ABOUT THE SPEAKER
Paul Pholeros - Architect
Paul Pholeros was a director of Healthabitat, a longstanding effort to improve the health of indigenous people by improving their living housing.

Why you should listen

"Change comes slowly," said architect Paul Pholeros. Which is why he spent more than 30 years committedly working on urban, rural, and remote architectural projects throughout his native Australia and beyond. In particular, he focused on improving the living environments of poor people, understanding that environment plays a key and often overlooked role in health.

An architect himself, Pholeros met his two co-directors in the organization Healthabitat in 1985, when the three were challenged by Yami Lester, the director of an Aboriginal-controlled health service in the Anangu Pitjatjantjara Lands in northwest South Australia, to "stop people getting sick." The findings from that project guided their thinking, as Pholeros and his partners worked to improve sanitation, connect electricity, and provide washing and water facilities to indigenous communities. Above all, the team focused on engaging these local communities to help themselves--and to pass on their skills to others. In this way, a virtuous circle of fighting poverty was born.

Since 2007, Healthabitat has expanded its work beyond Australia, working on similar projects in the Kathmandu Valley in Nepal. In 2011, the firm was awarded the international UN Habitat and Building and Social Housing Foundation's World Habitat Award, and a Leadership in Sustainability prize from the Australian Institute of Architects. In 2012, Healthabitat was one of the six Australian representatives at the Venice International Architectural Biennale.

Paul Pholeros passed away on February 1, 2016. 

