ABOUT THE SPEAKER
Poppy Crum - Neuroscientist, technologist
Poppy Crum builds technologies that best leverage human physiology to enhance our experiences and how we interact with the world.

Why you should listen

Poppy Crum is dedicated to the development of immersive technologies that leverage human physiology and perceptual realities to enhance our experiences and interactions in the world. She has advanced a mission to democratize the way people of all abilities benefit from sensory technologies -- and how effectively technology communicates back to each of us. She believes the power of intelligent technologies is only realized with dynamic optimization and learning of as much of our personal and contextual data as possible.

Crum is chief scientist at Dolby Laboratories, leading the company's integration of neuroscience and sensory data science into its entertainment, communication and future technologies. She is also adjunct professor at Stanford University, where her work focuses on the impact and feedback potential of gaming and immersive environments, such as augmented and virtual reality, on neuroplasticity and learning. She has been recognized with the Advanced Imaging Society's Distinguished Leadership Award and the Consumer Technology Association's Technology and Standards Achievement Award for work towards the introduction of affordable, over-the-counter hearing-aid devices, and she is a fellow of the Audio Engineering Society. She has also been named to Billboard Magazine's 100 most influential female executives in the music industry. Prior to joining Dolby Laboratories, Crum was Research Faculty in the Department of Biomedical Engineering at Johns Hopkins School of Medicine.

More profile about the speaker
Poppy Crum | Speaker | TED.com
TED2018

Poppy Crum: Technology that knows what you're feeling

Poppy Crum: Ne hissettiğinizi bilen teknoloji

Filmed:
1,640,972 views

Teknoloji bizim bildiklerimizden fazlasını bilirse ne olur? Poppy Crum duyguları ifade ediş şeklimiz üzerinde çalışıyor ve ifadesiz teknoloji devrinin sonunun yaklaştığını çünkü yeni teknolojlerin hislerimize dair işaretleri kolayca görebildiğini öne sürüyor. Teknoloji demosu niteliğinde bu konuşmada, ''empati kuran teknoloji''nin duygusal hâlimiz hakkında bilgi edinmek için vücut ısısı ve nefesimizdeki kimyasal bileşenler gibi fiziksel özellikleri nasıl yorumlayabildiğini gösteriyor. Peki bu insanlık için daha mı iyi yoksa daha mı kötü? Crum'a göre, ''Teknolojik empati uzmanları olmanın gücünü anlarsak, teknolojinin duygusal ve bilişsel ayrım arasında köprü olması fırsatını yakalarız.''
- Neuroscientist, technologist
Poppy Crum builds technologies that best leverage human physiology to enhance our experiences and how we interact with the world. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
What happensolur when technologyteknoloji
knowsbilir more about us than we do?
0
881
4456
Teknoloji bizim bildiğimizden
daha fazlasını bilirse ne olur?
00:17
A computerbilgisayar now can detectbelirlemek
our slightestEn ufak bir facialYüz Bakımı microexpressionsbilmiyorlardı
1
5992
3672
Mesela en belirsiz mimiklerimizi
dahi fark edebilen
00:21
and be ableyapabilmek to tell the differencefark
betweenarasında a realgerçek smilegülümseme and a fakesahte one.
2
9688
3611
ve gerçek bir gülümsemeyle sahtesi
arasındaki farkı bilen bir bilgisayar.
00:25
That's only the beginningbaşlangıç.
3
13323
1734
Bu yalnızca bir başlangıç olur.
00:27
TechnologyTeknoloji has becomeolmak
incrediblyinanılmaz intelligentakıllı
4
15466
2865
Teknoloji inanılmaz zeki bir hâle geldi
00:30
and alreadyzaten knowsbilir a lot
about our internal statesdevletler.
5
18355
3400
ve içsel durumumuz hakkında
zaten çok şey biliyor.
00:34
And whetherolup olmadığını we like it or not,
6
22085
2286
Biz bunu sevsek de sevmesek de
00:36
we alreadyzaten are sharingpaylaşım
partsparçalar of our inner liveshayatları
7
24395
3499
iç dünyamızın bir kısmını paylaşıyoruz,
00:39
that's out of our controlkontrol.
8
27918
1733
bu kontrolümüz dışında.
00:43
That seemsgörünüyor like a problemsorun,
9
31413
1421
Bir sorun gibi görünüyor,
00:44
because a lot of us like to keep
what's going on insideiçeride
10
32858
3246
çünkü pek çoğumuz
iç dünyamızda yaşadıklarımızı
00:48
from what people actuallyaslında see.
11
36128
1647
insanlardan saklı tutmak istiyoruz.
00:50
We want to have agencyAjans
over what we sharepay and what we don't.
12
38323
4420
Ne paylaşıp paylaşmayacağımız
konusunda yetkimiz olsun istiyoruz.
00:55
We all like to have a pokerPoker faceyüz.
13
43473
2321
İfadesiz bir yüze sahip olmayı seviyoruz.
00:59
But I'm here to tell you
that I think that's a thing of the pastgeçmiş.
14
47584
3346
Ancak bunun artık geçmişte kaldığını
anlatmak için buradayım.
01:03
And while that mightbelki soundses scarykorkutucu,
it's not necessarilyzorunlu olarak a badkötü thing.
15
51347
4770
Kulağa ne kadar korkunç gelse de
bu kötü bir şey olmak zorunda değil.
