ABOUT THE SPEAKER
Tarana Burke - Civil rights activist
For more than 25 years, activist and advocate Tarana J. Burke has worked at the intersection of racial justice and sexual violence.

Why you should listen

Tarana Burke's passion for community organizing began in the late 1980s, when she joined a youth development organization called 21st Century and led campaigns around issues like racial discrimination, housing inequality and economic justice. Her career took a turn toward supporting survivors of sexual violence upon moving to Selma, Alabama, to work for 21st Century. She encountered dozens of black girls who were sharing stories of sexual violence and abuse, stories she identified with very well. She realized too many girls were suffering through abuse without access to resources, safe spaces and support, so in 2007 she created Justbe Inc., an organization committed to the empowerment and wellness of black girls. The impacts of Justbe Inc. are widespread, as the program, which was adopted by every public school in Selma, has hundreds of alumni who have gone on to thrive and succeed in various ways.

Burke's role as the senior director at Girls for Gender Equity in Brooklyn, NY, an intergenerational nonprofit dedicated to strengthening local communities by creating opportunities for young women and girls to live self-determined lives, is a continuation of what she considers her life's work. Since #MeToo, the movement she created more than ten years ago, became a viral hashtag, she has emerged as a global leader in the evolving conversation around sexual violence and the need for survivor-centered solutions. Her theory of using empathy to empower survivors is changing the way the nation and the world think about and engage with survivors. Her belief that healing isn't a destination but a journey has touched and inspired millions of survivors who previously lived with the pain, shame and trauma of their assaults in isolation.

More profile about the speaker
Tarana Burke | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Tarana Burke: Me Too is a movement, not a moment

Tarana Burke: "Me Too" bir akım, bir dönem değil

Filmed:
1,734,107 views

2006 yılında Tarana Burke, kendi topluluğunda gördüğü cinsel şiddet hakkında bir şeyler yapma isteğiyle doldu. Bir kağıt çıkardı, başlık olarak İngilizce ''Ben de'' yazdı ve bu şiddetin mağdurları arasındaki empatiye dayalı bir akım için bir faaliyet planı yazdı. 10 yılı aşkın bir zaman sonra Burke, küresel bir akıma dönüşen bu hareketini anlatıyor ve cinsel şiddetin yapı taşları olan güç ve imtiyazı parçalamaya yönelik bir çağrı yapıyor. Burke'e göre ''Gelecek nesillere cinsel taciz olmayan bir dünya borçluyuz. Sanırım bu dünyayı inşa edebiliriz.''
- Civil rights activist
For more than 25 years, activist and advocate Tarana J. Burke has worked at the intersection of racial justice and sexual violence. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I've been tryingçalışıyor to figureşekil out
what I was going to say here for monthsay.
0
1868
3619
Burada ne söyleyeceğimi
aylardır kurgulamaya çalışıyorum.
00:19
Because there's no biggerDaha büyük stageevre than TEDTED,
1
7146
3229
Çünkü TED'den daha büyük bir sahne yok,
00:22
it feltkeçe like gettingalma my messagemesaj right
in this momentan
2
10399
2485
bu sahnede mesajımı doğru açıklayabilmem
00:24
was more importantönemli than anything.
3
12908
2221
her şeyden daha önemliydi.
00:28
And so I searchedarandı and searchedarandı
for daysgünler on endson,
4
16223
2637
Günlerce ve günlerce düşündüm,
00:30
tryingçalışıyor to find the right
configurationyapılandırma of wordskelimeler.
5
18884
2848
doğru sözcükleri bulmaya çalıştım.
00:34
And althougholmasına rağmen intellectuallyentelektüel,
6
22927
1564
Düşünsel olarak sorun yoktu,
00:36
I could bulletmermi pointpuan the bigbüyük ideasfikirler
that I wanted to sharepay about Me Too
7
24515
5303
Me Too hakkında paylaşmak istediğim
fikirleri listeleyebilirdim
00:41
and this movementhareket that I foundedkurulmuş,
8
29842
1668
ve başlattığım bu akım hakkında
00:44
I kepttuttu findingbulgu myselfkendim
fallingdüşen shortkısa of findingbulgu the heartkalp.
9
32578
4116
ama içten gelen duyguyu
yansıtmakta güçlük çekiyordum.
00:50
I wanted to pourdökün myselfkendim into this momentan
10
38449
2836
Bu akımla ilgili tüm duygularımı
dökmek istiyordum
00:53
and tell you why even the possibilityolasılık
of healingşifa or interruptingkesintiye sexualcinsel violenceşiddet
11
41309
5869
ve cinsel tacizi durdurma
veya iyileştirme ihtimalinin bile
00:59
was worthdeğer standingayakta and fightingkavga for.
12
47202
2062
niçin savaşmaya değer olduğunu
size anlatmaya.
01:02
I wanted to rallyRalli you to your feetayaklar
with an upliftingcanlandırıcı speechkonuşma
13
50652
3643
Teşvik edici bir konuşmayla
ayaklarınızı yerden kesmek
01:06
about the importantönemli work of fightingkavga
for the dignityhaysiyet and humanityinsanlık of survivorsHayatta kalanlar.
14
54319
6350
ve mağdurların onuru ve insanlığı için
savaşmanın öneminden konuşmak istedim.
01:15
But I don't know if I have it.
15
63051
1524
Ama buna sahip miyim bilmiyorum.
