ABOUT THE SPEAKER
Sarah Kay - Poet
A performing poet since she was 14 years old, Sarah Kay is the founder of Project VOICE, an organization that uses spoken word poetry as a literacy and empowerment tool.

Why you should listen

Plenty of 14-year-old girls write poetry. But few hide under the bar of the famous Bowery Poetry Club in Manhattan’s East Village absorbing the talents of New York’s most exciting poets. Not only did Sarah Kay do that -- she also had the guts to take its stage and hold her own against performers at least a decade her senior. Her talent for weaving words into poignant, funny, and powerful performances paid off.

Sarah holds a Masters degree in the art of teaching from Brown University and an honorary doctorate in humane letters from Grinnell College. Her first book, B, was ranked the number one poetry book on Amazon.com. Her second book, No Matter the Wreckage, is available from Write Bloody Publishing.

Sarah also founded Project VOICE, an organization that uses spoken word poetry as a literacy and empowerment tool. Project VOICE runs performances and workshops to encourage people to engage in creative self-expression in schools and communities around the world.

More profile about the speaker
Sarah Kay | Speaker | TED.com
TEDxEast

Sarah Kay: How many lives can you live?

Filmed:
1,362,376 views

Spoken-word poet Sarah Kay was stunned to find she couldn’t be a princess, ballerina and astronaut all in one lifetime. In this talk, she delivers two powerful poems that show us how we can live other lives. (Filmed at TEDxEast.)
- Poet
A performing poet since she was 14 years old, Sarah Kay is the founder of Project VOICE, an organization that uses spoken word poetry as a literacy and empowerment tool. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
(SingingŞarkı) I see the moonay.
The moonay seesgörür me.
0
609
4688
(Şarkı) Ayı görüyorum.
Ay beni görüyor.
00:21
The moonay seesgörür somebodybirisi that I don't see.
1
6296
5268
Ay birisini görüyor benim göremediğim.
00:27
God blesskutsamak the moonay, and God blesskutsamak me.
2
12708
5643
Tanrı ayı kutsasın ve Tanrı beni kutsasın.
00:34
And God blesskutsamak the somebodybirisi
that I don't see.
3
19243
5412
Ve Tanrı göremediğim o birisini kutsasın.
00:40
If I get to heavencennet, before you do,
4
25673
5658
Eğer cennete gidersem senden önce,
00:46
I'll make a holedelik and pullÇek you throughvasitasiyla.
5
31987
5783
Bir delik açacağım ve seni oradan çekeceğim.
00:52
And I'll writeyazmak your nameisim on everyher starstar,
6
38083
5469
Ve adını her yıldızın üzerine yazacağım,
00:58
and that way the worldDünya
7
44062
2642
ve böylece dünya
01:02
won'talışkanlık seemgörünmek so faruzak.
8
47356
3282
çok uzak görünmeyecek.
01:05
The astronautastronot will not be at work todaybugün.
9
51079
3691
Astronot bugün çalışmayacak.
01:10
He has calleddenilen in sickhasta.
10
55111
1656
Hastaymış.
01:11
He has turneddönük off his cellhücre phonetelefon,
his laptopdizüstü, his pagerçağrı cihazı, his alarmalarm clocksaat.
11
56791
5128
Telefonunu, laptopunu, çağrı cihazını ve
alarm saatini kapattı.
01:16
There is a fatşişman yellowSarı catkedi
asleepuykuda on his couchkanepe,
12
61943
3149
Kanepesinde uyuyan sarı şişman
bir kedi,
01:20
raindropsYağmur damlaları againstkarşısında the windowpencere
13
65116
1744
pencereye yağmur damlaları
çarpıyor,
01:21
and not even the hintipucu
of coffeeKahve in the kitchenmutfak airhava.
14
66884
3715
ve mutfağın havasında kahvenin izi bile yok.
01:25
EverybodyHerkes is in a tizzyTelaş.
15
70623
1249
Herkesin kafası karışmış.
01:26
The engineersmühendisler on the 15thinci floorzemin have
stoppeddurduruldu workingçalışma on theironların particleparçacık machinemakine.
16
71896
3946
15. kattaki mühendisler partikül makineleri
üzerinde çalışmayı bıraktılar.
01:30
The anti-gravityAnti-yerçekimi roomoda is leakingsızıntı,
17
75866
1778
Yer çekimsiz oda sızdırıyor,
01:32
and even the freckledçilli kidçocuk with glassesgözlük,
18
77668
1880
ve hatta işi, sadece çöpü çıkarmak olan,
01:34
whosekimin only job is to take
out the trashçöp, is nervoussinir,
19
79572
2674
çilli ve gözlüklü çocuk bile gergin,
01:37
fumblestutamazken the bagsırt çantası, spillssızıntıları
a bananamuz peelkabuk and a paperkâğıt cupFincan.
20
82270
2709
çantayı düşürdü, muz kabuklarını ve
kağıt bardakları döktü.
01:39
NobodyKimse noticesbildirimler.
21
85003
1422
Kimse fark etmiyor.
01:41
They are too busymeşgul recalculatingyeniden hesaplama
what this all mean for lostkayıp time.
22
86449
3425
Onlar bunların hepsinin kayıp zaman için ne anlama
geldiğinin yeniden hesaplanmasıyla meşgul.
01:44
How manyçok galaxiesgalaksiler
are we losingkaybetme perbaşına secondikinci?
23
89898
2032
Saniyede kaç galaksi
kaybediyoruz?
01:46
How long before nextSonraki rocketroket
can be launchedbaşlattı?