01:09
I've spentharcanmış a lot of time
studyingders çalışıyor the circuitsdevreler in the brainbeyin
16
57030
2770
Her birimizde var olan
eşsiz algısal gerçeklikleri yaratan
01:11
that createyaratmak the uniquebenzersiz perceptualalgısal
realitiesgerçekler that we eachher have.
17
59824
3693
beyin devrelerini araştırarak
oldukça çok zaman geçirdim.
Şimdi ise üzerinde çalıştığım,
01:16
And now I bringgetirmek that togetherbirlikte
18
64110
1405
01:17
with the capabilitiesyetenekleri
of currentşimdiki technologyteknoloji
19
65539
2062
mevcut teknolojinin yetileriyle
01:19
to createyaratmak newyeni technologyteknoloji
that does make us better,
20
67625
2537
bizi daha iyi kılacak
bir teknoloji yaratmak,
daha fazla hissetmemizi
ve bağlanmamızı sağlamak.
01:22
feel more, connectbağlamak more.
21
70186
1600
01:24
And I believe to do that,
22
72482
1786
Bunu yapabilmek için
01:26
we have to be OK
losingkaybetme some of our agencyAjans.
23
74292
2749
yetkilerimizin bir kısmını
kaybetmemiz gerektiğine inanıyorum.
01:30
With some animalshayvanlar, it's really amazingşaşırtıcı,
24
78149
2523
Bazı hayvanlar üzerinde
harika sonuç alıyoruz.
01:32
and we get to see into
theironların internal experiencesdeneyimler.
25
80696
3474
Onların içsel
tecrübelerinizi görebiliyoruz.
01:36
We get this upfrontayarlıyoruz look
at the mechanisticmekanik interactionetkileşim
26
84649
3722
Dış dünyaya verdikleri tepki
01:40
betweenarasında how they respondyanıtlamak
to the worldDünya around them
27
88395
2817
ve biyolojik sistemlerinin
durumu arasındaki
mekanik etkileşimi
bariz şekilde gözlemliyoruz.
01:43
and the statebelirtmek, bildirmek of theironların biologicalbiyolojik systemssistemler.
28
91236
2008
01:45
This is where evolutionaryevrimsel pressuresbasınçları
like eatingyemek yiyor, matingçiftleşme
29
93268
3809
Bu noktada, yemek yemek, çiftleşmek
01:49
and makingyapma sure we don't get eatenyemiş
30
97101
1762
ve avlanmamak gibi evrimsel dürtülerin
01:50
drivesürücü deterministicdeterministik behavioraldavranışsal responsesyanıt-e doğru
to informationbilgi in the worldDünya.
31
98887
4157
karar mekanizmalı davranışsal tepkimeler
sonucu olabildiğini gösteriyor.
01:55
And we get to see into this windowpencere,
32
103806
2794
Biz bu pencereden bakarak
01:58
into theironların internal statesdevletler
and theironların biologicalbiyolojik experiencesdeneyimler.
33
106624
3636
iç dünyaları ve biyolojik
deneyimlerine göz atabiliyoruz.
02:02
It's really prettygüzel coolgüzel.
34
110284
1642
Gerçekten güzel bir şey.
02:03
Now, staykalmak with me for a momentan --
I'm a violinistkemancı, not a singerşarkıcı.
35
111950
4103
Bir dakika durun,
ben şarkıcı değilim, viyolonistim.
02:08
But the spider'sörümcek alreadyzaten
givenverilmiş me a criticalkritik reviewgözden geçirmek.
36
116077
3590
Ama örümcek performansımı eleştirdi bile.
02:16
(VideoVideo) (SingingŞarkı in a lowdüşük pitchzift)
37
124907
2060
(Video) (Düşük tonda şarkı söylüyor)
02:19
(SingingŞarkı in a middleorta pitchzift)
38
127868
2888
(Orta tonda şarkı söylüyor)
02:23
(SingingŞarkı in a highyüksek pitchzift)
39
131800
2505
(Yüksek tonda şarkı söylüyor)
02:27
(SingingŞarkı in a lowdüşük pitchzift)
40
135069
1421
(Düşük tonda şarkı söylüyor)
02:29
(SingingŞarkı in a middleorta pitchzift)
41
137236
1600
(Orta tonda şarkı söylüyor)
02:31
(SingingŞarkı in a highyüksek pitchzift)
42
139403
1777
(Yüksek tonda şarkı söylüyor)
02:33
(LaughterKahkaha)
43
141204
1150
(Kahkahalar)
02:36
PoppyHaşhaş CrumCrum: It turnsdönüşler out, some spidersörümcekler
tunenağme theironların webswebs like violinskeman
44
144387
3198
Poppy Crum: Görünüşe göre bazı örümcekler
ağlarını viyolin gibi kullanarak
02:39
to resonateyankılamak with certainbelli soundssesleri.
45
147609
2158
belli sesleri yankı yapıyorlar.
02:41
And likelymuhtemelen, the harmonicsHarmonikler
of my voiceses as it wentgitti higherdaha yüksek
46
149791
2771
Muhtemelen ses tonum
yükselirken oluşan harmoni
02:44
coupledbirleştiğinde with how loudyüksek sesle I was singingşan
47
152586
1730
yüksek sesle söylememle birleşince
02:46
recreatedyeniden eitherya the predatoryyırtıcı call
of an echolocatingecholocating batyarasa or a birdkuş,
48
154340
4467
ekolokasyondan yararlanan bir yarasa
veya bir kuşun avcı algısını yarattı
02:50
and the spiderörümcek did what it should.
