ABOUT THE SPEAKER
Amanda Williams - Visual artist
Amanda Williams blurs the distinction between art and architecture through works that employ color as a way to draw attention to the political complexities of race, place and value in cities.

Why you should listen

The landscapes in which Amanda Williams operates are the visual residue of the invisible policies and forces that have misshapen most inner cities. Her installations, paintings, video and works on paper seek to inspire new ways of looking at the familiar -- and raise questions about the state of urban space in America in the process.

Williams has exhibited widely, including the 2018 Venice Architecture Biennale, a solo exhibition at the MCA Chicago, the Art Institute of Chicago and the Pulitzer Arts Foundation in St. Louis. She is a 2018 United States Artists Fellow, a Joan Mitchell Foundation Painters & Sculptors grantee, an Efroymson Family Arts Fellow, a Leadership Greater Chicago Fellow and a member of the multidisciplinary Museum Design team for the Obama Presidential Center. She is this year's Bill and Stephanie Sick Distinguished Visiting Professor at the School of the Art Institute Chicago and has previously served as a visiting assistant professor of architecture at Cornell University and Washington University in St. Louis. She lives and works on Chicago's south side.

More profile about the speaker
Amanda Williams | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Amanda Williams: Why I turned Chicago's abandoned homes into art

Amanda Williams: Neden Chicago'nun terk edilmiş evlerini sanata dönüştürdüm

Filmed:
307,070 views

Bu güçlü, görsel konuşmada Amanda Williams, ırk ve sigorta teminatı verilmeyecek bölgenin işaretlenmesi deneyimlerinden tutun renk teorisinin keşfine ve bir sanatçı olarak çalışmasına kadar olan rengin karmaşasıyla olan ömür boyu ilgisini paylaşıyor. Williams ile birlikte Chicago'nun güney kısmına seyahat edin ve yakında yıkılacak evleri cesur, tek renkleri gizlenmişi görünür kılarak yerel anlamına aşıladığı "Renk Teorisi"ni keşfedin.
- Visual artist
Amanda Williams blurs the distinction between art and architecture through works that employ color as a way to draw attention to the political complexities of race, place and value in cities. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I really love colorrenk.
0
1160
3816
Rengi gerçekten çok seviyorum.
00:17
I noticeihbar it everywhereher yerde and in everything.
1
5000
3080
Her yerde ve her şeyde fark ediyorum.
00:21
My familyaile makesmarkaları funeğlence of me
2
9680
1816
Ailem benimle dalga geçiyor
00:23
because I like to use colorsrenkler
with elusive-soundingzor-sondaj namesisimler,
3
11520
3496
çünkü renkleri anlaşılması zor
isimleriyle kullanmayı severim
00:27
like celadonCeladon ...
4
15040
2136
Seladon gibi
(Gülüşmeler)
00:29
(LaughterKahkaha)
5
17200
1336
00:30
ecruEkru ...
6
18560
1200
ekru...
00:33
carmineCarmine.
7
21080
1200
karmin.
00:36
Now, if you haven'tyok noticedfark,
I am blacksiyah, thank you --
8
24200
3856
Şimdiye kadar fark etmediyseniz
ben siyahiyim, teşekkür ederim.
(Gülüşmeler)
00:40
(LaughterKahkaha)
9
28080
1016
00:41
and when you growbüyümek up
in a segregatedayrılmış cityŞehir as I have,
10
29120
2456
Benim gibi Chicago gibi ayrımcı
bir şehirde büyüdüyseniz
00:43
like ChicagoChicago,
11
31600
1216
00:44
you're conditionedklimalı to believe
that colorrenk and raceyarış can never be separateayrı.
12
32840
4640
rengin ve ırkın asla ayrılamayacağına
inanmaya koşullanırsınız.
00:51
There's hardlyzorlukla a day that goesgider by
13
39040
2696
Birinin sizin renginizi hatırlatmadığı
hemen hemen tek bir gün yoktur.
00:53
that somebodybirisi is not
remindinghatırlatan you of your colorrenk.
14
41760
3720
00:58
RacismIrkçılık is my city'sşehrin vividcanlı huerenk tonu.
15
46880
3080
Irkçılık şehrimin canlı rengidir.
01:03
Now, we can all agreeanlaşmak that raceyarış
is a sociallysosyal constructedinşa phenomenonfenomen,
16
51760
5336
Hepimiz ırkın toplumsal olarak inşa
edilmiş bir olgu olduğunda anlaşabiliriz
01:09
but it's oftensık sık hardzor to see it
in our everydayher gün existencevaroluş.
17
57120
3376
ama günlük yaşamımızda bunu
görmek genellikle zordur.
01:12
Its pervasivenessyaygınlaşması is everywhereher yerde.