More profile about the speaker
Paul Pholeros | Speaker | TED.com
TEDxSydney

Paul Pholeros: How to reduce poverty? Fix homes

Paul Pholeros: Yoksulluğu nasıl azaltırız? Evleri düzelterek

Filmed:
1,402,141 views

1985 yılında, mimar Paul Pholeros, Avusturalya'nın güneyindeki küçük bir toplulukta sağlık hizmetleri veren Aborijinlerin denetimindeki bir yerin yöneticisinden "insanların hasta olmasını engelleme" zorlu görevini aldı. Anahtar anlayışlar: Tıp dışında düşünmek ve yerel ortamı düzeltmek. Bu ışıltılı ve interaktif konuşmada, Pholeros, Healthabitat tarafından yürütülen projeleri açıklıyor. Organizasyon şu anda Avustralya ve ötesinde pratik tasarım düzeltmeleriyle yoksulluğu azaltmak için çalışıyor.
- Architect
Paul Pholeros was a director of Healthabitat, a longstanding effort to improve the health of indigenous people by improving their living housing. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
The ideaFikir of eliminatingortadan kaldırarak povertyyoksulluk is a great goalhedef.
0
1314
5426
Yoksulluğu yok etme fikri
harika bir hedef.
00:18
I don't think anyonekimse in this roomoda would disagreekatılmıyorum.
1
6740
3772
Bu odadaki kimsenin karşıt fikirde
olacağını düşünmüyorum.
00:22
What worriesEndişeye me is when politicianssiyasetçiler with moneypara
2
10512
4548
Beni endişelendiren şey,
parası olan politikacılar
00:27
and charismatickarizmatik rockKaya starsyıldızlar
3
15060
3731
ve karizmatik rock yıldızları
(Gülüşmeler)
00:30
use the wordskelimeler,
4
18791
2033
bu kelimeleri kullandığında,
"...her şeyin çok çok
kolay gibi gözükmesi."
00:32
it all just soundssesleri so, so simplebasit.
5
20824
5985
00:38
Now, I've got no bucketkova of moneypara todaybugün
6
26809
3311
Bugün yanımda hiç param yok
00:42
and I've got no policypolitika to releaseserbest bırakmak,
7
30120
3081
ve yayımlayacağım bir politikam yok
00:45
and I certainlykesinlikle haven'tyok got a guitargitar.
8
33201
2466
ve kesinlikle bir gitarım da yok.
00:47
I'll leaveayrılmak that to othersdiğerleri.
9
35667
2865
Bunu başkalarına bırakıyorum.
Ama bir fikrim var
00:50
But I do have an ideaFikir,
10
38532
1614
00:52
and that ideaFikir is calleddenilen HousingKonut for HealthSağlık.
11
40146
3315
ve bu fikrin adı "Sağlık için Konut."
Sağlık için Konut,
fakir insanlar için çalışır.
00:55
HousingKonut For HealthSağlık worksEserleri with poorfakir people.
12
43461
2600
00:58
It worksEserleri in the placesyerler where they livecanlı,
13
46061
3055
Onların yaşadığı yerlerde çalışır
01:01
and the work is donetamam to improveiyileştirmek theironların healthsağlık.
14
49116
3933
ve bu iş onların sağlığını
iyileştirmek için yapılır.
01:05
Over the last 28 yearsyıl,
15
53049
2179
Son 28 senede,
01:07
this toughsert, grindingbileme, dirtykirli work
16
55228
3470
bu zor, ezici, pis iş
kelimenin tam anlamıyla
binlerce kişi tarafından
01:10
has been donetamam by literallyharfi harfine thousandsbinlerce of people
17
58698
3410
Avustralya çevresinde ve son zamanlarda da
deniz aşırı yerlerde yapıldı.
01:14
around AustraliaAvustralya, and more recentlyson günlerde overseasdenizaşırı,
18
62108
3521
01:17
and theironların work has provenkanıtlanmış that focusedodaklı designdizayn
19
65629
3981
Onların bu çabası, odaklanmış tasarımın
en fakir yaşam alanını bile
iyileştirebileceğini kanıtladı.
01:21
can improveiyileştirmek even the poorestyoksul livingyaşam environmentsortamları.
20
69610
3721
01:25
It can improveiyileştirmek healthsağlık, and it can playoyun a partBölüm
21
73331
2952
Bu çaba sağlığı iyileştirebilir
ve tamamen yok etmese bile
yoksulluğu azaltmakta rol oynayabilir.
01:28
in reducingindirgen, if not eliminatingortadan kaldırarak, povertyyoksulluk.
22
76283
4735
01:33
I'm going to startbaşlama where the storyÖykü beganbaşladı, 1985,
23
81018
3979
Hikâyeyi anlatmaya 1985'de
hikâyenin başladığı yerden,
Orta Avustralya'dan başlayacağım.
01:36
in centralmerkezi AustraliaAvustralya.
24
84997
1958
01:38
A man calleddenilen YamiYami LesterLester, an AboriginalAborijin man,
25
86955
2992
Yami Lester adında Aborijin bir adam,
01:41
was runningkoşu a healthsağlık servicehizmet.
26
89947
2520
sağlık hizmeti vermekteydi.
01:44
EightySeksen percentyüzde of what walkedyürüdü in the doorkapı,
27
92467
2159
Kapıdan içeri girenlerin %80'inin
01:46
in termsşartlar of illnesshastalık, was infectiousbulaşıcı diseasehastalık --
28
94626
3961
bulaşıcı bir hastalığı vardı.
01:50
thirdüçüncü worldDünya, developinggelişen worldDünya infectiousbulaşıcı diseasehastalık,
29
98587
3097
Gelişmekte olan üçüncü dünya ülkelerindeki
01:53
causedneden oldu by a poorfakir livingyaşam environmentçevre.
30
101684
5235
fakir yaşam alanlarının neden
olduğu bulaşıcı hastalıklar.
01:58
YamiYami assembledbirleştirilmiş a teamtakım in AliceAlice SpringsYaylar.
31
106919
4059
Yami, Alice Springs'de bir ekip topladı.
Ekipte, bu projede çalışacak bir hekim,
02:02
He got a medicaltıbbi doctordoktor.
32
110978
2488
02:05
He got an environmentalçevre healthsağlık guy.
33
113466
2800
çevre sağlığıyla ilgilenen birisi
02:08
And he hand-selectedel tarafından seçilen a teamtakım of localyerel AboriginalAborijin people
34
116266
4768
ve kendi elleriyle seçtiği
bir grup yerli Aborijin vardı.
02:13
to work on this projectproje.
35
121034
2411
02:15
YamiYami told us at that first meetingtoplantı, there's no moneypara.
36
123445
3987
Yami, bize ilk toplantıda
hiç para olmadığını söyledi.
02:19
Always a good startbaşlama, no moneypara.
37
127432
2826
-- her zaman iyi bir
başlangıç --
"...para yok, altı ayınız var
02:22
You have sixaltı monthsay.
38
130258
2353
ve bir projeye başlamanızı istiyorum --"
onun dilinde
02:24
And I want you to startbaşlama on a projectproje whichhangi in his languagedil
39
132611
2363
02:26
he calleddenilen "uwankarauwankara palyankupalyanku kanyintjakukanyintjaku,"
40
134974
3262
"Uwankara Palyanku Kanyintjaku".
02:30
whichhangi, translatedtercüme, is "a planplan to stop people gettingalma sickhasta,"
41
138236
5088
Tercümesi "İnsanların hasta olmasını
engellemek için bir plan"
02:35
a profoundderin briefkısa.
42
143324
3941
olan derin bir özet.
02:39
That was our taskgörev.
43
147265
2907
Bu bizim görevimizdi.
02:42
First stepadım, the medicaltıbbi doctordoktor wentgitti away
44
150172
2272
İlk adım olarak, hekim yaklaşık
altı aylığına gitti.
02:44
for about sixaltı monthsay,
45
152444
2488
02:46
and he workedişlenmiş on what were to becomeolmak
46
154932
1854
Dokuz sağlık hedefi üzerinde
çalışmaya başladı.
02:48
these ninedokuz healthsağlık goalshedefleri, what were we aimingnişan at.
47
156786
6450
Hedefimiz neydi?
02:55
After sixaltı monthsay of work, he camegeldi to my officeofis
48
163236
2006
Altı ay sonra ofisime geldi
02:57
and presentedsunulan me with those ninedokuz wordskelimeler on a pieceparça of paperkâğıt.
49
165242
4435
ve bana şu dokuz kelimeyi bir kâğıt
parçası üstünde sundu.
03:01
[WashingYıkama, clothesçamaşırlar, wastewateratıksu, nutritionbeslenme... ]
50
169677
1123
[ 9 Sağlıklı Yaşam Uygulaması: Yıkanma,
kıyafetler, atık su, beslenme, kalabalık,
03:02
Now, I was very, very unimpressedetkilenmemiş.
51
170800
3590
hayvanlar, toz, sıcaklık, sakatlık ]
03:06
Come on.
52
174390
1807
Hiç etkilenmemiştim.
03:08
BigBüyük ideasfikirler need bigbüyük wordskelimeler
53
176197
2854
