ABOUT THE SPEAKER
Ben Saunders - Polar explorer
In 2004, Ben Saunders became the youngest person ever to ski solo to the North Pole. In 2013, he set out on another record-breaking expedition, this time to retrace Captain Scott’s ill-fated journey to the South Pole on foot.

Why you should listen

Although most of the planet's surface was mapped long ago, there's still a place for explorers in the modern world. And Ben Saunders' stories of arctic exploration -- as impressive for their technical ingenuity as their derring-do -- are decidedly modern. In 2004, at age 26, he skied solo to the North Pole, updating his blog each day of the trip. Humble and self-effacing, Saunders is an explorer of limits, whether it's how far a human can be pushed physically and psychologically, or how technology works hundreds of miles from civilization. His message is one of inspiration, empowerment and boundless potential.

He urges audiences to consider carefully how to spend the “tiny amount of time we each have on this planet.” Saunders is also a powerful advocate for the natural world. He's seen first-hand the effects of climate change, and his expeditions are raising awareness for sustainable solutions. 

Being the youngest person to ski solo to the North Pole did not satiate Saunders' urge to explore and push the boundaries. In 2008, he attempted to break the speed record for a solo walk to the North Pole; however, his journey was ended abruptly both then and again in 2010 due to equipment failure. From October 2013 to February 2014, he led a two-man team to retrace Captain Robert Falcon Scott’s ill-fated 1,800-mile expedition to the South Pole on foot. He calls this journey the hardest 105 days of his life.

More profile about the speaker
Ben Saunders | Speaker | TED.com
TED2014

Ben Saunders: To the South Pole and back — the hardest 105 days of my life

Ben Saunders: Güney Kutbu'na gidiş ve dönüş — hayatımın en zor 105 günü

Filmed:
1,144,289 views

Ben Saunders bu yıl şimdiye kadar yaptığı en iddialı yolculuğa teşebbüs etti. Komutan Robert Falcon Scott’un başarısız 1912 kutup seferini tamamlamak için yola koyuldu. Antarktika'nın kıyısından Güney Kutbu'na ve oradan geriye doğru 3.000 kilometrelik, dört ay süren bir gidiş dönüş yolculuğu. Bu maceranın ardından, sadece dönüşünden beş hafta sonra yaptığı ilk konuşmada, Saunders hayatının en zor kararını verdiren bu bir nebze "gurur verici" amaca dair açık, dürüst bir bakış sunuyor.
- Polar explorer
In 2004, Ben Saunders became the youngest person ever to ski solo to the North Pole. In 2013, he set out on another record-breaking expedition, this time to retrace Captain Scott’s ill-fated journey to the South Pole on foot. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
So in the oasisOasis of
intelligentsiaaydınlar that is TEDTED,
0
833
5734
Evet, aydınlar vahası olan TED'de,
00:18
I standdurmak here before you this eveningakşam
1
6567
2718
bu akşam sizin karşınızda
00:21
as an expertuzman in draggingsürükleme heavyağır
stuffşey around coldsoğuk placesyerler.
2
9285
5874
soğuk yerlerde ağır şeyler sürükleme
uzmanı olarak duruyorum.
00:27
I've been leadingönemli polarkutup expeditionsseferler
for mostçoğu of my adultyetişkin life,
3
15159
2986
Neredeyse tüm yetişkin yaşamım boyunca
kutup keşiflerine önderlik ettim
00:30
and last monthay, my teammatetakım arkadaşı
TarkaTarka L'HerpiniereL'Herpiniere and I
4
18145
3682
ve geçen ay ekip arkadaşım
Tarka L'Herpiniere ve ben
00:33
finishedbitmiş the mostçoğu ambitiousiddialı
expeditionsefer I've ever attemptedteşebbüs.
5
21847
5178
şimdiye kadar kalkıştığımız
en iddialı keşfi tamamladık.
00:39
In factgerçek, it feelshissediyor like I've been
transportedtaşınan straightDüz here
6
27025
2989
Aslında ıssız bir yerde
çoğunlukla sızlanıp sövdüğüm
00:42
from fourdört monthsay in the middleorta of nowhereHiçbir yerde,
7
30014
2652
dört ayın ardından doğrudan buraya
00:44
mostlyçoğunlukla gruntingSeni arıyordum and swearingküfür,
straightDüz to the TEDTED stageevre.
8
32666
5088
TED sahnesine gönderilmiş
gibi hissediyorum.
00:49
So you can imaginehayal etmek that's a transitiongeçiş
that hasn'tdeğil sahiptir been entirelyBaştan sona seamlessdikişsiz.
9
37754
4181
Yani intikalin tamamıyla kusursuz
olmadığını düşünebilirsiniz.
00:53
One of the interestingilginç sideyan effectsetkileri
10
41935
1880
İlginç yan etkilerden biri,
00:55
seemsgörünüyor to be that my short-termkısa dönem
memorybellek is entirelyBaştan sona shotatış.
11
43815
2588
kısa dönem hafızamın büsbütün
kısacık gibi gelmesi.
00:58
So I've had to writeyazmak some notesnotlar
12
46403
2262
Bu yüzden önümdeki 17 dakika
boyunca çok fazla
01:00
to avoidönlemek too much gruntingSeni arıyordum and swearingküfür
in the nextSonraki 17 minutesdakika.
13
48665
4698
sızlanma ve sövmeyi önlemek için
bazı notlar almak zorundaydım.
01:05
This is the first talk I've givenverilmiş
about this expeditionsefer,
14
53363
2848
Bu keşif hakkında yaptığım ilk konuşma bu
01:08
and while we weren'tdeğildi sequencingdizileme genomesgenomları
or buildingbina spaceuzay telescopesteleskoplar,
15
56211
5472
ki genom dizmesek veya
uzay teleskopları yapmasak da,
01:13
this is a storyÖykü about givingvererek everything
we had to achievebaşarmak something
16
61690
4784
bu hikâye daha önce yapılmamış
bir şeye ulaşmak için
01:18
that hadn'tolmasaydı been donetamam before.
17
66474
1836
her şeyimizi vermekle ilgili.
01:20
So I hopeumut in that you mightbelki
find some foodGıda for thought.
18
68310
4145
Bu sebeple içinde umarım düşünmeye değer
bir şeyler bulabilirsiniz.
01:24
It was a journeyseyahat, an
expeditionsefer in AntarcticaAntarktika,
19
72455
3611
Bu Antarktika'ya bir
yolculuk, bir keşifti,
01:28
the coldestEn soğuk, windiestEn rüzgarlı, driestkurak and
highesten yüksek altitudeRakım continentkıta on EarthDünya.
20
76066
4677
dünyadaki en soğuk, en rüzgârlı, en kuru
ve en yüksek rakımlı kıtaya.
01:32
It's a fascinatingbüyüleyici placeyer.
It's a hugeKocaman placeyer.
21
80757
2047
Büyüleyici bir yer.
Devasa bir yer.
01:34
It's twiceiki defa the sizeboyut of AustraliaAvustralya,
22
82804
2315
Avustralya'nın iki katı büyüklüğünde.
01:37
a continentkıta that is the sameaynı sizeboyut
as ChinaÇin and IndiaHindistan put togetherbirlikte.
23
85119
5092
Çin ve Hindistan'ın toplamıyla aynı
büyüklükte olan bir kıta.