01:18
The realitygerçeklik is,
16
66692
2049
Gerçek şu ki
01:20
after soldieringAskerlik throughvasitasiyla
the SupremeYüce CourtMahkeme nominationadaylığı processsüreç
17
68765
3887
Yaşadığım onca şeyden sonra,
Temyiz Mahkemesi adaylık süreci
01:24
and attackssaldırılar from the WhiteBeyaz HouseEv,
18
72676
2479
ve Beyaz Saray'dan gelen saldırılar,
01:27
grossbrüt mischaracterizationsyanlış karakterizasyon,
19
75179
2392
yanlış tanımlamalar,
01:29
internetInternet trollstroller
20
77595
2280
internet trolleri
01:31
and the ralliesmitingler and marchesyürüyüşleri
21
79899
2412
ve yapılan yürüyüş ve eylemler
01:35
and heart-wrenchingkalp burucu testimoniesTanıklıklar,
22
83585
2179
ve de yürek burkan itiraflardan sonra
01:39
I'm facedyüzlü with my ownkendi hardzor truthhakikat.
23
87230
2667
kendi gerçeğimle yüzleştim.
01:43
I'm numbuyuşmuş.
24
91902
1150
Hissizleştim.
01:46
And I'm not surprisedşaşırmış.
25
94839
1682
Şaşırmıyorum da.
01:49
I've traveledseyahat all acrosskarşısında
the worldDünya givingvererek talksgörüşmeler,
26
97458
3119
Konuşmalar yapmak için
dünyanın dört bir yanına seyahat ettim
01:52
and like clockworkClockwork, after everyher eventolay,
27
100601
2635
ve tıpkı saatle çalışır gibi
her etkinlik sonrası
01:56
more than one personkişi approachesyaklaşımlar me
28
104125
1671
en az bir kişi yanıma yaklaşıyor ki
01:57
so that they can
say theironların pieceparça in privateözel.
29
105820
2067
tecrübelerini bana özel
olarak anlatabilsin.
02:01
And I always trieddenenmiş to reassuregüven vermek them.
30
109355
2088
Onları hep teselli etmeye çalışıyorum.
02:05
You know, I'd give them localyerel resourceskaynaklar
31
113403
3000
Yerel kaynaklardan bahsediyorum,
02:09
and a softyumuşak reassurancegüvence
that they're not aloneyalnız
32
117774
3981
yalnız olmadıkları
konusunda teselli veriyorum
02:13
and this is theironların movementhareket, too.
33
121779
1542
ve bunun onların akımı olduğu konusunda.
02:17
I'd tell them that we're strongergüçlü togetherbirlikte
34
125042
2450
Onlara birlikte daha güçlü
olduğumuzu söylerdim
02:19
and that this is a movementhareket
of survivorsHayatta kalanlar and advocatessavunucuları
35
127516
4522
Bu akımın öncü ve mağdurlardan oluştuğunu
02:24
doing things bigbüyük and smallküçük everyher day.
36
132062
2729
ve her gün büyük
ve küçük şeyler yaptığımızı.
02:28
And more and more people
are joiningbirleştirme this movementhareket
37
136708
2374
Ve her geçen gün daha çok insan
02:31
everyher singletek day.
38
139106
1220
bu akıma katılıyor.
02:32
That partBölüm is clearaçık.
39
140350
1191
İşin bu kısmı çok açık.
02:34
People are puttingkoyarak
theironların bodiesbedenler on the linehat
40
142765
2370
İnsanlar öne atılıyorlar
02:37
and raisingyükselen theironların voicessesleri to say,
"EnoughYeterince is enoughyeterli."
41
145159
3550
ve yüksek sesle
''Artık yeter'' diye bağırıyorlar.
02:42
So why do I feel this way?
42
150627
1667
Peki ben niçin böyle hissediyorum?
02:46
Well ...
43
154060
1150
Sebebi...
02:48
SomeoneBirisi with credibleinandırıcı accusationssuçlamalar
of sexualcinsel violenceşiddet againstkarşısında him
44
156210
4869
Kendisine karşı elle tutulur
cinsel taciz suçlamaları olan biri
02:53
was confirmedonaylı to the SupremeYüce CourtMahkeme
of the UnitedAmerika StatesBirleşik of AmericaAmerika,
45
161103
3650
Amerika Birleşik Devletleri
Yüksek Mahkemesi tarafından onaylandı,
02:58
again.
46
166153
1150
bir kez daha.
03:00
The US PresidentBaşkan,
47
168973
1370
ABD Başkanı,
03:02
who was caughtyakalandı on tapebant talkingkonuşma
about how he can grabkapmak women'sBayanlar bodyvücut partsparçalar
48
170367
4492
kadınların vücudunu
istediği her yerde, istediği her şekilde
03:06
whereverher nerede he wants, howeverancak he wants,
49
174883
2677
elleyebileceğini söylerken
ses kaydı alındı
03:09
can call a survivorSurvivor a liaryalancı
at one of his ralliesmitingler,
50
177584
2748
ve bir konuşması sırasında
bir mağdura yalancı diyebiliyor
03:12
and the crowdskalabalıklar will roarkükreme.
51
180356
1339
ve kalabalık adeta kükrüyor.
03:15
And all acrosskarşısında the worldDünya,
where Me Too has takenalınmış off,
52
183817
3016
Me Too hareketinin etkilediği
dünyanın her bir yanında,
03:18
AustraliaAvustralya and FranceFransa,
53
186857
2056
Avustralya ve Fransa,
03:20
Swedenİsveç, ChinaÇin and now IndiaHindistan,
54
188937
3364
İsveç, Çin ve artık Hindistan'da
03:24
survivorsHayatta kalanlar of sexualcinsel violenceşiddet
are all at oncebir Zamanlar beingolmak heardduymuş
55
192325
4056
cinzel taciz mağdurlarının sesi duyuluyor
03:28
and then vilifiedvilified.
