ABOUT THE SPEAKER
Casey Gerald - American
Casey Gerald chronicles the current state of the American Dream and explores ways to sustain it for a new generation.

Why you should listen

Casey Gerald has witnessed every facet of the American Dream -- from his harrowing childhood in Texas, to his tenure at the heights of America's elite institutions, to his journeys through the cities and towns of the American heartland where he has spent his recent years as cofounder and CEO of MBAs Across America. Now his work as a writer, speaker, and business leader centers on the question: will the American dream survive another generation?

Gerald began his career in economic policy and government innovation at the Center for American Progress, and he has worked as a strategist with startup social ventures such as The Future Project as well as companies like The Neiman Marcus Group.

Born and raised in Dallas, Gerald received an MBA from Harvard Business School, where he delivered the 2014 commencement address, and a BA in Political Science from Yale College. He has been featured on MSNBC, in The New York Times, Financial Times, The Guardian, and he has appeared on the cover of Fast Company, which also named him one of the "Most Creative People in Business." He currently serves on the advisory board of NPR's Generation Listen.

More profile about the speaker
Casey Gerald | Speaker | TED.com
TED Salon: Belonging

Casey Gerald: Embrace your raw, strange magic

Casey Gerald: Saf, garip sihrini kucakla

Filmed:
1,859,872 views

Yazar Casey Gerald, yaşamayı öğrendiğimiz yolun değişmesi gerektiğini söylüyor. Çok sık olarak, uyum sağlamak, övgü kazanmak, kabul görmek için kendimize ait parçaları gizleriz. Ama ne uğruna? Gerald, bu ilham verici konuşmada, Amerikan toplumunun üst kademelerinde başarı elde etmek için yaptığı kişisel fedakârlıkları paylaşıyor ve neden kendimizin saf, garip sihrinde yaşama cesaretine sahip olmamız gerektiğini anlatıyor.
- American
Casey Gerald chronicles the current state of the American Dream and explores ways to sustain it for a new generation. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
[This talk containsiçeren matureOlgun contentiçerik]
0
40
3720
[Bu konuşma içeriği
yetişkinlere yöneliktir.]
00:16
My motheranne calleddenilen this summeryaz
to stageevre an interventionmüdahale.
1
4680
5816
Annem bu yaz, bir ikna konuşması
yapmak için beni aradı.
00:22
She'dOnun böyle birşey yapacağını come acrosskarşısında
a fewaz snippetsparçacıkları of my memoiryaşam öyküsü,
2
10520
5976
Kitabımdan birkaç kısım bulmuş,
00:28
whichhangi wasn'tdeğildi even out yethenüz,
3
16520
1736
üstelik o zaman daha çıkmamıştı
00:30
and she was concernedilgili.
4
18280
1200
ve endişelenmişti.
00:33
It wasn'tdeğildi the sexseks.
5
21040
1696
Endişesi kitaptaki cinsellik değildi.
00:34
(LaughterKahkaha)
6
22760
1776
(Kahkaha)
00:36
It was the languagedil that disturbedrahatsız her.
7
24560
3120
Onu rahatsız eden şey kitabın üslubuydu.
00:40
For exampleörnek:
8
28520
1200
Mesela,
00:43
"I have been so manyçok things
9
31760
2056
"İlginç yolculuğum boyunca,
00:45
alonguzun bir my curiousMeraklı journeyseyahat:
10
33840
1720
bana pek çok isim takıldı:
00:48
a poorfakir boyoğlan, a niggerzenci,
11
36520
2736
zavallı çocuk, zenci,
00:51
a YaleYale man, a HarvardHarvard man,
12
39280
2816
Yale'lı adam, Harvard'lı adam,
00:54
a faggotibne, a ChristianHıristiyan,
13
42120
2616
ibne, Hristiyan,
00:56
a crackçatlak babybebek, allegediddia edilen,
14
44760
2096
madde bağımlısı annenin çocuğu, suçlu,
00:58
the spawnyumurtlamak of SatanŞeytan, the Secondİkinci ComingGeliyor,
15
46880
2976
Şeytanın oğlu, İkinci Geliş,
01:01
CaseyCasey."
16
49880
1200
Casey."
01:03
That's just pagesayfa sixaltı.
17
51640
1656
Henüz altıncı sayfadayız.
01:05
(LaughterKahkaha)
18
53320
1696
(Kahkaha)
01:07
So you mayMayıs ayı understandanlama my mother'sannenin worryendişelenmek.
19
55040
2040
Yani, annemin endişesini anlayabilirsiniz.
01:10
But she wanted only to make
one smallküçük changedeğişiklik.
20
58840
5016
O sadece küçük bir değişiklik
yapmak istedi.
01:15
So she calleddenilen, and she beganbaşladı,
21
63880
2360
Beni aradı ve dedi ki,
01:19
"Hey, you are a man.
22
67520
3400
"Hey, sen bir erkeksin.
01:23
You're not a faggotibne, you're not a punkpunk,
23
71880
2696
Sen ibne değilsin, serseri de değilsin,
01:26
and let me tell you the differencefark.
24
74600
1696
sana aradaki farkı söyleyeyim.
01:28
You are prominentönemli. You are intelligentakıllı.
25
76320
2576
Sen seçkin birisin. Akıllısın.
01:30
You dresselbise well. You know how to speakkonuşmak.
26
78920
1976
İyi giyiniyorsun. Konuşmayı biliyorsun.
01:32
People like you.
27
80920
1536
İnsanlar seni seviyor.
01:34
You don't walkyürümek around
doing your handel like a punkpunk.
28
82480
2936
Ellerini bir serseri gibi oynatarak
etrafta dolaşmıyorsun.
01:37
You're not a vagabondVagabond on the streetsokak.
29
85440
2336
Sen, sokaktaki bir berduş değilsin.
01:39
You are an upstandingnamuslu personkişi
30
87800
2496
Sen sadece eşcinsel olan
01:42
who just happensolur to be gayeşcinsel.
31
90320
1800
asil bir insansın.
01:44
Don't put yourselfkendin over there
32
92920
2736
Aslında buradayken
01:47
when you are over here."
33
95680
2120
kendini oraya koyma."
01:51
She thought she'do ediyorum donetamam me a favoriyilik,
34
99480
1640
Bana bir iyilik yaptığını düşündü,
01:54
and in a way, she had.
35
102440
1320
bir bakıma yaptı da.
