ABOUT THE SPEAKER
Caroline Casey - Inclusivity activist
Caroline Casey works relentlessly to bring out a global shift in business inclusion, and ensure that everyone can live their life without limit or labels.

Why you should listen

Caroline Casey is an award-winning social entrepreneur, Ashoka Fellow and Young Global Leader of the World Economic Forum. Since taking the life-changing decision at 28 to leave her career in management consulting, Caroline has committted to creating inclusion for all.

In 2000, she rode 1,000 kilometers across India on an elephant to raise funds for Sight Savers. Then, as founding CEO of Kanchi, in Dublin, she developed a set of best practices for businesses, to help them see "disabled" workers as an asset, as opposed to a liability. Hundreds of companies have adopted these standards, changing their policies and attitudes. In 2004, Casey started the Ability Awards, sponsored by 02, to recognize Irish businesses for their inclusion of people with disabilities, as employees, suppliers, customers and members of the community. The initiative received great international praise and, in 2010, a parallel program was launched in Spain, backed by Telefónica.

In 2015 Casey founded business inclusion company Binc which, in August 2017, launched #valuable – a worldwide ‘call to action’ for business to recognise the value and potential of the 1 billion people living with a disability and position disability equally on the global business agenda. To start the conversation and build momentum, Casey, who is registered blind, embarked on a 1,000km horse adventure through Colombia, ending with a keynote address at ‘One Young World Summit 2017’ in Bogota, Colombia.