24
91954
2050
Sonraki roketin gönderilmesine
ne kadar var?
01:48
SomewhereBir yerde an electronElektron
fliessinekler off its energyenerji cloudbulut.
25
94028
2871
Bir yerlerde bir elektron
yörüngesinden çıkıyor.
01:51
A blacksiyah holedelik has eruptedpatlak.
26
96923
1966
Bir kara delik patladı.
01:53
A motheranne finishestamamlandıktan settingayar
the tabletablo for dinnerakşam yemegi.
27
98913
2301
Bir anne masayı
akşam yemeği için hazırlamayı bitiriyor.
01:56
A LawHukuk &ampamp; OrderSipariş marathonmaraton is startingbaşlangıç.
28
101238
2061
"Law & Order" dizisi başlıyor.
01:58
The astronautastronot is asleepuykuda.
29
103323
2221
Astronot uyuyor.
02:00
He has forgottenunutulmuş to turndönüş off his watch,
30
105568
1903
Kendi bileğine, metalik vuruşlarla
tıklayan
02:02
whichhangi tickskeneler, like a metalmetal
pulsenabız againstkarşısında his wristbilek.
31
107495
2751
saatini kapatmayı unuttu.
02:05
He does not hearduymak it.
32
110270
1575
Onu duymuyor.
02:06
He dreamsrüyalar of coralmercan reefsresifleri and planktonplankton.
33
111869
3049
Rüyasında mercan kayalıkları ve
planktonlar görüyor.
02:09
His fingersparmaklar find
the pillowcase'syastık kılıfı'nın sailingyelkencilik mastsGemi direkleri.
34
114942
3139
Parmakları yastık kılıfında
yelken direklerini buldu.
02:13
He turnsdönüşler on his sideyan,
opensaçılan his eyesgözleri at oncebir Zamanlar.
35
118105
3068
Kendi tarafına döndü
ve bir anda gözlerini açtı.
02:16
He thinksdüşünüyor that scubatüplü diversdalgıçlar mustşart have
the mostçoğu wonderfulolağanüstü job in the worldDünya.
36
121197
4730
Dalgıçların dünyadaki en müthiş işe
sahip olduklarını düşünüyor.
02:20
So much waterSu to glidekayma throughvasitasiyla!
37
125951
2843
İçinde süzülecek çok sular var...
02:25
(ApplauseAlkış)
38
131070
5228
(Alkış)
02:31
Thank you.
39
136322
1781
Teşekkür ederim.
02:33
When I was little, I could
not understandanlama the conceptkavram
40
138127
4101
Ben küçükken,
"tek bir hayatınız var"
02:37
that you could only livecanlı one life.
41
142996
2045
konseptini anlayamıyordum.
02:40
I don't mean this metaphoricallymecazi olarak.
42
145560
1580
Bunu mecazi olarak kastetmiyorum.
02:42
I mean, I literallyharfi harfine thought
that I was going to get to do
43
147164
2951
Benim kastettiğim, benim gerçekten
düşündüğüm şey:
02:45
everything there was to do
44
150433
2046
yapılacak her şeyi yapacak,
02:47
and be everything there was to be.
45
152503
2596
olunacak her şeyi olacaktım.
02:50
It was only a mattermadde of time.
46
155123
1404
Bu, sadece zaman meselesiydi.
02:51
And there was no limitationsınırlama
basedmerkezli on ageyaş or genderCinsiyet
47
156899
3024
Ve yaşa veya cinsiyete veya ırka
veya hatta uygun zaman periyoduna
02:54
or raceyarış or even appropriateuygun time perioddönem.
48
159947
3087
dayalı bir kısıtlama yoktu.
02:57
I was sure that I was going
to actuallyaslında experiencedeneyim
49
163058
3451
Eminim ki, bir insan hakları hareketi lideri
03:01
what it feltkeçe like to be a leaderlider
of the civilsivil rightshaklar movementhareket
50
166533
3794
veya kuraklık boyunca çiftlikte yaşayan
on yaşındaki çocuk,
03:05
or a ten-yearon yıl oldeski boyoğlan livingyaşam
on a farmÇiftlik duringsırasında the dusttoz bowlçanak
51
170351
3634
veya Çin'deki Tang imparatoru
03:08
or an emperorimparator of the TangTang
dynastyHanedanı in ChinaÇin.
52
174009
3618
olmanın nasıl hissettirdiğini gerçekten
tecrübe edecektim.
03:12
My momanne saysdiyor that when people askeddiye sordu me
53
177651
2001
Annem, insanlar bana büyünce ne olmak
istediğimi sorduklarında
03:14
what I wanted to be when I grewbüyüdü up,
my typicaltipik responsetepki was:
54
179676
3579
prenses-balerin-astronot
olmak istiyorum şeklinde
03:18
princess-ballerina-astronautPrenses-balerin-astronot.
55
183279
1768
cevapladığımı söyler.
03:20
And what she doesn't understandanlama
is that I wasn'tdeğildi tryingçalışıyor to inventicat etmek
56
185458
3145
Ve annemin anlamadığı şey
ben birleşik süper bir meslek
03:23
some combinedkombine superSüper professionmeslek.
57
188627
1983
icat etmeye çalışmıyordum.
03:25
I was listinglisteleme things I thought
I was gonna get to be:
58
190634
3377
Olacağımı düşündüğüm şeyleri
listeliyordum:
03:28
a princessPrenses and a ballerinaBalerin
and an astronautastronot.
59
194035
3061
bir prenses, bir balerin ve bir astronot.