01:42
As an asidebir kenara, I have experienceddeneyimli
24
90220
1868
Bu arada, son günlerde
01:44
an interestingilginç phenomenonfenomen
in the last fewaz daysgünler,
25
92088
2224
ilginç bir olay yaşadım,
01:46
something that I expectbeklemek ChrisChris HadfieldHadfield
mayMayıs ayı get at TEDTED in a fewaz years'yıl time,
26
94312
3775
Chris Hadfield'ın birkaç yıl içinde TED'de
rastlamasını beklediğim bir şey,
01:50
conversationskonuşmaları that go something like this:
27
98089
2055
şu şekilde devam eden konuşmalar:
"Antarktika. Müthiş.
01:52
"Oh, AntarcticaAntarktika. AwesomeKorku veren.
28
100144
1623
01:53
My husbandkoca and I did AntarcticaAntarktika
with LindbladLindblad for our anniversaryyıldönümü."
29
101767
5837
Kocamla ben yıl dönümümüz için
Lindblad'le Antarktika'ya gittik."
01:59
Or, "Oh coolgüzel, did you go there
for the marathonmaraton?"
30
107604
3347
Ya da, "Harika,
oraya maraton için mi gittin?"
02:02
(LaughterKahkaha)
31
110951
2109
(Gülüşmeler)
02:06
Our journeyseyahat was, in factgerçek,
69 marathonsmaraton back to back
32
114445
4037
Aslında yolculuğumuz 105 günde arka
arkaya 69 maratondu.
02:10
in 105 daysgünler, an 1,800-mile-mil roundyuvarlak tripgezi
on footayak from the coastsahil of AntarcticaAntarktika
33
118485
5991
Antartika kıyılarından Güney
Kutbuna ve oradan geriye
yaya olarak 3.000 kilometrelik
gidiş dönüş yolculuğuydu.
02:16
to the SouthGüney PoleKutup and back again.
34
124476
2771
02:19
In the processsüreç, we brokekırdı the recordkayıt
35
127247
2244
Bu süreçte, insan gücüyle yapılan
02:21
for the longestEn uzun human-poweredinsan destekli polarkutup
journeyseyahat in historytarih by more than 400 milesmil.
36
129491
5593
en uzun kutup yolculuğu rekorunu
650 kilometren fazla bir farkla kırdık.
02:27
(ApplauseAlkış)
37
135087
4411
(Alkış)
02:31
For those of you from the BayBay AreaAlan,
38
139498
2415
Körfez Bölgesinden olanlar için,
02:33
it was the sameaynı as walkingyürüme from
here to SanSan FranciscoFrancisco,
39
141913
4117
mesafe buradan
San Francisco'ya yürüdükten sonra,
02:38
then turningdöndürme around
and walkingyürüme back again.
40
146030
2878
dönüp tekrar geri yürümekle aynı.
02:40
So as campingkamp tripsgezileri go, it was a long one,
41
148908
4919
Kamp gezisi söz konusu olunca,
bu uzun bir geziydi
02:45
and one I've seengörüldü summarizedözetlenen
mostçoğu succinctlykısaca here
42
153827
3167
ve onu burada Business Insider
Malezya'nın kutsal sayfalarında
02:48
on the hallowedKutsal pagessayfalar
of Businessİş InsiderInsider MalaysiaMalezya.
43
156994
3726
en kısa şekilde özetlenmiş olarak gördüm.
02:52
["Two ExplorersKaşifler Just CompletedTamamlandı A PolarKutup ExpeditionSefer
That KilledÖldürdü EveryoneHerkes The Last Time It Was AttemptedÇalıştı"]
44
160720
5526
["İki Kâşif En Son Teşebbüs Edildiğinde
Herkesin Öldüğü Kutup Keşfini Henüz Tamamladı"]
02:58
ChrisChris HadfieldHadfield talkedkonuştuk so eloquentlyikna edici
45
166247
2670
Chris Hadfield korku ve başarı şansı
03:00
about fearkorku and about the oddsolasılık of successbaşarı,
and indeedaslında the oddsolasılık of survivalhayatta kalma.
46
168917
5222
ve tabii hayatta kalma ihtimali hakkında
çok güzel konuştu.
03:06
Of the ninedokuz people in historytarih that had
attemptedteşebbüs this journeyseyahat before us,
47
174139
3875
Tarihte bizden önce bu yolculuğa
kalkışan dokuz kişiden
03:10
noneYok had madeyapılmış it to the polekutup and back,
48
178019
2693
hiçbiri kutba gidip geri dönemedi
03:12
and fivebeş had diedvefat etti in the processsüreç.
49
180712
3878
ve beşi bu süreçte hayatını kaybetti.
Bu kişi Komutan Robert Falcon Scott.
03:16
This is CaptainKaptan RobertRobert FalconŞahin ScottScott.
50
184590
2647
03:19
He led the last teamtakım
to attemptgirişim this expeditionsefer.
51
187237
2763
Bu keşfe kalkışan son ekibe önderlik etti.
03:22
ScottScott and his rivalrakip SirEfendim ErnestErnest ShackletonShackleton,
52
190000
2438
Scott ve rakibi Sör Ernest Shackleton,
03:24
over the spaceuzay of a decadeonyıl,
53
192438
2716
on yıl boyunca, her ikisi de
Güney Kutbuna
03:27
bothher ikisi de led expeditionsseferler battlingmücadele to becomeolmak
the first to reachulaşmak the SouthGüney PoleKutup,
54
195154
4260
ilk erişen kişi olmak ve Antarktika'nın
iç bölgelerini haritalamak için,
03:31
to chartgrafik and mapharita
the interior of AntarcticaAntarktika,
55
199427
3019
mücadele ettikleri seferleri yönettiler,
03:34
a placeyer we knewbiliyordum lessaz about, at the time,
56
202446
2135
ki orası o zamanlar ayın yüzeyinden
03:36
than the surfaceyüzey of the moonay,
57
204581
1904
daha az bildiğimiz bir yerdi.
03:38
because we could see
the moonay throughvasitasiyla telescopesteleskoplar.
58
206485
2345
Çünkü ayı teleskoplar
sayesinde görebiliyorduk.
03:40
AntarcticaAntarktika was, for the mostçoğu partBölüm,
a centuryyüzyıl agoönce, unchartedmeçhul.
59
208830
4134
Antarktika'nın büyük bir çoğunluğu yüzyıl
önce keşfedilmemişti.
03:44
Some of you mayMayıs ayı know the storyÖykü.
60
212964
1511
Bazılarınız hikâyeyi biliyordur.
03:46
Scott'sScott'ın last expeditionsefer, the
TerraTerra NovaNova ExpeditionSefer in 1910,
61
214475
2813
Scott'ın son seferi, 1910'daki
Terra Nova Keşfi,
03:49
startedbaşladı as a giantdev
siege-stylekuşatma-stil approachyaklaşım.
62
217288
2514
büyük bir kuşatmaya benzer bir
yaklaşımla başladı.
03:51
He had a bigbüyük teamtakım usingkullanma poniesMidilli,
63
219802
2229
Büyük bir ekibi vardı,
midillileri kullanarak,
03:54
usingkullanma dogsköpekler, usingkullanma petrol-drivenbenzin tahrik tractorsTraktörler,
64
222031
2747
köpekleri kullanarak, benzinle çalışan
traktörleri kullanarak,
03:56
droppingbırakarak multipleçoklu, pre-positionedönceden yerleştirilmiş
depotsdepoları of foodGıda and fuelyakıt
65
224778
3397
önceden yerleştirilmiş pek çok gıda
ve yakıt deposu bırakarak,
04:00
throughvasitasiyla whichhangi Scott'sScott'ın finalnihai teamtakım of fivebeş
would travelseyahat to the PoleKutup,
66
228175
3708
ki bunlar sayesinde Scott'un beş kişilik
final ekibi Kutba seyahat edebilir,
04:03
where they would turndönüş around and skikayak
back to the coastsahil again on footayak.
