TED Talks Live
Adam Driver: My journey from Marine to actor
Adam Driver: Deniz askerliğinden oyunculuğa olan yolculuğum
Filmed:
Readability: 3.8
10,408,964 views
Yıldız Savaşları: Güç Uyanıyor'da karanlık ve aydınlık taraf arasındaki galaktik savaşta savaşmadan önce, Adam Driver, "1/1 Weapons Company" (bölük)'de bir Birleşik Devletler deniz askeriydi. Bu uzlaştırıcı konuşmada, nasıl deniz askeri olduğunu anlatıyor, askerlikten sivilliğe karmaşık geçişini tartışıyor ve bizi, askeriyeye tiyatroyu getiren kâr amacı gütmeyen kuruluş Silahlı Güçlerde Sanat hakkında bilgilendiriyor. "Kendini ifade etmek, en az omzunuzdaki tüfek kadar değerli bir alettir." diyor Driver. Devamında ise, Marco Ramirez'in coşkulu performansı olan, Jesse J. Perez ve Matt Johnson'dan "Ben Batman değilim" var. (Yetişkinlere yönelik bir dille)
Adam Driver - Actor and Marine Corps veteran
Adam Driver is working to bridge the cultural gap between the United States Armed Forces and the performing arts communities by bringing the best modern American theater to the military. Full bioJesse J. Perez - Actor
Jesse J. Perez works as a guest director and teacher at Juilliard, and he has done numerous readings for Arts in the Armed Forces. Full bioMatt Johnson - Drummer
Matt Johnson has played on some of the most critically acclaimed records in almost everyone's collections. Full bio
Adam Driver is working to bridge the cultural gap between the United States Armed Forces and the performing arts communities by bringing the best modern American theater to the military. Full bioJesse J. Perez - Actor
Jesse J. Perez works as a guest director and teacher at Juilliard, and he has done numerous readings for Arts in the Armed Forces. Full bioMatt Johnson - Drummer
Matt Johnson has played on some of the most critically acclaimed records in almost everyone's collections. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
I was a Marine with 1/1 Weapons Company,
0
1227
2048
"1/1 Weapons Company" (bölük)'nin
81 timi ile Camp Pendleton, Kaliforniya'da
00:15
81's platoon,
1
3299
1151
00:16
out in Camp Pendleton, California.
2
4474
2005
deniz askeriydim.
Oorah!
00:18
Oorah!
3
6503
1152
Seyirci: Oorah!
00:19
Audience: Oorah!
4
7679
1152
(Kahkahalar)
00:20
(Laughter)
5
8855
1001
11 Eylül'den birkaç ay sonra katıldım,
00:21
I joined a few months after September 11,
6
9880
1968
00:23
feeling like I think most people
in the country did at the time,
in the country did at the time,
7
11872
3019
sanırım o zamanlar
ülkedeki çoğu insanda olduğu gibi
ülkedeki çoğu insanda olduğu gibi
00:26
filled with a sense
of patriotism and retribution
of patriotism and retribution
8
14915
3285
vatanseverlik ve intikam
hisleriyle doluydum
hisleriyle doluydum
ve hiçbir şey yapmıyor olduğum
gerçeğine bağlı olarak,
gerçeğine bağlı olarak,
00:30
and the desire to do something --
9
18224
1642
00:31
that, coupled with that fact
that I wasn't doing anything.
that I wasn't doing anything.
10
19890
2745
bir şey yapmak istiyordum.
17 yaşımdaydım, liseden henüz önceki
yaz mezun olmuştum,
yaz mezun olmuştum,
00:34
I was 17, just graduated
from high school that past summer,
from high school that past summer,
11
22659
3246
büyüdüğüm Kuzey Indiana'da
00:37
living in the back room
of my parents' house paying rent,
of my parents' house paying rent,
12
25929
2702
Mishawaka denilen
küçük bir kasabada
küçük bir kasabada
00:40
in the small town I was raised in
in Northern Indiana,
in Northern Indiana,
13
28655
2589
ailemin evinin arka odasında
kira ödeyerek yaşıyordum.
kira ödeyerek yaşıyordum.
00:43
called Mishawaka.
14
31268
1158
İlgilenenler için bunu
daha sonra heceleyebilirim.
daha sonra heceleyebilirim.
00:44
I can spell that later
for people who are interested --
for people who are interested --
15
32450
2578
(Kahkahalar)
00:47
(Laughter)
16
35052
1004
Mishawaka birçok güzel şey olabilir,
fakat dünyanın kültür merkezi olamaz,
fakat dünyanın kültür merkezi olamaz,
00:48
Mishawaka is many good things
but cultural hub of the world it is not,
but cultural hub of the world it is not,
17
36080
3860
bu yüzden benim tiyatro
ve sinema filmleriyle tek karşılaşmam
ve sinema filmleriyle tek karşılaşmam
00:51
so my only exposure to theater and film
18
39964
1896
00:53
was limited to the plays
I did in high school
I did in high school
19
41884
2129
lisede aldığım sahnelerle ve
00:56
and Blockbuster Video,
may she rest in peace.
may she rest in peace.
20
44037
2228
Blockbuster Video, huzur
içinde uyusun, ile sınırlıydı.
içinde uyusun, ile sınırlıydı.
00:58
(Laughter)
21
46289
1172
(Kahkahalar)
00:59
I was serious enough about acting
22
47485
1647
Aktörlük konusunda öylesine ciddiydim ki
01:01
that I auditioned for Juilliard
when I was a senior in high school,
when I was a senior in high school,
23
49156
3308
lisede son sınıftayken Juilliard'da
mülakatlara katılmıştım,
mülakatlara katılmıştım,
kazanamadım,
01:04
didn't get in,
24
52488
1151
üniversitenin bana göre olmadığına karar
verdim ve başka hiçbir yere başvurmadım
verdim ve başka hiçbir yere başvurmadım
01:05
determined college wasn't for me
and applied nowhere else,
and applied nowhere else,
25
53663
2726
01:08
which was a genius move.
26
56413
1293
ki bu dâhiyane bir hareketti.
01:09
I also did that Hail Mary
LA acting odyssey
LA acting odyssey
27
57730
3451
Bunu, hakkında, aktörlerin Los Angeles'a
yanlarında sadece yedi
dolarla falan taşınıp,
dolarla falan taşınıp,
01:13
that I always heard stories about,
28
61205
1635
iş buldukları ve başarılı kariyerler
yaptıkları gibi hikâyeler duyduğum
yaptıkları gibi hikâyeler duyduğum
01:14
of actors moving to LA
with, like, seven dollars
with, like, seven dollars
29
62864
2301
01:17
and finding work and successful careers.
30
65189
1943
Hail Mary LA oyunculuk
efsanesine de yaptım.
efsanesine de yaptım.
01:19
I got as far as Amarillo, Texas,
before my car broke down.
before my car broke down.
31
67156
3356
Arabam bozulmadan önce
Amarillo, Teksas'a kadar gitmiştim.
Amarillo, Teksas'a kadar gitmiştim.
01:22
I spent all my money repairing it,
32
70536
1727
Bütün paramı onu tamir ettirmeye harcadım,
01:24
finally made it to Santa Monica --
33
72287
1645
sonunda Santa Monica'daydım --
01:25
not even LA --
34
73956
1278
Los Angeles'ta bile değil --
01:27
stayed for 48 hours wandering
the beach, basically,
the beach, basically,
35
75258
2659
basitçe, sahilde boş boş dolaşarak
48 saat kaldım,
48 saat kaldım,
01:29
got in my car, drove home,
36
77941
1286
arabama bindim, eve sürdüm,
01:31
thus ending my acting career, so --
37
79251
1706
böylece oyunculuk
kariyerim de bitmişti, yani..
kariyerim de bitmişti, yani..
01:32
(Laughter)
38
80981
1278
(Kahkahalar)
01:34
Seventeen, Mishawaka ...
39
82283
1888
On yedi, Mishawaka ...
ailenin evi, kira ödemek,
elektrikli süpürge satmak ...
elektrikli süpürge satmak ...
01:36
parents' house, paying rent,
selling vacuums ...
selling vacuums ...
40
84195
3828
tele-pazarlamacılık,
01:40
telemarketing,
41
88047
1555
yerel 4-H fuar alanlarında çimleri biçmek.
01:41
cutting grass at the local
4-H fairgrounds.
4-H fairgrounds.
42
89626
2183
01:43
This was my world
going into September, 2001.
going into September, 2001.
43
91833
2292
Eylül 2001'e girerken dünyam buydu.
01:46
So after the 11th,
44
94149
1151
Ayın 11'inden sonra,
01:47
and feeling an overwhelming sense of duty,
45
95324
2202
aşırı bir görev anlayışı hissederek
01:49
and just being pissed off
in general -- at myself,
in general -- at myself,
46
97550
2351
ve genel anlamda kendime,
ebeveynlerime, devlete karşı
ebeveynlerime, devlete karşı
01:51
my parents, the government;
47
99925
1396
çok sinirli bir hâlde,
01:53
not having confidence,
not having a respectable job,
not having a respectable job,
48
101345
2453
özgüvensiz, saygıdeğer bir iş olmadan,
Kaliforniya'ya gidip gelirken arabada
götürdüğüm dandik mini buzdolabım --
götürdüğüm dandik mini buzdolabım --
01:55
my shitty mini-fridge that I just
drove to California and back --
drove to California and back --
49
103822
3102
01:58
I joined the Marine Corps and loved it.
