ABOUT THE SPEAKER
Majd Mashharawi - Engineer, entrepreneur
Majd Mashharawi leads a startup that makes bricks from recycled local materials -- and employs women in the Gaza Strip.

Why you should listen

A resident of war-torn Gaza, Majd Mashharawi observed the acute need for access to construction material in order to rebuild damaged buildings and infrastructure. She strove to meet this need by founding GreenCake in 2015, a company that creates environmentally friendly bricks from ash and rubble.

In the summer of 2017 she developed SunBox, an affordable solar device that produces energy to alleviate the effects of the energy crisis in Gaza, where access to electricity has been severely restricted, sometimes to less than three hours a day. With SunBox, she was able to provide electricity to hundreds of people; SunBox was awarded a prize in the annual MIT Pan Arab competition. She received her BSc in Civil Engineering from the Islamic University of Gaza. In 2018 she was selected as one of the most creative people in business by Fast Company.

More profile about the speaker
Majd Mashharawi | Speaker | TED.com
TEDWomen 2018

Majd Mashharawi: How I'm making bricks out of ashes and rubble in Gaza

Majd Mashharawi: Nasıl Gazze'deki kül ve molozlardan tuğlalar üretiyorum

Filmed:
1,545,417 views

Majd Mashharawi Gazze'deki savaşın tahrip ettiği sokaklarda yürürken bir anda aklında çevredeki molozları inşaat malzemesine dönüştürüp dünüştüremeyeceği geldi. İşte bu videoda, onun insanların evlerini yeniden inşa etmesi için küllerden nasıl tuğlalar ürettiğini göreceksiniz. Ayrıca karanlıkta kalan ailelere güneş enerjisiyle elektrik ulaştırmayı amaçlayan yeni projesi hakkında da bilgi alacaksınız.
- Engineer, entrepreneur
Majd Mashharawi leads a startup that makes bricks from recycled local materials -- and employs women in the Gaza Strip. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
Yes, it's darkkaranlık.
0
1992
1722
Evet, karanlık.
00:16
I'm wonderingmerak ediyor how long
we can all standdurmak it
1
4968
3429
Telefonları elimize alıp
flaşlarını açmadan
00:20
withoutolmadan pickingtoplama up our phonetelefon
and turningdöndürme the flashlightsel feneri on.
2
8421
4773
buna ne kadar dayanabileceğimizi
merak ediyorum.
00:25
SecondsSaniye?
3
13847
1150
Saniyeler?
Dakikalar?
00:27
MinutesDakika?
4
15689
1206
00:29
A wholebütün hoursaat?
5
17276
1150
Bir saat mi?
00:33
Don't worryendişelenmek, I'm not going to give you
my wholebütün speechkonuşma in the darkkaranlık.
6
21768
3798
Telaşlanmayın, tüm konuşmamı
karanlıkta yapmayacağım.
00:38
But it's something I'm used to.
7
26606
2067
Fakat bu benim alıştığım bir şey.
10 yıldan fazladır,
ben ve memleketimdeki iki milyon insan
00:41
For more than 10 yearsyıl,
I and two millionmilyon people back home
8
29146
5198
karanlıklarda yaşıyor,
00:46
have been livingyaşam in darknesskaranlık,
9
34368
2872
iki sınır arasına hapsedilmiş bir şekilde
00:49
lockedkilitli betweenarasında two borderssınırlar
10
37264
2468
00:51
that are nearlyneredeyse impossibleimkansız
to leaveayrılmak, literallyharfi harfine,
11
39756
3751
kelimenin tam manasıyla
yaşamının imkansız olduğu
40 km uzunluğa ve yaklaşık 8 km
genişliğe sahip alanda.
00:56
in an areaalan that spansaçıklıklı 25 milesmil long
and about fivebeş milesmil widegeniş.
12
44623
6390
Ben Filistinliyim, Gazzeliyim.
01:03
I am PalestinianFilistin, and I am from GazaGazze.
13
51942
3222
01:07
I grewbüyüdü up there and I still livecanlı there.
14
55903
2600
Orada yetiştim
ve halen de orada yaşıyorum.
Gazze'de çokça yokluğa sahibiz.
01:12
In GazaGazze, we have a wholebütün lot of nothing.
15
60820
4412
01:17
And I aimamaç to createyaratmak something
from that nothing.