03:32
and I'm prettygüzel sure the listliste
probablymuhtemelen wentgitti on from there.
60
197120
2739
Ve eminim liste
böylece devam edecekti.
03:34
I usuallygenellikle just got cutkesim off.
61
199883
1998
Genellikle sadece engellendim.
03:36
It was never a questionsoru
of if I was gonna get to do something
62
201905
2866
Bu asla , bir şeyi yapmaya başlayıp
başlamayacağım sorunu değil,
03:39
so much of a questionsoru of when.
63
204795
2060
daha çok ne zaman yapacağım sorunuydu.
03:42
And I was sure that if I was going
to do everything,
64
207278
2477
Ve eminim ki
eğer her şeyi yapacak olsaydım,
03:44
that it probablymuhtemelen meantdemek I had
to movehareket prettygüzel quicklyhızlı bir şekilde,
65
209779
2436
sanırım bunun anlamı çok hızlı
hareket etmem gerekeceğiydi,
03:47
because there was a lot
of stuffşey I neededgerekli to do.
66
212239
2246
çünkü yapmam gereken bir çok
şey vardı.
03:49
So my life was constantlysürekli
in a statebelirtmek, bildirmek of rushingacele.
67
214509
2270
Bu nedenle benim hayatım sürekli
bir koşuşturma halindeydi.
03:51
I was always scaredkorkmuş
that I was fallingdüşen behindarkasında.
68
216803
2167
Sürekli geride kalacağımdan
korkuyordum.
03:53
And sincedan beri I grewbüyüdü up
in NewYeni YorkYork CityŞehir, as faruzak as I could tell,
69
218994
3380
Ve New York şehrinde büyüdüğüm için,
anlatabildiğim kadarıyla,
03:57
rushingacele was prettygüzel normalnormal.
70
222398
1826
koşuşturma oldukça normaldi.
04:00
But, as I grewbüyüdü up, I had
this sinkingbatan realizationgerçekleşme,
71
225128
3635
Fakat, büyürken, artık tek bir hayattan
fazlasını yaşamayacağım
04:04
that I wasn'tdeğildi gonna get to livecanlı
any more than one life.
72
229108
4290
düşüncesine kapıldım.
04:08
I only knewbiliyordum what it feltkeçe like
to be a teenagegenç girlkız
73
233422
3006
Sadece, New York şehrinde
genç bir kız olmanın
04:11
in NewYeni YorkYork CityŞehir,
74
236452
1151
nasıl hissettirdiğini biliyordum,
04:12
not a teenagegenç boyoğlan in NewYeni ZealandZelanda,
75
237627
2291
Yeni Zellanda'da genç bir erkek
olmanın değil
04:14
not a promBalo queenkraliçe in KansasKansas.
76
239942
3077
veya Kansas'ta bir kraliçe olmanın.
04:17
I only got to see throughvasitasiyla my lenslens.
77
243043
1921
Sadece kendi lenslerimden görebilirdim.
04:19
And it was around this time
that I becameoldu obsessedkafayı takmış with storieshikayeleri,
78
244988
3308
Ve hikayelere olan takıntım
yaklaşık bu zamanlarda başladı,
04:23
because it was throughvasitasiyla storieshikayeleri
that I was ableyapabilmek to see
79
248320
3127
çünkü kısa ve mükemmel olmasa da,
hikayeler sayesinde
04:26
throughvasitasiyla someonebirisi else'sbaşka var lenslens,
howeverancak brieflykısaca or imperfectlyImperfectly.
80
251471
3722
bir başkasının gözleriyle
görebiliyordum.
04:30
And I startedbaşladı cravingözlem hearingişitme
other people'sinsanların experiencesdeneyimler
81
255589
3112
Ve diğer insanların tecrübelerini
dinlemeye çabalamaya başladım
04:33
because I was so jealouskıskanç
that there were entiretüm liveshayatları
82
258725
3563
çünkü alsa yaşayamayacağım hayatlar
olduğundan
04:37
that I was never gonna get to livecanlı,
83
262312
1691
çok kıskançtım,
04:38
and I wanted to hearduymak
about everything that I was missingeksik.
84
264027
2675
ve kaçırdığım her şey ile ilgili
şeyleri duymak istiyordum.
04:41
And by transitivegeçişli propertyözellik,
85
266726
1294
Ve geçici mülkiyetle,
04:42
I realizedgerçekleştirilen that some people
were never gonna get to experiencedeneyim
86
268044
3229
bazı insanlar, New York şehrinde
genç bir kız olmanın nasıl hissettirdiğini
04:46
what it feltkeçe like to be a teenagegenç girlkız
in NewYeni YorkYork cityŞehir.
87
271297
2684
asla tecrübe edemezlerdi.
04:48
WhichHangi meantdemek that they weren'tdeğildi gonna know
88
274005
1905
Bunun anlamı;
ilk öpücüğünüzden sonra
04:50
what the subwaymetro ridebinmek
after your first kissöpücük feelshissediyor like,
89
275934
3222
metro ile giderken nasıl hissettiğinizi
04:54
or how quietsessiz it getsalır when its snowskar yağışı.
90
279180
2818
veya kar yağarken ne kadar sessiz
olduğunu bilemeyeceklerdi.
04:56
And I wanted them to know,
I wanted to tell them.
91
282022
2612
Ama onlara anlatmak istediklerimi
bilmelerini istedim.
04:59
And this becameoldu the focusodak of my obsessiontakıntı.
92
284658
2427
Ve bu benim takıntımın odak noktası oldu.