I loved being a Marine.
I loved being a Marine.
50
106948
2973
Marine Corps'a katıldım ve orayı
çok sevdim. Deniz askeri olmayı sevdim.
çok sevdim. Deniz askeri olmayı sevdim.
Bu, hayatımda yaptığım ve en çok gurur
duyduğum şeylerden biri.
duyduğum şeylerden biri.
02:01
It's one of the things I'm most proud
of having done in my life.
of having done in my life.
51
109945
3038
Silahları ateşlemek havalıydı,
02:05
Firing weapons was cool,
52
113007
1166
pahalı şeyleri sürmek ve
patlatmak harikaydı.
patlatmak harikaydı.
02:06
driving and detonating
expensive things was great.
expensive things was great.
53
114197
2435
Fakat fark ettim ki,
Marine Corps'u en çok
Marine Corps'u en çok
02:08
But I found I loved
the Marine Corps the most
the Marine Corps the most
54
116656
2108
katıldığım zamanlar en az
aradığım şeyler için sevmiştim
aradığım şeyler için sevmiştim
02:10
for the thing I was looking
for the least when I joined,
for the least when I joined,
55
118788
2641
02:13
which was the people:
56
121453
1161
ki onlar insanlardı,
bu garip ahbaplarla --
Birleşik Devletler'in bir kesitinden
Birleşik Devletler'in bir kesitinden
02:14
these weird dudes --
a motley crew of characters
a motley crew of characters
57
122638
3580
karakterler grubu--
02:18
from a cross section
of the United States --
of the United States --
58
126242
2382
görünüşte hiçbir ortak noktamız yoktu.
02:20
that on the surface I had
nothing in common with.
nothing in common with.
59
128648
2331
02:23
And over time,
60
131003
1608
Ve zamanla,
beni askeriyeye yönelten
02:24
all the political and personal bravado
61
132635
1826
tüm o politik ve kişisel
gösterişler son buldu
gösterişler son buldu
02:26
that led me to the military dissolved,
62
134485
1877
02:28
and for me, the Marine Corps
became synonymous with my friends.
became synonymous with my friends.
63
136386
2982
ve benim için, Marine Corps
arkadaşlarımla eş anlamlı oldu.
arkadaşlarımla eş anlamlı oldu.
02:31
And then, a few years into my service
64
139392
2288
Sonra, hizmetimden birkaç yıl
ve Irak'a konuşlandırılmadansa
aylar sonra,
aylar sonra,
02:33
and months away from deploying to Iraq,
65
141704
2079
02:35
I dislocated my sternum
in a mountain-biking accident,
in a mountain-biking accident,
66
143807
2865
bir dağ bisikleti kazasında göğüs
kafesimi yerinden çıkarttım
kafesimi yerinden çıkarttım
02:38
and had to be medically separated.
67
146696
1642
ve tıbben ayrılmak zorundaydım.
02:40
Those never in the military
may find this hard to understand,
may find this hard to understand,
68
148362
2933
Askeriyede hiç bulunmamış olanlar
bunu anlamakta zorlanabilir,
bunu anlamakta zorlanabilir,
02:43
but being told I wasn't getting deployed
to Iraq or Afghanistan
to Iraq or Afghanistan
69
151319
3063
fakat Irak'a ya da Afganistan'a
konuşlandırılmayacağımın söylenmesi
konuşlandırılmayacağımın söylenmesi
02:46
was very devastating for me.
70
154406
1443
benim için oldukça yıkıcı oldu.
02:47
I have a very clear image of leaving
the base hospital on a stretcher
the base hospital on a stretcher
71
155873
3241
Askerî hastaneden bir sedyenin üzerinde
çıkışım ve bütün timimin dışarıda
çıkışım ve bütün timimin dışarıda
02:51
and my entire platoon is waiting
outside to see if I was OK.
outside to see if I was OK.
72
159138
2870
iyi olup olmadığımı görmek için bekleyişi
çok net bir şekilde gözlerimin önünde.
çok net bir şekilde gözlerimin önünde.
02:54
And then, suddenly,
I was a civilian again.
I was a civilian again.
73
162032
2434
Ve sonrasında, aniden,
tekrar bir sivil olmuştum.
tekrar bir sivil olmuştum.
02:56
I knew I wanted to give
acting another shot,
acting another shot,
74
164490
2205
Oyunculuğa bir şans daha vermek
istediğimi biliyordum,
istediğimi biliyordum,
02:58
because -- again, this is me --
75
166719
1804
çünkü --yineliyorum, bu benim--
03:00
I thought all civilian problems
are small compared to the military.
are small compared to the military.
76
168547
3719
bana göre askeriyeyle karşılaştırıldığında
sivil problemleri hafifti.
sivil problemleri hafifti.
03:04
I mean, what can you really
bitch about now, you know?
bitch about now, you know?
77
172290
2757
Demek istediğim, şu an cidden
neyden şikâyet edebilirsiniz ki?
neyden şikâyet edebilirsiniz ki?
03:07
"It's hot.
78
175071
1172
"Burası çok sıcak,
03:08
Someone should turn
on the air conditioner."
on the air conditioner."
79
176672
2232
birisi klimayı çalıştırmalı."
"Kahve kuyruğu fazla uzun."
03:10
"This coffee line is too long."
80
178928
1800
Ben bir deniz askeriydim,
03:13
I was a Marine,
81
181155
1152
03:14
I knew how to survive.
82
182331
1151
nasıl hayatta kalınabileceğini biliyordum.
03:15
I'd go to New York and become an actor.
83
183506
1938
New York'a gidecek ve aktör olacaktım.
03:17
If things didn't work out,
84
185468
1261
Eğer hiçbir şey işe yaramazsa,
Central Park'ta yaşayacak ve
Central Park'ta yaşayacak ve
03:18
I'd live in Central Park
and dumpster-dive behind Panera Bread.
and dumpster-dive behind Panera Bread.
85
186753
2984
Panera Bread'in arkasında
çöpten eşya toplayacaktım.
çöpten eşya toplayacaktım.
03:21
(Laughter)
86
189761
1001
03:22
I re-auditioned for Juilliard
and this time I was lucky,
and this time I was lucky,
87
190786
2690
Juilliard için tekrar mülakata katıldım
ve bu sefer şanslıydım, alındım.
ve bu sefer şanslıydım, alındım.
03:25
I got in.
88
193500
1151
Fakat askeriyeden sivilliğe olan
geçişin bu kadar karmaşık oluşu
geçişin bu kadar karmaşık oluşu
03:26
But I was surprised
by how complex the transition was
by how complex the transition was
89
194675
2541
03:29
from military to civilian.
90
197240
1301
beni şaşırtmıştı.
Görece sağlıklıydım; zihinsel ya da
fiziksel yaralanmaya ek olarak
fiziksel yaralanmaya ek olarak
03:30
And I was relatively healthy; I can't
imagine going through that process
imagine going through that process
91
198565
3475
o süreçten geçmeyi hayal bile edemiyorum.
03:34
on top of a mental or physical injury.
92
202064
1862
Ama ne olursa olsun, zordu.
03:35
But regardless, it was difficult.
93
203950
1591
Kısmen sebebi, oyunculuk okulundaydım --
03:37
In part, because I was in acting school --
94
205565
2170
03:39
I couldn't justify going
to voice and speech class,
to voice and speech class,
95
207759
3537
Arkadaşlarım deniz aşırı yerlerde
bensiz hizmet ederken,
bensiz hizmet ederken,
ses ve konuşma derslerine girmeyi, odanın
gerisine hayali enerji topları fırlatmayı,
gerisine hayali enerji topları fırlatmayı,
03:43
throwing imaginary balls of energy
at the back of the room,
at the back of the room,
96
211757
2831
kendimi dünyaya getirdiğim oyunculuk
egzersizlerini yapmayı --
egzersizlerini yapmayı --
03:46
doing acting exercises
where I gave birth to myself --
where I gave birth to myself --
97
214612
2563
03:49
(Laughter)
98
217199
1001
(Kahkahalar)
03:50
while my friends were serving
without me overseas.
without me overseas.
99
218224
2734
doğru bulamıyordum.
Fakat aynı zamanda, kısmen de
askeriyede öğrendiğim şeyleri
askeriyede öğrendiğim şeyleri
03:52
But also, because I didn't
know how to apply the things
know how to apply the things
100
220982
2609
sivil durumlara nasıl
uygulayacağımı bilmiyordum.
uygulayacağımı bilmiyordum.
03:55
I learned in the military
to a civilian context.
to a civilian context.
101
223615
2353
Demek istediğim hem pratikte
hem de duygusal olarak.
hem de duygusal olarak.