16
65812
3479
Ben de yokluktan bir şeyler
üretmeyi amaçladım.
01:21
When a communitytoplum is cutkesim off
from the worldDünya,
17
69315
3088
Dünya ile bağlantısı kesilmiş bir toplumda
yapmamız gereken şey nedir?
01:24
all that we need to do is ... what?
18
72427
1952
Kalıpların dışına çıkmak.
01:26
To think outsidedışında the boxkutu.
19
74403
2066
Kalıpların dışında bir yol.
01:28
Way outsidedışında the boxkutu.
20
76871
1753
01:32
That thinkingdüşünme led me to two projectsprojeler
21
80911
4216
Bu, bana iki proje hakkında
düşünmemi sağladı,
01:37
to addressadres two seriousciddi issuessorunlar
in my communitytoplum.
22
85151
3552
memleketimdeki iki ciddi sorun:
01:41
The need for buildingbina materialsmalzemeler
and the need for electricityelektrik and energyenerji.
23
89818
4134
İnşaat malzemeleri ihtiyacı
ve enerji-elektrik ihtiyacı.
01:47
Two essentialgerekli ingredientsmalzemeler of life.
24
95133
2793
Yaşamın iki ana gereksinimi.
01:51
BothHer ikisi de are in lackeksiklik of supplyarz in GazaGazze.
25
99077
3849
Fakat Gazze'de ikisi de eksik.
01:57
First, I'm not here ...
26
105323
2694
Öncelikle, burada sadece
memleketimdeki mesleğim hakkında
konuşmak için bulunmuyorum.
02:01
just to talk about the occupationMeslek
we have back home.
27
109791
3186
02:05
The siegekuşatma, the warssavaşlar,
the bombsbombalar, the protestsprotestolar
28
113902
4769
Askeri abluka,
savaş, bombalar, protestolar
veya ölü sayısı.
02:10
or the deathölüm tollGeçiş ücreti.
29
118695
1200
02:12
I am here because I wanted to showgöstermek
that we can livecanlı throughvasitasiyla it all.
30
120545
5174
Buradayım çünkü tüm hepsine rağmen
yaşayabileceğimizi göstermek istedim.
02:18
I am here because I wanted
to make a changedeğişiklik.
31
126497
3000
Buradayım çünkü
bir değişiklik yapmak istedim.
02:21
I am here to tell you
32
129949
1746
Sizlere şunu söylemek için buradayım,
02:23
that I am a statisticistatistik
that cannotyapamam be ignoredihmal.
33
131719
3000
ben göz ardı edilemez bir istatistiğim.
02:29
In the 2014 warsavaş, thousandsbinlerce
of housesevler were destroyedyerlebir edilmiş.
34
137953
5015
2014 yılındaki savaşta
binlerce ev yerle bir edildi.
Bu evler güneşte kurutulmuş taşlar
ve bloklardan yapılmıştı.
02:36
Those housesevler were madeyapılmış
from sunbakedkumlarda stonestaşlar and blocksbloklar.
35
144421
6352
Onlarca yıl ayakta durmuşlardı.
02:43
Those housesevler stooddurdu
for decadeson yıllar and decadeson yıllar.
36
151480
3269
Bu evler ailem, arkadaşlarım, komşularım
02:47
Those housesevler were
for my familyaile, friendsarkadaşlar, neighborsKomşular,
37
155313
4153
02:51
everyoneherkes I know.
38
159490
1279
ve tanıdığım herkes içindi.
02:54
At that time, I askeddiye sordu myselfkendim a questionsoru:
39
162587
2182
O zaman kendime bir soru sordum:
02:56
What can I do for people?
40
164793
1667
İnsanlar için ne yapabilirim?
Onlara nasıl yardım edebilirim?
02:58
How can I help them?
41
166952
1333
03:01
I knewbiliyordum we weren'tdeğildi ableyapabilmek
to get cementçimento, aggregatetoplam and sandkum
42
169151
6976
Savaşın tahrip ettiği şeyi
yeniden inşa etmek için
çimento, çakıl ve kum
elde edemediğimizi biliyordum.
03:08
to rebuildyeniden inşa etmek what the warsavaş destroyedyerlebir edilmiş.
