonuşur very lovinglysevgiyle and unflinchinglyunflinchingly
64
202167
5485
bu öyle bir dil ki sevgi dolu ve cesurca
03:43
about who we really are.
65
207652
2100
bize gerçekten kim olduğumuzu söyleyen.
03:45
It's a languagedil that's still evolvinggelişen.
66
209752
2844
Bu hala gelişmekte olan bir dil.
03:48
Now over the centuriesyüzyıllar it grewbüyüdü into the bigbüyük piecesparçalar we always think of,
67
212596
3571
Şimdi bu, yüzyıllarca düşündüğümüz
büyük besteler haline geldi,
03:52
like concertoskonçertoları and symphoniesSenfoni,
68
216167
3000
konçertolar ve senfoniler gibi
03:55
but even the mostçoğu ambitiousiddialı masterpiecebaşyapıt
69
219167
3331
fakat en hırslı bir başyapıtın bile
03:58
can have as its centralmerkezi missionmisyon
70
222498
2419
ana görevi,
sizi hassas ve kişisel bir anınıza
04:00
to bringgetirmek you back to a fragilekırılgan and personalkişisel momentan --
71
224917
4500
geri götürmek olabilir.
04:05
like this one from the BeethovenBeethoven ViolinKeman ConcertoKonçertosu.
72
229417
3208
Beethoven'ın
Keman Konçerto'sundaki gibi.
04:08
(MusicMüzik)
73
232625
22386
(Müzik)
04:30
It's so simplebasit, so evocativeandıran.
74
255011
5984
Bu çok basit, çok anımsatıcı bir parça.
04:36
So manyçok emotionsduygular seemgörünmek to be insideiçeride of it.
75
260995
2860
Pek çok duyguyu içinde barındırıyor gibi.
04:39
YetHenüz, of coursekurs, like all musicmüzik,
76
263855
1728
Fakat elbette, her müzikte
olduğu gibi
04:41
it's essentiallyesasen not about anything.
77
265583
2459
özünde bir şeyle ilgisi yok.
04:43
It's just a designdizayn of pitchessahalar and silenceSessizlik and time.
78
268042
3783
Sadece perdelerin, sessizliğin ve
zamanın bir tasarımı bu.
04:47
And the pitchessahalar, the notesnotlar, as you know, are just vibrationstitreşimler.
79
271825
4092
Ve perdeler, notalar bildiğiniz gibi
sadece titreşimler.
04:51
They're locationsyerleri in the spectrumspektrum of soundses.
80
275917
2953
Sesin belirli bir
aralığındaki konumlardır.
04:54
And whetherolup olmadığını we call them 440 perbaşına secondikinci, A,
81
278870
4101
Ve ister saniyede 440, La diyelim
04:58
or 3,729, B flatdüz -- trustgüven me, that's right --
82
282971
6718
ya da 3729, si bemol,
-ki inanın bana, bu doğru--
05:05
they're just phenomenafenomenler.
83
289689
4096
bunların hepsi olağanüstüdür.
05:09
But the way we reacttepki to differentfarklı combinationskombinasyonlar of these phenomenafenomenler
84
293785
3757
Ancak, bu olağanüstü şeylerin
farklı birleşimlerine
05:13
is complexkarmaşık and emotionalduygusal and not totallybütünüyle understoodanladım.
85
297542
3794
tepkimiz karmaşık, duygusal
ve tam olarak anlaşılmazdır.
05:17
And the way we reacttepki to them has changeddeğişmiş radicallykökünden over the centuriesyüzyıllar,
86
301336
3831
Ve bunlara tepkimiz yüzyıllar
boyunca köklü bir şekilde değişti,
05:21
as have our preferencesTercihler for them.
87
305167
2375
tıpkı onlara olan tercihlerimizin
değişiyor olması gibi.
05:23
So for exampleörnek, in the 11thinci centuryyüzyıl,
88
307542
3291
Örneğin, 11'inci yüzyılda
05:26
people likedsevilen piecesparçalar that endedbitti like this.
89
310833
3840
insanlar şu şekilde biten
parçaları sevmişlerdi.
05:30
(MusicMüzik)
90
314673
11733
(Müzik)
05:42
And in the 17thinci centuryyüzyıl, it was more like this.
91
326406
5156
Ve 17'nci yüzyılda,
bu daha çok şu şekildeydi.
05:47
(MusicMüzik)
92
331562
5438
(Müzik)
05:52
And in the 21stst centuryyüzyıl ...
93
337000
3842
Ve 21'inci yüzyılda...
05:56
(MusicMüzik)
94
340842
7408
(Müzik)
06:04
Now your 21stst centuryyüzyıl earskulaklar are quiteoldukça happymutlu with this last chordakor,
95
348250
5319
Şu an 21'inci yüzyıl kulaklarınız
bu son akor ile daha mutlular,
06:09
even thoughgerçi a while back it would have puzzledşaşkın or annoyedkızgın you
96
353569
3473
her ne kadar yakın zaman önce
sizi şaşırtmış ya da sinir etmiş
06:12
or sentgönderilen some of you runningkoşu from the roomoda.
97
357042
1500
ya da bazılarınızı
odadan kaçırtmış olsa bile.