Join the conversation @valuabletribe

More profile about the speaker
Caroline Casey | Speaker | TED.com
TEDWomen 2010

Caroline Casey: Looking past limits

Caroline Casey: Sınırların ötesini görmek

Filmed:
2,344,099 views

Eylemci Caroline Casey, açığa çıkan bir gerçekle (fazla detay vermeyeceğiz) başlayan, olağanüstü hayatının hikayesini anlatıyor. Algılara meydan okuyan konuşmasıyla, Casey hepimizi, var olduğunu düşündüğümüz sınırlarımızı aşmaya davet ediyor.
- Inclusivity activist
Caroline Casey works relentlessly to bring out a global shift in business inclusion, and ensure that everyone can live their life without limit or labels. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
Can any of you
0
0
2000
Aranızdan kimse
00:17
rememberhatırlamak what you wanted to be
1
2000
2000
17 yaşındayken ne olmak istediğini
00:19
when you were 17?
2
4000
2000
hatırlıyor mu?
00:21
Do you know what I wanted to be?
3
6000
2000
Ben ne olmak isterdim biliyor musunuz?
00:23
I wanted to be a bikerMotorcu chickpiliç.
4
8000
2000
Motorsikletçi kız.
00:25
(LaughterKahkaha)
5
10000
2000
(Kahkaha)
00:27
I wanted to raceyarış carsarabalar,
6
12000
2000
Araba yarışlarına katılmak,
00:29
and I wanted to be a cowgirlkovboy kız,
7
14000
3000
kovboy olmak,
00:32
and I wanted to be MowgliMowgli from "The JungleOrman BookKitap."
8
17000
3000
"Ormanın Kitabı"ndaki Mogli olmak isterdim.
00:35
Because they were all about beingolmak freeücretsiz,
9
20000
4000
Çünkü hepsi özgür olmak demekti,
00:39
the windrüzgar in your hairsaç -- just to be freeücretsiz.
10
24000
3000
rüzgarın saçlarınızı savurması, özgür olmak...
00:42
And on my seventeenthOn yedinci birthdaydoğum günü,
11
27000
2000
Ve 17. doğum günümde
00:44
my parentsebeveyn, knowingbilme how much I lovedsevilen speedhız,
12
29000
3000
hız tutkumu bilen ailem
00:47
gaveverdi me one drivingsürme lessonders
13
32000
2000
bana bir sürüş dersi verdi
00:49
for my seventeenthOn yedinci birthdaydoğum günü.
14
34000
2000
hediye olarak.
00:51
Not that we could have affordedelde edilmiştir I drivesürücü,
15
36000
2000
Araba kullanmamı maddi olarak karşılayamazlardı ama
00:53
but to give me the dreamrüya of drivingsürme.
16
38000
3000
sırf bana o hayali verebilmek için.
00:57
And on my seventeenthOn yedinci birthdaydoğum günü,
17
42000
2000
Ve 17. doğum günümde
00:59
I accompaniedeşlik my little sisterkız kardeş
18
44000
2000
kız kardeşimi
01:01
in completetamamlayınız innocencesaflık,
19
46000
2000
tamamen safça
01:03
as I always had all my life --
20
48000
3000
hep yaptığım gibi
01:06
my visuallygörsel impairedayrılmış sisterkız kardeş --
21
51000
2000
görme engelli kardeşimi
01:08
to go to see an eyegöz specialistuzman.
22
53000
2000
göz uzmanına götürdüm.
01:10
Because bigbüyük sisterskız kardeşler
23
55000
2000
Çünkü ablalar hep
01:12
are always supposedsözde to supportdestek theironların little sisterskız kardeşler.
24
57000
3000
küçük kardeşlerine destek olurlar.
01:15
And my little sisterkız kardeş wanted to be a pilotpilot --
25
60000
2000
Ve kardeşim pilot olmak isterdi...
01:17
God help her.
26
62000
2000
Tanrı yardımcısı olsun.
01:19
So I used to get my eyesgözleri testedtest edilmiş
27
64000
2000
Ben de sırf eğlencesine
01:21
just for funeğlence.
28
66000
2000
gözlerime baktırırdım.
01:23
And on my seventeenthOn yedinci birthdaydoğum günü,
29
68000
2000
Ve 17. doğumgünümde
01:25
after my fakesahte eyegöz examsınav,
30
70000
3000
sahte göz muayenemden sonra
01:28
the eyegöz specialistuzman just noticedfark it happenedolmuş to be my birthdaydoğum günü.
31
73000
3000
doktor doğum günüm olduğunu fark etti.
01:31
And he said, "So what are you going to do to celebratekutlamak?"
32
76000
4000
"Kutlamak için ne yapacaksın?" diye sordu.
01:35
And I tookaldı that drivingsürme lessonders,
33
80000
2000
Sürüş dersimi de aldıktan sonra
01:37
and I said, "I'm going to learnöğrenmek how to drivesürücü."
34
82000
4000
"Araba kullanmayı öğreneceğim" dedim.
01:43
And then there was a silenceSessizlik --
35
88000
3000
Ve bir sessizlik oldu...
01:46
one of those awfulkorkunç silencessessizliği
36
91000
2000
o korkunç sessizliklerden
01:48
when you know something'sşey wrongyanlış.
37
93000
2000
hani bir şeylerin ters gittiğini anlarsınız ya...
01:50
And he turneddönük to my motheranne,
38
95000
2000
Anneme dönüp
01:52
and he said, "You haven'tyok told her yethenüz?"
39
97000
4000
"Daha söylemediniz mi?" dedi.
01:58
On my seventeenthOn yedinci birthdaydoğum günü,
40
103000
3000
Ve 17. doğum günümde
02:01
as JanisJanis IanIan would besten iyi say,
41
106000
3000
Janis Ian'ın dediği gibi
02:04
I learnedbilgili the truthhakikat at 17.
42
109000
3000
gerçeği 17 yaşımda öğrendim.
02:07
I am, and have been sincedan beri birthdoğum,
43
112000
4000
Şimdi, ve doğduğumdan beri,
02:11
legallyyasal olarak blindkör.
44
116000
3000
yasal tanıma göre kördüm.
02:14
And you know,
45
119000
2000
Ve yani
02:16
how on earthtoprak did I get to 17
46
121000
2000
nasıl oldu da bunu bilmeden
02:18
and not know that?
47
123000
2000
17 yaşıma kadar gelebildim?
02:20
Well, if anybodykimse saysdiyor countryülke musicmüzik isn't powerfulgüçlü,
48
125000
3000
Eğer country müziğinin güçlü olmadığını düşünüyorsanız,
02:23
let me tell you this:
49
128000
3000
size şunu diyeyim:
02:26
I got there
50
131000
2000
O yaşa kadar gelmem
02:28
because my father'sbabanın passiontutku for JohnnyJohnny CashNakit
51
133000
3000
babamın Johnny Cash tutkusu ve
02:31
and a songşarkı, "A BoyÇocuk NamedAdlı SueSue."
52
136000
3000
"A Boy Named Sue" (Sue adında bir oğlan) şarkısı sayesindedir.
02:35
I'm the eldesten büyükleri of threeüç. I was borndoğmuş in 1971.
53
140000
3000
Üç kardeşin en büyüğüyüm. 1971 yılında doğdum.
02:38
And very shortlykısa bir süre after my birthdoğum,
54
143000
2000
Ve doğumumdan hemen sonra ailem
02:40
my parentsebeveyn foundbulunan out I had a conditionşart calleddenilen ocularoküler albinismalbinizm.
55
145000
3000
"oküler albinizm" diye bir hastalığım olduğunu öğrenmiş.
02:43
And what the hellcehennem does that mean to you?
56
148000
2000
Bu size ne ifade ediyor peki?
02:45
So let me just tell you, the great partBölüm of all of this?
57
150000
2000
Şöyle söyleyeyim, en güzel kısmı ne biliyor musunuz?
02:47
I can't see this clocksaat and I can't see the timingzamanlama,
58
152000
3000
Bu saati ve saatin kaç olduğunu göremiyorum,
02:50
so holyKutsal God, woohooWoohoo! (LaughterKahkaha)
59
155000
2000
Yüce Tanrım, yaşasın!
02:52
I mightbelki buysatın almak some more time.
60
157000
2000
biraz daha vakit kazanabilirim.
02:54
But more importantlyönemlisi, let me tell you --
61
159000
3000
Ama daha da önemlisi,
02:57
I'm going to come up really closekapat here. Don't freakanormal out, PatPat.