67
231883
3304
oradan geri dönüp, yaya olarak
kıyıya kayakla gidebilirdi.
04:07
ScottScott and his finalnihai teamtakım of fivebeş
68
235187
2412
Scott ve beş kişilik final ekibi
04:09
arrivedgeldi at the SouthGüney PoleKutup
in JanuaryOcak 1912
69
237599
3685
Güney Kutbu'na Ocak 1912'de eriştiler.
04:13
to find they had been beatendövülmüş to it
by a NorwegianNorveç dili teamtakım led by RoaldRoald AmundsenAmundsen,
70
241284
4990
Orada Roald Amundsen tarafından yönetilen
köpek kızaklarına binen Norveçli ekibin
04:18
who roderode on dogsledçevrede.
71
246274
1634
onları geçtiğini öğrendiler.
04:19
Scott'sScott'ın teamtakım endedbitti up on footayak.
72
247908
2089
Scott'ın ekibi yaya olarak gelmişti.
04:21
And for more than a centuryyüzyıl
this journeyseyahat has remainedkalmıştır unfinishedbitmemiş.
73
249997
4598
Bir yüzyıldan fazla bir süre,
bu yolculuk bitmeden kaldı.
04:26
Scott'sScott'ın teamtakım of fivebeş diedvefat etti
on the returndönüş journeyseyahat.
74
254595
2925
Scott'ın beş kişilik ekibi dönüş
yolculuğunda hayatlarını kaybetti.
04:29
And for the last decadeonyıl,
75
257520
2113
Son on yıldır da,
04:31
I've been askingsormak myselfkendim why that is.
76
259633
3321
bunun neden böyle olduğunu
kendime soruyorum.
04:34
How come this has remainedkalmıştır
the high-wateryüksek su markişaret?
77
262954
3292
Nasıl olur da bu doruk
noktası olarak kalır?
04:38
Scott'sScott'ın teamtakım coveredkapalı 1,600 milesmil on footayak.
78
266246
2350
Scott'ın ekibi yaya olarak
2.500 kilometrelik alanı geçti.
04:40
No one'sbiri come closekapat to that ever sincedan beri.
79
268596
1901
O zamandan beri kimse buna yaklaşamadı.
04:42
So this is the high-wateryüksek su markişaret
of humaninsan endurancedayanıklılık,
80
270497
2821
Yani insan dayanıklılığının,
insan çabasının,
04:45
humaninsan endeavorçaba,
humaninsan athleticatletik achievementbaşarı
81
273318
2521
tartışmasız dünyadaki en zorlu iklimde
04:47
in arguablytartışmalı the harshestduyuları yıpratıcı climateiklim on EarthDünya.
82
275839
2671
insanın atletik başarısının
zirve noktası bu.
04:50
It was as if the marathonmaraton recordkayıt
83
278510
2508
1912'den beri maraton rekorunun hiç
04:53
has remainedkalmıştır unbrokendüz çizgi sincedan beri 1912.
84
281018
3019
kırılmamış olması gibiydi.
04:56
And of coursekurs some strangegarip and
predictabletahmin edilebilir combinationkombinasyon of curiositymerak,
85
284037
5104
Elbette merak, inat ve muhtemelen gururun
05:01
stubbornnessİnatçılık, and probablymuhtemelen hubriskibir
86
289145
1950
biraz garip ve beklenen kombinasyonu beni
05:03
led me to thinkingdüşünme I mightbelki be the man
to try to finishbitiş the job.
87
291095
4070
bu işi tamamlamayı deneyecek adam
olabileceğime dair düşünmeye sevk etti.
05:07
UnlikeAksine Scott'sScott'ın expeditionsefer,
there were just two of us,
88
295182
3691
Scott'un seferinin aksine,
sadece ikimiz vardık
05:10
and we setset off from the coastsahil
of AntarcticaAntarktika in OctoberEkim last yearyıl,
89
298873
3123
ve geçen sene Ekim'de Antarktika'nın
kıyısından yola çıktık.
05:13
draggingsürükleme everything ourselveskendimizi,
90
301996
2218
Scott'ın "insanla taşıma" dediği gibi,
05:16
a processsüreç ScottScott calleddenilen "man-haulingadam çekme."
91
304214
2600
her şeyi kendimiz sürükledik.
05:18
When I say it was like walkingyürüme from
here to SanSan FranciscoFrancisco and back,
92
306814
3023
Mesafe buradan San Francisco'ya
yürüyüp dönmek kadar derken,
05:21
I actuallyaslında mean it was like draggingsürükleme
something that weighsağırlığındadır a shadeGölge more
93
309837
3377
aslında var olan en ağır NFL
oyuncusundan biraz daha
05:25
than the heaviestEn ağır ever NFLNFL playeroyuncu.
94
313214
2424
ağır bir şeyi sürükleyerek
yürümeyi kastettim.
05:27
Our sledgeskızakları weighedtartılır 200 kiloskilo,
95
315638
2043
Başlangıçta kızaklarımızın her biri
05:29
or 440 poundspound eachher at the startbaşlama,
96
317681
3065
200 kilo veya 440 libre ağırlığındaydı,
05:32
the sameaynı weightsağırlıkları that the weakesten zayıf
of Scott'sScott'ın poniesMidilli pulledçekti.
97
320746
4274
Scott'ın midillilerinin en zayıfının
çektiği ağırlıkla aynı.
05:37
EarlyErken on, we averagedortalama olarak 0.5 milesmil perbaşına hoursaat.
98
325020
3180
Başlangıçta saatte ortalama
0,8 kilometre yaptık.
05:40
PerhapsBelki de the reasonneden no one had
attemptedteşebbüs this journeyseyahat untila kadar now,
99
328200
3687
Belki de şimdiye kadar,
bir yüzyıldan fazla süredir
05:43
in more than a centuryyüzyıl,
100
331887
1258
bu yolculuğa kimsenin
kalkışmamasının sebebi
05:45
was that no one had been quiteoldukça
stupidaptal enoughyeterli to try.
101
333145
5273
kimsenin denemek için
yeterince aptal olmamasıydı.
05:50
And while I can't claimİddia we were exploringkeşfetmek
102
338418
2019
Kelimenin tam anlamıyla Edward üslubu
05:52
in the genuinehakiki EdwardianEdwardian
senseduyu of the wordsözcük
103
340437
3017
keşif yaptığımızı iddia etmesem de-
05:55
we weren'tdeğildi namingadlandırma any mountainsdağlar
or mappingharitalama any unchartedmeçhul valleysvadiler
104
343454
3738
hiçbir dağa isim vermiyorduk veya
meçhul vadileri haritalamıyorduk.
05:59
I think we were steppingAdım into unchartedmeçhul
territorybölge in a humaninsan senseduyu.
105
347192
4381
Meçhul bir bölgeye insani anlamda
adım attığımızı düşünüyorum.