56
196405
1420
ve sonra aşağılanıyorlar.
03:31
And I've readokumak articlemakale
after articlemakale bemoaningbemoaning ...
57
199267
4603
Varlıklı beyaz erkeklerden dem vuran
03:38
wealthyzengin whitebeyaz menerkekler
58
206450
1660
sayısız makale okudum,
03:40
who have landedindi softlyusulca
with theironların goldenaltın parachutesparaşüt,
59
208134
3295
o korkunç davranışlarının
ortaya çıkışından sonra
03:43
followingtakip etme the disclosureaçığa çıkması
of theironların terriblekorkunç behaviordavranış.
60
211453
2949
her zaman altın paraşütleriyle
hiç yara almadan kurtulan erkekler.
03:47
And we're askeddiye sordu to considerdüşünmek theironların futuresvadeli işlem.
61
215745
3127
Onların geleceğini düşünmemiz isteniyor.
03:52
But what of survivorsHayatta kalanlar?
62
220096
1704
Peki ya mağdurların?
03:55
This movementhareket is constantlysürekli
beingolmak calleddenilen a watersheddönüm noktası momentan,
63
223374
5124
Bu akım için sürekli
bir dönüm noktası deniliyor,
04:00
or even a reckoningHesaplaşma,
64
228522
1423
hatta bir hesap sorma dönemi.
04:02
but I wakeuyanmak up some daysgünler feelingduygu
like all evidencekanıt pointsmakas to the contraryaksi.
65
230934
4230
Ama ben bazı günler tüm kanıtların
aksini işaret ettiğini hissediyorum.
04:11
It's hardzor not to feel numbuyuşmuş.
66
239707
1556
Hissizleşmemek zor.
04:14
I suspectşüpheli some of you mayMayıs ayı feel numbuyuşmuş, too.
67
242825
2207
İçinizden benimle aynı hissedenler vardır.
04:19
But let me tell you what elsebaşka I know.
68
247158
1841
Ama bildiğim bir şeyi daha paylaşayım.
04:21
SometimesBazen when you hearduymak the wordsözcük "numbuyuşmuş,"
69
249969
2330
''Hissiz'' kelimesini
duyduğunuz bazı zamanlar,
04:24
you think of a voidgeçersiz,
an absenceyokluk of feelingsduygular,
70
252323
3767
bir boşluk düşünüyorsunuz,
hislerin yokluğunu,
04:28
or even the inabilityyetersizlik to feel.
71
256114
2801
hatta hissetme yeteneğinin yok oluşunu.
04:32
But that's not always truedoğru.
72
260029
1536
Ancak bu her zaman doğru değil.
04:35
NumbnessUyuşma can come from those memorieshatıralar
that creepsürüngen up in your mindus
73
263534
4747
Hissizlik, gecenin bir yarısı
aklınıza geldiğinizde
04:40
that you can't fightkavga off
in the middleorta of the night.
74
268305
2562
savaşamadığınız o anılardan geliyor.
04:43
They can come from the tearsgözyaşı
that are lockedkilitli behindarkasında your eyesgözleri
75
271863
2930
Gözlerinizin arkasında saklı kalmış
göz yaşlarından geliyor,
04:46
that you won'talışkanlık give yourselfkendin
permissionizin to cryağlamak.
76
274817
2443
kendinize ağlama izni
vermediğiniz zamanlardan.
04:50
For me, numbnessuyuşma comesgeliyor
from looking in the faceyüz of survivorsHayatta kalanlar
77
278453
5209
Benim içinse mağdurların yüzlerine bakıp
04:55
and knowingbilme everything to say
78
283686
1806
söylenecek her şeyi bilmekten
04:58
but havingsahip olan nothing left to give.
79
286395
1818
ama verecek hiçbir şeyim kalmamasından.
05:01
It's measuringölçme the magnitudebüyüklük
of this taskgörev aheadönde of you
80
289694
4310
Önünüzdeki bu görevin dev boyutu
05:06
versuse karşı your ownkendi waveringTereddüt mü fortitudemetanet.
81
294028
2189
kaybolmaya başlayan cesaretinize karşı.
05:09
NumbnessUyuşma is not always
the absenceyokluk of feelingduygu.
82
297675
2722
Hissizlik her zaman
hislerin yokluğu değil.
05:13
SometimesBazen it's
an accumulationbirikim of feelingsduygular.
83
301371
2919
Bazen hislerin birikmesi.
05:18
And as survivorsHayatta kalanlar,
84
306386
1695
Ve mağdurlar olarak
05:20
we oftensık sık have to holdambar
the truthhakikat of what we experiencedeneyim.
85
308105
3090
genellikle deneyimlerimizin
gerçekliğini saklı tutmak zorundayız.
05:24
But now, we're all holdingtutma something,
86
312139
2399
Ama şimdi hepimiz bir şey saklıyoruz,
05:26
whetherolup olmadığını we want to or not.
87
314562
1568
istesek de istemesek de.
05:29
Our colleaguesmeslektaşlar are speakingkonuşuyorum up
and speakingkonuşuyorum out,
88
317363
3472
İş arkadaşlarımız sesini duyuruyor,
05:32
industriesEndüstriyel acrosskarşısında the boardyazı tahtası
are reexaminingkümesindeki workplaceiş yeri culturekültür,
89
320859
3691
endüstriler iş yeri kültürünü
yeniden gözden geçiriyor
05:37
and familiesaileleri and friendsarkadaşlar
are havingsahip olan hardzor conversationskonuşmaları
90
325558
4151
ve aileler ve arkadaşlar
saklı tutulmuş gerçeklerle ilgili
05:41
about closelyyakından heldbekletilen truthsgerçekler.
