ABOUT THE SPEAKER
Rick Smolan - Photographer
Rick Smolan is the co-founder of the America 24/7 and Day in the Life photography series -- and a natural storyteller in many media. His latest books are America at Home and Blue Planet Run.

Why you should listen

Photographer Rick Smolan is the co-creator of the America at Home project, which captured the "emotions of home" across the United States during a week in September 2008. More than 20,000 photographers -- pros and amateurs -- sent images to a team of editors assembled by Smolan and partner Jennifer Erwitt, who turned the photos into an eye-popping book. It's become a best-seller, of course, helped along by the fact that buyers can choose their own image for the cover

Smolan has long been a force for exploring culture through photography. The Day in the Life photography series that he cofounded -- best-selling photo books that captured life in America, Australia, the Soviet Union ... -- were an '80s cultural phenomenon. (Rare was the coffee table without at least one of them.) In the 1990s his production company, Against All Odds, investigated the storytelling powers of interactive CD-ROMs with From Alice to Ocean, a narrative of a cross-Australia trek, and Passage to Vietnam, exploring that country as it opened up in the early 1990s. 24 Hours in Cyberspace took a snapshot of the booming industry in 1996, and One Digital Day in 1997 further explored our fascination with tech.

Along with collaborator Jennifer Erwitt, Smolan published the beautiful Blue Planet Run in 2007, about the drive to bring fresh drinking water to everyone on Earth. It's packed with glorious (and sometimes shocking) images and data about our planet's water. In an unprecedented move, Amazon.com offers Blue Planet Run as a free PDF download. Download the free PDF of Blue Planet Run >>

Smolan's latest work is The Obama Time Capsule, a collection of photographs and insights capturing the historical election of President Barack Obama, from the beginning of his campaign to his first 100 days in office. 