06:03
CertainlyKesinlikle, if in the futuregelecek we learnöğrenmek
there is an areaalan of the humaninsan brainbeyin
106
351573
3389
Elbette, gelecekte insan
beyninde bir alanın,
06:06
that lightsışıklar up when one cursesküfürler oneselfkendini,
107
354962
3817
biri kendi kendine sövünce
aydınlandığını öğrenirsek
06:10
I won'talışkanlık be at all surprisedşaşırmış.
108
358779
3166
hiç de şaşırmam.
06:13
You've heardduymuş that the averageortalama AmericanAmerikan
spendsharcıyor 90 percentyüzde of theironların time indoorskapalı.
109
361945
4052
Ortalama bir Amerikalı'nın
zamanının %90'ını
kapalı ortamlarda
geçirdiğini duymuşsunuzdur.
06:17
We didn't go indoorskapalı
for nearlyneredeyse fourdört monthsay.
110
365997
3256
Biz dört ay boyunca içeri girmedik.
06:21
We didn't see a sunsetgün batımı eitherya.
111
369253
2242
Güneşin batışını da görmedik.
06:23
It was 24-hour-saat daylightgün ışığı.
112
371495
1656
24 saat boyunca gün ışığı vardı.
06:25
LivingYaşam conditionskoşullar were quiteoldukça spartanSpartalı.
113
373151
2155
Yaşam koşulları oldukça sertti.
06:27
I changeddeğişmiş my underweariç çamaşırı
threeüç timeszamanlar in 105 daysgünler
114
375306
4842
105 gün boyunca iç çamaşırımı
üç kez değiştirdim
06:32
and TarkaTarka and I sharedpaylaşılan
30 squarekare feetayaklar on the canvastuval.
115
380148
3924
ve Tarka'yla ben çadır içinde
3 metrekareyi paylaştık.
06:36
ThoughYine de we did have some technologyteknoloji
that ScottScott could never have imaginedhayal.
116
384072
4741
Ancak Scott'ın hayal edemeyeceği türden
bir teknolojiye sahiptik.
06:40
And we bloggedblogged livecanlı everyher eveningakşam
from the tentçadır viaüzerinden a laptopdizüstü
117
388813
3367
Her akşam çadırdan, tamamı güneşle
çalışan bir dizüstü bilgisayar
06:44
and a custom-madeözel yapım satelliteuydu transmitterverici,
118
392180
2045
ve özel yapım bir uydu vericisi ile
06:46
all of whichhangi were solar-poweredGüneş enerjili:
119
394225
1860
canlı olarak blog yazdık:
06:48
we had a flexibleesnek photovoltaicFotovoltaik
panelpanel over the tentçadır.
120
396085
2397
Çadır üzerinde esnek bir
fotovoltaik panelimiz vardı.
06:50
And the writingyazı was importantönemli to me.
121
398482
3458
Yazmak benim için önemliydi.
06:53
As a kidçocuk, I was inspiredyaratıcı by the
literatureEdebiyat of adventuremacera and explorationkeşif,
122
401940
6553
Çocukken macera ve keşif
kitaplarından etkilenmiştim
07:00
and I think we'vebiz ettik all seengörüldü
here this weekhafta
123
408493
2521
ve bu hafta burada hepimiz
07:03
the importanceönem and
the powergüç of storytellinghikaye anlatımı.
124
411021
4244
hikâye anlatmanın önemini
ve gücünü gördük.
07:07
So we had some 21st-centuryst yüzyıl geardişli,
125
415265
1816
21. yüzyılın donanımına sahiptik,
07:09
but the realitygerçeklik is that the
challengeszorluklar that ScottScott facedyüzlü
126
417081
2787
ancak gerçekte Scott'un
karşılaştığı sorunlar bizim
07:11
were the sameaynı that we facedyüzlü:
127
419868
1997
karşılaştıklarımızın aynısıydı:
07:13
those of the weatherhava and of
what ScottScott calleddenilen glidekayma,
128
421865
3737
Hava şartları ve Scott'un
kayma dediği şey,
07:17
the amounttutar of frictionsürtünme betweenarasında
the sledgeskızakları and the snowkar.
129
425603
3348
kızaklarla kar arasındaki
sürtünme miktarı.
07:20
The lowesten düşük windrüzgar chillChill
we experienceddeneyimli was in the -70s,
130
428951
3848
Yaşadığımız en düşük hissedilen
sıcaklık -70'lerdeydi
07:24
and we had zerosıfır visibilitygörünürlük,
what's calleddenilen white-outBeyaz-out,
131
432801
2577
ve yolculuğun büyük bir
çoğunluğunda beyaz körlük
07:27
for much of our journeyseyahat.
132
435378
3013
denen sıfır görüşe sahiptik.
07:30
We traveledseyahat up and down one of the largesten büyük
133
438391
2351
Dünyadaki en büyük ve en tehlikeli
07:32
and mostçoğu dangeroustehlikeli glaciersbuzullar
in the worldDünya, the BeardmoreBeardmore glacierbuzul.
134
440742
3213
buzullardan biri olan Beardmore buzulu
üzerinde gittik ve geldik.
07:35
It's 110 milesmil long; mostçoğu of its surfaceyüzey
is what's calleddenilen bluemavi icebuz.
135
443955
3426
180 kilometre uzunluğunda ve yüzeyinin
büyük bir kısmı mavi buz denen hâlde.
07:39
You can see it's a beautifulgüzel,
shimmeringparıldayan steel-hardÇelik gibi sert bluemavi surfaceyüzey
136
447381
3598
Binlerce yarıkla kaplı, güzel,
çelik sertliğinde parlak mavi
07:42
coveredkapalı with thousandsbinlerce
and thousandsbinlerce of crevassescrevasses,
137
450979
3838
bir yüzey olduğunu görebilirsiniz.
07:46
these deepderin cracksçatlaklar in the glacialbuzul icebuz
up to 200 feetayaklar deepderin.
138
454817
3981
Buzuldaki bu derin çatlaklar
60 metre derinliği bulabiliyor.
07:50
PlanesUçaklar can't landarazi here,
139
458798
1517
Uçaklar buraya inemez,
07:52
so we were at the mostçoğu riskrisk,
140
460315
3460
yani kurtarılmak için en az
07:55
technicallyteknik olarak, when we had the slimmesten ince
chanceşans of beingolmak rescuedkurtarıldı.
141
463775
4444
şansımızın olduğu, teknik yönden en
tehlikede olduğumuz zamandı.
08:00
We got to the SouthGüney PoleKutup
after 61 daysgünler on footayak,
142
468219
3896
Güney Kutbu'na yaya olarak
61 gün sonra vardık,
08:04
with one day off for badkötü weatherhava,
143
472115
2579
kötü hava bir gün için yoktu
08:06
and I'm sadüzgün to say, it was
something of an anticlimaxgerileme.
144
474694
2567
ve söylediğim için üzgünüm
ama biraz düş kırıklığıydı.
08:09
There's a permanentkalıcı AmericanAmerikan basebaz,
145
477261
2465
Orada daimi bir Amerikan üssü var;
08:11
the Amundsen-ScottAmundsen-Scott SouthGüney PoleKutup Stationİstasyonu
at the SouthGüney PoleKutup.
146
479726
3318
Güney Kutbundaki
Amundsen-Scott Kutup İstasyonu.