05:02
I busiedinceliyoruz myselfkendim tellingsöylüyorum storieshikayeleri
and sharingpaylaşım storieshikayeleri and collectingtoplama them.
93
287109
3625
Ben hikaye anlatma, hikayeleri paylaşma
ve onları toplama ile meşgul oldum.
05:05
And it's not untila kadar recentlyson günlerde
94
290758
1984
Ve son zamanlara kadar
05:07
that I realizedgerçekleştirilen that
I can't always rushacele poetryşiir.
95
292766
4309
sürekli şiir ile meşgul olamayacağımı
anlamadım.
05:12
In AprilNisan for NationalUlusal PoetryŞiir MonthAy,
there's this challengemeydan okuma
96
297666
3338
Ulusal şiir ayı nisanda,
şiir topluluğundaki
05:15
that manyçok poetsşairler in the poetryşiir
communitytoplum participatekatılmak in,
97
301028
3118
birçok şairin katıldığı
meydan okuma vardı,
05:19
and its calleddenilen the 30/30 ChallengeMeydan okuma.
98
304170
2064
ve buna 30/30 meydan okuma
dendi.
05:21
The ideaFikir is you writeyazmak a newyeni poemşiir
99
306551
2722
Fikir şuydu; nisan ayı boyunca
05:24
everyher singletek day
for the entiretüm monthay of AprilNisan.
100
309297
2937
her gün yeni bir şiir yazacaksınız.
05:27
And last yearyıl, I trieddenenmiş it
for the first time
101
312916
2056
Ve geçen yıl, bunu ilk defa
denedim
05:29
and was thrilledheyecan by the efficiencyverim
at whichhangi I was ableyapabilmek to produceüretmek poetryşiir.
102
314996
4150
ve şiir yazabilme verimliliğimle
heyecanlandım.
05:34
But at the endson of the monthay, I lookedbaktı
back at these 30 poemsşiirler I had writtenyazılı
103
319765
3610
Fakat ayın sonunda, yazdığım
bu otuz şiire baktım ve
05:38
and discoveredkeşfedilen that they were
all tryingçalışıyor to tell the sameaynı storyÖykü,
104
323399
4019
bunların hepsinin aynı hikayeyi
anlatmaya çalıştığını fark ettim.
05:42
it had just takenalınmış me 30 triesçalışır to figureşekil
out the way that it wanted to be told.
105
327442
4809
Bu, söylenmek isteneni ortaya koymak için
30 denememden ibaretti.
05:47
And I realizedgerçekleştirilen that this is probablymuhtemelen truedoğru
of other storieshikayeleri on an even largerdaha büyük scaleölçek.
106
332275
3921
Ve anladım ki bu muhtemelen, daha
geniş ölçekteki diğer hikayelerin de gerçekliği.
05:51
I have storieshikayeleri that I have
trieddenenmiş to tell for yearsyıl,
107
336220
2428
Yıllardan beri anlatmaya çalıştığım
hikayelerim var,
05:53
rewritingyeniden yazma and rewritingyeniden yazma and constantlysürekli
searchingArama for the right wordskelimeler.
108
338672
4388
yeniden yeniden yazdığım ve
ve sürekli doğru kelimeleri aradığım.
05:57
There's a FrenchFransızca poetşair and essayistdeneme yazarı
by the nameisim of PaulPaul ValValéryRy
109
343084
3285
Paul Valéry adında Fransız şair ve
makale yazarı var,
06:01
who said a poemşiir is never
finishedbitmiş, it is only abandonedterkedilmiş.
110
346393
3476
"Şiir hiçbir zaman bitmez,
ancak vazgeçilir" der.
Ve bu beni korkutmuştur
06:05
And this terrifiesçok korkutuyor me
111
350178
1151
06:06
because it impliesanlamına gelir that I could keep
re-editingyeniden düzenleme and rewritingyeniden yazma foreversonsuza dek
112
351353
3379
çünkü bu, yeniden düzenleme ve
yeniden yazmamın sonsuza dek sürebileceği
06:09
and its up to me to decidekarar ver
when a poemşiir is finishedbitmiş
113
354756
3453
anlamına gelir ve şiirin ne zaman biteceği
06:13
and when I can walkyürümek away from it.
114
358233
2111
ve ondan ne zaman uzaklaşacağım
bana kalmıştır.
06:15
And this goesgider directlydirekt olarak againstkarşısında
my very obsessiveobsesif naturedoğa
115
360978
2707
Ve bu da, doğrudan, benim,
doğru cevabı, mükemmel kelimeyi
06:18
to try to find the right answerCevap
and the perfectmükemmel wordskelimeler and the right formform.
116
363709
3619
ve doğru formu bulma
takıntıma ulaşır.
06:22
And I use poetryşiir in my life,
117
367352
2081
Hayatımda şiiri, yön bulmama
ve işleri halletmeme
06:24
as a way to help me navigategezinmek
and work throughvasitasiyla things.
118
369457
2712
yardım etmenin bir yolu olarak kullanıyorum.
06:27
But just because I endson the poemşiir,
doesn't mean that I've solvedçözülmüş
119
372193
3206
Fakat sadece şiiri bitirmiş olmam
kafamı karıştıran şeyleri
06:30
what it was I was puzzlingşaşırtıcı throughvasitasiyla.
120
375423
1984
çözdüğüm anlamına gelmez.