18
60520
2976
Her yere yayılmış durumda.
01:15
The neighborhoodsmahalleler I grewbüyüdü up in
19
63520
1896
Büyüdüğüm semt bir çeşit kültürel
açıdan kodlanmış bir güzellikle doluydu.
01:17
were filleddolu with a kindtür of
culturallykültürel codedkodlanmış beautygüzellik.
20
65440
2976
Ana ticari koridorlar siyahi
müşterilerin dolarları için
01:20
MajorBüyük commercialticari corridorskoridorlar were linedastarlı
with brightlyparlak paintedboyalı storefrontsVitrin camekanlar
21
68440
4696
rekabet eden parlak boyanmış
mağazalarla aynı hizalanmıştı.
01:25
that competedyarıştı for blacksiyah consumertüketici dollarsdolar.
22
73160
2576
01:27
The visualgörsel mash-upsmash-up of cornerköşe storesdepolar
and beautygüzellik supplyarz housesevler,
23
75760
4456
Her şeyin satıldığı küçük dükkanların,
kozmetik mağazalarının, döviz bürolarının
01:32
currencypara birimi exchangesdeğişimleri,
24
80240
1816
kötü görüntüsü aslında daha sonrasında
renk teorisi dendiğini öğrendiğim şeyin
01:34
are where I actuallyaslında, inadvertentlyyanlışlıkla
learnedbilgili the foundationaltemel principlesprensipler
25
82080
4096
bilmeyerek temel ilkelerini
öğrendiğim yerlerdi.
01:38
of something I would latersonra
come to know is calleddenilen colorrenk theoryteori.
26
86200
4000
01:44
I can rememberhatırlamak beingolmak prettygüzel intimidatedkorkutmak
by this termterim in collegekolej --
27
92520
3696
Üniversitede bu terimden oldukça
gözümün korktuğunu hatırlıyorum --
renk teorisi.
01:48
colorrenk theoryteori.
28
96240
1576
01:49
All these stuffyhavasız oldeski whitebeyaz guys
with theironların treatisesilmi
29
97840
2856
Bütün bu eski kafalı beyaz adamların
değerlendirme yazıları ve anlaşılması
güç terminolojileriyle birlikte.
01:52
and obscurekaranlık terminologiesTerminoloji.
30
100720
3536
Renk paletlerinin ve bağlantılı
ilkelerinin her birini iyice öğrendim.
01:56
I'd masteredhakim eachher one of theironların
colorrenk palettespaletleri and associatedilişkili principlesprensipler.
31
104280
4200
02:02
ColorRenk theoryteori essentiallyesasen boilskaynar down
to the artSanat and scienceBilim
32
110840
3816
Renk teorisi aslında sanatın ve bilimin
02:06
of usingkullanma colorrenk to formform
compositionsbesteleri and spacesalanlarda.
33
114680
4736
rengi besteleri ve uzayı şekillendirmek
için kullanmasını özetliyor.
02:11
It's not so complicatedkarmaşık.
34
119440
1200
Çok karmaşık değil.
Bu benim üniversitedeki İncilimdi.
02:15
This was my bibleKutsal Kitap in collegekolej.
35
123480
3120
Josef Albers kırmızı renkle
ilgili bir teori sundu
02:19
JosefJosef AlbersAta positedoturtulması a theoryteori
about the colorrenk redkırmızı,
36
127400
5336
ve bu teori her zaman benimle beraberdi.
02:24
and it always has stucksıkışmış with me.
37
132760
2576
İkonik kola kutusunun
renginin kırmızı olduğunu
02:27
He arguessavunuyor that the iconicikonik
colorrenk of a colaCola can is redkırmızı,
38
135360
6176
ve aslında hepimizin kırmızı olduğu
konusunda hem fikir olduğunu
02:33
and that in factgerçek
all of us can agreeanlaşmak that it's redkırmızı
39
141560
2856
ama hayal ettiğimiz kırmızı çeşitlerinin
02:36
but the kindsçeşit of redsKızıllar that we imaginehayal etmek
40
144440
2496
02:38
are as variedçeşitli as the numbernumara
of people in this roomoda.
41
146960
3480
bu odadaki insan sayısı kadar
çeşitli olduğunu tartışıyor.
Bunu bir hayal edin.
02:43
So imaginehayal etmek that.
42
151640
1256
02:44
This colorrenk that we'vebiz ettik all been
taughtöğretilen sincedan beri kindergartenAnaokulu is primarybirincil --
43
152920
3976
Anaokulundan beri bize
öğretilen bu renk ana renktir --
kırmızı, sarı, mavi ile birlikte --
02:48
redkırmızı, yellowSarı, bluemavi --
44
156920
1576
02:50
in factgerçek is not primarybirincil,
45
158520
2376
aslında ana renk değildir,
indirgenemez değildir,
02:52
is not irreducibleindirgenemez,
46
160920
1776
nesnel değil ama oldukça özneldir.