08:15
They have an airstripPist,
they have a canteenKantin,
147
483044
1951
Uçak pistleri var, kantinleri var,
08:16
they have hotSıcak showersduş,
148
484995
1453
sıcak duşları var,
08:18
they have a postposta officeofis, a touristturist shopDükkan,
149
486448
1905
postahanesi, turist mağazası,
08:20
a basketballBasketbol courtmahkeme that doublesçiftler
as a moviefilm theatertiyatro.
150
488353
3738
sinema salonu olarak kullanılabilen
basketbol sahaları var.
08:24
So it's a bitbit differentfarklı these daysgünler,
151
492091
1975
Ama bu günlerde durum biraz farklı
08:26
and there are alsoAyrıca acresdönüm of junkÖnemsiz.
152
494066
1796
ve dönümlerce çöp de var.
08:27
I think it's a marvelousharika thing
153
495862
1430
İnsanların yılın 365 günü
08:29
that humansinsanlar can existvar olmak
365 daysgünler of the yearyıl
154
497292
5284
hamburgerler, sıcak duşlar
ve sinema salonlarıyla
08:34
with hamburgersHamburger and hotSıcak showersduş
and moviefilm theaterstiyatro,
155
502586
3545
var olması harika bir şey,
08:38
but it does seemgörünmek to produceüretmek
a lot of emptyboş cardboardkarton boxeskutuları.
156
506131
2756
ancak çok fazla boş karton
kutu ortaya çıkıyor gibi.
08:40
You can see on the left of
this photographfotoğraf,
157
508887
2062
Bu fotoğrafın solunda gördüğünüz gibi,
08:42
severalbirkaç squarekare acresdönüm of junkÖnemsiz
158
510949
1435
birkaç dönüm çöp
08:44
waitingbekleme to be flownuçakla out
from the SouthGüney PoleKutup.
159
512384
2513
Güney Kutbu'ndan götürülmek
üzere bekliyor.
08:46
But there is alsoAyrıca a polekutup at the SouthGüney PoleKutup,
160
514897
4032
Ancak Güney Kutbunda da bir kutup var
08:50
and we got there on footayak, unassisteddesteksiz,
161
518929
3396
ve oraya yaya olarak, yardım almadan,
08:54
unsupportedDesteklenmeyen, by the hardestEn zor routerota,
162
522325
1646
destek almadan, en zor rotadan,
08:55
900 milesmil in recordkayıt time,
163
523971
2345
1.500 kilometreye
rekor sürede, tarihte herkesten
08:58
draggingsürükleme more weightağırlık
than anyonekimse in historytarih.
164
526316
2048
daha fazla yük taşıyarak ulaştık.
09:00
And if we'devlenmek stoppeddurduruldu there
and flownuçakla home,
165
528364
1969
Eğer orada durup eve uçsaydık,
09:02
whichhangi would have been
the eminentlyfazlasıyla sensiblemantıklı thing to do,
166
530333
3134
ki bu fazlasıyla akıllıca bir şey olurdu,
09:05
then my talk would endson here
167
533467
1881
o zaman benim konuşmam burada biterdi
09:07
and it would endson something like this.
168
535348
3590
ve bu şekilde biterdi.
09:10
If you have the right teamtakım around you,
the right toolsaraçlar, the right technologyteknoloji,
169
538938
4805
Eğer çevrenizde doğru ekibiniz, doğru
araçlarınız, doğru teknolojiniz varsa,
09:15
and if you have enoughyeterli self-beliefkendi kendine inanç
and enoughyeterli determinationbelirleme,
170
543743
3738
eğer yeterli derecede kendinize inancınız
ve yeterli azminiz varsa,
09:19
then anything is possiblemümkün.
171
547481
3445
o zaman her şey mümkündür.
09:24
But then we turneddönük around,
172
552656
2633
Sonra geri döndük
09:27
and this is where things get interestingilginç.
173
555289
2759
ve o zaman işler ilginçleşmeye başladı.
09:30
HighYüksek on the AntarcticAntarktika plateauyayla,
174
558048
2794
Güney Kutbu düzlüğünün tepesinde,
10.000 fit üzerinde,
09:32
over 10,000 feetayaklar, it's very windyrüzgarlı,
very coldsoğuk, very drykuru, we were exhaustedbitkin.
175
560842
3999
çok rüzgârlı, çok soğuk, çok kuruydu,
biz de bitap düşmüştük.
09:36
We'dBiz istiyorsunuz coveredkapalı 35 marathonsmaraton,
176
564841
1870
35 maraton geçirmiştik,
09:38
we were only halfwayyarım,
177
566711
1586
sadece yarı yolu geçmiştik
09:40
and we had a safetyemniyet net, of coursekurs,
178
568297
2031
ve elbette güvencemiz vardı,
09:42
of skikayak planesdüzlemler and satelliteuydu phonestelefonlar
179
570328
2124
kızaklı uçaklar ve uydu telefonları,
09:44
and livecanlı, 24-hour-saat trackingizleme beaconsişaretleri
that didn't existvar olmak for ScottScott,
180
572452
4053
Scott'ın sahip olmadığı canlı,
24 saat takip sinyalleri,
09:48
but in hindsightGez,
181
576515
1742
ancak geriye bakınca,
09:50
ratherdaha doğrusu than makingyapma our liveshayatları easierDaha kolay,
182
578257
2066
güvence hayatımızı kolaylaştırmak yerine,
09:52
the safetyemniyet net actuallyaslında allowedizin us
183
580323
2159
her şeyi aslında daha ince
09:54
to cutkesim things very fine indeedaslında,
184
582482
3855
ayrıntıya indirgeyerek, insanoğlu olarak
09:58
to sailyelken very closekapat to our absolutekesin
limitssınırları as humaninsan beingsvarlıklar.
185
586337
3767
mutlak limitlerimize çok yakın
seyretmemize izin verdi.
10:02
And it is an exquisiteenfes formform of tortureişkence
186
590104
3473
Yiyecekle dolu bir kızağı sürüklerken,
10:05
to exhaustegzoz yourselfkendin to the pointpuan
of starvationaçlık day after day
187
593577
2837
günbegün kendinizi açlık
noktasına getirerek
10:08
while draggingsürükleme a sledgekızak
fulltam of foodGıda.
188
596414
4262
bitkin düşürmek mükemmel
bir işkence şekli.
10:12
For yearsyıl, I'd been writingyazı glibglib lineshatlar
in sponsorshipSponsorluk proposalsöneriler
189
600686
3927
Yıllardır sponsorluk tekliflerinde
insan dayanıklılığının
10:16
about pushingitme the limitssınırları
of humaninsan endurancedayanıklılık,
190
604613
3111
limitlerini zorlamakla ilgili düşünmeden
satırlar yazıyordum,
10:19
but in realitygerçeklik, that was
a very frighteningkorkutucu placeyer to be indeedaslında.
191
607724
4412
ancak gerçekte bu durumun içinde
olmak çok korkutucu.
10:24
We had, before we'devlenmek got to the PoleKutup,
192
612136
1909
Kutba varmadan önce, iki hafta
10:26
two weekshaftalar of almostneredeyse permanentkalıcı
headwindkarşıdan esen rüzgâr, whichhangi slowedyavaşladı us down.
193
614045
3464
bizi yavaşlatan, neredeyse kalıcı,
karşıdan esen rüzgârla karşılaştık.
10:29
As a resultsonuç, we'devlenmek had severalbirkaç daysgünler
of eatingyemek yiyor halfyarım rationserzak.
194
617509
2650
Sonuç olarak, yarım erzak yediğimiz
birkaç gün oldu.