06:32
I like to revisittekrar oldeski poetryşiir
121
378001
1834
Eski şiirlere tekrar bakmaktan hoşlanıyorum,
06:34
because it showsgösterileri me exactlykesinlikle
where I was at that momentan
122
379859
3815
çünkü bu bana tam olarak
o anda nerede olduğumu
06:38
and what it was I was tryingçalışıyor to navigategezinmek
123
383698
1913
ve bulmaya çalıştığım şeyi
06:40
and the wordskelimeler that I choseseçti to help me.
124
385635
2134
ve bana yardım etmesi için seçtiğim kelimeleri
gösteriyor.
Şimdi, yıllar yıllar boyunca
sürüncemede bıraktığım
06:43
Now, I have a storyÖykü
125
388468
1353
06:44
that I've been stumblinggüçlük
over for yearsyıl and yearsyıl
126
389845
2849
bir hikayem var,
06:47
and I'm not sure if I've foundbulunan
the prefectKaymakam formform,
127
392718
2650
ve mükemmel formu buldum mu?...
06:50
or whetherolup olmadığını this is just one attemptgirişim
128
395392
1992
yoksa hala sadece bir taslak mı, emin değilim.
06:52
and I will try to rewriteyeniden yazmak it latersonra
in searcharama of a better way to tell it.
129
397408
3745
ve onu anlatmanın daha iyi bir yolunu ararken,
daha sonra yeniden yazmaya çalışacağım.
06:56
But I do know that latersonra, when I look back
130
401177
3000
Fakat daha sonra geriye baktığımda
şunu bileceğim ki:
06:59
I will be ableyapabilmek to know that
this is where I was at this momentan
131
404201
3999
Bu kelimelerle, burada, bu salonda, sizinle
07:03
and this is what I was tryingçalışıyor to navigategezinmek,
132
408224
2199
şu anda bulunduğum yer...
07:05
with these wordskelimeler, here,
in this roomoda, with you.
133
410447
2827
işte aradığım şey de tam olarak buydu.
07:11
So --
134
416105
1150
Bu nedenle--
07:13
SmileGülümseme.
135
418652
1500
Gülümse.
07:20
It didn't always work this way.
136
425310
1484
Her zaman bu şekilde yürümez.
07:22
There's a time you had
to get your handseller dirtykirli.
137
427874
2407
Ellerinizi kirletmek zorunda kaldığınız
bir zaman var.
07:25
When you were in the darkkaranlık,
for mostçoğu of it, fumblingbeceriksiz was a givenverilmiş.
138
430305
3785
Siz karanlıkta iken,
birçoğu için beceriksizlik Allah vergisiydi.
07:29
If you neededgerekli more
contrastkontrast, more saturationdoygunluk,
139
434416
3396
Daha fazla karşıtlığa, daha fazla doyurmaya,
07:32
darkerdaha koyu darkskoyu renkler and brighterdaha parlak brightsFarları,
140
437836
2103
siyahın daha siyahına, parlağın daha parlağına
ihtiyaç olsaydı,
07:34
they calleddenilen it extendedGenişletilmiş developmentgelişme.
141
439963
2697
Buna genişletilmiş gelişme denirdi.
07:37
It meantdemek you spentharcanmış longeruzun inhalingteneffüs edilmesi
chemicalskimyasallar, longeruzun up to your wristbilek.
142
442684
3302
Bu, içinize daha fazla kimyasal
çekmenize, daha fazla bileğinize kalmış.
07:40
It wasn'tdeğildi always easykolay.
143
446010
1292
Her zaman bu kadar kolay değildi.
07:42
GrandpaBüyükbaba StewartStewart was a NavyDeniz Kuvvetleri photographerfotoğrafçı.
144
447937
2770
Büyükbabam Stewart deniz kuvvetlerinde
fotoğrafçıydı.
07:45
YoungGenç, red-facedkırmızı yüzlü
with his sleeveskollu rolledhaddelenmiş up,
145
450731
2944
Genç, kırmızı yüzlü, kolları kıvrılmış
07:48
fistsyumruk of fingersparmaklar like fatşişman rollsRulo of coinsmadeni para,
146
453699
2628
yumruğu sıkılı, kalın madeni para rulosu gibi,
07:51
he lookedbaktı like PopeyeTemel Reis
the sailordenizci man come to life.
147
456351
2820
Denizci Temel Reis canlanmış
gibi görünüyor.
07:54
CrookedYamuk smilegülümseme, tufttutam of chestgöğüs hairsaç,
148
459195
2417
Çarpık gülümseme, bir tutam göğüs kılı,
07:56
he showedgösterdi up to WorldDünya WarSavaş IIII,
with a smirksırıtıp and a hobbyhobi.
149
461636
3381
Sırıtması ve hobisiyle 2. Dünya Savaşı'nda
ortaya çıktı.
07:59
When they askeddiye sordu him if he knewbiliyordum
much about photographyfotoğrafçılık,
150
465041
2666
Fotoğraf hakkında çok şey biliyor musun?
diye sorduklarında,
08:02
he liedYalan, learnedbilgili to readokumak
EuropeEurope like a mapharita,
151
467731
3288
Yalan söyledi, Avrupayı harita gibi
okumayı öğrendi,
08:05
upsideüst taraf down, from the heightyükseklik
of a fighteravcı planeuçak,
152
471043
3190
yukarıdan aşağıya,
jetlerin yüksekliğinden
08:09
camerakamera snappingyaslama, eyelidsgöz kapakları flappingçırparak
153
474257
2501
kamera yakalaması,
göz kapaklarının kırpışması,
08:11
the darkesten koyu darkskoyu renkler and brightestparlak brightsFarları.
154
476782
2215
en karanlık karanlık,
en aydınlık aydınlık.