01:56
Her call clarifiedaçıklık
what I am tryingçalışıyor to do with my life
36
104920
6336
Onun araması,
hayatımda ve bir yazar olarak kitabımda
02:03
and in my work as a writeryazar,
37
111280
2616
neler yapmaya çalıştığımı netleştirdi.
02:05
whichhangi is to sendgöndermek one simplebasit messagemesaj:
38
113920
2800
Çalışmamın amacı tek bir mesaj göndermek:
02:09
the way we're taughtöğretilen to livecanlı
has got to changedeğişiklik.
39
117560
3440
Yaşamak için bize öğretilen yolun
değişmesi gerekiyor.
02:14
I learnedbilgili this the hardzor way.
40
122160
2056
Ben bunu zor şekilde öğrendim.
02:16
I was borndoğmuş not on
the wrongyanlış sideyan of the tracksraylar,
41
124240
2216
Yalnızca yolun yanlış tarafında değil,
02:18
but on the wrongyanlış sideyan of a wholebütün rivernehir,
42
126480
1975
tüm nehrin yanlış tarafında doğdum.
02:20
the TrinityTrinity, down in OakMeşe CliffUçurum, TexasTexas.
43
128479
3177
Teksas, Oak Cliff'in aşağısındaki
Trinity Nehri.
02:23
I was raisedkalkık there
in partBölüm by my grandmotherbüyükanne
44
131680
2416
Orada beni,
02:26
who workedişlenmiş as a domesticyerli,
45
134120
1296
hizmetçi olan büyükannem
02:27
and by my sisterkız kardeş,
46
135440
2096
ve ruhsal hastalığıyla
mücadele eden annemin
02:29
who adoptedbenimsenen me
a fewaz yearsyıl after our motheranne,
47
137560
3536
kayboluşundan sonra
bana bakan
02:33
who struggledmücadele with mentalzihinsel illnesshastalık,
48
141120
1976
02:35
disappearedkayboldu.
49
143120
1816
ablam büyüttü.
02:36
And it was that disappearanceyok olma,
50
144960
2016
Kişiliğimi şekillendiren, sonrasında da
02:39
that beganbaşladı when I was 13
and lastedsürdü for fivebeş yearsyıl,
51
147000
3496
beni eski halime dönmek
zorunda bırakan olay,
02:42
that shapedbiçimli the personkişi I becameoldu,
52
150520
1720
annemin, ben on üç yaşındayken olan
02:45
the personkişi I latersonra had to unbecomeunbecome.
53
153200
2640
ve beş yıl süren bu kayboluşuydu.
02:49
Before she left, my motheranne
had been my humaninsan hidinggizleme placeyer.
54
157120
4296
O gitmeden önce, benim insanlardan
saklanma yerim annemdi.
02:53
She was the only other personkişi
who seemedgibiydi as strangegarip as me,
55
161440
4696
O, benim kadar tuhaf olan tek insandı.
Tuhaf derken, demek istediğim,
02:58
beautifullygüzel strangegarip,
56
166160
1256
hoş bir tuhaflık.
02:59
some mixkarıştırmak of BlancheBlanche DuBoisDubois
from "A StreetcarTramvay NamedAdlı DesireArzu"
57
167440
3536
İhtiras Tramvayı'ndaki Blanche DuBois ile
03:03
and a 1980s WhitneyWhitney HoustonHouston.
58
171000
1896
ile 1980'lerin
Whitney Houston'ı karışımı gibi.
03:04
(LaughterKahkaha)
59
172920
3256
(Kahkaha)
03:08
I'm not sayingsöz she was perfectmükemmel,
60
176200
1480
Tabii kusursuz değildi,
03:10
just that I sure benefitedyararlandı
from her imperfectionskusurlar.
61
178800
3296
kusurlarının bana faydası vardı sadece.
03:14
And maybe that's what magicsihirli is, after all:
62
182120
2656
Sihir dediğimiz şey budur belki de:
03:16
a usefulişe yarar mistakehata.
63
184800
1320
Faydalı bir hata.
03:19
So when she beganbaşladı to disappearkaybolmak
for daysgünler at a time,
64
187280
2776
Yani, günlerce ortadan
kaybolmaya başladığında
03:22
I turneddönük to some magicsihirli of my ownkendi.
65
190080
1976
ben de kendi sihrime döndüm.
03:24
It struckvurdu me, as from aboveyukarıdaki,
66
192080
2136
Kafama dank etti,
03:26
that I could conjurehokkabaz up my motheranne
just by walkingyürüme perfectlykusursuzca
67
194240
4176
yalnızca dik bir tepenin
üzerindeki ilkokulumdan
03:30
from my elementarytemel schoolokul
at the topüst of a steepdik hillTepe
68
198440
3136
büyükannemlerin evine
kusursuz bir şekilde,
03:33
all the way down
to my grandmother'sbüyük annemin houseev,
69
201600
2976
her bir kareye bir ayağım
denk gelecek şekilde yürüyerek
03:36
placingyerleştirme one footayak, and one footayak only,
in eachher sidewalkkaldırım squarekare.
70
204600
4600
annemi hayalimde canlandırabilirim.
03:41
I couldn'tcould let any partBölüm of any footayak
touchdokunma the linehat betweenarasında the squarekare,
71
209920
3336
Çimenliğimizi araba yolundan
ayıran son çimdeki
03:45
I couldn'tcould skipatlamak a squarekare,
72
213280
1336
son kareye kadar,
03:46
all the way to the last squarekare
at the last bladebıçak of grassçimen
73
214640
3176
kareler arasındaki hiçbir çizgiye değemez,
03:49
that separatedayrıldı our lawnçim from our drivewaydriveway.
74
217840
3616
hiçbir kareyi atlayamazdım.
03:53
And I bullshitsaçmalık you not, it workedişlenmiş --
75
221480
3256
Ve saçmalamıyorum, işe yaradı.
03:56
just oncebir Zamanlar thoughgerçi.
76
224760
1200
Ama yalnızca bir kez.
03:58
But if my perfectmükemmel walkyürümek
could not bringgetirmek my motheranne back,
77
226960
3936
Bu kusursuz yürüyüşüm
annemi geri getirmese de
04:02
I foundbulunan that this approachyaklaşım had other useskullanımları.
78
230920
3320
bu yaklaşımın
başka yararları olduğunu gördüm.