06:14
And the reasonneden you like it
98
358542
1416
Hoşlanma sebebiniz ise
06:15
is because you've inheritedmiras, whetherolup olmadığını you knewbiliyordum it or not,
99
359958
2488
bilerek ya da bilmeyerek
miras olarak aldığınız
06:18
centuries-worthyüzyıllar-değer of changesdeğişiklikler
100
362446
2554
yüzyıllara bedel
06:20
in musicalmüzikal theoryteori, practiceuygulama and fashionmoda.
101
365000
3500
müzik teorisi, pratiği
ve tarzındaki değişiklikler.
06:24
And in classicalKlasik musicmüzik we can followtakip et these changesdeğişiklikler very, very accuratelytam olarak
102
368500
5090
Ve klasik müzikte bu değişiklikleri
çok kesin olarak takip edebiliriz
06:29
because of the music'smüzik powerfulgüçlü silentsessiz partnerortak,
103
373590
3983
müziğin güçlü sessiz partneri,
06:33
the way it's been passedgeçti on: notationgösterimi.
104
377573
3629
onun aktarılma şekli: notasyon
sayesinde.
06:37
Now the impulsedürtü to notatenotate,
105
381202
1965
Şimdi, nota yazmadaki istek
06:39
or, more exactlykesinlikle I should say, encodekodlamak musicmüzik
106
383167
2791
ya da müzik kodlama desem
daha doğru olur,
06:41
has been with us for a very long time.
107
385958
3058
çok uzun süredir bizimle birlikte.
06:44
In 200 B.C., a man namedadlı SekulosSekulos
108
389016
3901
Milattan önce 200 yılında,
Sekulos adında bir adam
06:48
wroteyazdı this songşarkı for his departedayrıldı wifekadın eş
109
392917
2950
ölmüş karısı için bu şarkıyı yazmış
06:51
and inscribedYazılı it on her gravestonemezar taşı
110
395867
1591
ve mezar taşına Yunanlıların
06:53
in the notationalDenver'deki systemsistem of the GreeksYunanlılar.
111
397458
2625
notalama sistemiyle kazımış.
06:55
(MusicMüzik)
112
400083
27375
(Müzik)
07:23
And a thousandbin yearsyıl latersonra,
113
427458
2417
Ve bin yıl sonra,
07:25
this impulsedürtü to notatenotate tookaldı an entirelyBaştan sona differentfarklı formform.
114
429875
4010
bu notalama isteği tamamen
farklı bir şekle dönüştü.
07:29
And you can see how this happenedolmuş
115
433885
1365
Ve bunun nasıl olduğunu
07:31
in these excerptsalıntılar from the ChristmasNoel masskitle "PuerPuer NatusNatus estEST nobisNobis,"
116
435250
6583
"Puer Natus est nobis" ismindeki
Noel ayini alıntılarında görebilirsiniz.
07:37
"For Us is BornTarihi."
117
441833
2375
"Bizim İçin Doğan."
07:40
(MusicMüzik)
118
444208
4633
(Müzik)
07:44
In the 10thinci centuryyüzyıl, little squigglesdalgalı çizgiler were used
119
448841
2242
10'uncu yüzyılda melodinin
genel şeklini belirtmek için
07:46
just to indicatebelirtmek the generalgenel shapeşekil of the tunenağme.
120
451083
3042
kısa ve eğri çizgiler kullanılmıştı.
07:50
And in the 12thinci centuryyüzyıl, a linehat was drawnçekilmiş, like a musicalmüzikal horizonufuk linehat,
121
454125
7042
Ve 12'nci yüzyılda bir çizgi çizildi,
müzikal yatay çizgi,
07:57
to better pinpointyerini belirlemek the pitch'sPitch's locationyer.
122
461167
3578
perdenin yerini
daha iyi belirleyebilmek için.
08:00
And then in the 13thinci centuryyüzyıl, more lineshatlar and newyeni shapesşekiller of notesnotlar
123
464745
8330
Ve sonra 13'üncü yüzyılda,
daha çok çizgilere ve yeni şekillere
08:08
lockedkilitli in the conceptkavram of the tunenağme exactlykesinlikle,
124
473090
3618
sahip notalar melodi kavramını
tamamen oluşturdu
08:12
and that led to the kindtür of notationgösterimi we have todaybugün.
125
476708
2667
ve bugün sahip olduğumuz
nota sistemine yol açtı.
08:15
Well notationgösterimi not only passedgeçti the musicmüzik on,
126
479375
3671
Nota sistemi sadece
müziğin aktarılmasını sağlamadı,
08:18
notatingnotating and encodingkodlama the musicmüzik changeddeğişmiş its prioritiesöncelikler entirelyBaştan sona,
127
483046
4681
notalama ve müziği kodlama
onun önceliklerini de
tamamen değiştirdi
çünkü bu durum müzisyenlerin
08:23
because it enabledetkin the musiciansmüzisyenler
128
487727
1956
08:25
to imaginehayal etmek musicmüzik on a much vasterengin scaleölçek.
129
489683
3656
müziği daha geniş bir ölçekte
hayal etmelerine olanak sağladı.
08:29
Now inspiredyaratıcı moveshamle of improvisationdoğaçlama
130
493339
3328
Şimdi, doğaçlamanın
ilhamlı adımları kaydedilebilir,
08:32
could be recordedkaydedilmiş, savedkaydedilmiş, considereddüşünülen, prioritizedöncelik,
131
496667
4000
saklanabilir,
düşünülebilir, önceliklendirilebilir,
08:36
madeyapılmış into intricatekarmaşık designstasarımlar.