49
158831
1881
ve örümcek yapması gerekeni yaptı.
02:53
It predictivelypredictively told me to bugböcek off.
50
161300
2817
Beni geri çekilmem konusunda uyardı.
02:56
I love this.
51
164824
1150
Buna bayıldım.
02:58
The spider'sörümcek respondingtepki vermek
to its externaldış worldDünya
52
166546
3309
Örümceğin dış dünyaya verdiği tepkiyi
03:01
in a way that we get to see and know
what's happeningolay to its internal worldDünya.
53
169879
4350
iç dünyasında neler olduğunu
anlayacak şekilde görebiliyoruz.
03:07
BiologyBiyoloji is controllingkontrol
the spider'sörümcek responsetepki;
54
175069
2206
Örümceğin tepkimesini
biyoloji kontrol ediyor;
03:09
it's wearinggiyme its internal
statebelirtmek, bildirmek on its sleevekol.
55
177299
2776
İç dünyasını bacağında görebiliyorsunuz.
03:13
But us, humansinsanlar --
56
181768
1655
Ama biz insanlar...
03:16
we're differentfarklı.
57
184184
1150
biz farklıyız.
03:17
We like to think we have cognitivebilişsel controlkontrol
over what people see, know and understandanlama
58
185899
5735
İnsanların iç dünyamızla ilgili gördükleri
ve anladıkları şeyler konusunda
bilişsel kontrolümüz olduğunu düşünürüz,
03:23
about our internal statesdevletler --
59
191658
1409
03:25
our emotionsduygular, our insecuritiesgüvensizliği,
our bluffsBlöf, our trialsdenemeler and tribulationssıkıntıları --
60
193091
4303
duygularımız, kaygılarımız, korkularımız,
iç çekişmelerimiz ve sıkıntılarımız
03:29
and how we respondyanıtlamak.
61
197418
1267
ve bunlara nasıl tepki verdiğimiz.
03:31
We get to have our pokerPoker faceyüz.
62
199927
2282
İfadesiz yüzümüzü kullanıyoruz.
03:35
Or maybe we don't.
63
203799
1200
Ama belki de kullanmıyoruz.
03:37
Try this with me.
64
205728
1182
Şunu bir deneyin.
03:38
Your eyegöz respondsyanıt verir
to how hardzor your brainbeyin is workingçalışma.
65
206934
2690
Gözleriniz beyninizin ne kadar
çalıştığına göre yanıt veriyor.
03:42
The responsetepki you're about to see
is driventahrik entirelyBaştan sona by mentalzihinsel effortçaba
66
210363
3230
Şimdi göreceğiniz tepkime
tamamen zihinsel çabayla oluşturuldu
03:45
and has nothing to do
with changesdeğişiklikler in lightingaydınlatma.
67
213617
2635
ve ışıklandırmayla hiçbir ilgisi yok.
03:48
We know this from neurosciencenörobilim.
68
216276
1650
Bunu nörobilimden zaten biliyoruz.
03:49
I promisesöz vermek, your eyesgözleri are doing
the sameaynı thing as the subjectkonu in our lablaboratuvar,
69
217950
4560
Sizi temin ederim sizin gözleriniz de
denekle aynı tepkiyi veriyor,
03:54
whetherolup olmadığını you want them to or not.
70
222534
1734
siz isteseniz de istemeseniz de.
03:56
At first, you'llEğer olacak hearduymak some voicessesleri.
71
224292
2173
Önce bazı sesler duyacaksınız.
03:58
Try and understandanlama them
and keep watchingseyretme the eyegöz in frontön of you.
72
226489
3278
Anlamaya çalışın
ve önünüzdeki gözlere bakın.
04:01
It's going to be hardzor at first,
73
229791
1498
İlk başta biraz zor olabilir,
04:03
one should dropdüşürmek out,
and it should get really easykolay.
74
231313
2391
bırakmak isteyebilirsiniz
ama kolaylaşması lazım.
04:05
You're going to see the changedeğişiklik in effortçaba
in the diameterçap of the pupilöğrenci.
75
233728
3325
Söz konusu değişikliği
göz bebeğinin çapında göreceksiniz.
04:10
(VideoVideo) (Two overlappingörtüşen voicessesleri talkingkonuşma)
76
238140
2567
(Video) (Birbirine geçen iki konuşma)
04:12
(SingleTek voiceses) IntelligentAkıllı technologyteknoloji
dependsbağlıdır on personalkişisel dataveri.
77
240731
2963
(Tek ses) Akıllı teknoloji
kişisel verilere dayanıyor.
04:15
(Two overlappingörtüşen voicessesleri talkingkonuşma)
78
243718
2446
(Birbirine geçen iki konuşma)
04:18
(SingleTek voiceses) IntelligentAkıllı technologyteknoloji
dependsbağlıdır on personalkişisel dataveri.
79
246188
2976
(Tek ses) Akıllı teknoloji
kişisel verilere dayanıyor.
04:21
PCPC: Your pupilöğrenci doesn't lieYalan.
80
249680
1326
PC: Göz bebeğiniz yalan söylemez.