More profile about the speaker
Rick Smolan | Speaker | TED.com
EG 2007

Rick Smolan: The story of a girl

Rick Smolan bir kız çocuğunun öyküsünü anlatıyor

Filmed:
1,360,498 views

Fotografçı Rick Smolan, unutulmaz bir öykü anlatıyor; Amerasyalı (hem Asyalı hem Amerikalı) küçük bir kızın, çok önemli bir fotografın ve iç burkan bir evlat edinme efsanesinin öyküsünü.
- Photographer
Rick Smolan is the co-founder of the America 24/7 and Day in the Life photography series -- and a natural storyteller in many media. His latest books are America at Home and Blue Planet Run. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
Some of you have heardduymuş the storyÖykü before,
0
0
2000
Bazılarınız bu öyküyü biliyordur.
00:17
but, in factgerçek, there's somebodybirisi in the audienceseyirci
1
2000
2000
ama salonda biri var ki,
00:19
who'skim never heardduymuş this storyÖykü -- in frontön of an audienceseyirci -- before,
2
4000
2000
bu öyküyü bir dinleyici kitlesi önünde hiç dinlemedi
00:21
so I'm a little more nervoussinir than I normallynormalde am tellingsöylüyorum this storyÖykü.
3
6000
4000
bu yüzden anlatması önceki defalardan daha fazla heyecan veriyor bana.
00:26
I used to be a photographerfotoğrafçı for manyçok yearsyıl.
4
11000
2000
uzun yıllar fotoğrafçı olarak çalıştım
00:28
In 1978, I was workingçalışma for Time magazinedergi,
5
13000
3000
1978'de Time dergisinde çalışıyordum
00:31
and I was givenverilmiş a three-dayÜç günlük assignmentatama
6
16000
2000
üç günlük bir görevim vardı
00:33
to photographfotoğraf AmerasianAmerika ve Asya kökenli childrençocuklar,
7
18000
2000
Amerasyalı bir kızı fotograflama işi verilmişti
00:35
childrençocuklar who had been fatheredbabası by AmericanAmerikan GIsCBS
8
20000
2000
babaları Amerikan askerleri olan bu çocuklar
00:37
all over SoutheastGüneydoğu AsiaAsya, and then abandonedterkedilmiş --
9
22000
3000
güney doğu Asya'nın her yerindeydiler ve terk edilmişlerdi
00:40
40,000 childrençocuklar all over AsiaAsya.
10
25000
2000
Asya kıtasında 40 bin çocuk
00:42
I had never heardduymuş the wordsözcük AmerasianAmerika ve Asya kökenli before.
11
27000
2000
o güne kadar Amerasyalı diye bir tabir duymamıştım
00:44
I spentharcanmış a fewaz daysgünler photographingfotoğraflama childrençocuklar in differentfarklı countriesülkeler,
12
29000
4000
çeşitli ülkelerde bu çocukların fotograflarını çekerek birkaç gün geçirdim
00:48
and like a lot of photographersfotoğrafçılar and a lot of journalistsgazeteciler,
13
33000
3000
ve ben de habercilerin, foto muhabirlerinin çoğu gibi
00:51
I always hopeumut that when my picturesresimler were publishedyayınlanan,
14
36000
2000
fotograflarımın yayınlanmasını umuyordum
00:53
they mightbelki actuallyaslında have an effectEfekt on a situationdurum,
15
38000
2000
çektiğim fotograflar olayın kendisi üzerinde bir etki yaratabilir
00:55
insteadyerine of just documentingbelgeleme it.
16
40000
2000
sırf belgelemekten öte geçebilirdi
00:57
So, I was so disturbedrahatsız by what I saw,
17
42000
5000
Sonuçta basılanı görünce o kadar rahatsız oldum,
01:02
and I was so unhappymutsuz with the articlemakale that ranran afterwardssonradan,
18
47000
4000
ortaya çıkan haberden o kadar mutsuzluk duydum ki,
01:06
that I decidedkarar I would take sixaltı monthsay off.
19
51000
2000
altı ay izin almaya karar verdim.
01:08
I was 28 yearsyıl oldeski.
20
53000
2000
o zaman 28 yaşındaydım.
01:10
I decidedkarar I would find sixaltı childrençocuklar in differentfarklı countriesülkeler,
21
55000
3000
Değişik ülkelerden 6 çocuk bulacak
01:13
and actuallyaslında go spendharcamak some time with the kidsçocuklar,
22
58000
2000
ve onlarla biraz vakit geçirecek,
01:15
and try to tell theironların storyÖykü a little bitbit better
23
60000
2000
böylece başlarından geçenleri doğru düzgün anlatabilecektim.
01:17
than I thought I had donetamam for Time magazinedergi.
24
62000
3000
Time dergisindekinden daha iyi ve doğru bir şekilde..
01:20
In the coursekurs of doing the storyÖykü,
25
65000
3000
Hikayenin hazırlarken
01:23
I was looking for childrençocuklar who hadn'tolmasaydı been photographedfotoğraflandı before,
26
68000
5000
daha önce fotografı çekilmemiş çocuklar aramaya karar vermiştim.
01:28
and the Pearlİnci BuckBuck FoundationVakfı told me
27
73000
3000
Pearl Buck vakfındakiler bana
01:31
that they workedişlenmiş with a lot of AmericansAmerikalılar who were
28
76000
2000
birlikte çalıştıkları Amerikalıların çoğunun
01:33
donatingbağış moneypara to help some of these kidsçocuklar.
29
78000
3000
bu çocuklar yararına maddi bağışta bulunduğunu söyledi.
01:36
And a man told me, who ranran the Pearlİnci BuckBuck FoundationVakfı in KoreaKore,
30
81000
4000
Kore'deki Pearl Buck vakfının yöneticisi bana
01:40
that there was a younggenç girlkız, who was 11 yearsyıl oldeski, beingolmak raisedkalkık by her grandmotherbüyükanne.
31
85000
3000
büyükannesi tarafından büyütülen, 11 yaşında bir kızdan bahsetti.
01:43
And the grandmotherbüyükanne had never let any WesternersBatılılar ever see her.
32
88000
3000
Büyükanne, hiçbir Batılının onu görmesine izin vermemişti.
01:46
EveryHer time any WesternersBatılılar camegeldi to the villageköy, she hidsakladı the girlkız.
33
91000
3000
ne zaman köye Batılı biri gelse kızı saklamıştı.
01:49
And of coursekurs, I was immediatelyhemen intriguedilgisini.
34
94000
2000
Konu, elbette derhal ilgimi çekti.
01:51
I saw photographsfotoğraflar of her, and I thought I wanted to go.
35
96000
3000
Kızın fotograflarını görünce oraya gitmek istediğimi düşündüm.
01:54
And the guy just told me, "There's no way. This grandmotherbüyükanne won'talışkanlık even -- you know,
36
99000
3000
adam bana "imkansız" dedi, "büyükannesi asla -- anlarsın işte"
01:57
there's no way she's ever going to let you meetkarşılamak this girlkız that's she's raisingyükselen."
37
102000
2000
torununu asla sana göstermez."
01:59
I tookaldı a translatorçevirmen with me, and wentgitti to this villageköy,
38
104000
3000
Yanıma bir tercüman alıp köye gittim.
02:02
foundbulunan the grandmotherbüyükanne, satoturdu down with her.
39
107000
2000
Büyükanneyi buldum, onunla oturup konuştum.
02:04
And to my astonishmentşaşkınlık, she agreedkabul to let me
40
109000
2000
Şaşırmadım desem yalan olur çünkü
02:06
photographfotoğraf her granddaughtertorunu.
41
111000
2000
torunun fotograflarını çekmeme izin verdi.
02:08
And I was payingödeme yapan for this myselfkendim, so I askeddiye sordu the translatorçevirmen
42
113000
3000
masrafları cebimden karşıladığım için, tercümana rica ettim
02:11
if it would be OK if I stayedkaldı for the weekhafta.
43
116000
2000
yanlarında bir hafta kadar kalsam uygun olur mu diye sordurttum.
02:13
I had a sleepinguyuyor bagsırt çantası.
44
118000
2000
bir uyku tulumum vardı.
02:15
The familyaile had a smallküçük sheddöken on the sideyan of the houseev,
45
120000
3000
oturdukları evin bitişiğinde ufak bir kulübe bulunuyordu
02:18
so I said, "Could I sleepuyku in my sleepinguyuyor bagsırt çantası in the eveningsAkşamları?"
46
123000
3000
"geceleri uyku tulumumla burada kalabilir miyim?" dedim.
02:21
And I just told the little girlkız, whosekimin nameisim was Hyun-SookHyun-Sook LeeLee,
47
126000
5000
sonra adının Hyun Sook Lee olduğunu öğrendiğim küçük kıza
02:26
that if I ever did anything to embarrassutandırmak her --
48
131000
2000
onu utandıracak birşey yapacak olursam,
02:28
she didn't speakkonuşmak a wordsözcük of Englishİngilizce, althougholmasına rağmen she lookedbaktı very AmericanAmerikan --
49
133000
2000
(batılı görüntüsün tersine tek kelime İngilizce bilmiyordu)
02:30
she could just put up her handel and say, "Stop,"
50
135000
2000
hemen elini kaldırıp "Dur" diyebileceğini söyledim.
02:32
and I would stop takingalma picturesresimler.
51
137000
2000
böyle yaparsa fotograf çekmeyi bırakacaktım.
02:34
And then, my translatorçevirmen left.
52
139000
1000
bu konuşmadan sonra tercüman ayrıldı.
02:35
So there I was, I couldn'tcould speakkonuşmak a wordsözcük of KoreanKore dili,
53
140000
2000
tek kelime Korece bilmeyen ben,
02:37
and this is the first night I metmet Hyun-SookHyun-Sook.
54
142000
2000
işte burada Hyun Sook ile tanıştığımız akşam
02:39
Her motheranne was still alivecanlı.
55
144000
2000
Annesi hayattaydı
02:41
Her motheranne was not raisingyükselen her, her grandmotherbüyükanne was raisingyükselen her.
56
146000
2000
ama ona büyükannesi bakıyordu.
02:43
And what struckvurdu me immediatelyhemen was
57
148000
3000
Beni ilk sarsan şey
02:46
how in love the two of these people were.
58
151000
4000
bu ikisi arasındaki güçlü sevgi oldu.
02:50
The grandmotherbüyükanne was incrediblyinanılmaz fonddüşkün, deeplyderinden in love with this little girlkız.
59
155000
3000
Büyükanne kıza son derece derin ve güçlü bir sevgiyle bağlıydı.
02:53
They sleptuyudu on the floorzemin at night.
60
158000
2000
geceleri yer yatağında uyuyorlardı
02:55
The way they heatsıcaklık theironların homesevler in KoreaKore is to put brickstuğla underaltında the floorskatlar,
61
160000
3000
Kore evlerinde ısıtma tertibatı döşeme altına dizilen tuğlalardan ibaretti.
02:58
so the heatsıcaklık actuallyaslında radiatesyayar from underneathaltında the floorzemin.
62
163000
2000
böylece yerden gelen sıcaklıkla ısınıyorlardı
03:00
Hyun-SookHyun-Sook was 11 yearsyıl oldeski.
63
165000
2000
Hyun Sook 11 yaşındaydı.
03:02
I had photographedfotoğraflandı, as I said, a lot of these kidsçocuklar.
64
167000
2000
dediğim gibi bu çocuklardan pek çoğunun fotografını çektim.
03:04
Hyun-SookHyun-Sook was in factgerçek the fifthbeşinci childçocuk that I foundbulunan to photographfotoğraf.
65
169000
4000
aslında Hyun Sook fotografladığım beşinci çocuktu.
03:08
And almostneredeyse universallyevrensel, amongstarasında all the kidsçocuklar,
66
173000
2000
Ve esasen her yerde olduğu gibi burada da
03:10
they were really psychologicallypsikolojik olarak damagedhasarlı by
67
175000
3000
psikolojik açıdan en büyük yarayı
03:13
havingsahip olan been madeyapılmış funeğlence of, ridiculedalay, pickedseçilmiş on and been rejectedreddedilen.
68
178000
4000
alan, alay konusu edilen, dışlanan, bu çocuklar oluyordu.
03:17
And KoreaKore was probablymuhtemelen the placeyer I foundbulunan
69
182000
2000
Ve muhtemelen Kore bu gibi çocuklar açısından
03:19
to be the worsten kötü for these kidsçocuklar.
70
184000
2000
yaşanabilecek en kötü yerdi.
03:21
And what struckvurdu me immediatelyhemen in meetingtoplantı Hyun-SookHyun-Sook
71
186000
3000
Hyun Sook'ta beni etkileyen
03:24
was how confidentkendine güvenen she appearedortaya çıktı to be,
72
189000
2000
kendine olan güveni, emin duruşu oldu.
03:26
how happymutlu she seemedgibiydi to be in her ownkendi skincilt.
73
191000
2000
Kendiyle son derece barışıktı.
03:28
And rememberhatırlamak this pictureresim,
74
193000
1000
ve bu fotografa bakınca
03:29
because I'm going to showgöstermek you anotherbir diğeri pictureresim latersonra,
75
194000
2000
gerçi size başka bir fotograf göstereceğim ama
03:31
but you can see how much she looksgörünüyor like her grandmotherbüyükanne,
76
196000
2000
büyükannesine ne kadar benzediğini görebilirsiniz
03:33
althougholmasına rağmen she looksgörünüyor so WesternWestern.
77
198000
2000
bir Batılı gibi görünmesine rağmen.
03:35
I decidedkarar to followtakip et her to schoolokul.
78
200000
1000
Onunla birlikte okuluna gitmeye karar verdim.
03:36
This is the first morningsabah I stayedkaldı with her.
79
201000
2000
İşte bu, orada kaldığım ilk gecenin ertesi sabah
03:38
This is on the way to schoolokul.
80
203000
2000
Bu ise okul yolunda
03:40
This is the morningsabah assemblymontaj outsidedışında her schoolokul.
81
205000
4000
Bu, okul bahçesinde sabah töreninde çekildi
03:47
And I noticedfark that she was clowningPalyaçoluk around.
82
212000
3000
türlü maskaralıklar yaptığını
03:50
When the teachersöğretmenler would asksormak questionssorular,
83
215000
2000
öğretmenin her sorusuna
03:52
she'do ediyorum be the first personkişi to raiseyükseltmek her handel.
84
217000
2000
ilk parmak kaldıran olduğunu,
03:54
Again, not at all shyutangaç or withdrawngeri alınmış,
85
219000
2000
ve üstelik hiç de mahcup ya da sıkılgan olmadığını
03:56
or anything like the other childrençocuklar that I'd photographedfotoğraflandı.
86
221000
3000
bu yönüyle fotografını çektiğim diğer çocuklardan ayrıldığını gördüm.
03:59
Again, the first one to go to the blackboardyazı tahtası to answerCevap questionssorular.
87
224000
2000