132
500667
2541
karmaşık tasarımlar
haline getirilebilir.
08:39
And from this momentan, classicalKlasik musicmüzik becameoldu
133
503208
3240
Ve bu andan itibaren, klasik müzik
08:42
what it mostçoğu essentiallyesasen is,
134
506448
2594
özünde olan şeye dönüştü,
08:44
a dialoguediyalog betweenarasında the two powerfulgüçlü sidestaraf of our naturedoğa:
135
509042
5041
doğamızın iki güçlü yönü
arasındaki bir diyaloğa:
08:49
instinctiçgüdü and intelligencezeka.
136
514083
2375
içgüdü ve zeka.
08:52
And there beganbaşladı to be a realgerçek differencefark at this pointpuan
137
516458
3375
Ve bu noktada
doğaçlama sanatı ile
08:55
betweenarasında the artSanat of improvisationdoğaçlama
138
519833
2917
beste yapma sanatı arasında
08:58
and the artSanat of compositionbileştirme, kompozisyon.
139
522750
1408
gerçek bir fark oluşmaya başladı.
09:00
Now an improviserdoğaçlama sensesduyular and playsoyunlar the nextSonraki coolgüzel movehareket,
140
524158
4517
Şimdi doğaçlama yapan kişi
bir sonraki iyi adımı hisseder
09:04
but a composerbesteci is consideringdikkate alınarak all possiblemümkün moveshamle,
141
528675
3617
ve oynar fakat bir besteci tüm olası
adımları göz önünde bulundurur,
09:08
testingtest yapmak them out, prioritizingöncelik them out,
142
532292
3319
onları test eder, öncelik sırasına koyar,
09:11
untila kadar he seesgörür how they can formform a powerfulgüçlü and coherenttutarlı designdizayn
143
535611
4472
ta ki tüm bunların
nihai ve kalıcı güzelliğin
güçlü ve uyumlu bir tasarımı
oluşturduğunu görene kadar.
09:15
of ultimatenihai and enduringkalıcı coolnessserinlik.
144
540083
4407
09:20
Now some of the greatestEn büyük composersbesteciler, like BachBach,
145
544490
1552
Şimdi, en büyük bestecilerden
bazıları örneğin Bach,
09:21
were combinationskombinasyonlar of these two things.
146
546042
2229
bu iki şeyin birleşimleriydi.
09:24
BachBach was like a great improviserdoğaçlama with a mindus of a chesssatranç masterana.
147
548271
4285
Bach bir satranç ustasının aklıyla
doğaçlama yapan büyük bir sanatçıydı.
09:28
MozartMozart was the sameaynı way.
148
552556
1944
Mozart da aynı şekilde.
09:30
But everyher musicianmüzisyen strikesvurur a differentfarklı balancedenge
149
554500
3246
Fakat her müzisyen inanç ve
mantık, içgüdü ve zeka
09:33
betweenarasında faithinanç and reasonneden, instinctiçgüdü and intelligencezeka.
150
557746
3796
arasında farklı bir denge kurar.
09:37
And everyher musicalmüzikal eraçağ had differentfarklı prioritiesöncelikler of these things,
151
561542
4908
Ve her müzikal çağın bu seyler için
farklı öncelikleri vardı,
09:42
differentfarklı things to passpas on, differentfarklı 'whats''ne' and 'hows''hows'.
152
566450
3967
aktarılacak farklı şeyler,
farklı 'ne'ler ve 'nasıl'lar.
09:46
So in the first eightsekiz centuriesyüzyıllar or so of this traditiongelenek
153
570417
4568
Yani, bu geleneğin ilk
sekiz yüzyılı kadar sürede
09:50
the bigbüyük 'what'"ne" was to praiseövgü God.
154
574985
2848
en büyük 'ne' Tanrı'yı yüceltmekti.
09:53
And by the 1400s, musicmüzik was beingolmak writtenyazılı
155
577833
2625
1400'lü yıllara kadar, müzik
09:56
that trieddenenmiş to mirrorayna God'sTanrı'nın mindus
156
580458
4084
gece gökyüzünün
şeklinden de görülebileceği gibi
10:00
as could be seengörüldü in the designdizayn of the night skygökyüzü.
157
584542
3916
Tanrı'nın zihnini yansıtmaya
çalışmak için yazılıyordu.
10:04
The 'how''nasıl' was a stylestil calleddenilen polyphonyPolyphony,
158
588458
3292
'Nasıl' ise polifonik
denilen bir tarzdı,
10:07
musicmüzik of manyçok independentlybağımsız olarak movinghareketli voicessesleri
159
591750
3750
birbirinden bağımsız hareketli
pek çok sesin müziği,
10:11
that suggestedönerdi the way the planetsgezegenler seemedgibiydi to movehareket
160
595500
2708
ki o Ptolemy'nin yer merkezli evrenindeki
10:14
in Ptolemy'sBatlamyus geocentricyermerkezli universeEvren.
161
598208
2629
gezegenlerin hareket ettikleri
hissini veren.
10:16
This was trulygerçekten the musicmüzik of the spheresküreleri.
162
600837
3786
Bu gerçekten kürenin müziğiydi.
10:20
(MusicMüzik)
163
604623
29294
(Müzik)
10:49
This is the kindtür of musicmüzik that LeonardoLeonardo DaVinciDaVinci would have knownbilinen.
164
633917
5250
Bu Leonardo DaVinci'nin
bilmiş olabileceği bir müzik türüdür.