04:23
Your eyegöz givesverir away your pokerPoker faceyüz.
81
251030
2400
Göz bebeğiniz duygularınızı ele veriyor.
04:25
When your brain'sbeyni havingsahip olan to work harderDaha güçlü,
82
253990
1913
Beyniniz daha çok çalışmak zorunda kalınca
04:27
your autonomicotonomik nervoussinir systemsistem
drivessürücüler your pupilöğrenci to dilatedilate.
83
255927
2785
oto sinir sisteminiz
göz bebeğinizi genişletiyor.
04:30
When it's not, it contractssözleşmeler.
84
258736
1555
Tersi durumda küçülüyor.
04:32
When I take away one of the voicessesleri,
85
260680
1691
Seslerden birin çıkardığımda
04:34
the cognitivebilişsel effortçaba
to understandanlama the talkersKonuşmacılar
86
262395
2262
konuşanları anlamaya yönelik bilişsel çaba
04:36
getsalır a lot easierDaha kolay.
87
264681
1158
çok daha kolaylaşıyor.
04:37
I could have put the two voicessesleri
in differentfarklı spatialuzaysal locationsyerleri,
88
265863
3000
İki sesi iki farklı alandan
gelecek şekilde ayarlayıp
04:40
I could have madeyapılmış one louderyüksek sesle.
89
268887
1666
birini daha yükses sesli yapabilirdim.
04:42
You would have seengörüldü the sameaynı thing.
90
270577
1738
Yine aynı şey olurdu.
04:45
We mightbelki think we have more agencyAjans
over the revealortaya çıkartmak of our internal statebelirtmek, bildirmek
91
273006
4786
Duygularımızı dışa göstermede
bu örümcekten daha fazla yetkimiz
olduğunu düşünüyor olabiliriz
04:49
than that spiderörümcek,
92
277816
1579
04:51
but maybe we don't.
93
279419
1266
ama belki de öyle değil.
04:53
Today'sBugünün technologyteknoloji is startingbaşlangıç
to make it really easykolay
94
281021
2969
Günümüz teknolojisi
bizi ele veren sinyalleri görmeyi
04:56
to see the signalssinyalleri and tellsanlatır
that give us away.
95
284014
2690
gerçekten çok kolaylaştırmaya başladı.
04:59
The amalgamationbirleşme of sensorssensörler
pairedeşleştirilmiş with machinemakine learningöğrenme
96
287109
3294
Sensörlerin alaşımlanmasıyla birlikte
üzerimizdeki ve çevremizdeki
05:02
on us, around us and in our environmentsortamları,
97
290427
2413
makine öğrenimi birleştiğinde
05:04
is a lot more than cameraskameralar and microphonesmikrofonlar
trackingizleme our externaldış actionseylemler.
98
292864
4653
kamera ve mikrofonların hareketlerimizi
takip etmesinden çok dafa fazlası oluyor.
05:12
Our bodiesbedenler radiateyaymak our storieshikayeleri
99
300529
2818
Fizyolojimizdeki ısı değişklikleriyle
05:15
from changesdeğişiklikler in the temperaturesıcaklık
of our physiologyfizyoloji.
100
303371
2666
bedenlerimiz, hikâyelerimizi
dışarı saçıyor.
05:18
We can look at these
as infraredkızılötesi thermalTermal imagesGörüntüler
101
306546
2261
Arkamda beliren bu görsellere
infrared ısı görselleri
olarak bakabiliriz,
05:20
showinggösterme up behindarkasında me,
102
308831
1160
05:22
where redsKızıllar are hotterdaha sıcak
and bluesBlues are coolersoğutucu.
103
310015
2070
kırmızıların daha sıcak,
maviler daha soğuk.
05:24
The dynamicdinamik signatureimza
of our thermalTermal responsetepki
104
312458
3183
Sıcaklık tepkimemizin dinamik gösterimi
05:27
givesverir away our changesdeğişiklikler in stressstres,
105
315665
3031
stres değişikliklerimiz,
05:30
how hardzor our brainbeyin is workingçalışma,
106
318720
2008
beynimizin ne kadar çalıştığı,
05:32
whetherolup olmadığını we're payingödeme yapan attentionDikkat
107
320752
1936
dikkatimizi verip vermediğimiz
05:34
and engagednişanlı in the conversationkonuşma
we mightbelki be havingsahip olan
108
322712
2627
ve sohbetin içine girip girmediğimiz
05:37
and even whetherolup olmadığını we're experiencingyaşandığı
a pictureresim of fireateş as if it were realgerçek.
109
325363
4095
hatta bir yangın resmini gerçekmiş gibi
görüp görmediğimizi bile gösteriyor.
05:41
We can actuallyaslında see
people give off heatsıcaklık on theironların cheeksyanakları
110
329482
2643
Bir yangın resmine tepki olarak
insanların yanaklarındaki kızarıklıktan
vücut ısılarının arttığını görebiliyoruz.
05:44
in responsetepki to an imagegörüntü of flamealev.
111
332149
2200
05:48
But asidebir kenara from givingvererek away
our pokerPoker bluffsBlöf,
112
336013
2929
Ancak poker blöflerini bir yana bırakalım,
05:50
what if dimensionsboyutlar of dataveri
from someone'sbirisi var thermalTermal responsetepki
113
338966
4746
ya bir kişinin termal tepkimesinden
edinilen veriler bütünü
05:55
gaveverdi away a glowkızdırma
of interpersonalkişiler arası interestfaiz?