43
176151
2468
Fakat topluluğumuzun sahip olduğu
bir şeyleri kullanabilirdik,
03:11
But alsoAyrıca, maybe we can use something
from insideiçeride the communitytoplum,
44
179191
4704
03:15
something we alreadyzaten had.
45
183919
1666
çoktandır elimizde olan bir şeyleri.
Bir şeyleri bir araya getirmekle başladım.
03:18
I startedbaşladı to put things togetherbirlikte.
46
186911
2020
03:20
First, paperkâğıt as a fillerDolgu,
insteadyerine of the aggregatetoplam we importithalat.
47
188955
4292
İlk olarak, çakıl ithal etmek yerine
dolgu maddesi olarak kağıt kullandım.
03:25
But that did not work out.
48
193839
1404
Fakat bu yöntem işimize yaramadı.
03:27
What about usingkullanma glassbardak powderpudra
to replacedeğiştirmek partBölüm of the cementçimento?
49
195823
5510
Çimento yerine cam tozu kullanmak mı?
Fakat bu da başarısız oldu.
03:33
But that failedbaşarısız oldu, too.
50
201685
1400
03:36
I guessedtahmin makingyapma buildingbina blocksbloklar
out of mudçamur would be a great ideaFikir.
51
204098
3473
Çamurdan bina blokları üretmenin
harika olacağını düşündüm.
03:40
But unfortunatelyne yazık ki, it didn't work out.
52
208479
2460
Fakat maalesef, işe yaramadı.
03:43
DuringSırasında the processsüreç
of burningyanan the mudçamur blocksbloklar,
53
211673
3809
Çamur bloklarının pişirilmesi sırasında
03:47
we had a hugeKocaman amounttutar of ashesküller.
54
215506
3722
devasa boyutlarda kül elde ettik.
Ve kendime şunu sordum:
''Neden bu külleri kullanmıyoruz?''
03:51
And I was like, "Why don't we
use those ashesküller?"
55
219815
3200
Fikir bir anda aklımda flaş gibi patladı.
03:55
The ideaFikir flashedparladı in my mindus.
56
223704
2159
03:57
"Let's use it and combinebirleştirmek it
with the rubblemoloz of the demolishedyıkılmış housesevler
57
225887
4721
''Yerle bir olmuş evlerin molozlarıyla,
külleri birleştir
04:02
and make buildingbina blocksbloklar out of it."
58
230632
2230
ve bunlardan yapı malzemeleri üret.''
04:06
After more than 150 failedbaşarısız oldu experimentsdeneyler,
59
234378
4247
150'den fazla başarısız deneme
04:10
and over sixaltı monthsay of researchAraştırma,
60
238649
2912
ve 6 aylık araştırmadan sonra,
gerçekten de bunu yaptım.
04:13
I actuallyaslında madeyapılmış it.
61
241585
1267
(Alkış)
04:16
(ApplauseAlkış)
62
244688
6796
Briketler ürettim,
04:23
I createdoluşturulan a buildingbina blockblok
63
251508
3740
04:27
out of the ashesküller and rubblemoloz
of the demolishedyıkılmış housesevler.
64
255990
3579
küllerden ve yıkılmış
evlerin molozlarından.
04:34
It's here, it camegeldi all the way with me.
65
262371
2452
O burada, tüm yol boyunca
benimle birlikte geldi.
04:36
Well, it camegeldi before me.
66
264847
1600
Aslında benden önce geldi.
04:39
So, it's lighterçakmak,
67
267450
2397
Daha hafif,
04:41
it's cheaperdaha ucuz, and it's strongergüçlü.
68
269871
2341
daha ucuz ve daha dayanıklı.
(Alkış)
04:46
(ApplauseAlkış)
69
274094
6968
04:55
This buildingbina blockblok --
70
283262
1537
Bu briket... tabii ki de
kendinize soruyorsunuz,
04:56
of coursekurs, you asksormak yourselfkendin,
"How did this girlkız do it?"
71
284823
3127
''Bu kız bunu nasıl yaptı?''
04:59
It's not that hardzor,
and it's not that easykolay.
72
287974
2405
Bu zor değil, kolay da değil.
05:02
First, we collectedtoplanmış rubblemoloz
from all around the GazaGazze StripŞerit.
73
290831
3762
Öncelikle, Gazze şeridindeki
molozları topladık.
05:07
Then we combinedkombine it with the ashesküller
that camegeldi from the landfillsdepolama alanları.