04:07
I foundbulunan that everyoneherkes elsebaşka
in chargeşarj etmek around me
79
235240
2176
Etrafımdaki kimsenin mükemmellik,
itaat ve boyun eğmekten
04:09
lovedsevilen nothing more than perfectionmükemmellik,
80
237440
2040
daha fazla sevdiği bir şey
04:12
obedienceitaat, submissiongönderme.
81
240400
2776
olmadığını anladım.
04:15
Or at leasten az if I submittedgönderilmiş,
they wouldn'tolmaz botherrahatsız me too much.
82
243200
2896
En azından boyun eğseydim,
beni pek rahatsız etmezlerdi.
04:18
So I tookaldı a bargainpazarlık
83
246120
2736
Daha sonra bir hapishanede,
04:20
that I'd latersonra see in a prisonhapis,
a StasiStasi prisonhapis in BerlinBerlin,
84
248880
4336
Berlin'deki bir Stasi hapishanesinde,
bir teklife denk geldim.
04:25
on a signişaret that readokumak,
85
253240
1456
Tabelada,
04:26
"He who adaptsuyarlar can livecanlı tolerablytolere edilebilir."
86
254720
3000
"Uyum sağlayanlar
hoşgörüyle yaşayabilir" yazıyordu.
04:31
It was a bargainpazarlık that helpedyardım etti ensuresağlamak
87
259040
1895
Barınabileceğim ve yemek yiyebileceğim
04:32
I had a placeyer to staykalmak and foodGıda to eatyemek;
88
260959
4137
bir yer sağlayan bir teklifti,
04:37
a bargainpazarlık that wonwon me praiseövgü
of teachersöğretmenler and kinkin, strangersyabancı insanlar;
89
265120
4296
öğretmenlerin, akrabalarımın, yabancıların
bana saygı duymasını sağlayan,
04:41
a bargainpazarlık that paidödenmiş off
bigbüyük time, it seemedgibiydi,
90
269440
2136
zamanla büyük fayda sağlayan bir teklif.
04:43
when one day at 17, a man from YaleYale
showedgösterdi up at my highyüksek schoolokul to recruitaskere me
91
271600
4616
17 yaşındayken, Yale'dan bir adam
okuluma geldi
ve beni Yale futbol takımına almak istedi.
04:48
for Yale'sYale footballFutbol teamtakım.
92
276240
1240
O zamanlar bu benim için beklenmedikti,
tıpkı şu an sizin için olduğu gibi.
04:50
It feltkeçe as out of the bluemavi to me then
as it mayMayıs ayı to you now.
93
278240
2960
04:53
The YaleYale man said -- everybodyherkes said --
94
281800
3296
Yale'li adam, aslında herkes,
04:57
that this was the besten iyi thing
that could ever happenolmak to me,
95
285120
3496
bunun benim başıma,
hatta bütün topluluğun başına gelebilecek
en güzel şey olduğunu söyledi.
05:00
the besten iyi thing that could happenolmak
to the wholebütün communitytoplum.
96
288640
2656
05:03
"Take this ticketbilet, boyoğlan," they told me.
97
291320
2560
"Bu fırsatı kaçırma oğlum," dediler.
05:06
I was not so sure.
98
294840
1200
Ben pek emin değildim.
05:09
YaleYale seemedgibiydi anotherbir diğeri worldDünya entiretüm:
99
297160
2576
Yale tamamen başka bir dünyaymış
gibi geliyordu,
05:11
a coldsoğuk, foreignyabancı, hostiledüşmanca placeyer.
100
299760
3680
soğuk, yabancı, düşmanca bir yer.
05:16
On the first day of my recruitingaskere alma visitziyaret etmek,
101
304360
1936
İlk ziyaret günümde,
05:18
I textedmesaj attım my sisterkız kardeş
an excusebahane for not going.
102
306320
2136
gitmemek için kardeşime
bir bahane uydurdum.
05:20
"These people are so weirdtuhaf."
103
308480
1760
"Buradaki insanlar çok garip."
05:23
She repliedcevap verdi, "You'llYou'll fituygun right in."
104
311000
3096
"O zaman hemen uyum sağlarsın"
diye cevap verdi.
05:26
(LaughterKahkaha)
105
314120
2880
(Kahkaha)
05:30
I tookaldı the ticketbilet
106
318080
1816
Fırsatı yakaladım
05:31
and workedişlenmiş damnLanet olsun hardzor to fituygun right in.
107
319920
2176
ve uyum sağlamak için delicesine çalıştım.
05:34
When my freshmanBirinci sınıf öğrencisi advisorDanışmanı warneduyardı me
not to weargiyinmek my fitteduygun hatsşapka on campuskampus ...
108
322120
4296
Birinci sınıf danışmanım kampüste şapka
takmamam konusunda beni uyarırken dedi ki:
05:38
"You're at YaleYale now. You don't have to
do that anymoreartık," she said.
109
326440
3720
"Artık Yale'desin.
Bunu yapmana gerek yok."
05:43
I figuredanladım, this was just one
of the smallküçük pricesfiyatları
110
331280
2896
Bunun, başarabilmek için
ödenmesi gereken küçük bedellerin
05:46
that mustşart be paidödenmiş to make it.
111
334200
2040
yalnızca bir tanesi olduğunu anladım.
05:49
I paidödenmiş them all, or trieddenenmiş,
112
337280
2896
Tüm bedelleri ödedim
ya da ödemeye çalıştım
05:52
and sure enoughyeterli
they seemedgibiydi to payödeme me back:
113
340200
2736
ve karşılığını aldım gibi görünüyor.
05:54
madeyapılmış me a leaderlider
on the varsityOkul takımı footballFutbol teamtakım;
114
342960
3336
Üniversitenin futbol takım kaptanlığı,
05:58
got me into a not-so-secretdeğil bu yüzden gizli societytoplum
115
346320
2416
çok da gizli olmayan bir topluluğa giriş,
06:00
and a job on WallDuvar StreetSokak,
and latersonra in WashingtonWashington.
116
348760
2536
Wall Street'te, daha sonra da
Washington'da bir iş.
06:03
Things were going so well
that I figuredanladım naturallydoğal olarak
117
351320
3656
İşler o kadar iyi gitti ki,
doğal olarak bunun sonunda
06:07
I should be PresidentBaşkan
of the UnitedAmerika StatesBirleşik.
118
355000
2376
ABD balkanı olmalıyım diye düşündüm.