114
343736
2659
o kişinin kişilerle ilgili
çıkarlarını açığa çıkarırsa?
05:58
Trackingİzleme the honestyDürüstlük of feelingsduygular
in someone'sbirisi var thermalTermal imagegörüntü
115
346966
3532
Bir kişinin termal görseli üzerinden
hislerinin dürüstlüğünü izlemek
06:02
mightbelki be a newyeni partBölüm of how
we falldüşmek in love and see attractioncazibe.
116
350522
3626
birinden hoşlanmak ve aşık olmak
konusunda yeni bir sayfa açacaktır.
06:06
Our technologyteknoloji can listen,
developgeliştirmek insightsanlayışlar and make predictionstahminler
117
354172
3693
Teknolojimiz fiziksel ve ruhsal
sağlığımız hakkında
bizi dinliyor, görüş bildiriyor
ve tahminlerde bulunuyor,
06:09
about our mentalzihinsel and physicalfiziksel healthsağlık
118
357889
2095
06:12
just by analyzinganaliz the timingzamanlama dynamicsdinamik
of our speechkonuşma and languagedil
119
360008
4000
bunu da sadece mikrofonla topladığı
konuşma ve dilin zamanlama
dinamiklerini analiz ederek yapıyor.
06:16
pickedseçilmiş up by microphonesmikrofonlar.
120
364032
1443
06:18
GroupsGrupları have showngösterilen that changesdeğişiklikler
in the statisticsistatistik of our languagedil
121
366038
3880
Grup çalışmaları, dilimizin
istatistiklerine dair değişikliklerin
06:21
pairedeşleştirilmiş with machinemakine learningöğrenme
122
369942
1420
makine öğrenimiyle birlikte
06:23
can predicttahmin the likelihoodolasılık
someonebirisi will developgeliştirmek psychosispsikoz.
123
371386
3161
birinin psikoz geçirme ihtimalini
tahmin edebildiğini gösterdi.
06:27
I'm going to take it a stepadım furtherayrıca
124
375442
1751
Bir adım daha ileriye giderek
çok farklı koşullarda ortaya çıkan
dilbilimsel değişikliklere
06:29
and look at linguisticdilbilimsel changesdeğişiklikler
and changesdeğişiklikler in our voiceses
125
377217
2587
06:31
that showgöstermek up with a lot
of differentfarklı conditionskoşullar.
126
379828
2239
ve sesimizdeki değişikliklere
göz atacağım.
06:34
DementiaDemans, diabetesdiyabet can alterALTER
the spectralSpektral colorationrenklendirme of our voiceses.
127
382091
4367
Demans ve diyabet sesimizdeki
spektral renklenmeyi değiştirebilir.
06:39
ChangesDeğişiklikleri in our languagedil
associatedilişkili with Alzheimer'sAlzheimer
128
387205
3119
Dilimizde Alzheimer
ile ilişkilendirilen değişiklikler
06:42
can sometimesara sıra showgöstermek up more
than 10 yearsyıl before clinicalklinik diagnosisTanı.
129
390348
4365
teşhis edilmeden önce
10 yıla kadar kendini gösterebilir.
06:47
What we say and how we say it
tellsanlatır a much richerzengin storyÖykü
130
395236
3960
Ne söylediğimiz ve nasıl söylediğimiz
daha önce düşündüğümüzden
çok daha zengin bir durum ortaya koyuyor.
06:51
than we used to think.
131
399220
1254
06:53
And devicescihazlar we alreadyzaten have in our homesevler
could, if we let them,
132
401022
4047
İzin versek evlerimizdeki cihazlarımız da
06:57
give us invaluableçok değerli insightIçgörü back.
133
405093
2134
bize çok değerli görüşlerde bulunacak.
06:59
The chemicalkimyasal compositionbileştirme, kompozisyon of our breathnefes
134
407998
2978
Nefesimizdeki kimyasal bileşenler
07:03
givesverir away our feelingsduygular.
135
411959
1354
hislerimiz ele veriyor.
07:06
There's a dynamicdinamik mixturekarışım of acetoneaseton,
isopreneizopren and carbonkarbon dioxidedioksit
136
414363
4478
Nefesimizde aseton, izopren
ve karbondioksit karışımı var,
07:10
that changesdeğişiklikler when our heartkalp speedshızlar up,
when our muscleskaslar tensegergin,
137
418865
3384
bu oran, kalp atışımız hızlanıp
kaslarımız gerildiğinde
07:14
and all withoutolmadan any obviousaçık changedeğişiklik
in our behaviorsdavranışlar.
138
422809
2897
davranışımızda hiçbir değişiklik
olmasa dahi değişiyor.
07:18
AlrightTamam, I want you to watch
this clipklips with me.
139
426268
2738
Bu klibi benimle izlemenizi rica ediyorum.
07:21
Some things mightbelki be going on
on the sideyan screensekranlar,
140
429030
3119
Yan taraftaki ekranlarda
başka bir şeyler oluyor
07:24
but try and focusodak on
the imagegörüntü in the frontön
141
432173
3777
ama siz asıl görsele odaklanmaya çalışın,
07:27
and the man at the windowpencere.
142
435974
1463
penceredeki adama.