03:57
I mean that both practically
and emotionally.
and emotionally.
102
225992
2159
Pratikte, bir iş edinmek zorundaydım.
04:00
Practically, I had to get a job.
103
228175
1569
04:01
And I was an Infantry Marine,
104
229768
1732
Ve ben bir piyade deniz askeriydim,
04:03
where you're shooting machine guns
and firing mortars.
and firing mortars.
105
231524
2556
makineli silahları ateşlediğiniz ve
havan topları fırlattığınız bir yer.
havan topları fırlattığınız bir yer.
04:06
There's not a lot of places you can
put those skills in the civilian world.
put those skills in the civilian world.
106
234104
3547
Bu becerileri sivil dünyasına
geçirebileceğiniz çok fazla yer yok.
geçirebileceğiniz çok fazla yer yok.
04:09
(Laughter)
107
237675
1001
Duygusal olarak,
anlamı bulmakta zorlandım.
anlamı bulmakta zorlandım.
04:10
Emotionally, I struggled to find meaning.
108
238700
2022
Askeriyede, her şeyin bir anlamı vardı.
04:13
In the military, everything has meaning.
109
241103
1961
Yaptığınız her şey ya
geleneklerle demlenmiş,
geleneklerle demlenmiş,
04:15
Everything you do
is either steeped in tradition
is either steeped in tradition
110
243088
2253
ya da pratik bir amaç taşımaktaydı.
04:17
or has a practical purpose.
111
245365
1328
04:18
You can't smoke in the field
112
246717
1353
Sahrada sigara içemezsiniz,
04:20
because you don't want
to give away your position.
to give away your position.
113
248094
2351
çünkü pozisyonunuzu belli
etmek istemezsiniz.
etmek istemezsiniz.
Yüzünüze dokunamazsınız --
Kişisel bir sağlık ve hijyen
Kişisel bir sağlık ve hijyen
04:22
You don't touch your face --
you have to maintain
you have to maintain
114
250469
2295
seviyesi geliştirmelisiniz.
04:24
a personal level of health and hygiene.
115
252788
1882
"Bayraklar" oynadığında, sizden önce
giden insanlara karşı saygı duymadan
giden insanlara karşı saygı duymadan
04:26
You face this way when "Colors" plays,
116
254694
1826
04:28
out of respect for people
who went before you.
who went before you.
117
256544
2190
bununla karşılaşıyorsunuz.
04:30
Walk this way, talk this way
because of this.
because of this.
118
258758
2140
Böyle yürü, şöyle konuş, bu yüzden.
Üniformanızın burgatasına kadar
bakımı yapılırdı.
bakımı yapılırdı.
04:32
Your uniform is maintained to the inch.
119
260922
1880
04:34
How diligently you followed
those rules spoke volumes
those rules spoke volumes
120
262826
2493
Bu kurallara ne kadar dikkatli uyduğunuz
ne çeşit bir deniz askeri olduğunuzu
açıkça gösteriyordu.
açıkça gösteriyordu.
04:37
about the kind of Marine you were.
121
265343
1635
04:39
Your rank said something
about your history
about your history
122
267002
2028
Rütbeniz geçmişiniz ve
kazandığınız saygı hakkında
kazandığınız saygı hakkında
04:41
and the respect you had earned.
123
269054
1484
bir şeyler söylüyordu.
04:42
In the civilian world there's no rank.
124
270562
1832
Sivillerin dünyasında rütbe yoktu.
04:44
Here you're just another body,
125
272418
1439
Burada farklı bir insandınız
04:45
and I felt like I constantly had
to prove my worth all over again.
to prove my worth all over again.
126
273881
3207
ve ben sürekli tüm ederimi tekrar
kanıtlamak zorundaymışım gibi hissettim.
kanıtlamak zorundaymışım gibi hissettim.
04:49
And the respect civilians were giving me
while I was in uniform
while I was in uniform
127
277112
3000
Ve ben üniformalıyken sivillerin bana
gösterdiği saygı,
gösterdiği saygı,
04:52
didn't exist when I was out of it.
128
280136
1626
üniformayı çıkarttığımda yok oluyordu.
04:53
There didn't seem to be a ...
129
281786
1753
Bir...
topluluk anlayışı yok gibi görünüyorken,
04:55
a sense of community,
130
283563
1200
04:56
whereas in the military,
I felt this sense of community.
I felt this sense of community.
131
284787
2666
askeriyede, bu topluluk
anlayışını hissetmiştim.
anlayışını hissetmiştim.
04:59
How often in the civilian world
132
287477
1729
Sivil dünyasında kaç kez
en yakın arkadaşlarınızla beraber
ölüm-kalım durumlarında kaldınız
ölüm-kalım durumlarında kaldınız
05:01
are you put in a life-or-death situation
with your closest friends
with your closest friends
133
289748
3234
05:05
and they constantly demonstrate
that they're not going to abandon you?
that they're not going to abandon you?
134
293006
3306
ve onlar sürekli sizi
terk etmeyeceklerini kanıtladılar?
terk etmeyeceklerini kanıtladılar?
Ve bu sırada oyunculuk okulunda...
05:08
And meanwhile, at acting school ...
135
296336
2053
(Kahkahalar)
05:10
(Laughter)
136
298413
2458
Gerçekten, ilk defa,
05:12
I was really, for the first time,
137
300895
1674
askeriyeyle alakası olmayan,
05:14
discovering playwrights
and characters and plays
and characters and plays
138
302593
2285
ama bir şekilde askeriye
tecrübelerimi bana daha önce
tecrübelerimi bana daha önce
05:16
that had nothing to do with the military,
139
304902
1963
tanımlanamaz gibi gelen
bir şekilde yansıtan
bir şekilde yansıtan
05:18
but were somehow describing
my military experience
my military experience
140
306889
2355
oyunlar, karakterler ve
sahneler keşfediyordum.
sahneler keşfediyordum.
05:21
in a way that before
to me was indescribable.
to me was indescribable.
141
309268
2547
İlk defa duyguları sözlere
dökebildiğim ve bunun
dökebildiğim ve bunun
05:23
And I felt myself becoming less aggressive
142
311839
2391
ne kadar değerli bir araç
olduğunu fark ettiğim için
olduğunu fark ettiğim için
05:26
as I was able to put words
to feelings for the first time
to feelings for the first time
143
314254
3203
daha az agresif bir
hâle geldiğimi hissettim.
hâle geldiğimi hissettim.
05:29
and realizing what
a valuable tool that was.
a valuable tool that was.
144
317481
2119
Askeriyedeki zamanlarımı yansıtırken,
05:31
And when I was reflecting
on my time in the military,
on my time in the military,
145
319624
2480
ilk düşündüğüm şeyler
basmakalıp talimler
basmakalıp talimler
05:34
I wasn't first thinking
on the stereotypical drills
on the stereotypical drills
146
322128
2411
ve bunun disiplini ve acısı olmuyordu;
05:36
and discipline and pain of it;
147
324563
1452
daha çok, küçük, samimi insani anlar,
05:38
but rather, the small,
intimate human moments,
intimate human moments,
148
326039
2214
harika hislerin hatıraları,
05:40
moments of great feeling:
149
328277
1333
ailelerini özlediği için
asker kaçağı olan arkadaşlar,
asker kaçağı olan arkadaşlar,
05:41
friends going AWOL
because they missed their families,
because they missed their families,
150
329634
2625
boşanan arkadaşlar,
05:44
friends getting divorced,
151
332283
1235
beraber gülmek beraber ağlamak,
05:45
grieving together, celebrating together,
152
333542
1998
hepsi askeriyenin perde arkasında.
05:47
all within the backdrop of the military.
153
335564
1935
05:49
I saw my friends battling
these circumstances,
these circumstances,
154
337523
2282
Arkadaşlarımı bu durumlarla
boğuşurken gördüm
boğuşurken gördüm
05:51
and I watched the anxiety
it produced in them and me,
it produced in them and me,
155
339829
3031
ve bunun hakkındaki duygularımızı
ifade edemeyerek,
ifade edemeyerek,
05:54
not being able to express
our feelings about it.
our feelings about it.
156
342884
2586
bunun onlarda ve kendimde
yarattığı gerginliği izledim.
yarattığı gerginliği izledim.
05:58
The military and theater communities
are actually very similar.
are actually very similar.
157
346026
3048
Askeriye ve tiyatro toplulukları
aslında çok benzerdir.
aslında çok benzerdir.
06:01
You have a group of people
trying to accomplish a mission
trying to accomplish a mission
158
349098
2725
Kendilerinden daha büyük bir görevi
başarmaya çalışan bir grup insan var,
başarmaya çalışan bir grup insan var,
06:03
greater than themselves;
it's not about you.
it's not about you.
159
351847
2063
sizinle alakalı değil.
06:05
You have a role, you have to know
your role within that team.
your role within that team.
160
353934
2968
Bir rolünüz var, takım içindeki rolünüzü
bilmek zorundasınız.
bilmek zorundasınız.