Yine tahtaya kalkmaya gayet hevesli
04:01
GettingBaşlarken in troublesorun for whisperingFısıldayan into her besten iyi friend'sarkadaşınızın earskulaklar
88
226000
2000
arkadaşının kulağına birşey fısıldadığı için azar iştiyor,
04:03
in the middleorta of classsınıf.
89
228000
2000
sınıfın ortasında.
04:05
And one of the other things that I said to her throughvasitasiyla the translatorçevirmen --
90
230000
2000
Ve ona tercüman vasıtasıyla söylediğim
04:07
again, this thing about sayingsöz stop -- was to not payödeme attentionDikkat to me.
91
232000
6000
şu "dur" meselesi de umurunda değildi.
04:13
And so, she really just completelytamamen ignoredihmal me mostçoğu of the time.
92
238000
2000
çoğu zaman beni kaale almadı bile
04:15
I noticedfark that at recessara, she was the girlkız
93
240000
3000
Ayrıca teneffüste de
04:18
who pickedseçilmiş the other girlskızlar to be on her teamtakım.
94
243000
3000
diğer kızları oyun için takımına seçenin o olduğunu gördüm
04:21
It was very obviousaçık, from the very beginningbaşlangıç, that she was a leaderlider.
95
246000
2000
Lider olduğu o kadar belliydi ki.
04:23
This is on the way home.
96
248000
1000
Bu eve dönüş yolunda.
04:24
And that's NorthKuzey KoreaKore up alonguzun bir the hillTepe.
97
249000
2000
İşte şu tepenin arkası Kuzey Kore
04:26
This is up alonguzun bir the DMZDMZ.
98
251000
2000
Askersiz bölgenin ardı.
04:28
They would actuallyaslında coverkapak the windowspencereler everyher night, so that lightışık couldn'tcould be seengörüldü,
99
253000
3000
Gece olunca evlerin pencerelerini iyice örtüp ışığın sızmasını önlüyorlardı
04:31
because the SouthGüney KoreanKore dili governmenthükümet has said for yearsyıl
100
256000
3000
çünkü Güney Kore hükümeti yıllardır
04:34
that the NorthKuzey KoreansKoreliler mayMayıs ayı invadesaldırmak at any time.
101
259000
2000
Kuey Korelilerin her an ülkeyi işgal edebileceğini söylüyordu.
04:36
So there's always this -- the closeryakın you were to NorthKuzey KoreaKore, the more terrifyingdehşet verici it was.
102
261000
4000
Kısacası Kuzey Kore'ye ne kadar yakınsan o kadar korkmalısın durumu
04:40
Very oftensık sık at schoolokul, I'd be takingalma picturesresimler,
103
265000
2000
Okulda çoğu zaman ben fotograf çekerken
04:42
and she would whisperFısıltı into her girlfriends'Kız earskulaklar,
104
267000
3000
kız arkadaşının kulağına birşey fısıldayıp
04:45
and then look at me and say, "Stop."
105
270000
2000
bana döner ve "dur" derdi
04:47
And I would standdurmak at attentionDikkat, and all the girlskızlar would crackçatlak up,
106
272000
2000
ben dikkat kesilip durunca kızlar kahkahayı patlatırdı
04:49
and it was sortçeşit of a little jokeşaka.
107
274000
2000
benimle dalga geçiyordu, bu şekilde.
04:51
(LaughterKahkaha)
108
276000
1000
(kahkahalar)
04:53
The endson of the weekhafta camegeldi and my translatorçevirmen camegeldi back,
109
278000
1000
Haftanın sonunda tercümanım geri döndü
04:54
because I'd askeddiye sordu her to come back,
110
279000
2000
çünkü ondan bunu rica etmiştim
04:56
so I could formallyresmen thank the grandmotherbüyükanne and Hyun-SookHyun-Sook.
111
281000
4000
Artık Hyun Sook ve büyükannesine resmen teşekkür edebilecektim
05:00
And in the coursekurs of the grandmotherbüyükanne talkingkonuşma to the translatorçevirmen,
112
285000
2000
büyükanne tercümanla konuşurken birden
05:02
the grandmotherbüyükanne startedbaşladı cryingağlıyor.
113
287000
2000
ağlamaya başladı.
05:04
And I said to my translatorçevirmen, "What's going on, why is she cryingağlıyor?"
114
289000
3000
Tercümanıma, "ne oluyor, neden ağlıyor?" diye sordum
05:07
And she spokekonuştu to the grandmotherbüyükanne for a momentan,
115
292000
2000
büyükanneyle bir süre konuştuktan sonra
05:09
and then she startedbaşladı gettingalma tearsgözyaşı in her eyesgözleri.
116
294000
2000
tercüman bayan da gözyaşlarına boğuldu.
05:11
And I said, "OK, what did I do? What's going on?
117
296000
2000
ben telaşlanıp "durun, n'oluyor,
05:13
Why is everyoneherkes cryingağlıyor?"
118
298000
2000
neden herkes ağlıyor?" deyince
05:15
And the translatorçevirmen said, "The grandmotherbüyükanne saysdiyor
119
300000
2000
tercümanım büyükannenin
05:17
that she thinksdüşünüyor she's dyingölen,
120
302000
2000
öleceğini hissettiğini söyledi.
05:19
and she wants to know if you would take Hyun-SookHyun-Sook to AmericaAmerika with you."
121
304000
4000
bu yüzden Hyun Sook'u yanımda Amerika'ya götürmemi istiyormuş.
05:23
And I said, "I'm 28 yearsyıl oldeski, and I livecanlı in hotelsoteller,
122
308000
5000
ben ise "henüz 28 yaşındayım, ömrüm otel odalarında geçiyor,
05:28
and I'm not marriedevli."
123
313000
2000
evli değilim" dedim.
05:30
I mean I had fallendüşmüş in love with this girlkız,
124
315000
3000
Diyeceğim o ki, bu kızı ben de çok sevmiştim
05:33
but I -- you know, it was, like, emotionallyduygusal yönden I was about 12 yearsyıl oldeski.
125
318000
3000
gerçi, akıl yaşım 12 filandı
05:36
If you know of photographersfotoğrafçılar, the jokeşaka is
126
321000
2000
fotografçılar nasıldır bilirsiniz işte, derler ki foto muhabiri
05:38
it's the finestEn iyi formform of delayedgecikmiş adolescenceErgenlik ever inventedicat edildi.
127
323000
3000
gecikmiş bir ergenliğin en rafine halidir
05:41
"Sorry, I have to go on an assignmentatama, I'll be back" --
128
326000
2000
"pardon bir işim çıktı hemen döneceğim" der
05:43
and then you never come back.
129
328000
2000
ortadan kayboluverirler
05:45
So, I askeddiye sordu the translatorçevirmen why she thought she was dyingölen.
130
330000
6000
Tercümana "sor bakalım neden öleceğini düşünüyormuş" dedim
05:51
Can I get her to a hospitalhastane? Could I payödeme to get her a doctordoktor?
131
336000
2000
onu bir hastaneye götürsem, doktor masrafını da öderim
05:53
And she refusedreddetti any help at all.
132
338000
2000
Her türlü yardım teklifimi geri çevirdi.
05:55
And so, when I got outsidedışında,
133
340000
2000
Sonra dışarıda
05:57
I actuallyaslında gaveverdi the translatorçevirmen some moneypara and said,
134
342000
2000
tercümana bir miktar para verip,
05:59
"Please go back and see if you can do something."
135
344000
2000
"lütfen bir daha görüş, bak bakalım yapabileceğimiz birşey var mı" dedim.
06:01
And I gaveverdi the grandmotherbüyükanne my business cardkart.
136
346000
2000
büyükanneye kartvizitimi verdim.
06:03
And I said, "If you're seriousciddi, I will try to find a familyaile for her."
137
348000
3000
ve dedim ki "ciddiysen kızı alacak bir aile arayayım."
06:06
And I immediatelyhemen wroteyazdı a lettermektup to my besten iyi friendsarkadaşlar
138
351000
2000
ve derhal en yakın arkadaşıma bir maktup yazdım
06:08
in AtlantaAtlanta, GeorgiaGürcistan, who had an 11-year-old-yaşında sonoğul.
139
353000
3000
Atlanta'da yaşayan ve11 yaşında bir oğlan babası arkadaşım
06:11
And my besten iyi friendarkadaş had mistakenlyyanlışlıkla one day
140
356000
3000
bir defasında bana,
06:14
said something about wishingdilek he had anotherbir diğeri childçocuk.
141
359000
4000
bir çocuk daha istediğini söyleme gafletinde bulunmuştu.
06:18
So here my friendsarkadaşlar GeneGen and GailGail had not heardduymuş from me in about a yearyıl,
142
363000
4000
böylece 1 senedir haberleşemediğim dostlarım Gene ve Gail
06:22
and suddenlyaniden I was callingçağrı, sayingsöz "I'm in KoreaKore,
143
367000
2000
birden benden "Koredeyim,
06:24
and I've metmet this extraordinaryolağanüstü girlkız."
144
369000
2000
çok enteresan bir kızla tanıştım." diyen bir telefon aldılar.
06:26
And I said, "The grandmotherbüyükanne thinksdüşünüyor she's sickhasta,
145
371000
3000
"Büyükannesi de hasta galiba,
06:29
but I think maybe we would have to bringgetirmek the grandmotherbüyükanne over alsoAyrıca."
146
374000
3000
belki onu da getirtsek fena olmaz."
06:33
And I said, "I'll payödeme for the ... " I mean, I had this wholebütün sortçeşit of pictureresim.
147
378000
3000
ve dedim ki "ben şeyi öderim..." yani, herşeyi planlamıştım sanki...
06:36
So anywayneyse, I left.
148
381000
2000
Neyse, böylece oradan ayrıldım.
06:38
And my friendsarkadaşlar actuallyaslında said they were very interestedilgili in adoptingbenimseyerek her.
149
383000
5000
Dostlarım bana kızı cidden evlat edinebileceklerini söylemez mi.
06:43
And I said, "Look, I think I'll scarekorkutmak the grandmotherbüyükanne to deathölüm,
150
388000
2000
dedim ki "buradan mektup yazarsam
06:45
if I actuallyaslında writeyazmak to her and tell her
151
390000
2000
büyükannenin ödü kopar
06:47
that you're willingistekli to adoptbenimsemek her, I want to go back and talk to her."
152
392000
2000
sizin kızı evlat edineceğinizi öğrendiğinde. İyisi mi gidip bizzat konuşayım."
06:49
But I was off on assignmentatama.
153
394000
2000
Ne var ki bir başka göreve gitmem gerekti.
06:51
I figuredanladım I'd come back in a coupleçift of weekshaftalar and talk to the grandmotherbüyükanne.
154
396000
3000
Birkaç haftaya geri döner ve kendisiyle görüşürüm diye düşündüm.
06:54
And on ChristmasNoel Day,
155
399000
2000
Noel günü
06:56
I was in BangkokBangkok with a groupgrup of photographersfotoğrafçılar
156
401000
2000
bir grup fotografçıyla Bangkoktaydım.
06:58
and got a telegramtelgraf -- back in those daysgünler, you got telegramstelgraflar --
157
403000
3000
bir telgraf aldım (o zamanlar telgraf vardı)
07:01
from Time magazinedergi sayingsöz someonebirisi in KoreaKore had diedvefat etti,
158
406000
2000
Time dergisinden geliyordu ve Kore'de ölen birinin
07:03
and left theironların childçocuk in a will to me.
159
408000
3000
bana bir çocuk miras bıraktığını söylüyordu.
07:06
Did I know anything about this?
160
411000
2000
Bu hususta bilgim var mıyıdı?
07:08
Because I hadn'tolmasaydı told them what I was doing,
161
413000
2000
Onlara burada ne için bulunduğumu bildirmemiştim
07:10
because I was so upsetüzgün with the storyÖykü they'dgittiklerini runkoş.
162
415000
2000
çünkü yayınladıkları makaleye fena içerlemiştim.
07:12
So, I wentgitti back to KoreaKore, and I wentgitti back to Hyun-Sook'sHyun-sook'un villageköy,
163
417000
3000
Neyse Kore'ye, Hyun Sook'un köyüne geri döndüm.
07:15
and she was gonegitmiş.
164
420000
2000
Gitmişti.
07:17
And the houseev that I had spentharcanmış time in was emptyboş.
165
422000
2000
Misafir olduğum ev bomboş ve
07:19
It was incrediblyinanılmaz coldsoğuk.
166
424000
2000
buz gibi soğuktu.
07:21
No one in the villageköy would tell me where Hyun-SookHyun-Sook was,
167
426000
2000
Köylülerden hiçbiri Hyun Sook'un yerini bana söylemedi
07:23
because the grandmotherbüyükanne had always hiddengizli her from WesternersBatılılar.
168
428000
3000
çünkü büyükanne onu Batılılardan hep saklamıştı ve
07:26
And they had no ideaFikir about this requestistek that she'do ediyorum madeyapılmış of me.
169
431000
3000
aramızdaki görüşmeden de haberleri yoktu.
07:29
So I finallyen sonunda foundbulunan MyungMyung SungSung,
170
434000
3000
sonunda okuldan sonra her gün oynadığı en yakın arkadaşı
07:32
her besten iyi friendarkadaş that she used to playoyun with after schoolokul everyher day.
171
437000
2000
Myung Sung'u buldum.
07:34
And MyungMyung SungSung, underaltında some pressurebasınç from me and the translatorçevirmen,
172
439000
4000
Tercümanla ikimizin baskısı sonunda
07:38
gaveverdi us an addressadres on the outsidedışında of SeoulSeul.
173
443000
3000
nihayet bize Seul dışında bir yerin adresini verdi.
07:41
And I wentgitti to that addressadres and knockedçaldı on the doorkapı,
174
446000
3000
Adrese gidip kapıyı çaldım.
07:44
and a man answeredcevap the doorkapı.
175
449000
2000
Bir adam açtı.
07:46
It was not a very niceGüzel areaalan of SeoulSeul,
176
451000
3000
Seul'ün pek nezih bir bölgesi sayılmazdı.
07:49
as there were mudçamur streetssokaklar outsidedışında of it.
177
454000
2000
sokaklar çamurluydu.
07:51
And I knockedçaldı on the doorkapı, and Hyun-SookHyun-Sook answeredcevap the doorkapı,
178
456000
3000
neyse kapıyı Hyun Sook açtı,
07:54
and her eyesgözleri were bloodshotkan çanağı, and she seemedgibiydi to be in shockşok.
179
459000
3000
gözleri kan çanağına dönmüştü, şokta gibiydi
07:57
She didn't recognizetanımak me -- there was no recognitiontanıma whatsoeverher ne.
180
462000
3000
beni tanımadı.
08:00
And this man camegeldi to the doorkapı and kindtür of barkedhavladı something in KoreanKore dili.
181
465000
2000
derken adam kapıya geldi, Korece bir şeyler söyledi, adeta kükredi.
08:02
And I said to the translatorçevirmen, "What did he say?"
182