07:31
(EerieÜrkütücü musicmüzik)
143
439633
2658
(Ürkütücü müzik)
07:39
(WomanKadın screamsçığlıklar)
144
447767
1437
(Kadın çığlık atıyor)
07:50
PCPC: Sorry about that.
I neededgerekli to get a reactionreaksiyon.
145
458692
2395
PC: Kusura bakmayın.
Tepkinizi ölçmem gerekiyordu.
07:53
(LaughterKahkaha)
146
461111
1785
(Kahkahalar)
07:55
I'm actuallyaslında trackingizleme the carbonkarbon dioxidedioksit
you exhalenefes vermek in the roomoda right now.
147
463412
4972
Aslında şu an salona saldığınız
karbon dioksiti takip ediyorum.
08:01
We'veBiz ettik installedKurulmuş tubesborular
throughoutboyunca the theatertiyatro,
148
469903
3293
Salonun her yanına tüp yerleştirdik,
08:05
loweralt to the groundzemin,
because COCO2 is heavierdaha ağır than airhava.
149
473220
2595
yere yakınlar,
çünkü karbondioksit havadan daha ağır.
08:07
But they're connectedbağlı
to a devicecihaz in the back
150
475839
2667
Bu tüpler arka tarafta bir cihaza bağlı,
08:10
that letsHaydi us measureölçmek, in realgerçek time,
with highyüksek precisionhassas,
151
478530
3287
bu cihaz, sürekli değişen
karbondioksit konsantrasyonunu
08:13
the continuoussürekli differentialdiferansiyel
concentrationkonsantrasyon of COCO2.
152
481841
2922
yüksek doğruluk oranıyla
gerçek zamanda ölçmeye yarıyor.
08:17
The cloudsbulutlar on the sidestaraf are actuallyaslında
the real-timegerçek zaman dataveri visualizationgörüntüleme
153
485246
5508
Yan kısımlarda gördüğünüz bulutlar
aslında karbondioksit yoğunluğunun
08:22
of the densityyoğunluk of our COCO2.
154
490778
1998
gerçek zamanlı veri gösterimi.
08:25
You mightbelki still see
a patchyama of redkırmızı on the screenekran,
155
493374
3699
Ekranda bir ton kırmızı görmeye
devam edebilirsiniz,
08:29
because we're showinggösterme increasesartışlar
with largerdaha büyük coloredrenkli cloudsbulutlar,
156
497097
3705
çünkü daha geniş renkli bulutlarla
artışları gösteriyoruz,
08:32
largerdaha büyük coloredrenkli areasalanlar of redkırmızı.
157
500826
2196
kırmızılı daha büyük alanlar.
08:35
And that's the pointpuan
where a lot of us jumpedatladı.
158
503046
2559
İşte bu aşamada çoğumuz sıçradık.
08:38
It's our collectivetoplu suspenseGerilim
drivingsürme a changedeğişiklik in carbonkarbon dioxidedioksit.
159
506173
4915
Karbon dioksit değişikliğine yön veren
toplu hâlde heyecanlı bekleyişimiz.
08:43
AlrightTamam, now, watch this
with me one more time.
160
511649
2722
Şimdi bir kez daha izleyelim.
08:46
(CheerfulNeşeli musicmüzik)
161
514395
2238
(Neşeli müzik)
08:54
(WomanKadın laughsgülüyor)
162
522553
2137
(Kadın gülüyor)
PC: Ne olacağını biliyordunuz.
09:05
PCPC: You knewbiliyordum it was cominggelecek.
163
533344
1349
09:06
But it's a lot differentfarklı
when we changeddeğişmiş the creator'sYaratıcı'nın intentniyet.
164
534717
3363
Ancak yapımcının niyetini
değiştirdiğimiz zaman durum çok farklı.
09:10
ChangingDeğiştirme the musicmüzik and the soundses effectsetkileri
165
538776
2769
Müziği ve ses efektlerini değiştirmek
09:13
completelytamamen alterALTER the emotionalduygusal
impactdarbe of that scenefaliyet alani, sahne.
166
541569
3603
bu sahnenin duygusal etkisini
tamamen değiştiriyor.
09:17
And we can see it in our breathnefes.
167
545196
2134
Bunu nefesimizde de görebiliyoruz.
09:20
SuspenseGerilim, fearkorku, joysevinç
168
548196
2262
Heyecan, korku, zevk...
09:22
all showgöstermek up as reproducibletekrarlanabilir,
visuallygörsel identifiableteşhis edilebilir momentsanlar.
169
550482
4507
Bunların tümü yeniden üretilebilir,
görsel olarak tanımlanabilir anlar.
09:27
We broadcastYayın a chemicalkimyasal signatureimza
of our emotionsduygular.
170
555473
4151
Duygularımıza dair kimyasal
bir gösterim sunuyoruz.
09:35
It is the endson of the pokerPoker faceyüz.
171
563249
2133
İfadesiz yüzün sonuna geldik.
09:38
Our spacesalanlarda, our technologyteknoloji
will know what we're feelingduygu.
172
566582
3566
Teknolojimiz ne hissettiğimizi anlayacak.
09:42
We will know more about eachher other
than we ever have.
173
570736
2785
Daha önce olduğundan daha fazla
birbirimizi tanıyacağız.