06:09
(LaughterKahkaha)
119
357400
3176
(Kahkaha)
06:12
But sincedan beri I was only 24
120
360600
2376
Ama daha 24 yaşında olduğumdan
06:15
and sincedan beri even presidentsbaşkanlar
have to startbaşlama somewherebir yerde,
121
363000
2856
ve başkanların bile bir yerden
başlaması gerektiğinden,
06:17
I settledyerleşik insteadyerine on a runkoş for CongressKongre.
122
365880
3336
kongre için aday olmaya karar verdim.
06:21
Now, this was in the afterglowAfterglow
of that great 2008 electionseçim:
123
369240
4376
Bu, o büyük 2008 seçimlerinin hala
etkisinde olduğumuz o dönemde oldu.
06:25
the electionseçim duringsırasında whichhangi
a seriousciddi, moderateılımlı senatorSenatör stressedvurguladı,
124
373640
5136
Ciddi, ılımlı bir senatör
şunu vurgulamıştı:
06:30
"The messagemesaj you've got to sendgöndermek
more than any other messagemesaj
125
378800
3856
"Vermem gereken en önemli mesaj,
06:34
is that BarackBarack ObamaObama is just like us."
126
382680
3000
Barack Obama'nın da
bizden biri olduğudur."
06:38
They sentgönderilen that messagemesaj so well
127
386520
1936
Bu mesajı o kadar iyi verdiler ki
06:40
that theironların campaignkampanya becameoldu
the goldaltın standardstandart of modernmodern politicssiyaset,
128
388480
3176
kampanyaları modern siyasetin
altın kuralı haline geldi.
06:43
if not modernmodern life,
whichhangi alsoAyrıca seemsgörünüyor to demandtalep
129
391680
3456
En sonunda, huzur ve tatminle,
06:47
that we eachher do whateverher neyse it takes
to be ableyapabilmek to say at the endson of our daysgünler
130
395160
4696
"Ben de herkes gibiydim" demek için
06:51
with peaceBarış and satisfactionmemnuniyet,
"I was just like everybodyherkes elsebaşka."
131
399880
4536
elimizden geleni yapmamızı isteyen
bu modern hayat düzeni olmasaydı
06:56
And this would be my messagemesaj, too.
132
404440
2680
benim mesajım da bu olacaktı.
07:00
So one night, I madeyapılmış one finalnihai call
to my prospectivepotansiyel campaignkampanya managermüdür.
133
408480
5520
Bir gece, aday kampanya
yöneticimi son kez aradım.
07:07
We'dBiz istiyorsunuz do the things it'do ediyorum take to winkazanmak,
but first he had one questionsoru:
134
415320
4600
Kazanmak için ne yapmamız gerekiyorsa
yapacaktık ama önce, son bir sorusu vardı:
07:13
"Is there anything I need to know?"
135
421120
1760
"Bilmem gereken bir şey var mı?"
07:16
I heldbekletilen the phonetelefon and finallyen sonunda said,
136
424240
3376
Durakladım ve sonunda dedim ki,
07:19
"Well, you should probablymuhtemelen know I'm gayeşcinsel."
137
427640
2400
"Eşcinsel olduğumu bilmelisin."
07:23
SilenceSessizlik.
138
431920
1200
Sessizlik.
07:26
"HmmHmm. I see," he nearlyneredeyse whisperedfısıldadı,
139
434560
3816
Neredeyse fısıldayarak "Anlıyorum" dedi.
07:30
as if he'diçin ona foundbulunan a shinyparlak pennykuruş
or a deadölü babybebek birdkuş.
140
438400
3736
Parlak bir kuruş ya da
ölü bir yavru kuş bulmuş gibiydi.
(Kahkaha)
07:34
(LaughterKahkaha)
141
442160
1056
07:35
"I'm gladmemnun you told me," he continueddevam etti.
142
443240
2816
"Bana söylediğine sevindim," dedi.
"İşimi kesinlikle kolaylaştırmadın.
07:38
"You definitelykesinlikle didn't make
my job any easierDaha kolay.
143
446080
2176
Demek istediğim, sen Teksas'tasın.
07:40
I mean, you are in TexasTexas.
144
448280
1776
07:42
But it's not impossibleimkansız, not impossibleimkansız.
145
450080
3080
Ama imkansız değil, imkansız değil.
Ama Casey, sana bir şey soracağım:
07:46
But CaseyCasey, let me asksormak you something:
146
454200
1960
07:49
How are you going to feel when somebodybirisi,
say, at a rallyRalli, callsaramalar you a faggotibne?
147
457080
5520
Biri miting esnasında sana
ibne dediğinde ne hissedeceksin?
07:55
And let's be realgerçek, OK?
148
463520
1440
Gerçekçi ol, tamam mı?
07:57
You do understandanlama that somebodybirisi
mightbelki want to physicallyfiziksel olarak harmzarar you.
149
465720
3480
Birinin fiziksel olarak sana zarar vermek
isteyebileceğini biliyorsun.
08:02
I just want to know:
150
470160
1936
Sadece bilmek istiyorum.
08:04
Are you really readyhazır for this?"
151
472120
2080
Buna gerçekten hazır mısın?"
08:07
I wasn'tdeğildi.
152
475720
1736
Değildim.
08:09
And I could not understandanlama --
153
477480
3016
Ve anlayamıyordum.
08:12
could hardlyzorlukla breathenefes almak
154
480520
2856
Zar zor nefes alıyor,
08:15
or think, or say a wordsözcük.
155
483400
2760
zar zor düşünüyor ve konuşuyordum.
08:19
But to be clearaçık:
the boyoğlan that I was at that time
156
487400
2576
Ama dürüst olmam gerekirse,
o zamanlar olduğum çocuk,
08:22
would have leaptatladı
at the chanceşans to be harmedzarar,
157
490000
2616
bir amaç uğruna zarar görmeyi göze alır,
08:24
to sacrificekurban everything,
even life, for a causesebeb olmak.
158
492640
2920
her şeyi ve hatta
hayatını bile feda ederdi.
08:28
There was something shockingşok edici, thoughgerçi --
159
496840
2696
Ama, yalnızca kendisi olduğu için bile
zarar görebileceği gibi
08:31
not that there should have been,
but there was --
160
499560
2736
şok edici bir gerçek vardı.
08:34
in the notionkavram that he mightbelki be harmedzarar
for nothing more than beingolmak himselfkendisi,
161
502320
4936
Olmamalıydı, ama vardı.