Büyük fikirlere büyük kelimeler gerekir
03:11
and preferablytercihen a lot of them.
54
179051
2479
ve tercihen bir sürü büyük kelime.
Bu tam olmamıştı.
03:13
This didn't fituygun the billfatura.
55
181530
1656
03:15
What I didn't see and what you can't see
56
183186
4176
Benim görmediğim ve sizin
göremediğiniz ise,
03:19
is that he'diçin ona assembledbirleştirilmiş thousandsbinlerce of pagessayfalar
57
187362
4649
onun bu sağlık hedeflerini
tespit etmek için
03:24
of localyerel, nationalUlusal and internationalUluslararası healthsağlık researchAraştırma
58
192011
3586
resmi tamamlayan binlerce sayfa
yerel, ulusal ve uluslararası
03:27
that filleddolu out the pictureresim as to why these
59
195597
3206
sağlık araştırması toplamış olduğuydu.
03:30
were the healthsağlık targetshedefler.
60
198803
1831
03:32
The picturesresimler that camegeldi a bitbit latersonra
61
200634
2773
Biraz sonra gelen resimlerin
çok basit bir nedeni vardı.
03:35
had a very simplebasit reasonneden.
62
203407
1403
03:36
The AboriginalAborijin people who were our bossesPatronlar
63
204810
1657
Patronlarımız olan
ve önde gelen Aborijinler
03:38
and the seniorkıdemli people were mostçoğu commonlyçoğunlukla illiteratecahil,
64
206467
3996
genellikle okuma yazma bilmiyordu.
03:42
so the storyÖykü had to be told in picturesresimler
65
210463
2184
Bu yüzden hedeflerin ne olduğunun
resimlerle hikâye edilmesi gerekiyordu.
03:44
of what were these goalshedefleri.
66
212647
1724
03:46
We work with the communitytoplum,
67
214371
2129
Biz toplumla çalışıyoruz,
03:48
not tellingsöylüyorum them what was going to happenolmak
68
216500
1711
onlara anlamadıkları bir dilde
03:50
in a languagedil they didn't understandanlama.
69
218211
3105
ne olacağını anlatamayız.
03:53
So we had the goalshedefleri, and eachher one of these goalshedefleri --
70
221316
3544
Böylece hedeflerimiz oldu ve
her bir hedef
03:56
and I won'talışkanlık go throughvasitasiyla them all —
71
224860
1714
-- hepsinin üstünden geçmeyeceğim --
03:58
putskoyar at the centermerkez the personkişi and theironların healthsağlık issuekonu,
72
226574
4160
insanı ve onların sağlık meselesini
merkeze koyar
04:02
and it then connectsbağlandığı them
73
230734
1861
ve sonra onları,
04:04
to the bitsbit of the physicalfiziksel environmentçevre
74
232595
2792
sağlıklı kalmaları için gerçekten
ihtiyaçları olan
04:07
that are actuallyaslında neededgerekli to keep theironların healthsağlık good.
75
235387
3656
fiziksel çevrenin parçasına bağlar.
04:11
And the highesten yüksek priorityöncelik, you see on the screenekran,
76
239043
2488
En yüksek öncelik,
ekranda görüyorsunuz,
04:13
is washingyıkama people oncebir Zamanlar a day, particularlyözellikle childrençocuklar.
77
241531
4628
insanları, özellikle çocukları
günde bir kere yıkamaktır.
Şu an umuyorum ki çoğunuz
şunu düşünüyorsunuz,
04:18
Now I hopeumut mostçoğu of you are thinkingdüşünme,
78
246159
1365
04:19
"What? That soundssesleri simplebasit."
79
247524
1649
"Ne? Bu kolay gözüküyor."
04:21
Now, I'm going to asksormak you all a very personalkişisel questionsoru.
80
249173
4321
Şimdi hepinize çok kişisel bir
soru soracağım.
04:25
This morningsabah before you camegeldi,
81
253494
1315
Bu sabah buraya gelmeden önce,
04:26
who could have had a washyıkama usingkullanma a showerduş?
82
254809
4906
kim duş kullanarak yıkanabilirdi?
04:31
I'm not going to asksormak if you had a showerduş,
83
259715
1916
Yıkanıp yıkanmadığınızı
sormayacak kadar kibarım.
04:33
because I'm too politekibar. That's it. (LaughterKahkaha)
84
261631
2717
İşte bu.
04:36
Okay. All right.
85
264348
1716
(Gülüşmeler)
Pekâlâ, çoğunuzun bu sabah
duş alabileceğini söylemek doğru olur.
04:38
I think it's fairadil to say, mostçoğu people here
86
266064
2013
04:40
could have had a showerduş this morningsabah.
87
268077
2172
04:42
I'm going to asksormak you to do some more work.
88
270249
2316
Sizden bir şey daha isteyeceğim.
04:44
I want you all to selectseçmek one of the housesevler
89
272565
2605
Ekranda gördüğünüz 25 evden
birini seçmenizi istiyorum.
04:47
of the 25 housesevler you see on the screenekran.
90
275170
2076
04:49
I want you to selectseçmek one of them and noteNot
91
277246
1662
Bir evi seçmenizi ve
pozisyonunu not etmenizi
04:50
the positionpozisyon of that houseev
92
278908
1525
ve bunu aklınızda tutmanızı istiyorum.
04:52
and keep that in your headkafa.
93
280433
1473
04:53
Have you all got a houseev? I'm going to asksormak you
94
281906
2216
Hepiniz bir ev seçtiniz mi?
Sizden orada birkaç ay
yaşamanızı isteyeceğim.
04:56
to livecanlı there for a fewaz monthsay, so make sure you've got it right.
95
284122
2761
04:58
It's in the northwestKuzey Batı of WesternWestern AustraliaAvustralya, very pleasanthoş placeyer.
96
286883
3234
Ev, Batı Avustralya'nın kuzeybatısında,
çok hoş bir yer.
05:02
Okay. Let's see if your showerduş in that houseev is workingçalışma.
97
290117
5263
Şimdi, o evdeki duşun çalışıp
çalışmadığını görelim.
Bazı "Aa!" ve "Ah!"'lar duyuyorum.
05:07
I hearduymak some "awAh"s and I hearduymak some "aahAah."
98
295380
2831
05:10
If you get a greenyeşil tickkene, your shower'sduş workingçalışma.
99
298211
3080
Eğer yeşil tik aldıysanız,
duşunuz çalışıyor.
Siz ve çocuklarınız iyisiniz.
05:13
You and your kidsçocuklar are fine.
100
301291
1175
05:14
If you get a redkırmızı crossçapraz,
101
302466
2337
Eğer kırmızı çarpı aldıysanız,
05:16
well, I've lookedbaktı carefullydikkatlice around the roomoda
102
304803
2454
aslında odaya dikkatlice baktım
05:19
and it's not going to make much differencefark to this crewmürettebat.
103
307257
2854
ve bu durum, bu grup için
çok büyük bir fark yaratmayacak.
05:22
Why? Because you're all too oldeski.
104
310111
2812
Neden? Çünkü hepiniz çok yaşlısınız.
05:24
And I know that's going to come as a shockşok to some of you,
105
312923
1813
Biliyorum ki bu bazılarınızı şoka sokacak
ama yaşlısınız.
05:26
but you are.
106
314736
1321
Şimdi siz alınıp
burayı terk etmeden önce
05:28
Now before you get offendedrahatsız and leaveayrılmak,
107
316057
2087
05:30
I've got to say that beingolmak too oldeski in this casedurum
108
318144
2283
buradaki herkesin bahsettiğim şey için
çok yaşlı olduğunu söylemeliyim.
05:32
meansanlamına geliyor that prettygüzel much everyoneherkes in the roomoda, I think,
109
320427
3129
Sanıyorum ki hepiniz
5 yaşından büyüksünüz.
05:35
is over fivebeş yearsyıl of ageyaş.
110
323556
3466
05:39
We're really concernedilgili with kidsçocuklar naughtboş yere buraya to fivebeş.
111
327022
3228
Biz asıl 0-5 yaş arası çocuklar için
endişeleniyoruz.
05:42
And why? WashingYıkama is the antidotepanzehir to the sortçeşit of bugsböcek,
112
330250
6284
Niçin?
Yıkamak, mikrop türlerinin panzehiridir,
05:48
the commonortak infectiousbulaşıcı diseaseshastalıklar of the eyesgözleri, the earskulaklar,
113
336534
2896
yaygın bulaşıcı göz, kulak, göğüs
05:51
the chestgöğüs and the skincilt
114
339430
3008
ve deri hastalıklarına çaredir.
05:54
that, if they occurmeydana in the first fivebeş yearsyıl of life,
115
342438
2896
Bu hastalıklar yaşamın ilk beş senesinde
ortaya çıkarsa,
05:57
permanentlykalıcı olarak damagehasar those organsorganları.
116
345334
3909
o organlara kalıcı olarak hasar verirler.
06:01
They leaveayrılmak a lifelongömür boyu remnantkalıntı.