02:54
is not objectiveamaç but quiteoldukça subjectiveöznel.
47
162720
3960
Ne?
02:59
What?
48
167480
1216
03:00
(LaughterKahkaha)
49
168720
1616
(Gülüşmeler)
03:02
AlbersAta calleddenilen this "relationalilişkisel."
50
170360
2520
Albers buna "bağıntısal" diyor.
03:06
Relationalİlişkisel.
51
174600
1200
Bağıntısal.
03:08
And so it was the first time
52
176520
1376
Böylelikle ilk kez kendi semtimi
bağıntısal bir bağlam olarak görebildim.
03:09
that I was ableyapabilmek to see my ownkendi neighborhoodKomşuluk
as a relationalilişkisel contextbağlam.
53
177920
5280
03:16
EachHer colorrenk is affectedetkilenmiş by its neighborkomşu.
54
184280
3920
Her renk komşusundan etkilenir.
03:21
EachHer other is affectedetkilenmiş by its neighborkomşu.
55
189560
3920
Birbiri komşusundan etkilenir.
03:29
In the 1930s,
56
197880
2496
1930'larda,
03:32
the UnitedAmerika StatesBirleşik governmenthükümet createdoluşturulan
57
200400
3016
Amerika Birleşik Devletleri
hükûmeti hangi semtin
03:35
the FederalFederal HousingKonut AdministrationYönetim,
58
203440
2216
03:37
whichhangi in turndönüş createdoluşturulan a seriesdizi of mapsharitalar
59
205680
2280
federal konut kredisi alabilceğini
belirleyen renk-kodlama sistemi kullanan
03:41
whichhangi were usingkullanma a color-codingrenk kodlama systemsistem
to determinebelirlemek whichhangi neighborhoodsmahalleler
60
209000
4976
bir dizi harita yaratan
Federal Konut İdaresini oluşturdu.
03:46
should and should not receiveteslim almak
federalfederal housingKonut loanskrediler.
61
214000
3680
03:52
TheirOnların residentialyerleşim securitygüvenlik mapharita
was its ownkendi kindtür of colorrenk palettepalet,
62
220320
4456
Konut güvenlik haritası kendilerinin
bir çeşit renk paletiydi,
03:56
and in factgerçek was more influentialetkili
than all of those colorrenk palettespaletleri
63
224800
4576
ve aslında üniversitede öğrendiğim
bütün o renk paletlerinden
04:01
that I had been studyingders çalışıyor
in collegekolej combinedkombine.
64
229400
2120
çok daha etkiliydi.
04:06
BanksBankalar would not lendödünç to people
who livedyaşamış in neighborhoodsmahalleler like mineMayın.
65
234360
5096
Bankalar benimki gibi semtlerde
yaşayan insanlara kredi vermezdi.
04:11
That's me in D86.
66
239480
1720
Bu D86'daki ben.
04:14
TheirOnların cartographersTarih
were literallyharfi harfine coloringBoyama in these mapsharitalar
67
242360
4336
Haritacıları kelimenin tam anlamıyla
bu haritaları renklendiriyordu
04:18
and labelingetiketleme that colorrenk "hazardoustehlikeli."
68
246720
2600
ve o rengi "tehlikeli"
olarak etiketliyordu.
04:23
RedKırmızı was the newyeni blacksiyah,
69
251200
2896
Kırmızı yeni siyahtı
04:26
and blacksiyah neighborhoodsmahalleler were coloredrenkli.
70
254120
2399
ve siyahi semtler renklendirilmişti.
04:31
The problemsorun persistsdevam ederse todaybugün,
71
259959
1457
Problem günümüzde devam ediyor
04:33
and we'vebiz ettik seengörüldü it mostçoğu recentlyson günlerde
in the foreclosurerehine crisiskriz.
72
261440
2720
ve bu problemi son zamanlarda
haciz krizlerinde gördük.
04:37
In ChicagoChicago, this is besten iyi
symbolizedsembolize by these XsXs
73
265400
3496
Chicago'da, bu en iyi
güney ve batı taraftaki
04:40
that are emblazonedemblazoned
on the frontscepheler of vacatedboşalan housesevler
74
268920
3016
boşaltılmış evlerin önleri süslenen
04:43
on the SouthGüney and WestBatı SideYan.
75
271960
1560
bu X'lerle simgelenmektedir.
04:47
The realitygerçeklik is that someonebirisi else'sbaşka var
colorrenk palettespaletleri were determiningbelirleyen
76
275640
4936
Gerçek şu ki başka birinin renk paleti
benim fiziksel ve sanatsal
yaşamımı belirliyordu.