91
329733
1832
zor konuşmalar gerçekleştiriyorlar.
05:45
EverybodyHerkes is impactedetkilenen.
92
333110
1571
Herkes darbe almış durumda.
05:48
And then, there's the backlashtepki.
93
336953
2060
Şimdi bir de ters tepki var.
05:51
We'veBiz ettik all heardduymuş it.
94
339037
1548
Hepimiz bundan haberdarız.
05:52
"The Me Too MovementHareketi is a witchCadı huntav."
95
340609
1927
''Me Too hareketi sadece bir cadı avı.''
05:55
Right?
96
343197
1150
Değil mi?
05:56
"Me Too is dismantlingsökülmesi duenedeniyle processsüreç."
97
344371
3366
''Me Too yasal süreci yok ediyor.''
05:59
Or, "Me Too has createdoluşturulan a genderCinsiyet warsavaş."
98
347761
2698
''Me Too bir cinsiyet savaşına yol açtı.''
06:04
The mediamedya has been consistenttutarlı
with headlinebaşlık after headlinebaşlık
99
352467
5747
Medya hiç durmadan
manşet üstüne manşet yapıyor,
06:10
that framesçerçeveler this movementhareket in waysyolları
that make it difficultzor
100
358238
2668
bu hareketi öyle bir şekilde gösteriyor ki
06:12
to movehareket our work forwardileri,
101
360930
2245
yolumuzu bulmak çok zorlaşıyor
06:15
and right-wingsağ-kanat punditsuzmanların and other criticseleştirmenler
102
363199
2674
ve bir de sağ görüşlü
ve eleştirmenler var,
06:17
have these talkingkonuşma pointsmakas
that shiftvardiya the focusodak away from survivorsHayatta kalanlar.
103
365897
5230
konuşmalarıyla asıl odak noktasını
mağdurlardan uzaklaştırıyorlar.
06:23
So suddenlyaniden, a movementhareket
that was startedbaşladı to supportdestek
104
371978
2778
Yani cinsel taciz mağdurlarını
desteklemek için
06:26
all survivorsHayatta kalanlar of sexualcinsel violenceşiddet
105
374780
2426
başlatılan bu hareket
06:29
is beingolmak talkedkonuştuk about
like it's a vindictiveKindar plotarsa againstkarşısında menerkekler.
106
377230
3357
bir anda erkeklere kin güden
bir planmış gibi lanse ettiriliyor.
06:33
And I'm like, "Huh?"
107
381211
1407
Ben anlayamıyorum.
06:34
(LaughterKahkaha)
108
382992
1753
(Kahkahalar)
06:37
How did we get here?
109
385741
1274
Bu aşamaya nasıl geldik?
06:41
We have movedtaşındı so faruzak away
110
389984
2320
On yıl önce başlayan
bu hareketin kökeninden
06:44
from the originskökenleri of this movementhareket
that startedbaşladı a decadeonyıl agoönce,
111
392328
4090
ve hatta sadece bir yıl önce başlayan
etiketle niyetlenen amaçtan
06:48
or even the intentionsniyetleri of the hashtaghashtag
that startedbaşladı just a yearyıl agoönce,
112
396442
4366
öylesine uzaklaştık ki
06:52
that sometimesara sıra, the Me Too movementhareket
that I hearduymak some people talk about
113
400832
4091
bazen insanların konuştuğunu
duyduğum Me Too hareketi
06:56
is unrecognizableTanınmayan to me.
114
404947
1972
bana çok yabancı geliyor.
07:00
But be clearaçık:
115
408777
1285
Ama açık olalım:
07:03
This is a movementhareket
about the one-in-fourtek-dört girlskızlar
116
411111
3702
Bu akım her yıl cinsel tacize mağruz kalan
07:06
and the one-in-sixbir-altı boysçocuklar
117
414837
1981
ve bu acıları yetişkinliğe taşıyan
07:08
who are sexuallycinsel assaultedsaldırıya everyher yearyıl
118
416842
2321
her dört kızdan biri
07:11
and carrytaşımak those woundsyaralar into adulthoodyetişkinlik.
119
419187
2229
ve her altı erkek çocuktan biri hakkında.
07:14
It's about the 84 percentyüzde of transTrans womenkadınlar
who will be sexuallycinsel assaultedsaldırıya this yearyıl
120
422403
4261
Bu akım, bu yıl tacize uğrayacak olan
trans kadınların yüzde 84'ü hakkında
07:20
and the indigenousyerli womenkadınlar
121
428082
1493
ve diğer tüm gruplara kıyasla
07:21
who are three-and-a-halfÜç buçuk timeszamanlar
more likelymuhtemelen to be sexuallycinsel assaultedsaldırıya
122
429599
3642
üç buçuk kat daha fazla tacize uğrama
ihtimaliyle karşı karşıya olan
07:25
than any other groupgrup.
123
433265
1205
yerli kadınlar hakkında.
07:27
Or people with disabilitiesEngelli,
124
435601
1770
Tacize uğrama ihtimalleri
yedi kat daha fazla olan
07:29
who are sevenYedi timeszamanlar more likelymuhtemelen
to be sexuallycinsel abusedistismar.
125
437395
3110
engelli bireyler hakkında.
07:34
It's about the 60 percentyüzde
of blacksiyah girlskızlar like me
126
442825
3015
Benim gibi siyahi kızların
yaklaşık yüzde 60'ı hakkında,
07:38
who will be experiencingyaşandığı
sexualcinsel violenceşiddet before they turndönüş 18,
127
446904
4023
18 yaşına basmadan cinsel şiddeti
tecrübe edecek olan kızlar.