117
349243
3662
Organlarda kalıcı izler bırakırlar.
06:04
That meansanlamına geliyor that, by the ageyaş of fivebeş,
118
352905
2344
Bu demek oluyor ki, beş yaş itibariyle
06:07
you can't see as well for the restdinlenme of your life.
119
355249
2249
hayatınızın kalanında iyi göremiyorsunuz.
06:09
You can't hearduymak as well for the restdinlenme of your life.
120
357498
2575
Hayatınızın kalanında iyi duyamıyorsunuz.
06:12
You can't breathnefes as well. You've lostkayıp a thirdüçüncü
121
360073
1884
Nefes dahi alamıyorsunuz.
5 yaşına kadar ciğer kapasitenizin
1/3'ünü kaybettiniz.
06:13
of your lungakciğer capacitykapasite by the ageyaş of fivebeş.
122
361957
2796
06:16
And even skincilt infectionenfeksiyon, whichhangi we originallyaslında thought
123
364753
3048
Başta büyük bir problem saymadığımız
deri enfeksiyonunu bile,
06:19
wasn'tdeğildi that bigbüyük a problemsorun,
124
367801
2208
06:22
mildhafif skincilt infectionsenfeksiyonlar naughtboş yere buraya to fivebeş give you
125
370009
2640
0-5 yaş arası geçirilen
hafif deri enfeksiyonları,
06:24
a greatlyçokça increasedartmış chanceşans of renalböbrek failurebaşarısızlık,
126
372649
2480
böbrek yetmezliği ihtimalinizi
fazlasıyla arttırır
06:27
needinggerek dialysisDiyaliz at ageyaş 40.
127
375129
3235
ve 40 yaşında diyaliz gerektirir.
06:30
This is a bigbüyük dealanlaştık mı, so the tickskeneler and crosseshaçlar on the screenekran
128
378364
2919
Bu büyük bir olay, bu yüzden
ekrandaki tikler ve çarpılar
06:33
are actuallyaslında criticalkritik for younggenç kidsçocuklar.
129
381283
3414
aslında küçük çocuklar için kritik.
06:36
Those tickskeneler and crosseshaçlar representtemsil etmek the 7,800 housesevler
130
384697
3242
Bu tikler ve çarpılar, bizim Avustralya'da
ulusal olarak baktığımız 7800 evi
06:39
we'vebiz ettik lookedbaktı at nationallyUlusal around AustraliaAvustralya,
131
387939
1886
oransal olarak temsil ediyor.
06:41
the sameaynı proportionoran.
132
389825
1526
06:43
What you see on the screenekran -- 35 percentyüzde of those
133
391351
3044
Ekranda gördüklerinizin --
çok tatmin edici olmayan evlerin
%35'inde,
06:46
not-so-famousünlü housesevler livedyaşamış in by 50,000 indigenousyerli people,
134
394395
3910
50.000 yerli insan yaşıyordu --
06:50
35 percentyüzde had a workingçalışma showerduş.
135
398305
3672
%35'i çalışan bir duşa sahipti.
06:53
TenOn percentyüzde of those sameaynı 7,800 housesevler
136
401977
3322
Aynı 7800 evin %10'u
güvenli elektrik sistemine sahipti
06:57
had safekasa electricalelektrik systemssistemler,
137
405299
2662
06:59
and 58 percentyüzde of those housesevler
138
407961
3904
ve evlerin %58'i
çalışan bir tuvalete sahipti.
07:03
had a workingçalışma toilettuvalet.
139
411865
3505
07:07
These are by a simplebasit, standardstandart testÖlçek:
140
415370
3087
Bunlara basit, standart testlerle bakıldı.
07:10
In the casedurum of the showerduş, does it have hotSıcak and coldsoğuk waterSu,
141
418457
3912
Duş durumu için:
Sıcak ve soğuk su var mı,
iki musluk da çalışıyor mu,
07:14
two tapsmusluklar that work,
142
422369
3045
07:17
a showerduş rosegül to get waterSu ontoüstüne your headkafa
143
425414
3964
başınıza veya vücudunuza su dökecek
bir duş başlığı var mı
07:21
or ontoüstüne your bodyvücut, and a draindrenaj that takes the waterSu away?
144
429378
2327
ve suyun akabileceği bir gider var mı?
07:23
Not well designedtasarlanmış, not beautifulgüzel, not elegantzarif --
145
431705
4234
İyi dizayn edilmiş, güzel,
ya da zarif değil --
sadece işlevini yerine getiriyor.
07:27
just that they functionfonksiyon.
146
435939
1369
07:29
And the sameaynı testÖlçek for the electricalelektrik systemsistem and the toiletstuvaletler.
147
437308
4503
Aynı testler elektrik sistemi ve
tuvaletler için de geçerli.
07:33
HousingKonut for HealthSağlık projectsprojeler aren'tdeğil about measuringölçme failurebaşarısızlık.
148
441811
2512
Sağlık için Konut projeleri
kusurları ölçmekle alakalı değil.
07:36
They're actuallyaslında about improvinggeliştirme housesevler.
149
444323
3032
Projeler aslında evleri
geliştirmekle alakalı.
07:39
We startbaşlama on day one of everyher projectproje -- we'vebiz ettik learnedbilgili,
150
447355
4416
Her projenin ilk gününde başlarız.
Söz vermemeyi
ve raporlamamayı öğrendik.
07:43
we don't make promisessözler, we don't do reportsraporlar.
151
451771
2384
07:46
We arrivevarmak in the morningsabah with toolsaraçlar, tonston of equipmentekipman,
152
454155
4727
Sabah aletlerle,
bir sürü ekipmanla geliriz
07:50
tradesesnaf, and we traintren up a localyerel teamtakım on the first day
153
458882
3529
ve ilk gün yerli bir takımı işe
başlaması için eğitiriz.
07:54
to startbaşlama work.
154
462411
1099
07:55
By the eveningakşam of the first day, a fewaz housesevler
155
463510
2602
İlk günün akşamına kadar,
o topluluktaki birkaç ev sabah
başladığımızdan daha iyidir.
07:58
in that communitytoplum are better
156
466112
1329
07:59
than when we startedbaşladı in the morningsabah.
157
467441
2048
08:01
That work continuesdevam ediyor for sixaltı to 12 monthsay
158
469489
2539
Bu iş, 6-12 ay arasında bir süre
devam eder.
08:04
untila kadar all the housesevler are improvedgelişmiş
159
472028
1722
Ta ki bütün evler geliştirilinceye kadar
08:05
and we'vebiz ettik spentharcanmış our budgetbütçe of 7,500
160
473750
3020
ve ev başına toplam 7500 dolarlık
bütçemizi harcayıncaya kadar.
08:08
dollarsdolar totalGenel Toplam perbaşına houseev.
161
476770
1605
08:10
That's our averageortalama budgetbütçe.
162
478375
1961
Bu bizim ortalama bütçemiz.
08:12
At the endson of sixaltı monthsay to a yearyıl, we testÖlçek everyher houseev again.
163
480336
4435
6 aydan 1 seneye kadar olan sürenin
sonunda, bütün evleri tekrar test ederiz.
08:16
It's very easykolay to spendharcamak moneypara.
164
484771
2192
Para harcamak çok kolaydır.
Bir evin bütün parçalarının
08:18
It's very difficultzor to improveiyileştirmek the functionfonksiyon
165
486963
2568
işlevini geliştirmek çok zordur.
08:21
of all those partsparçalar of the houseev,
166
489531
2024
08:23
and for a wholebütün houseev, the ninedokuz healthysağlıklı livingyaşam practicesuygulamaları,
167
491555
2912
Bütün bir ev için dokuz sağlık
uygulaması adına
08:26
we testÖlçek, checkKontrol and fixdüzeltmek 250 itemsürün in everyher houseev.
168
494467
4694
ev başına 250 parçayı test ediyoruz,
tamir ediyoruz ve denetliyoruz.
08:31
And these are the resultsSonuçlar
169
499161
1464
Bunlar, 7500 dolarımızla
varabildiğimiz sonuçlar.
08:32
we can get with our 7,500 dollarsdolar.
170
500625
2527
İşleyen duş yüzdesini
%86'ya kadar çıkarabiliyoruz,
08:35
We can get showersduş up to 86 percentyüzde workingçalışma,
171
503152
2749
08:37
we can get electricalelektrik systemssistemler up to 77 percentyüzde workingçalışma,
172
505901
3815
işleyen elektrik sistemini %77'ye
kadar çıkarıyoruz
08:41
and we can get 90 percentyüzde of toiletstuvaletler workingçalışma
173
509716
2657
ve tuvaletlerin %90'ını
işler hâle getirebiliyoruz bu 7500 evde.
08:44
in those 7,500 housesevler.
174
512373
2583
08:46
Thank you. (ApplauseAlkış)
175
514956
5335
(Alkışlar)
Teşekkürler.
(Alkışlar)
08:55
The teamstakımlar do a great job, and that's theironların work.
176
523652
4801
Takım harika bir iş çıkarıyor
ve bu onların başarısı.
09:00