04:52
my physicalfiziksel and artisticartistik existencevaroluş.
77
280600
3840
04:57
RidiculousÇok saçma.
78
285960
1200
Saçmalık.
05:00
I decidedkarar that I'd createyaratmak
my ownkendi colorrenk palettepalet
79
288200
3016
Kendi renk paletimi yaratmaya
05:03
and speakkonuşmak to the people
who livecanlı where I do
80
291240
2616
ve benim yaşadığım yerde
yaşayan insanlarla konuşmaya
05:05
and alterALTER the way
that colorrenk had been definedtanımlanmış for us.
81
293880
3120
ve renklerin bizi tanımladığı
şekli değiştirmeye karar verdim.
05:09
It was a palettepalet that I didn't
have to searcharama faruzak for
82
297880
3216
Uzaklarda ve inceleme raporunda aradığım
05:13
and look for in a treatiseTez,
83
301120
1416
bir renk paleti değildi
05:14
because I alreadyzaten knewbiliyordum it.
84
302560
1280
çünkü zaten biliyordum.
05:17
What kindtür of painterressam
emergesortaya from this realitygerçeklik?
85
305920
4080
Ne çeşit bir ressam
bu gerçeklikten ortaya çıkar?
05:25
What colorrenk is urbankentsel?
86
313840
1240
Kent hangi renk?
05:29
What colorrenk is ghettogeto?
87
317080
1360
Kenar mahalle hangi renk?
05:32
What colorrenk is privilegeayrıcalık?
88
320080
1520
Ayrıcalık hangi renk?
05:35
What colorrenk is gang-relatedçete ile ilgili?
89
323160
1760
Çeteler hangi renk?
05:38
What colorrenk is gentrificationmutenalaşma?
90
326280
1760
Soylulaştırma hangi renk?
05:41
What colorrenk is FreddieFreddie GrayGri?
91
329560
1920
Freddie Gray hangi renk?
05:45
What colorrenk is MikeMike BrownBrown?
92
333880
1920
Mike Brown hangi renk?
05:49
FinallySon olarak, I'd foundbulunan a way
93
337960
2896
En sonunda, benim
ırksallaştırılmış renk anlayışımı
05:52
to connectbağlamak my racializedracialized
understandinganlayış of colorrenk
94
340880
3096
benim teorik renk
anlayışımı birleştirebilceğim
05:56
with my theoreticalteorik
understandinganlayış of colorrenk.
95
344000
2120
bir yol buldum.
05:59
And I gaveverdi birthdoğum to my thirdüçüncü babybebek:
96
347280
2776
Üçüncü bebeğimi doğurdum:
06:02
"ColorRenk(edEd) TheoryTeorisi."
97
350080
1536
"Renk Teorisi"
(Gülüşmeler)
06:03
(LaughterKahkaha)
98
351640
1760
06:06
"ColorRenk(edEd) TheoryTeorisi"
was a two-yeariki yıllık artisticartistik projectproje
99
354280
2936
"Renk Teorisi" kendimce
benim kendi renk paletimi
06:09
in whichhangi I applieduygulamalı my ownkendi colorrenk palettepalet
to my ownkendi neighborhoodsmahalleler
100
357240
4776
kendi semtime uyguladığım
iki yıllık bir sanatsal projeydi.
06:14
in my ownkendi way.
101
362040
1520
06:18
Now, if I walkedyürüdü down
79thinci StreetSokak right now
102
366760
3376
Şimdi eğer 79. Cadde'den yürürsem
06:22
and I askeddiye sordu 50 people for the nameisim
of the slightlyhafifçe greenerdaha yeşil shadeGölge of cyanDeniz mavisi,
103
370160
6600
ve camgöbeğinin hafif yeşil
tonunun ismini 50 kişiye sorsam
06:30
they would look at me sidewaysyana doğru.
104
378120
1816
bana göz ucuyla bakarlar.
(Gülüşmeler)
06:31
(LaughterKahkaha)
105
379960
1016
06:33
But if I say, "What colorrenk
is UltraUltra SheenSheen?" --
106
381000
3176
Ama eğer "Ultra Sheen
hangi renktir?" dersem
06:36
oh, a smilegülümseme emergesortaya,
107
384200
1936
bir gülümseme ve büyük annelerinin
06:38
storieshikayeleri about theironların
grandmother'sbüyük annemin bathroombanyo ensuedoğmak.
108
386160
3120
banyo sorunları
hakkında hikâyeler belirir.
06:42
I mean, who needsihtiyaçlar turquoiseTurkuaz
when you have UltraUltra SheenSheen?
109
390080
3616
Demek istediğim Ultra Sheen
varken turkuaza gerek duyar?
06:45
Who needsihtiyaçlar tealÇamurcun when you have UltraUltra SheenSheen?