08:13
He learnedbilgili warsavaş like he could
readokumak his way home.
155
479021
2986
Evinin yolunu öğrendiği gibi
savaşı öğrendi.
08:17
When other menerkekler returnediade,
they would put theironların weaponssilahlar out to restdinlenme,
156
482520
3104
Diğer adamlar döndüğünde,
dinlenmek için silahlarını dışarıya bıraktılar,
08:20
but he broughtgetirdi the lenseslensler
and the cameraskameralar home with him.
157
485648
2627
fakat o lenslerini ve kamerasını
kendisiyle birlikte evine getirdi.
08:23
OpenedAçıldı a shopDükkan, turneddönük it
into a familyaile affairilişki.
158
488299
3063
Bir dükkan açtı,
bunu aile işine dönüştürdü.
08:26
My fatherbaba was borndoğmuş into this
worldDünya of blacksiyah and whitebeyaz.
159
491386
3420
Benim babam bu siyah-beyazın dünyasında
doğdu.
08:29
His basketballBasketbol handseller learnedbilgili
the tinyminik clickstıklama and slidesslaytlar
160
494830
3170
Onun basketbol elleri
küçük klik ve çerçeve içindeki
08:32
of lenslens into frameçerçeve, filmfilm into camerakamera,
161
498024
2571
lensin slaytlarını, kamera içindeki filmi,
08:35
chemicalkimyasal into plasticplastik binçöp Kutusu.
162
500619
1477
plastik kutu içindeki kimyasalı
öğrendi.
08:37
His fatherbaba knewbiliyordum the equipmentekipman
but not the artSanat.
163
502120
2824
Onun babası aletleri biliyordu
fakat sanatı değil.
08:40
He knewbiliyordum the darkskoyu renkler but not the brightsFarları.
164
505308
1843
O karanlığı biliyordu fakat
aydınlığı değil.
08:42
My fatherbaba learnedbilgili the magicsihirli,
spentharcanmış his time followingtakip etme lightışık.
165
507175
3675
Benim babam sihri öğrendi,
zamanını ışığı takip ederek geçirdi.
08:45
OnceBir kez he traveledseyahat acrosskarşısında the countryülke
to followtakip et a forestorman fireateş,
166
510874
3634
Bir defa bir orman yangınını takip etmek için
ülke genelinde yolculuğa çıktı,
08:49
huntedav it with his camerakamera for a weekhafta.
167
514532
2555
bir hafta boyunca kamerası ile
peşinden koştu.
08:52
"Followİzleyin the lightışık," he said.
168
517929
1452
"Işığı takip et" derdi.
08:54
"Followİzleyin the lightışık."
169
519698
1176
"Işığı takip et."
08:55
There are partsparçalar of me
I only recognizetanımak from photographsfotoğraflar.
170
520898
3173
Sadece fotoğraflardan bildiğim
bana ait olan şeyler var.
08:58
The loftçatı katı on WoosterWooster StreetSokak
with the creakygıcırtılı hallwayskoridorlar,
171
524095
2706
Wooster Caddesindeki gıcırtılı koridorlarıyla
çatı katı,
09:01
the twelve-footon iki ayak ceilingstavanlar,
whitebeyaz wallsduvarlar and coldsoğuk floorskatlar.
172
526825
2700
Altı metrelik tavanlar,
beyaz duvarlar ve soğuk zeminler.
09:04
This was my mother'sannenin home,
before she was motheranne.
173
529549
2799
Burası, annemin anne olmadan
önceki evi.
09:07
Before she was wifekadın eş, she was artistsanatçı.
174
532372
2857
Eş olmadan önce
annem bir sanatçıydı.
09:10
And the only two roomsOdalar in the houseev,
175
535253
1739
Ve, her tarafta tavana uzanan
duvarlar
09:11
with wallsduvarlar that reachedulaştı
all the way up to the ceilingtavan,
176
537016
2531
ve açılıp kapanan kapılar
ile birlikte
09:14
and doorskapılar that openedaçıldı and closedkapalı,
177
539571
1587
evdeki iki oda,
09:16
were the bathroombanyo and the darkroomkaranlık oda.
178
541182
2261
banyo ve karanlık oda idi.
09:18
The darkroomkaranlık oda she builtinşa edilmiş herselfkendini,
179
543814
2079
Kendi yaptığı karanlık oda,
09:20
with custom-madeözel yapım stainlessPaslanmaz steelçelik sinkslavabo,
an 8x10 bedyatak enlargerBüyütücü
180
545917
4595
özel yapım paslanmaz çelik lavabosu
el krikosuyla açılıp-kapanan 8x10 luk yatak,
09:25
that movedtaşındı up and down
by a giantdev handel crankkrank,
181
550536
2412
rengi dengelenmiş ışıklar bankosu,
09:27
a bankbanka of color-balancedrenk dengeli lightsışıklar,
182
552972
1683
09:29
a whitebeyaz glassbardak wallduvar for viewinggörüntüleme printsbaskılar,
183
554679
1965
baskıları izlemek için beyaz cam duvar,
09:31
a dryingkurutma rackraf that movedtaşındı
in and out from the wallduvar.
184
556668
2342
duvardan içeri ve dışarı hareket edebilen
kurutma askısıyla birlikte.
09:33
My motheranne builtinşa edilmiş herselfkendini a darkroomkaranlık oda.
185
559034
2086
Annem kendine bir karanlık oda yaptı.
09:36
MadeYapılan it her home.
186
561144
1263
Onu da kendine ev yaptı.