10:55
And perhapsbelki its tremendousmuazzam intellectualentellektüel perfectionmükemmellik and serenitySerenity
165
639167
3598
Ve muhtemelen müziğin müthiş
entellektüel mükemmelliği ve sakinliği
10:58
meantdemek that something newyeni had to happenolmak --
166
642765
2860
yeni bir şeyin olması gerektiği
anlamına geliyordu --
11:01
a radicalradikal newyeni movehareket, whichhangi in 1600 is what did happenolmak.
167
645625
4125
yeni köklü bir hareket,
ki 1600 yılında bu gerçekleşti.
11:05
(MusicMüzik) SingerŞarkıcı: AhAh, bitteracı blowdarbe!
168
649750
6833
(Müzik) Şarkıcı: Ah, acı vuruş!
11:12
AhAh, wickedkötü, cruelacımasız fatekader!
169
656583
4792
Ah, kötü, zalim kader!
11:17
AhAh, balefulsadistçe starsyıldızlar!
170
661375
6917
Ah, uğursuz yıldızlar!
Ah, aç gözlü gökyüzü!
11:24
AhAh, avariciousparagöz heavencennet!
171
668292
6958
11:31
MTTMTT: This, of coursekurs, was the birthdoğum of operaopera,
172
675250
3708
MTT: Bu, elbette Opera'nın doğuşuydu,
11:34
and its developmentgelişme put musicmüzik on a radicalradikal newyeni coursekurs.
173
678958
2612
ve gelişmesi müziği köklü
yeni bir yöne koydu.
11:37
The what now was not to mirrorayna the mindus of God,
174
681570
4340
'Ne' ise şimdi Tanrı'nın zihnini
yansıtmak için değil,
11:41
but to followtakip et the emotionduygu turbulencetürbülans of man.
175
685925
2950
insanın duygu karmaşasını
takip etmek içindi.
11:44
And the how was harmonyarmoni,
176
688875
3292
Ve 'nasıl' ise armoniydi,
11:48
stackingyığınlama up the pitchessahalar to formform chordsakorları.
177
692167
3291
akorları oluşturmak için
ses perdelerini yığıyordu.
11:51
And the chordsakorları, it turneddönük out,
178
695458
1750
Ve akorlar, anlaşıldı ki
11:53
were capableyetenekli of representingtemsil eden incredibleinanılmaz varietiesçeşitleri of emotionsduygular.
179
697208
4084
olağanüstü çeşitli duyguları
temsil edebiliyorlardı.
11:57
And the basictemel chordsakorları were the onesolanlar we still have with us,
180
701292
4799
Temel akorlar hâlâ bizimle,
12:01
the triadsgizli suç şebekesi,
181
706091
1261
triad'lar
12:03
eitherya the majormajör one,
182
707352
3259
ya majör olan
12:06
whichhangi we think is happymutlu,
183
710611
4608
-mutlu olduğunu düşündüğümüz,
12:11
or the minorküçük one,
184
715219
3345
ya da minör olan
12:14
whichhangi we perceivealgıladıkları as sadüzgün.
185
718564
3936
-hüzünlü olarak algıladığımız.
12:18
But what's the actualgerçek differencefark betweenarasında these two chordsakorları?
186
722500
3269
Fakat, bu iki akor arasındaki
gerçek fark nedir?
12:21
It's just these two notesnotlar in the middleorta.
187
725769
2237
Fark sadece ortadaki iki nota.
12:23
It's eitherya E naturaldoğal,
188
728006
2965
Ya Mi naturel,
12:26
and 659 vibrationstitreşimler perbaşına secondikinci,
189
730971
4700
saniyede 659 titreşim
12:31
or E flatdüz, at 622.
190
735687
4688
ya da Mi bemol, 622.
12:36
So the bigbüyük differencefark betweenarasında humaninsan happinessmutluluk and sadnessüzüntü?
191
740375
5625
Peki, insan mutluluğu ve hüznü
arasındaki büyük fark bu mudur?
12:41
37 freakin'hilkat garibesi vibrationstitreşimler.
192
746000
2750
37 çılgın titreşim.
12:44
So you can see in a systemsistem like this
193
748750
3917
Bu gibi bir sistemde
anlayabileceğiniz gibi
12:48
there was enormousmuazzam subtleince potentialpotansiyel
194
752667
2029
insan duygularını yansıtmanın
12:50
of representingtemsil eden humaninsan emotionsduygular.
195
754696
1875
muazzam incelikli gücü var.
12:52
And in factgerçek, as man beganbaşladı to understandanlama more
196
756571
3733
Ve aslına bakarsanız, insanoğlu
karmaşık ve kararsız doğasını
12:56
his complexkarmaşık and ambivalentkararsız naturedoğa,
197
760304
2163
daha fazla anlamaya başladığında,
12:58
harmonyarmoni grewbüyüdü more complexkarmaşık to reflectyansıtmak it.
198
762467
2658
armoni, bunu yansıtmak için
daha karmaşık hale geldi.
13:01
TurnsDöner out it was capableyetenekli of expressingifade eden emotionsduygular
199
765125
4059
Anlaşılıyor ki müzik,
sözcüklerin ötesinde
13:05
beyondötesinde the abilitykabiliyet of wordskelimeler.
200
769184
1733
duygularımızı ifade edebilirdi.