I think there's an obviousaçık questionsoru
177
528453
2229
Bence burada sizin düşündüğünüzü
09:02
that I hopeumut you're thinkingdüşünme about.
178
530682
2911
umduğum bariz bir soru var.
09:05
Why do we have to do this work?
179
533593
2466
Bu işi neden yapmak zorundayız?
09:08
Why are the housesevler in suchböyle poorfakir conditionşart?
180
536059
3029
Evler neden bu kadar kötü koşullarda?
09:11
SeventyYetmiş percentyüzde of the work we do
181
539088
2102
Yaptığımız işin %70'i
rutin onarım eksikliğinden kaynaklı,
09:13
is duenedeniyle to lackeksiklik of routinerutin maintenancebakım,
182
541190
1607
09:14
the sortçeşit of things that happenolmak in all our housesevler.
183
542797
1885
hepimizin evlerinde başımıza gelen şey:
zamanla eskiyor evler.
09:16
Things weargiyinmek out.
184
544682
1509
Bu, devlet ya da yerel
yönetim tarafından yapılmalı,
09:18
Should have been donetamam by statebelirtmek, bildirmek governmenthükümet or localyerel governmenthükümet.
185
546191
2902
09:21
SimplySadece not donetamam, the houseev doesn't work.
186
549093
3170
yapılmadığı zaman ev çalışmaz.
09:24
Twenty-oneYirmi bir percentyüzde of the things we fixdüzeltmek
187
552263
2164
Tamir ettiğimiz şeylerin %21'i
hatalı inşaattan kaynaklıydı.
09:26
are duenedeniyle to faultyhatalı constructioninşaat,
188
554427
1866
09:28
literallyharfi harfine things that are builtinşa edilmiş upsideüst taraf down and back-to-frontarka ön.
189
556293
3025
Düzenek resmen baş aşağı
ve ileri geri yapılmıştı.
09:31
They don't work. We have to fixdüzeltmek them.
190
559318
2481
Çalışamayacakları için
tamir etmemiz gerekir.
09:33
And if you've livedyaşamış in AustraliaAvustralya in the last 30 yearsyıl,
191
561799
3634
Eğer son 30 yılda
Avustralya'da yaşadıysanız,
09:37
the finalnihai causesebeb olmak -- You will have heardduymuş always
192
565433
3789
son neden --bunu her zaman duyarsınız --
yerli insanların evleri tahrip etmesi.
09:41
that indigenousyerli people trashçöp housesevler.
193
569222
2162
09:43
It's one of the almostneredeyse rock-solidsağlam piecesparçalar of evidencekanıt,
194
571384
3523
Bu benim doğruluğuna dair
hiçbir kanıt görmediğim
ama insanların doğruluğundan
emin olduğu bir neden.
09:46
whichhangi I've never seengörüldü evidencekanıt for,
195
574907
1978
09:48
that's always ruledçizgili out as that's the problemsorun with indigenousyerli housingKonut.
196
576885
2992
"Yerliler evlerinin sorunu, bu tahribat"
diye çekiliveriyorlar.
09:51
Well, ninedokuz percentyüzde of what we spendharcamak is damagehasar,
197
579877
2320
Harcamalarımızın %9'u,
yanlış kullanım
09:54
misuseyanlış kullanım or abusetaciz of any sortçeşit.
198
582197
3789
ya da herhangi bir çeşit kötüye
kullanım sonucu zarara gidiyor.
09:57
We arguetartışmak stronglyşiddetle that the people livingyaşam in the houseev
199
585986
3203
Biz, problemin evde yaşayan insanlar
olmadığını şiddetle savunuyoruz.
10:01
are simplybasitçe not the problemsorun.
200
589189
1981
10:03
And we'lliyi go a lot furtherayrıca than that.
201
591170
1500
Bundan çok daha ileri gidiyoruz.
10:04
The people livingyaşam in the houseev are actuallyaslında
202
592670
1881
Evde yaşayan insanlar aslında
çözümün büyük bir parçası.
10:06
a majormajör partBölüm of the solutionçözüm.
203
594551
3198
10:09
Seventy-fiveYetmiş beş percentyüzde of our nationalUlusal teamtakım in AustraliaAvustralya,
204
597749
3389
Avustralya'daki ulusal
takımımızın %75'i --
10:13
over 75 at the minutedakika,
205
601138
1931
şu anda %75'ten fazlası --
10:15
are actuallyaslında localyerel, indigenousyerli people
206
603069
2764
aslında bizim çalıştığımız topluluklardaki
yerel, yerli insanlar.
10:17
from the communitiestopluluklar we work in.
207
605833
1909
10:19
They do all aspectsyönleri of the work.
208
607742
2450
İşin bütün kısımlarını yapıyorlar.
10:22
(ApplauseAlkış)
209
610192
5761
(Alkışlar)
10:27
In 2010, for exampleörnek, there were 831,
210
615953
3619
Örneğin, 2010'da, 831 tane yerli
Avustralya'nın her tarafında ve
Torres Strait adalarında, eyaletlerde,
10:31
all over AustraliaAvustralya, and the TorresTorres StraitBoğazı IslandsAdaları,
211
619572
2860
10:34
all statesdevletler, workingçalışma to improveiyileştirmek the housesevler
212
622432
2792
kendilerinin ve ailelerinin yaşadıkları
yerlerde evleri geliştirmeye çalışıyordu
10:37
where they and theironların familiesaileleri livecanlı,
213
625224
1651
10:38
and that's an importantönemli thing.
214
626875
2247
ve bu önemli bir şey.
10:41
Our work'seserin always had a focusodak on healthsağlık. That's the keyanahtar.
215
629122
5139
Bizim işimiz her zaman
sağlığa odaklanmıştır.
Bu kilit noktadır.
10:46
The developinggelişen worldDünya bugböcek trachomatrahom, it causesnedenleri blindnesskörlük.
216
634261
3657
Gelişen dünya mikrobu, trahom,
körlüğe neden olur.
10:49
It's a developinggelişen worldDünya illnesshastalık,
217
637918
2202
Bu gelişmekte olan ülkelerde
görülen bir hastalıktır.
10:52
and yethenüz, the pictureresim you see behindarkasında
218
640120
2041
Buna rağmen...
gördüğünüz resim
10:54
is in an AboriginalAborijin communitytoplum in the lategeç 1990s
219
642161
3622
okul çağındaki çocukların %95'inin
10:57
where 95 percentyüzde of school-agedokul çağındaki kidsçocuklar had activeaktif trachomatrahom
220
645783
3954
gözlerine zarar veren aktif trahomlu
olduğu 1990'ların sonunda
11:01
in theironların eyesgözleri doing damagehasar.
221
649737
3135
bir Aborijin topluluğu.
11:04
Okay, what do we do?
222
652872
1570
Peki, biz ne yapıyoruz?
11:06
Well, first thing we do, we get showersduş workingçalışma.
223
654442
3223
İlk yaptığımız şey duşları
çalışır hâle getirmek.
Neden? Çünkü bu mikrobu temizler.
11:09
Why? Because that flushestemizler the bugböcek out.
224
657665
1647
11:11
We put washingyıkama facilitiestesisler in the schoolokul as well,
225
659312
2687
Aynı zamanda okullara yıkanma
tesisleri koyuyoruz
11:13
so kidsçocuklar can washyıkama theironların facesyüzleri manyçok timeszamanlar duringsırasında the day.
226
661999
2761
ki çocuklar yüzlerini gün içinde
birçok kere yıkayabilsin.
11:16
We washyıkama the bugböcek out.
227
664760
1662
Mikrobu yıkayarak atıyoruz.
11:18
Secondİkinci, the eyegöz doctorsdoktorlar tell us that dusttoz scoursscours the eyegöz
228
666422
4033
İkinci olarak, göz doktoru
toz gözü tahriş ettiği için
mikrobun hızla yayılabildiğini söyledi.
11:22
and letsHaydi the bugböcek in quickhızlı. So what do we do?
229
670455
2339
Ne yapmalı?
11:24
We call up the doctordoktor of dusttoz, and there is suchböyle a personkişi.
230
672794
3444
Toz doktorunu aradık ve
evet, öyle bir insan var.
11:28
He was loanedödünç to us by a miningmadencilik companyşirket.
231
676238
2234
Bize bir maden şirketi tarafından
ödünç verildi.
11:30
He controlskontroller dusttoz on miningmadencilik companyşirket sitesSiteler,
232
678472
2144
Maden sahalarındaki
tozu kontrol ediyor.
11:32
and he camegeldi out, and withiniçinde a day it workedişlenmiş out
233
680616
2801
Doktor geldi ve bir gün içinde
bu tozun çoğunun yerle
bir metre yukarısı arasında,
11:35
that mostçoğu dusttoz in this communitytoplum was
234
683417
2022
11:37
withiniçinde a metermetre of the groundzemin, the wind-drivenRüzgar tahrik dusttoz,
235
685439
2749
rüzgârla gelen toz olduğunu çözdü.
11:40
so he suggestedönerdi makingyapma moundsHöyük to catchyakalamak the dusttoz