110
393720
3576
Kim Ultra Sheen varken
teal mavisine gerek duyar?
06:49
Who needsihtiyaçlar ultramarineUltramarine when you have ...
111
397320
3976
Kim laciverte gerek duyar ... varken
06:53
(AudienceSeyirci) UltraUltra SheenSheen.
112
401320
2056
(Dinleyici) Ultra Sheen.
(Gülüşmeler)
06:55
(LaughterKahkaha)
113
403400
1656
06:57
This is exactlykesinlikle how I derivedtüretilmiş my palettepalet.
114
405080
2760
İşte tam olarak bu
şekilde paletimi türettim.
07:00
I would asksormak friendsarkadaşlar and familyaile
115
408600
3296
Benimkine benzer geçmişi olan insanlara,
07:03
and people with backgroundsarka
that were similarbenzer to mineMayın
116
411920
2656
arkadaşlarıma ve aileme
07:06
for those storieshikayeleri and memorieshatıralar.
117
414600
1936
hikâyeler ve anılar sordum.
07:08
The storieshikayeleri weren'tdeğildi always happymutlu
118
416560
2216
Hikâyeler her zaman mutlu değildi
07:10
but the colorsrenkler always resonatedyankı
more than the productürün itselfkendisi.
119
418800
3600
ama renkler her zaman ürünün
kendisinden daha fazla yankılandı.
07:16
I tookaldı those theoriesteoriler to the streetsokak.
120
424080
2440
Bu teorileri sokaklara uyguladım.
07:20
"UltraUltra SheenSheen."
121
428560
1856
"Ultra Sheen"
07:22
"PinkPembe OilPetrol MoisturizerNemlendirici."
122
430440
2040
"Pink Oil Moisturizer"
07:26
If you're from ChicagoChicago,
"Harold'sHarold'ın ChickenTavuk ShackKulübe."
123
434200
2856
Eğer Chicago'lu iseniz,
"Harold's Chicken Shack"
(Gülüşmeler)
07:29
(LaughterKahkaha)
124
437080
1536
07:30
"CurrencyPara birimi ExchangeExchange + SafeGüvenli PassageGeçiş."
125
438640
3080
"Currency Exchange + Safe Passage."
07:34
"Flamin'Flamin' RedKırmızı HotsHots."
126
442760
1520
"Flamin' Red Hots."
07:37
"LooseGevşek SquaresKareler" ...
127
445720
1560
"Loose Squares"
07:40
and "CrownTaç RoyalRoyal BagÇanta."
128
448840
1600
ve "Crown Royal Bag."
07:46
I paintedboyalı soon-to-be-demolishedYakında yıkılmış homesevler
129
454760
2456
Englewood denilen oldukça kötü bir bölgede
07:49
in a much-malignedçok-maligned areaalan calleddenilen EnglewoodEnglewood.
130
457240
2960
yakında yıkılacak olan evleri boyadım.
07:54
We'dBiz istiyorsunuz gathertoplamak up as much paintboya
as I could fituygun in my trunkgövde,
131
462080
3216
Kamyonuma sığdırabildiğim
kadar boya topladım,
07:57
I'd call my mostçoğu trustedgüvenilir artSanat homieskankaları,
132
465320
2456
En güvenilir sanatçı
arkadaşlarımı çağırdım
07:59
my amazingşaşırtıcı husbandkoca always by my sideyan,
133
467800
2976
harika kocam her zaman yanımdaydı,
08:02
and we'devlenmek paintboya everyher inchinç of the exteriorsDış
in monochromatictek renkli fashionmoda.
134
470800
4320
dış cepheyi tepeden
tırnağa tek renk boyadık.
08:08
I wanted to understandanlama scaleölçek
in a way that I hadn'tolmasaydı before.
135
476160
4096
Daha önce yapmadığım bir şekilde
skalayı kavramak istedim.
08:12
I wanted to applyuygulamak the colorsrenkler
to the biggesten büyük canvastuval I could imaginehayal etmek ...
136
480280
4776
Renkleri hayal edebileceğim en
büyük tuvala uygulamak istedim:
08:17
housesevler.
137
485080
1336
evler.
08:18
So I'd obsessivelytakıntılı drivesürücü up and down
familiartanıdık streetssokaklar that I'd grownyetişkin up on,
138
486440
5016
Büyüdüğüm tanıdık sokaklarda
takıntılı bir şekilde dolaşıp durdum,
08:23
I'd cross-referenceçapraz referans these housesevler
with the city'sşehrin dataveri portalPortal
139
491480
3696
Kurtulamaz, ölmeye terk edilmiş, yıkım
için işaretlenmiş olduklarından
08:27
to make sure that they'dgittiklerini been
taggedTagged for demolitionMontaj cihazları-Kırıcı --
140
495200
2696
emin olmak için şehrin veri portalıyla
08:29
unsalvageablekurtaramayacağız, left for deadölü.