06:08
Every team has a leader or director;
161
356926
2159
Her takımın bir
lideri ya da yönetmeni var;
lideri ya da yönetmeni var;
06:11
sometimes they're smart,
sometimes they're not.
sometimes they're not.
162
359109
2550
bazen akıllı olurlar, bazense olmazlar.
Kısa bir süre içinde bu tamamen
06:13
You're forced to be intimate
with complete strangers
with complete strangers
163
361683
2604
yabancı insanlarla samimiyet
kurmak zorundasınız;
kurmak zorundasınız;
06:16
in a short amount of time;
164
364311
1285
06:17
the self-discipline, the self-maintenance.
165
365620
2047
özdisiplin, özbakım.
Düşündüm ki, meslekleri göz önüne
alındığında, askeriyedeyken zorla gittiğim
alındığında, askeriyedeyken zorla gittiğim
06:20
I thought, how great would it be
to create a space
to create a space
166
368132
2483
06:22
that combined these two seemingly
dissimilar communities,
dissimilar communities,
167
370639
3327
hepsi iyi niyetli fakat biraz
incitici olaylardı;
incitici olaylardı;
06:25
that brought entertainment
to a group of people
to a group of people
168
373990
2235
popüler kültür hakkında bir
soru cevapladığınız ve
soru cevapladığınız ve
06:28
that, considering their occupation,
169
376249
2095
eğer doğru bilirseniz
bir buluşma kazandığınız,
bir buluşma kazandığınız,
06:30
could handle something
a bit more thought-provoking
a bit more thought-provoking
170
378368
2444
06:32
than the typical mandatory-fun events
171
380836
1833
ki o da çoktan evlenmiş
ve hamile amigo kızlarla,
ve hamile amigo kızlarla,
06:34
that I remember being
"volun-told" to go to in the military --
"volun-told" to go to in the military --
172
382693
3061
amigo kızlara karşı bir
şey yok onları severim,
şey yok onları severim,
06:37
(Laughter)
173
385778
1002
06:38
all well-intended but slightly
offensive events,
offensive events,
174
386804
2278
şaperon eşliğinde
güverte geçidinde bir yürüyüştü,
güverte geçidinde bir yürüyüştü,
"Bir San Diego Şarjör Amigosu
ile Buluşma Kazanın" gibi,
ile Buluşma Kazanın" gibi,
06:41
like "Win a Date with a San Diego
Chargers Cheerleader,"
Chargers Cheerleader,"
175
389106
2651
zoraki eğlence olaylarından
06:43
where you answer a question
about pop culture,
about pop culture,
176
391781
2176
daha düşündürücü şeylerle baş edebilecek,
06:45
and if you get it right you win a date,
177
393981
1893
insanları eğlendirebilecek bu iki
farklı gibi görünen topluluğu kombinleyen
farklı gibi görünen topluluğu kombinleyen
06:47
which was a chaperoned walk
around the parade deck
around the parade deck
178
395898
2346
06:50
with this already married,
pregnant cheerleader --
pregnant cheerleader --
179
398268
2391
bir alan yaratmak ne kadar harika olurdu.
06:52
(Laughter)
180
400683
1167
Aşağılayıcı olmadan
ulaşılabilir olan karakterler yoluyla
ulaşılabilir olan karakterler yoluyla
06:53
Nothing against cheerleaders,
I love cheerleaders.
I love cheerleaders.
181
401874
2380
06:56
The point is more, how great would it
be to have theater presented
be to have theater presented
182
404278
3112
sunulan bir tiyatro olsaydı
ne kadar harika olurdu, asıl nokta buydu.
ne kadar harika olurdu, asıl nokta buydu.
06:59
through characters that were accessible
without being condescending.
without being condescending.
183
407414
3224
Bunu yapmaya çalıştığımız,
Silahlı Güçlerde Sanat'ı
Silahlı Güçlerde Sanat'ı
07:02
So we started this nonprofit
called Arts in the Armed Forces,
called Arts in the Armed Forces,
184
410662
2905
bu iki, farklıymış gibi görünen
topluluğu birleştirmeye çalıştığımız
topluluğu birleştirmeye çalıştığımız
07:05
where we tried to do that,
185
413591
1655
07:07
tried to join these two seemingly
dissimilar communities.
dissimilar communities.
186
415270
2918
kâr amacı gütmeyen kuruluşu başlattık.
07:10
We pick a play or select monologues
from contemporary American plays
from contemporary American plays
187
418212
3815
Bir oyun ya da çağdaşımız olan ve tıpkı
askeriye izleyicisi gibi yaş ve ırk olarak
askeriye izleyicisi gibi yaş ve ırk olarak
07:14
that are diverse in age and race
like a military audience is,
like a military audience is,
188
422051
3674
ayrı düşen Amerikan oyunlarından
monologlar seçeriz, bir grup inanılmaz
monologlar seçeriz, bir grup inanılmaz
tiyatro eğitimi almış aktörü alırız,
07:17
grab a group of incredible
theater-trained actors,
theater-trained actors,
189
425749
2349
onları inanılmaz materyallerle donatırız,
07:20
arm them with incredible material,
190
428122
1853
07:21
keep production value
as minimal as possible --
as minimal as possible --
191
429999
2220
üretim maliyetini olabildiği kadar
düşük tutarız --
düşük tutarız --
07:24
no sets, no costumes,
no lights, just reading it --
no lights, just reading it --
192
432243
3036
set yok, kostüm yok,
ışık yok, sadece okuyoruz --
ışık yok, sadece okuyoruz --
07:27
to throw all the emphasis on the language
193
435303
2479
hepsi tüm vurguyu dile yapmak
07:29
and to show that theater can
be created at any setting.
be created at any setting.
194
437806
2715
ve tiyatronun her durumda
yapılabileceğini göstermek için.
yapılabileceğini göstermek için.
07:32
It's a powerful thing,
195
440545
1180
Tamamen yabancılarla dolu bir odaya girmek
07:33
getting in a room with complete strangers
196
441749
2886
ve kendimize insanlığımızı hatırlatmak,
07:36
and reminding ourselves of our humanity,
197
444659
2648
bu çok güçlü bir şey
07:39
and that self-expression
is just as valuable a tool
is just as valuable a tool
198
447331
2397
ve kendinizi ifade etmek omzunuzdaki
tüfek kadar güçlü bir alet.
07:41
as a rifle on your shoulder.
199
449752
1357
07:43
And for an organization like the military,
200
451133
2005
Askeriye gibi kısaltmaların kısaltmalarına
sahip olmakla gurur duyan
sahip olmakla gurur duyan
07:45
that prides itself on having
acronyms for acronyms,
acronyms for acronyms,
201
453162
2927
bir organizasyon için,
07:48
you can get lost in the sauce
202
456113
1423
iş, ortaklaşa bir deneyimi
ifade etmeye geldiğinde
ifade etmeye geldiğinde
07:49
when it comes to explaining
a collective experience.
a collective experience.
203
457560
2682
kendinizi kaybedebilirsiniz.
07:52
And I can think of no better community
204
460266
1844
Ve ben, yeni kendini ifade etme yollarıyla
07:54
to arm with a new means of self-expression
205
462134
2071
donatmak için ülkemizi koruyanlardan
07:56
than those protecting our country.
206
464229
2022
daha iyi bir topluluk düşünemiyorum.
07:58
We've gone all over
the United States and the world,
the United States and the world,
207
466275
2480
Tüm Birleşik Devletler'e ve
tüm dünyaya yayıldık,
tüm dünyaya yayıldık,
08:00
from Walter Reed in Bethesda, Maryland,
208
468779
2681
Bethesda, Maryland'daki Walter Reed'den,
Camp Pendleton'a,
Kuveyt'teki Camp Arifjan'a,
Kuveyt'teki Camp Arifjan'a,
08:03
to Camp Pendleton,
to Camp Arifjan in Kuwait,
to Camp Arifjan in Kuwait,
209
471484
2446
USAG Bavaria'ya,
08:05
to USAG Bavaria,
210
473954
1709
ara sıra New York'taki
Broadway tiyatrolarına.
Broadway tiyatrolarına.
08:07
on- and off-Broadway theaters in New York.
211
475687
2040
Getirdiğimiz oyun
sergileyen sanatçılar için,
sergileyen sanatçılar için,
08:09
And for the performing artists we bring,
212
477751
2072
bu, onların başka türlü
karşılaşamayacakları,
karşılaşamayacakları,
08:11
it's a window into a culture
213
479847
1668
08:13
they otherwise would not
have had exposure to.
have had exposure to.
214
481539
2160
kültüre açılan bir pencereydi.
Ve askeriye için, birebir aynısıydı.
08:15
And for the military, it's the exact same.
215
483723
2019
Son altı yıldır bunu yapıyor olduğumdan,
08:17
And in doing this for the past six years,
216
485766
1987
hiçbir zaman oyunculuğun birçok
şey demek olduğunu unutmuyorum.
şey demek olduğunu unutmuyorum.
08:19
I'm always reminded
that acting is many things.
that acting is many things.