236
688188
3093
Tozun evlerin oraya gitmesini
ve çocukların gözlerini etkilemesini
engellemek için
11:43
before it wentgitti into the houseev areaalan
237
691281
1993
11:45
and affectedetkilenmiş the eyesgözleri of kidsçocuklar.
238
693274
1782
toprak tepecikler yapmayı önerdi.
11:47
So we used dirtkir to stop dusttoz.
239
695056
3758
Böylece tozu durdurmak için
toprağı kullandık.
11:50
We did it. He providedsağlanan us dusttoz monitorsmonitörler.
240
698814
2629
Yaptık, bitti.
Doktor bize toz monitörleri sağladı.
11:53
We testedtest edilmiş and we reducedindirimli the dusttoz.
241
701443
2269
Biz test ettik ve tozu azalttık.
11:55
Then we wanted to get ridkurtulmuş of the bugböcek generallygenellikle.
242
703712
2196
Sonra bu mikroptan tümden
kurtulmak istedik.
11:57
So how do we do that?
243
705908
1155
Peki bunu nasıl yapacağız?
11:59
Well, we call up the doctordoktor of fliessinekler,
244
707063
2897
Sinek doktorunu aradık ve
evet, bir sinek doktoru var.
12:01
and yes there is a doctordoktor of fliessinekler.
245
709960
2451
12:04
As our AboriginalAborijin matedostum said,
246
712411
1750
Aborijinli dostumuzun dediği gibi,
12:06
"You whitebeyaz fellowsarkadaşlar oughtgerektiğini to get out more."
247
714161
2039
"Siz beyaz adamların daha çok
dışarı çıkması lazım."
12:08
(LaughterKahkaha)
248
716200
2179
(Gülüşmeler)
12:10
And the doctordoktor of fliessinekler very quicklyhızlı bir şekilde determinedbelirlenen
249
718379
3445
Sinek doktoru, çabucak mikrobu taşıyan
12:13
that there was one flyuçmak that carriedtaşınan the bugböcek.
250
721824
3835
bir sinek türünü tespit etti.
12:17
He could give schoolokul kidsçocuklar in this communitytoplum
251
725659
2714
Bu topluluktaki okul çocuklarına
slaytta gördüğünüz
12:20
the beautifulgüzel flyuçmak traptuzak you see aboveyukarıdaki in the slidekaymak.
252
728373
2822
güzel sinek tuzağını verdi.
12:23
They could traptuzak the fliessinekler, sendgöndermek them to him in PerthPerth.
253
731195
2869
Çocuklar sinekleri yakalar ve
Perth'de olan doktora yollayabilirdi.
12:26
When the bugböcek was in the gutbağırsak, he'diçin ona sendgöndermek back
254
734064
2729
Mikrop sinekte olduğu zaman
doktor dönüş postasıyla
biraz bok böceği yolladı.
12:28
by returndönüş postposta some dunggübre beetlesböcekler.
255
736793
2195
12:30
The dunggübre beetlesböcekler ateyemek yedi the cameldeve dunggübre,
256
738988
1655
Bok böcekleri,
deve dışkılarını yediği için
12:32
the fliessinekler diedvefat etti throughvasitasiyla lackeksiklik of foodGıda,
257
740643
2383
sinekler besinsizlikten öldü
12:35
and trachomatrahom droppeddüştü.
258
743026
1497
ve de trahom seviyesi düştü.
12:36
And over the yearyıl, trachomatrahom droppeddüştü
259
744523
2558
Bir sene içerisinde
trahom, burada radikal bir düşüş yaşadı
ve düşük kaldı.
12:39
radicallykökünden in this placeyer, and stayedkaldı lowdüşük.
260
747081
3279
12:42
We changeddeğişmiş the environmentçevre, not just treatedişlenmiş the eyesgözleri.
261
750360
4333
Biz çevreyi değiştirdik,
sadece gözleri iyileştirmedik.
12:46
And finallyen sonunda, you get a good eyegöz.
262
754693
3972
Sonunda iyi bir gözünüz oldu.
12:50
All these smallküçük healthsağlık gainskazançlar
263
758665
2423
Bütün bu küçük sağlık kazançları
ve yapbozun küçük parçaları
büyük bir fark yaratır.
12:53
and smallküçük piecesparçalar of the puzzlebulmaca make a bigbüyük differencefark.
264
761088
2952
Radikal bir kurum olan
New South Wales Sağlık Departmanı,
12:56
The NewYeni SouthGüney WalesGaller DepartmentBölümü of HealthSağlık,
265
764040
1952
12:57
that radicalradikal organizationorganizasyon,
266
765992
1091
12:59
did an independentbağımsız trialDeneme over threeüç yearsyıl
267
767083
3765
bizim kendi bölgelerinde
on senedir yaptığımız
projelere bakmak için
13:02
to look at 10 yearsyıl of the work we'vebiz ettik been doing
268
770848
2297
üç sene süren
bağımsız bir araştırma yaptı.
13:05
in these sortssıralar of projectsprojeler in NewYeni SouthGüney WalesGaller,
269
773145
2671
13:07
and they foundbulunan a 40-percent-yüzde reductionindirgeme
270
775816
3648
Sonuçları gösterdi ki
kötü çevre koşullarıyla
oluşabilecek hastalıklardan dolayı
13:11
in hospitalhastane admissionskabul for the illnesseshastalıklar
271
779464
3436
hastaneye yatışlarda
%40 azalma olmuştu.
13:14
that you could attributenitelik to the poorfakir environmentçevre.
272
782900
2316
%40 azalma.
13:17
A 40-percent-yüzde reductionindirgeme.
273
785216
2436
13:19
(ApplauseAlkış)
274
787652
7761
(Alkışlar)
13:27
Just to showgöstermek that the principlesprensipler we'vebiz ettik used
275
795413
2302
Avustralya'da uyguladığımız prensiplerin
13:29
in AustraliaAvustralya can be used in other placesyerler,
276
797715
1991
başka yerlerde uygulanabileceğini
göstermek için
13:31
I'm just going to go to one other placeyer, and that's NepalNepal,
277
799706
2607
bir başka yere daha,
Nepal'e gideceğim.
13:34
and what a beautifulgüzel placeyer to go.
278
802313
1912
Gitmek için ne güzel bir yer.
13:36
We were askeddiye sordu by a smallküçük villageköy of 600 people
279
804225
3510
600 kişilik küçük bir köy bizi çağırıp
13:39
to go in and make toiletstuvaletler where noneYok existedvar.
280
807735
3912
olmayan tuvaletleri yapmamızı istedi.
13:43
HealthSağlık was poorfakir.
281
811647
2623
Sağlık durumu kötüydü.
13:46
We wentgitti in with no grandbüyük planplan, no grandbüyük promisessözler
282
814270
2620
Biz oraya büyük bir planla,
harika bir programın büyük
sözleriyle gitmedik,
13:48
of a great programprogram, just the offerteklif to buildinşa etmek
283
816890
1966
sadece iki aile için iki tuvalet
yapmayı teklif ettik.
13:50
two toiletstuvaletler for two familiesaileleri.
284
818856
2038
13:52
It was duringsırasında the designdizayn of the first toilettuvalet
285
820894
3413
İlk tuvaletin dizaynı sırasında,
aile tarafından öğlen yemeğine
13:56
that I wentgitti for lunchöğle yemeği, inviteddavet by the familyaile
286
824307
2615
davet edildiğimde evlerinin
ana odasına girdim.
13:58
into theironların mainana roomoda of the houseev.
287
826922
1744
14:00
It was chokingboğucu with smokeduman.
288
828666
1991
Oda dumandan boğuluyordu.
14:02
People were cookingyemek pişirme on theironların only fuelyakıt sourcekaynak, greenyeşil timberkereste.
289
830657
3664
İnsanlar tek yakıt kaynakları yeşil
kalasla yemek pişiriyordu.
14:06
The smokeduman cominggelecek off that timberkereste is chokingboğucu,
290
834321
2149
Kalastan gelen duman boğucuydu
14:08
and in an enclosedkapalı houseev, you simplybasitçe can't breathenefes almak.
291
836470
2653
ve kapalı bir evde adeta nefes
alamıyordunuz.
14:11
LaterDaha sonra we foundbulunan the leadingönemli causesebeb olmak of illnesshastalık and deathölüm
292
839123
4759
Daha sonra bu bölgede hastalık
ve ölümlerin baş nedeninin
14:15
in this particularbelirli regionbölge is throughvasitasiyla respiratorysolunum failurebaşarısızlık.
293
843882
3583
solunum yetmezliği olduğunu öğrendik.
14:19
So all of a suddenani we had two problemssorunlar.
294
847465
2224
Yani birdenbire iki problemimiz oldu.
14:21
We were there originallyaslında to look at toiletstuvaletler
295
849689
2209
Aslında tuvaletlere bakmak
ve insan atığını temizlemeye gitmiştik.
14:23
and get humaninsan wasteatık off the groundzemin. That's fine.