141
497920
2480
bu evlere çapraz başvuru yaptım.
08:34
I really wanted to understandanlama
what it meantdemek to just let colorrenk rulekural,
142
502520
4696
Sadece rengin yönetmesine izin vermenin
ne anlama geldiğini kavramak istedim,
08:39
to trustgüven my instinctsiçgüdüleri,
143
507240
1696
içgüdülerime güvenmenin,
08:40
to stop askingsormak for permissionizin.
144
508960
2016
izin almayı bırakmanın,
artık belediye çalışanlarıyla
toplantıların olmamasının,
08:43
No meetingstoplantılar with cityŞehir officialsYetkililer,
145
511000
2416
08:45
no communitytoplum buy-inkatılım,
146
513440
1976
artık ortak hisse almamanın,
08:47
just let colorrenk rulekural
147
515440
3056
sadece rengin yönetmesine izin vermek
08:50
in my desirearzu etmek to paintboya
differentfarklı picturesresimler about the SouthGüney SideYan.
148
518520
4279
benim emelim ise güney kısmını
farklı resimlerle boyamak.
09:02
These housesevler sitoturmak in starkStark contrastkontrast
to theironların fullytamamen linedastarlı counterpartsmuadilleri.
149
530200
6040
Bu evler çevresindekilerden
tamamen farklı duruyor.
09:10
We'dBiz istiyorsunuz paintboya to make them standdurmak out
like MonopolyTekel piecesparçalar
150
538440
5536
Onları semtlerinde Monopoly parçaları
gibi göze çarpmaları için boyadık.
09:16
in these environmentsortamları.
151
544000
1280
09:18
And we'devlenmek go on these earlyerken SundayPazar morningsSabahları
152
546320
2776
Erken pazar sabahlarında
09:21
and keep going untila kadar we ranran out
of that paintboya or untila kadar someonebirisi complainedşikayet.
153
549120
4800
boyamız bitinceye veya birisi şikayet
edinceye kadar bunu yapmaya devam ettik.
09:30
"Hey, did you paintboya that?"
154
558520
2080
Bir gün bu fotoğrafı çekerken bir sürücü
"Hey, onu sen mi boyadın?" diye sordu.
09:33
a driversürücü askeddiye sordu as I was takingalma
this imagegörüntü one day.
155
561880
3360
09:37
Me, nervouslyendişeyle:
156
565960
1456
Ben de tedirgin bir şekilde "evet" dedim.
09:39
"Yes?"
157
567440
1200
09:41
His faceyüz changeddeğişmiş.
158
569200
1576
Yüz ifadesi değişti.
09:42
"AwAh, I thought PrincePrens was cominggelecek."
159
570800
2736
"Prensin geldiğini düşünmüştüm."
09:45
(LaughterKahkaha)
160
573560
3136
(Gülüşmeler)
09:48
He had grownyetişkin up on this blockblok,
161
576720
1936
Bu mahallede büyümüştü, bu yüzden arabayla
geçerken son ayakta kalan evlerden birinin
09:50
and so you could imaginehayal etmek
when he drovesürdü pastgeçmiş
162
578680
2056
09:52
and saw one of its last remainingkalan housesevler
mysteriouslygizemli bir şekilde changedeğişiklik colorsrenkler overnightbir gecede,
163
580760
4896
bir gecede gizemli bir şekilde renginin
değiştiğini gördüğünü hayal edin,
09:57
it was clearlyAçıkça not
a CrownTaç RoyalRoyal bagsırt çantası involvedilgili,
164
585680
3056
açıkça bir Crown Royal Bag değildi,
10:00
it was a secretgizli beaconBeacon from PrincePrens.
165
588760
2616
prensten gizli bir işaretti.
(Gülüşmeler)
10:03
(LaughterKahkaha)
166
591400
1840
10:07
And thoughgerçi that blockblok
was almostneredeyse all but erasedsildim,
167
595320
4776
Her ne kadar o mahalle
neredeyse yok edilse de
10:12
it was the ideaFikir that PrincePrens
could poppop up in unexpectedbeklenmedik placesyerler
168
600120
5976
prensin beklenmedik yerlerde ortaya çıkıp
10:18
and give freeücretsiz concertskonser in areasalanlar
that the musicmüzik industrysanayi and societytoplum
169
606120
4176
müzik endüstrisi ve toplumun artık
değerli olmadığını varsaydığı bölgelerde
10:22
had deemedsayılır were not valuabledeğerli anymoreartık.
170
610320
2720
bedava konser bileti
vermesi düşüncesiydi vardı.