62
162000
3000
şimdi şuraya çok yaklaşacağım. Korkma Pat.
03:00
Hey.
63
165000
2000
Hey.
03:02
See this handel?
64
167000
2000
Bu eli görüyor musunuz?
03:04
BeyondÖtesinde this handel is a worldDünya of VaselineVazelin.
65
169000
3000
Bu elin ardındaki tüm dünya vazelinle sıvanmış.
03:07
EveryHer man in this roomoda, even you, SteveSteve,
66
172000
3000
Bu odadaki tüm erkekler, sen bile Steve,
03:10
is GeorgeGeorge ClooneyClooney.
67
175000
2000
birer George Clooney.
03:12
(LaughterKahkaha)
68
177000
2000
(Kahlaha)
03:14
And everyher womankadın, you are so beautifulgüzel.
69
179000
3000
Ve tüm kadınlar, hepiniz çok güzelsiniz.
03:17
And when I want to look beautifulgüzel, I stepadım threeüç feetayaklar away from the mirrorayna,
70
182000
3000
Ve güzel görünmek istediğimde, aynadan üç adım geri çekilirim,
03:20
and I don't have to see these lineshatlar etchedkazınmış in my faceyüz
71
185000
2000
ve hayatım boyunca karanlık ışıklar yüzünden
03:22
from all the squintingşaşı I've donetamam all my life
72
187000
2000
gözlerimi açtığım için yüzüme kazınmış
03:24
from all the darkkaranlık lightsışıklar.
73
189000
3000
bu kırışıklıkları görmek zorunda kalmam.
03:27
The really strangegarip partBölüm is
74
192000
2000
En garip kısmı ise
03:29
that, at threeüç and a halfyarım, just before I was going to schoolokul,
75
194000
3000
üç buçuk yaşımdayken, tam okula başlamadan önce,
03:32
my parentsebeveyn madeyapılmış a bizarretuhaf, unusualolağandışı
76
197000
2000
ailem garip, alışılmadık
03:34
and incrediblyinanılmaz bravecesur decisionkarar.
77
199000
4000
ve inanılmaz cesur bir karar aldı.
03:38
No specialözel needsihtiyaçlar schoolsokullar.
78
203000
3000
Ne engelli okulları,
03:41
No labelsetiketleri.
79
206000
2000
ne etiketleme,
03:43
No limitationssınırlamaları.
80
208000
3000
ne de sınırlamalar olmayacak.
03:46
My abilitykabiliyet and my potentialpotansiyel.
81
211000
2000
Benim yeteneğim ve potansiyelim.
03:48
And they decidedkarar to tell me
82
213000
3000
Ve bana, görebildiğimi söylemeye
03:51
that I could see.
83
216000
2000
karar verdiler.
03:54
So just like JohnnyJohnny Cash's' İn SueSue,
84
219000
4000
Tıpkı Johnny Cash'in Sue'si gibi,
03:58
a boyoğlan givenverilmiş a girl'sKızın nameisim,
85
223000
3000
kız ismi verilmiş bir oğlan gibi,
04:01
I would growbüyümek up and learnöğrenmek from experiencedeneyim
86
226000
3000
büyüyüp, güçlü olmayı ve hayatta kalmayı
04:04
how to be toughsert and how to survivehayatta kalmak,
87
229000
3000
kendi tecrübelerimle öğrenecektim,
04:07
when they were no longeruzun there to protectkorumak me,
88
232000
2000
onlar beni korumak için orada olmadığında da,
04:09
or just take it all away.
89
234000
2000
üstesinden gelmeyi öğrenecektim.
04:11
But more significantlyanlamlı,
90
236000
2000
Ama daha da önemlisi,
04:13
they gaveverdi me the abilitykabiliyet
91
238000
2000
bana inanma yeteneğini,
04:15
to believe,
92
240000
2000
başarabileceğime
04:17
totallybütünüyle, to believe that I could.
93
242000
3000
tamamen inanma yeteneğini verdiler.
04:20
And so when I heardduymuş that eyegöz specialistuzman
94
245000
2000
O yüzden göz uzmanının bana söylediği onca
04:22
tell me all the things, a bigbüyük fatşişman "no,"
95
247000
4000
kocaman "hayır"ları duyunca
04:26
everybodyherkes imagineshayal I was devastatedharap.
96
251000
2000
herkes yıkıldığımı düşündü.
04:28
And don't get me wrongyanlış, because when I first heardduymuş it --
97
253000
3000
Yanlış anlamayın, ilk duyduğumda,
04:31
asidebir kenara from the factgerçek that I thought he was insanedeli --
98
256000
2000
adamın deli olduğunu düşünmem dışında,
04:33
I got that thumpThump in my chestgöğüs,
99
258000
2000
göğsümde o yumruğu hissettim,
04:35
just that "huh?"
100
260000
3000
hani nefesiniz kesilir.
04:38
But very quicklyhızlı bir şekilde I recoveredyeniden elde etmek. It was like that.
101
263000
3000
Ama çabucak toparlandım. Artık böyleydi.
04:41
The first thing I thought about was my momanne,
102
266000
2000
Düşündüğüm ilk şey annemdi,
04:43
who was cryingağlıyor over besideyanında me.
103
268000
2000
yanımda ağlıyordu.
04:45
And I swearyemin etmek to God, I walkedyürüdü out of his officeofis,
104
270000
2000
Ve yemin ederim, muayehaneden çıkıp
04:47
"I will drivesürücü. I will drivesürücü.
105
272000
3000
"Araba kullanacağım. Araba kullanacağım.
04:50
You're maddeli. I'll drivesürücü. I know I can drivesürücü."
106
275000
3000
Sen delisin, araba kullanacağım, kullanabileceğimi biliyorum" dedim.
04:53
And with the sameaynı doggedinatçı determinationbelirleme
107
278000
2000
Ve babamın çocukluğumdan beri öğrettiği
04:55
that my fatherbaba had bredyetiştirilmiş into me sincedan beri I was suchböyle a childçocuk --
108
280000
3000
aynı keçi inadıyla,
04:58
he taughtöğretilen me how to sailyelken,
109
283000
2000
bana denize açılmayı öğretmişti,
05:00
knowingbilme I could never see where I was going, I could never see the shoreShore,
110
285000
3000
nereye gittiğimi, karayı göremeyeceğimi bile bile,
05:03
and I couldn'tcould see the sailsyelken, and I couldn'tcould see the destinationhedef.
111
288000
3000
ve yelkenleri göremiyordum, gittiğimiz yeri göremiyordum.
05:06
But he told me to believe
112
291000
3000
Ama bana inanmamı söyledi,
05:09
and feel the windrüzgar in my faceyüz.
113
294000
2000
rüzgarı yüzümde hissetmemi söyledi.
05:11
And that windrüzgar in my faceyüz madeyapılmış me believe
114
296000
3000
Ve yüzüme çarpan rüzgar beni
05:14
that he was maddeli and I would drivesürücü.
115
299000
2000
onun deli olduğuna ve araba kullanabileceğime inandırdı.
05:16
And for the nextSonraki 11 yearsyıl,
116
301000
2000
Ve sonraki 11 sene boyunca
05:18
I sworeyemin ettim nobodykimse would ever find out that I couldn'tcould see,
117
303000
2000
kimsenin göremediğimi öğrenmeyeceğine yemin ettim,
05:20
because I didn't want to be a failurebaşarısızlık,
118
305000
2000
çünkü başarısız olmak,
05:22
and I didn't want to be weakzayıf.
119
307000
2000
zayıf olmak istemiyordum.
05:24
And I believedinanılır I could do it.
120
309000
2000
Ve yapabileceğime inandım.
05:26
So I rammedrammed throughvasitasiyla life as only a CaseyCasey can do.
121
311000
3000
Böylece sadece bir Casey'in yapabileceği gibi hayata atıldım.
05:29
And I was an archeologistarkeolog, and then I brokekırdı things.
122
314000
3000
Arkeolog oldum, bir şeyler kırdım.
05:32
And then I managedyönetilen a restaurantrestoran, and then I slippedkaydı on things.
123
317000
2000
Restoranda çalıştım, ayağım bir şeylere takıldı.
05:34
And then I was a masseusemasöz. And then I was a landscapepeyzaj gardenerBahçıvan.
124
319000
2000
Masöz oldum. Sonra peyzaj bahçıvanı oldum.
05:36