08:39
whichhangi he had not even trieddenenmiş
to do in the first placeyer.
162
507280
2480
Ki başlarda kendi gibi olmayı
denemeyi hiç düşünmemişti bile.
08:42
All that he -- all that I --
163
510640
3015
Onun denediği, benim denediğim,
08:45
had trieddenenmiş to do and be
was what I thought was askeddiye sordu of me.
164
513679
4377
benden beklenildiğini düşündüğüm şeyi
yapmak ve öyle olmaktı.
08:50
I was prominentönemli for a 24-year-old-yaşında:
165
518080
3536
24 yaşındaki birine göre seçkin biriydim:
08:53
intelligentakıllı, I spokekonuştu well, dressedgiyinmiş decentiyi;
I was an upstandingnamuslu citizenvatandaş.
166
521640
4440
zekiydim, iyi konuşuyordum,
iyi giyiniyordum. Asil bir vatandaştım.
08:59
But the bargainpazarlık I had acceptedkabul edilmiş
could not savekayıt etmek me after all,
167
527040
4800
Ama başta kabul ettiğim teklif
beni kurtaramadı.
09:04
norne de can it savekayıt etmek you.
168
532960
1200
Sizi de kurtaramaz.
09:07
You mayMayıs ayı have alreadyzaten learnedbilgili this lessonders,
169
535600
1976
Belki de bunu
cinsel yöneliminiz fark etmeksizin
09:09
or you will, regardlessne olursa olsun of your sexualitycinsellik.
170
537600
3440
çoktan öğrenmişsinizdir
ya da öğreneceksinizdir.
09:13
The queerqueer receivesalır
a concentratedkonsantre dosedoz, no doubtşüphe,
171
541840
3936
Şüphesiz ki bir eşcinsel,
baskıdan çok yoğun bir doz alır.
Ancak aslında baskı,
hepimize sunulan acı bir haptır.
09:17
but repressionbaskı is a bitteracı pillhap
that's offeredsunulan to us all.
172
545800
4320
09:23
We're taughtöğretilen to hidesaklamak so manyçok partsparçalar
of who we are and what we'vebiz ettik been throughvasitasiyla:
173
551640
3656
Kim olduğumuzun ve yaşadıklarımızın
çok büyük bir kısmını saklamayı öğrendik.
09:27
our love, our painAğrı, for some, our faithinanç.
174
555320
2840
Aşkımızı, acımızı,
bazılarımız için inançlarımızı.
09:31
So while cominggelecek out
to the worldDünya can be hardzor,
175
559240
2320
Bu yüzden dünyaya gelmek bile zorken,
09:34
cominggelecek in to all the rawçiğ, strangegarip magicsihirli
of ourselveskendimizi can be much harderDaha güçlü.
176
562760
4416
kendimize ait bütün o saf, tuhaf sihri
kucaklamak çok daha zor olabilir.
09:39
As MilesMil DavisDavis said, "It takes a long time
to soundses like yourselfkendin."
177
567200
3960
Miles Davis'in de dediği gibi, "Sesinin
kendisi gibi duyulması uzun zaman alır."
09:44
That surelyelbette was the casedurum for me.
178
572320
1560
Bu, kesinlikle benim için geçerliydi.
09:47
I had my privateözel revelationvahiy
that night at 24,
179
575240
2576
Hakkımdaki gerçeği, 24 yaşındayken,
o gece ortaya döktüm
09:49
but mostlyçoğunlukla wentgitti on with my life.
180
577840
2136
ama hayatım boyunca devam etti.
09:52
I wentgitti on to HarvardHarvard Businessİş SchoolOkul,
startedbaşladı a successfulbaşarılı nonprofitkâr amacı gütmeyen,
181
580000
4216
Harvard İşletme Okulu'na gittim, kâr amacı
gütmeyen başarılı bir girişim başlattım,
bir magazin dergisinin kapağında
yer aldım, TED sahnesine çıktım.
09:56
woundyara up on the coverkapak of a magazinedergi,
on the stageevre at TEDTED.
182
584240
2936
(Kahkahalar)
09:59
(LaughterKahkaha)
183
587200
1656
10:00
I had achievedelde, by my lategeç 20s,
184
588880
1576
20'li yaşlarımın sonlarında,
10:02
about everything
a kidçocuk is supposedsözde to achievebaşarmak.
185
590480
2440
bir çocuğun başarması
gereken her şeyi başardım.
10:06
But I was realgerçek crackedçatlamış up:
186
594360
1320
Ama gerçekten paramparça olmuştum.
10:09
not exactlykesinlikle havingsahip olan a nervoussinir breakdownarıza,
but not too faruzak off,
187
597440
4216
Tam olarak sinirsel çöküş yaşamıyordum
ama buna çok da uzak değildim.
10:13
and awfulkorkunç sadüzgün eitherya way.
188
601680
1520
Her iki şekilde de çok üzücü bir durumdu.
10:16
I had never thought of beingolmak a writeryazar,
189
604280
2776
Bir yazar olmayı hiç düşünmemiştim,
10:19
didn't even readokumak, in earnestciddi,
untila kadar I was nearlyneredeyse 23.
190
607080
3320
23 yaşıma gelene kadar
istekle kitap okumamıştım bile.
Ama kitap sektörü,
kendi sorunlarınızı araştırmanız için
10:23
But the bookkitap business
is about the only industrysanayi
191
611640
2256
10:25
that will payödeme you to investigateincelemek
your ownkendi problemssorunlar, so --
192
613920
2896
size ödeme yapan tek sektördür.
(Kahkaha)
10:28
(LaughterKahkaha)
193
616840
3400
10:34
So I decidedkarar to give it a try,
194
622800
2160
Bu yüzden, çatlaklarımı
10:38
to traceiz those cracksçatlaklar with wordskelimeler.
195
626000
2960
kelimelerle doldurmaya karar verdim.
10:42
Now, what camegeldi out on the pagesayfa was
about as strangegarip as I feltkeçe at that time,
196
630640
4256
Sayfada ortaya çıkan şey,
o sırada hissettiğim kadar tuhaftı,
10:46
whichhangi alarmedpanik some people at first.
197
634920
2856
bu da ilk başta
bazı insanları harekete geçirdi.