09:37
FellDüştü in love with a man
with basketballBasketbol handseller,
187
562431
2660
Basketbol elleri olan bir adama aşık oldu,
09:40
with the way he lookedbaktı at lightışık.
188
565115
1880
ışığa baktığı şekilde.
09:42
They got marriedevli. Had a babybebek.
189
567375
2083
Evlendiler, çocukları oldu.
09:44
MovedTaşındı to a houseev nearyakın a parkpark.
190
569482
2190
Parkın yakınındaki eve taşındılar.
09:46
But they kepttuttu the loftçatı katı on WoosterWooster StreetSokak
191
571696
1913
Fakat Wooster caddesindeki çatı katını
doğum günü partileri ve
09:48
for birthdaydoğum günü partiespartiler and treasureHazine huntsavı.
192
573633
2549
hazine avı için
tutmaya devam ettiler.
09:51
The babybebek tippeduçlu the grayscalegri tonlama,
193
576206
2404
Bebek gri skalaya yavaşça dokundu,
09:53
filleddolu her parents'Anne babamın photoFotoğraf albumsalbüm
with redkırmızı balloonsbalonlar and yellowSarı icingbuzlanma.
194
578634
3635
aile albümünü kırmızı şekerler ve
sayı pasta kreması ile doldurdu.
09:57
The babybebek grewbüyüdü into a girlkız
withoutolmadan frecklesÇiller,
195
582293
2769
Çilleri olmayan bir genç kız oldu,
09:59
with a crookedçarpık smilegülümseme,
196
585086
1492
eğri gülüşüyle,
10:01
who didndeğil’t understandanlama why her friendsarkadaşlar
did not have darkroomsseçiyorlar in theironların housesevler,
197
586602
4460
kendi arkadaşlarının evinde niçin karanlık oda
bulunmadığını anlayamadan,
10:05
who never saw her parentsebeveyn kissöpücük,
198
591086
1912
anne babasının öpüştüklerini,
10:07
who never saw them holdambar handseller.
199
593022
1532
el ele tutuştuklarını hiç göremeden.
10:09
But one day, anotherbir diğeri babybebek showedgösterdi up.
200
595006
1738
Fakat bir gün, başka bir bebek çıkageldi.
10:11
This one with perfectmükemmel straightDüz
hairsaç and bubblekabarcık gumsakız cheeksyanakları.
201
596768
3183
Bu defa mükemmel düzgün saçları
ve sakız balonu yanaklarıyla.
10:14
They namedadlı him sweettatlı potatopatates.
202
599975
1626
Tatlı patates diye çağırdılar.
10:16
When he laughedgüldü, he laughedgüldü so loudlyyüksek sesle
203
601625
1932
Güldüğünde, çok yüksek sesle gülüyordu
10:18
he scaredkorkmuş the pigeonsGüvercinler on the fireateş escapekaçış
204
603581
2158
yangın merdivenindeki güvercinleri
korkutuyordu.
10:20
And the fourdört of them livedyaşamış
in that houseev nearyakın the parkpark.
205
605763
2976
Ve dördü hep beraber parkın yakınındaki
evde yaşıyorlardı.
10:23
The girlkız with no frecklesÇiller,
the sweettatlı potatopatates boyoğlan,
206
608763
2555
Çilleri olmayan kız,
tatlı patates erkek,
10:26
the basketballBasketbol fatherbaba and darkroomkaranlık oda motheranne
207
611342
2126
basketbol baba ve karanlık oda anne
10:28
and they litAydınlatılmış theironların candlesmumlar
and said theironların prayersnamaz,
208
613492
2628
ve kandillerini yaktılar
ve dualarını okudular
10:31
and the cornersköşeleri of the photographsfotoğraflar curledkıvrılmış.
209
616144
2054
ve fotoğrafların köşesi büküldü.
10:33
One day, some towerskuleler felldüştü.
210
618959
2508
Bir gün, bazı kuleler düştü.
10:36
And the houseev nearyakın the parkpark
becameoldu a houseev underaltında ashkül, so they escapedkaçtı
211
621491
3729
Ve parkın yakınındaki ev, küllerin altındaki
ev oldu, bu yüzden sırt çantalarında
10:40
in backpackssırt çantaları, on bicyclesbisikletler to darkroomsseçiyorlar
212
625244
3263
bisiklet üstünde karanlık odaya kaçtılar.
Fakat Wooster sokağındaki çatı katı
bir sanatçı için yapılmıştı,
10:43
But the loftçatı katı of WoosterWooster StreetSokak
was builtinşa edilmiş for an artistsanatçı,
213
628531
2829
10:46
not a familyaile of pigeonsGüvercinler,
214
631384
2754
güvercinlerin ailesi için değil,
10:49
and wallsduvarlar that do not reachulaşmak the ceilingtavan
do not holdambar in the yellingseslenme
215
634162
3372
ve tavana ulaşmayan duvarlar
süslemeleri tutmuyor
10:52
and the man with basketballBasketbol handseller
put his weaponssilahlar out to restdinlenme.
216
637558
4242
ve basketbol elli adam dinlenmek için
silahlarını dışarı bıraktı.
10:56
He could not fightkavga this warsavaş,
and no mapsharitalar pointedişaretlendi home.
217
641824
3239
Bu savaşı yapamazdı,
ve hiç bir harita evi işaret etmiyordu.
11:00
His handseller no longeruzun fituygun his camerakamera,
218
645442
2199
Elleri artık kamerasına uymuyordu,
11:02
no longeruzun fituygun his wife'skarısının,
219
647665
1587
eşinin elleri de,
11:04
no longeruzun fituygun his bodyvücut.