And then I wentgitti to business schoolokul.
125
321000
2000
Sonra işletme okuluna gittim.
05:38
And you know, disabledengelli people are hugelyderece educatedeğitimli.
126
323000
2000
Engelli insanlar son derece eğitimlidir.
05:40
And then I wentgitti in and I got a globalglobal consultingDanışmanlık job with AccentureAccenture.
127
325000
3000
Sonra gidip Accenture'de evrensel danışmanlık işine girdim.
05:43
And they didn't even know.
128
328000
3000
Ve bilmiyorlardı bile.
05:46
And it's extraordinaryolağanüstü
129
331000
2000
İnanç ile varabileceğiniz yer
05:48
how faruzak beliefinanç can take you.
130
333000
3000
olağanüstüdür.
05:51
In 1999,
131
336000
2000
1999'da,
05:53
two and a halfyarım yearsyıl into that job,
132
338000
3000
o işi iki buçuk sene yaptıktan sonra,
05:56
something happenedolmuş.
133
341000
2000
bir şey oldu...
05:58
WonderfullyHarika, my eyesgözleri decidedkarar, enoughyeterli.
134
343000
3000
şahane bir şekilde gözlerim "yeter" dedi.
06:02
And temporarilygeçici olarak,
135
347000
2000
Ve geçici olarak,
06:04
very unexpectedlybeklenmedik,
136
349000
2000
hiç beklenmedik şekilde,
06:06
they droppeddüştü.
137
351000
2000
gözlerime perde indi.
06:08
And I'm in one of the mostçoğu competitiverekabetçi environmentsortamları in the worldDünya,
138
353000
3000
Ve dünyanın en rekabetçi ortamlarındna birindeydim,
06:11
where you work hardzor, playoyun hardzor, you gottalazım be the besten iyi, you gottalazım be the besten iyi.
139
356000
3000
orada sıkı çalışırsın, sert oynarsın, en iyisi olmalısın, en iyisi olmalısın.
06:14
And two yearsyıl in,
140
359000
2000
Ve iki sene içinde,
06:16
I really could see very little.
141
361000
3000
gerçekten çok az görebiliyordum.
06:19
And I foundbulunan myselfkendim in frontön of an HRİNSAN KAYNAKLARI managermüdür
142
364000
3000
Kendimi insan kaynakları müdürünün önünde buldum
06:22
in 1999,
143
367000
2000
1999'da
06:24
sayingsöz something I never imaginedhayal that I would say.
144
369000
3000
söyleceğimi asla hayal etmediğim bir şey söyledim.
06:27
I was 28 yearsyıl oldeski.
145
372000
2000
28 yaşındaydım.
06:29
I had builtinşa edilmiş a personakişi all around what I could and couldn'tcould do.
146
374000
4000
Yapıp yapamayacağım şeyler etrafında bir kişilik geliştirmiştim.
06:33
And I simplybasitçe said,
147
378000
3000
Ve basitçe dedim ki,
06:36
"I'm sorry.
148
381000
3000
"Üzgünüm.
06:39
I can't see, and I need help."
149
384000
4000
Göremiyorum ve yardıma ihtiyacım var."
06:44
AskingSoran for help can be incrediblyinanılmaz difficultzor.
150
389000
3000
Yardım istemek son derece zor olabilir.
06:47
And you all know what it is. You don't need to have a disabilitysakatlık to know that.
151
392000
3000
Ve nasıl olduğunu biliyorsunuz, bunun için engelli olmanıza gerek yok.
06:50
We all know how hardzor it is
152
395000
2000
Hepimiz, zayıflığı ve başarısızlı itiraf etmenin
06:52
to admititiraf etmek weaknesszayıflık and failurebaşarısızlık.
153
397000
2000
ne kadar zor olduğunu biliyoruz.
06:54
And it's frighteningkorkutucu, isn't it?
154
399000
2000
Ve korku verici de, değil mi?
06:56
But all that beliefinanç had fueledyakıtlı me so long.
155
401000
2000
Ama tüm inancım beni oraya kadar getirmişti.
06:58
And can I tell you, operatingişletme in the sightedgörüldü worldDünya when you can't see,
156
403000
4000
Ve size söyleyebilirim ki, körseniz, görebilen bir dünyada hayatınızı sürdürmek
07:02
it's kindtür of difficultzor -- it really is.
157
407000
3000
biraz zor, gerçekten öyle.
07:05
Can I tell you, airportshava alanları are a disasterafet.
158
410000
2000
Mesela havaalanları bir facia.
07:07
Oh, for the love of God.
159
412000
2000
Tanrı aşkına.
07:09
And please, any designerstasarımcılar out there?
160
414000
2000
Ve lütfen, tasarımcılar, size sesleniyorum.
07:11
OK, designerstasarımcılar, please put up your handseller, even thoughgerçi I can't even see you.
161
416000
3000
Tasarımcılar, elinizi kaldırır mısınız, sizi göremesem bile.
07:14
I always endson up in the gents'Beyler toiletstuvaletler.
162
419000
3000
Kendimi hep erkekler tuvaletinde buluyorum.
07:17
And there's nothing wrongyanlış with my senseduyu of smellkoku.
163
422000
2000
Ve koku duyumla ilgili bir sorunum yok.
07:19
But can I just tell you,
164
424000
2000
Ama şunu diyebilir miyim,
07:21
the little signişaret for a gents'Beyler toilettuvalet or a ladies'Bayanlar toilettuvalet
165
426000
3000
kadın ya da erkek tuvaletini belirleyen işaret
07:24
is determinedbelirlenen by a triangleüçgen.
166
429000
2000
bir üçgenle belirleniyor.
07:26
Have you ever trieddenenmiş to see that
167
431000
2000
Gözlerinizin önünde vazelinden bir perde varken
07:28
if you have VaselineVazelin in frontön of your eyesgözleri?
168
433000
4000
bunu görmeye çalıştınız mı hiç?
07:32
It's suchböyle a smallküçük thing, right?
169
437000
3000
Çok küçük bir şey, değil mi?
07:35
And you know how exhaustingyorucu it can be
170
440000
2000
Ve hepimiz, mükemmel değilken mükemmelmiş gibi davranmanın
07:37
to try to be perfectmükemmel when you're not,
171
442000
2000
ya da olmadığınız biri olmaya çalışmanının
07:39
or to be somebodybirisi that you aren'tdeğil?
172
444000
2000
ne kadar yorucu olabildiğini biliyoruz.
07:41
And so after admittingitiraf I couldn'tcould see to HRİNSAN KAYNAKLARI,
173
446000
2000
Sonuç olarak, insan kaynaklarına göremediğimi söyledikten sonra
07:43
they sentgönderilen me off to an eyegöz specialistuzman.
174
448000
2000
beni bir göz uzmanına gönderdiler.
07:45
And I had no ideaFikir that this man was going to changedeğişiklik my life.
175
450000
3000
Bu adamın hayatımı değiştireceğine dair hiçbir fikrim yoktu.
07:48
But before I got to him, I was so lostkayıp.
176
453000
3000
Ona gitmeden önce, kaybolmuştu.
07:51
I had no ideaFikir who I was anymoreartık.
177
456000
2000
Artık kim olduğumu bilmiyordum.
07:53
And that eyegöz specialistuzman, he didn't botherrahatsız testingtest yapmak my eyesgözleri.
178
458000
2000
Ve o göz uzmanı, gözlerime bakmakla uğraşmadı.
07:55
God no, it was therapyterapi.
179
460000
2000
Hayır, bu bir terapiydi.
07:57
And he askeddiye sordu me severalbirkaç questionssorular,
180
462000
2000
Bana birkaç soru sordu,
07:59
of whichhangi manyçok were, "Why?
181
464000
2000
çoğu şuydu, "Niye?
08:01
Why are you fightingkavga so hardzor
182
466000
3000
Niye kendin olmamak için
08:04
not to be yourselfkendin?
183
469000
2000
bu kadar uğraşıyorsun?
08:06
And do you love what you do, CarolineCaroline?"
184
471000
3000
Ve yaptığın işi seviyor musun Caroline?"
08:09
And you know, when you go to a globalglobal consultingDanışmanlık firmfirma,
185
474000
2000
Ve evrensel bir danışma firmasına gittiğinizde,
08:11
they put a chipyonga in your headkafa, and you're like,