10:49
A respecteditibarlı writeryazar calleddenilen
to stageevre his ownkendi interventionmüdahale
198
637800
2816
Saygın bir yazar,
birkaç bölüm okuduktan sonra
10:52
after readingokuma a fewaz earlyerken chaptersbölümler,
199
640640
3056
araya girdi
10:55
and he beganbaşladı, much like my motheranne,
200
643720
3736
ve annem gibi konuştu.
10:59
"Hey, listen.
201
647480
2360
"Hey, dinle.
11:02
You've been hiredkiralanmış
to writeyazmak an autobiographyotobiyografi.
202
650800
2376
Bir otobiyografi için işe alındın.
11:05
It's a straightforwardbasit exerciseegzersiz.
203
653200
1856
Bu, net bir şey.
11:07
It's got a beginningbaşlangıç, middleorta and endson,
204
655080
1816
Başı, ortası ve sonu var
11:08
and is groundedtopraklı in the factsGerçekler of your life.
205
656920
2496
ve yaşadığın şeylerden oluşuyor.
11:11
And by the way, there's a great traditiongelenek
of autobiographyotobiyografi in this countryülke,
206
659440
3576
Ve bu arada bu ülkede, varoluşlarını
savunmak için yazan toplumdan
11:15
led by people on the marginsmarjlar of societytoplum
who writeyazmak to assertonaylama işlemi theironların existencevaroluş.
207
663040
5056
dışlanmış insanlar tarafından yönetilen
büyük bir otobiyografi geleneği var.
11:20
Go buysatın almak some of those bookskitaplar
and learnöğrenmek from them.
208
668120
3416
Git bu kitaplardan birini al da öğren.
11:23
You're going in the wrongyanlış directionyön."
209
671560
2800
Yanlış yoldan gidiyorsun."
11:27
But I no longeruzun believedinanılır
what we are taughtöğretilen --
210
675680
3496
Ama artık bize öğretildiği gibi,
doğru yolun güvenli yol
olduğuna inanmıyordum.
11:31
that the right directionyön
is the safekasa directionyön.
211
679200
2456
Artık bize öğretildiği gibi eşcinsellerin,
siyahilerin, fakirlerin hayatlarının
11:33
I no longeruzun believedinanılır what we are taughtöğretilen --
212
681680
2176
11:35
that queerqueer liveshayatları or blacksiyah liveshayatları
or poorfakir liveshayatları are marginalmarjinal liveshayatları.
213
683880
3496
sıra dışı hayatlar olduğuna inanmıyordum.
11:39
I believedinanılır what KendrickKendrick LamarLamar
saysdiyor on "SectionBölüm.80.":
214
687400
3520
Artık, Kendrick Lamar'ın ''Section.80.''de
söylediğine inanıyordum:
11:43
"I'm not on the outsidedışında looking in.
215
691640
3296
"Dışarıdan içeriye bakmıyorum.
11:46
I'm not on the insideiçeride looking out.
216
694960
1936
İçeriden dışarıya da bakmıyorum.
11:48
I'm in the deadölü fuckingkahrolası centermerkez
looking around."
217
696920
2416
Lanet orta noktadayım
ve etrafıma bakıyorum."
11:51
(LaughterKahkaha)
218
699360
1456
(Kahkaha)
11:52
That was the placeyer
219
700840
1976
Burası,
11:54
from whichhangi I hopedümit to work,
220
702840
2176
üzerinde çalışmayı umduğum yerdi.
11:57
headedbaşlı in the only directionyön worthdeğer going,
the directionyön of myselfkendim,
221
705040
3456
İlerlemeye değer tek yön, kendi yönümdü.
12:00
tryingçalışıyor to help us all
refuseçöp the awfulkorkunç bargainsPazarlık
222
708520
3856
Kabul etmemizin öğretildiği
o tüm berbat teklifleri
reddetmemize yardımcı olacak olan yerdi.
12:04
we'vebiz ettik been taughtöğretilen to take.
223
712400
1280
12:06
We're taughtöğretilen to turndönüş ourselveskendimizi
224
714680
2176
Kendimizi ve yaptığımız işi,
kolayca sindirilebilen
12:08
and our work into little nuggetsNuggets
that are easilykolayca digestiblesindirilebilir;
225
716880
4056
küçük parçalar haline
getirmemiz öğretildi.
12:12
taughtöğretilen to mutilatebozmak ourselveskendimizi
so that we make senseduyu to othersdiğerleri,
226
720960
3376
Başkalarına anlamlı gelelim diye kendimize
yabancı olmamız öğretildi.
12:16
to be a strangeryabancı to ourselveskendimizi
so the right people mightbelki befriendyardım etmek us
227
724360
3576
Belki doğru insanlar arkadaşımız olur,
doğru okullar bizi kabul eder,
doğru patronlar bizi işe alır,
12:19
and the right schoolsokullar mightbelki acceptkabul etmek us,
and the right jobsMeslekler mightbelki hirekiralama us,
228
727960
3416
doğru partilere davet ediliriz diye
12:23
and the right partiespartiler mightbelki inviteDavet etmek us,
229
731400
1856
ve bir gün doğru Tanrı,
bizi doğru cennetine kabul eder
12:25
and, somedaybirgün, the right God
mightbelki inviteDavet etmek us to the right heavencennet
230
733280
3176
ve o ışıltılı kapılarını
ardımızdan kapatır,
12:28
and closekapat his pearlyinci gateskapılar behindarkasında us,
231
736480
1976
12:30
so we can bowyay down to Him
foreversonsuza dek and ever.
232
738480
2536
böylece onun önünde
ilelebet diz çökebilelim diye.
12:33
These are the rewardsödüller, they say,
233
741040
2416
Derler ki,
boyun eğmemizin ödülleri bunlar olur.
12:35
for our obedienceitaat:
234
743480
1360
12:37
to be a well-likediyi sevdim holyKutsal nuggetNugget,
235
745640
2936
Çok sevilen yüce,
sindirilebilir bir parça olmak
12:40
to be deadölü.
236
748600
1200
ya da ölü olmak.
12:42
And I say in returndönüş, "No, thank you."
237
750640
3720
Ben de dünyaya ve anneme
"Hayır, teşekkürler" diye
karşılık veriyorum.
12:47
To the worldDünya and to my motheranne.
238
755480
2760
12:51
Well, to tell you the truthhakikat,
239
759520
1376
Aslında sadece,
"Tamam anne, sonra konuşuruz" dedim.
12:52
all I said was, "OK, MomAnne,
I'll talk to you latersonra."