220
649276
1436
vücuduna da uymuyordu.
11:06
The sweettatlı potatopatates boyoğlan mashedpüresi
his fistsyumruk into his mouthağız
221
651299
2684
Tatlı patates çocuk yumruklarını
ağzına tıktı
11:08
untila kadar he had nothing more to say.
222
654007
1573
ta ki söyleyecek bir şeyi kalmayana kadar.
11:10
So, the girlkız withoutolmadan frecklesÇiller
wentgitti treasureHazine huntingavcılık on her ownkendi.
223
655604
3298
Ve, çilleri olmaya kız
kendi hazine avına gitti.
11:14
And on WoosterWooster StreetSokak, in a buildingbina
with the creakygıcırtılı hallwayskoridorlar
224
659497
3411
Ve Wooster sokağında,
gıcırtılı koridorlu binada
11:17
and the loftçatı katı with the 12-foot-ayak ceilingstavanlar
225
662932
1828
ve 6 metrelik tavanlı çatı katında
11:19
and the darkroomkaranlık oda with too manyçok sinkslavabo
226
664784
1968
ve dengelenmiş ışıklar bankosunun altındaki
çok fazla lavabolu karanlık odada
11:21
underaltında the color-balancedrenk dengeli lightsışıklar,
she foundbulunan a noteNot,
227
666776
2522
raptiye ile tutturulmuş,
kulelerden önceki zamanda,
11:24
tackedtacked to the wallduvar with a thumb-tackbaşparmak-çakmak,
left over from a time before towerskuleler,
228
669322
4253
bebeklerden önceki zamanda
11:28
from the time before babiesbebekler.
229
673933
2631
tutturulmuş bir not buldu.
11:31
And the noteNot said: "A guy sure lovessever
the girlkız who worksEserleri in the darkroomkaranlık oda."
230
676588
4932
Notta: "Bir adam, karanlık odada çalışan kadını
kesinlikle seviyor" yazıyordu.
11:37
It was a yearyıl before my fatherbaba
pickedseçilmiş up a camerakamera again.
231
682758
2952
Babam kamerayı tekrar eline almadan
bir yıl önceydi.
11:41
His first time out, he followedtakip etti
the ChristmasNoel lightsışıklar,
232
686238
2538
İlk molası, yılbaşı ışıklarını takip etti,
11:43
dottingdotting theironların way throughvasitasiyla
NewYeni YorkYork City'sŞehrin treesağaçlar,
233
688800
2483
New York ağaçları boyunca
yolunu işaretledi,
11:46
tinyminik dotsnoktalar of lightışık, blinkingyanıp sönen out at him
from out of the darkesten koyu darkskoyu renkler.
234
691307
4699
ışığın küçük noktaları, en karanlık karanlıktan
ona göz kırpıyordu.
11:50
A yearyıl latersonra he traveledseyahat
acrosskarşısında the countryülke to followtakip et a forestorman fireateş
235
696030
3898
Bir yıl sonra, bir hafta süren
bir orman yangınının peşinde
11:54
stayedkaldı for a weekhafta huntingavcılık
it with his camerakamera,
236
699952
2512
kamerasıyla ülkeyi dolaştı,
11:57
it was ravagingravaging the WestBatı CoastSahil
237
702488
1852
18 tekerlekli kamyonları yutarak
11:59
eatingyemek yiyor 18-wheeler-wheeler truckskamyonlar in its strideAdım.
238
704364
2230
batı yakasını bitiren yangının.
12:01
On the other sideyan of the countryülke,
239
706618
1579
Ülkenin diğer tarafında,
12:03
I wentgitti to classsınıf and wroteyazdı a poemşiir
in the marginsmarjlar of my notebookNot defteri.
240
708221
3358
derse gittim ve defterimin
kenarlarına bir şiir yazdım.
12:06
We have bothher ikisi de learnedbilgili the artSanat of captureele geçirmek.
241
711603
1960
İkimiz de yakalama sanatını
öğrenmiştik.
12:08
Maybe we are learningöğrenme
the artSanat of embracingkucaklama.
242
714059
2853
Belki yüzleşme sanatını da öğreniyoruz.
12:11
Maybe we are learningöğrenme
the artSanat of lettingicar go.
243
716936
3103
Belki bırakma sanatını da öğreniyoruz.
12:16
(ApplauseAlkış)
244
721357
4666
(Alkış)
Translated by fatih Yürekli
Reviewed by Ali Maralcan

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Sarah Kay - Poet
A performing poet since she was 14 years old, Sarah Kay is the founder of Project VOICE, an organization that uses spoken word poetry as a literacy and empowerment tool.

Why you should listen

Plenty of 14-year-old girls write poetry. But few hide under the bar of the famous Bowery Poetry Club in Manhattan’s East Village absorbing the talents of New York’s most exciting poets. Not only did Sarah Kay do that -- she also had the guts to take its stage and hold her own against performers at least a decade her senior. Her talent for weaving words into poignant, funny, and powerful performances paid off.

Sarah holds a Masters degree in the art of teaching from Brown University and an honorary doctorate in humane letters from Grinnell College. Her first book, B, was ranked the number one poetry book on Amazon.com. Her second book, No Matter the Wreckage, is available from Write Bloody Publishing.

Sarah also founded Project VOICE, an organization that uses spoken word poetry as a literacy and empowerment tool. Project VOICE runs performances and workshops to encourage people to engage in creative self-expression in schools and communities around the world.

More profile about the speaker
Sarah Kay | Speaker | TED.com