74
295419
3937
Sonrasında onları depolama alanlarından
gelen küllerle birleştirdik.
05:11
When the recipeyemek tarifi is donetamam,
it's time for bakingfırında pişirme.
75
299680
2866
Tarif tamamlandığında
sıra pişirmeye geldi.
05:14
So we moldkalıp the blocksbloklar,
as you can see in the photoFotoğraf,
76
302855
3151
Fotoğrafta da gördüğünüz gibi
briketleri kalıplara döktük
05:18
and we cureÇare it usingkullanma waterSu steambuhar.
77
306030
3142
ve su buharı kullanarak onu temizledik.
Ben bu materyale
''Yeşil Pasta'' adını verdim
05:22
I call the materialmalzeme "GreenYeşil CakePasta,"
78
310046
2499
ve insanlar şuanda bunlarla
sadece eski evlerini tamir etmiyorlar,
05:24
and people now can use it
not only to rebuildyeniden inşa etmek oldeski housesevler,
79
312569
3914
ayrıca yeni yapılarda inşa ediyorlar.
05:28
but alsoAyrıca to buildinşa etmek newyeni completetamamlayınız structuresyapıları.
80
316507
3388
Yeşil Kek şimdiye kadar
otuz kişiye iş imkanı sağladı.
05:32
GreenYeşil CakePasta so faruzak has createdoluşturulan
jobsMeslekler for more than 30 people.
81
320950
4000
05:37
And we were ableyapabilmek to rebuildyeniden inşa etmek
around 50 apartmentsdaireler,
82
325688
4794
Ve elliden fazla apartmanı
yeniden inşa edebildik,
bunların her birinin boyutu neredeyse
sekiz kişilik bir hane halkı için yeterli.
05:42
eachher one of them the sizeboyut
of a householdev halkı almostneredeyse for eightsekiz people.
83
330506
4593
05:48
We alsoAyrıca trainedeğitilmiş freshtaze graduatesmezunları,
femalekadın and maleerkek,
84
336704
6532
Biz ayrıca yeni mezun
kadın ve erkekleri eğittik,
05:55
whichhangi is not very commonortak in the communitytoplum.
85
343260
2095
toplumumuz için çok yaygın
bir durum değil bu tabii ki.
Yerel ve global olarak birçok ödül aldık.
05:59
And we got severalbirkaç awardsödülleri,
locallylokal olarak and globallyküresel.
86
347538
3000
Bu briket, sadece
bir inşaat briketi değil.
06:03
This blockblok is not
just only a buildingbina blockblok.
87
351198
3084
Bu, Gazze'de kadınlara karşı olan
ön yargıları değiştirdi,
06:06
It changeddeğişmiş the stereotypeklişe
about womenkadınlar in GazaGazze
88
354306
2822
bu tarz işler erkek işidir
şeklindeki ön yargıları.
06:09
that statedbelirtilen this typetip of work
is meantdemek for menerkekler.
89
357152
3697
Eğitim; özgürlük, iyi bir yaşam
ve gelecek için
06:15
EducationEğitim is the strongestEn güçlü weaponsilah we have
90
363242
4001
savaşabileceğimiz en güçlü silahtır.
06:19
to fightkavga for our freedomözgürlük,
decentiyi life and futuregelecek.
91
367267
3459
06:24
My backgroundarka fon helpedyardım etti me to do this blockblok.
92
372284
3190
Geçmişim bu briketi yapmamda
bana yardımcı oldu.
Gazze İslam Üniversitesi'ne gittim
ve inşaat mühendisliği okudum.
06:27
I wentgitti to the Islamicİslam UniversityÜniversitesi of GazaGazze,
and I studiedokudu civilsivil engineeringmühendislik,
93
375498
4111
06:31
where there was a one-to-sixbir-altı
female-to-malekadın-erkek ratiooranı.
94
379633
3999
Burada kadınların erkeklere göre
oranı altıda birdi.
06:36
EveryoneHerkes told me
I would endson up withoutolmadan a job.
95
384228
3198
Herkes bana sonunda işsiz kalacaksın dedi.
Erkekler için olduğu düşünülen
bir alana girmiştim.
06:40
I wentgitti for a majormajör that's meantdemek for menerkekler.