217
487777
2231
O bir beceri, politik bir eylem,
o bir iş, o --
o bir iş, o --
08:22
It's a craft, it's a political act,
it's a business, it's --
it's a business, it's --
218
490032
3205
size en çok uyan sıfat hangisiyse o.
08:25
whatever adjective
is most applicable to you.
is most applicable to you.
219
493888
2125
Ama aynı zamanda da bir hizmet.
08:28
But it's also a service.
220
496037
1439
Hizmetimi bitirmek zorunda kalmadım,
08:29
I didn't get to finish mine,
221
497500
1524
08:31
so whenever I get to be of service
222
499048
1632
yani ne zaman bu nihai hizmet
sektörüne, askeriyeye hizmette bulunsam,
sektörüne, askeriyeye hizmette bulunsam,
08:32
to this ultimate service industry,
the military, for me, again --
the military, for me, again --
223
500704
3277
benim için, yeniden --
08:36
there's not many things better than that.
224
504005
2047
bundan daha iyi olan pek bir şey yok.
08:38
Thank you.
225
506076
1328
Teşekkürler.
08:39
(Applause)
226
507428
4588
(Alkışlar)
08:44
We're going to be doing a piece
from Marco Ramirez,
from Marco Ramirez,
227
512040
3924
Marco Ramirez'den bir parça
olan "Ben Batman Değilim"i
oynuyor olacağız.
oynuyor olacağız.
08:47
called "I am not Batman."
228
515988
1694
08:49
An incredible actor
and good friend of mine, Jesse Perez,
and good friend of mine, Jesse Perez,
229
517706
3028
İnanılmaz bir aktör, çok iyi bir
arkadaşım, Jesse Perez
arkadaşım, Jesse Perez
08:52
is going to be reading,
230
520758
1175
okuyor olacak
08:53
and Matt Johnson,
who I just met a couple hours ago.
who I just met a couple hours ago.
231
521957
2484
ve birkaç saat önce tanıştığım
Matt Johnson.
Matt Johnson.
08:56
They're doing it together
for the first time,
for the first time,
232
524465
2151
Onlar ilk kez bunu beraber yapacaklar,
08:58
so we'll see how it goes.
233
526640
1238
bakalım nasıl olacak.
08:59
Jesse Perez and Matt Johnson.
234
527902
1919
Jesse Perez ve Matt Johnson.
09:01
(Applause)
235
529845
3154
(Alkışlar)
Jesse Perez: Gece yarısı
09:12
Jesse Perez: It's the middle of the night
236
540669
1967
ve gökyüzü deli gibi parlıyor,
radyoaktif kırmızı.
radyoaktif kırmızı.
09:14
and the sky is glowing
like mad, radioactive red.
like mad, radioactive red.
237
542660
2310
Ve eğer gözlerini kısarsan, tüm şehri,
09:16
And if you squint,
you can maybe see the moon
you can maybe see the moon
238
544994
2122
meleklerin içeri girmesine izin vermeyen
bir böcek ağı gibi kaplayan
bir böcek ağı gibi kaplayan
09:19
through a thick layer of cigarette smoke
and airplane exhaust
and airplane exhaust
239
547140
2866
09:22
that covers the whole city,
240
550030
1291
kalın bir sigara dumanı ve
uçak egzozu katmanının içinden
uçak egzozu katmanının içinden
09:23
like a mosquito net
that won't let the angels in.
that won't let the angels in.
241
551345
2298
ayı görebilirsin belki.
09:25
(Drum beat)
242
553667
1040
(Davullar)
09:26
And if you look up high enough,
243
554731
1486
Ve eğer yeteri kadar yükseğe bakarsan,
09:28
you can see me standing
on the edge of an 87-story building.
on the edge of an 87-story building.
244
556241
3437
beni 87 katlı bir binanın çatısında
duruyorken görebilirsin.
duruyorken görebilirsin.
09:31
And up there, a place for gargoyles
and broken clock towers
and broken clock towers
245
559702
3427
Ve orada, çirkin yaratıklar ve belki de
100 yıldır öylece, ölü gibi duran
100 yıldır öylece, ölü gibi duran
09:35
that have stayed still and dead
for maybe like 100 years,
for maybe like 100 years,
246
563153
2976
bozulmuş saat kulelerinin yerinde,
orada ben varım.
09:38
up there is me.
247
566153
1511
09:39
(Beat)
248
567688
1030
(Davul sesi)
09:40
And I'm frickin' Batman.
249
568742
1584
Ben çılgın Batman'im!
09:42
(Beat)
250
570350
1039
(Davul sesi)
09:43
And I gots Batmobiles and batarangs
251
571413
2165
Ve ben Batmobil'e, bataranglara
09:45
and frickin' bat caves, like, for real.
252
573602
2395
ve çılgın yarasa mağaralarına
sahibim, cidden.
sahibim, cidden.
09:48
And all it takes is a broom closet
253
576021
1694
Ve tek lazım olan bir kiler
09:49
or a back room or a fire escape,
254
577739
1944
ya da bir arka oda
ya da bir yangın çıkışı
ya da bir yangın çıkışı
09:51
and Danny's hand-me-down jeans are gone.
255
579707
2991
ve Danny'nin ikinci el pantolonu gider.
09:54
And my navy blue polo shirt,
256
582722
1896
Ve benim, üzerimde az çok güzel duran,
fakat Arturo'lardaki zincirli çitlerde
fakat Arturo'lardaki zincirli çitlerde
09:56
the one that looks kinda good on me
but has that hole on it near the butt
but has that hole on it near the butt
257
584642
3477
dallara takıldığı için popoma
yakın bir yerde deliği olan
yakın bir yerde deliği olan
10:00
from when it got snagged
on the chain-link fence behind Arturo's
on the chain-link fence behind Arturo's
258
588143
3024
lacivert polo tişörtüm,
ama bu bir sorun değil,
ama bu bir sorun değil,
10:03
but it isn't even a big deal
because I tuck that part in
because I tuck that part in
259
591191
2692
çünkü ben o kısmı içeri sokuyorum
ve böylece, her şey harika gibi.
10:05
and it's, like, all good.
260
593907
1219
Ve o lacivert polo tişört..
O da gitti!
O da gitti!
10:07
That blue polo shirt -- it's gone, too!
261
595150
1917
10:09
And I get like, like ... transformational.
262
597091
3007
Ve ben.. ben dönüşüyorum.
10:12
(Beat)
263
600122
1000
(Davul sesi)
Ve hiç kimse ters konuştuğu için
kemerini çıkarıp, onu Batman'e sallamaz.
kemerini çıkarıp, onu Batman'e sallamaz.
10:13
And nobody pulls out a belt
and whips Batman for talkin' back.
and whips Batman for talkin' back.
264
601434
3335
(Davul sesi)
10:16
(Beat)
265
604793
1017
Ya da ters konuşmadığı için..
10:17
Or for not talkin' back.
266
605834
1420
Ve kimse Batman'a saf diyemez
10:19
And nobody calls Batman simple
267
607278
2324
ya da aptal
10:21
or stupid
268
609626
1549
ya da cılız.
10:23
or skinny.
269
611199
1197
10:24
And nobody fires Batman's brother
from the Eastern Taxi Company
from the Eastern Taxi Company
270
612784
3219
Ve kimse Batman'in kardeşini
Doğu Taksi Şirketi'nden kovamaz,
Doğu Taksi Şirketi'nden kovamaz,
10:28
'cause they was making cutbacks, neither.
271
616027
2032
çünkü onlar da kesinti yapmıyor.
10:30
'Cause they got nothing but respect.
272
618083
1889
Çünkü onların saygı
dışında hiçbir şeyi yok.
dışında hiçbir şeyi yok.
10:31
And not like afraid-respect,
273
619996
2135
Korkudan kaynaklı saygı gibi değil,
10:34
just, like, respect-respect.
274
622155
2379
saygıdan kaynaklı saygı gibi.
(Kahkahalar)
10:36
(Laughter)
275
624558
1001
Çünkü kimse senden korkmuyor.
10:37
'Cause nobody's afraid of you.
276
625583
1507
10:39
'Cause Batman doesn't mean nobody no harm.
277
627114
2134
Çünkü Batman kimseye karşı
tehlike arz etmiyor.
tehlike arz etmiyor.
10:41
(Beat)
278
629272
1001
(Davul sesi)
10:42
Ever.
(Double beat)
(Double beat)
279
630297
1554
Asla.
(Davullar)
(Davullar)
10:43
'Cause all Batman really wants
to do is save people
to do is save people
280
631875
2437
Çünkü Batman'in tek istediği
insanları korumak
insanları korumak
10:46
and maybe pay abuela's bills one day
281
634336
1747
ve belki bir gün büyükannesinin
faturalarını ödemek
faturalarını ödemek
10:48
and die happy.
282
636107
1151
10:49
And maybe get, like, mad-famous for real.
283
637282
2196
ve mutlu ölmek.
Ve belki gerçekten süper ünlü olabilmek.