07:44
and the thousandsbinlerce and thousandsbinlerce
of low-wagedüşük ücretli workersişçiler
128
452618
3910
Ve şu an cinsel tacize uğramakta olan
07:48
who are beingolmak sexuallycinsel harassedtaciz right now
129
456552
2199
yüz binlerce düşük gelirli işçi hakkında,
07:50
on jobsMeslekler that they can't affordparası yetmek to quitçıkmak.
130
458775
2237
bırakayacakları işlerinde çalışan işçiler.
07:55
This is a movementhareket about
the far-reachinggeniş kapsamlı powergüç of empathyempati.
131
463422
4095
Bu akım, empatinin
ulaşabileceği güç hakkında.
08:01
And so it's about the millionsmilyonlarca
and millionsmilyonlarca of people
132
469045
4144
Bir sene önce ellerini kaldırıp
''Me Too'' diye haykıran
08:05
who, one yearyıl agoönce,
raisedkalkık theironların handseller to say, "Me too,"
133
473213
3974
yüz milyonlarca insan hakkında
08:09
and theironların handseller are still raisedkalkık
134
477211
2071
ve elleri hâlâ havada
08:12
while the mediamedya
that they consumetüketmek erasessiler them
135
480410
2595
ama hayatlarında
yer eden medya bunu siliyor,
08:15
and politicianssiyasetçiler who they electedseçildi
to representtemsil etmek them
136
483835
3849
kendilerini temsil etmeleri için
seçtikleri siyasetçiler
08:19
pivotÖzet away from solutionsçözeltiler.
137
487708
2016
çözümlerden uzaklaşıyor.
08:23
It's understandableanlaşılabilir that the push-pullitme-çekme
of this uniquebenzersiz, historicaltarihi momentan
138
491009
5050
Bu eşsiz, tarihi anın iniş çıkışları
duygusal bir heyecan treni gibi
08:28
feelshissediyor like an emotionalduygusal roller-coasterrulo-coaster
that has renderedRender manyçok of us numbuyuşmuş.
139
496083
3913
pek çoğumuzu hissizleştirdi.
08:33
This accumulationbirikim of feelingsduygular
140
501989
2841
Dünyanın her yerinde
08:37
that so manyçok of us are experiencingyaşandığı
togetherbirlikte, acrosskarşısında the globeküre,
141
505509
4349
pek çoğumuzun tecrübe ettiği
bu biriken hisler
08:43
is collectivetoplu traumaTravma.
142
511318
1468
toplu bir travma gibi.
08:46
But ...
143
514759
1150
Ancak...
08:48
it is alsoAyrıca the first stepadım
144
516807
3650
bu aynı zamanda,
08:52
towardskarşı activelyaktif buildingbina a worldDünya
that we want right now.
145
520481
3348
istediğimiz dünyaya giden ilk adım.
08:57
What we do with this thing
that we're all holdingtutma
146
525758
3469
Tutunduğumuz bu şeyle yaptıklarımız
09:01
is the evidencekanıt that this
is biggerDaha büyük than a momentan.
147
529251
2936
bunun bir dönemden
çok daha büyük olduğunu kanıtlıyor.
09:04
It's the confirmationOnayla
that we are in a movementhareket.
148
532211
2936
Bir akımın içinde olduğumuzu onaylıyor.
09:09
And the mostçoğu powerfulgüçlü movementshareketler
149
537123
2424
En güçlü akımlar
09:11
have always been builtinşa edilmiş
around what's possiblemümkün,
150
539571
3187
hep mümkün olanın çevresinde inşa edildi,
09:15
not just claimingiddia what is right now.
151
543968
3587
sadece şu an mevcut olanı isteyerek değil.
09:21
TraumaTravma haltsdurdurur possibilityolasılık.
152
549676
2444
Travma olanakları durduruyor.
09:26
MovementHareketi activatesetkinleştirir it.
153
554152
1603
Akım ise onu harekete geçiriyor.
09:29
DrDr. KingKral famouslyünlü quotedalıntı
TheodoreTheodore ParkerParker sayingsöz,
154
557347
3306
Dr. King, Theodore Parker'ın
söylediklerine atıfta bulundu:
09:32
"The arcArk of the moralmanevi universeEvren is long,
and it bendsvurgun towardkarşı justiceadalet."
155
560677
4191
''Ahlaki evrenin yayı oldukça uzun
ve adalete doğru eğiliyor.''
09:36
We'veBiz ettik all heardduymuş this quotealıntı.
156
564892
1578
Bu atıfı hepimiz duymuşuzdur.
09:39
But somebodybirisi has to bendviraj it.
157
567502
1920
Ama birinin onu eğmesi lazım.
09:42
The possibilityolasılık that we createyaratmak
in this movementhareket and othersdiğerleri
158
570997
3964
Bu akım ve diğerleriyle
yarattığımız olanak
09:46
is the weightağırlık leaningeğilerek that arcArk
in the right directionyön.
159
574985
3273
o yayı doğru yöne bükecek
ağırlığı oluşturmak.
09:50
MovementsHareketleri createyaratmak possibilityolasılık,
160
578735
2174
Akımlar olanaklar yaratıyor
09:53
and they are builtinşa edilmiş on visionvizyon.
161
581896
1838
ve amaçlar üzerine inşa ediliyorlar.
09:57
My visionvizyon for the Me Too MovementHareketi
162
585138
2255
Benim Me Too akımıyla öngördüğüm şey
09:59
is a partBölüm of a collectivetoplu visionvizyon
to see a worldDünya freeücretsiz of sexualcinsel violenceşiddet,
163
587417
4792
cinsel şiddetin hiç olmadığı
bir dünyaya dair toplu bir amacın parçası
10:05
and I believe we can buildinşa etmek that worldDünya.