96
388180
2873
06:44
But theironların lackeksiklik of encouragementteşvik
did not detercaydırmak me; it inspiredyaratıcı me.
97
392204
4539
Fakat onların teşvik etmemesi beni
caydırmadı tam tersine bana ilham verdi.
(Alkış)
06:49
(ApplauseAlkış)
98
397978
6311
Engellemelerle dolu bu uzun yolculuk
ve 2 yıllık çalışmanın ardından
06:57
After this long journeyseyahat with the blockblok,
and after two yearsyıl,
99
405112
3737
07:00
what GazaGazze does need
is not just buildingbina blocksbloklar.
100
408873
3847
Gazze'nin sadece brikete
ihtiyacı olmadığı açıktı.
07:04
We alsoAyrıca need electricityelektrik,
we need the energyenerji.
101
412744
2803
Bizim ayrıca elektriğe ve enerjiye
ihtiyacımız vardı.
07:09
I developedgelişmiş a newyeni companyşirket calleddenilen SunBoxSunBox.
102
417013
3889
Adı SunBox olan yeni bir şirket kurdum.
07:13
SunBoxSunBox is a smartakıllı solargüneş kitkiti
that we sourcekaynak from ChinaÇin,
103
421363
3405
Çin'den aldığımız SunBox, güneş enerjisi
ile çalışan akıllı cihazlardır
07:16
and we engineermühendis it to fituygun the marketpazar need.
104
424792
2324
ve onları tüketicinin ihtiyaçları
doğrultusunda düzenledik.
07:19
It powersgüçler not only lightışık,
but alsoAyrıca laptopsdizüstü bilgisayarlar, phonestelefonlar,
105
427942
3745
Sadece ışık sağlamıyordu,
laptoplar, telefonlar,
07:23
internetInternet connectionbağ, a fanyelpaze or a TVTV.
106
431711
2333
internet bağlantıları, fanlar
ve televizyonlar için kullanılıyordu.
07:26
We teachöğretmek localyerel vendorsSatıcılar and techniciansteknisyenleri
107
434743
2452
Yerel satıcıları ve teknikerleri cihazları
07:29
to sellsatmak, installkurmak and providesağlamak
customermüşteri servicesHizmetler for people.
108
437219
3799
satmaları, kurmaları ve müşteri hizmetleri
sağlamaları için eğittik.
Projeyi küçükten başlattık,
07:34
We got the projectproje off the groundzemin
109
442303
2238
07:36
by providingsağlama 15 familiesaileleri
with solargüneş energyenerji.
110
444565
3031
öncelikle 15 aileye
güneş enerjisi sağladık.
07:40
One of the solargüneş unitsbirimler
we installedKurulmuş in a refugeemülteci campkamp.
111
448883
2587
Bir tane güneş enerjisi ünitesini
mülteci kampına koyduk.
07:43
The nextSonraki day I camegeldi to checkKontrol
what happenedolmuş with the solargüneş,
112
451494
2911
Diğer gün neler olduğunu görmek için
geri geldim
07:46
and I foundbulunan a wholebütün neighborhoodKomşuluk
watchingseyretme a footballFutbol matchmaç
113
454429
2804
ve tüm semti futbol maçı izlerken buldum,
07:49
usingkullanma our devicecihaz.
114
457257
1305
hem de bizim cihazları kullanarak.
07:50
I was like, "WowVay canına, that's going to createyaratmak
a hugeKocaman impactdarbe in the communitytoplum."
115
458586
4099
O an bunun toplumda
büyük bir etki yaratacağını anladım.
Bu, bize ikinci aşamaya geçmek için
cesaret verdi:
07:55
That encouragedteşvik us to go
to the secondikinci roundyuvarlak
116
463410
3115
07:58
of bringinggetiren 200 unitsbirimler.
117
466549
3017
''200'ün üzerinde ünite getirmek''
Fakat her ünitenin fiyatı
350 dolar civarı.
08:02
But eachher unitbirim costsmaliyetler around 350 dollarsdolar.
118
470156
2659
08:05
And a PalestinianFilistin familyaile
can't affordparası yetmek the 350 dollarsdolar.
119
473339
3429
Fakat Filistinli ailelerin parası
buna yetmez.
Biz yeniden alışılmışın dışında
düşünmeye başladık:
08:08
So we had to think, again,
outsidedışında the boxkutu:
120
476792
2150
08:10
How can we make this happenolmak?