10:26
For him,
171
614360
1200
Onun için,
10:29
the ideaFikir that just the imagegörüntü of this houseev
172
617440
4136
bu evin sadece görüntüsünün prensi oraya
getirecek yeterlilikte olması düşüncesi
10:33
was enoughyeterli to bringgetirmek PrincePrens there
173
621600
3176
mümkün olduğu anlamına geliyordu.
10:36
meantdemek that it was possiblemümkün.
174
624800
1936
O anda, Eggleston'un o küçük kısmı
kraliyet ile eş anlamlı hâle geldi.
10:38
In that momentan,
175
626760
1736
10:40
that little patchyama of EgglestonEmin
had becomeolmak synonymouseşanlamlı with royaltyKraliyet ailesi.
176
628520
4160
10:45
And for howeverancak brieflykısaca,
177
633480
1976
Çok kısa zamanda
10:47
EricEric Bennett'sBennett 'in neighborhoodKomşuluk
had regainedele geçirdi its valuedeğer.
178
635480
2840
Eric Bennett'in semti
değerini geri kazandı.
10:52
So we tradedişlem gören storieshikayeleri
despiterağmen beingolmak strangersyabancı insanlar
179
640320
2416
Bu yüzden hangi liseye gittiğimize,
10:54
about whichhangi highyüksek schoolokul we'devlenmek gonegitmiş to
180
642760
2496
nerede büyüdüğümüze,
10:57
and where we'devlenmek grownyetişkin up,
181
645280
1736
güney kısmında çocuklar olarak
bayan bilmem kimin şeker dükkanına
10:59
and MrsBayan. So-and-so'sSo-and-so candyŞeker storemağaza --
182
647040
2416
yabancı olmamıza rağmen
hikâyeler değiş tokuş ettik.
11:01
of beingolmak kidsçocuklar on the SouthGüney SideYan.
183
649480
3056
11:04
And oncebir Zamanlar I revealedortaya
184
652560
1256
Bu projenin prensle hiçbir alakasının
olmadığı gerçeğini açıkladığımda
11:05
that in factgerçek this projectproje had
absolutelykesinlikle nothing to do with PrincePrens,
185
653840
3176
Eric aynı fikirdeymiş gibi başını salladı,
11:09
EricEric noddedbaşını salladı in seeminggörünen agreementanlaşma,
186
657040
2176
11:11
and as we partedayırdı waysyolları and he drovesürdü off,
187
659240
2896
yollarımız ayrılırken
"Ama o hâlâ gelebilir!" dedi.
11:14
he said, "But he could still come!"
188
662160
2736
(Gülüşmeler)
11:16
(LaughterKahkaha)
189
664920
2136
11:19
He had assumedkabul
fulltam ownershipsahiplik of this projectproje
190
667080
4576
Bu projenin tüm sorumluluğunu üstlendi
11:23
and was not willingistekli to relinquishvazgeçmek it,
191
671680
1816
ve bana, yazarına bile
bırakmaya istekli değildi.
11:25
even to me, its authoryazar.
192
673520
1920
11:28
That, for me, was successbaşarı.
193
676160
2080
Bu, benim için, bir başarıydı.
11:32
I wishdilek I could tell you that this projectproje
transformeddönüştürülmüş the neighborhoodKomşuluk
194
680720
5096
Keşke size bu projenin semti
ve bütün bel bağladığımız indeksleri
dönüştürdüğünü söyleyebilseydim:
11:37
and all the indicesendeksleri
that we like to relygüvenmek on:
195
685840
2896
11:40
increasedartmış jobsMeslekler,
reducedindirimli crimesuç, no alcoholismalkolizm --
196
688760
5256
artan işler, düşük suç oranı
alkolikliğin olmaması --
11:46
but in factgerçek it's more graygri than that.
197
694040
2280
ama aslında bundan daha gri.
11:49
"ColorRenk(edEd) TheoryTeorisi"
catalyzedkatalize newyeni conversationskonuşmaları
198
697200
3016
"Renk Teorisi" siyahlığın değeri hakkında
yeni söyleyişileri arttırdı.
11:52
about the valuedeğer of blacknesssiyahlık.
199
700240
1840
11:56
"ColorRenk(edEd) TheoryTeorisi" madeyapılmış unmistakablyaçıkça
visiblegözle görülür the uncomfortablerahatsız questionssorular
200
704000
6336
"Renk Teorisi" açıkça kurum ve devletlerin
kendilerine sormak zorunda olduğu
yaptıkları şeyi neden yaptıkları
hakkındaki rahatsız edici soruları
12:02
that institutionskurumlar and governmentshükümetler
have to asksormak themselveskendilerini
201
710360
2936
görünür kıldı.
12:05
about why they do what they do.