164
593013
2366
ve bu dünyayı inşa
edebileceğimize inanıyorum.
10:07
FullTam stop.
165
595403
1351
Nokta.
10:10
But in ordersipariş to get there,
166
598117
2194
Ama bu noktaya gelmek için
10:12
we have to dramaticallydramatik shiftvardiya
a culturekültür that propagatesyayar the ideaFikir
167
600335
5522
savunmasız ve izin sözcüklerinin
eş anlama geldiği
10:17
that vulnerabilityGüvenlik açığı
is synonymouseşanlamlı with permissionizin
168
605881
2907
ve bedensel özerkliğin
temel bir insan hakkı olmadığı
10:21
and that bodilybedensel autonomyözerklik
is not a basictemel humaninsan right.
169
609991
3523
fikrini savunan kültüre doğru
radikal bir geçiş yapmak zorundayız.
10:27
In other wordskelimeler, we have to dismantleortadan kaldırmak
the buildingbina blocksbloklar of sexualcinsel violenceşiddet:
170
615017
4983
Diğer bir deyişle cinsel şiddetin
yapı taşlarını yıkmak zorundayız:
10:33
powergüç and privilegeayrıcalık.
171
621151
2460
güç ve imtiyaz.
10:37
So much of what we hearduymak
about the Me Too MovementHareketi
172
625520
2855
Me Too hareketi ile ilgili
duyduklarımızın çoğu
10:40
is about individualbireysel badkötü actorsaktörler
or depravedahlaksız, isolatedyalıtılmış behaviordavranış,
173
628399
5055
kötü bireyler veya ahlaksız,
dışlanmış davranmışlarla ilgili
10:46
and it failsbaşarısız to recognizetanımak
174
634705
2357
ve şunu göremiyoruz ki
10:49
that anybodykimse in a positionpozisyon of powergüç
comesgeliyor with privilegeayrıcalık,
175
637086
3954
güçlü bir konumdaki herkes imtiyaz sahibi
10:53
and it rendersişler those withoutolmadan that powergüç
176
641064
2453
ve o güce sahip olmayanlar
10:55
more vulnerablesavunmasız.
177
643541
1158
dahsa savunmasız.
10:57
TeachersÖğretmenler and studentsöğrencilerin,
coacheskoçlar and athletessporcular,
178
645952
3404
Öğretmenler ve öğrenciler,
koçlar ve atletler,
11:01
lawhukuk enforcementzorlama and citizenvatandaş,
parentebeveyn and childçocuk:
179
649380
3683
kanuni yaptırım ve vatandaşlar,
ebeveyn ve çocuk:
11:05
these are all relationshipsilişkiler that can have
an incredibleinanılmaz imbalancedengesizlik of powergüç.
180
653943
4310
bunların tümü inanılmaz bir
güç dengesizliği yaratan ilişkiler.
11:12
But we reshapeyeniden şekillendirme that imbalancedengesizlik
by speakingkonuşuyorum out againstkarşısında it in unisonHep bir ağızdan
181
660475
6024
Fakat biz bu dengesizliği
birlik hâlinde sesimizi çıkararak
11:18
and by creatingoluşturma spacesalanlarda
to speakkonuşmak truthhakikat to powergüç.
182
666523
2809
ve güce karşı gerçekleri konuşarak
yeniden şekillendirebiliriz.
11:22
We have to reeducateahmakları ourselveskendimizi
and our childrençocuklar
183
670917
3596
Kendimizi ve çocuklarımızı
yeniden eğitrerek
11:26
to understandanlama that powergüç and privilegeayrıcalık
doesn't always have to destroyyıkmak and take --
184
674537
6026
güç ve imtiyazın her zaman almak demek
olmadığını anlamamız gerek;
11:33
it can be used to serveservis and buildinşa etmek.
185
681286
2531
hizmet etmek ve üretmek de demektir.
11:37
And we have to reeducateahmakları ourselveskendimizi
to understandanlama that, unequivocallytümden,
186
685019
6019
Ve tartışmasız bir şekilde şu konuda da
kendimizi eğitmemiz gerekiyor ki
11:43
everyher humaninsan beingolmak has the right
to walkyürümek throughvasitasiyla this life
187
691062
3572
her bir insan,
onuruna hiçbir leke gelmeden
11:46
with theironların fulltam humanityinsanlık intactsağlam.
188
694658
2086
hayatını yaşama hakkına sahiptir.
11:51
PartBölümü of the work of the Me Too MovementHareketi
189
699554
2701
Me Too hareketinin bir kısmı
11:54
is about the restorationrestorasyon
of that humanityinsanlık for survivorsHayatta kalanlar,
190
702279
3212
mağdurlar için bu insani değerin
yerine konulmasıyla alakalı
11:59
because the violenceşiddet
doesn't endson with the actdavranmak.
191
707059
2420
çünkü şiddet
yapılan hareketle sona ermiyor.
12:02
The violenceşiddet is alsoAyrıca the traumaTravma
that we holdambar after the actdavranmak.
192
710633
3444
O hareket sonrasında
yaşanan travma da şiddet.
12:07
RememberHatırlıyorum, traumaTravma haltsdurdurur possibilityolasılık.
193
715160
3142
Unutmayın, travma imkânları durduruyor.
12:11
It servesvermektedir to impedeengel,
194
719437
4550
Engel koyuyor,
12:16
stagnateDurgun, confusekarıştırmayın and killöldürmek.
195
724011
3198
gelişimi durduruyor,
kafa karıştırıyor ve yok ediyor.
12:21
So our work rethinksgenişleterek
how we dealanlaştık mı with traumaTravma.