186
476000
2000
kafanıza bir çip takıyorlar, bir anda
08:13
"I love AccentureAccenture. I love AccentureAccenture. I love my job. I love AccentureAccenture.
187
478000
2000
"Accenture'yi seviyorum. Accenture'yi seviyorum. İşimi seviyorum.
08:15
I love AccentureAccenture. I love AccentureAccenture. I love my job. I love AccentureAccenture." (LaughterKahkaha)
188
480000
3000
Accenture'yi seviyorum. İşimi seviyorum. Accenture'yi seviyorum." diyorsunuz.
08:18
To leaveayrılmak would be failurebaşarısızlık.
189
483000
2000
Bırakıp gitmek bir başarısızlık olur.
08:20
And he said, "Do you love it?"
190
485000
2000
Ve bana sordu "İşini seviyor musun?"
08:22
I couldn'tcould even speakkonuşmak I was so chokedtıkanmış up.
191
487000
2000
Boğazım öyle düğümlenmişti ki konuşamıyordum.
08:24
I just was so -- how do I tell him?
192
489000
3000
Yani öyle bir... nasıl söyleyecektim?
08:27
And then he said to me, "What did you want to be when you were little?"
193
492000
3000
Ve sonra bana "Küçükken ne olmak isterdin?" diye sordu.
08:30
Now listen, I wasn'tdeğildi going to say to him, "Well, I wanted to raceyarış carsarabalar and motorbikesMotosiklet."
194
495000
3000
Ona "Araba ve motor yarışçısı olmak isterdim." diyecek halim yoktu.
08:33
HardlyÇok zor appropriateuygun at this momentan in time.
195
498000
2000
Böyle bir zamanda hiç de uygun değildi.
08:35
He thought I was maddeli enoughyeterli anywayneyse.
196
500000
2000
Zaten yeterince deli olduğumu düşünüyordu.
08:37
And as I left his officeofis,
197
502000
2000
Muayenehanesinden çıktım,
08:39
he calleddenilen me back
198
504000
2000
beni geri çağırdı
08:41
and he said, "I think it's time.
199
506000
3000
ve dedi ki, "Artık vakti geldi.
08:44
I think it's time
200
509000
2000
Artık savaşmayı bırakıp
08:46
to stop fightingkavga and do something differentfarklı."
201
511000
2000
başka bir şey yapmanın vakti geldi."
08:48
And that doorkapı closedkapalı.
202
513000
2000
Ve kapı kapandı.
08:50
And that silenceSessizlik just outsidedışında a doctor'sdoktorda officeofis,
203
515000
2000
Bir doktorun muayenehanesinin dışındaki o sessizliği
08:52
that manyçok of us know.
204
517000
3000
çoğumuz biliriz.
08:55
And my chestgöğüs achedağrıyordu.
205
520000
2000
Göğsüm sıkışıyordu.
08:57
And I had no ideaFikir where I was going. I had no ideaFikir.
206
522000
2000
Nereye gittiğime dair hiçbir fikrim yoktu. Hiçbir fikrim.
08:59
But I did know the gameoyun was up.
207
524000
2000
Ama bir şeylerin başladığını biliyordum.
09:01
And I wentgitti home, and, because the painAğrı in my chestgöğüs achedağrıyordu so much,
208
526000
2000
Eve gittim, göğsüm çok sıkıştığı için, "Koşuya çıkayım"
09:03
I thought, "I'll go out for a runkoş."
209
528000
2000
diye düşündüm.
09:05
Really not a very sensiblemantıklı thing to do.
210
530000
2000
Pek mantıklı bir şey değildi.
09:07
And I wentgitti on a runkoş that I know so well.
211
532000
2000
Çok iyi bildiğim bir parkurda koşmaya çıktım.
09:09
I know this runkoş so well, by the back of my handel.
212
534000
3000
Yolu avcumun içi gibi biliyordum.
09:12
I always runkoş it perfectlykusursuzca fine.
213
537000
2000
Her zaman çok rahat koşmuşumdur.
09:14
I countsaymak the stepsadımlar and the lamppostssokak and all those things
214
539000
2000
Görme engellilerin sıkça rastladığı, sokak lambaları gibi şeyleri,
09:16
that visuallygörsel impairedayrılmış people have a tendencyeğilim to have a lot of meetingstoplantılar with.
215
541000
3000
adımlarımı sayardım.
09:19
And there was a rockKaya that I always missedcevapsız.
216
544000
2000
Ve her zaman es geçtiğim bir taş vardı.
09:21
And I'd never fallendüşmüş on it, never.
217
546000
2000
Asla ona takılıp düşmemiştim, asla.
09:23
And there I was cryingağlıyor away,
218
548000
2000
Ve orada ağlayarak koşarken,
09:25
and smashSmash, bashBash on my rockKaya.
219
550000
2000
pat, ayağım takıldı, yere çakıldım.
09:27
BrokenKırık, fallendüşmüş over
220
552000
3000
Düştüm, o taşa takılıp
09:30
on this rockKaya
221
555000
2000
düştüm,
09:32
in the middleorta of MarchMart in 2000,
222
557000
2000
2000 senesinin Mart ayıydı,
09:34
typicaltipik Irishİrlanda dili weatherhava on a WednesdayÇarşamba --
223
559000
2000
bir çarşamba günü, tipik bir İrlanda havası,
09:36
graygri, snotsümük, tearsgözyaşı everywhereher yerde,
224
561000
2000
gri, salya sümük, göz yaşları her yerde,
09:38
ridiculouslygülünç self-pityingkendi kendine acıyan.
225
563000
2000
komik derecede kendime acınacak kadar.
09:40
And I was flooredkatlı, and I was brokenkırık,
226
565000
2000
Yerdeydim, çökmüştüm,
09:42
and I was angrykızgın.
227
567000
2000
ve sinirliydim.
09:44
And I didn't know what to do.
228
569000
2000
Ne yapacağımı bilmiyordum.
09:46
And I satoturdu there for quiteoldukça some time going,
229
571000
2000
Orada bir süre oturup
09:48
"How am I going to get off this rockKaya and go home?
230
573000
2000
"Nasıl bu kayanın üzerinden kalkıp eve gideceğim?
09:50
Because who am I going to be?
231
575000
2000
Kim olacağım ki ben?
09:52
What am I going to be?"
232
577000
2000
Ne olacağım?" diye düşündüm.
09:54
And I thought about my dadbaba,
233
579000
2000
Ve babamı düşündüm,
09:56
and I thought, "Good God, I'm so not SueSue now."
234
581000
3000
"Of Tanrım, şu an hiç de Sue değilim." diye düşündüm.
09:59
And I kepttuttu thinkingdüşünme over and over in my mindus,
235
584000
2000
Kafamın içinde düşünüp durdum,
10:01
what had happenedolmuş? Where did it go wrongyanlış? Why didn't I understandanlama?
236
586000
3000
ne olmuştu, nerede hata yapmıştım, niye anlamamıştım?
10:04
And you know, the extraordinaryolağanüstü partBölüm of it
237
589000
2000
Ve en olağanüstü kısmı da,
10:06
is I just simplybasitçe had no answerscevaplar.
238
591000
2000
hiçbir cevabımın olmamasıydı.
10:08
I had lostkayıp my beliefinanç.
239
593000
2000
İnancımı kaybetmiştim.
10:10
Look where my beliefinanç had broughtgetirdi me to.
240
595000
2000
İnancım beni buralara kadar getirmişti.
10:12
And now I had lostkayıp it. And now I really couldn'tcould see.
241
597000
2000
Ama şimdi kaybetmiştim. İşte şimdi gerçekten göremiyordum.
10:14
I was crumpledburuşuk.
242
599000
2000
Çökmüştüm.
10:16
And then I rememberhatırlamak thinkingdüşünme about that eyegöz specialistuzman
243
601000
3000
Ve sonra o göz uzmanınının bana "Ne olmak istiyorsun?
10:19
askingsormak me, "What do you want to be? What do you want to be?
244
604000
3000
Ne olmak istiyorsun?" diye sorduğunu hatırladım.
10:22
What did you want to be when you were little? Do you love what you do?
245
607000
2000
Küçükken ne olmak isterdin? İşini seviyor musun?
10:24
Do something differentfarklı. What do you want to be?
246
609000
2000
Farklı bir şey yap. Ne olmak istiyorsun?