09:45
We get a chanceşans to reachulaşmak in and connectbağlamak
to the experiencedeneyim and sentimentsduyguları
174
573911
4307
Duygusal ve sosyal bir şekilde
biz insanların hislerinde yer eden
09:50
that are fundamentaltemel to us as humansinsanlar
175
578242
1742
tecrübeler ve duygusal anlara
09:52
in our sensesduyular, emotionallyduygusal yönden and sociallysosyal.
176
580008
2410
daha fazla yönelip
bağlanma şansını elde ediyoruz.
09:55
I believe it is the eraçağ of the empathempath.
177
583482
2540
Empati çağına girdiğimizi düşünüyorum.
09:58
And we are enablingetkinleştirme the capabilitiesyetenekleri
that truedoğru technologicalteknolojik partnersortaklar can bringgetirmek
178
586046
5222
Gerçek teknolojik ortaklarımızın
birbirimizle ve teknolojiyle
10:03
to how we connectbağlamak with eachher other
and with our technologyteknoloji.
179
591292
3047
nasıl bağlanacağımıza yönelik
yeteneklerine artık izin veriyoruz.
10:06
If we recognizetanımak the powergüç
of becomingolma technologicalteknolojik empathsempaths,
180
594363
3389
Teknolojik empati uzmanlarına
dönüşme gücünü anlarsak
10:09
we get this opportunityfırsat
181
597776
1936
öyle bir fırsat ediniyoruz ki
10:11
where technologyteknoloji can help us bridgeköprü
the emotionalduygusal and cognitivebilişsel dividebölmek.
182
599736
4424
teknoloji duygusal ve bilişsel ayrım
arasında köprü görevi görüyor.
10:16
And in that way, we get to changedeğişiklik
how we tell our storieshikayeleri.
183
604680
2723
Bu şekilde hikâyelerimizi
anlatma şansı elde ediyoruz.
10:19
We can enableetkinleştirmek a better futuregelecek
for technologiesteknolojiler like augmentedartar realitygerçeklik
184
607427
3580
Artırılmış gerçeklik gibi teknolojilerle
daha iyi bir gelecek kurabilir
10:23
to extenduzatmak our ownkendi agencyAjans
and connectbağlamak us at a much deeperDaha derine levelseviye.
185
611031
4193
ve kendi yetkilerimizi genişleterek
çok daha sağlam bağlantılar kurabiliriz.
10:27
ImagineHayal a highyüksek schoolokul counselorDanışman
beingolmak ableyapabilmek to realizegerçekleştirmek
186
615625
2547
Lisede bir rehber öğretmenin
neşeli görünen bir öğrencinin
10:30
that an outwardlydıştan cheeryneşeli studentÖğrenci
really was havingsahip olan a deeplyderinden hardzor time,
187
618196
3826
aslında çok zor durumda
olduğunu anladığını düşünün,
10:34
where reachingulaşan out can make
a crucialçok önemli, positivepozitif differencefark.
188
622046
3180
bu durumda ona yardımcı olmak
çok önemli pozitif bir etki yapacaktır.
10:37
Or authoritiesyetkililer, beingolmak ableyapabilmek
to know the differencefark
189
625766
3230
Yetkili makamların bir sinir krizi ile
10:41
betweenarasında someonebirisi havingsahip olan
a mentalzihinsel healthsağlık crisiskriz
190
629020
2325
başka tür bir agresiflik arasındaki farkı
10:43
and a differentfarklı typetip of aggressionsaldırganlık,
191
631369
1826
anlayabildiklerini
10:45
and respondingtepki vermek accordinglyBuna göre.
192
633219
1800
ve ona göre davrandıklarını düşünün.
10:47
Or an artistsanatçı, knowingbilme
the directdirekt impactdarbe of theironların work.
193
635609
3273
Eserinin doğrudan etkisini
anlayabilen bir sanatçı düşünün.
10:52
LeoLeo TolstoyTolstoy definedtanımlanmış his perspectiveperspektif of artSanat
194
640173
2643
Leo Tolstoy sanata olan bakış açısını
10:54
by whetherolup olmadığını what the creatoryaratıcı intendedistenilen
195
642840
1785
eserle tanışan kişinin
sanatçının niyetini anlayıp
anlamaması olarak tanımlamıştı.
10:56
was experienceddeneyimli by the personkişi
on the other endson.
196
644649
2586
10:59
Today'sBugünün artistssanatçılar can know
what we're feelingduygu.
197
647259
2566
Günümüzün sanatçıları
ne hissettiğimizi anlayabilir.
11:02
But regardlessne olursa olsun of whetherolup olmadığını
it's artSanat or humaninsan connectionbağ,
198
650204
3005
Ancak konu sanat
veya insan ilişkileri olsun,
11:06
today'sbugünkü technologiesteknolojiler
will know and can know
199
654608
2802
günümüzün teknolojileri
diğer taraftan ne tecrübe ettiğimizi
11:09
what we're experiencingyaşandığı on the other sideyan,
200
657434
2048
anlayabilir ve anlayacak,
11:11
and this meansanlamına geliyor we can be
closeryakın and more authenticotantik.
201
659506
2618
bu da daha yakın ve otantik
olabileceğimiz anlamına geliyor.