467000
3000
tercümana "ne diyor?" dedim
08:05
And she said, "He wants to know who you are."
183
470000
2000
"kimsin diyor" dedi
08:07
And I said, "Well, tell him that I am a photographerfotoğrafçı."
184
472000
2000
ben de "fotografçı olduğumu söyle" dedim
08:09
I startedbaşladı explainingaçıklayan who I was, and he interruptedkesintiye.
185
474000
3000
kim olduğumu açıklarken adam sözümü kesti
08:12
And she said, "He saysdiyor he knowsbilir who you are, what do you want?"
186
477000
3000
tercüman "kim olduğunu biliyor, ne istediğini soruyor" dedi
08:15
I said, "Well, tell him that I was askeddiye sordu
187
480000
3000
"ona de ki
08:18
by this little girl'sKızın grandmotherbüyükanne to find a familyaile for her."
188
483000
4000
bu kızın büyükannesi ona bir aile bulmamı istemişti" dedim.
08:22
And he said, "I'm her uncleamca dayı, she's fine, you can leaveayrılmak now."
189
487000
5000
adam "ben onun dayısıyım, kendisi burada iyi. sen artık gidebilirsin" dedi
08:27
So I was -- you know, the doorkapı was beingolmak slammedçarptı in my faceyüz,
190
492000
4000
yani açıkçası kapıyı suratıma çarptı.
08:31
it's incrediblyinanılmaz coldsoğuk, and I'm tryingçalışıyor to think,
191
496000
2000
Hava öyle soğuktu ki, anlatamam. Aklımdan
08:33
"What would the herokahraman do in a moviefilm,
192
498000
2000
"filmlerdeki gibi bir kahraman olsa şimdi ne yapar" diye geçiriyordum
08:35
if I was writingyazı this as a moviefilm scriptkomut dosyası?"
193
500000
2000
yani "senaryoyu ben yazsaydım?"
08:37
So I said, "Listen, it's really coldsoğuk, I've come a very long way,
194
502000
2000
Neyse "Baksana, dışarısı çok soğuk ve çok yorgunum,
08:39
do you mindus if I just come in for a minutedakika? I'm freezingbuz gibi."
195
504000
2000
biraz içeri gelsem ne olur? Donuyorum" dedim.
08:41
So the guy kindtür of reluctantlyisteksizce let us in and we satoturdu down on the floorzemin.
196
506000
3000
Adam isteksizce bizi içeri aldı, yere oturduk.
08:44
And as we startedbaşladı talkingkonuşma, I saw him yellbağırma something,
197
509000
3000
Konuşmaya başladık. Adam bağırıp birşeyler söyleyince
08:47
and Hyun-SookHyun-Sook camegeldi and broughtgetirdi us some foodGıda.
198
512000
4000
Hyun Sook bize yiyecek getirdi.
08:51
And I had this wholebütün mentalzihinsel pictureresim of, sortçeşit of like CinderellaCinderella.
199
516000
3000
Gözlerinizin önüne geliyo mu? Siderella masalı gibi
08:54
I sortçeşit of had this pictureresim of this incrediblyinanılmaz wonderfulolağanüstü,
200
519000
3000
Bu muhteşem, zeki,
08:57
brightparlak, happymutlu little childçocuk, who now appearedortaya çıktı to be very withdrawngeri alınmış,
201
522000
5000
mutlu çocuğun içine kapanışı,
09:02
beingolmak enslavedköle by this familyaile.
202
527000
2000
bu aile tarafından köleleştirilmesine dair görüntü zihnimden silinmiyor.
09:04
And I was really appalleddehşete, and I couldn'tcould figureşekil out what to do.
203
529000
3000
Afallamıştım. Ne yapacağımı bilemiyordum.
09:07
And the more I trieddenenmiş talkingkonuşma to him, the lessaz friendlyarkadaş canlısı he was gettingalma.
204
532000
3000
Ben sohbeti ilerlettikçe adam daha mesafeli bir tavır takınıyordu
09:10
So I finallyen sonunda decidedkarar, I said "Look," --
205
535000
2000
Sonunda karar verip "bak" dedim
09:12
this is all throughvasitasiyla the translatorçevirmen, because, this is all,
206
537000
2000
Bütün konuşma tercüman vasıtasıyla yapıldı çünkü
09:14
you know, I don't speakkonuşmak a wordsözcük of KoreanKore dili --
207
539000
2000
malum, ben tek kelime Korece bilmiyorum.
09:16
and I said, "Look, I'm really gladmemnun that Hyun-SookHyun-Sook has a familyaile to livecanlı with.
208
541000
3000
Dedim ki "bak, Hyun Sook'un yanında barınacağı bir ailesi olduğuna sevindim"
09:19
I was very worriedendişeli about her.
209
544000
2000
"onu çok merak etmiştim"
09:21
I madeyapılmış a promisesöz vermek to her grandmotherbüyükanne, your motheranne, that I would find a familyaile,
210
546000
4000
"büyükannesine, yani senin annene, ona bir aile bulacağım sözünü vermiştim"
09:25
and now I'm so happymutlu that you're going to take carebakım of her."
211
550000
2000
"görüyorum ki siz ona gayet güzel bakacaksınız"
09:27
I said, "But you know, I boughtsatın an airlinehavayolu ticketbilet,
212
552000
2000
"ama uçak biletimi önceden aldım,
09:29
and I'm stucksıkışmış here for a weekhafta."
213
554000
1000
bir hafta daha mecburen buradayım"
09:30
And I said, "I'm stayingkalma in a hotelotel downtownşehir merkezinde.
214
555000
2000
"şehir merkezinde bir otelde kalıyorum,
09:32
Would you like to come and have lunchöğle yemeği tomorrowyarın?
215
557000
2000
yarın gelip öğle yemeğinde misafirim olur musun?"
09:34
And you can practiceuygulama your Englishİngilizce." Because he told me --
216
559000
2000
"hem böylece İngilizce pratik de yaparsın" çünkü bana öyle demişti
09:36
I was tryingçalışıyor to asksormak him questionssorular about himselfkendisi.
217
561000
2000
Adama kendisi hakkında sorular sormaya çalışıyordum.
09:38
And so I wentgitti to the hotelotel, and I foundbulunan two olderdaha eski AmerasiansAmerasians.
218
563000
7000
Otele döndüm, yaşı daha ileri iki Amerasyalı buldum.
09:45
A girlkız whosekimin motheranne had been a prostitutefahişe,
219
570000
4000
Biri, annesi fahişelik yapan bir kızdı
09:49
and she was a prostitutefahişe,
220
574000
2000
kendisi de fahişe olmuştu.
09:51
and a boyoğlan who'dkim olur been in and out of jailhapis.
221
576000
2000
Diğeri hapse girip çıkmış bir delikanlı.
09:53
And I said to them, "Look, there's a little girlkız
222
578000
2000
Onlara dedim ki "bakın, küçük bir kız var.
09:55
who has a tinyminik chanceşans of gettingalma out of here and going to AmericaAmerika."
223
580000
4000
burdan kurtulup Amerika'ya gitmek için ufacık bir şansı var"
09:59
I said, "I don't know if it's the right decisionkarar or not,
224
584000
3000
"doğru birşey yaptığımdan emin değilim"
10:02
but I would like you to come to lunchöğle yemeği tomorrowyarın
225
587000
2000
"ama lütfen yarın öğle yemeğine gelin de,"
10:04
and tell the uncleamca dayı what it's like to walkyürümek down the streetsokak,
226
589000
2000
"dayısına sizler gibi yaşamanın"
10:06
what people say to you, what you do for a livingyaşam.
227
591000
3000
"zorluklarından bahsedin."
10:09
And just -- I want him to understandanlama what happensolur if she stayskalır here.
228
594000
3000
"burda kalırsa kızın başına neler geleceğini anlasın istiyorum."
10:12
And I could be wrongyanlış, I don't know, but I wishdilek you would come tomorrowyarın."
229
597000
3000
bilmiyorum, belki hata ediyorum ama yarın öğlen gelmenizi rica ediyorum."
10:15
So, these two camegeldi to lunchöğle yemeği, and
230
600000
3000
Neyse, bu ikisi ve dayı ertesi gün öğle yemeğine geldiler
10:18
we got thrownatılmış out of the restaurantrestoran.
231
603000
2000
ve hep birlikte restorandan atıldık.
10:20
They were yellingseslenme at him, they were -- it got to be really uglyçirkin.
232
605000
3000
Dayıya bağırıyorlardı ki sanırım epeyce küfür dolaşıyordu ortada.
10:23
And we wentgitti outsidedışında, and he was just furiousöfkeli.
233
608000
2000
Neyse, dışarı çıktık. Dayı son derece öfkeliydi.
10:25
And I knewbiliyordum I had totallybütünüyle blownşişmiş this wholebütün thing.
234
610000
2000
Bir çuval inciri berbat etmiştim.
10:27
Here I was again, tryingçalışıyor to figureşekil out what to do.
235
612000
2000
Tekrar ne yapacağımı bulmaya çalışıyordum.
10:29
And he startedbaşladı yellingseslenme at me, and I said to the translatorçevirmen,
236
614000
2000
Bana bağırmaya başlayınca tercümana
10:31
"OK, tell him to calmsakin down, what is he sayingsöz?"
237
616000
2000
"ona sakin olmasını söyle, ne diyor?" dedim.
10:33
And she said, "Well, he's sayingsöz,
238
618000
2000
"diyor ki,"
10:35
'Who the hellcehennem are you to walkyürümek into my houseev,
239
620000
2000
"sen kendini ne zannediyorsun?"
10:37
some richzengin AmericanAmerikan with your cameraskameralar around your neckboyun,
240
622000
3000
"evime boynunda pahalı kameralarınla gelip,"
10:40
accusingitham me of enslavingköleleştirme my nieceyeğen?
241
625000
3000
"beni öz yeğenimi köle gibi kullanmakla suçluyorsun?"
10:43
This is my nieceyeğen, I love her, she's my sister'sKız kardeşinin daughterkız evlat.
242
628000
3000
"o benim yeğenim, kardeşimin kızı, onu seviyorum"
10:46
Who the hellcehennem are you
243
631000
3000
"sen kimsin ki?"
10:49
to accusesuçlamak me of something like this?'"
244
634000
2000
"beni bunlarla suçlamaya kalkıyorsun?"
10:51
And I said, you know, "Look," I said, "You're absolutelykesinlikle right.
245
636000
3000
dedim ki, "bak, kesinlikle haklısın"
10:54
I don't pretendtaklit to understandanlama what's going on here."
246
639000
2000
"burada olup biteni anlıyormuş gibi yapmayacağım"
10:56
I said, "All I know is, I've been photographingfotoğraflama a lot of these childrençocuklar."
247
641000
2000
"ben sadece bu çocukların fotograflarını çektim"
10:58
I said, "I'm in love with your nieceyeğen,
248
643000
4000
"ama yeğenine hayran oldum"
11:02
I think she's an incrediblyinanılmaz specialözel childçocuk."
249
647000
3000
"bence o son derece özel bir çocuk"
11:05
And I said, "Look, I will flyuçmak my friendsarkadaşlar over here
250
650000
2000
sonra "bak, eğer nasıl kimseler olduklarını görmek istersen"
11:07
from the UnitedAmerika StatesBirleşik if you want to meetkarşılamak them, to see if you approveonaylamak of them.
251
652000
3000
"evlat edinmek isteyen arkadaşlarımı ABD'den buraya getirtirim."
11:10
I just think that -- what little I know about the situationdurum,
252
655000
4000
"Tek bildiğim şu ki,"
11:14
she has very little chanceşans here of havingsahip olan the kindtür of life
253
659000
3000
"sen de onun yaşamasını isteyeceğin hayatı"
11:17
that you probablymuhtemelen would like her to have."
254
662000
2000
"burada elde etme şansının çok düşük olduğunu biliyorsun." dedim.
11:19
So, everyoneherkes told me afterwardssonradan that invitingçekici the prospectivepotansiyel parentsebeveyn over
255
664000
3000
Sonradan herkes bana müstakbel aileyi
11:22
was, again, the stupidestaptalca thing I could have possiblybelki donetamam,
256
667000
2000
buraya getirtmenin en aptalca iş olduğunu söyledi.
11:24
because who'skim ever good enoughyeterli for your relativebağıl?
257
669000
4000
Kimin daha iyi ebeveyn olacağını nasıl belirleyecektik ki?
11:28
But he inviteddavet me to come to a ceremonytöreni
258
673000
2000
Dayı beni bir törene davet etti,
11:30
they were havingsahip olan that day for her grandmotherbüyükanne.
259
675000
3000
büyükanneyi anma törenine.
11:33
And they actuallyaslında take itemsürün of clothingGiyim and photographsfotoğraflar,
260
678000
2000
Merhumeye ait giysi, fotograf gibi kişisel eşyaları
11:35
and they burnyanmak them as partBölüm of the ritualayin.
261
680000
3000
toparlayıp yaktıkları bir tören.
11:38
And you can see how differentfarklı she looksgörünüyor just in threeüç monthsay.
262
683000
2000
Burada üç ay içinde nasıl değiştiğini görebilirsiniz.
11:40
This was now, I think, FebruaryŞubat, earlyerken FebruaryŞubat.
263
685000
3000
Bu sanırım Şubattaydı, Şubat başında.
11:43
And the picturesresimler before were takenalınmış in SeptemberEylül.
264
688000
4000
öncekiler ise Eylülde çekilmişti.
11:47
Well, there was an AmericanAmerikan MarineDeniz priestrahip that I had metmet
265
692000
2000
Bu haberi hazırlarken tanıştığım Amerikalı bir
11:49
in the coursekurs of doing the storyÖykü,
266
694000
2000
donanma rahibi vardı.
11:51
who had 75 childrençocuklar livingyaşam in his houseev.
267
696000
2000
Evinde 75 çocuğa bakıyor,
11:53
He had threeüç womenkadınlar helpingyardım ediyor him take carebakım of these kidsçocuklar.
268
698000
2000
bu iş için üç kadından yardım alıyordu.
11:55
And so I suggestedönerdi to the uncleamca dayı that we go down
269
700000
2000
Dayıya, rahip Keen'e gidip
11:57
and meetkarşılamak FatherBaba KeeneKeene, to find out
270
702000
2000
evlat edinme işlemleri hakkında
11:59
how the adoptionBenimseme processsüreç workedişlenmiş.
271
704000
2000
konuşmayı önerdim.
12:01
Because I wanted him to feel like
272
706000
2000
İstiyordum ki,
12:03
this was all beingolmak donetamam very much aboveyukarıdaki boardyazı tahtası.
273
708000
2000
herşeyin usulüne uygun yapıldığını görsün.
12:05
So, this is on the way down to the orphanageyetimhane.
274
710000
2000
İşte bu yetimhaneye giderken.
12:08