196
729498
3499
Yani çalışmamız travmayla mücadelemize
yeni bir bakış açısı sunuyor.
12:26
For instanceörnek, we don't believe
197
734241
2191
Örneğin mağdurların başlarına gelenleri
12:28
that survivorsHayatta kalanlar should tell the detailsayrıntılar
of theironların storieshikayeleri all the time.
198
736456
5046
sürekli detaylı bir şekilde anlatmaları
gerektiğine inanmıyoruz.
12:35
We shouldn'tolmamalı have to performyapmak
our painAğrı over and over again
199
743063
3397
Sırf size farkındalık kazandırmak için
biz acımızı tekrar tekrar
yaşamak zorunda değiliz.
12:38
for the sakeuğruna of your awarenessfarkında olma.
200
746484
1832
12:42
We alsoAyrıca try to teachöğretmek survivorsHayatta kalanlar
to not leanyağsız into theironların traumaTravma,
201
750006
5348
Ayrıca mağdurlardan travmalarına değil
12:47
but to leanyağsız into the joysevinç
that they curatePapaz in theironların liveshayatları insteadyerine.
202
755378
3786
hayatlarında tecrübe edecekleri
güzel şeylere odaklanmalarını istiyoruz.
12:52
And if you don't find it,
createyaratmak it and leanyağsız into that.
203
760302
3499
Bunu bulamıyorsanız
kendiniz yaratın ve ona yönlenin.
12:57
But when your life
has been touchedmüteessir by traumaTravma,
204
765286
3134
Ama hayatınızda travma yaşadıysanız
13:00
sometimesara sıra tryingçalışıyor to find joysevinç
feelshissediyor like an insurmountableaşılmaz taskgörev.
205
768444
4793
hayatınızda güzel bir şey bulmak
baş edilemez bir görev gibi geliyor.
13:06
Now imaginehayal etmek tryingçalışıyor to completetamamlayınız that taskgörev
206
774598
2342
Şimdi kendinizi
bu görevi üstlenirken hayal edin,
13:08
while worldDünya leadersliderler
are discreditingdiscrediting your memorieshatıralar
207
776964
3639
dünya liderleri hatırladıklarınızı
geçersiz kılarken
13:12
or the newshaber mediamedya
keepstutar erasingsilme your experiencedeneyim,
208
780627
3230
veya haber yayın organları
yaşadıklarınızı sürekli silerken
13:15
or people continuouslydevamlı olarak
reduceazaltmak you to your painAğrı.
209
783881
2928
ya da insanlar durmadan
sizi çektiğiniz acıya indirgerken.
13:21
MovementHareketi activatesetkinleştirir possibilityolasılık.
210
789201
3189
Hareket imkânları mümkün kılar.
13:27
There's folklorefolklor in my familyaile,
like mostçoğu blacksiyah folksarkadaşlar,
211
795299
3991
Çoğu siyahi insan gibi
benim ailemde de hikâyeler var,
13:31
about my great-great-grandaddybüyük-büyük-Grandaddy,
LawrenceLawrence WareWare.
212
799314
2913
büyük büyük büyükbabam
Lawrance Ware ile ilgili.
13:35
He was borndoğmuş enslavedköle,
213
803760
1561
Köle olarak doğmuştu,
13:38
his parentsebeveyn were enslavedköle,
214
806186
2017
onun anne babası da öyle
13:40
and he had no reasonneden to believe
that a blacksiyah man in AmericaAmerika
215
808227
3223
ve bir gün Amerika'da siyahi bir erkeğin
köle olarak ölmeyeceğine
inanmak için hiçbir sebebi yoktu.
13:43
wouldn'tolmaz dieölmek a slaveköle.
216
811474
1490
13:46
And yethenüz,
217
814434
1150
Ama yine de
13:48
legendefsane has it that when he was freedserbest
by his enslaversniteliyor,
218
816404
3444
söylenenlere göre
sahipleri tarafından özgür bırakılmış,
13:51
he walkedyürüdü from GeorgiaGürcistan to SouthGüney CarolinaCarolina
219
819872
5016
zorla ayrıldığı karısı
ve çocuğunu bulabilmek için
13:56
so that he could find the wifekadın eş and childçocuk
that he was separatedayrıldı from.
220
824912
3420
Georgia'dan Güney Karolin'ya yürümüştü.
14:01
And everyher time I hearduymak this storyÖykü,
I think to myselfkendim,
221
829114
3141
Bu hikâyeyi her duyduğumda
şunu düşünüyorum,
14:04
"How could he do this?
222
832279
1601
''Bunu nasıl yapabilir?
14:05
Wasn'tDeğildi he afraidkorkmuş that he would be capturedyakalanan
and killedöldürdü by whitebeyaz vigilantesKanunsuzlar,
223
833904
4017
Yakalanıp beyaz avcılar tarafından
öldürülmekten korkmuyor muydu
14:09
or he would get there
and they would be gonegitmiş?"
224
837945
2172
veya vardığında onların
orada olmayacaklarından?''
14:13
And so I askeddiye sordu my grandmotherbüyükanne oncebir Zamanlar
225
841106
2041
O yüzden bir keresinde büyükanneme
14:15
why she thought
that he tookaldı this journeyseyahat up,
226
843171
3182
neden onun bu yolculuğa
baş koyduğunu sordum
14:18
and she said,
227
846377
1150
ve bana şöyle dedi,
14:20
"I guesstahmin he had to believe
it was possiblemümkün."
228
848491
2167
''Sanırım mümkün olduğuna
inanması gerekiyordu.''
14:24
I have been propelledtahrikli by possibilityolasılık
for mostçoğu of my life.