202
713320
1960
12:08
They asksormak equallyaynı derecede difficultzor questionssorular
of myselfkendim and my neighborhoodKomşuluk counterpartsmuadilleri
203
716360
5536
Bana ve meslektaşlarıma
değer sistemlerimiz
ve ortak girişimizin rotasının
neye ihtiyacı olduğu hakkında
12:13
about our valuedeğer systemssistemler
204
721920
2176
12:16
and what our pathyol
to collectivetoplu agencyAjans needsihtiyaçlar to be.
205
724120
2920
eş değerde zor sorular sordular.
12:21
ColorRenk gaveverdi me freedomözgürlük in a way
that didn't wait for permissionizin
206
729120
4696
Renk bana izin, onay veya enklüzyon için
beklemeyen bir şekilde özgürlük verdi.
12:25
or affirmationolumlama or inclusioniçerme.
207
733840
2520
12:29
ColorRenk was something that I could rulekural now.
208
737440
4080
Renk artık yönetebileceğim bir şeydi.
12:34
One of the neighborhoodKomşuluk membersüyeler
and paintboya crewmürettebat membersüyeler said it besten iyi
209
742240
4216
Mahalle sakinlerinden ve boya
ekibinden biri bunu en iyi şöyle açıkladı:
"Bu semti değiştirmedi, insanların
semtleri için neyin mümkün olduğu
12:38
when he said, "This didn't
changedeğişiklik the neighborhoodKomşuluk,
210
746480
2936
12:41
it changeddeğişmiş people'sinsanların perceptionsalgılamalar about
what's possiblemümkün for theironların neighborhoodKomşuluk,"
211
749440
3696
hakkındaki bakış açılarını
büyük ve küçük çapta değiştirdi.
12:45
in bigbüyük and smallküçük waysyolları.
212
753160
1240
Yoldan gelip geçen kimse bana
12:47
PassersbyGeçenler would asksormak me,
"Why are you paintingboyama that houseev
213
755520
2656
"Şehrin gelip yerle bir edeceğini bildiğin
hâlde neden o evi boyuyorsun?" diye sordu.
12:50
when you know the city'sşehrin just going
to come and teargözyaşı it down?"
214
758200
2936
12:53
At the time, I had no ideaFikir,
215
761160
2416
O sırada hiçbir fikrim yoktu,
12:55
I just knewbiliyordum that I had to do something.
216
763600
2776
sadece bir şeyler yapmam
gerektiğini biliyordum.
12:58
I would give anything to better
understandanlama colorrenk as bothher ikisi de a mediumorta
217
766400
5256
Rengi hem bir iletişim aracı olarak
hem de toplumda tanımlandığım
13:03
and as an inescapablekaçınılmaz way
that I am identifiedtespit in societytoplum.
218
771680
4160
kaçınılmaz bir şekil olarak daha iyi
anlamak için her şeyimi verirdim.
13:08
If I have any hopeumut
of makingyapma the worldDünya better,
219
776720
3456
Eğer dünyayı daha iyi yapma umudum varsa
13:12
I have to love and leverageKaldıraç
bothher ikisi de of these waysyolları that I'm understoodanladım,
220
780200
5016
değer ve renk yüzünden
anlaşıldığım bu iki şekli de
sevmeliyim ve geliştirmeliyim.
13:17
and thereinOrada liesyalanlar the valuedeğer and the huerenk tonu.
221
785240
3080
13:21
Thank you.
222
789120
1216
Teşekkür ederim.
(Alkış ve tezahürat)
13:22
(ApplauseAlkış and cheersalkış)
223
790360
3840
Translated by Gözde Alpçetin
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Amanda Williams - Visual artist
Amanda Williams blurs the distinction between art and architecture through works that employ color as a way to draw attention to the political complexities of race, place and value in cities.

Why you should listen

The landscapes in which Amanda Williams operates are the visual residue of the invisible policies and forces that have misshapen most inner cities. Her installations, paintings, video and works on paper seek to inspire new ways of looking at the familiar -- and raise questions about the state of urban space in America in the process.

Williams has exhibited widely, including the 2018 Venice Architecture Biennale, a solo exhibition at the MCA Chicago, the Art Institute of Chicago and the Pulitzer Arts Foundation in St. Louis. She is a 2018 United States Artists Fellow, a Joan Mitchell Foundation Painters & Sculptors grantee, an Efroymson Family Arts Fellow, a Leadership Greater Chicago Fellow and a member of the multidisciplinary Museum Design team for the Obama Presidential Center. She is this year's Bill and Stephanie Sick Distinguished Visiting Professor at the School of the Art Institute Chicago and has previously served as a visiting assistant professor of architecture at Cornell University and Washington University in St. Louis. She lives and works on Chicago's south side.

More profile about the speaker
Amanda Williams | Speaker | TED.com