296
851898
1873
14:25
But all of a suddenani now there was a secondikinci problemsorun.
297
853771
3095
Ama şimdi birdenbire
ikinci bir problem vardı:
14:28
How do we actuallyaslında get the smokeduman down? So two problemssorunlar,
298
856866
2915
Dumanı gerçekten nasıl düşürebiliriz?
Yani iki problem ve dizayn birden fazla
şey hakkında olması gerekiyordu.
14:31
and designdizayn should be about more than one thing.
299
859781
3165
14:34
SolutionÇözüm: Take humaninsan wasteatık, take animalhayvan wasteatık,
300
862946
3594
Çözüm: İnsan atığını al,
hayvan atığını al,
14:38
put it into a chamberbölme, out of that extractözüt biogasBiyogaz,
301
866540
3382
bunları bir odaya koy, onlardan biyogaz,
14:41
methanemetan gasgaz.
302
869922
1663
metan gazı üret.
14:43
The gasgaz givesverir threeüç to fourdört hourssaatler cookingyemek pişirme a day --
303
871585
3092
Bu gaz günde üç ile dört saate kadar
pişirme zamanı sağlıyor--
14:46
cleantemiz, smokelessDumansız and freeücretsiz for the familyaile.
304
874677
3998
temiz, dumansız ve aileler için bedava.
(Alkışlar)
14:50
(ApplauseAlkış)
305
878675
5167
14:55
I put it to you, is this eliminatingortadan kaldırarak povertyyoksulluk?
306
883842
2734
Size bırakıyorum:
Bu yoksulluğu yok etmek mi?
14:58
And the answerCevap from the NepaliNepal dili teamtakım who is workingçalışma
307
886576
3355
Şu dakikada çalışan Nepalli
takımdan gelecek cevap,
15:01
at the minutedakika would say, don't be ridiculousgülünç,
308
889931
2230
"Saçmalama,
15:04
we have threeüç millionmilyon more toiletstuvaletler to buildinşa etmek
309
892161
2296
bu iddianın yanından bile geçmemiz
için yapmamız gereken
15:06
before we can even make a stabbıçak at that claimİddia.
310
894457
2756
üç milyon tuvalet daha var",
demek olacaktır.
15:09
And I don't pretendtaklit anything elsebaşka.
311
897213
2804
Öyle değilmiş gibi davranmıyorum.
15:12
But as we all sitoturmak here todaybugün,
312
900017
2528
Ama bugün burada oturduğumuz sırada
15:14
there are now over 100 toiletstuvaletler builtinşa edilmiş
313
902545
2312
bahsettiğim köy ve yakınlarındaki
bazı yerlerde
15:16
in this villageköy and a coupleçift nearbyyakında.
314
904857
2128
şu an 100'den çok tuvalet yapıldı.
15:18
Well over 1,000 people use those toiletstuvaletler.
315
906985
3596
1000 kişiden fazla insan
o tuvaletleri kullanıyor.
15:22
YamiYami LamaLama, he's a younggenç boyoğlan.
316
910581
3068
Yami Lama, genç bir çocuk.
15:25
He's got significantlyanlamlı lessaz gutbağırsak infectionenfeksiyon
317
913649
2907
Mide enfeksiyonunda önemli bir
azalma oldu, çünkü şimdi tuvaletleri var
15:28
because he's now got toiletstuvaletler,
318
916556
1441
15:29
and there isn't humaninsan wasteatık on the groundzemin.
319
917997
3744
ve yerlerde insan atıkları yok.
15:33
KanjiKanji MayaMaya, she's a motheranne and a proudgururlu one.
320
921741
3640
Kanji Maya, gururlu bir anne.
15:37
She's probablymuhtemelen right now cookingyemek pişirme lunchöğle yemeği for her familyaile
321
925381
4200
Şu an büyük olasılıkla ailesi için
biyogazla, dumansız yakıtla,
öğlen yemeği pişiriyor.
15:41
on biogasBiyogaz, smokelessDumansız fuelyakıt.
322
929581
2783
Ciğerlerinin durumu daha iyi
ve zamanla daha da iyi olacak,
15:44
Her lungsakciğerler have got better, and they'llacaklar get better
323
932364
2312
15:46
as time increasesartışlar, because she's not cookingyemek pişirme in the sameaynı smokeduman.
324
934676
2976
çünkü aynı dumanda yemek pişirmiyor.
15:49
SuryaSurya takes the wasteatık out of the biogasBiyogaz chamberbölme
325
937652
2766
Surya, gazı bittiğinde,
biyogaz odasından atıkları alıp
15:52
when it's sheddöken the gasgaz, he putskoyar it on his cropsbitkileri.
326
940418
2750
ekinlerinin üzerine döküyor.
15:55
He's trebledüç katına his cropekin incomegelir,
327
943168
2605
Bu mahsulünü üç katına çıkardı,
15:57
more foodGıda for the familyaile and more moneypara for the familyaile.
328
945773
3247
ailesi için daha fazla yemek ve
daha fazla para demek bu.
16:01
And finallyen sonunda BishnuMetehan,
329
949020
1795
Son olarak ekip lideri Bishnu,
16:02
the leaderlider of the teamtakım, has now understoodanladım
330
950815
4028
sadece tuvalet inşa etmediğimizi anladı,
16:06
that not only have we builtinşa edilmiş toiletstuvaletler,
331
954843
2142
16:08
we'vebiz ettik alsoAyrıca builtinşa edilmiş a teamtakım,
332
956985
2176
aynı zamanda bir ekip inşa ettik,
16:11
and that teamtakım is now workingçalışma in two villagesköyler
333
959161
2656
bu ekip şu an iki köyde çalışıyor
16:13
where they're trainingEğitim up the nextSonraki two villagesköyler
334
961817
2497
ve sonraki iki köye
bu işi genişletmek için
16:16
to keep the work expandinggenişleyen.
335
964314
1854
eğitim veriyorlar.
16:18
And that, to me, is the keyanahtar.
336
966168
1649
Benim için işin anahtarı bu.
16:19
(ApplauseAlkış)
337
967817
4691
(Alkışlar)
16:24
People are not the problemsorun.
338
972508
3776
Problem insanlar değil.
16:28
We'veBiz ettik never foundbulunan that.
339
976284
1616
Hiçbir bulgumuz bu yönde değil.
16:29
The problemsorun: poorfakir livingyaşam environmentçevre,
340
977900
2078
Problem, kötü yaşam ortamı,
16:31
poorfakir housingKonut, and the bugsböcek that do people harmzarar.
341
979978
4978
kötü barınma ve mikropların
insanlara verdiği zarar.
16:36
NoneHiçbiri of those are limitedsınırlı by geographyCoğrafya,
342
984956
3035
Bunların hiçbiri coğrafya, ten rengi
ya da dinle sınırlı değildir.
16:39
by skincilt colorrenk or by religiondin. NoneHiçbiri of them.
343
987991
4931
Hiçbiri.
16:44
The commonortak linkbağlantı betweenarasında all the work we'vebiz ettik had to do
344
992922
2362
Tüm bu yapmak zorunda olduğumuz
16:47
is one thing, and that's povertyyoksulluk.
345
995284
3771
çalışmaların arasındaki
ortak bağ, yoksulluktu.
16:51
NelsonNelson MandelaMandela said, in the mid-orta2000s,
346
999055
2948
2000'lerin ortalarında,
buraya yakın bir yerde
16:54
not too faruzak from here, he said that
347
1002003
2096
Nelson Mandela demişti ki
tıpkı kölelik ve ırk ayrımı gibi,
16:56
like slaverykölelik and ApartheidIrk ayrımı, "PovertyYoksulluk is not naturaldoğal.
348
1004099
5275
"Yoksulluk doğal değildir.
17:01
It's man-madeinsan yapımı and can be overcomeüstesinden gelmek and eradicatederadike
349
1009374
4025
İnsan yapımıdır ve insan eylemleriyle
üstesinden gelinip yok edilebilir."
17:05
by the actionseylemler of humaninsan beingsvarlıklar."
350
1013399
3137
17:08
I want to endson by sayingsöz it's been the actionseylemler
351
1016536
3522
Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum,
sıradan insanların yaptığı
binlerce eylem,
17:12
of thousandsbinlerce of ordinarysıradan humaninsan beingsvarlıklar
352
1020058
3889
17:15
doing, I think, extraordinaryolağanüstü work,
353
1023947
3459
bence olağanüstü çalışmalar,
17:19
that have actuallyaslında improvedgelişmiş healthsağlık,
354
1027406
2468
aslında sağlıkta iyileşme sağladı
17:21
and, maybe only in a smallküçük way, reducedindirimli povertyyoksulluk.
355
1029874
3320
ve belki de birazcık da olsa
yoksulluğu azalttı.
17:25
Thank you very much for your time.
356
1033194
1942
Vaktinizi ayırdığınız için
çok teşekkür ederim.
17:27
(ApplauseAlkış)
357
1035136
5000
(Alkışlar)
Translated by Yunus Aşık
Reviewed by Meral Öztürk