229
852518
3548
Hayatımın çoğu boyunca
imkânlarla ilerledim.
14:29
I am here because somebodybirisi,
startingbaşlangıç with my ancestorsatalarımız,
230
857542
4179
Bugün bu aşamadayım çünkü biri,
atalarımdan itibaren,
14:33
believedinanılır I was possiblemümkün.
231
861745
1709
bunun mümkün olduğuna inandı.
14:38
In 2006, 12 yearsyıl agoönce,
232
866193
2634
2016 yılında, 12 yıl önce,
14:41
I laidkoydu acrosskarşısında a mattressyatak on my floorzemin
in my one-bedroomTek Yatak Odalı apartmentapartman,
233
869789
4449
Tek yatak odalı dairemin
zeminine bir yatak serdim,
14:47
frustratedhayal kırıklığına uğramış with all the sexualcinsel violenceşiddet
that I saw in my communitytoplum.
234
875109
4217
topluluğumda gördüğüm tüm bu
cinsel şiddet yüzünden çok sinirliydim.
14:51
I pulledçekti out a pieceparça of paperkâğıt,
and I wroteyazdı "Me Too" on the topüst of it,
235
879350
3711
Bir kağıt çıkardım
ve üst kısmına ''Ben de'' yazdım
14:56
and I proceededdevam
to writeyazmak out an actionaksiyon planplan
236
884224
2643
ve altına bir faaliyet planı yazdım,
14:58
for buildingbina a movementhareket
basedmerkezli on empathyempati betweenarasında survivorsHayatta kalanlar
237
886891
4572
amacım mağdurlar arasında
empatiye dayanan bir hareket yaratmaktı.
15:03
that would help us feel like we can healiyileşmek,
238
891487
2079
iyileşebileceğimize
hissedeceğimiz bir hareket,
15:06
that we weren'tdeğildi the sumtoplam totalGenel Toplam
of the things that happenedolmuş to us.
239
894369
3254
başımıza gelenlerden
ibaret olmadığımızı hisseceğimiz.
15:11
PossibilityOlasılık is a gifthediye, y'allHepiniz.
240
899700
2174
İmkân bir hediye, arkadaşlar.
15:14
It birthsdoğumlular newyeni worldsdünyalar,
241
902443
2149
Yeni dünyalara kapı açıyor
15:16
and it birthsdoğumlular visionsvizyonları.
242
904616
1957
ve yeni vizyonlara.
15:20
I know some of y'allHepiniz are tiredyorgun,
243
908419
1562
Kiminiz yorgun, biliyorum
15:23
because I'm tiredyorgun.
244
911107
1150
çünkü ben de yorgunum.
15:25
I'm exhaustedbitkin,
245
913340
1150
Çok yıprandım
15:27
and I'm numbuyuşmuş.
246
915920
1150
ve hissizleştim.
15:30
Those who camegeldi before us
didn't winkazanmak everyher fightkavga,
247
918542
2309
Bizden önce gelenler
her savaştan galip çıkmadı
15:34
but they didn't let it killöldürmek theironların visionvizyon.
248
922255
2222
ama bunun amaçlarını
yok etmesine izin vermediler.
15:37
It fueledyakıtlı it.
249
925087
1150
Bu onlara gaz verdi.
15:39
So I can't stop,
250
927578
1248
Ben de duramam
15:41
and I'm askingsormak you not to stop eitherya.
251
929942
2635
ve sizden de durmamanızı rica ediyorum.
15:45
We oweborçlu futuregelecek generationsnesiller
a worldDünya freeücretsiz of sexualcinsel violenceşiddet.
252
933795
5476
Gelecek nesillere cinsel şiddetin
hiç olmadığı bir dünya borçluyuz.
15:52
I believe we can buildinşa etmek that worldDünya.
253
940121
2095
Bu dünyayı kurabileceğimize inanıyorum.
15:55
Do you?
254
943202
1150
Ya siz?
15:57
Thank you.
255
945684
1151
Teşekkür ederim.
15:58
(ApplauseAlkış)
256
946859
7000
(Alkışlar)
Translated by Cihan Ekmekçi
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Tarana Burke - Civil rights activist
For more than 25 years, activist and advocate Tarana J. Burke has worked at the intersection of racial justice and sexual violence.

Why you should listen

Tarana Burke's passion for community organizing began in the late 1980s, when she joined a youth development organization called 21st Century and led campaigns around issues like racial discrimination, housing inequality and economic justice. Her career took a turn toward supporting survivors of sexual violence upon moving to Selma, Alabama, to work for 21st Century. She encountered dozens of black girls who were sharing stories of sexual violence and abuse, stories she identified with very well. She realized too many girls were suffering through abuse without access to resources, safe spaces and support, so in 2007 she created Justbe Inc., an organization committed to the empowerment and wellness of black girls. The impacts of Justbe Inc. are widespread, as the program, which was adopted by every public school in Selma, has hundreds of alumni who have gone on to thrive and succeed in various ways.

Burke's role as the senior director at Girls for Gender Equity in Brooklyn, NY, an intergenerational nonprofit dedicated to strengthening local communities by creating opportunities for young women and girls to live self-determined lives, is a continuation of what she considers her life's work. Since #MeToo, the movement she created more than ten years ago, became a viral hashtag, she has emerged as a global leader in the evolving conversation around sexual violence and the need for survivor-centered solutions. Her theory of using empathy to empower survivors is changing the way the nation and the world think about and engage with survivors. Her belief that healing isn't a destination but a journey has touched and inspired millions of survivors who previously lived with the pain, shame and trauma of their assaults in isolation.

More profile about the speaker
Tarana Burke | Speaker | TED.com