This is FatherBaba KeeneKeene. He's just a wonderfulolağanüstü guy.
275
713000
4000
Bu da rahip Keene. Harika bir adam.
12:13
He had kidsçocuklar from all over KoreaKore livingyaşam there,
276
718000
2000
Kore'nin her yerinden gelen çocuklar burada barınıyor,
12:15
and he would find familiesaileleri for these kidsçocuklar.
277
720000
2000
ve rahip onların uygun aileler bulmasını sağlıyordu.
12:18
This is a socialsosyal workerişçi interviewinggörüşme Hyun-SookHyun-Sook.
278
723000
3000
Burada bir sosyal görevli Hyun Sook ile görüşüyor.
12:21
Now, I had always thought she was completelytamamen
279
726000
2000
Hyun Sook'un tüm bu kötülüklerden nasıl da uzak
12:23
untoucheddokunulmamış by all of this, because the grandmotherbüyükanne, to me,
280
728000
2000
tutulduğunu düşünmüşümdür hep. Büyükannesi bence
12:25
appearedortaya çıktı to be sortçeşit of the villageköy wisebilge womankadın, and the personkişi everybodyherkes --
281
730000
4000
köyün bilge anası gibiydi. Evi her gün
12:29
throughoutboyunca the day, I noticedfark people kepttuttu cominggelecek to visitziyaret etmek her grandmotherbüyükanne.
282
734000
3000
ziyaretçilerle dolup taşardı.
12:32
And I always had this mentalzihinsel pictureresim that
283
737000
2000
Bu görüntü zihnimde yer etmiş.
12:34
even thoughgerçi they mayMayıs ayı have been one of the pooreryoksul familiesaileleri in the villageköy,
284
739000
4000
Köyün en yoksul evlerinden biri olmasına rağmen
12:38
they were one of the mostçoğu respecteditibarlı familiesaileleri in the villageköy.
285
743000
2000
en çok saygı gören aile onlardı.
12:40
And I always feltkeçe that the grandmotherbüyükanne had kindtür of demandedtalep, and insistedısrar,
286
745000
3000
ve büyükannenin köylülerden ısrarla
12:43
that the villagersköylüler treattedavi etmek Hyun-SookHyun-Sook with the sameaynı respectsaygı they treatedişlenmiş her.
287
748000
6000
Hyun Sook'a da kendisine davrandıkları gibi davranmalarını talep ettiğini daima hissettim.
12:49
Hyun-SookHyun-Sook stayedkaldı at FatherBaba Keene'sKeene,
288
754000
2000
Hyun Sook rahip Keene'in yetimhanesinde kaldı ve
12:51
and her uncleamca dayı agreedkabul to let her staykalmak there untila kadar the adoptionBenimseme wentgitti throughvasitasiyla.
289
756000
3000
dayısı da evlat edinilene kadar orada yaşamasına razı oldu.
12:54
He actuallyaslında agreedkabul to the adoptionBenimseme.
290
759000
3000
Evlat edinmeye de rıza göstermişti.
12:57
And I wentgitti off on assignmentatama and camegeldi back a weekhafta latersonra,
291
762000
1000
Bir göreve gidip ertesi hafta döndüğümde
12:59
and FatherBaba KeeneKeene said, "I've got to talk to you about Hyun-SookHyun-Sook."
292
764000
2000
rahip Keene "Hyun Sook hakkında konuşmamız gerek" dedi.
13:01
I kindtür of said, "Oh God, now what?"
293
766000
2000
"Tanrım, yine ne oldu?" diye düşündüm içimden.
13:03
And he takes me into this roomoda, and he closeskapanır the doorkapı,
294
768000
1000
Beni odasına götürüp kapıyı kapattı.
13:04
and he saysdiyor, "I have 75 childrençocuklar here in the orphanageyetimhane, and it's totalGenel Toplam bedlamkızılca kıyamet."
295
769000
4000
"Burada 75 çocuk kalıyor ve ortalık tımarhane gibi."
13:08
And there's clothesçamaşırlar, and there's kidsçocuklar, and, you know,
296
773000
3000
"Kıyafetler, çocuklar, malum kargaşa."
13:11
there's threeüç adultsyetişkinler and 75 kidsçocuklar -- you can imaginehayal etmek.
297
776000
2000
"Üç yetişkin ve 75 çocuk. Durumu tahmin edersin."
13:13
And he said, "The secondikinci day she was here she madeyapılmış up a listliste
298
778000
3000
"Hyun Sook buraya geldiğinin ikinci günü bir liste yaptı"
13:16
of all of the namesisimler of the olderdaha eski kidsçocuklar and the youngerdaha genç kidsçocuklar.
299
781000
3000
"ve büyük çocuklarla bebekleri sıraladı."
13:19
And she assignedatanmış one of the olderdaha eski kidsçocuklar to eachher of the youngerdaha genç kidsçocuklar.
300
784000
3000
"Büyüklerin her birini bir bebeğin bakımıyla görevlendirdi."
13:22
And then she setset up a work detaildetay listliste
301
787000
2000
"Sonra bir de görev dağılımı listesi yaptı."
13:24
of who cleanedtemizlenir the orphanageyetimhane on what day."
302
789000
3000
"Kim, hangi gün yetimhaneyi temizleyecek diye."
13:27
And he said, "She's tellingsöylüyorum me that I'm messydağınık, and I have to cleantemiz up my roomoda."
303
792000
3000
"Bana da çok dağınık olduğumu söylüyor ve odamı toplamam konusunda uyarıyor."
13:30
And he said, "I don't know who raisedkalkık her,
304
795000
2000
ve devam etti "bu kızı kim yetiştirmiş bilmiyorum ama"
13:32
but," he said, "she's runningkoşu the orphanageyetimhane,
305
797000
2000
"buraya geleli sadece üç gün oldu ve"
13:34
and she's been here threeüç daysgünler."
306
799000
2000
"bütün yetimhaneyi kendisi çekip çeviriyor."
13:36
(LaughterKahkaha)
307
801000
1000
(kahkahalar)
13:38
This was moviefilm day -- that she organizedörgütlü -- where all the kidsçocuklar wentgitti to the moviesfilmler.
308
803000
3000
Burada onun düzenlediği sinema günü. Bütün çocuklar sinemaya gidiyor.
13:41
A lot of the kidsçocuklar who had been adoptedbenimsenen
309
806000
3000
Evlat edinilen çocukların çoğu
13:44
actuallyaslında wroteyazdı back to the other kidsçocuklar, tellingsöylüyorum them
310
809000
2000
mektup yazarak
13:46
about what theironların life was like with theironların newyeni familiesaileleri.
311
811000
3000
yeni hayatlarını ve ailelerini anlatıyorlar.
13:49
So, it was a really bigbüyük dealanlaştık mı when the lettersharfler showedgösterdi up.
312
814000
2000
Bu yüzden onlardan gelen mektuplar çok değerli.
13:51
This is a womankadın who is now workingçalışma at the orphanageyetimhane,
313
816000
2000
Bu kadın, yetimhanede çalışıyor.
13:53
whosekimin sonoğul had been adoptedbenimsenen.
314
818000
2000
Onun da oğlu evlat edinilmiş.
13:59
GeneGen and GailGail startedbaşladı studyingders çalışıyor KoreanKore dili
315
824000
2000
Gene ile Gail benden ilk mektubu alır almaz
14:01
the momentan they had gottenkazanılmış my first lettermektup.
316
826000
2000
Korece öğrenmeye başladılar.
14:03
They really wanted to be ableyapabilmek to welcomeHoşgeldiniz Hyun-SookHyun-Sook into theironların familyaile.
317
828000
4000
Hyun Sook'u ailelerine dahil etmek konusunda samimiydiler.
14:08
And one of the things FatherBaba KeeneKeene told me when I camegeldi back
318
833000
1000
Döndüğümde rahip Keene'in söylediğine göre
14:09
from one of these tripsgezileri -- Hyun-SookHyun-Sook had chosenseçilmiş the nameisim NatashaNatasha,
319
834000
4000
Hyun Sook sinema gezilerinden birinden dönünce kendine Natasha ismini seçmiş
14:13
whichhangi I understoodanladım was from her watchingseyretme
320
838000
2000
anladığım kadarıyla
14:15
a "RockyRocky and BullwinkleBull winkle" cartoonkarikatür on the AmericanAmerikan AirHava ForceKuvvet stationistasyon.
321
840000
5000
Amerikan Hava Üssü'nde seyrettiği bir çizgi filmden esinlenmiş.
14:20
This mayMayıs ayı be one of those myth-bustermit buster things that we'lliyi have to clearaçık up here, in a minutedakika.
322
845000
4000
Bu da çözmemiz gereken muammalrdan biri.
14:24
So, my friendarkadaş GeneGen flewuçtu over with his sonoğul, TimTim.
323
849000
2000
Derken arkadaşım Gene oğlu Tim ile birlikte geldi.
14:26
GailGail couldn'tcould come.
324
851000
2000
Gail gelemedi.
14:28
And they spentharcanmış a lot of time huddledsokulmuş over a dictionarysözlük.
325
853000
2000
ellerinde sözlükle iletişim kurmaya çalışıyorlardı
14:30
And this was GeneGen showinggösterme the uncleamca dayı where AtlantaAtlanta was on the mapharita, where he livedyaşamış.
326
855000
4000
Burada gene dayıya yaşadığı yer olan Atlanta'nın yerini haritada gösteriyor.
14:36
This is the uncleamca dayı signingimza the adoptionBenimseme paperskâğıtlar.
327
861000
2000
Burada dayı evlat edinme evrakını imzalıyor.
14:38
Now, we wentgitti out to dinnerakşam yemegi that night to celebratekutlamak.
328
863000
2000
Kutlama için hep birlikte yemeğe çıktık
14:40
The uncleamca dayı wentgitti back to his familyaile,
329
865000
2000
Dayı evine geri döndü
14:42
and NatashaNatasha and TimTim and GeneGen and I wentgitti out to dinnerakşam yemegi.
330
867000
4000
ve Natasha, Tim, Gene ve ben akşam yemeğine çıktık.
14:46
And GeneGen was showinggösterme NatashaNatasha how to use a knifebıçak and forkçatal,
331
871000
4000
Gene Natasha'ya çatal bıçak kullanmayı öğretiyor
14:50
and then NatashaNatasha was returningdönen the utensilgereçler lessonsdersler.
332
875000
4000
ve Natasha bir başka alet kullanma dersi veriyor.
14:54
We wentgitti back to our hotelotel roomoda,
333
879000
2000
Otelimize döndük.
14:56
and GeneGen was showinggösterme NatashaNatasha alsoAyrıca where AtlantaAtlanta was.
334
881000
2000
Burada Gene Natasha'ya da Atlanta'nın yerini gösteriyor
14:58
This is the thirdüçüncü night we were in KoreaKore.
335
883000
2000
Bu Kore'deki üçüncü gecemiz.
15:00
The first night we'devlenmek gottenkazanılmış a roomoda for the kidsçocuklar right nextSonraki to us.
336
885000
4000
İlk gece çocuklara, bizimkine bitişik bir oda tuttuk.
15:04
Now, I'd been stayingkalma in this roomoda for about threeüç monthsay --
337
889000
2000
O odada yaklaşık üç aydır kalıyordum.
15:06
it was a little 15-story-hikaye KoreanKore dili hotelotel.
338
891000
4000
15 katlı küçük bir Kore oteliydi.
15:11
So, the secondikinci night, we didn't keep the kids'çocukların roomoda,
339
896000
2000
İkinci gece çocukların odasını boşalttık,
15:13
because we wentgitti down and sleptuyudu on the floorzemin with all the kidsçocuklar at the orphanageyetimhane.
340
898000
3000
çünkü yetimhaneye gidip tüm çocuklarla birlikte yer yatağında uyuduk.
15:16
And the thirdüçüncü night, we camegeldi back, we'devlenmek just gonegitmiş out to dinnerakşam yemegi,
341
901000
1000
Üçüncü gece yemekten sonra otele döndük
15:17
where you saw the picturesresimler, and we got to the frontön deskbüro
342
902000
2000
ki, fotograflarını az önce gördünüz;
15:19
and the guy at the frontön deskbüro said,
343
904000
2000
resepsiyondaki adam
15:21
"There's no other freeücretsiz roomsOdalar on your floorzemin tonightBu gece,
344
906000
2000
"sizin katta başka boş oda yok"
15:23
so if you want to put the kidsçocuklar fivebeş floorskatlar belowaltında you, there's a roomoda there."
345
908000
4000
"isterseniz çocukları beş kat aşağıda bir odaya yerleştirelim" dedi.
15:27
And GeneGen and I lookedbaktı at eachher other and said,
346
912000
2000
Gene ile birbirimize bakıp
15:29
"No, we don't want two 11-year-oldsyıllık bir-yaş fivebeş floorskatlar away."
347
914000
2000
"yok, iki tane 11 yaşında çocuğu 5 kat aşağı yollamayalım" dedik.
15:31
So, his sonoğul said, "DadBaba, I have a sleepinguyuyor bagsırt çantası, I'll sleepuyku on the floorzemin."
348
916000
3000
Oğlu, "baba, uyku tulumum var, ben yerde yatarım" dedi.
15:34
And I said, "Yeah, I have one too."
349
919000
2000
"benim de var" dedim.
15:36
So, TimTim and I sleptuyudu on the floorzemin,
350
921000
2000
Böylece Tim ile ben yerde yattık,
15:38
NatashaNatasha got one bedyatak, GeneGen got the other -- kidsçocuklar passpas out,
351
923000
2000
Natasha bir yatağa, Gene diğerine yattı.
15:40
it's been very excitingheyecan verici for threeüç daysgünler.
352
925000
2000
Üç heycanlı günün sonunda çocuklar uykuya daldı.
15:42
We're lyingyalan söyleme in bedyatak, and GeneGen and I are talkingkonuşma about how coolgüzel we are.
353
927000
3000
Gene ile ne kadar harika olduğumuzu konuşuyorduk.
15:46
We said, "That was so great, we savedkaydedilmiş this little girl'sKızın life."
354
931000
3000
dedik ki "bu kızın hayatını kurtarmak ne muhteşem"
15:49
We were just like, you know, ahAh, just fulltam of ourselveskendimizi.
355
934000
4000
yani, bilirsiniz işte, kendimizle övünüyorduk.
15:53
And we falldüşmek asleepuykuda -- and I've been in this roomoda, you know,
356
938000
2000
Derken uyuyakaldık. dürdümüz aynı odada.
15:55
for a coupleçift of monthsay now.
357
940000
2000
Son birkaç aydır o odada kalıyordum.
15:57
And they always overheataşırı ısınma the hotelsoteller in KoreaKore terriblyson derece,
358
942000
4000
Kore'de otel odalarını aşırı ısıtırlar.
16:01
so duringsırasında the day I always left the windowpencere openaçık.
359
946000
2000
Gündüz mutlaka bir pencereyi açık bırakırdım
16:03
And then, at night, about midnightgece yarısı, they turndönüş the heatsıcaklık off in the hotelotel.
360
948000
2000
ama geceyarısına doğru kalorifer kapanınca