13:06
Now with all this possibilityolasılık,
201
770917
3333
Şimdi, tüm bu olasılıkla
13:10
classicalKlasik musicmüzik really tookaldı off.
202
774250
4083
klasik müzik cidden
popüler olmaya başladı.
13:14
It's the time in whichhangi the bigbüyük formsformlar beganbaşladı to ariseortaya.
203
778333
3396
Bu büyük formların oluşmaya
başladığı bir zamandı.
13:17
And the effectsetkileri of technologyteknoloji beganbaşladı to be feltkeçe alsoAyrıca,
204
781729
4604
Aynı zamanda teknolojinin
etkileri de hissedilmeye başlandı
13:22
because printingbaskı put musicmüzik, the scoresSkorlar, the codebookscodebooks of musicmüzik,
205
786333
4436
çünkü matbaacılık müziği,
notalara geçirmeyi,
müziğin kod çizelgelerini her
yerde müzisyenlerin eline verdi.
13:26
into the handseller of performerssanatçılar everywhereher yerde.
206
790769
2010
13:28
And newyeni and improvedgelişmiş instrumentsenstrümanlar
207
792779
2221
Yeni ve gelişmiş enstrümanlar
13:30
madeyapılmış the ageyaş of the virtuosovirtüözü possiblemümkün.
208
795000
3292
virtüöz çağını mümkün hale getirdi.
13:34
This is when those bigbüyük formsformlar aroseortaya çıkan --
209
798292
3250
Bu büyük formların
ortaya çıktığı zamandı --
13:37
the symphoniesSenfoni, the sonatassonat, the concertoskonçertoları.
210
801542
3119
senfoniler, sonatalar, konçertolar.
13:40
And in these bigbüyük architecturesmimarileri of time,
211
804661
4006
Ve zamanın büyük mimarları;
13:44
composersbesteciler like BeethovenBeethoven could sharepay the insightsanlayışlar of a lifetimeömür.
212
808667
5708
Beethoven gibi besteciler bir
ömrün anlayışlarını paylaşabildiler.
13:50
A pieceparça like Beethoven'sBeethoven'ın FifthBeşinci
213
814375
2460
Beethoven'ın Beşinci Senfonisi
gibi bir parça
13:52
basicallytemel olarak witnessingtanık how it was possiblemümkün
214
816835
4358
esasında Beethoven'ın
yarım saat boyunca
13:57
for him to go from sorrowüzüntü and angeröfke,
215
821193
5517
keder ve öfkeden
14:02
over the coursekurs of a halfyarım an hoursaat,
216
826710
3707
nasıl sevince doğru
14:06
stepadım by exactingtitiz stepadım of his routerota,
217
830417
3791
adım adım yolunu çevirmesinin
mümkün olduğuna tanıklık ediyor.
14:10
to the momentan when he could make it acrosskarşısında to joysevinç.
218
834208
4340
14:14
(MusicMüzik)
219
838548
22494
(Müzik)
14:36
And it turneddönük out the symphonySenfoni could be used for more complexkarmaşık issuessorunlar,
220
861042
5041
Ve anlaşıldı ki, senfoni
daha karmaşık konular için
14:41
like grippingkavrama onesolanlar of culturekültür,
221
866083
2627
kullanılabilirdi;
kültürde merak edilenler gibi
14:44
suchböyle as nationalismmilliyetçilik or questQuest for freedomözgürlük
222
868710
2748
örneğin, milliyetçilik
ya da özgürlük arayışı
14:47
or the frontiersufuklar of sensualityduygusallık.
223
871458
3871
veya duygusallığın sınırları.
14:51
But whateverher neyse directionyön the musicmüzik tookaldı,
224
875329
3771
Ancak, müzik hangi yönü aldıysa
14:55
one thing untila kadar recentlyson günlerde was always the sameaynı,
225
879100
2538
yakın zamana kadar bir şey
hep aynıydı
14:57
and that was when the musiciansmüzisyenler stoppeddurduruldu playingoynama,
226
881638
3029
bu da müzisyenler çalmayı
bıraktıklarında
15:00
the musicmüzik stoppeddurduruldu.
227
884667
2375
müziğin durmasıydı.
15:02
Now this momentan so fascinatesbüyüleyen me.
228
887042
3363
Bu an beni çok etkiler.
15:06
I find it suchböyle a profoundderin one.
229
890405
1911
Bunun çok önemli olduğunu düşünürüm.
15:08
What happensolur when the musicmüzik stopsdurak?
230
892316
1367
Müzik durduğunda ne olur?
15:09
Where does it go? What's left?
231
893683
3442
Müzik nereye gider?
Geriye ondan ne kalır?
15:13
What stickssopa with people in the audienceseyirci at the endson of a performanceperformans?
232
897125
3288
Bir gösteri sonunda seyircilerden
ayrılmayan şey ne olur?
15:16
Is it a melodymelodi or a rhythmritim
233
900413
1772
Bir melodi ya da ritim mi?
15:18
or a moodruh hali or an attitudetutum?
234
902185
2780
ya da bir ruh hali veya tavır mı?
15:20
And how mightbelki that changedeğişiklik theironların liveshayatları?
235
904965
2269
Bu nasıl insanların hayatını değiştirir?
15:23
To me this is the intimatesamimi, personalkişisel sideyan of musicmüzik.
236
907234
3933
Bence, bu müziğin samimi,
kişisel olan yönü.
15:27
It's the passinggeçen on partBölüm. It's the 'why''neden' partBölüm of it.