10:26
Do something differentfarklı. What do you want to be?"
247
611000
3000
Farklı bir şey yap. Ne olmak istiyorsun?
10:29
And really slowlyyavaşça, slowlyyavaşça, slowlyyavaşça,
248
614000
3000
Ve yavaşça, yavaşça, yavaşça
10:32
it happenedolmuş.
249
617000
2000
gerçekleşti.
10:34
And it did happenolmak this way.
250
619000
3000
Ve bu şekilde oldu.
10:37
And then the minutedakika it camegeldi,
251
622000
2000
Geldiği anda,
10:39
it blewpatladı up in my headkafa
252
624000
2000
bir anda zihnimde patladı,
10:41
and bashedbashed in my heartkalp --
253
626000
2000
ve kalbimde çarptı,
10:43
something differentfarklı.
254
628000
3000
farklı bir şey,
10:46
"Well, how about MowgliMowgli from 'The' JungleOrman Book'Kitap '?
255
631000
4000
" Ya 'Ormanın Kitabı'ndaki Mogli?
10:50
You don't get more differentfarklı than that."
256
635000
3000
Ondan daha farklı olamazsın."
10:53
And the momentan, and I mean the momentan,
257
638000
2000
Ve o anda, tam olarak o andan bahsediyorum,
10:55
the momentan that hitvurmak me,
258
640000
2000
o an kafama dank etti,
10:57
I swearyemin etmek to God,
259
642000
2000
yemin ederim,
10:59
it was like wooWoo hooHoo! You know -- something to believe in.
260
644000
3000
böyle, "yaşasın!!" dedim kendi kendime, işte inanacak bir şey.
11:02
And nobodykimse can tell me no.
261
647000
2000
Ve kimse bana hayır diyemez.
11:04
Yes, you can say I can't be an archeologistarkeolog.
262
649000
2000
Evet, arkeolog olamayacağımı söyleyebilirsiniz.
11:06
But you can't tell me, no, I can't be MowgliMowgli, because guesstahmin what?
263
651000
2000
Ama, hayır, Mogli olamayacağımı söyleyemezsiniz çünkü, bilin bakalım,
11:08
Nobody'sKimsenin ever donetamam it before, so I'm going to go do it.
264
653000
2000
daha önce kimse bunu yapmadı, o yüzden ben yapacağım.
11:10
And it doesn't mattermadde whetherolup olmadığını I'm a boyoğlan or a girlkız, I'm just going to scoottabanları yağla.
265
655000
3000
Ve kadın ya da erkek olmam önemli değil, kaçıp gideceğim.
11:13
And so I got off that rockKaya, and, oh my God, did I runkoş home.
266
658000
2000
Sonra o kayanın üzerinden kalktım ve Tanrım, eve öyle bir koştum ki.
11:15
And I sprintedkoştun home, and I didn't falldüşmek, and I didn't crashkaza.
267
660000
3000
Eve koşarak girdim ve düşmedim, hiçbir şeye çarpmadım.
11:18
And I ranran up the stairsmerdiven, and there was one of my favoritesevdiğim bookskitaplar of all time,
268
663000
3000
Merdivenlerden koşarak çıktım, en sevdiğim kitaplardan bir orada duruyordu.
11:21
"TravelsSeyahatler on My ElephantFil" by MarkMark ShandShand -- I don't know if any of you know it.
269
666000
3000
Mark Shand'in "Travels on My Elephant" (Filimin Üzerinde Geziler) kitabı, aranızdan bilen var mı bilmiyorum.
11:24
And I grabbedyakaladı this bookkitap off, and I'm sittingoturma on the couchkanepe
270
669000
2000
Kitabı aldım, kanepeye oturdum
11:26
going, "I know what I'm going to do.
271
671000
2000
"Ne yapacağımı biliyorum.
11:28
I know how to be MowgliMowgli.
272
673000
2000
Nasıl Mogli olacağımı biliyorum.
11:30
I'm going to go acrosskarşısında IndiaHindistan
273
675000
2000
Hindistan'ı dolaşacağım,
11:32
on the back of an elephantfil.
274
677000
2000
bir filin sırtında.
11:34
I'm going to be an elephantfil handlerişleyici."
275
679000
3000
Fil eğitmeni olacağım" dedim kendime.
11:38
And I had no ideaFikir
276
683000
2000
Ve nasıl bir fil eğitmeni olacağıma dair
11:40
how I was going to be an elephantfil handlerişleyici.
277
685000
3000
hiçbir fikrim yoktu.
11:43
From globalglobal managementyönetim consultantdanışman to elephantfil handlerişleyici.
278
688000
3000
Küresel işletme danışmanlığından, fil eğimenine.
11:46
I had no ideaFikir how. I had no ideaFikir how you hirekiralama an elephantfil, get an elephantfil.
279
691000
3000
Nasıl olacak bilmiyordum. Bir fil nasıl kiralanır, nasıl bulunur, hiçbir fikrim yoktu.
11:49
I didn't speakkonuşmak HindiHintçe. I'd never been to IndiaHindistan. Hadn'tYoktu a clueipucu.
280
694000
3000
Hintçe konuşmuyordum. Hiç Hindistan'a gitmemiştim, en ufak bir fikrim yoktu.
11:52
But I knewbiliyordum I would.
281
697000
2000
Ama yapacağımı biliyordum.
11:54
Because, when you make a decisionkarar at the right time and the right placeyer,
282
699000
3000
Çünkü doğru zamanda, doğru yerde bir karar aldığınızda,
11:57
God, that universeEvren makesmarkaları it happenolmak for you.
283
702000
2000
Tanrı, evren sizin için gerçekleştiriyor.
11:59
NineDokuz monthsay latersonra, after that day on snotsümük rockKaya,
284
704000
3000
O lanet kayaya takıldığım günden dokuz ay sonra,
12:02
I had the only blindkör datetarih in my life
285
707000
2000
hayatımda ilk kez, önceden tanımadığım biriyle randevulaştım...
12:04
with a sevenYedi and a halfyarım footayak elephantfil calleddenilen KanchiKanchi.
286
709000
4000
2,3 metre boyunda, Kanchi adlı bir fille.
12:08
And togetherbirlikte we would trekTrek a thousandbin kilometerskilometre
287
713000
2000
Ve beraber Hindistan'da
12:10
acrosskarşısında IndiaHindistan.
288
715000
2000
bin kilometre yol katettik.
12:12
(ApplauseAlkış)
289
717000
2000
(Alkış)
12:14
The mostçoğu powerfulgüçlü thing of all,
290
719000
2000
En güçlü şey ise,
12:16
it's not that I didn't achievebaşarmak before then. Oh my God, I did.
291
721000
2000
daha önceden hiç başarı elde etmediğimden değil, tabii ki ettim.
12:18
But you know, I was believinginanan in the wrongyanlış thing.
292
723000
3000
Ama yanlış şeye inanıyordum.
12:21
Because I wasn'tdeğildi believinginanan in me,
293
726000
2000
Çünkü kendime inanmıyordum,
12:23
really me, all the bitsbit of me --
294
728000
2000
gerçek kendime, tüm parçalarıma
12:25
all the bitsbit of all of us.
295
730000
2000
hepimizin tüm parçalarına.
12:27
Do you know how much of us all pretendtaklit to be somebodybirisi we're not?
296
732000
3000
Kaçımızın olmadığımız biri gibi davrandığını biliyor musunuz?
12:30
And you know what, when you really believe in yourselfkendin and everything about you,
297
735000
3000
Ama biliyor musunuz, gerçekten kendinize ve kendinize dair her şeye inandığınızda,
12:33
it's extraordinaryolağanüstü what happensolur.
298
738000
2000
gerçekleşen şeyler olağanüstü.
12:35
And you know what, that tripgezi, that thousandbin kilometerskilometre,
299
740000
2000
Ve biliyor musunuz, o yolculuk, bin kilometrelik yol,
12:37
it raisedkalkık enoughyeterli moneypara for 6,000 cataractkatarakt eyegöz operationsoperasyonlar.
300
742000
3000
6000 katarakt operasyonuna yetecek parayı topladı.
12:40
SixAltı thousandbin people got to see because of that.
301
745000
2000
Bu sayede 6000 kişi görebiliyor.
12:42
When I camegeldi home off that elephantfil,
302
747000
2000