240
760920
2376
(Kahkaha)
12:55
(LaughterKahkaha)
241
763320
1296
12:56
But in my mindus, I said, "No, thank you."
242
764640
3336
Ama içimden "Hayır teşekkürler" dedim.
Annemin teklifini de kabul edemedim.
13:00
I cannotyapamam acceptkabul etmek her bargainpazarlık eitherya.
243
768000
3400
Siz de etmemelisiniz.
13:04
NorNe de should you.
244
772280
1200
13:06
It would be easykolay
for manyçok of us in roomsOdalar like this
245
774360
4456
Böyle odalarda
kendimizi güvende hissetmek,
kendimizi burada güvende tutmak
13:10
to see ourselveskendimizi as safekasa,
246
778840
2896
çoğumuz için kolay olurdu.
13:13
to keep ourselveskendimizi over here.
247
781760
2520
13:17
We speakkonuşmak well, we dresselbise decentiyi,
248
785520
2976
Güzel konuşuyoruz, güzel giyiniyoruz,
zekiyiz, insanlar bizi seviyorlar,
en azından seviyormuş gibi davranıyorlar.
13:20
we're intelligentakıllı, people like us,
or actdavranmak like they do.
249
788520
3920
13:25
But insteadyerine, I say that we
should rememberhatırlamak Lot'sLot'un wifekadın eş.
250
793440
4280
Ama bunun yerine, Lut'un karısını
hatırlayalım derim.
13:31
Jesusİsa of NazarethNazareth said it
first to his disciplesöğrencileri:
251
799200
3176
Nazaretli İsa, bunu ilk kez
müritlerine söyledi:
"Lut'un karısını hatırlayın."
13:34
"RememberHatırlıyorum Lot'sLot'un wifekadın eş."
252
802400
2440
13:38
Lot, in casedurum you haven'tyok
readokumak the Bibleİncil recentlyson günlerde,
253
806240
3376
Eğer yakın zamanda İncil'i
okumadıysanız söyleyeyim,
13:41
was a man who setset
his familyaile down in SodomSodom,
254
809640
3256
Lut, ailesini Sodom'a,
Tanrı'nın yok etmesi gerektiğine
13:44
in the midstortasında of a wickedkötü societytoplum
that God decidedkarar he had to destroyyıkmak.
255
812920
4560
karar verdiği kötü bir toplumun
ortasında bırakan bir adamdı.
Zalim olmasına rağmen
bazen yumuşayan Tanrı,
13:50
But God, beingolmak cruelacımasız,
yethenüz still a sapSAP in partBölüm,
256
818280
2736
iki meleği, halkını toplayıp
Dodge’dan çıkmaları için
13:53
rushedkoştu two angelsMelekler out to SodomSodom
to warnuyarmak Lot to gathertoplamak up his folksarkadaşlar
257
821040
4296
Lut'u uyarsın diye Sodom’a gönderdi.
13:57
and get out of DodgeBirden kenara çekilip kurtulmak.
258
825360
1200
Lut, meleklerin uyarısını duydu ama geç.
13:59
Lot heardduymuş the angel'sAngel'ın warninguyarı, but delayedgecikmiş.
259
827480
3296
Melekler tüm gün bekleyemezdi,
14:02
They didn't have all day to wait,
so they grabbedyakaladı Lot'sLot'un handseller
260
830800
3256
Lut'un, iki kızının
ve karısının ellerini tuttular
14:06
and his two daughters'kızlarının handseller,
and his wife'skarısının handseller,
261
834080
2856
ve onları Sodom'ın dışına doğru
aceleyle götürdüler.
14:08
and hurriedAcele them out of SodomSodom.
262
836960
2056
14:11
And the angelsMelekler shoutNot,
263
839040
1576
Ve melekler bağırdı,
14:12
"EscapeKaçış to the mountaindağ.
WhateverNe olursa olsun you do, don't look back,"
264
840640
3536
"Dağlara kaçın, ne yaparsanız yapın
ama asla arkanıza bakmayın."
14:16
just as God startsbaşlar rainingyağmur down fireateş
on SodomSodom and GomorrahGomorra.
265
844200
3936
Tam bu sırada, Tanrı Sodom ve Gomora
üstüne ateşler yağdırmaya başladı.
14:20
I can't figureşekil out how GomorrahGomorra
got draggedsürüklenen into this.
266
848160
2616
Gomora'nın, bu duruma
nasıl geldiğini anlayamıyorum.
14:22
But Lot and his folksarkadaşlar are runningkoşu,
267
850800
2976
Ama, Lut ve halkı koşuyor,
14:25
fleeingkaçan all that destructionimha,
268
853800
1656
tüm bu yıkımdan kaçıyor,
14:27
kickingtekme up dusttoz while the LordLord
rainsyağmurlar down deathölüm,
269
855480
2976
Tanrı ölüm yağdırırken
onlar tozu dumana katıyor
14:30
and then, for some reasonneden,
Lot'sLot'un wifekadın eş looksgörünüyor back.
270
858480
5280
ve sonra her nedense
Lut'un karısı arkasına bakıyor.
14:36
God turnsdönüşler her into a pillarayağı of salttuz.
271
864920
2240
Tanrı, onu tuzdan bir sütun
hâline getiriyor.
14:40
"RememberHatırlıyorum Lot'sLot'un wifekadın eş," Jesusİsa saysdiyor.
272
868600
3680
İsa der ki, "Lut'un karısını hatırlayın."
Ama, bir şey soracağım:
14:45
But I've got a questionsoru:
273
873920
1200
14:48
Why does she look back?
274
876600
1200
Neden arkasına baktı?
14:51
Does she look back because
she didn't want to missbayan the mayhemMayhem,
275
879520
3776
Kargaşayı kaçırmamak
ve ateşler içindeki şehre son
bir kez bakmak istediği için mi?
14:55
wanted one last glimpsebelirti of a cityŞehir on fireateş?
276
883320
2400
Yanındakilerin biraz daha
rahat nefes alabilmesi için
14:59
Does she look back because she wanted
to be sure that her people
277
887160
3016
tehlikeden yeterince uzakta
olduklarından emin olmak için mi?
15:02
were faruzak enoughyeterli from dangerTehlike
to breathenefes almak a little easykolay?