11:14
But I realizegerçekleştirmek a lot of us
have a really hardzor time
202
662498
4293
Ancak pek çoğumuz
verilerimizi paylaşma konusunda
11:18
with the ideaFikir of sharingpaylaşım our dataveri,
203
666815
2267
çok zorluk çekiyoruz,
11:21
and especiallyözellikle the ideaFikir
that people know things about us
204
669673
3111
özellikle de aktif olarak
paylaşmayı tercih etmediğimiz şeylerin
11:24
that we didn't activelyaktif chooseseçmek to sharepay.
205
672808
2321
başka insanlar tarafından
bilinmesi konusunda.
11:28
AnytimeHer zaman we talk to someonebirisi,
206
676728
2216
Biriyle ne zaman konuşsak
11:31
look at someonebirisi
207
679946
1555
birine ne zaman baksak
11:33
or chooseseçmek not to look,
208
681525
1468
veya bakmamayı tercih etsek
11:35
dataveri is exchangeddeğiş tokuş, givenverilmiş away,
209
683017
2647
veri alışverişi gerçekleşiyor,
11:38
that people use to learnöğrenmek,
210
686533
2205
insanlar bunu kullanmayı öğreniyor,
11:40
make decisionskararlar about
theironların liveshayatları and about oursbizim.
211
688762
3267
hem kendi hayatları hem de bizimki
hakkında kararlar veriyorlar.
11:45
I'm not looking to createyaratmak a worldDünya
where our inner liveshayatları are rippedsökülmüş openaçık
212
693469
3968
İç dünyamızın herkese açıldığı
bir dünya yaratma peşinde değilim
11:49
and our personalkişisel dataveri
and our privacyGizlilik givenverilmiş away
213
697461
2348
ve kişisel verilerimizin
veya gizliliğimizin
11:51
to people and entitieskişiler
where we don't want to see it go.
214
699833
2713
istemediğimiz şahıs ve kurumlara
gitmesini savunmuyorum.
11:55
But I am looking to createyaratmak a worldDünya
215
703117
2762
Yaratmak istediğim dünya,
11:57
where we can carebakım about
eachher other more effectivelyetkili bir şekilde,
216
705903
3408
birbirimizi daha etkili bir şekilde
önemseyebileceğimiz bir dünya,
12:01
we can know more about when
someonebirisi is feelingduygu something
217
709335
3060
birisi dikkat vermemiz gereken
bir şeyler hissettiği zaman
12:04
that we oughtgerektiğini to payödeme attentionDikkat to.
218
712419
1872
daha iyi anlayabileceğimiz bir dünya.
12:06
And we can have richerzengin experiencesdeneyimler
from our technologyteknoloji.
219
714800
3335
Teknolojimiz sayesinde daha kapsamlı
tecrübeler elde edebiliriz.
Her teknoloji iyilik
ve kötülük için kullanılabilir.
12:10
Any technologyteknoloji
can be used for good or badkötü.
220
718887
2357
12:13
TransparencyŞeffaflık to engagementnişan
and effectiveetkili regulationdüzenleme
221
721268
2412
Bunun kullanımı ve düzenlemesi için
12:15
are absolutelykesinlikle criticalkritik
to buildingbina the trustgüven for any of this.
222
723704
3120
şeffaflık, güven yaratma konusunda
çok önemli bir husus.
12:20
But the benefitsfaydaları that "empatheticempatik
technologyteknoloji" can bringgetirmek to our liveshayatları
223
728106
4834
Ancak ''empati kuran teknoloji''nin
hayatlarımıza getireceği faydalar
12:24
are worthdeğer solvingçözme the problemssorunlar
that make us uncomfortablerahatsız.
224
732964
3891
bizi rahatsız eden
sorunları çözmeye değer.
12:29
And if we don't, there are
too manyçok opportunitiesfırsatlar and feelingsduygular
225
737315
4025
Şayet çözemezsek...
çok fazla duygu ve çok fırsat kaçıracağız.
12:33
we're going to be missingeksik out on.
226
741364
1695
12:35
Thank you.
227
743083
1175
Teşekkürler.
12:36
(ApplauseAlkış)
228
744282
2479
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Poppy Crum - Neuroscientist, technologist
Poppy Crum builds technologies that best leverage human physiology to enhance our experiences and how we interact with the world.

Why you should listen

Poppy Crum is dedicated to the development of immersive technologies that leverage human physiology and perceptual realities to enhance our experiences and interactions in the world. She has advanced a mission to democratize the way people of all abilities benefit from sensory technologies -- and how effectively technology communicates back to each of us. She believes the power of intelligent technologies is only realized with dynamic optimization and learning of as much of our personal and contextual data as possible.

Crum is chief scientist at Dolby Laboratories, leading the company's integration of neuroscience and sensory data science into its entertainment, communication and future technologies. She is also adjunct professor at Stanford University, where her work focuses on the impact and feedback potential of gaming and immersive environments, such as augmented and virtual reality, on neuroplasticity and learning. She has been recognized with the Advanced Imaging Society's Distinguished Leadership Award and the Consumer Technology Association's Technology and Standards Achievement Award for work towards the introduction of affordable, over-the-counter hearing-aid devices, and she is a fellow of the Audio Engineering Society. She has also been named to Billboard Magazine's 100 most influential female executives in the music industry. Prior to joining Dolby Laboratories, Crum was Research Faculty in the Department of Biomedical Engineering at Johns Hopkins School of Medicine.

More profile about the speaker
Poppy Crum | Speaker | TED.com