Filin üzerinden indiğimde,
12:44
do you know what the mostçoğu amazingşaşırtıcı partBölüm was?
303
749000
2000
en muhteşem kısmı neydi biliyor musunuz?
12:46
I chuckedattığım in my job at AccentureAccenture.
304
751000
2000
Accenture'deki işimi bir kenara fırlattım.
12:48
I left, and I becameoldu a socialsosyal entrepreneurgirişimci,
305
753000
2000
Bıraktım, ve bir sosyal girişimci oldum,
12:50
and I setset up an organizationorganizasyon with MarkMark ShandShand calleddenilen ElephantFil FamilyAile,
306
755000
3000
Mark Shand ile beraber, Elephant Family (Fil Ailesi) adlı bir dernek kurduk,
12:53
whichhangi dealsfırsatlar with AsianAsya elephantfil conservationkoruma.
307
758000
2000
Asya'daki filleri korumak amacıyla.
12:55
And I setset up KanchiKanchi,
308
760000
2000
Kanchi'yi kurdum,
12:57
because my organizationorganizasyon was always going to be namedadlı after my elephantfil,
309
762000
3000
çünkü derneğim elbette filimin adını taşıyacaktı,
13:00
because disabilitysakatlık is like the elephantfil in the roomoda.
310
765000
2000
çünkü engelli olmak, odadaki fili görmezden gelmek gibidir.
13:02
And I wanted to make you see it in a positivepozitif way --
311
767000
3000
Ve buna olumlu bir açıdan bakmanızı sağlamak istedim,
13:05
no charitysadaka, no pityyazık.
312
770000
2000
merhametle ya da acımayla değil.
13:07
But I wanted to work only and trulygerçekten
313
772000
2000
Ama ben sadece ve tamamen
13:09
with business and mediamedya leadershipliderlik
314
774000
2000
ticaret ve medya liderliğiyle çalışıp
13:11
to totallybütünüyle reframereframe disabilitysakatlık
315
776000
2000
heyecan verici bir şekilde
13:13
in a way that was excitingheyecan verici and possiblemümkün.
316
778000
3000
engelli olmayı farklı bir çerçeveye sokmayı istiyordum.
13:16
It was extraordinaryolağanüstü.
317
781000
3000
Olağanüstüydü.
13:19
That's what I wanted to do.
318
784000
2000
Yapmak istediğim şey buydu.
13:21
And I never thought about noesHayır anymoreartık, or not seeinggörme,
319
786000
2000
Artık "hayır"ları ya da göremediğimi ya da bunun gibi şeyleri
13:23
or any of that kindtür of nothing.
320
788000
2000
düşünmüyordum.
13:25
It just seemedgibiydi that it was possiblemümkün.
321
790000
3000
Mümkün gibi duruyordu.
13:28
And you know, the oddestçok tuhaf partBölüm is,
322
793000
3000
Ve en garip tarafı da
13:31
when I was on my way travelingseyahat here to TEDTED,
323
796000
2000
buraya, TED'e gelirken
13:33
I'll be honestdürüst, I was petrifiedtaşlaşmış.
324
798000
3000
dürüst olayım, çok korkuyordum.
13:36
And I speakkonuşmak,
325
801000
2000
Ve konuşuyorum,
13:38
but this is an amazingşaşırtıcı audienceseyirci,
326
803000
2000
ama bu muhteşem bir dinleyici kitlesi,
13:40
and what am I doing here?
327
805000
3000
ve ne yapıyorum burada?
13:43
But as I was travelingseyahat here,
328
808000
2000
Ama yolda buraya gelirken,
13:45
you'llEğer olacak be very happymutlu to know,
329
810000
2000
bunu öğrendiğinize sevineceksiniz,
13:47
I did use my whitebeyaz symbolsembol stickÇubuk canekamışı,
330
812000
2000
özel beyaz bastonumu kullandım,
13:49
because it's really good to skipatlamak queuessıraları in the airporthavalimanı.
331
814000
2000
çünkü havaalanında kuyruklara takılmamak çok güzel.
13:51
And I got my way here
332
816000
2000
Ve buraya geldiğimde
13:53
beingolmak happilymutlu proudgururlu that I couldn'tcould see.
333
818000
3000
göremediğim için mutlu ve gururluydum.
13:56
And the one thing is that a really good friendarkadaş of mineMayın,
334
821000
2000
Bir başka şey de, çok yakın bir arkadaşım
13:58
he textedmesaj attım me on the way over, knowingbilme I was scaredkorkmuş.
335
823000
3000
ben yoldayken mesaj attı, korktuğumu biliyordu.
14:01
Even thoughgerçi I presentmevcut confidentkendine güvenen, I was scaredkorkmuş.
336
826000
2000
Kendimden emin gözüksem de korkuyordum.
14:03
He said, "Be you."
337
828000
3000
"Kendin ol." dedi.
14:06
And so here I am.
338
831000
2000
Ve işte buradayım.
14:08
This is me, all of me.
339
833000
3000
Bu benim, tamamen kendimim.
14:11
(ApplauseAlkış)
340
836000
8000
(Alkış)
14:19
And I have learnedbilgili, you know what,
341
844000
2000
Ve öğrendim, biliyor musunuz,
14:21
carsarabalar and motorbikesMotosiklet and elephantsfiller,
342
846000
3000
arabalar, motosikletler ve filler,
14:24
that's not freedomözgürlük.
343
849000
2000
bunlar özgürlük değil.
14:26
BeingVarlık absolutelykesinlikle truedoğru to yourselfkendin is freedomözgürlük.
344
851000
3000
Özüne tamamen doğru olmak, özgürlük bu.
14:29
And I never neededgerekli eyesgözleri to see -- never.
345
854000
3000
Ve görmek için hiçbir zaman gözlere ihtiyacım olmadı, hiçbir zaman.
14:32
I simplybasitçe neededgerekli visionvizyon and beliefinanç.
346
857000
2000
Tek gereken öngörü ve inançtı.
14:34
And if you trulygerçekten believe --
347
859000
2000
Ve eğer gerçekten inanırsanız,
14:36
and I mean believe from the bottomalt of your heartkalp --
348
861000
2000
yani tüm kalbinizle inanırsanız,
14:38
you can make changedeğişiklik happenolmak.
349
863000
2000
değişimi gerçekleştirebilirsiniz.
14:40
And we need to make it happenolmak,
350
865000
2000
Ve gerçekleştirmemiz gerek,
14:42
because everyher singletek one of us --
351
867000
2000
çünkü her birimiz,
14:44
womankadın, man, gayeşcinsel, straightDüz,
352
869000
3000
kadın, erkek, eşcinsel ya da değil,
14:47
disabledengelli, perfectmükemmel,
353
872000
2000
engelli, mükemmel,
14:49
normalnormal, whateverher neyse --
354
874000
2000
normal, her neyse,
14:51
everyoneherkes of us
355
876000
2000
her birimiz
14:53
mustşart be the very besten iyi of ourselveskendimizi.
356
878000
3000
kendimizin en iyisi olmalıyız.
14:56
I no longeruzun want anybodykimse to be invisiblegörünmez.
357
881000
3000
Artık kimsenin görünmez olmasını istemiyorum.
14:59
We all have to be includeddahil.
358
884000
2000
Hepimiz katılmalıyız.
15:01
And stop with the labelsetiketleri, the limitingsınırlayıcı.
359
886000
2000
Ve etiketleri, sınırlamaları kaldırmalıyız artık,
15:03
LosingKaybetme of labelsetiketleri,
360
888000
2000
yaftaları bir kenara koymalıyız.
15:05
because we are not jamreçel jarskavanoz.
361
890000
2000
Çünkü reçel kavanozları değiliz,
15:07
We are extraordinaryolağanüstü, differentfarklı, wonderfulolağanüstü people.
362
892000
3000
biz olağanüstü, değişik, harikulade insanlarız.
15:10
Thank you.
363
895000
2000
Teşekkür ederim.
15:12
(ApplauseAlkış)
364
897000
15000
(Alkış)
Translated by Meltem Aksu
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Caroline Casey - Inclusivity activist
Caroline Casey works relentlessly to bring out a global shift in business inclusion, and ensure that everyone can live their life without limit or labels.