278
890200
2936
15:05
I'm so nosyMeraklı and selfishbencil sometimesara sıra,
those likelymuhtemelen would have been my reasonsnedenleri
279
893160
3656
Bazen, çok meraklı ve bencil olabiliyorum,
eğer onun yerinde olsaydım,
15:08
if I'd been in her shoesayakkabı.
280
896840
1240
bunlar benim arkama bakma
sebeplerim olurdu.
Ama ya Lut'un karısına
başka bir şey olduysa?
15:11
But what if something elsebaşka was going on
with this womankadın, Lot'sLot'un wifekadın eş?
281
899240
5520
Bu insanları, yalnız başlarına
canlı canlı yanarken
15:18
What if she could not bearayı the thought
of leavingayrılma those people
282
906080
5456
geride bıraktıkları
düşüncesine katlanamadıysa?
15:23
all aloneyalnız to burnyanmak alivecanlı,
283
911560
2616
15:26
even for righteousness'sdoğruluk's sakeuğruna?
284
914200
1720
Doğruluğuna rağmen?
15:28
Isn't that possiblemümkün?
285
916880
1200
Bu mümkün değil mi?
15:31
If it is, then this backwardgeriye dönük glancebakış
of a disobedientasi womankadın
286
919360
5176
Eğer mümkünse,
itaatsiz bir kadının arkasına bakışı
15:36
mayMayıs ayı not be a cautionaryeğitici talemasal after all.
287
924560
2376
bize ders veren bir hikâye olmayabilir.
15:38
It mayMayıs ayı be the bravesten cesur actdavranmak
in all the Bibleİncil,
288
926960
3296
Belki bu, İncil'deki
en cesur davranış olabilir,
hatta belki de
tüm İncil'i ayakta tutan olay olan
15:42
even braverdaha cesur than the actdavranmak
that holdstutar the wholebütün BookKitap togetherbirlikte,
289
930280
2936
İsa'nın çarmıha gerilmesinden
daha cesurca bir hareket.
15:45
the crucifixionçarmıha germe.
290
933240
1200
15:47
We are told that up on CalvaryCalvary,
on an oldeski ruggedsağlam crossçapraz,
291
935080
5096
Calvary'de,
eski ve engebeli bir haç üzerinde
İsa'nın herkesi kurtarmak için
yaşamını yitirdiği söylendi,
15:52
Jesusİsa gaveverdi his life to savekayıt etmek everybodyherkes:
292
940200
1896
15:54
billionsmilyarlarca and billionsmilyarlarca of strangersyabancı insanlar
for all time to come.
293
942120
2920
yaşayacak olan milyarca
ve milyarlarca insan için.
Hoş bir hareket.
15:57
It's a niceGüzel thing to do.
294
945840
1856
Bu hareket onu ünlü yaptı. Orası kesin.
15:59
It madeyapılmış him famousünlü, that's for sure.
295
947720
1736
16:01
(LaughterKahkaha)
296
949480
1816
(Kahkaha)
16:03
But Lot'sLot'un wifekadın eş was killedöldürdü,
297
951320
2696
Ama Lut'un karısı öldürüldü,
16:06
turneddönük into a pillarayağı of salttuz,
298
954040
2576
tuzdan bir sütuna dönüştürüldü,
16:08
all because she could not
turndönüş her back on her friendsarkadaşlar,
299
956640
4776
arkadaşlarına arkasını dönemediği için,
16:13
the wickedkötü menerkekler of SodomSodom,
300
961440
2896
Sodom'ın hain adamlarına.
16:16
and nobodykimse even wroteyazdı
the woman'skadının nameisim down.
301
964360
3000
Ve kadının ismini kimse yazmadı bile.
Lut'un karısının cesaretine sahip olmak,
16:20
Oh, to have the couragecesaret of Lot'sLot'un wifekadın eş.
302
968880
3120
16:25
That's the kindtür of couragecesaret we need todaybugün.
303
973040
3616
bugün ihtiyacımız olan şey
işte böyle bir cesaret.
Kendimizi oraya koyma cesareti.
16:28
The couragecesaret to put ourselveskendimizi over there.
304
976680
3416
16:32
The couragecesaret that saysdiyor that eitherya
all of us have to be faggotsIbne,
305
980120
3256
Herhangi birimizin özgür olabilmesi için
ya hepimizin ibne olması
16:35
or noneYok of us can be faggotsIbne,
for any of us to be freeücretsiz.
306
983400
4376
ya da hiçbirimizin özgür olmaması
gerektiğini söyleyen bir cesaret.
Sokaktaki diğer serserilerle,
16:39
The couragecesaret to standdurmak
with other vagabondsvagabonds in the streetsokak,
307
987800
4416
dünyanın tüm zavallılarıyla
beraber durmak için,
16:44
with all the wretchedsefil of the earthtoprak,
308
992240
2376
16:46
to formform an armyordu of the leasten az of these,
309
994640
2816
bunların en azıyla
ordu kurmak için bir cesaret.
16:49
with the faithinanç that from
the nakedçıplak crustkabuk of all we are,
310
997480
4336
Hepimizin çıplak kabuğundaki o inançla
daha iyi bir dünya yaratabiliriz.
16:53
we can buildinşa etmek a better worldDünya.
311
1001840
2320
16:56
Thank you.
312
1004920
1216
Teşekkürler.
16:58
(ApplauseAlkış)
313
1006160
4600
(Alkışlar)
Translated by Sevgül Demir
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Casey Gerald - American
Casey Gerald chronicles the current state of the American Dream and explores ways to sustain it for a new generation.

Why you should listen

Casey Gerald has witnessed every facet of the American Dream -- from his harrowing childhood in Texas, to his tenure at the heights of America's elite institutions, to his journeys through the cities and towns of the American heartland where he has spent his recent years as cofounder and CEO of MBAs Across America. Now his work as a writer, speaker, and business leader centers on the question: will the American dream survive another generation?

Gerald began his career in economic policy and government innovation at the Center for American Progress, and he has worked as a strategist with startup social ventures such as The Future Project as well as companies like The Neiman Marcus Group.

Born and raised in Dallas, Gerald received an MBA from Harvard Business School, where he delivered the 2014 commencement address, and a BA in Political Science from Yale College. He has been featured on MSNBC, in The New York Times, Financial Times, The Guardian, and he has appeared on the cover of Fast Company, which also named him one of the "Most Creative People in Business." He currently serves on the advisory board of NPR's Generation Listen.

More profile about the speaker
Casey Gerald | Speaker | TED.com