10:51
(Laughter)
284
639502
1011
(Kahkahalar)
10:52
Oh -- and kill the Joker.
285
640537
1337
Oh... ve Joker'i öldürmek.
10:53
(Drum roll)
286
641898
1460
(Davullar)
Bu akşam, çoğu akşam gibi, yalnızım.
10:55
Tonight, like most nights, I'm all alone.
287
643382
2658
10:58
And I'm watchin' and I'm waitin'
288
646064
2193
İzliyorum ve bekliyorum
11:00
like a eagle
289
648281
1182
bir kartal gibi
11:01
or like a --
290
649487
1170
ya da bir --
11:02
no, yeah, like a eagle.
291
650681
1709
yo, evet, bir kartal gibi.
11:04
(Laughter)
292
652414
1001
(Kahkahalar)
11:05
And my cape is flapping in the wind
cause it's frickin' long
cause it's frickin' long
293
653439
2818
Ve pelerinim rüzgârla dalgalanıyor,
çünkü o çılgın gibi uzun
çünkü o çılgın gibi uzun
11:08
and my pointy ears are on,
294
656281
1414
ve benim sivri kulaklarım tetikte
11:09
and that mask that covers like half
my face is on, too,
my face is on, too,
295
657719
2830
ve bu maske de yüzümün
yarısını kapatıyor
yarısını kapatıyor
11:12
and I got, like, bulletproof stuff
all in my chest so no one can hurt me.
all in my chest so no one can hurt me.
296
660573
3476
ve ben göğsümde de kurşun geçirmez
bir şey var, böylece kimse beni vuramaz.
bir şey var, böylece kimse beni vuramaz.
11:16
And nobody -- nobody! --
297
664073
1714
Ve hiç kimse -- hiç kimse! --
hiç kimse şu iki şeyin
arasına giremeyecek: Batman..
arasına giremeyecek: Batman..
11:17
is gonna come between Batman ...
298
665811
2039
11:19
and justice.
299
667874
1179
ve adalet.
11:21
(Drums)
(Laughter)
(Laughter)
300
669077
1802
(Davullar)
(Kahkahalar)
(Kahkahalar)
11:22
From where I am,
301
670903
1508
Bulunduğum yerden,
11:24
I can hear everything.
302
672435
1587
her şeyi duyabiliyorum.
11:26
(Silence)
303
674046
1166
(Sessizlik)
11:27
Somewhere in the city,
304
675236
1160
Şehirde bir yerde,
11:28
there's a old lady picking
Styrofoam leftovers up out of a trash can
Styrofoam leftovers up out of a trash can
305
676420
3216
çöp tenekesinden plastik köpük
kalıntıları alan yaşlı bir bayan var
kalıntıları alan yaşlı bir bayan var
11:31
and she's putting a piece
of sesame chicken someone spit out
of sesame chicken someone spit out
306
679660
2850
ve ağzına birinin tükürüp
attığı susamlı tavuk parçasını
attığı susamlı tavuk parçasını
11:34
into her own mouth.
307
682534
1311
koyuyor.
11:35
And somewhere there's a doctor
with a wack haircut in a black lab coat
with a wack haircut in a black lab coat
308
683869
3309
Ve bir yerlerde, iğrenç saç şekliyle
siyah laboratuvar önlüğünün içinde,
siyah laboratuvar önlüğünün içinde,
11:39
trying to find a cure for the diseases
309
687202
1858
bir gün hepimizin neslini
tüketecek olan hastalıklara
tüketecek olan hastalıklara
11:41
that are gonna make us
all extinct for real one day.
all extinct for real one day.
310
689084
2958
tedavi bulmaya çalışan
bir doktor var.
11:44
And somewhere there's a man,
311
692066
1360
Ve bir yerlerde, hademe
kıyafetinin içinde,
kıyafetinin içinde,
11:45
a man in a janitor's uniform,
312
693450
1397
eve doğru sendeleyerek giden,
maaş çekinin yarısını 1,2 litrelik
maaş çekinin yarısını 1,2 litrelik
11:46
stumbling home drunk and dizzy
313
694871
1933
11:48
after spending half his paycheck
on 40-ounce bottles of twist-off beer,
on 40-ounce bottles of twist-off beer,
314
696828
3752
çevirip açılan bira şişelerine ve
diğer yarısını da gecenin karanlığında
diğer yarısını da gecenin karanlığında
11:52
and the other half on a four-hour visit
to some lady's house
to some lady's house
315
700604
2944
bu şehirde yapmak istedikleri şeyi yapan
insanlar tarafından tüm ışıkları
insanlar tarafından tüm ışıkları
11:55
on a street where the lights
have all been shot out
have all been shot out
316
703572
2425
söndürülmüş bir caddede, bir bayanın
evinde dört saatlik bir görüşme için
evinde dört saatlik bir görüşme için
11:58
by people who'd rather do
what they do in this city in the dark.
what they do in this city in the dark.
317
706021
3033
harcamış olduğundan
12:01
And half a block away from janitor man,
318
709078
1926
sersemlemiş bir adam var.
Ve hademe adamdan yarım blok ötede,
12:03
there's a group of good-for-nothings
who don't know no better,
who don't know no better,
319
711028
2914
kendilerinden daha iyisini görmemiş,
karşılıksız iyilikçiler grubu var,
karşılıksız iyilikçiler grubu var,
12:05
waiting for janitor man
with rusted bicycle chains
with rusted bicycle chains
320
713966
2524
paslı bisiklet zinciri ve
imitasyon Louisville Sluggers'ları olan
imitasyon Louisville Sluggers'ları olan
12:08
and imitation Louisville Sluggers,
321
716514
1669
12:10
and if they don't find a cent on him,
322
718207
1782
hademe adamı bekliyorlar
ve eğer onda bir sent bulamazlarsa
ki bulamayacaklar,
ki bulamayacaklar,
12:12
which they won't,
323
720013
1151
12:13
they'll just pound at him till the muscles
in their arms start burning,
in their arms start burning,
324
721188
3358
kollarındaki kaslar yanmaya
başlayana kadar,
başlayana kadar,
12:16
till there's no more teeth to crack out.
325
724570
2073
onun dökülecek daha fazla dişi
kalmayana kadar dövecekler.
12:18
But they don't count on me.
326
726667
1499
Ama beni hesaba katmıyorlar.
12:20
They don't count on no Dark Knight,
327
728664
2247
Midesi tamamen bakkal markası
makarna ve peynirle
makarna ve peynirle
12:22
with a stomach full of grocery-store
brand macaroni and cheese
brand macaroni and cheese
328
730935
2994
ve parçalara ayrılmış Viyana
sosisiyle dolu
sosisiyle dolu
12:25
and cut-up Vienna sausages.
329
733953
1589
Kara Şövalye'yi hesaba katmıyorlar.
12:27
(Laughter)
330
735566
1001
(Kahkahalar)
12:28
'Cause they'd rather believe
I don't exist.
I don't exist.
331
736591
2556
Çünkü onlar benim var olmadığına
inanmayı tercih ediyorlar.
inanmayı tercih ediyorlar.
12:31
And from 87 stories up, I can hear
one of the good-for-nothings say,
one of the good-for-nothings say,
332
739893
3613
87 kat yukarıdan, karşılıksız
iyilikçilerden birinin
iyilikçilerden birinin
"Nakitleri ver!" deyişini duyabiliyorum--
evet bu kadar hızlı.
evet bu kadar hızlı.
12:35
"Gimme the cash!" -- real fast like that,
333
743530
2301
"Ver o lanet nakitleri!"
12:37
just, "Gimme me the fuckin' cash!"
334
745855
1743
Ve hademe adamın sarhoş sarhoş
bir şeyler gevelediğini ve
bir şeyler gevelediğini ve
12:39
And I see janitor man mumble something
in drunk language and turn pale,
in drunk language and turn pale,
335
747622
3553
solduğunu görüyorum ve
87 kat yukarıdan,
87 kat yukarıdan,
12:43
and from 87 stories up,
336
751199
1177
12:44
I can hear his stomach trying
to hurl its way out his Dickies.
to hurl its way out his Dickies.
337
752400
3108
midesinin önlüğünden fırlamaya
çalıştığını duyabiliyorum.
çalıştığını duyabiliyorum.
Bir anda iniyorum, deli gibi hızlı,
12:47
So I swoop down, like, mad-fast
338
755532
1881
12:49
and I'm like darkness, I'm like, "Swoosh!"
339
757437
3015
ve karanlık gibiyim, "Huh!"
Bir ampüle batarang fırlatıyorum
12:52
And I throw a batarang
at the one naked lightbulb.
at the one naked lightbulb.
340
760476
2455
(Zil)
12:54
(Cymbal)
341
762955
1039
Ve hepsi "Noluyo lan!
12:56
And they're all like, "Whoa, muthafucker!
342
764018
2128
12:58
Who just turned out the lights?"
343
766170
1591
Işıkları kim kapattı?"
12:59
(Laughter)
344
767785
1001
(Kahkahalar)
13:00
"What's that over there?"
"What?"
"What?"