121
478966
1690
''Bunu nasıl yapabiliriz?''
Eğer tüm semt bir cihazı kullanarak
maç ilzeyebiliyorsa
08:13
If a wholebütün neighborhoodKomşuluk can watch
a footballFutbol matchmaç usingkullanma one devicecihaz,
122
481006
4216
bunun manası üç yada dört aile
bir cihazı kullanıp
08:17
it meansanlamına geliyor two, threeüç and fourdört familiesaileleri
can sharepay one devicecihaz
123
485246
3872
elektriğin keyfini çıkartabilir.
08:21
and enjoykeyfini çıkarın the electricityelektrik.
124
489142
1734
08:24
What we did is, we createdoluşturulan
a newyeni business modelmodel
125
492111
2236
Bizim yaptığımız şey,
''paylaşmak önemsemektir''
08:26
calleddenilen "sharingpaylaşım is caringsempatik."
126
494371
2746
adlı bir yeni iş modeli yaratmaktı.
08:29
(LaughterKahkaha)
127
497141
1928
(Kahkahalar)
Paylaşmak önemsemektir iş modeli;
08:31
The sharingpaylaşım is caringsempatik business modelmodel
128
499093
2412
08:33
saysdiyor two familiesaileleri sharepay one unitbirim,
threeüç familiesaileleri sharepay one unitbirim,
129
501529
3778
iki aile bir üniteyi,
üç aile bir üniteyi paylaşır
ve masraflar bölünür,
böylece parasını karşılayabilirler.
08:37
and they splitBölünmüş the costmaliyet,
so they can affordparası yetmek payingödeme yapan for it.
130
505331
2762
08:40
Well, the ideaFikir caughtyakalandı on.
131
508871
1865
Fikir beğenildi.
08:42
I didn't expectbeklemek that,
but it just happenedolmuş.
132
510760
2889
Bunu beklemiyordum ama oldu.
İki haftadan kısa bir süre içinde,
08:45
In lessaz than two weekshaftalar,
133
513673
1267
08:46
we were ableyapabilmek to providesağlamak
over 200 people with electricityelektrik.
134
514964
4008
200'den fazla kişiye
elektrik sağlayabildik.
08:51
(ApplauseAlkış)
135
519674
5821
(Alkış)
Ve soru şu: Fikir nasıl tutuldu?
08:57
And the questionsoru here:
How did the ideaFikir catchyakalamak on?
136
525519
2944
09:01
We wentgitti to communitytoplum centersmerkezleri --
137
529149
2358
Toplum merkezine gittik,
işte burası.
09:03
those are placesyerler, you know for whomkime?
138
531531
1912
Peki, kimler için biliyor musunuz?
Sadece erkekler için.
09:05
Only for menerkekler.
139
533467
1158
Yani, bir kadının oraya gitmesi
oldukça tuhaf.
09:06
So it was so weirdtuhaf
for a womankadın to go there.
140
534649
2087
Ve onlara harika bir fikrimin
olduğunu söyledim.
09:08
And I told them, "We have a great ideaFikir.
141
536760
1912
09:10
We will give you electricityelektrik,
142
538696
1405
Size elektrik vereceğiz,
09:12
you give us people
who need this electricityelektrik."
143
540125
2301
siz de bize elektriğe ihtiyacı olan
insanları söyleyeceksiniz.
Şimdi, Gazze Şeridi'nin her tarafından
aileler bize yakınlık gösteriyor.
09:16
Now, familiesaileleri are approachingyaklaşıyor us
from all around the GazaGazze StripŞerit.
144
544641
3468
09:20
I receivedAlınan a phonetelefon call
from the teamtakım this morningsabah, sayingsöz,
145
548133
2777
Bu sabah bir takımdan telefon aldım,
bana ''Majd, lütfen biz baskı altındayız,
günde 16 saat çalışıyoruz,
09:22
"MajdMajd, please, we are underaltında pressurebasınç,
we work 16 hourssaatler a day,
146
550934
3517
böyle çalışmaya
devam edemeyeceğiz.'' dedi.
09:26
we will not be ableyapabilmek to work like this.
147
554475
2040
09:28
FamiliesAileler are callingçağrı us everyher secondikinci.
They want solargüneş energyenerji."