16:05
So at about 1 a.m., the wholebütün roomoda would be like 20 belowaltında zerosıfır, and I'd get up.
361
950000
4000
sabaha karşı 01.00 gibi odanın içerisi eksi 20 derece falan olur ve uyanırdım
16:09
I'd been doing this everyher night I'd been there.
362
954000
2000
Bunu orada kaldığım her gece yaptım.
16:11
So, sure enoughyeterli, it's one o'clocksaat, room'sOda'nın freezingbuz gibi,
363
956000
3000
yani neredeyse her saat gece 1 ise oda buzhaneye dönmüş demetir
16:14
I go to closekapat the windowpencere, and I hearduymak people shoutinghaykırış outsidedışında,
364
959000
4000
pencereyi kapatmaya gidince dışarıdan bağrışmalar duydum
16:18
and I thought, "Oh, the barsBarlar mustşart have just gottenkazanılmış out."
365
963000
2000
ve "barlar boşalmış olmalı" diye düşündüm
16:20
And I don't speakkonuşmak KoreanKore dili, but I'm hearingişitme these voicessesleri,
366
965000
2000
Korece bilmem ama
16:22
and I'm not hearingişitme angeröfke, I'm hearingişitme terrorterör.
367
967000
4000
duyduğum öfkenin değil dehşetin sesleriydi.
16:26
So, I openaçık the windowpencere, and I look out,
368
971000
2000
Pencereyi açıp dışarı bakınca
16:28
and there's flamesalevler cominggelecek up the sideyan of our hotelotel,
369
973000
2000
gördüm ki otelin yanından alevler yükseliyor
16:30
and the hotel'sOtelin on fireateş.
370
975000
2000
Otelde yangın çıkmıştı
16:32
So, I runkoş over to GeneGen, and I wakeuyanmak him up,
371
977000
2000
Gene'e koşup onu uyandırdım.
16:34
and I say, "GeneGen, don't freakanormal out, I think the hotel'sOtelin on fireateş."
372
979000
3000
"Gene korkma ama otelde yangın var"
16:37
And now there's smokeduman and flamesalevler cominggelecek by our windowspencereler -- we're on the eleventhon birinci floorzemin.
373
982000
4000
Derken duman ve alevler penceremize erişti ve biz 11. kattaydık.
16:41
So, the two of us were just like, "Oh my God, oh my God."
374
986000
2000
Gene ile ikimiz "aman yarabbi, aman yarabbi" olduk
16:43
So, we're tryingçalışıyor to get NatashaNatasha up, and we can't talk to her.
375
988000
4000
Natasha'yı uyandırmaya gittik ama sesimizi duyuramıyorduk
16:47
And you know what kidsçocuklar are like when they'veonlar ettik been asleepuykuda for like an hoursaat,
376
992000
2000
1 saat kadar uyuyunca çocuklar nasıl olur, bilirsiniz
16:49
it's like they tookaldı fivebeş ValiumsValiums -- you know, they're all over the placeyer.
377
994000
3000
sanki beş müsakkin hapı almışlar gibi...
16:52
And we can't talk to her.
378
997000
2000
Onu uyandıramıyoruz
16:54
I rememberhatırlamak his sonoğul had the L.L. BeanFasulye bootlacesbootlaces,
379
999000
2000
Oğlanın bağcıklı botları aklıma geldi
16:56
and we're tryingçalışıyor to do up his lacesdantel.
380
1001000
2000
Bağcıkları bağlamaya çalışıyorduk
16:58
So, we try to get to the doorkapı, and we runkoş to the doorkapı,
381
1003000
2000
kapıya koştuk
17:00
and we openaçık the doorkapı and it's like walkingyürüme into a blastüfleme furnacefırın.
382
1005000
3000
kapıyı açmamızla alevlerin yüzümüze çarpması bir oldu
17:03
There's people screamingbağıran, there's the soundses of glassbardak breakingkırma,
383
1008000
2000
insanlar bağrışıyor, camlar şangırdıyordu
17:05
there's these weirdtuhaf thumpsthumps.
384
1010000
2000
ve o tuhaf yumruklama sesi...
17:07
And the wholebütün roomoda filleddolu with smokeduman in about two secondssaniye.
385
1012000
3000
İki saniye içinde duman odaya doldu
17:10
And GeneGen turnsdönüşler around and saysdiyor, "We're not going to make it."
386
1015000
2000
Gene bana dönüp "kurtulamayacağız" dedi
17:12
And he closeskapanır the doorkapı, and the wholebütün roomoda is now filleddolu with smokeduman.
387
1017000
4000
kapıyı kapadı. oda dumana boğulmuştu.
17:16
We're all chokingboğucu, and there's smokeduman pouringdökme throughvasitasiyla the ventsHavalandırma,
388
1021000
2000
hepimiz öksürüyorduk ve havalandırmadan çıkan duman odaya yayılıyordu.
17:18
underaltında the doorskapılar. There's people screamingbağıran.
389
1023000
2000
kapıların altından çığlık sesleri duyuluyordu
17:20
I just rememberhatırlamak this unbelievableInanılmaz, just uttermutlak chaoskaos.
390
1025000
4000
bugün gibi aklımda, tam bir kargaşa
17:24
I rememberhatırlamak sittingoturma nearyakın the bedyatak, and I was just so --
391
1029000
2000
yatağın kenarına oturduğumu hatırlıyorum
17:26
I had two overwhelmingezici feelingsduygular.
392
1031000
2000
iki boğucu duygu içindeydim
17:28
One was absolutekesin terrorterör -- it's like, "Oh, please God, I just want to wakeuyanmak up.
393
1033000
2000
hissettiklerimden biri dehşetti "Tanrım ne olur"
17:30
This has got to be a nightmarekâbus, this can't be happeningolay.
394
1035000
2000
"uyanıp bunun bir kabus olduğunu göreyim"
17:32
Please, I just want to wakeuyanmak up, it's got to be a nightmarekâbus."
395
1037000
2000
"lütfen gözümü açıp hepsinin kötü bir rüya olduğunu göreyim"
17:34
And the other is unbelievableInanılmaz guiltsuçluluk.
396
1039000
2000
Diğeri inanılmaz bir suçluluk duygusu.
17:36
Here I've been, playingoynama God with my friends'arkadaşlar liveshayatları, my friends'arkadaşlar sonoğul, with Natasha'sNatasha'nın life,
397
1041000
5000
Arkadaşımın, onun oğlunun ve Nastasha'nın hayatıyla kumar oynamıştım.
17:41
and this what you get when you try playingoynama God, is you hurtcanını yakmak people.
398
1046000
3000
kendinizi tanrı yerine koyduğunuzda başınıza bu gelir işte: insanlara zarar verirsiniz.
17:44
I rememberhatırlamak just beingolmak so frightenedkorkmuş and terrifieddehşete.
399
1049000
2000
Çok korktuğumu, dehşete kapıldığımı hatırlıyorum.
17:46
And GeneGen, who'skim lyingyalan söyleme on the floorzemin, saysdiyor,
400
1051000
2000
Yerde yatan Gene
17:48
"Man, we'vebiz ettik got to soakemmek towelsHavlu." I said, "What?"
401
1053000
2000
"ahbap bize ıslak havlu lazım" dedi
17:50
He saysdiyor, "We'veBiz ettik got to soakemmek towelsHavlu. We're going to dieölmek from the smokeduman."
402
1055000
2000
"havluları ıslatalım, dumandan boğulacağız"
17:52
So, we ranran to the bathroombanyo, and got towelsHavlu,
403
1057000
2000
banyoya koştuk, havluları aldık
17:54
and put them over our facesyüzleri, and the kidsçocuklar facesyüzleri.
404
1059000
2000
yüzlerimize kapadık
17:56
Then he said, "Do you have gaffer'sGaffer'ın tapebant?"
405
1061000
2000
Gene "izolebant var mı?" diye sordu
17:58
I said, "What?" He said, "Do you have gaffer'sGaffer'ın tapebant?"
406
1063000
2000
"ne?" dedim "izolenabt?"
18:00
I said, "Yeah, somewherebir yerde in my HalliburtonHalliburton."
407
1065000
2000
"evet alet çantamda bir yerde" dedim
18:02
He saysdiyor, "We'veBiz ettik got to stop the smokeduman."
408
1067000
2000
"dumanı engellemeliyiz"
18:04
He said, "That's all we can do, we'vebiz ettik got to stop the smokeduman."
409
1069000
2000
"tek yapabileceğimiz bu, dumanı durdurmak" dedi.
18:06
I mean, GeneGen -- thank God for GeneGen.
410
1071000
2000
Gene, Tanrı'ya şükür Gene.
18:08
So, we put the roomoda servicehizmet menusmenüler over the ventsHavalandırma in the wallduvar,
411
1073000
4000
Oda servisi menülerini havalandırma mazgallarına kapadık
18:12
we put blanketsbattaniye at the bottomalt of the doorkapı,
412
1077000
2000
kapının altına battaniye tıkadık
18:14
we put the kidsçocuklar on the windowsillpencere to try to get some airhava.
413
1079000
3000
biraz hava alabilsinler diye çocukları pencere önüne çıkardık.
18:17
And there was a buildingbina, a newyeni buildingbina, going up,
414
1082000
2000
yeni bir bina inşaatı vardı
18:19
that was beingolmak builtinşa edilmiş right outsidedışında, acrosskarşısında the streetsokak from our hotelotel.
415
1084000
3000
yolun öbür tarafında, tam bizim otelin karşısında
18:22
And there, in the buildingbina were photographersfotoğrafçılar
416
1087000
1000
o binaya doluşan fotografçılar
18:23
waitingbekleme for people to jumpatlama.
417
1088000
2000
atlayacak insanları bekliyorlardı.
18:25
ElevenOnbir people endedbitti up dyingölen in the fireateş.
418
1090000
3000
yangında 11 kişi öldü.
18:28
FiveBeş people jumpedatladı and diedvefat etti, other people were killedöldürdü by the smokeduman.
419
1093000
6000
Beş kişi kendini camdan atarak, diğerleri dumandan boğularak.
18:34
And there's this loudyüksek sesle thumpingçok büyük on the doorkapı after about 45 minutesdakika
420
1099000
3000
ve 45 dakika kadar sonra kapımızda o yumruklama sesi
18:37
in all this, and people were shoutinghaykırış in KoreanKore dili.
421
1102000
2000
tümü Korece haykırışlar.
18:39
And I rememberhatırlamak, NatashaNatasha didn't want us openingaçılış the doorkapı --
422
1104000
7000
Natasha kapıyı açmamızı istemememişti, hatırlıyorum.
18:46
sorry, I was tryingçalışıyor not to openaçık the doorkapı,
423
1111000
2000
kapıyı kapalı tutmaya çalıştığım için üzgünüm.
18:48
because we'devlenmek spentharcanmış so much time barricadingbarikat the roomoda.
424
1113000
2000
kendimizi dumandan korumak için çok fazla zaman harcamıştık.
18:50
I didn't know who it was, I didn't know what they wanted,
425
1115000
2000
kapıyı yumruklayanın kim olduğunu, ne istediğini bilmiyorum.
18:52
and NatashaNatasha could tell they were firemenitfaiyeciler tryingçalışıyor to get us out.
426
1117000
4000
Natasha bizi çıkarmaya çalışan itfaiyeci olduğunu anlamıştı
18:56
I rememberhatırlamak a sortçeşit of a tusslemücâdele at the doorkapı, tryingçalışıyor to get the doorkapı openaçık.
427
1121000
3000
bir müddet cebelleştikten sonra kapıyı açtığımzı hatırlıyorum.
18:59
In any casedurum, 12 hourssaatler latersonra, I mean, they put us in the lobbylobi.
428
1124000
6000
Her ne hal ise 12 saat sonra bizi lobiye götürdüler
19:05
GeneGen endedbitti up usingkullanma his coatceket, and his fistyumruk in the coatceket, to breakkırılma openaçık a liquorlikör cabinetdolap.
429
1130000
4000
Gene sonunda paltosunu yumruğuna sarıp içki dolabının camını kırdı
19:09
People were lyingyalan söyleme on the floorzemin.
430
1134000
2000
insanlar yerde yatıyordu
19:11
It was one of just the mostçoğu horrifyingkorkunç nightsgece.
431
1136000
3000
hayatımın en korkunç gecelerinden biriydi
19:14
And then 12 hourssaatler latersonra, we rentedkiralanmış a cararaba, as we had plannedplanlı to,
432
1139000
3000
12 saat sonra planladığımız gibi bir araba kiraladık
19:17
and drovesürdü back to Natasha'sNatasha'nın villageköy.
433
1142000
2000
ve Natasha'nın köyüne gittik
19:19
And we kepttuttu sayingsöz, "Do you realizegerçekleştirmek we were dyingölen in a hotelotel fireateş,
434
1144000
2000
durmadan "farkında mısın dün gece ölüyorduk" diyorduk birbirimize
19:21
like eightsekiz hourssaatler agoönce?"
435
1146000
2000
"sekiz saat önce filan?"
19:23
It's so weirdtuhaf how life just goesgider on.
436
1148000
2000
hayatın öylece sürmesi ne tuhaf.
19:25
NatashaNatasha wanted to introducetakdim etmek her brothererkek kardeş and fatherbaba to all the villagersköylüler,
437
1150000
3000
Natasha köylülere yeni ağabeyini ve babasını tanıştırmak istiyordu
19:28
and the day we showedgösterdi up turneddönük out to be a 60-year-old-yaşında man'sadam birthdaydoğum günü.
438
1153000
4000
ve gitttiğimiz gün 60 yaşında bir adamın doğum günüydü
19:32
This guy'sadam 60 yearsyıl oldeski.
439
1157000
2000
bu adam 60 yaşında
19:34
So it turneddönük into a dualçift celebrationkutlama, because NatashaNatasha was the first personkişi
440
1159000
2000
sonunda çifte kutlamaya dönüştü çünkü Natasha
19:36
from this villageköy ever to go to the UnitedAmerika StatesBirleşik.
441
1161000
2000
bu köyden ABD'ye giden ilk kişiydi.
19:38
So, these are the greenhouseyeşil Ev tentsçadır.
442
1163000
2000
Bunlar sera
19:40
This is the eldersyaşlılar teachingöğretim GeneGen theironların dancesdans etmek.
443
1165000
3000
yaşlılar Gene'e yöresel danslarını öğretiyor
19:43
We drankiçti a lot of ricepirinç wineşarap. We were bothher ikisi de so drunksarhoş,
444
1168000
3000
o kadar çok pirinç rakısı içtik ve ikimiz de öyle sarhoştuk ki
19:46
I couldn'tcould believe it.
445
1171000
3000
inanamadım.
19:50
This is the last pictureresim before GeneGen and TimTim headedbaşlı back.
446
1175000
4000
Bu Gene ve Tim dönmeden önceki son fotograf
19:54
The adoptionBenimseme people told us it was going to take a yearyıl for the adoptionBenimseme to go throughvasitasiyla.
447
1179000
5000
Görevliler bize evlat edinme işlemlerinin bir yıl kadar süreceğini söyledi
19:59
Like, what could you do for a yearyıl?
448
1184000