345
768810
1669
"Oradaki şey ne?"
"Noluyor?"
"Noluyor?"
13:02
"Gimme me what you got, old man!"
346
770503
1593
"Elindekileri bana ver, moruk!"
13:04
"Did anybody hear that?"
347
772120
1166
"Bunu kimse duydu mu?"
13:05
"Hear what? There ain't nothing.
No, really -- there ain't no bat!"
No, really -- there ain't no bat!"
348
773310
3840
"Neyi duydu mu? Hiçbir şey yok.
Hayır, cidden -- hiç yarasa yok!"
Hayır, cidden -- hiç yarasa yok!"
Ama sonra...
13:09
But then ...
349
777174
1227
karşılıksız iyilikçilerden üç tanesinden
biri kafasından vuruldu -- pov!
biri kafasından vuruldu -- pov!
13:10
one out of the three good-for-nothings
gets it to the head -- pow!
gets it to the head -- pow!
350
778425
3479
13:13
And number two swings blindly
into the dark cape before him,
into the dark cape before him,
351
781928
2857
Ve iki numara da kara pelerinin
içinde kör gibi sallandı,
içinde kör gibi sallandı,
13:16
but before his fist hits anything,
352
784809
1809
onun yumruğu herhangi bir
şeye vurmadan önce.
şeye vurmadan önce.
13:18
I grab a trash can lid and --
353
786642
1904
Bir çöp tenekesi kapağı kaptım ve --
13:20
right in the gut!
354
788570
1187
tam karnına!
13:21
And number one comes
back with the jump kick,
back with the jump kick,
355
789781
2115
Ve bir numaralı uçan tekmeyle geri döndü.
13:23
but I know judo karate, too,
so I'm like --
so I'm like --
356
791920
2631
Ama ben judo biliyorum ve karate de
tabii ki, o yüzden aynen şöyleydim.
tabii ki, o yüzden aynen şöyleydim.
13:26
(Drums)
357
794575
3781
(Davullar)
13:30
Twice!
358
798380
1151
İkinci!
13:31
(Drums)
359
799555
1001
(Davullar)
13:32
(Laughter)
360
800580
1225
(Kahkahalar)
13:33
(Drums)
361
801829
1452
(Davullar)
Ama ben daha fazla hasar veremeden,
13:35
But before I can do any more damage,
362
803305
1760
13:37
suddenly we all hear a "click-click."
363
805089
2199
ansızın bir ses duyduk "klik-klik"
13:40
And suddenly everything gets quiet.
364
808217
2236
Ve aniden her şey sessizleşti.
13:43
And the one good-for-nothing left standing
365
811049
2016
Bir tane karşılıksız iyilikçi
ayakta kaldı,
ayakta kaldı,
13:45
grips a handgun and aims it straight up,
366
813089
1937
silahı tuttu ve yukarı doğrulttu,
13:47
like he's holding Jesus hostage,
367
815050
1581
tıpkı bir İsa heykeli tutar gibi,
13:48
like he's threatening maybe
to blow a hole in the moon.
to blow a hole in the moon.
368
816655
2885
tıpkı ayda bir delik açmakla
tehdit ediyormuş gibi.
tehdit ediyormuş gibi.
13:51
And the good-for-nothing
who got it to the head,
who got it to the head,
369
819564
2272
Ve kafasından vurduğum,
bana uçan tekme atmaya çalışan
bana uçan tekme atmaya çalışan
13:53
who tried to jump-kick me,
370
821860
1268
ve karnından vurduğum
diğer karşılıksız iyilikçi
diğer karşılıksız iyilikçi
13:55
and the other good-for-nothing
who got it in the gut,
who got it in the gut,
371
823152
2493
önlerindeki karanlık şeyden
tökezleyerek kaçıyorlar.
tökezleyerek kaçıyorlar.
13:57
is both scrambling back away
from the dark figure before 'em.
from the dark figure before 'em.
372
825669
2881
Ve sarhoş adam, hademe adam,
14:00
And the drunk man, the janitor man,
373
828574
1683
bir köşeye saklanmış,
Aziz Anthony'ye dua ediyor,
Aziz Anthony'ye dua ediyor,
14:02
is huddled in a corner,
praying to Saint Anthony
praying to Saint Anthony
374
830281
2263
14:04
'cause that's the only one
he could remember.
he could remember.
375
832568
2116
çünkü hatırlayabildiği tek şey bu.
(Çifte davul)
14:06
(Double beat)
376
834708
1001
14:07
And there's me:
377
835733
1152
Ve işte ben:
14:09
eyes glowing white,
378
837310
1370
Gözler bembeyaz parlıyor,
14:10
cape blowing softly in the wind.
379
838704
2007
pelerin rüzgârda hafif hafif uçuyor.
14:12
(Beat)
380
840735
1001
(Davul sesi)
Kurşun geçirmez göğüs kabarıyor,
14:13
Bulletproof chest heaving,
381
841760
1497
içinden kalp atışlarım
Mors alfabesiyle şöyle diyor:
Mors alfabesiyle şöyle diyor:
14:15
my heart beating right through it
in a Morse code for:
in a Morse code for:
382
843281
2540
"Benimle dalga geç,
14:17
"Fuck with me
383
845845
1151
14:19
just once
384
847020
1151
sadece bir kere,
haydi,
14:20
come on
385
848195
1151
sadece dene."
14:21
just try."
386
849370
1150
Bir tane karşılıksız iyilikçi kaldı,
14:22
And the one good-for-nothing
left standing,
left standing,
387
850830
2080
14:24
the one with the handgun --
388
852934
1315
elinde bir silah,
14:26
yeah, he laughs.
389
854273
1151
evet, gülüyor.
14:27
And he lowers his arm.
390
855448
1182
Kolunu indiriyor.
14:28
And he points it at me
391
856654
1310
Bana doğrultuyor
14:29
and gives the moon a break.
392
857988
1451
ve ayı rahat bırakıyor.
14:31
And he aims it right
between my pointy ears,
between my pointy ears,
393
859463
2173
Tam sivri kulaklarımın arasına
doğrultuyor,
doğrultuyor,
14:33
like goal posts and he's special teams.
394
861660
2949
tıpkı hedef görevleri ve
özel takımı varmış gibi.
özel takımı varmış gibi.
Ve hademe adam hâlâ Aziz
Anthony'yi arıyor,
Anthony'yi arıyor,
14:37
And janitor man is still
calling Saint Anthony,
calling Saint Anthony,
395
865444
2669
fakat o telefonu açmıyor.
14:40
but he ain't pickin' up.
396
868137
1356
Ve bir saniye için,
14:42
And for a second,
397
870277
1678
14:43
it seems like ...
398
871979
1254
kaybedecekmişim gibi...
geliyor.
14:47
maybe I'm gonna lose.
399
875040
1725
14:50
Nah!
400
878899
1158
Nah!
14:52
(Drums)
401
880081
1016
(Davullar)
Ateş! Ateş!
14:53
Shoot! Shoot! Fwa-ka-ka!
402
881121
1185
14:54
"Don't kill me, man!"
403
882330
1151
"Öldürme beni, adamım!"
14:55
Snap! Wrist crack! Neck! Slash!
404
883505
1958
Tokat! Bilek çatlağı! Boyun! Parçala!
14:57
Skin meets acid:
"Ahhhhhhh!"
"Ahhhhhhh!"
405
885487
3983
Deri asitle karşılaşır:
"Ahhhhh!"
"Ahhhhh!"
O yerde,
15:01
And he's on the floor
406
889494
1238
15:02
and I'm standing over him
407
890756
1198
bense üzerinde duruyorum
15:03
and I got the gun in my hands now
408
891978
1909
ve silah şu an benim ellerimde,
ben silahlardan, onları tutmaktan
nefret ederim, çünkü ben Batman'im.
nefret ederim, çünkü ben Batman'im.
15:05
and I hate guns, I hate holding 'em
'cause I'm Batman.
'cause I'm Batman.
409
893911
2664
15:08
And, asterisk:
410
896599
1178
Ve, Asteriks:
15:09
Batman don't like guns 'cause his parents
got iced by guns a long time ago.
got iced by guns a long time ago.
411
897801
3558
Batman, silahları sevmez,
çünkü ebeveynleri yıllar önce
silahlar tarafından donduruldu.
silahlar tarafından donduruldu.
15:13
But for just a second,
412
901383
1215
Ama bir saniyeliğine,
15:14
my eyes glow white,
413
902622
1318
gözlerim bembeyaz parladı
15:15
and I hold this thing
414
903964
1159
ve o şeyi tuttum,
15:17
for I could speak to the good-for-nothing
415
905147
1983
böylece karşılıksız iyilikçiyle
15:19
in a language he maybe understands.
416
907154
1746
anlayabileceği bir dilden
konuşabilecektim.
konuşabilecektim.
15:20
Click-click!
417
908924
1547
Klik-klik!