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Paul Pholeros - Architect
Paul Pholeros was a director of Healthabitat, a longstanding effort to improve the health of indigenous people by improving their living housing.

Why you should listen

"Change comes slowly," said architect Paul Pholeros. Which is why he spent more than 30 years committedly working on urban, rural, and remote architectural projects throughout his native Australia and beyond. In particular, he focused on improving the living environments of poor people, understanding that environment plays a key and often overlooked role in health.

An architect himself, Pholeros met his two co-directors in the organization Healthabitat in 1985, when the three were challenged by Yami Lester, the director of an Aboriginal-controlled health service in the Anangu Pitjatjantjara Lands in northwest South Australia, to "stop people getting sick." The findings from that project guided their thinking, as Pholeros and his partners worked to improve sanitation, connect electricity, and provide washing and water facilities to indigenous communities. Above all, the team focused on engaging these local communities to help themselves--and to pass on their skills to others. In this way, a virtuous circle of fighting poverty was born.

Since 2007, Healthabitat has expanded its work beyond Australia, working on similar projects in the Kathmandu Valley in Nepal. In 2011, the firm was awarded the international UN Habitat and Building and Social Housing Foundation's World Habitat Award, and a Leadership in Sustainability prize from the Australian Institute of Architects. In 2012, Healthabitat was one of the six Australian representatives at the Venice International Architectural Biennale.

Paul Pholeros passed away on February 1, 2016. 

More profile about the speaker
Paul Pholeros | Speaker | TED.com