2000
Bir yıl sürecek ne işlem olabilir ki?
20:01
So I foundbulunan out the nameisim of everyher officialresmi on bothher ikisi de the KoreanKore dili and AmericanAmerikan sideyan,
449
1186000
3000
Hem Kore hem ABD tarafında konuyla ilgili ne kadar yetkili varsa buldum
20:04
and I photographedfotoğraflandı them, and told them
450
1189000
2000
fotograflarını çektim ve onlara
20:06
how famousünlü they were going to be when this bookkitap was donetamam.
451
1191000
3000
bu kitap çıktığında ne kadar meşhur olacaklarını anlattım.
20:09
And fourdört monthsay latersonra, the adoptionBenimseme paperskâğıtlar camegeldi throughvasitasiyla.
452
1194000
4000
Dört ay sonra evlatlık belgeleri geldi.
20:13
This is sayingsöz goodbyeGüle güle to everybodyherkes at the orphanageyetimhane.
453
1198000
3000
Burada yetimhanedekilere veda ediyor.
20:16
This is FatherBaba KeeneKeene with NatashaNatasha at the busotobüs stop.
454
1201000
3000
Rahip Keene ve Natasha otobüs durağında.
20:19
Her great auntteyze at the airporthavalimanı.
455
1204000
2000
Büyük teyzesi ile havaalanında.
20:21
I had a wonderfulolağanüstü dealanlaştık mı with CathayCathay PacificPasifik airlineshava Yolları for manyçok yearsyıl,
456
1206000
4000
Cathay Pacific Havayolları ile aramızda harika bir anlaşma var
20:25
where they gaveverdi me freeücretsiz passesgeçer on all theironların airlineshava Yolları in returndönüş for photographyfotoğrafçılık.
457
1210000
4000
bana fotograf karşılığında bedava bilet veriyorlar.
20:29
It was like the ultimatenihai perkdikmek.
458
1214000
2000
en tatlı ikramiyem bu.
20:31
And the pilotpilot, I actuallyaslında knewbiliyordum -- because they used to let me sitoturmak
459
1216000
3000
Tanıdığım bir pilot açılır kapanır koltuğa oturmama izin verirdi
20:34
in the jumpatlama seatoturma yeri, to tell you how long agoönce this was.
460
1219000
2000
yolculuk o kadar uzun ki
20:36
This is a Tri-StarTri-Star, and so they let NatashaNatasha actuallyaslında sitoturmak in the jumpatlama seatoturma yeri.
461
1221000
4000
Bu bir Tri-Star ve işte Natasha da açılır kapanır koltukta
20:40
And the pilotpilot, JeffJeff CowleyCowley, actuallyaslında wentgitti back
462
1225000
3000
ve pilot Jeff Cowley. O da Natasha ile tanıştıktan sonra
20:43
and adoptedbenimsenen one of the other kidsçocuklar at the orphanageyetimhane after meetingtoplantı NatashaNatasha.
463
1228000
4000
yetimhaneden bir çocuk evlat edindi.
20:47
This is 28 hourssaatler latersonra in AtlantaAtlanta. It's a very long flightuçuş.
464
1232000
3000
28 saatlik yolculuktan sonra Atlanta
20:50
Just to make things even crazierçılgın,
465
1235000
2000
Gail, Natasha'nın yeni annesi,
20:52
GailGail, Natasha'sNatasha'nın newyeni momanne, was threeüç daysgünler away
466
1237000
2000
sanki mevcut hale biraz daha çılgınlık eklemek istermişçesine
20:54
from givingvererek birthdoğum to her ownkendi daughterkız evlat.
467
1239000
3000
öz kızının doğumuna üç gün kala.
20:57
So you know, if you were writingyazı this, you'dşimdi etsen say,
468
1242000
3000
Bunu yazan siz olsanız derdiniz ki,
21:00
"No, we'vebiz ettik got to writeyazmak the scriptkomut dosyası differentlyfarklı olarak."
469
1245000
2000
"metni başka türlü kaleme almalı"
21:02
This is the first night showinggösterme NatashaNatasha her newyeni cousinskuzenler and unclesdayılar and auntsteyzeler.
470
1247000
4000
Natasha'ya yeni kuzenler, amca ve halalarını tanıtıyorlar
21:06
GeneGen and GailGail know everyoneherkes in AtlantaAtlanta --
471
1251000
2000
Gene ile Gail Atlanta'da herkesi tanır
21:08
they're the mostçoğu socialsosyal coupleçift imaginablehayal.
472
1253000
2000
düşünebileceğiniz en sosyal çifttirler
21:10
So, at this pointpuan, NatashaNatasha doesn't speakkonuşmak a wordsözcük of Englishİngilizce,
473
1255000
2000
Bu noktada Natasha tek kelime İngilizce bilmiyor
21:12
other than what little FatherBaba KeeneKeene taughtöğretilen her.
474
1257000
4000
sadece rahip Keene'in ona öğrettiği kadar
21:16
This is KylieKylie, her sisterkız kardeş, who'skim now a doctordoktor, on the right.
475
1261000
6000
Burada sağda kızkardeşi Kylie, şimdi doktor oldu.
21:22
This is a dealanlaştık mı I had with NatashaNatasha, whichhangi is that when we got to AtlantaAtlanta
476
1267000
4000
bu Natasha ile aramızda bir anlaşma
21:26
she could take -- she could cutkesim off my beardsakal.
477
1271000
2000
Atlanta'ya gittiğimde sakalımı kesebiliyor.
21:28
She never likedsevilen it very much.
478
1273000
2000
sakalımdan hiç hazetmedi zaten.
21:31
She learnedbilgili Englishİngilizce in threeüç monthsay.
479
1276000
2000
Üç ayda İngilizce öğrendi.
21:33
She enteredgirdi seventhyedinci gradesınıf at her ownkendi ageyaş levelseviye.
480
1278000
4000
Okula, yaşıtlarıyla birlikte okumak üzere 7. sınıftan başladı.
21:37
PledgeRehin of AllegianceBağlılık for the first time.
481
1282000
2000
ilk sadakat yemini
21:40
This is her cookingyemek pişirme teacheröğretmen.
482
1285000
2000
aşçılık öğretmeni
21:42
NatashaNatasha told me that a lot of the kidsçocuklar thought she was stucksıkışmış up,
483
1287000
2000
Natasha, bir çok çocuğun onu kibirli bulduğunu söyledi.
21:44
because they would talk to her and she wouldn'tolmaz answerCevap,
484
1289000
2000
çünkü kendisine birşey söylediklerinde cevap alamıyorlardı.
21:46
and they didn't realizegerçekleştirmek she didn't actuallyaslında speakkonuşmak Englishİngilizce very well, in the beginningbaşlangıç.
485
1291000
3000
Başlarda pek iyi İngilizce konuşamadığı anlamamışlardı.
21:49
But what I noticedfark, again as an observergözlemci,
486
1294000
2000
ve yine bir gözlemci olarak fark ettim ki,
21:51
was she was choosingSeçme who was going to be on her teamtakım,
487
1296000
4000
burada da kendi takımının üyelerini Natasha seçiyor.
21:56
and seemedgibiydi to be very popularpopüler very, very quicklyhızlı bir şekilde.
488
1301000
4000
Kısa zamanda çok sevilen bir öğrenci oldu.
22:00
Now, rememberhatırlamak the pictureresim,
489
1305000
2000
Baştaki fotografı hatırlarsanız,
22:02
how much she lookedbaktı like her grandmotherbüyükanne, at the beginningbaşlangıç?
490
1307000
2000
hani süyükannesine ne kadar benzediğini söylediğim,
22:04
People were always tellingsöylüyorum NatashaNatasha how much she looksgörünüyor like her motheranne, GailGail.
491
1309000
6000
Şimdi herkes Natasha'ya annesi Gail'e ne kadar benzediğini söylüyor.
22:10
This is a tensegergin momentan in the first footballFutbol gameoyun, I think.
492
1315000
6000
Bu, ilk futbol maçından sanırım; heyecanlı bir an.
22:16
And KylieKylie -- I mean, it was almostneredeyse like KylieKylie was her ownkendi childçocuk.
493
1321000
5000
ve Kylie. Sanki Kylie kendi çocuğuymuş gibi.
22:25
She's beingolmak baptizedvaftiz.
494
1330000
2000
Vaftiz edilişi.
22:27
Now, a lot of parentsebeveyn, when they adoptbenimsemek,
495
1332000
2000
Evlat edinen birçok aile çocuğun geçmişini
22:29
actuallyaslında want to erasesilmek theironların children'sçocuk historytarih.
496
1334000
2000
silmeye çalışır.
22:31
And GailGail and GeneGen did the completetamamlayınız oppositekarşısında.
497
1336000
2000
Gail ve Gene bunun tam tersini yaptı.
22:33
They were studyingders çalışıyor KoreanKore dili; they boughtsatın KoreanKore dili clothesçamaşırlar.
498
1338000
3000
Korece öğrendiler, Kore giysileri aldılar.
22:36
GeneGen even did a little tilefayans work in the kitchenmutfak,
499
1341000
3000
Hatta Gene mutfağa bir çini işi bile yaptı.
22:39
whichhangi was that, "OnceBir kez uponüzerine a time, there was a beautifulgüzel girlkız
500
1344000
2000
Çinilerdeki hikayede bir zamanlar Kore'nin dağlarından gelen
22:41
that camegeldi from hillstepeler of KoreaKore to livecanlı happilymutlu ever after in AtlantaAtlanta."
501
1346000
4000
güzel bir kız varmış, Atlanta'da sonsuza dek mutlu yaşamış.
22:45
She hateskinler this pictureresim -- it was her first job.
502
1350000
2000
Bu resimden nefret ediyor, ilk işi.
22:47
She boughtsatın a brightparlak redkırmızı KarmannKarmann GhiaGhia
503
1352000
3000
Parlak kırmızı, Karmann Ghia marka bir otomobil aldı
22:50
with the moneypara she madeyapılmış workingçalışma at BurgerBurger KingKral.
504
1355000
3000
Burger King'deki ilk işinden kazandığı parayla.
22:53
The captainKaptan of the cheerleadersPonpon kızlar.
505
1358000
2000
Amigo takımının kaptanı
22:55
BeautyGüzellik pageantgeçit alayı.
506
1360000
2000
Güzellik yarışması
22:57
Used to do theironların ChristmasNoel cardkart everyher yearyıl.
507
1362000
3000
Her yıl kendi yılbaşı kartlarını hazırlarlar
23:00
Gene'sGene been restoringgeri yükleme this cararaba for a millionmilyon yearsyıl.
508
1365000
4000
Gene milyon yıldır bu arabayı onarıyor
23:06
KodakKodak hiredkiralanmış NatashaNatasha to be a translatorçevirmen for them at the OlympicsOlimpiyatları in KoreaKore.
509
1371000
4000
Kodak Natasha'yı Kore'deki olimpiyatlar için tercüman olarak işe aldı
23:10
Her futuregelecek husbandkoca, JeffJeff, was workingçalışma for CanonCanon cameraskameralar,
510
1375000
4000
müstakbel kocası Jeff, Canon'da çalışıyor
23:14
and metmet NatashaNatasha at the OlympicOlimpiyat VillageKöyü.
511
1379000
4000
ve Natasha ile Olimpiyat köyünde tanışıyor
23:18
This is her first tripgezi back to KoreaKore, so there's her uncleamca dayı.
512
1383000
3000
Kore'ye ilk dönüşü, dayısıyla.
23:22
This is her half-sisterÜvey kız kardeşi.
513
1387000
2000
üvey kardeşi
23:25
She wentgitti back to the villageköy. That's her besten iyi friend'sarkadaşınızın motheranne.
514
1390000
3000
köyüne döndü. bu en yakın arkadaşının annesi
23:32
And I always thought that was a very AnnieAnnie HallHall kindtür of outfitkıyafet.
515
1397000
4000
Annie Hall tipi bir kıyafet ile.
23:36
It's just, you know, it was just so interestingilginç, just to watch --
516
1401000
3000
yani, izlemesi o kadar ilginç ki,
23:39
this is her motheranne in the backgroundarka fon there.
517
1404000
3000
burada arkada annesi
23:46
This is Natasha'sNatasha'nın weddingDüğün day.
518
1411000
3000
Natsha'nın düğünü.
23:53
GeneGen is looking a little olderdaha eski.
519
1418000
3000
Gene biraz yaşlanmış
24:06
This is SydneySydney, who'skim going to be threeüç yearsyıl oldeski in a coupleçift of daysgünler.
520
1431000
4000
Bu da birkaç gün sonra üç yaşına basacak olan Sydney
24:11
And there's EvanEvan.
521
1436000
2000
ve burada Evan
24:13
NatashaNatasha, would you just come up, for a secondikinci,
522
1438000
2000
Natasha, buraya gelir misin lütfen?
24:15
just maybe to say helloMerhaba to everybodyherkes?
523
1440000
2000
belki bir merhaba dersin?
24:17
(ApplauseAlkış)
524
1442000
10000
(alkışlar)
24:28
Natasha'sNatasha'nın actuallyaslında never heardduymuş me tell the storyÖykü.
525
1453000
2000
Natasha aslında benim bu hikayeyi anlattığımı hiç dinlememişti
24:30
I mean, she -- you know, we'vebiz ettik lookedbaktı at the picturesresimler togetherbirlikte.
526
1455000
3000
Ben, yani o, biz birlikte fotograflara baktık.
24:33
NatashaNatasha: I've seengörüldü picturesresimler millionsmilyonlarca of timeszamanlar,
527
1458000
2000
Natasha: milyon kere gördüm bu resimleri
24:35
but todaybugün was the first time I'm actuallyaslında seeinggörme him give the wholebütün presentationsunum.
528
1460000
4000
ama bugün ilk kez hikayemi sunuşunu izlerken
24:39
I startedbaşladı cryingağlıyor.
529
1464000
2000
ağlaymaya başladım.
24:41
RickRick SmolanSmolan: I'm sure there's about 40 things she's going to tell me,
530
1466000
2000
Rick Smolan: eminim bana 40 türlü şey söyleyecek
24:43
"That wasn'tdeğildi what happenedolmuş, that wasn'tdeğildi what you said."
531
1468000
2000
"bu böyle olmadı, onu öyle demedin"
24:45
NatashaNatasha: LaterDaha sonra, I'll do that latersonra.
532
1470000
2000
Natasha: sonra, onu sonra yapacağım.
24:47
(LaughterKahkaha)
533
1472000
1000
(kahkaha)
24:48
RSRS: AnywayYine de, thank you, MikeMike and RichardRichard,
534
1473000
2000
Rick Smolan: Neyse, teşekkürler Mike ve Richard,
24:50
so much for lettingicar us tell the storyÖykü.
535
1475000
2000
bize bu öyküye anlatma fırsatı verdiğiniz için.
24:52
Thank you all of you.
536
1477000
2000
Hepinize teşekkürler.
24:54
(ApplauseAlkış)
537
1479000
2000
(alkışlar)
Translated by Beril Devlet
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Rick Smolan - Photographer
Rick Smolan is the co-founder of the America 24/7 and Day in the Life photography series -- and a natural storyteller in many media. His latest books are America at Home and Blue Planet Run.