15:22
(Beat)
418
910495
1013
Ve karşılıksız iyilikçiler,
emekleyip çıktıkları şey
emekleyip çıktıkları şey
15:23
And the good-for-nothings
become good-for-disappearing
become good-for-disappearing
419
911532
2565
artık hangi zehirli, kimyasal maddeyse
onun pis artığının içinde
onun pis artığının içinde
15:26
into whatever toxic waste, chemical
sludge shithole they crawled out of.
sludge shithole they crawled out of.
420
914121
3695
karşılıksız kaçışçılara dönüştü.
Ve artık sadece ben ve hademe
adam kalmıştık.
adam kalmıştık.
15:30
And it's just me and janitor man.
421
918784
1976
Onu kaldırdım,
15:33
And I pick him up,
422
921555
1470
15:35
and I wipe sweat and cheap perfume
off his forehead.
off his forehead.
423
923049
3133
alnındaki teri ve ucuz parfümü sildim.
Ona zarar vermemem için yalvardı
15:38
And he begs me not to hurt him
424
926206
1436
ve onu hademe tişörtünün
yakasından sımsıkı yakaladım,
yakasından sımsıkı yakaladım,
15:39
and I grab him tight
by his janitor-man shirt collar,
by his janitor-man shirt collar,
425
927666
2530
onu yüzüme yaklaştırdım,
15:42
and I pull him to my face
426
930220
1287
15:43
and he's taller than me
but the cape helps,
but the cape helps,
427
931531
2080
o benden uzun ama pelerin iş görüyor,
15:45
so he listens when I look him
straight in the eyes.
straight in the eyes.
428
933635
2393
böylece o dinliyordu ve
ben de gözlerinin içine bakıyordum.
ben de gözlerinin içine bakıyordum.
15:48
And I say two words to him:
429
936052
1721
Ona iki kelime söyledim:
"Eve git."
15:50
"Go home."
430
938467
1608
Ve gitti,
15:53
And he does,
431
941282
1246
15:54
checking behind his shoulder
every 10 feet.
every 10 feet.
432
942552
2468
her üç metrede bir omzunun üstünden
arkasını kontrol ederek.
arkasını kontrol ederek.
15:57
And I swoosh from building
to building on his way there
to building on his way there
433
945044
2589
Yolunun üzerinde, bir binadan
diğerine ilerledim,
diğerine ilerledim,
15:59
'cause I know where he lives.
434
947657
1404
çünkü nerede yaşadığını biliyorum.
16:01
And I watch his hands tremble
as he pulls out his key chain
as he pulls out his key chain
435
949085
2804
Anahtarını çıkarırken ve kapıyı açarken
ellerinin titreyişini izliyordum.
16:03
and opens the door to his building.
436
951913
1709
O daha kapıdan girmeden,
16:05
And I'm back in bed
437
953646
1271
16:06
before he even walks in
through the front door.
through the front door.
438
954941
2272
ben yatağıma geri dönmüştüm.
16:09
And I hear him turn on the faucet
439
957548
1619
Musluğu açışını duydum
16:11
and pour himself a glass
of warm tap water.
of warm tap water.
440
959191
2256
ve kendisine bir bardak ılık
musluk suyu dolduruşunu.
musluk suyu dolduruşunu.
16:13
And he puts the glass back in the sink.
441
961796
1896
Bardağı tekrar lavaboya koydu.
Adımlarını duydum.
16:16
And I hear his footsteps.
442
964399
1401
Odama yaklaştıkça yavaşladı.
16:18
And they get slower
as they get to my room.
as they get to my room.
443
966630
2055
Kapımı açtı, çılgınca yavaş.
16:21
And he creaks my door open,
like, mad-slow.
like, mad-slow.
444
969758
3125
İçeri bir adım attı,
16:25
And he takes a step in,
445
973953
1828
16:27
which he never does.
446
975805
1356
ki bunu hiç yapmazdı.
(Davul sesi)
16:29
(Beat)
447
977677
1000
16:31
And he's staring off into nowhere,
448
979167
1630
Hiçliğin ortasına gözlerini dikti,
16:32
his face, the color
of sidewalks in summer.
of sidewalks in summer.
449
980821
2665
yüzü, yazın kaldırımların aldığı renkti.
16:35
And I act like I'm just waking up
450
983510
1581
Yeni uyanıyomuşum gibi davrandım
16:37
and I say, "Ah, what's up, Pop?"
451
985115
2409
ve "Ah, naber, baba?"
Hademe bana hiçbir şey demedi.
16:40
And janitor man says nothing to me.
452
988452
2271
Ama karanlıkta gördüm,
16:43
But I see in the dark,
453
991753
1161
16:44
I see his arms go limp
454
992938
1373
kollarının güçsüzleştiğini gördüm
16:46
and his head turns back, like, towards me.
455
994335
2114
ve kafasının geriye, bana doğru döndüğünü.
16:48
And he lifts it for I can see his face,
456
996473
2376
Yüzünü görebilmem için kafasını kaldırdı,
16:50
for I could see his eyes.
457
998873
1866
böylece gözlerini görebildim.
16:52
And his cheeks is drippin',
but not with sweat.
but not with sweat.
458
1000763
2372
Yanaklarından bir şeyler süzülüyordu
ama ter değildi.
ama ter değildi.
Orada öylece durup nefes alıyordu,
16:55
And he just stands there breathing,
459
1003704
1781
16:57
like he remembers my eyes glowing white,
460
1005509
2432
gözlerimin beyaz beyaz parlamasını
hatırlıyormuş gibi,
hatırlıyormuş gibi,
16:59
like he remembers my bulletproof chest,
461
1007965
2690
kurşun geçirmez göğsümü
hatırlıyormuş gibi,
hatırlıyormuş gibi,
onun benim babam olduğunu
hatırlıyormuş gibi.
hatırlıyormuş gibi.
17:03
like he remembers he's my pop.
462
1011513
1943
17:09
And for a long time I don't say nothin'.
463
1017575
2956
Uzun bir süre hiçbir şey demedim.
17:14
And he turns around, hand on the doorknob.
464
1022583
2026
Döndü, elini kapı koluna koydu.
17:16
And he ain't looking my way,
465
1024633
1428
Bana doğru bakmıyordu,
17:18
but I hear him mumble two words to me:
466
1026085
2542
fakat bana iki söz mırıldandığını duydum:
17:22
"I'm sorry."
467
1030253
1414
"Ben, üzgünüm."
Uzandım ve penceremi hafifçe açtım.
17:26
And I lean over, and I open
my window just a crack.
my window just a crack.
468
1034317
3279
Eğer yeteri kadar yükseğe bakarsanız,
17:30
If you look up high enough,
469
1038697
1685
17:33
you could see me.
470
1041036
1576
beni görebilirsiniz.
17:35
And from where I am --
471
1043519
1417
Bulunduğum yerden --
(Ziller)
17:37
(Cymbals)
472
1045641
1271
17:39
I could hear everything.
473
1047692
1750
Her şeyi duyabilirim.
(Alkışlar)
17:44
(Applause)
474
1052076
8424
Teşekkürler.
17:52
Thank you.
475
1060544
1217
17:53
(Applause)
476
1061801
7339
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKERS
Adam Driver - Actor and Marine Corps veteranAdam Driver is working to bridge the cultural gap between the United States Armed Forces and the performing arts communities by bringing the best modern American theater to the military.
Why you should listen
Before he was an actor, Adam Driver was a Marine with the 1/1 Weapons Company at Camp Pendleton, California. After the Marines, he attended Juilliard and went on to star in films like Star Wars: Episode VII, While We're Young, Midnight Special and on HBO's "Girls." His performance in "Girls" has garnered him three Emmy nominations for Outstanding Supporting Actor in a Comedy Series, and he won the Volpi Cup Award for Best Actor for Hungry Hearts, which premiered at the 2014 Venice International Film Festival.
Driver co-founded Arts in the Armed Forces (AITAF), a nonprofit that that honors, educates, inspires and entertains active duty and veteran members of the United States Armed Forces and their families by engaging them in the power and social service of the performing arts. The organization enlists artists of the highest quality and chooses thought-provoking content with an eye to what might speak to this particular audience.
Adam Driver | Speaker | TED.com
Jesse J. Perez - Actor
Jesse J. Perez works as a guest director and teacher at Juilliard, and he has done numerous readings for Arts in the Armed Forces.
Why you should listen
Jesse J. Perez has starred in numerous off-Broadway performances including "Informed Consent," "Up Against the Wind and Triple Happiness." He has also worked at The Chekhov Project: Lake Lucille as a choreographer and done numerous readings for Arts in the Armed Forces.
Jesse J. Perez | Speaker | TED.com
Matt Johnson - Drummer
Matt Johnson has played on some of the most critically acclaimed records in almost everyone's collections.
Why you should listen
From recording the seminal cult-creating album Grace with Jeff Buckley, to touring with the beloved St. Vincent, Matt Johnson has worked with a wide spectrum of artists over the past two decades including Rufus Wainwright, Martha Wainwright, Australia’s brother-sister duo Angus and Julia Stone, Elysian Fields, Beth Orton and Duncan Sheik.
More profile about the speakerMatt Johnson | Speaker | TED.com