237
911167
4541
Aktarılan bölümüdür.
'Niçin' yönüdür bu.
15:31
And to me that's the mostçoğu essentialgerekli of all.
238
915708
3258
Ve bana göre,
hepsinden önemlisi bu.
15:34
MostlyÇoğunlukla it's been a person-to-personkişiden kişiye thing,
239
918966
3959
Bu çoğunlukla insandan insana
olan bir şeydir,
15:38
a teacher-studentöğretmen-öğrenci, performer-audienceEn iyi oyuncusu-seyirci thing,
240
922925
2607
bir öğretmen-öğrenci,
müzisyen-seyirci gibi
15:41
and then around 1880 camegeldi this newyeni technologyteknoloji
241
925532
2777
ve 1880'lerde yeni bir teknoloji
geldi; önce mekanik olarak,
15:44
that first mechanicallymekanik olarak then throughvasitasiyla analogsanalogları then digitallydijital olarak
242
928309
2691
ardından analoglar sayesinde,
sonra dijital olarak
15:46
createdoluşturulan a newyeni and miraculousmucizevi way of passinggeçen things on,
243
931000
4287
yeni ve gizemli bir şekilde
bir şeylerin aktarılmasını sağladı,
15:51
albeitGerçi an impersonalkişiliksiz one.
244
935287
1788
kişisel bir şey olmamasına rağmen.
15:52
People could now hearduymak musicmüzik all the time,
245
937075
3717
İnsanlar artık her zaman
müzik dinleyebiliyorlardı
15:56
even thoughgerçi it wasn'tdeğildi necessarygerekli
246
940792
875
15:57
for them to playoyun an instrumentEnstrüman, readokumak musicmüzik or even go to concertskonser.
247
941667
4541
her ne kadar bir enstrüman
çalmak, nota okumak ya da
konserlere gitmek için
neden kalmamış olsa bile.
16:02
And technologyteknoloji democratizeddemokratiklaştirilmesi musicmüzik by makingyapma everything availablemevcut.
248
946208
5304
Teknoloji her şeyi erişilir kılarak
müziği demokratikleştirdi.
16:07
It spearheadedöncülük a culturalkültürel revolutiondevrim
249
951512
1761
Kültürel devrime öncülük etti
16:09
in whichhangi artistssanatçılar like CarusoCaruso and BessieBessie SmithSmith were on the sameaynı footingayak.
250
953273
4860
ki orada Caruso ve Bessie Smith
gibi sanatçılar eşit koşullardaydı.
16:14
And technologyteknoloji pusheditilmiş composersbesteciler to tremendousmuazzam extremes,
251
958133
3921
Ve teknoloji bestecileri
en uç noktalara zorladı,
16:17
usingkullanma computersbilgisayarlar and synthesizerssynthesizer'lar
252
962054
1700
bilgisayarları ve sentezleyicileri
kullanarak
16:19
to createyaratmak worksEserleri of intellectuallyentelektüel impenetrableaşılmaz complexitykarmaşa
253
963754
2919
sanatçıların ve seyircilerin
imkanlarının ötesinde
16:22
beyondötesinde the meansanlamına geliyor of performerssanatçılar and audiencesizleyiciler.
254
966673
4535
akıl ile anlaşılamaz zorluktaki
eserleri yapmaları için.
16:27
At the sameaynı time technologyteknoloji,
255
971208
2500
Aynı zamanda teknoloji,
16:29
by takingalma over the rolerol that notationgösterimi had always playedOyunun,
256
973708
3292
notaların her zaman oynadığı
rolü ele geçirerek
16:32
shiftedkaydırılır the balancedenge withiniçinde musicmüzik betweenarasında instinctiçgüdü and intelligencezeka
257
977000
4542
içgüdü ile akıl arasındaki
dengenin yönünü
16:37
way over to the instinctiveiçgüdüsel sideyan.
258
981542
3291
olduğu gibi içgüdüsel tarafa değiştirdi.
16:40
The culturekültür in whichhangi we livecanlı now
259
984833
1890
Şu an içinde yaşadığımız kültür,
16:42
is awashsuda yüzen with musicmüzik of improvisationdoğaçlama
260
986723
3069
doğaçlamanın müziği ile dolu
16:45
that's been sliceddilimlenmiş, diceddoğranmış, layeredtabakalı
261
989792
1625
dilimlenen, küp küp doğranılan,
kat kat kesilen
16:47
and, God knowsbilir, distributeddağıtılmış and soldsatıldı.
262
991417
3750
ve kim bilir dağıtılan ve satılan.
16:51
What's the long-termuzun vadeli effectEfekt of this on us or on musicmüzik?
263
995167
3287
Bunun bizim ya da müziğin
üzerindeki uzun vadeli etkisi nedir?
16:54
NobodyKimse knowsbilir.
264
998454
1007
Kimse bilmiyor.
16:55
The questionsoru remainskalıntılar: What happensolur when the musicmüzik stopsdurak?
265
999461
3722
Geriye şu soru kalıyor:
Müzik durduğu zaman ne olur?
16:59
What stickssopa with people?
266
1003183
1951
İnsanlarla beraber kalan şey nedir?
17:01
Now that we have unlimitedsınırsız accesserişim to musicmüzik, what does stickÇubuk with us?
267
1005165
3952
Müziğe sınırsızca erişebiliyorsak,
bizi bırakmayan şey ne?