Why you should listen

Photographer Rick Smolan is the co-creator of the America at Home project, which captured the "emotions of home" across the United States during a week in September 2008. More than 20,000 photographers -- pros and amateurs -- sent images to a team of editors assembled by Smolan and partner Jennifer Erwitt, who turned the photos into an eye-popping book. It's become a best-seller, of course, helped along by the fact that buyers can choose their own image for the cover

Smolan has long been a force for exploring culture through photography. The Day in the Life photography series that he cofounded -- best-selling photo books that captured life in America, Australia, the Soviet Union ... -- were an '80s cultural phenomenon. (Rare was the coffee table without at least one of them.) In the 1990s his production company, Against All Odds, investigated the storytelling powers of interactive CD-ROMs with From Alice to Ocean, a narrative of a cross-Australia trek, and Passage to Vietnam, exploring that country as it opened up in the early 1990s. 24 Hours in Cyberspace took a snapshot of the booming industry in 1996, and One Digital Day in 1997 further explored our fascination with tech.

Along with collaborator Jennifer Erwitt, Smolan published the beautiful Blue Planet Run in 2007, about the drive to bring fresh drinking water to everyone on Earth. It's packed with glorious (and sometimes shocking) images and data about our planet's water. In an unprecedented move, Amazon.com offers Blue Planet Run as a free PDF download. Download the free PDF of Blue Planet Run >>

Smolan's latest work is The Obama Time Capsule, a collection of photographs and insights capturing the historical election of President Barack Obama, from the beginning of his campaign to his first 100 days in office. 

More profile about the speaker
Rick Smolan | Speaker | TED.com