10:32
We had a finitesınırlı amounttutar of foodGıda
in the sledgeskızakları to make this journeyseyahat,
195
620159
2719
Bu yolculuğu yapmak için
kızaklarda sınırlı
10:34
so we were tryingçalışıyor to stringsicim that out
196
622878
2002
yiyeceğimiz vardı, bu yüzden yiyeceği
10:36
by reducingindirgen our intakealımı to halfyarım
the calorieskalori we should have been eatingyemek yiyor.
197
624880
3913
yememiz gerekenin yarısı kadar kaloriye
düşürerek, bunu esnetmeye çalışıyorduk.
10:40
As a resultsonuç, we bothher ikisi de becameoldu
increasinglygiderek hypoglycemicHipoglisemi
198
628793
3619
Sonuç olarak ikimiz de giderek
hipoglisemik olduk-
10:44
we had lowdüşük bloodkan sugarşeker
levelsseviyeleri day after day —
199
632412
2824
günlerce düşük kan şekeri
seviyelerimiz oldu-
10:47
and increasinglygiderek susceptibleduyarlı
to the extremeaşırı coldsoğuk.
200
635236
4758
ve giderek aşırı soğuğa karşı
duyarlı hâle geldik.
10:51
TarkaTarka tookaldı this photoFotoğraf of me one eveningakşam
201
639994
2103
Bir akşam hipotermiden neredeyse bayılmak
10:54
after I'd nearlyneredeyse passedgeçti out
with hypothermiahipotermi.
202
642097
2130
üzereyken, Tarka bu fotoğrafımı çekti.
10:56
We bothher ikisi de had repeatedtekrarlanan boutsnöbetleri of hypothermiahipotermi,
something I hadn'tolmasaydı experienceddeneyimli before,
203
644227
4808
İkimiz de daha önce hiç yaşamadığımız
tekrarlanan hipotermi nöbetleri geçirdik
11:01
and it was very humblinghumbling indeedaslında.
204
649035
1711
ve gerçekten çok güçten düşürücüydü.
11:02
As much as you mightbelki
like to think, as I do,
205
650746
3668
Benim gibi siz de hiç pes etmeyen
bir kişi olduğunuzu,
11:06
that you're the kindtür
of personkişi who doesn't quitçıkmak,
206
654414
2256
teslim olmayı reddeceğinizi
11:08
that you'llEğer olacak go down swingingsallanan,
207
656670
1994
düşünseniz bile, hipotermi size
11:10
hypothermiahipotermi doesn't leaveayrılmak you much choiceseçim.
208
658664
2252
fazla bir seçenek bırakmaz.
11:12
You becomeolmak utterlytamamen incapacitatedaciz.
209
660916
2810
Tamamıyla güçsüz hâle gelirsiniz.
11:15
It's like beingolmak a drunksarhoş toddleryürümeye başlayan çocuk.
210
663726
3181
Sarhoş bir çocuk gibi olmaya benziyor.
11:18
You becomeolmak patheticacıklı.
211
666907
1973
Acınacak hâle gelirsiniz.
11:20
I rememberhatırlamak just wantingeksik
to lieYalan down and quitçıkmak.
212
668880
4119
Sadece uzanıp bırakmak
istediğimi hatırlıyorum.
11:24
It was a peculiartuhaf, peculiartuhaf feelingduygu,
213
672999
2174
Tuhaf, tuhaf bir histi
11:27
and a realgerçek surprisesürpriz to me
to be debilitateddermansız to that degreederece.
214
675173
5239
ve o dereceye kadar kuvvetten düşmek
benim için gerçek bir sürprizdi.
11:32
And then we ranran out of foodGıda completelytamamen,
215
680412
4482
Sonra yiyeceğimiz tamamen bitti,
11:36
46 milesmil shortkısa of the first of the depotsdepoları
216
684894
3458
gidiş yolculuğumuzda bıraktığımız
depoların ilkine
75 kilometre uzaklıktaydık.
11:40
that we'devlenmek laidkoydu on our outwarddışa doğru journeyseyahat.
217
688352
1865
11:42
We'dBiz istiyorsunuz laidkoydu 10 depotsdepoları of foodGıda,
218
690217
1343
10 depo yiyecek bırakmıştık,
11:43
literallyharfi harfine buryinggömme foodGıda and fuelyakıt,
for our returndönüş journeyseyahat
219
691560
2717
dönüş yolculuğumuz için yiyecek
ve yakıtı sahiden gömmüştük-
11:46
the fuelyakıt was for a cookerTencere so you
could melteritmek snowkar to get waterSu
220
694277
3277
yakıt ocak içindi, böylece su elde etmek
için karı eritebiliyorsunuz-
ve yeniden ikmal uçuşu çağırmak üzere
karar almaya mecbur kalmıştım,
11:49
and I was forcedzorunlu to make the decisionkarar
to call for a resupplybütünleme flightuçuş,
221
697554
5807
11:55
a skikayak planeuçak carryingtaşıma eightsekiz daysgünler of foodGıda
to tidegelgit us over that gapboşluk.
222
703361
4569
o boşluğu idare etmek için sekiz günlük
yiyecek taşıyan kızaklı bir uçak.
11:59
They tookaldı 12 hourssaatler to reachulaşmak us
from the other sideyan of AntarcticaAntarktika.
223
707930
3359
Antarktika'nın diğer tarafından bize
ulaşmak 12 saatlerini aldı.
12:03
CallingArama for that planeuçak was one of
the toughestEn zor decisionskararlar of my life.
224
711289
3709
O uçağı çağırmak hayatımda verdiğim
en zor kararlardan biriydi.
12:06
And I soundses like a bitbit of a frauddolandırıcılık
standingayakta here now with a sortçeşit of bellygöbek.
225
714998
3476
Az biraz göbekle şimdi burada durarak
biraz sahtekâr gibi görünüyorum.
12:10
I've put on 30 poundspound
in the last threeüç weekshaftalar.
226
718474
2840
Son üç haftada 13 kilo aldım.
12:13
BeingVarlık that hungry has left
an interestingilginç mentalzihinsel scaryara izi,
227
721314
3075
O kadar aç kalmak ilginç
bir ruhsal yara bıraktı,
12:16
whichhangi is that I've been hooveringboya up
everyher hotelotel buffetAçık büfe that I can find.
228
724389
4607
bulabildiğim her otel
büfesini temizliyorum.
12:20
(LaughterKahkaha)
229
728996
1778
(Gülüşmeler)
12:22
But we were genuinelygerçekten quiteoldukça hungry,
and in quiteoldukça a badkötü way.
230
730774
5694
Gerçekten oldukça açtık,
hem de çok fena.
12:28
I don't regretpişman callingçağrı
for that planeuçak for a secondikinci,
231
736468
2441
O uçağı çağırdığıma bir saniye
olsun pişman değilim,
12:30
because I'm still standingayakta here alivecanlı,
232
738909
2002
çünkü burada canlı olarak duruyorum,
12:32
with all digitsbasamak intactsağlam,
tellingsöylüyorum this storyÖykü.
233
740911
2060
bütün parmaklarım yerinde,
bu hikâyeyi anlatıyorum.
12:34
But gettingalma externaldış assistanceyardım like that
was never partBölüm of the planplan,
234
742971
4738
Ancak bu şekilde dışarıdan yardım almak
hiçbir zaman planın bir parçası değildi
12:39
and it's something my egobenlik
is still strugglingmücadele with.