17:05
Well let me showgöstermek you a storyÖykü of what I mean
268
1009117
2420
Pekala, size bir hikaye ile
"bizi bırakmayan"
17:07
by "really stickingyapışkan with us."
269
1011537
1792
derken ne kastettiğimi göstereyim.
17:09
I was visitingziyaret a cousinhala kızı of mineMayın in an oldeski ageyaş home,
270
1013329
3088
Bir huzurevindeki kuzenimi
ziyaret ediyordum.
17:12
and I spiedcasusluk a very shakytitrek oldeski man
271
1016417
3335
Yürüme cihazı üzerinde odanın
bir tarafından diğerine ilerleyen
17:15
makingyapma his way acrosskarşısında the roomoda on a walkeryürüteç.
272
1019752
2277
zayıf, çok yaşlı bir adamı gözetledim.
17:17
He camegeldi over to a pianopiyano that was there,
273
1022029
2516
Orada bulunan piyanonun
başına geldi,
17:20
and he balanceddengeli himselfkendisi and beganbaşladı playingoynama something like this.
274
1024545
4330
dengesini kurdu ve şöyle bir şey
çalmaya başladı.
17:24
(MusicMüzik)
275
1028875
4535
(Müzik)
17:29
And he said something like, "Me ... boyoğlan ... symphonySenfoni ... BeethovenBeethoven."
276
1033410
8863
Ve şöyle bir şeyler söyledi,
"Ben...delikanlı...senfoni...Beethoven."
17:38
And I suddenlyaniden got it,
277
1042273
1552
Ve birden anladım,
17:39
and I said, "FriendArkadaş, by any chanceşans are you tryingçalışıyor to playoyun this?"
278
1043825
2920
dedim ki: "Dostum, bunu çalmaya
çalışıyor olabilir misin?"
17:42
(MusicMüzik)
279
1046745
4951
(Müzik)
17:47
And he said, "Yes, yes. I was a little boyoğlan.
280
1051696
2429
Ve o da dedi ki,
"Evet, evet. Küçük bir çocuktum.
17:50
The symphonySenfoni: IsaacIsaac SternStern, the concertoKonçertosu, I heardduymuş it."
281
1054125
4596
Senfoni: Isaac Stern, konçerto,
duymuştum."
17:54
And I thought, my God,
282
1058721
1683
Ve düşündüm, Tanrım
17:56
how much mustşart this musicmüzik mean to this man
283
1060404
2846
bu müzik bu adama ne kadar
çok şey ifade ediyor olmalı ki
17:59
that he would get himselfkendisi out of his bedyatak, acrosskarşısında the roomoda
284
1063250
4117
hafızasında müziği tekrar yakalamak için
18:03
to recoverkurtarmak the memorybellek of this musicmüzik
285
1067367
3300
yatağından fırlayıp,
odayı aşabiliyor
18:06
that, after everything elsebaşka in his life is sloughingderi değiştirme away,
286
1070667
2908
hayatındaki başka her şey
kaybolup giderken bile
18:09
still meansanlamına geliyor so much to him?
287
1073575
2258
müzik hala ona çok şey mi
ifade ediyor?
18:11
Well, that's why I take everyher performanceperformans so seriouslycidden mi,
288
1075833
3923
İşte bu nedenle, her gösterimi
oldukça ciddiye alırım
18:15
why it mattershususlar to me so much.
289
1079756
1750
bu benim için çok önemlidir.
18:17
I never know who mightbelki be there, who mightbelki be absorbingemici it
290
1081506
3452
Kimin orada olacağını,
kimin anlayacağını
18:20
and what will happenolmak to it in theironların life.
291
1084958
1750
ve hayatlarında onlara
ne olacağını asla bilemem.
18:22
But now I'm excitedheyecanlı that there's more chanceşans than ever before possiblemümkün
292
1086708
5087
Fakat, artık bu müziği
paylaşmanın her zamankinden
daha fazla imkanı olduğu için
heyecanlıyım.
18:27
of sharingpaylaşım this musicmüzik.
293
1091795
1330
18:29
That's what drivessürücüler my interestfaiz in projectsprojeler
294
1093125
1746
Projelere ilgimin olmasını
sağlayan şey bu;
18:30
like the TVTV seriesdizi "KeepingTutmak ScorePuan" with the SanSan FranciscoFrancisco SymphonySenfoni
295
1094871
3379
örneğin, San Francisco Senfoni
ile gerçekleşen
18:34
that looksgörünüyor at the backstoriesbackstories of musicmüzik,
296
1098250
2567
müziğin arka planlarına değinen
TV dizisi "Keeping Score"
18:36
and workingçalışma with the younggenç musiciansmüzisyenler at the NewYeni WorldDünya SymphonySenfoni
297
1100817
3177
ve New World Senfoni'deki
genç müzisyenlerle çalıştığım
18:39
on projectsprojeler that explorekeşfetmek the potentialpotansiyel
298
1103994
1594
eğlence ve eğitim amaçlı,
yeni gösteri merkezleri
18:41
of the newyeni performingicra artssanat centersmerkezleri
299
1105588
3506
oluşturma fırsatlarını araştıran
projeler gibi.
18:44
for bothher ikisi de entertainmenteğlence and educationEğitim.