Why you should listen

Caroline Casey is an award-winning social entrepreneur, Ashoka Fellow and Young Global Leader of the World Economic Forum. Since taking the life-changing decision at 28 to leave her career in management consulting, Caroline has committted to creating inclusion for all.

In 2000, she rode 1,000 kilometers across India on an elephant to raise funds for Sight Savers. Then, as founding CEO of Kanchi, in Dublin, she developed a set of best practices for businesses, to help them see "disabled" workers as an asset, as opposed to a liability. Hundreds of companies have adopted these standards, changing their policies and attitudes. In 2004, Casey started the Ability Awards, sponsored by 02, to recognize Irish businesses for their inclusion of people with disabilities, as employees, suppliers, customers and members of the community. The initiative received great international praise and, in 2010, a parallel program was launched in Spain, backed by Telefónica.

In 2015 Casey founded business inclusion company Binc which, in August 2017, launched #valuable – a worldwide ‘call to action’ for business to recognise the value and potential of the 1 billion people living with a disability and position disability equally on the global business agenda. To start the conversation and build momentum, Casey, who is registered blind, embarked on a 1,000km horse adventure through Colombia, ending with a keynote address at ‘One Young World Summit 2017’ in Bogota, Colombia.

Join the conversation @valuabletribe

More profile about the speaker
Caroline Casey | Speaker | TED.com