235
747709
3204
ve bu hâlâ egomun mücadele
ettiği bir şey.
12:42
This was the biggesten büyük dreamrüya I've ever had,
236
750913
3042
Bu sahip olduğum en büyük hayaldi
12:45
and it was so nearlyneredeyse perfectmükemmel.
237
753955
2092
ve neredeyse mükemmeldi.
12:48
On the way back down to the coastsahil,
238
756967
1681
Kıyıya doğru dönüşte,
12:50
our cramponsDikişsiz borular — they're
the spikessivri on our bootsbot ayakkabı
239
758648
2191
kramponlarımız, buzuldaki o mavi buzun
12:52
that we have for travelingseyahat
over this bluemavi icebuz on the glacierbuzul
240
760839
2926
üzerinde gidebilmek için
botlarımızdaki o çiviler,
12:55
brokekırdı on the topüst of the BeardmoreBeardmore.
241
763765
1655
Beardmore'un tepesinde kırıldı.
12:57
We still had 100 milesmil to go downhillyokuş aşağı
242
765420
1765
Çok kaygan, kaya gibi sert mavi buzun
12:59
on very slipperykaygan rock-hardkaya gibi sert bluemavi icebuz.
243
767185
2234
üzerinde yokuş aşağı hâlâ
160 kilometre yolumuz vardı.
13:01
They neededgerekli repairingonarma almostneredeyse everyher hoursaat.
244
769419
2391
Neredeyse her saat tamire
ihtiyaçları vardı.
13:03
To give you an ideaFikir of scaleölçek,
245
771810
1951
Ölçek hakkında size bir fikir vermek için,
13:05
this is looking down towardskarşı the mouthağız
of the BeardmoreBeardmore GlacierBuzul.
246
773761
2997
bu Beardmore Buzulu'nun
girişine doğru bir bakış.
13:08
You could fituygun the entiretytamamını of ManhattanManhattan
in the gapboşluk on the horizonufuk.
247
776758
3475
Manhattan'ın tamamını ufuktaki
boşluğa sığdırabilirsiniz.
13:12
That's 20 milesmil betweenarasında
MountMount HopeUmut and MountMount KiffinKiffin.
248
780233
3214
Bu Hope Dağı ve Kyffin Dağı
arası 30 kilometredir.
13:15
I've never feltkeçe as smallküçük
as I did in AntarcticaAntarktika.
249
783447
6233
Kendimi hiçbir zaman Antarktika'daki
kadar küçük hissetmedim.
13:21
When we got down
to the mouthağız of the glacierbuzul,
250
789680
2105
Buzulun ağzına geldiğimizde,
13:23
we foundbulunan freshtaze snowkar had obscuredgizlenmiş
the dozensonlarca of deepderin crevassescrevasses.
251
791785
4646
taze karın düzinelerce derin
yarığı gizlediğini gördük.
13:28
One of Shackleton'sShackleton'ın menerkekler describedtarif edilen
crossinggeçit this sortçeşit of terrainarazi
252
796431
2950
Shackleton'ın adamlarından biri bu türde
bir alanı geçmenin,
13:31
as like walkingyürüme over the glassbardak roofçatı
of a railwayDemiryolu stationistasyon.
253
799381
4994
bir tren garının cam tavanı üzerinde
yürümek gibi olduğunu anlatmış.
13:36
We felldüştü throughvasitasiyla more timeszamanlar
than I can rememberhatırlamak,
254
804375
2914
Hatırlayabildiğimden daha
fazla sayıda düştük,
13:39
usuallygenellikle just puttingkoyarak a skikayak
or a bootönyükleme throughvasitasiyla the snowkar.
255
807289
3432
çoğunlukla karın içinde sadece
kayak veya bot giydik.
13:42
OccasionallyZaman zaman we wentgitti in all
the way up to our armpitskoltuk altı,
256
810721
2603
Arada sırada koltuk altlarımıza
kadar içeri girdik,
13:45
but thankfullyneyse ki never deeperDaha derine than that.
257
813324
3443
ama şükür ki ondan daha derine değil.
13:48
And lessaz than fivebeş weekshaftalar agoönce,
after 105 daysgünler,
258
816767
4180
Beş haftadan daha kısa zaman önce,
105 gün sonra
13:52
we crossedçarpı this oddlytuhaf bir şekilde
inauspiciousuğursuz finishbitiş linehat,
259
820947
3575
o tuhaf bir şekilde talihsiz olan
bitiş çizgisini geçtik,
13:56
the coastsahil of RossRoss IslandAda
on the NewYeni ZealandZelanda sideyan of AntarcticaAntarktika.
260
824522
3022
Antarktika'nın Yeni Zelanda
tarafındaki Ross Adası kıyısı.
13:59
You can see the icebuz in the foregroundön plan
261
827544
2150
Ön taraftaki buzu
14:01
and the sortçeşit of rubblyrubbly rockKaya behindarkasında that.
262
829694
2862
ve onun arkasındaki pürüzlü
kayayı görebilirsiniz.
14:04
BehindArkasında us layyatırmak an unbrokendüz çizgi
skikayak trailiz of nearlyneredeyse 1,800 milesmil.
263
832556
3802
Arkamızda yaklaşık 3.000 kilometrelik
bozulmamış kayak pisti duruyor.
14:08
We'dBiz istiyorsunuz madeyapılmış the longestEn uzun ever
polarkutup journeyseyahat on footayak,
264
836358
2508
Şimdiye kadar yapılan en uzun
yaya yolculuğunu yaptık,
14:10
something I'd been dreamingrüya görmek
of doing for a decadeonyıl.
265
838866
4390
on yıldır yapmayı hayal ettiğim bir şey.
14:15
And looking back,
266
843256
2015
Geçmişe bakınca,
14:17
I still standdurmak by all the things
267
845271
2395
yıllardır hedeflerin önemi,
14:19
I've been sayingsöz for yearsyıl
268
847666
1582
azim ve kendine inanmakla ilgili
14:21
about the importanceönem of goalshedefleri
269
849248
2119
söylediğim şeylerin
14:23
and determinationbelirleme and self-beliefkendi kendine inanç,
270
851367
3442
arkasında duruyorum,
14:26
but I'll alsoAyrıca admititiraf etmek that I hadn'tolmasaydı givenverilmiş
much thought to what happensolur
271
854809
4711
ancak bütün yetişkin hayatın boyunca
14:31
when you reachulaşmak the all-consumingTüm tüketen goalhedef
272
859520
3912
kendini adadığın, hep meşgul
olduğun amaca
14:35
that you've dedicatedadanmış
mostçoğu of your adultyetişkin life to,
273
863432
3318
ulaşınca ne olduğu konusuna pek
kafa yormadığımı itiraf edeceğim
14:38
and the realitygerçeklik is that I'm
still figuringendam that bitbit out.
274
866750
3580
ve gerçek şu ki, hâlâ biraz
bunu bulmaya çalışıyorum.
14:42
As I said, there are very fewaz
superficialyüzeysel signsişaretler that I've been away.
275
870330
3601
Söylediğim gibi, oralarda olduğuma dair
çok az yapay işaret var.
14:45
I've put on 30 poundspound.
276
873931
1451
13 kilo aldım.
14:47
I've got some very faintbaygın, probablymuhtemelen
coveredkapalı in makeupmakyaj now, frostbitedonma scarsyara izleri.