300
1109094
2374
18:47
And of coursekurs, the NewYeni WorldDünya SymphonySenfoni
301
1111468
1967
Ve tabii ki de, New World Senfoni
18:49
led to the YouTubeYouTube SymphonySenfoni and projectsprojeler on the internetInternet
302
1113435
3648
tüm dünyadan müzisyenlere ve
seyircilere ulaşmamı sağlayan
18:52
that reachulaşmak out to musiciansmüzisyenler and audiencesizleyiciler all over the worldDünya.
303
1117083
3004
Youtube Senfoni'nin ve internet
projelerinin oluşmasını sağladı.
18:55
And the excitingheyecan verici thing is all this is just a prototypeprototip.
304
1120087
4780
Asıl heyecan verici şey ise
tüm bunların bir ilk model olması.
19:00
There's just a rolerol here for so manyçok people --
305
1124867
2238
Burada pek çok insan için bir rol var --
19:03
teachersöğretmenler, parentsebeveyn, performerssanatçılar --
306
1127121
2796
öğretmenler, ebeveynler, sanatçılar --
19:05
to be explorerskaşifler togetherbirlikte.
307
1129917
2860
birlikte keşfeden olmak için.
19:08
Sure, the bigbüyük eventsolaylar attractçekmek a lot of attentionDikkat,
308
1132777
2785
Tabii ki büyük etkinlikler
dikkati çok çeker
19:11
but what really mattershususlar is what goesgider on everyher singletek day.
309
1135562
3480
fakat asıl önemli olan şey,
günbegün ilerleyen şeydir.
19:14
We need your perspectivesbakış açıları, your curiositymerak, your voicessesleri.
310
1139042
4470
Bakış açınıza, merakınıza,
düşüncelerinize ihtiyacımız var.
19:19
And it excitesheyecanlandıran me now to meetkarşılamak people
311
1143512
3090
Yürüyüşe çıkanlar, aşçılar,
19:22
who are hikersyürüyüşçüler, chefsşefler, codekod writersyazarlar, taxitaksi driverssürücüleri,
312
1146602
3098
kod yazanlar, taksi şoförleri gibi
müziği sevdiklerini ve bunu
başkalarına aktardıklarını asla
19:25
people I never would have guessedtahmin who lovedsevilen the musicmüzik
313
1149700
2765
tahmin edemeyeceğim insanlarla
karşılaşmak beni heyecanlandırır.
19:28
and who are passinggeçen it on.
314
1152465
1115
19:29
You don't need to worryendişelenmek about knowingbilme anything.
315
1153580
3741
Bir şey bilmek konusunda
endişelenmenize gerek yok.
19:33
If you're curiousMeraklı, if you have a capacitykapasite for wondermerak etmek, if you're alivecanlı,
316
1157321
3762
Eğer meraklıysanız, merak etme
kapasiteniz varsa, eğer yaşıyorsanız
19:36
you know all that you need to know.
317
1161083
3060
işte o zaman bilmeniz gereken
her şeyi biliyorsunuzdur.
19:40
You can startbaşlama anywhereherhangi bir yer. RambleAbuk sabuk a bitbit.
318
1164143
2209
Her yerde başlayabilirsiniz.
Biraz gezinin.
19:42
Followİzleyin tracesizleri. Get lostkayıp. Be surprisedşaşırmış, amusedeğlenerek inspiredyaratıcı.
319
1166352
4104
İzleri takip edin. Kaybolun.
Şaşırın, eğlenin, esinlenin.
19:46
All that 'what'"ne", all that 'how''nasıl' is out there
320
1170456
4619
Tüm bu 'ne' ve 'nasıl' işte oralarda
19:50
waitingbekleme for you to discoverkeşfetmek its 'why''neden',
321
1175075
2463
kendi 'niçin'ini keşfetmeniz,
hemen başlamanız ve
onu aktarmanız için sizleri bekliyor.
19:53
to divedalış in and passpas it on.
322
1177569
3058
19:56
Thank you.
323
1180627
2498
Teşekkürler.
19:59
(ApplauseAlkış)
324
1183125
7112
(Alkış)
Translated by Seguy Gencoglu
Reviewed by Merve Kılıç

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Michael Tilson Thomas - Musician, Conductor
Conductor Michael Tilson Thomas (call him MTT) is an all-around music educator -- connecting with global audiences, young musicians and concertgoers in San Francisco and London.

Why you should listen
As a conductor, Michael Tilson Thomas might be best known for his interpretation of the emotionally charged music of Gustav Mahler. But his legacy won't stop at his Grammy-winning recordings of the complete Mahler symphony cycle with his home orchestra, the San Francisco Symphony. He's also the founder of the New World Symphony, an orchestra that helps to educate young and gifted musicians as obsessed with their craft as he. Since its establishment in 1987, New World Symphony has launched the careers of more than 700 young musicians, and in its new Miami Beach concert hall designed by Frank Gehry, it's bringing well-played classical music to a truly popular audience. 
 
He's the guest conductor of the London Symphony Orchestra -- and the artistic director of the YouTube Symphony Orchestra (YTSO), a 96-member ensemble selected from online video auditions. Tilson Thomas conducted the YTSO at Carnegie Hall in 2009 and in 2011 in Sydney, Australia. And he's the creator of the Keeping Score education program for public schools, which uses PBS TV, web, radio and DVDs, and a K-12 curriculum to make classical music more accessible. In 2010, Tilson Thomas was awarded the National Medal of Arts, the highest award given to artists by the US government.

More profile about the speaker
Michael Tilson Thomas | Speaker | TED.com