148
556539
3571
Aileler bizi her an arıyor
ve güneş enerjisi istiyorlar.
09:33
MunaMuna, from one of the familiesaileleri
we installedKurulmuş the solargüneş unitbirim for,
149
561569
3953
Güneş paneli kurduğumuz ailelerden
birinin mensubu olan Muna,
09:37
she told me, "You know, MajdMajd,
150
565546
2015
bana şunları dedi: ''Biliyor musun Majd?
09:40
I've never imaginedhayal I will controlkontrol
something in my life.
151
568536
3606
Hayatımda bir şeyleri kontrol
edebileceğimi hiç hayal etmemiştim.
09:44
Now I can controlkontrol my sourcekaynak of energyenerji.
152
572664
3247
Fakat şu anda enerji kaynağımı
kontrol edebiliyorum.
09:47
I feel so specialözel."
153
575935
1266
Kendimi çok özel hissediyorum.''
09:50
What you take for grantedverilmiş
is a privilegeayrıcalık for othersdiğerleri.
154
578133
4698
Sahip olduğunuz şeyler
başkaları için birer imtiyaz.
Muna gibi insanlar
09:56
People like MunaMuna.
155
584494
1295
09:58
She doesn't want to fightkavga.
156
586545
2203
Kavga etmek istemiyorlar.
10:00
She doesn't want to staykalmak in a badkötü life.
157
588772
4265
Kötü bir yaşam içinde olmak istemiyorlar.
Sadece daha iyi bir yaşam arıyorlar.
10:05
She's only looking for a better life.
158
593061
2467
10:08
Our visionvizyon, or I would say,
everyone'sherkesin var visionvizyon in GazaGazze --
159
596180
4588
Bizim vizyonumuz, aslında Gazze'deki
herkesin vizyonu...
10:12
whichhangi I am very privilegedayrıcalıklı
to representtemsil etmek the people back home --
160
600792
3798
-burada memleketimi temsil ettiğim
için çok imtiyazlı hissediyorum-
gelecekte güzel bir yaşama sahip olmaktır.
10:16
is to have a good life, a futuregelecek.
161
604614
3087
Sermaye olarak umudu inşa etmeye
ihtiyacımız var.
10:21
We need to buildinşa etmek
the infrastructurealtyapı of hopeumut.
162
609400
2436
10:23
We want to tell them
it's possiblemümkün to happenolmak,
163
611860
3058
Onların bunun mümkün olduğunu,
insan olarak bunların yapılabileceğini
söylemek istiyoruz.
10:26
it's possiblemümkün to be treatedişlenmiş
as a humaninsan beingolmak.
164
614942
2770
10:29
I don't have to crossçapraz
fourdört borderssınırlar to come here.
165
617736
2445
Buraya gelmek için 4 tane sınır geçmek
zorunda değilim.
10:32
I can just go to the airporthavalimanı,
166
620205
1703
Sadece havalimanına gidebilirim,
dışarıdaki insanları görebilir,
10:33
see the people outsidedışında,
167
621932
1346
10:35
see what the worldDünya looksgörünüyor like.
168
623302
2000
dünyanın neye benzediğini öğrenebilirim.
Çok teşekkür ederim.
10:38
Thank you so much.
169
626651
1222
10:39
(ApplauseAlkış)
170
627897
4198
(Alkış)
Translated by Serdar Cülük
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Majd Mashharawi - Engineer, entrepreneur
Majd Mashharawi leads a startup that makes bricks from recycled local materials -- and employs women in the Gaza Strip.

Why you should listen

A resident of war-torn Gaza, Majd Mashharawi observed the acute need for access to construction material in order to rebuild damaged buildings and infrastructure. She strove to meet this need by founding GreenCake in 2015, a company that creates environmentally friendly bricks from ash and rubble.

In the summer of 2017 she developed SunBox, an affordable solar device that produces energy to alleviate the effects of the energy crisis in Gaza, where access to electricity has been severely restricted, sometimes to less than three hours a day. With SunBox, she was able to provide electricity to hundreds of people; SunBox was awarded a prize in the annual MIT Pan Arab competition. She received her BSc in Civil Engineering from the Islamic University of Gaza. In 2018 she was selected as one of the most creative people in business by Fast Company.

More profile about the speaker
Majd Mashharawi | Speaker | TED.com