277
875382
3528
Belli belirsiz, şimdi muhtemelen makyajla
kapanmış soğuk ısırması izlerim var.
14:50
I've got one on my noseburun, one on
eachher cheekyanak, from where the gogglesgözlük are,
278
878910
3473
Burnumda bir tane, her bir yanağımda,
gözlüklerin olduğu yerde bir tane var,
14:54
but insideiçeride I am a very
differentfarklı personkişi indeedaslında.
279
882383
4745
ancak içeride gerçekten de
çok farklı bir insanım.
14:59
If I'm honestdürüst,
280
887128
2497
Dürüst olmak gerekirse,
15:01
AntarcticaAntarktika challengedmeydan me
and humbledboyunları bükük me so deeplyderinden
281
889625
5175
Antarktika beni öylesine çok zorladı
ve alçakgönüllü yaptı ki,
15:06
that I'm not sure I'll ever be ableyapabilmek
to put it into wordskelimeler.
282
894800
3703
bunu bir gün kelimelere döküp
dökemeyeceğimden emin değilim.
15:10
I'm still strugglingmücadele to pieceparça
togetherbirlikte my thoughtsdüşünceler.
283
898503
4100
Düşüncelerimi bir araya getirmekte
hâlâ zorlanıyorum.
15:14
That I'm standingayakta here
tellingsöylüyorum this storyÖykü
284
902603
3645
Burada durup bu hikâyeyi anlatmam,
15:18
is proofkanıt that we all can
accomplishbaşarmak great things,
285
906248
4778
hepimizin istekle, tutkuyla,
15:23
throughvasitasiyla ambitionhırs, throughvasitasiyla passiontutku,
286
911026
2154
katışıksız inatla,
15:25
throughvasitasiyla sheersırf stubbornnessİnatçılık,
287
913180
2162
vazgeçmeyi reddetmekle,
15:27
by refusingreddeden to quitçıkmak,
288
915342
1515
büyük şeyler başarabileceğine,
15:28
that if you dreamrüya something
hardzor enoughyeterli, as StingSting said,
289
916857
2956
Sting'in söylediği gibi eğer
bir şeyi yeterince çok
15:31
it does indeedaslında come to passpas.
290
919813
3071
hayal edersen mutlaka
olacağına dair bir kanıt.
15:34
But I'm alsoAyrıca standingayakta here
sayingsöz, you know what,
291
922884
3346
Ama aynı zamanda burada
durup şöyle diyorum,
15:38
that clicheklişe about the journeyseyahat beingolmak
more importantönemli than the destinationhedef?
292
926230
5981
yolculuğun hedeften daha önemli olduğu
hakkındaki klişeyi biliyorsunuz.
15:44
There's something in that.
293
932211
3321
Bunda bir şeyler var.
15:47
The closeryakın I got to my finishbitiş linehat,
294
935532
2369
Varış çizgisine yaklaştıkça,
15:49
that rubblyrubbly, rockyRocky coastsahil of RossRoss IslandAda,
295
937901
3756
o pürüzlü, kayalık Ross Adası kıyılarına,
15:53
the more I startedbaşladı to realizegerçekleştirmek
that the biggesten büyük lessonders
296
941657
3194
bu çok uzun, çok zor yürüyüşün
15:56
that this very long, very hardzor walkyürümek
mightbelki be teachingöğretim me
297
944851
4580
bana belki de öğrettiği en büyük ders,
16:01
is that happinessmutluluk is not
a finishbitiş linehat,
298
949431
3693
mutluluğun bir bitiş çizgisi olmadığıdır.
16:05
that for us humansinsanlar,
299
953124
1570
Biz insanlar için birçoğumuzun
hayal ettiği mükemmelliğin
16:06
the perfectionmükemmellik that so manyçok of
us seemgörünmek to dreamrüya of
300
954694
3476
16:10
mightbelki not ever be trulygerçekten attainableulaşılabilir,
301
958170
4080
hiçbir zaman tamamen
ulaşılabilir olamayabilir.
16:14
and that if we can't feel contentiçerik
here, todaybugün, now, on our journeysyolculuklarda
302
962250
8466
ve eğer mutlu hissedemez isek,
burada, bugün, şimdi, yolculuklarımızda,
16:22
amidstortasında the messdağınıklık and the strivingçabası
that we all inhabityaşamak,
303
970716
4468
hepimizin içinde yaşadığı
karmaşanın ve mücadelenin,
16:27
the openaçık loopsdöngüler,
the half-finishedbitmedi to-doyapılacak iş listslisteleri,
304
975184
2720
açık döngülerin, "yarısı bitmiş
yapılacaklar listeleri"nin,
16:29
the could-do-better-next-timesolabilir--daha iyi-ileri-kez,
305
977904
2852
"bir dahaki seferlere
daha iyi olacak"ların ortasında,
16:32
then we mightbelki never feel it.
306
980756
3299
hiçbir zaman bunu hissedemeyebiliriz.
16:36
A lot of people have askeddiye sordu me, what nextSonraki?
307
984055
3576
Bir sürü insan bundan sonra
ne yapacağımı sordu.
16:39
Right now, I am very happymutlu just recoveringKurtarma
and in frontön of hotelotel buffetsAçık büfe.
308
987631
6998
Şu an sadece kendime geliyor olmakla
ve otel büfelerinin önünde çok mutluyum.
16:46
But as BobBob HopeUmut put it,
309
994629
4353
Ancak Bob Hope'un dediği gibi,
16:50
I feel very humblemütevazi,
310
998982
2296
çok mütevazı hissediyorum,
16:53
but I think I have the strengthkuvvet
of characterkarakter to fightkavga it. (LaughterKahkaha)
311
1001278
4069
ama kanımca bununla savaşacak kadar
güçlü kişiliğim var. (Gülüşmeler)
16:57
Thank you.
312
1005347
1950
Teşekkürler.
16:59
(ApplauseAlkış)
313
1007297
3678
(Alkış)
Translated by Eren Gokce
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ben Saunders - Polar explorer
In 2004, Ben Saunders became the youngest person ever to ski solo to the North Pole. In 2013, he set out on another record-breaking expedition, this time to retrace Captain Scott’s ill-fated journey to the South Pole on foot.

Why you should listen

Although most of the planet's surface was mapped long ago, there's still a place for explorers in the modern world. And Ben Saunders' stories of arctic exploration -- as impressive for their technical ingenuity as their derring-do -- are decidedly modern. In 2004, at age 26, he skied solo to the North Pole, updating his blog each day of the trip. Humble and self-effacing, Saunders is an explorer of limits, whether it's how far a human can be pushed physically and psychologically, or how technology works hundreds of miles from civilization. His message is one of inspiration, empowerment and boundless potential.

He urges audiences to consider carefully how to spend the “tiny amount of time we each have on this planet.” Saunders is also a powerful advocate for the natural world. He's seen first-hand the effects of climate change, and his expeditions are raising awareness for sustainable solutions. 

Being the youngest person to ski solo to the North Pole did not satiate Saunders' urge to explore and push the boundaries. In 2008, he attempted to break the speed record for a solo walk to the North Pole; however, his journey was ended abruptly both then and again in 2010 due to equipment failure. From October 2013 to February 2014, he led a two-man team to retrace Captain Robert Falcon Scott’s ill-fated 1,800-mile expedition to the South Pole on foot. He calls this journey the hardest 105 days of his life.

More profile about the speaker
Ben Saunders | Speaker | TED.com